27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKİ Bir Şemsiyenin Düşündürdükleri Dünkü «Cumhuriyet* te birincı sahıfede 23 Nisen Bayramının kutlanması ile alâkalı bir fotograf çıktı. Taksim meydanmda geçid resmini seyreden bir hoca hanım ve etrafında minimini talebeleri .. Hoca henım şemsiyesini açarak başının üstüne tutmuş. Anlaşılıyor ki yağmur çıseliyor, Fakat çocuklar açıkta... Biçarelerin yağmura aldırdıkları pek yok, fakat rüzgâr da sert esiyor ki ceketlerinin içinde âdeta büzülmüşler Kendi kendime düşündüm: Ae°ba bu yavruların bir kaçı hoca hanımm hakiki çocukları olsa idıler resımdeki şemsiye gene aynı yerde, aynı şekilde mı dururdu, yoksa hoca hanımı açıkta bırakırdı da çocukkra mı siper olurdu? Iyi ama biz hocayı ana babadan da ıleri görur, boyle bılip böyle söyleriz. Çocuklar içın hoca böyle de hoce için çocuklar başka türlü mii? Başka türlü olması mümkün mii? Yok yok. tablo hıç hoşumuza gitmedi. =haberleri Telefon ihbarı ile yakalanan hırsızlar I I 1 • T •S A D t K CUMHURÎYET M ESELELER 1 I f fSABAH Bir eski hikâye Cevat Fehmi BAŞKUT Hükumet ve sinema Yazan: İ. Galib Arcan 2 İsmail Affedersiniz. 3u ıMuSinyor Pineski ile konusmamız vaffak olmuş film» tâbirini biraz hararetlenmişti. Kendisine doku izaha muhtaç görüyorum ben kendi hesabıma. Yani bu tâbir bir kıynakh bir tonla sordum: Galip Peki.. «izce memleke mot hükmünü ifade ediyorsa «mutinin renk ve hususiyetlerıni taşı vaffakiyet» dediğiniz şeyi hangi mıyan filmler, tneaelâ Amerikan, 8lçüde anyacağız? Eserin sanat baİtalyan, Fransız filmleri fahsıyetle kımından eriştiği seviyede mi, ycksa halk nezdinde uyandırdtğı ?ükrini kaybetmiş saydmaz mı? Sinyor P Hayır. Belki de, asıl ı se ve temin ettiği hâsılatta mı? Sinpor P (Gülümsiyerek1) Anböylelikle insanlar arası bir şahsiyet »ahibi oluyorlar. Yıldızlar bir lıyorum. Ama hemen hatırlatayım gökte parıldar. Amerikan, İtalyan, size ki: bir film büvük »ütleye suTürk gökleri başka başka şeyler nulmadan önce komisvonun hükk nua midir? ! müne tâbi tutulur. Demek ki bâGalip Konusu, sanatkârlan, sılat ve maddî sükse neselesi kenicrası da millî bir şahsıyet gSstediliğinden ikinci plânda kahvor Şu ren filmler yok mudur? halde komisyonu ilgilendiren nokSinyor P Elbette, ama şimdiye talar, eserin sanat ve teknık bxlakadar her memleket ancak ik'nci mından haiz olduğu kıvmPt dereüçüncü derecedeki şehirler'nde ve cesile fikir ve zevk bakımlarından sokak arası sinemalarında peçen dış piyasada İtalyan prestijini tembu tarz şeritlerde artık, yukarıda sile yetkili olup olmavısıdır Zira bahsi geçen büyük Hlm^erin 17in bilirsiniz ki: sinema eibi milletlerde yürümek zorundadır. Çünkü si arası bir muazzam propaganda vanema seyircisi her ülk«de, hattâ sıtasile film gibi zevk, bilgi. f ; kir her kıtada ergeç ve hemen hemen ve ruh cephelerinden imal edildiği ayni grafik hizayı çostermeğe baş memleketin kültür seviyesini gösIıyacaktır. Çünkü film sar.avii gü teren en kudretli bir temsilrisini zel sanatlerle de elele verdiği icm bir Heret m^t^ı htiinde ve her memleket gerek propaganda, tamami'e basıboş bırakmak modern gerekse millî gansvi ve cicaret ha devletci^k uyarlam?k kımlarmdan ön plâna ahyor bu ;şi. kaiil de&ild'r. BiİTiem anlatabiliDevletler de her yerde ve daima yc muyum ? bu işin gelişmesini destpk'.eiiegi Oalin Mül |nmel surett". millî menfaatleri icabı olarak teSinvor P Bufün artık lâkkl ediyorlar. Sizde de öyle değil hiç bir millet v > hiç bir < mi* hİ7metinden Galip (Yutkunur, İsmailin yü kültür ve propa°and:ı âmi'idir. İnzüne bakar, kemküm etmek tize s?n'ar kilomptrplerce mesafp'e^ ve redir.) İsmail (Galibin stilç durumds turdukian verde film vasıta«:ile birkaidığını sezdiği İçin hemen alıhp birlerini tanıiiaŞa ve sevmpŞe b&şsöse karışarak) Tabii.. tabii. fakat lamıUardır Hakikî sanatkârlar da affedersiniz ama bizim »izi ziya mensun olduklan miliet'eri sanit retten maksadımız böyle ık ıtifrrik •îaha'îinda temsü eden viiksek »alâ1 bir konuşma yapmak değil, İtalyan hivet ! plr'Vrd'r. Böyle bir müesfilm sanayii üzerine bir röportaj seseyi mflrakabesiz bırakmak b'r yapın Türk mütefekkirlerme arz devlet içîn de bir millet îcin de etmektir. Halbuki siz daha başlan medenivete hlyanet olur. Bundan gıçta rollerimizi değiştirmiş olu dolayı komisvonun rolü pek Giemliclir bu sahada. İsmail Bu komisyon klmlerden Sin""r P (Gülerek') Hakkınız var. Ö^le oldu. ama kötü niyetie müteşekkildir? Sinyor P Hepsi başlıba?m« M* yaomadım. (Ciddî> O halde. Burer şahsivet ve «alâhiyet olıın tayunın. Sîz sorun. Ben ySvlevim. Galip İtalvada hükumet film nınmıs kimselenlen. cilpre ne tarzda vardım ediyor? Galip Hanfl Vekilete baftlı! Sinvor P Once eerek imsîât dır bu komisynn? Maarife m ? Sinvnr p Hayır. ıiogrudan dcğ ve oereVse isletme Vıususunda vPrli filmler için vereileri asearî hadde nıva BaşvekSVte. Üveler gerek Irdirmek, sonra da muvaffak olmuj Devletçe ve ferek film Smilleri nez filmlere prim vermek suretile. Ark&n Sa. 5, Sö. 1 de Işçıleri ve hizmetlileri hak ettikYAZAN: leri derecede ücrete kavuşturmak 1 senedenberi büyük bir de için ücretlerinden başka prim verpoya dndanan hırsızlar bu me veya çalıştıkları müesseselerın ihbar neticesi ele geçirildiler kazancmdan pay ayırma gıbı usullere başvurulmakta olduğu malumBir telefon ihbarı, bir senedenberi dur. Bu usullerden başlıcası mü ihtiva ettığı için sosyal konulara idare edilmemesine yükleterek işçibüjük bir depoya dadanan genış bir terakki ücret ve prim sıstemidir. kıymet veren çevrelerin ilgisine lerin de idareye iştirâk tttirilmesini istiyebılirler. Bir d« bazı işvehırsız şebekesını meydana çıkartmış Bu sistemde işçiye, ya çıkarılan işe, lâyık bulunmaktadır. tır. Eşıne ender tesaduf edilen bu yahut çalışılan müddete göre asYukarıda bu kârdan oay ayırma renlerin ileri sürdüğü bir prensip gari bir ücret verdikten sonra faz işine patronların da, işçilerin de meselesi vardır. Bunlar diyorlar ki hâdise ju şekilde cerey^n etmiştir: Çakmakçılar yokuşunda büyük Va la faaliyeti görülenlere bu çalışma şimdiye kadar pek yanaşmafc iste madem ki işçiler müessesenin rislide hanında, 2129 nuraaralı zücca. sile mütenasip surette ve prim adı mediklerini kaydetmiştik Patronla kine ve zararına iştirâk etmempkciye, madeni eşya, porselen ve emaye altında ek ücret ödenir. Böylece iş rın çekinme sebebi kolayca tahmin tedir, bundan dolayı kârdan da pay depoları sahibi Seymen Aksuya, btuı çinin ücreti, çalışması derecesinde edilebilir. Şüphesiz istihsalin sağla almamalıdır. Fakat bu görüş tamadan bir hafla evvel meçhul bir jahı» müterakki bir nisbet alır. Primle dığı kârın yüzde yüzünü kendileri nımızn telâkkilerine göre az çok estarafından telefon edilmiş ve depo rin de çeşidi vardır. Mese'â makine hasretmek isteyen patronlar var kimiş bir müdafaa sayılır. Meselesundaki malların genij bir ;ebeke ta temirliyen işçilerden, üzerinde ça dır. Fakat bahsettigimiz çekingen nin asıl dikkate değer tarafı. işçirafından çfilımp piyasaya sürüldüğü lıştıkları makinede bir îmal kusuru lik, bazı yerlerde kârı başknlarile lerin de bu işe pek taraftar olmabildirilmiştir. bulup mevdana çıkaranlara prim paylaşmamak maksadından ziyade yışıdır. Çür.kü eski bir iktisatçının Bu ihbar üzerine depo sahibinin oî verilmesi halinde olduğu gibi, gö işin güçlüeünden ileri gelmiktedir. ileri sürdüğü gibi, işçi ya iosyalistlu Özdemir Aksu ile arkada?ı Yıldı rülen işin kalitesine göre prim veYıl sonunda elde edilen kârın ta tir, yahut »endikacıdır, yahut da rım Ovay tertibat almışlar ve depoya ya satış üzerinden prim, yahut ısgiren hırsızlan sabaha karşı yakala tihsal üzervıden prim «erilir. Bu mamı, belli esaslara göre ı>atronla , hiçbiri değildir. Fakat her üç takisçiler arasında taksim edilebilir , dirde de sistemin cazibesinl azaltan yarak durumdan mahalli zabıtayı üçüncü sekilde işçiye çıkardığı ise mi? Müessese, kSrının bir kıtmtnıjbazı noktalar vardır. Şayet işçi »oshaberdar etmiçlerdir. Hâdiseye el kove çalışt'ğı müddete göre bir üeret ihtiyata ayırmak veya müessesenin | yalist ise, işverenlerin kazancını yan polis, deponun bir senedenbc i tahsis etmek is'.er. meşru savmadığı için kârdan pay iki ayn şebeke tar°fından soyulduğu. verilir. Savet i«cinin kendisi ' ç\ a takımı, belli mikardan fazla istih Bu iki takdirde ise dağıtılacak kâr almağı değil. onun tamamını alnu tesbit etmiştir. Depo şefi, Suad Korujen, çaldıiı salde bulunursa fazla kısım için ek azalır. Halbuki ihtiyata para avır1 mayı düsünür. Bu sebeple de meşmalları, otomobillerle Ta;kasabda ki ücret ödenir. Prim şekli, işçi kadar ma ve müesseseyi genisletme hu ru savmadığı bir kazancı pay^aşmsk raladığı bir mağazaye nakleüni} ve işveren için de menfaat'idir ve âa susları, isçileri pek de ileilendiren istemz. E§er işçi sendikacı ise kârsatışa arzetmiştir Depo şefinin hır ha ziyade iVtisadî mahivet arze bir şev değildir. Yarın müesseseyi dan pay ayırma rejimini, isverenm sızbk yaptığını gören hanın hamal der. Bundan başka bir de işçilere terk etmesi ihtimal dahilinde olan bu sistem sayeslnde işçileri sendibaşiEi Hacı Çetinkaya da, Hasan Keı ücret verdikten maada. çalıştıkla bir işci, istikbale ait kâr genisleme kalarmdan uzaklaştırarak onu kenkin, Abdülkadir Kertekin ve Nedim rı müessesenin yıllık kazancmdan sine ehemmiyet vermez O. mevcut di müessesesine bağlıvaeak ve hö"Coşkun adlanndaki hamallarla faa kendilerine daha evvelce tavin cdi kârdan hemen faydalanmaŞı düşü lece işçi isteklerini boğacak ve kenliyete geçmiş, çaldığı on binlerce lir< en nisoette pay avırma şekli var nür. En büyük gGçlük de kânn dilerini sınıf mücadelesini takipten lık tîyeyı sabaha kar;ı depodan çı dır ki bu sistem daha ziyade *ertespiti için tabii işçilerin de işti alıkoyacak bir vasıta telâkki eder. kartarak Saban Kalvancu. Ertan Ya. mave ile emek arasmdaVi mücadeİşçi ne sosyalist, ne de sendikacı depan ve Osman Kocağile satmı;lardL*. levi vatıstırma maksadım »iiden râkile vapılacak hesap kontro'ünğilse gene sisteme hararetle tarafTam bir sene müddetle depoya da sosyal mshiyette tedbirler arasında dedir. Ne de olsa isverpnler, bu kontrolden ı>ek hoslanmazlar. Pun tar olamıyor. Çünkü büyük müesdanan hırsızlar, 160 bin lira kıyme savılır. Gerçekten işçiler, ücretletinde eşya çalıp paraya tahvil ettik rini aldıktan başka işverenin umu dan başka işçiler kârı, Rerçekten az seselerde isiçlerin savısı fazla ol,duten sonra bir telefon ihbarı ürerine ml kazancmdan da pay ahrlarsa görürlerse bunu müesse^scnin lyi ğu için kâr, binlerce işçi arasında yaksyı ele vermişler,dir. Çalınan ırml. ücret ile emeğin mütenasip olmadılardan bir miktarı musadere edileHlğı yolundaki sikâvetlerin bir demiştir. receve kadar dinece&i düşünülebiHırsız şebekesi bugün adalete tesir. Nitekim on dokuzncu vüzvi'ır lim edilecektir. ortalarına doğru bu «isçivi müessese ka7ancına ortaV etmen tr Gene işçilere kazançtan pay verilmesi meselesi ESAT TEKELI susunda Fransada tutulan yol le blr ümide kapılanlar cok olmuftu. Fakat ne yazık ki ondokuzuncu asrın ik'nci yarıstnda ve virminc' Seçmen kütük yoklamalarına 31 yüzyılda bu tarzın umumile5"iesi mayısa kadar devam olunacaktır. olunda bir terakki görülemedi. Bu müddet zarfında muhtarlar kendi mmtakalarında ölen ve yeni kay Işçiye kazançtan oay ayırdolan vatandaşları tesbit edecekler. dir. Seçmen kütükleri mahaller'îe ma esasının tatbikatı niçin belirli yerlere 1 haziranda asılacak genişliyememistir? bir hafta müddetle itirablar kabul olunacaktır. Durum partilere de Bununla beraber Fransada De bildirilmiş olup her muhtarlıkta bl îaulle iktidara geldikten sonra bu rer müşahid bulundurulacaktır. sistemin car.landırılmasına teşebSeçmen kütükleri İS haziranda* as büs edilmesi «Cumhuriyet» de kıdan indirilecektir . (» yaymlanan 11/12/1958 tarihli bir Prof. İhsan tnan vazifesine yazımızla bizi bu konu üzerinde durmağa sevketmiştâ Fransanın bu devam ediyor Teknik Üniversite günü münase teşebbüsü 7 ocak 1959 tarihinde yabetile 30 vmcu öğreiim ydını tamam ymlanan bir emirname ile gerçekleşmiş oljuğu için fırsat düştükçe layışı özel bir törenle kutlanmış sosyal meselelere yer veren bu süolan Ord Prof. İhsan İnanın emektunlarda. mevzu üzerinde yenîden liye ayrılmıj olduğu yanlıjlıkla bil durmağı favdalı buluyoruz. dirilmiçti. İşçilere ücretlerinden başka çaOrd. Prof. İhsan înanın Üniver lıştıSı müessesenin kârından pay sitedeki hizmetine devam ettiğini ayrılması, viprtpsiz ki nazarî olabildirir, yanlışlık sebebile üzüntü rak, sermaye ile emek arasındaki lerimizi belirtiriz. mücadeleyi hafifletecek bir mahivet ta«<ımakfadir Fakat simdive kaNtSAN 25 ŞEVVAL 17 dar patron'arın bu husus*a çekineen davranmaları ve işçilerin de E fazla a'âka pöstermemeleri. aslında | « ! İ favdalı olan bu sistemin umumüeşo J mesine engel olmuştur. Fransada ahiren yaymlandığından bahâ^tiğiV. | 5 06 2 1211 6 00118 58 20 39 3 12 miz emirname bu cekin^enliği ve E. ]10 00| 5 15 9 03112 00 1 4 1 8 15 alâkasızhğı hafifletecek loktaları 1 Seçmen kütükleri ianzimine başlandı V AKIFL AR B ANK ASI ISPARTA Şub«8İ 27 Nisan 1959 Pazartesi hizmete gırıyor günü Bu Şubemlzde hesab açtıranUr için tertiblenen HUSUSI KEŞÎDEDE ÖMÜR BOYUNCA AYLIK GELİR 1 ADED 15.000 Lira Paraj İKRAMİYELERİ A Y R I C A Cem'an 114 Talihliye 135,000 Lira NOT: Bu çeküişte Ömür Boyunca Aylık Gelir ikramiyesinden bir yıl ve daha fazla vâdeli tasarrul hesabları istifade edebiürler jflMTI I III "'l ( il'lltl'I'ülriln,! M'ITrT !H lliHninil H ! • [ İEDÎ «Çok şükür Macit bey askere gidecek yaşta değil. Yan'r.ızdan ayrılmaz.» «Keşke o yaşta olsaydı, hanımefendi. On sekizine yaklaşti, fakat bu son vıl çot evâre .. Bir şeyler oluyor ama, anhyamıyorum. Sık sık geceleri dışanda kalıyor, bir şey de söylemiyor. Artık bütün mânas'yla bir mecnun. Kimbilir leyıâ'sı kım?> Numune, Saffpı hanjmın neıe^ e oturduğunu oğrenmeŞe. ızınli izinsiz mutlaka M3Cit beyın dükkânına gitmeğe katar vermıç ti. Bir sabah hanımefendiye dedi ki: «Hanımsfendi ben Saffet hanımm oğlunun diükAnma iskarninlerimi tâmir ettirsem olur rau'» «Tâmir yapıyor mu pek bilmiyorum. Fakat ben bügünlerde ona örnek göndereceğim. Ama sen onun dükânımn nerede olduğunu bıliyor musun?» • Sorar, bulurum. Zannedersem o kadar uzak değil buraya » Hanımefendi biraz hüzünlü, biraz garip bir gülüşle dedi ki: «Ne garip, bu işler artık sana düşecek...» *** KISM : H Rengi ruhsarma gvlgün dediler Sana Leylâ bana Mecnun dediîer. meğe başladı. Çünkü, sıislü kunduraların bulunduğu dükkâna sık sık bir çok kadın geliyordu. Bununla beraber, mahallenin genç ihtiyar bütiin adamları da onun dükkânına gelirdi. Macit hepsine çay ikrâm eder, orada geçeceğine inanılmpz derecede yüksek mevzular münakaşa edilirdi. Onun dükkânına kundura ısmarlıyanlar arasıadi bir bayli üniversiteli gençıer ve münevver adamlîr da vardı. Bunların arasında kısrr.en akraVja clduğu din adamları da gorülürdü. Babasının tanınmış esk: bir ulemâ aiiesine mensup olması bir vâız, bir imam ve b'.r müezzini de ona akraba yaotığı eibi hattâ hâkim ve yüksek rutteli askerleri de akrabaları arasma sokuyordu. Bu delikanhnuı yür.ünü târif etmek biraz güçtür. Boyu gibi. burnu. ağzı ve çenesı de ufacıktı. Etrafına değil, içine bakar gibi duran elâ gözıenı.de sonyuz bir yaşamak ışta'ıası hsyatm her gösterişine Mtılmak, her şeyi anlamak için çırpman bir kalbi vardı. İşte bundan dolayj olacak ki, saz heyetine girmij, haftada bir kaç defa Şohzadebaşı'nda ut ve tef «jalmış, bazan da şarkı söyliyerek sesi hayli ilgi toplamıştı. Bütün bunların arasında bir kalfanıa idare ettiği kunduracı d'.ikkânınıa cammda görünen en güzel ayakkabılar bilhasa kadmiarınki onun eseriydi. Bugün çok çalmış ve yorulmuştu. Sırtı kapıda etrafını *eyrederken gelip geçenleri âdeta görmüvor gibiydi. Fakat. birden bire gozleri açıldı, tam kapın'n karşısında durup çoralpa'inı çeken bir genç kıza dildı Arkasi var || 2 SENE TAKSlTLE Satılık Apartman Arsaları MESKEN KOOPERATİFLERİNE İNŞAAT •ŞtRKETLERİNE APARTMAN YAPTIRACAKLARA Yıldız Balmumcu, Şişli Çiftecevizler, Levent Nisbetiye caddesinde yol, su ve elektriği mevcud, fevkalâde manzaralı münferit ve toplu blok inşaata müsaid arsalar 2 sene vade ile satılıktır: JCotne dy a s ı 9 Yazan: Halide Edib Adıvar rünür. Birinin camekânına bu semtten pek beklenilmıyen şık ve sarif. kadın ayakkabıları dizilidir. Ötekinde de daha fazla tâmir edilmiş, yahut yeni mest, kundura, terlik ve erkek ayakkabıları goze çarpar. Her halde, bu tarafta eskicilik de yapıldığı anlaşılmaktadır. Biraz yaklaşır da, camlardar, içerıye bakarsanız. iki dükkân arasında büyücek bir kapı görürsünüz Eskici tarafında palabıyık, galiba bir Ermeni Franta kalfa, bir potini göğsüne dayamış, başmı eğmış, tabanma yama vurmaktadır. Ötekinde kimse fark edilmiyor. Yaînız içeriden bir genç ses Kâtibim türküsünü mırıldanmaktadır. Her hal de bu ikincî dükânın sahibi de o türküyü çağıran adamdır. Biraz sonra, kadın kunduraları görünen süslü dukkândan ufak tefek bir genç, »linde yeni küçük bir kadın iskarpini ile kapıda göründü. Anlaşılan bu iskarpini o yapTnş oıacak ki. güneşin son ışığında onu tetkik ediyordu. Temiı giyinmiş bir delikanlıydı. Fakat önünde fcir önlük vardı. Bir eli önlüğün eebinde, arkasını kapıya \ermiş. gözleri öpeoekrrtış eibi hayran hayran baktığı minimini isk'arpinden karşıdaki bir geçene daldı. Bu genç, dükânın üstündeki evin oğluv'du. £vın sahibi Saffet hanımdı. Mscnun dlve babsettiği Macit bey buydu. Bu mecnun lâkabı l>!r kaç sene içinde mahalleli tarafından da ona veri! perişan bir geçit. Tarih, Sabıha hanımın o civardaki konağma taşınmasından bir iki yıl evvel. Vakit, akşama doğru. Bu çarpık çurpuk taşlı sokağm ortasında bir çeşme, köşesinde de minimini bir mescit var. Mevsim ilkbahar. Fakat yaza adım atmak üzere olduğundan hava sıcak; mavi gökteki güneş hayli alçalmış, fakat yine de bir gün evvel yağan yağmurun ötede beride bıraktığı suların üstünde ışıldıvor. Bu vaka mayısın son çarşambasında başlar: yani kimine yarıyan, kimine yaramıyan bir günde. Sokakta tatlı bir hüzün ve ses sizlik. Biraz sonra kovalarıyla çeşmeden su almağa gelen kadın sesleri, uzak mekteplerden dönen çocukların brğırarak konuşmalan bu sessizüsŞi bozuyor Sokağm asıl adı İbniissuut'rur. Fakat levhası çok efki ve niliktir. Asıl isminin iistüne bir muzip genç, büyük harflerle SEVDA yazmıştır. Ksasen eski zaman usulü sevişme'ere bu fokakta çok rastlandığı icin mahal leli oradan sevda sokağı diye bahsederler. İşin ı'aribi b,ı sevda hâdiseleri sadece gençler arasında değil. vaslı bnşlı, oMukca mevki sahibi kadın 'e erkekler arasında da gelip eecm'ştir. İki tarafında kulübe denilecek kadar ufak evlerin ortasında üç katlı, vaktile itma ile yapılmış beyaz boyaları kararmış b'r konak yavrusu göze çarpıyor. Dışarıdan bakarsanız, altında yanyana iki kunduracı dükkânı gö İB A Limited Şirketi Beyoğlu, İstiklâl caddesi No: 465 Hidivyal Han K. 4 Tri: 44 34 32 işin içinden gibi l.iflar. bo; le durumlar için söylenmiş Şimdi bu üçüncü adamı harıl harıl arıyoruz. Bulacak mı>ız. buFakat bir çok hallerde bu ikita lamayacak mıyız; biz mi onu e!e raflı mahzurları hafıfletilecek tedbir geçirip iğneleteceğiz, o mu Mze ler yok değildir. Bu itibarla rU sis rastlayıp bir tarafımudan hart ditem. terk edılmekten ziyade teşvi ye ısıracak, belli deijil. ke lâyıktır. Nitekim bahsettığ nr.z Gelecek gunlerin birinde kuduemirname, bu mahzurları hafıfle nnermesi pekâla muhtemel bu za; tecek bazı esaslar tespit etmi>t r: vallı adamı hulamazsak. ne olacak? Bir kere emirnar,°. sistemin kabulü Aramızda salma gerdiğine gore, hususunda patronlara bir mechuri her an, hepimiz tehlikede sayılayet yüklemiyor. Sadece işçiye kâr biliriz. payı ayırma veya kendısinı '^e orŞimdiye kadar yapılan bunca ilıtak etme husu'njnda ınukavele'er tara, ileri sürülen bunca dâve'.e akdini tesvik etmek stiyor. Ve rağmen biçarenin, tehlikeyi mi'dböyle mukaveleler akdedm patron rik olmadığı da anlaşılıv.ır. A"l lara bazı vergi istisnalan sağlıvor. kötülük burada. Yarın öhiirgiın. bu Yani bu hususta teşvik yolu ihti bir kayıp yerine, yeniden ısırılms yar ediliyor. birkaç kaybı aramak gibi katmeıîi Verqi istisnalarından favdalan bir facia ile de karşılaşabiliriz. mak icin bazı sart'ar kovuvor MuTam merhum Cemil Paşa 7amakaveleler kollektif olacaktır. İşç'yi nında yapılan büyük temiılikten kâra ortak etme esası, kendisihe sonra. bugün artık. şehrin hic deparasız hisse senedi venıek veya ğilse bu derdiyle uğraşmak durusermaye arttunlması halinde işçiyi, munda kalmamalıydık. diğerlerine tercih etmek şekillerinSokak köpekleri. İstanbulun, hptde de uygulanabilecektir. Gene iş tâ yalnız İstanbulun değil, biıtıın çilerin de iştirâk ettiği müessese memleketin gözle gönılpr •»•komitesi. müessesenin yürüvüşünü likesi olmakta devam edivor'r. takip imkânına sahip olacaktır. İs Maraz dofuran merhametlerden l>itisnalar da şunlar İşçiye para şek rinin eseri. linde verilen paylar, gelir veya kuMerhum Cemil Paşa. şehremin'inımlar vergisi matrahından indi'i ği zamanmda. İstanbul'u köpeklerlecek, sosyal sigorta aidatma tâbi den kurtarmağa karar verdiei > atutulmıyacak. İşçi de bu munzam kit, bu teşebbüsiinün karşısında ilk paradan dolayı gelir vergisiiın nis engel nlarak halkın merhametini bî kısmını ödemiyecek. bulmuştu. Herkes. kendi mahallesinin gece Belirtildiğine göre yeni emirname nin isveren ve işçi çevrelerindeki bekçilerine bir nevi yardımcıhk vareaksiyonu elverişsiz 'değildir. Bazı lifesi Rören köpekleri türlü şekilpatronlar muhasebe kontrolünden lerde korumağa, kurtarmağa cabiraz çekiniyorlarmış. Fakat emir lıştığı için, şehremaneti. başına duname teşebbüs şefinin ana imtiyaz rup dururken, bir köpek gailesi çıoldıı. larını mahfur tuttuğu için bu çeTutulan, daha doğrusu, halkı gakirme o kadar yerinde değilrlir. Sendikalann da salâhiyeti mahfuz fil avlamak sayesinde ele Reçirilekaldığı için onlar da endişede de hiien sokak köpekleri, gaiiba gene halkın merhamet eseri bir isvani'e ğümiş. kan>laşmak korkusundan, öldiiriiDemek oluyor ki haklı ve aJaletl! leceklerl yerde, Hayırsızadaya FÜesasların karşılıklı fedakârlıklar sa rüldü. yesinde yürütülmesi her laman Maraz doğtıran merhametlerden mümkündür. İş hayatının «felnmekbiri de bu oldu. te olduğu memleketimizin de bu ve Batı memleketlerfnde aleyhlmi'buna benzer sosyal görüş ve tedde propaganda yapmak için hiç bir blrlere katılmasını ve tedricî sufırsati kaçırmıvan «vâr ve dğvn',) rette tatbikata da başlamasını dıha Havırvzadavı dMJerine dolT''lemek. fazla bir istek sayılamar lar, kapakleri bir anda hldürmek giM {naant bir imhg n şeklinp. z a " v»1!ılan süreüne vollavıp açhkian öldürmeği, biribirlerini yerneleriACI BİR ÖLÜM ne eöz vtımmayı tercih edişimizi Enki Tıabıon Vahsi merhum hunharlığınaıza, sadistliğimize verDivitç! tsmail Paçanm torunu, diier. merhum Vefik Bevın oğlu. Gerçi köpekleri Hayırsıradaya «ümerhum profe»8r Doktor Celâl İsmail Patanın yeğeni. merhum rüo kendi hallerine bırakmak hir Mutasarrıf Şahabeddin Beyin hata idi. hattâ belki gene bir merdamadı, Adüe Moralı ve Hikmet hamet eseri idi. ama gel gör ki, soSagbiHn kardpşleri. Advive Dinıı iste bnvle aleyhimize çıktı. vitçıoğlunun kavınbiraderi. Bfyazıtlı Kâzım Sannın enıştesi, Bundan bir kıar sene ervel, bana rauhamr şair Cahide Meral Dibir îiro"a»»nda f'm'tiin senaryosuvltçlnin kavınpederi. Nezıh Dinu tetkik isi vernmis^i. vitçlnln sevgill dedp=l. TOrkiSenaryoda. memleketin çeçitli höl ve Yeçüav Cemivptı tkinci Reisi ve Beyknı B^ledive Bas»elerine ait husnsiyetler arasında, mühendiüi Vecihi Dtvitçintn İ*tanbul'un hıwusiyetleri likredilirseveılî bsba*îi, Dirîar Dîvitçinin •'•»n. HavırsiTado'iiikl sfireön köpek seveiil e?i. Mnriften Pmekli ler de snvılıyordu. Semmıt, köpekAH1VIET MÜN'İR DİVİTCİ lerîn «"»««tTi edildv^i tarihten bu Hakkın rahm«*tine ka\*u?mu*îtur yana Türkive aleyhindeki propaCenpzcsi 25 Ninan cumartesi günü 561e namsîindan sonra (^rsanda eHeV.îvatt ile heslenen kafnnavudköy) Camiinden kaldınlasmın kimhilir hanri köşesinde kalrak Rumelihi'anndakl aile kabmış knnek ulumalarmı senaryosurl'tanıia d"fnPdilecektir. MeWâ na reHr'»»''*'. Sö'^e İPhitnizd«" sphrphmet eTliye. neieri pösterip Türkîyeyi cihana tanıtacak olan bu filmde. İstanHıInn pece hayatı anlatıiırken. durhavpda. tâ Hayırstaadadan pelen ac köneklerin canhiiras uhımi>lan d'ivulacıkrı. Senarvm, tabii. lâNiishası 25 Kurustur Tik olduğu âkıbeti hııldı». yanılmıABONE ŞARTLARI Tarkiye Harlc) ynrsam. filmin çe\Tİlmepine nî'e ^ Ura Kr. Lıra Kr izin verilmedi. îs'iyorum ki. TstâTtnbul köSenellk 75 00 pekleri, yalnız, yaşadıkiarh mtidısooo • ayhk 40 00 80 00 detce insanlan mütemadî j hir kut aylık 22 00 44 00 duz teh'ikesile tehdit etknîyorlar, Basan ve yayan eski h'kâyelerile de. tarihiinize kuCumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonıra Şirketj dt'7 mikrooları saçıyorlar. ' Cağaloğlo HaikeT,! snkak No 39 41 Hâlâ sokak sokak dolasaiı İstanSahibt hul köpeklerini artık nasıl ortadan NÂZİME NADİ kaldıracaksak kaldırmamız sart. Kö Yazı lşlennl fı'len ıdare eden tü niyetlilerin Hayırsızada hikâveMPS'U) Müduı sini temcit pilâvı gibi ikide bir öne ÖMER SAMİ sürmekten zevk aldıklarmı, yukaGazetemlze gönderilen evrak ve yan lar nesredilsin «Jllmesln lade edilmpı rıda anlattığım misal açıkca gösIlânlardan meeulıyet kabul edılmem. teriyor. Hamdi V\ROĞLU Işçiye kâr payl a y i r m a hu perçeminden; op babanın elini: çık aşka memleketlerde, tarihe karışalı asır olmuş. adı b.le edilmez, dirileceği akla b''e gelmcz nice meseleler vardır ki, bizi hâlâ uğraştırıp durur. Bu, her işi ucundan tutma huyumuzun neticesidir. Sokak köpekleri meselesi bunlardan biri. rfem başhcalarındaD biri. Bir köpek üç kişiyi ısırdı. Undıktan sonra anlaşıldı ki köpek kutaksim edileçek ve her jşçıye bahduzdur. Isırılanlardan ikisi beili şiş kabilinden cüz'î bir para isabet oldu. Üçüncüsü meydanda >ok. edecektir. , Ayıkla pirincin taşını; tut kc'ııı I BAY OSCAR: PROF. NÎMBÜS'ün MACERALAR1: MECNVN BEY MI? MACIT BEY Mİ? Onu takdim ederken, evvelâ sokağı gözden geçirelim. Fatihte oldukça küçük ve dar bir sokak, iki tarafında muhtelif eınıflara mensup ailelerin umumi yetle eski, kimi küçük, kimi büyük ahşap evleri var ve altlarında her çeşit dükân: bakka!, aktar. manav, sebzeci, kunduracı vesaire. Taş kaldırımı yer yer küçük, yürünmesi hayli zor ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle