19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1KJ C U M H U R İ Y E T ' U J Tefrlkası: » CUMUUB1YKT 9 Ocak ltftoü BÜYÜK GAZASI ÜÜ Yazan: A. CEMALETTlN SARACOGLU Krüvazöre karşı römorkör Uıun taiıilata, ean sıkıcı istatistiklere baı vurmadan IU kadarım söyliyeyim ki, Türk gemilerinin hemen hepsi, ik üç sene havuz yüzü görmeden vazife gormüşlerdi. Bu yüzden de esaslı bir şekilde tâmire muhtaç bulunııyorlardı. Süratleri ise, yine «Peykişevket» hariç, saatte on üç mile güç ulaşıyordu. Yalnız «Şipka» yatı on beş buçuk, «Beyrut» da on üç mil yapabiliyorlardı. îtalyan gemilerinin en eıki ve sürafsizleri on altı mll gldiyordu. Krüvazörlerin süratleri yirmi, yirmi iki, destroyerlerinki de otuz mildi. Silâh yani top bakımından ise aradaki korkunç fark daha barizdi: Türk gemllerindeki silâh yekunu: Beş tan« 5.7 lik; on iki tane 4,7 lik, altı tant 3,7 lik ki, on bes mitralyöz ve altı tana torpito tiyübünden ib»retti Yanl hepsi küçük çaplı, düfman gemilerinin biraz sonra sayacaŞım toplanna nisbetle âdeta çocuk oyuncafı kabilinden min nacık top yavruları, yahut tüfek azmanlm... Çimdl Kızıldcnizdeki îtalyan hafif fllosunu teıkil eden «Piemonte» zırhlı knivazörü ile cBuglia», «Kalabriya», «Ligüry»», krüvazörlerinin ve «Volturno», «Guveroolo», «Aretuza» gemilerinin mecmıı toplarını gözden geçirelim: Dört tant İS, otuz iki tane 12, altı tane 7,5; on ıckiı tane 5,7; on tane 4,7; on yedi tane 3,7 gantimetrellk top. Bunlann yarım düzine destroyerin tasıdıkları torpito tiyüplerini artık taymıya lüzum görmüyorum. Oörüyoriunuz ki, lürat bakımındtn da top bakımından da düşman gemilerinin bizimkilere üstünlüğü ezici olmaktan da fazla bir seydi. Buna «Piemontan, «Fuglia», «Kal«briya» gemilerinin güvertelert T* bataryalarının zırh levhalarla muhafaza altına alınmıs olduklannı da ilâvt »d«rek aradaki korkunç fark bütün dehsetiyle gözlerinizin önünde eanlanmıs olur. Ama (el1n görün ki, ıarı, hacim, sürat, silâh ve muhafazalı olmak bakımlanndan aradaki bu korkunç fark Türk gemile'rini ve gemicilerini aslft yıldırmadı. Onlar bu nisbetsiz üstünlüge karşı mertçe, trkekçe, askerce karşı durdular, «Konfide» savaşında da, diğer ««vaşlarda da dögüşü yiğitçe kabul edip ser,efle batmayı bildiler. Bahis konumuz Kızıldenizdeld Türk gemicisinin, kahraman lıklan olmayıp sadece «Peykişevket»in maceraları oldugundan bu ylgitlikleri iizlere uzun uıadıya anlatacak, o feragat destanlannı en ince teferrüatına kadar nakledecek değilim. Ancak su kadarcığ;nı size Ali Haydar Emir merhumun ağzından dinleteyim: Bir kruTazBre karşı Wr romorkSr «İki kıta 27 milimetrelik top ve bir nordenfeld (mitralyöz demektir) ile müceheı olan «Haliç» romorkörü «Akabe» limanında yatıyordu. 23 tesrinisanide (kasımda demektir) bandırasız bir harp gemisinin limana doğru gelmekte olduğu görüldü. Bu gemi «Akabe» ye takriben lik mil yakla;t!ğı zaman îtalyan bavragını çekmekle beraber «Haliç» kendisine kat kat üstün olan bu düşman krüvazörü karşısında teslim olmak cihetini katlyen hatırlamamıs ve derhal mukabeleye girişmişti. Sahildeki hecin müfrezesi üzerine atılan iki yüzü mütecaviz mermi hiç bir zayiatı mucip olmadı. ftalyan krüvazörü ile «Haliç» romorkörünün mücarlelest elli bes dakika devam etti. Bu çarpışma «Haliç» için kah ramanea olmakla beraber neticesizdi. «Haliç»in on buçuk santimet relik top taşıyan ve seyir halinde bulunduğu cihetle menzil ve hedefe hâkim olan düşman krüvazörüne karşı bir saate yakm mevkii müdafaada sebat etmesi, sancağın »an ve şerefini müdafaası için kâfi idi. Zaten üstün bir düşmanın tecavüzüne uğrartıgı takdirde gemiyi batırıp mürettebatı kur tarmak için evvelee talimat da verilmişti. Fakat «Haliç» son mermisini atmadan bu talimatın ahkâmını icraya kendisini mecbur saymadı. Sonra geminin deniz mus luklarını açarak, düşman krüvazörünün tekmil borda toplarından yagan ateşın altında batma alâmet lerini büfiil görerek mürettebatını selâmet sahiline çıkardı. Düşman gemisi. zâfına rağmen teslim olmak korkaklığında bulunmıyan Türk gemısinin ne kahramanlıgını takdir, ne de gemisi batıp silahS'z kalarak sahile çıkmıya çahaan müretebatının artık zarar vermiyecek bir hâle düşen perişan vaziyetini idrâk etmiyerek taarmza devam ettiğinden, mermilerden biri «Haliç»in ikinci kaptanı müIâ7im (teğmen) Nâfi Efendiye isabet etmi» ve «Akabe» feci müsademesini onun şahadet kaniyîe limanm karamız sulanna ebedl olarak naks ve tesbit eylemiştir...» *** Yalnız «Haliç» miT... Kızıldenizin saplı acı tulanna gfimülen her Türk ganbotu bSyle döğuşerek, gönderinde tasıdıgı nurlu ayyıldızın «erefini sonuna kadar korumayı bildiler. Lâkin bu açrpışmalar baslamadan «Peykisevket» torplto krtlvazSrfl, Kıziidenlz komodonı korvet kaptanı Hâmid Beyin emriyle Süveyş Hmanına iltica etmisti. «Pevk» Hüdeydede bulunduğu »ırada talyanın harb ilân ettijiinden haberdar olmuş. «Kameran>a hareket etmiş, «Cizan» askerl nak liystında bulunmuj, hizmetler basarmı=tı. Ancak, Kızıldenizde vazife gören ganbotlarımız kazanlarında deniz suyu kullanabildikleri halde «Peyki»evket» tatlı suya muhtaçtı. Bunun içindir ki, «Peyk»in ganbotlardan ayrılarak yalnız başına, bir aelâmet çaresi aramasına müsaade olunmuftu. =haberlen Bir ayda 337 esnafa ceza kesildi Beiediye murakabc teşkilâtı 40 esnafı da Mi"î Korunmaya verdi Belediye tktisadi Murakabe Müdürlüğü murakıpları tarafından geçen ay zarfında 6010 esnaf ve muessese kontrol edilmhtir. Bu kontroller neticesinde 33 pastacı şekerci, tathci, 124 bakkal, mv»zeci, 52 lokanta, gazino, 51 manav, kabzımal, 41 kasap, ciğerd, 30 fırıncı, 4 kahvehane tahibl ve 2 oduncu kömürcü Belediye cezası ile tecziye «dilmiş, 1 »ekerci, 15 bakkal, 8 manav, 8 kasap ve 10 muhtelif esnaf da Milll Korunma Kanununa muhalefetten dolayı adliyeye verilmislerdir. K Ö Ş E MD E N NAUNA MIHINA Irnıı'fla son ifüııiiııı C Tahran CnivtrtiYazan: tesinin d&vetlisl •larak tran'dakl konaklnfnm, kırk do knz jün sördü. Bir dakikası boş geçmemlş bn inceleme gezlmde tranlı çevrelerin her türlüsünde sanat oknlunda mfidflr hanım tabulundum. Tahran, tsfahan, Şiraı, rafından söylenen notukta bu eski Türk maarıf hizmetkârının hitap Meşhet üniversiteleri j liseler ve edilen israi, dost tranın Maarif Ballkokullsr, mesleki ve teknik üjkanından önce zikredilmek snreretim kurumları; tranın üç dint tiyle nezaketin en yükseğini yamerkezi: Meşhet, Kum, Rey; laray pılmış çördüm. Bunu Türk nmumî Iar; hususi evler; sinemalar; çar> efkârına, nâçiz şabsım bakımından sı, pazar ve «okak; lofîler çevre degil; tranda Türk dostlnjannn saleri ve başkalan... Şehinşah ve 1 Melîke Hazretlerini düğün veılla mimilik dereceslni göstermek eme •iyle yakından gördüm, fakat k« • Hyle yazıyorum. Eskl bir Başbakan evi olan bu nasma fırıatını aramayı İkinci bir •erahatime, kendilerinin daha mfl güzel binayı Emini Nefisî isminlait bir zamanlarına bırakmayı y« dekl bir tranlı banımefendi okula bagişiamıştı. Cevap söylevimde rinde bnldnm. Raşbakan Dr. Ifkendisini ba bafııtan dolayı tebbal ile, verdiji ziyafette ve makarik ettim ve paranın, ancak kazamında iki defa görüstüm. Târll nıldıgı memlekete ve millete fayderlet histnctlerinde ve baçarılı dalı oldugu zaman eiddî bir kıybir gurette Tahran ünlversitesl met taşıyacaştını ıdyledim. TörenRektSrlöğünde bnlnnmnş olan b« den sonra kız çocnkların hazırlamahterem ıat, tran devltt adam dıgı zençin tran sofrasında yemek lannın lerveti olmiTanlanndan biri yerken genç bayan öğretmenler etdir. S*hlnş»h Hazretlerine bağlı, rafımı aldılar. Turklyeye dair • demokratik prenıiplere Inanmış, kadar tecessfltlfl ve llçill somlar gerçek kalkınmanın namns, llim sordular kf, yeme|imi unuttum ve ve kultürle olacağını takdir etmiı, onlara dllim döndüğO kadar dutran Türk dostlujnnnn tarihî bir rumumnzu anlattım. Hepsi de: •amret oldnğa kadar hâl ve isf k Ah, gelsek bir görsek! bal meselesi oldnğunu da derindediter. Sordnklaı şeylerden b(den doymaş, olgun bir zattır. ri de dışarıdan ithal edilmiş malTemas ettiğim tran devlet adam ların Türkiyede ve tranda oldtıgu lanndan ikincisi, Maarif Bakanı kadar çok olup olmadığı idi. ŞSy•ayın Dr. Mihran'dır. Son altı yıl le eevap verdlm: Bizira, petrolnmuz yok. Döiçinde sükuna ve fisayişe kavuşmuş olan tranın kfiltür alanında yap vizden yana sıkıntımız çok. Onun tifı ilerlemeleri şahsında temsil e için böyle fazla raal itbal edemlden bn dejferlt meslekdaşımı tanı yoruz. Bizim bu hallmlzl beŞenmeılnler maktan büyük bir bahtiyarlık duy dagamn ifade etmeliyim. tki yıl mi? Saştım, neye? dedim. Cevap: Mal bol bizde, ama pahalı. önce memleketimizi ııyaret etmi;, bilhaasa irfan alanında Türklerin Herkes alamıvor. tthal malı az olgayretlerini ve eristikleri ilerle aa zençinler de, yüksekçe orta bal meleri yakından görüp takdir et liler de yerli mala ragbet edecekmiştlr. Kültürlü, çalışkan, tran mil ler. Bu, Iktlsatta millt rnhn gStteriUyetcllifini yüreğinde dnymaa bu devlet adamı, aon baftalarımda, yordn ki, genç genç ÖŞretmen babana, tran irfan ocaklarının kapı nımlar tarafından ifade edllmesl, larını açtı. Son günümüzde yapı hayırlı bir tsarettl. tranda uyanan lan açılış törenine dâvet ettiği kız bir aydınlar toplulugu. var. Memtwtt»n«ttılmımın»"« lyi niyet Hasan Âli Yücel Leipzig Fttanıta iştirak etmiyoruz Haber aldığımıza göre Odalar Birliği 1960 Leipzig llkbahar fuarına iştirak etmemiye karar vermistir. Bu hususta malumatına müracaat ettiğimiz Leipzig fuan Türkiye Mümessill Şadi Atagöksel demiştir ki: « Tiçaret Bakanlığı dış memleketlerdeki fuar v^ »ergilere iştirak işiyle Odalar Birliğini görevlendirmiştir. Leipzig Fuarınn Türkiye temsilcisi olarak ıştirak için Odalar Birliğine müracaatirr.izde tahsi'at yoklugundan bahisle iştirakin mümkün olamıyaeağı belirtilmistir. Halbuki, mallarımızı teşhir edecak olan ihracatçı firmalar kendi masraflannı ötedenberi kendileri ödediklerinden, Odalar Birliğine hiç bir külf't teretttüp etmemektedir. Bu durumda, Odalar Blrliginin red cevabınm sebebinl anlamak güçtür. Kaldı ki fuar idaresi, iştirakte geç kalanlara bll* fuar larayında bedelsiz bir dalre tahsis etmektedir. Böyle olunca, memleketimizin ihracat emiiasını teşhlrden geri durmak, ihracatımızın artırılmtın dSvasına yardım edeeek bir hareket olmasa g^rek.» leketlerini m IIII bir varhk olarak knracak bn ztimre, dost tranın istikballne en bfl>ük teminat olacak tır, Inanındayım. Son haftalarımda yeri ve yapılışı pek güzel olan Türkiye Sefarethanesini bana evim kadar sıcak hale getiren Büyük Elcimiz ve sayın eşleri, son çece dâvetli olduklan bir Dominik diplomatının Tah ran dıgındakl evlerine beni de ?8türdüler. Esl tranlı, gflzel ve genç bir bayan olan bu delikanlı diplomat, sarkla garbı en estetik şekilde birleştirmislerdi. Biri siyah saçları ve koyo elmaa gözleriyle, Sbürü ları saçları ve açık mavl gözleriyle, zarif döşenmt; ba aile ynvasında nefiı bir karmaşık ve sarmajık çift olmnslardı. Orada Snudî Arabistan Sefirivle tanıştım. Mükemmel bir tstanbul Türkçeii konasovordn. Eslerinl t^nıttı. Tirmi besine varmamış bn eenç Bavan, tranlıvdı: fakat farkpdilml yecek kadar güzel Arapça konuanyordu. tranlı hanımların vabancı dil «îrenmeve istidatları fevkalâde ve vüksek çevrede imkânlart pek çok. Tarım asırdan fazla 8nce tstanbulda çocnkluSunda Türkçe ötrenmis olan Sefir hazret lerivle türia konnlarda konustuk ve lâtifeler ettik. Sivasi havatında havii bîdlreler afiatmıs olan ve millî kıvafetiyle dâvette bulun^n ba «evimll ve rana yakın »at, tstanbnla. belki genç bavanına oldn?u kadar âsık. O geee tanıdıjım tranlı dostların en mflhimlerlnden biri. tenatör ve Tabranın en bflvuk razeteslnln sahlbl savın Doktor Mrs'ud! idi. trandakl gazetelerin hasında iki tanesl var kl, en çok okunnvor: Biri tttilâat. diferl Kevhan. tttıIâat, Keyban'dan da çok latıvor. Tirml yapraklı büvfik bir gazete. Bizim paramızla. lon camanlarda yaptıfr zamla, 45 knruş. Tirajının 7080 bin oldugunu savın Mes'ndf söyledl. Cumadan başka her gfln çıkıyor. Koca bir gflnlUk gazete. Ba paraya da idare etmiveceilni söylediflm zaman yan «ahifelerlnin husosi MSnla doldnrnldnjBnn ve bundan hayli para geidiginl, bövlece satışı idare ettikierlni anlattı. Son (amanlara kadar kâîıdını Rusvadan ithal ediyorlarmiü. Şimdi Finlandivadan alıvorlar. îranda kâjıt «anavii henüz yok. tttılSat'ın «ahiblyle tran Tflrk dostlu^nndan bahsettik. Benimle görflşmeyi çok istedifinl, fakat bo na muvaffak olamadıiını sövledlkten lonra ben, şu teklifte bulundum: Blz, Türkiye gazeteleıinde tranın çajtdaj) ramaneı ve hikâyeeilerinden tercümeler yapalım; siz de tttılâat'ta böyle bir tefrika roman nrsredinlz! t , I Sayın genatBr, derhal kabul etti. i Tercümenin ne snretle yanılacafı fîzerinde eörüstük. Bazı tavsiyelerde bulnndum. Karar verdik, bu işi yoluna kovacaSız. Gerekçe olmak üzere göylediklerim de şuydu < Bizde, eskl tran edeblyattnı | tanıyorlar. Firdevsiler, Meviânalar, Sâdiler, Hafızlar, tamamiyle ] Türkçeye tercüme edilmistir. Talnız, yeni ve çagdas tran ediplerlni ve şairlerlni bllmivorlar. tranda ise Türkçe çok bilindigi halde Tflrk edebiyatmın ne eskisi, ne yenisl malfim. Bu türlü yayınlar, bu bosluta dolduracak ve her iki millet aydınları bn yoldan birbirini tanıyacaklar. Bizde Ankara tlâhiyat Fakültesinde 150 öğrenci var ki, Farsça tahsil etmektedir. tstanbul ve Ankara Edebivat ve Tarih, Dil Fakültelerinde de Farisî dil ve edebiyatı okutulmaktadır. tranda bunların henüz hiç biri yok. Şu halde dostlugun kurulması için bu esash noktalardan baslamak Iâzımdır. Iranda geçen günlerim. son yıllarımda en faydalı, en verimli zamanlarım oldu. «Bilinmiyen tran» adiyle bir kitap yazmava başladım. Fırsat düştükce okurlarım3 gördüklerimden haber vereceğim. Bu rada hükümet ve üniversite çevreleriyle temaslar yaparak iki mil letin siyaset alanında olduğu kadar ruh ve zihniyet konularında da birbirlerine vakınlaşmalarını •ağlamaya çalısacagım. tranı Türkiyeye ye Türkiyeyi trana maziden çok, hâl ve istikbal yaklaştırmaktadır. Her iki milletin aydınlan elbette bunu takdir edecekler dir. emlyet hayitında, kendimiıi çagdaş oemiyetlerle knas edince, yüziimüı kızanyor. Toplum olarak eksiklerimiz pek çok. Hangi eksigimi»! en basta sayacağımızı da bilemiyoruz. Ama hlt degilie tereddütsüz s8yliyebilirl* kl, «osyal sağlık bahsi, başta gelenlerden birldir. Memleket adı gavmadan garp ülkelerinl topyekun ele alırsak görürüz ki oralarda, cemiyetin gaglıgı ferdin »aflıtına bağlı oldu ğu hakikati coktan diisünilmüs olduSu İçin, önce fert bu alanda eııdişeden kurtarılmıstır. En küçük bedenî finzadan en tehlikelı hastahfa kzdar her türlü Mhhi aksaklıkta, fert. kendisini. kendı•linden evvel. mensup olduÇu toplamun düşüneceğini bılmekte, kaıb huzurn içinde visamaktadır. Sokakta düsüp bavılan vatandası ilk vardım hastanesine kal dırmak için cankurtaran arabası bulaca&ız diye çırpınan, sonra eene elleri böîürlerintle kalan insanlar; derdine deva aramak için kövünden kalkıp sehre kadar inen. kimse oralı olmavınca, yataŞını yoreanını kaldınma .erip iki rün «ki «ece orada inim Inim Inleyen zavalh: hastane kapılatından kovulan hastalar; basvnrdugu hekımı hastasma tetlrtemiven adam: hayat kortaracak bir ilâcı eczane rczane arayıp bulamıvan hasta »ahibi. Ortaçatdan ba yana, ben zeri pek eöriilmiven geyler. Bn yollardan giderek. kendi ken.lıne ve medeni âlemdekı kendi adına kıyan bizden başka bir toplnm daha yok. Ama bn aglanacak taallen arasinda, gene de bir seyler yap mava uSrasanlarımız çıkıyor. Eskidenberi. dünya böylelerinin vüzu suvn hflrmetinf dnruvor dedifimiz mutlu kisller. tstanbol Saglık Miidiirünün himmetiyle bir nöbetçi hekim »ervisi kuruldo. Bu «ervıs. bundan bir müddet evvel denenmls. iırdensp muvaffak oiamamıstı. Ru defa daha ciddi sekilde ele alındıfı için mi, yoksa hiribirimizin derdlerivle ilgilenmenln medeni • nsanlara jakışır bir hareket oldugunu idrak edenlerimlz çojal dı£ı için mi, Kîlmivornm alâka fazla olmu«,. Umulur ki sosval eö rüslere dayanan daha psaslı xaglık kurullarına, bövlece bir nüve hajEirlanmıs, o hedefe dotrn hir ilk adım atılmıl olsun. Sailık Müdürlüe'inün yaptıfı bir tamim. meslefinin bir az •la feragat. imdada kosma. çaresi» kalmısa çare vetigtirme mesle 51 oldu»unn bllen ivi nivetll vetmis geklz hekimi, güzel bir fibir etrafında birlestirmive kâfi gelmiş. Bn vetmis sekiz hekimden on HfirdO. «Imrtl t^tanbnlun on kazaginda. her fece nöbet tutnvor. Nöbetçi hekim olarak. derhal vardıma kogmava âmâde, uvanık h'<i!ven bu on dört hekimin savısı vakında daha da arta• a . Hastası nlan. e^zanelerde karakollarda, telefon santralla^k rında adre»len< bnlunan bn hekimleri, evine çagırabilecek, ya hut bir vasıta eiimWip evinden aldırahi'eeek. Ama bn çok çüzel fikrl daha simdiden. drnsizllklerine tlet etmlg kns bevinliler türediitini söyluvorlar l'ydnrma bir adres verip doktor çağiran, «riamcafızır. karsmr.da. ev yerine bos bir arsa bulmasından. insanlık dm zevk alanlar tflremiş. Ne o? Agam eğleniyor. Bizde ivi nlyetlerın çogu bövle böyle sönüp glder. Hamdl VAROĞLtT **• «Peykisevket» Süveyşe iltica ümidinde idi ve Süveyse yol vermişti. «Konfide»ye uğradığı zaman orada bulduğu «Ordu» ganbotunu harpten haberdar ederek bir likte yola devam ettiler. Yollan boyunca «Refahiye» ganbotunu da alıp «Cidde»ye, oradan da «Ebhur» Hmanına indiler. Daha «vvel buraya gelmiş olan v« gSzleri ufukta düşman gemisinl bekliyen «Beyrut» yatiyle» «Malatya» ganbotu evelâ «Peykişevket»i bir düsman harp gemi«i sanmiflar, hata ona atej bile açmışlardı. Bereket versin ki, çok geçmeden işin mahiyeti anlaşılmıs, torpito kxüvazörü kl&vuzla içeri alınmıştı. «Peykişevket»in peşine taktığı «Ordu», «Refahiye» ganbotları da bir kaç gün lonra gelerek onlara iltihak ettiler. öyla ki, tylül niLimanımızdan yapılan hayetıne doğru «Ebhur» limanında ihracat artıyor biri torpito krüvazörü (yani Pey1959 *nesi içinde Istanbul Hmakisevket), üçü ganbot (yani •ordu», «Refahiye», «Malatya»), biri nından yapılan ihracat evvelki de müseüâh yat (yani Beyrut) ytliara nazaran bir hayli fazla oiolmak üzere beş parça Türk harp muıtur. Ticaret Odatı Nışriyat Müdürlügemisi toplanmış bulunuyordu. ğünden aldıgımız malumata göre Halbuki bu liman müstahkem 1958 de limanımızdan yapılan ihhata meskun bir mavki değildi. racatın de*eri 144 milyon 418 bin Su tedariki pek müşkül oluyordu. lira iken 1959 »»nesinde bu miktar Gömür bulmak ise büsbütün im 194 milyon 748 bin liraya bah§ kânsızdı. Hatta erzaksız kalmak olmuştur. Bu suretle bir sene bile ihtimal dahilinde idi. Biraz zarfında kıymet bakımından ihradaha burada kalındığı takdirde, catta 50,4 milyon liralık bir fazlaaç kalmak nazarı dikkate ahnma lık husule gelmiştir. sa bile, kazanlar ausuz, ocaklar Deniz motorlan ithali için kömürsüz kalacak, netice itibariybir tesebbiis le de gemiler çarkları donmez âtıl Dördüncu ithal kotalannda dabirer tekne durumuna düseceklerhili ihtiraklı motorlar ve yedek di. aksamı için APA memleketlerinBu ihtimalleri lihninde birer bi den bir buçuk milyon, anlaşmalı rer tartan «Peykisevket» kuman memleketlerden 500 bin dolarlık, danı Nâfi Bey Kaptan, öteki gemi deniz motorlan için APA m'»mlelerin süvarilerini de «Peyk»de ketlerinden 310 bin, anlasmalı mem L tophyarak bir müşavere meclisi leketlerden 100 bin dolarhk kon \ kurdu, onların fikir ve mütalâa tenjanlar ayrılması hususunda seh • larına mracaat etti: «Malatya» gan rimiz Ticaret Odasnca Odalar Bir | botu ile «Beyrut» yatı Cidde'de ligine müracaatte bulunulmuştur. bulunurlarken Kızıldeniz komodoru Hâmit Beyden 17 eylül 1327 ta Zeynepkâmil'de bir yılda 5316 doğum oldu rihli bir telgraf almışlardı. Komodor bu telgrafında «mümkün BelediyenH ZeynepkSmll Dogum olduğu takdirde Süveyşe, yahut evi ve hastahanesinde 1P59 vılı gayrı kabili tecavüz bir şap ara içinde 5316 doğum vapılmıstır. Bun sına sığınma» emrini vermisti. lann 3010 u kız. 2306 sı erkektir. (Arkası var) V EFAT Şehit yüzbaşı Kars'h Osman Efendi zevcesl, Umumt Mağazalar TA.Ş. Umum Müdürü Necmi Ataman'ın annesi Salihatı Nisvandan RUHSAT ATAMAN • * • n!::i:::i tkromıyeli Aile Cüzdanı müşterilerimizin 1959 yılıno ait mevduot faizleri yılbaşından itibaren emirlerine âmade bulundurulmaktadır. Bu alacaklarını cüzdanlanna koydettirmek istiyen müşferilerımizin ilgili şubemize müracaotlanm hünmetlerimizle rico ederiz. • •*•••«>< Hanımefendi Hakkın Rahmetlne kavTjjmustur. Cenaze namazı 9/1/1960 cumartesi öğle namazını mütaakıp Ankara'da Hacı Bayram Camiinde kılınarak ebedî istirahatgâhına tevdi edilecektir. Tanrı rahmet eylesin. h::::::ı ilüüiil « :y:::::î ••••••a ••••••••• »•••••••* ••••••••• fabirikasmdan: Ayakkabı, Kadın Çantası, Kadın Kemerl imalâtçılarınm nazarı dikkatine: YAPI ve KREDİ BANKASI Türk Nakliyeciler Derneğinden: Derneğimlzin yıllık toplantısı 13/1/1960 çarşamba günü saat 14 te İslanbııl Ticaret Odası konferans salonunda yapılacaktır. Üvelerimizin teşrifleri rica olunur. Ekseriyet hâsıl olmadıgı takdirde 23^1/960 cumartesi günü saat 913 arasinda yapılacağını sayın üyelerimizin ıttılaına arzederiz. VİNYLEX Plâstik Fabrikası RUGAN "Lüstrin,, DERİ imâüne başlamış ve piyasaya arzetmiştir. Bayilerimizden arayınız. VASIFLARI: Kat'iyen çatlamaz, gayet parlaktır, Kokusu yoktur. Fabrika Tel 53 40 35 WZ?l"% sm A GÜNDEM: 1 İdare heyeti ve denetciler tarafından verilen raporların ve bütçe projesinin müzakere ve tasdiki, idare heyetinin ibrası, 2 Meslekî işlere dair görüşmeler. •«».•.' G F A Renkli Fotoğraf Filmi CN17 ve KODÂK Ektachrome E2 ve E3 Sayın Doktorlara OCAK 9 RECEP 10 Yatai P R O G Y N O N SCHERİNG Faibl* v« Forte draje •oanelere kâfi miktarda arzedilmiştir. Bhleşik Alman tlâe Fabrikalan T. L. Ş. Tevz. ve propaganda: Kimya ve Ecza Maddeleri Ltd. Ş t i filmlerini yeni lâboratuvarlarımızda develope etmeğe başladığımızı sayın Amatör ve Profesyonel fotoğrafçılara müjdeleriz. Balkanların ve Yakıngarkın en modern fotoğraf stüdyosu. Taksim Sarayı, Tel: 44 77 78 44 77 79 EMINZAÜE 0 V. | 7.26 12.2C E. s 1 e O 3 1 < 14.45|1S.S8 sı g 5.39 18.34 ] f 29 7.Î3I 9.47|12 00I 1.38 12 42 TEŞEKKÜR Sevgili bUyügumüz Y. Mühendls vefatı münascbetiyle büyük acı mıza lshrak eden baçta sayın Başvfkilimiz Adnan Menderes. M M. Vekili Etem MPndereR. Valimiz Hilmi tncesulu, Belediye reipimiz îsmet Sfzgin. D. P. Başkanı Tevfik Ercan. C. H. P. ve tekstil fabrtkasT İdare meclisl Szaları olmak uzere. gerek evlmize kadar gelen. telefon eden. telgraf çeken bütün akraba ve dostlanmızri ayn ayrı teşfkkür ptmiye acımız mâni oldugundan şükran hislerimizin gazeteniz vafitapiyle duyurulmas<ını rica erterız Aydın ve Cihanoglu ailesi T E Ş E K K Ü R Kıvmctli eşım Pilot Tğm. MtTAT AYDIN'ın EROL SAVAŞ'ın i Şehadetini mütaakıp maddl ve ' manevî yardımlannı p^lrgemi, y<n, aziz ruhuna Meviit okutrrak lı.tfunda bulunan 9. Hv Üs K. Kur Alb. Hlkmet Süer ve mesat arkadaManna! yakın a!âkalan iU büvük acıırızı pay lâşan de&^ıli dosttanıri'za sonsuz tes^kkürlerimin ulaçtırılmasına p.^zetenizin tavassulunu rica pd*Tim. $ükran Savaş 63 ASK ECE • Ne üzülmesi? Kuzum, ben onun nazarında, evindeki eşyadan bir parçayım. Acı şey, ama bövle, Esvasına da kıymet verir. Bir miHi.ır ş.'hsi serveti var, kendisine bir de gelir hağ lıyacafım. Para baliimııiflan hiç bir gttçlük çıkacafını t?.hmin etmiyorum. Sibylle, Valentinin elini sıktı. Ah, Val! Hayatı beraber yeniden öğrenecefiz. Ne nefls bir §ey olacak! tstikbali tahayyül edelim, ister misin? Neler tahayvül ettiğimizi sonra birbirimize söyleriz. O sırada. Victoria otelinde balayı geçirmekte olan genç bir tngiliz karı koca yolun dör.emecinde söriintlii. Yeni evliler, kolkola çirmisler. birbirine sım Sıkı soktılmuşlar. tatlı tatlı bakısıvorlardı. Voldaıi biraz uzakça bir p<"'kede oturan Valentin'le Sihvile'i. nncak ünlerinden sreçerken ffBrphildiier. Karşıiıklı. ahb..pca, çiilüm«ediler. Fakat Vâlerıtin, delikanlı ÇEVIRİN HAMDI VAHOCLir »YEN Bana çok daha genç görünüyorsun. Sonra, ben de çocuk değilim. Taşım otuz iki. Bir kadın için bu yaş önemliuır. Kadın bu ya$ta evine barkma yerleşir, yahut acuzeleşir. Valentinin yüzü tekrar (rül•ııiye başladı. Seni srünün birinde acuze'eş miş tasavvur edemiyorom. Az kalmıstı! Sen ortaya çıkmasaydın, Val .. tnan bana! Valentin onu kendine çekti, 8ptf* Bir erkeği teselli etmeyi ne îyi biliyors.un! Hem ne de olsa önümde daha bir kaç gfl!• ] senem var. Elbette sevgilim. Başka hayalin yok mu? Hayır. Yarı yoida lapıttım. Senin? Ooo! Ben güzel bir hayal kurdıım. Anlat, bakavım! Olur. ama sarıl bana! O nedrn? Kendimi daha kuvvetll, lık çağından benüz çıkmakta olan erkeğin gençliğine gıpta et mekten kendini alamadı. Genç ariam, karısından olsa olsa dört beş yaş büyüktü. balbuki kendisi .. Elinde olmaksızın mrat astı. Sevdiği kadına karşı dürüst mü davranmıştı? öyle ya, Sbvlle olgun bir kadın yaşına geldiSi tarihte o, bir ihiyar olacTktı. Sibylle onun bu halini gördü. Hayal kâbusa mı dönflyor, Val? diye sordu. Val kendini müdafaa etti: Hayır. Düşünüyorum da, daha başka sorumluluklarım var. Galiba işleri aşın derecede ciddive alıvorsun. Seni aşın derecede sevij orum da ondan, Sibylle. Söyle bakarım bana, benim kırk dnkuz v.is'""la oîduŞumu bilivor mnsun? Belki, ama .. daha gfivenli hissediyomm, Val. Bir kadın İçin bu büyük bir şeydir, ^ekâlâ, haydi anlat, dinliyoram. Sibylle ağaçlara bakarak anlattı: Kırlık bir yerde, Londra' da Denize yakın, ama çok yakın dejil. Devon glbi, Cornonailles gibi bir yer. Teşil bir vâdiden geçerek denize kadar yaya gidebilmeliyim. Ev hakiki bir ev olacak, daha önceleri orada daha başka havatlar geçmiş bulunacak. BÜhassa, o iddialı modern binalardan biri olmıvacak. Tamamiyle senin fikrindeyim. Surrey'de böyle bir ev vardı, bayılırdım. Beyaz bir ev di, damı saman örtülfi idi, pen cereleri, kilise penceresl gibl kemerli idi. Bahçeginde yemiş ağaçları, bir sidre ağacı, kırmızı tuğladan duvanna tırmanan garmasıklar. Hâsılı, kadınların aŞzının suyunu akıtan bir ev tipi. Bütün kadınların mı? Belki deçil. Ben belki blraz geri kafalıyım, Val. Razı taraflarımdan biraz geri kalıvorum. Bir yuvarn olmasını istiyorum. Gerçek bir yuvava hiç sahip olmadım. Etrafımı. bir kadıııın hayatına ze\k veren ^e'lerin kuFatmasını istiyorum. Dudakları boyalı hasoalarm bos egvreHerinrten bılitım. Bugiinün gençliğinde öyle bir hayasızlık var ki. Biliyor mnsun, günün modasına uymak İçin bana meselâ «balık kızartması» vahut «dikenli tel» filân gibi isimler takman lâıım. Valentin gülmiye başladı. Biliyorum. Bir ailem yok mnydu ya? Şimdiki gençler biHbirlerine fazla iltifat etmiyorlar. Kızımın en son arkadatı ona «yaŞ tulumu» adını takmıştı. Ama bunu bırakalım. Bahçe ve ev hülyasının neresinde kaldıktı? Sen evle meşgul olacak(ın. Talnız evle ml? Canım, bahçe ufacık bir şey olacak. Sen topragı, gerçek toprajı o koskoca tarhlara tercih etmez misin? Toprak dedjms», bizim için çalışacak, bize yemişler, çiçekler verecek toprak. Yanl bir bostan. Fena mı? Tavuklarımıı olacak, belki bir ine£imiz olacak, tereyağımızı kendimiz yapacağız. Hâsılı, köv hayatı. Ta son ra sonra bu seni bıktırırsa? Bıkmak ne demek, Val? Hlmmet et de cevabını kendin ver. Bıkan insanlar, hiç bir meş juliyetten zevk almıyanlardır. Mükemel tasvir. Ama nice insanlar var ki valnız oyundan ve kokteylden zevk alırlar. Her zaman ınek sa^aci'U kadar kevfin yerinde olur mu sanıyorsun? (Arkası var) TEŞEKKÜR MEHMET İRFAN Sünter'în Eşün ve babamız LUleburgaz eşrafından kaybından doğan bü>tlk acımıza bizzat gelerek veya telgraf ve mektupla iştirak eden akraba ve do»tlanmıza ayn ayn te?ekküre derln elemimi* mâni oldugundan gazvtenizin tavagsutunu rica ederiz Eçt ve Evlâtlan CUNHUBIYET Nüshası Senelik fl aylık 3 aylık 25 Kurus Lir» Kt 75 00 40 00 22 00 Turklye Kemal Suher'in Mevlidi Memleketlmizin sigortacılık saha«ına büyük hlımetleri dokunan Anadolu Sigorta Şti. Fen MUşavirl TEŞEKKÜR Uful fdcn aile büvügümüz Llr Kr. 150 00 RO(ıO 44 OO Haricl REFET SAİP KUTBAY'ı ebedt lstırahitgâhına kadar trşyi eden. bizlPre zivaretlpriylp. tclgraf. tPlefon ve mektuplariyle taziypttp bulunan akriba dnüt ve yakınİTrımız'i. Bon hfzmptindp bulunanlara, elemli sükran duyjtularırr KCTBAY AİLESl vp MENSUPLAPI OazpUcilik 1'UrU Annnlm sirketi Cüğalnğlu Halkfvt «nkak Noı JH t l Sahıhi Basan ve vavan CumhurtyHt MHtbH<trılık VP KEMAL SUHER'in vefatının 40 ıncı gününe rastlıyan 10 ocak pazar gilnü öğlt namazmı mütaakıp Kadıköy Osmanağa Camiiııde bir MPVIH NÂZİME NADİ Yazı lslfrınl fiilcn ıfl«re cden Mtsul Mfltillı ÖMER SAMt t g^ntl* nitn ~\. k ^P vazı okutturulacaktır ' tlânlardsn tnesuhvftt kabu) edilmeı. A T L A S ' T A Diinyaca Meşhur Amerikan Red Nichols and Five Caz Orkcstrası Konserleri Pennies 11 Ocak pazprtpsi ak^anvnrian itibaren 4 sııare ve 2 matine (Matinelerde talebe ve öğıetmenlere "i 50 tenzilnt). Büetler sa'ılm aktadır n ,!*O «fcıo»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle