25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DORT CÜMHURtYET ..CLJMHUKrüET. in retrikası 1 Mayıs 1959 115 19501959 YUNUS NADI MUsUfa GÜMÜSKAYNAK 47 BUGUlKt ROPOPJAJ MÜSABAMSi Tuzköyü, lepes.oeiik etmek icin hazırlı Bu yedi AmerikaJının gftrünüşte kendi yalşarındaki Amerikalılardan hiç bir farklan yok. Görseniz ya doktor, ya da başarllı bir if adamı dereiniz. Oysa yedisi de müthiş bir ilmî işkence lâbirentinden zaferle çıkmışlardır. 175 milyon Amerikalı içinde yalnız onlar fezanın ilk volcusu olmak ve bu. saatte 25 000 ki | lometre hızla, 200 kilomete irtifada , geçecek yolculuktan sağ dönmek ünidini verebilmişlerdir. Amerika hükumeti geçen kif fe zaya insan gönderme proğrpmını süratlendirmek istey.nce en iyi pilotlardan yüz altm;şı seçilmışti. Bir çok tıbbi muaven<?lerde.ı sonra bun rdan 78 i elimine edildi Finale kalan otuz ikisi Dayton da. Wr:ght Patterson hava üssü tıbbi lâboratuvarına gönderildiler. Oradî, on beş gün, Dante'nin cehennemine ya raşır işkenceler yaşadtlsr. i erkek fezayı buraya Tepesidelik tüzDört saartenberi bir tek kelınıe konuşmıyân şoıörün çenesı bırden iası dıjurlar?» «Neden oUcak, eskı ad mlar tuaçılıverdi: «Ön tekerleklerin de lâstıkleri zu bılmozniiş. a^larını da tuzsuz yergitmek üzere. O zaman bulur beni lermış. Bir gun bu köje lepeM debk çağırmış: Tuzköyü bır daha. Bitirdi beni bu bir pır gehnış. Köylülerı Tuzköyü. Arebamı da bitirdi, lâs Ey insanogullan, demiş. aşınızı luztiklerımı de. Sankı zımp3U kağıdı suz jiyorsunuz. Ailahın gucüne gıdibu köyün toprağı tası!.. Ömrümün yor. Tuzsuz aş yemek gunahtır, detörpüsü oldu, dmimı, imanımı tör mesıj len, elindekı ^ sayı vurmuş bu dağın tepesıne. Dağ delinmış, tuzlar püledi bu yollar!» Kamyon bozuk yolların bır eşıği kebek kesek havava uçmağa başla. ne daha girince iki defa daha zınk mış. Bu arada pır de sır olmuş ortoladı. Arsbanın tahta kısımlarından dan. O gunden bu yana insanlar tugıürtıjar duyuldu. Yolculardan biri zu \emevı oğrenmiş, buranm da adı 1 «ağa hop'> dıye bağırdı. Bu alayh Tepesidelik kalnıış ..» «Tepesidelik pir ne zaman gelifade, şoförü tamamen çüeden çıkarmağa yetti. Bu defa bağıra bağıra miş buraya?» konuşmağa başladı: «Nuh zamanında!..» Tuzlanın kesin tarihini bilene hiç «Görürsünüz ağa hopul.. Ağa hop, öyle mı? Satacağım bu arabayı! rastlamadım. Kıme soul'.ım^a «Nuh Ö zeman binersiniz eşeklerinize, de zamanındanberi» deyip geçiyor. Görülmemiş işkenceler Tuz mağarasına ayak basar basnnz velerinize! Deh deyin, çüş deyin, ığa İlkin bir nsantr'fui» üzerinde büilkin bir barut kokusu insanm clhöp deyin'» Sankı «ağa hop» diyen benmişim ğerlerıni tırmalıjor. Sonradan da a yük süratler denemesınden geçtiler: j gıbi, şoför bu sefer çevirdi ağzıru ğır bir rutubet iliklerine işliyor. Yıl Madenî bir ağacın u zuna yerleştilardanberi oyulan dağ. tıpkı Istanbu rilmiş bir kabine maneıde g^bi bana: Saatte 100 «Tuzköyünü görecekmişsin! Ba*. lun knpalı çarşısına benzemiş. Tü. durmadan dönüyordu ka işin gücün, ekmek kaygun yok nelden tünele geçiliyor. Tüneller kilometre hızla dönmeye başlarken lik feza gemisi topaç bittıu be kardaşım senin? Tuıdan köy kristalden vapılmış bir sarayın holü birdenbire fren vtr.'ycr, sonra yeçimindedir. Kendini taşiden ne anlarsınız! Sizler tuzu y« pa gibi. Uıl ışıl ışıldıyor, pınl pırıl pi niden deli gibi dönüyordu, aonrs >an füzeden kurtulrlukkette, ya tuzlukta görürsünüz. Tuzla rıldıyor. Tuzun kendine has bir de ene ânî bir fren, ^ene donme. intan sonra hep aynı hızla yı görecekmU! Kalk ds Kayseriden kokusu var; tuz kokusu!.. Tuzun san vücudünü «orkuı.ç bir tazyik yol alacaktır. Jules Verdüş bu yollara! Bu memlekette ne kokusu ancak tuzlada duyulabılirmiş. altında hırpal^yan bir deneme. Ameleler, karmcamn toprağı oyinsanlar var!..» ne hunu düşünememişti. Bunun arkasmHai bir «irtifa hüc Sof<V kurdunu dökmüştü, birden duğu gibi kayaları oyuyorlar; açılan resi» tecrübesi g^cirdiler. Bu hücdeliklere dınamitler yerleştiriliyor. yumuşadı: retie 20.000 kilometre yükseklik f«rt «Madema mereklısın sen bu işe. 3u ameliye akşamın saat onsekizl an vardı. Daha sonra 70 santigrad ne kadar devam ediyor. Verilen işasana bir hikâye anlatıyım ds kuladerecesindeki (Termik Höcre» a» ğına küpe olsun: Adamın biri tuz ret Ü7erine dinamitler ateşler.iyor ve ki saat kaldılar. Sıra güni'tii de terkediyor, euluk yaparmış. Tuzcu olduğundin bütün amele tünelleri nemelerine gelmişti. 32 gönüllü kuevinde tuz eksik olmazmıç. Avrat tuzlanm da kapıîan kaDanıyor. Ateş alan dir.amitlerin sesi tüyler ürper. akları yırtan ıslık ve yüksek fre* tuzun kıymetini de ne anlar; konuy«, komcuya leğen legen dağıtır. iVi tici. Koskoca dağ zangır zangır tit kansta seslerin bombardımanın» tu tuldular. Çünkü canlılann yajadıŞı gun sonra da, aman herif evde tuz ri> ı sanik! Ameleler bu sesleri her gün tuzla umulan jsezegenlerde en ufak sür" kalrnadı der, herifi tuzla yollarına düfürürmüf. Adam bakmış olacck nın kapısı önünde dinliyor. îçerden tünme. en küçük bir sarsıntı korYanımda kunç derecede büyüyecekti. gibi değiL Avrsdı yanına almış, eşe gümbürtüler başlamıştı. ei 6nün« katmış tuzla yokuşundan duran bir amele derin bir of çekti. Kolunu kesmeye hazınm B/R SES BÜYİ/7VCU,/(AL8lM ARtM OİUtfMEĞE îşağı deh demiş. Tuzladan âmc.n, ya Ve konuşmaya başladı: Bunden sonra Dayton hekimler) « Scrma kardaşım hâlimizi; tuı YMİYOA. man aldığı tuzu eşeğe yüklemiş, deh demiş köye doğru. Tuzlanm yoku. lada çalışan bir insan onbeş sene Eönüllüleri «feza odaları» n» kaandılar. Bu odalann plâstik madşuna gelince eşek yürümem demiş. jsonra kaybeder erkekliğini. Kısır ka BIR LIEKTROD. Bu kere ejeğin yukünün yarıcığını ] lır, kısırlasır! Tuz insanın güvesi de ve cam elyafile kabartımlış du SAĞX dir.Yer bitirir insanı da hiç haberi «rarlan bütün gürültüleri emmekte kendi sırhna, yarıcığını da avradın j SAPLAHtYO/Tİ îirtına vurmuf, yürii bnkalım «vrad ! olmaz. Yâni günâh olmasa ağzıma ıçine sindirmektedir. İçeriye hiç bil ıea sızamaz. demiş. Dılıya tımlıya yokuçu çıkan, bile komam şu tuzuV İşçiye dedim ki: •vrat eve zor düşmüş. Sabahınan geOda kapkaranlıktır. Bir kol« Tuz yememek günah mıdır?» tukta oturan *önülKi kobay ne bir ae, ızıcık tuzunuz varsa verin diyen Işçi bırden ciddileşti: komşulara avrat: Hâdi annm hadi. kırıntısı, ne de en ufak ses « Tuz yememek günâh mıdır da duymar. Dünyadan tSTi mânâsilt tuzun yoku$unu gördüm, bele çöküşünü gördüm. Veremem tuzu bun lâf mı sanki! Dinle; |ehirliler tuzu ecrit edilmiştir. Burada geçirdikBİK. EUKTROV DERİHN döke saçarsımz değil mi? Gün*htır dan gajTİ, demiş.» «>ri iic saat zarfmda gönüllületin ALTINA lERLEŞTIRıüVOR kardaşım, günâhtır. Yapma sen boy *** bütOn reaksiyonları lnepden incrve V£ BİR EUHTIRİK TSLİNE le günahları! Allah adamı nâletler 8A6LAKIOA! Işte Tuzköyü: ahirette kipriğinle toplarsın sen bu ölc'üdü. Dışarıya çıkar çıkmaz biı Dağları aşarak geldığim Tuzköyfl. tuzları. Allahın verdiei her nimet yıftın «fezaya davanabilme» testgene dağlarla çevrilı. Dğlar sütbe. tuzla yenir tuzsuz yenen her nimet erinden geçiriHiler. On be^ pCn «Cardiostımulateur kalb ışle üdücjcm janınaan ayırmı>aı;ağnn, yaz, eteklerındeki kayalar ışıl ışıl haram olur, haram!..» adı verilen bu küçücük âleti demiştir. bu 32 insan hekiml.?r:n ve psikoloğışıldıyor, güneş vurduğu 7S)msnlar. ann elinde simdive kad?r pöriil Guido Pizzichi adında bir İtalyan îşçidcn sordum: Tuzköyü. Tepesidelik, küçücük bir icad etmiştir. Hastahaneye 51ü ola« tyi ama tatlılan furia nasıl ye memiş denemelere tâbi tutuldular. köyeeğiz. Kül rengi bir topra&ı var; Ancak bu müddet sonunri > ıc'erin rak getirilen Umberto Baccini'nin meşe kömürünün külüne benzet. meli?» den seçilen 7 tane basın ve tele kalbi onun sayesinde iki kere iş Çörek diyor köylüler bu topraea. Bu « Sen amma da cahilmişsin. Al. lah akıl fikir versin sana.Bunu biliryon vasıtasile halka tontıldı. lemiş, sonunda ihtiyar adam zatültoprağa buğday ekseler çavdar bitiAlberta Üniversitesi profesörü cenbe tutulduğu için üçüncü defa miyecek ne var; tatlının hamuruna Bir futbol takımını tanıtır gibi. vormuş!.. bir çimdik tuz stılırN Hepsi evli. Çoluk çocuk sahibi. bir daha dirilmemek üzere Doktor Gilbert müsekkin ilâçları aKdyün erkeklerinin çoğunluğu tuz« Va tatlı hamursu7sa?» Sosyal hayata mükememl ayak uy ölmüştür. Fakat kızı Angellini'nin lanların sanlığa tutulduklarmı idlada çalışıyor. Tuzlada çalışmıyanlar, « Onun da kestirmesine atılır de dediği gibi: «Boşuna ölüp git dia etmektedir. İddiasında muhteköyün ileri gelenleri; çift çııhuk si bir çimdik tuz. Allah helâl etsin di durnbilmiş normal insanlar. Hiçbiri ne bir kadından, ne de ailesin miş sayılmaz. Onun hayat ve Slüm lif Knnada'lı hekim eruo'.arının teşhibi. tki koşum hayvenı, iki eşeği, ye!« \ den kaçmak için bu maceraya atıl arasında kazandırdığı tecrübe ile hislerine dayanmaktadır Bunlann bır sağması olana ağa diyorlar. Hü. Köylüler tuzun mukaddes oldu mış değil. Bunlar, seçme insanlat ride binlerce hayatın kurtulmasma tedavi ettikleri hasta'ardar müsekkumet tuzlalara el koymadan evvel kin hap alanlarda sarılık görülmüşçokmuf bu köyde de aftater. Ağalar ğuna inanmışlar. Tuzladan ayağını fakat öyle iri insanlar değil. Boy yarayabilecektir.> içeri atıp da, tuzabasan «Bismillah» vakaZavallı ihtiyar Baccini ölümün tür. Şimdiye kadar sarılık ıçletırmiı eskiden bu köydeki tuzlaan orta. 1.65 civarında. Zaten iri diyor. Tuz bu kh'yde ilâç olarak da ları. Osmanlıdan sonra hükumet el yarı bir adam feza hucresinde ra nasıl bir şey olduğunu anlatatıamış larmın ^ 8 5 i siroz. safra ve karakullamlıyor. Ağrıya, nzıya ısıtılmış atfedilmekte tır. Yalnız doktorları her görüş.inde ciğer hastalıklarına koyunca. ağalar barınamamiî bu köy hat edemez. tuz sarılıyor. de. Satmıj, savmif göçmüşler buraYedisi de üstün rekâlı. «Entellek şu makineyi cebimden, «gara ta idi. • lardan... Kamyonda, yolcu olarak benden tüel bölüm» leri 137 ile 147 arasmBir köylü, yaşlı bir köylü anlattı: başka kimse yoktu. Yükümüz tuz. da. Yani deha seviyesi. Yalnız pi«Hey gidi günler hey. Yedi beldeden du. Kamyon. Tuzlanın yokuşundaki ot değiller. Aynı z^manc^.^ fizik ve yetmiş insan gelirdi bu köye. Tuz avrat gibi ıhılıyor, tısılıyordu. Şoför, mekanik mütehassıstırlar. için çok dul karı bu yollarda, tuz yüzüme mânâlı mânâlı baktıktan Fezanın fethinde oynıyacakları lalann yekuçunda ç^nk eskitti. Hele sonra: «Gördün mü tuzlanm yokubüyük rol hepsine sonsuz hej ecan «•ferberlikte...» şunu inişini, çıkısını? Tuzluktaki veriyor. İçlerinden biri: «tlk sen Köyde sarı benizli. çSkük suretlı, tuz, Tuzladakine benziyor mu? Tuzu FABRiKASININ IMAL ETTlGl gideceksin, bir kolunu keser nıisin? «lız kimi görürsen muhakkak tuz knkladın mı? deseler hazırım.