25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKt ıııuıııııııııııııııııııımıııı CUMHURlYET Aralık 1961 İktisadî Bahisler •1ItlltlfItlIIIIlIIIIlIII lllllll ikfisadî Devletçiliğin bizdeki seyri Yazan: Snat Aray t Bundan evvelki yazıtmzda umu raya yönelecek hususî teşebbüs miyetle Demokrasilerde hangi za sermayesini bir sürümsüzlüğe de ruretlerle devletin iktisadi saha maruz bırakmış degildir. Memleya girdiğini izah eylemiştik. Bu ketimizde, istatisîiklerden de göyazımızda memleketimizdeki tat rüldügü üzere, miilî gelir nispeti bikatı üzerinde duracağız. muntazam bir seyirle ilerleme kay Türkiyede Cumhuriyetten sonra uettiğine göre umumi iştir» kabigirdiği iktisadi sahaya (Devletçiliğin) gej liyeti artmakta, devletin rek birinci Teşviki Sanayi (1927),' sahalarda çok müstesna gartlar gerek ikinci Teşviki Sanayi (1934) haricinde ne devlet, r.e hususî kanunlannın hususî teşebbüs, hu sektör için bir sürumsüzlük. bir bulunmasusî sermaye muhitinde rağbet ve sermaye tehlikesi de alâka görmemesi üzerine başta i cnaktadır. O halde devletin bir saSümerbank fabrikaları, Eti Bank i nayi kolunda inhisar kurmak sutesisleri olmak üzere mnhtelif ( retiyle bu kolda inkişafı durdursahalarına (önder) olarak yatırım ma tehîikesi diye bir şey mevcut yapmasiyle baslamıştır. Hususî aer değildir. Esasen bu dururn devlemaye uzun bir devre boyunca sa tin girdiği bütün is sahalarına son n»yi lahasma yatınmı, memleket! zamanlarda hususî sermayenin k«eder te ya ecnebiler veya ekalliyetler j tılması ve gittikçe inkisaf tarafından eskiden kurulmuş ve i şekilde çalısmasiyle de teeyyfit eyâdeta hurdalasmış sanayi tesisleri1 lemektedir. ni çok ocuz fiyatlarla almak sek1 linde tahakkuk ettirmişler; ticaret! Devletin girdiği fihalarda sırf sahasını daha ahşılmış, daha te1 bir devlet işletmesi olmasından do ferrüatsız ve hele daha kârlı bul| layı rehavete düşüp mamuller kaduklan için bu sahada kalmayı litelerine itina etmemek, israjı çatercih etmislerdir. Sanayi kayıt lıgmak suretiyle maliyetleri yükl a n tetkik edilirse görülecektir ki seltip müstehlüdn eline kalitesi llk Tesvik kanununun meriyete düsük, maliyeti yüksek mamuller glrrae tarihinden bugiine 30 35 se verilmesi gibi durumlar var mıne geçmiş olmasına rağmen bizde dır? GÜNÜN KONULARI 1İLL.1 1 m sanayiin kesafet peyda etmesi çok j Böyle bir halin simdiye kadar uzun zaman sonraya rastlar... j asla rarit olmadığı, hattâ îkinci Cihan Harbi esnasmda, imalât evBu şartlar »Itında bulunan Tür1 safında düsüklük yaparak mamul kiye sanayiinin bugüne kadar | miktannı artırma yolunda beliren (Devletçilik) de kâr mı veya zarar j harekette devlet işletmeleri bu yomı ettiği dahi bugünkü durumda | la gitmemişler, mamuller evsailayine kâr veya zarar mı ettiği mev nnı düsünnemek için hususi serzuu önemle, derinlikle tetkik ecil mayenin aksine olarak bilhassa mek gerekir. gayret sarfetmislerdir. Normal olarak iktisadî HteratürDevlet mamulleri kalitelerinin de (Devietçiliğin) baslıca zararla bir rehavet neticesi bozulmadığın, muayyen saaayi kollanna gir nın en büyük ispatı olarak halkın, dikten sonra fiilî veya mali inhi müstehlikin devlet işletmeleri mısarlar kurarak hususf germayenin mullerine bilhassa alâka ve habu sahalara girmesine mâni ol hi» göstenneleri zikredilebilir. mak, umunaiyetle devlet idaresi Devletçiliğin fiyat bahsindeki veya inhisar halindeki çalısmaaın riskine gelince: İktisadi sahadaki verdigi rehavetle ne kalneye itibütün devlet işletmeleri, bir yanna, ne de fiyata, yani ucuzluğa hedan çalısma nsullerinde teessüs eves etmiye kendisini mecbur görden metod ve an'aneler, öbür yanmemek ve neticede evvelâ sanayi dan kurulus ve isleyişteki hususikolunda bir inkişafı imkânsız kılyetleri dolayısiyle dahil ve hariçmak, sonra da müstehlike yani te takdir edilen mürakabe sistehalka düşük kaliteli, pahah fimiyle gerek kalite gerek fiyat zayath mamuller sunmak. Ve nihaviyelerinden de bir (rehavet) içinyet iîletmeciliğe giderken veya isde değil. bir rasyonalizasyon endiletmecilikte zarar hallerinde ensesi içinde çahşmaktadırlar. Buflâsyonla bu durumları karşılagün iktisadi teşekküllerde rantamak. bilite, rasyonalizasyon tarifleri Klâsik olan Devletçilik mah çok alısilmıs mefhumlar olaraV zurlan bunlardır ve limdiye ka yerleşmiş bulunmaktadır. dar, hariçten bizim DevletçiliğitmBöyle bir çalışma atmosferirıin l i hep bu gözle görmüşler, derinlers, memleket sartlarma inmeden neticesi olarak fiyat bahsinde ikbizim Devletçiliğimizi yukanki tisadî devlet işletmelerinin birçokmahzurlarla kaplı zannetmişlerdir. lan bugün hususî teşebbüsün reMuhtelif vesilelerle temas eyledij kabetine maruz olarak rekâbet gimiz yâbancı uzmanlarm tâbir haricd fiyat empozisyonları dıjınmazur görülsün basma kalıp id da zarar etmeden çahştıklan, dialan yukandaki kitap maluma sosyal ve diğer şarjlan hususî sertını tekrardan ibaret kalmıstır. Bu mayeden dtha tazla hassasiyetle zevattan, dunımumuzu, şartlanmı yüklendikleri halie rekabet sahazı hakkiyle tetkike fırsat bulacak laıında fiyat ucuzluklariyle makadar memlekette kalabilenler ik mullerini daima aranır bir s e ^ y e tisadi devlet rejimiroiz ve bunun de tuttukları da göstermektedir ki memleket şartlan içindeki rolü bu konuda da devlet işletmeciliği anlatılınca «Böyle Devletçilik bi piyasalan ve hele miistehlikleri zim korktuŞumuz ve bire aniaü bir risk altına sokmuş, halka inhilan sekil değildir. Bu şekle itiraz sar halinde yüfcsek liyat empoze etmif değildir. Hattâ aksine olsedilemez» demişlerdir. rak fiyat bahsinde hemen daima, Yukandaki kitabî olan mah mustehlik lehine hususî sektör finırlan ele alarak mevzua devam yatlarının nazımı olmaktadırlar. edelim. Türkiyede Devletin girdiYukarıdanberi vermiye çahştıgıği iktisadi sahalarda bir (Devlet anlaşılmaktadır înhisar) i kurulmuş mudur? Yani mız izahlardan devlet herhançi girdigi bir sahaya ki devletin bazı sanayi sahalarına hnsu«î sermayenin girmesine mâ , girmis olmasi korkulan klâsik risk ni clmuj mudur? Hayır. HattS o i lerden hiç birini memlekette ihBunda, yine kadar hayır ki bir kı«ım memle das etmiş değildir. ketleTde harb sanayii devlet inhi tekrar edelim, devlet iktisadî terannda olduŞn halde biztle hujusî şebbüslerinin kuruluş, isleyiş mean'aneleri, mürakabelejanayi pekâlâ harb sanayii de kur todlan, ırmıs ve uztın zaman da isletmiçtir. rindeki husu3İyet ve bütün bunlaDerlstin belli baslı Rİrdigi saha rın muhassalası olarak devlet işlardan meselâ dokuma sanayii, kâ letmeciüSi (rehavet) mazarratın'.n ğıt sanayii, ağır sanayi gibi saha resmi sektör elemanlannda yerlarda hususî sermayenin bir teseb leşmiş olması baslıca âmildir. büsü devletçe önlenmis, imkân veDevlet işletmeciliğinde ne kururilmemiş gibi bir durum yoktur. luşta ve hele ne de sırf işletmeciAynca devletin girdiği sanayi kol liğinden doğan zararlan telâfi hallannda devlet hiç bir zaman mem lerinde emisyon veya enflâsyona leket ihtivacının tamarr.ını karşı gidildiği de vakidir denemez. Bu layacak vüs'atte tesisler kurup bu i bakımdan da iktisadî devlet işlet KIJKBI KOMANIM1Z: 7 4 d. gozü aç,ık, emmime ct'b.miş va, benî Ben onlardsıı çcri mivim? Herifi nasıl k&ı'rse soktu?n? OmuîuyU v;>;on peııceresiıif davand;. Ki»viü paketini çıkardı. kcyifli fcevifli bîr cieara vaktt şimfii njlnnıın yanına vannra anlatacaktı sehirliye vem o!m;ıdı*ını. « tan dirim. donn7. Spn kimin oğlcsan? Benim o*inm olmıvavdın tstanbal stırheii^de düvarcılığı, okuaıa yazmayı belliye mi biürd'i?» Kendi kendine gütâfi. cevapladı: «Tahi huba. Srn olmayışın bP:, oia mı bilirdim?» \'e konusra uzar giderdi.' «Işte kardaı^Iann, berife bir baktim. tcbe sroıürn su içmedi. Neden? Biz de aı bnruk seher tonra*ı tepeledik de ondan. Herif de hani kurt. Gozlerimden anladı. Ku'K'hma eğildi, ortak o\üM kâra dedi » «Kâr ne kadar?» Ynsuf söyle h'r dSsündü: E ~ ^ «r!U c'<rnn be haba. Yamı senin mâdem, yirmibes. Taç atıp kolun mu yoruldu?» Taa K:ırtalan'dan kal|tıp, yoiu üzerindpki irili utaklı istasvnnlardan topladığı çeşitli yolcul»r!a tıkabasa dolu «Kuşluk treni», Haydarpasa Garına çı| lık çığlıga sirdiği sıra lllâhsızın Memed yerinde duramıyordu. Ayse elinden çekti : Noluyaıı laan? Ta bu trenden çıkmazlarsa? Mektupta yalan mı yazdılar diyecen yâni? Ne bileyim ben? Çıkarlar caaım, her hal çıkarlar... Rayların üzerüıden çığlık çığlığa selen koca katar yavaşladı, sonra da en son solağnnu «fı<şş» diye bırakıp, cıvıl cıvıl insan kajnaşan vaşonlariyle çok büyük bir soluean, bir ölü solncan çibi serildi kaldı. Koşanlar. kosus»nlar« Koşan, ko^nşanlartlan baska çar hamalları. yolcuiarım karşılamağa gelmis fötr sapkalı, tayyörlü, •nantoİBİar. Yusufun oŞlu pencereden : Ağama hele ağama! diye bağırdı. Kuçnk ofclan : Hani? dedi. Ana orda. bak, taa orda! Memed, ardında Ayşe, arka vagonlara dojru ilerlediler. Blrden bsbayls ejul gdrdüler birbirlerini : Bubaa.1 Oğlum! Ali de görmfistü a^asını, Cmmü de. Hep görmüşlerdl ya, yanındaki o kan kimdi? nklıfım «Doksan beşe doğru> da, 'Tikret'in mez»n «Rübabın Cevabı» geçen pazar günü, nda ve cHanı Boğaziçinin mavi yağma» da derin sulanna bakan aybir ıstırap ile dim zamanda sirin ve vekarl, nzlet kösesi Âsiyamn | bir âlem içinde yalnızım. En sa ie getirmiştir. Şu şekvası ne kamimî arkadaşlarım arasında soka dar manalıaır: kucağına kadirbilir hayranlanr.ın , «Hâlâ o şebin zıllı temadisi bu çıplak çıkmış bir insan nıssıvOcak ayından itibaren ana tertiplediği güzel bir törenle nak ğa titriyorum. Herkesin vicdaru ezlâm: le caddelcrden her gün ara so ledilmis buiunuyor. Fikret mensup olduğum nesil kapalı, örtiilü yalnız ben çıplak. Hâlâ o eehalet, o teeahöl ve o tec | hil; kaklardan gün aşin çöp dahil herkes gibi benim üzerimde Herkes lamanın alâyisi deoaatine de hem ^ur. hem fikir adamı ta bürünebiliyor. Herkes namuslu . Hâlâ vatanın hissesi bir tudei j toplanacak âlâm, rafiyle derin izler bırakan bir lah seçintrek alçak yaşamanın kolayıIstanbul Belediyesinin Alrt ny« siyet olması itibariyle onun aziz , nı bulavor. Herkes bu havai rezı Hâlâ düşünen başlara hep lotmai tenkil, ya ısmarladığı 53 çop kamyonu, o hatırasma minnetle bağlıyım. I lette nefes alsbilmek için bir »uHâlâ aıntan dislere hep lokmai cak ayı içinde sehıimfze gelmiş oÇok kısa da olsa, Fikret'e tahsis bulele, bir çareye, bir efsuna manam, lacaktır. edilen bir konuşmada veya yazıda, lik»; Muallimliğe veda ettikten Kamycnlar geldikten sonra ana kanaatimce, O'nun en evvel üstün sonrı da «Ben derslerime nefeaimi, Hâli gaaap «Ihnda lıakikatle nacaddelerden her gün, ara ara so de durulması gereken vasfı ger1 bunaltacak kadar çok birlken teş mıyyet kaklardan gün aşın çöp ahnacajıçek ayd;n kişiliğin ba; şartı olan, ne nıhlu gençlerden kaçmadım. Son nagmesi yalnız «Yaşasın sevgili millet!» m, Belediye, vatanda+a vadetmifmemleketimizde buhranı hissedi Muallim odasında vanlış fikirleri tir.. Fikret devrinin son zamanların: denilen mümtaz ekseriyetle bcraber kabul ettikten Aynca dün Belediye Zabıta Mü len ve «şahsiyet^ sonra benim kuUğım» eyilip (Bun daki israf ve sefahati, yağtnacıhgı I dürlügunde yapılan bir toplantı .•asfa tam mâaasiyle sahip bulunlara inanmryoram am> ne y»p*r ne canlı bir şekilde tasvir etraısda Temizlık lşleri Müdürlüğü de masıdır, ir: sın ekmek parası) diyen koca sa, ' bazır bulunmuş ve çöp işinin halFikret: i kallı r'yakârlardan kaçtım.. diye' «Bu sofracık efendiler,ki iltifata I ledılmesi için bazı tedbirler alın «Kimseden fimidi ttyı etmem, dimuntazır ' mıştır. lenmem permbâl; rek sikâyet ediyordu. Bu şikâyetKendi cevriaı, kendi eflâkimde lcrinde yerden şöğe kadar hakll Huzurunuzda titriyorşu milletin hayatıdır; | kendim tâirim. idi. Şahsiyet sabibi olmanın. düBıçak tehtidi fle haraç tnhina tavkı esaretten çirandır rüst saraimi ve ideaıist olmanın Şu milletin ki muztarib, şn mille ı istedîler tin ki mvhtazir boynnma; nasibi bu idi ve daima bu olacakAli özen ve Jilet Mehmet diye Pakat »akın çekinmeyin yeyin, ynj tır. tanılan Mehmet Eraydın Küçük Fikri b&r, Tledanı hflr, irfanı hür tun, hapır hapır . bir şalrlm.» Fikret'in «Haluk'un Amentüsü»nLanga'da arpacıhk yapan Ali Kıde, «Haluk'un vedaı» nda, Tarihi Teyin efendiler yeyin bu hanı j zılkayadan bıçak tehdidi aitında derken ıstıraplarını olduğu kadar iştiha sizin haraç istemişlerdir. Buna mâni mftnevi hazlannın da kaynağı, kül Kadimi»nde görülen insaniyetçiiiolmak istiyen Mesut Özer, Hüsevin tür tarihimizde işga! ettiği şeref ği idealizminın bir cephesi idi. Fa Doyunea, tıksınnca. çatlsyıncaya kadar yeyin!» Çetın ismindeki iki dukkân sahıbı yerinin »emeli olsn sahsiyetini kat onu anlamıyan veya anlamaz Bakınız şu ne yerinde bir yalvane de hücum eden iki sabıkah el tasvir etmiştir. Bu ifade, bir çok Sörünen bazı kimselerin iddiası lerindeki kama ile birlıkte yaka insanlarda ekseriya görüldügü ei hilâfına bu insaniyetçilik onun rıştır: lanmıslardır. bi, yersiz bir övünme değildi. Fik yüksek vatanperverhğini zerre ka| «Bağnm! diyor vatan, actyan yılan disi Haraç istiyen sanıklar hakkın ret âdcta eurtıru andıran fakat ha dar gölgelememiştir. Kurumuş koj saplı; karhaların en kikatifî gururdan uzak bu vakur ca bir çmara benzettiği vatnnı için, Bajrımda da kovuşturma açılmıstır. muharrişi i benligini yani som granit sahsiye Fikret'e «Şu dönen kanralar başın. I Fen Fakiiltesi Talebe ciğerlerimde; medit öksü, tini fikir ve sözleriyle fiil ve ha da senin; söyle bunlar mıdır ze j Cemiyeti kongresi rüklerim, ı tstanbul Üniversitesi Fen Fakül reketieri arasında tesis ettiği mut birliyenin? S5yle ey mostarip va Hnmmalanmla ben yine sinemde I lak intibak ve sadakatle son nefe tan bildir, çektigin han;i kanlı tesi Talebe Cemiyetinin geçen hafbfslerim.) tadan tehir edilmiş kongresine dün sine kadar muhafaza etmistir. Bu, seyyiedir.» dedirten derin ve mussaklarım sizi sinemde gerçekten insan gerçekten aydın tarip bir vatan sevgisinden başka, Marmara öğrenci lokalinde devam bifütur; olmanın her fâniye nasip olmıyan bir sey değildi. «Hasan'ın gazaj edilmistir. ısna, bir parYönetim Kurulu, Haysiyet Diva bariz karakteri ve mazhariyetidir. sı» ndaki duygular vatan aşkmın çacık huzur!» • m ve denetçilerin seçiminden sonen güzel hamasi ifadeleridir. O bu II Fikretin bütün bu şekvalarında ra dilek maddesi görüşülerek konvatanperverliği ile devrinin çeşitli Fikret'i Edebiyat Tarihimizde iş cemiyet dertleri ile alâkalanmış, ve yalvarışlarmda hitap ettiği müs | greye son verümiştir. gal ettiği yerden fazla fikir ve onların daima ıstırabını çekmiş. tebit, muhteris ve sefil insanlarBir gazino müdürü iiç dır. Fakat düşündüğü gençliktir. ahlâk tarihimizdeki yeri bakımm bazan ümitle avunmustur. müşterisini bıçakladı dan değerlendirmenin çok daha Elbet degil nasibi mezellet kadın O. zamanınm yeter derecede canAibedi Hürriyette bir gazinonun lı, uyanık bulmadıgı gençliğine müdürü üç müşterisini bıçakla ya mühim ve mânalı olduğu kanaalığın; hak, hürriyet, fazilet aşkını ve me tindeyim. Çünkü O, ince tair sıralamıştır. Elbet değil melekliğin ümmidi znl deni cesareti aşılamıya çalıştnı?, Hanife Bayık'm sahibi bulundu fatiyle insanhğın esas itibariyle mtt ser: onu dürüst, çalışkan ve bilgili g<irzaman ve mekân ölçülerine fazla ğu gazinonun müdürü Kemal Dönbağı olmıyan müşterek his ve ha Elbet sefil olursa kadın alçalır be mek istemiştir. Onlara «Ne varsa mezbaş. müşterilerden Remzi Balşer. dotmdadır, dofrnlnk sasar tan j oğlu, Ismail Şener, Ali Rıza Çe yal âlemine mensup olmasına mulik, Fahri Egemen ve Suzi Yalçm kabil, fikri ve ahlâkî cephesinden Veya «En geri, en aciz, en felek. ma!» diyordu. kürek ile münakaşa etmiştir. Kav bakıldığı zaman emellerden, ümit (•de millet kadınlıgi. hemşirei «Silin bnlntlan, ıilkin zelSll ahga gazinonun önünde de devam et lerden, yeis ve ıstıraplardan, şikâ eehalet edendir» derken kadınlık vali. miş ve eli bıçaklı gazino müdürü yet ve isyanlardan örülmüş haya dfivasma batıcı bir görüşle par Ziya içinde koşun bir halâcı mesKemal: Remzi, îsmail ve Fahriyi tiyle, Türk cemiyetinin 8z mahdır, mak basmakta. «Ey kimgeslz avakflre. bı<akla muhtelif yerlerinden yara Türk Milletinin alın yazısının ta re çocuklar hele sizler... hele siz Ümidimiz bu, ölürsek de bizz v alaraıştır. ü ç köseli kama ile yaka kendisidir. Bu hüviyetiyle 150 se! | sar mutlak ;, ( e r v a d ı ile de çocuk dâvalanan sanık hakkında kovuşturma nedenben devam eden çetin me e r Vatan slzinle şn tından karanlıs ı n ı n a c ı l ı ğ ı n l b i r tek mısra içinde açılmıstır. ğmdan uzak.» deniyet savaşımızın Sn safta çar canlandırmakta idi. pısmış kahramar.larmdandır. 50 bin lâle soğanı dürildi derken gençliği, pek haklı olarak, Fikret insaniyetçi ve yurtsever Belediye Bahçeler Müdürlüğü bu Filhakika, bu tarihî sayaşımız jdealizmi ile hakkı, adaİeti, hür vatanı için en feyizli bir Jsuyvet yıl şehrimizin muhteiif park ve Fikret'in şahsiyetinde bütün hu riyet ve fazileti hayajı .boyunca ve ümit kaynağı görüyordı^. (3ençbahçelerine S bin lâle soğanı ek susiyetleriyle sembollesmektedir. celâdetle müdafaa etmiç, istibda lik hakkındaki bu ideallst ümit ve O tiımiştir. Geçen yıl 35 bin lâle so Onun bu vasö çok suurlu ve i da, haksızlığa, şerre ve kirliliğe itimat onu kelimenin çok asil mâmaniı batıcılığmın zaruretidir. On karsı erkekçe kafa tutmustur. Na nasiyle bir muallim, bir mürebbi ğanı ekilmisti. Aynı zamanda şehrin belli köşe da Tanzimat devri ve hattâ ekserî mık Kemal «Felek her türlü esba yapmıştır. lerinde gül bahçeleri meydana ge yet itibariyle II ci Meşrutiyet dev bı eefasını toplasın gelsin; DönerFikret'in bedbinliği, küskün ve tirilmektedir. Taksim ve Gülhar.e ri aydınındaki doğubatı ikiliğini kahpeyim millet yolnnda bir mağrur inzivası idealizmi ile kendeki gül bahçeleri tamamlanmak ve telifçiliğini görmiiyoruz. O, bir diye haykırmıstı. «Zul disini çeviren realiteler arasmdaki üzeredir. bütün haiinde akliyle, hissiyle, ii m ö n t o p n v a r j illesi var, kalesi uçurumdand'.r. Fakat. o içine kaBelediye, şehrin ihtiyacım kar maniyle balılıdır; radikal batıcı \ v a r s a . hakkın bfikfilmez panmamıs, gerçek bir aydm olaşılamak üzere Enairgânda küçük dır. Edebiyatı Cedide kurucularak ıstırabından aldığı kuvveti bir fidanhk kurmağa karar yer rından biri olarak Türk Şürine şe i Fikret Namık Kemalden ve milletine vermeg» u'raşmış, Aşimiştir. kil ve muhteva yonünden soktuğu Bir Amerikahnm evi soyuldu batı tesirleri yanmda Türk dünya ;'A1> Suaavı'den sonra gelen huyuk j yanında yaralı bir çekildiai inziva içinde asil kalNATO emrinde çahşan Ameri görüşüne getirdiği batıh düsünüş hürriret kahramanıdır. Bu vasfı j bi milletinin kalbi ile beraber kalı çavuş William B. Federsonun ve onîayış ona devrinin aydmlan ile, Fikret de. Namık Kemal gibi, Küçük Bebekteki evine giren meç arasında müstesna bir yer kazan bir ihtilâlcidir. Ve rcemleketimiz çarpmıştır. Bu itibarla Fikret. bedhul bir hırsız. kahverenği taalı bir dırmıştır. Bir tefekkür sistemi de! de batıdan ilram alan yeni bir bir.liSine rağmen ümidin. mürzealtın yüzük ile 9 dolar ve 25 iira ğil, fakat bir zihniyet, bir inanıs hukuk ve hayat anlayışmı gerçek vili|ine rağrr.en ictimailiğin timsaH idi. Memleketimizin emsaline para çalmıştır. ve bir davramş mahiyetindeki bu leştirmek istediği için aynı zamanher zaman siddetle muhtaç olduetik hüviyetli batıcılığın bilhassa da bir inkilâpçıdır. Bir Çin Atağu gerçek aydındı. «Halukun Vedaı» nda çok hararet sözü «Otump sulmetten «ikâyet ARALIK 27 RECEP 19 edecegine kalk bir mum yakli bir istiyakla ifadelendiğini görüm der. Fikret çoğu aydınlarımızm yoruz. Fikret'in ıstırapla sevinç, yeis Fikret'in batıcılığı onun idealiz yaptığı gibi, sadece oturup zul ile ümit arasında çalkanan hayatıve ruhi reaksiyonlan minin kaynağıdır. O kelimenin metten pısmkça sikâyet etmemi?, nın fikri tam mânasıyla bir idealistir kalk'.p mum yakmıştır. Yaktığı ha ! Türk Milletinin 150 ser.edir istibV. 1 7.25: 12.15 14.35116.47 18J6I 5.37 ve hattâ bir spritualisttir. Oğlu kikatte Namık Kemallerden, Sua datla hürriyet, bilgi ile eehalet, iHsluk'a «Beklerfm bir lafer esa vilerden devraldıgı, nesi'den nes lericilik ile gericilik arasmdaki çeE 1 7.23 9.48 12.00 1 39 12.51 sen ben, kılıcından liyade kalbin le, elden ele geçecek olan iazilet, tin mücadelelere sahne olan hayat macerasının sadık akisleridir. O na den» diyordu. Kuvvete değil hak hak ve hürriyet meş'alesiydi. Abdülhamit i?tibdadına karşı 1 göre doğru sıkılan ve acız içinde meciliği, bilfiil icract olmaktan ka, mâneviyata değer vermesini, dolayı da memlekette malî bir bir ideale bağlanmasım istiyordu. «Sis» inde sahlanan Fikret II ci titriyen yumruklar gıbı yoneltıe ve iftiralar gerıcı şahısiftiralar gerici, şahısDidaktik karakter taşıyan bütün Mesrutiyet ihtilâlini .Rücu» u ile l mahzur doğurmuş değildir. manzumelerinde aynı ruh saklı sevinç ve ümit içinde selâmlamış, ların ve çevrelerin hüsran ve he(*) llk yazı 19 Aralık tarihli sa dır. Süleyman Naazife yazdığı bir fakat Ittihat ve Terakki diktator zimete mahkum saldınçîan İdi. Fikret devrini aşan bir şahsiyet mektupta söyle söylüyor: «Koea yası karsısmda duyduğu hayal kıyımızda çıkmıştır. olarak kendisi ile geri bir içtimai muhit arasmdaki karsılıklı münasebet ve reaksiyonlar bakımından mnstu. Kıı kif gfilerek : beşi, arka vagonlardan inip eünümüzün problemlerini de ay Trende bir flç kistçı softtfHaydarpasa Garının betonlannı dınlatmıya yarayacak asil ve an ledim, dedi. Nerdeyse gelir, pakirleten kalabalıkla birlikte bir örnektir. Bu itibarla, O'nun ralan bölüşeeefciz: hayran, Gann çıkış kapısma shakkında şimdi konuşmanın ve ğır ağır yürüdüler. Memed'in XVI. yazmanın son derece aktüel bir üstfince Iâcivert caket, bacağııtKöşke gelinciye kadar tflfttanmânası ve değeri vardır. O'nu vada hakîden, eski bir gabardin sın Yusuf, knrd'B unutamadı. kur bir inziva içinde kıvrandıran paotolonn vardı. Saçlannı ıslaKSşk kapısında gene durdu. »rdertler, bir bakıma maalesef daha tıp sıkı sıkı taramıştı. Caketinin dına baktı: da artmış olarak, hâlâ devam et T mendil cebinde kopçab san bir Herifl bekieseydik lyiydi mektedir. Fakat müdafaa ve tenv kopya kalemle pembe bir menya. dedi. Neyse. Yusaf : sil ettiği idealist, inkılâpcı, temiz t dil «olnıluydu. Memed artık dayanamadı: Durun bakalun, Sgrenirlz.. ve vatansever ruh bugün O'nun f Barası tstanbul bnba, hededi. Ayılara bele ayılar»! tahmin edebileceğinden çok daha rif seni söfüşlemiş bllr gözel! İnildi. önee babayla oğnl sar Sürü, şerefsizim sfiruü kuvvetlidir ve geleceğe daha çe i maş dolaş oldular, sonra bacıyDeyincc, Yusuf, avradına s5HklesTniş bir itnan ve azimle, dala, daha sonra kardeşlerle kut&lmüşeesine bırslı. oflnna bak Memed zınk diye dnrdn. Ba ha sağlam bir güvenle müsterih caklanıldı. Ayşe bütün bunlara tı: türlü kanaşmakt» alan şehirlibakmakUdır. Aziz Fikret ruhun az geriden, ıslak kirpikli gfizle Ba lâfı bir dedin bir daha lere sertçe baktı : yasıyor. Ajiyanın kucağında müsriyle yaş yas bakıyordu. Geleudeme, dedi. Ayı sizin gibi olnr, dedi. terih uyu... ler tanımıyorlardı, getirense u Niye? , Neremiz ayı bizim? nntmuştu besbelli. Nerdeyse Biz de şeher r.ördök a|lum.. Şehirliler de durdular : büngür hüngür boşanacaktı. Bnrası Çukurova değel ki! Saca mı söylüyoruz? Inip inip kalkan çö*snyle ra Olmayışın ne var da? Sana ne? bancı yabancı diklliyordm ki, önden yürüyen ojluna âdeta Memed gene dikildi : Nöshası 25 Knruş gözü kayınbah««ımn bstaşmı nefrctle baktı. Bir an pisman oyakaladı. Memed bir şeyler snr Onlara da söyliyemezsiniz! Tnrkly» HJJİct lur gibi oldn burava ;eli»ine. ledi. Dnymadı ama, anladı. K«şVe bir tamanlar KastamonuLira Kr. Llra Ki. Burası Çuknrova defilmiş. Oltu. elini aldı adamın, öptfi, allannn şehir uşaklanna soyledik madıjınd» ne vardı sanki? Faz150.00 ^500 nına koydu. Y'Bfnıf : lerini olanea hlnciyle tekrarlaSenelik ladan denizl rai? lstanbnlun faz8000 g aylık dı : Çok yaşa kızım, dedi. ladan denizi varsa. Çskurova3 a y ı,k 44.00 22.00 Oniar da sizin kadar bu nm da pamujru vardı! İ mnıü önee vadırgırarak bak Basan v> Yayan vetanın eviâdı! tıeı yengesi gelip yanaklannAyşe koşk feapımna Snden v6Cıınjfturiyet Matbaacılık ve Matrak biri ; dan öpflnee, en çok da bir zarüdii, açtl, buyur ettl. llkin iki GazetecDik TOrk Anonim Çirketi Domates rai dedin? dedi. maıılar Gafnr ajasının k3ye »eogJan. ardından t ramii daha arCağaloğlu Halkevi Çtfeak No 3941 Domates dedim, yiıı mi? tirdiği kokudan bnrcu bnrcn Sabibi dından da tflâhsırnı Yusuf'la Domates miymiş. Ayı sizin gibi kokuşnndan olacak, kanı kaynaMemed girdiler. Yıuofnn ne«eNAZİME NADt •lar. Terbiyesiıler: yıverdi. Kardeşlerini tanırmış si ivice kaçmıştı. Köşk, bahçe, Yazl islerinl fülen iclare edon gibi a y n ayrı Spüşfî, başındaki Kalabahk ne şehirlilerin babahcınin Jiiımızı knmln incecik Mesul MüciOr allı, yeşilli, marili başörtüsü, karetinin farkırtdaydı, ne de Ifyolları. Bn da bir şey miydi? ayaklarındaki rugan yüksek tolâhsızın Memed'in arka çıkıtıÇnkurova'da bundan da ;üzrlVECDt KIZILDEMİR puklular, sırtmdaki mavi maıının. Çok ayaklı, kucaman bir lcr| vardL Dir ara serileyip ba• ' • , to pek hosuna çitmişti. Birkaç trövde gibi earoı çıkış kapısıua basınnı elini tutan t mm3: Gazetemtee fflnöerilen yazılar koduvar ötede bir vapur kuvvetie ilerlemeğe koyıtlda. Buralar nireler buba? dedi. nı.ılsun, konulmssın iade edilmez. ötüııce korkarak Ayse'nin kolutflâhsızın Yunıf birden Kurd' Cenneti âlâ mıî liânlardan mesuüyet kabuT olunmaz na tutnndm. Ayşe de onun kou hatırlıyarak : Tn<;uf boşandı: lunn tuttu : Durun. dedi. Dvrnn! Sen daha Cenneti â l i gor Memed, Ayşe, ümmü, Hasan, Abone ve HSn tşlen tcin, Korktun mu? memişsin! üstüne «Abone» vey» «llân Servlsö Ümmü utandı. Ali durdular. Memed bıyık altından güldü . y lâztmdır. Memed : Korknıa, dedi Ayşe. Ne var Yusuf ;ördü: Ne var? dedi. korkacak? Ne gnlfiyon? RU GAZETE BASIK AELAK Yusuftan başka herkea anntSorganlan, tahta bavBİlariyle (Ark»tı rar) YASAS1NA UYMAYI TAAHHtJT BMİŞTİK, «"^ ™ • 53 çöp kamyonu gelîyor Fikret'in yaşıyan ruhu Yazan: JL *«»**••• • !.. aHüseyin Naüi Kubalı j stanbul sehri, dolaylarına doğlu dal budak salıyor, genisledikçe genişljyor. Daha dün gibi yakın bir geçmiste, kuş BÇ. maa kervan geçmez birer kırlık olan yerler şimdi. şehirden en ileriye doğru nzanan g ' ? asfalt yollarla, yerden süratle yük »elen modern binalarla «ehrin içine dalmış, şehri bflvnrmas haidedir. Inşaat bu tempo ile devam ederse yakın bir geleeekte, butftn sayfiveltri İçine alan tstanbal, bir kaç misli böyfimüş ssvflyesiz bir sehir olacak. lyi mi olacak, fen» mı oiaeak orası aynca düsanüleeek bir konu. Ama şehrin, biiyümesiyle müt"nasip olarak bir şehir yüzfl aüna*ı gereku'ken itunal mi desem, bilşisizlik mi desem, omursamaılık, isi olarnna hağlamak hastalıfı mı desem bir eksik tsrafınus yüzfindcn tstanbul, damarlarında muntazam kan dolasroadıfı için dnmnra nîramak tchlikesiyle karşı karşıya kat mı; uzuvlara benziyor. O eksik taraf, medeni ihtiyaç!an şehirlere ulastırmaktaki, medeni vaaıtaları medeni hayatın gerektirdiji seküde kollanmaktaki aczimizdir. Şehir knrmak. medenî ve sosyal ihtiyaçlan • yeni kurulan sehre ulastımıak ifinden, o yeni şehri otnrnlur hale getirmek hünerinden çok daha kolaydır. Banlar yapilmadıkça, tstanbulu yaymak, genişletmek, Istanbula sığmıyan insanları, deniz aşın bir yere kedi atar gibi, ne haliniz varsa görün diye yakadan silkip atmağa benzer. tkinci Levend sâkinieri adına mektnp yazan btr dertli hem«ehri baranın öyle bir tablosnnu çiziyor ki, mahrnmiyet bölgesinde yasıyan bir vatandaşın feryatnamesini okadajtnnnra sanırsınız. Otobüsünden telefonuna kadar ulasma vasıtası olarak ne varsa hepsi. bu deniz asırı atılmış kediye benziyen lavallılann hep özlemi içinde yaşadıkları, basit olduğu kadar nâmevcut nimetler. İkinci Levendülerin silkilip atılmış hallerinl anlatan mektup uzun. Yerim aaisait olmadıfı için aynen bnraya aktaramıyacafım. Hulâsa edince de çıkan Sz «n: tkinci Levendin otobus servisi alahildieine bakımsu. S a y ı l a n yetmiyen etobasler fi«telik mevcudun en eskileri. Levendlilerden ziyade, yol boynndaki semt halkını taşıyor. Otobüs durağının feci hali yüreklcr paralayıcıdır. Sofnğu sehirden daima fazla olan bu gemttehi o dnrak, TaŞmnrln havalarda, karda (ipide barınmafa deiHl, ıslanıp fişfime*e, sognk allıp hastalanmafa mahsnı bir plnekleme yeri. Telefonsuzluk ise ayrı bir dert. Aylarea uğrasıldıŞı halde tç Levend dnrafına bir telefon kulfibesi koyduramamışlar. Acil darumlarda yirmi bes dakikalık yol ynrfiyerek ya Dördüncö Levende, ya Ririnci Levende gideceksiniz ki telefon bulabüesiniz. Garete bayii yok, yiyeeek içecek tedariki bir ayrı felâket. Varifrsi mâsterinin ayafına gitmek olan Migros da mektuDta söy1e tarif ediiivor «En hByfik ihtlyaç olan Miçrosnn sayyar kamyonları, alay edercesine korna çalarak Iç Leventen geçer giderler». Bektasinin meshur fıkrannı hatırladım. Hanl çamuru yoğurnp vojurup bir seyler yapıyormuş da «ne yapıyorsun» dfye soranlara «Adam yapıyornm, demis, rızkını vermiyecek oldnktan sonra ysp yap koyover!» Hamdi VAROGLl) n Sehir büyüdükçe 'ın yılbaşı sayısı yarın çıkıyor ramamen< basilmıs Tanh Gazetesinin birinci sayısn Gene ayrıcs TAKVMLİ TABLO ve Baştan başa basılmif en luzumlu malumat va tarihî bilgilerla Bolçikah ressam Viâ Quıenen'ın 6 renkli saheserfl yenilikler!e~doftf~oTarak^ Hayat 4 0 SAYFA Yann çıkıyor, erken almayı ihmal etmeyiniz Reklâmcılık 3215/9182 t Türkiyenin en modern mutfağında bilgili Türk ahçılarınuı Bezaretinde en kaliteli malzeme ile yapılan en nefis yemeKien sezareunae Kaıııeu maızeme ııe yapııan neııs yemekleri t i Yeşllköy Hava Alanı Terminal Lokantasmda ^ Yiyebileceksiniz, Açılış 29 Arabk 1961 ' Rklâhk Reklâmcıhk 3364/9183 f \ CUMHimİYET The Shell Company Of Turkey Ltd. Tarafında» istntır 1 Ziraî ve sınaî kimyevî maddeler imâl eden fabrikanın müdürlüğünü deruhte edecek eleman p.lmacaktır. Kimya Mühendisi olması ve gerek Maî gerekse Toz Müstahzar imâlinde tecrübesi bulunması tercih edilir. 2 Petrol ve kimyevî maddeler üzerinde evsaf kontrolü yapmak ve formülâsyon üzeTinde çahşmalarda bulurunak üzere kıdemli ve kıdemsiz kimyagerler ve, 3 Teknik çahşmalar j'apmak ve satışlarla meşgul olmak üzere ziraat mezunlan alınacaktır. NOT: Namzetlerin seçiminde İngilizce lisan bilgjsi ehemmiyetle göz önünde tutulacaktır. Alikalılann saat 1416 arasında, Doğu Palas, Taksim İstanbul adresindeki Şirket Merkezinde personel Servisine şahsen veya mektupla müracaatleri rica ohınur. Reklâmcılık 3172/9177 Senenin en büyük «aheseri bugün suareden itibaren SONSUZ AŞX CARY GBANT İNGRİD BERGMAN Seanslar: 12.30 14,45 17.00 19.15 21.45 Tel: 47 77 62 İL 869 9187 L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle