Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tKÎ enc ere CUMHUKIYET 5 Ekim 1962 Kadı efendi usulü Tünel seferleri tatil edildi 1 DÜŞÜNCELER 1 IlllE=ıllll|lı|iılıı|iJ]iııııı|||||i|]i]iı|iı|iı|iııııı|i|llıııılll||tlIllll||1IIlllllllllIllllllIIlllIIIlllllllllllllllll=llU MAKALE YARISMASI 30 Su kanan denilen sözcük güzel şey... Kanun. Ben kanuna ağzından düşürmiyen kimselere bayıhyornm. öyle rahat bir edaları \ar ki . Koymuslar kara kaplı kitapları başlarının altına, yastık yapmıslar. Bu yastığın üstünde horul horul bir uvku .. Kütüphanelerde, resmî dairelerde kannnlar var ya Bu kanun bir kere çıkarılmıs ya... Artık mesele yok. Kadın, kız. roluU. çoeuk kaçırıhr. Güpeşündüz bitip tükenmek bilmez bir tecavüzler filminin eli kolu bağlı seyircileri gibi olan bitenlcri seyrederiz. Ama bir sey söylenmek icabetti mi kadı efendi zihnivetinin tekerlemesi hazır : Memlekette kanun \ar. Kanunlara riayet edilmeli. Dikkatii olacağız. Meselenin sebeplerini, sosyal köklerini biç arastırmadan. daba dogrusu arastırmak zahmetine katlanmadan bir zihin tembelliğinin ralmthŞında, kanunla her şeyin halledileceğini santnak Giizel se>. Peki ama kanunlar acaba niçin bu kadar sık ve Sniine geçilmeı bir tempo ile ihlâl ediliyor? Doğuda daflar eşkiva yatağı... Koçerolar, moçerolar saltanat ilân etmisler. Astıkları astık, kestikleri kestik, haydutluk piyasasında volta atıvorlar. Neden, niçin? DÜŞÜIK emizin s!î havuzunda gene kırk yıllık kadı efendinin ördck akiiylc yüzüyoruz : Memlekette kanun var. Kanunlara riayet etrneli. Oikkatli olacağız. tbtilâl olmuş .. Büyük bir sosyal hâdisenin çalkantısında hükümetler devrilraiş, yeni idareler kurulmuş... Ama daha ilk günü kadı efendi kara kaplı kitabın cildini parlatıyor : Memlekette kanun var. Kanunlara riayet etmeli. Dikkatli oUcağız.. Adam balkı scymus, soğana çevirmlş .. devlet hazinesinin altından girmiş, üstünden çıkmış. Ama mahkemenin karşısına dikilip : Memlekette kanun var. Kanunlara riayet etmeli. Ben caldjmsa da kanuna uygun çaldım... diyor. Mevcut nizaraın kanunlsriyle, ihtilâlin kanunları arasındaki münasebeti hiç bilmiyen kadı efendiler her hâdisenin kanunun terazisinde başlayıp, kanunun terazisinde bittifini saıuyorlar. Ihtilâlden sonraki en büyük fikri keşmekes bu anlayıştan doğmuştur. Halbuki hiçbir hâdise kanunla başlamaz ve kanunla bitmez. Kanun, hâdiselerin bir yönüne tatbik edilen devlet otoritesidir. O hâdiselerin başlanırıcından bitişine kadar sebepleri ve neticeleri üstünde durmıyan, tedbirler ve koruma çareleri düşünmiyen hükümetler, jandarma devlet fikriyle Yirminci Yüzyıl topluluklarını idareye çıkmış köhne iktidarlar demektirler. Bunun için o iktidarlar ne asayişi temin edebilirler, ne kanunu hâkim kılabilirler. Kanunlar, ancak kanunların eraniyet sigortalannı artırmıyacak kadar uyanık bir idarenin hâkim olduğu toplumlarda saygı görürler. Ama olayları, bir ihtilâl süresinde bile mevcut hukuk nizamı dışında değerlendiremiyen bir anlayışın Iktidarı var başımızda. Bu iktidarın, kanunların hâkimiyetini ikide bir de ileri sürmcsi faydasız ve çaresiz bir iyi niyetin toplum dlnamlzmine uzaktan sejirci kalmasından başka sonuç vermiyecektir. (DtelL LOKANTASI Memleketimizin, Yazan: derin bir bunalım içine yuvarlandığını görüyoruz. Yanlış ve sosyal dokumuza yabancı kavramlar uğruna yapılan mücadırır. Memleketin ana dertleri bir delelerden elbette ki başka sonuç tarafta; kimsenin onlarla İlgilen Tünel kayışlarında çatlakhklann beklenemezdi. diği yok. Milletin yorgun sırtında meydana gelmesi üzerine seferler mücadele, bir Herkes şimdi ne olacak, dıye dü cereyan eden bir dün sabahtan itibaren tatil edilşünmeye başladı. Siyasi partiler tahrik milleti de. memleketi'de bir miştir. Bir hafta sürecek tatil sırasında oyunlarında, eski huylarında de anda yıkabilir. Memleketin vic dnnlı evlâtlarının bir araya gel gerekli tamirat yapılacak, ayrıca vam ediyor. 27 Mayıstan önce yan mesi, Türkiyeyi içinde yuvarlan lış da oisa savunulan bazı kavramvagonların da revizyonları yapılalar vardı. Şimdi onları yalni7; po mış olduğu bâdireden kurtaracak caktır. fıkirieri, prensipleri bulması gerek Ingiltereden yola çıkanlmış bu litikacılar savunur oldu. Memleke mektedır. Bu memleketi ancak som lunan kayışların 7 ekim günü lima timizde bir takım kanaat kutup ve gerçekle tıpatıp tutarlı fikir nımızda olması beklenmektedır. laşmaları gün geçtikçe biraz daha kurtaracaktır. Bu durum karşısmda 10 ekimden kuvvetlenıyor. *** Biz ummuştuk ki 27 mayıs bir itibaren Tünel, normal seferlerine 27 Mayıstan sonra aylar aylar: kadro getirecek . Biz ummuştuk ki başlıyacaktır. 27 Mayıs, memleketin so«yal ger kovaladı. Memleketi Anayasa k u r çeklerinden hareket ederek, ken tsracak sanısı bizi asıl gerçekler disine yeni çıkış yolları arayacak. görmekten alıkoydu. Insan bir kere gerçekten yuzünü çevirdi m *** 27 Mayısı savunmak neye yarar? bir daha ona dönemez, 27 Mayı; 27 Mavısı cılk hale getirenleri ta gerçeğe yönelccek yerde eski Osmanlı Padişahiarı gibi culus fetnımadıktan sonra. Başlangıç ne kadar haklı olursa \3<ı verecek makam aradı. llmin. olumlu düşüncenin hâkim olsun devnmler, ihtilâller ancak Gelir vergisinin 3 üncü taksiti sonuçlarıyle değerlendirilir. Bir olduğu bir devirde bir ihtilâl kenbu ay ödeneceğinden vergi daire bunalım, bir çözülüş ayaklanmak disini'Ortsçağ gelenekleri içinde lerinde gereken tertibat ahnmıştır. için yeter bir hakka sahip deçildir. meşrulaştırmaya çalışırsa elbette Maamafih, her zaman oldugu çi ihtilâl, bir fikrin, bir düşüncenin sonuç bu olacaktı. *** bi mükelleflerden henüz borcunu çerçeklcştirilmesi için yapılır; ah, vermek üzere müracaat eden pek şunu bir bilseydik... O mevcut dütşte bugün ilım heyetinin, Anayayoktur. Daha ziyade ayın 20 sin zeni siler sıipürür, yerine yeni bir sa yapmak için aylarca toplantılar den sonra müracaatlann artması düzen getirir yapan seçkin zevatın yuksek dübeklenmektedir. şünceleri sayesinde, geri ve yıkıcı *** Dünyanın hıc bir yerinde siyasî kuvvetler alabildiğine teşkilâtlanıBir taksinin arkasına binen teminatı yalnız iktidarlar bütün insanları mcmnun yor. Anayasanın çocuk düşerek yaralandı etmez. Eğer bütün insanların mem onların işlerine yarıyor. Hiç ger Kasımpaşada oturan 10 yaşların nun olacağı bir düzen bulunsayrlı, •çeğe ihanet ed:!ir mi? da Muharrem Birer adındaki ço adaletı dillere destan Hazreti Öcuk, Evliya Çelebi caddesinde bir mer öldiirülmezdi. Gerek şahsi işlerde ve gerekse O halde nasıl bir ölçü bulmak sosyal alanda insanlar ya inandıktaksinin arkasına asılarak seyahat gerekir ki ihtilâl ve ayaklanma ları fıkirlerle tutarlı olurlar veya ederken, atlamıştır. Bu sırada aksi istikametten gelen şoför Hilmi haklı olsun; küçük zümrelerin, oimazlar. Bu, fikrin doğru veıa Kızılkan'ın kullandığı Eskişehir mutlu azınlığın \> muhterislerin yanlış olmasından daha önemli bir 18347 plâkah kamyonun altında hu?ursu?luğu, eğer bir memlekette hu«ustur. Tutarsızlık, mıiletlerı, kalarak muhtelif yerlerinden ya ölçü olarak alınacak olursa, bu an halkları çılgır.a çevirir, onların azınlığın sağduyusunu yıkar; onları bir hınç ralanan Muharrem îlk Yardım cak bir başka mutlu Hastahanesinde tedavi aitına alın isine yarar. Türkiye artık şu veya ve tepki yumağı haline getirir. bu siyasî partinin çiftüği değildir. Halkı aldattığını sananlar yalnız mıştır. Hiç bir siyasi parti milletin ıstı kerdilerini aldatırlp'r. Halkın hu Yapılan soruşturmada ve tanık rap ve hüsranlarmı kendi çıkarı tepki^ini bir istismar konusu yaların ifadesine göre, olayda her uğruna irtismar edemez. pan teşekkuller ihanetle suçlandıki çoförün suçu olmadığma karılsa yeridir. naat getirilmiş ve tedbirsizliği yüVatan, millpt, demokrasi, hü»27 Mayıstan sonra particilik nazünden kazaya kücuk çocuğun se rivet yaycaralannı. arka arkava mına oynanan oyun budur. Bu ne bebiyet verdi5i anlaşılmıştır. sîralayarak fokaklarda dolaşmak zamar.a kadar surecek bilmiyoruz. Esnaf Birlikleri Derneğinin vatanı da, hürriveti de ortadan kal Unutmıyalım ki Türk tarihinde ir BUNALIM r 1 i Cahit Tanyol tıca bugün olduğ kadar hiç bir za man kuvvet kazanmamıştır. Bu o yundan yalnız on lar faydaianmak SOSYALİZM Yazan: Dr. Sait Kırmızıtoprak Sosyalizmin maddl unsurları Büyük coğrafi keşiflet: sonunda; Denizaşırı ülkelerindeki zen Türkiyede fazlasıyla teşekkül et ginlikler Avrupa'ya akmaya baş miştir. İstihsal vâsıtaları (büyük ladı. Ticari sermaye bununla güç topfrak, fabrika, büyük tiearet v.s.) lendi. 18. yüzyılm sonlarında ise belirli bir sınıfm elindedir. Memu buhar makinasının keşfi ve endüst ru, subayı, işçi ve köylüsüyle geriye tatbikiyle sanayi kapitalizmi niş kitleler devamlı geçım sıkın vücut buldu. Butün ortaçağ boyun tısı içersinde kıvranmaktadırlar. ca egemenhğini devam ettiren fe Bu kitleler çahşıyor, yıpranıyor, odal istihsal bağıntıları ve aristok heir şeyi yaratmalarma karşıhk an Irasinin saltanatı; kendi bünyesin cak açhktan ölmiyecek kadar bir den doğan bu yeni tezatlarla çatır şey ellerine geçiyor. İstihsal vâsı I talarına sahip sınıf; büyük topdamakta idi. rak ağası, fabrikatör, büyük tica Büyük toprak sahiplerinın ve rethane sahibi, müteahhit, hlssemerkezi derebeylik kıralhğın, gedar.. gibi hefr hanjri bir ad altında lişen burjuvazi için lüzumu kalma. parsayı topluyor. Zelil. fakat, çaıe mıştı artık. Devrinin ihtilâlci bursiz farzedilegelmiş ekseriyet f,un juva sınıfı, arkasına hayatndan doğmadan işe gider, durmzz, dinlen mcmnun olmıyan kitleleri katalrak meden işler işler.. bir lokma ekmek ayaklandı. 1789 ihtilâli dünya buriçin. Bu da ancak kuvetini toplayıp juvazisini heyecanla titreten, ona ertesi günü aynı sefalete, aynı yok siyasi iktidarın yolunu açan sosyal luğa devam edebilmek içindir. Ve hareketlerin başlangıcıdır. bahsedilen hürriyetten haberlerı 19. yüzyıl sonlarına doğru bayoktur. Bugün çalışma hürriyeti tı Avrupa ve Amerikan sanayi karienen hülrriyet; başkalarını çalı.ş pitalizmi, dünyanın diğer kıtnlarıtırrr.ak hürriyeti, başkalarının sır nı somulren bir dev halındedir. Emtından «har vurup harman savur peryalizm adı verilen bu devreyi ma» hürriyetidir. Hayat kavgasınhad safhaya varan bellibaşlı üç teda bizıları helr türlü silâhlarla d.ı zat karakterize eder: 1 İş ile ser natıliıiış olarak yürüyor; geaij maye arasındaki çatışma. Yani burtcprakitrı var, sermayelen var, juvazi (tekelci tröstler bankalar, tahtil förmüşler, ellermde *8vsiyuksek maliyecüiğin kudreti v.s.) yeler, arkalarında iltimas etrafla ile proletaryanın (yalnız kol kuvrında binbir münasebet kuvveti ,etine sahip işçi kitleleri) mücadevar.. Çokluk ise çırılçıplak B.r lesı. 2 Somürge ülkelerini ve açık savv.nüia siperlerl bile yok Posya pazarları aralarmda paylaşmakta l'zm, başarı ihtimallerınin hakfiî ihtilâfa düşen emperyalist güçlerin ve çok kere zâlimâne olai bu takkenci aralalnndakı çatışmaları. sim şeklmi düzeltecek sisttfmin atiı 3 Emperyalizmekarşı, ezilen ve dır. sömurulen somurge halklarınm girişt:çi milli kurtuluş savaçları. Ke gariptir; sos^lizm düîmanEskiden tarımsal ve endüstriyel lairı onun ferde ve topluma gîtıihtiyaçlarını ferdi istihsal usulü recoSi iyi, insanl hayat tarî.ım oile sağlıyan ulkelelr, dünya muba n'in Kusurları imis gibi gösteımedele sistemi içersinde otarşik mahi ye çsiisırlar: yetlorinden pıyrıldılar. özellıkle Dııleı ki: sosyalistler servct ve Osmanlı Imparatorluğu Avrupanm müll'ijet duşmanıdırlar! Feırdın birkaç ulkesinde toplanan sanayie kendi emeğiyle kazandığı vc kimham ve tanmsal madde veren ve se:>e zarar vermeden kul'andüı sanayi' maddeleri ihtiyaçlarını bu malmülkle fosyalistler ilgili desanayi melrkezlenr.den temin eden ğildir. Sosyalizm ferdin ker.di çı memleketler arasında yer aldı. karı için başkalarını işlîtmeye ya 20. yüzyılın son yarısmda bile, Tür rıyan, çalışmadan para karanmak kıye henüz sanayi kapitalızminin imkânlannı vefren mülkiyete karaçık bir pazarı oimaktan kurtula şıdır. mamıştır, Türkiye millî ağır sanaDerler ki; sosyalizm aile hayatı yiıni kuramadığı müddctçe de buna son verecektir! Bu düpedüz ııv nun bnyle devam etmesi mukadderdurmadır. Aile hayatındaki geçim di!r. Nitekim 1950 yılında ıktidar sizliklerin, dağılmalann, ihanetle koltuğuna kurulan büyük toprak rin çoğunun sefaletten ve geçim burjuvazisininen sağlam ve sadık darhğmdan dp,ğduğu meydandadefteği tarihi rolüne rajmen dır. Sosyalist bit düzen g*çim der Türkiye milli burjuvazisi oldu. dini halleder. Sağlık hizmetleri, Haliyle Türkiye'deki sosyal iark mesken ve tahsil, parasız olarak hla^ma milletleralrası malî serma herkese temin edilir. Eğlenme, 5e ••enin görüşlerine uygun bir seyir yahat v.s. ihtiyaçlan en ucuz şezledi. D. P. nin enflâsyoncu ve kilde sağlanır. Bütün bunlar ise milyoner imâl edici politikasmın ailenin Irtıv^efv» kOdsiyetinı en eçici bolluğu demaske edildiğin iyi şekilde takviye eder. de durum şöyle idi: 1 Türkiye Derler ki; sosy«lizm kad\(ü*ekonomisi tam bir çıkmaza gir da da iştiraki lstermis. Fı<ütı fek mişti. 2 Büyük toprak ve şehir linde kullanılan bu tesirli ve vıy burjuvazisi siyasi iktidatın nimet durma safsata adi bir iftiradır. erini bol bol bölüşmüştü. 3 Du Sosyalistler istihsal vâsıtîlarınm rumu gittikçe sarsılan orta taba (büyük toprak, maden, fabrika..) kanın da (küçük burjuvazi) katıl topluma mal edilmesini istefrler. dığı geniş köylü ve işçi kitleleri Fakat kadınlan bir istihsal ftleti geçim sıkıntısı içersinde perişan gibi düşünmek.. asl&. Sosynlizm .e huzursuzdu. yüzyıllarca esarette kalmış bugün 27 Mayıs bu anlamda, Bosyal ise erkeğin vesayetl aitına «oku ekonomik tezatlarının destek lan, çoğu zaman bir âlet gibi telâkkl olunan kadmlan kur*ararak lediği siyasi bir hareket oldu. Göfrülüyor ki tarihi oluş sey lâyik olduklan yüksek, temiz, say rinde Türkiye'nin yeri liberali» gı değer bir mevki ve çetef mfrmin (kapitalist istihsal bağıntıla tebesinde görmek amacındadır. kadmlıîı rı) içinde değil, bilâkis karşısın Fuhşun, ahlâksızlığın, dadır. Çünkü: 1 Somürgeleri küçük düşürücü hareketlerin r^fa oktur. 2 Ferdi mübadele siste letten «ervet dağıhjmdakl ads'et mi içinde ancak devlet eliyle mil sizlikten ve kadını daima V.urük egitimdon oner yaratabilmektedilr. 3 Tür gören telâkkiye göre kiye Millî Kurtuluş Mücadelesi doğduğu âşikârdır. emperyalizmin tezatlarmdan doğDin ve vatan duygulan İçin ds muştur. benzelr iftiralara kısaca lunu cıSosyalizm, empefyalizmin tezat yelim: Yurdunun imarını, kslkmarını tasfiye edecek sistemin adı masını, insanlannm insanca ybş?dır. Kısaca şöyle târif edebiliriz: m3?ını istiyen hangi sosyaıist+e va stihsal vâsıtalarını (büyük top tan sevgisi yoktur denilebilir. Sos rak, maden, taş ocakları, sular, ma }alı«*'eı kimsenin di. v inançları. finalar, fabrikalar v.s.) toplumun na ve ibadetine başkalarının dint asarrufu aitına almak, başka bilr duyt'ularını istismar etnemek'. di deyişle, istihsal vâsıtalarını top ni, t,.i'»kküm vâsnası O\RT&'< ku'umun mah yapmaktır. Bunun bı Inrın: mak şartiyle Ksı'ıyen karıj rinci merhalesi halkçı devletçilik ir. Burada dikkat edilecek nokta; Sos>alizmi çıkarlar'ru göre »n. devlet elindeki imkânları muay 1Ta. ve onlara %'ı'n inaTian!?r en şahıslara dağıtan, devlet işlet en srrunda «bu sist>'n Dünyemize melerini çiftlik şekline sokan dev uyp.u'» diyerek koiavca için 'çinet kapitalizmi değildir. îstihsal den ç.kıverirler. O/<a dikkatli ve vâsıtalarını halkçı götrüşle toplu vici^rJı bir tetkik, ba sloganın hiç mun mülkiyetine koyan, milli a bir temele dayanmıy iı demagoğır sanayi ve işgücünü organize JİK bir safsata oldui'ur.u kolayca eden, çalışma saatlerini indirerek ispat eder. Tütkiyenii normal 1açalışanların hayat seviyesini en rihi gelişimi statükocuların bütün yi şekilde düzenliyen halkçı dev dirrı melerine rağmen on» sosya li :n c itmektedir. etçiliktir. Gelir vergisinin uçuncu taksıtı bu ay ödenecek tadır. tıticaın butün elebaşıları bir ta k:m sıvıl yobazlardır. îrtica artı" dıni mshiyetini kaybetmiştir. Din ve din adamlarını alabildiğine is tismar eden bu azgın kütle, Tur milletini soyup soğana çevire: mutlu azınlığın emrindedir. Din V din adamı, dokusu ve gayesi bakı mır.dan, azınlığın değil halkın V milletin bir parçasıdır. Sivil yo bazlar, yanlış ifade edilmış bir de\ rim anlayışını istısmar ederek hal" hissiyatının bir parçası olandm kendi çıkarlarına gore sömurmek tedırler. Vaktiyle milliyetimizin temelinde rol oynamış olan dinî değerleri, dinle aynileştirmek sure tıyle Ortaçağ yobaz dalaveresin bugun de politıka sahnesine sür mektedirler. Türk devrimleri dinl değil, bir Ortaçağ yapısı olan din: kültürle bağlantılarını kesmiş v ona karşı durmuştur. Alnı secd gormiyen din somürücüleri, şimd bunu, milleti ve memleketi somü renlerle birlikte milliyet ve mu kaddesat namı altında savunmak tadırlar. Geni"; halk kutlelerini ku: taracak her fikre karşı komunist bolşevik damgasını yapı^tırmakta dırlar. Devlet Plânlama Teskılâtı n'ın bu yuzden aleyhindedirlor Bunlar, memleketi '.ktisaden kal kındıracak her duşu:.cen;n karşısı na tesbıh ve tehlil ile çıkarlar; ne fes ve dua ile aç karınları uyuş turmaya çalısırlar. îşte bunların anladığı mılliyetçjlık budur Dıni de din adanılannı da bun ların elinden kurtarmak Izım. Esnaf Bırhkleri Derneğinin kongresi bu ay içinde yapılacaktır. 6 Ekim 1962 Cumartesi gecesinden itibaren Delegeler bütün müracaatlsrına ağmen henüz kongrenin yapılacağı günü bğrenememışlerdır. Bu du rum üzerine îdare Kuruluna muîtalyan Orkestrası ile Kış Sezonunu açmaktadır. halif grup gerek Vilâyete, gerekse Rezervasyon Tel: 48 22 20 Bölge Tiearet Müdürlügüne mü(Faal: 6317 13619) racaat ederek durumu bildirmeğe karar vermişlerdir. kongresi İ PELLİCANİ Oysa ki gerçek mılliyetçilik, ger çek yurtseverlik, bu memleke halkının katıçına bir kaç zeyt'n tane";ı eklemek, herkesin dunya ni1 metlerinden hakça faydalanmasm sağlamak, üretimi artırmak, işsizliği işe çevirmek; herkese insanca yaşama imkânları sağlamak, çoğunluğun faydasını azınlığın faydası üstünde tutmak, kimsenin inancına karışmamak, her turlu somurucülüğü ortadan kaîdırmaktır. Eğer boyle bir milliyet şuuı^ına eri?emezsek, eğer böyle bir milliyet şuuru etrafında toplanıp gerççklerimize en uygun olan sisteme yönelemezsek eibette ki din ve milliyet ıskatçıları halkın ıstırap ve sancılarını sömürecek ve memloketi karanhk bir gece içine atacaklardır .. Hele içlerindeki korku bir sihnsin... SUBAY VE MEMURLARA P E Ş Î N A T S I Z Bir süre önce rahatsızlık geçirerek Gülhane Askerî Hastahanesintedavi edildikten sonra iyüeşen Elbise, Trençkot, Palto, Par desü, Ceket, Pantalon, Çoban; Millt Savunma Bakanı llhami San Bayan Trençkot, yağmurluk vesaire car dün sabah trenle Ankaradan TÜRK GİYİMEVİ ?ehrimize geîmiştir. Trenden Bostancıda inen Milll Babçekapı No. 32. T. Tiearet Bankası yanı. Tel: 22 21 25 Savunma Bakanı bir süre evinde (llâncılık: 6952 13612) stirahat edecektir. Saııcar istirahat için şehrimize geldi 7 PEŞİN FİATINA TAKSİTLE YILSONUCEKiLİ$İIIE KATtlAR.lîRSîNİZ r.RHIK j J ] } G GÜLER Tf TUN'CAY ' UP.ALCAN oğullannın dogumunu akrnba ve dostlarına müjdelerler. Zeynepkâmil 4 Ekim 1962 Cumhuriyet 13617 SAYIN İTHALÂTCILAR i L Son gunlerde yapağı piyasası canlanmıştır. Öğrendiğimize göre Rusyanın piyasamızdan 1000 ton kadar yeniden yapağı satın alması (Reklimcıhk: 4112 13606) eklenmektedir. Geçen hafta satın ahnmış olan 00 tonluk bir parti Rusyaya sevALİ SAHİR KÖKMEN tedilmiştir. Bu partinin degeri 1,5 îrtihal ettl. Rshmetli anababası Refika ve Ziya Molla'ya, rahmetll ağabeysi Nejad'a, merhume kız karde$lerl Cezibe Olcay ve Jale milyon liradır. Bllkur'a kavugtu. Cenabı Mevlâ bl.nlhaye mağflretlne mazhar kılar ln«.»Uah. Nâçı 5 Ekim cuma günü. Teşvlklye C»mli Şer'flnden ruma nama. zım mütaakıp kılınacak cenaze namazından »onra medfeni pakına tevdl kılınacalrtır. Çelenk . çiçek için lhtlyan nhmet buyurulmamaii h&snten rlca GüMRÜKTEKİ TAKINTILI MALLAR. MÜDDET TEMDİTLERİ, ',. 10 TEMİNAT İADESÎ ve Bilumum normal GÜMRÜK muameleleriniz İçin gümrük komisyoncuju M. EZE L AKSTJ Galata, Işıldar han No. 6. Tel: 44 72 66 Yeldeğirmeninde Yurttaş sokagında oturan 32 yaşlarında Ülfet Tuncer adında evli bir kadın, henüz öğrenüemiyen bir sebepten 'azla miktarda uyku hapı içip koma halinde Haydarpaşa Nümune Hastahanesine kaldınlmıştır. İntihara teşebbüs etti j f NİŞ&NTAŞI TOPAG&C1NOA K KAMCRAN BAĞDATLI Dl'RMl'5 SESNAROĞLU Evlendller Rusya bin ton yapağı istedi BPARTMBNDRİRESİ Tıiun konjflilt.t. nfifv Cumhunyet 13P03 CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecılik Türk Anomm Sirketi Cagaloglu Balkevl Sokak No. 3941 Sahibl Ekim 5 Cemaziyelevvel 6 5 NÂZİME NADİ KAYHAN SAĞLAMER * ANKARA BÜROSU : VAOEU HER 100 v* VADE5IZ HER 200 URATA ftlR KURA NUMARASI . Yazı ıslpnnl fıılen ldnre eden Mesul Müdür olunur. Belkıs, Nurseli, Cüneyt, Tank ve SUavl KÖKMEN ve bütün yakınlan (Reklâmcıhk 4H8) 13632 o 6.58 13.02 16.1718.46 20.1(51 5 17 (Reklâmcıhk: 4100 13631) Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yenl$ehiı Telefon: 12 95 44. 12 O 20, y 12 0>) 66, 17 57 35 E «CUMHURffYET in EDEBÎ TEFRİKASL p^ferdemir Gökba = E E = E E E E E E E E E = ~ E E ZZ E E E E E E E E E E E E E E E E = Ali: «Bilmera ki...» «Yabu sen deü misin? Koca Lokman Hekim bu sümüklü Taşbaşın nasıl Taşbaş dedesi olur? Sen buna inanıyor musun?» «Bilmetn ki...» «Yahu, ölümün ilâcını bulan o ulu kişi böyle bir ayağı yaIm kişinin atası olabilir mi?» «Bilmem ki...» «Yahu Lokman Hekimin kansı var mıydı ki, bu Taşbaşoğ In gibi rezil, ekmeksiz, utanmaz bir torunu olsnn.» Ali kızdı: «Belki vardı,» dedi. «Sen ne biliyorsnn? Hangi defterde yaJiyor olmadığı?» «Şimdi Ali, bana bak. Akhnı basına al, elini yüce vicdanına koy. şu bizim fıkara Taşbaşoğlu Lokman Hekimin torunu olabilir mi?» Ali tok bir sesle: «Belli olmaz,» dedi. «Belki olabilir. Aba altında er yatar derler. Kimde ne olduğu bilin meı ki.» Muhtar tnttuğn omuzunu Ste ye itti. «Hepiniz bir kumpanya olmuşsunuz. Hem de Şeyb Said isyanı hazırlıyorsunuz httküme te karşı. Siı onn ermiş yapın, milletin başına belS olsun, ben llr insan. Ama sonra? İş bu kerteye gelince, Taşbaş da köy lüyü böylesine körükleyince Taşbaşı bu köylünün elinden alarnazsın. öyleyse bu gt<:t, hemen bn gece Taşbaşın hir ça ıtsine bakılmalı ve de Taşbaş ! oftlu itlâf edilmeli. Knr n'.m.ının başkaca hiç bir yola yok. Delice Bekire, beraen bekciyi gönderdi. Bu köyde elinden ış de size ve de ona yapacağımı kiya.. Vay anam vay! Su dağgelir, böyle can pazarı oyunu bilirlm.» larda değil Türkiye Cumhuri olan işlerde güvenebileceği bas Ali sikin sikln: yeti Hükümeti, koskccaman ka kimsesi yoktu. Bir ile karde«Elinden geleni ardına koyAmerikan Devleti atom bomba şi oglu Ali ömer vardı. Ömer ma,» dedi, «Mnbtar Sefer Efen fiyla gelse gene yakal.iyamRZy.fil çocuktn ama, her isi agzı dij» Oradan uzaklaştı. l»r onu. Torosta bir tek canlı na yüzüne bulaştırırdı. Şu DeMuhtar arkasından: liEİıncaya kadar onu korurlar, lice Bekir hele bir celsin baka «Sizin inatçı, deli soyunuz rle vermezler. l'm. O ne diyecek bn ise? batsın,» dedi. «Inateı Mervera Gözünü aç Adil, gözunii aç «Büyük bir müşkül h»ı karcenin yaban §oyu. Görürsünüz ey Hükümet, ba gelen Taşbaş«ısındayız, Bekir kardes. lavbaşınıza gelecegi...» oglamdur ki, arkasında üç vişan yamacı geçti geçecek. Bir Hiç bir umut yoktu, Adildrn ISyeti, dörtyüz köyu, on fckiz ırtçerse, o zaman taşlar a) da başka. Bir gelse, onların rrmikasabası var. ülkesi de giliikcöjün. Hiç bir faydası olmaz.» «i bir anda toz olurdu. çe büyüyor. Basa çıkmazsın lmDelice Bekir: nunla .. Patladı patİ3yacak. «Yetis Adil, yetiş babam. Mab «Olmaz kardaş,» dedi. «Hiç Puııdan sonra buralarda bize voluyorum. Sen de birlikte olmaz. Hem de tavşan yamacı yaşamak haram, arkadıs. Tatmahvoluyorsun, Ba grce de ye geçti geçecek. Başına bir belâ Iıca eanımız ki bu^üne dek bir tişmezsen, iş işten jeçecek. Ye geliyor ki, hiç bir yaratığm baiyice koruduk, bundan gonra tiş aslanım. }in\ olayıın yetiş.» şına böyle bir belâ gelemez.» alıcı kurtlara pay olaci^. Bu işe, Taşbaşın ermlsliîi Sefer aldı, içini çekerek, apatlak vermeden, bir çare bulHiç baska çaresi yok. Bu köy cıklı bir sesîe: malı. Yoksa önüne cecilemez. lünün gözünü ondan çekmeli. «Gelemez ki gelemez,» dedi. Tasbaş akıllı, tilki ;ibi kurnaz, Köyün başına öyle büyük bir «Şimdi yarın deği], öbür çün, >f?it mert. cesur, hem de sR iş açmalı ki, 5ylesine belâh bir bu is bir patlak verip resrıivef.ünü daldan budaktan «dkınma is, Taşbaşı falan unutmalı. Şimte dökülünce, korkusundan hiç yacak cesnr bir kişidir. Arkadi zelzele olmalı. tüm evler yıkimse onun kılına bile dokusında tüm Toros ülkejinin köy kılmalı. Bir hafta, biç olmazsa namaz. Dokunmak ne flemck lüsünü kendisine tapar snrünbir hafta köylü kendisine gelip ola ki. kimse yanına hile vara r.e, yapmıyacajh yoktur. Dei'l de Tasbası diişünemez. Ama onmaz, sen bile, ben bile, onun bir küçücük köv Mnhtarına. dan sonra daha bir güçle, ayrılzibidi Taşbaş olduçuîiu Oildiji dcğiı Adil gibi bir kasab» tüc mamasıya sarılır Tasbasa... miz balde adını besmele^iz af csrına, koskova Tür'ii>f Cnm Bir eşUiya çetesi olmalı, bir se zımıza alamayız. Tavsan yama huriyetine kafa tutsr. Kafa tu cc köyü bastırıp, tüm köylünün cı eeçmeden, bu tece Tasbası tar da Steye bile gever. Ba Tas ayaklarını. ayak parmaklarının itlâf etmeliyiz. Bu cece Tasbaş I.as öteki ermislere benzfmez. öteki dünyayı mutlak bovlaBg«,ı gıkısınıa tüfeği alır da d<t arasını yaktırmalı. Taşbasınkimalı. O boylamazsa arkadas, t» çıksr. Hem ermK hem eş ni daha cok yaktırmalı. o zaman genc bir hafta kazanabibizboyladık demektir. Ne di 55 yorsun? Bir yolunu bnlabilecek miyiz? Ikimiz bu işi yapabilir miyiz? Silâhın doln, sen muhkem misin?» Delice Bekir sapsan kesildi. Dudakları titremeye başladı. Muhtar bunu gördü, alaylı alaylı: «N'e o?» dedi. «Ne o, arkadaşım, sıkmadı mı? Benzin, ' ölü benzine dönüverdi bir anda. Ne o arkadasım? Yoksa korkuyor musun Taşbaştan?» Delice Bekir: «Korkuyonım,» dedi, ölgün. Muhtar kızdı: «Nesinden korkuyorsnn, o 1tin?» diye bagirdı. Delice Bekir: «Ya sahiden Lokman Heklm soyundan geliyorsa, ya sahiden ermiş falansa, onTn Allahı bizi iflâta eder mi? Ona kurşun sıkacakken, adamın eli kolu knrursa ya'. Adamın eli kolu tııtmazsa ya...» Muhtar: «Allah tnpnnazun belâsım versin, avrat yürekliler.» diye bağirdı. «Bu olan cümle kötülükler sizin yüzünüzden.» Hıncını alamadı, tam yüzünün ortası diye : «Tuun sana, tu sana, tuuuu san;),» diye üç kere yüzüne tükürdü. «Haydi çit evine, ?ir orospu karıyın koynuna, Bu gece benim, bu adamı itlâf etmeU vaciptir ve de boynuma borçtur. Ağzından tek söz çıkarsa, seni de itlâf ederim. Ben onu itlâf etmezsem üç gün sonra Tasbaş beni itlâf eder. Haydi, haydi, haydi kalk evine. Yüreksiz deyyuslar!» (Devamı var) DOGU ÎLLERÎ BÜROSU : Inönü Caddesı Işmen Han Diyarbakır Telefon: 1061 E * E GÜNEY ÎLLERt MERKEZ E BÜROSU : Küçüksaat Meydanı Edime Banı E Adan» Telefon: 2303 Gazetemlze gönderilen yazılaı koE E nulsun, konulmasın lade edilmeı. tlânlardan mesuliyet kabul olunmaz E • E Abone ve tlân lşlert lçln, lartın E üstane «Abone» veya «îlân Senrisu E kaydının konması lâzımdır. E * BD GAZETE BASIN AHLAK E YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT E ETMtSTtR E = E E E E E = = ^ E E = E = = E E E E Ü E E DlstrlbOtSrO ı ~ E 3 BIRADEHLERŞ" E E PERiKEHOeCt E E = ^ J ' \ f \ B A H Ç E M E R A K L I L A R I Bahçelerinizi, Salonlarınızı süslemek için muhtelif boyda fidanları Ortaköy Ankara Fidan Bahçesinde bulabilirsiniz. Büyük köknar çamları, sedirler, mavi lâdm, kamelyalar, manolyalar, mimozalar, salon yeşiliikleri, süs fidanları, yedıveren, bodur, yüksek ve sarmaşık gülleri. (Reklâmcıhk: 4104/13630) Kodak BURLA Cresta 3 FOTOĞRAF MAKİNESİ (îlâncııii: b849 ljtilö)