Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKİ CUMHUKÎYET 1 Nisan 1961 ıııiitiiiııııııııııııiıımımı I Beyrut'taki Kongre Şamdan dönüş Yazan: Ord. Prof. Kâzım İsmail Gürkan Sehfr zabıt tutuldu • DÜŞÜNCELER ÜÜ HEM Nezaket kampanyast merikanın veni Cumhurbaşkanı Mr. Kennedy, işbaşına geldikten sonra, memleketini hiç akla gelmiyen, daha doğrusu, gelse de çizilmesi düşünülmiyen yollara doğru vürütmeğe başladı. Amerika gibi bir hürriyet diyanna hiç yakışmıyan ırk ayrı seçisini ortadan kaldırmak için giriştiği himmetler başta geliyor. Eğer sözünü dinletebilir, nasihatlerini tutturabilirse, Amerika vatandaşı zenciler, bnndan bbyle. beyaz derililerin devam ettiği lokantalarda a|ız tadı ile yemek yiyebilecekler, onların kaldıkları otellerde rahat rahat uyku uyuyabilecekler. Henüz, her gittikleri yerden kovnlnyorlar. Kennedy'nin bu vadideki sözü, bir Amerikan sloganı olnıağa lâyıktır. Başkan, ırk ayırma yok, değer, ehliyettedir, diyor. Başkan Kennedy, görevi süresince, tarihe geçecek hiç bir büyük iş görmese bile, Amerikalılara hürriyet ve insan hakları mefhnmlannı ekslksiz öğretmek gibi azametli bir basan kazanmıs olacaktır. Yani, Başkan Kennedy'nin cesaretle atıldığı mücadelelerden biri de, yurttaşlannı saygıva ve nezakete dâvet mücadelesi. Amcrikada duvar afişleri, el ilânlarr gibi çeşitli vasıtalarla halk, umumî va.sıtalara, itişip kakıstnadan binmeğe, yani umumi vasıtalarda, kadınlara sayçı göstermeğe, onlara yer vermeğe dâvet ediliyormus. Afişler de adam boyu! Bir Avrupa gazetesinde gördüğüm bu ikinci haber, yüreğime su «erpti. Bize benziyen başkaları da varmıs diye! Amerikaya hiç gitmedim. Halkın orada, umumî vasıtalardakı durumunu bilmiyorum. Ama, Başkanın bu veni açtığı nezaket VP terbiyeye dâvet kampanvası sösterivor ki, umumi nakil \asıtalarınııı hali orada da, bizdeki gibi yürekler acısıdır. Haikı saygıya, nezakete, biribirile hos geçinmeğe, ilân yoliv le razı etmek, bizim memlekette pek tutan bir tedbir olamıvor. Amerikada belki bu. iyi bir usuldür. Çünkü, orada, reklâm «.ul tandır, Duvara yapıştınlmn bir kâğıtta yazılı olanlan, AmeriKa efkârı, bir âyet gibi içine sindirmeğe ahşıktır. Bu haberi gazetede okuduğum günün aksamı. evime gıtmck ıçin. durakta, tramvay bekliyordum. Bir iki tane dolu tramvav geçti. Sonra bos bir tramvay geldi. Çok yakın iki durak arasında sefer yaptığı için, inanılmıvarak kadar homboştu. Durakta dört yolcu idik. Benimle beraber iki erkek yolou. iki de kadın. Tramvav durup kapıları açılınca, o i ki kadın yolcu, öyle bir hısımla ileri atıldılar ve biz üç erkek yolcuvu, nasırlanmıza basarak, par desülerimİ7İ çekistirerek öyle bir tartakladılar ki, dehsetle r e n çekilerek yol verdik. Baskan Kennedy'nin y.iptırdı «ı adam boyu afisler aklım.ı »PI di. Onun Amerikan usulü ile açtığı nezaket kampanyasını burada da biz bir denesek diye düvindüm. Ama bizde. adam bovıı da olsa, duvar afisini kim okur? Babadan kalma usnlle. adam bovnuna davul takıp caldırsak? Hamdi VAROC.U Geçende bir Indusunce, doğa'nın, Bursa ovasını bitirip Mudanya faydaları anlattım Tartışma epev Yazan gıliz ozanı. Steb ı z i m dışımızyaya yaklaştığınız zaman sizı de de uzun oldu ve sonunda bizde phan Spender gelda, bızden bağımnizden ayıran d a | silsilesınin ye «para ile imanın kimde olduğu dı yurdumuza. Issız olarak var olrine Lubnan dağlarını yerleştiri bellı olmaz» dıye bır söz vardır tanbul Ünıversıteduğu, kendı yaniz. Arazi ağrandizman vapmak şeklınde şakalaştıktan sonra mes»alarına gore dusınde şiir üzerine şartiyle buna ta.namen benzivor. lekdaşıma «Kâzım Vehbi» Beyin böylece sıze Şam'dan Beyruta dö pek sevdiğım kıtasını tane tane > 1 konuşmu?, tngıliz Kultür Heyetinj ku bütün gerçeği parçalı görur; zen surduğu ilkesıne dayanır. Bu ı nüş, Bursadan Mudanyaya ınışı okudum: de bır tanışma çayında bulunmuş. j gerçeği bölmek ise, kimı >erde bu duşunce, bılindiğı gibi, ilk fızikj sonra da bızım sanatçılardan, parçaların ister istemez çarpısma çil*r dıye anılan Thales okulunun hatırlatıyor. • Fv binamaz diye beni Haktan zarlardan bir kaçı ile öğle yeme sını gerektirecektır: bu çatışmayı düşunurlerınce ilk olarak ortaya ozah eören! Karanhk, ovaya tamamen *ınği yemış... Ben tanışmad.m, şurle olağan karşılar e^ki toplum, gi atılmıştı. O gune değin eskı Yumiş, Beyruta yaklaştıkça sıklaşan Sığmaz »eni hayaline mlhrap ve rinden ?öyle böyle tanırım kendikasabaların ışıkları cıvıldamava ftlinberim j Trafik Şubesi kontrol ekipleri sini. 1930 larda iki arkadaşı ile derek kisi ıçin tek çıkar yolun nan'ın evren anlayışı «masalbilimkendi paçasını kurtarmak olduğu sel« dı. F.vrenı, yeryuzünü, yaşabaşlamıştı. Beyrutta geçecek bu Sen sade beş vakitie ararsın (Auden. Mc Niece) şiir alanına a nu işte bu yüzden duşunur. mı, masalbilim açısından gormek son gece, şu kısa seyahatın bir ıcAllahını diin 2t vasıtanın plâkasını tıldıklarında büyuk bir ı!gı ile Sankı yalnız divan şiiri ıçin mi ise, çeşıtlı tanrıların bulunduğu, malı olacak, toprağınm tanelerine Ben her zaman onunla. emin ol, söktüler, 3 şoförü adliyeye karşılanmışlardı. Şiıre toplumcu böyle bu? Yo. Tanzimat ozanlaıı bu bakımdan çeşitlı iste^ılerin (ikadar tarıh olan bu k a r a parçasıberaberim' sevk. 4 ehliyeti de bir öz getirmek istediler, bunun j m ı z ı ç j n d e doğru. Bır ülkucü o radelerm) at oynattığı bu evrenin, nı belki bır daha gdremıveceğımı Çok ılgı gosterdi, mânasına eiptal ettiler gereğı olarak da, yaşayışlarında l a r a k ortaya çıkan Namık K e tutarlı bır butün olamıyacağı ıdüşunerek çocukluğun her şeye peyce girdı, vazdı ve cebine yerŞehırde trafık duzeninı sağla dün>a fioruslerine uvşun bir dav «ulkü»ye de bir şiir tema'sı ;..• ı nancına dayanır. Eskı Yunan bu rağmen tatlı olan hâtıralarına ye Ieştirdı! (2) mak, vatandaşlann şolorlerden şı ranış tak!ndı]ar; sozgeli'i İspan ile baktığı içın. çatıstığı padışahın inanç içinde rahat etmfnin yoluniden can veren bu görgüyü hafıBu konu. herhangı bır ihtiıas kâyetlerıne meydan vermemek ı ya'dakı cumhuriyetçi fasiıt kav el altından paraşını almakta bır nu bulmuştu. Nasıl? Karşıthkları zama işliyecektim. toplantısı ıçin yurt dışına çıkan çin Trafık Şubesinın resmi ve sı gası sıra^mda hukümetçilerin ya sakınca gormemiştır. AIi Suavı' olağan sayarak, bunlann değıştiUzak tarih ınsana masal tesırı vatandaşlarımızın en çok karşılaş vll kontrol ekipleri faalıyetlenne nını tutj^ılar. nın bu konudaki açıklamaları bi rilemiyeceğine inanarak. Bu bakım yapar. Bu /nasaHığı içinde korku tıkları tartışma konularından birı arallksız devam etmektedirler. Böyledır uygar sanatçılar, soyle zım o günkü toplumumuza vız gel dan. bır \ andan doğruluk tanrısıSon 24 saat zarfında motorlü e diklerı, duşundüklerı ıle yaptıkla mistir. tan. ırkilten. iten parçaları çıbl oluyor' Kıyafetimızden. vaUnımiz na saçı kılıp doğru olmak, ote avutan, zevk versn kısımları da dan, haremden. selâmılktan tutu kıpier, trafık kaıdelenne uymıyan rı tutar bırbırlerını; çalıştıkları Uygar ozan, ınançlar.na gorc j yandan hırsızhk tannsına yalva115 şofor hakkında zabıt tanzım etelbette vardır. Şimdı haritada A nuz da, ıç, dış sıvasetımıze ve dalda ufak da olsa b:r gerçek mı davranır. Eluard'ı, Aragon'u ahn,' r ı P hırsızl:k etmek işten bile denadolu çıkıntısınm altında düzle inançlarımıza kadar bizi hâlâ her mışler, 29 vasıtanın da plâkasını so lldi mesine aşağı inen Akdeniz kıyısı yrinden ve heı verde «orgu\a çe kerek seferden menetmışlerdır. Bu buldular, bir gerçeğe mi vardılar, bır yandan şıır yazıp bır yandan' t80 ! a Bınlerce tanrıya (Heredo\aymak isterler bunu bütün ya karşı konıa örçutlerinde (teşkilâtSore otuz bes bın tanrı vargozlerimın önünde gibi... Mısır. kerler. Bu ilgı bır bakım» dış â arada alkollu vazıvette vasıta kul kavgasına gırişırler, larında). katlar arasındaki kavga mı? Eskı Yunan'da) ınanıldığı, bu Girit, Roma, Yunan, Arap, Asur. lemin gözlerini uzerımıze çekebıl lanan 3 şoför adlıye>e verılmi'ş. suç ş,a.tılarına; çatıstığı Bâbil, Fenıke... Daha nice mede mış olmamızın ıfadesı olarak mem i?lemeyı itıyat halıne getirmış bu çunku yaşamın bolunmezligine iI da ver almışlardır; otede Ezra tanrılarınsa biribiriyle Pound, sava^ sırasında gelıp Mou|hır yerde, ortak bır doğruya vanıyetler bu kocaman havuzun ç e v nunluğu da mueiptır Ancak bu lunan 4 soforun de ehlıyetlen. Vı nanmışlardır. Duşuncemı daha ıyı belırtmek] »olını'nın şanında çalısmak sap rılmasının çok guç olduğu, bu barelerinde fışkırdı yüceldi, sonra hal. hakıkatlerın açıklanması va lâyet Tıafık Komı«vonu kararınca ıçın verinde bır ornek olduğundan, lantı«.na dek vardırmıştır ışi. Kim kımdan kışılerın kolay kolay yarb a t t ı ! Denız mılletlerinın medeni zıfesnnn yalnız elçiliklerı.nize aıt. iptâl olunmuştur. yetlerinı karaların içlerine iler olmadığını. yabancı dıyarda her Tııristlerin Mkâyetleri derhal bızim dıvan snrimizı ele alacağım, se de kalkıp bunlara, «Canım, sız ' dgüanamıyacağı ortadadır. «Ahlâk» i e adlandırdığımız, duşunüş yoktur o butunlük bızım dıvan ?a" ozansmız, nenıze gerek bu işler.! > ' leten bir kapı. bir koridor üstün Türkün verinde ve zamanında sonuçlandırılacak davranış tutarlığı ise, ancak bilımırlenmızde Diyelim ağzına içki Oturun ria şıirınizı yazın.» demtde e.kiye ait bilg.lerin tesiri, yeTurıstık beigelı müesseselerı kon sel duşunce ile gelişebılırdı. Çunnıve, hatta kendı hayatımıza gı . cm= • ^ trol jetkısının Beledıyeye venlme nin damlasını. koymıyan bır din miştir. Bızinı durumumuz öylesi kü bilimsel düşünce. kişınin de. u u a u u l m a m a s ı ren k ı s ı a ı l a r ı n da derin tedaile « " . ? " Serektıg.nı si uzerıne gerekh hazırlıklara baş ulusu, bw şeyhulislâm. şarabı ö ne tersinedır kı. sözgelişi, 27 Ma. . . . . ı hatırlatır. lanmıştır. Kontrollar ıçın merkez ver, övebilir şiiriruie; «şarab»a sa yıs sabahı radvoda şiiri okunur kısi dışındaki bagımsız duzen ıçındece bir şıır tema'sı dıye bakar ken, subaylar Faruk Nafiz'ı tutuk de bulunduğu anlayışını getırmış*** ! ve çevre ekipleri kurulacaktır. rı Şamda Alipaşa çarşısında Ataıçındeyız. istemlerine (Babı Idris) adlı seniş cadde i Bu arada turıslık muesseselenn çunkü. bunun gerçek bır düşünce larevıne gotürüyorlardı. Gerçekjte tır; artık tanrıların t ü r k ' ü n ; a r k a d a ş l a n Doktor Musve ondan Gumrük ıstikametine i1 smıflandırılmasına ve sınıfların da olabıleceğını. bu yoldan da bır dü o Faruk N'afır de, Ataturk'ün oza sore ortadan kaldırılamıyacak ortafa ve Lutfi Mufıt ıle bakkal dük tak bır ilkedir bu, ilk ortaklıktır. kânındaki görüşcnesi (1) b i r bakı nen ikı yol Beyrutun sosyetesi ka muesseselenn antrelerıne konacak şunuş davranış tutarlığın; gerek nı diye bılindıği gunlerin ne deucundan bile mek olduğunu anlamadığı için' Böylece özgurlük içindeki korkuma çok uzakta kaldı. Bir bakıma dar, uçakların ve vapurların bo yıldızlarla behrtılmesıne karar ve tıreceğıni aklınin d a n seçirmez. (Sırası gelmişken do devrimlerin çıSnenme^ıne hıç ses I ' >'»»alar içindeki soruma geda düniin olayıdır. Çünkü araba şalttığı vabancı gıvım • kuşam me rılmıştır. çılmiştir. Masalbilim toplumunda Öte yandan turistlerın muessese kunmadan geçemıyeceğım. şu «te çıkarmamıştı. Neden çıkam raklılarını da çeken lüks mağazada yanında oturduğum şu tarıh lerden vâki olacak şıkâyetlerıni ma> sözcüğu. yunanca «the» den baska, o i? başka. Ozanlara gelıp sorum olamazdı. Paşa, belki ondan bir iki yıl da lar bölgesidır. Kişiyı davranşından sorumsuz Lübnanda nasıl ayarlanm:ş ol derhal sonuçlandırmak ıçin de ge gelme. «koymak» demek; «tez» de «Sen bu işlere karışma. şıir yazmakıdemlidir. Ne hacet, çölde, Arzı kılan koşullarımıza baktıkça, bır reklı tedbırleı alınmaktadır. Mu oyle, bizım «temel» ae oyle. Oysa Mevut'ta, Mezopotamyadaki son duğuna kolay akıl ermiyen ikti esseseleıe. «ıkâyetlerın <;oıu<;tur bız bu sozcuklerın bir kökten ol na bak..> diyenlerin aptal oldukla masalbilim toplumu içinde yaşadıama, bir ozanın. maceramızın bir çok kahramanları sadi problemlerin .nevkinin ara masında es»5 teskıl edecek husus dugunu bilmedigımiz ıçın, arala rını bılırdim «Bızim elimizden şhr yazmak ge ğımızı duşunur dururum. Korkulasına gümrük işi de öylesine kolay çok şükur hâlâ aramızdadır. lar. vazılı olarak da asılacaktır. rındakı ozdeşliği göremıyoruz.) liyor. bız onunla yetinelim.» dıye rımızın da soru.Tisuzluğumuz ol ayarlanmış ki erbabı, burada satıOrtasını bir an içın b i r yana bıoylesı çusünde büyuk olması gene bunlan eşyanın yapıldıkları yerlerde Unııtıılmuş esya teslim eden Gerçı bo\le davranmaları, güzel bıleceğini kestıremezdim; rakarak Yavuzun kıtalar aşan Mı> şıırler yazmalarına en»el olma.nış bile vardır bizim toplumumuzda. dandır. Keyfince davranan sorumkinin aynı fivatta olduklarına ısşoförlere miikâfat sır seferinı; yani hakiki başlangıonların. ama şiiri başka yaşayışı Dıyeceğim. yazarından ayrı go suzu bağışlayıp düşüncesi ile davrar etmektedirler. bu takdirde aDolmuş ve taksılerde yolcular başka saymak, tema'yı başka nacı, b i r de Bırınci Dunya Harbi rulur bizde yazılan. Bu yuzden de, ranışı tutarlı olanda suç aramalınan rüsumun şeklı. miktarı ve trafından unutulan eşya, şoforler ( sonurıdaki çekilişimizi hatırlayınmusu başka anlamak. rokmuş bir mız, en çok ondan çekinmemiz, bidevlet butçesındeki onemı hep bı tarafından Trafık Mudurluğune uygarlığın özellığıdır. Şirin tema' onun bunun ıçın, arada bir «As limsel düşünce ilkesine alışmadıca dört yüz yıllık hikâyemizin bırer mevzu teşkıl eder teslim edılmekte. buradan da sa sı ille yaşayıştan gelsın demek ı« malı. sonra da altında oturup ağ ğımızı. üstelik onda, haklı olarak, ' ze kazımdırdıkları ile kaybettirdik lamalı. dendiğioi duyarsınız, neBulus ve tatbık edış şekli ne o hıplerının müracaatı halınde kenlerıni pekâlâ ölçebiliyoruz. dılenne ıade olunmaktadır. Hâlen temıyorum, ama onun gelışerek [ dense pek severler o sozu. Altın toplumumuzu sarsan gücü görduğumuzu anlatmaz mı? Anadotfu bütünlüğünü siyasî bır lursa olsun Lübnan bu usullerle Trafık Mudürluğunde vasıtalarda geçmesi de gerekir riıve | da oturup ağlıyacaksan, o denli Donelım Stephan Spender'e... ozaruret olarak korumaya, dedesi her halde zıvann riegil. kâra git unutulan muhtelif an* semsiyeler, düşunuyorum. Bizım eski ozanla seviyor. değerli buluyorsan asma nun simdıki durumu ustüne seçık Fatih gibi, azimlı bulunluğu bes mekte olmalı. Neşe ve inkı$af, el, evrak ve para çantaları. Na>lon rı.nızda bu tatarlık olmadığı için. efendim! bir bilgim yok, buraya neden gelbelli olan Büyük Cihangirin bü ikı buyük mıyar olarak. bunu gos yağmurluklar. şapkalar, ayakkabıj Aldanma ki şaır sozu elbette yaBana sorarsanız, bu parçalı gotun bu kıtaları geçip Mısıra, hilâ terıyor Meselâ en bastf olarak ak lar, çocuk battanıyelerı, boş ve dolandır ruş. kışiyi başka, işi başka gorme dığini de bilmiyorum. Sadece bır la gelen: ağır gümruğu kaldınp lu bavullar. yatak ve yastık ve bir konuşma ıçinse, Spender'in bizim fete yönelmesindeki sebebi bu siyasl iktisadi birliği: bir mü'mi ondan doğacak ziyanı tunstten kar fotoğraf makınesı bulunmaktadır. demişler. Bunda bir a^ağılama ni mız, bundan tedırgin olmamamız, toplumumuzu bilmemesi yüzüntatbik edılmısse vetı bile yoktur, eskı toplum. de tersine bunu olağan saymamız, bi den kimse vararlanamamıstır sani bulunduğu Islâm dinintn hima şılamak şeklı Soforlerın va^ıtalannda buldukyesine. dini de kıhcımn koruyucu meanlekete gırecek olan döviz. kâ ları eçyayı teslim etmelerı, sicil dıği ile yaptığı birbirıni tutmayan limsel düşünceye toplumca vara nırım. o konusmadan. Kendisı ıle konuşan ozan arkakuvvetine bağlamak ile ancak izah ra i«livor demektır lerıne ıslenmekte. herhangı bir se ozana, gene de savgı besler; çün mamış olmamızdandır. Bilimsel daşlarımdan bın anlattı; en çok T. edebiliriz. Netice şu ki; Bevrutu buyumüş. kılde teczıyeleri halinde bu hususS. Elıot'u sevdığini »oylemış, onBu itibarla Asyadan gelip Ana orta capta bir Avrupa şehri halini lar gözönünde tutulmaktadır. Çok dan buyuk ozan yoktur, bir ozan kıymetli eşyanın tesliminde ise sodoluda medenıyetler silsilesinin almıştı. Belli kı bu diyarları ıdare förler. muhtelif şekillerde mükâ • dna yaklaştıkça büyür ancak, deustüne otumuş bir ırkın gönün bi edenler: ınsanlann pırıl pır;l neş fa'iandırılmaktadırlar. ^nış. Söz' nerden açümıstır, kullaelenmelerini lağlıyacak tedbirlerınde guneve çark edip ((Merç nılan sozcukler tıpkı bbyle mıdir, Uyuyan kızın boynundaki rın peşinde kosmuslardır! Dayik) ve (Didaniye) yi tarihine bilemem. Ama T. S. Eliot'un gerSON altınları çaldılar vazması elbette bir tesadüfün çekten büyük bır ozan olduğuna imahsulü değildir. olmadığı da ayru Tuzlada Yenı Arsalarda oturan nandığım ıçın şaşmadım o sdzlere. ıdeolojilerin yüz yıllar boyu deNıvazı Kaya'nın evine geee geç (1) Afet Inan. Belleten. Numadoğrudur dedım. Ancak o ozan arvam etmesiyle, en bitik günleri ra: 2. «aatlerde giren ikı kişinın. avnı kadaşım, yadırgarmş bu sözleri, mizde Napolyonu Akka'da durduevde oturan ve uyumakta bulunan yakıştırmamış Stephan Spender (2) Bu kıta\ı rahmetlı (Adnan 16 vaslarındaki Fatma Gül isimlı rabilmiş olmamızla ispat edilmişti. gıbı unlıi bır ozana, kisiliğinden Şimdi yine bir o savleti, b i r de Adıvar) huca da çok severdi. Ça kızın bovnunda bulunan 4 Resat kuşkuya düşmüş giderek. «Neson bozgunu karfilaştırmca tüv lışma odasındakı söfninenın üze altını çaldığı ihbar edilmistir Yaden?» dıye sordum. «Çünku, dedı. lerinizin ürpermemesi mümkün rinde küçük bır çerçeve halınde pılan inceleme sonucunda, bu I bır ozan. başka bir ozanı beğene müdür? İşte bu sıralarda sık rast Halide Edıp Adıvar onu hâlâ «ak hırsızlıgı Haül Çetin ile oğlu mez, böylesıne beğenemez; beğenlamaktadır. lanan (Allenbi) cadde^i ve benHamdi Çetin'in yaptıgı ileri sürül dı mi kendi yok oluf.> zeri galiba kumandan m m l e r i de mü? ve ıki sanık yakalanarak hak Çok geçmedı aradan, duşunüyobu acı tedailerin sebebi oldu .. lanir'a ko4n"urma acılmıştır. rum, doğru mu o sözler, bır ozan. MEVLIT Diabet dispanseri açıldı başka bır ozanı sevemez mi dıye Turk Diabetikler Cemiyeti taraKıymetli bab»mız Açıkçası yetkin değılim o karıya Ataürk inkılâplarının dine ayırfından memleketimizde ilk defa o ben: gerçı anlıyorum arkadaşımın Avukat Hacı MAHMUT dığı hurmet yeri ile dünya işine larak bir Diabet Dispanseri açıl ne demek ıstedığını; ozanlar, kenverdiği rnüdahalesiz istikametin N. VEZİRÛĞLU'nun nrmtır. DUpanser. Talimhane. Tak di olçulerını kendileri getırdıkleiçerıde olduğu gibi dışarıda da çok ruhuna ithaf p4'lnıck üzcrr 'l sim caddesinde faaliyete geçmistır. rı, s:nırlarını kendileri çizdikleri defa yanlış veya maksath tef«;irninan pazar gUflll Ikindl natnaHastalar, çarşamba ve cumartesı ıçın, hepsı birbırinden başkadır zını mütaakıp Kadıkby Osmanlere uğradığını biliriz. Bir kaç günleri kaydedilmektedir. ağa Camii Serifinde Mevlit ister istemez, bu bakımdan da yıl önce bir kocnşu memlekette okunacaktır. Akraba. me»lekP. T. T. ye ait 1300 metre hepsinın ayrı bir ozgünluğü (oribir yerli bana: «Atatürk Müslüdaş, dost ve arzu eden dln karginalitee'sı) vardır; imdi, bir otclefon teli calındı manlığı kaldıtmış, siz şimdi hangi deflerimizin davetimize icabetzan, kendini hıçe sayarak başka Kmkh'da Namazsâh baŞ'arı idindensiniz?» diye sormuştu. BenU nni teşekkürlerinnızie rıca bır ozana hayran oldu mu, demek çinde bulunan P.T.T. ye ait 1300 zeri bir taba Beyrutta da maruz ederiz. kendine ozge değerlerı yitirmişcnetre telefon teli meçhul bir hırkalınca hakiki Müslümanlık hakkın Oğulları: Bülent Veziroğlu tir .. Anlıyorum, anlıyorum, ama sız tarafından çalmmıştır. daki kanaatlerden, dın ile dünya Fıkret Veziroğlu gene de Stephan Spender'in Eliofişlerinin ayrılmasmdaki lüzum ve Poü^. telefon teli hır^ızını arau o denlı ovmesi yadırgatmıyor maktadıı benı. Batılı aydın. bıhmsel kafada olduğu ıçin. şiir gibi pek kişiNISAN 1 ŞEVVAL 15 sel yaratıcılığa dayanan islerde bile ortak olçulere varmayı, set ver. Elıot büyuk bır ozansa, okutn yucular. eleştirmenler için büyük Ithalât formalıtelerinde tecrubeli olanlarla Ingılızce bılen x > bir ozansa. onu bır ozanın da baş ler tercıh edılecektir. Tâliplerin kısa tercumeihallen ile posta f tacı etmesınde şaşılacak bır yan kutusu 203 Beyoğlu adresine yazılı olarak mürtcaatları rica olu. . | 5 4.1 12 18 13 SJ 18 34 20 07 4 01 ' gormez. Giderek bir ozanın. başnur. ka bir ozanı gerçekten çok beğenE 111 10 5 43 9 19 1? 00 13:1 " 2 " . mesinde kendısi icin öldürücü. yaratıcılığını vok edicı bir etki de duşünulemez. Bunda n başka, içımizde bir ozana karşı gerçekten bir hayıanlık duygusu uyanmışsa. haneye koyup saklardı balıfı. lerindeki kadar tatlı, çekici, be bunu saklıyacak, ya da neden boyvecan dolu konuşmalar bulanı, aylar sonra çıkarıp, daha le bir duygu ortaya çıktı diye ümazdı insan . iyi fiyatla satmak için zulecek mıyiz? Gerçekten iyi bir SelSm faslı. biraz daha samiAma şimdi, mevsim başıydı. ozanda, başka bır ozan için böylemileşmisti artık Kılıç avına. hattâ hikâyesisine bir hayranlık olamaz mı? O «Merhaba be Ahmetrü ne bile, millet susamıştı bir lursa onu artık küçük bir ozan digüm!» yıldır. Aylar boyu, geçen sene ye mi goreceğız' «Merhaba Tonyalı!» ninkiler ısıtılıp ısıtılıp ortaBana kahrsa. bizım ozarilarımız. «Merhaba Ahmet be knva konmuş, allanmıs pullanbu konuda. gerçeklere uyacakları zum!» mıs, ama tadı kaçmıştı. yerde. duşlerine. kuskularına, ku« Merhaba be Adil!» Evet, mevsim başıydı. Hattâ runtularına gore davranıyorlar. « Merhaba vre adaş!» ilk günü . Nasıl olsa toplumumuzda ortak 13 « Merhaba Tavsan Reis!» Havalar soguk «ittiğinden, Ahmet. ocacın önüne doğru bir ozanlık değer ölçusü behrmecerenin vanından jfldi. « Ahmet. merhaba vahu!» bütün a\ rı bir âlemdi. Daima çıkmamıştı balık. Elliden faz. ^rürken. kendı kendine. «Hav miştir, oyle ise. biz de buyük o «Merhaba Ahmet:» « Vav merhaba be Selim:» «öııce gelenin». veni giren\eri la tekne. bütün sün çezmis, devvus. Kuduz» dive sövlendi. zanlığm gorunuşlerine oykunüruz. «Merbaba Kizım Reıs!» « Ahmet merhaba be!» selâmlaması gerektiği için, badeçil \urmak. \ele ucu bile «Ba$ka eün olsa. pisti'>i bırakımse\ i beğenmeyiz, bundan da dive bovun bttktit Ahmet. « Merhaba Abduk. zan kahveye erken gelen biri, görmemislerdi. kır da eelir henım nıasada pideğerli bir ozan olduğumuz anlaKahveci çayı getirdi, kovdu. «Merbaba Ahmet oglum! o sırada millet birbiri pe$i sıra neUler mi? Ama şımdı iş başşıhr elbet, diye düşünüyorlar. « Merhaba Ahmet efendi. «Merhaba Hacı efendi.»sökün ettiğinden, hiç durmadaıı Halbuki hepsi. simdi vuruka! P.clli, halık hulamamıs. Buyur.» «Merhaba Ahmet!» merhabs demek zorunda kalır: Hep o konu, bilimsel düşünce lan tek balığın, kilosu yirmi Heııı hütün eün de saldırmıs «Merhaba Veli Rei»!» hattâ bir ray içip acele çıkmalirayı geçtiğinden, ilerde avla. yoksunluğu... « Merhaba Murat a | a . Eytır bir i) \ana. hir bu vana. ls «Merhaba Ahmet!» sı icap ediyorsa. içeride bunacak on balıktan «evlâ» olduvallah.» haska simdi. Aklı sıra, afzım «Merhaba Salib Kaptaıı! lundufu müddetçe, yüze yakın (unn biliyorlardı. Bir sessizlik oldu. Galiba ta dan If't alacak. Balıgı nerede Aşagı vukarı. «hatır ve yas» merhaba çekip, bir o kadar da Ahmedi ceviren sevgi ve alâ mamdı selâm i.si. vıırduÇumu ö^renecek. l'lan sırmına göre ridiyordu sclânı isim ısvdıktaıı sonra, hiç k > <ka hâle§inin csa« sebebi buy. hu tai hülıeı mı. sinağrıt mi? Gözlerini kendisine çevrilmis faslı. Bu, hemen hemen. Kapı nusmadan kalkıp gittiği de udu işte. Maharetinden emın ol Nüshası 25 Kuçuş («el de nişaıı ko\. koca kanala! dafın. Martnaranın ve civar a yüzlerde gezdirdiği zaman, kır. lurdu. duklan Ahmedin, sansının hiBasan ve Vayan Kaııatlı lıııs bu lie Bueün budalarm bütün kabvelerinde âkar mumluk lâmbaların sarı Hele havanın sert estiği, fırkâyesini merak ediyorlardı. Cumhurıyet Matbaadlık ve rada varın haska verde . detti. Günün hangi vakti olurısığına doğru yükselen sigara tınalı, poyrazlı, denize çıkıAhmette de bir başkalık, bir Gazetecilik Türk Anonim Şîrketı sa olsun, kahveye veya bir top Mehmedin uzaltığı iskemleyi sisinin ardrndan. ona hep gü. lamı\an gttnlerde, kahve tık Cağaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 anlatma ihtiyacı olduğunu sez luluja veni biri celdi mi. der lım tıklım dolar, havadaki karekip oturdu Asafı yukarı her lerek ve her zamankinden daSahibi mekte gecikmedilfr. hal en mühim konuşmalar bile l<cs o tarafa hakıvordu. Iııı siçara sisini, ancak bu du ha büyük bir sevgiyle bakıvor NÂZİME NADİ kesilir. herkes teker tektr. ye «Merhaha err ne haber?» Birer ikişer. kalkıp geldiler larmıs gibi geldi Ahmede. Bel. Yazı ışlerinı fitlen Klare eden ni «elene «merhaha» der, o da rup dinleıımede n pespeşe patyakına. dcdi Kuduz. Sonra ocatın arki de. etrafını her zamankinden lıvan «merhabalar>. hiraz veM^oul MüdtiT herkese. teker teker. yUıuıide. kaMiıda hir söriiııcn bir kavdeğişik çözlerle seyreden kenAz sonra «ağacın» altı adam rinden oynatabilirdi. sesinde hep aynl ifadeyle cevap ŞAHİN PERESE bolan kalnerive seslendi «Mııdisiydi. Her neyse doldu. Karsı köselerde. ta\la Huna rağmen. gene de öyle verirdi. ral a5,ı drmle hakalım. bizim Gazetemıze gonuerllen r\ rak vt Aslıııda. yetmis seksen kilo. başındaki iddiacılar bile, oyu. çok vakit kalırdı ki. bu kahAhmıdr hir cav! yazılar neşredilsin edılmesın Iade Herkes. sırasıuı ı\i bilırdı. luk bir kılıç vnrmak, hiç <le nun tadi kaçmış gibi. pulları velerde konusmak için. edilmez tlftnlardan mesuliyet «Merhaba:» dedi Ahmct. Bazan bir kıdem hatası olur mühim değildi. Mevsim ilerledi bir türlü eski sakırtıyla vuraNeler... neler konuşulmaz. kabu) Fdilmez «İ\ılik he Kuduz.» dikkaUi2 biri acele davranırsa mi, îündr öyle beş altı tane. nelerden hahsedilmezdi! niıyorlar. bütün düsüncc ve \rka>ma vaslanflı, derin bir merhaba deme sıraaı atlanan. on tane koca balık v urana biPolitika. câvurlann veni ıdikkatleri ocafın tarafına dö. 1 Abone v > ilân ışlerl içın. zarftr < netes aldı okstırdii Hemen kırgı,, ve\a öfkelı. etraftakiler le kimse kahraman sözüvle ratları. «Muhammedlye» kitabı niik kulaklarivle birlikte «de üstune «Abone» veya «tlân Servisi» ha^la'iıası âdet olan rneshıır sede avıplayan çöîlerlc hu mü nın vazdıklan nalıkçılık hebakmazdı. niz ağacına» doğru uzandığın. kayuının kanması lazımdır lânı fa^lına. sesini ve vüzünü nasıbetsize haddini bildirirlcr le hahkçılık! Hele balıkçılık! dan, bovun» hata vapvyor, yan' O zaman balık <jok çtktıgın. • hazırladı. di. Muhakkak ki. dünyanın hiç dan ueuzlamış olur. kilosu dört lıs oynuyorlardı. BU GAZÜTh. BASIM AHLÂK Sabahları. bu lelâm faslı hüs\\k «mprhaha» tâ dipten. penbir yerinde, hu balıkçı kahvebeş lira bile etmez. millet bu/(Arkası varı VASASINA UYMAY1 TAAHHÜT •^ııııııııııııııiMiıııııııııııııımııııııııııııııııııııııııımııııııııiMiııııııııımıııııııııııı ııııııiHMiıııınıııııııııııiııııııiiiııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııııı ı^ ETMİŞTİR. 24 saatte 115 soför hakkında Düşiince Davranış tutarlığı Melih Cevdet Anday A I MEC E 2. SAYISI ÇIKTI. Bu sayıda Sabahattin Eyüboğlu Can Yücel Engin Tonguç S. Edip Balkır Başaran Talip Apaydın İsa Öztürk Hasan BılecikÜ Prof. Galıp Sağıroğlu Nadir Nadi Cevat Dursunoğlu Fakir Baykurt M. Şükrü Koç Ord. Prof. S. Murat Uzdilek Yaşar Kemal Fıliz Balkır Dursun Akçam Kemal Çiftler Mahmut Makal Azra Erhat Şerif Tekben A. Rıza Ergüven Üstün Akmen Mustafa Karakuş Mevliit Kaplan'ın ilginç yazılarını bulacaksmız. Yıllık abonesi 10 Lira. Cağaloğlu Nuruosmaniye Cad. Emek İş Hanı No: 4 İstanbul. P.K. 802 MAKSİM HERAKSAM BAYAN SEKRETER ARANIYOR L s |° *1 Her akşam muazzam proframa ilâveten kısa bıı müddet ıçm getirtmeğe rr.uvaffak olduğumuz " KOKAY CUMHURİYET FATMA MAHMUD FAKIH HER PAZAR TAM KADRO İLE İçkisiz aile malinesi MAKSİM Tel: 44 3134 Program : TÜKEL KONSER BüROSU Tel .44 6519 20 SAZIN İŞTİRAKİLE ŞARKIN BÜYÜK SES YILDIZI