Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tKİ CUMHURÎYET 3 Mayıs 1959 10 Çine» Çittanın büyük lokantasında | gösteremiyen mekteb herb biter bitçam dallarile gölgelenmiş bir taraça mez en parlak bir inkişaf devrine da öğle yemeği j'edik. Ismaille be girmiş. Nev'ine göre hususî ve son Haydarpaşada demirli buluraber burada yediğimiz yemeklerın derece modern bir mimarî üslubu nan motörden 3 balya pamuk tadını ömrümüz boyunca unutamıya ile yaptırılmış olan bu binada belçalan korsanlar Köprüde cağız. Bunun en mühim sebebi ev ki yirmi dershane vardı.. (Sinema) yakalandılar sahibimizin misafir ağırlama sanatına mevzuunun muhat olduğu bütün vâkıf, son derece ntzik ve hoşsohbet bilgüer ve çok modern tesis ve teç. Soin günlerde limanımızdaki gsbir adam olmasıdır. Işletme müdürü hizleri kull narak daha ziyade pra mi ve motörlere musallat olan kormisafirlerinin hem damağına, hem tik olarak veriliyor ve son sene sta sanlardan ikisi, evvelki geceyaruı de dimağına zevk veren tnce, olgun, ja hasrediliyormuj. (Merkez) sinema Galata Gümrük Muhafaza Teşkilât) semimî ve nüktedan bir adam. Biz. aktörü, sinema rejisörü, film amili memurları tarafından yakalanarak den başka biri kadın, öteki erkek idareci, operatör, dekoratör, kostüm Adalete teslim edümijlerdir. iki davetlisi daha vardı. Erkeği mü cü ve ses mühendisi yetiştiriyor.. v« Koraanlar gece saan 10 sıraların kemmel fransızca konuşuyordu onlra şu aşağıda isimlerini yardı. da Ukma motörlü bir aandalla HayBirer kadeh beyaz Sinzano, mis gibi ğımız dersler veriliyorrous: darpajaUa demirli bulunan Altın çam kokuları ve neşeli, güler yüzlü (Mizansen, film yapma teşküatı, insanlar yelnız is.tihanıza iştiha kat sinematograf kültürü, tiyatro tarihi, Çapa motorüne yanaşmıjlar v« momakla kalmıyor, belki ömrünüze ö yabancı diller. hukuk, sinematograf törün Mudanyaya götürmek için mür de katıyor. Oradan ister iste. estetiği ve tenkidi, dans, piyano, ik yüklemiı olduğu pamuk balynlarınmez ayrılırken Ismail gene kulağıma tisad ve istatistik, idari bilgüer, lea dan üçünü çalarak kaçmifUHır. bir şeyler fısıldıyordn: Bunun üzerine hırsızlık derhaj alma tekniği, idman, kostüm, dekor, femail Galibciğim.. bugün gene film yıkama ve lâboratuvar işleri, farkedilmiş ve durum Galata Mın«snladım ki insana bir memlekeü film basma, kopya etme, film naza taka Amirliğine bildiriljnigtir. Bu sevdiren jey sadece taşı, toprağı ve riyaü, fotograf işleri, kimya, renk hal karşısmda MmUka Amiri Nevgüzel manzaraları değıl; içinde ya lendirme tekniği, projeksiyonl» «i rad Atılgan, memurlarile birlikte şıyan insanların nezaketi, terbiyesi nema tarihi, gürültü ve efekt işleri, bir gümrük motörile köprünün fi» ve ruhlarının güzelliğidir. EÖz söyleme sanatı, «diksiyon, pra riş gözünü tutmuş ve beklemeğe Galib Bırek şimdi felsefe kırın tik temrinler, mevzu ve senaryo, başlamıştır. Hiç bir şeyden haberi tıları yumurtlamağı da yürü.. gecik film montajı, temsil sanatı, dekor olmıyan korsanlar Köprüye geldik» tik. Bak saat üçe gelmiş. Ismini bir kurma tekniği, plâto üstünde talim leri aırada çaldıkları balyalarla birtürlü hatırımda tutacmadığım hani ve temrin, ata binmek, boks, es likte memurlar tarafından yakalanşu D»im Bağcıoğluna benziyen mü. krim, yüzme ve ferdî yahud müş mı«lardır. dür muavininl bekletmiyelim.. Bu suretle hırsızların Fikret v» terek diger sporlar...). Ismail Sustum. Sustum. Hüseyin adlı iki sabıkalı korsan olMüdür muavininden özür dilemeğe Umumî kâtib kadife bakıslı Sin. dukları anlaşılmıştır. hazjrlanarak yazıhanesine geldiğimiz yora yukarıki izahatı bize müessesezeman daktilosu bizden özür diledi nin çeşidli kısımlannı gezdirirken Daktilo Direktörüm sizi sinema veriyordu. O kadar dinamik mimektebinde bekliyor. Müsaadenizlc zaçlı hir kadın ki bir saniye durben götüreceğim. Merkez burayf madan, ve bize sual sorma imkân) pek yatandır. Şimdi telefonla biı şöyle dursun nefes alma payı bile daha sordu.. ben henüz gelmediğini bırakmadan söylüyordu. Kadm deIstanbul Adliyesi, resmî tattl güz\ söyledim. Sizi bekliyor. Buyurun ğil zarif ve tatlı sesli bir mitralyöz diye önüraüze düştü. dü »anki... İsmaille ikimiz not al nünü çok sakin geçirmijtir. Sadece hakaret ve darp suçundan adliyeye Şimdi îtalyanların (tecrübî sine mağa yetişemiyorduk. Nihayet biı başvuranlarm sayısı kabarık olmuş me merkezi) dedikleri mekteb bina noktada bize resim göstermek makise de çoğu, tarafların barışması ile sındayız. Buraya bizden evvel gellp sadile bir albüme uzanırken bir nok sonuçlanmış tevkifi icabeiüren bir müesseseyi ziyaretimizi temin eden talık sükfltu fırsat bilerek sorumu müracaat olmamıştır. Sadece bir haÇine Çitta müdür muavini bizi kapı yapıştırdım: pis kararmın infazı yapılmıştır. da karşıladı. Yanında şairin (güzel Galib Peki.. talebenin kabuJ Kız kaçırmak suçundan 15 gün endem) dediği cinsten tunc tenli sî şartları nelerdir Sinyora? hapse mahkum edilen Erdoğan adm yah saçlı ve inadma lâciverd gözlü, Sinyora Haa.. işte bu şartlar bi da bir genç Şehremininde yakalanakadife bakışh bir genc kadm vardı. raz ağırdır. Taliblerin işlerde kabi. îsmailin gönül dolusu fakat ensour liyet sahibi olduğunu ispat etmesi rak nöbetçi mahkemede hüviyeti dine bir Allah.. dediğini içimden ilk şsrttır. Böylelerini de müsabaka tesbit edilip cezaevine gönderilmiş. duyer gibi oldum.. Takdim töreninde imtihanına tâbi tutarız. Kızlar on tir. anlaşıldı ki Sinorya müessesenin u altı ile yirmi dört yaşları arasında, Tiftik ihracatının artması mumî kâtibi tmiş. Müdürleri Sinyor erkeklerse on sekizle yirmi dort abekleniyor Lakalamita Romaya yüz hilometre rasında olaov klardır. Rejisör, opeBu yıl başta Ingiltere olmak üzemesafede (Ladispoli) dedikleri bir ratör, dekoratör gibi kısunlara ta re di| piyasalara tiftik ihracaatımı. deniz kenarıne gitmiş. On gün kadar lib aktörlerin azamî yaşları yirmi zuı artacağı soylenmekte ve buna dinlenecekmiş. Fakat Sinyora bize sekizdir. Müsabka imtihanları hiî misal olarak Avrupada tiftikten maba;kanına vekâleten müesseseyi gez kolay değildir. Mizansen kısmı için mul eşyaların moda haline gelerek, direceğini ve icab eden izahlarda (vani rejisör otaak istiyenler i ç İ n f t t i f t » «nrfiyatının artması göüterilbulunacağmı vadetti. Üniversite diploması, temsil kısmı mektedir. ktdi (Tecrübî sinematoğrafi merkezO için de ((yani aktör, aktris olmak Bu cümleden olarak, meml«ketij adile anılan mektebin müdürü değil Jngütereden bir çok tehlifleı f başkanı varmış.. Müessese 1935 yılın lâzımdır. Operatörler ve ses mühen gelmektedir. Dış piyasalarda da tek da hükumetin teşebbüsile kurulmu' disleri için de bu şart eynıdır. De liflerimiz müsaait karşılanmakta ve Gayesi: «Sinemayı mes'.ek edinmek kor ve kostüm kısımları için Aka bildirilen fiatlar kabul edilmektedir. istiyen gencleri çeşidli kollerında demiden diplomalı olmaları lâzım Yapılan tahminlere göre Ingilterenin memleketimizden satm alacağı tiftik yetiştirmek ve teknik ve artistik du. mühim bir yekun tutmaktadır. Herleyişleri takib ederek kültürel, Galib Peki.. ya talibler arasında bilimsel ve denemsel sinema mese hârika çocuklar çıkersa? Ortaköyde hir intihar lelerini incelemek» miş. îtalya dev Sinyora (Gülerk) Ooo.. hârika. Ortaköy^de Ayaydın sokağında 4 letinin nev*i şahsma mahsus biricik lar için açık paso verilir.. galiba bu numaralı evde oturan 39 yaşmda mektebi olan bu «ameli sinematoğrafi dünyanın her tarafında da böyledır Hüseyin Ustaoğlu isminde bir şahıs. merkezi» teşekkülünden bugüne ka Ol.ğanüstü kabiliyette yaratılmış biı dün sabah kendisini odarun tavanıdar pek önemli ve pek ciddî yardım elemanı kaçırmamak için ondan mut na asarak intihar etmiştir. Saveılık, lar görmü? ve aynı nisbette de seme laka diploma istemeyiz.. bu gıbıler müntehirin intihar sebebini arajtır. reler vermiş. Kültürel ve öğretici biı Yaradanm iltimaslısıdır. maktadır. taazzuv plânı inceden inceye hesab İsmail (patteyarak) Bravoo.. lanarak geniş mikyasta bir Sinyora!.. MAYIS 3 ŞEVVAL 25 merkezi haline getirilmis, en seckin Galib (îsmaile) sus.. (Sinyo. ve mütehassıs bir profesör grupu e nazari amelî tedrisatı ellerinde tu raya) Mektebi bitirme müddeti? tuyoımuş. Çoğu dercler egzersiz yapSinyora iki senedir. Imtihanları '8 2 «i M i tırnvk suretile öğreniliyormuş.. Gez. rr.uvaffakıyetle bitiren yabancı öğdi«imiz dershaneler daha ziyade hîr renciler (merkez) de çlışma hakkı V. | 4.55 2 11116 03 19 07 20 51 2.57 atölye manzarasi arzediyordu. Mu kazanırlar. Hattâ bir de burs alırlar.. E 9 49 5.051 8.57 1J Q0| 1.44J 7.51 harebede her müessese gibi faaliyet Ark<m Sa. 5, Sü. 1de 1 1 . Limanda 2 Siıtema mekfebinde korsan Yazan: İ. Galib Arcan yakalandı FILMDÜNYÂSINDA NELER GÖRDÜM? =haberlerî I 1 K •• O 9 » M D Ahmet Soekcırno nun Söylevi Memleketimizi ziyaret eden ve bu sıradö yaptığı konuşmalarla bir politıka adamı olduğu kadar bir fikir ve kültür varbğı olduğunu gördüğümüz Endonezya Cumhurbagkanı Dr Ahmed Soekarno'ya, 2Î nisan pazr. tesi günü Iıtanbul Üniversitesi tarafından hukuk dektorlugu pâyesi törenle sunulmuştur. Cumhurbaşkanımızın hazu bulunduğu bu törende değerli misafırirnizin verdiği söylev, bir çok yönlerden önemlidir. Gaıe. telerde çıkan kedarile dahi bize bu onemi telkm eden başlıca sebeb. düfüneelerinin yaşanmış ve yaşanarak duyulmuş olmasıdır. Sayın Baş kan, kendi anl«ttığına göre, Bandug |ehrindeki Teknik tfniv»r«ite. den yapı mühendisi olarak diplama almntır. Fakat somürgecüere karşı girlltigi siyaid hsreketler dolayı»ile orbeıt olar*k billm hayatına (ievam edememiı. gene yıllarının bir kıımını hapisanelerde geçirmiştir. Hapi»ane kendisi için bir «üniversite», «ömürg^ciler de «hoeaları» olmmlar. dır. Jnçelemeler yapmak ve düfünmek huausunda «bir hapisane hücreiinden ö>ha iyi çalifma yeri elamaz.» Uzun zaman yapayalnız, bu ısa!i hapis odalarında okumuç, düjünmü| ve kendi kendini yetijtlrrnlıtlr. Dr. Soekarno'nun sdylevindeki önemli dilşüncelerden biri, milletlerdeki mücadele ktıdretidir. Bunu, Bi«ans da içinde olnvk üzere tarihten werdiji miaallerle açıklayan misafimllletlerin bu kudreti kayoet tiklerl laman yıkıldıklarını anlatmıçtır. Hemen söyliyelim ki, bu beten gerçeği Türkler, ruhlarınd* bütün tarih boyunca duymu|lardır. 185S te m*?şhur Kırım muharebesini yapar. ken düsmanla üç cephede, Rumeli, Anadolu ve Kırımda döğüjüp kan döktükleri sırada. kendilerini mür» tedlik, dinden dönmü| olm« suçilt itham eden Mekke Şerifinin isyanın» bastırmakla da uğrasmağa mecbur olmuşlardır. Birinci Dünya Harbl içinde (1|141918) •ym kayn«k. bizl arkadan vurmustur. Harbin sonun. da kayıdsız ve sartsız düşmanlar» teslim olan halife ve p*=dişahla, o. nun kurduğu ordularla döğüsme zo» runda kalmmıstır. Hattâ Millî Mücadele, istilâcı Yunanlıla« yurddan atma anvcma. en güç şartlar içinde yürürken bir takım gori fikirlilerin tesvikile çıkan büyük küçük vetmi=e yakın is>anı bashrmak İçin düsman önüpden asker cekilmiş ve bo? vere kan dökülmüstür. Yalnız aen yü^y' İçinde bu çesid kank ©layhrdan yıl. mıyarak birbiri arkasından ve nefeı almadan eelen afeU»re karşı dayanmısızdır. S°ym misafirlm'z. sSylediği müeadeleye dayanma hakikatini bizdpp d°ha ivi anlav'^ nT'^'H tüç 'buhır. «rnrım. Tanrıva çükÜF. busrfin de avnı savas güeünü ruhlarımızda bulmaktavız. Sodtsrns. • gene devletlerle te. mas ederek bunların kendilerine mahsus fe'spfelen r>lHi'S"nıı VP Tndonezya devlet fe!"«fesinln şu bei direkte özetleneceğini söylemiştir: Milliyetçilik. milletlerarasıcılık. de» mokı»si, sos>'al refah. Tanrıya inanc. Buna göre hçr millet, kendİBİnl 1 ' 1 fSABAHl Peron bileti irkeci ve Haydarpaşa gar. lannda .çoktandır lâfı edilen peron bileti usulü, nihayet tatbik mcvkiine konuldu. Daha doğrusu. simdilik Sirkecide başlayaıı bu usulın Haydarpaşada da bir kaç güne kadar tatbikına hazırlanıhyor. Bu peron bileti gaUba eskiden vardı, sonradan kaldurıldıydı. Hangi memlekette. kim icad etmiş tir. bünmez ama. bir garip şeydır. Balkon vergisine, toprak bastı parasına. hava parasına füân benzer. Aşçı dükkâiMiın önünden geçerken yemeklerin kokusuna imrenip, ekme'gini tencereııin dumanına tuta rak 1irın karııı doyuran adamdan yemek parası istemeğe de benzer. " Neye benzerse benzesn. yolcusııru uğurlamak veya karşılamak için ga. ra girenler. bundan sonra artık. lânıı cimi yok, peron bileti alacaklar. Buna isterseniz, garda kalabalığa sebep olma yüzünden para eezası di. yiıı: ister, garııı nhtım taşlarını eskitme mukabiİMde bakım masrafı karşı'ı&ı diyin, .ie derseniz diyin, gara adım attınız mı yirmi beşliği v« recekslniz. Hâni bir söz vardır : •Müstahaktır tavuğa. girdiği için kovuğa» derler Bu sozü, bu işe tatbik edebiliriz. Filozof ne demiş? İnsanların başına gelenler hep, dort duvar arasında kapanıp oturmasını bilmemelerin den gelir, demis. Filânca kişi jola gidiyormuş. gider ya, size .ıe? Falânca kişi, yoldan geliyormus, gelir ya, gene size ne? Siz garda olmasanız gelemeyecek. yahut gidemeyecek mi? Elinden tutup trene binmesine, veya trenden inmesine yardım mı edeceksiniz? Yoo! Öyleyse oturun »turduğunuz yerde. 111e gara gideceğim diye ayak direrseniz, Nuh Nebl den kalma olduğu içi.ı dünyanın her tarafında rağbetten dü şen bir usulü işte boyle size tatbik ederler, yirmi be}i tetlarsmız, aklınız başınıza gelir. Öte yandan bu peron bileti usulünün bir ia>dası var. Büyükieri, gellrlerken veya giderlerken, başta •mirleri olduğu halde bıiluı memurlann, işl gucü serip karşUamalc veya uğurlamak İçin gara akın etmeleri emirle yatak edilmişti. Emrin kâr etmediği, zamanda unutulduğu görüldii. Peron bileti, belki emrin yerini tutacaktır. Yirmi bes kuruı nedir ki demeyin. Ben adam bUlrira, ayda yirmi beş gün, büyük ugurbunak, büyük kar»ılamak için gara koşar. Kogar değil, adeU garda ikatnet eder. Her seferinde ylnai bef kuruştan, biHceye ayd» tu kadar yüklenme tehlikesi, bu »uzull gayrete stop diyebilir. Gelelim işin tatbtkat eihetiıe. Peron bileti gi^eden mi alınacak? Önünden kuyruk eksik obnayan gişelere bir kuyruk daha eklendi demektir. Rivayet edlldigi gibi, bileti otomatik makineler mi dagıtacak. O zaman da, idarenin başına bir derd açıldı demektlr. Siz hiç bizim memlekette dendi efendi işleyen otomatik makine gor düjıüz mü? Bizim otomatik makineler ya, hok. kabaz kutusu gibidir, paranıa kapar hiç oralı olmaz. Ya küstah dilenei gibidir, v«rdiğinlz parayı begetunez, başınıza atar. Peron biletieri otomatik makinelerle dafıtılacaksa, Devlet Demir Yol lan, şimdiden harekete geçip, bu iki marifetin ikisinl de onleyecek tedbirleri almalı; bir üçuıcü marifeti de hesaba katmayı unutmamalı. Bu üçüncü marifet, otomatik makinenin dcliğine göre vydurulup anafordan bilet alabilmak için mflklne içine doldurulaeak, para yerini rtrtabilen öteberidlr. De\iet Demir Yollan. makine ayar layıcı memurlar, makine ayıklayıcı memurlar, makine Başiida bekleyici memurlar, maklneden şikâyet dinleyici memurlar, tutup. peron bileti haniâtını maaş olarak onlara tahsis ederse, bu isi belki yürüte! Hamdi VAROĞLU YAZAN: yönetme kudretındedir. Istiklâl. bu kudretten, bu iradeden doğar. Onu elde ederken £ndonezyahlarm şoven, ajın ve bencil bir milliyetçiliğe düşmediklerini belirtmiştir ki, bu nokta mühimdir. «Milliyetçilik, bir nimet. tir. Halbuki sofi, mutaassıb milliyetçilik, bizim neslimizde insan) ğm başına bir musibet olmuştur.» demiştir. Kendisine bunu dedirten, seksen milyondan d' h kalabslık bir toplu& mu, onun onda biri r.isbetınde bile olmıyan yabancı bir milletin uzun zaman somürmesidir. Muvazene ve itidal, sömürgeden kurtulmayı sağla. yan toplumda rnillîî ruh olduğu gibi sömüren toplumd"ki aşırı milliyetçilik sömürülme olayına imkân verdiğine göre baskalarını âlet etmeğe gitmh'en mllliyetçilikte kendini bu lur. Misafirimizin pek değru olan bu fikirlerine biz de sunu ilâve edehm ki. aşırı milliyetçilik zihniyetı. kendi railleti için de zararlıdır. Çünkü biı takım hayalî töhmetlerlç millet bü tünlüâünü bozar ve içten millî vrlığı parça parça eder. «Kendi milletimizi sever ve ona hürmet ederkşn başka milletleri hakir görmüyoruz. Diğer bütün milletlere hürmet ediyoruz. Gayemiz, dün. i HASANÂLİ YÜCEL yadaki bütün milletlerin birleşmesidir.» dediği zaman, Dr. Soekflrno, muhatablarının bu fikirlere uzun zamandanberi aşina ve dost olduğunu elbette pek iyi biliyordu. Bize Atatürk. bu temel fikirleri telkin etmiş. ti ve biz onları varhğımızda berim»emişizdir. Onun için ırkcılık ve bölücü. p>=rçalayıcı nasvonalizm ideolojilerine bağlanmadık. Millî fdeal etrafında, aynı emeli taşıyan insan. ların aynı kültüre sahib olap k toplanmalannı, millet bütününü kurmada ilk şart olarak kabul etır.ekteyiz. Kuvvetle tahmin ederim ki kendisi de biı fikirlere ın^nmış bu. lunuyor. Milletlerarası birlesmeğe ?elince. onu da biz. T3,irl^«pı<; Milletler id^alinde görmekteyiz. Misafirinizin demokrasi anlayışı, çok gerçek<Mdir. O. herşeyden önce millet varlığını sosval bir realite olarak alıyor: ith"l malı fikirlerle değil. milletin vasavışına bakarak elde edilecek sivasî nrensinlerle idare«ini doğru görüvor ^lemlekftinde istikla. il takib eden devr?d»ki tecrübevi bize anltıyor. «Batı Avrupa ve Am"rikanın Hprs kitabkrında öeretildiei sekilde bir l;beral ve parlımanter bir demokrasi sistemi kurarkei batı memleketlerinin icraatını tek. lid» ve «diğer milletlerin ancak nesiller boyunca içlerine sındirebıldıkleri bir demokrasi sistemini toptan ve hazmetmeden kabuH ettklerini söyledıkten sonra halkın bu rejime ahşscağının ileri sürüldüğünü. fskat neticenin hiç de böyle olmadığma işaret ediyor. Kendisine gdre «bir demokrasi sistemi, aneak millttin arzularını karşıladığı, onlan fksettirdiği ve nihayet bu arzulara cevab verdiği zaman demokratik sayılabilir» Elbette böyledir. Fakai (o arzuları kim veya kimler, nasıl helirtecck?) Mesele burad' dır. Bü yük dostumuzun memleketini tam. madıgımız ve idare tarzını bilmediğimiz içm bu hususta bir |ey söyliyemiyeeeğiz. Çok temenni ederiz ki milll arzular doğru teşhis edilmiş ve çareleri isabetle bulunmuş olsun Temenni ediyoruz: çünkü biz df bir asra yskın bir z^mandır aynı sistemin türlü tecrübelerini geçirmek. teyiz. Söylevinin bir yerinde Dr. Soekarno insanhk kavramına ve devrimcilık anlayışma dokunuyor v» bu iki kavramı evrensel bir görüşle şöyle iin'flandırıyor: Zamanımızdaki bu devrimin dört parçasından birincisi çağdaş milliyetçiliktir ki. onun gelişmegi ve zaferi. emperyalizmi ve sömürgeciliği yenmiştir. Tkincisi. atomik ve nükleer enerjinin ortaya çıkm^sile bunun insanlık için nasıl kullanılacağının henüz çözüllmemiş olmasıdır. Üçüncü devrim, dünyada birbirine karşıt sosyal, politik ve ekonomik sistemlerin meydane gelmesi ve bunun neticesi olarak insanlığın iki kutba ayrılmış bulunmasıdır. Dör. düncü devrim. «medeniyetin hız ve ilerleme gücünün bir çok milletlerde azalması, bunun neticesinde bir uyu şukluk veya geçici hislere karjı b« tehalükün ortflya çıkması, bu geçici hislerin de o halk yüksebne arzu ve iradelerini çürütüp tahrib ermesi» dir. Bu devrimler içerisinde ancak dör düncüsü bize müphem göründü. «ller leme gücü hangi milletlerde arsL mıştır? Onlflra musallat olan «geçici hisler nelerdir?», buralarını anlayamadık İstanbul Üniversitesine hukuk doktorluğile jeref veren sayın Başkan veya başka bir Endoneıy» fikir adamı bizi bu hususta aydınlatacak olurlaraa pek seviniriz. Son olarak dikkatimizi çeken eaaclı bir fikir, refah ile adaletin denk edil mesi ilkesidir. «Ne adalelsiz ne refahsız adalet, hiç bir mâna taşımaz. Taşısa da herşey bayağı ve herşey yepmacık olur.» Nazarî olarak pek doğru olan, fakat ameli olarak çok güf uygulanacak bu fikir. sosyal adaletı gösteriyor. Uygulanme nlsbeti mühim olmakla beraber biı devlet başkanında böyle bir inanın bulunması ve ifade edümesi onden daha da mühimdir. Sosyal adaletin, refah la adalet ka vr.~ mlarını eşleşti. ren pörüş yolunun. Endonezyada güdümlü ekonomi oldugunu anUyaruı. Nitekim oradaki demokrasinin dc güdümlü bir demokrasi olduğu sayın mİ9firimİ7İn söylevinde açıkça gösteriliyor. Onun anlattıgı köy demokrasisini, bizim gerçeklesmesini istediğimiz demokraaiye pı^c benzer bulmadığımızı son olarak ifade etmeliyim. Bu mühim söylevi, tam metnini gö.rmiyepek. imkân ni?betinde tahlile çalıştık. Dileeimiz sudur ki. bu çibi resmî ziyaretler. o günlerin sivasî çevrelerinde y^ptıSı etkilerle kalmasın. Do«t ve dindas Endonezya milletinin fikir sdamlarile Türk aydın. lan daha serbp=t münasebetlerde bu lunabîl=inler. Ihsanlar konuT konuşa birbirlerine yaklaşırlar. Cünkü konusarak birbirlerile anlaşırlar. Ord. Prof. Dr. F e i t Tatil günü sâkin geçti Borçlar Hukuku H. SAYM EN Dco P r . Halid K. ELBİR IUMUMÎ HÜKÜMLER CİLT I Borç mefhumu ve kaynaklan (Akidler, Haksız fiiller. Haksız Iktisaplar) Temsil Alacağın temllki ve borcun nakli v.s. CİLT II Borcun hükiımleri, nevileri, sukutu. İki eilt 1034 sahife, mufassal fihrist ve indeksleri; hususi kanunlarla Temyiz Mahkemesi ve Federal Mahkemenin binlerce kararı, en modern doktrin ile Türk Borçlar Hukukunun hakikî çehre. sini çizen ilk ve yegâne eserdir. İki cildi 50 Lira. Bez cildii 65 Lira MatbaacılıkveKitapçıhkMUesseseleri Merkez: Cagaloğlu Sırvilimescit Sok.24 İstanbul Tel. 2209 68 SltlS VerİPrİ l oauş yerıerif H A K K İ T H A K K İ İ S M A İ L A K G Ü N * B « V İ <««bt«ll) Ankara Cad. 4 Utan. T A a i V , v . n ,ı« M r.yi.rs.k. .• ı.unb», Wanted licensed alrcraft and powerplant mechanics by Pan American World Airways, Ankara. All applicants must be in possession of s valid United States CAA license for both aircraft snd powerplants. Qualıfıed applicants contact Pan American World Airv/ays, Ankara Palas Hotel, Ankara. Emekli Emniyet Müdürlerinden Ekrem Sokullunun eşi. Aydın eşrafından Nejat ÇifcJ. Nev»at Çıfei ve Vedat Sokullunun anneleri 2 5 958 cumartesi günü \efat etmiştir. Cenazesi 3 5 959 pazar günü oğle namazını muteakıp Şisll Camiinden kaldınlarak Zineirlikuyudaki ebedt Utira< hatgâhına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eylye. Aılesi "T ÖLÜM FATMA SOKÜLLU iaıı ııli ( fs: «İngiltere kraliçesıne ilanı aşk etmek senin o taştan yaratılmış fakat gözleri alev saçan heınşıreye ilânı aşk etmekten daha kolay...» «Sen ne dedin?» «Biz rahibe koyduk onun adıSuzan sordu: «Sen ne dersin t e y lâ? » Leylâ gözlerini Suzan'a çevirdi, muhabbetle baktı: «Ben evlensenı de aslâ doktorla evlenmem.» O akşam uzun oturdular. Gece onu evine doktor çötürdü ve Leylâ'nın hayatına :s*ikarnet veren, daha doğrusu laciasım teşkil eden hâdisenin mukaddemesi o gece başlar. Cadde aydınlık olduğu için doktor onunla hiç meşyul o!madan yürüyordu. Fakat Leylâ'r.ın evine giden bir yan sokağa sapmca doktor Le%!â\a biraz daha yaklaştı. Sokak pek aycîınlık değildi. Levlâ bozuk tssların üzerinde sendelfid'^i zaman Kerim'in o kudretli çalik kolu onu belinden yakalayiD duşrnekten koruyordu. Tam soka§m ortasında iri yarı bir Kerif sendeliyerek karşılarma cıktı Bir pencereden si2an ışıkta pozleri Leylâ'ya ilişince oirdsnbıre kıza saldırdı. Doktor harekele geç meden bprif kızı (coıla; ınuı arasma almıştı. O zaman doktorla sarhoş arasında bir müs^deme başlamıştı. Doktor. sarhoşun kızın beline dayanan kolunu >akalayıp çevirdi. Herif ,1e öteki eliyle belinden bir bıçak çıkararak doktora saplamak istedi. Fakat bıçağın ucu kızın elmi yaraladı. Doktor sarhoşu yere fırlattıktan sonra kızın behne kolunu sararak evlerine kadar öyle götürdü. Kapıya gı'.dıkleri zaman Leylâ heyecandan ve elindon akan kandan lıayli s?rsılmîştı. «İçeriye girip elinize bir takayım.» m...» «Sen ie gelecek misin Safinaz?> «Maalessf hayır. Ben başka bir yere söziüyüm. Dur bakayım, sen saraımışsın. ÇoJt üîURtülü görünüyorsun.» «Bunu bir gün seninle yalnız kalıp konuşmak isterim, şimdi değil. Yazan: Halide Edib Adıvar 17 Çok geçmeden kapıda bir takai durdu. Leylâ Safrnaz'La beraoturmuştu. Eliyle bir çocuğu y» «Zahmet etmeyin, ben tentürber indi. Doktor önde, ŞOİÖFÜB tıştırmak istjyonnuş gibi hep diyot sürerim.» başını okşuyordu. Beş dakıka o yaamda oturuyordu. Suzan AflDoktor cevap vermsdi, fakat met'le arkada oturmuş, elini kapıyı açtıktan sonra onunla be turduktan sonra kalktı. Bu defa onun da yıizu değişmıştı. Leylâ'ya uzatarak yanma çekraber içeriye girdi. Evde elektrik mişü. yoktu. «Sizin yanınızdd mutlak biri Bereket versin doktor ce olması lâzım bu akşam.» «Kabahat benim, Leylâcığım.oHayır, hayır, artık lamamen O saatte seni bizim evde alıkoybinde bir. kutu kibrit vardı. Kibsükunet geldi. \ierak etrneyin rit yakarak kızı odasına kac'ar malıydım.» yartn da gelirim.» götürdü. masamn üstündeki löm «Uzat elini Leylâ hanım, baLeylâ o gece pek az uyumu^bayı yaktıktan sonra Leylâ'nın tu. Hep daldığı vaki* doktor Ke kayım.6 elini kendi eline aldı. Leylâ'nın u^attığı eli birai «Epeyce kanamış, nerede ilâç rim'in elini başmda hicae^iyor, onu yakalayıp dudaklarına ge uzunca gözden geçirdxk.tıBn sonra dolabımz? » Kız ilâç dolabına doğru gi tiriyordu. O gece dıAtcra karşı, hıraktı. derken biraz evvel geçirmiş ol nevi şahsma munhisır b»r aşk Safuıaz kapıda onlardaa ayrıluyanmıştı, Fajtat b'jnun hiç cinduğu korkunun tesiriyle sallanuştı. Vapurda Doktor Kerim asî bir taraîı yoktu. Sadece o çe« narak dolaba dayandı. Doktor lik gibi «udreüi kollarm vü ralarına oturmuş, bir kolu kan. onu hemen kollarınm arasma cudunu iarchğmı hitsetme'ı ve sınin omuzunda öteki de Ahmet' alarak sedirin üzerine yatırdı. in başını okşamak için Leylâ1 Kendisi ilâç dolabmdan bir şişe başını onun göğsüne dayamak iştiyordu. Kendi kendine güldü. nın omuzundan dolanarak oğlu» bir de sargı bezi alarak kızın yanına geldi. Yarayı temizledik Acaba Suzan'ın yerin' mi al na ulaşıyordu. Leylâ bu vaziyetin Suzan'ı şüpjıelendirdiğuıi bİ5ten sonıa gazlı bez koyup sardı. mak istiyordu?... B'J affedilme7 bir günah olurdu. Kadın onu sediyordu. Doktor bunları çok tabiî fakat kızın hiç yüzüne bakmadan ya bir dost rjibi bağrma bastıktan Nihayet Heybeli... Bulutsuz sonra... Evet, bu his tehljkeli bu pıyordu. Sonra eğildi başını okbir gün. Öyle sıcak, öyle güzel dereceye n'armEdan doktor Kcşadı: rim'lerden ayr'lmak lâzımdı. ki... «Sakm yarın gelmemezlik etDoktor çocuğu aldı, denize gitYoksa, annesi gibi o da oir tir meyin. Biz gelir alırız, Bundan lenin huzurımu bozacaktı. Hem ti. Onlar da otelde oturdular. sorjra bizde yemek yediğiniz ak de Suzan'ın ailes'ni.. Doktor döndüğü zaman sessij şamlar Suzan'ın misafiri olursuoturan kadınları neşelendirmek Erken saatte Sa'mat geldi. . nuz.» için haylı gayret garfetti. Fakat «Ayol geçmiş elsun dün ş e o Leylâ cevap vermedi. Fakat eiki kadın 4a kendi içlerine dalbir kaza RecİTnissin .. Keriro linl okşıyan eli iki küçük eliyle gecikince Suzan beni uyandırdı. yakaladı. dudaklarına götürdü mış gibiydiler. Nihayet çamların Sonra birdenbire boşanıp ağ Çok merak ediyordu. Ne ne haahına çıktılar; kan keea bir ta kayım eline! . İyileşmiş paliha.» lamağa başladı. rafa çekildıler, Ahmet de Ley • Bueiın adavq girlecek ıniiİB?» lâ'nm yanında uzandı uyudu «Gidio Safinaz'ı tize getire«Evet, evet, görüyorsun ya yim mi?a Leylâ'nın içine garip bir hüzün »Hayır, hayır! Şurada biraz o hazırım.» «Gelip feni arab3 ile alaeak ve yalmzhk çöktü. turun. gidin.» Arkaıı var Doktor onun başucunda biraz lar.» APARTMAN DAİRESİ kazanan talihlilerin isimleri saat 20.30 v e 22.10 da ilân edilecektir. ERİKA^T ERKE6İN KRAYATIDIR SEVGİ SOVKÖK ş = JCom e dya sı ile I HULÛSİ SAĞLAMER I Nişanlandılar. j İstanbul, 2 Mayıs 1959 i Necmiye Goksunun eşı, Ifflna:l v« | Necat Goksunun babaları, Osman, Gulde«, Gunay, Erden Goksunun dedeleri | Zuhal ve Gulumser Goksunun kayın' pederleri merhum Bekir Goksu ile Osman Goksunun kardeşiert piyasanın [ tanınmıs Trikotai tuccarlarmdan CUMHüRİYET Niishası 25 Kuruştur ABONE ŞARTLARI Senelik fi ayhk S ayhk Turkije Haricl Lara Kr. Lııa Kr. ÖLÜM YAPI ve KREDİ BANKASI BAY OSCAR: 75 00 150 CO 40 00 80 dO 22 00 44 00 Bafian ve yayan Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecihk Türk Anonım Şırketl Cagaloglu Halkevı sokak Nn 3a 41 Sahibi Yazı ışlennı fı'len lutıre eden Meü'ul MUdüT NÂZİME NADİ MEHMET İSMAİL GÖKSUı vefat etmlştir. Cenazesı bugun bğle na| ÖMER SAMİ mazuıı muteakıp Şışli Camiinden kaldı j Gasetemize gondenlen evrak ve yızınlarak aıle kabristanına defiıedilecek lar neşredıl?in edilmesin iade edılrrn z. tir. Mevlâ rahırct eyliye. 1 Ilânlardan meauJıyet kabu) «lılmc» PROF. NÎMBÜS'ün MACERALARfc