28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKl CUMHURÎYET 7 Mayıs 1959 AMERİKA MEKTUPLARI Türk iş adamlarının Washington'da tetkikleri =haberleri Geçen ay 16 usmi sahibi •scziye 1 I E n L E K E T DA V A L A R 1 c Washington, Nisan (Fred J. Zusy I Ticaret TA.Ş. müdürlerinden Yubiidiriyor) Bir hafta süren mil| suf Ziya'Bengü, Ege Bölgesi Ticaletleraraeı ticaret odalan kongresin ret Odası Başkanı Osman Kibar ve Anadolu'nun kuzey doğu tarafde Türkiye, altı iş adamı taraftn Bursa Milletveküi ve İstanbuhm larında hayat çetil». Bütün Karadan temsil edildi. Hür dünyanın Kauçuk İşleri Ltd. Şirketi Müdfirü deniz boyu gibi buralarda da topher tarafmdan gelen delegelerin Yekta Teksel'dir. rak dar. Bir nolftaya dikilip bakadedi ise 2000 dvarında idi. Dr. İren ile Bay Kibar, Honotınız mı dağ görüyorsunuz: Dağ Türk heyetinin başkanı Turk Ti lulu, Tokyo ve Hongkong üzerintepe, kaya, dere; başka bir ;jey yok. çaret Odalan Birliği Genel Sek den dünyay, dolaşarak 7 mayıste B e l e d i y e zabıtası n i s a n a y ı n < l Mendil kadar olsun bir ova y(*. a reteri Dr. Cihad İren Türk heye Turkıye ye dönmüş olacaklardır. «Yayla Dumanı» şairi Ömer Bed237 esnaftan pesin para tinin en zdyade az gelişmiş bölge Dr. İren hükumet dâvetlisi ojarak rettin, «Ufuk Hasreti» şiirini bucezası aldı l'ere yatırun proğramı ile ilgili nıü Japonyayı ziyarete çağınlmış olmak ralarda yazmış. Ufuk diye bir şey zakerelerle alâkalandığını s^ylemiş la beraber vakitdarlığı yüzünden görünmüyor. Daracık bir gökyüBelediye zabıtasının Nisan ayında tir. riyaretini 5 güne inhisar ettireeekzü. Öyle acayip bir arazi... dair cün Belediye Milletlerarası kongre bu konuvu tir. Japonyada ticaret odası temsil ki faaliyetine Bir yaşlı köylü şöyle diyor: vAlher iki zaviyeden de gerek ya cileri ile temas edecek. bazı araş Reisi Kemal Aygüne izahat veril lah, dünyayı yaratırken olinde bir brnn yapacak taraf gerekse yatı tırma merkezlerini gesecek ve pi miştir. kalbur tutuyornruş. Ne kadar topBu izahata göre Belediye Zabıtası rnnın yapılacağı az. gelişmiş nnm vasava arz usullerini tetkîk edecekrak varsa kalburdan geçiriyor; ÂMerkez ekiplerince Nisan ayında 'hlket görüs zavivfçirıden tir Ayrıca Törk Japon ticaret dem'e ve onun kavgacı oğullanna 1657 müessese ve işyeri kontrok tâttzadıya tetkik t?ütıîşür. münasebrtleri imk&nlariTiı da araştarlalıklar hazırlıyormuş. Kalburbi rutulmuştur. Kontrollarda 237 esKongreye hitap edenler arssır.da tıracaVtır. n geçmeyen taşı çakılı îa bir naftan peşin para cezası alınmış, Bîrleşik Amerika Cumrn.'rbastranı Washingtt>n toplantısi nlhayet bul 330 esnaf hakkında ceza zabtı tan yana deviriyormuş. Niye lemişler Btsenhower de vandı. OumV.urbaşduktan sonra. Törk hevetinin d'ğer izim edilerek 81 müesseseye ihtarda ki Allakm iştne akıl <m ermez! kanı milletlerarası tiearetin akış k illl Tası çakılı azar azar her tarafa e | bulunulmuştur yollannm suBıe ukstiran dağrtacak yerde. futmBş hepsim bideceMer bu arada Bav Teksel bir ' ir Sinamalarda ve vapur salonlanaduğunu ifade ettflfcten sonra kon hafta kadar NewYork'ta kalacak. zim buralara yıgmış. Biz de şimdi gFeye bugünün % adammm Wr Bay Büktas hnsusî tsleri için Av da sigara içen 43 vatandaş cezalan bu taşlardan ekmek çıkaracaglz dimeydan okuma kaıtsısında oMugu ruoada dolaşacaic. Bay Balrioglu dınlmış. gayrf sıhhî şekilde mal sa ye uğraşıyoruz...» tar 176 seyyar esnaftan pesin para •aa ve nrilefleraTast lâearet odasıKalburdan geçen toprafclaıın «save kuru vemis imaîstıtn t^tlan uznn zamandBTİ)erî alerndarlı kik etmek iittre btr hafta kradar cezası ahnmıştır. Belediye Zabıtası hip»leri ne haldedir. ne verleT, ne fazla seyirci alan 16 sinema sahibignn başarfle yapmaîfcta olduÇu ser CaliforniaVı ziyaret edecek. Bay konuşurlar. ne düşönürler; yafh best piyasa iktisadı nizamımn m Bengu is« iş temaslan için ChJcago, ni tecziye etmîgtîr. köylünün bunlar*»n haberi yok. Diğer taraftan taksimetrisini aç.sanoglunca malum diğer herhangi (Bana öyle geliyor ki ıcendi du<Hk ve Böston'a ei<îf>o»ktir. mayan ve istikamet levhası bulunJbir ekoııonıi eeşidine kryasen isnmıundan da haberi yok.^ YorvüHevetten daha evveî getmis olan tfhsale çofc daha dverişli oldıığnnu Dr. İren ise. Bhleşik ^merîka Dış durmayan 31 şoför peşin para, 54 zönün nice çetin arazilerind* otutspat etmek» durunusıda bulundu isleri Bakaniı&inm dâvetlisi olarak şoföre de ihtar cezası verilmiştîr. ran nice toıtftıluVlaT vaT ki coğGene bir ay zarfında eayrisıhihî £mnı sdylemiştir. rafya, onların gül gîbi. ><üle <?ü!e bir ay kadar Birlesik Amerîkayı vaziyette satılan 1688 a^ed simit. 36 Az gelişmiş bölgelere vatmm ko bir Okyanustan digerine gezmfet ve barınıp gttîkl«rtfti yazıyw. ntvanda fcıeiiterenm I % d s Bank ticaret odalannı. sahayii, arastırma açma. 80 adet tatlı imha e^ilmiş. 22 Kirecli kövÖTKÜen îbrahim ağanın Lfcü.'inin tnüdür muavini Sir Jpre teşkilâtlanm yakmdan incelemistir. el terazisi müsadere olunmuştur. sözü de su: .Eskiden Ardahan'ı, my Raisman bu devrin bflyuk dâArtvin'i. Borçka'vı. Hopa'y1 '"''* ^ e s vasmm nisbeten fakir olan memlelerdik. Güz geldi mi yollar bnğday ir^flerde iktisadî gelişme seviyesmi taşıyan arahal»'ın b»raVtı§ı at ' yükseltmek olduğuna işaret etmiş liklerile dolardı. O kadaT buğday DeSerli »ile büyueümüz ve «Tamamile gelişmiş <tınat devnerede vetişir, nasıl yetişir. şaşarleflerle henüz eelişme yolundaki MEHMET tSMAtL d'k. BuedaV iri daneli ve kırmm memleketler arasındaki mesafenin olurdu. Simdi Aliah bizden yüz mü GÖKSU'nun Haber aldığımıza göre nisan ayı cevirdi ne, vivecek bu&dayın bile gittikçe artmasma müsaade etmek. ölüınü dolayısüe başta Y^>ı ve içinde memleketimizden bilfiil yapı Kredi Bankası camiası olmak üzegerek insanlık gerekse cihansâmul derdine di'^tük. İşte bak, Orta Alan ihracatm yekunu 114 bin ton ve re, eenazesine iştlrâk etmek. ziya. strateji bakımlanndan son derece nadolu buSdavmı yokuş vollardım kıymeti 19 milyon 225 bin dolardır. rette buluranak. çeleok gonâer ZBrarlıdır.» demiştir. buralara ta^ıvacaŞız dive soför milmek. telefon, telgraf ve mektup. İhracatta en fazla yer tutan madDelegelerm diğer bir kısmı da la tâziyette butunmak suretlle acı^"•ler sırasile hububat, tütün, pa. letinin anası dini aghvor...> mızı paylaşan, akrabe. dost ve yatırım komısunda hususî sermaye Toprak Ofis, bnrava da bir ajang'| muk, fındık. incir üzüm, küspe, tanıdıklarımıza en deritı te?efckürnin âmme sermayesile daha yakmkrom. cenb hayvan. tiftik ve naren acmış. Altı«ar sekizer saatlik kövlerinıizln iblâğına saym gazeteni. dan işbirligi vapması lüzumuna işalerden, yağmur çamur ı'emeden, ciyedır. zln tavassutunu rica ederiz. ret etmişlerdir. 4 ağustos 1958 den beri yapüan ih iki avuç bu*dav için cıkıp gcieı» GÖKSU AİUSİ racat yekunu 179 milyon 86 bin do kövlülerin çuvalına otuzar kırkâr Dr. İren ayrıca Törkiyede molardır. dern ve fennf piyasaya a n usulki'o bir <=ev doldiırup savıvor. lerinin tatbikini arttrrmak maksaİstanbıılluların vasıtalarda Bu arazide sökerse havvıncıhk dile piyasaya arz meseleleri üzeunuttukları eşyalar Birtcik ve çok c^vgıli eşım söker divorlar. Kıslar iki ffiin faT*a rinde müzakerelere de alâka izhar Nisan ayında E.T.T. Idaresme ait sürdü mü ahırdaki hayvan aç! Ot, MÜNEVVER RONA'nın eüıııştir. efatımn kırkıncı gönüne rastlıyatı otobüs ve tramvaykrla tünelde yol ekmekten daha pahalı. Hayvan Sneşyalör hipleri. yedek otumuz bitpcek diX'e Mayıs 1959 cuma gunü Merkezefendi cular tarafmdan unutulan Türk heyetinin diğer iiyeleri Türk Deri İşleri Ihracat BirKği , Camlinde öğie r^amazını müteakıp mer şunlardır : titı iyorlar. Bir yıl kış biraz nüa81 çanta. 55 eldiven, 30 ayakkabi, Başkanı ve İzmir'&ı Endustriyel h#me«vhı »ziz nihUna HKaJien ofcütula:ak MKVLİDI ŞERIFİ kendlstat seve». ve petik, 8 şerasiye, 22 şapka, bere, mıs. Otlar bitmiş. İstanbuldan, Bo» TA.0. Müdürü Mücahid Büktaş, erin ve »rzu ederuerin teşriHerini ılca ludan .ot şetirİD. saimjşlar Sağlan| kcsket/18 atkı, 3 kol ve masa saatV Koromide İhrşcatçılan Birîlği DrinPBBayla' kîlosu 60 kurusa'kaıîar c*H 18 sefertası, 35 kitap, 14 dolma kalem, ci Başkanı Enver Bakioğlu, Koç Kocası : Şeref RONA mış. Anlativörtar; atdatırken hiie 159 muhtelif eşya, 10 gözlük, iki tane baston ve bir miktar para. Öte yandan ormanlann su gîbC Bu eşyalar Şişli otobüs garaji yanınd ki hareket dairesinden sahiplc kurban edildiğini görüyorsunuz. Ot manm politikaya âiet edildiğini gö* rine iade edilmektedir. Elim kaybı bizleri derin bir hicran ve iztirab içersinrüyorsunuz. Secimler sırasmda pstKanunî sergisi uzatıldı de bırakan çok sevgili ve biricik annemiz ve kardeşimiz Topkapı Sareyı Müzesinde açılmış tiierin dinden sonraki kozumın orolan Kanuni sergisi gördüğü rağbet man olduguna datr insanı çilejfen üzerine 29 Mayıs 1959 Çarşamba gü çıkartıcı yürierce hikây«! DinledfVr.ü aksamına lp"dar uzaltılmıştır. çe dinliyenin icinden kalı ?t<liyor. cenaze merasimine iştirak etmek. çelenk. mektub, telgraf Aydın politikacı da, cahil politikaMillî Piyango bugün göndermek, evlerimize kadar gelerek acılahmızı paylaşcı da ormana acımıyor. mak lütuf ve nezaketinde bulunan akraba, dost ve arçekiliyor Bulanık Seller Fakir Baykurt ardtçlar... Btmlar, ilkel ihtiyaciarından başka bir şeye eyvallah etmiyen karacahil vatandaşlanmıza hiç mi hiç batmıyor. Hiç yürek'te*rini sızlatmıyor. Dağlarda kariar eridikçe. Veliköy taraflanndan kopan Kocaçay, köpüre kötnire yuvarlanıp geliyor. Efkâr Tepesi'nden Kocaçay'a bakttkça, insan, daha bir efkârlanıyor. Çay, bulanık akıyor. Bulanık akan Çoruh'a karışıvor. <?oruh'a karışan bütöh çaylor Vıulamk. TopraklarJrtJızm ürrfOsu, bereketi göz gföre gore cekffip pidiyor da, «Gitme ey fu, durr!» demek, büyük küçük, hiçbirim'zin diliriâen dudağına «elfniyor. Ardahan'a, Artvin'e, Borçkay'a, Hqpaya yemeklik bugöay verdiğîmiz yıl larda Kocaçay duru akarmış. O yıllarda Çoruh'un 'libine kitap koy san oknurmuş. Dağların başındaki son çamı da elbirliğile yok edip başariîığımız gün, Çoruh daha bulanacak, Orta Anadblu'nun san buğdayını yüklenmis 810 tonluk Vabis'ler, horluyacak, tıshyacak. yokuşlarda akıs kıracak, lâstik pâtlatacak: o zaman bakalım biz r.e vaoacağre? Karadeniz kıyılarından iki üç defa inip çjkmış bir arkadaş: Oralardan baharda geçeceksîn! Yemj'eşil! Dünyada öyle yeşîl ror hal«nur. Baktıkça içinde, ye^ilterle k*plı bir yarda sahlp oimsnın f(ürunı uyanıyor.» diyor Ben oralsrdan güzün geçtim: f«ene de güzeldi. Ama şhndi Bfkâr Tepesi'nden asa1ğıya doğru baktıkca. gurur <îegil her tarafı yeşiHerle kaplı bir ül Yarenlik eyazıd meydanında yeniden faaliyet başlıyacakmış. Meydana yenMen havu* yapılmasına karar verilmiş; meydanın seviyesi tekrar yükseltilecekmiş; meydan her türlütrafige kapatılacakmış. Akşamlan etrafı velveleye boğar«k kapanan; sabafclan ayuı sağır edici patırdılarla açdan dükkan kepenklerini hatıriamamağa imkân yok. Beyazıd meydanı, az mı patırdılarla yükseldi, az mı patırdılarla alcaldı. Bir de. şu hani »meliyat masasında konuşan hastayı hatırlıyorum. Operatör, bir defasnıda. hastatnn karnında pens unutmıış. Dikişi fhk müşler, pensi çıkarmışlar. Bu sefer hastanm karnında pamıık unatulmnş. Bir datm sökmüşler, p«muğu almışlar. Üçüncü defaki dal gınlıktan sonra dikiş Wr kere «J»!ıa söküleceği sirada, hasta gözlerini açmış, yalvarmış: Aman. doktor. bu gidişle nasıl olsa karnunı bir kaç defa daha açacaksınız. Şuna bir ilik açıp bir de diifcme dikin de hari sire de kolavltk otsnn bana tkı, demis. Dnrtnadan kurcalanan, altı iistüne getirilen Bevazıd meydanınHa yeni bir deçişiklik daha olacaksa, elimiz değmişken, şunıın adını da deçistirip, Beyazıd meydanı yerine «Hodiri meydan» desek çok isabetli bir iş yapmış olacağız. Ama rivayete ıröre, huıaya yakıştınlan yeni isim «sükun meydanı» imiş. Bu da çok yerinde bir isim. Zîra, Beyazıd tnevdanı, karnına ffik açrlıp, dâgme dikilmesini istiyen o ameliyatlı hastaya ben7edi. Zavallı öyle kurralandı ki, artık sakuna gerçekten hak kasandı. Daha fazla kurcaiamrsa. belki de ebedf sükuna kavuşacak, ilik açıp düğıne dikilecek yeri de kalraıyacak. *** Bu yıl süt bol oMuğu için peynir de bol olacakmış, diye bir müjde verdiler. Ama bu müjdemn !>rkasındsn ilave ettiier: bazı mandıralar tenekelerin dibine yavan peynirleri koyuyoriar, iistüne yağlı peynir diziyorlannış. Bu marifeti ihbar edenler olaraş, kofttroUar da ljaşlamıç. Tkaret, Bomparte'm dediği gibi «iyi dnzmlenmiş bir hırsızlık» olmaktaa öteye geçemiyor. Ama madem ki kofıtroller ba;lamiş, artık üzülmeğe mahal yok. B« yd, ytiıde yüz vağlı peynir yiyebilecegiz demektir. Şimdi kontrol ekipleri, bolge bolgtt, kimbilir nasıl faaliyete geçmişlerdir. Mandıralara yerleşeeekler, teneketerin başma oturaeaklar; bir gözleri renrkenin içinde, hir görhri mrisdıra sahibinin viedanmda, etrafa kimbilir nasıl korku saiaraklar; tenekelere yerleştiıilen her peynir keüesini keskin bakışlarile didik didik ederek, piyasaya kimbilir nasıl ekstra ekstra peynir çıkmasım sağlıyacaklar. Tarihteki paşa rahmet istedi. Hani Tatar ağası, Istanbulda ne var ne yok sualine: Sadrâzamlığınız söyleniyor, demiş de, o da şöyle mukahele etmiş: Söyle. Tatar ftğası,, inanmıyorutn ama, hoşvma gidiyor! *** Dün bir arkadaşım ziyaretime geldi. Elinde, gazete kâğıdına sarılmış bir şey vardı. Küçücük bir paketti bu. Sana bir şey göstereceğim, şaşaeaksın, dedi. ' Paketi açtı. içinden hç tane çiroz bahfı çıktı. n şaşılaeak tarahnı şimdiye kadar hiç görmetiiîrim için, gene de şaşntadım. Meğfir, eskidenberi hiç bir şaşılacak tarafını gornsediğimiz çiroz, artık. dünyanın «fcşhur acaipleri arasına karı^mış. Arkadaşn» anlattı: Şn üç çirozun birini Aksaraydan aldlm. 125 kuruşa. İkincisini Beyoğlu Balıkpazarmdan, geçerken ucuz buldum da aldun, 75 kuruşa. Üçüncü çiroz, Galata malı, 1P0 kurnş. Şaşmadm mı? Bu sefer şaştım. doğrusu. Çirozlara baktım, yamyassı kafalarındaki sönük gözlerinde bir hayret ifadesi vardı. Kendi yamyassı hallerini unutmuşlar da, bizim halimizi, alaycı bir gülmseme karı^ık hay retle temaşa ediyor gibijililer. Denizdeki balıklan bile kendimize güldürmeğe muvaffak olduUtan sonra bize karada ölüm yok, diye düşündüm. Hamdi VAROĞLU YAZAN: TEŞEKKÜR I ayda 19 milvon dolarlık Ihracat yapıldı MEVLİD SAB1K YÜCEEIfin ttriz ruhuna ithal edîimek üzere vef?tıtMn yeffrnd yiK)»nO*ınüne tesadüf eden 9 Mayıs 1959 Culiıkrtesi eüıKi. itfhvtı n*T>MıIKtm sonra. ŞişU Cacnlinde. «nenrteketlmi. zin tanmmış hShrfarı tarafindan Mevlia okunacaktır. Mfeıhumu tamyMı ve *tWı1erTn ve biltümle etüidiMn bulıınoıalan rica oTunur. YÜCEKR AİLESİ M E VLİD Ikeyi çoraklaştırmış olmanm acısını, utancmı duyuyorum. Aşağıda dirsek yapan sel suyu. topragı oya oya bitirdi. Aftvine giden yol göçtü. Bir adam. «Tapulu tarlamı sel götürdü!» diye ağlıyor. Yol üstündeki mahallenin evterini boşaltıyor lar. Baktığı zaman kan beynine çıkıyor adamın... Yukarda, Düzenli köyünde de toprak kaydı, mal cah gitti. Varsm Ankara Üniversitesi, yüksek bllim gıiciiyle, köydeki ruhsatslz yapıları yikmanm benüz mevsimsiz olduğunu söylesin. Olanca gayretimizle yakıp tükettiğimiz tabiat, işini Ankara Ünıversitesinden daha iyi biliyor. Yurdun haline buralaidan bafcmslun bir yaman hüznu var Kiın ne derse desin, insan kendini tTitamıyor, yerlere kapanıp yasın vaşm ağlamak istiyor... 9 Yeni yeni Yüksek Tarım Kongreleri toplayıp yeni yeni raporlar, tasanlar hazırlamaktan ne çıkar? Şimdiye kadar az mı kongVe topladık? Yoksa onlar «yüksek» değil rhiydi? Bütün bönlarm zama". öldürmekten başka işe varamvan •göstermelik kuru şekiîler olduğunu dana anlamıyaCak înıvz 9 Orrnanın içindeki köylü, orman ctâvasını senin benim gibi anlam^dıkça, sen'n beîriln ^>>i duymad'kca. ordumuzu da ortft&rı korumâ içine kos^ak fayda yok. Bu iş de brrçok başka işler gft», köylünün kafaca değHşmesine bağîıdır. «Türk OTminlan veluttulB diyenleri ı?elecek kusakıar, tarihiTnizİn en bü>ük demagoglah Nfishası 25 Kuruştur olarak ahacâklardır. Ytiz elli yılABONE ŞARTLARI hk btr çamı iki Haltada dpviıen^ TurMye Bkıicl lwi, beş yıl içinde üç defa affeLıra Kr. Lira Kr d"enler, acaba ömürleri boyuncK uğ râşüa!ar, üç tane tepevi >"eşfntcbiSeneilk 75.1* 1SO.0O P aylık 4Ö.06 90 00 Kriet mi? G«sâ Ottnan Çiftligî'niö ; S aylık 2200 44 00 haK Mle MçbrHmîze l>îr >=«>vx'Vler Basan ve y«v»n ah'aBfrtybf! e i ı m h u n y e t Matbaaeılık ve ffafti masiîcta, «Sfe üç kaKteşia, Gatrtecilık Türk AHonim Şirketi Cagâlojftu HslkeVİ soksk No. 39/41 efi akiHöftız dögîrtnene yoğurt öSa*ıih) efı. diye blr tekerieme NÂZtMfi NADÎ Şimdi bifcîm en akılhları\ HZI ıçlpnnı fi'len ldare eâeD mız, orman işlerimizi de çıkmazdan Mes'ul MUdüı kurtarabilecek olan kültür kalkınÖMF.R SAMİ mamızın başarılmasmda, «AcaVo aGazetemıze gondenlen evrak ve yazrşajğıdatl mı, yoksa yukandan mı laT nfçredJİFİn edilmesin İade edilnfte* diye birbirieHne bakt t)»niarda*ı meBUlıyet ka«a) edllmes. yorlar. Bir çoğunun ağzında hâlâ Emrullah Sendi'nin Tuba Ağacı: Yüksek aydınlar yetişmeli, ulusu onlar uyarmalı... Nurullah Ataç da bunu savunurdu. Yüksek aydınlar ulusu ne zaman yükseltecek? Az mı yüksek aydın var bizde? En badayısı kendini zor yükseltebiliyor; bari biraz da «yüksek olmıyan aydın» dâvası güdelim... «Unutma ki şairleri haykırmıyan bir millet...» Avrupa'da eğitim gö»müş, milletvekilliği yapmış «yüksek aydın» bir şairüniz, ortaokullarda okutulan Türkçe lrfîap» larında nasıl haykırıyor bakm! Şair bir ovaya bakıyor: «Erirken şeker 'îibi içımde eski gamlar Arslan ini kesilir şu yerdet» bitme damlar Çitle> çahlar bile renkten bir hevenk olur Köylü kızlannın kirli yüzleri renk renk c4ur Yema yama şalvsrlar birer nakış gorümir Kurınnuş derelerde bile akış göriiuür Ihek lerin gözleri şuurlaşır gibidir Biraz düşük her omuz sebu (testi) taşır gibidir Her sıtmalı yüzde bir âşık hali görüm'ir Her sakat bîr gazinin edasına Wirünür. » Bu şiiri ders kitabına alanlar da yüksek aydmdır, kitabl kabul eden Talim Terbiye Kurulu üyeleri de... Yani adam diyor kj, yıkanma, yamadan kurtulmnk için çabalama. sakat olmamak için çate aranıa; yapıcılık, akmcılık .. bunlar boş şeyler! Otur oturduŞun yerde! Köy mescidinde hiç Avrupa görmemiş imam da aynı şeyîeri soylüyor: «Ey cemati müslirhîîn, bilmiş olun ki, bu dünya yalan .. Âmin...» CUMHURİYET TEŞEKKÜR EMİNE BÜTTEM'in kadaşlarımıza Güven Sıgorta Şirketi, Sümerbank Müesseseleri, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketine, İstanbul Merkes Kumandanlığına, Büttem. Birsan, Sargın, Akyol, Yar, Onat aüelerinin şükran ve minnet hislerinin iblâğına muhterem gazetenizin delâletini rica ederiz. | e A TJ MiUî Piyengonun 7 Mayıs çekilişi bugün saat 13.30 da Ankarada yapılacak, ikramiye kazanan numarabr bu gece saat 23.00 te Ankara Radyosu ile yayınlarvacaktır. MAYIS 7 ŞEVVAL 29 Ikindi i ıniînınıjfin!]!i!ii!tııni!fiın;ıııti(!inn!m!'n!!i!in ıiıimmıı«tı«mıı**»ııın!i«ıın>ıııi!i!iınıı * İhtiyaç vardır. TaÜblerin (P.K. 239 Beyoğlu) sine müracaat etmeleri rica olunur. ftıciun ^ l 11ı ıSluüıll.itlMliKİlll'i 11 lıtlıu l KONTRPLÂK FIÇFya 3 V. I E. £ İ adre(|]1F]ı I II ı'ıll!fMli# 1 | 4.50 1 2 10| 16.04 İ19.11İ 20.57 2.50 | 9.40j 5.00[ 8.54|12.0O| 1.46| 7.40 1 Gelemez köyünden Kara Camandar, elini çenesine dayayıp düsünüyor: «Acaba dünyanın baçka bir yerinde bizim gibi hükumctinden buşday gözlüyen çiftçi var mıdır?» Akşam üstleri, arkadaşlarla ikişer üçer olup E^kâr Tepesi'ne pidiyoruz. Araziye bakıvoruz. Gün günden iyice tepelerin başına sığınmaya çaltşan zarpih ormanlara bakıyoruz. Çeliei narhyan pedavra makinelerine dilsiz a^ızsız yalva* ran yaralı çamlar .. Düşlerinde balta göre göre dudaklan uçuklamıç ' rın yanına gelmişti. Leylâ'nın elini Eiktı, sonra ötekilere eğildi: «Macit bey, gelin de kahvenizi benim masamda için. (Leylaya hitaben) Bu sizin bey ben İstanbuldayken yakm ahbâ bımdı.» «Yani kunduralannızı dık, değil mi?» yapar Yemekte kaptanın sofrasına oturdular. Macit vapura girdikten sonra bir iki saat içinde biı çok ahbap edinmiş, herKesle tek lifsiz oluvermişti. Leylâ ise hiç konuşmuyordu. Onun sessizliğine herkes balayına çıkan bir gelinin mahçupluğuna atfediyordu Aynı zamanda onun giızelliği herkesin ağzında dolaşıyordu. Kamaralarına Tieylâ erken git ti. Yataklar açılmış, geceliği, terliği çıkardmıştı. Hülâsa. Macit bütün hazırlığı yapmıştı. Evet, Macit, hiç olmazsa "yeylânın maddî ve manevî kendi elinde tuttuğu ve her istediğini yaptıracağı bir insandı. Leylâ bundan biraz teseîli buluycrdu. Yeter ki, bu akşam. hattâ hiç bir akşam yatağma girmeğe calışmasm. Bunu Macit'e kesin bir dille anlatmah!... Leylâ soyunmadan Macit yanına geldi: «Seni soyayım mı, I^eylâ?» «Ben soyunurum.» Macit birdenbire diz çöktü. Leylâ'nrn eteklerini yukanya iterek çoraplannı çıkarmaya baş ladı. Aynı zamanda kızm hislerini anlamış gibi, yavaşça: «Ben seni hiç rahatsız edecek değilim. bu akşam ben yatağıma çekilir, sadece sen istersen, bir kulun bir kölen gibi sana hizmet ederim.» «Bu gece değil, hiç bir gece ayni yatakta vatamıyacağımızı sana söyliyeceğim.» «Peki, peki b#n de seni hiç bir zaman rahatsız etmem s Bu> nu sövledikten sonra çoraplannı çıkardı Pembe topuklu. küçük beyaz ayakları eğilerek öptü. sonra biraz başı dönmüş gibi sallanarak ayağa kalktı. «Rica ederim Macit. sen dışan git. konuş. Ben yalnız soyunup yatacağım.» Macit cevab vermeden, garib bir gülümsemeyle kamaradan çıktı Simdi Leylâ'nm kulakları denizde. gözieri kapalı. arkasmı BU İSİM, BİR İKRAMİYE APARTMANJNIN DEĞERİ HAKKINOA EN SAĞLAM TEMİNATTlR JCo/ne dya s ı 21 dönmüş yatmıştı. O gece Macit sahiden onun yatağına yaklaşmadan, ayaklarının ucuna basa bâsa, durmadan kamaraya girip çıktı. Leylâ, sabaha karşı ancak uyuyabilmişti. Macit soyunmamışü bile. Leylâ gözlerini açtığı zamah onu ayakta buldu. Macit Leylâ'yı e n " dişeye düşüren bir iştiyakla onu seyrediyordu. Kız tamamen uyamnca, Macit garip bir tebessümle sordu: «Seni giydireyim mi?» Bu defa Leylâ oldukça sert bir sesle cevap verdi: «Hayır, sen dlşarı git, ben giyinirken kimseyi yanımda istemem.» Macit başını eğerek kamaradan çıktı. İzmir limanına girdikleri vakit, Leylâ hazırdı. Bu defa babasile buraya geldikleri günü hatırlıyarak içi sızlıyordu. Doğru İzmir Palas otelin* indiler. Ragıp, telgrafla onlarm odasmı tutmuçtu. Eğer LeylS am casının • bunu yaptığını bilseydi, kendisi için ayn bir oda tuttururdu. Macit hamalla yukarı çıkmadan evvel kulağına fısıldadı: «Kuzum benim için ayn bir oda kirala.» Macit alaylı bir sesle cevap verdi: «Eğer boş oda olsaydı. ben kendim için tutardım. Aşağıda bana tek boş oda olmadığını söy Iediler. Otel hmcahınç dolu. . Maamafih merak etme. seni hiç rahatsız etmem, Leylâ... Babamm hatırasile içinin nasıl yan Yazan: Ualide Edib Adıvar dığını biliyorum.» Leylâ, gayrı ihtiyarî Macit'in arkasmı oksadıktan sonra denize bakan geniş bir odaya girdiler. Hem de yanında hamamı olan bir oda. Öğle yemeğine Leylâ başmda yeşil ipek bir mendil sanlı, arkasmda yeşil bir elbiseyle indi. Garson, iki kişilik masa kalmadığını söyledikten sonra onlan, deniz tarafındaki bir pencerenin önünde bir kadmla bir erkeğin oturduğu masaya götürdü. Kadınm kocası, karısına ingilizce: «Bak ne güzel bir genç kadın» diyince. Leylâ kadmla gözgöze geldi. Karşılarına oturduklan vakit kadm onu dikkatle süzdükten sonra elini uzattı: «Hello Leylâ! Beni tanımadın mı?...» Leylâ kadmm İzmir'deki Amerikan mektebinde kendisine edebiyat okutan Mrs. Brown adh hoca olduğunu hatırladı. Anlaşılan kocası da aynı mektepte hocalık etmek üzere Izmir'e gelmişti. Birbirlerine takdim edildikten sonra konuşmağa başladdar. Kadın bühassa Macitle çok meşgul oluyor, onunla konuşuyordu. Onlar lâkırdıya daldıkları zaman aynı sıradaki masalardan birinden uzun boylu, albay üniformah bir adam ayağa kalkarak seslendi: «Macit bey, sen burada ne vaoıyorsun?...» Macit yerinden fırlıyarak, gururla karısmı göstererek: «Balayı yapmak içih geldik.» dedi. Albay (miralay) hemen onla «O kadar değil, evinize gelir, akşam sohbetleri yapardık, unut tunuz mu?... Bu küçük hanım da galiba o civardaydı. Durun bakayım? Ben bir küçük ameliyat için Doktor Kerim'e gitmiştim. Siz hastabakıcıydınız değil mi?s «Oyleydim, miralay bey. îekat şimdi rtaseki'de çalışfecağım.» O sâkin ve dost havayı Doktor Kerim'in adı mavi gökte şimşek çakrmş gibi sarstı. Esasen bu gibi kudretli erkek yapısı Leylâ'ya hep Kerim'i hatırlatıyordu. BHhassa miralayın sofrasına kahve içmek için gittikleri vakit, orada duran neferine elini kaldırarak emir vermesi, Kerim'in ameliyat yaparken «Al, ver!» diye âletlerini isteme«înift aynı. Garip olarak, miralayın da tepesi saçsız, yüzü tuüçtah dökülmüş gibi... Arkan v«r Türkiye İş Bâhkası ıkrâtniye apartmanları sağlam yapıh, kohförlu. bol gelirli. değerli Wrtr mülktür. 15 Haziranda 5 Apartnîan Dairesi ve 250.000 lira • 24 Ağustosta 6 Apartman Dairesi ve 260.000 lira +2 ISTIKBAUNİZIN M a t O N L,a» TÜRKİYE İŞ BANKASI PARANIZIN... EMNİYET/ BAY OSCAR: ı ' I rr> PROP. NİMBÜS'üıi MACERALARI: Okuyacülarımıza Mahkeme kararile toplanması yüzünden 5 Mayıs tarihli nüshamızı tedarik edemiyen okuyucularımiMn iütekleri üierine o gtine aid tefrikamızı ayn blr sütuhda tekrarlamağa karar verdik. 5 Mayıs tefrikasını yarınki sayımızda bulacaksınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle