18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKÎ Hiııııiıımııııııııııııııııııı CUMHURÎYET "Le Soir,, m 75 inci yıb ve bazı düşütıceler Yazan: Cîhad Baban Bir kaç gün evvel Belçikalıların Kıralı Baudouin, Avrupanın en •aygı gören gazetelerinden biri olan (Le Soir) in Başmuharriri Charles BreisdorJf ile rr.uharrirlerden Fernand Daxheled, Herbauts, Andre Paris, Schneider, Jans ve Verschraeger ismindeki arkadaşlarına, büyük nişanlar tev cih etmişti. Bu nişanları gazetenin 75 inci yıldönümü münasebetiyle veriyordu. Fakat zannedilmemelidir ki 75 yıl müddetle gazeteyi çıkannış olmak, bugün bu madalyalara hak kazanmak İçin kâfidir. Madalyalara hak kamndıran sebep, gazet»nin namuslu tutumu ve fazileti ile memlekete hizmet etmiş olmasıdır. 75 yıl uzun bir ömür değildir. Fakat üç çeyrek yüzyıl. aynı pren »ipler üzerinde israr etmek, gelip geçen yazar ve ıdarecilerin hep aynı prensiplere sadık kalmaları büyük bir muvaffakiyettir, ve işte Le Soir gazetesi tnuharrirleri, bu prensiplere gösterdikleri sadakatten dolayı bu nişanlara müstahak olmuşlardır. 1887 de Emile Rossel gazeteyi kurduğu zaman, söyle bir îikirden hareket etmişti: Bütün anlamı 1çinde bağımaız ve namuslu kalmak.. Halka ve memlekete hizmet etmek istiyen bir gazete hükümet karfisıoda olduğu kadar siyasi par tiler karsısmda da müstakil olmalıdır. Ellerinl, kollannı, kalbinl ve kaftnnı hiç bir dı? tesire tibi tutmadan isletmelidir. Bu gazete bir takım mall müesseselerin de etkisi altında olmamalıdır. Gazete haberi mümkün olduğu kadar tara, objektit, hisden uzak ve namuslu olarak okuyucuya uUstıran bir vasıtadır. Bir gazete, hürriyete, haklars. ve hakikate saygı göstermelidir. Nefsinde gerçek saygı sesi duymıyan gazeteci, bir mllletin müşterek iz'amm ve idrikini derleyip toplıyamaz. Bllikis halkı birbirine düşürür. Bir ferdln husust hayatı, gazetecinin durbününü dikeceği yer değildir. Gaıeteci, bir haber aldığı zaman, bu haberin niçininl, nedenini en hurda teferrüatına kadar öğrenme. ğe mecburdur. Ondaki gerçeğe saygı gösterme duygusu, yanhş bir s«y yazmasma mutlaka mâni olur. Bu demek değildir ki, gazeteel, fikirlerin ve olaylann münakaşasını yapmaz, bu demek değildir ki, memleketin tnenfaati icabettirdiii zaman gazeteci, her tehlikeyi göze alarak hakikati ve doğ ruyu söylemez. | GÜNÜN KONULARl] "^"^"^"^^TnTnnnTnnnnnnnnnn^ 1 "™^™™"^ =haberleri Elektrikli trenler ısıtılmıyor TARİH VE BUGÜN varhk olmaktan kurtanp bir halk mektebi haline soktular. Bir gazete müli hayata kaMan, yeni moda olan tabirlerle ifade edelim (zinde bir kuvvettir). bu zin de kuvvet ifade hürriyetine dayaSon günlerde havaların soğuma narak, fikir âleminde ne varsa arsına rağmen Sirkeci elektrikli tren tık hepsini kapsamaktadır. Tek ler ısıtılmamaktadır. gayesi âmme menfaati uğrunda Bilhassa istasyonlarda kapıların vazife görmektir. Malik olduğu ifade hürriyeti ile âmme menfaati açılması vagonları buzhaneye çelehinde çalışmıyan bir gazete ga virmektedir. Dun bir kısım yolcular Belediye zabıtasma müracaatzete değildir. Bu sebeple, gazeteci la vagonların ısıtılmasını talep etİle gazeteyi birbirinden ayırmak mişlerdir. da artık mümkün olmamaktadır. Dünyaya istikamet veren büyük gazetecilere bakınız, Lipmann'lar, Marmara ve Trakya Bölgesi Ticaret Odası ve Borsaları Alsoplar, For.tsine'ler, milyonlar üzerinde müessir olan ve umumî müşterek toplantısı efkârı yaratan insanlardır. EtkileMarmara ve Trakya bölgesinde ri bu nispette büyük olan insanla faaliyette bulunan 28 Ticaret ve rın nannuslu olmak gibi bir veci Sanayi Odası ile Ticaret Borsası beleri o »orumluluğun tabi! bir ne 1962 yılının iik müşterek toplanticesidir. tısını 15 ocak 1962 pazartesi günü Bugün dünyamn bir çok memle saat 10 da Istanbul Ticaret Odasınketleri ağırbaflı ve sorumluluk du da yapacaklardır. yan gazetelere kavuşmuşlardır. IsBölge Divan Başkanı Behçet Osviçre, tngiltere, Belçika gibi mem manağaoğlu'nun toplantıyı açış koleketler, bu »ebepten dolayı büyük nuşmasından sonra geçen yıl içintalihe mazhardırlar. Eğer Belçika yapılan çalışmalar hakkında basım, ağırba;lılığından ve amme izahat verilecek, yeni yıl bölge çahizmetinde olduğu duygusundan lısmalarının programı tesbit edızerre kadanm feda etmiç olsaydı, lecek ve bölgelerin iktisadi ve TiBelçikanm geçen yıl geçirdiğl Fla carl konular üzerindeki dilekleri mand Wallen buhramnda mem gnrüsülecektir. leket çok çabuk parçalanırdı. Belediye Zabıtası memurla18 inci asırda tngiliı basınının nnı dövdüler adı (ttntiyazh fahişe) idi, bugün bu imtiyazlı fahije çok çayanı Köprüden hareket eden üsküdar hürtnet bir hammefendi oldu. vapurunda seyyar satıcılık yapan •• Mithat özbay ile Rahmi Okyay, 9u da var ki, gazete, to«y«l ve satışlanna mâni olmak istiyen Bepolitik hayatın aynasıdır. Demok lediye zabıtası memurlarından Saratlar, basın müessesesini ıslah et im Altıntaş ile Günes Bora'yı dövmek istemi?lerdl. Halbuki milll müşlerdir. hayatta bütün müesseselerin seviSanıklar yakalanmıs haklannda yeleri birbirleriyle âhenklidir. kovusturma açılmıstır. Müjterek btr ölçü bulup ölçmek Hırsızlık yapan bir şoför mümkün olsa, Parlfimentonun, Üyakalandı niversitenin seviyesine verdiğiniz Sultanahmette Bafa Çorbacıoğnot ile basına verdiğiniz not arasında fark bulunmaz. Bir toplum luna ait radyocu dükkânından 1350 bütün kollan ile beraber yükse Hra kıymetir.de iki r&dyo ve pikap lir, onun içindir ki hiç bir jiddet çalan Yaşar Karataş ismindeki şove sansür tedbiri, basını ıslah et för yakalanmıştır. Sanık hakkında tneğe muvaffak olamamiftır. Bu kovusturma açılmıstır. nu Birinci Dünya Harbi içinde Fotoğraf malzemesi Fransa Başvekili Clemanceau, san fiyatları düşüyor sür istiyen mebuslara k»rjı bakıFotoğraf malzemesi piyasasmda nız ne giizel anlatıyor: clnsanm diyor, iyilik ve kötülük duyguları işler durgunluğunu muhafaza etruhunda ve beyninde bir arada iç rnektedir. Piyasada bol miktarda içe yaşar. Bir insan iyilikten ve çesit bulunduğundan satışlann ağırlığı dolayısiyle fılim ve kart fikötülükten mürekkep bir varlıkatlarmda cüzi bir düsüklük hutır. Siz fikir hayatma sansür ko sule gelmiştır. yup kendi kanaatinizce kötülüğü iyilikten ayırmak istiyorsunuz, Beş randevu evi basıldı halbuki o iyilik ve kötülük insan Ahlâk zabıtası bir hafta içmde ruhunda sarmaş dolaş olmuşlar Yenişehir, Eyüp, Bebek, Fatihte îşte bu sebepten dolayıdır ki, dır. Sansürü koydunuz nsu fenaholmak üzere beş rendevu evinl bas gazeteci bir his adamı değil, bir fi ğa mâni olayım derken, lyiliği de mıştır. Tarlabaşında Nuri ile metkir a««mı olmalıdır. Kağıdı, kale beraber ifna etmiş olursunuz!» resi Kadriyenin kadm satışı yapmi ile başbaşa kaîdığı zaman, mütığını tespit eden zabıta burasmı nevver bir hekira gibi düşünmeli, îyiliği üstün kılmanm tek çare ânî olarak basmıs, satıça hazır bek Complexe amme hayatı içinde tah iyen dört kadını yakalamıştır. lil veya tenkidini yaptığı olayın si, bilgiyi artırmak, gazeteciyi, hîs Emniyet Müdürlüğü tarafından taa içine kadar girmeli ve kendi lerinden uzak yaşıyan bir hâkim açıklanan ahlâk zabıtasının faalisini o olayın sorutnluları gibi dâ mevkiine ulaîtınnaktır. Geri kal yeti ile ilgili bültende «bu arada vaya yakın telâkki etmelidir. O mış memleketlerde insanlara duy tamnmıs muhabbet tellallanndan kuyucu gazeteciye inanmalıdır; gulan hükmeder. Medenî millet 15 kişi çevrilmiş ve kendilerine afikrini tasvip etmese bile samimî lerde iş gören zekâdır. 75 inci yılenen bu işi yapmamalan yolunda olduğundan şüphesi olmamalıdır. dönumünde Le Soir gazetesi, Bel gereken tenbih ve ihtar yapılmışzekâ »eviyesini Zaman olur ki gazeteci gayet sa çikanm medeni ır» ibaresi dikkati çekmiştir. rih olarak vaziyet almak mecbu temsii etmenin şerefini kazandığı 4 çuval patates çaldı riyetinde kalır, bunu yaparken, için dünya basınında büyük bir baskalarının ne düşündüğü onu il mevkie sahip olmuştur. Bostancıda Vükelâ caddesinde gilendirmez, fakat o en kafî duduran Hüseyin Akgün'e ait 4 çuval nımlarda bile başkalannın duygu Bu satırları biraz da geçen gün patatesi çalan Tahsin Ege isminlarına, kıymet verdikleri mefhum Taksim meydanında gazeteleri ya âeki sabıkalı hırsız yakalanrmstır. lara saygı göstermek mecburiye kan gençlere ithaf etmek maksatinde olduğunu unutmamalıdır. diyle yazıyorum. Tarihte kütüpOCAK 10 ŞABAN 3 Hiç süphe yok gazete malî imkân haneleri yakanlar, nehirlere el larla yaşar, fakat, bu imkânları yazması eserleri dökenler, kendi temin etmek için gerçekleri tahrif ideolojisine zıd olduğu için meya l etmek, dürüstlük ve fazilet yolun danlarda kitapları atese verenler c I < dan ayrılır. Gazeteci bazan sus olmuştur. Fakat tarih bunlann mak surtiyle de gerçekleri gör cümlesini kötü isimle yadetmiştir. V. ] 7.24 12.21 14 4€ 16.59il8.27 1 5.35 mezlikten gelir. bu su)«ut da in Medenî insan fikre fjkirle muka2.25 7.23| 9 4 7 1 2 00 1 1 3 S 1 2 37 formation'un yani haberin rieutra bele eder, fikri atese verenler, lite'si, yani tarafsızlığı mefhumiy kendilerine güveni olmıyanlardır. l e kabili t?lif değildir. Türkıyede; gazeteler yakıldıkça, Emile Ro^sel'in kurdu*u aazete bir gun âmme hayatma mekteplik yor. ve onun kurduğu müessesede de onun devamcılan büyük hiz etmiş asırlık müesseseleri görmek vazife görenleri miüet nasü nimet gördüler, bir Victor Rossel. yarınki nesle nasip olmıyacaktır. çanla taltif ediyor? Siz, senelerbir Lucien Fuss, bir D'A'sac Le O yarınki bahtsız nesiller arasın denberi göz nuru dökerek karmSoir'ı haber verme yolunda ne ka da, sizin de çocuklannız nasipsiz ca kaderince, bu millete hizmet dar ileri götürdülerse, spsyal, mo liğin acısı ile kıvranacaklar ve hiç etmeğe çahşan fedakâr Türk gazeral ve entelectuel alanda da kit şüphe yok size hayır dua etmiye tecilerine haydi nissn vermiyorsunuz? fakat hiç değilse, yürekleleleri yetişnrmek volur.da o ksdar ceklerdir. Bakın Belçika milleti Emile Ros rini taassubun ateçi ile dağlamabüyük hirrtet ettiler. Gazeteyi vırmı dört saat vaşıvan geçici bir sel' in, hatırasını nasıl taziz edi1 yın'.... 1876 tarihinden^ beri Türkiye Demokrasi denenteleri ıçindedir. 1808 Meş ru ti yetin den onra çok partili hayatın ilk devri başlamıj, ve par tilerin mücadelesi siyasi hayatımızda buhranlar yaratmıstı. Atatürk Millî Mücadele hareketine başladı|ı senelerde yeni bir devletin temellerini de atıyordu. Anadoluda kurulan bu yeni devîet, Milii Hâkimiyet esaslarına dayanan, Demokratik bir bünyeye sahip olacaktı. Bir taraftan îftiklâl Savaşı cereyan ederken diğer taraftan Birinci Büyük Millet Mec lısinde çetin tenkitler yapılıyor, şiddetli münakaşalar oluyordu. Devlet idaresi anlammda, daha o yıllarda görüj ayrılıklan belirmiş ve muhalif düsüncede olanlar, Gazi Baskumandanı ağır bir şekilde hırpalamaktan çekinmemi«!erdi. Başkumandan, bu tenkitlere hattâ bazan kendisini mebusluktan iskat için hazırlanan suikasdlara karşı cepheden dönüp Meclise (îeliyor. ve Millet kursüsünde muhalıfleriri fikirlerîyle, ıshsiyetı ile susturuyordu. Atatürk. bir miUet îstiklâl kavgası yaparken cereyan eden siyasi mücadelenin yersiz olduğunu dü şünmemiş ve buna milli bir ihanettir, dememijti. Çünkü memleketin de, ordunun da Milli Hâkimiyet e;aslarından kuvvet aldığır,a inanıyor ve dünyaya karşı üstünde (Hâkimiyet kayıtsız, çartsız miüetindir) levhası asıh bulunan hür bir kursüder., Türkiyenin dâvalannı milletın sesi olarak söylüyor duyuruyor ve hürmet topluyordu. Birinci Büyük Millet Meclisindeki siyasi gruplar arasında solcu bir grup da bulumıybr ve o günün şartları içmde böyle düşünenler de müsamaha görüyordu. Fakat Atatürk, Türkiyenin millt bünyesine uygun bir siyasî teşekkül kur mamn isabeti üzerinde duruyordu. Bu te=;ekkül, içtimai hayatımızın şartlanndan, tarihi gelişmemizden kuvvet alacaktı. Millî zaferle beraber, Anadoluda yeni fikirler taazzuv ediyor ve bunlann topuna birden Kemalizm deniyordu. Büyük zaferden sonra Atatürk, memleket dahilinde büyük bir ge Türkiyenin meseleleri ^ ^ ^ ^ ^ Yazan: ^ ^ ^ " ^ HEM Kornik gibi ama, değil ünyada kornik tarafı elmıyan hi( l)ir elddl sey yoktur, [yahut varsa da azdır. Hattâ büyük facialann bile basan, arastırmaea naect kalmadan, kenanndan kösesinden aıntaa gfllflnc tefenn a t ı göze çarpar. Bir çocukluk hfitırası olarak anlatmıstım, gallba. Bir fece, oturdagumuz mahallede yangm çıkmiftı da, bir komsnmuzuıı hizmetcisi, tutnsan evlerinden çıkarken, telâs T« »a^kırtlıkla, sokak kapısımn anahtariBi yanına almıstı. Bn ersiı anahtan sımsıhı cötsane bastıran hizmetçilerinin haline, yaaaa evin aahipleri bile güldü'.erdi. Bu, bir facianın çülünç tarafıydı. tnsaoı ağlarken gttldüren, âdeta tabiatia muvaıene snğlamak için yaptığı bu trajikomik karııımı her elddî iste ararsak bnluru». Tuhat taraiını bulamadıfımn J»lere de, h»i. b« tmhaflıgı kendimiı yaratıp yakıstınrız, ya. Denizyollarının, gemilerdeki haseratı Sldfimck İçin medeni dünyada tatbik edilen Zyklon gaıı kullanma usalfint Strenmek ve bu işte ihtisas yapmak üıere Almanyaya gSnderdigl personel, bu isin uzmanı olarak raemlekete dondükten sonra, mevzuun alabildifine alaya raüsait olması yüzünden fare avcılan, sıçancüar filân gibi tâbirlerle, haftalarca belki aylarca sflren bir mizah kennsu olmustu. Halbuki bu is hic de alaya tahammüln olan bir şey değildi. Bugtinlerde, bir lkl yerde, bm temcit pllâvı bir daha Hitüıp Mfraya getirildiği için, bm meselenin içyfiztintt sorap Sgrenmek istedim. Ilgililerle temas ettim. Bana bir nebze bllgi verdiler. Bizim, «itlâfı far» diye, dofrusB sahiden de alay mevznm olmağa müsait bir tibirle anlattıgımız deratizasyon, yani fare öldürme ameliyesinin nasıl sey oldnfmnu ben, gözHnüe gördSfum için. bir parça bilirim. SBB dereee alatarka bir isttr. Gemlnin taşıdıgı yükün cinsinden dolayı anbarlara, uğradığı her IImandan, halatlara tutanarak, yahut yüklenen esya arasına sığınarak dolan fareler, malum döl bereketleriyle fireyip çofaldıkça, türla zararlanndan başka bir de veba tasıyan bu yaratıklan yok etmek için, kara dan geraiye k«ca koca lejenler, dev ölçüde saeayaklar, sandıklar delusn kSkürt çmbakları tasınır, geminin orası burası tıkanır, bu kükürtler yakılır, fareler zehirli dumanla boğularak oldfirfilür. Ama yine de, eceli gelmediji İçin köfe buea|a sinip kmrtalanlan «lar. Sonra bunlar, aynı jremi İle • liman senin, bu liman benim se yahat ederler, yeni gelen misafir farelere ev sahipliti yaparlar. Almanyada ihtisas yapmafa gfinderlldiği için tenkide, istihzalara u|nyan fare itlâfı ekipinin orada ögrenip dönüşttndenberi burada tatbik ettifi tnodern nsul ise, dönyada henfiı gelismeye başlamış bir tekniktir. Bu ekipin, simdiye kadar, yabancı bandıralı gerailer dahil, yirmi sekiz teknede Zyklan gasyla temlzlik yaptıfını söylüyorlar. Şimdiye kadar Hamburg, Marsllya, Cenova limanlannda, bunlard^n başka daha bir kaç limanda mevcnt bulunan fare ItISf istasyonlanna Akdenizde altıncı istasyon olarak katılmamı», Icfienll, s3çayaklı, modası geçmiş fare öldürme usulünden modern usule geçerek denizcilikteki gayretlerimiz lincirine bir halka ilâve etmemiz bence hiç de yerinilecek değil, tersine, sevinilecek bir hareket. Gülüne edilmege pek musait dı» görânfisüne rağmen, benim buna dilira varmıyor. Hamdl VAROGLTJ Haluk Y. Şehsuvaroglu ziye çıkarak siyasi kanaatlerini açıklamış ve memleket ihtiyaçlarından doğan bu kanaatleri programında tophyan Halk Partisini millete takdim etmişti. Böylece Birinci Büyük Millet Meclisinin inkılâpçı Birinci grupu âzaları, Halk Partisi saflarında toplanmışlar, tkinci gruptakiler de Terakkiperver Fırkasını kurmuşlardı. Bu iki partinin, iktidar ve muhalefet partileri sıfatiyle müşterek çahşmaları kısa sürmüş ve maalesef bir müddet sonra Terakkiperver Partisi kapatılmıştı. Dahili büyük bir isyanm patlaması, suikast teşebbüslerinin ve inkıl&p hamlelerine karşı koymaların netice*i olarak sert bir devreye girilmiş, Takrir1 Sükun Kanunu, Istıklâl Mahkemeleri, Birinci Büyük Millet Me^lisi zamanında kurulmuş, hur tenkit havasını dağıtmı»tı. Uzun yıllar sonra Atatürk memlekettşkı .tek parti gidisine son vermek arzusiyle güvendiği ve sev dıği arkadaşı Fethi Okyar'a Serbest Partiyı kurdurmuş fakat bu parti de kısa bir zaman sonra aynı ruh haleti içinde kapatılarak Türkiye tekrar tek parti idaresinde kalinıştı. Atatürk'ün ölümünden sonra îsmet tnönü bir deneme mahiyetinde ve Meclis içinde bazı mebusları Rana Tarhan Baskanlığmda Halk Partisi karşısında muhalefet yapmakla görevlendirmişti. Bu hareket ciddî ve faydah bir netice vermemiş ve Türkiyede ciddî mânasiyle Demokratik hayat, tkinci Dünya Harbinden sonra baş lamıstı. Geçirdigimiz on »ene içinde miiteaddit partiler kuruknuş olmasına rağmen, siyasi mücadele bilhassa Halk ve Demokrat Partiler arasında cereyan etmişti. 1876 danberi geçen uzun bir devre içinde Türkiyede içtimaî, iktisadi ve siyasî şartlar sol ve. sağ cereyar.îarın teşekkülüne imkân vermiştir. Geçen on gene içinde hesaplanmadan yapılan tavizler «nünevver zümre üzerinde tepkiler yaratmış bilhaM* Atatürk inkılâplan ve hür riyetler mevzuunda harekete geçen basın ve Üniversite S7 Mayıı hareketinin öncüsü olmuştur. Î7 Mavıstan sonra kurulan partiler Türkiyedeki siyasi temayüllerin bir makesi olmaktan ziyade. eski Demokrat Parti mirascüarı ol mak durumunda kalmışlar ve bu lebeple inkılâbı hazırlıyanlar tarafından kuyruk, düşük gibi bazı tarizlere ıcarut kalmıslardı. Yüz seneye yakın bir zamandanberi Türkiyenin bütün içtinnaî ve iktisadi meseleleri hemen hemen yüzüstü bırakılmış bir haldedir. Ana hürriyetlerin temini ve garanti altına alınması dâvası yanında, halk eğitimi, az gelişmiş mıntakalarm kalkınmalan, milli gelirin umumi refahı temin edecek bir »eviyeye yükseltilmesi, sosyal sıhhat dâvası, işçl meseleleri ele alınmıs değildir. Diğer taraftan mil'.l kültür dftvaları tahasında canlı çalısmalar kaydedilmetnektedir. Anadolunun lulanma meselesi, bir çok şehirlerin bugünün ihtiyaçlanna gore iskâna elverişli bir halç gitirilmesi, nihayet sosyal dâvaların başında bulunan mesken meselesi de ciddıyeti ile mütenasip bır çahşmıya kavuşarna mıştır. Bir ziraat memleketl olması la zım ge'.en Türkiye. bu mevzuda da dıs yardîma muhtaç bir vaziyettedir. Ziraatin islâhı nüfusun artısı na göre ayarlanmamıştır. Bunlar ve daha bir çok dertleri olan Türkiye'de bütün gözler, par tilerin faaliyetlerine çevri'i bu lunmaktsdır. ParüleTden Türk Tr.iUetinin refahmı sağlaroıya matuf faaliyet ler beklenmektedir. Tuna Basyaxgan İle Vecdi Gökyayla Nişanlandılar 7 1.5R2 Süreyya Pa\*yonu Ankan Cumhurlyet 377 CUMHURIYET Nüshası 25 Kuruş Senellk Ttirldye Bariel Llra Kr. Llra Kr. 1S0.O0 TBOO M.00 «8 00 44.00 I ayl'k 12 00 Basan v» Yayan C u m h u r i y e t Matbaacıhk v« Gazeteciiik TOrk Anontm Şirketl Cagaloglu Halkpvl Sokak No. S»41 Sahlbl Suçlü ç auağa UalWl Cumhuriyet 380 NÂZtME NADt Tan lslerlnl fülen idarc edea Mnul Müdür VECDİ KIZILDEMİR Gazeteoüza föndcrüen yazılâr konulaun, konulmasın lade edilmez. tlanlardatı mesuliyet kabol olunmax * Abone re flAn talerl tcln, sarfıo Ost&na «Aboııe» veya ıtlan Servtsiı kardınm kcnması lazundiT. * Bü GAZETE BASIN AHLAK YASASrNA ITVMAYI TAAHHÜT BTMlSTİR. J î L A N CÜMHURİTET tlân Tarifesi Baehk (Maktu) 150 T U î34 Uncü sahifeler (Bantimi) SO TL. 56 ıncı sahifeler (santimi) S TU S P^işan, Nikah. Cvlftnmc. Dogum (Maktu) 75 TL. ölOm. Mevlit, Te«ekkflr (5 aantiıne kadar maktu) 90 TL. Kayıp (10 kelimeye kadar maktu) 10 TL. 1 1 adet 1730 V. DC 1200 A. 220/380 V. trifaze Redresör 22 1/ 1962 günü saat 15.00 kapalı zarfla teklif almak suretiyle yaptınlacak:ır. 2 Şartnameler Yeçilköy Have Alanı Teknik İkmal Müdürlüğünden temin edüir. 3 Bu işe ait muhammen bedel 15.000 TL. geçici teminat 7J0 TL. dir. 4 Ortaklığımız 2490 sayılı kanuna tâbi değildir. * TÜRK HAVA YOLLARI A Ş (Basın 139/384) Kitapevlerinde ve Cumhuriyet matbaa&ında bulunur.10T.L Tek kitap isteyenler, bedelioi pul olarak göndermelidirler. . Cumhuriyet 401 ^MiTılTıııTıumımııımrHiTnıııı İCJMHUKIYET'in Tefrikası: ıııuımmmuiHimmmımımııımmıtıımıııııumııııııımıımııımıımımmıııu^^^ ıı Aberdeen'den Gairs»y'a k«4»r, Billingssate'den dolsşarak, nzftn yoldan gelmişti. sagUın; Uıerîne sıvanmu yapıçkan, pem be bir salça bann ancak biraz gizliyebiliyordn, . WİHie, ablasına dognı egile rek: «Bayat» dive fısıldadı. Mary: «SBS, sekerim» dedi. Diradik oturmus, förierini tabafeına dikmis, balıfın kemi fiyle nfraşın dunjyerdn. David'in FÖzünden karmıyordn: « Pencere önünde mi dediKızcadz, förünöste sâkindi nlz, efendim?» ama, içi içini yiyordn. « Ş B masa.» David'e çelince; kendi deyi« Afedersiniz, efendim, • siyle söylivelim, metelik vermasa Binbası Lindsay 8f Lochmiyordo, cünkü kendiüini il^lshielle. beraberinde ?eleeek lendinnezdi ama. tnhaf defil genç baylara ayrıldı.» mi, kızın acı cektifrini gördük« Peki, Svleyse yanındaki.» çe örölüvordn. «Söyle, hafif « O da Bay Menzies'in matarafından açsam. alaylı bir sası, efendim. Barada kahyorsevJer sSvlesem de kızı neşelen lar. Talnıı. saat üçten önce ye dirsent» diye dnsfinfiyordn ama. me|e gclmezler. Siz de • saate aklına hiç bir sey felmiyordu. kadar yeme^iniıi 1»itirecefeinite Walter, maçanın karşı taraRÖre. . isterseniz oraya eturafında, simdi üçüncn yemeği re büirsiniz.» veleyip dornrordu: Lfak bir Ray Menzies'in masasına »tar parça sinirli bir kaynn eti... ya dnlar. Garson listeyi Walter'e nma konserve beıelveyle pata verdi. Liste Ingilizcelestirilmiş tes koymBslardı. patategler de bir Fransızcavla yazılnaıştı. aabnna benzivordn, hem keser\VaHeT: «Potage â la Reîne ken sabnn çibiydi ,hem de taAle^andra» diye başladı, yedı. mekleri ötekilere ağır ağır okn Tatlı olarak kireç tibi bir el da. Sonunda da, lutfen iltifat masiye seldi. yanında da tas eder ribi bir tavırla. hükmünü eibi erikier .Ondan sonra. daverdi: ha saat ancak bir olmaştn, vc « Şn Fransız yemekleri gimek yemeye baska kimse de bisi yoktıırl Hem de, beş kap'.» eelnemisti ama, hecap pnsulaOrada, öyle, tek baslarma otu sını dayadılar. rurlarken. yemekler önlerine ça Walter hesabı hen<fn eöriip buk cabuk eeldi. Riraz da. üstii kalksalardı ivi olacaktı an», kapalı olmakla beraber, haslaWal»er. o kadar vurdum . dnv rına atar zibi. Pek berbat yemaz oidnjn halde. bu sefer Uiimeklerdi. tara Grand Hotel isi ama, her 7amankinedn biraz da(,'ümsendifini an'sdt. Arflfillsn ha Uötü. önce. sarımtırak koyu Beledive BasU4ti»ıinin oâln da, yn bir çorba geldi, onla ılık gu doSrn^n. hana hiç srclemezdi. Kİhi bir sey; arkasından hir Avnca. kılı kırk yarmak da parça kemikii balık Bn balık adetivdi. Telek cebinden hiç eksik etmeidti birkaç knrşnnkalem vardı, onlardan birini çektl. pnsuladski rakamlan toplamaya basladı. O sırada. içki teıgihının yanından doŞrn, nran boyln, gflneş,yanı|ı, kırçıl saçlı. kırpık bıvıklı. bıçkın tavırlı bir adam çSründü. Arkasnda rengi atmış bir Iskoç etekligi vardı. tskoe sabavlannm Kara NSbetci alaytndan olduSu belliydl. Onun arkasından da, şayak «1 bise çiymis, üç delikanh geliyordu. David'in gözünden kaç madı: Hep«i de epi içmlslerdi. Gelip yandaki masaya otar«r larken, ba|ırışaçaeırısa konusııyorlardı: Gair Çavı"nda nasıl balık tvtmnşlar. Balık avına çıktıklan yerin o eteklikll adamın arazisi oldnjtn anlasılıyerdn. Üç delikanlıdan biri, sarkık dndakiı. lâpacı tavırlı. ?ar>fiıı bir delikanh oldukça sarhostn, oturur otnrmaz gözünü Mary'ye dikti. Masaya ilk yeraek konulnrken. o, dönüp. ;andalveKİnin arkalı^ına abanmıs, beyvna kızı sFyrrdiyordv. Sonra rözBmi kırmp dlrıeğiyle dıırterek, arkaıî!»c:larının da çö ziinii o yana çekti. « Hos bir tskoç alabılısı, Lindsay. Senin bu sabah tattu ğundan rok daha çüze!» I.indsav: «Bırak simdi. corlta nı ic» dedi. » Çorbaya boş ver. canım. K'itiikhanımı bizim masava ça îıralım. Ne dersiniz, cncuklar? 1'r*\ lanarım rsıi hu isi?» f)t<"M1<>rden »esaret bulmak icin «nlara balıtı. Bir tanesi: «Hava alırsın, Hürris» dive. sırıttı, Harri«: «Xe^ine bahse lerer*in?» drdi, sandalvesinl arkaya itereh avata kalktı. VValter, onlar içeri glrerken tam hesap yapüfı nrada zihni da^ıldıfı için sinirlenralştl ama, simdi, hesaba öylesine dalmıstı ki başını eevirip bakımyordıı bile. « Aldınnavuı» dlye fısıldadı. «ötekiler bırakraazlarj» Ana, Harris kalkmif gelU yordn bile. Mary'nin flz*rlnde,, dogru a n n bir selfimla egi lerek, ozandı, kelnndas yakaladı. « Affederstn, eielv. Blıe t* ref Terfr mlsln?» Davlfl baktı: Mary jeri fert çekiliyordn. önce kıpkırmızı kesilmistl ama, gonra yfiıtt kireç gibi olmuştn. Dndaklannm rensi kaçmı?, titriyordn. Tal\anr ?ibi Walter'e bsktı. Wlllle de korkodan Sfkeden İri iri açılmış gözleHni VValter'e dikmiştl. Walter, ««rU bir yntknnarak: «Efendl» dedi, «a benim nisanlım, farkında mısın? Zorla saldırma denir b>na. Mödürü ea|ırmak zornnda kalacağım.» Delîkanh: «GürüMtyü bırak, amca:» dedi, «Seninle bir alıp vereceğimiz yok bizim. Sen gel, sekerim.» Kızı çekip kaldırmaya çalıstı. «Bak seııi ne kadar eglendireceğiz'.» Mary ıor çıka n kısık bir ges le: «Çekilin lutfen!» «edi. Kızın sesindeUi bir şey delikanlının tâ içine işledi. önce hir duraladı; <î»nra. yiizünü bumsturarak. kızın kolunu bı rafctı. « Zevke karışılmaz» dedi. Omuz «ilkti. «E, senl alatnaz*am nffacık bir yâdlgSr alayım bari.» (Arkası var) S "" mecmuası yartn hediye ediyor: "^ Ora.ia doçru çikma^a başladıtir. Vava yoil'. >ahanı sümhül lerie lıalı eî'*' kaplanmıs korularııı arasiî'fian seçiAordu: hayli u»Biır<M. tlıUti de: hele kimi vcrı peli düti. Arsdabir. as»Çİ3r;n ara«iîiılan, lübs ar.ıfoalar :ri)7e larpnoreiu: bunlar otomohîi Mihmtiaıı, MÎdırım sibi çıkıMirlartlı. l>a\ıuiiı sözünden kaçmadı : üniei) seyik ascısı sibi tırraanaıı v\a!tpr> vetisecesim di\e ^!2iv \oru!mustu. Ona bira/ d'n'ıeaıae lırsalı \crmek ieiıı, OivnS. d'jrtlu. hır demet sümDül tıiDİpılı. Vııru nttarla saru> haglaıtı kıza uzattı. «Taın flbisenizin renginde» dtıii, eülümsedi. fcn sonunda. lepeye vardılar, *\altpr ter içinde kalmıs, hıziı hızlı soluyordu. (iene öne düstü, onalrı otelin gpnis tarapasına götürdii. Orada bir a!av insan çüneste oturuyordo. Bizimkiler pfirünnnce birden bir sessi/lik oldu. Bir iki meraklı dnniin onlara baktılar, biri de giildii. CHeün asıl sirisi öbür yandaydı; onun i v in, VValter taraçadan laslıja acılaıı kapı>ı bnlmaktj biraz zorluk rrkti. Epı dolaçtıktan sonra, o tnermer sötunlu. muhtesem tnşlıfa eirdller. VValter, «ırmalı elhiseler içinde enineboyana hir adama «ornp öğrenaıkten sonra, gcne öne geçtî, onlan lokantaya götürdü. Barası da pek geniş, şatafatlı hir verdi: Dnvarlar beyaı üzerine sarı yaldızlarla süslüydü, muazzam billur saınıUnlar vardı. yeri de ırnzel bir kırmızı halı Uraplıvordu. Çok erken gelmişlerdi; oniki yi daha bir iki dakika ancak ge çiyordu. GarsonUr hazırdı, bas garsonun masasının basına top lanmıslar, aralannda konusuyorlardı ama. yemek salonunda onlardan başka kimse yokto. Basjarson, kırmm ySılü, iri yarı bir adamdı: ayasında çubukltı pantolon. arkasmda be. var knynıkln ceket vardı. ö t e kiierin yamndan ayrıldı, biraz duralıvarak seldi. « Evet, efendim?» «alter: «Cç kişilik yemek, bir d eçocak için» dedi. « Sn yana tmyrHn, lutfen.» Patlak gözleriyle, onlan bir bakısta Bnlamıştı. Arkalarda, knytu bir yere çötürecekti, VValter aıametli bir tavır takındı: « Pencerp nnünde bir masa istivorum. Ardflllan B«lFdiye Baskâtibi adına bir masa ayırt nrntım. Baütarson bir daraladı. David, içinden, alaylı alaylı: «Bahşis omayor ama, aldanıTor!» diyordn. TARİH GAZETESİ Şafı: 3 DİKKAT: Koleksiyon yapan okuyucularımızın mecmualarını ve parasız olarak verifen Tanb Gazetesini mümkün olduğu kadar erken atrnalarını nca ederız! ReklâmcüıJi bi i ) Bugtin Suareden İtıbaren EO L ÂF• E 0 iS LM I Y E I t (Renkli) «The B u ı i j Audrey Hepburn NOT: Bu filme mahsus seansiar: 12 14.30 17 19,30 21,45 Telefon: 47 77 62 İlâncılık: 1233/390 ^ııııııııiHiııııııııııııııımnunıııuııııııııııınıııııııiiiııııııııııı ımıııımııı ıııuıııııııııııiiiıııııuuuıııııııııııııııııııııuıuıııııııııııııııııııııııııııııu mııııııııııuııınıııııııııııııııııımmııııııııııııııımn^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle