27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKİ DÜNYANIN tLK KORSAN KBUVAZÖRÜ CUMHURİYET 7 Şubat 1959 Gemisine rastlamadan tam 263 mil çiğnemiş, yani vasatî olarak aaatte on buçuk mil sürat yapabilraifti. Şira limant önünde Hava puslu idi. Kısa fasılalarla yağmur serpiyordu. Yunan denizinin kış günlerine mahsus o pusarık, kasvefli seması altında, her zerresinden rütubet Sîzıyormuş gibi ıslak kayahkh, mağmum binalı «Tinos» ve «Mikoni» adalarının arasındaki da boğazdan «Hamidiye» gündüzün ortasında göze görünmeden, dikkat nazarlarmı Ustüne çekmeden geçemezdi. Bu dar boğazdan geçerken «Hamidiye», öyle şayi olduğu gibi, yahancı bir devlet bandırası çekmediği gibl, düşmanı aldatmak için dördüncü bir baea hiylesine (1) de başvurmuş değildir. Kahraman «Ha midiye» nin yiğit siivarisi. en müşkil aniarda bile. hattâ nihayet meşru bir harp hiylesi kabilinden olsa dahi, gemisini muvakkaten vahanC bir devlet bandırasının himayeJ sine sokmayı kabul edecek yaratılışta blr Türk gemieisi degildi. Vakıl «harbin hud'a» oldugunu o da bilmez degildi ama, geçici bir sekilde olsa dahi, serefli gemisini ecnebi bir sancağın koruvucu gölgesine sıgdırmavı aklından dahi geçirmiş değildi. Yalnız düşman gözcülerini şaşırtıp aldatmak için kumanda köprüsündeki tubaylarla Biivrrtede bulunan efradın başlakırrmzı fesleri çıkartıp on» lara ecnebl mürettebat manzarası verdl. By »uretle dar bo&azın kıyılarından Rörulen «FsmMi*», i a . rafsız Wr Vriivazör zannedildi. «Hamidiye», saat on biri vlrml bej geçe boğazdan çıkar çıkmız, tam yolla seyire başladı ve o noktadpn «Şirpı on bes millik mesafeyi kırk beş dakidada alarak öğle üzeri, saat on ikiyi on geçe, Yunan limanının önüne geldi ve Türk sancağını çekti. «Şira» tlmanınnt botnbardıntanı Çira limanının «Hamidiye» tera» findan t»pa tutulup, limanda yatmakt» ücen gafil avlanan Yunanhlann «Makedonya» adlı muavin krüvatSrlerinin tehrip edflmesini AU Haydar Emir merhum |öyle tas vir uder: • Şimdl «Çira» denilen e«W «.Ter fnopoHs» sehri, «Mre» limanıntn iktisaden yükaelmesinden sonra «Asporad» adalannm en işlek bir •iesret merkezl olmuşhı. Yunanlılar gafil avlandı Şehirde 6 trafik kazası oldu metre mesafeden bu hedefe ateş açtı. «Hamidiye» yirmi bir tane 12 santimetrelik adj humbara, beş tane de 4.7 lik mermi atarak fabri» kayı tahrip ve depolardan birini havaya uçurduktan sonra «Şira» önüne döndü. «İngiliz şilebi, Türk krüvazörünün ihtarına rağmen. hâlâ mevfciinde duruyordu. Ayrıca toptannın gtışa hazırlandlğı görylen Yunan «Makedonya» yardımcı krtivazörü de dalga kıranın arkasına doğru çeklliyordu, «Hamidiye» ikinci ihtar işaretini çekmekle beraber, İngiliz şilebine, gayet yakm düşmek üzere bir ikinci mermi atınca, «Aleksandrya» hemen demir alıp uzaklaştı; krüvazör de öğleden sonra bire on kala 2900 metreden ateşe başladı. «Hamidiye» saat on üçü yirmi dört peçeye kadar, yani yarım saat üç dakika, süran atışlannda yirmi üç tane 12 santimetrelik, beş tane de 4,7 lik mermi sarf etti. Bunlardan biri «Makedonya» mn her iki bordasını da delip geçerek, elektrik fabrikasında, ikisi üzerinden aşıp telgrafhane ile başka bir binada patladı; diğerlerinin hepsi «Makedonya» va i=»Vıet etti. *** • Yunan kaynaklannın verdlkleri malumata göre, kasabadalrf telgrafhane lle «Makedonya» krüvazörüntin telsizi tarafindan olay, Atinaya ve «Mondros» a hemen bildirildi. (Mondros'da Uslenmiş Yunan rlonanmafina denilmek Istenivor.) Fakat telgrafhane tahrip edilince kasabanın muhaberesl yardımeı krvazör «Makedonya» nın telsizine mUnhasır kalmıştı. «Makedonya» kumandanı toplarınm hazırlanmasına çalıştı <se de, aldıgı ilk isabetlerle mukabeleden vaıgeçerek, deniz musluklarının açılmasi ve sremjn'n terk edilmesi emrinl verdi. JVl'unduğu mevki de derin o'madıjh io'n «Vakedonva» tamamile batmsdı. VfirtMebatı, karmakarışık bir halde, her taraftan denize atlıvoHıı Geminin mütead^'t mahallerinde yangınlsr çAmmtı. U«rt?y<m? ÇLM4LEDUIN S A R A Ç O G L O =haberleri i f D ! Ü N C E L E R » Batılaşmanın neresindeyiz? CAH1T TANYOL Yazar «Garphlaşmanın neresindeyiz?» sorusuna ş%yl« cevap ve/iyor: «Garplılaşma ne sadece garphya benzer sekilde yaşıyormuş görünmekten, ne de onun ilim. teknik faaliyetleri karşısında seyirci kalıp sadece medeniyet unsurlarını satın almaktan ibaret değildir. Garp medeniyetinin aslî esas kıymetle» rinin benimsenip alınmasım ve bu sahalarda milletlerarası »eviyeye erişip on'ar gibi yaratıcı olmayı kasdediyoruz.» I f I Ölülardsn yardım ttçükyalıaakt tokmt hâ. Bçüky Hİ, jiddetll bir mtisvarifert göriü, derin uykudan uyandık. blr U} Sündl görüyoniı M uykumuz, g»f. U* uykufundan 4* tehlike» blf j*y K Profesör Mümtaz Turhan'ın «Garplılasmamn neresindeyiz?» ad lı küçük bir kitabı çıktı. Kitaptan fazla bir brojüre benzeyen bu iki formahk eserde, yazar, daha önce, . yaymlamış olduğu «Kültür değiştu kszalarda 1 kişi öldii; "l meleri» ve «Maarifiınizin ana dâağır, 2 de hafif yarah var vâları» başlıkh eserlerin bir nevi özetini veriyor. Belli ki müellii, gon 24 saat zarfında şehirde biri kendisini yıllardanberi uğraştuan Ölümle neticelenen 6 trafik kazası kültür değişmeleri konusunu kenolıpuş, 2 kışi ağır, 2 kişı de hafif ya di meselelerimızin içinde halka ralanmıştır. yaymak istemiş. Şoför Muhlis Dinçer idaresindeki Eser, gerçekten bütün aydınlaKŞ12 plâkalı kamyonU Taşlıtarlada Ordu caddesinden geçerken, hüviyeti rımızı ilgilendiren konuları ihtiva tesbıt edilenrıiyen 12 yaşında bir er. ediyor: «Son inkılâplara dair çekek çocuğa çarparak ölümüne sebe şitli fikirler, inküâpları kıymetlenbiyet vermıştir. Şofor yakalanarak dirme, garplılaşma hususunda mufc telif görüşler ve bunların tenkidi, tahkikata baslanmıştır. garp medeniyetinin etas unsurları, ilim ve teknik, en verimli yatırım, garplılaşmanın neresindeyiz? Neden garplılaşamadık? İnsan unsurunun dışında garplılaşma. cahil olan halk mı, münevver mi? İlk tahsilin gerr Atatürkün ölümiınden sonra ilk çekleşmesine mani olan âmıller... defa olarak, Federal Almanya harb ilh.» gibi her aydının kafasında filosuna mensub 7 gemiden müteşek kil bir filo, 16 ile 20 şubat tarihleri beüren bir takım sorulara Profesör arasında limanımızı zıyaret edecek. Mümtaz Turhan bu eserinde kepdi görüş ve aniayış zaviyesinjen eetir Filo, 800 tonluk (Brummerl, (Brem vap veriyor. Kendi görüş ve aıı'aset, IHummel», (Biene\ (Wespe\ 850 yış zaviyesinden ^emek doğru detonluk (Eider) ve 750 tonluk ıTrave) ğil. çünkü yazar başka türlü bir gemileriııden müteşekkü bulunmak batılaşma anlavışının olamıypcağını ilmin metodlanna davanarak ıstadır. pat etmeğe çalısıvor. YAZAN 1 Bir Alman filösii geliyor Emisyönda 46 milyon liralık artış var! Sanayi Odası Meelisi toplandı Merkez BankaBinın bu haftaki bül tenine göre tedavüldeki para miktar» 3.399.899.08Î liradır. Emisyönda bir hafta evvellne nlspetle 46 milyon lira sıtış v?rdir. «Rıhtımda, gemileri tamir lçln blr fabrika vardı. Limanda askerl tesisler buîunchıgu Jç dafaa altına almmı» ormejı pek muh temeldl. Ayrıca <Kakam*sU il«* «Fokya» bunınları ırasında bnrut" v» dinamjt depolan bulnnrtuğu da biliniyordu. «İyi bir tesadüf eser' olmak fizer», «Makedonya» «dlı yardımcı krüvatorün tamir atelysai Suuıde yatmakta olduğu da görüldü. Dümeu makinesini tamir ettirmek icin üç gün evvel Hmana gelmiş olan bu büyük vapur, ocaklan çekılmiş bulunmakla beraber, hâmil olduğu toplarla, limaıu r* daha dışanda geniş bir sahayı, meıeborda ateşile (blr bordssında bulunan toplarile salvo atıs'arı vsnmak suretile lemektir) dSvebileeek vaziyette Idl. • LJmanın methalinde «Aieksandriya» islmll büyük blr tngiliz silebl yatıyordu. «Krüvazörün glzinde (kıç direkteki sancak cekmeğe mahsus njail