28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DrtKT CUMHUTtl ¥ ET S Raiena KORUYUCU MELEKLER K KEŞKl BüMA OLAAJLAR 4 OLAYDI. * ^ i DE .C A N S I Z iİ vUYUYOR. mecmuasının okuyucularına yeni bir hizmeti HİÇ MFRAK m MEV!N:BENJ S1MI 5OYLEMEDEN UY/\NMAZ... YALNIZ ... AKSİ <jlBİ TILS1UNJUTTUMÎ /"**** VAR BAY OSCAR: SENELİK TATİUNiZi MEMLEKETİN NERESiNDE GEÇiREBiüRSiNiZ ? Ruh hekiraleri kovboy (ilmlerinin ancak güzel incisi,, ni bazı çocnklara zararlı olduğnntı söylüyorlar "DSnyansîi en kim bulacak? Hiniıstanın güneyindeki küçik Tuticorin limanmda şimdi serseri, köylü, tüccar. yankesici her cinsten hinlerce insan kaynaşmaktadır. Hepsinin ümıdi bir tek şeydedir: ı>Dünyanın en güzel incisi» ni ele geçirmek. Kimi bulacak, kimi çâlacak, kimisi satacak. Fakat hep »inin gözdesi odur. Tuticorin'de bu sene mevsim baş lar başlamaz inci tacirleri binlerce inci avcısını angaje etmişleıdir. Geçen sene yedi milyondan fazla if.ci istirirfyesi avlanmışü. Bunların üçte ikisi Hindistan hükunıetin» tcs lim edümiştir. Çünkü inci mor.opolu hükumetindir. Her «100» istiridyede ortalama iki tane güzel inci çıkar. Hindistan tacirleri bu sayede büyük servetler yapmış'ardır. Çünkü öi'nvanın en r^rlâk incileri oradadır. Fakat 1930 da inci istiridyeleri birdenbire Hind Okyanusundan çekilmişlerdi. Tâ 1955 e kadar görünme, di'.er. Sonra o sene birdenbire Tuticorin sahillerinde. 200 kilometre boyunca. 40 sıra "irİci * istirıdyesi keşfedildi Bakahm bu sene «Dünyanın en güzel incisi» bulunabile' c?k rnio Ve kim, bulacak? Liz Taylor'e 3 şey sormuşlar Sinirlilerin haşanlığını, hoyratfrÇocuklarm bilhasa oğlanların kovboy filmlerinden çok hoşlandılc ğını azaltır: Filmi gördükten sonra larını hep biliyoruz. Zaman zatnan kovboyluğa öıenip «kovbovculuk» buna dair münakaşalar da olmuyor | oynıyan, yumruklar atan, onlar gideğil. Daha doğrusu arsda bir j bi ko^sn çocuk komplettsıevinden «kovboy filmleri çocuklar ir.in «a kurtulur. Sınemada kovboyu saderarlıdırn diye bir ses yüks*lfyof. ee seyretmiştir. tçini boşaltmış deVe hemen kendini duyurarftsdarı ğildlr. Oyunlarında onun rolüne susuyor, unutuluyor. bürününce içinde birikmiş mücaAnne babalar, ıımuınıyetic, bu dele arzuları boşalır. Arkadaşlarile, filmlerin aleyhirid* görünmüyor yalancıktan, döğüşür ama sinirleri lar. Onlara belki çocukça, zararsız. sâkinleşir. Gizli hoyrathk'arını amâsum şeyler gibi geliyor. Fakat çığa vurup tüketmiş olur. terbiyeeilere, psikoloğîafa ve ruh Fakat... Çocuk cılız. çelimnte M* hekimlerine pöre ko^'boy ftlmleri kovboy filmi «kompleks» ler >»raher zaman ezararsız» sayılamazlar. ttr: Kendi içine kapanmiş, gi^ka, Tesirleri çotuklann mizaç ve bün Myıf bir çocuk kovboy filmi kahyesine nöre değişmektedir. İyilik ramanmı seyrederken !>ir .aşapılık ve fenahklarını inceden inceye tar duyjrusu» na kapılır. Kavga, döğü? sahneleri ona kendini düşündürur. tan ilim adamlarını diliyelim. Kovboy filmi en sz ??kiz yaşın Tıpkı bütün öbür çocuklar gibi bada. ormal bir çocuk içi, oyalayı yalinde kendini fllm kahramanınm cı. eğlendirici olabilir. Fakat mu yerine koyar. Ch'unlarda da buna ayyen m'zaclarda hamr»aşka bit kalkışınca e*!erı kadar çabuk kote«ir yaratmaktadır. Umum'yetie bu şamadiğı, çevik davranamadıöı için türlü filmlerin üstüne lüşmek ise âlay mevzu olabilir. Fiîmdeki kahramana benzeyemediğind^n bütün cesaret ve ümidi sarsıhr. Vabinı aKovboy filmi knvvetH ç«*«lğa *«• şaŞıîık komplekslerine tutuîaVınir. saret aşılar: £aîen bu film'erin eKovboy fllmleri nortnal hayat» sası cesarete dayanm»V*adır. Kuvvetli cocuk omı «eyred.*rk«n cess bötfltı çornkların g*«flnHe tatsıılaşreti en başta gelen bir hassa ol tınr: O kadar heyecanlı sahneler•iıığuna inanır. İçinde cesur clrrtak den »onrg en ufak heypcana fır.'nt rııjlarnıvan çocuğun gSzfinde tabil arznsu uvanır. ve güzel hayat Utsız luzsuz bit biteviyelik olur. Küçük adam bırden Mngin olmak, dünyayı gtzip tozmak, at sırtında macera!»r yaşamak arzularına tutulur. Psikoioğlar çocuklan bu konuda sorçuya çekmı», testlerden geçirmişlerdir. Neticede, muntazaman kovboy filmi «eyreden çocuklarm üçte birinin lengin olup da fiîmdeki kabraman gibi yaşıyamâdıklarma için için üzüldükleri anlaşılmıştır. Kovboy filmlefinin umıımi bit iyiliği vardır: Çocukta adalet fikr uyandırıyor: Bu türlü film heman daima haklının zaferi ile biter Haksız cezasını bulur. Bu, çocuklal için iyi bir derstir. Tıpkı filmir, kahramanı gibi sonunda n;i.'Vâfat» ermek hülyasile onlar da dürüst, doğru hareket «tmek meylini duyarlar. Büyüklerin v?rdiği cezeya. kendilerini hak etmiî sayarlarsa, daha fazla sabır gösterebilirler. Fakat bunun aksine bir de \er;!en cezayı haksız bulurlar^a rskisinden de şiddetle isyan iuyarlar. Kovboy filmlerinin, umumî, hiı fenalığı yanlır: Çocugun okulda çalışmasıhı yavaşlatır. Sinemaya. bilhassa bu filmlere sık sık götürülen, çoculfcferın. hiı Mavi • hayal içinde yaşadıklan "e gittikçe t'imbelleştikleri, derslere kayıtsızlaştık ları tespit edilmiştir. T«l poralorır»d«n, ot«l, pansiyon fiotlanna, lokanra fi»t»lerin» kadar en reelist rakemlar, gideceğiniı yerlerin mevsimi, konfor derecejı, gorulecek kısımları, hu«uti> y*tt«ri... Bütün bunlan, bu cumadan ifibaren Hayat'ın Kıtıl tahif*l«rind« bulacaksınız. ın Tatil sahifelerini okumadan tatil plânınızı yapmayınız. Yahya Kemal Beyatlı Vasiyeti Tenfiz Memurluğundan: Büyük Türk şairi Yahya Kemal Beyatlınm eserlerinden müteşekkil muhtelif namlar altındd antolojiler ve derlemeler basılıp satıldığı görülmektedir. Fikir Eserleri Kanununa mui\alif bulunan bu kitabların derleyicileri ve nâşirleri aleyhine hukukî v e cmai takibata girişileceği gibi bundan böyle bu kabilden kanun»uz hareketlere teşebbüs edecekler hakkmda da I ıkibe geçilecektir. K e y t y e t i n ilânına, tstanbul 13 üncu Sulh Hukuk HâkimlL gince karar verilmi|tir. ı30396> Sl* <« « t l ı ı l ı d * h«ndl h«ndlnlc« t Liz Taylor maiyeti (H ile birlikte bal aymdan yeni döndii. Yani kocası Eddie Fisher ve başka başka evliliklerden kalmış üç çocuğu ile. Bir İngiliz gazetecisi eşine pek de sık rastlanamıyan bu beş yolcunun adını »Eddie sirkin koymun. Liz üç dört gün evvel bir basıh toplantısı yapmış. Kendisine soru . Belçika Kralı Baudouin yalnız lan on sorudan 3 ü şu: kalacak. Çünkü babası eski Kral . 1. "Size bir ceyrek mufaade. Bii . Leopol III., hükümdarlar şatosu tün aile hatıralarmızı karıştırıp lut Laeken'i terketti. Prenses Paola ile ; fen cevab veriniz. Şu 2ör<U'ığün iz I gârib şey size bir y^rdeki bir ya ıPrens Albert'in nişanlanmaları, Bel çikada halkla Hanedan »rasında tâg! hatirlatıyor mu?» 2. «Müstakbel kocalarınızla evli yıllardır sürüp giden anlaşmazlığı ateşledi. Belçikalılara göre bu, saçok dostunuz var mı?s 3. «Dulluklarınızm ne kadar sür dece yeni bir krizdir. Baudouin'e düğünü kronometre ile tespit et göre ise bir dram. Yeni bir dram. 1 Onun hayatı dramlar arasmda amemize müsaade eder misiniz '» Paris ve Londra Lentheric lâbokıp gitmektedir. İlk ve en ağır fa ratuvarlarında, 8 yıllık bir araştırcia ki bütün öbürlerini doğııran madan sonra yeni bir güzel koku da odur annesi Kraliçe Astrid'in icad edümiştir: «Tiara» ve fimdi ölümü olmuştur. Kral Leopold da Tiara dünyamn dört biicağındaki ha Dük iken (1926) Astrid'le ni koku merakhları için ihraç edilmeşanlanınca Belçika gönlünü bu ye hazırdır. Bu güzel koku uğruna tahmin «Karlar prensesi» ne verdi. Daniedemiyeceğiniz kadar çiçek, yapmarka Prensesi İngeberg'le Prens CharlesOscar'ın kızı Astrid o za rak, yemiş. ve misk gihi bazı lıaymaddeler harcannıaktadır. man yirmi yaşında idi. Sarışm. tat vanî lı, pırıl pırıl bir güzeldi. Leopold Bunlarm her biri dünyanm bir köşesinden gelir. Formoza'dan «oğul görü görmez vurulmuştu. otu», Hir.distandan sandal ağacı, Büyük Harb Belçika milletini o Floransadan susam, Habeşistandcıtı zamanki Kral Albert'e ve saraya anber. Gri anberse Ba'tık •\en\7.uıperçinlemişti. Güzel Astrid, bu ba de avlanır. Ve sonra bütün bunlara ğı büsbütün kuvvetlendirmişti. Fa gün doğmak üzere iken toplan~n kat 1934 de Kral Albert bir kaya >aseminlerih. güllerin özü katıhr. dan yuvarlanarak öldü. Kral Leo Fransa güzel koku fsbrikaları yılpold'la eşi Kraliçe Astrid büyük da 1.200 ton portakal çıçeği. 800 ton Lacken sarayında mesud bir aile yaeemin kullanmaktsd'rlar. hayatı sürüyorlardı. Üç çocuklan Tiara'nın bir damlası için 2.000 olmuştu. (Biri kız, öbürleri de bu giil ssrfedilmektedir. Fatı altının günkü Kral Baudouin'le, Pâola'nın iki mislidir. nişanhsı Prens Albert). Belçika mil leti bu mesud aüenin üstüne titri yordu. Ne yazık ki 1935 de felâket du bu. Kral Baudouin halkın, babsEinı bir vuruşta o saadeti yıktı. Kraliçe Astrid'in otomobili ağaca çarp neden istemediğini, neden hayvan mış, kendisi ölmüştü. Arabayı Kıal olduğu üvey annesinin alîyhinde Leopold kullanıyordu. Bu yüzden olduğunu anlayamıyor, 10 yaşında istilâyı, 15 inde sürgün ve lır.pis kendini bir türlü affedemedi. Ve gördükten sonra, 21 inde lahia şeçbir daha o eski insan olamadı. meye mahkum olmuştu. .Şmdi tle, Astrid'in ölümü ile yalnız Leo29 yaşında, yalnızlığa mı mahk'ım pold vefalı eşini kaybetmiş. yalnız ediliyor? diye düşünüyor. Baudouin annesini kaybetmiş olAlbert'le Paola'nm evlenme l.amuyordu. Bütün hanedan en büyük rarı bardağı taşıran bir damla oldesteğini kaybediyordu. du. Belçikahlar kabahati eski kra| 1940 da Almanlar Belçikayı işgal la yüklüyorlar: «Nikâhım Pcipa taettiler. Kral, nâzırlarının israrına rafından takdisini istiyen o. Neden? rağmen memleketini terk etrnedi. Çünkü Belçikada, sivil bir nikâh Düşmana teslim oldu. Halkla h:ı meıasimi yapılırsa Rethy .ırtık, islikte esir yaşamayı tercih etti. L?c tediği, birinci mevkii tutamıyacak kfcn şatosuna kapandı. Fakat bu e da ondan.n diyorlar, sarethaneden Führer'i ziyaret için Kriz, Kral Birleşik Amerikada Berchtesgaden'e gidişi milletini güiken koptu. Genç krallarımn memcendirdi. Hele 1941 de Mary Lileket dışında çok daha neşeli oldulian admda güzel bir kızla evlenişi, ğu da Belçikalıların gözünden kaçAstrid'in hâtırasmı unutmıyan, Bel madı. .Onu burada, yakın muhiçikalıları büsbütün kırdı. i'renses tindekiler öyle asık suratlı yapıRethy adını alan Lilian Kraila bir yor.» diyorlar. Daha geçen sene likte Âlmanyada enterne edildi. Baudouin: «Annem kadar güzel bır Şimdi 1959 modası, Paris te, mev larındaki geniş ^şarp ayni çilek Harpten sonra Belçika sosyalistle kız bulursam evlenirim.» dememiş sim güneşi gibi pırıl'.ıh. Adeta göz rengi şantungtan (so'dıi. rile komünistleri Kralın istifa et miydi? Annesi, yani üvey annesi kamaştırıyor. Saat Ç dan yonra keMor tafta bir tu'.aifitın ht\ in mesini istediler. Fakat referandum Prenses Rethy. Halbuki Belçikalıdınlarda hep geniş. bol, kabank, ks celiğine tezad yapan iri, koeaman onun lehine çıktı. Leopold nıemle ların dilinde onun adı «Lacken'in sa ipek elbiseler. Bu eteklerin al bir kelebek, bir fiyong (solda). ketine döndü. Ama mücadele, o dö kara rr.elegi» dir. tmda kısacık jüponlar. Birbirinden Bu arada şunu da haber verelim: ner dönmez patlak verdi. O :aman «Kral sarayının hâkimi olmalı süslü, birbirinden esrarl.. Genif. Dior, ayakkabı modasınm ana çiz kendisi tahttan çekildi, yerini büBugüne kadar ona babaeı ile üvey bol, pırıl pırıl nıevşim mantolsn i gileri b#H! oW»ı: İtsîyan ayakVâ' yük oğlu Baudouin'e bıraktı. annesi hükmetti.» diyor millet. Bu nın her biri bir Oaşka moii ysrabıları gibi ince bir ksbp. (Bizim Baudouin 1951 de tahta çıktı. Fa nun için Leopold, hanedan şato tı*ısının sanet eseri. Rpnkier pöz bazı mübalâğalı sivıi ayakkabıları kat bu 21 yaşrndaki çekingen deli sundan uzaklaştırıldı. Fakat ahyor. kumailar ıÎ3İ^3 dalga. saA'H mıza nazaran daha Bftaktıl mceî;k* Ttİmiı gerçekten Kral savılsbilir mi de eski muharipler çatonun bahçekaynaşıyor. te. Ayak şekline daha uygun. göiâ idi? Yalnız babası değil kendi sinde eski krala gösteriler yaptılar. Beyaz dantelden. etekîeri kat kat i ae çok âhenkli ^örünüyor 1 Dior tifll büyütmüş olan üvey annesi Belçika milletl, ne kadar tenkid bir tuvalet görüyorsunuz. ne'jinds» da ökçeler: Sabah içtfı 5 Sântimet Pr*hses Rethy At onunla berao<n ed^rse etsin. hanedana bağlılıktan çilek rengi eer.iş b'r kemer. Omuı re. öğleden sonra 67 santimetre. yaşarken, biraz şüpheli görülüyor aslâ ayrılmıyor. Prenses Paola ile Albert'in KEŞİFIER nisanlanması, Belçikada har Bir damla güzel kokü için 2000 giil dağı taşıran damla oldu (omsponöfntf 3nstitutf METODUYLA INGILIZCE Diil«nnd«>n bırini »n mükemmel bir }eki'de oğrctefailırsinız. Ocrttjıı iııhl. bro>urümüıu uteyınız ADRES Corrcspondence I n ı t ı t u t t Istiklil Cad. 213 Beyoğlu Islanbu! ALMANCA FRANSIZCA Spor ve Sergi Sarayında reklâm yapmak istiyenlere Bu yıl Bahar ve Çiçek Bayramı Sergileri Spor ve Sergi Sarayı, Vatan caddesi ile Şemsipaşa sahalarında 3 ay müddetle devam edecektir Bu sahalarda pano. kule, ışıklı vesaire şekilde çeşidli reklâm yapılacaktır. Üç milyondan fazla bir ziyaretçiyi celhececek olan bu sahalarda reklâm yaptırmak istiyenlerir. 44468526 numaraya telefon etmeleri vcya firınaların kendi reklâm bürolarma müracaatleri $cthrin ortasındâ APARTIMAN DAiRESi TAKS/M Aşağıya inen birisi hemen knpıyı kuvvetli olarak analık hasreti idi. araladı. Sonra kapıyı arahyan in Işte bu, kendisine ait hodbin bir sanın dudaklar.ndan bir kumru gaye değil, yaradılışa ait bir gaye nun dem çekmesi kadar yumuşak idi. Oyle bir gaye ki bütün kâıve tatlı bir ses çıktı. Eğer gönül nâta aittı. O'kâinat ki yeryüzünii den kopacak olan sesini o ın~an o yeni yeni insanlarla süslemek isdakika irade kuvvetile boğmamış tiyordu. Bu koca gaye boybosla olsaydı, dudaklarından mutlaka ve sesle temsil edilseydi kızın abütün şehır halkmı uykularından yakları yedı kat yerden daha desıçratarak uyandıracak ve hattâ rine gider, başı da arşıalâ'yı aşafak gökünde tektuk pırıldıyan şardı. ündan çıkan arzunun sesi irı yıldızları titretecek bir sevinç ise kâınatı en ücra uzaklıklarına ç.ğlığı kopardı. O insan, Hatça'y tir tir titreten bır çağmş, bir gok dı; kulağı kirişte miydi ne? Yok gürültüsü olurdu. Bu heybet karsa üluç Aii'nin geldiğini iç kula şısında Uluç Ali, âdeta bir korku ğıyla mı işitmişti? Kız, Uluç Ali dııydu. Kız, Ali'yi ürküttüğünü an ladı. Kadın sihrinin akıl erdirilye «Şışşş, annem' duyar.» dedi. mez bır manevrasıyle hafif güUluç Ali, hayret içinde: «Annen razı olmuş a. Benımle lüşü bir pınarsuyu gibi çmgıldaalay etme! Vallah şimdi nikâhımı dı. Cesaret alarak ellerini uzattı. zı kıydınr, onun önünde senı ye Kız, Ali'ye karşı çabalamadı. Goz re vururum. gaka değil, ben ?4 lerinde A'.i'ye karşı teslimiyet devaştan geliyorum; içimde hâlâ sa ğil, büyük bir itimat okunuyorvaş arzusu var. Bak, benı gördun du. O itimatlı ve yumuşak bakısı, de bir kere bile öpmedin. Ben Aii'nin gözlerine pek candan bir yalvarışla takıldı. Kız: öptum!» dedi. Kız: «Ali, sevgimiz, hayır hayır! Sev • Sanki beni öptüğün zaman sana. hayır, öpme mi, dedim? Sana gimiz değil, fakat beraberce yasacanım Ali deyip seni öpmedimse, mamız böyle başlamasm. Gel. Ali, bil ki bir hanım kız, Hatça. bu beni öp ki o öpüjünden kendimde «hanım kız» sözünü söylerken san sana dayanacak kuvveti bulayım; ki bu tâbirle alay edıyordu. ya gel, beni ayağa kaldır.» dedi. Ali, kendisine yalvanldığı gibi ni gelin olacak kız, bir opücükte bin balh sözün söyliyemiyecegini yaptı. Nasıl ki demir ısınmca ilk anlatır. Unutma, ki ben hanım evvelâ kıpkırmızı olur ve sonra kız değilim; Yörük Kara Hatça' apak ağarırsa Alinin de benzi kiyım. Hem de gelin olarak sana reç gibi attı. Ali, kızdan kendini tutmak gücünü buldu. Kızı istevaracak bir Hatça!» dedi. yerine, o arzuyu Bu son cümleyi söylerken Hat mek hırsının ça'nın yüzünde, Uluç Aii'nin de hükmü altına almak hırsı kaim olmincek teyzelerin yüzünde rdü du. Eğer kız çabalasaydı Aii'nin ğü hüzün vardı. Uluç Ali, şaşırdı. arzusuna arzu katm.ş olurdu; öyO kadar sevinçle gelmişti, bu hü le ki kız, öpüşler altında artık çazün ne oluyordu, yahu? Uluç Ali balayamıyacak hâle gelirdi. Fakat o yumuşak sevgide ve kendisine kıza: kayıtsız ve şartsız itimatta Ali, «Haydi, o eski, ıssız kıyımıza gi bir kadın yüreğinin icabında ve delim. Haniya, birbirimizi okşar bazı kadınlarda ne derinlife va ken denizden geçmekte olan bir rabileceğini anladı. Bu, öyle bir gemi reisinin bizi selâmlamış ol sevgi idi ki gövdede bitmiyor, ruh duğu yere!» dedi. Kız: ünsiyyetine derinüyordu. «Annem, ne der?» dedi. Ama, bu Son zaptedilen kayığın onarıldeyişinin yapmacıktan olduğu bel liydi. Kendisir.i topyekun ağuşu ması işinin, tahminden daha çana atan Kara Hatçanın yerine bu buk bitecegi anlaşıldı. Kara Hatsefer Uluç Ali, tepeden tırnağa ça da nikâhının, gemi sefere çıkkadar yekpâre muammaya dön mazdan bir gün önce kıyılmasına müş hüzünlü bir Hatça buluyor razı oldu. Uluç Ali, gerek teyzelerin ve gerekşe Kara Hatca'nın du. Uluç Ali: «Annen ne derse desin, eviene ara sıra hüznünden bir şey anlamıyordu; bilhassa kızın nikâhını, ceğimizi biliyora.» dedi. Kız: «Yaptığımız delilik, fakat ben denize açılmalarından bir gün evde oraya gitmege can atıyorum; vele geciktirmesîhe akıl erdiremihaydi gidelim.» diye cevapladı. yordu. Ayni kızın nikâhı, kendiiki ,îenç enikonu yürüdükten son sinden de daha çok istemesi, Alira kumsala vardılar. Orada Uluç yi büsbütün çaşırtıyordu. Ali, için den: «Bir şeyler var, fakat ne ise, Ali: sonra meydana çıkar! Muhakkak «Yahu, evlenmiyecek miyiz?» de bir jey varsa onun beni ve bedikçe kız, vahşi bir tasdik şidde nim onu çıldırasıya sevdığimiz, tile: birbirimize varmağa can attığı«Evet, elbette!» diyordu. mızdır; bunun ötesi, bana vız ge• Pekiy, bu hüzün, bu kendini lir.» diyordu. ahkoymak neden?» deyince kız: • Hiç bir «.ey yok. a canım!» di(Arkası var) yor, «Seni çok seviyorum.» diye ilâve ediyor, ve bu söylediklerini bir değil, yüz öpücükle fi'len tasdik ediyordu. En atesli şair, yir1 z 3 « j « : mi bin mısrada bile Hatça'nın yüz opücükte anlattığını aniatamazdı. Bunları söylerken sevinç bir güne? hüzmesi kızm cevval bakışlarında oynuyor, sonra yavaş yavaş sönüyor, bnun yerini oir'nüzün alıyordu. Işte Uluç'u bu hal çıldırtıyordu.,.. Hatça:' «Deniz savaçîarında çehit olabileceğini düşünüyorum da mü teessir oluyorum.» diyordu. Uluç Ali: «Olabilir a. Savajta insan şehit de, gazi de olur veyahut ne biri, ne de ötekisi olur da şimdi olduğu gibi savaştan dipSOLDAN SAĞA: diri döner. Işte şimdi bu kumun 1 Birbirinin dilini bilmiyçn üzerinde ve senin yanında şehid değil, dipdiriyim; kollarım.n ara iki kişinin bulup aralarına ot\ırtsında yüreğin çırpınan bir «rçe mak zorunda oldukları. 2 Böyle kuşu gibi «pat! pat!» ediyor» de olduklan halde bütün Kur anı bajjdi. tan aşağıya ezber bilenler de vsrBu sozleri duyunca kızm kaşla dır, bazı dağ tepeleri bu vasfa n çatıldı; belki de bir serçeye ben gerçekten lâyıktırlar. 3 Pufla zetilmesi Hatça'nın hiç de hoşuna gibi şişiribnişinin üsı ;ne yatıp gitmemişti. Onun bu halini gören uyumak. ne hoştur. 4 Seciye ve Ali, yanan dudaklarını hummalı hummalı kızınkilerine j'apıştırdı. karakter (yeni terim), kötü bir hâAlinin gözlerinde arzu ve hasret dise de olsa o muhitte cereyan bir alev şiddetini bulmuştu. Kız, eden gene bu muhitin içinde kaldelikanlının gözlerindeki korkunç malıdır. 5 Karşısındakine kendi mânâyı an'.adı. Delikanh: fikrini yavaş yavaş aşılama hare«Ne bekliyoruz?» diyordu. Kı'z, keti. 6 Tersi nazarî değenleıin bakışlarım tasvir ecen bir haldir, Ali'ye: • Senin istediğini ben, senden eski bir atalar sözüne aöre aşk olbin kere daha fazla istiyorum. Ben mayınca bu da olmaz 7 Ele avune kadardır seni özleyip durdum. ca sığmıyan çocuk. 8 İskeletin Benim dünyada sana karşı duy iptidaî macdesi, Karadenizin yavduğum aşktan başka, hiç mi hiç rusunun yarısı. bir şeyim yoktur. Bana sevgi, büYUKAR1DAN AŞAĞIYA: yük bir saadet veriyor; fakat ne 1 Kiracılaruı sık sık başlarına bileyim, derin bir acı da... Senin kollarının beni sarmasını duymak gelen bir hareket. 2 Arab asılAnadolu kabadayısı. istiyorum, okşayıcı ellerinin çıp zadesi, Batı lak gövdemin üzerinde gezmesini 3 Tersi eskiden kamış kalemlerin istiyorum. Şiddetle seven bir er uçlarını kesmek için kııllanıİ2n keğin sevdiği kadını kavradığı gi âletlere verilen isimdir (çoğul). 4 bi beni kavramanı istiyorum. Göv Bir sıfat takısı. 5 Âza kabul demin hariminde çocuğunu peyda etmek hareketi (iki kelimel. 6 etmeni, o çocugu koynumda emzirmeyi istiyorum.» dedi. Sözünün Bir soru ttakıvjyjpHB burasında her bir elinin avucunu sı, bir edat. 7 EİDjı jşl bir göğsünün üzerine koyarak, ar • Tez yapılma <u v k Aı i ı tn zunun onda bir yakıcı ateş tezli sı gereken hizğine vardığını belli ediyordu. Kı(iki kelizın yüzünden. üst başından insan met dan öte bir güç parlıyordu. Bu,me). 8 Biı ilk evvelâ cinsiyet idi; fakat kor soru edatı. çökunç ve yakıcı yalmlığıyle cın küntü ve yıkınOünkü bulnıacanm siyetten öte ve onrian çok daha tı artığı. halledilmi; şekli B U LM AC A I 1 1 1 1 1 !•! 1 1 1 I 1 1 1 IBI 1 1 • 1 1 • 1 1 11 1 1 a 1 1 1 1 1 1 II1! 1 !•! 11 1 1 â P ¥ Û BU6UNKU PR06RAM 7.27 Açılış ve Program 7.30 Karışık satah muziği S.00 Haberier 8,15 Şarkıîar 8,30 Trompetist Eddy Calvert 8.45 Saz eserleri 9,00 Kapanış. 12.27 Açılış ve Program 12,30 Karışık hafif yeır.ek müziği 12,55 Küçük Stüdyodan beş dakika 13,00 Şarkıîar: Sabite Tur Gülerman 13.30 Haberler 13.45 Karadeniz türküleri: Hasan Tunç 14,00 Küçük konser 14.30 Şaıkılar: Ali Rıza Köprülülerotlu 14.45 Dans müziği 15.00 Kapanış. 16.57 Açılış ve Program 17,00 Akşam melodileri 17.20 Bağlamanın tel'.erinden 17.40 Kayıp mektupjarı 17.45 Dans müzi|i ve hafii melodiler 18,00 Radyo Küme Fasıl Heyeti 18.30 Radyo Sa. !on Orkestrası 19.00 Şarkıiar : Türkân Dizer 19,30 Haberler 19,45 Şarkılar 20.00 Kıbrıs saatl 20.15 Radyo Gazetesî 20,30 Serk»la.r: Alaeddin Ysvaşça 21 00 Müzik 21,13 KUçük Stüdyodan bes dakika 21,20 Şarkılar: Gülizar Ersel 21,40 nhaın Gençer ve Arkadaslan 22 40 Radyo Oda Orkestrası J2.30 Edebiyatımızdan Portreler: Cenap Ozankan 22.40 Sorurt 23,00 Car müaSi 23,15 Hsberlftr 23,30 Prograa 23,33 Dan» müziği 24,00 Kapanış. ISTANBUL Moda Saat 6 dan sonra Paris ÇEKİLIŞ: 22 AĞUSTOS 1959 = * ' * M " "* : • • ""~ ^^M4MaBBH**BlMVMaBV^M^B^^^ni^^H" HER 150 LİRAYA BİR KURA NUMAKASI OGUBÜNtt 6.57 Açılış ve Program 7.00 Günaydın 7.30 Hafit melodiler 7,45 Haberler 8,00 Sanatkârlardin birer şaıkı 8.30 Karısık m ü . iik 9,00 Program ve kapanış. 11.57 Açılış ve Program i2 U O Hafif orkestra eserieri 12,3fl Beraber ve solo şarkılar 12.55 Serbest saat 13.00 Haberler 13.15 Hafif şarkılar 13,30 Telden tele 14.30 Melodiler 15.00 Museue Orkestraları çalıyor 1515 Nurettin Çanüıdağdan türküler 15.30 Ispanyol ve Lâtin Amerika rüzili 16.00 Progr.m ve kapanış. 1G.57 Açılış ve PTnfnam 17.C0 Köyün saiti 17.2a Incesazdan Karcığar Fa^h 17.50 Çalışanlaım saati 18.00 Dans müziği 18.30 Spor Hsberleri: Kemal Deni? 18,40 Fikret Kozlnoglundan şarkılar 18.55 Serbest sa;t 19.00 Haberler 19.15 Tarihten bir yaprak 19.20 Ikl melodi 19.25 Yurttan l 20,00 Kıbrıs saati 20,15 W5 er Radyo Gazetesi 20,30 Serbert saat 20.45 Çeş:tl: müîriit 20,30 S»rbest saat 21 05 Giil Barudar s=rkılar 21,25 Konuçma ^ Z1.3O Cevdet Bolvadlnd«n çarkrlar J2.00 Haydn'ın eserleri 22,45 Haberler 23.00 Gece koi«eri 23.30 Caz m i r ğ i 24,00 Program ve kananış. ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle