Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CÜMHURÎYET 27 Haziran 1961 $ehir= Mısırda Polis Devleti Bugünkü Mısırda 136 gün Yazan: Tekin Işık Yakıcı sıcak bir gündü. Kahirenin ince bir toz bulutu ile kaplı sokaklarında yürüyorduk. Bu toza «Hamsın» deniyor. Yılda 50 gun olurmuş. Baza n üçdört gun devam ediyor. Toz tabakasımn kalınlığından göğü goremezsınız. Hamsın devam ettiği mufldetçe daınıa kum yağar. İnce ınce, toz toz kum.. Koyu bulamk bir karan lık içinde kalır Kahire. Terlersiiılz ve teriniz bu kumla çamur orar, vücudunuza yapışır. Dışarı çıkmazsanız kaldığınız yerde sıcaklan bunalısınız. Hulâsa Hamsın günlerınde Mısır çekılmez olur... İşt e oyle bir gun Sharıa Quasrı El Nıle (Kasrı Nil Caddesı)' de arkadaşımla yürüyorduk. Şöylfe 500 metre uzunlugunda bir caddedir. Genışçe ve Kahirenin en mutena caddelerinden bırısı. Iki ucun da Suleyman Paşa ve Mustafa Ka mil Paşa Meydanları vardır. Ortasından da Şerıf Paşa Caddesıyle kesjşır. O gün bu cadde uzerinde tatn 16 trafik polısi sayınca gözlerım fal taşı gıbi açıldı. Hemen bu cadfleye paarlel, dik diğer catHelere geçtik ve çapı beşyüz metre kadar olan bir daıre ıçınd e 1U8 tra fik pohsınin vazife gorduğünü tes bıt ettik. Hayretler içinde kalmıştık. Mısıra ilk geldiğim günlerdi. Sonradan yavaş yavaş bu polıs bolluğuna alıştım ve Kahirede sa dece resmi üniforma taşıyan tam 39 bın polisin vazife gördüğünü oğ rendim. Polis sayışı siviller ile birlikte bunun birbuçuk misline yak laşıyordu. Dokuz vilâyetlik Mısırda ise polıs miktan 90 bini geçiyordu. Tabiî buna diğer vilâyet lerin sıvil polisleri dahıl değil. Bu düşündürücü bir rakamdır. Mısırda kaldığım sürece, sık sık polisin ve halkın tutumuna şahıt oldum. Polisin hangi düşüncelerle veya ne gibi hallerde vazifesini yap tığını çok ıyi anladım. Bır köprurrun üzerinden Hilton otelinın resmini çe kerken yanıma gelerek «MemnuaYasak. diye bana çıkışan polis, 25 kuruş bahşişi alınca sanki orada ben yokmuşum gibi gıdiverdi. Ned*en Hilton Otelinin resmini çekmek yasak oluyordu? Veya yasak tı da goz göre göre mi polrs riişvet ahyoıdu? Bir başka seferinde ise yankesicileri yakahyan poli*lerin nasıl çaldıkları paraya ortak olduklarını gördum. Bunlar asayiş polisi idi. Olabilir, dıyerek üze rinde dunnadım. Fakat bir gün bir trafik polisinin halkdan nasıl dayak yediğini görünce cPolis Halk» mimaMbetlerine «ğilmem ge rektigtn e kanaat getirdim. Mısırda î»ohs; Karakol, Trafik, Muhafız, Sifvarı, Hazır Kuvvet ve Sij'asi oLmak uzere kısımlara ayrılmaktadır. Karakollarda polisleri «Poltl Subayı Okulları» ndan mezun olan v e polislere mahsus siyah unlforma giyen subaylar idare etmektedlr. Bunlar ekseriyetle yuzbaşıdır. Her karakolun geniş bir mıntıkası vardır. Bu mıntıka içinde elçilikj er, konsoloshaneler, büyük mağazalar veya apartmanlar, zenginleriu evleri, diplomatlarm meskenleri , halkın hücum edebileceği kimse lerin ikametgâhları güniin yirmi dört saatlnde de polts tarafından beklenir. Ayrıca bankalar, ticaret haneler ve resml daireler de denrtnlı poHs kw<î©ntı a! tlndadır. Şı ıvet yanmızda fotoğraf makinan İSe telgrtf Çekraek isterseniı ktpıdnki gtenli polis siK mâni olur. Hal bttki içerde sadece teijrafınız kab ul edilecek, parası alınacaktır, o 1 kadar.. Restnî Devlet Daireleri is» stenli poliglerin kordonü altındadtr ve bunlann etrafından geçm ek, yani tretuarianndan yürümek yasaktır. îste karakol polisleri bunlann dışında yani Muhafız Kıtasına mensup polislerin bekledikiert bu gibi yerlerin dışında çahşl r. Kavga edenleri ayırmak ister amma gene de ayıramaz. Çünki halk polisi dinlemez. Bazen polislerle askerlerin kavga ettiklerini veja bır sinemada rezalet çıkaran aslceri mektep talebelerinin karşmnda polislerin selâm durduklarını görürsünüz. Trafik polisleri ise gayet boldur ve bütün kavşaklarla caddelerin kenarlarında birer yüzbaşının idaresinde traQği tanzim ederler. Buna tanzim ederler de denemez, daha doğrusu karıştınrlar. Adım başmda trafik ışıkları olmasa ve gerek şoförler ve gerekse yayaJar bunlara bakmayıp da polislerin işaretleriyle hareket etseler herhalde Kahırenin nüfusu çok kısa zamanda azalabilir. Süvari polisleri, geçitler Oe, toplantılarda, Pıramıdlerde vazife görmektedirler. Hazır Kuvvet polisleri, bılhassa mitmglerde topluluğu önlıyerek yabaneı devlet elçılıklerıne zarar vermemelerinı temın edecek yerde tamamıyle bunun aksını yapan kımselerdır. Âdeta devletin Tesmî alkışçıları ve yol göstericileri gibi.. Siyası polis ise bir başka çeşit. Yabaneı gorevHlerin peşitıde, Şerlok Holmesvarî kıyafette çalışmaya özenenlerın doldurduğu bır zumre. Bunu da ıkıye ayırmak gerek. Bırı yabanttları ta kıp edenler, dığerı ise bizzat halkm ıçınden ıstihbarat yapanlar. Bunlar çabuk ranınmaktadır. Çunki en büyuk zevklerı, vasıtalarda fcartlarım göstermektir. Böylece bır otobu€te bırkaç siyası polıse raslıyabılır ve bnları tanıyabılırsınız. İşte Mısır'da polıs idaresi böyle bir ziınrrenin elindedir. Hükümet kuvvetli bir polıs idaresi kurmaya mecburdur. Çünku her an Nâsır aleyhine bir hareket olgunlaşabıhr. Halk idareden memnun değildır. Ne Nâsır'ın emperyalıstler «tleyhıııdekı nutuklan, ne köyluyu çıkmaza sokan toprağı mıllıles tirmesı ve ne de parayla tuttuğu ariamlara kendısinı alkışlatması halkı memnun etmektedir. Gerçi helk gulmektedır amma bu tebes iümün altında geleceğm acı gerçekleri saklıdır. Nitekım zaman zaman halkın ıçinden artık b u du ruma tahammül edemiyenlerin ba zılhrı, yolda önüne çıkan polislerle £irtlak gırtlağa kavga etmeyi ve diğerlerı de bu kavgacıyı poli* lerin elinden kurtarmayı bılmektedır. Böylece son günlerde bılhas sa başkent Kahirede halktan dayak yemeye başlıyan polislerın sa yısı artmaktadır. Nâsır, bir polis devletinın hiç bir zaman başarıya ulaşamıyacağı nı her halde bilmektedir. Fakat gene Nâsır bilmektedir ki, ordu içınde dc artık eski kuvvet ve kudreîrnde değildir. Memleket sefâlet icindedir ve ahlâk gittikçe düşmek te, sçlık artmaktadır. Halkın bu memmıniyetsızliğım Masır başka yrll?rla gldertnek irtemektedlr. Nâsır. halkın mânevi cephesine nü fur etmek istemekte fakat bunda da muvaffak olamamaktadır. Bir Kongo meselesini fırsat bilmiş, Moskova'nın emrıyle Kahire sokak isrında Lumumba lehınde numayişler tertipletmış, Belçıka Büyük Elçilijini yaktırmıs, Lumumbanın iki oğlunu alkışlatmışttr. Cezayir lılere \ardım etmek İçin gönullu tof>J«inay» k*Uttrıış. fakat ne ya! ziKtır ki ancak karşısında ftncü ol sur.lar diye para verdiğı üçdört yuz IrtRiyı bulabilmiştir. Bir Kuba İkyrnn» oimus. bnnutı üzerıne NâKir bir numayış dahci yaptırarak «Kîrırtîi* antıT»tı aldıgı Amerikaya çîttrı» Flı . ıgıne yurumek istemtş, viğırtkanlarına Zıraat Sergi ı siniekı Amorıkan Bayrağını yırttır uıiftır. Ktik btitün bunlara gülnselrtetlİT. Çfrnkü Nâstr bir kumar oynamaktadır. Sefalet ise bu kumar.n m«e>» varacağını Nâsır'dan çok ojiw iyi bilmektedir. Tarın ıe*ir yı ve eğlence =haberler | TETKfKLER 1 ıııı|ıııııııiHiiMiımıııııııııi!Hi!iıınıııınııııııııııııııınnıııııııııııııııııııııııiıııııııııııııııııııııııııııı|ıııı Say 'iyelerde basgösterdi Bir tarih kitabı hakkında .alnjan. Türkas II Yazaa kerinden vücuda Geçen yazımızgetirraişler. t Bunda, BiS^huf tngılara Etrak, ötekiIfz tarihçisi Arlerm hepsine de T& Toyırtree'mn fW Harbiye (harbeon cılthk (Bir tarıh araştırmatt) adlı eserinin Os rın göçebe olmalarına baksrak. dıci) denılıyordu. Türkler ıçın SameTra d>je manlı tarihine ait kesımi üzeriBde Osmanlıların kapafculu deniîtn ve Btgdatın dıçında o çifa ««re ei«d«ı Çok ıtrtri Ve üs •yrı bir şehir kurulmujtu. O64an durmustuk Muelhfi, çftacak ftftkidlerı töfıla t<jn tdare usulü i^in, çok tırirtf ve »onra Abbasi devletınin valilerî, acayıfl, hakikatl* ttç bır ılgısı ol ümerası hep bn T^rrklerdfen j'ftti^iyıp tasnif edttek iletide flııyim bır izah frtli Heri süruyr. yor, çoğahyorlsr; halıfttere tahak bir şekilde eserınrh *ashıhrne ceğmi sfiylemış olduğundan, bız de Orrim gibi cMfiî re büytik bir ta küm ediyorlar, fakat bnyük bıf hem tarihçilerimize bunu hatırlat rihçjtıin boyle bir iıataya düşmcsı MRİakat da gostetıyorlafdı. Birtun Tilayetttrtekı valiler t » mağa bir V«sile, hem M O oüyuk fciç « T «uretj* aHMSlem«t. Zlra tsve değerli «serin kusufsnz Olması lâm Heminde bu usul, tâ Abbasi aynı şekilde Türk kolelerı satın lerdenberi uygulana gelmekteydi. almaya başladılar. Bu suretle mem na küçük bir hizmet olur umtrdu ile, eserinde g5*etnüze çarpan îki Butftft İslâm devletleri, hasîli as iük (kple) asker yetiştırdıler. Buhatadan birisi özerindc durınnş keri felarak Türk köleleri satın a yuk valiler diğer kuçuk vilâyetleJıp yettçtirirt«r«it. Bonrar içindeA İre kendl Türk kfeleteTim yerleşCwtuk. Bugüfl d*, «rrî 6a«nM«i «zerin teırmvfiz ed«f»lerden padişah olan diler; sonra bunlar da isyan edip de duracağız. Cengiz istılâsiyle, lar, beylik ve devlet koranlar o devletler kurdular. Tâ SelçııkogulSelçuk devleti yirmiden ziyade kadar çoktur ki, Mtsır'da, Eyyübî l^rı'n» kadar bu böyle devam etti. beyliğe bolünmüştü. Bunlardan en hanedanının yerme geçerek asırXI. Asırda artık SelçukoğulUrı küçügü de, Bizansın komsusu ve larca Mısır devletini ıdare etmi? köle olarak değıl, hiç kimsenin aolan ve Kölemenler denilen Mare otıım aleyhinde sımW*rırıı feenişletudttgı değildıler, efendi olarak meSe çalışan Osmanlılartiı Onlar, re padîşahlan, Sıtriye Atsbeyi, geidiler. Boyle bır millet olarak Tuğtekm sülâlesi, Halep'te Zengi tarihin emrettıği ödevi anıayıp gı'imeierine rağmen, Abbasi devkavradılar ve başan îte sotmçlan • hanedanı, Harüzemşahlar haneJam, trttm tafcht ettıler. ABII btlytnt sülâlesi dırarak büyük bir imparattrrluk Azerbaycan'da Eldeniz ordu olan kendi mıüettaşlanrid, v.s. kuı dular. kalrrrt rtMlerine guvene«ae*kleBtırad» bir diî Mlginiyle bir t« rınden, k*ntfî anllanna mensap Karadenız ıle Akdenız ara&ındarihçinin Türkler hakkında söyle olmajin. musluman olmayan Turs ki bfHfede, Rtt*lardan mawla, bü miş olduklarını kısaca nakledecetün 0t>|u OrtoSoks rnristiyttrtıgı fim. Büyük dil bilgini Max Mül leıden Rıeıelâ KıpçaklSrflarl kole (D.OH.) yasamaktadır. (Yunanlı ler, bir asır 8nce, türkçe hakkın alıp onları yetiştıfâiîer. ÖDİarâan \ah >aptılar. lar, Gürcuter, Bulgar'.ar, Sırplar, da, eserinde şunu yazıyordu: ( Rurnenîcr). Musiurnanıardan köle ahnmama Yüksek bir şarkçı âlim, Türk diIV üncü haçh ord*ı»!« 1?* eelen li hakkında: «Instm, bo tlilin ytf tuıın scbebı de muiluman esır oFranklar tarafından foğu Roma ce bir ilim akademisi müıak»rf"le İBm.ız V«kt»yle alman bdtün kö* împaratorluğu p«rçal«flarak tstan rinden çıkmıs olduğu zannına dü loler musıuman olmayan Türkler bul'da zaptedilditi tariMenberi.bu sebılır» demi^ti. den «+Miır ve maslnraatı ed.ilwdi. D.O.H. nın büyük kısmı anarşı içinFakat Turkıstamn botkırları or fcn<lnlus t'fckı £mevı devleti de de idi. Bu toplumun ağırhk rrer tasınd», kCntn Rafıh^ kalmış insan devçırme veya »atm alınao (Frank, keei d*. X! 4fıd ylfcyıh!», Anado zekâsıftıtı «a4»<« ktmH yaradılıjın Got, isi4\) gençierinden 8.000 kı îırtlfttı SM1îa*htSrt*a Ite^'fftf^t'ı. dan aynlmaz kanunlar delâletiyle bir htnsa askerı kttrtnuştu. Muellife gore Osmanlılar. Rus yarattığım, toiçbir *limler cemiye îslftvltm Germçnl^r n^ıhabeıtleı'ya hariç, anarçi içindeki bütün D. tinin dahi yararmasına imkâh yok de tntsak *hp Dfrtira satarltmh. O.H. ın egemenlikleri altırta ala tur.) (1) İşte Osmanhların Yeniçeri ordu rak ona Özfedigl fcirlik, banş, nı Gtne meyİrtrr FrBn<fi tarihçisi su da bu esasa dayanır. Bu tjrdu ram Ve r*fahj grrirdiier. Bu drv Rene Grousset diyor ki: (Türkler da, Endulüsteki gibi, 8.000 kişi idi. lçtin k«Tnc«lan olan Ojnnanlıl?r, eski dunyanıfi demi'r ırkıdır. Me Fakat bu usulu onlardan aldıklabır avuç göçebe idi. Yerleşik Sle deniyete doğuştan istidatlı, kolay rı kati olarak soylenemez. Zira,. me kendı göçebe ya?ayışlanftı ge ca büyük kültürleri benimser, her fcetçuklularda da lğdiş diye bir tirtfiler. türlü mifıeri îkfimlere intibaka çeşit asker vardı. Bunlar, hınsti(Göçebe topİTJİu«unun bünyesi kabiljyeHidrr. yan evlâtlarından müslüma n olan tlç Tifısuruıl brrteşAesinden «ı«ydaBiyük «Mnfcre ksr* •ftjfuşUn askerlerdir. Her 6de bir ijdî? as' na i*lmiç frir sefnboldMT: Çobm bir saygı ve müsamahaya rthiptir keri kışlası vardı. lar, sürüleri v* cobtm H ve bu hiç «leğışmemiştir. Asyanın Osmaniılarda da Yenlçeriler, Eme , OSTnatthlar. M«ta başlıca devletlerinin siyası birliği Vilerdekl gıbi, 8.000 lciçı ıi başlae bsnlık tüeıek rm*ançeb*n» kö ni Türkler kurmuştur. Modern AJ dı. Bttttm fethettiUerı memleket, pek}«rini yeti^tirdiier ve msan sü ya devletlerinin teçekkülüne gdtü lerde toiıslümanlar azdı, bırıstırtileTİni idare fmsuiumi» onlnrdan recek birçok slyasi birliklerin ku yaıl çocvkiarı müriuman ederek favdalandılat. ruluşunda Türkün birleştirici ve muslumanlığı çoğaltıyorlardı. Bu insan çr>ban köpekleri, O= sadelejtirid dlmî&sı: düzeninde manlı împaratorlugnmm kaprrtrul Türk nreatru, Türlc devlet ve idtre Muslümanlıkta şer'an zorla ya , landır. Bunttr hem sivH tdarevi, antaj'i^ı vmrtır...) (3) pılan hiç bir akit muteber değilhtm d«r»m1ı otduyu tıreydan* geO h«rifc«l»de Türkçeyi yaratmı?, dir. Bir dita Aegiftiraaek de bir tirtnekte idtfer.) asırlar boyunca buflctt dcvletler . Böylec« müellif dnnek iffıvor kurarak Asya milletlerine nizam . akittir. Zorla olnrsa fer'an muteki: HiTİstiyan tet>«« «rasmda d«V ve devlet idaresi usullerini öğretip ber değildir. Buna da fu çareyi şirme usiılü ile »eçi4ip alman ço »$ılamış olan Tarklerin «oyuadan bulmuşlar: Evlâtlarını kuçük iken cuklar, Müslüman yapılarak sarsy olan OımaniTİar'da da »vnı olfun alalım jetiştirehm, müslüman omekteplerinde okutulup yetiştirl lwk ve derle* Mtrccilifi v.rtri. lurlar; bfiyuyfinM 4e kendı yaliyordn. V« kapofctrta derrfien bu yayarlar Kaldıki, OsmanlıUrın Hyguladık krnlanna müsl^tnanhfı adamlar Yeniçeri ordusunu, devlet lan devşirme usulü kendi icatlan v e muslumanlık da böylece genişle memurlariyle ordu vt donınma, d*ğıldir. öteden beri müslüma» miş olar. Sonra hanedana da dasubay ve komutanlannı te<kil e meınleketlCTİndc uygulanruakt» o ,fea iadlk olurltr. derlerdi. Y»ni D.O.H. llğı bir <.u l m bm ««•!€ «Kllar, YeniÇ*ri v Bu Iş tâ Abbasiieria temaBin% rü, banlarm trasmıian «lınıp ye« Kapukulu şekliyle sadece kendi ih dan beri vardır ve büyuk bir tıst'rilen adamlar da, hayvan sü tiyaçlarına göre geliştirmişler ve lrlar Wft 19rtWrö keıı' rti^ündeki çoban kSpeginin vazife daha mükcmmei bir hale getırm»»ii şart ve ihtiiaçlânna göre getiş »ini görerek, içinden çıktıklan hı lerdrr. ttrdiler. Y«tıiçeı41enlet> maada, Ka ristiyan halkı, efendileri ösmarılıBu usuiün esan eskitür. Çamda' pukuln gibi ba|ka devirrrnç ocaklar natntna çudflyorlardı. Böylece, Osmanlılar, krndi g6çe ki Emevi hanedanı, Bmevl asîlle ( ları d* rardı. Yeni<erilerin tâlim b* havatlannrt». hayvnn sürüierini rini deviet mevkilerine geçirince, ; ve terbiyesi hususunda, Mısır'da . Süderken kullandıkları usulü, D. bunlar birbirlerine düşerek, birkaç Turk Kölemenlerinin kurmuş olO.H lıgı MrttOM WmT« HHı «• yritta «tevtct v<*"'"»tü. B*td»ttı dukları ona benzer teşkilâttan is y ct kullanmıjlar, o halkın arasından otıun yerine Abbasi Devleti kuru tifade edilmistir. aldıklan gençleri, çoban köpeSi lunca ve bu Arap ordusunu dağıtGörülüyor fci. ıtym A. T*yni>ee' yetiîtirir gibi, yeti?ttrmi?ler ve on mak imkânını bulamayınca, bırak nin romantik bemetifinin hakikat lara aynı vazifeyi Rördürmüsler miflar onlan kendi aralannda mu la bir Hgrfi yoktaf. H*kiki bir dir. cadele etsinler... Beri taraftan bir Türk cfosta olan möeUifrn bu ben Müellif kitabında btiviUt motot Magrip ordusu (Acem, Berberi, zetişi bir kötü niyetle yapmamış EflStun'un devlet idaresi hakkm Mısırlı) bir de Türk ordusu kurmunakkakttr. Nıtekim di daki, kökenine (men^e) bakmsksı muşlar. Bunlar matşlı asker ola yor ki: «Osmanlı tmpaxatorluğu » » en değerli ve yetenekli kim»e rak kullanılıyordu. büyük fcır ba^arı eseri ve büyük lerin devlet idaresinln başına gt>Haîife Mutasımın ana«ı Türk ol bir deneydi. Insanlığın bu^ün yö tirilmesi yolundaki tavsiyelerini dugundan, o maaşhdan ziyade bir nelmiş olduğu birleşmiş dünyada ilk defa olarak Osmanhlar uygn hassa asteeri yapmak istemi?ti. Bulanuslardır, diyor. Sonra da onla nu da Türkistandan para ile satın (ki kısmen Osmanlı împaratorluğunda gerçekletmiçti) ondan alacaÇımız bırçok dersler vardır. Ge Itceğın crnek devleti, tek değil, Osmanlı devil«ti gibi, <ök milletli bir devlet olma yolundadır. Şimdi dünyanın en çok ihtiyacı olan ulus larüstü SITİİ idarenin kuruluşunda onun rasauh kapukul u deneyindsn istifaie ednreelidir...» Sayı n A. Toyanbee'ye, büyük ve değerli eserinde Türklere ayırmış olduğu geniş yer ve bizi tarafsız bir görüşl,. Öarp alemiıte tanıtmış oldutu için, içîcn teys**ürler ve »aygılar... HEM Doğuda bir yenilgi JJJİ rkadaşlanmızdan Alâettin Bilgı yaı iznini geçirmek âase//\\ re gittigi güneydoju Anadoludan jeni^ dSndfl. Bn gcnç / / A v e gençliji nıspetinde kabiliyetli, çahşkan çocuŞfumnzun t ' Jjer Jhalis kan gazeteci çibi bir aylık dinlenme müddeVinde dahi boş düfmâo'ifîni ffffBâfc. Tfmm Kikfkaîen bifb'irfnden entCTesan intjbalarmı yaUında (Tanımadığımız Dofa) adı altında reaimli blr rSportaj serisi teınde okayacaksim«. Kendisine kara çarşafın gezdiği bölgedeki durumunu sordnm ve şu dikkate deçer cevabı aldım: Çarşaf bu bölgedefci fcöylere zaten İrte bfr zaman giftMdi ya, bn «efer. kasaba ve şeUrlerde de durum* biras deSisik fettldnm. Geriei birtahını din adamlarının tesirinde kalan bu yerlertfe yakın lamanlara kadar rsrşafla beraber peçe ttt kullanıhrdı. Tani teserlür t*m ve mntiıhtı. üalbu'i bueiin bütftti çehreleri açıltnıs fördiim. Peçe ortsdan kalkmıstı. Halbuki btrrslar haHrma tesir eden eertci din adamlarının düne nazaran bofdn dana Mkim durMHda bfllnnmalan gerekivordu. Çttırlrn asirei relshfri vt afsrar t«planmtşlaT, MH^MB İMK btraktıklan yerlerl lm adsmlar is?al etmhrerdi Bövleyken bugün çarsafla beraber peçe de kullanan kadıntar yüzde bir, nihayet nihayet ikivi geçmemektedir. Gördüçüm deJisilrHgi biraz trretlnaevi lüznmlu bnldnm. Aldığım aetice şu oldu: B* bfllçe kadmiannın farfcaf fiyrfleleflain Sebebi arhk, irericilerin telkinleri de$il, bambaşka zaruretlerdir. Bmtlan ikiye ayırahîliH»: 1 Umumî kazaof geviyesfnin kifayetsiıHğl, çarşafın en neuz giylm rasıtası oluşa, 2 Kaçakcıhk. (^hrfafın diğer giyfm eşyasına naısran «evslaga a«ikârdrr. Diğer sebebe geünce; Filhakika kaçakfıhk bu topraklann en mühim konusudtır. Bununla çeçinen ailerer vüz değil, bin değil Ttovler, kasâBârar a'blusuaTîf. Çarsaf da kaçak mal naklinde en emin vnıtadır. övle kadınlar enrdürn ki rtfastllanfflıffla anlatılan deV ana'lari kâdâr müneykel ve mü$ekkelo11er. ^•inke üzerine vaka!?dıkl?rı ve k»ra çarşafın altındaki karak mallardan tecrit edi lr 'ikleri zam?n bir halonun sönmesi gibi öyle ineeld ; 'r ki âdeU ifne irliğe döndülcr. Tani tetMklerimin neticesi sndar tHsi de ikfisıdî oHn sebenleri ortadan kaldırın, günev dofu bölçcsinde kara çarşafın anî denecek bir şekilde tarihe kanstığıni rSrtceksinfzi Alîettlnin K»ra car?af konnstrrida anlat'ıkları işte bunlar Bir baki"idan düsünürken diğer bakımdan da gericiliğin geriledîfîhî çosiermesi îlibâriyle bu neticeye sevinmek lâzım değil mi? Cevat FeBni BASKT'T İsk«nder Ohri Son gunlerde sayfiye yerlWind* ve bu arada Küçükçekmecedfe eltmek sıkıntısı başgostermiştir. Bir müddettir de/am eden aksâic hklar pazar günleri büsbütün arttaaktadır. Küçökçekmece Belediye silıin francala imahnin tek bir flrıha mhisar etmış' olması da izdihamı artırmaktadır. Üstusie iki kaza yapan taksi şoförü Bır taksı soförü 10 dakika ara ıle iki Irafık kazası yapmıştır. Husnü Sayın ismindpki şoför. idaresindekı 5742ü plâkah taksı ıle Florya Pl&jı önünden geçerken 13 yaşîanndakı Yusuf Topsavuran ismindekı bır çocuğa çarpmış ve yaralamıştır. Bunun üzerine şoför, yaraı Yu«;uf'u otomobilıne koymus ve Cerrahpasa Hastahanesme götürmek üzere yola çıkt:ğı sırada, Devet Demiryollan Dınlenme Evleri önünde bu sefer de 15 yaşlarındakı Ali Kupa'ya çarpmış ve ayafiının kırılmasına sebebiyet vermıştir. Şofor Hüsnü, ıkincı kurbanını da otomobıline koymuş, bu defa üçuncü bir kaza yapmadan Cerrahpasa Hastahanesine getirmıştır. Bınnci kurbanımn tedavisi ayaka yapılmış, bacağı kmlan All ise hastahancye yatırılmıştır. Sanık soför hakkında gerekli kovuşturma açılmıştır. J Geçen hafta tedavülde 7 milyon liralık eksilme var Merkcz Bankası tarafından yaymialıan son bültene göre, geçen hafta içinde tedavuldeki para mıktarı 4,591.821,400 liradır. Emisyonda bir haftada 7 milyon ira eksilme olmuştur. • LÜKS AKDENİZ GEMİSİYLE A K D E N İ Z G E Z İ S İ 15 T e m m u z . H A R E K E T 18 günde 5 miMHtefcet « «nıaM Plre (Atina) Malta Palma dc Majorca Barcrlon». NİCP (Canncs, Montr Carlo) Crno va N4BJJJJ (^îprt. poma) Palermo B Ü Y Ü K Yedeksnbayların yoklaması ay sonunda bitiyor Yedck »ubayların b«r yıl yaptırmakta oldukları askerlik yoklamaanna ay sonutıa kadar devam edıecektir. Haziran sonuna kadar subelerine müracaat etmiyenlerın yoklamalan ancak eezalı olarak yapılabilecektir. Telefon 48 69 «2 t»İRr«t 9AH**« " tttttriml Re*erVa«yon ve Izahat İÇin TuTtzm Ltd. Çtl. Tcpebafı Me^TOtiyet Cad 5052 Tel. 44 48 56 W « 57 Kervan Cpyihat ve Turtun Mearuttjret Cad. No. 1« Tel. 44 07 S8 44 87 58 Türk Ekspres Havacılık ve Turüm. Galatasaray Yeni çarşı han No. 2C Tçl. îstanbul 49 11 2234 44 31 25 Ankara 11 71 45 ve di£er seyahnt acentalan ^"^~1^~^I''™~<™"^~™1"~" Cıımhurryet lüb ^*m*tm^m*ma*^*m»ı^^ Bu gezide 200 DOLARINIZ ARZUNUZA KALACAKTTR. ORGANİZASYON PAKİŞ KOLLEKTİF ŞİRKETİ NECAT AtKAH X% €«TAĞI Pirinç piyasasında ferahlık Amerikadan ithal edılen pirlnçefin satışa arzeftilrnesi ile piya»ada bir ferahlık husule felmıştir. Bununla beraber, serbest piyaadaki fiyatlar durumunu muhafa:a etmektedir. Bu arada mevcudu tükenmeye rüz tutnıu? butuosa Ifiki tlpi jpiinçlerin fiyatında yeniden yiik»*lmeler tesbıt edilmi^tir. Haber aldığımıza göre, geçen hafta Irana yapılan 10,500 ton ihracatla elde »evcut şektr «toku kalmamıştır. Yeni istihsal devresi temmuz ayı onl«nna ^oğru tHBphytcaktır. Bu yıl da şeker pantarı mahsuünun gayet bereketli olacağı ve eker istihsalinin 400 bin ton« yak,a$acağı sanılmaktadır. TAKSİM BELEDİYE GAZİNÛSÜ. MÜNİR «UREnİN SELÇÜK YAZ KONSERLERİ 28 Haziran çaı^amba saat 22^30 da ve TemBıU2 »yrmn her çarfamba geceleri kwıdi korosu ve lıeyeü refakatiyie. Teh 48 29 M « I T4 «Z tL Şeker stokları ihraç edildi Haziran 27 Muharrem 13 DENiZCiLiK iŞLETMESi KOÇTÜĞ V E F A T Bayan Hermine Malhasyan. Dul Bjyan Mehne Balıkctyaıı, Bay vt Bayan Hırant Bilıkcyan. Dul Bayan Şuştuı Itehkcıvan. çok sevgili anneleri, teyzeleri ve akrabaları olan DCL BAYAN V. | 4.30112.17)16.18,19.45,21.481 2,10 E. \ 8.45| 4.32 8.33,12.00i 2.fl3> 6 25 ARAKSİ Malh«yan'ın vefatmı akraba ve tfostianna teessürle bıldirirler. Cenaze merasimi 27 Haziran 1961 salı (BugüJD saat 14.30 da Beyoğlu Balıkpazan Üç Horan Ermeni kiliFecinde Icra olnnacaktır. Isbu ilân hususi davetiye yennc kaimdir. Cenaze Levazımatı ve Servisi GARBlS CELİL Tel: 44 27 46 47 49 32 Cumhurivet 1178 SORAÎ * EMNİYET İMTİZAM Hambvro f Demzt L>mo Anvers vt Londro.. orasmda fR 3 HAFTADA B^R M U N T A Z A M YÜX SEFE91ERİ Avrupanın Önoer Havayolu M/S FETHİYE M/S MUGLfl BODRUM CAOO€9 BOZKURT HAN KAT 3 ÇİNKOSAÇIİKİDİ S«(l»nn lepeiılenmetini yajlanmasmı i JökiHmejın. öokt İL7014/1158 ti. Bİr feetiŞi yer«*B, bir daha. Mr <•*• f«Çtt Attj Mtrelik «eponun benzini, fiçüncü defa bit ti. Tenekede kalan benzinle, zar zor doldnrdu Osman depoGene yol verdiier. Gene gesdiler. Ahmedin içindeki o tuhaf his, givfide böyüdii, çekillendi. Aca yip bir dByguydu bu. Tipkı bir gece kelebeğinin, kendini yakıp ka>nraeak aleve koşma KI gibi, en fcötüyü, en «ararlıyı, en »Jmamnsi lâzıra geleni isiiyordb Ahmet. l>Bşm»U icin «onu» ısti;'O.d« Daha kötü, <,ok daha kötü, b»y«na daha k«tü oİTiak için «•«•» istiverdH. Istediçi rty, çamardm, pisÜk ti, biliyrrds. Ama o çamaran içine banm sokmak, «Al freni, uyut beni, boğ beni:» demek için yanıyor du. Düpcdüz \ıldızı istiyorda Ah met. O garip özleyiş, iyic« şekillenmisti artık. Kılıç göremi verdv ama, ara sıra ynmduğu Vötlerinin <inünd«n «cemberci kmn», harlce bir ysna iğik başı, nlnik a»zı, beyaz bscakları hie stiHnmij'ordıı. Daha kötttsü, damarlannda gitgide arian bir alev hilinde dolasan, avuçlarının ifinden baslıyarak vüeadunun her yanını vakıp kavuran, beyninde ensesii'de, dev bir nab» çioı z>\ ?ov atarak ba yangım körÜKİeyen sey, sadc «ccden kalma bir hâtıra değildi. Yıldız, secelii hâliyle orada\dı, yanıbaşında! O kadar yakın. o kadar ta FAALS45/11M biîydi ki, çıplak baeaklan, ger fttt karnı, yavarlak f>|4İaleri sürtünflyordn sanki Ahmede. DaÇlıyofdn het yamm bfr Mr.. Etrafından birer ikişer, ç«fn âmbsrlsnnda bshfı Marma raya yetiştimeğe oğraşan motorlar eeçmeje başlayınca, artık dayawawaa h&ie geien Akmet, O n ı m ı İNkktı: «Ne y«p«lım?» der gibi. Oğlan dümende, ilk defa giriştiji bn Soıir tirpftsü mesleğe, kıltçcıhk deıten bm illet zenaate, çoktandır veriştirmek le meşruldü. »Taş taşısam, daha az yorulu rnm, daha da ganmti para alı nm!» diye düşünflvor, kılıcmdan gagaandan başlayrp, kendi kendine kadar küfrediyorda. Ne zamandır hanrdı, dönme|e. «Kısmet «Imadıbtan sonra, bütün gün, ambahın kSründen beri gezdin Ifte, ne çıkar?» Ahmet ditekten, gfiataün Anüntfeki haralle beraber indi. Geçti kıçfistfine, Osmanın yani na. Doniif basladı. 13 nisan çarşamba 4a, Mylece, yene bomboş, eriyordu sona. üntelik, tam dSrdüncü gün dli b« boyle limafllık, rftzgâr ^vUııııııııiıiTiırıifjrıınıırıııııııııııınifiıııififiıııııııııııııııııııııııııınıifiııııııııııııifiıııııııııınıııtffiııııııııııiHiıııııifittııııuııııııııiııııııııı^ (1) Max Müller: La Science du Langage, 1848. (2) Rene Grousset: La Faee de 1' Asie. Paynt, Paris 1955. TH.: *9 56 70 « 26 63 TElGKAF : KOÇTUĞ BTANBUt. CUMHÜRİYET Basan ve Yayan Ctrmhurtyet Matbaacılık re Ga*eteeH)k TOrk Anontm Şlrketi Cataloffu Balkevi Sokak No. 3941 Sahfbi A t l a s R e k l â m 4/1162 Nüshası 25 Kuruş VAIAtiS YAMAN KÖRAY î a o gemi geçraeseydi? Ayrılmasaydılar? Ya daha evvel. veya daha sonra gfçseydi gemi? Yahut Lâzlann yerine, başka bir kayık gitseydi o yana... balığın çıkacağı yere doğru? Nasıl oluyordn d», onların •nünde çıkıyordu balık? Nasıl oiuyordu da, onlar balığın eörüneceği ycre sidiysriardı d«adojru? «Kısmet! Kısmet ha? Ne biçim iş bu be kuzum?!» Kimse avrılmiyordu oradan. Lâzlar, balığı hemen içeri aldıktaıı, öteki k n z u n u n yanma, şüçbelâ yerleştirip bağladıktan, tstanbul motoruna yc tişmek için, erken merken demeyip, tam yol Marmaraya git mett başiadıktan sonra bile. zor dağıldılar. Ahmet gene direğe cıkmıstı. Osman tlümendeydi. Biraz sonra, ilerde. Bakkal Hasanın na> nevraya başla4ı$ını gürdii Ahmet. ,Tekne döndü. hiilandı ve durdu. Kalastan «emekliyerek» içeri «kosan» adamın hareketlerindeki sevmç, uzaktan seziliyor«0. Bafckal Haaan da kırmıstı «eytanın ayafını. Ahmet ne hiMettiğiırin farkında bile defildi. Çevirdi başını eeriye değra... Osman aşağıdsn «bak» diye bağınyor, nzaklarda bir yeri gösteriTordn. Baktı Ahmet. Baktı ama, çajmsdı bile. Her «evi kabaUeniyvrda artık. Kısmet'Ie cenk edemezdi ya! Nc Kısmet'le, ne de onu «Dağıtanla!» Onun için şaşmadı. Ama için de tuhaf bir burkulma dk olrnadı defil. Lâzlann kayığı, Hayırsızın sol yanından Kalemi'ye doğru giriyordu. Ufacık, nokta gibi kalmı.ştı o yesil kayık. Nispeten sıf sulardı. geçrigi yerler.. Pek ender balık yapardı oraları. Hem zaten balık pesinde değildi ki artık lâzlar. Vaktiyle Marmarava ?itmeSe bakıvorlardı. Kayıklarında yer bile yoktu pek, bsHc ka kılıç koyacak... Direfe dahi. kimse çıkmamıstı. çiderlerken. övlesine secmfslerdi, bafka balık rnrmaktan Tam yo] dayanmıslardı. köye .. Ama eel eör kı. uzakta, durien, gitgide hızlanarak balığa 96 saldıran. sonra da durup «vurulanı» alınağa uğraşan n o kt a, onlardan başkası değildi. Evet, Ahmetle Osman, bütün gün tek yeleye rastlanamışlardı ama, i«te eloğln, dönü? yolunda, kıyıda, baştankara, vurup alıyorda uçfincü balıgını... Abmedin içinde, sabahın erken saatlerinde, şiddetli bir iğrenme hissi vardı. Daha sonra yerıni, kuvvetli bir pişmanlığa bırakmıştı bu duygu. Öğleye doğru, bu pismanlık da gitgide alevlenen güneşte erircesine şeklini kaybetmiş, vuvarlaklasıp yumuşayarak kfi (ülmüs. nihayet bombaş bir kı lıf kalmıstı Ahmedin içinde. Bn her şeyi hoş gören, her s e » b«f %eren acayip aldırmaz lık ise, işte tam lâzlann, üçiin cü balıklarını ı nrdukları âna kadar devam etti. Bamhaşka bir düşünce, o tubaf fikir, tam • an canlanıp. kı mıldadı katasında Alııııedin. Ne oldufunu aolamadıfı o ^arip ezıklik. o sekilsiz ÖZIEM ı<, ilk defa o an oynadı yüreğinde Kaderim safa eittı. Sola git Türkiye Kızılay Derneği Genel Müdürlüoründen: Derneğüniz ihtiyaçlarmda kuUanıtanıya elverişli olmayan muhtelif cins eşja aşağıda gösterilen tarihlerde saat 10 dan itibaren Ankara'fta Kızılâv Erimesğut Merkez Deposunda açık arbrma ile aaülacaktır. Tâlipler mutemmim malumah Ankara'da Kızılay Genel Müdürlüğü ve Etimesğut M«rkez Depo Müdürlüğünden, Istanbulda Kızılay İstanbul A'üdürlüğünden temin edebilirler. Tarih Eşyaaıa cinsi 274.196i Tahta eşya ve malzeme, deri eşvalar, muhtelif krrtasiye ve çesitli giyim eşyaları ile parça ipIikleT. Basın 1332A 10723/1163 NAZtME NADİ Yazı işlerini fıılen idare eden Mesol MtldOf Gazetemıze gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez. llânlardan meauliyet kabul edfknes * Abone ve Uan Jfl«rl lçto, «arfın ü^tüne «Abone» veya «ttan 8«rvisU kaydının konması lâstmdır. ŞAHİN PERESE BU GAZETE »ASASINA ETMIŞT1R. BASin AHLAK TAAHHÜT DİŞ SAGL1ĞI ÇOCUKLUKTA 8AŞLAR wet: Köyt T*rdıklan zaman, Ak u Osman» dedi. «Senden bır stT isteyeaeğin.. » « B«vnr!» diye eevap verdn oğlan. «X e var?» « Tatar mısın bu s^ce de kayıkta? İki aksam üstüste olu ver ama, acısını çıkanrım sonra » (Arkası *ar' S £ 2 ~ S 5 ^ 3 Ş S ANTI.£NZYM, WD9 LU DIŞ MACUNU IL 7007/U60