> diyor ama b'rmci •rnelesidir. Ona ne i( yaptığını sor. Şoför daha çok seyler sordu. Ben, Trısğa lüzum yok. «Hasta mısın?» der hiç birine cevab vermedim. Yalnız yolcu kur'a ile seçilecek. Ve bir seu verilen cevab: «Tuzlada çalıyom!» Tuzlada çalışanları düşünüyordum... idam mahkumu eıbi. ancak yola çıN 55S 'Ç' HAZIRlAOIĞı kacağı gün yolculuk haberini alaolur. cak «Merkür projesi» yani fezay» Kaye turu istihsal edilen Tepesiinsan gönderme projesi) şefi «Böyl« ALTIN FtATLARI delik tuzlasında çalıjmalar elân ilkei 30 4 1931 ce feza yolcusu, ne sinirlenmek, ne usullerle yapılıyor. insan gücü, omuz PROGRAMINI Cumhurıyet 1112511150 de hususî bir hazırhk yapmak fırkuvveti .. 1400014200 SIS BU AKŞAM SAAT 21.30 DA Reşat Ayağı çarıkb, lâstik ayakkabılı, yasatını bulamıvaoaktır.» diyor. 11T0OU8OO Hamit 'SSm İSTAIMBUL RADYOSUNOA DİNLEYİNİ2 üfiayek ameleler tuzlanın kapısı ö. Gulden »900»950 İlk feza gemisi topaç nünde toplandılâr. Umudlu ve mut1370013800 tngiliz lu bir yüz yok aralannda. Ya?h ve Degussa 16801685 biçimindedir IS751B80 Yerli bileiç gBrünen birisinden sordum: (Jules Verne bunu düşünememişti.) Kendini taşıyan füzeden ayrıldıktan sonra hep ayni hızla yol alacaktır. Tâ dünyadan «dön» ışareti alana kadar. Hücrenin duvarına te«pit edilmiş bir şilteye bağlı | Ikınci üç aylık Sanayici îthal Kotalarmda hissedar Sanayicileri| feza yolcusu dünyayı görebilecek | mize aid tasdikli kota belgeleri elden Odamız 23 ve 24 numaradan | tir. O sırada yeryüzünde âlimler o 1 almacağı cihetle, keyfiyet ilgilılere teblığ olunur. | nun kalbinin atışını dinliyecekler Daha sabaha çok vakit vardı. Kü nize silkti. Sonra sanki bir «ey olrek fışıltılarını duymak üzere bü mamış gibi işine devam etti. L'luç tün gemi halkı kulak kesilmişti. Ali, içmden c Böyle adamîarla ne Fakat kürek fışıltısı duyu'madı. yapılmaz, yahu? Şaka değil, TurRüzgâr ise sağnak sağnak sertle gut Reis adam yehştirmiş.» diyi Bombardımanda iki bacağı şiyordu. Uluç Ali, hemen yelken düşundü. Güneş doğarken rüzgftr kesildı. kopan kız düğiin günü len kaldırarak güney istikamette dalgsları yarmağa koyuldu. Şafak Uluç Ali ile düşman. aralarında ay| dansetti tan bir saat önce hava doğu tara nı mesafeyi muhafara ederek üerDâvetliler genç gelinin nıkâh dai fından patladı. Uluç Ali, şafağa liyorlardı. Fırtına patlayınca Turresine kucakta çıkacağım bekler kadar lâçka skota batıya apazla gut Reis de rüzgârın önüne f.alıiaken genç kız merdivenleri kendisi madan fırladı. Şafak simşfk \e rak bocalaranda gitmişti. Ttüzgâr çıkmıştır. Ve düğününde dans et gök gürültüleri ile ağardı. Rüzpâr kesilince, dönüp küreklerle yavâş miştir. Bu mucizeyi aşkın ve inan güneye diriça etti ve oldü. Gündüz yavaş ilerlemeğe koyulmu^tu. /.'<cıri yarattığına, ister istemez, ina olunca çepçevre ufuklara kadar hiç şam oluncaya kadar deniz • uzün^e , nacaksınız. bir gemi gözükmüyordu. RÜ7gâr dost veya düşman hiç bir uemi göHâdise şöyle olur: Cezayir koc güneşle beraber dönereK, güneş rünnemişti. Artık güneş kırmızı \e kulu günler yaşamaktadır. Tehlike batarken batıdan koptu Uluç Ali, turuncu renklerin bütün şanı a^ayi ve ölümü unutmak tsteven in gece'.eyin gerisin geriye doğuya smda batıyordu. Fırtına kahntısı sanlar içer, eğlenir. dans ederler. doğru vol sldı. Gece ortpsmöan üç tabaka bulut sanki ccdve'le Gisele 24 yaşında bir kızdır. O da biraz önce Ali, doğurla bir kırmızı ufka UOÎÎ çizilmişleımiş gibi Hreğlenmek ihtiyacındadrr. Akrpbaia ışık gördü Bu. büyük b> ıhtimal birinin üstünde kızarıyorlardı. Dormdan gençlerle beraber dan.sa gi le bir düşman eemisi. ve belki de ğuda gök adamakıllı kararrmstı. der. Annesi «Akşam geç kalman bir gece evvel Strumlı'ili'dç ^sken Direk başındaki nöbetçi: cHevvy, r dediği icin dansm en tatlı Hakika deri şebid edpn ^emilerden hiri güverte!» diye bağırdı. Gü% erten smda gözii duvardaki saate g'ıder. idi. Türk korsan çem'.si olsaydı, gö «Ne var?» diye sordu. Yukardarı Saat 6 yı geçmistir «A .. Ne ka rünmemek icin, fener yakmazdı. gözcü: r.Ben bir yelkenli görüyodar geç » demeye kalmaz. ken Düşman gemisi olduğuna v» fener rum gibi: tam iskele cmUT'ueunviTdini verde. ve davanılmaz acılar yaktığına gore kendisine güveni da.» dedi. Turgut Reis bu sözîerl ıHnrie nulur Etrafmda parça'anan yordu. Binaenaleyh büyı'İK ve kuv duyunca ayağa fırladı. Gece olmainsan vücutları saçılmaktadır D"ns vetli b : r g^miydi. Onu Turgud Re ğa başlamıştı. Karanlık hızla çöetti 5i kavalvesi kan'ar içinde yer ise dcğru çekmeliydi. Turgut Reis küyordu. Her geçen dakikanm b"« dedir. Kısacası bütün acılığı. kor bu saatte belki de kırk elli mil ba yük ehpmmiyeti vardı; çünkü pükunçluğu ile bir bombardıman sah tıdaydı. Rüzşâr gene kesilmeğe ko nün ışığı aı sonra tamampn sönenesi. Onu öbür yaralılar gibi has vulduğundan düşm^na küreklerle cekti. Gözcüy» sorun cevsb a''">V, tahaneye kalriırırlar. İki bacağı da yaklasmak lâzımdı. Uluç Ali, baş yine sorup cevap bekliyecek z^msn kopmuştur. Fakat "başka yarahiar yelkenci Balabana «Biz şimdi do yoktu. Turgut Reis hemen dvrh'• dan büyük bir farkı vardır: İnancı npnmamıza gözcülükten riyade, nO koltuk «ltına kıstınnca dire/e «Ben tekrar dans edeceğim.o Genç rliişmana yem vazifesini göri^yoruz. tırmanmağa koyuldu. YükseK*en ve H'nnni'n büti'n V"ve"=ni'e hu ümi Düsmana kendim'zi fostermemiz, direk çanakhğmdan bakıhnca V.rr ; ^e sarılm!?tır. Cünkü mağrurdur, onda, bizi yutrmk iştihmı uyandır sey. gflverteden eörülHi ğündra die<:kMen kendine hayran olanların mamız ve sonra >na 'pmen ner ha iyi fark edilirdi. Batıda po''*a •simdi acımalarına ra^ı olamaz. tBcn deyse bizi yutmak i'vere olduğu günü unutmağa başlıyan bir pe»ntekrar vals vnpacaŞım.» sözü biı zannını vererek kacmjnnız ve düs be'ik vardı. Gözcü bizzat >eisi yafantezi de"1 ^'zel bir tnırur ve ira manı «bu%furun» diyerek Turgut nmda göriince şaşaladı ve so^tu. (Arkası var> den'n i'ade^îdir. Feisin ö*>üne getirmemiz lflzım.» dedi; ve küreklerin salya edilmesi1957 de annesi babası onu Touni emretti. lon (Fransava) gönderirler. Ona 4 I t Gece ortasına kadar kürek çektakma bscaklar takıiır Fakat eenç tirilerek düşman gemisine yaklakız V u agır. hantal spvierin ü=tün> de zorla avakta dıırab'lir Dan1; et şıldı. Gece ortası olunca ruzgâr ! • mek. va's varmak nerpde. Toulon yine doğudan almağa b?şlıdı ve de •t dan. tnkma bacaklarda ihti'asi'e niz yüzünde sert sert •ağnaklamameshıır sienten enstitüsünp p6n ğa koyuldu. Uluç Ali, bu rüzgâra derilîr fçte orada a?k ıjelir. onu karşı volta vuramazdı. Onun için * batıya prova çevirdi ve mümkün bn'ur. m mertebe çok yelkenle bocalabanda İlk ?ün Gisele bahcev! Rezdi yol almağa koyuldu. Sabaha karşı m rirler. Tekerlekli bir sandılvededir. rüzgâr artık kasırga halinde esi; Fakat tabiat ortasmda. içinde fil z \or ve kıyametler kopanyordu. SEvermek isteyen ümitle hayaM^^e bah o!du. Uluç Ali. koca düşman * dalar «Bir gün gerçpk havata dci gemisinin iyiden iyiye yaklaşmış necektir.» O gün gecikmez. Annesi bulunduğunu ve kendisini apaşikâSOLDAN SAĞA: ile babası o sırada Cezavir'den Pa re koSalamakta olduŞunu gördü. 1 Eminönünâen başhyaa yani rise taşmmışiardır. Annpsi her Eün A!i. rüzcânn nerdeyse yavaşlıya bir yol orada nihayet buluyor (mükızını görmeye Valenton'a gelir cağını tahmin ediyordu. Yaz ortası rekkep kelime). 2 Paratonerlerin Yanmda. her seferinde esmer bir fırtına, günlerce devam etmezdi y». kendilerine çektiklerl (eski bir tedel'kanh, uzak akrabadan ağır başlı Düşman koca bir Ispanyol karaka rimin ço^ul şekli). 3 Osmanlı bir genç vardır. Bir gün bu gencls sıydı; hem de imanına kadar yük devletinin ilk cievirlerinde ordu erberaber Cerayir'i hatırlar. hatırala lüydü. Kırlangıca hızla yaklaşıyor kânına dağıtılan büyük erazi çeşidrı taze'erlerken Gisele rüvaria duy du. Sert hava. koca geminin, kır lerinden, bir edat. 4 Tersi «Dadu&u sözieri duyar: cSeni seviyo langıçtan ziyade işine yarıyordu. hill kısmı boş değil» mânasma iki rum Gisp'e.» Onu. bir sakatı sev Rüzgâr inadına koyuyordu, fırtına jkelimedir. 5 Fransada bir nehir, mek Vp'enton'da yapılan yeni nm son kuduruşlan, böyle şiddetll bir şairimizin «tubbede hâtıra olakaldığından» bahsettiği »ey. baca^lar çok daha haf'fti' ama ne olurdu. Kırlangıcın skutalan tam rak de o'sa takmadırlar. Fakat genç bura telleri gibi gergindi. Uluç Att,"C Tersi durmadan çalışanların v i7 b'i sözden a'dıSı kınvetle bu yelkenleri kısalttığı takdirde arka sık sık vermeleri gerekeni belirtir, bpcakları kerıdinrnmiş eibi be smdaki düşmanın kendisine yetişe dünyamızın bir adı. 7 Bir sıfat nimser. Ve bir gün seveisilinp su ceğine ihtimal veriyordu. Belki, az takısı, büyükçe çapta. 8 Büyük sonra rüzgâr hafifierdi; o zaman bir fikir ve edebiyat adamı ölürken miiHpvI verir: düşmanın ağır teknesi yerinde m;h bu kelimeyi söyliye »öyliye son ne«Tİ959 da herkes gibi yürüyebilelanmış gibi dururken kendisi kuş fesini teslim etmiştir, Güneydoğu ceŞim. O znman peki . > gibi uçardı. Koca bir dalga kırlan Anadolumuzdaki ırmaklardan. Yani evlenmeye «peki». gıca çarptı: güverteyi sular ve kö YUKARTOAN AŞAĞIYA: «Herkes gibi yürrmek. Bu mu pükler süpürdü; bir direk veya se1 Traşcılara pek lâzım olan düşündi'ğün Gisele. Ben sana bü ren fena halde çatırdadı. Baş yel aracı yapıp satan. 2 Özlediği şetün bu bacaklardan ivisini yanaci kenci Balaban, gözlen'ni Uluç Ali ye kavuşuş (iki kelime'). 3 Jağım. pöreceksin.» Delikanh kâğ:t den ayırmıyor ve üzüntülü bakış pon entarisi. 4 Eski Türk İmpaüstünde yeni. veni bacakların pro la bir emir bekliyordu. Uluç A!i, ratorluklarından biri, tersi soru jesini kuar. Cünkü sevmektedir. «Balaban baba. ye'kenleri camada edatlanndandır. 5 Hcx\ardaların Gisele, kendi gibi sakat. eski İtal na vurunuz'» dedi. Ali. «Yo! ala en fazla sevdiyan dansözü Anna Mariani'ye mek cağım diye diregi veyahut seren ği A\rupa şehtup yazar, akıl sorar. Cünkü. sev lerin birini sakatlayamam a. o îa ri. 6 Bir eskHen mektedir. Anna'dan ümit veren man. düsmanm bizi. tutacağı yoksa renik, genç mektunlar gelir. Sene sonunda Va bile tutar.» dedi. Yelkenleri cama çalışkan lenton'da balo verilir. GisPİe ilk dana \mrmakta olan denizcilerden kızlarm özen ve defa bastonunu atar, baloya destek Koca Dursun'un baş parmağınm önemle hazırla tırnağı yarı koparılmış, kalkık va dıkları. siz gider. 7 nSdir eleDünkü bulmacanın Nikâh günü, ona davetlileri şa ziyete duruyordu. Dursun. tımaŞı Çok şırtan bir tabiilikle merdivenleri nı dişlerinin aras'.na feıstırdı ve bir geçer durumri=). halledilmiş şekli çıkmak. düğününde vals yapmak cekiste tamamen kopanp denize 8 Seciye ve karakter, Asyada kudretini veren şeyi biz söyleme tiikı'i'dii rar'n.ı&ındski karı ı'^> c>h'r v=.rım ada. sek de siz hemen diyivereceksiniz: Ask. İf EŞfFLER UATLAR BU L IVI A ( CA 1 "1 Duran kalb sigara paketi kadar bir âletle yeniden isletilebiliyor r • • 1 1 n •! h • •!1 m Müsekkin iiâçlar sarılık yapıyormuş? ARI = PİKNİK BS OL R İ K İE İ SS NE ÇIKARSA BAHTINA \GA1İP,TAK/IT ISTANBL'L " 8.27 Açılı? ve Prngram 8.30 Karışık ssbah rr.iSziîi 9 00 Haberler 9 15 Şarkılar 9 30 Ha. f:f melodiler 9.45 Ovun havaları 10.00 Sabah konseri 10.30 $ a r k r a r ll.no Günün sevümı» şarkıları 11.30 Bahar türkiilerl 1! 50 Operet me'.odüpri 12.İJ Saz eserleri 12 30 Küçiifc Orkestra 12.55 Kücük Stüdyndan be» daklka 13 ( ) Sarkılar: Zekı MüX ren 13 30 Hab»^ler 13 45 Türküler 14.00 Orkestra miirfgl 14.35 Şarkılar: Mııstafa Knv?rcı 15 00 Radyo T"Tatro«u 'B'.r Pazsr Gjni) Tercüme eden: S?Tiih TuŞrull 15.30 Sarkilar İF 00 Hsfif melodüer 16.15 Rıdyo Küme Fasıl Feyeti 16.15 D a " j müziji 17 00 Radyo EkekleT Fasıl HeyfF 17.30 Akçam kons<>ri 18.00 Sarkılar : Nw«d Yalçınsu 18 20 B»!*diy« saarl H 2 5 Caz m'izlgl 18 45 B r varmıs bir yokm'is ı Tajcd!*n eden: Eflâhm Cem Güiey) 19.00 Sarkılar: AfHab Karacan 19.39 Hsberter 19 45 Art Van Dsmme Kenteti 20.00 Kıbrıs Saati 20.10 Akşam Korusması: Mümtaz Faik Fenik 20 20 Rsdyo Gazetosl 20 30 Küciik S^idvodan be» dakika 20 35 Akşam melodiieri (Karışık haff melodler) 21.00 Radyo Klâsik Türk M'j^lkiül Ton. lulugu 21.30 MuJk 21.45 Şarkılar: Sevîm Taniir«k 21 İS Viyolonlst Env«r Kapelman 2Î.30 Mürf* MeemuasıBiUent Tarcan 23 00 Gec* melodileri 23.15 Haber'er 23 30 Pros.TSTi 23 33 Dans m'M*i 24,00 Kapar.ış parıs Traş olarken sinirleWashington'lu berber Many aceleci müşterilerini tatmin etmek için bir çare bulmustur. Dükkânm bir duvanna vapur kamaralarmdaki gibi bir yuvarlak pencere açmış tr. Acelelerinden. ya da sinlrliliklerinden koltukta rahatça oruramıyanlar. yüzlerine sıcak havlu konulmasma tahammül edemiyenler bu pencereden baslarmı uzatacaklardır. 55 saniye sonra 'ıızleri mükemmel traş edilmiş olacaktır • IİSTANBUL SANAYİ 0DAS1HDAN \ 2$ MAYI 125.00 1959 560,000 Li r a Her 100 Hraya bir kur^a numarası icin ve Çinliler sulama işleri için buzülları eritecekler Çinliler şimdi de glasvelere hücuma giriştiler. Âlim. mühendis, işçiden mürekkep 3.000 kişilik bir kervan Kilian dağlarına çıkmış'ardır. Orada 5 000 metrede, iki av [ kamp kuracaklardır. Gaye: 18 000 kiiometrckare buzul'u eritmektir. Uçaklar glSsyenin üstüne kömür tozu, odun kömürü ve RÜneş şualarını emdiği bilinen diğer koyu renk madedler serpeceklerdir. Çin âlimlerine göre bunlar buzların erimesini hızlandıracaktır. îcap ederse buzun en kalm noktalan bombardıman «dilecektir. Bu suretle elde edilecek su 25.000 hektar araziyi sulayacaktır. Pekin hükumeti bu kararı Çin jeoloğlarımn son tecrübeleri neticesine bakarak vermiştir. Jeoloğlar glâsyelerdeki suyun, her sene, ancak 1 '40 ının eritilebildiğini mej"dana çıkarmışlardır. Buzul'daki su miktarma nispetle hiç bir değeri olmıyan bu su ekili »razinin sul»nmasına kâfi gelmemektedir. Çinliler bu yüzden üç milyon hektar eiyi toprakoı boş bırakmak mecburiyetinde kalmaktadrrlar. Asırlardanberi dünyamn bütün dillerine çevrllen ve binlerce defa basılan milyonların çok üstünde satılan 16.57 Açıhs ve Progratı 17,00 Köyim Saatl 17 20 İncesasdan Suzlnak Faell l?.00 Nico D'A. gustlno ve Arkadaşları 13 25 Hayvanlan Koruma Cerolyeti sdıtıa koTTUçma 18.30 S n l î r ? ' T»5r'erien sirkılar ve »«7 eser'.eri 18.55 Serb«rt saat 19 00 Haber. IPT 19 15 Tarihten bir vanr"k 19 ?0 Scrbest sait 19 25 Yurt'sn se^ler »n 00 Kıbrıs «=?t: ?" 1 0 Aksam Snhb»ti : Mi'mtaz F=ik Tç^\ ?n îO Radvo G"et»= ; 2> 'O Sprbe<5t îraat 20 " f S'" ! 'n Tanılreirten şrkılar 2! < Haw zır CevaMn SBati 21.15 9 » t ? ^ s>it 21 30 Çeç ! tll heflf ır" : k 22 D H»f;f orkestra eserlen O 2" "î Rıza R'Hen s a ' k ' l a r 72 45 HHçr'o; 2s no Gece koıset 23 30 P a i s m ı i ' S i 24 00 Pr'grm ve kar>ar".s ŞARKIN EN BÜYÜK ESERİ 100Î GECE MASALLARI bir çok renkli minyatürlerle süslenmiş olup lüks ciltlı, orijinal 4 renkli gömlek içinde fiatı 15 liradır. Ak Kitabevi ve Kalem Yayınları Ankara Cad. No: 48/1 İstiyenlere ödemeli gönderüir. Birleşik Amerikada veni rir erkek modası çıkmıştır: Afrikakorpos kasketi. Bu sapka Rommel n.«k»rlerinin Afrikada harb ederVen giydiklerinin tıpkısıdır. Amerıkan erkeklerine göre «Hem sehir, hem kırlarda giymek için zarif ve pratik» «r. tstanbul Belediyesi SFHtR TİYATROSU Sdil 2! öc NE UMIRCT PazartPîi ak'diıılan tpmsîl yoktu r Trlefon: «4 21 57 *** DRAM KISM1 İstatıbııl Bira Başsatıcıhğs llân eder Kanı>onlarımız vasıtasile tevzi etmekte olduğumuz biranın on şişelik bira fiatı 920 kurus. bir adet bos şişe bedeli 75 kuruş ve boş tahta bedeli de 500 kuruştur. Fazla para ödenmeme^ ve sikâyetlerin 47 49 02 ve 48 20 64 numar :1ı telefonlara bildirilmesi ri ca olunur. YENİ S?M TİYATRO 21 dp Brezilyada Garanhuns poüs şefl hayat pahalılığma karsı fahsen mücadele açmıştır. Ve bir emirle bütün şehirlerde karınca kızartmasmın kilosunu 165 franga indirmiştir. Bu yemeği daha yüksek fiatla satacak olan herhangi bir satıcı hapsedilecektir. ANKARA 6.57 Açıllj v« progrsm 7,00 Kur'anı Kerim 7.10 Türk mııziğl 7,15 Günaydın 7,45 Haberler 8.00 Sanetkartardan b i , rer şarkı 8.30 Karısık mürfk 9 00 Progrsm ve k a p a p i | . Yazan: Cevat Fehmı Baskut Salı akçamlan temsıl vnktuı Oram vp Komcdide pazar g'inlpn fnat 15 30 matıne. TelefoT 44 04 O H CumartPBt ve çBrçambs günlprl saat 14^0 da Cocuk Tıvatrnsu tSTANBUL BÖLÜJIÜNDE • Saat 21 de DÜNYA MALI DÜNY^DA K\L1R Ternsi! günleri Cuma. cumsrtpst pazar matıne ve suvare Tiyatrolarda gışelfr faat 12 de açıllT TABLODAKİ ADAPI Hesap açınız, hesabmızı çoğaltmız. TüfüM STANBUL SANAYİ ODASINDAN < Odamız mutemedi Böhler Firması tarafından muhtelıf ölçülerd i lıalis ve hususî takım ve ıslâh çelikleri ithâl edilmektedir. Talip f olan Odsmıza kayıdlı sanayicilerin 9.5.1959 cumartesi günü saat 13 | e kadar Odamıza yazılı olarak müracaatleri rica olunur. j NOT: Fiat ve vasıfları Odamız 2 kat 8 No. dan öğrenilebilinir. j Berlinli bir kurşuncu Kudus'e hacce gitmek üzere yaya yola çıkmıştır. Omuzunda 37 kiloluk bir de haç taşıyan bu adam yürüyerek Yugoslavya'dan, Bulgaristandan, Türkiye'den geçecektir. Gayesi Ber linli hemşehrileri için Kudüs'te dua etmekmiş. Politikacılarm yapamadığını böylece kendisi yapacakmif. • 11 57 Açılış ve program 12 00 Haflf Fransız şarkıları 12.30 N'eşeli bgie müzigl 12 55 Serbest sa»t 13.00 Haberler 13 15 Guzel sesler 13.30 Telden tele 14,30 Çeşltll müzik 15 00 Vr.ls ve pasadobleler 15 15 Dür.dsr Balksndan ş?rkılar 15 3n Neşe ^ mürfk 18.00 Program v« k». «Elhamraria» Heı akşam snjt 2] de Car^amba. cumarîeM pazar İS ?n rls nJtine BENLt SCRPİK Or^ret 3 perd» TeJ: M «3 94 İstanbul Operet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle