23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBÎYET 27 Kasım 1960 MESELELER YURTTAN NOTLAR Harice gideıt kıymetleri nasıl telâfi edebiliriz Yazan: S. A. Entniyet Nüdörlüğünde Bundan evvelki bir yazımızda (*)l leri tatmin ederek memleket içinharice v e tahsisea Amerika'ya | de muhaiaza edecek hükümlere göçen doktorlar ve diğer ilim ve mutlaka yer verilmesi lâzımdır. Unutmamak gerekir ki, barem teknik adamlanmızdan bahseylemiş, bu kayıpların telâfi yollarını kanunu gibi mevzuat bizatihi herbir başka yazıya bırakmıştık. Bu hangi bir iş hayatı için faydalı Trafik Müdürlüğüne Uşak gün konunun bu cephesiru ele ala bir anahtar değildir. Bilhassa ik Emniyet Müdürü tâyin edildi tisadi sahada • devletin iktisadî cağız. Harice kaçırdığımız kıymetlerin sektöründe • fayda yerine zarar ve Istanbul Emniyet Müdürlüğünde elimizden kayıp gitme sebeplerini rir. Ve yine unutulmamak lâzun tahlil ederben en başta «ücret ki geliyor ki, iktisadî saha bir reka yeniden bazı değişiklikler olmuşbet sahasıdır. Burada rakibin elın tur. Bir müddetten beri Üçüncü fayetsizliğini» öne sürmüstük. Derden alınacak en kıymetli meta ua Şube Müdürlüğü yapmakta olan din çaresi olarak en evvel akla (bilgi) dir. Bilglyi de insan unsuru Rifat Utku, Arif Yüksel'in Enniyet gelen şüphesiz «kifayetli ücret» ötemsil eder Müdür Mnavinliğine tayini üzeri demektir. Filhakika mücerret «ücMemleketimizde (bilgi) yi tem ne Dördüncü Şube Müdürlüğüne. ret» mevzuu bizim iş hayatımızda daha .doğrusu resmî v e yarıresmî sil eden ve yetişme tempoları emin Uşak Emniyet Müdürü Hüseyin Ke iş hayatımızda kangren olmuş bir inkişaf tempolarından çok daha a miksiz Trafik Şubesi Müdürlüğüğır olduğu için nedret halinde bu ne tayin edilmişlerdir Emniyet Aderttir Onun içi.i mevzuu biraz lunan bu kıymetli elemanlar, yi • miri Cevat Doğu ise Üçüncü Şuaçmak gerekiyor. ne kanunun ağır şartları yüzün be müdürlüğü işlerine vekâleten ba Meliim olduğu üzere resmî ve den bir yandan da devlet sektö yarıresmi iş hayatımızın (ücret) ründen hususî sektöre kaçmakta kacaktır Ötp vandan Trafik Şubegibi en hayatî unsuru 1939 yılına dırlar. Fakat bu elemanlar, hu si \ Müdür Muavini Bekir Sıtkı kadar bir serbestiye malik idi, o dutsuz v e kontrolsuz para kaza Kutlay Uşak, Şişli Emniyet Amiri sene hususi mahiyetteki bir büyük nan hususi sektörde • nedretleri Yaşar Tung da Urfa Emniyet Mübankada ödenen yüksek ücretlerin icabı bir müzayede mataı haline dürlüklerine tâyin edilmişlerdir. yarattığı tnenfî hava içinde (ücret) de gelmektedirler. Bu durum ise bah>ıne bir nizam verilm?k istend kıymetli elemanlann en kıymetli ve (3656) v e (3659) sayıh kanuolar taraflan olması lâzım gelen (iş 6 Türk işçisi Amerika'ya zedelemekte, bu zela kayıtlayıcı, gayet camid ahlâklannı) gidiyor vat her gün ücretlerini artıranla maddeleri ihtiva eden mevzuat Amerika'nın Uluslararası îşbirrın üzerinde kalarak oradan oraya ortaya atıldı. Kanunlardan birinin liği Teşkilâtı (ICA) tarafından Aen enteresan kısraı, yukanda be geçmekte, bu yüzden bir iş yerinde (devamlılık) ve (sebat) ın ve merika'ya davet edilen 6 Türk işlirttigimiz istirkap hissini, «bu kareceği faydalan muhitlerine sa çisi bugün uçakla Amerika'ya hanun hükümleri sarmayeleri ( . . . ) çamamaktadırlar. reket edeceklerdir. mtlyondan y u k a n olan bilumum Mevzuu biraz darinleştirince (üc Amerikan Ekonomik Yardım banka ve müesseseler içi.ı de caridir» gibi acayip bir hükümle tıyid ret kifayetsizligi) nin meseleyi sa programı dahilinde yapılıcak gezi, etmesi idi. Bu hükümle arzulanan dece iktisadî değil, sosyal bir ya 3 ay sürecek ve mümessiller îşçi her kademesinde yerine getirilmiş, hususi baTikanın ra haline de soktuğunu ve barem kurumlariDin aşırı ücret tediyeleri önlenmis kanunlannm beklenen fayda y e tetkiklerde bulunacaklardır. fakat bu vesile ile iş hayatımızda rine görülen ve görülmiyen ne kauzun seneler acısı çekilecek. za dar zarar verdiğini göstermekte Pakistan, Prof. Nihat Tarlan'a manla resmi v e yarıresmi sektörün dir. Memlekette hesabına bir türnişan verdi kıymtli eleman kadrolannı har lü alışamadığımız zaman kaybı za.Pâkistan'ın Ankara B. Elçisi Mr. viyesinden barem kanunlannın do IT.M yerine döndürecek, terfiin en hükümeti namına ğurduğu aksaklıklan tahlil, bun M. S. Hassan, tabiî saiki olan çahşma heves ve larıya yeni kanun ve mevzuat çıkar Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fagayretini yavaşlatacak, bütün memak yolunda veya mevcut kanun kültesi Profesörlerinden Ali Nihat seleyi (....) «eneyi sadece oefes ların zayıf tarailarından istifade Tarlan'a «Sitarei Imtiyaz» nişaalmakla geçirmek gibi ueuz v e ko ile işleri yürütmek için sarfedilen nını dün törenle vermiştir. Nişan, laydan da ileri bir müeyyideye bağ emeklerin memlekete neye mal olProfesör Tarlan'a, Pâkistanh şairlıyacak bir durum ortaya çıkmıştı. duğu da ayrı ve ince bir hesap filczof Ikbal'den başarıh tercümemevzuudur. Diğer kayıplar yanın ler yapması üzerine verilmiştir. Bu fena doğuşun istıraplan d hal kendini gösterdi. evvelâ hususi da bir kaybm zarar hanesınin ağır Gazeteciler Cemiyeti iş hayatını zedeliyen ve hususi te basan faktörlerinden biridir. kongresi şebbüs erbabını kanunun şümuBu duru m, sadece barem lünden kajmak içi>ı büyük ser kanunlarına mahsus bir hal de de Gazeteciler Cemiyeti İdare Hemaye terakümünden alıkoyan meş ğildir. Memleket ihtiyaçlarına hak yetinden : Cemiyetimizin yıllık uhur madde kaldınldı. Yukanda kiyle cevap vermiyen, değisen şart muraî heyet toplantısı 30 Kasım sıraladığımır mahzurlan önlemek lara göre, zamanında tâdil görme 1960 çarşamba günü saat 10 da Caüzere de kanun üzerine kanun yen ve esasen ilk doğuşunda iyi ğaloğlu'ndaki Cemiyet binasmda sevkedildi, tadill^r, tefsirler yapıl düşünülerek hazırlanmamıs olan yapılacaktır. Bu birinci toplantıda dı. Hele devlet sektörü iktisadî ha bütün kanunlarımız memlekete, ekseriyet sağlanmadığı takdirde yata daha sirayetli şekilde daldık yukanda belirtilen şekilde. en kıy kongre miiteakıp bir toplantıya teça mahzurlar daha şümullü haller metli metaımız olan (zaman) dan hir edilecek ve aynca i l i n oluna ölçüleraiyecek kadar aldı. Ayda binlerce lira alan işçi ( ! ) miktarlan caktır. rr.ühendisler, birkaç işe birden ba büyük zararlara sebep olmaktadırkan, birkaç kadroyu birden işgal lar. Para Fonu Heyeti edc.ı memurlar görüldü. daire ve Kifayetsiz bir kanun çıktıktan şehrimizde müesseselerin (muvakkat) kadro sonra tedavisi için bol bol harcaBir iki günden beri Ankarada bu l a n (sas) kadrolanndan daha şiş dığımız (zaman) en küçük bir mik kin haller aldı. Bir bakıma bu. tarını, bidayette harcıyarak dört lunan Milletlerarası Para Fonu He bir zaruretti. îşini yürütmek isti bası mamur bir kanun çıkarsak ne yeti dün şehrimize gelmiştir. Heyea re işin mesuliyet yükünü tası kadar büyük kazancımız olacaktır. yet Başkanı Mr. Sture kendisiyle Elimizdeki kıymetleri muhafaza görüşen gazetecilere «Bütün söyliyan yüksek sevk v e idare mevkiindeki idareciler her çareye bas bakımından «kifayetli ücret» ted yecekleri.nizi Ankarada söyledik vurdular. Neticede kanunun zede biri dışında kalanlan bir başka Daha başka söyliyeceğimiz yoktur» lenmedik tarafı kalmadı. Fakat bu yazımızda incelemeğe devam ede demiştir. ek, yan tedbirl«r v e kararlar bir ceğiz. çok hallerde yine beklenen, aranan Otomobil yedek parça (•) 2/11/60 tarihli yazı. neticeyi vermedi, v»>remedi. Sadefabrikası kuruluyor ce bir çok yüksek sevk v e idare Ford otomobil fabrikaları taraerbabınm, diğer mühim islerine Ses alma makinesini çaldı fından şehrimizde kurulacak yetahsis etnMİeri gereken kıymetli Gece geç saatlerde Leventte G5 dek parça fabrikası ile ilgili tetzamanlannı bu nevi sihirbazhklar rün sokağmda Ayhan Çelik'e ait kiklerde bulunmak üzere iki müararoa için sarfetmelerine sebep messil şehrimize gelmişlerdir. Şiroldu. Bu arada da ka?>una vurulan 8 sayıh eve giren bir hırsız pence ketin hissedarlanndan olan bu yamalardan istifade ile birçok hak re cacnını kırarak 3500 lira kıymesız üeret ödemeleri de aldı yürö tindeki bir ses alma makinesini ça mümessiller bir hafta kadar şehlıp kaçmıştır. Meçhul hırsız aran rimizde kalacaklardır. oü... maktadır. 2 yıl önce olduğu gibi aynı Işie blzdeki (ücret) «narşisi'iin yerde yakalandı bu durumiyledir ki hariçte en ince Üç gün önce cezaevinden affa uğ ihtisaa yapmıı, beynelmilel çapta rayarak tahliye e d i l e n Orhan Gir bilgi edinmiş v e fakat nafes ala Aınansıı bir hastalığın kur ı gin isimli bir yankesici dün Beyarak zaman geçirme süresini tamam banı olan oğlumuz, afabeyimiz, ' zıtta otobüs durağında bir kadılamaraış bilgi, teknik adamını eşimiz. babamız nm çantasmı çalarken suçüstü yadevlet kadrolarında, hattS memÖ Z DO ĞA N kalanmıştır. fşin en enteresan ta leket hudutlan içinde muhafaza rafı Orhan iki yıl önce de hemen etmek imkânı olamadı. Çünkü her HARMANKAYA'nm aynı tarihte. aynı yerde yine biı yüksek sevk ve idare merciindeki hastalığı sırasında en geniş imkadının çantasını çalarken komisev idareciden sihirbazhk beklenemezkânlarla tedavisine gayret eden Sayın Doktor NEVZAT AKBAŞ'a di, v^ tesadüfeı ücret isleri bu gibi muavini Muzaffer Acar tarafındac gerek cenaze merasiminde buidareeilerle hallolunacak olan kıyyakalanmıstı. lunanlara. gerekse büyüklerimetli memleket evlâtlan, istemimize, hastahaneye kadar gelerek yerek, üzülerek işlerini ve ne bizlerden yakın alâkalannı esirKasım 27 Cemazayelâhır 8 yazık ki Yurtlannı dahi terketgemiyen ve evimize kadar gemek zorunda kaldılar. lerek tazlyet lutfunda bulunan a X akrabalarımza ve komsulanBarem kanunlannın artık hurc mıza ve meslek arkadaşlanmıdalasan hükumlerini değiştireceği za candan teşekkürlerimizin ve bu kanunların sayısız mahzuriblâğına Sayın gazetenizin taV. ] 7.01:12.01114^9j 16.43J 18.20| 5.17 l a r n ı kaldıracağı ümit olunan (per vassutunu rica ederiz. sonel) kanuaunun bir an evvel sev E. ] 2.18] 7.18| 9.46|12.CO| 1.37112.34 HARMAVKATA «ilesl k i v e y e n i kanunda, sırf ücret kifa yetsizliginden kaçırdığımız kıymet degişiklik Geçen hafta Ediı dıktan sonra çıkY A Z A N : ne'ye gittim. Buramıştır. Ayrıca forsı, hakikaten güzel mülünü babadsn ve sevimli bir belve dededen ögren de. Camileri ve Ker diği badem ezmesi vaosarayı, b ü y ü k imalâtına mfidahaye parlak bir devrin hâlâ yaşıyan j rilmediğini anlamıyacaktır. Muste le edilmiş ve şeker nisbetini yfizdı ızleri halinde duruyor. Sokakları rileri memnnn etmek için gece ve seksene çıkartarak bir nevi « şeke temiz ve tenha. Halkı a n i n e v î Türk gündüz didinen nyanık ve çalışkan ezmesi» yapması için taliraal veril rnisafirperverliğine ve terbiyesine bir mödürün tıkanmıs bir mecrayı miştir. Fakat o ba dertlerinden bi bağlı. veya çökmüş bir terası yaptırma birini yabancıya söylemiyecek, »aAvrnpadan otomobille gelen bir masına sebep balamıyacaktır. Ley dece vaktiyle Avrnpa fuarlarında yabancı farzedelim. Eğer bn yaban leğin ynvadan »ttığ» yavnı gibi, kazanmış oldnğn belgeleri göstecı içtimai meseleler hakkında bil \ akıflar Idaresi tarafından hatâlı recektir. gi ve kültfir sahibi ise, ilk defa tesisatla işletmeye terkedilmis bn yabancı misafir ve ailesi hayli Edirne'yi görönce ne düşünecektir? güzel müessesenin durumu, ona gö yorgundurlar. . = . . . „•..• sessiz,.. Lâkin şehrin • Selimiye'nin zarafet ve ihtişamı, re izahı güç bir mesele teşkil ede liğine ve yol yorgnnlnguna rağhududa kilometrelerce mesafeden cektir. men, nyku bastırıncaya kadar yadikkatine çarpacaktır. Sinan'ın büş e hirde dolaşmağa çıkacafı va taklarını yadırgıyacaklardır. Zira tun o çevreye adeta manen hâkim k i t > ü z e r i n d e « E s c h a n g e , kelime müessesenin bağlı bulnndngu nolduğnnn hıssettiren eseri, tarih s i y a x l b o U n b ü r o v a o f r l y a r a k « A . mum müdürlükçe siparis edilmiş yaratmış ye büyük devirler yas«karyola yaylan bilâ istisna kusnrraerielln E l p r c s s » i n seyahet çekle mış b!r ülkeye yaklaştıgını hatırbir ulkeye yaklaştıfını hatır la ve yine aynı kanaldan temin ıarhk bir v e y a 100 d o latacaktır. edilmiş yalınkat silteler oldukça j,ozdnrmak istiyecektir. AileGömrük kapısını Edirne'ye bağ p ü r Türkiyede ödiyecefi rahatsızdır berı.ber lıyan nznn yolu ağaılann j , k m a s r a f l a r iiç jin . f a k a t 100 do Tnrist, nyknyn beklerken o gün ilk m a s r a n a r ç n ... F gördüklerini v e SJrendiklerini zibgolgesmde geçerek «okaklar arası , a r | l k y a n i m ,irallk çekj ö r e n „ „ ninden geçirecektir. Edirnedeki sa na gırınce, alakası biraz daha »r o t e l memunınun yüznnde bir ütacaktır. Avmpadakı ünıversite m i t s i z i i k ifadesi belirecektir. Çün atlerinin enteresan müşahedelerle merkezlerını andıran bu şehrın sa k ü o t e l i a a r e g i n e d ö v i z s a t l n a , m a dolu oldnjnna kanaat getirecektir. kın gorunuşunde kendıne hâs bir y e t k i s j taoınmakla beraber mikta i Eskiden kalmış eserlere karşı duycazibe bnlnnduğunnsezecektir. Bn r ı bazan haftada üç bin doları buj duğu hayranlık ile « g5rülmemiş rasının ticari hinterlandını ı L» lan çekleri bozmak üzere knllana kalkınma hamlesinin» arızalı in* •..* ı.j.. kavbet miş ve iktisadi hayatı sönük bir se b i i e c e g i bir fon verilmemiştir. Ma şaatı arasındaki tenaknz üzerinde yır almış yerlerden oldnğn gözünbankalar da, böyle faydalı bir dnracaktır. Mimar Sinan'ı yetiştirden kaçmıyacaktır. hizmet için gerekli kolaylıfı gös miş bir iilkede akan çatılann ve Dinlenmek ve geceyi gecirmek t e r r n e m i ş l e r d i r . Bu itibarla, memu boznk mecralann yıllarca tamirsiz üzere gidecegi tamnmış oteli run yapabildiği tek hareket, yol kalmasım kaderin bir istihzası saonnn önceden tasavvur etmesine cadan 100 dolarlık yerine 10 veya yacaktır. Döviz sıkıntısı çektigi imkân bulunmıyan bir yerdir. \ i ş , 20 dolarlık bir knpür vermesini ri dünyaca bilinen bir memlekette Üsküp, Selânik ve Dedeafaçtaki ki cadan ibarettir. Fakat sokakta ya « Ameriean Express » çeklerini boz misi iptidaî ve bepsi rahatsız olan „. darmakta çektigi güçlü|ü M k n İ 8 c a k b i r k a r a b o r s a c l , otellerden sonr», Ed.rne'nın tar.hı avak ns yecektir. Eski başkent'in iktisadî b o z d n r a m a d l ğ l ceki dekorana nygnn bir bina ile kar n Türk lirasına çevirecektir. hayatını canlandırmak için tedbir şılaşınca memnnniyet dnyacaktır. Şehirde yapacafı gezinti. onnn alınmamasını mühim bir ihmal Otelin mimarî üsluba üzerinde iyi larak vasıflandıracaktır. bir tarih ve sanat ziyaintiba nvandıracaktır. Merdivenler Ertesi sabah, bir üniversite veya EDIRNE Dr. Feridun Ergin HEM I NALINA MIH1NA Suya, ehmeğe, ete dair stanbul'un en büyük derdi su derdi olduğuna şüphe yok. Şehir snyu bir dert; tedavisi milyonlar v e seneler beklediği için. Ya içme snyu? Son seneler içinde • da ikinci bir dert oldu. Dnnyanın en güzel snlannı içmekle Svünen fstanbullnnnn, şimdi içmekte oldnğn sn, şunnn bnnnn elinde kalmış, mahiyeti şüpheli bir nesne. Ortada ne fıçı kaldı, ne damacana. N e Karakulak, ne Tasdelen. Hep bir olnp tarihe kanştılar. Arabalı sucalann, galiba saçtan mamnl, bir nevi bidonla sattıklan sn, cinsi çok s a götürür bir şey. Adı Tsşdelense, kendisi pek pek Hamidive; Hamidiye yahut meselâ Kanlıkavaksa, mntlaka Terkos snyudur. Bir gazete haberi okndnm, tstanbalda adam başına, günde 159 litre s a düşüyormnş. Galiba Terkos mnslnklarının sık n k knrnmasınm bikmetini bu miktarm fazlabğında aramak isabetli olur. Menba suya diye âlâ Terkos içtiğimizin en büyük delili bn sa sarfiyatının fazlalığı. Aynı haberde, snynn bn fazlalığına karsılık, etin günde, adam başına yetmis gramdan ibaret oldnğu söyleniyordn. Istanbul halkı, etten alması gereken kaloriyi alamıyormuş. Yeni öğrenilmiş bir gerçek değil bn. Istanbal, tstanbnl olalı, sn dilemiyen iki derdinden biri et bol halkının büyük bir kısmı, sözüne, iki ekmek bir et yerini ten alışıkiır. meselesi bariç, şehirlinin hallederdidir. öteki de ekmek. tstaniki sa, bir ekmek yerini ratar tutar tesellisini de eklemeğe za Eskiden, çocnğn mektebe verirlerken, anneler . babalar, hoca efendiye «Eti genin, kemiği benim» derlermis. Bunda, daha 0 devirlerde bile etin yüzünü seyrek gören hoea efendilere, bir nevi et rüşveti mfioası seıilebilir. Istanbnl'nn Etyemez semtinin adı ne kadar mânalıdır. Bu ismin niçin konnldnğunn bilmiyorum. Belki de, Etyemez, meselâ Balimoz topnnnn Balyemez şekline girmesi gibi bir istihaienin mahsnlüdür. Ama semte ba isiıa, asıl kelimenin ba değişik şekliyle takılınca bakmışlar ki yakışıyor, oldnğn gibi bırakmışlar galiba. Hattâ daha başka semtlere de aynı adı takıp meselâ «Etyemez 2*. «Etyemez 3» filân da diyebilirdik. Ne zaman tstanbnl'nn et sıkıntısından lâf edilse, etin yüzünü kırk yılda bir fören fakir dn! kadının, çoeafnna, eti mevsimlik bir mahsal diye tanıtısı aklıma gelir. Ba hazin knrnazlığa kanan çocnk, annesiyle beraber sokağa çıktıği bir gün, aksi gibi, kasap dükkânı önünden geçerlerken, camekânda çengellere t a k ı l ı etleri görünce sevinçle haykırmış Anne! Bak, et çıkmıs! Ba hikfiye, bir bakıma, ete hasret yaşıyan fakir tstanballnnnn sembolüdür. Hamdi VAROĞLU lar ve sol taraftaki semsiyeli teras hoşuna gidecektir. Otelin modern dekorasyon sanati ile şark havasını mezceden holünü de beğenecektir. Fakat oteldeki ilk saatlerinde, ezelî dertlerimiz olan bazı arızaları birer ikişer farketmeğe başlıyacak tır. Almanya ve Avnstnryadaki tn ristik otellerle mnkayese edilebilecek bir güzellige sahip bulunan binaya harcanmış sermayeye acıyacaktır. Kaloriferlerin kaçırdıfı sn, yağmnrun çatıdan sızarak dnvar ve tavanlan harap etmesi, lavabo mnsluklarının iyi işlememesi gibi basit teknik arızalann niçin gide ,yM. Bir havasını teneffüs ettiren sayıh ve derin mânalı eserler üzerinde dnracaktır. Müzeyi göstermegi zevkli bir vazife ssyan müdüre möteşekkir kalacaktır. Çarşıda, Edirnebadem ezmesini tadarrijinal mamalü madığını soracaktır. Snal, şekercinin bir yarmsını deşecektir. Çünkü dıs temaslar hnsusnnda zorlnklar vardır. Milletlerarası bir fnvara mal sevk ve teşhir etmek üzere müsaade istemiş, fakat pasaportn ancak fuar kapan üzeiken aynı problem zihnini kurcalamağa devam edecektir. ö y l e bir şehir ve öyle yollar görmüştü ki, eski yapılar y n o k t a m . Ve bn aksakhklar sebepsiz değil di. Eski insanlar kanaatkâr v e vazifelerine yürekten baglı idiler. ¥ a kın mâzide ise, vazifeye ve mesuliyete kıymet vermiyen ve iktidar şeflerine sirin gözükmekte ihtisaslaşmış bir partizan zümresi türemişti. Bir zümre ki, mensnplanndan bazılan iktidarlar değistikçe dörtayak üstüne düsebiliyorlardı. Ord. Prof. Dr. F.H. Saymen Prof. Dr. i . Ermaa Doç, Dr. H K. Elblr Türk İctihatlar Külliyaü 1956 I II M EVL İ T Kıymetli eşim, annemi* ve hemşireıniz, sevgili 1239 karar 891 sahife Fiatı 60 lira İ S M A İ L A K G Ü N Matbaacılık veKitapçılık Müesseseleri Merkez : Cağaloğlu Servilimescit Sok. 24 Istanbul Tel. 22 09 6B OatlŞ . . I MAK KİTABEVİ (B«bı»n) »nkara Cad « l»t«n. yBrierl H A K K I T A B E V İ Ttmkiir«»lâf Sok. 18 I.Hnbul J 11 inci Cilt ULVİYE Gümrükçü'nün vefatmın kırkmcı gününe müsadif 28.11.1960 pazartesi günü öğl« namazını mütaatop Beşlktaş Sinanpaşa Camiinde okuna! eak Mevlidi Şerife akraba. dost ve arzu edenlerin teşriflerini rica ederiz. Gümrükçü. Bayraktar ve Kireç alleleri yapılacak olao yılırr dördüncd 8 Apartman dairesi 1 adet 100.000 Lira... 1 adet 50.000 Lira. kazanan talihlilerin isimlerirv GUMHURIYET Nüshası 25 Kuruş Senelık 6 aylık 3 aylık Turkiye Haricî Lira Kr. Lira Kr. 75.00 150.00 404» 80.00 22.00 44.00 BaFsn ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteeilik Türk Anontm Şirketi Cağaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 Sahibi Yazı işlerinl fiilen idare eden Mesul Müdür Gazetenıize gönderilen evrak ve yazılaı neşredilsin edilmesin iade edilmez. llânlardan mesuliyet kabul edilmez * Abone ve ilân işleri Için, zarfın üstüne sAbone» veya «cîlân Servisi: kaydınm konması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AKLAK YASASTNA UYMAYI TAAHHfT ETMlŞTtR. TEŞEKKÜR V E F AT Merhum Vehbi ve Nakiye Tilkicioğlu'nun oğulları, Fahrünnisa Tilkicioğlu'nun eçi, Dr. Refik Tilkicioğlu, Nazmiye Tilkicioğlu, merhum Kazire Dirilgen'in ağabeyleri, Yıldız Hakman ve İnci Arda'nın babalan, Necmettin Hakman ve Mesut Arda'mn kayınpederleri v e Hatununun ağabeyi; Y. Müh. Fikret, Necdet, Erkan Dirilgen'in dayıları ve Göksel, Başat, Oya Tilkicioğlu' nun amcaları. Selâhattin ve Ayşe Hakman'ın büyükbabaları. Ailemizin çok sevgili büyüğü. Eski Istanbul Çahşma Bölge Müdürü tstanbul Rirosn Avukatlanndan NÂZİME NADİ bu akşam VECDÎ KIZILDEMİR 1 lı 1 1^ 26/11/960 günü âni bir kalb krizi neticesi Hakkın rahmetine ermiştir. Cenazesi 27/11/960 pazar (bugün) günü öğle namazını mütaakip Şişli camiinden kaldınlarak Feriköy'deki aile kabristamna defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyliye. Kemal Tilkicioğlu saat 19 da İSTANBUL RADYOSUNDAN dinleyebilirsiniz. • YAPI ve KREDİ BANKASI ^umııııııııımıııımıııııııııımıııııımMMiıııııımmmııımııııııııımıııııım = CUMHURlIE'Tln edebî tefrikası: 7 ıııııııııııııııııır^ ri dinleyip gidelerdi. öğretmen ara sıra gelmezdi ama, Eğitmen devatnhydı. Mnhtar, üyeler, gençler, kocalar, otarnp nslu usln dinlerlerdi. Her hafta aynı seyleri dinlemekten bıkarlar, esnerler, ama ellerinden birşey gelmezdi. Bn hafta, Muhtar Uzun Hamdi, basını eğmiş, düşünüyordu. Kafası, karma karışıktı. Imamın söylediklerini duymnyordn. Kafasında, namazdan »onra yapacağı «toplanü» nın gürültüsü vardı. Az sonra adamlar çıkmağa başladılar. Çıkanlar dnvar diplerine çöküp çanklannı bağlıyor. sonra birer sigara yakıyorlardı. Daraah'da cumalar, hele kıslan, bayram günleri gibi kalabalık olnrdu. Yüz yedi evden adam gelirdi. Komşn köylerden de gelenler olurdn. Köyde din işleri yolunda gidiyordu. Müslümanların baftada bir camilerde toplanıp ö | ü t dinlemesi kuralını, Damalı kadar iyi bileıı ve yerine getiren köy az bolunurdn. Mnhtar Uzan Hamdi. namazdan, Osman Hafızla birlikte, en arkadan çıktı. Imam. iki ellerini önünde kavuşturmuştn. Mnhtar, alçak sesle. yüzünü asarak konnşnyor, uzaktan aniaşıldiğına göre, imamı bir konuda « ikaz » ediyordu. Muhtar, caminin avln kapısına gelince Ali Gede'yi çağırdı: «Şu benim Gnrul üyelerine habar ver, Altıparmafın oraya toplansınlar, işimiz var. Ayrıca Duranâ'va, Baytar Memede, Os soknp, «Haydi.» dedi. Ynriidüman Hafız'a da habar ver, OraIer. ya gelsinlerjt Muhtar: «Bak, Osrnan Hafız kardasım.» dedi. «Bana darılma. Osman Hafız, Mohtarı ceketinden ç e k t i : «İyi ya, beni de Benim yerime olsan, aynı lâfGurnlun önüne çağırmanın âlel a n sen de söylersin kendine, mi ne? Söyledin, duydum.» Damalı, senin ardına dnrnp na«Be kardasım Osman Hafız!» maz kılıyor. Sana bakıp yatıdive parladı Mnhtar. «Dnydun yor, sana bakıp kalkıyor. Bizim emme anlamadın! Bir de Guinsanımız taklitçi bir insan. Girul söyelsin, belki o zaman anne sana bakarak bir mera sürlarsın...» meğe kalkarsa neye karar ha«Tövbe Allahım, tövb«!» çeklimiz? Sana geçen yıl da »öyleti Osman Hafız. «Adı gözel Tan dim. boşla bn işi deyi. Çiti geri rım, sen bana «abırlar ver...? at, dedim. Başkası yapsın da Mnhtar kesti a t t ı : «öntimde sen yapma, dedim...^ tonla köy işi var Hafız, bafimı Hafız'm sesi ünu çıkmıyordn. fazla ağrıtm» arkadaş! Haydi, Muhtarın yanı sıra, snçlo snçlu Altıparmaçın eve. îste ben giyürüyordu. Dolaşık, dar sokakdiyornm.» lardan, sn birikintilerinden atEğitmenle Öğretmen, daha dua biter bitmez çıkıp oknİ3 > lıyarak ilerliyorlardı. Bazı evlerin önünde, bazılannın ardın gitmişlerdi. Mnhtar, «Toplantıya onlan da da, taze taze tüten, irili nfaklı çağırsak eyiydi emme ortada gö gübre yığınlan vardı, Gübre riinmüyorlarj diye basını kaşıyığınlarında eşinen tavnklar dı. «Öğretmen bir de kafa tnhorozlar, serçeler, sıfırcıklar.. 1ar. Gel de habar ver şimdü Kösebaşlarında elleri kirmanlı Ben geni toplantıya çağırsam, okadınlar... Kadınlar, kollarında kulda dersin kalır be adam ! ki yün kolçaklannı eğirip eğirip Hemi de bizim köyün işleri sekirmana sanyorlardı. Koeaları nin bildigin işlerdeu değil ki ! camiden bir konnkla dönenler. Sen bunlara karışırgan, bizim nsnlca evlere koşnp, ortalıktan dürzüler birbirlerini bırafırlar kaybolnyorlardı. da seni tartaklamağa başlarlar. Röyle bir müslüman köydür hiAltıparmak Ali. Mnhtardan. zim Damalı...» evinde Kurul toplantısı olaca Osman Hafız, dnpımrç bakınığını duyar duymaz koşmuş, yordn, «Çabnk ol gız, çabuk!» diye ka «Haydi gidelim, haydi!» dedi rısına bağırmıştı. «Yan odayı Muhtar. «Korkma, Gnrul seni bir düzene sok. Duvarın dipleri yemez. ne yastık at, Gurul geliyor.» Hafız, ellerini asker kapntnndan bozma paltosnnun cebine Arkası var KOY = = = = = = = = = = = ^ = = = = E E ş 5 = £jj E E ~ Cevizleri karyolanın üstüne bosalttı. Sağa sola dökülenleri topladı. «Şn elmalara, so ayvalara bak!» dedi. Birini alıp bnr nnna götürdn. «Mis gibi koknyor!» dedi. Ceviz doln keseyi masaya koydu. «Gavatlar!> diye kapıyı çarptı. «Teyin, zehir znkknm olsnn!» dedi, Dışarı çıktı. Dersliğin ağzındaki boşlnktan Eğitmenin sesi geliyordu. Ba sefer bir yazı isi üzerinde bağırıp çagırıyordu. Bir çocnça . «Doğrn otnr, başını kaldir, kolnnn serbest bırak!» diyordu. Duranâ, pencereye doğru vardı. Eğitmenin yü zü karatahtaya ılönüktü. Cama IV. Cami, ağzına kadar doluydn. Osman Hafız, kösedeki yüksek yerden bağınyordn : « . . . Sevap işliyen sevabının, günah işliyen çün3hının karşıIığını alacaktır. Cenaballah, bizim her türlü fiilimizi, a y n ayn birer tevtere yazdınyor. Bu tevterlere «Amel Tevteri» deniyor. Hiçbir şey Cenaballahın göznnden siper kalmıyor. Mizan günü buznrnna ardıfımız vakit, tevterlerimizi açıp soracak. Sana güzel kitaplar endirditn. pevffa.11•.•••' ıriirn öyle SEIBERLING OTO, KAMYON LASTİKLERİNİ TERCİH °EpİNİZ eder Fazla dayanır Konfor t e m i n S vnrdu. «Mısda\,ı. d e d i Duranâ. «Sen onnn sözüne bakma. dayım. Heybeyi yatagına bosalttım. Masanın üstüne koyduğnm kese de senindir. Ben senden mem nunnm. Daha o çocuktnr. Bir köşeye çek de konuş kendisiyle. rgraştiffi adamı da tanıt kendisine. Benim höyle alftan aldığıma bakıp fazla horozlanmasın...? oldoğn halde nedir senin bn yaptıkların? tşte, ey cömaati müslimîn! O zaman diliniz tutnlacak. Tebdiliniz şaşacak. Bir kelimelik cuvaba kaadir olamıya caksınız. Tanacakstnız ! Yalana, inkâra sapacaksız, hiçhiri para etmiyecek. Dilinle inkâr etsen. Hikmeti Hüdâ, elin dile gelip şahitlik edecek: O işi benirale tnttnn, diyecek, Gözün. benimle eördün. ayafın. benimle yörüdün, kulağın, benimle eşittin, diyeeek. Tasavvur edin ki, bn ne feci bir haldir Ne böyük bir mahcnbiyettir Işte, onnn üçün ey müslümanlar...» Sonra, ellerini havaya açarak, nzun bir dnaya girişiyordn. Dnayı o söylüyor, kalabalık da aşağıdan «.İmin'.» çekiyordu. « . . . Gerek vetammızı, gerek cümle müslüman diyarını, her türlü ateşten, âfattan emîn eyle, Yi Rabbî ! . . » «Amîn...» «Ker zarar geçerek, f5«el gt5ze] çalışmaklar. bepimize tnüyesser eyle yâ Rabbî!...» «Âmîn..j» «Gönlnmüzde yatan her türlü muratlarımızı hayırhsıyla ihsân eyle Tâ Rabbî!..» «Arnin..^» «Şebitlerimizin, üstatlarımızın analarımızın, atalanmızın, evlâ dü akrabamızın rnhlannı da şâd eyle Yâ Rabbî!...» «Âmîn...» Osman Hafız, baştaki büyüklere, karadaki trenlere denizdeki gemilere, havadaki nçaklara hep dna eder, kalabalık «âmin» derdi. Her hafta, Eğitmenle öğretmen, orta sıralardan birine oturnrlar, oknnanları, «öylenenle Türk Şiir Antoiojili Takviraî Yazıhane olarak kullanılacak Galata. Tophane, Beyoğlu, Taksim veya Harbiye semtlerinde tatnamı taKriben 400 M2. eb'admda. kaloriferli, kiraljk bir veya iki kat üzerinde bir yere Uıtiyaç vardır Teklifte bulunmak istiyenlerin P.K.. 542 Beyoğlu adresine kira bedelini de belirten etraflı bir yazıyla mü"^^^^^•^™"™" racaatleri rica olur.ur. " " ^ ^ ^ ^ Kiralık Yazıhane Aranıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle