25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI cuMtıuıırra 2» Majrı» 1 8 » I Demir Perde Arkasında J f Btıgünkü Macaristan Yazan: Joseph Alsop 1 (Evvelce de bildirdiğimiz iıze1 bugün Kadar idaresinde Rakosi re muharrinmiz Cenevreden De ı i<jaresi altında olduğundan hayli, mir Perde arkastna geçmistir. A j m r e N a g y i d a r e s i altında olduğunfağıdaki yazı ve bunu takib ede. d ; . durumda ; fei d h cefc olanlar BUDAPEŞTE'de* j j k t ; c a d î t e r a k k i esasen bü ük i =yerleri Üniversitede sular kesik 1 I M E ML E KET »A V A L A R 1 Mesken buhranı ve sebepleri tstanbul ve benzeri büyük şehirlerde gun geçtikçe şiddetlenen korkunç bır mesken buhraru hüküm sürmektedır. O kadar ki evi olmıyan vatandaşlarda bu hal devamll bir huzursuzluk ve güvensizük doğurmaktadır. Hiç bir pahalılık mesken buhranı kadar vatandaşı harab etmez. Ev emniyeti, vatandafhğın ve vatandaş sevgisinin tabiî kaynağıdır. Buhrajnn umujnileşmesi vatapdaş ruhunda sökülmesi çok güç reaksiyonlar yaratır, ve insanı kendi vatamnda bir yabancı yapar. Onu sahi^sizlik ve çaresizlik içinde bırakır. Bugun memleketimizdeki ev buhranı böyle bir manzara göstermektedir. Sakat mevzuat ıstıraplara tuz biher ek'mekte, üstelik ev derdi en büyük bir istismar konusu olmaktadır. Başta Devlet bankaları olmak üzere, hususî ve resmî bütün bankalar, halkın bu ıstırab ve ihtiyacını bir kazanc vasıtası yapmışlardır. Her bankanm çeşidli ev ikramiyeleri ve onlara aid sayısız reklâm ve broşürleri vatandasları bir hayal peşinde koşturmaktadır. Günün, acı realitesi karşısında bu reklâmlar insana masallardan hortlamış bir ist'hza gibi görünüyor, Dahası var: Kırlar, dağlar parsellenerek vatandasm, elinde avucunda olan beş on kuruşu maharetle kapıp götürülüvcr Medenî hanei memlekette böyle bir manzaraya rastlarız? Medent hangi memlekette bankalar en parlak reklİTiların!, ev ikramiyelerine hasretmlşlerdir? Bir zamanlar bazı gazeteler dahi. tirajlarını arttırmak için, ev ve arsa ikramiveleri tertiblemeye başlamıslardı. Çok şükür kiyasak edildi, Bir yabancı goz bu reklâmlara bakarak Türkiyede nasıl cehennemt bir mesken buhranımn hüküm sürdüğünü kolayca anlayabilir. 1 I t DevşîrmeSc. Ir yemeğtı tadını bice almak için, lokmayı munıKun mertebe fazla çiğnemek Uzımdır. üazett de bir bakıma jcmeğe benzer Gazetenin Kıjısına ko>esiııe. gız lenircesine sokulmuş ufacık tefeck haberlere varıncaya kadar okur^„«. «oreceksiniz ki, okuduUaumzm tadı daha fazla çıkacaktır. Gazetede, uc dbrt satırdan ıbaet övle haberler buluııur kı. kah katuta katılU gııldurücüdür. kâlı d '» < dcrin dusündurücudur. Aııuı yalaııuaıı okuyup geçmemek. üzeriııde b.r parça durmak şartile. Bakmız, meselâ, Kon>adan bır haber Oradakl zam serisine bir yeni. s, eklenmis. Han ücretlerini arttıımışlar. Koyunlardan yirmi beş kuruş; eşeklerden. ineklerdcn, oküzler den ellişer kuruş; atlardan yctmış beş. arabalardan. yuzle yuzelli kuruş «rası han ücreti alınacaknuş. Talvi, handa gecele>en insanlar da var. On ların verecekleri ücreti arttırmamışlar. Yolcudan jetmişbeş kuruş alınacakmıs. Atlar gibi. Simdi. yolcu. dan alınacak haı parasını, hancılar kendilikleriııdcn indirmek isteseler bıle, belki insanlar itiraz edip tekrar yükselteceklerdir. Atlardan bir evvelki sınıfla bir olmamak îcin. Bıldırcın koııservesi fabrikası sahibinii malmı medh ediijini hatırlamamak kabil mi? Arkadaşı .Bıldırcın konservesi bu kadar ucuz olanıaz, sen. mutlaka buna bir şey karıştırıyorsun» demiş de. o da yemin etmiş: Vallahi, billâhi yarı yarıya karıstırıyorum, fazla değil. demiş. Bir bıldırcın bir at, bir bıldırcın, bir at.. Bir de İskenderun haberi var ki, fazeteje tad verenler arasında, önera li yeri olduğu şüphesiz. Orada, ahlak zabıtası, ın beş gün içinde, ikisi otel olmak uzere tam dokuz taııe randevuevi basmış. Bu haberiıı, İskenderunda, İstanbulla buyuk olçüde bir rekabet baş ladığını gosteren tarafmı bir jaııa bırakırsak. bunun dışında bir nokta epey cıımbüşlü. Basılan evlerden bir kısnu muhürlenmiş. Demek olu yor ki bir kısmı da muhurUmnenıiş. Mühür kimdeyse Sulejnjan odur dedlklerine gore de, ikinci dokuzun •b kulağında demektir. HulaHoop japarkeıı doğuran Gazi •ntebli kadının maeeraa daha mı az sirin? Kızınm HulaHoop çevirdi ğinl görmüş, imrenmiş. hop demiş, ortaya fırlamış. Kıvır kıvır kıvırır. ken. yere duşmüş. eb« >etişlnce>e kadar, goıe hop diye, nur topu gibi bir evlâd doğurmuş. Bu Gazianteb haberini İki vönden mutalea edebiliriz. Bir kere, aleyhinde nice ldflar edilen HulaHoopun faydalı bir tarafı olduğu meydana çıktı. Gebelere tavsiye edilebi. lir. Masrafsır çocuk doğurtmak bakımından birebir. İkincisi. ebelerin papucunu dama atması. Doğum san cılan başladı mı tak cemberi beline, iki kıvır, al yavru.ıu eline. Hele çikolatalı ocak kongresi bu haberlerln hepsinden lâtlf. Kongre esnasmda, üyelere ve misafirlere bol miktarda çikolata hediye edilmiş. Bu çikolataların sahibi, idare heyeti başkanı imiş. Kongre ıcnunda seçim yapılmış, aynı latı başkan •eçmişler. Çikolataları yiyenler de memnu'i, çikolatalan dağıtıp tekrar baskanh. ğa secilen de, tabil. Akhma ne geldi, btllyor musunuz? Evlerde un helvaa yapıldığı zaman âdettir. Tencereden bir kaşık helva alırlar, ocağuı içlne atarlar. Alm ağzınızin tadını. verıı atzımmn tadını, diye de ikramda bulunurlar. Bu, rüküslere ikram edilen helvadır. Çünkü helva ikramı yapmadınızmavdı, insan maazallah çarpılır. D•J v ' infilâkten daha evvel başlamıştı. Meselâ Stalin Rusyasının Macarista 15 gündür akmıyan sular yilteye hâlâ tepeden bakmakta na yüklemiş olduğu ağır ticarî baç zünden lâboratuvarlarda eski Buda kalesi içindeki Taç Ki ' usulü ihtiyar müstebidin ölümüntecrübe yapılamıyor. Sulisesinde Haydn'ın bestelediği ve i den hemen bir> z sonra terkedilmişti. lann kesilmesine Beyazıt Amiral Nelson'un adına izafe edüen j Bugün ise devletin yatırım temâyin musikisi refakatinde ilâhiler meydanırnn tanzimi posu çok daha tahammül edilebiokudular. ı sebeb olmuş lır sevıyede, yatırım programı artık Bu dinî musikinin bir amiral ssun'î bir ultra. Ağır sanayi lehine dıyla anılışmın sebebi hikâyeya İstanbul Üniversitesinde havalaçılgmcasma dengesizleştirilmig degöre takdis ilâhilerine giriş teşğil Alelâde müstehlik maddeleri ma nn ısnnmasile birlikte sular kesilkil eden kısımda kanı alevlendiren \ kul miktarlarda istihsal vs imal o miş ve bu durum büyük şıkâyetlere bir coşuşla çahnan trompet parçayol açmjştır. lunuyor. sının İngiliz amiralinin Abokır körEsasen az akan sular havaların En mühimmi, vaktiyle Macar mil fezi zaferini kutlamak maksadiyle letinin omuzlarına yüklenmiş olan ısınmssile tamamile kesilmiş ve 15 bestelenmiş olması imiş. Gerçekten, muazzam savunma masrafları, aşi gündenberi Üniversite, musluklartrompetleri, kemardan, harikulâde kâr siyasî sebeblerden dolayı h^'en dan gelecek bir damla suya hasret nefis İtalyan stili korosiyle kabul beşte dört nisbetinde azaltı'jnış du kalmıştır. Bu arada bütün faaliyeti etmek lâzım ki, musiki ile fazla ilrumda suya dayanan laboratuarlar. çalışagisi olmayan Amerikalı kulağma bu Bütün bu değişikliklerin hulâsa maz dururna gelmis, bahçedeki çiparça hiç de bir din musikisi tesiri si artık devlet eskiye kıyasen daha çekler kurumaya başlanuş ve helâicra etmiyor. az alıyor, halka daha çok verivoı larin yıkanması mümkün olmadığm Kilise, şu sıralarda hemen sade demektir. Bununla beraber, efsadan etrafı fena halde koku sarmışPolonya ve Maearistan kiliselerinde nevî Tuna kıyısında her •ürlü pütır. rastlavabileceğiniz derecede dolu zellik imkânına sahib bu şehir Ote yandan Üniversite ilgilileriidi. Âyin başlamazdan çok evvel e''an hüzün verfrt bir kurçunioturulacak yerler tamamiyle turul liğe bürünmüş halde. Maamafih nin Sular İdaresinden öğrendiklerimuştu. Uzun süren âyin boytinca dükkânlarda mal yok değil. Halkın ne göre, suların kesilmesine Beyageç gelenler, genç, ya da yaşh, işçi elbisesi de, ayakkabısı da düzgün » t meydanmın tanzimi sırasında seköylü ya da zenaatkâr, kapı ağzm Eski hâkim sınıfın zavallı bakiyes' vıyesinin indirilmesi sebep olmusinmesi da. geçid aralıklarında bulabildik istisna edilirse, memlekette aç yok tur. Meydanm seviyesınin üzerine su tazyiki azalmış ve bu leri yerde durarak ya da dize gele denileblir rek âyine katılmak zorunda kaldı | Macaristanda hayat şartlarııu dü yüzden Üniversite ve çevresi sular. Haydn'ın 18 inci asra hâs mu zeltmek yolunda hükumetin sarfet suz kalmıştır. hayyilesinin kemanlan da, sopra tiği gayretler doğrudan doğruy» nelan da, operada imişler gibi coş bastırüan ihtilâlin neticesi. Kreraturduğu sıralarda dahi koca kilise linde «bir şeyler yapmak lâzım!» de tiddetli bir iman havası sezme demiş olmalılar ve bir geyler de mek imkânsızdı. Buna rağmen ger yapılmış. çek coşuş âyin sonunda o kossoca Bu bakımdan, Macaristanda rikalabahğm Macar milletinin bir a raati kollektifleştlrme gayretlerine sırdan fazla bir zamandanberi bu yeniden hız verilmij olmasın» 1 Floryadaki Belediye evlerinin ağızdan söyleyegeldiği Macar roi!' bir geriye dönüş nazarı ile ba tahsisinde bu yıl yeni bir usul ittimarşınıbirkere daha hep bir z&z j k l l a m a z . Y e n i teşekkül eden li haz olunmuş, Riyaset, emrjndeki '7 dan söyledikleri zaman kendini gös j raî kollektiflerin tamamile gö •vi Turizm Bankasına kiralamıştır. terdi. nüllü kurulduklan yolundaki proDaimî Encümenin tasdikinden geTaç kflisesindeki âyinden bahse paganda, düpedüz propagandaçen bu karar gereğince Turizm diıtmin pek basit bir sebebi var: dan başka bir şey değil. BuBankası, kiraladığı 27 evi yeniden En kısa şekilde hulâsa ederek söy nunla beraber, eskiden clduğu liyebilirim ki Macar milletinin bü gibi zalimce, merhametaizce fiddet tefriş ederek kendisi kiraya vereyük ekseriyetinin artık tek inan yoluna gidilemedıği de aşikâr. Öte cektir. Belediye Bankadan yıllık dığı şey bundan ibarettir. Tâbl denberi büyük çiftlikler halinde e kira ücretini peşinen alnııştır. Belediye Reishğinın bu kararı yeolduklan idare sistemi, kendil.îri kilip biçilmiş olan Macaristanda n« hükmeden hükumeti, bu hüku kücük küçük, münferid köylü ti rinde ve isabetli olarak karşjlanmış metin vaad ettiği istikbali sadeee raatinin arzuya şayan olmadığmı tır. vazife kabul ediyorlar. Bütün bun kabul ettirecek çeşitli amelî âmilDiğer 32 ev de Belediye Meclisi1ar onlara ne inanç, ne de ümid ve ler mevcud.Bu yüzden yeni kollek nin emrinde olup bunlar Beledive riyor. tahsis tifleri muvaffak kılabilmek için hü âaalanna ve mensuplanna Ne acayib bir vakıadır M MacaT kumet ağır bir bedel ödemekte. Bu edilecektir. milletinin mukadderatı Rakosi ile itibarla yeni kollektifleştirme gayTürk Diabetikler CemiyetinStalin'in demir pençelerinde olduğu retleri memleketi yeniden Stalin de konferans •ıralarda inanç da ümid de bugün Rusvasında olduğu gibi sefalet ve Türk Diabetikler Cemıyetinin son künden çok daha kuvvetliydi. Kuv açhğa sürüklemiyeceğe benziyor. yapılan kongresinde idare heyetine vet ve kudretin zalimcesine, pervaKısacası, gençlerin hattâ çocuk şu zevat seçilmişlerdir Prof. Dr. Ne sızcasına zahir oluşu, takip edilen yaştaküerin sokak sokak Sovyet bil Bilhan (Baskan) Prof. Dr. Sup»yasetin merhametsizliği hiç değil tanklariyle çarpışmalarından üç vıl hi Artunkal (tkinci Başkan^, Doc. •e memleket gençliğinin Ve münev sonra. Macaristanda Sekreteri, havat, dış Dr. Celâl Öker (Genel verlerinta bazı toplttmlannda kendi görünüşüyle.. başka memleketlerde Makbule Beşe (MuhasıpV Emekli kendine gadır etmekten ho|lanan Tci hormal hayata benziyor. Asıl Hâkfm General Osman CevdetEr•cayip bir sofî tipi yaratmıştı. Du derd bu dış görünüşün «Itında. A kut (&zâ). rum.Polonyada da aynı )di: Orada sıl derd bir inanışın tam yokluAyrıca her cumartesi günü taat da en koyu Stalind münevverler ğımda. Hiç değihe kendi kadrosun 1416 «Sohbet toplantılarına> cemiyet halen en inadçı, revizyoncu duru da bir miktar inanışa güvreneme lokalinde devam edilecek ve bugün Batı Berlinden memleketintize gemundadırlar. dikce hiç bir hükumetin kök sa len Diabet Mütehassısı Dr. Hella Hrutçef. Stalin hayalini yıkan labilmesi mümkün deftildir. İşte Bernhard tarafindan hekimlere ve meşhur nutkunu söylediği gün bu Janos Kadar'm doğrudan doğruya seker hastalarma bir konferans veacayip inanış birden çöküverdi ve Berlin bııhranına ve Berlin buhranj rilecektir. bu çöküş Macaristanda bütün dün konusunda Cenevrede yanılan koyanm unutamıyacağı aâdiseler» nusmalara baglanan ana dâvası da MAYIS 29 ZtLKADE 21 müncer oldu. Bugün o kaybolan bundan ibaret. a ş inarusın yerinl almış bir şey yok Diğer taraftan, devrimizin iktısadi * Bu yazınin neşir hakkı New ölçeklerinl kullanırsak Macaıiatan York Herald Tribune ve Türkjyed* > da dökülen kanın da tamamiyle he Cumhuriyet gazetesinindir. TamaV. ] 4 3112 H ' l t l O ı l t S l 21 291 ! 16 ba olduğunu söyliyemeyiz. men, kısmen veya hulâsaten iktıba» 1 " E ~ 1 9 0O 4 40 8 39112 00' 1581 «45 Dttisadî bakundan, Macar milleti edilemez. CAHIT TANYOL nin suratle halli siyasî partiler için meşru bır rekabet konusu olmustur. Bizde siyasî partı mücadeleleri, sosyal bir huzur ve düzen vâdetmekten zıyade, sansasyonel olaylara önem vermektedir .Bu yüzden siyasî parti kavgaları demokratik memleketlere nazaran çok düşuk bır seviyede bulunmaktadır. Halkın günlük hayatını duzen ve âhenk içmde geçirmeyı gaye edinen. pratık plân ve programlardan uzak. modası ge miş İkinci Meşrutiyet kavgasmın tekrarlanması, ister iktidar, ister muhalefet olsun, siyasî partilerin zihniyetini aksettirmektedir. Bu, gerçekten hazindir Çünkü demokrasi, böyle bir anlayışta, «iktidar için iktidar mücadelesi» haline gelmektedir. Tarafsız ve büyük vatanda? kütleleri de gayesini kaybetmış böyle bir mücadele karşısında. meyus. vılgın ve reaksiyonlarla yüklüdür. Perakende, karmakarışık, inane ve itikadı belirsiz bir aydm zümre. bazan kavıdsız, bazan bir ortaçağ hakîmi pibi indî phkâmlar cık^ran bedbin bir ruh hali içinde bu kördövüşünü seyretmektedir. Halkın YAZAN: ! faydası zararından üstün bir âmil'dır. İstanbul gibi büyük şehirlerdeki mesken buhranının sebeblerim şoylece sıralamak mümkündür: ' 1 Aile bır ınkılâb olmuştur. , içtimaî ve iktısad! derdlerini arka Eski patriyarkal aile sıstemmin ye' plâna atan bır siyasî mücadele. ne rıne karıkoca ve çocuklardan ıbakadar parlak olursa olsun, neticesi ret yeni bir aile tip: ortaya çıkmışmemleket için daima bir hüsran tır. Eskiden olduğu gibı aynı çatı olacaktır. altında şeniş bir aile birlikte otur* Mesken buhranının siyasi bir re mak imkân ve itiyatlını kaybetjimle ilgisi yoktur. Her nevi rejim miştır Ailede yapılan inkılâb, ecbol gelen evleri bizim bu konu uzerınde eğilmeye ve müs dadımıza bet hal çareleri aramaya mebur | için dar bır ha!e getirmistir. dur. Çünkü bu, sosyal bir dâvadır. • 2 Teknik ve medeniyetin ha. Gerçi her memlekette mesken buh lyatımıza girmesi vatandaş ihtiyaçranını önlemek için plân ve prog larını çoâaltmış, herkeste daha iyi ram hazırlamak ve onları gerçekleş ve ilerı bîr hayat yaşamak arzusu tirmek iktidarlara aid bir vazifedir. nu körüklemiştir. Fakat muhalefet pertileri, hiç ol3 Bol ve teknik vesıtalar köyve iptidaî iktisad mazsa, mevcud buhranı teşvık eden lerdeki kapalı bugünkü mevzuata karşı içtimaî a sistemini bozmuş, kövlünün iyi yadalete uygun bir kira kanunu tek şamak ihtiyacı istihsal gücünün lifi de mi getiremezler? muhalefet üstüne çıkmıştır Kövlünün kabapartileri için mesken buhranı lade ran istihası karşısında zayıf bir isce İstanbulun imarile ilgili bir hâ tihsal gücü onlsrı şehirlere doğru Türkive tarihinde dıse olarak görülmektedir. Bu ka sürüklemistir. ölçüde köyden dar yahnkat, bu kadar çocukça bu kadar büyük şehire dosru koşan bir nüfus habir görüş dcğrusu insanı hayrete reketi çörülmemiştir. Bu nüfus hadüşürüyor. Elbette girişılen büyük reketini sadeee kövlünün ihtiyaçlaimar hareketlerinin mesken buhran mevdan^ getirmemekte, aynı zanında bir rolü olmaktadır. Ama bu, ıirandı yol. baraj fabrika gibi büyegâne âmil değıldir; ve belki de lyiik imar hareketleri onları teşvik |ve davet etmektedir. Buna ilâve .olarak, servet sshibleri. paralannı garantili ve tehlikesiz bir kazanca .çevirmek için bina, han ve apartıIman inşa etmektedirler. Böyleca j kövden kasabaya ve şehirlere, ka| saba ve «ehirlerderı büyük şehirılere dn&ru bir akın devam etmekjtedir Mmlekette büvük bir eöc imanzarası^ hissedilmektedir İmar ve insa faaliveti istihsale aid olma. yıp istihlâke aid bir fa^üyettir. Bu bakımdan. kövünden ve kasabasmı^an kooan müstahsil zümre şehirde ist'hsali arttırmak şöyle dur. sun. müsteh'ik olmektadır. Çehirlerin, k>sabalann kenarlarmda «secekondular» teskil etmekte, göe ahcı imar ve inşa faalivetlerinin karıısında bunlar yepveni bir sefalet manzarası yaratmaktadırlar. (1) l«te mesken buhranının tm önemli 'ebehlerinden birini bu kövden sehir ve kasabalara. sehir ve kasabîlardan büvük şehirlere doğru a><nda aramak Iâzımdır. Demek ki karsımıza su üç önemli probVm çıkmsktadır: hir 1 fmar harpketlerine mesken politikası. müvazi Floryadaki Belediye evlerinin bir kısmı bankaya kiralandı M E VL1D Çok kıymetli aile büyüğümüz merhum NURİ KOZÎKÖĞLU'nun vefatının kırkıncı gününe müsadif bugünkü 29 Mayıs cuma Fünü cuma namazından sonra Şişli Camii Şerifinde mevlid okunacaktır. Arzu eden akraba ve dostlanmızın buyurmalarını rica ederiz AİLESİ Mesken, devletin ön plânda hajletmesi gerekli bir vazifedir. İngiltere gibi, bu dâvayı fevkalâde güzel halletmiş memleketlerde. mesken ihtiyacı içtimaî buhranın tipık örneği olarak, yalnız komünistler tarafmdan istismar edilmektedir. Bu nevi memleketlerde, Türkiyede olduğu neviden bir mesken buhranı, ] bankalarm lstismar konusu olmaz, ı tam tersine onları hal çaresini düşünmeye sürükler. Bizde ise. vatandaşı kolay yoldan ev sahibi yapmak gavesile kurulmuş olması gereken Emlâk Bankası dahi bu konuda aynı yolu takib etmektedir. Bu zamanda her vatandaşın kolayca bir ev sahibi olacak para tedarik etmesi imkânsızdır. Bu imkânsızlık karşısında. devlet plânlı. programh bir mesken politikası takib etmek zorundadır. İmar ve İskân Vekâleti kurulduğu zaman, itiraf ederim ki, ben böyle bir ümide kapıldım ve böyle bir Bakanlığın kurulmasını bir yazımda alkışladım. Çünkü, İmar ve İskân Vekâletmin hikmeti vücudu. mesken buhrantnı halletmektir. Halbuki, gün geçtikçe, mesken buhranı şiddetini arttırmakta ve dünyanın en garib hâdisesi olarak da muhalefet partıleri, tıpkı iktidar partisi gibi, böyle bir buhranı yok farzetmektedir. Halbuki, Batı memleketierinde, siyasî iktidarm düşmesinde veya iktidara geçmede en mühim rolü mesken poiitikası oynamaktadır. Harb «onrası Avrupasında mesken problemi Bir İlâç Fabrikası Genç eczacı, bakteriyoloğ, kimyager anyor. Müracaatlerin tercümeihal ile Şifli PX. 222 ye yapılması. Türkiye Kızılay Cemiyetinin BÜYÜK MEVLİD1 Azız milletimizin hamiyetli sinesinden doğmuş olan KızıUyımıra şımdiye kader gerek doğrudan doğruya para ve mal bağışlamak veya vasiyet yohle her nevi teberrularda bulunmek »uretıyle yardım etmış, gerekse muhtelıf vesilelerle madd! ve manevi hizmet ve yardımlarda bulunmuş ve hasseten vefatlaruıdan »on. . M oıevlj»>c4j^pjçasıru. nnpiyet etmif oUn rauhtcrem hayırseverj#rden bugün hakkın rshmetine kavuşmuş olanların aziz ruhlarına ıthaf edılmek üzere 51 mayıs 1959 p*zar günö yetsı namazını müte«kıp •Hawbayt*m~lC8truınde Ankara ve tstânMrhm güzide hafızlarının iştirakiyle mevlıt okutturulaeek ve Ankare Radyosunda yayınlanacaktır. (28548) Çdmn orta^nda APARTIMAN DAiRESi TAKSIM 2 ^^ Kövden büyük şehirlere akını durdurmak. 3 Hukukî mevzuatı ıslah «tmek. Bövlece bir mal sahibikiracı oâvnsmı içtimaf adalete uygun bir şekilde, ne kiracmın ve ne de mal sahibinln aleyhine olmamak üzrre halletmek. 4 Orta halli evsiz vatandsv lara kolayca ev sahibi olmak im. k»nını harırlamak. Bunlardan bsşka bir yaumızda bahsedeceğiz. (1) Bu konuya aid bir etüdümüı «Traktör ?:ren 50 köyde nüfus hareketlerinin ve içtimaî detnşmelerin kontrolu» adı altında İstanbul Üniversitesi. Edebiyat Fakültesi Sosyoloii Der"i<=inde cıkmışır. Sayı: 1314. yıl 1958 959. 1 iııdi Hamdi VAROĞLU CUMHURİYET'İN TEFRİKASI: 6 KüSTUS AMPüe e£V\VEH\HAMDI VAROÛL miştim. Kopriç, pardesusünü giyerken, şoforle bir iki kelime konuştu. Bu sırada, Othon Dozia, medhaldeki kalın sütunlardan birine yaslanmış, açık kalan kapıdan dışartyı seyrediyordu. Köpekler, ayaklarının dibine yatmıslardı; birden doğruldular; bir gölge, sessiz adımlarla, Kon tun yanına yaklaşmıştı. Kont, hafif bir ürperti geçir di. sonra, hoşnudsuzluğunu helirten bir sesle: Ne var. Katha? diye sordu. Neye öyle acayip acayip yüriiyorsun? Hizmetçi kadm, bu îzarı ışitmemış göründü. Doktor Kopriç. Wiesdorfdan gitmeden önce haber vereyim dedi. Hasta açıldı. Konuşuvor, diyor ki .. Dozia: Sus! diye emir verdi Emri vavaş sesle vermiş, sert bir el hareketiyle de kuvvetlendırmışti. Şimdi, başını çevir miş. yolcuya bakıyordu. Fakat Koprij bir yandan şoforle konuşuy", bir yandan. eldıvenlenni gıyiyırnu. Galiba hiç bır şey duymam ştı Othon, bu cıhetten içı rahatlayarak, hizmetri kadır.a döndü: Çık yukarı, Katha, dedi. Pen birazdaiı geleceğim. Kadın oradan uzaklaşınca, kondısı, dayandığı <u*undan avrıldı, Kopriç'ın yanına geldı. Birlikte avluya çıktılar. Danielo, motorunu muayenerien geçirmekle meşguldu. Sonra, dıreksıyona geçıp oturdu, hareket emrını bek'idı. Ûlhon. doktorun elUrıne yapıştı: Yolunuz açık oU'in, dost'.m, dedi Size t e k n ı te>nkkur erieıek canınızı sıkmik istemife'um. Kopriç: Adam sen de! Her zaman sanların ne kadar mütecessis olmakul işler mi yaparsıruz sanki? duklannı bilirsinız. Bu tecessü Ne münasebet! sün hududu yoktur. Ormanları Hem bizim Danielo yolları, mın bir tarafında bir uçak engayet iyi bilir. Sizi almağa kenkazı yattığım işitenlerin, buradim geldiğim halde, dönüşte yalmn sükununu bozmalarmdan nız şoförümü emrinize veriyokorkuyorum. Orman yollarına nım. Kusuruma bakmazsınız, de otomobiller hücum eder, ?piz ğü mi? güçsüz takımı Wiesdorf u isti Ne demek, Dozia, böyle şelâya kalkar. turistlerden, keryh) ehemmiyeti mi olur? dilerine aktüalite mevzuu arayan sinema operatörlerinden baş Kontla arkadaşı, şimdi, şatonun cümle kapısma çıkan mer • alamam diye korkuvorura. Anlıyor musunuz, Kopriç? divenin ortaları aşınmış mernıer basamaklarmı tırmanıyorlardı. İzah, doktora kâfi gelmişti Kopriç sordu: Kontun maksadını daha evvel Kazayı haber verdiniz tabiî. anlaysmadığı için mahcup: değil mi? Tayyarecinin hüviye Ha. şimdi :".ntad;m, demek tini ve uçağın cinsini tesbite yaki bunun için. dedi. rayacak malumatla birlikte. Dozia, arkadaşının vüzüne kavak'ayı resmî makamlara bilçamaklı bir bakış fırlattıktan dirmek icabederdi. sonra: Doktor, bu suali, lâf olsun Evet, bunun için, dedi. diye soruyordu Othon'un. bu i= Müsterih olun. Othnn. Bir leri daha ilk gününden yaptığımezar kadar sıkı ağızlı olacağım. na emindi. Kont gülümsedi: Dozia, belli belirsizz bir tered Siz hakikî bir dostsunuz, düdden sonra: Jorj. dedi Tabiî. diye cevab verdi. Sonra. sesinin ahengi dtğişe Tahmin etmistim. Ama herek. ilâve etti: nim de yapabileceğim resmî bir Gitmeden önce, hastanın yamuamele varsa. BelŞrada varır nına bir daha cıkmak ister mivarmaz hemen tesebbüs ederim siniz' Teşekkür eder'm. sevgili Zaruret duyulmadıkça böy dostum. hicbir is yok. le bir niyetim vok. Oemin görDozia. bn sö^iın hemen arkadüğüm zaman ateşi biraz düşsından ilâve etti: müstü, başka hiç bir değişiklik Buna mukabil. lon, yızden yoktu. birsey riea edece?:"i Wiesdorf'a Doktorla Kont. şatonun divangeüp burada kald'tınızj, bir hanesine girm'şlerdi.Tam o anhastayı tedavi pttiğinizi hiç kimda. kend'lerini orada beklemekseve söylemeyin te olduğu anlasılan iri yarı bir Doktor hir Darca ^«slamıstı. adarrc, bir elinde doktorun vali Elbette^ dedi. Meslek sırıızi. kolunda onun parâeşüsü oldır bu. duğu halde ilerliyordu. Kont: Dozia fikrini izah etti: Hah' İste Daniele cözüktü, Meslek sırnndan bah=pt â"rV Esvanız tamam. aec kalmek istemiyorum Daha ziyade, mıvafaksınız. Edevat çantanız ne buradaki rahatra ve huzurum rede? bakımından konuşuyorum. İnBu sabah, valizime yerleştir Hayır, hayır. diye tevab veıdi. Uğurlamanız kâfi. Yakın da gorüşürüz.. Yahu'. t i r kaç sene sonra! Sizin ıpiüz e ku; uva mılmez! Doktor da arabaya gırmiş, oluımuştu Tam hareket eaecekleıi anda. Konta d<>ğ.u (ğildi, ; a^aş sesle: Othon, dedi, Mılan hakkın da bugun konuştuklanmızı ara sıra duşünün! Do/ıa gerılemı^ti. Yuksek ses le, alaycı bır eda ile temınat verdi: Düşüneceğim, düsüneceğim. Ama. motorün gürültüsunden. dokt ı on'iıı sesını işıte j medı Otomobıl uzaklaştı, avlu j dan ayrıldı, ormana daldı O ;, zaman Kı.,ıt Dozia. kasvetli bir sesle. kenai kendısıne konuştu: Duşune eğim. Kopriç, mus terıh olur 1 Hıç dıışunmez olur n'vum?.. Lsua şımiiden duşur'iyorum b;U ! Ansızın dondu peşinden gel rrek ıstej en Dağ'la Han'm kulakları dibınde kırbacmı şaklattı. Yaylanan, çevık adımlarla. şatoya doğrj ılerledı, merd'venlerien. ç'.ktı Kemerl'. çıplak holden geçti; orta verdpkı taş merdıvenden bıııncı kata çıktı. Bır sıra kemerlı pencerenın d.vdınlattığı g.iıerıden yurudu. Yeşılımtrak. CPncere camlarından suzulen eılız sonbahar guneşı daha da solukîaşıyor, taş doşemelere, duvarlara asılı halılara, galeriye sıra sıra açılan, meşe tahtasmdan kapılara, cansız bir ışık ^e^piyordu. Dozia'nn' i . k sfiltrı işitılmiş olarak kı, bu kapılardörı biri yavasça arslandı. Gırebil' • n :v»m, Katha? Cevah o'arak, hizmetçi kadın, kapı kanadını daha fazla açtı. Othon. içinde hafıf bır eter kokusu dalgalanan, kullanış lı, genış bır odaya gırdı. Yuvaları derın. perdesız iki yuksek pemereden gıren aydınlık, Jaltrıdekı gıbı olgun değildi. 'j'fetli tjir ıjdınlıktı, fa kat tcmere ırden ı <s'.<laşıldıkça^ ha'iriıy rlu. ICıtf>im. Qthon. sırma işlemeli mavi ipekten sayvanın gol»>ledığı karyolar m onunne durdupa zaman ilk . akı.t.t, hastnyı guçlukle seçebıldl. (Arkası var) İMALÂTÇİLARA »8 Gılasyal Asyt Asetik çıkmıştır. Muraeaat: Telefen: 22 86 »1 % Bir katil 20 yıla mahkum oldu Aralarında olan eski bir husumet yüzünden Alemdar Sütlüce İskelesinde 3 No lu kahve önünde Ismet Yeniay'ı başına odun •vurarak öldüren Besim Eskieırak dün 1 Ağır Ceza Mahkemesinde, kasten adam öldürmek suçundan 20 yıl hapse mahkum edilmiştir CUMHURİYET Nüshası 25 Kurustur ABONE ŞARTLARI Turkiye Harlcl LJra Kr. U r a Kr. Senellk d aylık 3 aylık 75 00 1S0 00 40 00 80 00 22 00 44 00 Basan ve yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık Türk Anonım Şırketl Cağaloğlu Halkevi snkak No 39 41 Sahibi Yazı lşlennl fı'len loare eden Mes'ul Müdüı Gazetemlze gonderilen evrak ve yazılar neşredilüin edilmesln tade edılmf t. tJinlardan menılıyet kabul edılmeı. T E Ş E K K Ü R ÇEKILİS: 22 AÛUSTOS 1959 ŞAHİNDE DEMİRER Gurâba Hastahftr.es: 2 ncı Cerrahi Dırektoru Profesor Operator Dr HALIT ZIYA KONURALP'a eski mıde ulsermı muvaffakıyetle amelıyat yapıp sıhhate kavuşturafi Operator Dr. ALI URAS'a Hastahane Dr . hemşıre ve person«lme DOĞUBANK HER 150 LİRAYA BİR KURA NUMARA»! BAY OSCAR: NÂZÎME NADÎ ÖMER SAMÎ PROF. NİMBÜS'ün MACERALAB1: C 3815
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle