Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tKİ CUMHURİYET 31 Aralık 1960 MEMLEKET DAVALARI ,, "Köy,, e ulaşan "Şehir Yazan: S. A. M U S İ K İ HEM Dağıntk Kıli görmüyorum. B n r a d a sadece Chopin müziğinin 1 y11 1 a r boyunca içimde biriktirdiÜ izlenimlerden kısaca söz etmek istiyorum. Belki size biraz tubaf gelecek ama bir kez şunu söylemek zorundayım: Chopin'i dinlerken iyi mi çalınıyor, kötü mü çalınıyor, pek önem vermem. Aradığım sihirli bir kapının açılması ve onda gerçekliğine inan dığım, tazeliğinden hiç kaybetmiyen dünyalarımla başbasa kalabilmektir. Chopin'de iç dünyamızı namütenahi gençlestiren ve onu bize sevdiren tılsımlı bir güç vardır. Gerard de Nerval: İI est un air pour quı je donnerais Mısraı ile başlıyan Sonnet'sinde bir havanın, bit eski türkünüıı kendi benliğinde uyandırdığı özlem titreşimlerinden söz ederken, zannedersem bir parça bu hali de anlatır. Bütün Chopin musikisinıle Nerval'ın kastettiği o tetnizleyici, yükseltici, erişilmezt ulaştırıcı kud ret saklıdır. Eskilerden Emil Sauer, Alfred Cortot, Wladimir Pachman, daha yenilerden VVilhelm Backhaus, Alexandre Brailowsky, Arthur Rubenstein gibi piyano üstatlan bu kudreti sık sık dile getirmesini bilirlerdi. Adı geçen üstatlardan hepsini zamanında dinlemek fırsatını bulmuştum. Yalnız Liszt'in öğrencisi olan Sauer'in ancak son yıllarına yetişebildim. Chopin'le Liszt arasındaki yakın dostloğn bildiğim için ihtiyar Sauer, üzerimde ayrıca çekici bir etki uyandırdı. Salonu baştanbaşa kaplıyan kibar ve ağır başlı bir çalışı vardı. Şimdi nihayet başta Samson Fran çois, her milletten bir çok gençler Chopin mnsikisini yasatmak bakımından aynı yolda başarı ile yürüyorlar. Fakat bugiin yüz ellinci doğum yılını kapadığımız (hâlâ genç) besteci öylesine yaratıcı bir varlıktır ki, kimi zaman bir arka *okağın açık penceresinden acemi bir öğrenci parmaklan ile birden karsınıza çıkar ve benliğinizi en derin yerinden kavrayıverir. Adım lannızı yavaşlatmak, o tatlı ânı biraz daha uıatmak gereğini dnyarsımz. Belki hiç görmediğiniz bir yaz gecesi rüyasını oracıkta bütün ııcakhgı ile doya doya yaşarsınız. Babası Fransız, anası Polonyah olduSu için iki millet sanatseverleri arasında Chopin'i hâlâ paylaşamıyanlar görülür. Ailesinden, çeyresinden, hocalarından ve çağının her türlü. sanat akımlanndan hetkes. gibi şüphesiz o da yararlanmıştır. Fakat dehasınm gü«tt kısa zamanda ona kişiliğinin taklit edilemez özelliğini kazandırmıştır. Bn itibarla Chopin'i şu, ya da bu millete mal etmeye imkân yoktnr kanısındayım. O. her şeyden önce bireylere seslenen bir sanatçıdır ve hep öyle kalacaktır. NALINA MIHINA Notlardan Memleket tarihinde belki ilk de öğretmen) in seneleree ağanın. fadır ki «Şehir» le «Köy» içii dışlı muhtann nüfnzu altında yaşamıya Son gününü yaşaY A Z A N : • olmaya baslsmıştır. Mesele malum. mecbnr olmıyan bir (köy öfretdığımız 1960 yılı Kadro ihtiyacından fazla olan «ye men)i seviyesinde olmasında görflChopin'in yüz eldek subay» lar askerlik görevleri yoruz. Onun için de teşebbüsün inci doğum yıldöni köylerde «öğTetmen» olarak ya çok giizel sonuçlar vereceğini nümüne rastlıyorpacaklar. Yani memleket tarihin muyoruz. du. Bu vesile ile de ilk defa büyük sayıda aydın Ancak bu vesile ile bu hayırlı ütün medeni dünya ünlii besteciyi melere girişmişlerdi. Fakat çeşide gençler sadece üç harfle tanı teşebbüsten daha yaygın, dataa çandı. Her yerde bol bol eserleri «millı» den de öteye, kisisel dam dıklan bir mefhumun, bu yur buk faydalar sağlanabilmesi için alındı; adına konserler, konfe gasını vuran şüphesiz Frederic dun çekirdeği olan Köy'iin muhi bazı tavsiyelerde bnlnnmak da' ranslar verildi, kitaplar yayın Chopin'dir. Zaten onun kaleminde 0 tinde aylarca yaşıyacaklar. Bir istiyoruz. ; j ga tışlar hararetle landı. Chopin yılı yalnız bizde yoğurnlan bütün dnygular belli ktek yandan etraflartna nnr saçacaklar, Her yerde olduğu özere yenilik G ü m r ü etmektedir. Verilen mâlu önük geçti. Ne Ankara'da, ne de bir millete değil. ancak ona, onun d e v a m karanlıkların derinliklerine gire memleketimizde ne kadar husut a göre bu satışların başladığı stanbul'da onun eserleriyle be kişiliğine mal edilebilir. Cbopin'in cekler, memleketin asıl dert ve siyet arzederse etsin bizim köy m a eylül tarihinden dün akşama enmiş bir konser, hattâ bir resital musikisi bir çağın musikisi ise bn 12 dâvalarını öğrenecekler, sonra lerimize de (kadın) yoliyle daba kadar yapılan satışların yekunu «rtiplendiğini duymadım. Hakkın çağa olsa olsa Chopin çağı diyebihepsi mnhteüf mesleklere bu bil çabnk, daha şümullu olsrak rireliriz. 16 milyon 982 bin küsur lirayı bul la bir yazı yazıldıçını da hatırlagileriyle dönecekler. Bu, bilhassa bilir. Tasarladığım paş yazıda Chopin'i mıyornm. Türk piyanisti Selçuk muştur. çok mflhimdir. Neticede de «Şeraz'la büyük Fransız piyanisti bövlesiııe romantik çıplaklığı ile Ailenin temeli (ynva) dır. !• Müzayedelere yeni yıl içinde de hir.le «Köy» arasandaki büyük ve vayı da dişi kuş yapar. Onun içinamson François da hazırladıkları ele almam, yazının siyasal gücüne görünmez duvar aşılacaktır. Şimdir ki köyterde basladıgımız bn devam edilecektir. rogramlara ondan birkaç eser zarar vereceği için, belki doğru ol diye kadar bn duvar aşılmıyor inkılâp hareketinde de kadmlaroymasalardı, Cbopin yılı boyun mıyacaktı. Ben, Cbopin adını bir Emniyet Müdürlüğünde muvdu? Böyle bir iddiamız yok. dan istifade etmemiz lâzımdır. :a Türkiyede kulaklarımıza Cho paravana olarak knllanıp sözü milterfiler Fakat muhskkak olan şu ki bugü Bundan epey sene evvcl fimdi tstanbul Emniyet Müdürlüğünde in'den belki bir tatlı «es bile let baklarına v e hürriyet ülküsüne bağlamaya çalısacaktım her balde. ne kadar bu çapta bir kaynaşma hangi resmi makamın tesvikiyle çalışan 9 başkomiser, Emniyet ;arpmıyacaktı. Geçen baharda, düşük iktidarın îer yüzünde hiç bir baskı rejimiolmamıştı. Şimdi her iki taraf da olduğunu bilmedifim bir takım âmirliğine terfi ettirilmiştir. Bunaskı rejimi son kertesine nlaştığı nin insanları biteviye ezemiyecebir çok şeyler öğreneeek, bir çok tesebbüsler yapılmış ve kâylere lardan Mahmut Dikler ile Feridun ğini sdyliyecektim. ölümünden onhakikatler karşıbklı olarak teati «geıici diki, öğretmen» i adı al Okay 1 Şube Müdür Yardımcılığı, ir sırada Chopin üzerine bir ya ca yıl sonra, büyük piyanist P.v yazmayı aklıma koymuştnm. Bu edilecektir. Köylülerimiz erişeme tında köy kızlanna dikif, nakıı ve Şerafettin Kıhnçtakan, Hikmet tir bas yazı olacaktı ve ben ünlü derewsky'nin şahsında ünlü bestedikleri, anlıvamadıkları, çözeme bn arada bilgi de vereeek bir öğ nan ve Nihat Bora 2. Şube Müdür Yardımcılığı, Bayan Nuran Sayın sanatçının arkasına gizlenerek po cinin mânen Polonya Cumhurbaşdikleri bir çok malumatı, hâdise retmen kadroın ihdaı edilmisti. Bn kanlığına değin yükselerek yurleri ve meseleler? anlıyacaklar, çö öğretmenlerden bazı yerlerde çok 5. Şube Müdür Yardımcılığı, Tev itika yapacaktım. Chopin'in milli dunu hürriyete v e b3ğımsızlığa fik Alhan Trafik Şubesi Müdür etçi, hurriyetçi ve devrimci yönnzecekler devamiı olarak «rnnhtar» büyük faydalar elde edildifini, kavuşturduğunn hatırlatacaktım. Yardımcılığı yapmaktadırlar. ın belirtmek istiyordnm o yazıda. ın şahsında göraniye alıştıkları hattâ bir tanesinin hikâyesini, 1950 1. Şubede çalışan Sabri Akı, Be Genç yasında, yabancı ülkelere göç ¥azı, baskı idarecilerine karşı bir «mantık, ve «hîjamet» i muhtann de Adana bölgesinde feçimleri ta şiktaş, Beşiktaş'ta çalışan Mehmet ibtar niteliği taşıyacaktı. den, oralarda babtsız vatanının aseviyesinden çok farklı olarak bu kip eden hasyazannra Nadir Na YalçiB da Fatih Emniyet Âmiri olısı ile ynreği kan ağlıyan içli besO sıralarda yurdnmnzda durnra lacaklar. Maddi *ve mânevi dert di'nin kaleminden okmmuştnm. Na muşlardır. ecinin etudes'lerinde. ballades'la pek kanstı. Sıkı yönetim ilân dir Nadi bir tarlamn yanından lerinin devâsına bu gençlerin Şefgarson'un 7010 lirasım rında, noctnmesierinde, maznrkas olundu. Gazetemiz bir süre kakalblerinde, dillerinde, dimağla geçerken koloniyal fapka ve jee polonaises gibi çeşitli eserle patıldı. Arkasından da 21 Mayıs çalmış rında ve hüviyetlerinde kavuşa niş pantalon giymis bir takım kadınlann şarkı söyliyerek çaliftık Şişli'deki bir pavyonda çalışan rinde ynrt sevgisini nasıl yansıttı devrimi geldi. Tasarladığım şekti caklardır. Hasan isimli garson, aynı müesse ını, milletinin ölmezliğine nasıl ile Chopin yazısı yazmama artık tlk zamanlarda belki bazı yadır larını görüyor. Arabayı dnrdmrap sede şefgarson olarak çalışan Müs nandığını göstermeğe çalısacak lüzum kalmadı. sornyorlar. Neticede • köye gelen gamalar olacak, köylü o ince seziFakat Chopin yılının sona ermek lim Keskin'in dolabını açıp içinde ım. Polonaise denilen beste çeşişiyle şehirli aydını terazisine vu bir «gezici diki; öğretmen* inin, ki 7010 lirayı çaldığı iddiasiyle ya linin aslında bir tspanyol dansı üzere bulunduğu şn günleri, bir yavas yavaş kSy knlarını bn kıracak, onu sınayacak, denetliye» kalanmıştır. Para müsadere edil ıldnğunn bilir mi idiniz? Ben kaç satırla olsun, büyük sanatçıyı cek, ilk ürkekliği geçinciye kadar yafetle çalışacak hale getirdiğini, miş, sanık hakkında koğuşturma a de bilmezdim; yeni öğrendim. Rit anmadan geçirmeye gönlüm elverçok iyi neticeler aldığım ve saireöğretmenden ayrı duracak, fakat lik karakterinde hâlâ tspanyol izle miyor. Onun piyano tekniğine geyi anlatıyor. Bn misal ve bnna çılmıştır. kısa veya uznnca bir mnddet sonTicarî nümuneler mübadelcsi i taşıyan bn dans üzerine daha ön tirdiği hayrete değer yenilikleri, mümasil diğer misaller bizde de mnsiki romantizmine açtığı sonsnz ra aradaki yadırgama, soğukluk eköylere «kadın» yoliyle daha ça Memleketler arasında ticari nü eleri Bach, Mozart, Beethoven gii ufuklan belirtmeğe kendimi yetMemle riyecektir. buk nüfnz edilebileeeği kanaatini munelerın mübadelesinde kolay li büyük klâsikler de kimi deneGençlerimiz ilk defa köyde lpti vermis idi. Bugnn mevznun (sulık sağlamak maksadiyle geçen daî otoritelerin, yani muhtann, i bay öğretmen) mevniyle paralel yıl ortalannda imzalanan anlaşmaSPOR ve SERGI SAEAYI'nda saat 20,30 dan sabaha mamın veya köy ağasının tarizle olarak ele alınmak nretiyle daba ya Türkiyenin de iştirak ettiği rine ugrıyacak, onların belki de genif bir hal yoluna soknlmasında mâlumdur. kadar zengin programlı entrikalarına ummadığı yerler çok fayda olduğunn sanıyorum Anlaşmayı tasdık eden kanun de ummadığı muamele ve ne Ayrıca, evli subay öğretmenlerin yürürlüğe girmiş olduğundan, buticelere manız kalacaklardır. Fa esltrini de köye gttftrme yoliyle nun tatbikatını tanzim için Odalar kat bütün bunlar ya birinci aydın aydınlığı iki yönden sağlamak Birliğince bir tâlimatname hazırBiletler 5 ve 10 liradan YENİ TİYATRO'ia, Sergi Sarayında öğretmenin vazife müddetinin i imkânı olur. Ba tnretle bir yan lanmağa başlanmıştır. satılıyor. Numaıai yerler bitmek izeredir. çinde, tonunda veyahnt da birin dan da öğretmenlerin şehir evllli Oda, tâlimatname tasarısmı ocak cinin yerine gelecek ikinci aydın ğinden sonra kiy bekârlığına nğ ayı ortalannda alâkalı Bakanlıköğretmenin vaıife süresinde mu ramaları mahznrunu da ortadan lara tevdi edecektir. hakkak ortadan kalkacaktır. kaldırır. Diğer bir mühîm mevıu Piyasa Böyle bir kehanet, yani arada da, köye gidecek snbayların ibaMevsimin ilerlemiş olmasına rağ ki mnhtemel soğukluğun devamı te işlerinin hallidir. Tutnlan yol men av derisi piyasalan arzu edi nı neden mnhtemel gördtitümüz devam ederse bir köyde yaşamalen şekilde gelişememiştir. Ocak belki merak edilecektir. tzab ede nın en büyük zerluğmnn tieşkil e •yında işlerin daha açılacağı ümit den (ev) ve hattâ (yiyeycek, lcelim: edilmektedir. Bir arkadasım aniatmıgtı. Bir eek) mevznlanm da mnnmi olaBakliyat piyasasında. Işler norDevlet Işletmesinin başında uznn rak ele almak lâzımdır. Çtnku mal seyrine girmek üzeredir. Dış zaman müdürlük etmiş ve feleğin bunlar öyle mahrnmiyetlerdir ki piyasalarda kuru fasulya üzerine vemberinden bir kaç defa geçmiş subaylık müddetinin devam edeee fiat sondajlan yapılmaktadır: bir tat, lsletmesine gelen mflfet ği devre esnasında büyük tıkıntı Mercimek latışları devam ettişleri atlatmakla söhret yapmış lar ve belki de rakntn hayal do mektedir. ğnrur. Ayni mevıu hâlen köylertır. Işletmeye gelen mfifettişler Bir kapkaççı aranıyor de senelerden beri çalışan fedakâr rahatlıkla vazifelerini yapamaköy öğretmenleri için de varittir Fatih'te Sofularda oturan 55 yaşmakta, mâdiir olan zat da aslın Köye ağır vazifelerle gönderdlği lanndaki Saima Orhon, polise mw da bir yolsuzluğu olmıyan ken miz bütün gençlerimizin hnzurn racaat ederek, saat 19 sıralannda di işlerine müfettişleri bir türlü kalble ve maddî imkânsızlıklarrj Çıngıraklı Bostan sokağındân geLİRA karı$tırmadan teftig mevzuunu ge maruz kalmadan çalısmalannı ye çerken içinde 5000 lira bulunan viştirmekte Imiş. Bir zaman sonra bilhassa bu çalışmalanndan mfs çantasının meçhul bir şahıs taraişletme daha yiikgek bir muraka pet neticeler almasını istiyorsak fından «kapkaç. suretiyle çalındı be kurulunun teftişine verilmiş bn gençlerimizin medeni ihtiyaç ğını iddia etmiştır. Müdür, malüm maharetiyle ilk' »e larını mutlaka sağlamahyız. Son Olaya elkoyan polis, meçhul kapne mnrakabe organlarını da atlat kararla büyük bir vns'at alan kaççıyı aramaktadır. mış, fakat müfettişlerin aksine mevzuda bnnlar elbette ki ögretolarak ikinci sene de ayni mn< menler tarafındaa da alikalılara ARALIK 31 RECEP 12 rakabe organları tşletmeye gel aksettirilecektir. mişler, bn sefer atlatma işi daha c güçleşmiş, nihayet nçüncü sene de m a Nihayet son bir tavsiyemiı bilC aynı şahıslar gelince müdür isyan O X I ^5 hassa (köy) işleriyle vaıifeli oetmiş: yahu, demiş bize her sene V. ] 7.26.12.17 14J7|16.50|18.28| 538 başka baska müfettişler gelirlerd lan alâkahların öğretmenlerden ve teker teker onlan atlatırdım muayyen devrelerde intibalanm, E. ] 236| 7.27J 9.47112.00 1.39 12.49 <• 1 Bunlar ne biçlm müfettiş, üç se tavsiyelerini utiyerek bnnlan kıymetlendirmek yolanda bir mesainedir aynı şahıslar geliyor, artık CCM'AN atlatma imkânı kalmadı. Ve on nin tesisi olacaktır. Mademki (köy) ile (sehir) i birdan sonra da İşletme normal tefbirine kavnştnrnyoruı. Köyün oğLİRA tiş ve kontrole girmiş. ACI BİR ÖLÜM retmenler kanaliyle geleeek »esleŞimdi biz köydeki ilk tepkileri Ziya Toroğlu, Piraye Toroglu, rine knlağımızı dikkatle verelim. Rezine Tik, Müberrer Şeşbes ve müdürün tepkilerine benzetiyoruz, Asıl dertlerin devasını ancak bçyGüzın"in babaları, Seher ToroğKöyün mnhtarı, imamı, ağası ilk le bulabiliriz. lu'nun eşi. Mallye Vekâleti Kırsene hep müdürün yaptıklann tasiye Deposu Kontrolörlügün kendi çaplannda tabiî yapaden emekli caklar. Fakat ikinci, nçüncü sene Ticaret Odasırun bir SADULLAH TOBOĞLU iş tamamen değişecek ve (aydın aylık bütçesi Hakkın rahmetine kavuşmuşgenç) in, (aydın öğretmen) ln hakŞehrimiz Ticaret Odası Meclisi tur. Cenazesi 31.12.1960 cnmarkı verilecektir. dün toplanarak ocak ayı için bir tesl gtlnü öğle vakti Maltepe' NOT: 100.000 Lirahk ikramiye. Hürriyet teh\11ı veya Biz mevzuun asıl kuvvetini bir aylık bütçe tasarısmı kabul etmiş deki hanesinden kaldınlacaktır. para olarak ödenecektir. bn devamhlıkda, bir de bn (aydın tir. Güfitritklerde 16 milyon 982 bin lirahk eşya satıldı Frederic (lıopiıı Nadir Nadi Y er yer belirtiler, kıpırtılar oluyor. Şurada bir Atatürk beykelinin başı dinamitle uçuruluyor. Baska bir yerde yine bir Atatürk resmi yırtıhyor, Türklük yoktnr gibi hükümler veriliyor. Ne yapraak. ne demek istedikleri bilinmiyen bir avnç şnnrsuz. bütün bir milleti içinde toplıyan ideale, ufnrraz ayaklariyle çelme atarlarsa onn devirebilirlermiş gibi, elele verip knmpas kurnyorlar, sarsak bacaklannı boşluğa savumyorlar. Hatırlarsınız, demokrat taklitleri, işe böyle baslamışlardı, eloet böyle bitirecekler. Dünyanın en güzel kızı nesi varsa onn verebilir, demişler. Yağı tükenmek üzere olan kandilin son cıkardığı alev de böyle yükselmiye yeltenen bir alevdir; bir parlayıp »5ner, fi. tilin dibi erimiş muma değince cızırtısı canhıraş olnr. Hele pis kokusana canlar dayanmaz! Yanımdan bir hamal geçti. Bir koltuk yüklenmiş, götürüyordn. Bir çocuk koltnğn. Arkalıkh. altı oturaklı. önü raflı, rafın üstünde abakası bulunan bir çocuk koltuğu. Abaka, biliyorsnnuz, tele geçirilraiş renkli veya renksiz ynvarlaklardan yapılma bir nevi iptidaî hesap Sleti. Bizim çörku dediğimiz şey. Hamal, bu çocuk koltuğunu kucağında taşıyarak nzaklaşırken gözüm ona daldı; peşinden nzun uzun baktım. Bn çocuk koltuğu, gözümün önünde büyümüş, büyümüş, on senelik iktidar koltnğn kadar ol muştu. Altındaki kir meydana çıkar korkusu ile üstünden bir türIfl kalkılamıyan. önündekî çörküsü ile hep yanlış hesaplar yapılarak vakit geçirilen bir koltuk! * Yaz gitti, kış geldi. Mevsimin değişmesine rağmen, havanın mülâyimliğine aldanan karasineklerle sivrisinekler hâlS aramızda dolasıyorlar. Oradan kalkıp oraya konuyorlar, tatlı nykularımızdan, bizi bazan caz! diye sokup uyandınyorlar samar indirmenize vakit kalmadan uzaklaşıyor, mecaisiz nçnslariyle, sıcafa, bnfnya dayanamadıklan için, üstünden aşıp geçmeğe çabalarken çorba kâsesine, kahveye, çaya düşüyorlar. Ama yaşamağa, sizi mutlaka zarara sokmağa, az veya çok, ellerinden geldiği kadar zarara sokmağa uğraşıyorlar. Dikkat ediyorum, insanlar da meğer sineklere benzermiş. Z1 Mayıstan beri değişen havanın. geçen mevsimin farkında olmayanlar, yeni havanın mülâyimliğine aldanıp, miskin miskin de olsa dolaşmağa, kanat çırpmağa yelteniyorlar. Ufaktırlar, ama midemizi bulandırıyorlar. Hamdi VAROGLU YILBASI EĞLENCESİ KAVAKOOERE Sofra Şaraplan; DİKMEN KIZI ANKARA KIMIZI SekDomisek Deser Şaraplan: TATLI SERTKırmizıBeyaz Kalite Şaraplan: 100.000 1 Kişiye YAKUT DAMLASI ÇANKAYA YILDIZI 1957 LÂL Pembe GÜZtN TATLIGİL İle Doç. Y. Mimar SEDAT GÜREL Nişanlandılar 30/12/1960^ İstanbul GÜLTEN ÖZDEMİR Avukat İle D O Ğ AN AK Avukat Evlendiler 30/12/1960 V E F AT Merhum Diş Tabibi Mehmet Hüdaverdi Tamer'in eşi. Nordştern ve Danub Sigorta Şirketlerinin merhum direktörü Hikmet Barbaros. Dahiliye MütDr. Raif Barbaros, Kimya Y. Müh. Hadi Tamer'in annesl, emekli Dz Yb. Münir Nayman ve Sigortacı YOksel Nayman halası, Y. Mimar Cahide Tamer'în kayınvalidesi 1960 ALTINKÖPÜK' m tlk tabiî tampanva VERMUTSekDömisek KAVAKLIDERE yeni yılınızı kutlular (7= I 50 0 0 0 0 OSMANLI BANKASI ÇANKAYA 6IDA PAZARI Sayın müşterilerinin yeni yıllarını saadet ve neşe ile geçirmelerini candan diler. oOeOoO O OoOoOoO ^Miııııııııııııııııııııııııııııı = ııııııııııııı ıırm 1 1 ııııı ıııııı ıııııti 1 37 ıı 1 1 ııııııımıııı ıııımıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiııiMiıııııııııııııııııııııııııııııınıııııııııuıiMiıııııır^ İki kadın yokuşa ağdılar. «Başına da vurmuşlar..» dedi Muhtar. Yokuşa geldiler. Küt küt öksürüyordu. Mnhtar. «Molla Ali, Bekçiyi değiştir.» dedi. Tâ avln kapısına dolandırdılar. Osman Hafız, hem gidiyor, hem de dallarına kar durmuş küçük fidanlara bakıyordu. «Bnnlarla filân uğraşırdı uzun uzun » «Ağaç dilsizdi . > dedi Muhtar. Meryemle Keziban. koşup kapının iki kanadını da açtılar. «Vay vayîv diyorlardı. «Vay ki vay!. Vay evlerine yıldınm düşecesiler! Vay, nynr uykularında yanacısalar!..» Odaya soktular. Soba yanmağa baslamıstı. «Şu taburaları atın dtşarı! dedi Muhtar. «Yatırın yatağına! Kadınlar siz de sobaya su koynn!» Eğitmen: «Mntfakta tehekesi var, sn kızdınrdt...» Meryem, mntfağa koştu. Tenekeyi kaptı getirdi. «Sn doldurun.» dedi Muhtar. «Ynzünü gözünü, ellerini silelim!» Eğitmen. «Dişlerine topraklar dolmuş. dedi. Altıparmak: «Eğitmen, sen bnradan bir git arkadas!» dedi. «Adamm yüreğini kaldırıyorsun! Zaten bizimki bize yetiyor! Git de döllere ders ver'...» Muhtar: «Döllerin analarına avratlarına!..» dedi. «Onların sebabına gelmedi mi bn işler onnn başma? Döllerin analarına, avratlarına!» Altıparmağın sesi bozuldu. «Gitsin gitsin! Eğitmen gitsin kolnndan bnrdan.» Eğitmeni, tuttu «Git« arkadas burdan!» dedi. Eğitmen, derslikten tarafa yürüdü. Ikinciler, gözlerini koyun gibi açmışlardı. Kalktılar. Eğitmen: «Oturun!» dedi. «(Oturun kara yazılılar! Kalıyorsunuz gene otnrun ..)> îçerdeki sınıftan kalın bir ses geliyordu. Açtı girdi. Baktı: Topal Pehlivan! Sınıfın ortasına durmuş. asasına dayanmiş, konuşuyordu. Ak doncaktı. Silindir şapkası gene başındaydı. « .. sığırın alası dışındadır insanın alası içinde. Sığırı tanırsın da, insanı tanıyamazsın! Ne halda. ne gâyada gezdiğini bilemezsin!..» Eğitmene döndü «Bnldunuz?» dedi. «Bulduk> «Getirdiniz?» «Getirdik.» «Ben bu boku kimin yediğini biliyorum Mısdava!» «Hep biliyoruz Pehlivan! Biliyoruz emme...» «Elde bir dutamak yok.» «Dutamak yok.» «Hazreti Harun Reşit zama nı olacak! Bu işi de bana bırakacaklar. Bak o zaman nasıl buluyorum! Bana bırakacaklar...» Eğitmen: «Her yanları pelte gibi!» dedi. «Kımıldattın mı in liyor.» oBaşında bir şey var mı?» «Olmaz olur mu, ah, »lmaz olur mu?» «öksürüyor mu?» «öksürmez olur mu? Sabaha kadar alanda yatar da öksür mez olur mu? «Canlı mı öksürüyor, cansız mı?> ~ = E = E E E E E E E ~ E E E E = E E E E = E E = ^ ~ E E = = Z ^ E E ^ Z z = z z ^ ; z 2 AYŞE MEHVEŞ TAMEE Hanımefendi tedavi edilmekte olduğu Fransız Pastör hastahanesinde 30 aralık 1960 günü vefat etmiştir. Cenazesi 31 aralık 1960 günü oğle namazmı mütaakıp Şişli Camiinden kaldınlarak Zircirlikuyu mezarlığındaki ebedî medfenine tevdi edüecektir. CtMHUKlVtT'ın edebi tetrikası: 6 o o AKBANK oOoOoO b o O F4KIF, BAf hURT Dalları tuttnlar. Kapanmış yatar haliyle meydana çıktı. «Vaaay!» dedi Meryem, bir çığlık attı. «Kimlerin tuzaklarına düştün? Hangi kopası eller kıydı sana?..» Kıpırdatıltnca daha aoı bir inleme koyverdi. «Telli günde evleriniz yansın! Yalımların içinde kalın da kavrulun!» Acılar içinde kıvranıyordu. Eğitmen. dayanamadı, üstüne kapandı; «Vaay, vay!.. Vay can!..» Muhtar. Eğitmeni, kar kaplamış ceketinden cekti. «Kendine gel Mısdava, milletin önü sıra înliyordu... «Beraber oturup arzuhaller yazdıydık. Yazıp yazıp yolladıydık.. Ah can, ben hangi a kıllara uydum da seni bıraktım? Hangi akıllara. hangi. han = Ki?..» l GAZETEMİZ J Atina'da, Selânik'te, ' Rodos'ta f günü gününe satılmaktadır. Tevziat merkezi : Patission. 14 ATİNA Telefon: 621.203 Muhtar. Ali Gede'ye göz etti Ali Gede, Efitmeni çekip uzak laştırdı. Muhtar «Hadi bakalım Altı parmak. süzünmevîn arkadas! Tutun da. yola dofru çıkaralım.» Altıparmak, titriyordu. Osman Hafız. «Y3vaş tut Muhtar. sağlam yeri kalma^Jiiııııııııııııııııııi'iııııııııııııııııııı miş!» dedi. ögretmen inliyordn. Şimdi bir de öltsürdü. «Hava da soğuk.. Çabnk çıkaralım, çabnk...» Inlete inlete çektiler. Muhtar: «Osman Hafız, sakonu çıkar.» dedi. Osman Hafız. hemen çıkardı. «Ser şöyle yere. J» Serdi. :' • «Yatırın.» Yatırdılar. Kımıldatıldıkça in li.vordu. «Şapkasını arayın, baralarda bir yerdedir...» Efitmen, Bekçinin elinden kurtulup geldi. «Heç dil ağız vermiyor mn gayri?» dedi. «Çok üşümüş. dedi Muhtar. Altıparmak. «Elleri bnz gibi.» öteden, «Şapkasını bnlduk.» dediler, getirdiler. Muhtar «Burada dövmnşler.» dedi. Meryem. «Elleri kınlsın!» Kfziban. «ölüleri dağlarda kalsın » Eğitmen: «Etlerini yılan yesin...» Muhtar: «Bir sey verin. üstüne örtelim.» dedi. Meryem: önlüğünü çıkardı. önülcfinin altındaki şalvarı eskivdi. Titrivordu »Sahahlara kadar t•••••1•••••• 1 • • ıı 1 • 11 •• Abone ve İlân ışlerl tçln, zarfm üstüne «Abone» veya «tlân Servisi» kaydının konrr'ası lâzımdır * 1 «Canlı cansız • > Bl GAZETt 3ASLN AHLAK Arkası var I VASASINA ÜYMAY1 TA/.: "3ÜT ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı l l ı l ı l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l U l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ^cJTMÎŞTlR. nasıl dnrdu bnralarda, soğukta?» Mnhtar: «Tntnn!» diye bağırdı. Altıparmak ayaklarından tuttu, Ali Gede kollanndan. Osman Hafız: «Bizitn eve götürelim.» Meryem: «lakınca...» dedi. Molla Ali: «Yoknşta zedelemeyelimj» dedi. Keziban: «Hemen ataş yakar ısıtırız.» Eğitmen: «Okula, okula!» diye inledi. «Okula götürelim de köylüyü toplıyalım...» Mnhtar: «Okula.» dedi. Meryem: «Biz önden gidip so bacıjtnı yakalım madem.» dedi. Eğitmen: «Kapıları kitli kalmış » Muhtar: «Anahtarları nerde acaba?» dedi. Eğitmen: «Ceplerine bakın. düştüyse aranz . » Yola çıkmışlardı. Mnhtar. «Bakın ceplerine! • dedi. Eğitmen. «Ceketinin cebine koyardı.» dedi. «Ordaysa düşmemiştir.» dedi Muhtar. Altıparmak. anahtarları bul du. «Ver Meryeme!» dedi Mnhtar. «Gidip sobayı yaksınlar!» CUMHURİYET Hartcl Türklye Lira Kr Lira Ki 150.00 Senelik 75.00 80.00 6 aylık 40.00 44.00 3 aylık 22.00 Basan te Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anoniro Şirketl Cağaloğlu Halkevl Sokak No 3941 Sahlbi Nüshası 25 Kuruş Yazı içlerinl tilien ıdare eden Mesul MüdOr Gazetemize göndPrilen evrak v« yazılar neşredilsin edilmesln tade edilmcz llânlardan mesuliyet kahul NÂZİME NADİ ŞAHİN PERESE o e O e e OcO'00000000Oc000000000000000000000°0 AKBANK o o o