yanm serendir. Harp gemileri seyir halinde ve harp vaziyetlerinde saneaklarını bu yarun serenler» toka ederler, yani çekerler.) dalçalanan Türk sancağı görülür görulmez, limanda, şehirde bir paniktir basladı; binaların çoğuna yabancı tarafau devletler bayrakları çekildi. «Hamidiye» milletlerarası flâma işarerile liman reisini gemiye dâvet, İngiliz şilebine de limandan çıkmasını ihtar etti. «Krüvazör beş on dakikayt bos gecirmiş olmamak için de. limanı terk ederek «Gaydaros» ve «Aspro» adac'Varı arasm^an süzü'erek «aat on ikiyi yirmi üç eeçe dinamit fabrikası önüne eeldi ve 2 800 Şehrimiz Sanayi Odası Meclisi dün saat 15 de mutad toplantısını yapmış tır. Gündemdeki maddeler görüşüldük Prof. Mümtaz Turhanın simdiye Un sonra söz alan bazı izalar fiat kaHar bu konu ile uğraşmaktan kontrol dalresinden şikâyetle bu kon faıkı, enun bu meseleyi kendisine trelun sanayıcilerın ithal ettikleri ya bir düfünce konusu olarak seçmis dek parçalardan kaldırılmasını iste. ve bütün çalışma'arını bu istikamişlerdir. mette toplamış olmasıdır. Müellif Bundan başka memlsketta imftl e . tenkit ve tahlillerini psikoloji, sosmaddelerin ikinci kotaUra kon yoloji ve bilhassa sosyal antropo(Arkııı rar.) ması da temenni edilmiftir. Koordi Injl. sosyal psiko'ojive dayandırıvor. nasyon Vek&letind* yapılacak olan Yani batılaşma hâdisesini bu flimtoplantıda bu Utegın zikri kararUş. (1) Bir sahte baea llâvesl sulerin ısığı altında inceliyor. tırılmııtır. retile gemisinin dış girünüsünü CeÖnce batılaşma hakıknda memleBundan sonra Avrupa müşterek ğiştirip düşmsnı aldatmak ve ou ketimızde mevcut cereyanlara te» pszsrmın tesirleri de zikredilmiştjr. suretle de gafil avlamak harp C. H. P. tl Kadınlar Kolunda mas ederek onları şu dört esaslı kud'asını ilk düşünen korsan krünoktada topluyor: kongre hazırlıkları vazörü bizim «Hamdıiye» miz ol1 Batılaşmak için Yunan ve C.H.P. ll Kadınlar Koylnun yıllık muştur. Aneak bu hivleye .Şira» kongresi bu ayın 21 inde Beyazıddaki Lâtin kaynaklarına inmtyı şart kolimanına inilirken değil krüvazrt Rliya salonunda yap.lacaktır. %h«^ , * a n l a r l n BÖrt|(j,^ ... . ov.^g ^ , , ,, rümüz, gentr btj aknv fearcketleri temelen iki gun devam edecek OJan J Batı medeniyeti vaktile bi» sırasmda. Kjzıldenizde seyir ed.ir Kongreye tstanbul tl Tefkılâtında zim taklide ozendiğınuz medeni ken, «Cidde» rotasında 'evessiil y bittitn üyeler katılacaktı» yet değildir. Ov materyaj^nndcn etmiştir. Birinel Dünya tl Kadınlar Kolu ıdare heyetina«se mistisizme yönelmiştir. Bu itihflrAlmanların meşhur «Emden» kor çilmek içm şimdilik iki gıup çalış \ la bizim onu hâlâ eski halinde ımı* b san krüvazörü süvarisi k;ı'ıraman maktadır. Bunlardan bir tanesi hâ. gibi taklide d e v a m etmemiz çok «Müller» kantanm, limanda jetan len C.H.P. tl Idare Kurulu Üyesi ve yanlıştır. diyenlerin görüşü, î Kadınlar Kolu Başkam olan Guzide «Yemçug» adlı Rus k" ">»örWü S B a t ı ' m e d e n i y e t i eski tfunan Tanrıyarın grupudur. Diğer grupun ve Fransız destroyeri «Muske» yi Lâtin kültür çevresi içinde m e y basır.da ise Beyoğlu İlçe tdare Ku. batırmasile neticelenen neşhur a rulu Sekreter Üyesi ve İlçe Kadınlar dana gelmiş bir hıristiyan m e d e n i kınında «Penang» limanına pver Kolu Başkanı Mehpare Bartu bulun yetidır, bizim bu medeniyeti riıştan taklid etmek suretile ona i n ken krüvazöre dördüncü lıir bnea maktad'r tisap etmemiz m u m k ü n değildir, ilâve etmiş, bu furetle gemisine lır Teşvikiyedeki Migros diyenlerin görüşü, İneiliz krüvazörünün şekil vs gömağazası açıldı Ve nihayet: rünüşünü vermişti. Nitekim • EmTürk Migrosun Teşvikiyedeki den» böyle dört baealı bir İngiliz 4 Biz g ö ç e b e bir kavim o l d u krüvazörü görünüfüe Ijmana gi serbest satiş mağazası dün sabah ğ u m u z için daha fazla m e d e n i ı e ş rerken demir üstünde yatan «Yım merasımle helkın hizmetine açı! menıiz m u m k ü n değildir. veya m ü s lümanlık terakkimize manidir. çuy» Moskof kriivazörile nhtıma mıştır. Migros, bu şekildeki mağazalar* Profesör Mümtaz Turhan bu g ö bağlı ve ocaklan cekilmiş bir balde duran «tberville» Fransız kü dan bu yıl içinde şehrin muhte'if rüşleri teker teker e ! e alarak t e n çük krüvazörü ve işini bitirdik ser.tlerinde 45 ad^t daha açacsk kit ediyor. Tenkitleri yerinde v e oldukça doyurucu. Fakat bu gorüşten, yant Moskof krüvazörünü tor tır. Matbaacılar Balosu lerin kimler tarafından s a v u n u l d u pitolayıp batırdıktan sonra limantstanbul Demokrat Matbaacılar ğ u n u sdylemiyor. Halbuki bu nevi dan çıkarken, karşılaştığı Fransız «Muske» muhribl tarafından bir Cemiyetinin tertipledigi «Matbacı eserlerde, klişeleşrniş k a n a a t l e ı J e n İngiliz krüvazörü sanjlmıs \e ger lar Balosu» bu akşam saat 21,00 ziyade. fikir'.erin n e sekilde s a v u çek aneak son dakika'^rda anlaşıl den sabaha kadar Taksim Belediye nuîduğunu bilme'k v e tenkidimızi mıştı ama atı alan da Üsküdarı çok Gazinosu salonlarırda yapı!ac?ktır. asıl bu fikirlere y ö n e l t m e k o k u Gerçi, tan geçmişti. O zamanlar bütün VEÜ Ethem Yetkiner'in himayesin y u c u için daha faydalıdır. dünya denizellik iieminde takdir deki balonun dâvetiyeleri Csğaloğ .küçük bir eserde. bunları beklemek kâr akisler uyandırmıı bu harp !u yş yokuşundaki K v e Kemalive Handaki haksızlık olur. Fakat yazar bu t a s hivlesinin daha Balkan harbinde tstanbu! Matbaa Sahipleri İstihlâk nifinde bir kısım yazarları birer o ' blzim «Hamidiye» miz ve onun Kooperatifinden temin edilmekte torite gibi zikrettığine göre, Şinasi ! denberi bu konu ile alâkalanmış I yiğit süvarisi Hüseyin Rauf kaptan, dir. ve sosyal hayatımız üzerinde m ü ' gemiye sahte bir baea ilâvesi suessir o l m u ş kimseleri sanki y o k retile bumın uzaktan bakılmca sağ ŞUBAT 7 RECEB 29 m u ş gibi kabul etmesi inaanın biraz hvaca§ı aldatıcı görünüjle, tıpkı tubafma gidiyor. deSistirmiş canlılar gibl. düşEsasen Profesör Mümtaz Turhan' manı aldatabileceğinî düşünmüş ol| İ |n bu tasnifi, sadece, asıl kendi ması, Türk haro denizciliği tarldıişüncelerine gırış vesılesi o l s u n hine a!tm harflejle kavdolunması V 7 0 4 , 1 2 2 8 15.14 17 3 2 1 9 0 5 İ.2 diye yaptığını «anıyoruz. Şimdi o gereken övünüleeck b(r bulmtur. 1 3 3 S.ST 943 12.00: 1J3 11 4U n u n kendi d ü ş ü n c e s i n e geçebiliriz, C. S. m l n v q | > t Dedikten sonra «Niçin garplılaşamadığımız» ın sebeplenni «Bızim, insan unsurunun dışında bir garph'asmanın mumkün 'laMleeeği zehabına kapılmış olmimız» da arıyor. «Hakikatte, bir, in<anımızın umumî, mesleki, »eknık bilgisıni arttırmadan, ona yeni tekrik maharetler kazandırmadan, istidatlarını inkişaf ettirmedsn ve dünya görüşünü, ilmi esaslara gcre değlçtirmeden, yani ona ilim zıî'nivelıni aşılamadan sadece fahrıkalnr, pcııış caddeler açmak, parkîar, baraj'ar, limanlar yaDtırmak, ijk» otomohiU ler, kombine zıraat âletleri, rad.\olar, buz dolapları vs. slmak ve baTanzimattan beri batılaşmak, ba tılı kanunlar, nizam'pr Hülâsa olarak diyebiliriz ki. Mure tı medeniyeti, batı anlayışı gibi kosuretile garplılaşacağımızı zarnfcli taz Turhan. bu kitabında, her | e y nular bu memleket aydın'arının ön plânda ujraştığı bir mese'e o'mustur. Her nesil bunu kendisine göre tefsir ve izah etmistir. Doğruaunu soylemek gerekirse. her neeil aydınında bu bir çatısma hs'inde kendisini göstermiş, hatti Z"f Gökalp gibi son devirlerin en sağlam düşünür'eri dahi bu konuda bir nevi ekletizm yapmaktan öteye geçememi«tir. yoruz. 150 senedenberi hep bu kanaat ve bu bâtü ttikatla haıeket etmekteyiz.» Ve gene Profesör Mümtaz Turhan'a göre; teknik elemanlar ve birinei sınıf ilim adamlan yetiftiri'meden batı müesseselerini almak, fabrikalar, mektepler, üniv»>rsiteler açmak boş bir emektir. «... profesör veya doçentsiz unıversite, muallimsiz mektep. dnktorsuz hastahane açılmak igtenir. Kâfi dereeede mühendis, tekntsiy?n. müdür, meneier. ka'ifive amele. dökunhane. tamir atelyesi, araştırma lâboratuvarı olmadan 'abriknlar açılır. Büyuk sanayiin ^esisine çalışıhr. İlmî müşavir ve müteha*»ısiar kullanılmadan, araştırma er.ftıtüleri ! kurulmad^n bir •nemle 4eıin modern bir çek>'de ıdare edileceği zannedilir. Zira, biz, geri kahşımi7in sebebini ilim, teknik sahaiardaki bilgi ve tecnihe.nıi'n k'fayetsizliğinde, birinei sınıf ilim ve teknik mütehassıslardan mahrum oluşumuzda »ramayıp yukarıda z'kredilen teknik vasıta ve te»Ulere ve iyi idare tarzına sahip olmav.sımıHa görmekteyiz.» den önc«, batı m«deniyeti demek irumn demektir. Onu 6nee, fabrikalarda, ünivşrsite binalarmda değil, insanın kafasında yaratmak lâzımdır. Bütün derdimiz, müellife göre, hirinei sınıf ili» adamına ve teknisiyene sahip olmayışımızdır. Bütün hata, insan yetiştirmeye önem vermeyişimiz ve batıyı bir müess»seler manzumesi sanışunızdır. Bunlar doSru fikirlerdir. Yalnı» bir nokta beni düşündürdü. İrsan yetiştirmek Mümtaz Turharı'» göre, Avrupaya gertç'erimizm gönderilmesi ve birer miiteha?sıs o!arak yetiştirilmesi demektir. Peki arn», Çumhuriyet kurulduktan »onra. daha oneeki devirleri hesaba ka'mıyorum. Ver haMe çok Süyik sayıda Avrupaya tale^e < on'ifıldi. Bunların hepsi, her halde, blr t«kım aylak adamlar değildi. İçleıinde çok ivi ve*'=erpk don^nler az değildir Öyle iken neden batıtaşmamısız. Bu eenc'er ^vrıır.anın Ünlü ünjvçrsitelerindt okudularHattl oradan pek iyi mezuıi'ar da var Neden bir Şinasi Efendi Avrur>i»dan döndüğü raman Küitürümüzde muaîzaii hir inkılâbın taŞiyıçısı oluyor, neden. mektep görmemiş Namık Kemal batının bir tarafını bize naklederek bir fıkir, »anat ve politika cerevanı >v.j ttıyor da. cf Ju müspet üim t.ıhgiline giden gençlerimiz herhangl bir basarı gösterem'vr. p>'''=tv,a rteıken bundan sadece ilim ve teknik eîemanlarının vetişmesini anlamak, sanırım ki bizi hedefimize ula%f tırma)!. İlim ve ilmt düşünce elfcft» te ki batı medeniyetinin asll un'ijrlarından biridir. Fakat düçiincenin memleket içinde sartları ve fh'âkı hazırlanmadan iyi vetjjmif bir gencin Avrupadaki emsa'ieri gibl bsşan göstereceğini sanmıyorum. Biz o kanaattejyz ki, batı 'loHpniyeti sadece ilmf düşünceye, değil, ilim ahlikına dayanmaktadır. Ve bizde eksik olan taraf, İyi yetişmek değil, iyi yetisenn ,lcğ>r ndirilmesi. himaye gbrmesi, taşvik edilmesidir. Bu ol'"="I'l''Hn »•oıra, birinei sınıf ilim adamı hiç bir za» man gelişme şansına sahip olırnıvacaktır. Asıl facia bu değerlend'rme, teşvik ve himaye etm* öl» eiilerimizin tanzimattan b«ri ülabi'di*:ne aşınması ve tersine işlemesidir. Tanzimafın birinei plSnda yo! açıcısı Şin?si Efendi, ayni istıdad ve kabi'iyeti ile bu?ün gelmi| olsaydı, hiç ama, hiç bir şey yapamazdı. Bugiin mcyiis,, bir köşede kalao gprır'eı ;mi7den biri olurdu. Biz o kanaatteyiz ki, Urinci sınıf ilırn adamından önce, bırlncl tınıf devlet adamı yttifMrmey* muhtacız. Avrupaî mânSdi, larihf mesuliyetlerf müdrik, btrinei «ınıf devlet adamı ypt^tırHğimiz »man, birinei sınıf İlim adamınm hem yetişmesi ve hem de gelismıisi nıüm kün olur. Çünkü i«s. sosy»l mi'es» «««elerin gelişmesind», eamiyeün düzenlenmesinde döner dolaşır sıhhatli bir devlet bünveslnde karar kılar. Dikkatli bir göz, batıl*%ma hareketinin perisinde daima Avrupaî bir devlet anlayışı eksikiiğini görecektir. Batılaşmanın neresindeyiz? Kültür sahasında gostermiş oiduğMmuz hiç kaale ahnmayan ba»»rıyı, rejim ve devlet bünyesinde costerebildiğımiz gün, batılaşmanın içır.deyiz diyeceğim. «Kültür degi^meleri» yazarının da buna iştirâk edeceğini sanıyorum. Ye'simizin kty; nağı ferdî kabilivets zliğimizden gel miyor. Ye'simizin k%ynagı bütün modern fekiller içinde devam eden iptidaî, de\Tesini kapamış devlet r ve hükumet anlayi5i i'7dan geliyor. Bu olmadıktan sonra, birinci sınıf ilim adamı da yetişanek bir mânâ ifade etmez. Memleketimize az mı birinei sınıf ilim adarm geldi; hepai kaçtılar. Onları aptal » Iığımıı, fikrî seviyesizliğimız drğil, ah'ekımız kaçırdı. "Gaflet uykusu, M$ defilse, yalnız, etrafU olup bitenlefin farkında olmam»kUn ibarettir. Ama biz «yle yapman»ı»tt. Hem uyumuşuz. hem uyuya uyuya tehllke. li Ifler gönnüşüt Aşağıya her an uç. ma tehlikesi mevcut oldugunu • f»rkına varmadan dam kenann*« geıcfi bir uyurgezer gibi. şuuraltı bile defc de şuurdışı hareketlerle, kendi kendimize kuyular kazmıçız. Sirkecl InfilBkı faciası »etmedisıı Jcin Kücükyalıdakl çökme felâketi ni beklemi'jcesine, belânın hemen er Irsi gün girtştiğiraU fasl'yeti hü'âsa edersek tüylerimiz ürperetektir. İstanbulda ve Ankarada. bu arada, belki daha baska şehirlerde, îökme tehlikesi arzettiği için Kİrilmesi ya. •ak ediien sintma balkonlan; umumî dunımUrı tehlikeU förüldugü i«in diipedüz kapatıian sinemalar; ckış l p «Ç»n. ll ılfUe mühlet bekler, kfledlye nİ7amlarına aykın hareket etmlyeyim diye emre boyun eğermiş gibi kapılarını >aptı nnra.va kadar onbeş günlük muhlft verilen sinemalar; patlayıcı maddeler bglundurdııklan Işitilip «ranıa>a tâ bl tutulan nakliye amharları: ruh. latsız fıaliyette bnlunni plâstlk inıâ LathıneJeri: maill inhidam görülüp tahliye eltirlltn evler. nıektebler.. Bu urun liıleyi akııduktan sonra •d«hn? diye soracağınu geliyor, defil mi? Dah» ne olsun? Oeceleri uyku kncırmak. Kiindüzleri vıirtk çarpınlısi vektiınn'k f'ln bundan rn/l:>«ına ihtijır var ını? Maamafih, sualj soruşunuz^crindcdir. Zira. t7mit körfeılndekl yürekler H. cnıuli az görülmüf vapur katasından sonra, samaıı alevi gihl bir parlayıp bir soncn isliab haddi tâ.vipi fpsliyetine de bir yaııdan tpk rar basladıfıtnu için seferden alıkonulscak curük vapurlarla; freni bozuk goriılüp kızağa çekilnıesj icabe. deiı otobü^lerle; tekerlcği çatladıği İV'I ı«k3rtaya çıkanlnıası gereken tramvaylarla; katta kimbilir, kopruniin mahut Kadıköv irkelesi gibi, dubası ha delindl. ha deHnecek Iskrlelerle karşılaşmamız da mumkün. dür. Dört bej giin evvel, Suadl)fden blr okurum telefoıı edip bana. oradakl bir Uk okul binaoıın halini, telaşlı ve üzüntülü. uzun uzun anlattı Okul, hir rski raman kırıağı inl>. Her udasıııda soba yanan, yangın tt'rtiljatından mahrum bu çıralasmı; ahşab rskl raman kona^ının. bir tek knıl rımla, muazzam blr alev Milıınu ha line gelivermesi işten bile olnıad'ğmı izah ettigi caman, Ktı Chlcago > «n ginı gözumün ününe geldi. ürperclim. Haberi llgill makama hlldirdim. Okul hinalarının durumları tetkike baslan. dıği güne rastladığı Içtn. bu hinayı da rlbct. yangin tehlikesi bakımından ele almıslardır. , l'ykummun derinlj^l hakkında blr fikir edinmek İçin, bir ruh dokloru muzun gecenlerde yaplığı basuı top. lantısını hatirlamak kafidlr. Doklor. elacak fflftketlcH. kendi. sine ruhUrın vakttl* haber verdiklerinl soyledi. Hali pürmrlâlhnUi bir tasavvur bujuruıı! Kestiği dalın bindiği dal nldıığunıı fark edemcdiği İçin başkasııııı ikazı na muhtaç saşkın adamdan; kibritle oynamanın evi tutuşturmak demek oldugunu bilmeyen gafil çocuktan; Içlne girdiği sepetten gerisln gerl çıkamıyaeağını Idrak edemiyen beyin fiı istakordiiı farkımıc yok. Düşüniin ki, daldıjhmu gafiet uv. kusundan. hayır, uyurgezer uykusun dan bizi hiç bir dirl kuvverin uyan dıramiyacaginı anladıklaYı İçin, nihayet ölıiler bile isyan etmlısler. a%ak lanmı;lar. blzl dürtüstiirüp uyandır. ımîa karar vermifler. Öliiden de duvei^uz. öliid'iı de hareketsİ7. ölüden de şuursuz o ' ' k ; j öliiroden kurtulmak İcin. yaşa>al>|l. I mek icln elülere muhtae olmak, ne | ibret verici se>! i Ho». onlar da belki bizden ziyade kendilerini dıişünüp bizl uyarmak is temiMerdir. Belki, .Bııraya gelirlrrse. bu vurdumdııyma7İık onlarda iken. mezarUrımi^ı basımıza yıkarlnr. gelmele. rlne mânl olalım diye düşünmüşler dlr. Ne hariı. yırabbl! HamHI V\ROGI,U CEKİLİS! TİİRK TİCARET 11 «CUMHURÎYET» in Tefrikas! VAlAHi HALÎHAKNAS Yaptığı bu ilk hesapta beıkendenin bulunduğu yeri Afrı1'^ .olıınan kupkuru kumlarının üzeri oUırak tayin etti Gemin'n oda haşısı Selim Ağa gür bir kahkaha sahveıdi. Ali'ye haritayı göstererek ona: «Bak, koca ber'e"'e «enın v^l'tığın hecaba göre. şimdi Afrika çölünün hurma «ğaçları arasında völuna devam ediyor. sözünün burasında kasaranın lumbarmdan 6enizi göstererek Bu, kum mu, deniz mi?» diye sordu. AU, saçlarının dibine kadar kızararak tD«niz.» dedi. Selim Ağa: «Bak, §jmdi sana yaptığın hatayı eöstereyim.» dedi. Ve kalemi hokkava batırarak bir kâğıdın üzerinde bir rakkam hokkabazlığı v " t ı Ap&nsır bir anlayışm verdiği najıetle Uluç Ali'nin gözleri fal taşları £ibi açılarak. vahşi bir tasdik şiddetile «E,eevet!» dedi. Selim Ağa. bep babaca gülümsiyerek «Evît eına, bu iş burada bitmedi ^e"^ .le bir patırdı duyuyear musun?» diye sordu. Ali dinledi. Ve «Efendim, rüzgâr ULUCAL? [|iUll!UllllilllU!ll»!lli;!lli:illU|!!i||IUI!!|||!||itHti||||l|!l||li!ill!lflMiniljnHnil11IIIIIIIHIIIIIU^ beraber savaş tehlikelerine maruz biliriz. Sana bir şey nöyıiyeyım mi bırakırız? H e m öyle istidatlı ç o c u k Selim Ağa? Bu çocuğun yoklujunu :i. G « m i d e kaldücça savaşın b i acı acı duyacağım.» dedi. Selim Ağa: «Serma! Ben de öyrinde v u r u l u p ölmesi tehlikesi var. ! Çocukta şeytan fjyü mü ne Ne yapıp yapıp ilk fırsatta o n u a. Bütün gemi halkımn yurtğıni karaya çıkarıp bırakırız. K o r s a n l a rın birisinin k a n s ı ona anaiiK e yendi. Onu herkes üz'eyeet. Fader. O kadına biz 'âzım oian a k kat ne çare ki onu tara\a çıkarmaktan başka yapılacak başka bir çer.in o n m i s ü n i veririz ..» dedi. Öteki başını şüpheli şüpheli aal iş yok.» diye cevap verdi. İkisi de ladı: «Onu mutlaka karaya ç ı k a r efkârlı efkârlı derulzere bekaka'dıağrı var mıydı, yok muydu d>je ormanda vaıldıyor, deruzin de h otesıne varırdı. . Ta neden sonra "«nim A^T ağır maUyıı. Fakat yaradıli} b u n u n n e şıltısını duyuyorum. Aşağıdan amSelim Ağa küçük Ali'ye: «Ali, olacağım, kara m ı o i y e v ı m , n u ı l u bir sesle Kara Yusufa: «Bu fikir sormıyacaklar. İjte bundan «'olayı bardan da Mü'min ustanm ve çı oğlum, sen korsansm ya artık, ı^te m u d i y e y i m yazılarla alıana y a z ler nereden geldi oilmem. Belki de korkarım; hattâ bağrımızda ir.5i» raklarının tokmak vuruşları da da bir hatadır işledin, ş'mdi doğru mış. D o ğ r u s u n u Allah oilir a. F a çocuğu düşünürken Rilâi. B.zim yüreği, başımızda insan bilgisi var yuluyor.» dedi. Selim Ağa ıDa.ia, tulumbaya kojman 'Izun. Seni kat bu çocuk karada k a K n n d a n çocuğumuz yok. Fakat yeryüzünde mıydı, yok muydu diye merak t t daha?» dedi. Ali .Haü! Tulıanl.a ben cezalandırdığımı c öyle! sö ince hastahğa uğrayıp oıür gibi Türk çocuğu mu eksik? Onlar da miyecekler. Bizleri, Utçr misin, iri ları da işletiyorlar.» diye eevapla zünün burasında sesini bir fısıltıya gejiyor bana. Bana bu, m u h s k k a k büyüyecek, onların da ;ocuğu, çc kıyım pehlivan bozma« bir sürü dı Gemi nek az su yapıyordu. Sâ indirerek Aman solsiıeci Kara gibi görünüyor. S e n v e h e n b u m ı n cuklarının çocuğu olacak, demen külhanbeyi zıpır s«nsınlar?» 4«dl. kin havada günde bir parmak ka Dayı gemiyi hurma tğaçiarının üs yaşında iken neler J u y m u s o l d u yüz yıl, iki yüz yıl. üç dört, r.e biKara Yusuf: tYahu, neye öyl« dar Her gün tulumba bir ;aat İ 5 'e tünde yürüttüğünü işıtmesin; ali ğ u m u z u bir düşün. Karada b u ç o leyim, beş yüz yü geçecek. Bu •ansmlar? Neya dayanarak öyl« tilince bu su, kolaylıkla yenıliyor mallah, inzibat subayhğı tı u r da c u ğ u n yüreği patlar v a h u ! Burada du. Tulumbalar. küçük hatalar is sana tuzlu biberli bir falaka cşk ölüm tehlikesi var, ama m o h a k k ı k PROF NtMBÜS'iin MACE RALARb lemiş olanlara çektirilirdi. Meselâ eder.» dedi. Ali kosa koşa gıder bir ö l ü m değil. İst« Biz t u v a ş ı bir skutayı lâyıkile bağlıyumaınıj ken Selim Ağanın yüzü varı hazin, mıza kadar h e r nasılsa şehit o l ve yahut bir gemici Hüğümünü tıe yarı gülümser bir ifade ?ıdı. Kendi madık. Bunları, ç o c u ğ u kaıaya ç ı cerememiş olanlar ve bilhassa kü kendine: «Yavrucak saatlerdenberi k a r m a m u için s ö y l e m i y o r u m . Ü n u basımızd3n für edenler Söyliyeeeği söze bir burada kapanıp kafa patlattı. Şim çıkarmazsak yaşumz, iki küfür kaftiadıŞı takdirae hiç di gidip güneşte biraz kobıuu, ba utanmamız lâzım.» dedi. konuşmarnış olduğuna kani clan cağını oynatsın.» diye mtrıldandı. Kara Yusuf: « B e n d ü ş ü n ü v o r u m Ku'ağmaÜfler yahud Foç^lı MeO günün akşamı Kara Yusuf da, T u r g u t Reisin «avaşçısı K ö r sud. geminin demiroaş tLuımlaoısı Beis ve Odabaşı Selim Ağa kasa Hıiseyin y o k m u , işte o n u n karıs idiler. Bazan da yüzü uanrar g'bi rada oturuyorlardı. Denizin fışıltı aklıma geliyor. Merd nir kadın 'îipkırrn^ı kesjlmiş oir l.i>Jr!e Koca sı. armadaki ip'<=rin iniltisi arasın ç o c u ğ u da yok, H ü s e y i n 'e babaMurad da tulumba ! ismJa gorü da sesleri şimHi işitiliyor, şimd c ı n adamın biridir. Onun C e z a y i r lürdü; o zaman kıs H's gülıinüıdü. isitilmiyordu. Kara Yusuf ötekıne 6e, >ani H ü s e y i n i n Cezay'r'df Oıup Giilıind'tğü Koca Murad taraiır «Evet, hşklısın, bu küçük öksüz a olmadığını bilmiyorum. fıkat sdan eörülmemesi lâzımdı; çıinkü na kuzusunu nasıl olur da biz to ter olsun, ister olmasm, çocuğu Allah göstermesin i§ lrüfürün huma kaçmış kartaloz heriflerl kadma, yani Emeti'ye emanet ede37 Oğle 4 BANKASI BALIKt'ISI Mümtaz Turban'ın sKyîedıkUrinin hepsi doğru; bu zihniveti bemmsiyen bir devlet anlayışı, W " « ilim ahUkı ve onu gerçeklestırecek Milli Piyango bugiin çekiliyor bir hükumet olmadıkça, \>ütün bu Milli Piyangnnun T şubat çekilişi güzel fikirler. bir düşünce fante bugün Mat 13.30 da Ankarada yapı. usi olmaktan öteye gecemiye'elct'r. lacak, ikramiye kazanan nıımaralar bu gece sst 2S.00 de Ankara Radyosu IUHI uu*tiönj«mtrHîmtHiutiM KHHimnmm 11 tmmitfiiHimmıo»wiHi tı J ın tHitMUHifli ile yayınlanacaktır. dunya kârhanesi hep durd'itu > e ı . sanacaklarına ihtimal veriyorsunî olur de saplana ka'maz a? Pe.'ir, dt\ri Hiç öyle saçma sapan şey mu?» dedi. Öteki: «Pekâl* o'ur. değiştirecek; bizim bugüıı d e r ı ı lerde yaptığımız savaşlar uzak, u Neden mi ihtimal veriyorum? ŞuNühssaı 25 Kııru«tur rada aneak bir iki yüz yıl geçzak bir hâtıra olarak anılacaic. Atikten sonra, bazıiarının Battal GaABONE ŞARTLARI nılınca da yalnız savaştaki mu afI u kl> 'taılci zi"yi okuyuşlarmdan ve adamı yanUr» Uır< Kr fakiyetimiz anılacak; jöyle r' hş anlayışlanndan. Adam bir n|râ boyle yaptıîar denilecek; burr»n attı mıydı yedi yüz yetmiş yedi 7s no nnıo SenclıU yaparken karnımıı aç mıydı, tok bin mi sayısmı unuttum k440 f» ıiono f »ylık I »yiık f j on 44 uo muydu, sırtimızda çıban, **j "•«da fırin ödünü patlatmasından; kılıcmj CUMHUPIYET y»rt bir vurdu muydu yedi kat yerin dlbint geçirmesinden. Zavallı Battal Gazi'nin öyl« pazı kuvvetil* değil, fakat yüksek bilgisi, dirayeti, zekâsile düsmana üstün geldiğiai unutarak onu pazı kuvvetile bir ayının bir buzağıyı yendigi gibi alt ettigini aanmalanndan.» diye eevapladi Cumhunyet Mdthrf.ıcıhli v» G»K*t|ibilik Türk Anomm »ırk.tl Cağ.lr,ğlu Halktvl n.kak N' >4 41 Sahlhı • o ıslt'rını fı'lfn ıciare ^ri'n Mer ul M'tnılı N4zİMb NAI»! ÖMER SAWİ (Arkası rar.) laı nf|redil»(n edılmneın |.irii" frtılm tlânlsrdan meıuliyct kabul «iılm.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle