27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURİYET 15 Ekim 1960 £,,„„„„,„„;,.„.,„.. Y A S S I A D A Yazan: Cevat Fehml Başkut : Bastarafı 1 ınei sabifede : şuk vekillerin arkasından dü; şuk Meclis Başkanı Koral • tan, duşük Meclisin riyaset : divanı âzalan, sonra meşhur ; tahkikat komisyonu âzalan ve nihayet mebuslar sökün ettiler. 15 sıra halinde yerlerine oturdular. Tam arkalannda aileleri efradının bulundukları tnbün vardı. Celâl Yardımcının eşi Hârika Yardımcı, Fatin Ruştu Zorlu'nun annesi ve diğer kadınlar... Erkek ler... Hepsınin gözleri kapıda idı. Hepsi kocasının, kardeşinın veya babasının kapıdan gırmesini sabırsız bakışlarla gözetliyordu. Içlerin de dua edenler, sonra sağına soluna ufliyenler gorülüyordu. Avukatlar da müvekkillerinin girmesini bekliyor, sabırsızlanıyorlardı. Bunlardan Süreyya Ağaoğlunun intizan hepsinden fazla sürdü. Çünku kardeşi Samed, bir türlü meydanlarda yoktu. Nitekim salona tam bir çeyrek sonra getirildi. Bu sırada hâkimler heyetinin salona geldiği görüldü. 14 hâkim, sırma işlenmiş kırmızı atlastan yakalı siyah cübbeleriyle koltuklanna oturdular. En başta vakur adınv larla ilerliyen Yüksek Adalet Divanı Başkanı vardı. Hâkimleri, önlerinde Başsavcı olduğu halde 11 iddia makamı üyesi takip ettiler. Bu sırada sanıkların oturdukları tahta parmaklıklarla çevrili sahanın etrafı ka, denız, hava erlerinden mürekkep bir kordon ıle sarıldı. Bu erler, muhakemenin devamı müddetince yarıtn s«atte bir nöbet degiştirdıler. Sanıklardan birçoğu sol taraflarındaki dinleyici tribünlerine bakıyor, âşina çehre arıyorlardı. Bu tribünlerde lçişleri Bakanı, Milli Birlik Komitesi âzalan, yabancı elçilık mensupları, gazeteciler ve vilâyetlerden gelen tem sılcıler bulunüyordu. Bir kısım sanıklar, ısrarla huniar arasındaki tanıdıklannın bakışlarını yakalamağa çalışı yorlardı. Ama dinleyicilerden bu avda yakalanan pek az kimse oldu. Hemen herkes gözlerini kaçırıyordu. Basın temsilcileri arasındaki New York Times muhabirinin sonrad,an dediği gibi «Burhan Belge'nin bakışına cevap vejeyim de ister misiniz adam oradan (hello) diye bağırsın, sonra ben ne yaparım?» Başkan, muhakemenin başladığını bıldiıdı v<* yokhma yapılacağını habor verdi. Zabıt kâtiplerinden biri, sanıkların adlarını okumağa bd;!:ıdı. Her ismi okunan ayağa kalkıyor, bazıları yal • nız bu hareket ile iktifa ettıkleri halde, bir kısmı, aym zamanda baş eğerek hâkımlerı selâmlıy'orlardı. 10 da başlıyan yoklama, 10 u 25 geçeye kadar devam etti. Yanyana oturan Bayarla Menderes, bütün muhakeme devamınca bir defa olsun konuşmadılar. Halbuki vekiller arasında birbirlerinin kulaklarına eğılip lâf edenler eksık değıldi. Yalnız Bayar, biraz sonra Menderes cebinden kâğıt, kalem çıkarıp bazı notları okumağa ve tashıhe, yahut yeni notlar ilâveye başlayınca, göz ucu ile sık sık bakarak neler yazdığını anlamaya çalıştı, fakat konuşmaya teşebbüs etmedi. Onun salonda tek söz söylediği şahıs, arkasında oturan Samed oldu. Bir iki cümle söyledi. Samed tebessüm etti. Bayar'ın ne söylediği anlaşılmadı ama Samed'in cevabı yakında bulunanlar tarafından duyuldu: Merak etmeyiniz beyefendi, hâkim, çok iyi bir hâkim. Yirmi beş dakika süren yoklama sırasında yalnız dört isim cevapsız bırakıldı. Bunlar okununca kimse ayağa kalkmadı. Bu dört adın sahibi memleket dışında kaçak durumunda bulunan milletvekilleri idi. Saat tam 10 u 25 geçe, Başkan, Anayasayı ihlâl suçunait kararnamenin okunacağını bildirdi. Üç zabıt kâtibi tam 4 saatte 45 büyük ve matbu sahifelik kararnameyi ancak okuyup bitirebil Oğleden sonra köpek dâvası Ne yaptılar? Nasıldılav? başladı, netice bugüne kaldı İNTIBALARI ıımıııııı.ııııtıııımııı: Yazan: Yaşar Kemal diler. Salon sıcaktı. Haklanndakı matbu kararnameyi beraberlerinde getirmiş olan bir çok sanık milletvekilleri, bu eserden yelpaze imiş gıbı ıstifade ettiler. Tabiî zabıt kâtibınin okuduklannı ellerin deki eserden takıp edenler müstesna... Bunların başında Refik Koraltan vardı Koraltan, düşük Cumhurbaskanının sorumluluğu bahsinde kararname, duşuk Meclis Başkanının Soruşturma Kurulunda anlattıklannı nakle gırisince okumağa 'beşlamıs ve sonuna kadar devam etmişti. Dinleyiciler, sanık aileleri, sanıklar, herkes sıcaktan müşteki idi. İki milletvekili ve nöbet bekliyen bir deniz eri fenalık geçirdiklerinden dışarı çıkarıldılar. Bılhassa demir miğferlı ve tam teçhizath erin fenalık geçirmesi, umumi bir alâkayı mucip oldu. Kararnamenin okundugu 4 saat zarfında Bayar hemen hemen hareketsizdi. Şapka • sını bacaklannın arasınj alarak parmakları ile tutmuş, heyeti hâkimeye bakıyordu. Yalnız bir iki defa filim çeken operatöre veya flâş patlatan fotoğrafçılara dönmek vesilesiyle dinleyicilere b a t tı. Ona kıyasla Menderes çok daha hareketli idi. Evvelâ cebinden bir takım kâğıtlar çıkardı. Kalem arandı. Niha yet bir mürekkepli kalem buldu. Onunla kâğitlara yazdı, çizdi, tekrar yazdı. Yorgun görünüyordu. Bir iki defa a&zına kapattıgı elinin altında kaçamak esnedi. Bir iki defa iki eliyle saçlannı sıvazladı, mendilini çıkanp ağzını sildi. En çok tekrarladığı hareket, gözlerini kırpıstırması ve dili ile kuruyan dudaklarını ıslatması idi. Not tutma ve tuttuğu notlan gözden geçirme faslı da bir iki defa tekrarlandı. Sol dirseği, sağ avucunda, sol elinin parmaklan çenesinde ve dudaklnrında kararnameyi dikkatle dinledigi de çok oldu. En fazla hareketsiz duranlardan biri de Polatkandı. O aynı zamanda sanıklar ıçinde en fazla süzülmüş görünenlerin ön safında bulunuyordu. 1leri de biraz sararmıs hissini veriyordu. Kararname okunup bitince avukatlar söz istediler. Ve yemek fasılasında bir hukuk profesörümüzün dediği gibi avukatlıklarınt yaptılar. Yani sikâyetler ve talepler... Kendilerinin ve müvekkillorinin bir çok şeylerden mahrum edildiğini, bazı usulsüzlüklere ve haksızlıklara ugratıldıklarını. anlattılar. .Bunlardan Adnan Menderes'in avukatt daha da ileri gitti. Onun işareti ve teşviki ile Menderes söz istedi. öne doğru geldi. Ağır yürüyordu. Fakat konuşması insicamh idi. Yassıadaya geldiğindenberi kimse ile konuşturulmadığından şikâyet etti. Onun sözlerini avukatının yeni bir şikâyeti takip etti. Radyo, Yassıada saatinde müvekkilinden ve arkadaşlarından çok fena bir dille bahsediyordu. BaşUraiı 1 incı sahılede geçtikçe renklerı yenne geliyordu. Kıpırdamaya, birbirle riyle konuşmaya başlıyorlar. Içlerınde gulenler bıle var. Hanım mılletvekıllennın salona girerken de otururken de otekılerden bıraz daha farklı hallerı vardı. Daha cesurca, daha umursamaz... Celâl Bayar butün mahkeme boyunca, tam beş saat, ko nuştuğu zamanlar hârıç, pek az kımıldadı. Ötesı taş gıbıydı. Öylesıne heykel gıbıydı ki... Bayar boyuna dudaklanm, dudaklannın içını, avurdunu kemmyordu. Butun govdesindekı tek kıpırtı da buydu. Menderes kararname okunurken cebinden bir takım notlar çıkardı. Ellerı olu ellerı gıbıydı. Heyecanlı, daha doğrusu canlı eller tıtrer, bu elleıde tıtreme bile yoktu. Soğuk, buz gıbı duygusunu uyandırıyordu ınsanda. Menderes'in bir tek canlı yerı vardı: Duzgun taranmış saçları. Ve saçlarında pırıltılar vardı. Belki tırnakları da parlıyordu ama ben goremedim... Menderes notlarını çıkardıktan sonra yanındaki Medeni Berk"tlen kalem ıstedı. Ve Medeni Berk kalemini verdı. Sonra Menderes Medeni Berk in dolma kalemini ıade etmeyi unuttu. Ke«dı cebine koydu. Menderes, dinleyicilere, ga «zetecilere bakmıyor gıbı yapıyordu ya, arada, bir kaynaşmada, en kuçuk bir fırsatta kaçamak bir goz atmaktan da kendinı alamıyordu. Ve Menderes konuştu. Önce avukatı ayağa kalktı. Sonra Menderes. Menderes: cBen mi?.» dedi uyur gezer haliyle. Anladı ki ona soyluyorlar. Sonra sanık yerıne doğru yürudu. Gene duşecek sandım. Uçacak sandım. Ne duş t§, ne de uçtu. Uzak bır ruya içindeydi. Bu mahkemede, bu salonda değildi. öyle bir hali vardı ki, belki bu dünyada da değıldi. Ağır ağır yürüdü, parmaklığa vardı, önce bırkaç kelime söyledi, duyulmadı, sesi yumuşaktı, çok uzaklardan gelen bir mınltıydı. Sonra sesi duyulur gibi oldu, sonra da doğru dürust sese benzedi. Ama yine uzaktan, ruyadan gelir gibiydi. Bir uykuda konuçuyordu. . Mendere* şüciyetediSforthı. Diyordu ki: « Beş aydır bir odadayım, beş aydır kimseyle konuşamadan. Her gün saatte bir nöbetçi subay değişiyor, bu subaylar beş aydır benimle bir tek kelime korvuş madılar. Soruşturma Kuruluna verdiğim ifadelerle birlikte beş ayda ancık 15 saat konuşabildim.» Daha bir şeyler, bir şeyler daha konuştu. Sonra yine aynı hal ile geri döndu, gene sarsak, gene kendinden geçmiş yenne oturdu. Rengi konuştuktan sonra biraz daha açılmıştı. Bır de dedi ki: cMoralim çok bozuk» dedi, «konuşamamaktan ve dört duvardan.» Menderes'in, 10 yıldır durmadan. kürsülerden, radyolar dan konuşan, meydanlarda Ali kıran baş kesen Menderes'in, bütun derdi Spnuşamamaktı. Şimdi bol bol konuşabilecek. Adaletin karşısında Türk milletine çektirdiklerinin hesabını verecek. Şimdi istediğı kadar konuşsun. Mo.rali düzelir mi bilmem? öyle hissedıyorum ki, Men deres'in halini iyice anlatamadım: Bır deriyi yüzerler, içine saman doldururlar ya, Menderes'in derisıni yüzüp içine bir şeyler doldurmuşlar ve mahkeme salonuna getırmışler. Belki derisinin içine, yıllar yılı yatmış, bır deri bır kemiğe dönmüş, bır çocuğu yer leştirip öyle getirmişler mahkeme salonuna.. Menderes gücsüz.. Böyleleri nasıl olup da 10 yıl bu milleti idare edebilmişler... Benim bu mahkemede en şaştığım şey bu oldu. Gerçekten Böylece Menderes'in ve avukatının sikâyetleri çok ibret verici bir tecelli teşkil etti. Devrilen idarenin ıktidarı zamanında da ondan en acıklı şekilde yapılan çikâ yetler aynı mevzulara ait bulunuyordu: Konuşturulma mak ve radyonun neşriyatı.. Dünkü muhakemenii Anayasanın ihlâli suçuna ait celsesi beş saat beş dakika sürdü ve bu müddet zarfında hâkimlerin başları üstündeki balkon çıkıntısının duvarma çizilmiş olan Atatürk resmi o çelik mavisi gözler ve delici bakıslarla sa.ııklara baktı baktı. Zaman zaman bu bâkışlara derin bir hiddetiı alevl^rini karişmış gördüm. Muhakeme salonundan çıkarken 27 Mayıs kahramanlanndan biri bana: Farkında mısınız, dedi, D. P. nin tarihinde mefsuh parti'.itn Meclis Grupu tam kadro ile besinci defa olarak bu mahkeme salonunda bir araya ffelebildi. Cer»t Fehrai BAŞKUT Resimli Roman : 19« BAŞKASlNIN Sapsan kesilen Alexis, Ramel'e dedi ki: «KorKtuğum başıma geldi. Esasen zayıf bulduğum ikinci perdenin başlangıcını değiştırmeliydim. Birincide de bazı kesintiler yapmak icap ediyor. Yok canım, piyesin güzel. Mevzuubahis olan bu değil. Yapılan gos&rinin maksatlı olduğunu anlamıyor musun?. Lâkin Alexis, hâlâ: «Ne diye bunu yapsınlar? dedi, benim düşmanım yok ki...» O sırada gürültü gittikçe. fazlalastı. Seyircller: «Bu adamları kapı dışan edın diye bağırıyorlar, Vernier'in avenesi de: «Para ile tutulmuş alkışlayıcılar istemiyoruz» diye haykı rıyorlardı. Sinirlenen seyirciler, gjsterı yapanlara hücum ediyor, yer yer kav^alar oluyordu. Sahneye gelince, artistler şaşırmıs, na yapacaklannı bilemiyorlardı. şaşılacak, üstünde durulmağa değer bir olay bu, de etmek için büyük arzu göster Bastarafı 1 inci sahifede der, şahsıma aıttır beyefendi. Duruşmanın başından beri BaÖlu koyun gözlü Menderes Başkan Izmır Valisine çeşme diler. Ben de onları kıramadım.» yar zaman zaman sinirleniyor, in de nüfuzunu kullanarak muDuşundum ki, 10 yıl bu aessese müdürune tesir ettıği bil yapılması ıçin talimat veya yazı dedi. daha ziyade halka dönerek kodam bangır bangır bağırdı dirilmekte idi. Karar okunurken h bir emir vermiş miydiniz? Başkan Daha evvel atlarda nuşma yapıyordu. Bu da Başkan ve 10 yıl hepimiz sustuk. Bayar büyük bir dikkatle dinliBayar Hususî olarak herhal da bır yolsuzluk yapmışsmız Ce tarafından sık sık ikazla önlendi. yor, arada bir (Allah, Allah..) de söylemıştım.. lâl Bayar.. Guclü, inanmış adam her Bunu'i üzerine şahit Safa Alkabîlinden başını sallıyordu. Kazaman güclüdür. Ve inanmış Başkan Kopek satışından uBayar Ifadem doğrudur. Ben oğlu davet edildi. Bu sahit vaka rarın okunması bittikten sonra zak veya yakın menfaatıniz yok bu fıyatı istemedim, onlar verdi zamanı Atatürk Çiftliği Müdür adamlar hiçbir felâket karşıbaşkan, duşuk Bavar'a soz verdı. sa o zaman neden bu satışla bu ler. sında bu hale gelmezler. BüMuavini imiş. Hâlen Bursa'ya tün kötülükler, bütün insan kadar alâkalandınız? Daha sonra Dışişleri Bakanlığı nakledilmis BAYAR'A yıkıntıları inançsızhktan geBayar Söyledığim gibi diğer nın bir yajısı okundu. Bu yazıda Kendisine soruldu: Bu köpeğin liyor. lerini hediye ettim, fakat bu şah Bayar'ın Afganistan'da iken köSÖZ VERİLİYOR sıma aitti, bu mevzuda hiç kim peği beğendiğı ve bunun üzerine satışı hakknda malumatınız? Osmanlı tarıhinin inanmış Bir gün, sonbahardı, köşkten Sanık mıkrofonu önüne gelen seyı zorlamadım.. kendısıne hediye edıldiği Afgalarını duşundum. Derileri yüBayar: zulurken tuylerini kıpırdatBaşkan Bedelsiz niye verme nistan'm Ankara Büyükelçisi ta bir köpek aldırmamız için t^le «Benim müdafaa için bir a dıniz? rafından ifade edılmekteydi. Ba fon edildi. Bir araba gönderdim, mıyanlan, ağızlarmdan tek vukatım yoktur. Avukat aramak yar'ın bu hususta da bir itirazı kopek geldi. şikâyet sözü çıkarmıyanlan, Bayar Ben bedel istemedim. fırsatını bulamadım. EvvelemırHatırladığıma göre köpek 34 yalnız ve yalnız, o da can veBaşkan Kopeği hayvanat olup olmadığı soruldu. Bayar : de sizden bir avukat tâyinini isrırken, «Erış ya Dede Sulta «Elçi yanımdaydı, hepsi doğ ay bizde kaldı. Sonra bunu sati'j bahçesi almak istememiş. Damıztiyorum. Dışanda çalışacak kımalmamız istendi. Bu sırada münım!« diye pirlerini çağıranrudur, dedi. sem yok. Avukat bulmak için lık olmazmış. Bahçede de bir ko Başkan Celâl Bayar, oturu essesemiz sıkısık durumda idi. ları düşündüm. peğin seyrı fazla müşteri toplaben gidemiyorum. Avukatlar da Gene tekrar ediyorum, nuz. Sanık Nedim Ökmen mikro Köpşğin parasını hemen ödiyeburaya gelemiyorlar. Bunu has mazmış. Bu hususu biliyor musu fona yanaşınız, dedi. medik. Birkaç gün sonra Ziraat inançsız adam, başına gelen nuz? saten sizden rica ediyorum.» Vekili adına çok tazyik edildik. felâketle yıkılır, Menderes Bayar Bilmiyorum. SlRA, NEDİM Başkan : haline düşer. Bunu da düşünKöpeğin parası isteniyordu. Bugün sizin ifadenize müraBaşkan Arada köpek olmadüm. Reis Ne gibi bir tazyik yaÖKMEN'DE caat ediyoruz. Avukat hususun saydı Izmir'de bır çeşme yaptırVe Menderes ayağa kalktı. pıldı? da da gerekli muamele yapıla mak isteseydmiz, hayvanat bahCelâl Bayar dızlerini iki eliyle Ara verilmişti. Celâl Bayar' Birkaç kere telefon edildi, caktır. çesinden 20 000 lira alabilir miy tutarak iskemlesine otururken Vekil Bey emir vermiş. Nihavet ın ardlnca gene sarsak adımNedim ökmen mikrofona yanaBayar : diniz? larla mahkeme kapısına doğpara öde«di Hepimiz bu 20 bin «Böyle küçük bir meseleden Bayar Çeşmenin yapılması şarak, bu dâvadan dolayı aslâ ru yürüdü. dolayı yüksek mahkemeniz önü mevzuu köpekten evveldi. Cebim münkesir olmadığını soyledikten liranın verilmesine itiraz ettik. Dörtyuz düşük milletvekine çıkmış olmak beni en büyük den para odiyerek tzmir'de ben sonra sözlerine şu şekilde devam Fara olmadığı için de bu parayı linin önünden geçiyorlardı. ödiyebilmek maksadiyle iki yüı cezaya çarptırmak demektir. çok çesmeler yaptırdım. Netice etti : Dörtyüz düşük milletvekili Hayvana bir kıymet atfettiler, olarak şunu soyliyeyim ki, kim «Bayar, köpeğin Çiftlik Hay küsur damızlık koyun sattık. ayağa kalkmış, önlerinden Bu'iun üzerine Nedim Ökmenvanat Bahçesinde muhafaza edil bana şahsıma hediye ettiler. Biz seyı zorlamadım. geçen Cumhurbaşkanlarını, mesi için benden ricada bnlun den şahidin sözlerine ne diyecede bilındiği gibi tıftik çok kıyBaşbakanlarını, Bakanlannı BAYAR, AYAĞA du. Aradan bir müddet geçtikten ği soruldu. Ökm^n, şahsen şahitmetlidir. Onların da en kıymeth seyrediyorlardı. Bazılarının sonra Izmir'de bir çeşme yaptır ten azıları imiş. Ankara'ya geldiğim bir talepte bulunmadıgını, yuzunde kızgınlık, bazılarınFlRLlYOR mağa söz verdiğini, bu köpeği paranın tediyesi için 200 küsur de bunu arkadaşlarıma anlattım. da hayret vardı, bazılannda Hemen bu tazının memleketin haberdar Bundan sonra B^yar'ın bu mev Hayvanat Bahçesine satmayı ar koyun satıldığından da acıma. Bir kısmı da bıyık iktisadiyatı uzerıne müessir ola zuda Soruşturma Kurulunca alı zu ettiğini söyledi. Bu konnşma olmadığını söyledi. altından gülümsuyordu. bileceğini soyledıler. Bundan bir nan ifadesı okunmuş, bu ifadede dan sonra da birgün Bayar'ın YaBilâhare Bayar'a ne diyeceği Ve şimdi hiçbirinin yüzü muddet evvel de bir inek hediye Bayar'a hediye edilen 2 atın 100 veri Faik elinde bir çeşme plânı sorulmus o da bu işin bu kadar soluk değildi. tşte bu dünya etmişlerdi.Bunu da ben bir çift bin liraya satıldığı, bu 100 bin ile bana seldi. Plânı 5österdikten teferruatı ıı bilmediği şeklinde böyle... Ne dersin?.. sonra çeşmenin 20 bin liraya çı. öğleden sonra «Köpek Dâ ; liğe hediye ettım. Bu ınek gün liranın 80 bin lırası Umurbey'e, kacafım ve Cumhurbaşkanının ifade vermistir. de 2030 kilo sut verıyordu. Tür 20 bin lırası da Aydın'a harcandıvası> başladı. Salona yalnız : Bundan sonra ikinci şahit o taAfganistan Kıralı bir ğı, kopek satışından elde edilen bu çeşmenin yapılmasım istedijiCelâl Bayar'la Nedim ök : kiye'de rihte Hiyaseticumhur yaveri Faün de bana Türkiye'de kara gül 20 bin liranın ise tzmir'in bir ko ni söyledi. Cnmhnrbaşkanını kı ik Taluy içeri alındı. O da hâdimen getirilmişti. ; ramazdım. Para bir hayra da Celâl Bayar yumulmuş, iki < etişiyor mu diye sordu. Yok de yune çeşme yapıldığı kendi ifa vakfedilecekti. Orman. ÇiftHği seyi anlatarak Cumhurbaşkanının büklüm olmuş oturuyordu. : dim. Arkamdan damızlık yolladı desinden nakledıliyordu. Bu ifa Müdürünü telefonla anyarak, bu Izmir Vilâyetinde bir köye çeşNedim ökmen dikti. : lar. (Bu sırada Celâl Bayar din deyi büyük bir dikkatle dinliyen nu alalım dedim. Müdür Tank me yaotırmak ist'diğini, bunun Ve Celâl Bayar köpek hi j eyici bloklarma donmüş konu Bayar, ıfadenın hıtamında ayağa beni kırmadı. (Bu sırada Bayar için plânlar yapıldığmı bu plânfırlıyarak: «Bu ıfadenin altında kâyesini anlattı. Onu Erzu : iuyordu) Başkan ihtar etti : Celâl Bayar, bana soyliyecek kimin imzası var?» diye sordu. iskemlesınden ıleri doğru uzan lann Ziraat Vekili Nedim ökrum'da 1952 yılında Erzurum siniz, buraya döneceksiniz, dedi. Başkan: «Buyurun bakın» dedi. mış, Ökmen'in söylediklenni dik me.ı'e gotürüldüğünü, o da bunzelzelesinde dinlemiştim. Sekatle dinliyor ve arada bir başı lan tatbik edeceğini söylediğini, si gene o zamanki sesi gibi.. '• Bayar : Bir assubay ifadeyi Bayar'a «Bu kadar küçük bir şeyden gotürdu. Bayar ıfade ve imzayı nı sallıyordu) Cebir yoktu. Taz bilâhare Vekilin sabık CumhurTonu aynı. Soğuk bir ses. 1 yik yoktu. Müdürlükte bir satın başkanına telefon ederek çesme istifade edebüeceğimi sız tahmın ıyice tetkik ettıkten sonra : nışli çıkışlı değıl. Biraz kıalma kararı alınarak 20 bin lira için gereken paranın tzmir'e gnıedebiliyor musunuz? Siz takdir rık. Ama dümdüz. Yani mo gönderilmiştir. derildiğini bildirdiğini ilâve et «Baytarlar bu hayvanları el tzmir Valilifine edin. Bu para ile Izmir köylerinnoton dedıkleri.. Zaten çiftlik müdürünün 50 bin miştir. den birine çeşme yaptırdık. Bır Tatlı tatlı kopek hikâyesiliraya kadar satın alma yetkisi Şahit hakkında ne diveceği Cepazarlık ve nüfuz suiistimali olsin anlattı. Usta bir hikâyeci vardı. Fakat bu husasta benim lâl Bayar'a sorulduğu zaman madı. 20 bin lira hiç elime değgibi idi burda Celâl Bayar. ne için muvafakatımı aldıfım bil ifadesini kabul ^ttieini söylemis, meden Izmir Valisine gonderıldi. Bır kahvede otururcasına umiyorum.» diğer bir suale cevaben de AfgaBen paraya el bile surmedım. mursamaz köpek hikâyesini Nüfuz suiistimali nerede kahr?..» (Ökmen'in köpek satışım ilgi '.listan'a piderken hediye götüranlatıyordu. lendiren yazmın altında «muva düğünü bildirmiştir. Bunun üzeBaşkan Siz 10 sene zarfında j Ona daha önce inekler, öfıktır» yazısı ve imzası vardır.) rine Yüksek Adalet Divanı Başmuhtelif memleketlere ziyaretler i kuzler, atlar hediye edilmiş, i Başkan Siz bu kâğıdı gör kanı da: «O halde köpek götüo da bunları çiftliklere hedi ; yaptınız. Bu ziyaretlerde tabiî ' meden mi imzaladınız? rülen hediyelere bir mukabeleye etmiş.' Haa atjan, hediye i hediyeler gotürdünüz. Bayar Evet. ökmen Zaten butun kâğıtla den ibaretmiş» demiştir. edilen atları yüz bin liraya : Başkan Bu hediyelerin pârarı görmeden imzalardım. Bu su Üçüncü şahit Enver Erkan da satmış devlete. Ve parasını ; göturur bir meseledir. Zaten bu ifadesinde ezcümle .demiştir ki: da hediye etmiş. Yardımı çok \ ;ını siz mi odediniz? Bayar Hayır. Hariciye Vekâkopek için 1000 lira takdir edilsevermis Bayar. : Bir gün Riyaseticumhur yamiştir. veri bana Ankara HîpodromunKöpeğe gelince, Afganis : leti bütçesinden.. Amma bazı şahsî hedıyelerim de oldu.. tan'a gıttığınde Afgan Kıralı | BAYAR'A BİR SUAL da Cumhurbaşkanını.i bir tazısı Başkan Siz devlet butçesinolduğunu söyledi. Ben de bunu nın bahçesinde kopeği gör ' Başkan Celâl Bayar, sız bu Ziraat Vekiline naklettim. Vekil müş, çok sevmiş, Kıral da o den alıp hediye göturdüğünuze hususta ne diyorsunuz? göre, verilen bu tazının sizin nu hediye etmiş ona. Sonra bu hususu klndisine soylemiş Bayar Çok kapalı kaldım, olmamdan memnun oldu ve köşahsınıza hediye olduğunu mu sagetirmiş, eh nereye koysun nıyorsunuz? Dun şefarimize gelen Bayar'ın Işitemiyorum, tekrarlar mısınız? peğin bin, bin beş yüz liraya sakopeğini Bayar, hayvanat Başkan Nedim ökmen'in söy tın ahnacafını bildirdi. Be.ı de Bayar Şahsıma olması icabeeşi uçaktan inerken bahçesine göndermiş. Sonra lediklerıni duydunuz. Bu husus Orman Çiftliği Müdürü Tank da Izmır'de bir çeşme yapılıüzerime ahyorum. Bitirelim yormuş. Çeşme için yirmi bin iiııııııııııtııııııııtııııııııııııııııiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiif ta ne diyorsunuz? kopek... Bu kopek... Bu ko = Rona'ya müracaatle bunu nakBayar Ben hatırladığım gibi lettim. Fakat Tank Beyin Cumbu işi.» lira gerekmiş, Zıraat Vekilipek...» = ne demiş ki, «Şu köpeğe yirHâki.n: Kopek üstünde dort kere ~ konuştum. hurbaşkannın bunu ancak 20 bin Daha sonra Hayvanat Bahçesi liraya vereceğini sövlemesi üzemi bin lira verın, yirmi bin « Bu bir âmme dâvasıdır. uzun konuştu. Bu konuşma ^ lırayı da çeşme yapılacak köBir fedaî çıksa da, bütün sularının uçte ikisi köpeğin ov nın veteriner heyeti tarafından rine%geüp meseleyi Vekile arzetye gönderin.» çu üzerime ahyorum dese gusu uzerine idi. ™ yapılan takdir raporu okunmuş; tim. O da evet 20 bin liraya alıbu raporda kopeğin fazla kıymetUzun zaman köpek meselegeriye kalanlar kurtulabilirBu kadar ovguden sonra •; te olmadığı, dışısinin de bulun nacak ve para Izmir Valisi Kesi konuşuldu. Tanıklar geller mi?» bence boyle bir köpek, boyle madığından dolayı kıymetinin mal Hadımlı'ya gidecek dedi. dı, tanıklar gitti, tanıklar nadır bir kopek yirmi bin de ™ 1000 liradan fazla olamıyacağı Bilâhare bu şekilde hareket edilVe Cumhurbaşkanlığı etdınlenıldi. Celâl Bayar söz diğini ve paranın Izmir'e göndeğıl. yuz bin lira eder!. ~ bildırilmiştır. miş bir adam böyle nasıl söylemek için tam 14 defa rildiğini yine Vekil bana bildirdi. Şu Celâl Bayar'ı bıraka = konuşur.. Başkan Ökmen, takdir az ayağa kalktı. lım, kopeğini de eline vere yapılmış diyelım. 1000, 2 bin olCelâl Bayar'ın köpek koŞahidin okunan^ilk ifadesinde, Hâkim soruyordu : lım bu dıl dokmeyle yuz bi ~ sun, 3 bin olsun, 4 bin, 5 bin, 6 Nedim ökmen'H köpeğin yirmi nuşmalarına salondakiler ne satmazsa bahse gırerım si Ş bin olabilir.. Ya gerisi ne olmuş bin liraya alınması teklifi üze« Bu köpeği size, şahsınıgülümsüyorlar, hayret edize istedığinızi veririm.. S tur?!. za mi hediye ettiler? Kopeğin yorlar. line: «Canım bu ait tarafı bir it « Bu hayvan memleketin ~ yol parasını kesenizden mi • Hâkim soruyor: Ökmen Beyefendi, o zaman bu kadar para eder mi?» d^diği odediniz?» iktisadı hayatına tesır yapa ~ çiftlik, satın alınmaması için be ve Cumhurbaşkanının bu emri« Herhangi bir vatandaş cak.» dedi. ni niye ikaz etmemiştir acaba? « Bilmiyorum.» bu köpeği alsa da hayvanat ni başyaverin naklettiği anlaşılSonra Öa ekledi : = « Satılmadan önce bu köbahçesine götürse yirmi bin Başkan Celâl Bayar, takdi mıştır. « Bana böyle soyledıler» Ş rin az olduğunu farzedıp size de pek bir ay hayvanat bahçelira verirler mi?» Bunun üzerine tekrar davet dedi. = aynı suali soralım. Üst tarafı asinde kalmış. Bakım parasıBir tanık konuşuyor: edilen eski Başyaver Faik Taluy Vallahi billâhi boyle söyle S çık kalıyor, ne dersiniz? nı odediniz mi?» böyle bir ejıir naklettiğini hatır « Biz bu köpeği alabildı. 5 Onu da geveledi Bayar. Bayar Ben bir fiyat talep et lamadığında ısrar etmiştir. mek için, 200 kıvırcık koyun Bayar gittıkçe daha iki Sonra hir bilirkişi raporu = tiğimi hatırlamıyorum. Celâl Bayardan bu cihet sosattık. Çünkü çiftliğin parabuklum oluyor, daha yumuokundu. = Başkan Bir vatandaş bu kö ruldukta demiştir ki: sı yoktu.» luyor. peği Hayvanat Bahçesine götür«Dişisi clmıyan kopek üre = Sizden rica ederim, bu dâvaBu tanık çiftlik sorumluGözleri hiç gözükmüyor. mez» diyordu raporda. Üre ş se sizin alabildiğiniz parayı ala da bütün mesuliyeti kabul edilarından birisi. Bazı bazı da gozüktuğunde bilir mi? meyince de ne kadar değerli 3 Celâl Baysj1 bir övgücü kegozleri bir çizgı haline gelıa Bayar Böyle bir cins köpek yorum, diğerlerini bırakınız. Beolursa olsun, ne kadar mem Ş nim zaten buraya böyle bir dâva sildı bu mahke.nede. Afganyor. Gozluklerinin altında leketin iktisadi hayatmda rol = goturürse herhalde alır.. lı kopeğini öyle bir övüyorkalın, kara bir çizgi. Başkan Yaverinize bu hususoynarsa oynasın bir işe ya ş ki, deme gitsin... Hiçbir köArada sırada da duymama ramaz.. = ta emir verdiniz mi? pek satıcısı bir köpek için taklidi yapıyor. Bu, çok kurBayar Hatırlamıyorum. Buna karşılık savunma = naz bir adamın kurnaz bir böyle güzel bir övgüyü yaşuydu : Ş BAYAR 14 KERE MİKdöküntüsü. pamaz. Celâl Bayar, eğer ta«Hayvanat Bahçesi üretme Konuştukça arada sırada lihi yaver gitseymiş mutlaka yerı değiliır. Orada hayvan = ROFONA GELİP GİTTİ da utançla olacak yanma ödünyanın en iyi köpek camlar teşhir edilirler.» = Bu sırada Başkamn suallerine nune bakınıyor, sonra dubazı olurmuş. Kurnaz Celâl Bayar, bir = cevap vermek için Bayar tam daklarını kemiriyor. « Bu köpek nadir bir kökopek işinde boyle çelişme = 14 kere oturduğu yerden kalka« Böyle bir suçla karşıpektir. Bu köpek cins bir lere duşerse... Ş rak mikrofona gelmiş ve gitmişnı*a getirilmem benim için köpektir. Bu köpeğin IngilVe Afganh kopek tarihimi = tir. Muhtelif sualler vesilesiyle kâfı bir ceza. Bütün suçu ze böylece geçtı.. ~ salonda olan gülüşmelere Bayar terede bile ünü vardır. Bu kızarak ve kinle bakmıştır. Duruşmaya Savcının bir suali ile devam edilmiştir. Savcı Şubattan ekim ayına GÜNAHI Çizen: YVES SAYOL Çeviren: Mazhar KUNT kadar kopeğin Hayvanat Bahçesinde kaldığı zabıtlardan anlaşıl maktadır. Bu arada Bayar, Hayvanat Bahçesine hiç para ödemiş midir? Aynı suali Başkan, Bayar'a Ali Ulvi'nin kalemi ile dünkü nakletti. duruşmada Nedim ökmen Bayar Böyle birşey hatırlaiçin gelmem kâfi bir züldür.» mıyorum. Fakat Divan Başkanı bu şekilBaşkan Acaba lüzumu var de bir teklifu kabul olmıyacamıydı, yok muydu? Bayar Luzumu vardı veya ğını bildirmiştir. Nihayet dördüncü şahit Fuat yoktu bilmiyorum. Aynı sual Başkan tarafından Belge'nin malumatına müracaat sabık Tarım Bakanı Nedim ök edilmiştir. Bu şahit eski müdürleri Tank men'e soruldu. Ökmen: «Teşhir •Rona'nın kendisine köşkten teleedilmişse, lüzum yok.» dedi. Konu tekrar köpeğin kıymeti fon edildifini, Reisicumhura ait meselesine gelmişti. Bayar bu bulunan bir tazının 20 bin liraya konuda: «Köpeğin kıymetini ben satın alınacağnı ve bedelinın takdir edemem. Fakat bir ihra Izmir Valisine gönderileceğini cat maddesi olarak çok kıymetli söylediğini ifade etmiştir. 2611 Coeynght opt'O mundı RouK olduğunu da biliyorum.» dedi. Savcının bir suali üzerine tekRamel ayağa kalkmış, ıslık çalanlardan en Ramel duşuncesine devamla: «Ama ne diye Başkan, Savcının ikazı üzerine, rar sorguya çekilen Nedim ökyakında olanlara bakıyor ve bu adamların ha Madam Joremier bunu yapmış olsun'... Aramız köpeğin Afganistan'dan buraya me.ı köpeğin Reisicumhur tarareketlerine hayret ediyordu. Alexıs: «Yahu şu daki hâdisede Alexis'in rolunu bilmiyor ki» di getirilirken, şahsına ait olduğu fından bakılmak üzere hayvanat heriflere bak, dedi, bunlar ilk temsillere geleyordu. Kadına vaktiyle bakmakta devam etti. nazarı itibare alınarak acaba bir bahçesine gönderildiğini, bu mecek adamlar değıl. Eminim ki bunlar s>ırf senin O, hiç oralı olmuyor. Durmadan gülüyordu. Ra fiyat ödenip ödenmediğini Ba selenin kendisine intikal etmedipıyesi yuhalamak maksadiyle ıshk çalmak için mel: «Şu işi bir anhyayım» dedi ve Joramıer yar'dan sordu. Bayar: «Ben kö ğini söylemiştir. tutulmuş. Ama paralarını veren kım?.. O anda leri görmek maksadiyle lccadan çıktı. peği bir Afganistan'da bir TürkiSaat 18 e gelmişti. Vakit geçtifena fena gulen Madam Joramıer'yı gördu ve: (Arkası var) ye'de gördüm. Bilmiyorum.» ce ğinden diğer şahitlerin dinlenme «Acaba bu kadın olmasın? dedi. vabını verdi. sı ertesi güne bırakılmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle