Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere Yeni Adam Asyaya giren ilk yeni adam Marko Polo'dur... Amerikaya giren ilk yeni adam Kristof Kolomb. Marko Polo, Çin Imparatorunun huzurunda eğildiği zaman Hazreti İsâ'nın. yetiştirmesi, Konfüçyüs'ün torunu ile karşılaşıyordu. Bu tanıjma, ruhlarda derin bir şaşkmJık yarattı. Amerikaya ilk giren yeni adamlar ise, İnkalar nıedeniyetinin tapmakları karşısında hayrete düştüler. Yeni adam Yeni DUnynlar fethediyordu. Rönesans. bir başka yeni adamm Avrupa kıt'asına ayak basmasmdan ötede nedir ki? Bu yeni adamın damarlarında tjmanizma'nın nabzı atıyordu. Uzun yillar. yeni adamların ilk yıkatıdıkları su oldu Akdeniz... .AfrodiCi yarataıı daigalann köpükleri. bu denizin yeni sularında, yeni adamîar yaraltılar. Sonıa Onsekizinci Yüzyıl Fransası, «lalgaların beyaz köpüklerinde değil, ama bir ihtilâlin kanlı fırtınasında dünyaya yepyeni bir adam verdi. Bu yeni adam konıışmağa başladığf zaman ilk keiinıesi: Hüıriyet." oldu. Ve ikinci kelimesi: Hak. Avrupayı adım adım istilâ etmeğe başladı bu adam... Gölgede ve güneşle. gündüzde ve gecede yorulmadan yürüyordu yeni adam. Kımi memlekete savajla ve kimi memlekete barışla giriyordu. Çünkü barış ve savaş yeni adam için çalışıyordu. Bilginler ve filozoflar yeni adam için çalışıyordu. Matbaa makinesi yeni adam için çalışıyordu. Telgraf ve telefon yeni adam irin çaljşıyordu. Saatlcr ve lakvinıler, yeni adam için çalışıyordu. Radyo ve televizyon, yeni adam için çalıjıyordu. Yeni adam dünyayı küçültmüştü. Bu küçüeük diinyada Parislinin nefesi, evlerimizin camlarını buğulandırıyor, Almanın ilâcı öksürüğümüzü tedavi ediyordu. Danimarkanın masalları, çocuklarımızı uyutuyor, Izlanda nın balıkçıları sularımızda ağlarını topluyordu. İşçilerimiz. İngiliz sendikalannda söylenen nutuklan dinliyor, bu nutukların söylendiği kürsülere inen yumrukların tok «eslerini ijitiyordu. Yeni adam konuşuyordu. tKİ CUMHURIYET /SG2J3G3 18 Ekim 1962 DÜŞÜNCELER YUNUS UHDlarmafrm rayları kurabile cek kadar varhklı oldukları halde kitap sevgisini tanımamış buUınan ları mı? Ya da Kınaiı ve Burgaz ın susuz kalması Sihirli Bir kez okşandı mı, dünya güzeü bir cariyeyi yok tân var edip. karçınızda elpençe dur duran Alâeddin'in Oda MAKALE YARISNIASI 35 ^^*^"^"* Yazan: * ^ » ^ » ^ FATMA İRFAN SERHAN Yollar birleşecek Yazan: Yılmaz Uğurlu önEenecek Kınah ve Burgaz adaları sâkinlerinin bu yaz susuzlüktan çok sı kıntı çektiklerini tesbit eden tstanbul Beiediyesi ğelecek yaz için şımdıden bazı tedbirler almaya başlamıştır. Dün Belediye Sarayında Sular îdaresi Omutn Müdürü ve Denizcilik Bankası Umum Müdürünün ıştirakiyle yapılan . toplantıda Belediye ilgilileri yaptıkları çahşmsların,sonuçlarını adı geçen Umum Müdüriere vererek incelenmesini i?temjşlerdir. Bu tetkik »onucunda Kınah ve Burgaz Adalarının 1963 yazında susuz ka!mamf/ı için gerekli tedbirler alınnr.ş olacaktır. Film artisti Efgan Efekan bir foto muhabirini dövdii Dün sabaha karşı saat 1.30 sıralannda Beyoğlundaki bir gece kuiübünde kız arkadaşı ile dans eden lilim artisti Efgan Efekan, resmini çekmek isteyen foto muhabifi Mete Atabeki dövmüş ve fotoğraf ma kinasını kırmıştır Doğu Erkan adındaki kız arkada şı ile pistte dansetmekte olan Efgan Efekan müsaade almadan re sim çekmek isteyen foto muh«biri Mete Atabeke sinicJenmiş ve üzerine yürümüştür. Karşılıklı baçla ,an ağız münakaşası kı?a zamanda genişlemiş ve fiiim yıldızı Efekan foto muhabiri Atabeki dövmü?tür. Bu arada fotoğraf makinası da Efekan tarafından kırılmı; tır. Mütecaviz filim yıldızı Efekan, foto muhabirinin dâvacı olması üzerine adliyeye verümiçtir. ö t e yandan önceki gün Bakırköy Emniyet Amirlijine müracaat eden filim yıldızı Muzaffer Netioğlu Ataköy Motellerinde berabe* oturduğu dostu Gençer Yıldırıra genç tiirafından geçimsizhk yüzün den çıkan bir münakaşa jonucanda dövüldüğünü ve ölümle tehoit •dildiğini iddia etmi";tir. Gençer Yıldırımgenç hakkında ahkikat açılmıştır • . Ne diyor bu yeni adam? N e lstiyor? Bu yeni adam: Sosyal adalet... diyor. Sosyal güvenlik.. diyor. İktisadi hürriyet... diyor... Bu yeni adam, bir milletin nasıl yaşaması gerektiğinl biliyor. Açlarla tokların hikâyesini biliyor. Açların niçin aç... ve toklann niçin tok olduğunu biliyor. Bu yeni adam, Türkiye ufuklarında doemujtur. Ve çoğalmaktadır. Dönülmesi imkânsız bir yürüyüsün neferleridir bu yeni adamlar. Ve bu ordupa her gün yeniler ve yeniler katılıyor Bu yeni adamlan bağnmıza basalım. Onlar, medeniyet dünyajmın son çocuklandır. Yeni adam... Eski Tiirkiyeye hoj geldin. İNGİLİZCEALMANCAFRANSIZCA • Dmltri bitiranltnlm her 40 Iğrancklen 1 Bğrmei AVRUPAYA gflnderilir. • BroffirfimSzfi veya 2 Krakk pui gdoderarek Hk i« ienimm isteyiniz, • Mttodumuzu btn»rl«rll« mukaynt etmeden takıp etmeytniı. DONYA DILLERI TAYIN sf RVISI MEKTUPLA Ehliyelsiz kalfaya iğne yaptıran yaşlı kadın öldü Önceki gün Şişlideki bir eczahanede ehliyetsiz kalfaya igne yap tıran yaşlı bir kadın ölmüştür. Saat 17 sıralarında Kurtuluştaki Lazaros Morfiyadise ait eczanede kalfalık yapan Knmis Karabeye iğne yaptıran 57 yaşındaki Fatma Sarsılmaz fenalaşalrak hastahaneye yatırılmıştır. tğnenin iyi yapılmamasından dolayı kriz geçiren yaşlı kadın ölmüj ve ehliyetsiz kalfa hakkında tahkikat açılmıçtır Reklâmcüık 4258/14252 CUMHURIYET Nüshası 25 Kuruş Türkly» Haricl Lira Kr. Lira Kr. 75.00 150.00 40.00 80.00 22.00 44.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecllik TUrk Anonim Sirketi Cağaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 Sahibl Y«ıı içlerini fülen idare eden Me*ul MUdür Senclllt 6 »ylık 3 ayhk M E V L İ T Kıymetli ve «ziz eşim, çok sevtiiğimiz babamız Harb Malulü, Binbaşı M. Fahreddin Alpata 318 44 nın vefatının birinci yılı dolsyısiyle, aziz ruhu için Cuma günü (yarın) Aksaray Valide Camiinde, Cuma namazını müteakip Kur'an, hatim duası ve Mevlit okunacaktır. Akraba, dost ve «rzu edenlerin tesrifleri rica olunur. E5İ: Ismet A*lp»ta Kızı: Dr. Neriman Alpata Oğlu: Süleyman Alpata Cumhuriyet 14243 7 kişilik aile balta, bıçak ve tornavida ile birbirine girdi Gecekondu meselesinden münakaşaya tutuşan 7 .kişilik ailenin fertlelri birbirlerini bıçak, balta ve tomavida i l e yaralamışlardır. Dün gece saat 22 sıralarında Kü çükderedeki gecekondularda otur a n Ali, Ismail ve Nuri Çayoğlu yemek yerlerken kendiletini evden çıkarmak isteyen diğer kardeş leri Veysel, Bayram, Izzet fle Sü leyman Çayoğlu ellerinde balta ol duğu halde kapıyı kırarak içeriye saldırmışlardır. Ortalık birdenbire karışmış Çayoğlu ailesinin fert leri balta bıçajç v e tornavidalarla birbirlerine girmişlerdiir. Kavgacı ailenin fertleri polisin müdahalesi ile güçlükle yatıştırıltnış ve Nuri Çayoğlu ağır yaral< olarak llkyardım Hastahanesine yatıHlmı? kavgacı ailenin rîiger fertlerinin tedavileri ayakta vanılmı^tır. Ak duvaklı gelin var git, bir Sosyalizmmiş tii yönetimli olarak sıhirh lâmbasını bilraiyen yoktur.ı î a k a ediyormuş hissini vermeğe yüzde altmışı okur yazar olmjyan yol oyna demişler. Ezilmiş, büzül söktüremezsin bu yollan. Bu iki Kim istemez böyle bir sihirli lâm çalıçan muzipçe bir bakış vardı. büyük halk çoğunluğunu mu? Kim müş ak duvaklı gelin... Oynaya deyimin yedeklediği anlamlar nıba edinmeyi.. Gerçek mi? diye sordum. di suçlu olan.. mam, yerim dar, demiş. ce yollara çıkar. Yolların tanıçığı Bizim de bir sihirli odamız varOysa gerçek olduğunu anlamışBizi, küçüeük, tertemiz, bir çi Aslına bakarsan, yedi gelinin ak o'.mak gerek. dı ve Alâeddinin lâmbasından da tım. Ciddiyetle başını salladı: çek bahçesi kadar iç aç:cı, bir ço eteklerini savuracak ve yedi yiğiToplumun, gündüz gözüyle yügüçlüydü desem belkı inanmıyacak Evet evet.. Parasmı bile al cuk yuvası kadar umut verici ki din diz döğeceği bollukta yer var. rümesini beceremediği, sık sık tösınız. Oysa bizimki bir massl lâm dık. tabevimizi, o sihirli odamızı kapa Var ama. ak güvercinlerin mavi kezlediği yollarda Sosyalizm bası da değildi. Gerçek bir oday . k Masasından bir makbuz alıp gös maya zorhyan hangi duygusuz zo göğü akça pakça çiçeklendirdiğı hem de Liberalizmin iyi yönlcri dı. Bir çiçek bahçesi gibi iç acıcı, terdi: baydı? gibi, düğün meydanmı, ak fista yedeklik etmelidir. Yalnız tekinin bir çocuk yuvası gibi umut veri Bakın ben değil, vesikalar Bir milyonu aştığı söylenen in ciydi. Aslında küçüeük bir yerdi konuşuyor.. Kitapçı dükkânmdan m ile menevişlendirememis ak du düzenleriyle toplum yönetelim sanları ile koskoca îzmir şehri biama, dünyaları içinde banndırı aldığımız para ile banka borcumuküçüeük kitapçı dükkânını yaşat; vaklı gelin. Oynamasını bilmedi dersek uygar devletlere yetişemeyordu ğinden ötürü. yiz. Her iki toplum yönetmeliğinin zu kapatabildik. madı. Orada sevdiğiniz ve sevmedıği Elimizrieki sandviçleri yiyebil Sen istediğin kadar Liberalizm lyiye giden yollannı birleştirmek Geçenlerde bir kaç hukuk kitaniz bütün ünlü kiçileri bulabilir mek hayli güçleşmişti. Lokmalar bı almak gerekti. îzmirde nukuk Sosyalızm düdüğünü ya da bora gerek. Şu yolda yürüyelim, ya da diniz. Dört metrekarelik bu min ağzımızda büyüyordu. Ama yine kitapları satan bir tek diikkân zanını öttür. Duyurabilirsen iki bu yol kötüdür, diye lâfı uzatmak nscık sihirli odada «zaman ve me de akhmızca birbirimize sezdirmivardır. Raflarında zamanla değer olsun. Toplumun çoğunluğuna 'du gerekmez. Yolların kötüsünü. yikân» anlamını hiçe sayar, bir an yor, gülümsüyorduk. lerini yitirmis beş on hukuk ki yuramazsın. Toplumun çoğunluğu tirdiğimiz yirmi »enede gördükten içinde tarihten önceki zamanlara Kime sattınız kitabevini? tabı gördük. Aradığımız kitapları duymayıversin, pek gerekliydi sonra yeni bastan oıjarmak zor olgidebileceğiniz gibi, yine bir an Bir gözlükçüye.. îyi oldu.. Bi Istanbuldan getirtmek zorunda ka sanki... Dersen, kendi kendine ge mıyacaktır. Karsımızda kara bir içinde astronotların yanında uza rim şu emektar gözlükleri de bir dık. lin güvey olursun. Bu da gecenin kaya gibi dikilip duran sorun, yalya firhyabilirdiniz. dep?tirmenin sıra.M geldi. İlk müş Yirminei yüzyılda Türkiyenin ikişileri değil, tüm karanlığında göz kırpmaktan ile nızca belirli Gönlünüz. dilerse Fatih Sultan terisi biz olalım diyorum. kinci büyük sehri olan tzmirde bir ri gidemez. toplumumuzu ilgilendirir. Böyle Mehmetle görüşür, dilersenız Ata Kitaplar ne oldu? kitabevinin yaşıyamaması hepimikaldırabileBu iki yönetim düzeyinde at olunca da toplumun türk'ün eüni öperdiniz. Roosewç!t Onları da ayrıca satıhğa' çı zi düşündürmesi gereken bir so koşturacak olan toplumumuzdur. ceğini uygulamakladır ki uygar ten Hitler'e, Yunus Emre'den Ka kardık. Yüzde otuz iskontoyla sa rundur. racaoğlana. Gut'tenberg'den Sait tıyoruz vatandaşlarımıza. dolaylı olarak da çoğunluğumuz devletlere ayak uydurabiliriz. Guttenberg'in matbaayı bulma Faike Nasreddin Hocadan ÇiçeroGülümsememeye çahşıvorum: Devletçilik ya da Liberalizm iyisır.dan çok zaman önce burada, îz dur. Toplumun çoğunluğu, Libena değin akhnıza esen bütün ta Yüzde otuz mu.. Aman ne fır mir dolaylannda dünyanın en bü ralizm ya da Sosyalizm borazan dir. bütün düzenleriyle toplumunınmış adamlarla bir an içinde sat: Biz de gidip beş on kitap a yük kitabevi olan «Parşömen Ki grını duymaz dedik yukarıda. Ne muz için biçilmis kaftandır rieryüzyüze gelebilir, konuşurdunuz. lalım. Ve elimde olmarian ekli taplığı» kurulmuş ve yaşamiftı den duymaz? îkiletmek gerekmez sek, bu kaftanın toplumumuza dar Gönlünüz dilerse eğer burada, yorum Akbabalar gibi.. kanısmdayız. Çogunluğumuz ca geleceğinden Kalıntıları hâlâ durmaktadır. şüphemiz olmasın. yasıyan ve yaşamıyan ünlü kişi Sonrasında neler konuştuğumu Bizim küçüeük kitabevimız ka hil, kültürden yana kavruk. Co Şüphemiz olmasın, çünkü, örneğin lerle bir açık oturum tertipliye zu pek hatırlamıyorum. Yalnız pandı. Adını «Kovan» knymuştu ğunluğumuzda onları duyacak ay yirmi sene... bilirdiniz. Istrati'yi, Gorky'yi,.S«r matbaadaki küçük baskı makinesi yazar arkadaşım. Kitabı cbal» a dın kulağı yoft. Sosyalizm ve de Toplumumuz için tek çıkar yol, tre'i, S. Buck'ı, Çekof'u, Dastiyevs nin o bildik seslerle işleyip duru benzettîğinden.. Liberalizm meyvelerini ögütemez i.vi yojlarm birleştiği geniş ve ki'yi, Kafka'yı, Zola'yı. Balzac'ı sunu bir zaman maksatsızca din Bal döküldü. Arılar dağıldı. S i midemiz, kaldıramaz. Sonunda gedüzgün yoldur. Yollar birleseeek... karşınıza sıralar, konusturur ve lediğimizi sanırım. nekiere müjde! ri teper. Bu kanıya karşıtsan, yiŞimdi, yitirdiğimiz senelere. bidinlerdiniz. Kitabevi kapandı, Haraç mezat Diyeceğim ama, diyemiyoruın irdiğimiz senelere dön de bir yol Bir mucizeli yerdi bu sihirli o satıldı. Dağıldı. Kitapları severim. Herkesin, bü bakıver. Öğütme çabasından çek ze önder olacak senelere bir fisdacık. Tertemizdi.. Pırıl pırıldı.. ke vurahm da göğü tutan kötü saYazar arkadaşımın bu konudaki tün milletimin de sevmesini iste Renkliydi.. ö y l e saklı gizli ycrde hazin açıklamasını kitabevi kapan rim. Dünyamızın smırlarını açan; irdiği sancılar, evimizin temelle daları bir sesleyelim... rini sarsmadı mı? Toplumumuzu de değildi. Izmirde. Beyler soka madan çok önce öğrenmiştim. Doğanın sonsuz elaçıklığıyla invaşamamızı sonsuzlaştıran bu sevgındaydı. Efendim, demişti, zarar edi giye ulaşmasını isterim bütün mil olumsuz bir ortama sürükliyen san oğluna dağıttığı özgürlüğü, gör birinin pek sert, ötekinin de pek dün mü Devletçilikte? Doğuştan Bir küçüeük kitapeviydi orası. yoruz evet, tezgâhtaki memur ba letimin. Kapandı. ysnm maaşını verecek parayı çıNe yapma ne etmeli, nası! yumuşak meyvalar olmasıdır. Elin ma!m olan özgür havayı yaçantıBir yazar arkadaş açmıştı Ya karamıyoruz kitapçı dükkânmdan çahşmalı senin için Türkiyem 7 ğlu bu iki yönetim meyvasını ö nın her düzeyinde ciğerlerine dolzarların çoğunda kitaba karsı 0 nma, eğer vergi konusunda zarar iitmü?. bagrrsaklannın zoriadığı duramazsan Devletçilik neyine geOnümde, masamın üzerinde ta lan tutkülarından. günün birinde gösterecek olursak bir sürü iş anı sıpıtıp atmış da göklerin yedi rek? nımadığım dostlar tarafından gönbir kitabevi açarak kitapİRrın o r çılıyor başımıza, kontroldur şu derilmi; bir kaç kitap var. Uzanıp kat üstesinde fink atıyor. Bunu yapamazsın, onu 'edemeztasında yaşamak isteği vardır Bu, dur budur.. Kim uğraşacak? özünü, ya da toplumumuza yabirini insanmışçasına okşuyorum; sin diye kafanı kısırlaştıran, yapıçîçeŞi seven insanlann çiçek bah Kitabevinin kapandığını yeni öğarlı yönünü alalım diye sıktık, köstekliyen Devletçiliği çesi düzenlemesine, ya da çocuk rendim Matbaadan çıkıp o yalan yetmiyor. Ellerime alıyorum. Fe r oğurduk yirmi seneyi. On sene cıhğını rahlatıcı serinliğini, ağırlığını ve neylersin? lara düşkün olan birinin çocuk >u cı gülüşlerden kurtulunca, neye ve yi Devletçilik düzeyinde ağzımıza gücünü duyuyorum. Bu Fay Kirby vası açmasına benzetilebilir. kime kızacağımı uzun boylu dü isimli Amerikah bir kadın yazarın burnumuza bulaştırdık. Son on se Binlerce dönüm toprağı kapsaVe kitabevi kapandı. şündüm, durdum. Bu durumdan kitabıdır. Kitabın adı «Türkiyede neyi de sözüm ona, Liberalizm yan, milyonlarea metreküp suyu Bunu matbaada, öğle yemeği ye durum deyişim söz geiişi, aslın göğüsleyen, bozkırîarı yeşil yeçil rine çayla sandviç yerken birden da dramdır bu evet bu durum Köy Enstitüleri». Son sahifesinde Süzeyinde har vurup harman sa güldüren bir barajın yükseldiğini sunlar var: urduk. kıvıramadık. Az gittik, bire söyleyiverdi: dan kimi sorumlu tutaeaktım. gördün mü Liberalizmde? «1949 danberi ilk defa olarak se uz gittik. Yirmi sene yol gittik. Eizim kitapçı dukkâmnı da Kitap alacak parası olmıyan, kiYerle göğün kucaklastığı ufka si duyulan îsmail Hakkı Tonguç, Döndük arkamıza... Bir de göresattık. tapçı vitrinlerine boyunlaVını bü Yüzüne baktım; kalm eamlı göz kerek bakan kitapseverleri mi? ekim 959 tarihinde kendisiyle ya Iim ki yüz sene geri kalmısız uy kadar, yeşilin bin türlüsünü bağlüklerinin ardındaki gözlerinde, Yoksa kitap alacak değil, kitap sa pılan bir görüşmede, şunları «öy garhk yollannda. Acısından elle rında toplayan verimli toprakları, lemişti: (Bundan elli yıl önce imiz böğürlerimizde, iki tarafa ağaya maleden Llberalizm değil Maarif Nâzırlığı yapmış olan rah kafamızı saliar ha sallarız. Top midir? metli Emrullah Efendi, bir gazete lum güler mi, ağlar mı bu haline? Senin ya da öenira gibi bir sıye verdiği beyanatta, muallim yok Toplumumuz geri kalmış bu hakımlık ean taşıyan ve köylü efentur, yetmis bin ilkmektep muallilir.e, kanlı göz yaşı döker. Bafirı dimize kan kusturan ağanın finmine ihtiyaç vardır diyordu. Mem gibi atesten bir girdeştiği Liberalizm değil mi? leketimizde 1940 yılında başlamış mızda yumruk aya. yakar kavurur bizleri. Eller olan ilköğretim seferberliğini idaBitmez ki ömekler... însanın ışi e gerisiyle güler. itler gibi sır olmıyacak, doksandokuzluk tesb.n re eden sayın Hasan Ali Yücel de ararak'bir lokma aşırmaya bakar gibi dizecek bu örnekleri. îste bu bugün, iki buçuk milyon çocuğa«j«(r kul ve öğretmen bülmak zorunda ar bu denli halimizden ötürü. îs örneklerden ders almasını becereyız. Boyluk, elii bin öğretmealı; e bu denli twlimiri sörmelc için mezsek ve de Sosyalizmle Liberadolar. Artan umumî nüfusun ilerioğunluğun içine inmeli, onun dü lizmin iyi yollannı birlsetiremezki senelere bindireceği ihtiyacı da üğünü öttürmeli... Çoğunluğun sek, ulaşmaya çaba gösterdiğimız gözönünde tutmak durumunda o avramına göre tezene vurmalı uygar yasantı haram olur bize, lunca bu 50 binı 100 bine çıkarmak ır. Bunu' yapamadın, onu da et barındırmaz bu vatan bizi şart "makul ve realiteye uygun bir ha medin mi, Liberalizmmiş ya da olsun. reket olur, diye yazıyor Cumhuriyet gazetesinde. Tam elli yıl çır pındıktan sonra böyle bir sonuçla karşılaşmak pek dokunuyor insana na.) Oğlum M A U R İ C E H AİMOFF ile NÂZÎME NADÎ Evet, bugün de, Türkiyenin eğitim dâvası çözülmeden duruyor. Bugün ne Tonguç var, ne de Yü cel; işi bırakılan yerden alıp daha ilerilere götürecek b'iri çıkacak. mı?> ' evlenme törenleri 20 ekim 1962 tarihinde Zürich'de cağını bildirmekle se\Hnç duyarım. Bayan D O R İS A R NET'in kutlana ANKARA BCROSU : Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlaehir Telefop: 12 95 44. 12 0» 20, 13 < K8, 17 57 35 W • DOGü İLLERt BÜROSO : InBnü Caddesl îçmen Han Diyarbakır Telefon: 1081 * GÜNEY tLLERt MERKEZ BüROSU : KUçüksaat Meydanı Edirne Hanı Adana Teleion: 4550 • Gazetemize gönderilen yazılar korsulsun, konulmasm iade edümez. llinlardan mesulîyct kabul olunmaz. * Abone ve 11in ışlerl için, zarfın üstune «Abone» veya «îlân Servisi» kaydının konması lâzımdır. * BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT ETMtSTlR. v VECDİ KIZILDEMİR * Bayan NORA ALGUADİŞ (Modelia Müess*sesi) İlâncılık: 7281/14224 TEŞEKKÜR Beni eski bir prostat ile mesaneden 2 taş çıkararak, bir t»k ameliyatla kurtaran Amerikan hastahanesinin hazık ve kıymetli doktoru Ürolog Operatör Adres: Zürich, Gotthardstrasse 25 M E V L İ T Sevgili bsb«mız Amiral Dr. ÖMER FUAD KESKİN il« sevgiîi annemizin ve biricik oğlumuz aziz ruhlarına ithaf edilmek üzere 19'10/1962 cuma günü öğle namazmı müteakip Suadiye Camiinde Mevlidi Şerif okunacağından arzu edenlerin teşriflerini rica ederiz. Suada ve Rahmi Kartal Cumhuriyet 14241 Giirbüz Sait Barlas'a ve mesai arkadaşları Dr. Faruk Turnaoğlu, Dr. Halil Arpacıoğlu, Dr. Saime Arda'ya ve hastahane personeline tedavimde gösterdikleri ihtimam ve alâkadan dolayı tesekkürlerimi bildiririm. Temyiz âzalığından Emekli Alâeddin Alpay Cumhuriyet 14244 Cumhuriyet 14210 llllllll llllllllllllllllllllllllllllllll llllllllllllllllllllllllll!^ SADUN KARTAL'ın ACI BİR KAYlP Ekim IS Ccmazivelevvel 19 V. 1 7.13112.59^6.02118.25,19.56, 5.31 E. ]12.45 6.32 9.H5 12.00 1.31 11.04 1111M1111 1 IIIII Merhum Serasker Yaver Paşanm torunu, merhum Zekeriya Timurkan'ın ve merhume Saliha Timurkan'ın oğlu, merhum Cavit Bey ve Macide Hanurun damadı. Berrin Timurkan'm aziz ve vefakâr eşi, Arman, T u n ç ' v e Ahmet Timurkan'ın sevgili babaları, İpek Timurkan'ın dedesi, Güven Timurkan'ın kayınpederi, Hayrunnisa Yesarî'nin kardeşi, Huriye D e v letoğlu'nun ve Yuauf Erkmen'in eniştesi, AKBA.NK Umum Müdürü vMMIIIII)llll!limilll 11111 (1111111111 f m 1111111111MII n 1111111111.111111111111111 • 1 • 11111*1 • = «CUMHURİYET. in EDEBÎ TEFRİKASL 67 Ö^ferdemir KEA1ALİ YASAR <3ök bakir = S Ş 5 5 E S = 5 Ş ^ 5 5 Ş Ş 5 Ş Ş S 2 S 5 S = ZZ Adil onu bırakmıştı. KöylüIer onu bırakmışlardı. Akrabaları yan çiziyorlardı. ömer, Ömprken bile! Bu dünya yasamafa değmez. pis, işrenç bir dünyaydı. Bu kadar alçak insan arasında yaşamaktansa, yaşamamak daha ividı. Artık bir tek umudn kalmıstı. O da Yönetim Kurulunun iyi bir haberle gelmesi. On lar da kötü haberlerle gelirlerse... Işte o laman... Ne olurdu, ne olurdu yani, simdi sitse de ocajmın başında Taşbaşı vuruverse? Ne, ne olurdu yani? En azından bir on beş yılı yerdi. On beş yıl da onun için ölüm demekti. O zaman Muhtar kim olurdu? Kim olacak, dil vermez Merycmcenin boyn devrilesi oglu Czun Ali. Taşbasın arkasında o var. Taşbaşla bizi biribirimize düsürüp, parsayı o toplıyacak. Hesabı bu! Vay anasmı! Ne vapmalı! Ama Köy Tönetim Knrulu kasabada bu kadar geciktiğine şöre bunda bir iş vardı. Ve de hayırlı bir haber yoldaydı. Gelip duruvordn. Buçün az kaldı. Taşbasın ermişliŞi ilân ediliyordu. Edüdi ya, daha resmen açıklanmadı. Kimse farkında değil. Gece ak dona «irmis uzun adamlar gelip onu Tekeç daşındaki saray» götürmüşler, bu ne demek? Düpedüı ermişliğe işaret. Ama köylü daba far kında değil. Kurda ne demlşlçr, boynan böyle neden kalm, demişler. O da demiş ki, kendi işimi kendim görürüm de ol sebepten, demiş. Işte oğlum Sefer, sen de kendi işini kendin Adilden kötü bir haber gelince, o umut kapısı da kapanınca. on beş yılı göze alıp kendi işini kendin göreceksin. Bnnnn başkaca bir çaresi yok. Meryemcenin ogluna da gellnce, onnn için de bir kolaylık düsüntilür. Ne yapmalı, başa gelen çekilir. O eece Seferin göıüne bir damla oykn girmedi. Tatakta kıvrandı kadurdu dnrdu. Dünyadan, bu kötü, nankör alrak. insanlıktan çıkmış insanlardan iğrenlyordu. Bu Taşbaş belâsını da bir yolunu bulup atlatırsa. bu insanlara birkaç aci BÖzü vardı. Ve de düsmanların o zaman elinden çekecekleri vardı. «Gelin artık, gelin artık,» diye söylendi. «İyi baberle mi geIirsiniz, kötü haberle mi? Ama yeter, gelin artık. Gelin de, biz de başımızın bir çaresine, şu Taşbasın elimizle bir icabına bakalım. Gelin artık kardeşlerim!» 29 Fırtına savuruyordu, Bu gabah dışarda hiç bir canlı yoktu. lnstanlar haslarını kapıdan dışarıya çıkaramıyorlardı, Dışarda ne kedi, ne köpek, hiç bir yaratık kalmamıştı. Ulu dafların koca kartalları. uzun, uçsuz bncaksız ma;arala rına çekilmişler, güçlü başlarını kanatlarınvı altına alıp, dı$arda kopan kıyameti dinliyor lar. Kurtlar. tilkiler ınlerindeler. Üstüste kıvrılıp yatmışlar dır. Soğuktan tek korunma çareleri. Günlerce aç kaişalar, bu boran da böyle sürüp gitşe. hiç bir yaratık dışarı çıkamaz. Her fırtınaya dayanan bozkırdaki o tek kavak ağacı ba gabah, mümkünü yok, kırılmıstır. Ormamn afaçları uğultulu bir çatırtı içinde. Ince. daha yağarken buz haline gelmiş kan, fırtına, kum gibi oradan oraya götüriip yıfcıyor, Buz tozu kövün alanında, bir de hakıyorsun, bir tepe fibi yükselivermiş. tşte boylesiııe bir boranda s.o fnkta, bovnunu tâ omuzlarının hizasına gclmiş bir kisi, ıjözlerini kapsyıp, yıldırım çibi bir ^rtmi"!iııııııııııııııımıııııiiimııııııııııııııııııııııııııııı kapıdan ötrki kapıya kosuyor. Kapıdan kapıya, yumulmuş ko şan adamın tâ yakınına, bir iki metre yakınına varıp da yüzii ne bir iyice bakmazs»n, kim ol duşunu mümkünü yok anlayamazsın. Bu kişi Memidiktir. Ifl giicü avcılıktır. Onnn fiedi ğine bakılırsa, kışın yaptığı av cılık şayesinde bu fcöy herkesten daha iyi geçinip gidivor. Koyunu keçişi, atı, ineiji yok amma, eünde giil gibi zenaati, avcılığı var. Şu Toros ülkesinde, kendi dediğine bakarsan, ondan d a h a iyi sansar tuzaiı kuran yoktur. Şu koca Torosun tüm sansarını bir tek kişi yakalamıştır, o da Memidik. Memidiğe Çakal Memidik diye, ça kala benzediği için dememisler, nsta bir sansar avcısı nlduiun dan dolayı ona bu gereksiz lâkabı takmışlardır. Köyün en Kı sa boylu adamıdır. Kızfann, «ne zaman uzayacaksın daha Memedik? Yaşın aldı başını da gitti. tki parmak daba nzarsan ben de sana varırım .\emidik.» demelerini hiç duymaz. Başını önüne eğip, uzaklaşıp şider. Memidik bir gün uzayacaktır. Adam bir fünde uzamaz ki... Afır ağır, yavaş yavaş... Zaten Memidik Vzun Alinin. Gömlek sizoğlunun boyu sibi bir boyu da hiç bir zaman istemez. Aman Allah etmesin, onlarınki de boy mu? Bir alâmet. Yeri göğü tutuyor. Memidiçin habası, daha Memidik alti aylıkken ölmüs, Me midiğin anası o gün buçündür dul. Anası MemidiSe der ki: «Hiç canını sıkma yavrum.» der. «Senin baban dal gibi uzun adamdı. Daha senin yaşın ne ki? Sen uzarsın, hem de öy le bir uzarsın ki... Kızların lâf atmalanna bakma, onlar boyu • kısalara de|il, yaşı küçüklere böyle lâf atarlar,» der. Memidik bnna bir gttn, iki gün inanır, sonra ?öyle tepeden tırnağa kendisinl blr süxer, «yok yok» der, «uzasaydı sirodiye kadar bo boy nzardı. Ne yapalım, braim boynmnz da kı saysa, sansar avcılıgında insanın işine yarıyor ki.' Bir yere kıvrılıyorsun, ne sansar görüyor, ne de kuş...» İş hiç de öyle değildi. Kızların takılmaları deli ediyordu onu. Tıllar geçiyordu da, boyu bir parmak değil, yarım çarmak bi le büyümüyordu. Ne olacak bunun sonu? Gün günden kötü ge liyor. Memidik insan içine gittikçe daha az çıkıyor. Kendisini gittikçe dağına. avına daha çok veriyordu. Peki, bu karda kıyamette, bu adamın derdi ne? Evden eve keıı disini atıyor? İlk önce gözleri faltaşı çibl açılmış, korkmuş, eve geldi. Ana şına hemen, ayakta anlatmaya başladı. Eli ayağı buz keşilmiş ti. İçine çekilmiş boıyıu sanki orada donmuş kalmıştı. Memidik üsümekten bir topaktı. «Gördüm.» diyordu. «Işte öy le.» Gözleri pört'.eyip dışarı uğ ruyor, dudakları uıuyordu. Anası: (Devamı var) VİTAMİNLİ HAIR SPRAY NET YAVER TİMURKAN 11.10.1962 günü Viyana'da Hakkın rahmetine kavuşmujtur. Cenaıesi 1810.1962 perşemh* günü öğle naman n ı mütaakıp Şişli Camiinden almarak Karacaahmettekl aile makberesine tevdi olunacaktır. Mevlâ" rahmet eyleye. AİLESİ Reklâmcılık 4338 14249 KOLTÜB VAVIM 14 DOCTEUR J ^ Hair Spra/ Net , PARtS Bu akşam saat 22,20 de İstanbul Radyosunu dinleyiniz. Reklâmcılık 4^3214250 GUVERNANT ARANIYOR Tanınmış bir ailenin 67 yaşındaki 2 çocuğu için İngilizce, Fransızca veya Alnıanca bilen tercihan yabancı mürebbiye aranıyor. İkamet yeri İzmirdir. H u susî oda Deniz kenarı villa. Tam konfor. Dolgun ücret. Müracaat: Kendi el yazısı ile taleplerin referans verilerek PJC. 572 İstanbul adresine MÜREBBİYE rümuzu ile gönderilmesi rica olunur. İlâncüjk: 7270/14219 Faal 6514/14210 11111111111111111111111111111111 r 1111111111 ıı 11111111111111 M 1111 r; r 111111111111 ? 11111 (111111111111111111111111! 111: M 1111111111111111 i 111 M 111111111 v