17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CLMttCKİlt/I ii)uÜ Karanlık Yıllar Yazan: Em. General Cemal AYDINALP Amerikalılar «Bayar'ın diinyadan habert yok! dediler 2 Ben bir Tiirk generali değil de. hattâ başka miUetten de olsam bir NATO generali olarak, bu kumandanlığır. mes'uliyet bölgesi içinde bulunan Türkiye'nin bu iç durumu } nu tetkik, iktisadi temevvüçleri tahlil, sebep ve tedavi çarelerini araştırmak mecbunyetindeyim. Malumdur ki deviletler, eski mâ nalarda ve eskiden bildiğimiz açılardan bakılarak kıymetlendiril mezler. Atom çağıııın açıları ve mânalart tamamen taşkadır. Bu ye ni anlamda da barış devresi için ayrı, yeni bir dünya harbi ihtimalleri karşısındaki rollerı ayrıca dikkate ahnacak olursa Türkiyenin bugürtkü mâraası bambaşka bir renk almış bulunmaktadır. Şu hal de her memlekett gibi, Türkiyedeki kıpırdanışlar da Türkiyenin değil, hür dünyanm meseleleridir de mektir. Işte bu anlamd a yaptığımız tetkikler ve vardığrmız neticeler Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Kumandanına aczolunmuş ve kumandan diğer bazı vazifeleri meyanında bu mes'e leyi de intikal et tirmek için Waş/ington'a bir seya. hat yapmıştır. Türkiye*ye gt len Amerikan generalleri Dönüşünde m«mleketimiz için hayırh olabilecek haberler getirmiş, bu haberler de hükümetimize bildirilmiştir, Kısa bir zaman sonra, hükümet, kum,andan ve kurmay başkanını resmen Türkiye'yi ziyarete dâvet eyleıniş ve ben de beraber olarak 15 *>cak 1956 günü Ankara'ya gelinmiştir. Ertesi sabah, kurmindan, kurmay başkanı, Amerikan Füyükelçisi, tk tisadi Işbirliği Başkatn ve muavini Çankaya'ya istenmiş ve beraberce gidilerek Bayar'a mülâki olunmuştur. Fakat sakıt Başvekil dalîa ev•vel Çankaya'ya gelmi$ olmasma rağmen, çok gariptir ki Amerikan ' heyetiyle karşılaşmak istememiş, köşkteki görüşmelere kaıılmamış ve sadece beni çağırtarak «saat 17 de Başvekâlete gelmenizi rica ediyorum» deyip Çankaya'dan ayrılmıştır. Menderes ile bsşbaşa 956 ocak ayının 16 ncı paıartesi günü saat 17 de Başvekâlette Menderes'le karşı karşıyayım. Bana kendi dilleriyle, 955 yılınm buhranlarını anlattı. tçinde bulanulan ıstıraplara temas etti. Amerikanın, Türkiye'nin dertlerine karşı kayıtsız kahşmdan sikâyetlerde bulundu. Kendi görüş zaviyesine gö.re tahliller yaptı. Çok ağır bir iktisadi durumla karşı karşıya bulunuldugunu ifade etti ve Amerikanın. istenmiş olan 300 milyon dolarlık borcu vermedikten başka, hattâ, daha küçültülebilecek rakamları, meselâ. 100 milyon, 50 mil yon ve hattâ hattâ daha az bir miktar borç vermeye dahi yanaşmadığını, bu yetismiyormuş gibi aynca iktisadi yardım olarak tahsis edilmiş bulunan 70 milyon dolarlık yardımı dondurduğunu acı acı ifade etti. Köylünün öküz'üne nal ve mıh alacak, en hayati bazı ihtiyaçları karşılayabilecek bir takatda dahi olmadığımızı anlattı. Hülâsa, Tüjkiyenin karşı karşıya bulunduğu ağır durumda Amerika'yı bir nevi suçlu durumuna düşürmeye çalıştı. Ben cevaben aynen şu ifadelerde bulundum: « Sayın Başvekilim, beni iyi tanıdığınızı tahmin ederim. Başlıca gayem memleketime hizmet etmektir. Doğru söylemek, ahlâk cep hemi, ne şartlar altmda bulunursam bulunayım, zedelememek bentlrf bir nevı hastalık halindedir Bn itibarladır ki hiç bir zaman yü /ürüze gülüp sizin çehrenizde de r sfıh"» tebessümler ya atmaya çalıîdn.am. Çünki.onu takibedecek rtv/.cü silmek ço* zordur Bu itibarladır ki evvelâ bana her bakımdan serbestçe konuşabilmek n'.