25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKÎ İHIIIIIHII | ( olduk, neler yaptık? | H l l l l l l Vaıan : Bunty Gee l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l Çevırent «L Kutf lll||lr= Setıır Nasıl Sovyet Casusu [ İngiltere'de yakalanan son Rus casus şebekesinin içyüzü ııııııııııu CDMHUIMYEF 2 Haziran 1961 DÜŞÜNCELER ıııılııııııııııııııııııiHiııııııııiHiııııııııırıuıııııııııııııııııııımııııııiMiııııııııııııııııııııııııııııııııııııl1111 HEM "Türhiyeye geimeyin!,, ayatının bir kısmını Avrupada geçirmis, yanı çok gezip çok görmüş orta yaşlı bir hanım, kadınlardan mürekkep bir dost kafilesi içinde yaptığı Antalya seyahatinden dönüşte yana yakıla anlattı: Tollar doğrusu pek çüzeldi. Otomobil yolculuğu hiçbirimizi aarsmamıştı. Bir ak«am vaktı sebre giröik. Içimizde daba önce buraya gelmiş olan yoktu. Anaba Kimden malümal alaeak, •telleri nasıl hniacaktık? llerk P S votu başka türiu tarit etlivor Te 1 ıı şehrin g6be|iı1e araba ile .jenis kavisler çizifi duruyorduk. Nihayet bir saat sonra ar,Umuza kavuştuk. Buldueumuı otelde kâtip bizdeıı adam başına 30 lira istedi. Derken pazarlıra başladı ve »onunda î,5 liraya razı oldu. Utelin lokantası >oktu Ba§ka yerde yemek yedik. Vemekler kötü, fakat lokantacımn muamelesi daha kötü idi. Diier sünlerde gittiğimiz ba»k.» lakantalarda bu kötülük büsbütün artarak, meselâ Alanva'da biılerle «Siz Istanbullular» diye âdeta istihzaya kadar vardı. Ertesi sabah sehirde bir gezinti yapalım dedik. Malum ya turist idik. Rahatlıgı yttaiinden kafilemizdeki birçok kadınlar pantalon giymişlerdi. Sehirde dolaşırken bir de arkamııa baktık ki peşimi*« yüzlerce delikanlı takılmış ve bu vokun dakikadan dakikaya artmskia... V'olumuıu değistirdik, hızlı viiriidiik, yavasladık, fakat takihin onüne geçemedik. Nihayet Vnn sınirlendirn arkama dönüp yollarınıriin aynı elup olmadığım snrdum. öğleden sonra bir kun«ald« denize girdik. fnaıur nusınız kuj ucmaı, kervan geçraeı blr yerdeki bu kumsalın etrafı, birkaç dakika içinde vüzlrree erkek ile revrildi. Sonradan öğrendi ğinize f«re herkes arkadaşına haber vermiş, tanıdıklannı dâvet etmiş ve böylece cümbur cemaat gelmişler. Tabii rahnt edeme dik. Alelâcele eiyinip otelimize döndük. Bir başka gün Emniyetle alâkalı makamların bizim rahat etmemiz için hurada elleri tas parçalan ile dolu polis memurlarından mürekkfp bir korden teşkil ettiklerini ofrendiU. Hülâsa, Antalvavı ziyaretimiz bu şartlar içinde eeçti. Ama bilseniz o çağlıyanlar. o kumsallar, 0 tarihî harabeier ne eü »eldil» Bunları ve buna benzer «eyleri duyduktan sonra bizim turizm propaçandasında yanlış vol tuttuğumuzu bir kere daha anhyo ruz. Bu fena şartlar ve burada anlatmadlfımız diğerleri düzelinceye kadar yabancı turistlere (Türkiyeye gelin) değil, (Gelmeyin!) d»mfmİ7 lâziTf. Cevat Fehmi HASKIT Nihayet yakalandık 13 • Pekâlâ Harry, dedim sana O gün zaten iyi şartlar alUnda yardıra edeceğim. Gelecek defa başlamadı. Harry gelip beni evvelAlex'i görmek üzere Londraya git ce mutabık kaldığımız veçhile satiğiniz zaman ben de geleceğıra.» at 8,30 da aldı. Araba ile SalisbuAlex ile Christmas'tan evvel bu ry'ye gidecek, arabayı orada park luştuk. Bizi Old Vic'de bekliyor edecek ve on treniyle Londraya gidu. decektik. Festival Hall civannda bir loLâkin bu plânımız altüst oldu. kantada çayımızı içtik, Wey Yol buz ile kaplı bulunduğundan mouth'a döncnek üzere trene bin Harry otuz milden fazla lüratle meden de birer bardak içki yuvar süreraedi. Bu yüzden treni kaçırladık. dık. Böylece viskiyi içerken Alex baVakit geçirmek üzere Salisbury' na fotoğraf makinesini verdi. Ma de dolaşırken de Harry, vesikalakine güzel bir kutuya yerleştiril nn fotoğrafını çekecek zaman bumiş ve ayrıca kâğıda sanlmıştı. lamadığını söyledi. Daireden kalDenizaltı müdafaa silâhlan hak dırmış olduğum yedi vesaikten V "da konujmağa başladık. Harry dördünü beraberinde Londraya gö türüyordu. ıi ki: «Merak ıtme Alex, bizim BunBunlardan yalnız dördünü befv bütün bu tneseleleri hallede» raberine alması için ben ısrar etcek.» miştim. Alex'i bir türlü gözüm tut Altz de: «Pekâlâ, dedi. Belki de muyor, onun ilk ağızda fazla maBunty Içln vesaikin dairede fo lumat tahibi olmaıım iıtemiyortoğraflanm almak daha kolay o dum. lur.» Trene bindikten sonra bila aksiFakat be n bu işi pek lyi bilmi likler »on bulmadı. Hook civannyordum. da toprak kaydığından Londraya Alex'e dedim ki: «Ben şicndiye gayet geç geldik. kadar böyle kıymetli fotoğraf ma Waterlo'ya indiğimiz zaman, kinesi kullanmadım. En iyisi ve West End'de dükkânları dolaımak saiki bir hafta sonra getiririrn, için vaktin çok geç olduğu neticeHarry onların resmini çeker. Pa sine vardık. Onun için Comberzartesi günü de asıllannı tekrar well'e gittik. kasaya yerlejtirebilirim» Alex'le çaydan sonra buluftuk. Bu sözleri söylerken ne kadar Old Vic'den bizlere doğru gelirhafifçe hareket ettiğimi de dü ken güknekte idi. Bana: «Paketinizi ben taşıyabişündüm. Nihayet bir yabancı için kelleyi koltuğa almıs oluyordum. lir miyim, dedi. Bunun içinde HarAncak Harry'ye, sevdiğim o a ry'nin resimlerini çekmeğe vakit bulamadığı dört vesika vardı. darna verdiğkn sözü hatırladım. Ben de o sırada trentn neden Bunun ne derece mânasız göründüğiinü biliyorum, fakat o ta geç kald.ğını Alex'e izah etmek rihte raporlann bu kadar mühim üzere iken polisler etrafımm »arolduğunu eidden takdir etmemis dılar. Bunların arasında bir de kadın tim. Onlardan her sene yüzlercesini fabrikalara ve üslere gönde memur vardı. Beni otomobile soriyordum ve üzerlerinde «mah kan o oldu. Harry ortada yoktu. rem» igareti hulunmasına rağmen Otomobilde bir adam mikrofonçoktandir onlar bana önemli gö la anhyamadığım bir şeyler söyrünmüyorlardı. lüyordu. Artık ağırceza cnahkemesine göAhşkanlık insanda kayıtsızlık doğuruyor; bu yüzden en müthis türen yolun ucuna gelmistim. Geriye döndüğüm zaman ne kasırlar bile mânalannı kaybedebidar düşüncesiz hareket ettiğimi ve liyor. bir harb vukuunda binlerce bahFotoğrafın lanlı bulunduğu pa riyelinin hayatını nasıl tehlikeye keti çevirdiğim zaman içinden ma düşürdüğümü anlıyorum. kine ile yazılmış blr kâğıt çıktı. Fakat yeoıin ederim ki Alex Busda sırasiyle numaralanmı» on Johnson'un hakikî hüviyetini biliki sual vardı. memekte idim. Onun kim olduğuHarry buna görünce hiç hayret nu, Amerikahlarla alâkası bulunetmedi. Bana: cBunlar Alez'in an madığını sonradan anladım. lamak istediği hususlardır, dedi. Rus olduğunun hlç bir zaman far îstersen bu sualleri kopya et ve kına varmamıştım. kâğıdı yak...» Ben, memleketimin sırlannı paBen, bunun m&nasım bir türlü ra mukabili satmadım Sevdiğim anlıyamıyordutn. Maddelerden bi adam uğruna ihanet ettim. ri «radyatör» hakkında idi. BePolisin yatak odamda 316 îngiHz fcim bildiğim radyatör ııcak su lirası bulduğunu biliyorum. Bu ile ısmanı idi. parayı senelerdenberi biriktircnişBilâhare, ağırcezada öğrendiği tim. cne göre Ruslar için bu kelimenin Lonsdale'den hakikaten para almânası bambaska imlş. Yine deniz mış olsa idim muhakkak ki başka altı müdafaa silâhlariyle ilgili itürlü hareket ederdim. miş. Şimdi tek söyliyeeeğim şey, bu Alex ile ikinei bulusumuz 7 o hâdiselerden çok müteessir buluncak 1991 günü vuku buldu. duğumdur. Bir delilik ettim. Fakat tekrar yemin ederim, bunu sevdiğim için yaptım. (Opera Mundi Cnmhuriy et) SON 8 Müesseseye daha kapatma cezası verildi Tesbit Oİunan SUÇİar: G e n e l temizliğe ve çift adisyon usulüne riayetsizlik, açıkta gıda maddesi bulundurmak, falıis fiat uygulamak ve tarife asmamak Evvelki gece saat 20 den dü n sabab saat 2 ye kadar Belediye Zabıta ve tktisadi Murakabe Müdürleri beraberleriajle 35 zabıta memuru olduğu halde eğlence yerlerinde yaptıkları kontrollarda 8 müesseseye Belediye Zabıta Talimatnamesine aykırı hareketlerinden dolayı kapatma cezası vermişlerdir. Kapatılan yerler arasında Saraybumu Sahil Park Gazinosu, Emirgân Çınaraltı Kahvehanesı, Emirgânda Nuri Kekeviye ait kebapçı dükkânı, Tarabyada Filiz Foti ve Fidan içkili lokantaları ile Bebekte Yalı, Bebek Restoran ve Yerjigüneş içkili lokantaları 1 ile 4 gü n arasında 12 hazirandan itıbaren kapatılacaklardır. Tesbit olunan suçlar, genel temizliğe v e çift adisyon usulüne riayetsizlik, açıkta gıda maddesi bulundurmak, fahiş fiyat uygulamak, sağhk cüzdanı olmıyan işçi calıstırmak ve tarife asmamaktır. Kontrollarda Emirgânda Nurettin Restorana, Tarabyada Plâj Lokantasına para cezası verilmiş, ruhsatı, teftiş defteri, adisyonu ve tarifesi olmıyan Harem Pavyonu hakkında da tesbit zaptı tutulnauştur. Belediye Eneümeni Vatan Bulvan güzergâhında tesisi uygun görülen akaryakıt ve pompa istasyonu teıi» ve isletme hakkını 1.600,000 lira mukabilinde Mobil Oil Şirketine ihal e etmiştir. Şirketin gösterilen «aha üzerinde inşa edeceği istasyon 20 sene sonra Belediyeye intikal edecektir. ötp yandan Vatan Bulvarındaki Otogar sahası da yakında ihale nlunacaktır. Havaların erken ısınması üzerine Belediye, su tahlil sonuçlan müspet alınan plljlara dün açıs müsaadesi vermiştir. 36 plâjdan alınan su nücnunelerinden 26 ıının tahlili tamamlanmış ve bunlarda koli bulunmamıstır. Diğer plâjların su tahlilleri de 2 3 gün içinde sonuçlandırılacaktır. Floryadaki Belediye plâjları dünden itibaren açılmıstır. Denizcilik Bankası tngilteredeki şehir hattı gemilerinin teslim alınmasından sonra Dolmabahçe ve Fenerbahçe isimli gemileri Bandırma, Erdek ve Mudanyaya işletmeye karar vermiştir. SüratU gecniler olan Dolmabahçe ile Fenerbahçe, Bandırma ve Mudanya hattını kısaltmış olacaktır Vatan Bulvarındaki akar • yakıt istasyonu yeri ihale edildi men, ....bu yargıları olduğu gibi aldık.» diyor. Ya ne yapacaktı? Çevrilen kitap, dünyaca tanıncnış, bilimsel bir tarıh yapıtıdır. Onun işimize gelmiyen, beğenmediğimiz yerlerini atmak elimizde midir bizim? Türkler, dünya yazarlarının, kendileri üstüne yazdıklarını bilmesinler mi? Büirlerse «mâneviyatlan» mı sarsılır? Bir düşünün, bütün Avrupah uluslar, o kitabın beğenmedikleri tümcelerini çıkarıp atsalar, ortada bu kitaptan ne kalırdı? Başka bir deyişle, bir kitabm «herkesce okunmak< diye an latabilecağimiz özelliğinden bu kiÖnce şunu söylıyeyim, Charles tap yoksun kalmaz mıydı? Seignobos'un sözünden çok, çeviGelelim ikinei tümceye: cFakat renin yaptığı o açıklama durdut Türklerin her gittikleri yere metu beni; gıderek o açıklamayı, ta deniyet götürmüş oldukları da yirihçinin Türkler üstüne olan yar ne bir çok batıh tarihçiler tarafıngısından daha da ağır bul.Ium ken dan kabul edilmiş bir gerçektir.» dimiz için. Neden diye sorarsanız, Anlaşalım çevirmen, cinanmayın, o açıklama, toplumumuzun batı Charles Seignobos'a, inanıp da ükarşısmdaki aşağıhk duygusunu zühneyin. doğru değil onun yaıyankılamakla kalmıyor, o duygu dıkları.» demek i«tiyor okurlarına. yu besliyor, sürdürüyordu. Birlik Bizi öven, her gittiğimiz yere uysöyliyen te inceliyelim. tlk önce şu: «Ya garlık götürdüğümüzü zarin kendi görüşünü belirten bu başka tarihçiler de bulunduğunu yargıları buraya olduğu gibi al söyliyerek yüreğimize su serpiyor, dık.» Ne deoıektir «yazarin kendi umutsuzluğa düşmemizi önlemek görüşü?ı Bu sözle Charles Seigno istiyor. Ama ne hakkı var bunu bos'un Türkler üstüne olan yargı yapmağa? Bıraksm bizi tarihçı ile sında nesnellikten uzaklaştığı, öz karşı karşıya; bu kitabı da. başkanelliğe düştüğü, bu bakımdan da larını da ofeuyarak, kıyaslamalar bilime aykırı davrandığı söylen yaparak biz kendimiz bir takım mek isteniyorsa, bu durum karsı gerçeklere varalım. Bizim, bu sözsında böyle duygulu bir tutumla leri çevirdiği için ona çatmaya değil, o tarihcide eksikliği göste hakkımız olmadığı gibi, onun da rilmek istenen nesnel bir yön bizi, bizim ancak övülerek ve ötemle davranılır, kitab;n bajka u vünerek ilerleyebileceğimize inanluslarla da ilgili yanlışlıkları üze mış saymıya hakkı yoktur. rinde durulur. Başka bir deyişle. Yabancılann bu türlü yargılarıönemli olan, bir yargının bizim nı, kızmak şöyle dursun, önemle hoşumuza gidip gitmemesi değil, incelemek daha yerinde olacak idoğru olup olmamasıdır. Çevir ken, çevirmenlerimiz ne diye ür Charles Seıgnobos'dan dilimize çevrilen «Avrupa Milletlerinin Mukayeseli Tarihı» adlı kitabı okuyor dum; daha başlarda, Avrupa ülkesini anlatırken tarihcinin, «En eskiden medenileşmiş olan Güneydoğu yarımadası ıse, Türk hâkimiyeti altında, Avrupa'nın en geri memleketi haline geldi.» diye bir tümcesi var; kitabı dilimize çevıren, o tümceden sonra not düsmüş, cYazarın kendi görüşünü belirten bu yargıları buraya olduğu gibi aldık. Fakat Türklerin her gittikleri yere medeniyet götürmü? oldukları da yine birçok Batüı tarihçiler tarafından kabul edilmiş bir gerçektir.» diyor. Eendi kendimizi eleştirme H r Yazan Melih Cevdet Anday 26 plâja açış işni verildi küntüye kapılırlar, üzerind* durulmağa değer bir konudur. Son aylarda çıkan bir baska eeviride, Andre Siegfried'in «Milletlerin karakterleri» adlı kitabında da buna benzer bir not gördüm. Yazar, incelemesinin bir yerinde, «Son olarak, Mongol aslından olan Türkleri ınmak yerinde olur. Aslında bunlar, kültürleri bakı.nından da, kökleri bakımından da Akdenizli değillerdir. Ama bu denizin kıyılanna kadar inerek, yabancı kalmakla beıaber, orasını geni» ölçüde egemenlikleri altma almışlarâır. Kara adamlan olan Türkler, bu denizin bahri havasının dışmda kalmıslar ve buraya tamamen aıkeri ve politik bakımdan getirdikleri şeyler, kısır olarak kalmıştır* diyor. Çeviren gene bir not düsmüş: «Bu son paragraftaki görüsler metinde aynendir ve yazarin kendi özel görüsüdür.» Çevirmenlerimiıin neden bu denli titiz davrandıklarım anlamıyor değili.n, toplumdan korkuyorlar; bütün dünyanın bize hayran olduğuna vıllardan beri inandınlm;ş olan toplumumuzun, bu türlü yergilerle karşılaşınca, çevirmenlerin iyi niyetinden kuşkuya düsebileceğini göz önüne alıyorlar da bu yüzden, «Yemin ederim ben uydurmadım, aslında var bu sözler, ama sen üzülme, biz gene de büyük, erişilmez, herkesin hayran olduğu bir toplumuz, bu adam yanılmış, boş ver ona!» diyerek okuru yatıştırmak yolunu tutuyorlar. Gerçi bizler, ükokuldan baslıyarak, Türklerin bütün uluslardan üstün olduğu eğitimi ile büyütülmüşüzdür. Ama bilimleri öğrenmıye sıra gelip de, matematikte, fizikte, kimyada, fizyolojide.. hep Avrupah adları ile karsUaştıkça şaşırırız; bu şaşkınlığımız üniversitede büsbütün artar. öyle ki, körpe zekâların bu durum karsısında «arsıntıya uğrayıp umutsuzluğa kapilması işten bil e değildir. Oraya gelinco de dengeyi ancak duygus&Uığa sarılmakla kurabileceğimizi sanıyoruz: Artık biıim için cnemli olan öğrenmek değil, bilim degil, övünme duygularımuı besliyen bir çefit taıihtir. Bu alanda, yabancı kaynaklardan da ancak befiendığimiz görüsleri alır, üst yanını bırakırıı; böylece bir kııır döngü içinde dolanıp dururuz. kullanmaktadır. Mu^anya ve Bandırma hattı kısahyor Yalnız Frausacla milyoularca B u kremiu ilıtiva ettifti HlOCfcl. tüp haiinde TÜKALON KKEMİ e'Ml besleye» ve runiaııdıraıı Mtıhyorsa, tebebi U 1 O C E L'li bakihî bir «eııçlik lUmrldir. liu£ MEHMET ÖZÇOLAK TOKALON KKEMl'nin ınukemnunla kırt«ıklar. kınnızılıklar *? Ogulları LEVENT'in doğumunu İthalât ve ihracat diiştü akraba ve dostlanna müjdemel Detiıe vermesidir. lıatta deridcki ııOrHHmeler ıJerI Nitekim, Andre Siegfried'in karlerier. 2'fl'961 Başbakanhk Istatistik Ümum lşte, bunun için Parisli guzeller VERMUTU hal zatl ulmakluılır şısına, bir Mongol soyu olarak de.Amerikan Hastahanesi Müdürlüğünün neşrettiği rakamlağil de, bu toprağın tarihini benimra göre, bu yıhn ilk üç ayında de güzelliklerİDİu belirtilmeaiııT.B.B. 70/113 Banın Reklâm 4/114 seye n bir toplum olarak çjkmaya memleketimizin ihracat yekunu Ae keodilerine yardııncı olarak «,, nj junü muntto »• ço« m c kalksak, bunu gene kendimiz bebo kreml tercih etnıektedirler. 81,8 milyon dolara bâliğ olmuştur TO«LOM pudrn.ııı «ı tKriıtıt •«ğenmiyeceğiz. Bu durumda, sonuçAynı devre içindeki ithalât 87.5 •ıı. larına değin benimsediğimiz bir | u p u | f a tMiınntı tıkımu f t M i milyon dolardır. görüşten nasıl söz edilebilir? »nrln.» «tQar pudrılır» tlıpttl* Geçen yüın ilk üç ayında ise «Kendi kendini eleştirme», kişifa n h a M M ihracat 98,6 ve ithalât 116 aıilyon Kıymetli aile büyüğümüz ** **""' **'" ler için olduğu gibi, toplumlar için dolardı. de gereklidir. Nitekim, kendi kendilerini eleştirme erdemine ermiş Hakikî Paris kremidir. Haziran 3 Zilhicce 19 toplumlar, yabancılann yargılaaziz ruhuna ithaf edilmek üzere ebediyete intikalinin 40 ıncı rından gocunmazlar. Bizim, hoşua. günü münasebetiyle 4 haziran 1961 pazar günü öğle namamuza gitmiyen bu türlü yargıları, c a zını mütaakıp Fatih Camiinde Mevlidi Şerif okunacağından bunca duygusalhkla karsılamamız, U akraba, dost ve din kardeşlerimizin tegriflerbıi rica ederiz. kendimize güvensizliğimizin bir MURTEZAOĞLU AİLESİ belgesi olmaktan başka, en kötüsü, V. 1 4.29'12.12|l6.12|19.36|21.35j 2.14 kendi aramızda kendimizi eleştirİL 8565/85 me olacağını da ortadan kaldıraE. ] 8.54| 4.36| 8.36 12.00' 2.00ı 6.39 İL 6506/88 cak nitelikte bir davranıştır. Oysa bize en gerekli olan işlerde'n biri ^ N Y l l l l l l l I l l l t l l l l l l l l l l l l l l l l l l H t l l l l l l l l I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I l I l l l l l l l f l I I I I I I I I I I I I I l l l l l l l l l l l l l l l ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i f i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i f i ı ı ı ı ı ı ı ı n ı ı r i ı ı ı ı l IIIIIIIIIIIII1I1I1I111IIIIII11IIIIIIIIIHIIIIIII HllllIIIIHr/^, kendi kendimizi eleştirmedir. zu eldu mi, çerluna ye... Na al ; «Ha bak bakaaim çimdu ipunij « çerü. Di bakaaim ha piter mü Ahmet duraladı. Elindeki par = pu?» CUMHURtTET çayı, gerisin geriye, atesin üı = Ahmet hayretle açılan föılertüne bıraktı. Dısları hep sim 3 le, Ziya dayının tekneılnin kıçİlân Tarifesi TL. siyah, e taa gibi, inoeeik eu ? altının, hattâ ambarın bfiyük Başlık 125 cuklardan aldı önüne bir kaç Z bir kısmının o acayip, simsiyah, 234 üncü »ahifeler 30 tane. Kınp baktı. Kiminin ye İ incecik iucuklarla dola oldu25 5 « ncı lahifeler şile çalar beyaz, kiminin kıp 5 ğunu (Srdfi. Nisan, Nlkâh, Evl«tUB«, kırmızı, kiminin koyu kahve 5 En a«ağı iki yftz kilo vardı T5 Dogum rengi cıktı icerisi. E bu koca, kara yıgın. Şaıkın.' ölüm, Mevlit TesckkOr 73 Ziya dayı uzandı, beyazları = (5 »antlme kadar) «Nereden buldunuz bunM> Zayi (10 kelüneye kadar) 10 Onlann dönüp yaklaştığını nn hSlS uzatadurduğu çakısı!»" yahu?» kaptığı gibi, attı nzaklara. öteları yahn?» dedi. bakaaim pirer parça.. » çören ayaktaki de, çökmttştü a kileri işaret ederek: «Denüzden be canum carAhmet, dojrndan doğraya anın ucnndan, kendisine açılıp teşin başına. Kaderim, sarı modaşum. Denüz ceturdu. tçi çün «Ha punlar iyi işte, çorkteşin, korun üaerine bırakılmış, kapanan, kaynayan yağ gözcüktorun bemen yanına yanaştı. dur toplairiz, alamaduk sonüma ye. Ama çoy ateşe ilçun. ber yanı küllere balanmıs, aIeriyle bakan sucuk parçasını Kıçtan demir attılar. Osman rada sırada minik patlamalar, nu da'a. Ha püyle uç yuk coPişmeden iyi olraaair yemesuj> ahverdi. atlayıp baş ipini dolayıverdi kuçük alevler çıkararak pişen turdum pizum eve!» diye an «Yahu» dedi Ahmet. «NeAhmet nezaketi bir türlü bıbir ta.şa. Ahmet ekmeği, zeytin sueuk parçalarına baktı... Nüshası 25 Kurus reden buldunuz bunlan? Bolattı Ziya dayı, atesin başına rakamıyordn elden. O da yutkutusunu alıp çıkmağa davraZiya dayı, otarduğn yerden, zuk olmasin sakın? Zehirlenknndu. Sonra: dönerlerken. T«rkly« Harlel nırken, adamlar, beyaz cızırtı paab çakumı sapladıtt gibi, Lira Kr. Lira Kr miyelim yiyip deî» «Ne kadarcık şey canım!» Oturdular. Iı dumanlar savrnlan ateşiıı koca bir tane uzattı Osmana: dedi. «Hem daha bonu n ö|le>i Demin ağzına attığı pareaaın «Ha euleyum saa be AhSenelik 75.00 150.00 başından bağndılar. «Al oğlnm bakaaim... Abvar, akşamı var. Aneak yeter yapışkan tadı damağında kalmetcüğâm? Irçek adam, çorkar • avllk 40.00 80.00 Bunlardan kartal bnrnnln, met naz mı yapaaisin, yeni eebize. Bitiverir. Ama hatınnız mıştı Ahmedin. Uzandı, bir par mu püyle çaru cibu? Pozuk o3 aylık 22.00 44.00 ak gözlü, püskül pfiskfll ak lnn cibu? Ne çökmeyisin?» Son kalmasın, ona verin bana da bir ça daha aldı. Tam ağzına götttluy mi ha punlar? Denüzden Batan ve Yayan kaşlı, ak saçlı ihtiyarımn sesi ra yanında, boyuna atıştır»n tane.s. rürken, Eminin hareketleri çek Cumhuriyet Matbaacılık ve ha pabam çiksa yerum demeiki yanından panl psrıl yajj gence döndfi: «Ülen Emün... Eğildi ateşe, aldı bir parça. ti dikkatini. Gazeteclllk TOrk Anonlm Şirkotl mftı mu herif? Çotu oluy mi ha lar sızan ağzı iyice dolu olma Çessene da'a... Çoysana pişCağaloglu Halkevl Sokak No. 3941 «Işte tamam. Teter bu kadar.» Oğlan, oraya, ateşin başına denüıden çıkan şey? Çorkma, sına rafmen, daha knvvetli sun!» O zayıf, dinç ihtlyar fırladı bağdaş kurnp otunnuş, koluSanlbl ye be çardascaazum. Ha pak çıkıyordn; «Orlak olmayalım katığıkalktı ayağa; ağzının yağlarınun altındaki siyah kıvnm kıvpize! Tam yirmi dört saat oNÂZİME NADÎ «Celun da... Celun çocnğa nıza!» dedi Ahmet. «Safolnn. nı önce elinin tersine, sonra rım yığından bir tane alıyor, lair, hep punlari yiyerik... ZeYazı U'erlnl fUlen Idare «den celun pakalım.» Afiyet olsun size... Var bizim pantalonuna sildi. Sarılch koluortadan kırıp bakıyor, sonra hfirlu olsa idiler ha hep ceberMesal MOdflr Ankara. 31 (CumhuriyetTeleks) zeytinimiz ekmeğimiz.» na Ahmedin. Ayaklarının alya çakıyla yarıp ateşe koyuyor, memuz cereçirdi. . Carnum piAhmetle Osman, yerde, çakıtında sakırdıyarak kayıp yıkıyahut da, taşların üzerine, deŞAHİN PERESE «Ortak mi olmaasjın? Ahle sanculamadu bi çere.. pak lın üstünde serill, kuruyan islan koca çakıllara basa gömüniz kenanna sallayıp atıveriGazetemize gonderllen evrak < n met oğlnm, ne ortağn, ha pipiz nasi yutaairik! Çorkma ye. takoz ağlarma basmamaya dikIe. başladı Ahmedi kayıklara yordu. yazılar nearediİBİn edllmealn lade ter mü pu be çolay çolay?» Piz cebermeduk içi çündur, saa eflilınez. tlânlardan memıliyet kat ederek yaklaştılar. doğru çekmeğe. öyle dalmıştı ki işine... Ziya dsyı, Eminin arkasında da olmaz pi pok!» kabul edüme» Adamlar. köşedeki taşın kny «Ne yapıyor bu böyle?» de «Ne pitmesü be Ahmetçüduran koca siyab yığını, kimi Kimseye kulak asmadan, ne *• tolufunda ateş yakmışlar, gneuk di Ahmet. çüm? Ne pitmesü? Piter mü pu kıvnk. kiml düz, üstüste atılı zamandır sucuk atıştıran Ospişiriyorlardı. Abone vs İlân 15leri İçin, »arfır. be cardaşum? Ha pu koca de «Ha o mü? Cirup bakaair. ince, kemik çibi sucukları RÖSmanın midesi şişmeğe başlarÜstüne «Abone» veya «llfin Servlstı teriyordu. nüzün çucufu piter mü be? De İçerüsü peyaz olanu ataairüz. «Merhaba be Ziya dayı .. ken, Ahmet de girişti işe. Zeylcaydının knnması lâzımdır nüz bercetu pu!» tyi olmayir onlar. Pozuk mu. Bereketli olsun!» dedi Ahmet. Ateşten yükselen dumanlar tinleri de koydular ortaya. delük de su mü çapmuş pilpek hoş koknyordn. Osman «Merhaba daa~ Hele edk Tarn sarı motornn önttne gelBU CAZJTTE BAStN AJSLAK yutknndn dayanamadı: ihtlyamem? Na pak içu püyle eirmü(Arkası var; bakaaim şöyle yanuma! Alnn mişlerdi. m pll Merkez Bankasının son bültenine göre tedavüldeki para miktarı 4.450.265.540 liradır. Bir hafta evveline nazaran emisyon 16 milyon lira düşmüjtür. Emisyon düşmekte devam ediyor Difarıya karşı ola n bu tutumumuı. kendi içimiıde de etkisini göstermekte gecikmemiştir. l'stan çok duygulara bağlı olduğumuz için, toplumun verimsiz tutkularını beslemek değil, tam tersine, toplumu lilkelemek, «n« gerçek d«ğerliliğin kendini ve dünyayı tammakta olduğunu göstermek Utiyen düsünürlerimize, yazarlarımıza kar şı hosgörü ile davranmıyoruz, dinlemiyoruz onları, rahatsız olmaktan korkuyoruz. Sıkısık anlarda «Geriyiz.» diye bağıranlarımız bile, bu geriliğin nedenlerini göıtermiye kalktınız mı, söylediklerimız gerçekten doğru da olsa, sizi susturuyorlar. Çünkü toplumumuzda bilimsel düşünüş yerleşmemistir daha, bu gidisle yerlesemiyecektir de.. Neden derseniz, bilimsel düşünüş, duygusalhkla, övünme ile, ovülme ile bir arada yürüyemez. Yabancı bir tarihcinin kitabını çevirirken bile notlar düşülmek zorunun duyulduğu bir yerde özgür I düsünce kolay kolay barınamaz. MEVLIT MUSTAFA MURTEZAOĞLU'nun ARI 1 Bisküileridir İL 6530/89 Çam Kalas Alınacaktır Şirketimiz ihtiyacı için 80 M3. çam kalas alınacaktır. Şartnameler 5 haziran 1961 tarihine kadar Galata, Bankalar Cad. Güven Han kat 5 de kâin Şirketimiz Muamelât Servisirıden temin edilebilir. TİMLO Türkiy* İnsaat ve Mabeme Iimited Şirketi İL 1146/83 1 VAZAtiS YAMAN KOK^Y Istanbul İmar Limited Şirketinden: (Malzeme Alınacaktır) 1 Aşağıda keşif bedeli yazılı malzemeler kapalı zarf eksiltmesi ile mübayaa edilecektir. Sıhhî Tesisat Malz. : TL. 216.676.75 Elektrik Tesisat Malz. : TL. 67.950.59 Muhtelif İnşaat Malz. : TL. 28fl.85O. 2 Taliplerin teklif mektupların. 7/6/1961 günü saat 10.30 da Karamustafa Paşa Cad. Nesli Han 731 de Komisyon Başkanhğına vermeleri lâzrmdır. Postada vâki gecikmeler nazarı itibare almmıyacaktır. 3 Şartnameler aynı adresten alınacaktır. 4 Şirket ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Cumhuriyet 97 CUMHURİYET TEKNİK ELEMAN ARANIYOR Madenî eşya sanayünde teknik ve ticarî tecrübesi olan, ingilizce muhabereye vâkıf bir mühendis veya teknisyen, yeni kurulmakta olan bir fabrikanın idaresinde istihdam olunacaktır. Taliplerin «Teknik» rümuzu ile mektupla İstanbul P.K. 176 adresine müracaatları rica olunur. TL 6536/84 ,,, Kürk tebdil ve düzeltme işlerinizi yaz içinde ..,.,,.. AR KÜRK EVÎNDE YASASINA ETMİŞTİB. UYMAY1 TAAHHÜT yaptırmanız her bakımdan menfaatiniz icabıdır. Çünkü en iyi ve titiz şekilde yapılır. Muhafaza için getirilen kürklerden • ücret alınmaz. j İstiklâl cad. No: 236/2 Minyon Triko Mağazası içinden î Cumhuriyet 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle