Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
enc ere Söz nerede biter ? Belçikada Şu Belçika lâfından siz de, ben de bıktık ya, bu son olsun bize Anvers yakınlarında biiyük gemi inşaat tezgâhlarını gezdirdiler. Eıı tuhafımıza giden yalnız benira değil, bizim Çetin Altanla, Keşit Aşçıoglunun da • gemı inşaatındaki bir kolaylık oldu. Bu kolaylık şöyle : Geminin planları çiziliyor. Bu plânlar çok büyük bir projeksiyon makinesiyle büyük çelık plâklara akseitiriliyor. Vazifeli ustalar dcrhal kalemlerle gerekli ışaret ve çizgileri tesbit ediyorlar. Böylece küçük plân âdeta bizim Babıâli ressamlarının ve afişçilerinin kâğıt üzerinde kullandıkları usulle çelik üstüne geçiriliveriyor. Hem de çabueak... Peki hiç yanlışlık olmaz mı?.<diye sorduk. Olitf a... Adamlar yukarıdan plânın bir başka tarafmı pro jeksivona taksalar, geminin burnu kıçına dönecek. Olmaz mı? Olmazmış . Yanlışlıkları önli.ven usulleri varmış. Bu gemi inşaatı dcnen sey bir muazzam iş. Adamlar, harb çıksa da biraz gemi batsa diye dört gözle bekliyorlar. /9G219G3 =haberleri derenin temizlenme işine başlanıyor DÜŞÜNCELER MAKALE YARIŞMAS İncili Pınav «Gaziantep Külf0^0^0^0t Niçin sosyalizm Yazan: Kemal Burkay 38 i Yazan: bi yapışmış, iletür Derneği» çok • önemli bir kitap § ri aydınlara, mil daha yayınladı. A 1 leti v halkı »edı: «încili Pınar»; I venlelre, komüyazan Şakir Sabri J ^ ^ ^ « ^ ^ M nist, bolşevijj dam meşguldürYener. dim. Gün ramazandı. Antepteki l,,«asını yapıştırmakla Kurbağalıderenin temizlenme işi Yeni bir uyanış ve kendine dönü? bülün hocalar vaaziarını bizim a rer, ve Türk milletini dambıracı Belediye tarafından Bayındır^ık hareketinin öncülüğünü yapan bu leyhimize çevirdiler, apaçık isim Keloğlan yerine koymaktadırlar. Bakanhğına intikal ettmlmistir. Dernek, öğretmen Şakir Sabri Ye tasrihi suretıyle bizi dinsizlikle itBir şey daha öğrenmek isterHer neyse... Ortalışı biraz dolaşalım dedik. Baktık neredey36 milyon liraya mal olacak bu te ner'in bu kitabiyle; bütün bir mem ham ettiler. Bunlardan biri: dim, o da, bu medrese üleması, se bitmek üzere olan bir gemi... mizleme ışinin Istanbul Belediye lekete yakın tarihimize ait bazı (Bu dört dinsizi kurşunla, kılıçla namuslu insanlara, iftira ederler Bu gemiler denize indirilirken merasim yapılır mı? si tarafından yapllmasının müm gerçeklenmizi hikâye ediyor. öldürmemeli, bir ağaca bağîayıp miydi?, Tapılır. kün olamaması üzerine Devlet Su llk bakışta kitap; eski îstanbul kerpetenle her gün birer parça etNOT: Şampanva şişesi kırılır mı? tş'.erinin bu işi ele alması isten deyimiyle, bir taşra öğretmemnin lerini koparmak suretıyle tedricl Kırılır. Prof. Nurettin Şazi Kösemlhal'hal tercümesidir. Yazannı çok es öldürmeli) diye halkı galeyana gemiştir. Nutnk söyienir mi? dan geçen haftaki yazımla ilgili Müspet karşılanan bu teklif ü kiden tanınm. Son Gaziantep seya tiriyordu. Söyienir. Bir ramazan gecesi Kaymakamın bir açıklama mektubu aldım. Kenzerine Istanbul Belediyesi Kurba hatimd» rahatsızdı, kendisini Beledi disine teşekkür ederim. Mektubu Bizim Abidin Daver şilepinin hikâyesl geldl aklımızs birğalıderenin durumunu ve temiz ye Reisi Sayın Ali Budak'la bera odasına (o zaman Antep, Halebe aşağıya aynen koyuyorum: den... Sekiz yıl tezgâhlarda ha bitti, ha bitiyor diye bekledikleme projesini Bakanlığa bildir ber hastahanede ziyaret etmiştim. bağlı kaymakamlıktı) tekmil hoten' »onra tam denize indirilecekken başına bir kaza jçelmişti. Yüzünde vazifesini yapmış insan calar toplanmışlar. Tevkifimizi ıs«16 ekim 1962 tarihli «Yalnızız... miştir. Kanalizasyon mütehassısı larda görülen bir nur vardı. Bizi rarla Kaymakamdan istemisler. O Merasim »ırasında zamanın kodamanlarından biri nutuk çekerbaşlıkh yazınızcia Devlet Plânlama Prof. Kerr'in şehrimizde bulunma bir çocuk sevinciyle karşıladı. «tn gece dördümüz de hapse tıkıldık. Teşkilâtı Müsteşarı ve üç daire ken IÖZÜ uzattıkça uzatmış, bu arada geminin kızakta kaymasından faydalanılarak derenin t« cili Pınar» dan bahsetti. Kırk yıl Beni yattığım medreseden, Derviş haşkanmm istıfaları dolayısiyle sını saglıyacak yağlar donmuş ve zavallı «ilep bir türlü denize mel sondajlarımn yapılmasma baş o bölpede öğretmenlik yhpmış, oğlunu, Hafızı Kur'an idi Alâ Iktisat Fakültesinin hazırlamı? olindlrilememişti. lanm.ştır. İnancım yitirmemiş; emekliye ay uddevle camiinden seher vakti, im duğu büdiriyi, müracaat ettiğiniz Bu olav insana garip ve inanılmaz gellyor. Ama gemi İnşaat Bayındırlık Bakanhğınm ve Dev rıidıktan sonra da hayatını ve hâ sâk mukabelesi okurken, Hanefi öğretim üyesi arkadaşlarıh imz"aşirketinin mihmandan : let Su tşlerinin Kurbağalıderenin tnalarını yazmak suretıyle yeni Hocayı, yine camide imsâkte mu dan çekindîklerini yazıyorsunuz. Olabilir... dedi, ancak böyle bir durnmda biz o kodamanın «özünü kesip derhal gemiyi denize indiririz. durumunu ele alarak 1963 yılında kuçaklara bir mücadele örneği ver kabele dinlerken. Hacı Efendiyi de Şahsım hakkında herhangi yanlış tşte o zaman, yalnız Belçika ile Türkiye ara«ındaki farkı dereyi temizleme işine ya bizzat miş bu yaşiı ilkokul öğre'meni kendi mescidinde itikâfta iken» bir yoruma meydan vermemek için değil, politikacının sözünün nerede bittiğini ve teknik uzmanın başhyacakları veya Belediyeye ge karşısmda ibadete benzer bir say ahp götürüyorlar. «Ysni 4 d'nsizin bu metinden haberdar edilmediğiüçü camiden, biri medreseden ge min açıklanmasını, bu güze! harelözünün nerede başladığını da anladık. Bu aşağı yukan bir forrekü tahsisatı vererek yaptıracak gı du\dum. müldür : Şskir Sabri Yener, on bir yıl tirtiliyor. lşte bu hocalarm tekfir kete katılmadığıma da son derecelarının kuvvetle muhtemel oldumedresede okuduktan tonra An ettiği böyle Müslüman kimseler de üzüldüğümü bildirmenizi rica Yağlar donmaya basladı mı, politikacının sözünü kesmek ğu Ugilüerce açıklanmaktadır. ederim.» tepte ilk defa açılan Darülmualli di (1).» lftzım. mın'e (öğretmen okulu) giriyor. Gelgelelim bizim memlekette yağlar donsa da donmasa da Hocalar hapishanede de yakalaNnrettin Şazi Kösemihal Kitapta Anadolu vilâyetlerindeki rmı bırakmıyorlar. Onları diçer politikacının iözü kesilmez. Yagcılar o kadar çokfnr ki, yağın medreselerin öğretim ve eğitimine mahkumlarla görüştürmekten alıdonup donmaması bize vızgelir. (1) Şakir Sabri Yener: «tncili »it tipik örnekler buluyoruz. Med koyuyorlar. Kendilerini kaatillerin Işte bizim işlerimiz böyle ters... Sekiz yılda bir gemi denize re«e deyince bizim gözümüzün ö »ra?ına atarak arkalanndan dinsiz Pınar» 1962, sahife: 56 58. lndirir, «nun da yagını knrutacak kadar konuşuruz. Ama dolaş(2) Sait Hoca, Nizipte benim ilkSuadiye Çınarhyol Park sokak 1 nüne ya tstanbuldaki büyük med olciukları şayiasını yayıyorlar. Şatığımız tezgâhlar aynı zamanda ylrmi beş gemiyi tezgahlıyacak okul birinci sınıfta ögretmenimdi. numarada oturan Reha Ceylân reseler gelir; veya ondan bir öğre kir Sabri Yener bu olayı şöyle ankapasitede idi. Bizim kodamanları buraya getireceksiniz ki, geYazıyı sol elimle yazıyordum, «güadında bir kadın evvelki akşam tim ve eğitim sistemini anlarız. Bu latıyor: mi indikçe konuşsun... Yirmi beş gemi için birden nutuk atmak nahtır oğlum sağ elinle yaz» diye medreseler nasıldı, insanlar orapolise müracaat ederek haytınm kolay mı? Geminin kızak yağı değil, adamın ağzındaki tükrük «... Oradaki mahkumlar bizim ihtar etmişti. Unutmuştum. Kalekurnr. tehlikede olduğunu bildirmiştir. ]arda nasıl çahşırlardı? Toplumla dinslzükten doîayı hapsedildiğimizi neydi? Bunlar hak öğrenince kanımızı içmek istıyor mi yine sol elimde görünce bana lhbar üzerine Reha Ceylân'ın evi bfislantılan kmdaki fikirlerimiz sadece bir ta lsrdı. Hele benim kuru tahta" üze öyle bir sille aşketti ki, gözlerimkontrol altma ahnmıştır. den ateş çaktı. îşte o süle oldu. bir Esi Almanya'da bulunan Reha kım umumi şemalar ve kanaatler rlnde. kovuşunda yattıgım kaatil daha da sol elime kalemi almadir. ifadesinde şunları söylemiştir: «Öğ(Keloglan) dambırayı çalar, (De dım: her işî sol elimle yaptığım lene doğru tahminen 18 yaşlannSayın Şakir Sabri Yener bize A girm?n dönderir yasımi türküsünü hal'le... Nur içinde yatsın. (C. T.) da bir genç otomobille evin onüne nadolu medreselerini, bu medrese sövler, sabaha kadar hem beni u(3) Aynı eser. Sahife: 60, Reldi. Koçanın Avrupadan döndü lerin. yenilik hareketlerine öncü yutmaz, hem de bana nefret nağünü, palto pardesü ve para iste Oİarak açılan öğretmen okulları zariyle bakardı Aradan çok geçtutumunu kendi ha meden biz cezaevinin avlusunda digini söyledi. Kocama tel»fon karşısındaki edeceğimi »öyleyince tanımadığım yatının bir parçası olarak hikâye ezan okud.ık, cemaatW basımıza DUVGU TA8HA.V MERHUM cenç otomobiline atlayıp kaçtı. edfyor. Gaziantebin yarım asırlık topladık, teravih namazı kıldırdık; ile Aksams doîru da yine tanımadıgım hayatına karışmış bu aydın ve ül namazdan sonra gürül gürül Kur' Dr. GALİP ATAÇ Y. MUh. üç kişi geldi. Ellerinde fotoSraf kücü insan, medreselerin yobaz an okuduk ve meseleyi mahpuslaGÜRHAV ÇELEBtCAN EŞİ makineleri vardı. Resim çekm?ge lara. cahillere ve asker kaçakları ra anlatmaya başladık. Türk milEvlonrillrr Ankara ba«ladılar. Evin ve civarın man?a ns sığınak olduğunu ve düşünceyi leti hakseverdir. Derhal bize hak BAYAN RUKİYE ATAÇ 26 Ekim 19M Oİ «f:r ve kat! bir baskı aîtına aldı verdiler ve hocaların bu hak.^ız rası o'.madıpını, burada ne sebeple 25/10/1962 günü vefat etmjştir. Cenazesi 26/10 1962 günü Hacı resim çektiklerini sorunca içlerin ğını ibret dolu bir dille anlatıyor. Işini onlar da nefretle karsıladılar. Bu olaylardan bjr tanesi şoyleCumhuriyet 14735 Bayram Camiinden öğle namazını mütaakıp kaldırılarak r'en biri. Seni burada yaşatmıyacaîşin daha carip tarafı var: Bu îız. Burada oturamıvacaksın. 67 dir: dort dinsiz dpdikleri adamlardan ebedî medfenine tevdi olunacaktır. Eylul olavlan gibl bir olay hazırHer devirde olduğu gibi, îs Hanefi Hoca Birinci Cihan HarbinMerhume: Merhum Meşihat Müşteşan Ali Riza Efendi ve Iıyoruz, hiitün buraları yıkılacak. lâm dünyasında en çok tartışılan de a.ikere almmış ve Karadenizde Adeviye Hanunın kerimesi, merhume Ümmiye Hanımin hemdalgalara kapılarak şeklind» konuşup tehdit etti. Kork konulardan biri de: Mi'raç ruhant gııslcderken şiresi, Suzan Akcalı'nın annesi, Kâırii Akcalı'nm kayınvalid#si, Nüshası 25 Kuruş ma£a bajladım. Ortada hiçbir «e midir, cismanî midir? Bir ramazan boftulmak suretiyle sehit olmuştur. Kezban, Mehmet, Nami Akcalı'nın, nineleri, Fahrettin, Hikise Antep FranTıırkl'r* Harfcl b?p yokken beni neden burada günü. Şakit Sabri M:ner, medrese Hacı Efendi met Parman, Mefharet, Sait, Arat, Zahit Çandarlı halalan Lira Kr. Lira Kr. Sam^aktepe cepoturtmak istemiyorlar > de okuduktan sonra öğretmen oku sır Haıbinde Dr. Siret Ataç, Nezahat Ataç, Hikmet, Ramize Ataç, Meral, Nihat he«inde, silhı elinde cephe bekRehs Ceylân'dan janta.f yolu i!e liina girmiş, bir kaç arkadaşiyle Senelik 75.00 15C.O0 lerken bir düşman top merTolluoğlu'nun yeneeleri, General Kâmil Rona, Safi Rona. Altıpara koparmak istedikieri anlaşı birlikte bir bro'ür yaymhyorlar, 6 aylık 4O.f)O 80 00 ve Mi'racm ruhani oldugunu iddia misiyle parsmparça olarak va S aylık ok ailesinin teyzeleri, Turgut Demiray, Emine, Ali Pazaroğlu, lan otomobilü mechul şahıslann, 22.00 44.00 gfiiyorlar. Bu brosürden *ir kaç tan yojunda sehit olmuştur. Vegvit Mutlu Akman, Hayriye AkEÜn, Ayse, Konur ArsJanın kıymetli • vcrılcn eskâl üzerine polis taraBasan ve Vayan oâhı Sait Efendi ise (2) 1 4 tari9B lane de hocalara gönderiyorlar. OCumhuriyet Matbaacılık ve valdeleri idi. Allah rahmet eylesin. . .^. ,<, .i.. fından nranmalarına ba'lanmıjtır. 81yı kendi agzından dinliyelim: hinde »celiyle ve tam bir MıinHİ* Gazetecılik Türk Ar.onim S> ketl Lîmon fiyatları yiikseldi Vasiyeti üzerine çiçelc gönderilmemesi rica olunur. nun olarak ölmüştür. Ben de ham«Broşürü alan ülema, hir gün büCagaloglu Halkevj Sokak No. 3941 Limon fivatları birden artış kay tün Antep hocalarını Fetvahanede dolsun dini bütün Müslümanım ' Sahibl Cumhuriyet 14752 detmistir. Bir hafta rinc» 3540 ku toplamıslar, bizim Nakşi tarikatın (3).» NAZİME NADİ rusolan limon, 7580 kuruşa satıl da halifemiz olan Hacı Abdi EfenSayın Sakir Sabri Yener, kitaYazı lşlerinl fiilen ıdare eden maktadır. Bu durumu önlemek diyi oraya çağırıyorlar. Münakaşa bında, kendilerini dinsizlikle suçMesul Müdür için istihasl bölgelerindeh, yeni bu toplulukta tekrar alevleniyor. layan bu yobazların Anteb Harbi VECDİ KIZILDEMİR mah«;ul limon getirilmiştir. Yeni Müfritlerden biri Hacı Abdi Efensırasmda ne yaptıklarından hiç mahsul limon 3540 kuruşa satıl diye kızmış, bir tokat «tmı?, o da bahsetmiyor. Belki de onlardan bir maktadır. Bollaştığı takdirde fi tokadl vurana mukabelede bulun kısmının Fransızların ANKARA BÜROStJ : işgali sıray'Btların düşeceği belirtilmektedir. muş. sında düşmana karşıcı çıktıklannı Atatürk Bulvarı Yenet Ap.Yenl?ehiı Nitekim dün Hâle iki kamyon yeTelefrın: 12 U5 44, 12 0y 20, Bu fikir münakaşasına ljtirak söylemeye dili vârmıyor. 12 <* H6, 17 57 3S ni mahsııl limon e^lmistir. etjen db'rt kişi idik: Derviş oğlu Ya fimdi, aynı yobazlar, bir başSait Efendi. Hanefi Hoca, her ikisi ka kadroda, sarıklarını beyinlerinin * (VODVİL 3 PERDE) Ekim 27Cemaziyelevvel 2i de Antep Darülmuallimini arka içine geçirerek, çeşitli kıhkta, çeDOGl! ILLEKİ BÜROSÜ r Yazan: Yvet Çeviren: Orhan Aydınbaj daşlarımdı. Üçüncüsü saatçi rfacı sitli makam ve yaftalar altında, tnönü Caddesı tşmen Han Diyarbakır S. Koyan: M A.H. . Dekor: Erkan Yolaç Abdi Efendi, dördüncüsü de ben din, milliyet, vatan kavramlarının Telefon: lOfil e r f * Bu Aksam 21,15 den itibaren % c S a Biletler: Saat 10 dan itibaren satılmaktadır. , «•• 5 GÜNEY ÎLLERÎ MERKEZ | ! Tel: 21 35 76 21 13 31 Ş BÜROSÜ : Cahit Tanyol 1 üstüne bir sülük gi e Bir kadın öllimle tehdit edildi V.EFAT v CUMHURİYET r GARSONYER BULVAR TİTATROSU V. | 7.23 12 58 15 52 18 12 15.44 < " 3 12 00 > 5.40 oo AUiııııııı Reklâjncrlak 4457/14748 E. ] 1.0*1 6 44 1.32 11.27 ebediyete intikalinin (9) uncu dönüm yılı olan 28 10/1962 pazar günü ikindi namazından sonra Şişli Camiinde aziz ruhuna ithafen okunacak Mevlidi Şerifte, merhumu sevenlerle arzu edenlerin huzurları rica olunur. KOÇMAN AİLESİ Ilâncılık: 7437/14736 MARUF KOÇMAN'ın MEVLİT Küçüksaat Meydanı Edime Hanı Adand Teleion: 4550 • Gazetemlze gönderilen yazılar konulsun, konulmasın iade edilmez Iiânlardan mesuliyet kabul olunmaz Abone ve llân ışlerl İçin, zarfın üstüne «Abone» veya «llân Servjain kaydının konması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AHLAK YASA?INA UYMAY1 TAAHHÜ'r ETMtSTtR • Denilebili* ki sosyalizm, halkın içinde, savaşın getirdiği kaza mutluluğunu aramasıdır. Halk, vüzünden barışın kurulmasın ılk kere cağımızda kendisi için vük ölçüde engel olanlar çı Ondokuzuncu yüzyılın, savaşır, kendisi için çalıjır olmuş t*. tur. Orta çağı düşünün: Uzun din yüzyılımızm milyonlar kaz savaşları insanları kasıp kavur ihtişam içinde yaşıyan insı mustur. Eski devletleri düşünün: yanında, sefil, perişan istihsa Kurulup kulrulup dağılmıştır, Bâ cı bir makin» durumuna di zân bütün eski dünyaya hükme isçi ve köylü kitlelerini un decek kadar güçlü olmuştur. Ama malıdır. Diğer bir bakımdan buna amacı varlığının anîamı nedir? Savaşİarda aldığı, talan ettiği, ya yım; çünkü insanda, toplum kıp yıktığı ülkeleri bir yana bıra rına olan yönlerde gslişebi kın; kendi öz ulusunu bile mutlu baska .içgüdüler de vardır. E kılmak istediği löylenemez. O gü nıfta bıtıncilık kazanmak, bi nün toplumları bir kıralın, bir şuyu birincilikle bitirmek, b * imparatorun, din adamının ar kâr unsuru olmadığı haldı kasından konuşmuş, çırpınmıslar janları hırsla lurukluyorsa, : dır; ama kendileri için değil... Bir ma hizmet ederek leref kazaı kıral, bir aöze canı sıkıldığı için hizmet ettiği ve basardığı savas açmıştır. Bir din »damı, kut yükselmek de o derece «ürü sal Kudüsü kurtarmak için yüz bilif. Bu özgeci içgüdüyü dej binlerin kanına girmişitfr. Eskiden bencil bir iç güdüyü tesvik.e toplum ilişkileri yalnızca kaba akla ve töre'ye yakın değildi Bugün artık bireyleıtin tel güce dayanmıstır. Bugün için de gücün birey ve toplum ilişkilerin geîirinden değil, uîusal gel deki büyük etkisi inkât edilemez. konuşulmaktadır. Ulusal geli J.P. Sartre'la birlikte denilebilir tek elden ki bu el en yetfci ki bir zorbalık dünyasında yaşıyo bilgili el olacaktır plânlı ruz. Ama bugünün bireyinin v« yönetimle »rttıtılabilir. Libe toplumunun amacı artık bilr düze rejimde birey bireyle yarı: nedoğru gitmektir, ya da bu olma ona zarar verdiği gibi, bir iş diğer bir ij koluna karjı olı lıdır. Bu düzen sosyalizmdir. ve bu randımanı düşürür. Bugün, eski çağlann bilgiç ge «osyalist rejimde çarpışan g çinen insan tipi büyük bir telas değil, uyuşan ve bir sisteme içindedir. Değer yargıları değış lanan güçler vardır. Bilreyler mekte, kuru geleneklerin, sıkıcı nız bir zümrenin yararı, mu1 alışkanhklalrın papucu dama atıliçin köle gibi çalışmaktan maktadır. Gençliğin yıkıcıhğı, tularak bütün ulus, dolayı şaşkmlıkla, korkulu gözlerle sey kendi yaraiı için çalıgacaktı redilmektedir. Oysa toplanıp on meğinin karşılığının kend ları »nlamaîa çalışmalıdır. «tn döneceginl bilen bilr işçi pei san her yerde hür do|ar. fakat nın dönecegini bilenden niçiı zincirlere bağlı olatrak yaşar,» di ha az verimli olsun.* yordu Rousseau. lşte bügünün inSosyalizmde bireyin önemi sanı, binlerce yılbiriken, gitgide güçlenen zıncirleri, kahpları zor yitirdiğini, tcrplum içinde er lamaktadır. Eski özgürlük anlayı ni iddia ederler. Oysa »sıl t şıyla birlikte onun üstüne kurul edilen bazı kimselerin istedi muş yapılat da değişecektir elbet gibi cirit oynatamamalarıdıı te. E. kinin mülkiyet, din, aile sa beralist rejiml*de daima aç nat, devlet anlayıçı yeni düzene siz, işsiz insanlar olacaktır. A göre biçim alacaktır. Bugünün insan için mülkiyet, düşünce, insanı yıkıyorsa, başıboşluğa, dür dini yetiştirme, leyahat git zensizliğe yuvarlanmak için degil, gürlüklerin ne anlamı olur' onun da bir düzeni, eskinin güce, ra<;.z bir insan için okuma ö zorbalığa, tesadüfe bağlı düzenin lüğü neyi anlatır? Oysa iosyı den ayn; insan! ilkelere, bilime gelürler arasındaki büyük dayanan bir düzeni olacaktır. O, azaltan herkezin mesken, is evini, binlerce yılın biriktifrdiği, bi olmasını temin eden, yet paslandırdığı çerden çöpten temiz sini güvenlik altına alan bi Hyerek, ona temiz, güzel bir bi temdir. Bir düzen rejimidir. ı için de toplumda üstün, farkî çim verecektir. hayat tarzı süren, arzularının lşte bugünün sosyalizm anlayı »ıra sülrüklenen, çoğunluğur şı,r her yenilik gibi, güçlü bir mu leliği pahagına »on derece i hafazakârlıkla karsı karsıyadır. burjuvazinin hoşuna gitmez Ama zamanın akısı içinde onu Liberalizmde kamu yararı yenecek, amacma daha kolaylıkla ne kâr unsuru bulunaca£ında yönelecektir. ler özel kişüerin keyiflefrine mıştılr. i^45ij»ki>»^'"if yapam nık tcı3Tre aoÇfcuş, ları, yapm»" isTemediklerl olacaktır. Bu Işler, blzim gib XVIII ncl ve XIX uncu yüzyıllar» lişmemij ülkelerde pek ço da insanlar bir bakıma basıboştur. Türk köyünün uygarhğa k Bijrinin gücünü diğeri sınırlamak maşını kendi kavuşmus • tadır. Bu, «Bizzat ihkakı hak» de sak... ne lamtnı kadar bel nen bukuk anlayısına benzer. Kazanmak, zengin olmak, kendinl Bu gün Türkiye'de *ç r« yetiştirmek... Bunlar herkesin bit kitle rardır. Toprakıızla: kendi bileceSİ. ya da çevireceği lizler, okulsuzlar vardır. öze iş. însanlar kendi kaderlerine ter »ebbüjün Van'dakl, T*unçeli'n kedilmişlerdilr. Bir çeşit kumardır hatta Ankara'daki, yollardaı bu, eslt ihtimallerin bile olmadı atlerce uzakta, kendi kaderin Sı... Liberalistlere gör« «kar.» in rakılmıs köyler e uygarlık e sanı harek'ete ' getiren, istihsale mesini, kara »abanı kaldınp .yönelten unsur olacaktır. Fazla dern tanmı yerlestirmesini. | kazanmajt İçin metotlu ve çok ça lerin bitişiğindeki kocaman lışılacak, istihsal artacaktılr. KSr kondu mahallelerini kaldı.r etmek, çok kazanmak insanda bir nı mı beküyeceğiz? Tanm ı içgüdüdür. Oysa başkalan İçin ça mu, eğitim refofrmu, endüst Iısmak insanı tesvik etmez, .der mek, tıp refonnu... Bunlar, ler. mak için bir an 6nce ianlm Bu düsüncey» iki bakımdan ka gereken lsler. Hangijini ele tılmıyorum. Bir kera lnıandaki sanız ahn bir genis pl&n lçind kazanç içgüdüsü üstün» inıanlığm zenlenmesi gerekir. Bize ikislnden birini »eçmel kaderini oturtmak insani olmıyan bir davranıstılr. tnsandaki bencil şüyoC: Ya toplumca elele • başlıyacağızkl bunun yanı körüklemektir bu. Hep ken işe dilerini düşünen, fazla mal peşlnde sosyalizmdir, ya da artık 1 kosan insanlar, başkalannın mut bir liberalizmin adını mırıl luluğunu düşünmediklerl gibi, rak bir gün bir şark tneleğini başkalannı yenmeyi, hatta ezmeyi lip bizi kurtarmaıını bekli bir araç gibi görürler. Böyleleri giz. BORNOVALIBATTANIYELER! Reklâmcdık 4461/14768 Reklâmcılık 4175/14746 tı? Şu Memidik işi, üstünde du «CUMUUMfYET. in EÜEBİ TEFRİKASL 76 rulacak bir i?. Canını verdi de. ölümü seve seve göze aldı da tükürdüğünü yalamadı. Taşbasına hıyanetlik etmedi. Gözlerinden yalan söylediği belliydi. Isıklı hikâyeyi düpedüz uydur duğu, sonra da bir iyice inandıjı belliydi. önce Taşbaşın arkaıında yedi top ışık, sonra yirmi be» top ışık... Sonra ışık ormanı... Işıklar gittikçe, Memidik Ev bngün düfün evi gibl. Ka te böyle konar. Fırsat bnldukça Seferi inanyeniden her anlattıkça çoğalıdınlann elleri, yüzleri, giyitŞimdi şu anda Adil gelse, yor. Bereket ki sesi sedası kesil dırmaya çalışıyordn: leri an ve bamnr içinde. gene hiç bir knrtnlnş yolu yok «Arkasında bir ısık ormanu di, uzun bir süre ağzını kolay ko Sefer bagün yataktan çok mu? Gelse de ne var, ne yok lay açamaz Memidik. Yoksa, AlO kadar dayaktan sonra, Segeç kalktı. Çoktan beri yata* lah göstermesin, her gün Taşbahepsini size bağışladım dese... fer ona söyle, der demez, baştan böylesine geç kalkmaEtkisi olur, olur ama çok aı sın ardındaki ışık çoğala çoğala, lıyordu anlatmaya: olur. Gene de olur. Belli ol yer gök ışığa keserdi. «tki gözüm önüme aksın, a mıştı. Demek ki bu gece saba. nam ölsün ki bu gözlerle gor ba kadar hiç nyumamıştı. Göz maz ki bu nâmussuz köylü. Bel Ulan ne olurdu yan!, ne oleri siş şiş, yüzfl kabarmış, saki de o anda Taşbaşı, onan kedüm.» lurdu Memidik, bir söyleseyrametlerini, ermişligini unufruGece, Memidigin anası iki ke rı. din, ben, ben yalan söyledim verirler. Hava açmıştı.Sefer djşarıya re Seferin evine gelip oğlnnu deseydinl lşte o zaman Taşbaçıktı, yüzünü yıkadı. Yeniden, Şu Toros köylüklerinin hesordu. şın ayağı suya ermişti. elindeki havluyla yüzünü ka men bepsinden seferberlikte. Sefer ikisinde de: MMemidik belki de söylerdi. rnlayarak içeriye girdi. Evin daha önceleri, Yunan savaşı sı «llk akşamdan geldi,» dedi, Bir yolu bulunmadı. Karakoiçini doldurmuş dnman, gözleralarında çekirge kıtlığinda «masalını, gördiiŞünü, düşünü \un l'zatmalı onbaşısının eline birer ikişer ermiş çıkmıştı da, anlattı, sonra da ben sansar tu rini yaktı. geçeydi o, su gibi söyletirdi, Me «Tu Allah bin belâsını verşu Yalak köyünden böyle bir zağjna gidiyorum dedi, gitti, midik de köyün ortasına geulu kişi çıkmamıştı. O sıralar Eve hiç mi nğramadı? Çok gü siıı.» dedi. «Şu ekmek yapma lir, yalan, yalan söyledim diye günü de.,. tnsan nereye gidece köyde, şimdiki Vnrgun Abmet zel bir düş görmüş senin oğbasbas bağırırdı. ğini bilemiyor. Bu dumandan.» olaydı. onu hemen ermiş yapar lun.» karşılıfını verdi. Ne talihsiz başı vardı şu SeKararsız, ne yapacağını, nelardı. Hemen hemencecik yaOcağın üstünde saç var. Ev ferin. Bu işte her şey onun kö parlardı. Öyleyse şimdi neden dumaıı içinde kalmış. Uç ka reye gideceğini bilmez bir haltülüeü için çalışıyordu. Adil. dın önlerindeki tahtaların üs de. Şu Memidik yüzünden bü Vurgunu seçMediler de Taşbaköylü, akrabaları bile, yerdeki tiin umutlan suya düşmüf, seSi seçtiler? Vurgun Ahmet yatünde yufka açıyor. Bir kadın karınca, gökteki kuş, sudaki rı çıplak, kardan, güneşten yan da ocaktaki saçın üstüne yuf vinci kursağında kalmıştı. Ve balık bile söz birlifi etmişler de Tasbaş artık ermişler arası mış, sağlıklı, güçlü bedeni, bü kaları serip, pişiriyor. Taşbaş karşısında yenilsin, beş na katılmıştı. Ona tabtından yük, kara, kederli, büyülü göz paralık olsun diye onunla uğDumandan ötürü kadınların bugünlerde ölüm bile indireleri, kıvır kıvır uzamış kum raşıyorlardı. Bu kadar şücün gözleri yaş içinde. Sayın altınmezdi. Köyün kutsal ışıgı ola ral sakalları ile bu is\ bu köykarşısına bir insan akılda Efdan dumanla karışık yalımlar lâtunu zaman, güçte Zaloğlu raktan, kıyamete kadar yana de en uygun kisiyılı, Taşbaş dışarıya fışkırıyor. Pişen yufka, Rüstem, kurnazlıkta tsmet Panerden çıktı öyleyse? yanan un kokusu evin içini al caktı. sa. bile olsa rıkamazrlı Tıksn Seferin içinden acı bir ttıskanç mıs. Bu koku tâ uzaktan bile bir Buııea yıl, bunca kıthklarda. ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııııııiHiıııııııııiııııııııııııııııııııııııııııııııJii"""!*11111111111111111111111111111111111111111 lerdemir Gök bakîr da oğlanı bu hale, yan ölü bir hale getirtmişti. O deli ömerin eline verip de çocukcağızı çont ettirmişti. Şimdi Kır Ismailin kızı, aşagıdaki odada oğlana ta biplik yapıvordu. Memidiğin bulunduğu odaya Ifirdi. Kır tsmailin kın çocu£un başucuna oturmuş, onun başına ıslak bez koyuyordu. Sefer sordu: «Gözünü hiç »çtı n ı avr»t?» dedi. Kır tsmailin kızı: «Açtı.» dedi üzüntüyle. «Konuştn da... Ama çok yanıyor. Su istedi, su da verdim. ölme yecek.» Sefer: «Ne yapalım,* diye oradan uzaklaştı. «Kendi yaptı, kendi gördü cezasını. ölurse ölür.» • Bu hikâyeyi Memidik uydnr masa, sanki başkası uydnrmayacak mıydı? Böyle hikâyele ' rin öylesine talibi çoktu ki... în sanlar böyle hikâyeler uydurmaya, uydurdukları hikâyelere inanmaya, Inandıktan sonra bü yük bir esriklik içinde başkalarına anlatmaya, onları da 1 nandırmaya can atardı. Neyler sln ki böyle bir uydurukçnluk insanoğlunıın huyunda var. Çı kasıca, kuruyasıca huyunda var. Yank oldu çocn|a, çok yaıık ettik. Ama o da söyleseydi. Bir köyii. bir inganı kurtarmak için o da bir insaniyetlk yapsay dı. İki dudağının arasındaydı, söyleyiverseydi, ne yitirmiş olnrrtn lii? Hir. Onurundan ne ıııııi'iııııııuıııııuıiF^ tolihrtya poro Ikramlyelarl IRAAT BANKASI