19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI 11 Şabat 195» DÜNYANIN ÎLK KORSAN KRUVAZÖRÜ 08HAMİDİYENİ Port Said'e doğru Kapalı bir limanda gafil avlanıp bir. baskma uğramış olmamak için, sahile doğru yol alan filikanın çevribnesindefı vazgeçilerek, hemen limandan uzaklaşılmaya karar verildi. Diğer taraftan krüvazörün ırgat makinesinin tamiri henüz ikmal edilmiş olmadığından el ırgadile yani bilek kuvvetile demir almak ise zamana muhtaç olup vakit kaybettireceğinden zinciri bir halata bağhyarak demir bırakıldı ve hemen hareket edildi ve Settar efendi direkten inerek yerine mühendis Rüştü efendi (elyevm emekli albay) çıkarıldı. Krüvazör âzamî süratle seyretmekte olduğundan makinelerin tesirile direk ihtizaz edip sallandığından Rüştü efendi de gelen geminin hüviyetini anlıyamadı. yalnız, iki direkle bir bacanın uçlannı görebildiğini rapor etti. Gemi tam purva istikametinden ?öründüğü için bacalarmm adedini bile saymak mümkün olamıyordu. Biraz köprü üstünün üst kısımlannı görmek kabil olmuş ve direklerinin görülebilen kısmının süby« olduğu anlaşılmıştı. («Averof» un direkleri tripot yani üç bacaklı idi). Bu sebeple gelen harp gemislnin tAverof» olup olmadığı k^tî surette anlasılamadı fakat her ihtimale karşı açık denize açılmak muvafık görüldü. Direklerinin sübye olmasına gör« gelen gemi «Averof» olamazdı ama biz hangi cihete seyir etsek o da o cihete dümen kınyor, bizi takip ediyordu. Bu takdirde bunun bir düşman gemisi olabileceğl zannı hâsıl oluyordu. En nihayet o gördüğümüz ve düşman sandığımız harp gemisini gözden kaybetCCMAUSDDIN SARAÇOGlO Mülkiye Mektebinin 100 iincii Yıldönümü Sehir H tıaberleri İrfan hayatımızda »tnnnnmmmmmnnitmnmmnm Giinlerinde KSABAHj Kelimelerin asılları eçenlerde, bir yaıımda, sırası gelmiîti de tpanimiçi panga» tâbirini kullanmıştım. Ermeni vatandag olduğunu «öyUyen bir okurum, bu münasebeüe baaa bir mektnp yazmıs Bu panımiçi panga tâbirinin aslı ennenıce olduğunu söylüyor, beni tenviı ediyor. „. Diyor ki: «Bir kaç gün evvelkı > fckr alannızdan birisinde «paniauçı panga» kelimesini kullanmjs ve türkçe İçin yabaneı bir ifade olduğunu ima edecek tarzda tırnak içine abnamıştınız. Acaba bu kelimenin ermenic» olduğunu büerek mi kullandmıı, kestiremedim. Şun diye kadar türkıe hiçbir yazıda, ermcniceden meTıuz bu argoya te sadüf etmemiştim. Küçük manasına tbudık», abmak mânâsuıa eavanak», öıtiyar mânâsına «moruk.., misal mânâsına «örnek» ermenıce keUmelerin rorkçed. kullanıldığına tesadüf ediyordum. Mevzuubahs kelimeyi mecari mânâda değil de aynen ennenicedeki hakikî mânâsüe ve yerinde kullanmış olmanjz da hayretimi mucip oldu.» Muhterem okurum, bundan sonra bana, türkçede panimiçi panga şeklinde kullandığunn bu kelimenin ash ermeniee «Panln meçı panga» olduğunu, tıpkı türkçedeki pbi «işin içinde ij var» mânâsına (eldiğini söylüyor. Kelimenin ermeniee yazılı? şeklini bana öğretmek lutfunda bulunduğu için, okurumar teşekkür ederim. Tâbirin ermenfte olduğunu bilir, fakat ashnda nasü yazıldığını bilmezdim. Zaten panimiçi panga, ermeniee olduğu bilinmese de, yapısı ve âhengi bakunından kendi kendini tanıtan kelimelerdendir. Dilimize nasü girmişse, eirmis, ötedenberi kullanılagelmiştir. Bızdık, avanak, moruk kelimelerine gelince, onlar, daha sık kullanılan, daha harcıâlem kelimeler olduğu için, ennenice asıllı olduklarını herkes bilir. Yalnız, örnek kelimesinin ermeniceden jeldiğini bilmiyordum. Dikkatli okurumun ikan üzerine, sorufturdum. Ermeni dostlanm bana, örnek kelimesinin, gerçekten ennenice asülı olduğunu söylediler. Yalnız, örneğin ermenicesi aynen örnek değil de «orinak» miş. Aynca, bu orinağın da farsça asıllı olması ihtimalinden bahsettiler. Bu arada, türkee kelimeler arannda meselâ «sandA» da ermeniceden alınmış. Ermenicesi «sundnk» tur diyenler oldu. Aslının arapça «sanduk» olduğuBU bildifimiz bu keHmeyi, hakikatte arapçadan mı,' yofcsa ermeniee sutıdnktan mı al4ık; yoksa arapça »anduk, türkç«leştirildikten sdnra, ermeniceye Mtoıduk» şeklinde bizden mi geçfi," pek kestirilip atılabilecek işlerden değil. Çünkü bu ve benzerleri kelimeler, asıllan o kadar karanlıkta kalmış geyler ki, hangi kelimeye kimin sahip çıkmağa hakkı var, tayini zor. Türkçede, ermeniee asdh kelime elbette var. Ermenicede de, türkçe kelimeler bulunduğu gibi. Her dil, birbirine dayanarak yürür. Kelime mübadeleierinin nasıl yapıldığını kesin olarak anlamak için, deriıı ilmî araştırmalara ihtiyaç vardır. Bana bir tek kelime öğretene minnet duymak şianmdu*. Onun için, sayın okuruma, «panimiçi pan ga» argosunun imlâsmı bana oğretmek lutfunda bulunduçundan dolayı şükranlanmi bildiririm. Yalnız, «hüviyetim size daima meçhul kalacaktır» demesine ı e lutufkâr mektubunu ünzasız ve isimsiz bırakmasma çok üzüldüm. Yazarla okıırun birbirini tanıması, arada sırada sırf fikir mübadelesine varaması bakımından da olsa faydalı değil midir? Mechulât içinde kahnak «panimiçi panga» nin ta kendisidir. Hamdi VAEOĞLU «k. Seyir esnasmda o gelen gemi «Averof» ise bir yere iltica etmeyip harb edecek, sonuna kadar Kabul şartlan pek mâsumâne oldöğüşecektik. Badehu bir harb duğu halde mektepte okunacak idameclisi kuruldu ve garbe gidilmerî, siyasî. ıralî dersler ,ldııkça a. yip Port Said'e yol verilmesine kağırdı. Nitekim bu proğramın iki rar verildi. Şimdi rota Port Said. senede ikmal edilemiyeceği anlaşıBu mühim meselede süvari bey ıdlarak sekiz sene sonra 1867 tarihinyadesile düşünüvordu. Esasen büde mektep dört seneye iblâğ edil. tün gemi mürettebatmm gözleri Almanyadan döndü miştir. «Hamidiye» 6 ocak 1913 pazar Batı Almanyada yapılan askerî ma süvari beyin hareketlerine bakıBu tarihter. on sene sonra 1877 yordu. Süvarinin ufak bir tebes günü (1) 1330 da «Port Said»e nevralarda müşahit olarak bulunmak gelerek şamandıraya bağladı. Port üzere Almanyaya giden Kasa Kuv. aralık aymm birinci cumartesi güsümü kalblere ferahlık veriyor, tıâ mektebi müikiyei şâhânenin künurlar saçıyordu. Yüzünün hafifce Said kömür memurumuz Fmireân vetleri Kumandam Orgeneral Cemal şad resmi yapılmca on sekiz selı kolağası Arif beyle ÖmeV Fevzi Gursel dün saat 11 30 da uçakla yurburusması hepimizi dilhun ediyordu. Övle ki süvarimizin harekâtı bey gemiye geldiler. Kömür temini ÖP dönrmiştür tstanbul Vilâyetinin vergi biz mürettebat için sanki bir baro için para istediler. Halbuki , tahsilâh 939.486.950 diye» nin kasası o kadartaoştuki, « ' C A T Ö Z A K K •'• metre idi. subay ve eratm işlemiş olan malirayı buldu Akşam karanlığl çökerken biz de ve Istanbul Defterdarlığından aldığı. Kıbns adasının etrafmı «lolaştık. aşlarını bile verecek parası yoktu. ESAT KESKİN Gariptir ki, koskocfe ©sma'nlı im mız malumata göre ocak ayı sonuna Hava çok sert, fırtına müfhiş. Salparatorluğu Akdenize sahp koy kadar tstanbul Vilâyetinin Umumi lanıp duruyoruz. Evlendiler verdiği «Hamidiye» nin ,'ntiyacmı Vergi tahsilâtı 939.486.950 lirayı bul«Hamidiye» Port Said'de muştur. Alâkalıların ifadesine göre, düşünmemiş, gemi kasasına oir kaç 12.2.1959 6 ikincikânun 328, pazar 265 bin lira koymayı esirgemişti. Bu şubat ayı sonuna kadar tahsil olunan vergi miktarı bir milyar lirayı aşa. mil seyirden sonra «Port Said» li vaziyet karşısında hemen İstanbucaktır. manına geldik, kılavuzu çağırmak la bahriye nezaretine müracaat eiçin beyaz veri attık. Kılavuzu a dilerek «Hamidiye» ye kömür te Gecen ayın 11 yılı içinde vilâyetimizin vergi tahsilâtı 782 342.406 lira AÇIK TEŞEKKÜR larak gece varısmdan bir >uçuk min etmek üzere para tönderil olduğuna göre bu sene, 157.144.406 li saat sonra bir şamandıraya bağla mesi istendi. Bahriye nezareti bu ralık bir artış kaydedilmiş bulun. Âni olarak siddetle rahatsızla. dık. Sabahleyin erkenden nöm'irü gibi ihtiyaçlara sarf edilmçk Ü7ere maktadır nan birıcık yavtumuz Stüyanos'un müzü ikmal edecektik Fakat İneiliz Hamidiye» hastalığmı tam zamanında kat'i krüvazörü namma Yakalanana yankesiciler memurlarının muhalefeti üzerine Beyrut komutanlığına 2000 ıira paolarak teshis ile hlç bıx menfaat Şükrü isminde bir yankesici, gozetmelcsizin gece sabaha kadar alamadık. Yerli Araplar «Hamidi ra göndermişti. Fakat «Hamidiye» Beşiktaş tramvay durağında otobüs bizzat tedaviye devam ederek ye» nin buraya gelmesinden o ka malum hâdise yüzünden Beyrut bekliyen Salamon Darukas isminyavruyu hastalıktan. bizleri de dar memnun idiler ki, tarifi gayrı limanında sahil ile irtibat temin e de bir Musevinin cebinden 8500 elem ve kederden kurtararf Kurkabil. Bütün geminin etrafmı ka demediği içindir ki, bu parayı ala lira çalarken suçüstü yakalanmıştuluş Ziya Sonmezer Dispanseriyıklarla sardılar; dualar okundu, mamıştı. Bahriye nezareti ?000 li tır. nın değerll ve fedakâr Bashek.unl Cenabı Hakdan bizim için zafer ta radan, 1000 lirasmm hemen Port Çocuk Hastalıklan Mutehaasısı Yankesici, adalete teslim edülep ettiler. Bütün halkın ağzmda: Said kömür memurluğuna gönde miştir. Dr. RASİH TÜRKER ve eşi Çocuk Hastalıklan Müte Allâh! Yensuru sultan ve asa rilmesini Beyrut kumandanlığma Diğer taraftan dün, 2 nci Şube hassısı muhterem kirülislâm1... Nidaları. Bu nüma bildirdi. memurları, 5 1 kadm olmak üzere Dr. YH.DIZ TÜRKER yişlerden bir intikam hissesi çıkart 9 sabıkah yankesiciyi şüphe üzeile gerekll mudahaleyi hazakatla (Arkası var) mak isteyen Ingilizler geminin içirine çevirerek Emniyet Müdürlüicra eden Kulak B. B. Mütehassı. ne ve etrafına karakol konulmasını ğüne celbetmişlerdir. sı Dr. Ahmet Aybas'a âlenen te. rica ettiler. Bilmecburiye 'stekleri şekkür etmeyi borç billr, mesle. (1) Bu tarihte esaslı ve niyük Edebiyat Fakültesinde yerine getirildi. Akdenize açılma bir yanhşlık göze çarpıyor. Çünkü, ğme bu derece bağlı ve feragatkayıdlar kâr doktorlarımızla iftihar edemak şarrile 360 ton kömür alabil «Hamidiye» Port Said limanma 6 Edebiyat Fakültesine yeni öğrenci rlz dik. ocak 1913 pazar günü değil, 6 ocak kaydı cumartesi günü sona erecekAnnesr M TAKKECI (Skufopulo) Krüvazör Süveyiş'te... 1328 pazar günü gelmiştir ki bu tir. Simdiye kadar 226 sı Türk, 28! Babası: E. TAKKECI (Skufopulo) . 7 ikincikânun 328, pazartesi da efrencî milâdî tarihe çevrilince, ecnebi olmak üzere cem'an 254 öğSabahleyin saat yediyi yirmi sekiz 19 ocak 1913 eder. Bundan evvel de renci Edebiyat Fakültesine kaydolgeçe Port Said'den hareketle ka bilmünasebe arzetmiş olduğum gi rruçtur. Kontenjan 400 kişinin üsMEVLİD nala girdik; Süveyışe doğru gidi bi saym Tevfik İnci rumî 328 yı tünde olduğundan henüz dolmaDul bayan Jozef Tokay, Tokiy ve yoruz. Saat sekizde Süveyişe de lmı efrencî 1912 yılma çevirmiş fa mıstır. Medmitch alleleri. »evgili eşi ve akramirlendi; makinelerde bir ârıza ol kat aradaki İS gün farkı hesaba baları, duğu bahane edilerek bir muavene katmamıştır. Bu da göstermektedir YUSUF TOKAY (Tokatov)'un ŞUBAT 13 SABAN 5 olumünün otuzuncu gunü muna9ebetıle, heyeti istendi. ki. «Hamidiye» nin faaliyetini, ha 14 Şubat 1959 saat 13 de Pangaltı, 8 ikincikânun 328, salı Gemi raketlerini kaleme alacak geleceSent Espri Lâtln Katolik Kiliseslnde nin makinesini muayene için gelen ğin tarihçisi, en gerçek, en emin htlrahatı ruhu için Mevlid okuttura. heyet tamiratın beş günde ikmal e kaynak olan saym Şakir Tunççapacaklarından, îşbu dınî merasim* âoet v© tanıdıklannırı teşrif etmelerini rica V. ] 6 5?[12.28 15 20(17 40119.12] 5.14 dilebileceğine dair rapor verdiler. nm «Cumhuriyeto okurlanna arederler. Geceleyin Mısır Hidivi Abbas Hil mağan ettiği «Hâtıra defteri» ni E. ] 1.13J 6 49j 9.41|12 00| 1.32[11.35 Cenaze Levazımatı D. Daraîoria ele almak zorunda kaiacaktır C. S. mi Paşanm yaveri ^emiye geldi. mnııiRnı ıı n • tt • r i rtü t [»111 nn T •» ı»ı Î ı F»« TtTTTnriı ını m ttn mi HH t IIÎI ntıım ınfnmı mtn ııiıııınifHJtnHiııiTtfnıtif in*ntrtfiîinîntnffft»iîiııııtıtntMinıiiMnı«ıw * • çağı, bana atını kim verir dıye, Cumhuriyet'in edebî tefrikası: 6 boynunu bükecek misin orada da? O başka.. Başkası da ne? Işe gınşrik bile. Sen benim vekilim olarak kasabaya vardm. Benim vekiiim, anladın mı? Sağ ol! E, sağ ol demek para ede. mi, namussuz kerata? HaJi yıkıl karşımdan! Pezevengin enceği, sen de! ÎAZAN: ILHAN TAKUS Kadir yekinip kalkınırkan tokıar etekledi ağayı, âdeta sürü ıe suıübana haber etsin dedi. Kepenkleri ört! , Bilirim. ne kapıya doğru ilerledi. \rkasır Başka? dedi. O da örttü. Zibidi birisı. tam j Komiser, kimseciklere göz açdan ağa söyleniyordu: Bizim düldüle atladım. hapishane kaçkmı küıklı bir herif, i tırmazmış. Üle de Ankara, ille Ce En inandığımız böyle oiürsa, Ne zaman? bir konuşmağa başladı ağa, dinle Ankara\ bizim topumuzu sallaniun "lar sen dilini yutarsın. İşte sabah, canım ağa. Yağl' Öyledir gidi.. vallah. Dur bakalım, hemen Cerabı Okumuş mu? Bütün askerlik işlerini çevi ca camiinin minaresinde ezan oku Zehir gibi. Meğer Kâmil ho ren o. Toplayıp toplayıp şubeye sü nuyordu. Feridiye köprüsünü aştı Allah hayırlara tebdil eylesin. Elini çıptı: canın gözcüsüymüş. rüyor, sonra da silâhsız olarak cep ğun sıra.. Kim var orada? Anladım. Şeref.. Yüzbaşılıktan heye gönderiyormuş. Bakarsm, yir Ulan kepaze herif.. Sabahberi Küçük kız belirdi. koğulma.. mi kişiyi trene tıkmış, başlarına iki yolda mısın? Söyle avratlara.. Acele sofiv Kadir başmı eğdi, aurıldandı: Zere, belliydi. Kâmil hocanın filinteli dikmiş. Melul mahzun brKız silindi. Gitmez dedim bu meret haypeşini bırakmadığı anlaşıhyordu. kışıp dururmuş trenin pencaresinvan.. Yerinden kalkb. Boynundan ssrHem< nasıl? Bir izlemiş, bir izlemiş. den oncağızlar.. Herifin memşaneve^ girdiği dakika Ulan yaya geleydin. Tabanlan kan gümüş köstek tam gö*sanün Herif bizi bile cephev e sür üstünde bir gümüş toka i'e biıleyı bile ezberinde tutmuş. Derken mek ister. Duymad^n mı? yağlayıp koşaydm. Deyjus! başka birisi pol'^'er'e jandarmaia şivor, sonra veşil yün Ujajımn Onca yol.. Duyduk da gülduk. rın hesabını verdi. İshak hoca, ha Ulan, onca yol dcdiğın nediı sağ tarafma doğru akıyorda. Kös İyi ya. sen bunlatı o kahvede na, aklında iyi tııt diyordu. konuşulanlardan mı çıkanyoısun? ki? Köyün birinden çekemez miy teği çekti, iri bir gümüş Jıat çı Tuttun mu? He ya! Sabahacek taldık he din bir iyice at? fCus'uk vaktinden kardı, baktı. Tutmaz olur muyum? On iki men hemen Kepenkletden gün ışı beri yolu gözlerim. İçiçe iki odadan eeçtı. po'isle yirmi kadar jandarma var ğı sızmağa başlayınca lâ* kesildi Kim at verir sana. ağa? dan Dursun, lüks lâmbasmı geti mış. Jand=rrr='!>nn varısı da saöah Tshak hoca, her binne ikişer me Ulan. tepesine irup birini ka riyordu. Yunus ağa sofra çıkıp aksam pe'irlormi1; Cevredeki C'diye verdi Dört ^ünhik müsaade kırdatır, ahrdın hayvanını, it soyu? bir lâhza durdu, karşısında d kjlen karakoliarda nöbet değistirirlermiş yi söyledi. Sonra çık^ık. Beni hiç Sen kim oluyorsun da, nenı yollara küçük karısına baktı: Bir, komiserden yılar İshak hoca yatırmadı. Var git, ağaya splâm et. baktırıyorsun. Yarın, bir gün, ka Fitnat nerelerde? Tim gözü Ikî jrGn ewel nvtloVa ^pfıp^rı KacprpSi^. Pre ^thrnaŞı ı al Buradavım. ağacığım! süvari beyi alıp göturdü. 9 ikincikânun 328, çarşamba Beyrut'ta bıraktığımız zabitan geldi. Orada düşman krüvazörü zannettiğimiz harp gemisinin Almanya hükumetinin «Breslav» kriivazörü Zortguldakta karaya oturan (bilâhare «Midilli» ıdı altmda donanmamıza katüan ve arkadaşı «İnal» gemisini kurtarmağa «Göben» vani «Yavuz Sultan S~ giden «Alemdar», faaliyete lim» muharebe krüvazörü ile B> başlıyamıyor; kazazede "Imrinci Dünya Savaşmı Tıirk sancağı roz» u getirmekte olan «Hora» altmda yaşıyan modern muhafada Sığacıka sığmdı zah krüvazör) olduğunu haber verŞehrimizde dün hava parçah diler ' bulutlu, arahkh kar yağışlı geç10 ikincikânun 328, oerşembe Süvari bey Kahireden avdet etti. miş. havaııın sühuneti gece yarısına Süvarinin getirdiği İngiliz gazetele doğru 1 dereceyi bulmuştur. Bugün havanın bulutlu ve kar rinde okuduğumuza göre donanmamız Yunan donanmasüe çarpışarak yağışlı geçeceği, rüzgarların poy«Turgut Reis» in orta tareti mu razdan şiddetini arttırarak eseceği attal olmuş, «Asarı Tevfik» tsh tahmin edilmektedir. Halen Kararip edilmiş, 131 mecruhumuz, 4 7a deniz, Akdeniz ve Egede esmekte bît ve 36 nefer şerndimiz \armış. olan şiddetli rüzgarların fırtma şekYunan donanmasmda hasar yok lini alması beklenmektedir. Denizlerdeki fırtmalardan bazı muş. tstanbulda Mebusan Meclisi vapur seferleri aksamış, açık denizaçılmış. 11 ikincikânun 328, cuma Cu de bulunan gemilerden bir kısmı "rha namazmı Süveyişte eda etmek körfez ve limanlara sığmmak zoüzere krüvazör mflrettebatı karsva nmda kalmışlardır. Bu arada hava muhalefetinden gönderildi. «Reuter» ajansmm bir telgrafına göre sadarete Mahmud dolayı evvelki gün Bandırma sürat Sevket Paşa, Dahilive Nâzırhgma postasına kalkan «Ayvalık» vapuru Talât Bey, Harbiye Nezaretine de Bandırmaya yolcusunu çıkardıktan sonra îstanbula dönememiştir. Banİzzet Paşa gelmişler. •dırma aralık postası ve Mudanya 12 ikincikânun 328, cumartesl seferleri yapılamamıştır. Sabahm saat dördünde vira demir Kazazede «İmroz» vapurunu geedilerek Bahriahmer (Kızıl deniz)e tirmekte olan «Hora» tahlisiye gedoğru hareket edildi. Ona çeyrek kala Stiveyis körfezinde «T?*>i<;; spd misi E^e denizinde yoluna devam n şimalî» koyunda demirledik. Bir edemeden Sığacık körfezine sığmmıştır. Hava düzeldikten sonra müddet burada Valacağız » «Hora» tstanbula hareket edecek*** tir. «Hamidiye» nin bu uzun isimli Ayrıca Zoneuldakta karaya otuKızıldeniz koyuna funda demir et ran «İnal» gemisini kurtanrfak için mesinden faydalanıp «hatıra defre giden «Alemdar» tahlisiyesi havari» mizi bir müddet icin gen° kapi nm muhalefeti dolavısile faaliyete yalım da genç mühendis Şakir e peçememistir. Kurtarma ameliyesifendinin pek kısa cümlelerle not ne başlamak üzere havamn durması etmiş olduğu kömür alma güçlük beklenm»ktedir. Bir çok motör ve leri ve onun tabiatile haber almak vapur Büvükdere önlerinde Karata mâzur bulnnduğu bazı önemli denize çıkmak üzere h^vanın düolaylan şövle kısaca gözden geçi zelmesini beklemektedirler. relim. Bu tamamlayıcı bilgileri saym Tevfik İnei eserinde şöyle ve Kara Kuvvetleri Kumandam riyor: Kar ve denizlerde fırtına bir büyük dön ü m noktası YAZAN 15 şubat 1959 tarihinde, irfan nayatımızın büyük bir dönüm noktasının yüzüncü devir senesıni tesid edeceğiz. Mülkiye mektebi ilk açılış torenini bu tarihte yapnuş ve tedrisata başlamıştır. Şair Abdülhak Hâmid'in bttıası Hayrullah Efendi merasime riyaset et. miş uzbnca bir nutuk irad eylemışti Bu açılış teşebbüsü Maarif Nezaretinin bir muvaffakiyeti demek. ti. Maarif Nezareti teessüs edeli daha iki sene olmuştu. tlk Maarif Nâzuı olan Abdurrahman Sami Paşa vazifesi üzerinde kalmak üzere GL rid valiliğine gitmışti. Yerine vekâleten kalan müsteşarı Hayrullah Efendi açılış tdrenine riyaset etmişti. • Mektebi mülkiyenin açılışı bir ye. nilik demekti. Tanzimat ricali şimdiye kadar yalnız askert mekteplere ehemmiyet vermişti. Resmî dairelere memur yetiştirmek için pek ip tidal bir surette açılan mektepler istisna edilecek olursa bu devirde ne üniversite hattâ ne lise mahiyetinde hiç bir mektebe tesadüf olunmaz. Vakıâ Ayasofyada darülfununa tahsis edilmek üzere muazzam bir bina yapılmakta idi. tnşaat yirmi se. ne kadar sürdü. Neticede serbest dersler vermek üzere 1863 de mektebi açtıkları zaman lâyıkile ne taleba ne de muallim bulabilmişlerdi 1859 da mektebi mülkiyenin kabul şartlan pek mütevazıâr.e idi. Mektebin açılışından kırk gün önce sadarete tebliğ olunan iradei seniye sureti arşivde 4 ocak 1859 tarihi ile mukayyettir. Bu irade mektebin ka. bul şartlarmı tespit etmeketdir. Tahsil müddeti iki senedır. Ellisi mektebin açılışında, ellisi de gelecek sene alınmak üzere talebe miktarı yüz kişi olacaktır. Mektebe gir. mek için talebe imtihandan geçirilecek muharreratı resmiyeyi okuvup mânâsını lâyıkile anlamak mecburiyetinde olacaktır. Mantıktan Isa. gociye kadar okum3sı şarttır. Emin Âli ÇuvH tarih, vakaları karıştırıyor. 1868 de açılan Galatasaray istisna edilecek olursa rremleketimizde ilk açılan îdadîdir ve 1874 de açümıştır. İki sene bir fark. Bu hatalara ekseriyetle müsamahakâr nazarlarla b a . kıhyor. îki sene farka niçin bu kadar ehemmiyet vermek istiyorsunuz diyorlar. Bundan fazla bir netice çıkarmak ne netice verir deniyor. Bu kadar geniş, lâkayıt ve lâubali dü şündükten sonra ilm! hakikatlere de bu fikri teşmil etmemize hiç bir mani yoktur. Nitekim mektebi mülkiyenin küşad merasiminin yanlış bir tarihe tesadüf ettiğine dair yapılan ikazlara, tanzim edilen maz batalara rağmen Siyasal Bilgiler Fakültesi, dört beş dakikalık bir tetkik ile meydana çıkacak bir haki. kati taharriye lüzum görmüyor. İlk mülkiye mektebinin küşadına büyük bir ehemmiyet veriyoruz. Askerî müesseseler müstesna, irfan hayatımızın teşkilâtlanması ancak yüz sene evvel olmuştur. Bu açılış, üniversitemizin açıhşma bir başlanI gıç sayılabilir. Vakıâ Abdülazizin ilk saltanat devirlerinde açılmak istenen darülfünunda iki sene serbest dersler verilerek kapatılmış, Çem berlitaş civarında ahşap bir binada tekrar serbest derslere başlanmış ise nelik hayatı olan ilk mülkiye mektebi mezunlarının bu yeni mektebe devam edebilecekleri kaydı yeni mektebin kabul şartlan meyamna ithal edildi Mektebi mulkıye mezunları bu a. çüıs merasimini 4 aralık tarihinde tesid etmektedirler. Halbuki bu açılıs töreni tarihin pek çok vesaik bıraktığı berrak bir devre tesadüf eder. Rus harbi Balkanlarda bütün şiddetile devam eder. Osman Paşa pek küçük bir kuvvetle Rus yığınlârına karşı Pilevnede son kahra. mânane müdafaasını yapmaktadır. Fılhakika mülkiye mektebi 1 aralık tarihinde açılmış, on gün sonra Osrüjkn Paşanın esareti haberleri etrafa yayılmıştı. O vakit intişar eden bütün gazetelerde mülkiye mekte. binin küşad merasimi yazılmaktadır. Eğer bu tarih hatası yalnız mülkiye mektebine ait olsaydı «galatı lugat, meşhur olunca fasihin. den daha makbuldür» sözünü kabule mütemayil olurduk. Fakat bu yanhşlıklara son tarih senelerimizde de pek mebzul bir surette te. sadüf edilmektedir. Hattâ resmi nıüesseselerimizde bile bu lâkaydîye tesadüf olunuyor. Vefa lisesinin kapısmda mektebin 1872 de tesıs edildiği yazılıyor. Bu MECMUASI İNGİLTERE Kraliçesi ve zevci PRENS PHILIPin hususî hayatlarına aid İngiliz Saray Kâhyası WILLİAMS ELLİS tarafmdan kaleme alınan hâtıraların Türkiyede neşir hakkını satın almış olduğunu ve yakında nesrine başlıyacağını ilân eder dc bina yanmış ve nihayet 187S senesi çubatının yirminci pazar günü yeni yapılan binada darülfünunuu yeniden küşat resmi yapılmıştır. Bu bina Sultan Mahmud türbesinin yan köşesinde bir zamanlar maaril nezareti olarak kullanılan ve elân belediyenin fen işleri tarafından işgal edilen binadır. Darülfünunun bu açılışı çok dikkate şayan manzaralar arz eder. Küşad, Sadrâzâm Âli Paşanm huzurile ve büyük merasimle yapıldı. Maarif Nâzın Saf fet Paşa, Darülfünün Müdürü Hoca Tahsin türkçe birer nutuk irad ettiler. Bunları Efganlı Cemaleddin'in arapça, muallim Aristokli'nin fransızca birer nutku takip etti. Ayn ca bir mollâ da dua okudu. Mektebin açılmasmı müteakıp büyük bfr hâdise oldu. Afganh Cemaleddin'in dersleri esnasmda cpeygamberlik bir sanattir» sözünü söylediği şayi oldu. Ve bu, büyük bir velvele ile yayıldı. Cemaleddin'in küfür ettiğini, katli vacib olduğunu iddia etti. ler. Bu hususta meşihat ders vekill bir kitap neşrederek bu kâfirin ölediyordu. Nihayet Cemaleddin'in hu dürülmesinin lâzım geldiğini Ispat dud harici edilmesi ve darülfünunun kapatılması ile mesele halledil. miş oldu. Saffet Paja bu sefer darülfünunu Beyoğlunda Galatasarayda darülfünunu sultant namile te. sis etmek istedi. Bir iki senelik tecrübeden sortra bunu da kapatmak mecburiyetinde kaldılar. Adlî ihtiyaçların tesiri ile 1878 de hukuk mektebi açılmış nihayet 1901 de Abdülhamidm yirmi beşinci devir senesi münasebetile edebiyat subesi tesis olunmuçtu. 1915 de dL ğer şubeler de vüeude getirilerek teşkilât ikmal olundu. Son yüz sene içinde darülfünün, yani üniversite bir çok tekâmül saf haları geçirmiş, nâtamam bir IUrette açılmış, devrin tefekkür tamna uymadığı için kapanmış, böylece bir çok safhalar geçirerek bugünkü şeklini bulmuçtur. Mektebi mülklye ise mütevazi, realist, zarurl ihtiyaç. lara cevap veren ilmî bir rtüessese olarak vazifesini ifada devam etmiştir. Bugün mülkiyenin yüzüncü senesini kutlamağa hazırlanrrken irfan hayahmızın geçirdiği merhaleleri görür gibi oluyoruz. EMNİYET@SANDIĞI 1959 Yııı ikramiyeleri MEVLÎDİ ŞERlF Buyuk dedem • KOCA BEŞİT PAŞA Va»do*n Köse Raif Paşa kerlmesl BELKİS ERİŞKEN v« pederlra VEIİEDDİN KOCAREŞFPiıı rublarına. ithal »dılm«* üıere 15/2/1959 Pazâr günu 8gle namazını müt«akıp Beyazıt Camli te. rifinde Hâfıı Mustaf» Buyruk, H Kemal Tejelll ve H. Ibrahlm Canakkalell Urafından MevUdl Nebevi ve Hâfız Yahya Esklşehlrli tarafından da Büyük Dua kıraat edileceğinden »rru «den »krab». dost ve din kardeşlerimizin te». rlflerl rica olunur. Km: Selma KOCAREŞrr ffl 55.000 1 NİSAN Keşidesınde Merhum Cibali Eczahanesi eski sahlbl Eczacı Necati Dirim'in sevgill eçl E M İ N E D İ R İ M vefat etmistlr. Cenazesi yarmki Cuma günü saat 10.00 da Bebekteki evindesn kaldınlıp Eyüb SulUn Camilı» götürulerek öğle namazını muteakıb Eyübdekl atle kabristaruna defnedilecektlr. Allahtan merhumeye magfiret dllerlz. Oğlu: Ali KARAKU5 ACI BÎR ÖLÜM MEVLİD 2 0 . 0 0 0 Lira i Genç ya^ta ara/nızdan aynlan çok sevglli kızımız 5.000 L Hesap <»çtırm*kta acele ed'm'i. OYUN ve SPOR MALZEMESİ Â vefatının 40 ıncı gttnüne müsadif pazar günü sabah saat 11 de Şişli Bulgar Eksarhanenesi kllisesinde (Site sineması yanında) icra olunacağından scven dost ve »krabalann teşrifleri rica olunur. Babası, Annesi: Yani ve Efrostai Mrangof Amcalan: Gavrll, Hrisula Tanaş, Yorgiya Mrangof Ksantipi Pavli Kafadar Arncannesi' Kiriakiça Korah M ARİ Mrangofun İstanbul Belediye zabıtasının yazlık elbise nümunesi hazırlanmış olup. önümüzdeki günlerde kumaş siparişleri yapılacaktır. Belediye zabıta«ı Temurları vazm beyaz ceket, Tri pantolon ve beyaz kasket giyeceklerdir. Aynca merasim günlerinde eivilmek üzere lâcivert pantolon vaDtırılması düşünülmektcdir Beldiye Zabıtası için beyaz ceket Fitnat, hotozunu düzelte'ek odaa girdi. Daha arkadan Ayse geliordu. Dursun lüksü konsoiun iıstüne, iki karpuzlu lâmbaam ortaIık yerine usulca bıraktı. ÇcrLanm dumanı tavana doğru vükseliyordu. Bismillâh! Buyurun! Ayşe Hanım dikkatle kocajma ba kıyordu. Yunus bunu farketti: Ne bakıyorsun avrat? Bir acelen mi var? Heye! Kasım '.ı Kauın oraya kadar gideceğim. Geç olmadı mı? Geç, meç.. Lâzım. Yunus! Ağa başını kaldırdı, büyük karısına dik dik baktı. Öteki, her zamanki gibi, ^ozlerıni kapayıp uzun kirpüderini tinetti. Kocası, bunun oir nıtotı işareti PROF NBIBÜS'ÜD olduğunu biliyordu. Böyle zjman larında Ayşe hanımm önune cur mak hem zordu, hem J3 tehbkeliydi. Pek üstüne arılırsa iri gövdesini bir kütük gibi yere atar, bazan saat lerce süren çırpınmalarla, haykınşlarla köyü ayağa kaldlnrdl. Yunus ağa karısının bu illetini kasabadaki jki doktora anlatms, hattâ ashnda Ermeni olmakla beraber ötekinden daha usturuplu görünen yaşlıcasını köye getirerek iki gün misaifr etmişti. Bunlar kadında meydana gelen değişiküği gözleriyle görm«mişlerdi ama, anlatıhşa göre, hastalığm Konyada, olmazsa tstanbulda, daha iyi teşhis edilebileceğini söylemişlerdi. Ona da bir türlü vakit olmamıştı. Ayşe hanımın öfkesine ilk işaret olarak, ortaya, o keskin kelime, kocasmuı adı fırlardı hançeresinden : Yunus ! Nühssaı 25 Kurustur Bu kelime. bir patlama işaretiydi. ABONE ŞARTLARI Her zaman olduğu gibi etraftakler. TukiV lurlcl ortanca ve küçük kan hemen ayak • Lira Kr. Lır» Kr. landılar, oda kapısını çekerek uzak Stneük 75 00 150 C0 lara, alt katlara gittiler. Bir iki dafi aylık 40.00 80 00 kika sonra ard arda meoteşeler gı3 avlık M 00 44 00 cırdadı. Koca konağm içinde çıt Basan ve yayan kalmadı. Cumlıurıyet Matbaaeılık ve Ü.i7ftccilik Türk Anonlm Sirketi Yunus ağa kaş:ğl sininin kenanCagaloğlu Halkevi snkak No 39'41 na bırakmıştı. Ağzmı sildi : Sahibj NÂZİME NADt Ne var yine? dedi. Vazı ışlprini fi'len ıdarp «"den Bir zamandır nelerle uğraştıMes'ul Müdür ğını biliyorum. Son kerteye vardıÖMER SAMİ ğınızı da biliyorum. Nedir ki, sesigönderılen evrrfk ve mi çıkamıağa cesaret fr'^mivorum. lar ni'şredilsin edilmesin ladc fd tlnnlardan ropsuliyet kabul (Arkası var) CUMHURİYET MACERALARI:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle