Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere tKÎ CUMHURlYET 5 Kasım 1962 Cezayir ihtüâü ve bizler Kaldırılamıyan gecekondular ağaçlandırılıyor DÜŞÜNCELER nıı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııi!iııiiiıııııııııııııııııııııııtıııııııııııııııııııııııııııı=ıııi Son on yıl içinâe yeryüzü galiba biı hakikatı çok iyi anladı. O da şudur : Az gelişmiş ülkeler, çok çelişmiş Batı ülkelerinin vaktiyle feçtikleri yoHardan yürüyerek Batıya yetişemezler. Batının, bn yollarâan yürümeğe çahşan az gelişmiş ülkelere yaptığı milyarlarca dolâr vardımın hiçbir sonuca vararaadan heder olnp gitmesi ve ihtilâl sürşünlerini geliştirmesi, bu düşüncenin kökleşmesinc sebep oluyor. Batının Herici çevreleri bu düşünceyi enine ve boyuna bir teoriye oturtmak için harekete çeçmişlerdir : Bir ülkede az gelişmişliğin eözülmesi şereken düfümler nelerdir? Ne yapmak luımdır? Ba konuda (ikir yavas kalıyor. Hareketler önde ve daha hızlı. . Az gelişmiş ülkelerde birbiri peşisıra gelen patlamalarla ihtiiâlller sürmektcdir. Az gelişmiş ülkeleri sadece bir ticaret paıan sibi çören gerici Batı çevreleri bile artık irkilmişlerdir. Ihtilâller zincirinin halkaları birbirine hızla ckleniyor. Bugün burada Tarın crada öbürgün bir başka yerde... Dikkati çekici nokta, az gelişmiş ulkelerdeki ihtilâllerin birer knrtulnş savaşt ile birlikte aynı anda görülüp gerçekleşmesi. Ve unutmıvalım ki bn zincirin ilk hslkasını bizim Atatürk ihtilâlimiz teşkil etmektedir. Bizim de ihtilâlimiz meselâ kardeş Cezayirdeki gibi tam bir kartnluş bareketinin içinde olgunlaşmıştır. Ve bu ihtılâl derfaal «Devrimcilik • Devletçilik • Halkçılık» llkelerinin top.'amında sosyal adalete öncelik tanımış bir devlet plinı çizivermiştir. Bu plânı gerçekleştirmek için de en kesin yol olarak bir süre tek parti yönetimini ihtilâlin tabii sonucu Mvmıştık. Şimdi de Cezayir Kurtulus Savaşı ile birlikte gelişen fikirlerin, Ben Bella ve ordunun lideri Albay Bumedyen tarafından elele gerçeklestirilmek yolonda olduğunu şorüyoruz. Bu halden hiç hoşlanmıyan bazı çevrelerin Türkiyede yavaş yavaş Cezayir itatilâline eephe aldıklarını da görüyoruz. Bu çevreler isterler ki Cezayir, hemen çok partili rejim kesimine geçiversin. . Ve şrkli demokrasinin bütün fantezileri, Cezayirin bngunkii çeri sosyal dokusunda uyçulanıversin. Cezayirin böyle bir tutuma kayması, Cezayir ihtilâlini beşifinde b*ğmak dcmektir. Cezayir köklü bir toprak reformuııu uygulayıp sonudarını almadan ve buna bağlı öteki sosyal rclormları tamamlamadaıı çok partili idareye şeçerse, ihtilâlden kırk yıl soııra bilc az gelişmiş ve karanlıklar içinde kalmış bir ülke olmaktaıı kurtnlamaz. Cezayinn liderler kadrosn bu gerçegi bilmektedirler. Bildikleri için de, AUlürk rejiminin bize getirdiği prensiplerden battâ daha da radikal olanlarını benimsiyeeek bir idare biçimini tatbik etmek için hazırlanmaktadırlar. Önlerinde çok büyük güçlüklcr vardır. Başarı ılerccclori, rcformları gerçekleştirmek ve yürütmek yolundaki imtihanlar sonunda belli olacaktır. Biz yeryüzündtki Müslüman dcvletlere . daha doğrusu yeryöziindeki bütün az gelişmiş ülkelere, Atatürk ilıtilâli ile örnek olmuştuk. Ama Atatürkten sonra gclen idarecilerimizin Atatürk îhtilâlinin tarihi misycnuna sırt çevirmcleri ve zaaf göstermeleri, bugünkü durumumuzun başlıca sebcbidir. Ama ne de olsa bir tesellimiz var : Kurtulus ihtilâllerini yeni ycni başaran az gelişmiş ülkeler, bizim tecrübelerimizden iyi yönleriyJe de olsa, kötü yönleriyle dc olsa, faydalanacaklardır. Türkiye lâboratuvarında yapılan bütün deneylerin sonuçları gün gibi ortadadır. Tanzimat zihniyeti Yaxan: Dr. İsmet Giritli VAIABJESI MEKTUPLAkl evgili okuyucular, hepiniz gayet iyi bilirsiniz ki «Cumhuriyet» tiraj dâvasını her dâvanın üstünde tutan bir gazete deiildir. Eğer öyle olsaydı tuttuŞumuz yol, her hald« bugünkünden bambaşka bir yol olurdu. Buna rafmen bizi okuyanların çalışma şevkimizi kırmıyacak ve müessese için konan sermayeyi makul şekilde karşıhyacak bir miktarda olmasını daim» istedik ve isteriz. Bir atalar sftaü «her yiğitin bir yoğurt yiyişi vardır» der. Bunun gibi her gazetenin de tuttueu yolda düşünceleri ve prensipleri bizimkine benzemcz. Tiraj dâvasını ön plânda tutan arkadaşlarımız da vardır. Bunlara söylenecek hiç bir sözümüz olmamakla beraher bir kısmının tiraj vc ilân toplama bahislerinde giriştikleri rekabette maalesel bazı gayrimeşru propaganda çarelerine başvnrdukları da görülmektedir. Kendi müesseselt»rini mübalâgalı sözler ve şişirilmiş rakamlarla yükseltmeye çahşırken aynı zamanda diğer gazeteleri de kötülemeye gayret etmektedirler. tşte bu yüzden bazı Anadolu şehirlerinde, battâ tstanbulda ilân sahipleri arasında «Cumhuriyet» in tirajının (30,000) ile (35,000) arasında olduğu şeklinde kasden yayılan soylentiler bir müddettenberi sık sık kulağımıza gelmektedir. Tacirlerin, sanayicilerin ve bütün halkm «Cumhnriyet» hakkındaki bilgilerini değiştirmek hcdefini çüden bu gayretlerden fazla rahatsız olduğumuzu söyliyemeyiz. Ama ne yapalım ki «Cumhuriyet» in tirajı (100,000) dir ve biz bütün okuyucularımızın bize ait hakikatleri oldukları gibi bilmelerini arzu ederiz. Bu sütun da zateıı onun için ihdas edilmiştir. tste bu sebep yüzünden çıkarılan söylentilere karşı bir broşür tertip ve tanzia ettirdik. Yakında tab' ve tevzi edilecek olaıı bu broşür herkese «Cumhuriyet» hakkındaki bütün malümatı verecek, ayrıca kannn adamlarınvn tetkik ve kontrol ettikleri hakiki tiraj rakamlarını da bildirccektir. Böylece gayrimeşru rekabet yolunda bizi istihdaf eden yıkıcı gayretler müstahak oldukları hüsran ile bir kcre daha karşılaşacaklardır. * ** Küba buhranı, üçüncü dünya harbinin başlamak üzere oldu?u düşüncesiyle bütün insanlıŞı endişelendirdi ve heyecanlandırdı. Elbctte «Cumhuriyet» mensupları da herkes gibi korkulu günler geçirdiler. Fazla olarak biz Başyazarımızın o sırada Bcrlinde bulunmakta olması yüzünden ayrı bir endişe konusu ile karşı karşıya kald:k. Çünkü Rerlin, Sovyctlerin sert bir tepki göstermclcri halinde topun aîznıda olan sahaların ilk safında geliyordu. Bufün çok şükür kriz gcçmis bulunuyor. Alman hükümetinin dâvetlisi olarak Berline çitmiş olan Başyazarımız da tekrar aramıza dönmüştür. Bu itibaria duvduğumuz endişelcri çoktaıı unutmuş, Nadir Nadi'nin bu seyahatc ait intibalarını, «iz başmakale sütunlarında, biz kendisiyle hususî sohbetlcrimizde tatlı tatlı dinlemekteyiz. Bizim dinlediklcrimiz tabiî sizinkilerden biraz farklı ve daha eğlencelidir. Bir kaç tanesini anlatalım Batı Berünlilerin Demir Pcrde gcrisinde kalan Do|u Berline gitmeleri yasaktır. Bu yüzdcn Doğu Berlini gezmeye karar veren Nadir Nadi rehber olarak yalnız Arapça ve Almanca bilen bir Iraklı talebeyi seçer. Rhbcr, Doğu Berlini Batıdan ayıran utanç duvarına yaklaşırlarken Nadir Nadi'ye; Aman der, sakın budutta Ruslara gazcteci olduğunuzu söylemeyin. Tahut en iyisi ana dilinizden başka dil biltnemiş olun. Bırakın sizin namınıza ben konuşayım, böylesi daha tehlikesiz . Nadir Nadi fazla düşünmcden «peki» der. Der ama hndut kapısında Rus nöbetçilerin önünde birden aklı başına gelir. Kendi kendine: Eyvah, çok yanlış karar verdik biz, diye düşünür. ^imdi Ruslar rehber vasıtasiyle bana sualler sorarlana ne olacak? Öyle ya Iraklı Almanca ve Arapçadan başka dil bilmiyor. Plâna göre benim Almanca bilmediğim söylendi, Arapça bilmedi|im ise yüzde yüz hakikat Peki nece konuşacak Iraklı benimle? Her sey meydana. çıkacak. Bereket işler yolunda gider, Ruslar Nadir Nadi'ye «ual forraazlar ve tehlike atlatılır. t t a n ç duvanndan içeri girince para bozd'urulur, Nadir Nadi 10 Doğu Almanya markı alır. Rehber. Bakın, şu mühim noktayı unutmayın der. Buraya istedijiniz kadar yabancı parası sokabilirsiniz, ama dışarı çıkarken 10 para Doğu Almaaya parası çıkıramaıSiiHi. Snıra başımıza büyük iş açılır. Nadir Nadi müzeleri çczcr. kartpostal alır. Vasıta parası verir. Fakat 10 mark bir türlü bitmek bilmez. Tam Batı Berline dönmek üzere hududa yaklaşırlarken rehbere: Para kaldı, bir sigara ala'ım! der. Aman almayın, buranın »içaraları samandan farksızdır. Paranıza yazık olur. Canım, ben içimine bakrnak için değil, hâtıra olsun diye ittiyorum. Bırakın ala'ı..ı. Tartışma böylece kesilir. Sigara satılan kulübelerden birine yaklaşırlar. Fakat dükkâncı, bu Doğu Almanyanın cahili yabancüann talebini oldukça müstehzi bir tebessümle karşılar: Maalesef sigaramız yok, hem de uzun müddettenberi yok. Isterseniı kibrit vereyim! der. *** Harbiyede ölçek sokağında oturan oknyucumuz Sabih An»cak (Cumhuriyet) te tiyatro, müzik, resim, ginema ve diğer sanat koilarına ait haber ve tenkidlerin bir «üredir kâfi derecede görülmediğini ileri »ürerek şikâyette bulunuyor. Kendisine hak vermemek mümkün değil. Mevsim basladı, biz ise bu işi yeniden ve daha mükemmel bir şekilde organize etmek arznsu yüzünden sanat olaylariyle muntazam, geniş bir şekilde alâkadar otmakta gecikmiş bulunuyoruz. Okuyucumuz müsterih olsun, 5nümüzdeki çünlerden itibaren «Cumhuriyet» te sanat haber ve yazılarını bol bol bulacaktır. Sevgi ve saygU&rımla.. Kundura Sanayicilerine Müjde DERBY LÂSTİK FABRİKASININ KUNDURA SANAYİINE YENİ HİZMETİ DERBYLEX (DERBY YAPIŞTIRMA İLÂCI) Senelerce çahşmanın mahsulü ve Avrupa kundura sanayiinde kuUanüan yapıştırma solüsyonlaruıı gölgede bırakacak kudrete sahip DERBYLEX yapıştırma ilâcı piyasaya arzedilmijtir. Ehil kunduracının kulİBrıacağı yegâne yapıştınna ilâcı DERBYLEX'dir. ŞAT1S YEEİ ı. ÇARŞIKAPI İSKEIfDER BOĞAZI No. 1 ISTANBLX i •Türk milletinin çağdaş me ve mayanmaiaria yıpranmakta o ce buyük bir tenakuzdur. Esasen sonraki devirlerin haklı deniyet vasıtalanndan ve fe lan ve askeri teokratik temeli çöbiraz da küçümsiyerek yizlerinden faydalanmak i ken Osmanlı toplumunun bünye olarak Şehrin güzelliğini bozan geceçin, en az üç yüz elli yıldan \ sinde hürriyet otorite dengesini «Tanzimat kafası dedikleri» topkonduların çevresinin ağaçlarla beri harcadığı gayrctlerin ne ', bulmak gayesini füden bir yenı i lum anlayışı; Osmanlı ıslâhat hakapatılması düşünülmektedir. Bil reketlerine çekinger., muhaiazakâr kadar elemli ve ıstıraplı en !eşme ve batılaşma hareketidir. hassa şehre giriş yerlerinde bulugeller karşısında boşa gittij Tanzimat Fermanı, hukuki yön (teokratik ve gelenekçi), Ikici (Tenan çırkin manzarah gecekondu '• ğini üzülerek ve ibretle göı den bir «Charte» mahiyetini taşı lifçi ve tâvizci) damgasını vuran lar, turistlerin dikkatini çekmekönnne alarak söylüyorum.» maktadır. Malüm olduğu üzere bir zıhniyettir. Bu zihniyeün dej tedir. ATATÜRK «Charte» ya tek taraflı hükümdar vamını Birinci Meşrutiyette, kıs| Bugünkü şartlar içinde bu bina I iradesini belirten bir ferman, ya men de olsa. Ikinci Meşrutiyette larin kaldırılmasının imkânsulığı j görmelt hut iki taraflı bir mukaveledir. elle tutulur bir şekilde nı düşünen ilgililer, il fidar.lıkla • Bu yı'.ki 3 kasım, bazı tarihçiier ( Halbuki anayasalar birer kanun mümkündür. rından ve Orman Müdürlüklerin tarafından «Türklerin ilk Haklar durlar, Bu da göstermektedir ki Osman; den temin ettikleri fidanları gece Beyannamesi olarak» kabul eUik! kondu bölgesinin çevrelc*ine dık leri «Tanzimat Fermanının yüz yir | Bu itibaria miili hâkimiyet pren h Imparatorluğunun yık:lışır.a kadar, islâhat taraftarları Tanzima! sipini benimsemek şöyle dursun, maya başlamışlardır. Fidan ekimi mi üçüncü yıldönümü idi. değişikliğine tın koyduğu islâhat metodunu de' Gerçekten. 1839 yılının 3 kasım herhangi bir rejim ne Rami, Taşhtarla ve Kuştepe'de büyüic günü, evinden helâllaşarak çıkan yöneîmeksizin sadece hükümranm vam ettirmişlerdir, yani başlanılmıştır. ve bu fermamn ilânını sağlıyan ' yetkilerini sınırlamakla yetinen ı bir devletin kurtulus dâvasını, hâ' • kir görmelerine rağmen, Tanzimat İstanbul Radyosunun yeni kış başarısından «Büyük» vasfını ka Charte'lar siyasi gelişim tarihinde [ zihniyeti ile çözmeğe çahşmışlarzanan Sadrlâzam Mustafa Reşit joğunluk teşkil etmektedir. (1). programınm tatbikine dır. (2). Paşa tarafından Gülhane Kasrında II başlandı okunan Ferman, 1789 Frans'.z dev| 1807 tarihli Senedi Ittifakın ikı Tarih, devrin fikir ve sosyal şart l tstanbul Radyosunun hazırladı rimi ile Avrupada yayılan fikir ve taraflı bir durum arzetmesine kar larının. bilhassa idareci sınıfların Sı kış programım dünden itibaren hareketlerın Osmanlı Imparatorîu olgunluk seviyesinin bu siyasî sta tatbike başlanmıştır. Programda, ğundaki ilk tepkisini teşkil etmek şilık Gulhane Hattında Padişah, tünun tam olarak uygulanmasına ı tek taraflı olarak, kendi yetkilerisaat 9a kadar olan sabah yayınlan '.edir. ni sınırlamaktadır. Bu Fermamn elverişli olmamasını ve so?yal ve! saat 10 a kadar uzatılmış, bu araBilindiği üzere. bütün is'.âhat ve muhtevası tetkik edildikte bir kısiyasî gerçekleri hesaba katmaksı| da haberlere geniş yer verilmış devrim zın, sırl şahsi inisyatif ve prestij' hareketlerinin kaynağı, tir. Avirupa ve Amerika'dan geti maddi ve mânevi sarsıntılar yü sım esasların bütün tebanın şahsi den kaynağını alan ve müessesej güvenlik ve haklarına ait garantirilen plâk ve bandlarla program zündcn sosyal yapıda ve hayat şart lerie bun'.arın gerçekleşmesi gaye1 leşmek yerine bır takım ricalin ki: lar zenginleştirilmiştir. 'arında meydana gelen büyük de sıni güden ceza ve usul prensiple şılıklerine bağ'.anan bu reform ha| ğişimler olup, böyle zamanlarda. rine, diğer kısım hükümlerin ise j reketinin, eksik ve geçici bir de1 Harabe kumarbazları vatandaş ile devlet arasmdaki ilji idari islâhat ile ilgili bir takım i neme olarak kalmağa mahkum buyakalandı lunduğunu, sosyolojik bir gerçeıs Sirkeci Barbaros harabelerinde toplumların ana problemı halıne teclbırlere ait bulunduğu görülmek ı gelmektedir. tedır. | halinde bir kere daha ortaya koy; devamlı şekilde kumar oynandığı muştur. ekipler tarafından tesbit edilmiş Nitekim 18 inci yüzyılda AvruBir batılaşma ve yenileşme ha' ve dün gece baskın yapılmıştıt. pada patlak veren demokrasi ve reketi olan ve bu bakımdan her 1 Tanzimat Ferman ve Hareketinin Mağarada kumar oynayan Şaban devrim hareketleri, bir ucunda şeyden evvel siyasî yapınin teok1 tek müspet yönu; memleketimizı; Meşrutiyet Devrinin anayasasına | Akınal, Mustafa Müzennet, Seyit fert, diğer ucunda toplum buiynan ratik prensiplerden kurtarılması Ökmen, Mehmet Kılıç ve Musta bu münasebetleri kararh, hakh ve gayesini gütmesi gereken Tanzi ve bazı siyasi, hukuki ve kültürel'ı fa Cankuş yakalanmıştır Kumar içinde yaşanılan devrin gerçekle mat Hareket ve Fermanının, ule! meselelerine götüren bir köprü' parası ve kumar âlctleri müsade rine uygun bir dengeye kavuştu ma sınıfına bir tâviz vermek gavj olmasıdır. Tanzimatın, telifrvi, tâvizci ve re edilmiş, sanıklar hakkında tah rulması çabalarıdır. | ret ve zaruretiyle, Osmanlılann çekingen kafa ve zihniyetini kuv j kikata başlanmıştır. Işte bu yönden Tanzimat, kemi gerileme sebebini şeriata riayet e vetle reddetmek için, batılaşma aBir itfaiye arabası trafik rici iç ve dış akımlar. kaynaşma dilrnemesinde bulması kanaatimiz lanında teJtçi, radikal ve cesur bir | kazası yaptı hamlenin ifadesi olan Atatürk ve; Dün sabah Bakırköy Demirhane Atatürkçülüğün politika hayatıını! Caddesinde bir trafik kazası olmuş za girmesini beklemek gerekmiştur. Şoför HÜ5eyin Asanalı idareRadyatör ve tir. sindeki BakıSrköy İtfaiyesine ait soba boruları için tahlisiye arabası bisikletle aksi güvenle kullanabileceğiniz (1) Abadan Savcı, Türkiyede Ayönden geten Şakir Çavuşoğiuna nayasa gelişmelerine bir bakış, çarpmıştır. Kazada ağır suretle ya EN İDEAL BOYA Ankara 1959. S. 23. ralanan Şakir Çavuşoğlu koma ha (2) T. Z. Tunaya, Türkiyenin Silinde Samatya Işçi Sigortaları has ya9( 'Hayatanda Batılaşma Haretahanesine yatırılmıştır. ketleri, Ist. 1960, S. 32 33. Bir yönii yeşil 5 liralıklar 10 Merkez Bankası tarafından 15.10. 1937 tarihinde tedavüle çıkarılan, yüzü koyu mavi ve sağında Atatürk'ün portresi, solunda filigranı, arkası yeşil renkli beş liralık banknotun on yıllık zaman aşımı süresi 10 kasım cumartesi günü so na efrecektir. Genel Müdür Salâj j a t t i n j j a m . yardımsısvSaitN^rda"nın imzalarını taşıyan beş lira iılsl^r cumartesi eünü kıymetini Cumhuriyet 15274 kaybedeceklerdir. Tedavülde hâlen görülen beş lirahklar, bu tarihten Önce Merkez ile Zilraat Ban kasmın şubelerine götürüldüğü takrlirde deeiştirilmektedir. Üsküdar Hacı Şevket Bey Sokak 3 numarada oturan 23 yaşındaki Melika Güvenel, evvelki gece sabaha karşı koma halinde has tahaneye kaldırılmışt:r. Daha önce haîtalanan genç kadm doktor tarafından kendisine verilen ilâç îardan fazla miktarda ald:gı ve bu sebeple zehirlendigi tesbit edilmiştir. Melika Haydarpaça Xümune Hsstahanesinde tedavi altına almmıstır. istanbul Valisi Niyazi Akı ve Be lerliye Baçkanı Kâmuran Görgün esleH ile birlikte Yunan Dışişleri Bakanı Averof'un dâvetüsi o'arak dün karayolu ile Atinaya eitmisîerdir. Akı ve Görgün'ün ziyaret!eri on gün devam edecektir. Bir süre irinde. Valiliğe Vali Muavini Hadi Sağnak, Belediye Reisliğine de Turhan Gürsu vekâlet edecekletrdir. kasımda tedavüldcn kalkıyor CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Türkiye Lira Kr Scnelik 6 aylık 3 aylık Haricl Lara Kr. "5.00 150.00 40.00 80.00 22.00 44.00 Basan ve Yayan Cumhurıyet Matbaacıhk ve Gfeetecilik Türk Anonim Sirketl Cağaloğlu Halkevi Sokak Ko. 3941 Sarubl NÂZÎME NADİ Vau işlerinl fiilen ıdare eden Mesul Müdür Fazla ilâçtan zehirlendi Bugiin Suareden İtibaren Mevsimin en muazzam ve şahane bir M.G.M. filmi VECDİ KIZILDEMİR MACERALAR YOLUNDA Seanslar: 12 Renkü (THE TOURNEY) DEBOBAH KEBB YfL BBYKNER 4.15 16.30 18.45 21.15 Tel: 44 08 35 İlâncılık: 7798/15255 ANKARA BCROSC : Atatürk Bulv&rı Yener Ap.Venl^ehlı Telefoa: 12 »5 44, 12 O 20. M 12 1 4 «fi, 17 57 35 1 • DOGU ILLERİ BÜROSU : tncnü Caddesı Içmen Han Dıyarbakır Telefon: lOfil Akı ve Görgün Atina'ya gitti V E F AT Merhum Emekli Miralay Ahmet Hamdi ve Mürşide Akçor kızı, Dr. Ziya Akçor'un ablası Ay!â Çağdaş'ın annesi ve Oral Çağdaşm kayınvalidesi, Nişantaşı Kız Enstitüsü Tabiat Öğretmeni BEHÎYE AKÇOR Hanımefendi 3.11.962 cumartesi günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 5.11.962 pazartesi öğle namazını mütaakıp Teşvikiye Caraiinden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliğindeki aile kabristanına defnedilecektir. Akçor ailesi Cumhuriyet 15275 • Gazetemize gBnderilen yazılar konulsun, konulmasın lade edilroer. IlânUrdan mesuliyet kabul olunmaz. Abone ve llân ışlerl İçin, larfın Oftüne «Abone» veya «flân Servisi» kaydının konrr.ası lâzımdır. • BU GAZJîTî, BAS1N AHLAK YASA?INA UYMAYl TAAHHÜT ETMIST1R. •k Küçüksaat Meydanı Edirne Ba.ni Adand Telcloa: 4550 GtlNES İLLERİ MERKEZ BÜROSÜ : kolonyasının bir tek kalitesi mevcuttur: ENCSTÜN KALİTE fabrik GLOCKENGASSE No. 4711" ou Rhis« Kasım 5 Cemaziyelâhır 7 BÜYÜK .33;i2.57|lî.43:i8.01|19.34| S.50 E. \ 1.31] 6.5S| P.41|12.00j 1.33111.47 VILSONU Hâncüık: 7654/15259 i; ECUİUHUKJYET» in EDEB. TEFKİKASL «Bütün bunlara çülüp dc: Bu nâmussuz köylü beni Vurıçun Ahmetten. bir de Kul Murtazadan beter edecek diyen, böy lesine alçak gönüllü bir ermiş kişi olan sevgilimiz kim? Terin, göğün, dinimizin direği Taş bas Efendimiz.» «Kulun kurbanın olam Taşbaşca Efendimiz.» diyordu Fat maca Karı. «Allah seni bir gön derdi bize, dertlere derman, yoksulluğa umut diye gönderdi. Nekes olma kurban olduğum. Nekes olma güzel AUa. hımın adamı. Nekes olma Sultanım, güzelim. Allah seni umutsuzlara umut, hastalara ilâç diye gönderdi. Sen de bilirsin güzel Taşbaşçam, bu kız çocuğu yedi yıldır yatar. Hiç bir ocak, hiç bir Hoca, hiç bır cindar para etmedi. Çukurovanııı Gö|< Doktoru bile ırördii, o bile para etmedi, güzel Tîsbaş çam. Tam nmudum kapınmışken işte o zaman Allah seni gönderdi. Allah bu fıkara, bu yedi yıldır yataklardan cıkamaz kızın yüzüne çüldıı de seni gönderdi. Sen de Allahın em rini yerine getirmeyip, nekeslik edivorsun. Ben biliyorum. gandan zenginler Cehennemde yumruklaroaya haşladı. yanacak, Onları Cehennemde Taşbaş srtık buna dayanamalları yakacak. Herkes malırnazdı. öfkesini yenemedi, kanın çoklugiı kadar yanacak. Fı VAZAH: pıyı hızla açıp dışarı fırladı. Ni karalara gelince onlar doğruyeti kadını kolundan iutup, ucana Cennete gidecekler. Bir zaklara atmakta. Kar üstünde de ermiş olmuşsun, sen bunu •ki insanın perişanlığını görünbilmez misin Taşbaşca? ce öfkesi indi. Tam bu sırada kadın da onun ayaklarına atıl«Şu kızın başına elini sür mış, çarıklannı öpüyordu. de, bu yıl Çukurovada, pamuktan kazandığıımn hepsini sana «Fatmaca bacı,» diye inledi, Allah seni bu fıkara kızı iyi et gel artık. Ne olursun aç kapıvereyim. tstersen, bir tek bir «vallahi billahi ben ermiş deği diye gönderdi. Sen de Allahın yı. Nekes olma, hazinenden ne ineciğim, Fındık lnek var, is lim. Bırak yakamı.» emrini yerine getirmiyorsun, gider?» tersen onu da sana vtreyiın. Et «Güzel sesine kurban olduîstersen getirme. O Koca Allah rae bu nekesliği Taşbaşçam.» Fatmaca çün ışırken, sırtıngum,» diye karşılık verdi FatEÖzlerini iyicene açmış, yuUar Taşbaşoğlu içerde, kadın tlı maca. «Güzelce sesini duydum da on sekiz yaşında kızıyla Taş dan bakıyor. Bakıyor da senin sarda. böylesine konvıstukça de başın evine şelmişti. Taşbaş oya... Ermiş değilsen de ermiş bu kötü hallerini görüvor. Sen liye dönüyor, avaz avaz bagırnu tâ uzaktan görmüş kapıyı olma, şu kızın başına o kutlu de bu kızı iyi etmezâen, elin kapatmıştı. Fatmacanın halini mamak için kendisini güç tutu elini koyuver, nolursuıı...» deki ermişliğini alıp Ökkes Dağ yordu. Bazı, kan beynine çıkıbiliyordn. Kızı yıllardan beri Taşbaş: kurduna verecek. Nekes olma yor, kıpkırmızı oluyor, bazı eli hastaydı ve iyileşmiyordu. Taş «Ah, inanmıyorsunuz ki, ah Taşbaşçam. Bu Fatmaca senin ayağı titriyerek S3psarı kesüibaşın ermişlişini dayan Fatma inanmıyorsnnuz ki ben ermiş o kesip de attığın tırnağa l.uryordu. Taşbaşoğlu iyi biliyorövı ca, «işte,» demişti, «Allah kızıdeğilim. Cok mendcbnr, çok haıılar olsun. Şu kızın hasına ki, elini kızın başına bir sürse, mın yüzüne güldü, Derdine der rezil, dört kitaptan koŞulmnş o güzelce, pamuktan yumusabir daha köylülerin elinden öman olaraktan Taşbascayı çön bir mendeburum. Seferin dedi cık da, gülden nârio elini kolünceye kadar kurtulamıyacik deriyor.» Tasbaş üstüne çıkan ği gibi, türlii türlü hayvanlaryuver. Koyuver de su fıkara tı. Ama kadın da karın vstiine hikâyeleri bire bin katarak, la cima ettim, hırsızlık yapkızcağız da muradına eriverçökmüş, kızın yatağını da (luköyde aşkla zevkle anlatanlartım. kızların ırzına geçtim. Böy sin. yiğidim. Ne eksilir hazivarın dibiııe sermiş. oracıja dan birisi de Fatmacaydı. Ve le bir adamdan ermiş olur mu?» nenden, elini şu kızcağızın ba Taşbaşa dört elle sarılmıştı. yerleşmiş, gitmiyordıı. GitıniFatmaca: sına koyuverirsen? Haydi Taş>tır. habire yalvarıyorda. tşte bu Taşbaşca da, ermez «Yalan, yalan.» diye ayaga başçam, yap şu iyiliji. Raşını olasıca. crmiş Taşbaşca da ne«Taşbaşım, kul kurban o'.dukalktı. «Bnnların hepsi yalan. yukarıya kaldır da bak, sen gö keslik ediyor, şu elceğizini kı!om ermişimiz. Allahımızın gü Sen Allahın ısı^ı kadar temizrürsün, koea Allahımız güıel zın başına azıcık koymuyordu. 7Bİ ermişi, elçisi, adı gü/el Musin. Ak paksın, kurban oldugözlerini açmış da sana bakı Hem koymuyor, hem de dışarı hammedin öz bir yo'rlaşı, ne ğum. Şu kızın başına elini bir yor. Aç kapıyı da dışarıya çık, çıkıp bir tek söz bile etmiyorolorsun, aç kapıyı. Sen de kapı koy, nolursun... tstersen o deşu kızcafız yolunu bekliyor, du. »i açmazsan, ben de bu kapıdikleriyin hepsi ol, yeter ki kapıyı açsın da Taşbaşcamız, dan gitmem. Bir halta, bir ay «Ben fıkarayım diye mî yapelini kızın haşına koy. Sana ne elini başıma koysun da bu dert tıtmem. Bu hast.» kız da, be.ı mıyorsun bu işi? Bir zcngin gelisterseıı veririm. îstersen beş ten beni kurtarsın, diyor. sevdi kapma, sen de koşarak çc (,r su senin kapınd.i kar altın taııe hornz kurban pderim.» d=ı kalır, buyar 3'i;Ü7. >en dc • Karın üstündeyim sahahtan lir, değil elini sürmek, onun has Taşbaş baktı ki kadınm eün ' ,'kamazs'n. bu yana. Ayaklarım üşüdü. Has tasını kucaklardın. r.rc bir er I ınun altınriaıı den kurtulus yok, hcmen irrermiş Taşbaşçam. Aç kapıyı, ta kız da üşüdü. donacak. Do miş kişiiin. söylcsenc, Allah in riye kaçtı, kapıyı da arkadan nup da ölecek. Gün öğle oldu, dinde zengin, fıkara var mı? nı.lursun ..» sürmeledi. Ostelik de eünahlan çok olduyıkıldı da gidiyor. Ne olnrsun Sonunda, Fatmaci kapıvı (ArUası var) 85 YASAR KEMAL A V RI C * 1 3 «t 1O 3O Ad«t Ad«t Adel Ad*l Ad«t 300.000 Lıra İOO.OOO L ı r a SO.OOO L ı r a lO.OOO Lira S.OOO Lira Son para yaiırma günü 9 KAÜIM 1962 2 M 6 2 talifıliyede znngîn para ikramiyelerl IRAAT BANKASI En çoKmudiya en taxla para Ikramiyesi