Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎKÎ CUMHTJRİYET 24 Kasım 1960 SAGLIK BAHISLERI •••llllllllllllllllllllllllınnmu,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Suçluluk duygusu Yazan: Prof. Dr. Rasim ADASAL Suç ve günah işlemek duygusu ve dürtüsü basit bir psikoloji olmaktan ziyade dinden adalete, sosyolojiden pedagojiye, biyolojiden ruh tababetine kadar bir çok beşerî müesseseleri ve bilim dallarım ilgilendiren çok karışık bir konudur; nitekim iptidai ahlâk hissi de dolayısiyle buna bağ lıdır. Bu duygu, Tanrıntn yarattığı ve Cennet bahçelerinde misafir ettiği ilk iki insanın ruhlarında da mevcut olarak çocuklarına da bir miras şeklinde intikal etmiş, ve hattâ ilk cinayet, Âdem'in ogullarından birinin kardeşini öldürmek suretiyle vâki olmuştur. Günah ve suçluluk hissi ve fiili, en eski insanlarm eîsanevî tanrılarında da mevcuttur. Zeus'dan Apollon'a kadar bütün Olimpos Tannları her çeşit günahı işlemiş başkasımn gü zel karısını kandırmak, insanları iyi eden ve Cehennem dünyası. nın nüfuzuna sekte veren Üskülâp gibi bir başhekimi yıldırımla çarptırmak şeklinde çeşitli gü. nah ve cezalar yanında Tanrının peygambeflerine gönderdiği kutsal kitaplarda ebedî günahı karşılıyan ebedî ceza, yani Cehen. nem de yer almaktadır. la müşahede edilmektedir. Hattâ ruh haslatarından bazılan tarai fından bu suçluluk benimsenerekı kabul edilmekte ve cezalanmış ol' maları da haklı görülmektedir. Freud'un Oedipus kompleksi psikanalitik görüşünü psikolojik ör Atatürk, Harb Arali Lîmaıı Von YAZAN gülerinden almış olduğu Sofokkademisinde talebe Sanders'i bizmetinles'in Kıral Oedipus eserinde bu bulunduğu yıllarden affetmenfn zaderi n suçluluk ve binefsihî ceza Bir otobüs 3 dükkânm vitrin dan itibaren memrnrî olaca|ını, bu landır.Tia tahlili son derece kuv lerini parçaladı, ayrıca altı leketin kurtuluş ça takdirde inhil&l evetlidir. Halbuki paranoiaklarda trafik kazasında beş kişi releri üzerinde ya, decek k u m a n d a yani şüphe hastalarmda olduğu kın arkadaşları ile fikir teati nabileceğim kanaatinde idim.» mevkiini, mevcutlar içinde, yalyaralandı gibi de suç ve günah tamamiyle sinde bnlnomuş, mfinakaşalara Atatürk bn dttsfincelerle Birin nız Mnstafa Kenıal Paşa'nın işinkâr edilerek şahıs bunu bir pro edebileceğini söylemiş ve vaVilâyet durağında firenleri pat girişmiş, jenç bir Knrmay suba ci Dünya Harbinde son vaztfeai jeksiyon mekanizması ile diğer lıyan bir otobüs, dün üç kitapçı yı olarak vazifeye baaladıktan bulnnan Tıldırım Orduları Ku ziyet sulh lehine inkişaf eder, o lerine çevirmekte ve bir büyük dükkânının vitrinlerini parçala sonra da gizli Hürriyet cemiyet mandanlıfından istifa edip ts cepbenin bugün arzetti|i tehlike lük hezeyanmda telâfiler aramak mış ve bir kızın yaralanmasına lerine katılmıştı. bi N tanbula gelmeden evvel VI. Meh ortadan kalkarsa, Harbiye Naıır tadır. Ancak günahkârlık duygu sebebiyet vermiştir. Şoför Ahmet Atatürk, tkinci Meşrutiyetin ij met Vahidettin'in baş yaveri mi lığını Mustafa Kemal Pasaya desu, şuuri olarak" hisseJilen ve Yolmaz idaregindekl 20096 plâka lânından sonra, Imparatorlufun J ralay Naci Beye «General Naci vir ve tevdi etnefi düşündüfünü gerçekten yapılmış olan bir hatâ lı otobüs, Cağaloğlundan Sirke maruz kaldığı bütün diş teeavfiz | Eldeniz» bir teleraf çekerk ku de bildirmişti. ş ile karıstmlmamalıdır. Bir ahlâ ci'ye giderken, Vilâyet durağının lere bilfiil karşı koymnş, Derne rulmaıını dttşündüğü hükümet tzzet Pasa ayni zamanda, Snriyanında âni olarak firenleri patkî değere ve yükümüne karşı işde. Tobrnk'ta, Balkan harbinde, ve derhal sulh yoluna gidilmesi | ye cephesinde Kolordn kuman lamıştır. Bu yüzden, kaldınma lenmiş olan bir suç ile gayri su çıkan otobüs, 56 • 80 ve 62 numa Bolayırda. Birinci Dünya Har hakkındaki kanaatlerini bildir danı bulunan Miralay Ismet Beyl urî bir kusur ve suç arasında de ralı kitapçı dükkânlarının vitrin binde, başis Anafartalar olmak mişti. Atatfirk bn telçrafda ay (tnönü) Erkanıharbiye İkinci Re. isliğine, Kafkas cepbesinde diğer rin farklar vardır. Gayri şuuri ku lerini parçalamış ve bu sırada üzere nıuhtclif cephelerde bnlan! nen şöyle diyordu: f « Seryaveri Hazreti Şehriyarî Kolorduya kumanda eden Kâzım sur her şeyden önce hayalî yani Fatma Küçükhasan adh bir kıza muşfur. şahsın bilmediği bir zevkten iba da çarparak, yaralanmasına sebeAtatürk, Birinci Dünya Har Naci Beyefendiye. Talât Paşa ka Karabekir Paşayı da Harbiye ret olabilir. Ancak birçok defa biyet vermiştir, şoför yakalanmış, binde, Ittihat Terakki fırkası binesinin meflnç bir halde, Tev Müsteşarlığına münasip göriiyorhakiki yani fiilî kusur ve günah olayla ilgili tahkikata başlanmış nın tutnmnnn daima tenkid et fik Paşa hazretlerinin muayyen du. Atatürk'ün yukarıda yazılı telmiş, lmparatorluğun harbe za bir kabine teşkilinde müşkülâta tan daha şiddetli hissedilmek su tır. grafı Ahmet lzzet Paşanın eliretiyle cezalanma arzularını daÖte yandan dün sehrin muhte mansıı girdiğini söylemiş ve har! marnz bulnnmakta olduğunu habin sevk ve idaresinin kötülü|fi| ber alıyorvm. Ordular muhare ne geçtiği vakit, Paşa, Mnstafa Eski felsefi doktrinler günah vet edebilir. Esasen bu bir türlü lif semtlerinde, 5 kişinin yaralan hakkında da kanaatlerini açıkca j be kudretinden mahrnm ve za Kemal Paşanın Harbiye Nezaremasiyle sonuçlanan 6 trafik kazave suçluluk duygusunu muhtelif atılamıyan şiddetli bir parazit .. sı daha olmuştur. Sanık şoförler 1..H!,: Atatürk, Almanys , t e n jjnyay, mevcude müdafaadan tine tayinini mttnasip çördü*übelirtmişti. . , , . şekillerde încelemiş olmalarına fikir '.nesabesindedir. yakalanmış, bu ölaylarla da ilgi ve müttefiklerinin Birinci Dün âeiz bir hale setirilmiştir. Düsid nü ve Harbiye Nezaretini bnnve bu hususta birçok doğmalar Gayri şuurî hatâ ile günahkâr li tahkikata başlanmıştır. ya Harbini kaybedeceklerini gör man her rün daha miisait ve e an dolayı bizzat uhdesine aldı. vtya mazeretler ileri sürmüş bu lık duygusunun diğer bir vasfı müş, bunu Osmanlı veliahdi ile zici şurut ihraz etmektedir. Müt,*»". »«'•> »*»' mümkttn olnrsa, lunmalarına rağmen ortada beşe da mantıkî olmamasıdır. Çocuklu yaptıfı Almanya seyahatinde, tefiken olnradı|ı takdirde. mün| Husttfa Kemal Paşayı tstanbula ri bir tabiat ve dürtü olarak her. ğumuza ait yasakların, ne kadar zimamdarlarına açıkca feriden ve behemehal sulhfl tajdavetle bu nezareti kendisine gün her çeşit suç ve günah işlen mânasız ve e$it olmayan değer Bina ve araıi vergileriyle, Alman teklif etmegi düşündügünü, olamektedir. Bütün tezlerin en doğ lerde olsalar bile, çocuğa göre 5 aydınlatma resmi ay sonuna söylemiş ve gezdikleri harb cepI karrür ettirmek lâzımdır. Bnnun mttteveccih hesinde Osmanlı veliahdini harb için fevtolunacak bir an dahi mazsa Anadoluva rusu da budur. Ancak ilk insanın nemli oldukları gibi her kusuru temizleme, aydınlatma resmi kaîmâmYstir" Aksİ takdirde mem düsman iştilâsına karsı lSzım rekeyfine ve zevklerine veya dinî ay sonuna kadar ödenecek vaziyeti hakkında cevap verilme için icap eden cezalarla nispetliinançlara göre şeytanın telkinle. si güç sualler sormajfa sevketmiş leketin kSmilen eldrn cıkması len askcri tedbirleri almak ve Bina ve Arazi Vergileriyle biridare etmekte, mevcutlar arasınnne kapılarak işlemiş olduğu ilk dirler. Erginlikte bunlar unutulve Alman kumandanları bn su devletimizin ?ayri kabili telâfi günah ile birlikte daima bir vic muş olabilmekle beraber şuur al likte temizleme ve aydınlatma aller karşısında müşkül bir durn mehalike mamz kalması baidül da, Mustafa Kemal Paşadan dai ha muktedir bir kumandanımız dan ve ahlâk kontrolü yapan de tı daima çocukluk safhasında kal resminin ikinci taksidi de tahsil n ı düşmüşlerdi. ihtimal degildir. bulnnmadığı cihetle, şimdilik runi bir kuvvete de sahip ol mış olduğu için şahsm bilgisi dı edilmektedir. 30 kasıma kadar mü Muhterem padişahımıza olan Atatürk, Birinci Dünya Harbi muştur. Işte bu moral kontrol, şında baki kalırlar. Rüyalarımız kellefler, gayrim»Bkullerinin bağ sonlarında, Osmanlı tmparator sadakat ve merbutiyetim ve va cephede çalışraasını dahi fayyalnız insana mahsus olmak üze da hatırladığımız çocukluk ve lı bulunduğu Hususi Muhasebe lngnnun, yıkılmaktan kurtulmak tanımın temini şelimeti itibariy dalı ve daha mühim fördüğünü Hamdi VAROGLH re psikobiyolojikraahiyetteol gençlik kusurları ve korkusu ile Gelir Şubelerine ıriakbuz karşılığı üzere, münferit snlh yapmasına le arzederim ki, Tevfik Paşa söylemişti. mak ürere çocukluk çağında ttr uyanma.nız gibi... Şuuri ve gay Vergi ve resimlerini ödemeleri ge taraftar bulnnuyor ve bnnun i hazretleri filhakika müşkülâta Bnndan sonraki hâdiseler, bftbive unsurları ile başlar ve er ri şuurl kusurlar ve suçlar ara rekmektedir. Bu »üre içinde Vergi çin de bazı teşebbüslere giriş tesadüf etmişlerse, şadaretin der tün bn tahminlerin, tasavvnrlağirıliğe doğru olgunlaşır. Rous sında diğer bir fark da bazan gü ve resimlerini ödemiyenler. ilk ay mekten çekinmiyordu. Bn yolda hal tzzet Paşa hazretlerine tev rın dışında cereyan etmiş, miitaseau gibi bir terbiyeciye söre ço nahkârlık duygusunun inkâr e için ".'a 10 ve mütaakıp ay ve gün rekenin imzalanmasından sonra, K ON GR E ler ijin de ° o 2 gecikme zammına ki gayretleri, bir netiee verme cihi ve müsarfinileyhln de esası anavatanın istilâya n|ramasını / cuk dünyaya mâsum bir varlık dilmesiyle beraber davranışta «Muğla Vilâyeti Okutma ve Yardımlaşma Cemiyince bn sulhü temin etmek ve Fethi. Tahsin. Rauf, Canbulat. olarak gelir ve zamanla cereiye sembolik bir şekilde belirmesidir. tabi tutulacaklardır. yeti» kongresi 27 kasım 1960 pazar saat 9 da Yeni SiImparatorluîu yıkılmaktan kur Azmi. Şeyhülislâm Hayri ve â ve Istanbnl hükümetlerinin içine tin kötü şartları altmda bozulur. Çocuklukta nüve halinde bir kudüstükleri aczi rören Atatürk, Pazar gtinü cereyan tarmak azmiyle Müşir Ahmet tz cizlerinden mürckep bir kabine nema arkasında Çakır Saray Düğün Salonunda yapıGünahkârlar ve suç işleyenler sur ve suç duygusu mevcuttur. artık yegSne çareyi Anadoluva kesilecek semtler zet Pasa riyasetinde kuvvetli bir teşkil etmesi zaruridir. Zevatı lacaktır. Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur. daha ziyade bu kötü sosval ve Tehdit edilen ve korkutulan vegetmek ve Millî Mücadele haret.E.T.T. îdaresi ta»afından Trans , hükümet kurulmasına ve bu hfij merkürenin vücude çetireceği ketinin bası olmakta förmüş ve îdare Heyeti ••^***. moral terbiyenin mahsulleridir. ya bunun olmasım endişe ile bek formatör Merkezlerinde yapılan j kümete kendisinin de Harbiye kabinenin vaziyete hâkim olabi Türkiyenin kurtnluş dfivası bn "•*'*'' Halbuki ruh îıastalarından moleye n çocuk bütün korkutmaların yılhk revizyon dolayısiyle pazar Nazırı olarak katılmaıına tarafı İeceçi zan ve itikadındayım. Tev dern bir ruh bilimi anlamım yaeşsiz önderin sevk ve idaresi alni psikanalizi çıkaran Freud'e çö gerçekleşebileceğini düşünür ve günü Vezneciler, Belediye Sarayı, tar sörülmüştü. Kendisi Harbiye fik Paşa hazretleri, size isimle tında gerçekleşmişti. re ise çocuk sanıldığı gibi dün bu suretle hayalî bir ceza tasav Fatih Macar Kardeşler Caddesi, Nazırlıgını niçin istemiş oldufcu r,ni »aydıtım zevata müracaat ettiii takdirde mazharı teshilât yaya tam bir mâsum olarak de vur eder. Bir felâketi endise ile Sarıgüzel ve P.T.T. Santrah, Ak nn şöyle izah etmektedir. ğil, bütün zevk dürtülerini bir beklemek bizatihî felâketin ken şemseddin, Yesarizâde ve Karade n snlhttn çabuk gelmlyeceı olabilir, zannederim. Münasip nüve halinde ruhunda taşıyan disinden daha elem vericidir; çok niz Caddeleri civan ile Karaağaç gini biliyorelnm. Snlha kadar i ise bu zevatın Şevketmeab Efen«çok cepheli bir sapık» olarak kere de sarahatlann ve gerçekleş ta saat 8 ile 16 arasında cereyan çok hnhranh vaziyetler karşmn dimize arzını rica ederim. Fatırı Fahrî i d gelir. Biyopsikolojik hayat ham raelerin en kötüsü uzun müddet kesilecektir. da kalacaktık. işte bu sıralarda Taveri Haıreti Şehriyarî MusMUAMMER lesi itibariyle insan varlığı dai devam eden şüphelere tercih eBir amel tren altında KARACA vatana ciddi hizmetlerde bnln tafa Kemal.» ma zevk prensipine, çeşitli ihti dilir. Zamanımızda bunun en batiyatrosunda Ahmet lzzet Paşa. hükümeti can verdi 1 Bankamız Teftiş Heyetine Hukuk, tktisat ve Siyasal raslara dönüktür. Ancak bunlar riz Lnisalini işker.ce hücresinde SADİ TEK kurmağa memur edildiçi vakit, Feneryolu ile Kızıltoprak ara 4 Bilgiler Fakülteleriyle îktisadî ve Ticari llimler (Yüksek Ikti #| cemiyetin nizamları karşısında sfiıelerce şüphe ve endişe içinde ' in kendisine büyflk bir itimat ve sat ve Ticaret Okulu) Akademisi veya bunların yabancı mem vicdan kontrolü ve sansürü ile ülüm cezasının tatbikını beklemiş smdaki tren yulunda inşaat ameSAAT 6 TtTATROSU mnhabbet beşlediği Bahriye Ne. leketlerdeki, Milli Eğitim Bakanlığınca tasdikli muadilleri fı baskılara uğrarlar ve çeşitli cin ve nihayet çok haşin adalet pren leliği yapan Himmet ötiç adında zareti Erkânıharbiye Reisi Albay | mezunlan arasından müsabaka imtihanı ile lüzumu kadar MüHer akşam ve bu «ksam sel, moral ve sosyal kompleksie sipleri ugrunda idam edilmiş bu 27 yaşındaki bir şahıs, dün tren | f Pasta ve Şekerleme $ Hüseyin Rauf Beyle (Ranf Orfettiş Muavini alınacaktır. ri teşkil ederler. Saat 18,15 te ; lıran Chesmann teşkil etmiştir. altında kalarak feci şekilde ölıi Atatürk Bulvarı No. 134 f bay) istlşarelerde bulunrouş ve r ERKEKLER KIRKINDAN 2 Yazılı imtihanlar Ankarada Umum Müdürlükte, Istan' Çocuk derhal vaki olan bir ce müştür Kazaya sebebiyet veren Ruhun şuuraltı derinliklerinde Ranf Beyden Bahriye Nezaretini 20O04 numarah katarın makinisti SONRA AZARLAR bul (Galata) ve İzmir Şubelerimiz binalannda 16, 17 ve 18. çok şiddetli bir manevi huzur ! zayı müphem bir czanm korkusu yakalanmış, olayla ilgili tahkika I••••••••••••••••••••• kabul etmesini rica etmisti. Bu i Şarkılı, müzikli komedi ocak. 1961 tarihlerinde öğleden evvel ve sonra yapılacaktır. suzluk duygusu olarak hissedilen 'içinde yaşamayı tercih eder. Bu ta başlanmıştır. gSrüşmeler esnasında böyle bir i Numarah yerler 2,S lira j llkokul üuitelerine 3 Birinci maddede yazılı Fakülte ve Akademi mezunlagünahkârlık veya suçluluk bir ı na binaen derin mânevî üzüntütelgraftan haberdar bulunmıyan i Tel: 46 66 66. Gişe açıktır rından seçme imtihanlanna katılmak isteyenler, imtihana ginüve halinde herkeste mevcuttur. sünden kurtulmak için de bu ce Harbiye Karaköy tramvay ; göre hazırlanan Rauf Bey de yüksek kumandanrebilme şartlariyle yollamaları gereken belgeleri. imtihan koZira her insan hayatınm ilk yaş zanın gerçekleşmesini arar. Ba ları Sirkeciye kadar uzatıldı lık vasıflarını çok takdir ettiti HMEl EGHlM TEMEl BlLGUER Bu sabahtan itibaren Harbiye larmdan itibaren bidayette bil zan adaletin bir türlü bulamadığı nularını, Müfettişliğe yükselenlerin Yabancı Memleketlere Mustafa Kemal Paşanın Harbive miyerek ve sonraları bilerek ku kaatiller vicdaa azaplarmm ve Karaköy tramvaylan, Harbiye mesleki tetkik için gönderilmeleri hususundaki kayıt ve diğer Nezaretine getirilmesini tavsiye surlar işleraekte. moral engeller daima başlarında Demokles'in ile Sirkeci araasında sefer yaplüzumlu mâlumatı muhtevi broşürlerimizi, Ankara'da Teftiş etmişti. Niishası 25 Kurus le karşılaşmakta ve ilk defa ana kılıcı gibi cezayı beklemenin ver mağa başlamışlardır. Heyeti Başkanlığı servisiyle tstanbul (Galata) ve İzmir ŞubeAhmet tzzet Paşa hükümetini Basan ve Yayan ve babadan gelmek üzere çeşitli diği emTiiyetsizlik ve huzursuzlerimizden tedarik ve bu konularda fazla mâlumat için doğİsraelli bir doktor knrarken baslançıçta Harbiye Cumhurlyet Matbaacılık ve 4 cezalara da maruz kalmaktadır. rudan doğruya Başkanhğa müracaat edebilirler. lukla günün birind? kendilikleNezareti ile Erkânıharbiye Riya Gazetecilik Türk Anonim Şirkett konferanslar verecek 4 Günlük ruh tababetinde hekim rinden ilyililere başvururlar veya 4 îsteklilerin, 31.12.1960 tarihinde Ankara'da bulunmak •etini de kendi uhdesine almak Çağalnğlu HalUtvT Snkak No. 3S41 Türk Diş Tabibleri Cemiyetinin Basıldltl vet : ler hayatlarında herhançi ob suçlarını bir yerde ve çok defa dâvetlisi olan Israel Üniversitesi üzere, Bankamız Teftiş Heyeti Başkanlığma mezun olduğu niyetinde bnlnnnyordu. Bnna Tifdruk Matbaacılık Sanayl) jektif suç veya günah işlememiş bir içki safhasında itiraf ederler, Dişhekimliği Okulu DoçentlerinFakülte veya Akademinin adını, mezuniyet yılını, kayıt nukarşı Ranf Bey, bu vazifelerA. S Sasımevi oldukları halde devaoılı bir suç Böylece zevk duygularının elera j den Dr. Max Weinreb şehrimizde marasını, hâlen bir işte ise çahşmakta olduğu yer ile müesse I1 den birine Mnstafa Kemal Paşa Sahlbi luluk duygusunun tesiri altında duygularına dönmesi suretiyle diş tabibliği ile ilgili konferanslar senin adını. imtihanlara nerede girebileceklerini ve ikâtnettayin edilirse lzzet Paşanın çeNÂZtME NAOİ gâh adreslerini açıklayan pulsuz bir mektup veya telgrafla derin bir manevi huzursuzluk gös binefsihi cezalaadırma denilen verecektir. îsraelli Diş Hekimin tin ve a|ır vazifesinin kolaylaşıp Yazı tşlerını (iilen ıdart ed«o müracaat etmeleri lâzimdır. (55639) teren insanlara rastlarlar. Halbu tahtteşsuuri duygu doğar. Çocuk ilk konferansı ayın 28 inde Cemihafifliyebileeegini söylemişti. AhM**sul Mildür met lzzet Paşa bnna karşı: ki aksine her gün büyük günah V.üyüdükçe bunlar daha çok ve yet merkezinde tertiplenmiştir. VECDİ KIZ1LDEMİR lar ve suçlar işleyen birçok in daha fcuvvîtlidir. Her tekâmül Mnstafa Kemal Paşanın bn va Gazftemtze göndertlen rvralı v* sanlarda da hafif derecede zahi ssfhasında suçluluk duygusu ve zifelerden herhangi birini en iyi vazılâT neçı^dilstn Pdılme«in lacR ( TÎ bir suçluluk duygusu ve piş iç üzüntü yenilesir ve dolayısiyle j Kasım 24 Cemaziyel'âhır 5 snrette idareye mnktedir bulnn. edilmez tlânlardan mesultyei manlığı yoktur. O haîde tahteşşu bir cezalanma arzusu belirir; ve dugnna kani oldngunu, fakat şn kabu) *»dilme2 a rî dürtülere bağlı olarak suçlu bu suretle bizzat günah ve kusur * sırada kendisine bu memuriyeti S e Abnne ve llân ışleri İçin. tarfır luk duygusu daha ziyade hayali gibi, cezanın aranması da gayri teklif ve tevcih etmenin harb « vaziyeti bakımından muvafık ol Ustüne «Abnn«» veys «Ilân Servtsl! bir parazit fikir mahiyetindedir. şuuri olarak özel vasıflar gösteÇ I K TI mıyacaŞını, sulh yapmak teşeb kaydmın knnmm ISzımdır. Bu suçluluk duygusunun muhte rir. Fakat bununla ayrı bir konu 4 renk 32 sayfa 50 Krş. 39.000 lira muhammen bedelli Baltalimanı kemik hasbösünü müteakip Suriye cephelif şeşkilleri, başta melânkolikler teşkil eden suçluîuk duygusunun V. 1 6.53 12.00 14.30'I 6.44118.21! 5.14 BU GAZETE BASIN AHLAK olnıak üzere, birçok ruh hastala psikanalizine girmiş buluiuyo E. 1 2.13 7.16 9.45 2.00 1.36ıl2.29 Çıkaran: TÜRKtTE YAT1NEVİ sindeki kıt'alarımıza kumanda YASASIN'A UYMAY1 TAAHHÜ7 talıkları ihtiyacı 1500 metrekare yer muşambası 14/12/960 günü saat 16 da Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü Satın•••»•»••••••»•••••••• etmekte bulunan Alman Gene ETMtSTtR rının hezeyan örgülerinde bolluk 5 haberleri ÂtatmK'ün Trafik kazaları arttı T A R1 H NALINA MIHINA IIIIEIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIlEllll Uatbiye U Nazırlığı meselesi İ Haluk Y. Şehsuvaroğlu Değertendirnte • • ç gün evvelki bir yazısında, bizim için tek knrtuluş volunun iktisadi sahada oldnğnnu söyliyen arkadaşıııı Mazhar Kunt. istihsali arttırma löznmundan bahscdivor, yazısını şöyle bitiriyordn: «Bakm. tam mevsimi, paiamutlar bol. Hattâ o kadar ki bazı giinler bnnlan çerisin geriye denize döküyoruz. Şn biçare balıkları de|erlendirmekle işe başlasak. ne dersiniz?» Mazhar Kunt, bu sözleriyle. ezelî dertlerimizden birini bir kere daha depreştirmiş oldu. Biz, bu memleketin çocukları. denizden yana, asırlardan beri Işin alayındayız. Meselâ, şn canım Boğazın emsalsiz kıyılarında, denlzin kendiıini zamsn zaman, çok iyi değerlendirmefi bilmişiz. Snyun şüzelliğiııi. BoŞaza vuran mehtabın eşsizlifini öven şah eser mısralarımız vardır. BoŞ^rdaki mehtap âlemleri. bir zaman, Haliçtekilerle beraber, dillere destan olmuş, nfnklar bil!f>r • • î hanendrlerimizin heıhevlerivle az cınlamamı». Tüzü» «i • cfllerimiz, karşıdan karşıya boğazı geçerek rekorlar kırmış, spor tarihine, adlariyle parlak sahifeler işlemişler. Ama işte o kadar. Şu suların bir de içine dalıp derinliklerini kurcalamak vok. Hep kenarda. hep su yüzündeyiz. Su akar, deli bakar. derler va, işte öyle. Su kenarında. nereye baktığı bilinmiyen dal(in sözlerle, kendilerini su temaşası na vermiş deliler. tşlerimizin çofnnda oldu|n *ibi. bunda da romantik ve platonik olmaktan öteye geçemiyomz. Sularımızın dibinde yatan canlı bfr hazinenin ücretsiz bekçileri gibiyiz. Balıkçılığımızın, şehirdeki beş on perakende balıkçı dük kânınm çavalyelerinde satılan. ekserisi bayat balıklara inhisar ettiğlni gördükçe, bazan, balıklanmızın, bnlnnduklari derinliklerden halimiıe kahkahaiarla eüldüklerıni duvar ?ibi olurum. Bana üyie îeliyorfei,balıklsr, kanatlan olsa. neredeyse denizden tırlıyacaklar, »n zsrarsız Insanlarla haşır neşir olalım "11ye, »ami «Tİnlarındakl güvercinlerimize iltihak tdecekler. Bir iaHhte, deniz mansnllenmm değerlendirmeğe teşebttfîs edilmiş, Dışardan mOtehassıslar çetirilmişti. Mfltehassıslann (aallyeti, kendi memleketlerinde edindikleri balıkçılık bilçilerini hnrada tamamlayıp gitmekten ibaret kaldt. Bir nevi bnrglu talebe okutnr gibi onlara sinemizi açtık, Düyunu Umnmiye kfltüphanesinde bulduklan, balıkçılıfa dair bir sürfi kıymetli kitap üzerinde etfldler yaptılar, «onra, bizden al dıklan bn bll?ileri başka yerlerde satmağa gittiler. Balıklarımızı deterlendirmeden evvel, bunlartn deferleri hakkında kendlleri önce bir fikir edinmek için, kiminin tavasmdan. kiminin tzçarasından, nazısının kumsnndan. bazısının tüt«öleıı misinden mezeler, yemekler yapıp hepsinin çeşnisine baktılar, diş kiralannı da alıp bn knbbede bir (boş sada) bıraktılar, başka nfnklara dogrn nçup fittilerdi. O zamandan beri, yine eskisl gibi, akan saiara bakıp dnrnyornz. T. C. Ziraat Bankası Umum Müdürlüğünden: Müfettiş Muavini Ahnacak FİÖHİRETİ DÜNYAM1Z CUMHURİYET lı 1 1 J tstanbul Sağlık ve S. Y. Müdürlüğü Satmalma Komisyonu Başkanlığından: Dibekte, komşu karıları hâl£ buğday dövüyorlardı. Kendi karıları kapıda bekliyorlardı. Bir delikanlı gibi ata atladı. Sürecekti, sfiremedi: «Gız Asi yeee!» diye bafırdı. Evin tahtalığında küpürtüler oldn: «Buyur bnbaaaa!..» «Benim paltoyu getir, gızım!» «Anlamadım Bubaa!» «Paltomnnnnn, dürzünün gızı!..» Tekrar küpflrtüler oldn. Asi ye, babasının yakası kürklü paltosunu koştnrdu. Avlu kapısında Gök Sultan kapıp kocasına verdi. Duranâ, paltoya omuznna attı. «Eve mukayvet olun!» dedi. Atı sürdü. Bir toz kalktı. At, gemini tarta tarta, yol istiyordu. lkide bir, «Ağzına tükürdü ğümün gavatı!» diye Muhtara sövüyordu. «(Adamım diye gezer köyün içinde! Halbuysam, adamlık kim, o kim? Böyle deyusları bir de köyün başına ;e çirirler! Ağzına tükürdügümün gavatları!..)» Nohnt Deresi, giderken solda kalıyordu. Yol, ince, efri bir çizgiydi. Sürülmüş tarlalar arasından geçiyordu. Güzlükler yeşermiş, tarlaların yüzüne tel tel serilmişlerdi. «(Nohut Deresindeki de yeşermiştir böyle!)» diye keyiflendi. «(Da malı'nın enayileri de Sniimden ardımdan homurdanırlar durmadan! Akıl yok ki dürzülerde! Orası benim dedemin emlâkinden ulan! Irametli Ke rimce, ölmeden önce yüz defa söyledi belki. Kafalan kalın olduğu için anlamadılar. Bir adanıa dedesinden toprak kalabileceğini kavramıyorlar.)» Yol, zikzaklı ridiyordu. Bir dönemeçte başını çevirip geri lere baktı. Mahallesi, derenin oylumunda çöküp durnyordu. Ceviz ağaçlarında bir tane yap rak kalmarnıştı. Çınarlar çıblaktı. ötede, büyük kızı Zi net'in gelin fittiSi mahalle. Ev ler, başlarını eğmis gibi, kapanık kapanıktı. Mahallelerden on metre sonra, yokuşa dogm. tarlalar başlıyordu. Izun Say lar... Topal Pehlivan. muhtar lığı zamanında, ormanı yakıp köylüye dağıtmıştı buraları. Bir kıyamet tarla! Topal şeytan, inatçılık etmese, epeyce toprak çevirecekti. Ağzını yamnta yamnta, «Hak geçirmek yok, müsavat üzerine herkese toprak verecem! ..» Dürzü, sanki babasının toprağından verecekti! Ah, dünyaya vaktinde gelmemişiz! Her gül zamanında açar. Bizim gülün açılması geç kalmı.ş. Sineği bön iken avla demiş atalar. Şimdi nerde bön sinek? Yazyurdn'ndan bir bükü sürdüm de kavgası üç yıl sürdü! Bir Nohut Deresi için de viyaklayıp durn yorlar. Geç kalmışız. Ah, ben sıkı tutsam, Kızboğan'ın yatnaçlarını da çevirirdim emme, gevşek davrandun. Eşşekliğime doymayım: Hele dnr bakalım. Hele şn işi bir kapatavım. Şu oğlan da bir gelsin es kerden...)» Asar'a çıktığı zaman, köyün merkezi durumnnda olan Orta Mahalle görünürdü. Evler bavırda, üst üste abanmış gibiydi. önleri ak toprakla sı vanmıs, bir katlı, iki katlı evler.. Önleri çitli, helâsız, hamamsız Yolsnz, sokaksız, bil mece gibi evler... . Paltoyn sırtına geçirdi. önü nü kapattı. öküz siniri kırbacı nı sajf eline aldı. Atını bir karar, ağır ağır sürdü. Heybede cevizler şakır şakır ediyordu. Bir yandan, «(Kurnun altında ağız var mı, yok mu? Osmanlıda yeme var mı, yok mu?)» diyor, bir yandan da, cAgzına tukürdügümün eavatlan!..» di ye söverek ilerliyordn. III Okulda, Eğitmen, öğretmen, dersteydiler. Sınıflardan inceli kahnlı bir uğultu geliyordu. Duranâ, bahçe kapısının önünde bir an durdu. Atını içeri bir sokacak oldu, bir gokmuya cak. Sonra düsündü ki, dışarda bırakması iyidir. «Pisler, misier...» dedi. Gemini gevşetip torba taktı. Heybeyi indirip sırtına aldı. Yüriidü. Eğitmenle Öğretmenin derste olduklarını anlayınca, öğretmen evi kısmına geçti. öğretmen evi okula bitişikti. tkisi de aynı çatı altındaydı. Kapıları açıp girdi. Kendi kendine «(Sâ bı yokken bir eve girmek bek eyi değildir emme, saraimiyetlikteıı ireli gelir.)» dedi. Damah'nın okulu, ak sıvalı, kırmızı kiremitli, tâ uzaklardan görünen sirince bir yapıy dı. Orta Mahalle ve üç yüz met re uzakta, Alardıç düzündeydi. Alardıç düzü, biraz «kuz» düşer. Kuz yerler ayaz olur. Ayazlar erken baslar, geç biter. Aslında ivediye gelmiş, yapı işlerinin bitece|ine yakın bıra kılıvermiş, yan tamam bir okuldu. Sadece bir derslifi tamamdı. tşliğinde tavan taban, kapı pencere yoktn. Öylece kal mıştı. Tek öfretmenli diye düsünül müştfi. Sonradan öğrenci fazla çıkmış, bir de eğitmen verilmişti. Öfretmen Tefenni ta raflarındandı. Eğitmen Damalı'nın yerlisi. Eğitmen her yıl tek sınıf okuturdn. öteki şınıflar öfretmenin üstündeydi. Okulda'bu yıl dört sınıf vardı. Şimdiki «Dörtler» gelecek yıl «Beş» olacaklardı. Eğitmen, «Bir»den aldığı sınıfı, «Dört»e geçirir, Öğretmene verirdi. Sonra döner, tekrar «Bir»den başlardı. Bn yıl «tkiler»i okutuyordn. «Bir», «Üçs, «Dörb Öğretmendeydi. Ana derslikte bn üç sınıf okuyordu. 23 kişilik Eğitmenin sınıfı, dersliğin ağzındaki boşluğa sıkıştınlmıştı. Başka yolu da yoktu. Öteki mahallelerden en büyüğfine bir deftlik açıp Efitmeni oraya yollamadıkça bn hale katlanacaklardı. Duranâ, heybeyi salona bıraktı. Öğretmenin odasma girip bir baktı. İyi kötü toparlanmış bir bekâr odasıydı. Bir gireeek oldu, bir girmiyecek. Sonra girdi. Sobanın başındaki iki tabnreden birine oturdu. Soba yanıyordu. tslünde bir tencere kavnıvor du. Odayı bir patates kokusu doldurmuştu. Yatağı bir tahta karyolada seriliydi. Üstü gazete kaplı masada kitaplar. defterler, dergiler dnruyordu. öte yanda, dnvarın dibinde iki sepet. lçlerinde kap ka cak, yiyecek... «(Şu dürzünün oğlu, ona buna kafa tutmayı bıraksa da, kalkıp bir düğün yapsak kurtarsak irczillikten. Ali'nin oğlnnn, Veli'nin gızını boş verşe de kendini sevdirse. Damalı'da döl çoook! Gelenlcri okntsa gine yeter. Hemi de kendini harabetmese!..)» Duranâ, iyice dondurdu ki bn raya bir «kancık» ister. tster ki, çekip çevirsin adamakıllı Salondan, Eğitmenin okut tuğu kısma bir kapı vardı Kalktı bir yokladı. Kapı açılmadı. «(Demek ki bunu bat tal etmişler. Zaten bu kadar çok kapının gereği yok!|>Durdu. Kapıları saydi; «(Bu Maarifin aklına yanayım' Kalktı. odun deposnna bilf ayrı kapı yaptırdı!)» Eğitmenin sesi geliyordu Üç basamaklı bir sayıyı, tek hasafpklı bir sayıva bölmekten dem vumyordn. Sonra «Durun bakayım, öğretmene bir sorayım, vakit geldi mi? diyordu. Bir ara sesi kesildi sonra gene duyuldu: «Haydir uşak! Hesap dersi tamam! Ç < kın dışarı; Çabuk çıkın ki Öğretmen de sınıflarını sala cak...» Arkası var alma Komisyonunda kapah zarf usulü üe eksiltmesi yapılacaktır. Taliplerin 2925 lira muvakkat teminat yatırmaları. 960 malî yılına ait Ticaret Odası belgesi ile 2490 sayıll kanunda yazılı belgeler. Taliplerin kapah zarflarını ihale saatinden bir saat evvel Komisyona makbuz mukabili vermeleri. Şartnamesi Komisyonda görülebilir. (56313) İşçi Sigortaları Kurumu İstanbul Satmalma Müdürlüğünden: 1 Kurumumuz Nişantaşı Hastahanesinin 13820:TL: keşif tutariı mutfak bavalandırma tesisatı, kapalı zarf usulü ile ihaleye cıkanlacalçtır. 2 İhale, 5/12/3960 pazartesi günü, saat 15,00 te Müdürlüğümüzün bulunduğu Beyoğlu, Balıkpazarı Mallı Han, kat: 3 teki Satmalma Komisyonunda yapı lacaktır. 3 Bu işe ait proje, fennî, idarî şartname, seridöpri, keşif özeti, her gün mesai saatleri dahilinde Satmalma Komisyonurjda görülebilir. 4 Usulüne göre hazırlanacak kapah zârfın, en geç ihale saatin'den bir saat evvel Komisyona verilmesi veya tâyin edilen gün ve saatte Komisyonda bulunacak şekilde posta ile, iadeli taahhütlü olarak gönderilmesi lâzımdır. 5 Postada vâkı gecikme, kabul edilmez. 6 Kurum ihaieyj yapıp, yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (56839) TİCARET BAKANLIĞI İç Ticaret Umum Müdürlüğünden: Sigorta Şirketlerinin murakabesine dair 7397 sayılı Kanun hükümleri gereğince Türkiye dahilinde Sigortacılık yapmak üzere ruhsatname almış olan tstanbul Galata Şark Handa mukim îtalyan tabiyetinde «Riunione Adriatika di Sigurta» Şirketi bu kere müracaatla çalışm akta olduğu Haj'at branşı muamelâtın; tasfiye edeceğini bildirmiştir. * Keyfiyet 7397 sayılı Kanun hükümleri gereğince ilân olunur.