Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 1 Mart 1961 hapratan R/VTIR TAHIR BURAK KAYBETTİĞÎMİZ DEĞERLER Nihayet tahsisat geliyor 42 hnna ceza, 145 Cırına da ihtar vejrildi rlEL.ll Abdurrahman Efendi gibi Yine doktorsui kaHmıştık, Alla liyen arahktan da oğlancık ralıa bir. şükürler olsuin!... hatça içeri girip çıkıyor... Adam başına 33 knruş, bu bir Kömür de yabancı yere değil, mahkNmun güniük îayın bedeli gardıyanların sobasma gidiyordir. Eti, yağı, şekeri, tuzu, biberi, muş.. Eh bunu öğrendikten sonra Memleketci in. hepsi ıçinde... İdare ne yapsın? ~ne yalan söyliyeyim. ben de kö*^"^*^** Yazan : Maşaliah, toprağı bol olsun, ihti ınür sıkıntısı çekmedim, san. Memleketi de, artık!.. yar Karabetçik hariç, tam kadro Mart kapıdan baktınr, kazma küınsanı da Yeni o Paşakapısı Asya gripini bu 33 ku rek yaktırır, demişler ama. ben Türkiye'nin gerçek ruşluk kalori ile atlattı. Futbolu. bol bol kok körnürü yaktım o mart Belediye kontrol ekipleri ekmek lerine uygun olavoleybolu, güreşi. ocfun yarması, ayında!.. ve francala fırınlarını kontrola rie rak düşünürseniz, kömür taşıması dahil, hep içine, Yine bir gece, her halde gece vam etmektedir. Son bir hafta için size erke n yitirdi hiç bir başarı dünyanın gözünü u b tep içine bu 33 kuruşan içinde... yansından sonra idi, reviri bir de 388 fsrından 42 fırın uygun va gu i l d kadrini birçok degerleri. doyuramıyacağı için orada işgören imiZF Daha evvel yazmîştım ya. odun. ducnandır kapladı. Benim sobanın sıfta ekmek çıkarmadığı görüldübileceğimiz [eTia kadrini yalnız insafı olanlar sonradan ğ [eTia adrini yalnız m sonrada kö.iıür de karakışın civcrvli dem j tüttüğü filân yoktu. Ya nereden ğünden cezalandırılroıştır Aynca m ii zz gg ii bb ll iligii ö t lerinde toptan suyunu çeâcmiç o!>' geliyordu bu durnan?.. Pencereyi ğünden cezalandırılroıştır. Aynca H a g a n A l i Yücel'in kiçiligini özet büecektir: Yücel'in kadrini de yal olmaduğuna göre ısınma da he&apta açtım. gardiyanlara seslendim. ka 145 fırına da ihtar cezası venlmış | l e r Yucel, çağdaş aydınm bütün n ı z i n s a f l olanlar bilmiş, tir. sorunlarını memleket açısmdan yanlarsa zamanla ister istemez bi var... pı açıldı, dışarı çıktık, baktım y ele alır, her düşünceye memleke leceklerdir. Odun yaraıası, kömür taşıması ki kömürlükte kömürler yanıyor.. ' tinde uygulanabildiği ölçüde de. herkes yurdudedim Evet, nihayet tahsisat teş Başgardiyanı kaldırdık, g o m ı e k d e ğişti d e ğiştiren yu B i z i m g o m ı e k rif et;ı d e odun kömür alındı... Is ayaklandı. Hemen telefon edin. it> ğer verir, bu yüzden dünya açı m u z d a ^ görmenin ilk şartı ken. tanbulun kışı yaza karçıdır dejmiş faiyeye haber verin dedim.. Hasından düşünen dostlanyla çatı d J k a b u k l » n m kırmaktır. Kabuk. ler, doğrudur. Cüce subat, hele ni şu buhar kazanında rar.za tahşır, dar görüşlü sayılmaya razı U n n l Y ü c e l d e n d a h a çok kıran, talarındaki tahtakurularını imha mart. hele hele Paşakapısı!.. Poyolurdu. Gündelik yajayışında bu oo düşüncelere ^ ^ yy ee nn ii düşüncelere ulaetmeyi düsündüğüm zaman olduBelediye Fen tçlerinin işçi'er için l Yücel ayağımn memleket ger ^ nn dd aa nn raz tâ Rumelihisarından kopar, ğ lkt le Y ü l ama kendi ka n l a n m l z v"ardır: soluğu burada alır. Yüksek du ğu gibi, ukala dümbelejinin biri açmış olduğu kursu, hiç bir işçi ka çeklerinden, yurttaşlarınm zevk b u f c l a n a l jarmak baska, kendisiy jarmak baska, kendisiy b u f c l a n a l c l k t l varlann ortasmdaki bahçe dedi j başgardiyana: zanamamıstır. ikliminden keıilmesini istemezdi ,^ b i r l i J r t < o n binlerin, yüz binle. istemezdi. a l c l a İki buçuk aydanberi devam eden Her düşüncesi, her s.vaşı yeni ve Müdür Beye haber ğimiz çukurda döne döne öyle "bir ~ SSakın hha. Mürffi " başkadır. r i n k a b u k l a n n ! k l r m a k çevrikti anafor yapar ki, titremesini b0mi vermeden ıtfaiyeye telefon etme, kursa katılan 52 sürveyan ve 97 mutlu bir Turkiye'ye çevrıkti. In vYücel t köşesinden t^r,,,ctı,5,, T a . , ilori,j.n konuştuğu itfaiye para ister. hem de 50 kâ makinist yazılı imtihanı kazanama san olaraksa dünyaya, hiç bir sı yenin donduğu gündür. ğıt. demesin mi?.. E, büyük mesu dıklarından bir de sözlü imtihana nır tanmııyacak degüdl. kadar. açıktı: Bir günlük beylik beyliktir, der insanına se liyet doğrusu... Müdüre sorroadan gireceklerdir. o r t a i n s a n a o r t a ı u n insanına sesi n s a n a o r t a ı u n ler ya, ilk gün b&şgardiyan göz Her türlü insana hepımizden daha l e n m e k > itfaiyeye haber verilmez... Müo n u n l a y a n y l n a i l e r ı e . M l « i emekliye ayrıldı yumdu, millet de koguşlara kova çabuk yaklasmasını, hemen sıcak i s t i y o r d u B i r k i ş i n i n a t , b i . dürün de evinde telefon yok, bir kova kömür, kucak kucak odun Belediye Fen Işlerindeki 6700 me bir anlaşma ortamı sağlamasını ' a d l m l n d a n ç o k , b i n gardiyan koşacak, eğer evinde ise taşıdı. Ertesi gün soba başına bir haber verecek, Müdür Bey kalka mur ve işçiden, Işçi Sigortaları Ka bilirdi. Insanhgın sözünü etmek : ş i n i n a t a e a ğ j i n g > n a d ıd rı nr ı a n n ln l i s a nıan teneke. üçüncü gün yarım tenecak, giyinecek. gelecek, tabil o nunu şümulüne giren ve 16 seneyi kolay ama her ınsanla halleımek t i y o r d u y ü c e l Herkes de aynı şe keye indi tahsisat!.. zamar.a kadar ates gaçagı saracak! dolduran işçilere tazminat verile zordur: Yücel, ayağı kaydmlmak, iiş g o r r n e . j i s t e m e I İ ? H a v l r . Kö.nürlük revirin altındadır. Aman, etme, eyleme, böyle şey rek emekliye sevk edileceklerdir. arkasından vurulmak bahasına, teIt b u n n l d u r H a y l r ' Akşam oldu mu, meydancüar el olmaz, itfaiye oara, pul istemez! Şimdiye kadar 86 işçi emekliye daha kötüsü. gerçek dostlar.n. yi } lerinde gaz tenekeleri kapınin ö Hayır ister! Vallahi istemez! Bil sevk edilmiş olup. 155 şahıs da yaş tirmek bahas.na. her insan.n dü | T o p l u ? î a b f g l nüne doluşurlar. Bir gürültü, bir lâhi ister! Baktım olacak gibi de ve kabiliyetlerine göre başka va şünce sofrasında içebiliyordu. O ne seslenmek de güreldir, önünde yararınadır: patırtı, iki parça fazla kömür gil, bu sefer yüksçkten konuştum. zifelere nakledileceklerdir. kadar ki Yücel, en stjcı ve en sonunda toplumun t«pelerden seslenen in almak için yalvarmalar, sızlan Yarın müddeiumumSye durumu solcu düsünceleri bile. memleket.. , Kömür tevziatının ikinci m»lar. kömürlügün pencere par anlatırım. Dahası var mı. itfaiye çi olmak şartiyle. ho$ g görürlükle : Mnlardan kurulu bir toplum du. şy maklıkları arasında kaşla göz a para isterse ben vereceğim. Bak devresi diin sona erdi karsılar. nice aydmlanmızın düş. ' * ü n ü n : N a s l 1 y u r u r ° t 0 P l u m ? rası dışarı aktarmalar koyuna, söyliyeyim. me=u1 olursunuz sonKömür Satış ve Tevzi Müessese tüğü yersiz, memleket için yarar ; Kaldı Jci biz Yüccl'i ortalarda iş koltuğa sıkıştırmalar... Gülüse oy ra!. Mesul olmak.. Acaba ne zakiminaşa, bazan söğüşe, sayışa teneke man mesul olunur itfaiyeye ha sinden alınan malumata göre 9 ay sız hnSn.ızlıkIara, parlak da olsa görmeğe bile bırakmadık: lerini doldurur, koğuşlarin yolu ber verilse mi, verilrnese mi? Ni danberi devam eden kok kömürü verim'iiz asırılıklara düşmezdi , "niz sağcı dedik Yücel'e, kimimiz o l c u d i Y ü l > i tevziatının ikinçi devresi de dün nu tutarlar... Yücel hu memlekette, kelimenin lyolunda e nyalnız a .bırakıp.e onunc e yap K P rtİ5İ, b i l hayet hem itfaiyeye telefon etmek. sona ermiştir. cömert. «u götürmez anlamıyla iş hem Müdür Beve haber salmakta Bir akşam revirden çıktıcn, idagormez . , , .... Kömürünü ilân edilen günlerde görmü» ad:mdır. Kosulların gön , reye geçecektim; ne göreyim? Sıb karar kıldık. r a b^^urdu. Mce aydınlarsa Yu. alamayıp yeniden gün almış olan lümüzce olmsdıgı, koyunun kurt • yan koğuşundan bir çingenecik, ıAvluya bakan nencereler salc e l K e n a n ö n e r d a v a s l n d a s e " kına sıkına. kömürlük kaf>ısının kım salkım mahkumlarla dolu... ların tevziatı 15 marta kadar de tan «yrılmadi»!, derdin de deva. '. y ı r c i bil nı n da «laca k«ranlıkta göründügü ! >">mak!a « yetinmeyip PVraaklütlan arasından dı»an Herkes uyanmıç. Ortada sadece vam edecektir. in süıülmüyor mu?.. Kaloriferli binaların taş kömürü bir yerde ıs cormenin, gereğince : ' ^ &* **** açıkça Kenan Öner duman var. Alev malev vok ama. öiretmen, müfettiş, Eğitim B a . ; den yana oldular. Polıtık, her yerateş olmıyan yerden de duman ve linyit tevziatı ile, kok kömürü Baktım, oğlanda telâş, mel&ş d e b i n d i ğ i d a h k e s e r iftihlâki olmıyan ihtiyaç sahiple kanı. yazar olman.n zorlugunu bil | hak getire... Otuz iki dişini gös çıkmaz dememişler mi? meyen bilmez, an'latmaya çalıs ı Yücel'in büyük küçük bütün (Arkası Tsr) | rine serbest kok briketi dağıtımı i bir »ırıtışla.: Beybaba, istermak da bostur, anlamak isteme. Çabalannin yöneldigi hedef neydi? | devam etmektedir. sen bir kaç kova da sana dolduyene. Geri kalmış bir memlekette Memleketine Batı kültürünün, ken rayım. demez mi!.. Şeker ile ilgili fîyat farkları . : di, deyimiyle Garp Kafası'nın gir Ulen dedim, p<armakh£ın araSERPİL TEMtZKÖK mesi. Yüeel bu uğurda «evmediği, nın ödenmesine başlanıyor sından nasıl sığdın?.. île çatıştığı ınsanlarla bile işbirliği 28 12/1960 günü şeker fiyatında AYTEN Akgün (Güvenç) i etmek büyüklüğünü göstermiştir. Meğer demir kapıya iki ucunADNAN YAVUZOĞLU yapılan indirm° dolayısiyle tahasdan perçinlenmlı olan paıcnaklık ; Memleketindeki aydm kıtlığını fle sül eden fiyat farklan Mal Müdürlard»n birinin alt ucundaki perçin Evlendiler bildiği için eli kalem tutan insalüklerince ödenmeğe başlanmıştır. Avukat sökülmüş, eğreti üiştirilraiş... nı, düşmanı da olsa. harcamaktan Belediye Sarayı 28.2.1961 Dennir çubuk saat rakkau gibi saHALÛK HALİT Akgün çekinirdi. Kendini hoş görmiye. İstanbul Erkek Lisesi J«, sola oyjyıyor. Böylece genişcek kimseleri hoş görmesi doğru Evlendiler sanatçılar günü muydu? Dostluğun ancak düşün4 mart 1961 cumartesi İstanbul ce birliğiyle mümkün olduğu bir 27.2.1961 Kadıköy Erkek Lisesini Bitirenler, öğretçağda kapısını her kafadaki insamenler ve öğrencileri bir sanat ve Ileri Türk Aydmlannm dergisi edebiyat günü tertipler.miştir. BUGÜN ÇJKTI. Abonesi 10 Lira * • JSminönü Öğrencı Lokalinde yapılacak olan bu topiantıya tstanOsmanbey Sokak No: 5 Bostancı. P.K. 8(fe İstanbul • u Lisesı sanatçıları katılacaklarbl dır. YİCEL r Sabahattin Eyüboğlu Y na bir dergâh gL bi açik tutması yerinde miydi? Hoş görürlüğün bu de. recesi onun özlediği Garp Kafa. assıada dâvalarında iki türlü tanık ve tanık görfiyoraz. Biri, o günlerden kalma bir alışkanlıkla yoku var varı yok gibi gösteren. her seyi inkâr eden tip. Kadı efendinin divitini kendisi çalıp peştemalının altına kendi eliv le sakladığı halde. bırsızlık mey dana çıkınca: «Bunn da buraya kim soktu?» diye şaşakalan cinçene akla çeliyor. öteki tip. zaraanında. türlü yolsuzluklara âlet olduju halde, simdi sadece âlet vazifesi gSrdüğünü, asıl kabahatin baskalannda o'duşunn anlatmak istercesine catır çatır konusanlar. Bu ikinciler bana bir hikâveyi hatırlatıyor. lydıırma deçil. olnıns vskadır. Zamanla eskidikçe hlkâyeleşmiş. Eski evlerin gedikli misafirleri vardı. Kadınlı, erkekli, zaman zaman çelirler, günlerce. bazan aylarca oturnrlardı. Nere den pevda olmnşlardı. aile ile rnünasebet dereceleri neydi, bonu aile efradı da nek bümezdi. O devirde eskiye esklye aileden gibi olmuşlardı Hrr geldikce yatıp kalktıklan ayn odalan. yal nız kendilerine serilen yatakları. itivatları olurdu. Aile Islerinde kendilerine danısılır. fikirleri alınırdı. Ailenin bövüklerin den ilçi. muh^bbet. kücüklerinden saygı eörürlerdi. Evin işlerine de karısırl'rdı Ev halkına öfüt. usaklara. bizmetçilere * • mirler verirlerdi. i İnttihanda hiç bir isçi başarı göstsremedi ııyla uzlaşabilir miydi? Bunlar su götürür; ama Yücel'in açık, yürek li, kin tutmaz, herkese karşı iyi ni yetli bir insan olduğu su götürmez. Yücel'in iyimserliği de sınır bıimodi. Bütün yüzlerin asıldığı gunleıce onun yüzü güler. Savaşta tek b?şma kalmanin bile acı ya nını törmez, tadını çıkarmaya ça lışırdı. Hep hayata, umuda, mut. çevrik gürbüz bir sağdu. yusu vardı Yücel'in. Bu yüzden sanatta, edebiyatta, felsefede aşırı acılığı. «zehir yeşilini», rifiri ka ranlığı, bunalmışhğı tadamaz, bun lardaki insan derinliğini görs e de yadırgardı. Yücel öldüğüne inanılmayan in sanlardandır: çünku sağken ölmüşlerden, dünyasına doymuşlar. dan, yarından çok dünü düşünenlerden değildi. Derdinden çok sevincıni yüceltir, yayar; hiç ölmi. yecekmiş gibi yaşardı. Değişmese bile değişmeye, yorgunsa bile çalışmaya, mahzunken bile gülmeye hazır bir hali vardı. Onunla konu şurken, çahşırken hiç akla gelmi. yen bir şey varsa o da ölümdü. Yüz yıl da yaşasa ölüm düşüncesi ni semtine uğratmıyacak gibi gö. rünürdü. Kim bilir, belki de ölüm den çok korktuğu için ölüm yokmuş gibi yaşıyordu. Bize kendini ölümün yenemiyeceği bir insan gi bi tanıtmıştı. Taşkin diriliği, gürbüz kahkahası ve hele yalın. kes. kin bakışlı, saglam renkli gözleri ölümü kovar gibiydi çevresinden. Ölümün bir fiskeyle yıktığı Yücel gürül gürül yaşayan bir insandı. Eğitimci olarak Inönü'ye yarana rak değil inanarak tuttuğu yol açık ve seçik düşüncesiyle belirtti ği, savunduğu. gerçekleştirdiği gö rüş şuydu: Bir yandan Batı'nın kültür kaynaklarına, bir yandan Türkiyenin insan kaynaklarına, daha kısacası, bir yandan humanız maya. bir yandan köylüye gitmek. Karanlıklar içinde bir çoğunluk ve yarım yamalak bir Tanzimat aydınlığiyle Yeni Türkiyenin kuru labileceğine inanmıyor, eğitim ve öğretim ilkelerinin bu iki acı ger çeğe çevrilmesini istiyordu. Köy Enstitüleri ve Dünya Klâsikleri için yıllarca, geceli gündüzlü, cenkleşe tartışa, Büyük Millet Meclisinden köy kahvelerine ka. âar her yerde giriştiği savaşın özü sözü buydu. Ona çatanlarsa düsüncelerini açıkça söylemiyor, han gi ilkelere dayandıklarını açıkla. mıyor, sadece çelme atıyorlardı. Ne kazandık bu iki seferberliğin gevşetilme5İnden? Bir başka Yü cel bir başka Tonguç'la eğitim ve öğretim işlerimize daha ışıklı, daha umutlu. daha hızlı bir akış mı kazandırdı? Kimin dili varsa söy lesin. kazandırdı diye. Yücel yine de küsmüş değildi. Yeni baştan kolları sıvamaya, hoy ratların kınp döktüklerini yeniden onarmaya, Sokrates'le Türk köylüsünü buluşturmaya hazırdı. ölmüşken bile yine hazırmış gibi geliyor bana. Abdurrahman efendi, bu tip bir gedikli misafir. Çok sık geldifi için, sofradan h^men hemen eksik olrnaz: gelmediSi zaman lar voklaSn hissedilir. bir kaç zaman eözökmese «Abdurrab man efendi vine coktandır mevdanJarda vok» dedirtir: kendini aratmağı. özletmegi bilmiş bü viîklerle büvfik kürnklerle kü çük bir adam. Hossohbet. relebi hep el nence hep miitevazı son derece mahcup bir tstanbul efendisi. Ama hir parearık dalkavuk damara göre şcrbet vermenin us*'lqnndan. Evin bevinin en büvük zevki de, Abdurrahman efendiye her fırsatta t?kılmak. Adamcafizın bofeazına düşkünlügünü. de bildifi icin sofrad^ki sakaiarını mııtlaka zavallının lokmaları nı boeazına dizeeek cirsten intihan edivor. Sofrava. meselâ t<rhivpli «orba mı eeldi? Bevde bir hışım: Yine mi tprh'veli corha? Su ahrı hasıva da anlatamadık eitti! Bari Abdurrahman efendi çeldigi srünîer bnnu nisirmese Abdurrahman efendi tPrbiveli corbavı sevmez. Övle deSil mi Abdnrrahman efendi? Abdurrahman efendi. açlıkta n ölse aksini söyleyemez. Tutkuna vutknna Hskkınız var. efendim, terbiyell çorbayı ağzıma koymam! Çorbadan haşlıyan bu türlü mnhavere, yemfgin sonuna kadar sürer. Sofrava etten sebzeye. börekten tatlıva kadar ne gelse. hep«Abdurrahman efendi bnnu sevmez» teranesivle bica re ar'arn. vufkuni vutkuns. öni'ndeki ekmek dilimini cimdik çimdik bitirir. nefis körletir. Onun bu vutkunusları. sofradan kalkildıktan sonra. mutfaia. ahçı başının yanına sığınıp çorba dan girerek hosaft^n çıkarak tıka basa karın doynrnsn, ev hal kının baş eflencesidir. Bir zaman. baskalarından da kendilerinden de sakladıklar? münasebctsİ7İiklpri simdi Yassıadada rahatça anlatanları dinler ken. hen. snfrarinn ?<" kalkın. mııtfaja sıfındıSı zaman karnını doynrabilen Abdurrahman efendi yi hatırlamaktan kendimi ala mıyorum. Hamdi VAROGLT 1 M E CE Singer Sanayi Anonim Şirketi İdare Meclisinden: t Slrketimiz tdare M»cUsi hissedarlar Lmumi Heyetıni 29 mart 1961 tarihin» rastlayan çarşam ba günü saat 15 de. Şirket mer . kezi olan Istanbul'da. Kartal Maltepe, Tugay yolu Cevizlide J ki fabrikasında aşağ:da yazılı gündemdeki hususlan müzakere J ve karara bağlamak üzere âdi surette toplantıya dâvet eder. i Nâma yazılı hisse senetleri »ahiplerine dâvetiyeleri gönde. i rilmiştir. J Türk Ticaret Kanununun 362 ve Şirket Esas Mukavelesinın 18 neı maddeleri gereğince, 1960 yılına ait kâr ve zarar he t sabı, bilanço, İdare Meclisi V e murakıp raporları L'raumi He yetin toplantısından 15 gün evvel Şirket merkezirde hissedarların emrine âmâde bulu ndurulacaktır. Bu toplantıda, hissedarlar aıaleten hazır bulunabilecekleri gibi, Türk Ticaret Kanununu n 360 ve Şirket esaı mukavele. sınin 22 inci maddeleri mucibince kendilerini diğer hissedarlar meyanında veya hâriçten tâyin edecekleri bir vekil vası f tasiyle dahi temsil ettirebilirler. f Verileeek vekâletnamenin şekli aşağıda gösterilmiştir: t • Singer Sanayi Anonim Şirketinin 1960 hesap yılı Adi Umu. J rai Heyet toplantısında beni/ Şirketimizi temsile ve Şirket î Esas Mukavelesi ile Türk Ticaret Kanunünda yazılı hak ve 5 selahıyetlerı kullanmaya, rey vermiye mezu n olmak üzere i sakın . ı vekil tâyin eyle dim/ eyledik.» i GÖRCŞME GtNDEMl: \ 1M3Ö0 yılı muamelât ve hesapları hakkında İdare Meclisi 4 ve Murakıp tarafından verilen raporların okunması ) J) ^ırketi n 1960 y,l, bilânço ve kâr ve zarar hesaplannın * tetkik ve tasdiki ile İdare Meclisi âzalarının ve murak. * bın ibrası, ' j» 3) Muvakkaten İdare Mecli si âzahğına tâyin edilmiş olan J îWE. Hough'ın tâyininin tasvibi, 4) Müddetleri sona ermiş olan İdare Meclisi âzalariyle murakıbın tekrar seçilmeleri veya değiştirilmeleri, 5) İdare Meclisi âzalariyle Murakıbm 1961 senesi ücret ve aıdatlarının tâyini. 6) 1960 hesap yılı Şirket kârınin rına aktarılması, 7) Dilekler. tevzii veya ihtiyat fonla Bir askerî bandonun hoşa giden hareketi 66 ncı Tümen Kumandanhğı ban dosu evvelki gün Notre Dame de Sıon Fransız Kız lisesine giderek Istiklâl Marşına iştirak etmiş ve bir çok marşlar çalmıştır.. Milliyetçiük duygularının kuvvetlenmesini sağlamak yönünden ayrı bir değer taşıyan bu hareket öğrenciler arasında da çok hoş karşılanmıştır. Okul idarecileri ve öğrenciler ga zetemize baş vurarak şükranlarının ilgililere ulaştırılmasını istemişlerdir. ACI BİR KAYIP' Bankamızın vefakâr ve kıymetli mensuplarından Heybeliada Şubemiz Müdürü MUHSİN ERİK 28 21961 tarihinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi l mart 1961 çarsamba "gfinU 8ğle namazmı mütaakıp Heybcliada Camiinden kaldınlarak ebedî istirahatgâhına tevdi olunacaktır. Camiamızuı bu en^ektar kaybından dolayı bütün arkadaşlarımızın tâziyetlerini kederdide ailesi efradma derin teessürlerimiıle arzederiz NOT: Ada vapuru Köprüden saat 10.50 dedir. TVRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. l'mum Miidürlük İSTANBULDA 40 Müşterilere ? Çöplerden gübre yapılacak Şehirde toplanan çöplerden gübre yapılacaktır Bu hususta bir 1 j • taly»n fırmaMnm yapmış olduğa teklif. Belediyece uygun görülmüş tür. Italyaniarın. şehrimizde kuracakları fabrikada bütün çöpler gübre yapılacak ve 20 sene sonra bütün tesisler Belediyenin olacaktır. Böylece bu müddet içerisinde, Belediyeye 18 milyon lira bir gelir sağianacaktır. OLUM Aile büyültümüı SENE 1921 • 1961 iyi hizmet etmek Bankamızın • şiandır. | sür'atve ihtimamla | HASAN ÂLİ YÜCEL'in ISTANBUL SANAYI ODASıNDAN MART 1 RAMAZAN 13 ! ' I • * s\ S Z i 6.35|12.27 15.35| 13.0Û. 19.29i 4.5S E. J12.37 6.26 9.34 12.00 1.31] 10.56 12'8 1960 gün ve 10576 rumarah Resmî Gazete de ilân edilen 7/7/1960 tarihli ve 5116 sayüı karamame ile raecburi tatbike konan «Temperdöküm boru ve rakorlam» na ait nizamname hükümlerine göre boyutlar dışında kalan hükümler 13 2 1961 gününden itibaren yüriirlüğe girmiş bulunmaktadır. FHlerinde standartlara aykırı «Temperdöküm boru ve rakorlan» bulunan hakikî ve hükmî şahıslı sanayicilerin bunlarm cins ve miktarlarını ikişer nüsha beyanname ile 8/3/1961 tarihine kadar Odamıza bildirmeleri lüzıımu ilân olunur. ••••••»••••••••»••••••••••••••••••••••••••• cenazesi 1 mart bugünkü çarşamba günü »aat 11.30 da Çapa 3 üncü tç Hastalıkları kliniğindcn kaldınlarak Beyazıt Camiitıe nakledilecek ve öğle namazını mütaakıp merasimle kaldınlarak 18.40 treniyle Ankaraya naklclunmak üzere Eaydarpaşaya gctürülecektir. YÜCEL AÎLESt L IHOLANTSE BANKUNİ NVI G A L A T A : K A R A K Ö V İ S T A N B U L : B A N K A P A L A S H A N J TEŞEKKÜR 22 şubat 1961 günü Allahın rahmetine ka\u»an büyüğümüz ve çok kıymetli annemiz SARİYE PEKER'in cenaze merasiminde bizzat hazır bulunarak mektup, telgraf, telefonla acımıza iştirak eden muhterem akraba. dcst ve arkadaş,lanmıza ayrı ayn çükranlarımızı sunarız. Peker aileai # " " = üiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııı 57 111 ıif JIII ı ıı ı ıı 1111111111111111 ] 1111 j j, i j, ı j,,,,,,,, jf,, ( „ „„„,„ „„„ ınıııı ııııınır^ = = = = E ^ ~ = CUMHUKlVET'u, edeb! tefrıka«ı REGAT \Uf\İ Malîbn!?, birdı >!hirf atıldı: Ben. sünnet dütününde sarkı süyli ecefim. Lokman, bu »özdeki mânavı sezerek: Aman. estağfnruilah, Mak bule hnnsm. dedi, m<<skaralık yarıvnrtız ama aramızria. F?>ızi.vepin hirl'Kfc Eitmesine bpsi itiraz edMorlardı. Sn, bir int'iaî sanat Miı'uvdu biçareîerde En rloçrasunıı Hoca söyledi: KaTmmıı fok daha sıkı bir ztmunrla oUa\dı lıtlfci. Ta MÜ'Î d'"r''iımıız l'crsa çibi inip çıkıyord'i. * * * Mevsim Üerliyor... Gectfcmiş kuşların son ';afile!eri arkaiindan piJneve doj*ru inıyeruz, Tine !îir • mnr[<e?i>ideviz. Bura! sı d > cvl hududa kadar çi <1en viran!ıl;!pr ortasında kaşık kartar bir vâha . Vilâvette nolisten getme biv vali var... Faal blr adam. Bir Uısın? evieri •ütimlâl'. ederek .vıkmiK. verine bir dpMor «ibi bir T>Î' tar vp»ii ty rnevdana fr ti : tiTatrocjlan Körmek is kat simdiük IITIRZ GÜKTEKİN Hoca, bir safsata yaptı. Düşünmedinse hata ettin.. Çünkü, hakikaten, Allata belâsını versin, öyle bir halim de var benim... Hatılı, Rikı davanacafız... Aşagı yukarı ben de (Azmi) nin dediğini söyliyeceglm.. Sözlerim. yine o mânaya gelecek. Fakat ne saklıvayım? Ne olsa devlet adamıdır . Hoca. Bir de polis dayağını unutma! diyor. Vali, cidden çalıskan ve becerikli adamdır, hattâ iyi adam dır. Elinde sopası yoktur; fakat ona iftira da etmemişlerdir. Daima göriinmiyen bir sopa sallayormnş gibi bir biiek sallavışı vardır. Kahveleri kapamıs. meyhaneleri kapamı», toplantıları vasak etmii'.ir. Vilâyete uğrıyan kumpanyaları birer birer tetkik ediyor, hattâ hususî evlerde oynıvanlara baskmlar yapıyor. Huzuruna çıkarılan herkes. karaknla cetirilmis gibi suclu dur. O. kahahatliyi bakışından. snzünden vMUalıvacaktır. Bizi <"e karsısına öyle cekivor. Yal"iz farkı şu ki cok nzaklardan tivor. Bir numara yapmafa mecburuz. Çocuklar. «Hazır olun!» diyorlar. I.oknıan. çıiırtkanları çoktan sokaklsra sevkrtmistir Vali Türkire (Jumhurivetinde mackaralığa vcr kalmamışttr, diyor. Azmi: Kendi ne arıyormus? Sormadın mı? S e n olsan sorar mıydın? Azmi. birdenbce atılı.vor K.iIU ber»:>. r ridiyoruz' Bu, bir tehdıtlir. Kapkara sükulunuıı içinde anlıvorum ki bunu yapacaktır. Bana ıö«ü ilitince yumuşuyor. Senın verine ben eiderim! divorum. Hoca. Makhule ve ben yola (,'ikıvoruz. Hoca her zamanki t:bı değildir Sana pek çörfindüfttm kadar dalkavak oimadığımı ispat edecefim. Hiyor. Ben sana dalkavnk demedim ki Dedin ama. hir parça da düsii.Hün' Hele. hele Ona da lüjum . eeldiğimiz ve fistümüz başımız da düzgünce olmadıği için: <Otarun bakalımS diyor. Hattâ bn «Oturnn bakalım!» bile «nçln çören bir edft ile söylenmiştir. Hoca ile Makbnle konnsmaîa başlayınca daha mülâvimleşivor; kendini biraz tıtanbulda ..., bularak bize kahve ısmsrlıyer Ben, tiyatroları vasak ettim ama sanatı değil. . Yani sizden bir sanat tiyatrosu olduJnnnıa dair vesika isterlm! diyor. Hoca: Ankarada bir Tiyatro mektebi knrnlmak üzere oldngnnu Işitivornz; fakat o. olmayınca naııl olur? O esnada kolnmdakl çanta İle vali masasına doğru ilerliyorum. Repertnvarımıza blr çBz gezdirirseniz sanatımız hakkında belki bir fikir edinirsiniz Vali: tiyatrodan anlıyormus gibi eöriinen bir edâ ile repertnvarı karıştınp Steılnl, berisini çözden çeçirmete ba^Iadı. Bu arada Hoca İle Makbnle de jrayrete eelerek gezdiğlmiz yer Ierdeki basanlarımız bailandıra ballandıra anlatıyorlardı. Nlhayet vali: Alâ. SIS!.. Fena deiil. dedi, temsilleriniz vilâyetimiz için istifadeli olacaktır. Yerlere kadar eğilerek vaüyl selâmlıyor, hflkümet konatın dan dörtrala kaçıyoruz .. Bu arada komşu vilâVetlerdfn birinde rastladı^ımıc enteresan bir simadan bahsetmeden geçemi.veceğim: Seyit Ali Pehlıvan. Bn, bir saz şairıdir. (Knvayı Milliye) hareket lerine katılmıs, (Gazi) ye saz çalmıştır. Sonra Ankaraya felerek bttyflklerle tanışmış, çecelerin sesi ve eğlencesi olmDştur. Cep he gerilerinin bir ağurn gibi Anadoluyu doltsmıstır. Biraz yaşlanmış olmasına rağ men iyi bir pehlivandır da.. Aynca serbest bir konuşması vardır. Tekerlemeler yapar. halk «iirleri sSyler. Fakat sazı, hakikaten knvvetlidir. Nihayet folklor müziği ortaya çıkıp ilerleyince Halkevleri ondan bir hayli intifade etmiştir. Simdi Anadoluda şöhret yapraıs «Handan Celâl» adlı bir okuyucnnun refakatinde Ankara Halkevinin tavaacutnyla vilâyetleri dolaşıp konserler vermektedir. Fakat Seyit Ali Pehlivan, tönü n birinde işlerin yüıümediğinl görünce birden blre bezginlik getirmi;, fitmeğe kalkmıştır. tşte biz, Pehlivanm, arkadaşından aynlmata ksrar verdigi gün, vilfiyete vanyoruz. Pehlivanla Handan arssında siddetii bir kavça o.muştTir. Handan Celâl, otelln «n İyi odasında kslmaktadır. Akıam üstü hareket hazırlıÇı yaDrnakla meşguldtir. Otelin bu en iyi odasını Makbuleye teklif ediyontz. F»kat o, bn meslekdaşma dargındır. Oturduğu yerden başını rururI» kaldınyor: «O, bir mikroptn!» diye bafırıvor, temizlenmez bir kir çîbi iğreniyor: Onun odasında vatmam! diyor. (Arkası var) HANIMLARA ÇiFTEŞANS HANIMLAR İC'N HUSUSİ KEŞİDE TALNIZ TORK EKSPRESBAHKO» 6 'ncr Kotadan 176, 177 ve 178 sıra Mart lonunı kadıt he»»p ıçtırını; TR l l | ÜK E S RS ^Şjffly. KPE BANK ^ ; KAMYONET, KAMYON ve OTOBUS Ithalleri için müessesemize müracaatten ilân olunur. COMMER numaralarından CUNHURIYET Nüsha» 25 Kuruş Türklye Ura Kr Senelik 6 ayllk 1 aylık Harlel Llr» Ki TSOO 190.00 40.00 80.00 22.00 «4.00 Buan ve Y»yan Cumburiyet Matbaıcıhk ve Gaae«aeillk Törk Anonim Şirketi Ca*alo|lu Hllkrvi Sokak No (941 T»zı tflrrlnl (lilpn ld*r» eden Mıeul MUdür GazKtfmize gondertlen evrak ve vazılır nefredilsln rdllmurtn ladr •dllmeı tlânUMan m«uliyet kabul edllmes * Abon» 7» 11in lçlerl tçln. zartın Ostüne «Abone» veya ırtlân Servtsl» kaydının knnm»»ı lâzımdıt • Bü GAZm BASIN AHLAK YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETMİŞTİB. NAztME NADt VECDİ KIZ1LDEMİR ROOTE3 GPUBD MAMULAllOlff İnci Han, kkele Cad. Tophaneİstanbul fel: 44 4003 Telg OTOHİL • ISTA'.'B',! O T O M A K TÜRK TİCARET LTD. OBT. """"""""•HiıııııııımıiMiıımııııımııııımıımııımıımııuıınm