üs'aadesini veriniz.» =haberleri GÜNÜN MEVZULARI Olümle sonuçlanan 9 trafik kazası tlk öğretim dâvası Bilindiği gibi, J bir çok köylerimiz ff de ilkokul yoktur. J Köylerimizde bu m lnnan bir çok ilk • okullar da, bazı sebeplerden dolayı, kendilerinden beklcnen sonuçları verememekte dirler. Köy okulUrının önemli bir kısmında bir tek öğretınen vardır. Maarifimiz bakkında incelemeler yapmak üzere Amerikadan dâvet edilen terbiyeci Prof. Dr. VVoflord tarafından hazırlanan ve Maarit Vekâletiniıı neşrettiği ra pora göre 1952 de memleketimizde 15.336 köy okulu bulunmakta idi. Bu ukullann 6094 ünde bir, 3784 ünde iki ve 5478 inde de üç veya beş öğretmen çalışıyordu. üiğer taraftan, köylerde yaşıyan öfrenim çağındaki çocukların, he le, kızların büyük bir kısnıı köy lerindeki okula gitmemektedir. Ay nı raporun 25 inci sahifesinde okuduğumuza nazaran, bu devamsız • lık nispeti bazı yerlerde erkek çocuklar için yüzde 76, kız çocuklar için de yüzde 87 ye kadar yükselmektedir. Herkes gider Mersine... ütçesinin gelir faslını, tnrizm endflstrlsi dediğlmiı isin sağladığı para ile kabartan metnleketler araaında, bizim, yalnız ağzımızın suyunu akıtmakla katılmağa mahkum kalacağımız, hiç değilse, daha uzun seneler «odun yarıcının hınk diyiciliğini» yapacağımız anlaşılıyor. Birçok işlerimizde olduğu gibi, turizme de ters tarafından başladık. v Turizmin çok para getiren bir is olduğunu anladıktan, turizmden gelir sağlamanın imkânlanna, memleketimizln fazlasıyle sahip olduğunu gördCkten sonra, ilk işimiz bir kanun çıkarmak oldu. Kanun deyince, aklımıza hemen yssak mefhomu gelir. Onun için, turizm endustrisini teşvik adıyle çıkardığımız kanun da. memlekete turist celbini yasak eden kannn halinde çıktı. Şimdiki haliyle bn kanun, torizm endüstrisin! teşvik eden bir kanun değil, turist sırtından para kazanmak Isteyenleri teşvik kanunudur. Bu kanun yapıhrken, bildiğime g5re, ans fikir ço idi: Turist, gezip görmege, ama »ynı zamanda, rahat edeceği, konfor bulacaeı bir yeri gezip görmeğe ?elir. Rahat ise. para ile olur. Demek ki turist paralı adamdır. Paralı adama göre oteller, lokantalar olmalı. Bunlan vucude getirmek irin para sarfetmeyi göze alacaklara kolayhk göstermeli ki. memlekette iyi oteller. iyi lokantalar açılsın. Bir turist ik tarife yapalım, fiatlan yüksek olsun, turizm endüstrisi teşvik edilsin. tşte hu ana fikir etrafında hazırlanan kanun, netice olarak bugünkjj hali doğnrda. Yanına yaklaşılmaz. ateş pahası lokantalar, atcs pahası oteller. Turist bizim zannettiÇimiz kadar enayi olmadığı için, kanun, dediğim gibi, turizmi teşvik edici değil, tahrip edici tesirlerle işler dnrur. Bugün, içine bakikati olduğu gibi yazabileceğimiz bir turistik propaganda broşürü tagavvnr edin. Turiste cazip görünecek neler yazabiliriz bu brosüre? «Dünysnın en lüks, fakat en pahalı otellerinde oturmak. bir övün yemeği Türklrrden on misli pahalıya yemek, tumikeden eeçercesine gümrükten geçmek; har be girmediği halde homhardımana uğramış şehir manzarası arzeden bir yer gSrmek için bizr bize gelin» tihi, dâvet sözlerimi? Dünyanm bütün enavilerini bir araya getirseniz. içlerinden birisi bile bu dâvete çelmez. hepsi parmaklarını şövle açar, baş parma^ım burnuna dayar, elini yelpaze gibi sallar, bize «nanikî» der. Adaları güzelleştirme cemivetinin, Adalardaki merkeplerı yasak ettirme yolundaki gayret/. turizmi teşvik edici kanunun yanı sıra. turist i uzaklaştirma y olunda sarfedilen gayretlerden bir örnektir. Turist hususiyet aradığına göre. merkebi bir özellik trşkil eden Adada, kaabilse bn pltoresk yaratığın savısını arttırmalıvız. Adayı motör. mnhakkak ki. mcrkrnten daha fazla çir kinlestirir. Şehir içinde şehir yavrusu. hem de patırdılı gürültülü bir şehir yavrusu yaratmanın. güzellfştirme ile, hele turizmle ilgisine hiç aklım ermedi. Ama değişmez kaidelerimizdendir. Herkes gider Mersine, biı gideriz tersine.» Hamdi VAROĞLt' HEM NALINA MIHINA **+ Y A Z A N : Dı\ Halis Özgü tişemeruektedirler. Köylerimizin önemli bir kısmında ilkokul bulunmayışıııın, beş sınıfh köy ilkokullamıda derslerin bir arada yapılmasııiııı, şehirlerdeki ilkokullarda çift ögretime başvurulmasının çeşitli sebepleri vardır. Bu sebeplerden biri de, yeter derecede ilkokul öğretmeninin bulunmamasıdır. İlkokul öğretmeniııin azlığının da çeşitli sebepleri vardır. tvvelâ, ilkokul öğretmenligi yok zor ve yorucu bir iştir.Buna karşılık ilkokul öğretmenliğine uzun zaman ge reken önem verilmemiştir. İlkokul öfretmeni gerek maddî, gerekse manevî bakımdan tatmin edilme • miştir. Bütün bu ve diğer sebep • lerdcn dolayı ilkokul öğretmenliği cazip bir meslek hallne çeleme mistir. Şu veya bu sebep yüzünden ilkokul öğretmeni olanlardan bazılan işlerine bağlanmakta, ısınmakta zorluk çekmişlerdir. Kendilerine başka işler aramışlardır. İlkokul öğretmeninin işinde kalması, istiyerek kalması ilkokul ö ; retmenliğinin cazip bir hale gelebilmesi için yapılması gereken bir çok işler vardır. Bu işlerin ba • şında ilkokul öğretmeninin maddî durumunun iyileştirilmesi, ilkokul öğretmeninin sosyal hayatla lâyik olduğu yerini alması, rahata, huzura kavusması, zamanında terfi edebilmesi, kendisini yeti^tirebil mek, yüksek, üniversite tahsilini yapmak, işinde ilerlemek, yükselraek, kolayhkla yer deği<<tirebil • mek, naklini yaptırabilmek imkân larına sahip olması gelmektedir Bir çocuk öldü, 7 kişi yaraIandı Kaza yapan şoförler yakalandılar n Bu sözlerimi iyi karşıladı. Çok Şehrin muhtelif semtlerinde. bir güzel sözlerle beni tatyip etti. Teçocugun ölümü 7 kişinin de yaraşebbüslerden ve ulaşılmaya çalıanmasiyle sonuçlanan 9 trafik kai.;Iur hedeflerden bahsettim. Sonra zası olmuştur. şöyle dedim: ölümle sonuçlanan kaza. Yalova Siz başvekilsiniz, memleketin azipaşa Caddesinde vuku bulmuş mukadderatını ellerinizde tutuyor ve şofiir Mustafa Yılmaz'ın idaresunuz, size yardım etmeyi çok is sindeki 81187 plâkalı kamyonun terim. Ancak, son zamanlarda bize sadmesine maruz kalan. 6 yaşında karşı olan sevgilerde düşmeler gö Münir Özgül adlı bir çocuk. feci rüyoruz. Bu alâka kaybının sebep ekilde ezilerek ölmüştür. lerini ben tabiatiyle takdir edelsmet Bilgin adlı bir kadın, Kımem.TıIemleketlerin mânası değiş zıltoprak Ihlamur Caddesinde gemiştir. Bizim büyük mânamız var çerken. Ali Dalkıran idaresindeki amma, her nedense bu mâna gölge bir otobüsün kendisine çarpmasiyleniyor. Artık bizlerden fazla sem le, başmdan yaralanmıştır Yapatiyle bahsetmiyoriar. Fakat bu ralı Nümune Haçtahanesine kaldavranışı mutlaka değiştireceğiz. dırılmıştır. Gelv) Amerikah dostlarımız her Altı kişinin yaralanmasiyle soşeyden evvel, hür aiuıya içindeki nuçlanan diger kazalar da. Kadımânasına göre Türkiyenın dertleri köy. Bakırköy. Sarıyer. Kabataş. ni gözden geçirecînlerdir demekminönü ve Edimekapı semtlerintir. Size şimdiden teminat verebi de vuku bulmuştur. lirim ki bütün zorlulclardan kurKaza yapan şoförler yakalantulacağız. Yakında Eisenhower'in mış olup, olaylarla ilgili tahkikata aşlanmıştır. iktisad bas müşaviri Mr. Randall da Türkiye'ye geler.ekdir. Bütün zorluklarımızı en samimî şekilleriyle ve gayet samimî olarak önüne serersek iyi neticeler alınacağından emin olabilirsiniz. Şimdive kadar elde ettiğim tecrübelere göre, çok samimi ve çok hakiki olarak onlarla karşı karşıya gelelim Yıllardan beri. şehrimiz Gümrük v i (e\*et) kelimemizin her zaman depolarında birikmiş ve muhafaza (evet) mânasını taşıvacağı bir yol müddetlerini doldurmuş bulunan dan yürüyelim. Bana bu kadar ser mallarla, yine yolcılar tarafından best konuşmak müsaadesini verdietirilmiş olmasına rağmerı üç ay ğinizden dolayı teşekkürlerimi ar çinde çekilmemiş olan muhtelif zederim.» ins eşyanın satıjına. bugünden iti aren. yeni kurulan «sümrük miiDüşük başvekil, bu konuşmamız ayede salonlarında» başlanacaktır dan çok memnun eörünüyordu. Satışa çıkarılacak olan mallar, Paşam, size minnettarız. bize !0 ar gün ara ile tanzim edilecek ferahlıklar getireceğinize inanıyo jlan listelerde. halka ilân edilecek ruz, gayretleriniz istıraplanmızı \re alıcılar. müzayerle salonlarında çok azaltacaktır! Diye iltifatda bu sılacak olan bu listelere bakacjk, lundu heyecanla ellerime sarıldı. ılacakları eşyaları tesbit edecekPaşam sen bizi kurtaracaksın, rica lerdir. ediyorum, bizi yalnız bırakma. Sık Halkalı'da oturanlar susuzluksık Ankara'ya gel de bize huzur tan şikâyetçi getir! Diye çırpındı. Tifo ve çocuk felci hastalıklanEsasen o günün sabahında da ın önünü almak maksadiyle HalAmiral Fechteler'e 10 dakika kadar alıdaki çeşme sularının tamamen ;esilmiş olması, bu semtte oturan beni öven sözler söylemişti. 500 e yakın vatandaşı müşkül duAmerikahlar hayrette uma sokmuştur. Saat 20.00 de yanmdan aynlarak Belediyenin, çeşme sularının kekumandan'a mülâki olmak üzere ılmesinden sonra, gerek arazözAnkara Palas'a gittim. Amerikan erle ve gerekse, diğer vasıtalarla Büyükelçisi de orada idi. Her ikibu semte düne kadar su ulaştırılsini de pek memnun bulmadım. Kımamış olması yüzünden halk, kisaca, bana "$0filart »s^yledîler: . lometrelerce uzaktaki çeşmelerden okula gelen öğrencilerin öğretmeni degildir. O, ay nı zamanda bütün köyün köyde yaşı•» yan bütün insan lann da öğretmenidir. Daha doğru ve yerinde bir deyişle, kelimenin gerçek anlamı ile ve her bakıradan köyün rehberidir. Köylüyü ay • dınlatmak, kültür yolu ile kalkındırmak, köylüde iyi, doğru düsünnıek imkânlarını sağlamak, daha iyi yaşamak, arzusunu yaratm3k, yeni ve ileri bir dünya görüşünü, hayat, varlık anlayışını meydana getirmek işini üzerine alan bir kim sedir. ötedenberi sanıldığı gibi yalnız köy coeuklarına okuma, yaz ma öğreten bir insan değildir. I Gümrüklerde kalan matların saiışma bugün baştanıyor Wofford sözü edilen raporunda şöyle demektedir: «tstanbul civarında okula devam eden kız öğrenci yüzde 90 iken Diyarbakır'da bu yüzde 17 ye düşüyor. Erkek ö§rencilerin devam nispeti daba yük sektir Bununla beraber okula gitmiyen erkek öğrenci sayısı da hay li fazladır. Maamafih vasati rakamları inceliyerek bu hususta daha vazıTı ve doğru bir tikre sahip oluruz kullanılan anket sorularıııdan elde edilen neticelere göre, gezilen yerlerde okul çağındaki kızların yüzde 50 sinden fazla • sı ve erkekleri; yüzde 33.6 sı okııl mevcut oldutu ııalde oku!3 gitmemektedir.» Raporun hazırlandığı 1952 den bu yana durumun daha llköğretmen okulunu bitiren bu da ciddi ve tehlikeli bir mahiyet ilkokul ögretmeni yalnız eğitim aldıfına kani bulunuyoruz. enstitüsüne, o da, biri yazılı, diğeri Şehirlcrdeki ilkoknllara gelince, sözlü olmak üzere iki imtihan gebunlar da pek iyi bir durumda bu çirdikten ve her iki imtihanda balunnıamaktadırlar. Şehirlerdeki ilk şarı kazandıktan sonra, girebilmek okull.inn çojunda çift öfretim ya tedir. Lise bitirme imtihanlarma pılmaktadır. Bu vüzden. eğilim ve girmeden ve liseden inezun olmaögretim işi arzu edildiü şekilde dan üniversite tahsilini yapama degerlendirilememekte, öğreııciler, maktadır. tlkokul öğreimenine, fcdakâr ilkokul öfretmenlerinin bü Edebiyat Fakültesine devam hakkı yük gajretlerine rajmeu iyi ye nın tanınaası çok favdalı olur. llköğretmen okulunu bitiren 18, 19 yaşında bir genç kıı veya delikanlı, 20 lira asli maaşla köye VVALLİS SELİAN l tâyin edilmektedir. Köyde ev bul île % makta çok zorluk çekmektedir. ^LASZLO ÜRMENYHAZİS Köy okulunun yanında bir öğretmen evl yapıldığı takdlrde bu zorNişanlandılar i luk ortadan kalkar. K5ye giden öğretmen, kendisine ait eve yerleİstanbul 10 Eylul 196Û İ şir. Huzur içinde işe başlar. Bu evde öğretmenin ibtiyaçlarını karşılamağa elverişli demirbas eşyaların, kitaplığın, radyonun bulun ması da çok iyi olur. Köy den ay"Mtan öfretmen yerine gelen öğAzlz eşim ve kıymetll dayımız retmene vey» muhtars bu eşyalan Emekli Deniz Albay» ' .teslim eder. Köy öğretmeninin, biraz önce be lirttiğimiz işleri yapabilmesi, git • tiği, bulunduğu, çahştığı köyde ger çtk bir devrim fakt«rü olabilmesi için çok iyi yetişmiş bulunması, insanı tanımağa, insan üzerinde tesir yapmağa, insanı değiştirmeğe, olduğundan daha mükemmel bir varlık halme getirmeğe imkân veren geniş bir kültüre, umumî kültüre sahip olması, köy problem • lerine, realitelerine esaslı bir şekilde vâkıf olması köylü psikolojisini iyice bilmesi lâzımdır. tnsan denen varlık, yaşı, zihin gelişme seviyesi, kültür derecosi ne olursa olsun, bilgisine, düşiinoesinin doğruluğuna, sağlamlışına, üstünlüğüne inandığı kimsevi dinlemek, tâkip etmek, onun çibi hareket etmek, yaşamak arzusunu du var. Kendisine benziyenlerden ziyade, benzemck istedUi kimseler gibi olmağa çalışır. Kendisine değer, önem verenlerin vanına yaklaşır . Kendisini sevrnleri scvcr sayanları sayar. Sevdiklerini se vindirmeğe uğraşır. Sevdiklerine benzemeğe gayret eder. Oniara bütün gücü ile yardım etmekten levk alır. * l'mnraî kültür yalnız insana, baş kalarını, bütünlüklerî ile tanımak imkânını vermez. tnsana, insanı sevmek imkânını da sağlar. tnsa nı anlayışlı, anlayış sahibi, hoş R r Ö mesini bilen bir varlık haline ge tirir. Alçakgönüllü vap^r. Kısarası. iyi hir mürebbiliğin özolllklerini varatır. Sigorta Yaptıracaklara a İlân CÜMHURIYET Nüshası Senelik « aylık S aylık TurkİT» Harlrt Ura Kr Ura Kr 25 Kurus Ticaret Bakanlığından Tebliğ Olunmuştur: 30.1259 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Şirketlerinin Murakabesi hhakkındaki 7397 sayılı Kanunun 25 inci maddesi âmir hükmü mucibince 30.12.1959 tarihinden sonra tanzim edilen bilcümle sigorta poliçe, tecditnâme. temditnâme ve zeyilnameleri üzerinden her ne suretle olursa olsun bir guna risturn ve iskonto yapılamıyacağı, Sigortalılann bilgi edinmelerini teminen, ilân olunur. AÇlK TEŞEKKÜR 75 00 150.00 40 00 80 00 22 00 44 00 Baflan ve vayan Cumhurlypt Matbaacılıb ve Gazetecilik Törh Anı.nim ŞirkPti Cagaloğlu Halknvı i'kak No 3i) 41 Snhiht Yazi lslprinl fillen io:ırp «(jHn M'sul MUriüı CEVAT TOYDEMİR'in NAZİME NADİ « Cumhurreisinizin, afedersiniz, dünyadan haberi yoktur. Biz kendisiyle konuştuktan sonra saat 17.00 de elçilikte toplandık. Cumhurreisiniz, Türkiye'nin iktisadî hiç bir güçlüğü olmadığı hakkındaki beyanları ile bizi hayretlere düşürdü. Şu halde Mr. Randall'ın gelm«sine hiç lüzum kalmıyor, key fiyeti Waşington'a bildirmeye mec bur kalacağız.» dediler. Ben de kendilerine, başvekil ile üç saat kadar görüştüğümü, Başvekil'in tamamiyle bajka fikirde olduğunu söyledim ve binaenaleyh beraberce görüşmeden bir karara varamamalannı «ca ettim.. sularını bin bir zorlukta temin etmek zorunda kalmıştır.. Halkahda oturanlar Belediyenin, iç olmazsa arazözler vasıtasiyle cendilerine su temin etmesini bekemektedir ccnnze nr rasimine iştirak eden Deniz Kuvvetleri Kumandanhğı meraslm kıtasına. kara askcrlerlne. Osküdar E;ki Muharibler. Cemiyeti barkanına. merhumun [ cenazesinde bizzat bulunan veya telgraf, mektup, telefonla unutulmaz aeımıza içtirak eden akı. Tiirk Mikrobiyoloji kongresi raba, dost ve arkadaşlara »on22 eylulde toplanıyor suz mlnnet ve şükranlanmızı 9. Türk Mikrobiyoloji Kongresi arzederlz. 22 eylül perşembe günü saat 10 da Aüepi namına eşi apılacak bir törenle tstanbul Üni Rebia Toydcmir ersitesi Hukuk Fakültesi 4 No. lu dershanesinde çahşmalarına başhyacaktır. Boyacıkövde oturan, Nezihe Sümoyis adlı bir kadın, ani bir sinir mhranı sonunda evvelki gece fare zehiri içmek suretiyle intihar etraiştir. Cescdi muhafaza altına ahnan Nezihe'nin intihar sebebi henüz tesbit edilmemiş olup, tahkikata polis tarafından devam edilmektedir. Bütün köylerde ve aynı zamanda okullar ve öğretmen evleri yap mak, maddi imkânlarımız bakı mından, çok zordur. Belki de imkânsi7dır. Bununla beraher, bu işi bir kaç yılda gerçekleştirebiliriı. Meselâ, bu iş için on yılhk bir plân hazırlıyabiliriz. Evvelâ okulsuz köylerden işe başlıyabiliriz. Bu köylerde okullar, öğretmen ev lerini, okulu bulunan ve öğretmen evi olmıyan köylerde de öğretmen evlerini vapabiliriz. Köy öğretmeni, yalnız okuluııiin, •SAT1LIK ŞAHİN PERESE G:ızctımi7p snnri>rllfn evrHk ve yazı ar nfçrPdilsın <»dilmtsin l»rte MSnlardan mPüulivpt kahul Abone ve ilân tslPrî için, zarfır Ostüne «abone veya ilân servisi» kaydının konması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AHLAK YASAS1NA UYMAY1 TAAHHÜT ETMİŞTİR. Dokuma, Boya, Apre tesisleri, Ramöz, Şardon, Makas; Top Sarma, Dokuma Mendil tezgâhlan ve Kazan Telefon: 22 00 70 48 14 08 Müracaat: Aşir Efendi caddesi No. 48 Şişli Âbidci Hürriyet caddesi 262 Mensucst Nskinaları İntihar.. y ^ ^ YARIN ^ ^ ^ i Amerikahlarla işleri J t miz düzelirken yine t bozuluyor. 1 ^ ^ Muhasebe kongresi Türkiye dördüncü muhasebe kongresi, bugün tzmir İktisadî ve Ticarî llimler Akademisinde merasimle açılacaktır. Kız Enstitüsü Mezunlarına: Enstitü mezunlannın alındığı Sekreterlik bölümümüze öğrenci kaydı 22 eylül akşamma kadar devam edecektir. Iki yılhk öğrenim süresi içinde kuvvetli bir yabancı dil ve Ticari bilgilerin yanısıra Daktilo ve Steno gibi hayatî maharetler kazandıran Okul, Iş Âleminin, Banka ve Devlet Sektörünün Sekreter ihtiyacını karşılamak için açılmıştır. îsteklilerin 2 yaşından fazla olmamak şartiyle O j Kız Enstitüsüne başvurmaları. Beyoğlu DAHA ŞIK VE TURKIYEIMAR BANKASI ZARİF OLMAK B U G Ü N •ÇiN. Aparbman Daireleri Satıhktır Beş oda, konforlu fiat: 75 125 bin. Teşvikiye, Ihlamur yolu No. 13. Tel: 47 64 54 Teşvikiyede ana caddeye yakın, yeni Umum Müdürlük ve Merkez Şubemiz Eylul 12 Bebiülevvel 20 Galata, Voyvoda caddesi 4 No. lu binaya nakledilmiştir. Telefon numaralarımız: Umum Müdürlük: 49 49 08 Merkez Müdürlüğü: 49 30 15 Servisier 49 np 66 49 58 92 V 1 5.37 12.10 I5.44I18.24|19.59 3.56 E. 111.121 5.45| 92Ö 12.00! 1.33( 9.30 TÜRKİYE İMAR BANKASI Bir ara sessiz geçti. Sonra, Angus, tatlı bir sesle: «Bu akşam Stuart Dayı'mın beni buraya getirdiğine çok memnunnm.» dedi. «Sizinle tanıştığıma da seviniyorum.» Zavalh çocuğun yüzünde tatlı bir ifade belirmişti. Tekrar gülümseyip içini çekti. Sanki rüyada gezinivormuş gibi öbür odaya biraz daha öteberi taşıdı. Sarah O'Keefe, gözleri yaşarm\ş. onu seyrediyordo. Stoart, kazandığı paraları, binbir türlü itirazla, fakirlere mahsus kutuya koymakla tneşeuldü. Yalnız, kazandığı paranın içine gizlice kendi cebinden çıkardığı altınlan da koymayı ihmal etmemişt». Gene de papaza takılmaktan kendini alamadı: « Bu kadar parayla günün bi ruıde kimbilir neler yapacaksın, çok merak ediyorum. Zannederim elbiselerinin iç cebinde sakhyorsun paraları...> « Şimdi sen ona boş ver.. Belki gelecek çarşamba talihin döner de gene sen kazanırsın. Belki bir mucize daha olur, ha?,> Hepsi ocafın aydınhğında yemek yemek üzere masanın başına geçtiler. Sam Berkowitz tabağına soğuk et aldı. Houlihan. Stuart'a göz kırptıktan sonra Sam'a döndü: « Niçin bu kadar dinine bağ lısın, Sam? Şu güzelim salamdan biraz tatsan'a...» Sam hafifçe gülümsedi: « Merak etme, gelecek cnma ben de herşeyi unutacağım. Hep beraber salam yerlz.» Üç erkeğin sesi zaman zaman çok yüksek çıkıyordu.. Arasıra birbirlerine gülüvorlardı da... Bu şakalaşmaların arasına ciddî konalar da trirmivor deîildi.. Angus, onların konnşmalarını hayretler içinde dinliyordu. Pazar akşamı bira içilmesini de srtık günah saymıvordu. Siyasî çekişmeleri de dinledi. Hele kö leler bahsi konuşulurken elinden çatalım, bıcağını bırakıp dikkat kesilerek dinlemeye koynldu. Houlihan, kendisiyle hemfikir olmıyan Stuart'a doğru elindeki bıçağı uzatarak homurdandı. « fs;na birşey söyliyeyim mi, Stuart, bu mesele üzerinde çok çekişeceğiz. Günün birinde sırf bu uğurda bir harbin çıkacağından da emin olabilirsin. Hiç birşey bu harbin çıkmasını önleyemez. Insanlarm sinirleri nedense çok gergin. En sonra söyleyecekleri şeyleri en önce söyleyiveriyorlar. Kuzeyle Güney arasında sanayi alanında büyük farklar var. İktisadi sebeplerden dolayı çıkacak harb sona erdiği zaman kölelik de ortadan kalkacaktır. Bazan insanların kötü hareketlerinden büyük iyilikler doğar. Mukaddes kitap istenirse taşın da ekmek haline getirilebileceğini yazmıyor mu?» (Arkası var) = CUMHURYET'in Sabah âarlttst Tâaio^ı CatduMrdm, Ceulm: bakdefc alnından öptü. Kısa şişman kollarının arasına aıdı. Angus da tabakları kadına çarpmamak için gövdesini rtiÎ7eltmeye çaIışırken bir yandan da içine garip bir hnzuT ı,nktüğünü hisse diyordu. Sankı büyükannesi Driücoll'du om> s.ırılan.. Bu kadın her bakımdnn büyükannesini ındırıyorda. ^n^us'un içinde öyle büyük bir ievci, $efK?t ihtiyacı vardı ki, o ânda l,£İbiniı> heyecanlı çarpıntısına karşı koyamayacak bir haideydı Açlıktar ölüm de recesine gelmiş bir insanın bin bir çeşit yemekle dolu hir sofra önüne geldiği zaman h'ssçdeceği seyleri hissedijcrdu. Tabakları odaya götürdü. son ra çabucak mutfağ? döndü. Ka dının pastayı k»i$ini seyretti Gene kekeliyerek: «Katoli'lf Protestanlardan nefret ederlcmi?» diye sordn. Kadın, yan gözle çocnğa bak tı gülümsedi: « Çoğunun nefret ettiPi mnhakkak. Proteslanlar da Ka toliklerden nefret ederler. Bu•lala insanlar böylcdir Ncdensr herkcsin mutlaka birseyden net ret etmesı lâzım gelıyor. Durum övle eösteriyor, değil mi? Sebebini bilemiyjrum. Bana kalırsa, çünah... Yalni7, günahı da h;3talık, keder kSza, ölüm gibi olağan bir şey savmsk lâzım bn devirde.» Angns'un «hni ka»makarışık olmuştn. Kadına M'raz daha yak laştı. O da çocnğnn neye muhtaç oldufrunn bir anda farkederek elindeki işi b'ri*ktn basını \nçus'tan yana çevirdi. Bu bilgisiz, zavalh çoeiifnp aklını kanştırdı&ını, zihnin'p büyük degişlkliklere uğr<nn?k flzere oldufunu anlamıştı. Onu elinden geldifîi kadar aydırlatmaya çaIışmahydı. Angus, korka korka: «Bugüne Uadar öyle çeşitli hıkâyeler din ledim ki hançisin* inanarafımı s^strdım.^ dedi. «Rir tarafın iyi, öbür tarafın da köt1 nlduğnnu sanıyordum.» Sarah: O'Keefe. müçfik bir tavırla, «Elbette. jçüzel, ivi taraf, annenin hbanın. lıiiyükannenle büyükbabanın t!>?iltere'nin. baîtlı hT''"''.u5:nı Uilisenin tarafıvdı, de*'I ni?» diye sordu. Çocuk: «öyle» dedi. Edebî Tefrikasi: 47 SÜMERBANK kumaşları... H 1 p = 1 1 ş § % ş % ğ § = 1 §1 İ 1 §§ ş § = g p g s g % = g g = Bundan dolayı da birbirimize kırılraamalıyız Toksa, kiliseye gitmeler, dualar etmeler mânasız kalır.» Angus hayretle kadının yüzü ne baktı. Duyduklanyla ona öğretilenler arasında bir bağlantı kurmaya çalışıyordu. Kekeliyerek: «Yani onlar da iyi :nsanlar mı?> diye sordu. «Mübarek pazar gününü böyle geçirdikleri halde Tanrı onlan gene sever mi?» « IJay Allaı lsvıeını versin ÇOCUK.. Onlar mübarek pazarı Jjirız daha iyi. n'^eli geçirmek ten başka birşcv düşünmüyorlar ki.. Tann da bizim pazar günleri de, öteki giirtler de neşeli, mesut olmamızı ister. Vah zavalh yavrum, sen Tanrının insanlan kederli görmek istediŞini mi sanırdın?» Angus, kadına şaşkın şaşkın baktı. Yüzünde acayip bir ışık yandı söndü. ^onra tnhaf bir sesle: «Evet, ben öyle sanırdım» dedi. «Bunu şimdıvr kadar bana kîmsc öğ';'lnifdi, ben de kenii Kendime biılanadım.» Sarah O'Keefe, bu sözler üzerine, dayanamıyarak, Angus'u SÜMERBANK'ın En zarif ve yüksek » kaliteli kışlık ve mevsimlik kumaşları nı. bütün mağazalarında bulabilirsiniz. SÜMERBANK ALIM VE SATIM MÜESSESESİ i ^4nnıtHiıııııununHiınniinnuın:nıtmınifTmnn!n:iıuiiiinıınııiHPnTitunfTKit»tnmmıınTinuiHHnnn!iıtniîniT;}iınn:îiinııırr!!ap mtıımfliiiıuııiıııınııınınuuiiiıuıııtıtminınıtııuıınnuııinımTmımıifnı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle