18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 12 Arahk 1960 SOHBETLER Âhlâk'ın esasları Prof. Dr. Rasim Adasal İKTİSADÎ DURUM HEM J stanbul'un lhtisap Ağası Hüseyin Bey zamanından kalma dc nilecek kadar eski belki sabiden de öyle bir âdeti vardır. Bu âdet, folklorumuza girmiştir; Istanbul'u tstanbul ya. pan özellikler arasında yer almıştır; İstanbul sokaklan ve caddeleri onşuz olmaz gibidir. o âdet yerini bulmaasa belki de tstanbullu. sehrini yadırgıyacaktır. Şehre mahallî renk veren. kendisine has bir koku veren, bir nevi hareket getiren, nev'i şabsına münhasır dediğimiz âdetlerdendir. Belediye merourlariyle işportacılar arasındaki yarışı söylemek istiyorum. Bu âdet, istibdat dememiş, mesrutiyet dememiş, cumhuriyet dememiş, her devirde olanca hızı. olanca gayrejiyle devam etmistir. O kadar intizamla devam etmiştir ki, bu ısrarlı devamı yüzünden. lisana bir de kelime kazandırmıstır. Bu kelime erkete ve erketeri'dlr. Kökleri. ekteri, takıları mevcut bir kelime olmuştur. Aslınııı Rumca olduğu bile unutulacak kadar dile yerleşen bu kelimenin ömrü çok uınn olaeağa benzer. Belediye ile isportacı arasındaki yarıs tezberi sona ermek istidadı göstermediğine göre, bunu tahmin etmek hiç de büyük marifet sayılmaz. Bir zamanlar, bn Belediye • işportacı yarışını, antrenmanlan fazla, kendileri rakip takım koşucuUrından daha genç, daha soluklu, daha da knrnaı olduklan için hep işportacılar kasanırlar dı. İşportacı, tenekesini bir eline, kutusunu, sepetini, sandığını öteki eline alıp tabanları kaldırdı mıydı, belediye zabıta memu. ru, hep geride kalır, berikl, göz açıp kapayıncaya kadar sokağın köşesini dönerdi. Belediyeci, lâf elsun diye, şekilden ibaret, doıtlar alışverişte görsün kabîlinden bu görünüşle herşeyi hallettim zannedip, daha dogrusu hicbir şeyi halledemedicini bile bile uzaklaştıktan sonra, tekrar gelip ayni yerde teıgâbını knrroak üzere! Devirler değişti. Bu sonu gelmez yarış hâlâ devam ediyor. Talnız bir fark var. Tarışçıların yarısı yaya, yarısı motoriıe kıt'a halinde.. Ama önde gidenler eski hızlarını muhafaza ediyorlar, asıl yaya kalan, arkadan kovalıyanlar.. Son zamanlarda, işportacılar. kim bilir ne İçia, Taksira Mey danı çevresinde mekân tutmağa başladılar. Oralarda, ne kadar yaya yolco varsa, adam başına bir tane hesap edilmişcesine, o kadar da işportacı var. Gözleri hep etrat ta. Belediyenin arabalı ekipi köşe başından gözüktügü zaman öy le bir hengâme, bir kaçışma ve bir kovalamaca başlıyor ki, ya yalar, nereye sığınacakiarını şaşı rıyorlar. Herkesin içinde, Şark şehirlerinde dolaşan bir turist ruhu canlanıyor. Acaba, diyo rum, Belediye bu üniformalı, arabalı âni baskınlardan bir gün. cük vazgeçse de, işportacı takibi işini sivil memurlarla yapmagı denese, caddelerdeki bu gülünç hali önlemek daha kolay olmaz mı? Hamdi VAROGLl! Insanlann fert veya »osyal top larda bulundurmaz. Işte hareketle' luluk olarak iyilik, fenahk hak rimizi değerlendiren ve şereflen kındaki hareket tarzlarını müta diren bu duygular, heyecanlar ve lâa fîden ahlâk disiplini her de hükümler içten gelme şeytanî arthtilâldenberi, çebugün deflâsyen virde ve her yerde daima insan zular ve teşviklere rağmen ver Y A ZAN şitli vesilelerle içinde bulundu . lığın ana uğraşlarından biri olmuş diğimiz doğru karar «Moral şuur»memleketimizde ik ğumazu gösteren ve olmaktadır. Ancak iyilik ve ucnuzu yani vicdanımızı teşkil etisadi bir durgun m katî bir müşir kötülük gibi bilhassa ahlâkın ana der. însanın bu benliği ile ihtirasluğun mevcudiyeyoktur. M^l'istan örgülerini teşkil eden anlamlar lar benliği yani gayri şuuru aratinden bahsedil beri fiyatlar sehiç bir devirde hakkiyle tarif edil sında hergün daha ziyade zevk 1961 yılında yayınlanacak olan mektedir. Gazetelerde çıkan hami» değildir. Modern cemiyetler temayülünü tatmin etme yolunda ithalât talimatnamesi ve kotalar berlerde itlâslardan, protestolar mından tashih edilmeu de saruri viyeşinde vuku bulan çok cüzi geriiemeyi deflâsyon işareti olarak de çok defa iyi ola n daha ziyade çatışmalar olur. Corneille gibi tra hakkında, muhtelif Sanayi ve Ti dan bahsedılmekte. fabrikaların dir. İktisadî faaliyet geviyesi hak telâkki etmekte çok ihtiyath olfayda sağlıyan şey ile karıştırıl jedi yazarları bu içrel nefis ça caret Odalarına mensup üyelerin, durdugu, işçilerin çıkarıldığı bilmakta ve bir insanı aldatmak fay tışmalarını eserlerinde incelemiş Ticaret Bakanlığında devam eden dirilmektedir. lş hayatının yavaş kında elde berhangi bir rakam malıyız. Evet, hususi sektör harda sağladığı takdirde pek de şe lerdir. Cid aşk ve şeref, Horace çalışmaları sona ermiş ve uyeler ladıgı intıbaı kuvvetlendikçe baıı bulunmayınca intıbalara başvur camalarında kısmen siyasî sebeprefsiz bir şey sayılmaktadır. Bir görevlerinin başına dönmüşlerdir. iktisatçılar, ekonomimizde bir ta maktan başka çare kalmıyor. Yu ler dolayısivie kısmen mayısa kabakıma göre az çalışmakla ve kı aşk ve vatanperverlik, Cinna inBakanlıktaki toplantılara katılan lep noksanının mevcut olduğunu karıda mevzuubabsedilen durgun dar devam ettirilen enflâsyon en?a zamanda çok para kazanmak tikam ve ruh asaleti, Polyeucte Sanayi Odası Başkanı Hüseyin Ba ileri sürmüşler, talep noksanının luk teşhisi de, esas itibariyle bazı lenmesi dolayısivie, bir yavaşlama olmustur. Ayrıca, bankalardan bir bır ideal hiikmünü almaktadır. Bir dünyevi aşkla dini aşk arasındaki şanr ve beraberindeki Yönetim hükümetin harcamalarındaki kı kısmî intıbaların mahsulüdür. çok romanlarda ve sinema filmle ruhî çatışmaları tasvir eden eser Kurulu üyeleri dün »ehrimize dön cılma ve emniyetsizlik EkeKOmimizdeki durgunluktau raiktar para çekilmigtir, A|erkez duygusu Suçluluk duygusunu müşlerdir. kötülük yapanlar, çalanlar, lerdir. babsederken bu durgunluktan ne Bankasının emisyonundaki artışın rir inceliyen bundan önceki sohbetleToplantı hakkında malumat ve ile halkın istihlâk harcaraalarını kastettiğimizi tasrih etmemiz ge başlıca sebebi budur. Fakat bu snler bir çok nimetlere kayavaşlatmasından ileri geldiğini ö• vu nak»a ve aksine ıstırap çeken rimizde belirttiğimiz gibi Rus e en üyeler, sanayicilerin çalışmala ifade etmişlerdir. Geçen gün Önefi rekir. Neye nazaran veya hangi hareket eylulden itibaren durrauş ve mevduat yeniden artmıya basler fe'âketlere uğraraaktadır. Be dibi Dostoievski'nin bir çok eser rı bakımından verilmiş olan karar gazetesinde çıkan başyazısında devre nazaran durgunluk? Malum lamıştır. Tabiatiyle bu davranışşer tarihinde en üst basamaklar leri de bu moral komnleksleri neş ardan memnun kaldıklarını ifade Aydın Yalçın yukarıdakilerine olduğu üzere, 6 1 senedenberi deların piyasalara tesiri olmuş ve daki devlet adamlarının anti mo terlemektedir. Bunlardan Kara etmişlerdir. benzer fikirleri gavunduktan sonra vam etmiş olan enflâsyon devToplantılara önumüzdeki hafta hükümetçe, hareama seviyesinın rinden yeni Nyrılmıya çalışıyo iktisadî faaliyeti yaz ayları esnaral ve antisosyal hareketlerini ve mazof Kardeşler filmini bu sırasuçlarım büyük bir hassasiyetle larda •İBernalarımız göstermekte çinde tekrar devam edileceği ilgi yüksek tutulması lehinde bulunu ruz. Bu devre esnasında, her yıl sında yavaşlatan unsurlardan biilerce belirtilmektedir. inceliyen Yassıada mahkemeleri dir. yor ve enflâsyondan korkmamak tedavül ve mevduat hacminde ri bu olmyştur. Ancak, tekrar gibi adli yargılamalar müstesna "•1520 arasında artışlar oluyor ve edelim, bu hareketler, deflâsyon Moralin gerçek bir tarifi kolay icap ettiğıni söylüyor. denecek kadar azdır ve günlük değildir. Moral felsefelerin ve sis Yüksek tahsil öğrencilerinin binnetice fiyatların seviyesi her içinde bulundufumuzu göstermeğe hayatımızda işlenen cnoral kusur temlerin çeıitliliği de bundan ile1 O J diinkü toplantıları tktisadî hayat hakkındaki ista sene takriben • •&T nispetinde k&fi gelmez, Her seyden »nee iklar ve suçlar mutlaka her vakit ri gelmektedir. Din ahlâkı dolamŞehrimizde dün, biri Marmara ,tistiklerimiz kifayetsia olduğu için yükseliyerdu. Bu çeşit bir kon tisadi durmnumuzu teşbiıe yarıhesap vermemektedir. Bununla be baçlı yollara sapmadan doğrudan Öğrenci Lokalinde, diğeri T.M.T.F. ' mevcut durum bakkında teşhiste jonktür içinde gayet tabiî iktisa yacak bazı kanunî müsirlere muh raber zamanırauda da her insanı doğruya mahiyeti iyi olan lanrı alonunda olmak üzere iki yüksek bulunmak kolay değildir. En mü di durgunluk diye bir şey mev taou. Bunları elde ettikten sonra nefsine ve diğerlerıne karşı »o sal bir iradeye dayalıdır. Halbuki ahsil talebe cemiyetinm kangresi hinı noksanlar, istihsal ve emek zuubabis olmuyordu. Bilâkis is intıbalara dayanarak hüküm yürumlu tutan bir içrel kuvvete ö eski Grek «Stoicien = Revaki» apılmıştır. T.M.T. Federasyonun istibdamına ait bilgilerdir. Hususi tihsal vt ithalât, suni şekilde kam rütmekten bir dereceye kadar ı nem verilmektedir. Henüz bir tek felsefelerden başlıyarak bazı de da yapılan Ödemiş Y. Tahsil O sektör ve devlet sektöründe, hiç çılaııan mal talebini tatmine kâfi knrtulacağız ve daha objektif ] kâinat Tanrısı anlammın insan ğişikliklerle Helvetius ve Bent utma Cemiyeti'nin kongresi tam defilse başlıca maddelerin istibsal gelmiyor, türlü darlıklar ve kara kıstaslara göre hüküm verebileruhuna hâkim olmadığı ve kâh hem ile bir menfaat ahlâkî şekli ıir sohbet havası içinde cereyan seyrini göster«n bir istibsal endek bor&alar teşekkül ediyordu. tkti ceğiz. bazı hayvanlara kutsal bir kişilik, ni alan ve Rousseau'ya kadar uza tmiş, Marmara Lokalinde yapılan sine mutlak ihtiyacımız vardır. sadi faaliyet seviyesi, iktisadî bün kâh birden fazla kuvvete tannsal nan naturalist ahlâk felsefelerine Ordu Yüksek Tahsil Cemiyetinin Aylık istatistik bültenlerinde is yeye devamlı olarak zerkedilen vasıflar verildiği zamanlarda bile göre ise gerçek moral tabiatı ta 4 saat süren kongresi ise. oldukça t tihsale ait rakamlar hem çok nok iştira gücü şırıngaları ile sunî şe! I kip etmak, daha basit bir yaşama çekişmeli gecmiştir. sandır, bem de çok eskidir. Kana kilde sişirilmiş olduğundan, ne T E Ş E K K Ü R Mısır, Iran, Hint, Çin gibi eski me haline yani bugünkü cemiyetin İşletme İdaresi Kursunu j atimce, İstatistik Lmuvn Müdür istihsal edilirse edilsin, müşteri deniyetlerde hükümran olmuş o sahip olduğu sun'i nimet ve israfbuluyordu. Çok sevgili ve biricik annem bitirenler lüğünün. on sıra^a tutması gerelan cnoral kaideler birbirine ya lardan önceki hayat haline dön16 arahk cuma günü saat 15 te ken işlerinden biri, istihsal endekii Şayet bugünkü durumumuz ve NACİYE NOYAN'ın kın olduğu gibi bugünün moral mektir. Eski Grek filozofusu Di İstanbul Üniversitesi Merkez bina hazırlamaktır. Bu endeks, mabdut bilhassa 27 Mayıstaıı sonra hasıl büyük kaybında bizzat gelerek. prensiplerine çok benzemektedir. yojen'e göre pınar 3uyu, biraz sında yapılacak olan bir törenle, miktarda maddeye inhisar edebi olmıya başlayan istikrar havası, mektup ve telgrafla başsağlığı Meselâ eski Mısır medeniyetinin meyva ve taze ekmek ve nihayet 9. İşletme İdaresi Kursunu muvaf. lir. Yeter ki şümullü olsun ve faz geçmiş enflâsyon devresiniıı hızı dileyen bütün akraba ve dostdini, ahlâkı tetkik edildiği zaman insanı yağmurdan koruyacak ka fakiyetle bitiren 24 kişiye sertıfi la zaman geçmeden neşredilsiıı. ile mukayese ediliyorsa, «durgunlarımııa minnet ve şUkranlanbir taraftan iyilik tanrısı olan O dar bir kulübe ve hattâ bir fıçı, kaları verilecektir. mın ıblâglna gazetenizin tavasBir vakitler İstatistik l . Müdür luk» tan bahsetmek mürnkün olasutunu rica ederün. »iris'İB faytan tarafından öldürül işte insanı ahlâksızlığa karşı koBir çocuk zehirlendi, 2 lüjünü istihsal endeksi üzerinde bilir. Bir kaç aydır fiyatlarda nis düğü ve tekrar dirilmek »uretiyAYTEN NOYAN çocuk yandı bazı çalışmalar yapıyordn. Bun bî bir istikrar teessüs etmiştir, le ölüler imparatorluğunda salta ruyan yeter hayatî ihtiyaçlar... i Yeniköyde Bağlar mevkiinde bir ların yeniden ele alınmagını te bünyeyi hasta etmiş olan aşırı tanat sürdüğü, Firavunun da yer Bir çok din mürşitelri de tabi gecekonduda oturan Fevzi Aksoy' menni ederiz. lep yavaşlamıştır. Ancak, bu seyüstünde ilâhî adaletin koruyucu atın bâkir ve sakin köşelerinde un 1,5 yasındaki oğlu Turgay, sişe Ikinci temennimiz, iktisadî ei rin, endişe edilecek bir durgunmistik vecd'e günlerce dalmak, ÖLÜM su olduğu görülmektedir. ölüm ç g ^ ^ L £"!?!.,!£ diş hakkında iyi bir müş'ir olan luk teşkil ettiği çok şüpbelidir. Merhume Baaibe Muradogluile İBsan ruhu Osiris'in huzuruna suretiyle moral suurun en üstün j miş ve ^ ^ L Î ^ ' ^ Öteyandan zehirlenmiştir. istihdam hacmiııin takin edilmesi Bugünkü durum yıllardır devam nun eşi, Osman ve SUveyda çıkmak ve dünyadaki hareketleri ergisi olan tansısal ilhamlara ulaş Bakırköy Osmaniyesinde 1 yaşındadir. Kanaatimizce bu iş, Çalışma etmiş olan hastalığın hem kaçınılmışlardır. Esasen tabiat moralistMuradoğlu'nun sevgill babalan hakkında hesap vermekle ölmezki Münevver, mangal üzerindeki Vekâletinde toplanacak İs Kaııu maz neticesi, hem de tedavinin Şükrü Tezer'in eniştesl. yazma lik mazhariyetine hak kazamr. lerinin de kastettikleri «Tabiata çaydanlığı, Fener sakinlerinden 2 nu ve Işçi Sigortaları münasebe ilk adımıdır. Bu itibarla, durguıı. ve tülbent tüccan Daha sonraları tanrının iradesini uymak» formülünün daha ziyade yaşındaki Yaşar Arslan da yemek tiyle elde edilen malumata istina luktaıı bahsederken, hangi devre | metafizik bır delâleti vardır. Bi tenceresini devirip muhtelif yerleMEHMET Muradoğlu ve ilhamlarını kutsal kitaplarla den yapılabilir. İstihdam endeksi ye nazaran bir durgunluğun kaszim beşeri tabiatımız mantıkla do âni olarak Hakkın rahmetine dünya üzerine yayan büyük din natılmış olduğuna göre tabikata gö rinden yanmışlardır. Üç çocuk da nin, mevsimlik temevvücler bakı ttdildiği sarih şekilde »öylenmekavusmuştur. Cenazesi 12.12.1960 lerde de bazı ifade ve telâkki fark re yaşamak bu ferd! mantığın i tedavi altına alınmışlardır. lidir. Eğer kastedilen 1955 58 dev pazartesi günü öğle namazını lan ile ayni moral inançlar ve resine ve hattâ 1959 yılına nazaZeynepkâmil hastahanesi mütaakıp Şişli Camiinden kalcaplarını ruhumuzda idrâk etunek görevler itibarda olduğu gibi dün demektir. Bu mantık nihayet evdırılarak Zincirükuyu mezariıran bir durgunluk ise ve bundan | Başhekimliği ya üstünde yapılan iyi veya kötü rensel kâinat mantığının bir parOPERATÖRDOKTOR şikâyet ediliyorsa, bu nevi şikâ j ğındaki aile kabrine defnedileBir müddetten beri boş bulunan cektir. hareketlere göre ölümden sonra çasıdır. tşte bunun ruhunu da iyi Zeynepkâmil Hastahanesi Başheyetlere katılmak imkânsızdır. RAHİME BATU Çelenk gönderilmemesi ric^ ki ebedi hayatta d a ihsanlar ve lik teşkil ettiğine göre yegâne mo kimliğine vekâleten Dr. Burhan Bununla beraber, deflâsyonist olunur. Hastalarmı PARK Hastanimetler veya eezalar caridir. Ah ral iyilik de kâinat nizamına tâ Üstünel tâyin edilmis ve görevine temayüllere yol açması da teblihanesinde kabul eder. lâk fclozoflarıry.n bugüne kadar i bi olmaktır. Diğer bir çok filo başlamııtır. ke oldujjuna şüphe yoktur. Fakat, dint, cnetafizik, lâyik. ilmi, zoflar da değişik metafizik düşün Bir arsaya gömülen 2,5 aylık loıık .. ahlâklar gibi çeşitli sistem celerle bu hükümlere v«rırlar. bir çocuk burundu ler elarak incelemis olduklan moSilâhtarağa'da bir arsaya gömüNüshası 25 Kuruş Kant'ın meşhur olan görüşüne P A R K H A S T A H A N E S İ ral aalamı hiç elmazsa hedeti itiTürkiyc Haric! bariyle ayni yola dönüktor; ve go're de moral nizam ve irade e len 2.5 aylık bir çocuk cesedi buBütün ameliyatlar, bilhassa, çocuk isteyenler, basur lunmuştur. Osman Toz isimli bir Lira Kr Lira Kr ana ideali insanı iptidaî ve hay sastır; ve kendi terimince «tmpe şahıs, ücret mukabilinde Mustafa hastalıkları, ağrısız doğum, göz, kulak, hastalıkları, Senelik 75.00 150.00 vanf dürtülerinden kurtarmak, o ratif categorique» yani mecburi ö adlı şahsın arsasını kazarken tahelektrikle, ucuz tedavi edilir6 aylık 40.00 80.00 eektl, nu hayvandan ayıran en üstün devdir. Buna göre namuslu sayıl minen 2.5 aylık bir çocuk cesedine 3 aylık 22.00 44.00 İstanbul, Cağaloğlu, Yerebatan caddesi Tel: 22 03 3 6 " beşeri bir gelişme basamağın» u cnak «ealma!, iftira etme!» gibi raslamıştır. Gazete kâğıdına sarılı Basan ve Yayan »%» • • * * • . .• » %%%v düsturlara mutlak ve içten gelme bulunan ve tahminen bir hafta ka. laştırmaktır. Cumhuriyet Matbaacılık ve Cemiyette günlük hayattaki iyi bir emirler ve irade gözü ile bak dar önce gömülmüş bulunan çocuGazetecilik Ttlrk Anonim Şirketi hareketler ve davranışlarımum i mak gerektir. Ahlâki değer, bir ğun gayrı meşru bir münasebetin Cağaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 f Sahibi fadesi olaa moral duygusunu ob hürriyeti hudutlandırmıyan tek mahsulü olduğu tahmin edilmekte jektıf bir misalle belirtebiliriz: nik ve «ttetik değerlerin aksine o ve anası »ranmaktadır. NÂZİME NADİ Bugün matineden itibaren Mesleğinde eski ve tecrübeli bir larak, mutlak bir değerdir. Bir ifKaçak silâh ve mermi Yazı işlerinl fiilcn idare eden Mevsimin en güzel filmi ruh hekimi farzedelim. Büyük bir tira büyük bir menfaatimizi tat Pendik te Arabacılar Caddesinde Mesul Müdür suç işlemiş olan zengin bir şahıs min edebilir. Lâkin bunu düşün 29 sayılı evde oturan 75 yaşların. Renkli Sinemeskop ŞAHİN PERESE mek ve isteraekle beraber içrel bir daki tbrahim Yener'in evinde tahakkında Türk Ceza Kanununun ı \ Gazetemize gönderilen evrak ve ceza »orucnluluğunu kaldıran ve zorunlukla bunu yapmamak ah banca ve mermi bulunduğu polise i yazılar neşredilsin edilmeEin iade ya hafifleten 46 47 inci madde lâld bir hare%ettir. O halde ah ihbar edilmiştir. Evde bir arama edilmez. tlânlardan meBUİiyet (Count your blessings) hükümlerine uydurabiİMeği bir lak, ilimlerin aksine olarak dav yapan polis, iki toplu tabanca ile kabul edilmez rapor için önemli bir maddî tek ramşımıt hakkında beşerî bir ide 81 adet muhtelif çapta mermi bulDEBORAH KERR MAURİCE • Hf karşısındadır. Namuslu hekim ale göre hüküm verir; ve bize yal muştur. Silâh ve mermiler müsaCHEVALIER ROSSANO BRAZZİ Abone ve ilân işleri için. zarfın bunu derhal reddeder. Başka biri I nız bir şeyin ne olduğunu, ne ve dere edilmiş, sanık tbrahim haküstüne «Abone» veya «İlân Servisi); A.D.S. AKTÜALİTE ise böyle bir teklif karsısında bir | nasıl olaaası icabettiğini gösterir; kında koğuşturma açılmıstır. kaydının konması lâzımdır. müddet tereddütlerden ve içrel iyiyi sevme ve yapma ve kötüden çatışmalardan sonra kabul etmez. uzaklaşma emrini verir. Demek Aralık 12 Cemaziyelâhır 23 Bl' GAZETE 3A5IN AHLAK Zira rüşvet mukabilinde rapor ki hakiki ahlâk anlammda yalnız tc i YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT verme şahsî ve ailevi itibarını sar iyiyi ve kötüyü bilmek kâfi de4. n X | ETMÎŞTtR. sacak ve bu hareketi meydana ğildir; her seyden 8nce İyiyi yap< > 0 C çıkmasa bile bir suçluluk duygu masını istemek ve kötüden kaçınsunun devamlı olarak zebunu o mak şarttır. Zira bir çok insanlar 7.16 12.08 14.28 16.41 18,20' 5.29 lacaktır. Ruhunda bu kötü hare iyilik yapmak iradesinden mahketi ayıplıyan ve kabulünü engel rumdur. Racine'in bir eserinde oE. 1 2.35 7.27 9.47 12.00 1.39 j 12.43 liyen bir kuvvet ve mukavemet kuyoruz: «Sevdiğim iyilîği yapmıvardır. Içinden sanki bir ses dur yorum; nefret ettiğim şeyi yapıyomadan bunun kötü âkıbetlerini rum>. Halbuki gerçekten ahlâk sahatırlatmaktadır. Okul hayatımız hibi olmak elsever olmak ve eski \ nın .aşağıdaki mısraları çok veciz^j r danberi bizi çeşitli antimoral ku büyük filozof Sokrats'ı.ı dediği gi Insan ona derler ki garazdan surlardan koruyan ve bizde deru bi kendini bilmek demektir. Kendi ola salim nî bir nizam yaratan bu kuvvet hakkındaki hükümleri başkaları Nefsinde dahi eyleye icrai adaimtihanda kopya yaptırmaz; eli hakkında da ayni adalet prensipi let. mizi babamızm para cüzdanına u ile tatbik eden ve diğer insanlarm Bundan sonraki yazımız günlük j yalan söyletmez ve bahtiyarhkları için de çalışan in. rnoral davranışlarımızın ana kay [ 3 zatmaz: bizi yetiştiren bir hocaya iftira sana ahlâklı diyoruz. Ziya Paşa'1 naklarını inceliyecektir. ithalât talimatıuunesi Kotalar ve Durgunluk Uzerine Osman Okyar I ERKETE Trabıon Vapuru Biiyükavarya İlânı 1/9/1960 günü 17 sayılı Karadeniz seferine hareket iken 2 numaralı ambarında yangın çıkan, edecek M/S TRABZON vapurunda yükleri bulunanla rın nazarı dikkatine: Denizeilik Bankası T. A. Ortaklığının sahip ve donatanı bulunduğu TRABZON vapurunun 2 numaralı a.mbannda 2/9/1960 tarihinde zuhur eden yangının söndürülmesi hâdisesi ile alâkah olarak, 1950 YORKANVERS kaidelerine tevfikan hâdisede büyükavarya bulunup bulunmadığına karar vermek ve mevcut ise dispeçini tanzim etmek üzere konşimentonun 22 nci maddesi dairesinde İstanbul Asliye Dörduncü Ticıret Mahkemesi Riyaseti tarafından, yükü t e m s i l e n istanbul Asliye Üçüncü Ticaret Mahkemesi Reisi Hayr» Aksoy ve Denizeilik Bankası T.A.O. tarafından gemi ve n a v l u n u temsilen Denizyolları lşletmesi Müşavir Avukatı D ü n d a r Devres Hakem dispaşör tâyin ve intihap olunmuşlardır. 8/12/1960 tarihinde ilk toplantılarını icr% eden Hakemdispaşörler müteakıp toplantılarını 30/12/1960 tarihinde saat 17.30 da Denizyolları lşletmM» *M(idürl üğünün bıjİMBduğu ^irkecide Yolcusalonu binasmın ikinci katında (80) numaralı odada icra etmeğe karar vermişlerdir. Alâkahların şahsen veya vek ;] m â r « e t i y l e ttyin olunan zaman ve mahalde toplanacak olan «a keradispasörlere taleplerini bildirmeleri ve hâdisenin mahiyeti ne g g r e ba«it utulü muhakeme tatbik edileceğinden alâkalılar l n bilcümle evrakım ihıar vc bir CÜMHURİYET liktfe ibraz etmeleri lüzumu i l â n olunur. J AMERİKAN TİPİ Yatak Örtüleri Battaniyeleri Kauçuklu HaU Paspasları ve Yol Halıları ile İKENLİ YILLA EVLERİNİZİ MODERNLEŞTİRİNİZ. Mefruşat Mağazalarında arayınızHas Renkler İdeal Hediye GUzel Bir Yenilik Uygun Fiyatlaf (Develi Mamulâtı) KADİFE Tel MENSITCAT A.Ş. 48 11 62 tkinrli VERMUTU şimdi de Türkiyede TASARRUF KUCİİK YA$TA BASLAR u. ^^ ııııııııııııııııııııtııııııııııııııtııııııııııııııııııııııtııiffiııııııııııııııtf ııııifiıııııııııııııııııııııifiııııııııııifiıııııııııııııııııııııııııııtııtıtıııııııııııııııııııııııııııııııııııııniKii'iıo*****1*!1111*1 r ^. = «y < X < CUMHURlîET'in edebî tefrikası: M IrtllllllllUIIIIIIIMIIHIIIıııllllllMlllMIII «Bu karı, aklı sıra, benim guvayi maneviyemi canlandırmak istiyor. Emme anlamıyor! Bir uzatmalı onbaşının forsu benden yüksek bugün! Neden yüksek olsun? Benden fazla mı tâsılı var? Çocukları benimkilerden daha mı terbiyeli? Tarın onlar tıkır tıkır emekli aylığı alacaklar, ben kavakların dibinde ağzımı havaya açacağım. Başbakan bir imtihan açsın da, Aııkara'nın göbeğindeki öğretmenlerle yarışalım. Hepimize de birer birinci sınıf versinler. Birer de alfabe. Tanısmlar, anlar mı daha eyi öğretecek, ben mi? Benim derdim, adalet.. Değilse, helbet garip değilim. Emme, virmi yıldır bu mesleğe bağlandığınıa göre, er de geç te, hakkımı isterim, hakkımı! Baki selâm, ellerinden sıkarım » öğretmen: «Gazetelere birer mektup çönderelim.» dedi. «Belki L'üze çarpar. Meslek dergile. rine yollıyalım. öğretmen derneklerine yazalım. Efitmenlerin de Eğitim dâvasında ter döktüklerini aıılatalım. Anlatıncaya kadar yazalım.» «Bıktırıncava kadar » dedi FHtmen. «Bir sonuç alıncaya kadar...* «Hemen başla... Bugün seniıı altına bir yatak serecem ki, ne yatak! Safi yün! Deliksiz bir uyuyacaksın, Çarşafları da temiz. Tam on dene mektup istiyorum senden. Ben sandıktan zarf çıkarayıra. Belkim marttan önce çıkar da, yeni bütçeye dahil ediliriz!.» Durdu. Karısı. na: «llan Dudu!» dedi. «Ben söylemesem, beç aklına gelmiyecek. O kesenin cevizinden birez getir, Hoca yesin. Okula gelenden yemedi emme, burda yemeğe mecburdur. » XI. Tatağına uzanmış, kitap ekuyordu. Yıkanmış, giyinmişti. Sobası yamyordu. Üstünde tatlı bir uyuşukluk vardı. Akşanı geç vakitlere kadar oturmuştu Eğitmenle. YatJıklarında saat sabahın ikisine geliyordu. ilk horozlar ötmeye başlamıştı. Sabahleyiıı de erken kalktılar. Dudu, ateşi yakmış, Eğitmenle fısıl fısıl bir şeyler konuşmağa başlamıştı. O arada uyanmıştı. Gözü, kitabın satırları üstünde gidip çeliyor. aklı da başka şeyleri kovalıyordu. Pencereden gökyüzüyle dağlar görünü çocuğu dizmiş oturaklı bir öğ. retmen dolaşıyordu. Dolgun taneli salkımları göğüslerine kaldırıp tutan kızlar sülüvorlardı. Boylu boylu delikanlılar, sevsi türküleri üöyleyip geziyorlardı. Küçük Damalı öğretmeni, yaşamasına bir anlam vermis. gülüp duruyordu. Sonra da bütün düğünler bae bozumlannda yapılıyordu Dışardan ayak sesleri, konusmalar getdi. Kitabı yanıbaşındaki masaya koydu. Dinledi. yordu. Dağların başı.. Havada Konuşmalar salona doldu. Pal. seyrek bulutlar.. Dağlann başı dir küldür daldılar. Epeyce biraz dumanlı.. «(Ne biçim varlardı. Tanış sesler duyuyor kış?)» dedi kendi kendine. du. Kalkmadı yatktan. Gözleri«(Taz gibi..)». Aşağılara doğru ni yumdu. Uzun Saylar'ın sarktığını düşündü. Başını biraz kaldırsa, «Hocaaaaa!..» boı tarlaların, kâğıt şeritler Duymazlıktan geldi Mubtarın gibi uzandığım görebilecekti. sesini. Çıplak tarlalar.. Hep o DurupıKapıvı açtılar. «Bak ulan!. ııar guyunu, tarlaların başından Yatıyor be!. Sundaki keyfe dolandırmayı düşünüyordu. bak! Baba dünyada öğretmen «(Uygarlık su demek..)» diyorolmalıymış » du. «(Nil havzası.. MezopotamAltıparmak, başını içeri uzatva evaları.. Kızılırmak kavsi.. tı: «Bakın ulan yanında bir de Menderes ve Gediz vadileri.. avrat var mı?» l'ygarlık su demek... Millet, 15 Osman, Altıparmağa yan mera sürmeyi, didişmeyi bırak> an baktı: «Sizin de aklınız sa da o suyu çıkarsa )» hep bunda be!» dedi. «Başka Kafasında durulmadık, du düşünceniz yok...» Altıparmak: «Vlan enayi!» manlı bir resim dönüyordu. Vdedi. «Dünyanın temeli bu be! zun Saylar'daki bahçelerde iııSen ne bileceksin? Hadım gibi ce elma fidanları boy vermis. bir adamsın . » Asmalar, yeşil yeşil serpilmis. «Benim Damalı'da dört dene yapraklariyle göğün maviliğini eskerim olduğunu dünya âlem siliyorlar. Çardaklar üstünde biliyor. Hadım mı olurum heç?» yalınayak başıkabak çocuklar, teneke çalıyorlar: «Ayvalı, mey Ali Veli: «Eee, uyarın bakavalı, huuuyah!..». Bağ bozumlalım şu Hocayı!» dedi. «Hemi de rında, beli yavaş yavaş kambıırçirin, kapıvı örtelim. Soğutmalasmış eski bir eğitmenle, belki yın odayı...» evlenmiş, belki karısının ardıMuhtar: «Bu Öğretmen uyuna ördek yavrusu gibi bir alav yorsa ben kellemi keserim!» de di. Vardı. karnını elledi. Öğret. E '" men usulca gözünü açtı. Birden E kalktı senra : S «Geçin yahu. buyrun!» dedi. E «Geçin oturun.» 15 Osman'a de| = ru baktı: «Az önce burda bir £ avrat vardı 15, bir avrat! Yeni 5 sudan ııkraıs balık gibiydi. Te E zevdi. Çok yordu beni. Kendim ^ den geçivermişim.. » Altıparmak: «Görüyor musun Z 15?» dedi. «Yalan mıymışım?» E «Bu Öğretmende iş var diyo 3 rum da inanmıyorsunuz.» dedi "Z. Muhtar. «Duranâ'nın hakkı var. E Heç bu adamın eline gız teslim E edilir mi?» | 15 Osman: «Duranâ'nın hakkı ~\ var emme alacağı yok.» dedi. E «Kanun mecbur tutmuş bir kere. Ne yapacak teslim etmeyip de? Biz âlemin delisi miyiz? Biz nasıl teslim ettik?» öğretmen, Muhtara, ayelere yer gösterdi. «Biriniz de benim yatağa oturabilirsiniz. Isterseniz iki de tabure getireyim..» «Tabure getir arkadaş.» dedi Muhtar. «Daha eyi olur..» Ali Gede'nin elinde gene Karar Defteri. Defteri Ali Veli'ye verip çıktı: «Ben getireyim...» Çabuk kaptı getirdi. Oturdular. Muhtar: «Ver o tevteri bura. ya.» dedi Ali Veli'ye. «Kalemine boya koy bakalım Öğretmen. Sunra yaz bizim dediklerimizi. Biz toplanıp yeniden garar verdik ki, Gurulca gidip bu Nobut Deresiııi bozacağız. Köylü bulaşmıyacak. Bekçiye bir tüfek verip kayanın hasına dikeceğiz. Arkası var ÜJ > o i D D U M < BÜTÜN TASARRUFLARINIZ İÇİN TÜRK TİCARET BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle