28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1K1 CUMHURIYET 21 Aralık 1959 Televizyon Skandalları Bana açıktan 25 bin =haberleri DERLEYEN: M. KENAN KAN Kendisine cevabını veremiyeceğini bildikleri bir sual sordukları için «büyük sürpriz» programının prodüktörlerini dâva eden operet dansözü Dale Logue haklı mıydı? Müsabakaya katılırken kendisine bilmediği suallerın sorulmıyacağına dair bir garanti mi verilmişti? Bir öğrenci öğretmenine: «Hocam bu suali geçen imtihanda da sormuştunuz, cevap veremediydim. Beni çaktırmak için mi yine aynı suaii soruyorsunuz?» diyebilir miy di? Asıl: «Her ne sorarsamz sorun. ben cevabını veririm!» gibilerden bir iddia ile ortaya çıkanlar TV müsabakalarına katılmak isteklileri degil miydi? Ya onlan hiç bir provaya tâbi tutmadan sahneye salıverselerdi. halleri kurbanlık koyundan farklı olur muydu? Velhasıl prodiiktörleri haklı görenlerle haklı görmiyenler münakaşa ededursunlar, o sıralardaki en büyük dert büvük kütlenin yavas yavaş bazı csalon oyunu» «sual» programlariyle karşılaştıkça diiğmeyi çevirip başka bir prngrr.m aramıya başlamıs olmasıydı. Bu yüzden bu çeşit programlann bir. çogu sonbahar yaprağı gibi dnkülüvermişti. Buna karşılık «64». ben zeri «64 bin dolarhk mevdan okuyuş», «yirmi bir» gibi «kök'ü» prnş ramlar hâlâ popülerliklerini muhafaza etmekte idiler. Bu arada «yirmi bir» i rakip CBS'e karşı en büyük kozlarından biri saymakta olan XBC programı yaratıcıları Barry il% Enright'ten 2 milyon 200 bin dolara (19 milyon 80(1 bin lira) satın almış Barry ile Enrieht'in programı tertiplemive devamlarını sağlamak için de her ikisiyle genede yüzer bin dolarlık (900 bin lfra) ücret taahhüt eden uzun süreli birer kontrat imzalamıştı. «Yirmi bir» de kazancın hudut»uzluguna kar?ılık «84» ile «64 bin dolarlık mevdan okuyuj» daha evvel belirttigimiz gibi 256 bin dolara (2 milyon 304 bin lira) kadar kazanma imkSnı vermek suretiyle halkın alâkasını devam ettirmenin yolunu bulmuşlardı. «Salon oyunu», «sual» programlarınm büyük ve eskilerinin tam kendilerini toparlamıya başladıklan, provaların, imtihanların, sorgulamalarınin hep seyirciye mümkün mertebe mukemmele yakın bir program sunmak kayguiiyle yapılan zarurl ve favdalı şeyler olduğunu kabul ettirebildikleri bir sırada ortaya bir Herbert Stempel çıktı. Stempel, Charles Van Doren'in «yirmi bir» deki kurbanlanndan biriydi. Zekâ testlerirıden 170 puan toparlamıştı. Dolayısiyle bu testleri hazırlıyanların baremine göre zekâsı «deha» seviyesinde idi. Bu da açıkça gösteriyordu ki karşısındaki bir Van Doren de olsa, öyle kolay kolay yenilebilecek kim selerden değildi. Su halde nasıl olmuştu da yenilmişti? Stempel'in gazetecilere verdiği izahata göre program tertipleyicilerden Enright'in kendisine ilk suali: «25 bin dolar kazanmak ister misiniz?» olmuştu. Charles Van Doren'le daha ilk defa karşılaşacaklanna, «yirmi bir» in kaidesi icabı ilk karşılaşmada her puanın 500 dolar değerinde olacağma göre, müsabakayı 210 alsa dahi Stem pel'in o günkü âzamî kazancının 10.500 dnlar (94 bin 500 lira) dan fazla olmasına imkân yoktu. Hal böyle nlunca Stempel'in «25 bin dolar (225 bin lira) kazanmak ister imsiniz?» suali karşısında gözlerinin açılıp: «Nasıl?» dememesine imkân yoktu. «Gayet basit» demişti. Enright. «Söylediklerimi sahnede aynen yapmak şartiyle.» Sonra da Stempel'e suallere nasıl cevap vermesi lâzım geldigini anlatmıştı: Stempel gözlerini sımsıkı kapıyacak, kendi kendine bir şeyler mırıldanacak. sonra birdenbire gözlerini acacak, dudaklarında tatlı bir tebessüm belirecek ve infilâk eder gibi «ualin cevabını haykırıverecekti. Bu. muayyen bir noktaya kadar bovle devarri edecek ve sırası gelince. bu defa gözler âdeta isteksiz açılacak, tatlı gü P A R 1 S M E K T U P L A R I HEM NAUNA M1HINA dolar verdiier! 16 1960 da zam yok o lumseyişinin yerini acı bır dudak buküş alacak ve ağzından tek ke Belediye İktisat Müdürlüğüne lime çıkmıyan Stempel, Van Do yapılan 80 den fazla müracaat ren'in bilgisinin azameti karşısıntetkik edildi ve kabul da hürmetle eğilecekti. olunmadı B'itün bunlar defaatle prova e1960 yılı içinde Belediye hıç bır Parıs • Aratık. I düerek mükemmelen hazırlanmış 0m*^^*0^ Y azan esnafın tarifesine zam vermıverekve Stempel eerçekten iyi bır ak tir Esnaf Derneklerı Bırlığı tara Türk delegesi At'.aıı tik Kon^eıinde son tör gibi rolünü fevkalâde bir şe fından Belediye İktisat Müdürluğukılde oynıyarak kendisine müsa ne yapılan (80) den fazla müracaat gün yaptıçı uzun bakada kazandırılan 20 bin 5 O do uzun tetkiklerden sonra kabul edil0 ve elratlı bir konus lara ilâveten «rolü» için vaadedi memıs ve reddedilmiştir. nıada memleketinin len 25 bin doları da alarak ortadan Sütçu. berber, kahveci ve mahal birçok NATO temenııi problemleri karsı birsizlıif diişülmemesini lebici gıbı esnafın tarifelerine iste sında gürüsunü açıkladı. kaybolmuştu. etti. Fakat zekâ testinde 170 puan nen zam. orensip olarak kabul eTam metnine sahip olmadığımız alarak «deha» seviyesinde bir ze dilmemiştir. fakat bizzat Bakan tarafından ana Zirve Koııferansindan bahsed^ıi Bir kısım esnaf tarıfelerıne. Bekâya sahip olduğunu ispat etmiş O hatlarına vâkıf olduğumuz bu ko Türk deleeesi. memleketinin hem. bulunan Stempel'in gazetecilere lediyeden o3090 arasında zam ıs nusmavı fâsıllara bölerek inceli Batı hem de noğuBatı Zirve Konsnylemediği bir noktacık daha var temıs ve sebep olarak da malzeme veceğiz. Bu cel.senin tamamen gi<s teransına taraftar olduğunu ifade fiatlarının vuksekliğini ilerı = urdı: Bir vakitler şohretli bir akıl li ve hasına aksetmiyen politik tar etti. Ancak bu bulusmalar, konfehastalıkları mütehassısını sık sık müstür İktisat Müdürlüğu. zam taleple tısmalara aynlmış mahrem bir otu ranslar bir iist idare» sekline döziyaret etmek ve tedavi edilmek rinin kabul olunmadığına dajr önü rum olduğunu ilâve etmeyi fayda külmemeliydi. Diğer üyeler, küçük zorunda kalmıştı. devletler bir «dirrctiore» tesisini el müz.deki günlerde Esnaf Dernekleri lı buluyoruz Malum ya, meşhur sözdür: «De Birliğine tebligafta bulunacaktır. bet arzulamazlardı. Kendi kanaalilikle deha arasmdaki fark kıldan tince ve memleketinin temennisiıı' Atlantik Konseyindeki Tiirk B3Ş ce, Zirve Konferansını, bütün devincedir. Bızim Stempel de «yirmi delegesi, Dışişleri Bakanı Fatin Rüş letlerin istirak ettiği ve söz hakbir» den aldığı 49 bin 500 doları itü, konusmasınm hasında son iki vıl kına sahip bulunduğu bir toplan(445 bin 500 lira) âdeta dakikada denilecek kadar süratle huya göndır üzerinde çok durulan «yumuşa tı haline getirmekte fayda vardı. deriverdikten sonra hayli öfkelenma» veya «gev seme» havasından bah Ne şekilde olursa olsun. Zirve Kon Dun sabah «aat 5 i 20 geçe Kal setti.. Hrutçef, bir müddetten beri feranslarını üç veya dört büyüklemiş ve bütün kabahati «yirmi bir» e yüklıyerek Enright'ten öğrendi yoncu karakoluna uzun boylu bir güler yü'i ve tatlı dil politikası ile rin periyodik bir konseyi sekline ği usulle yummuş gözünü, açmış şahıs gelerek fenalastıSını. hasta Batı dünyasını fethetme politikası sokmamalı, hele emrivakilere çöneye kaldırmalarını istemiş ve na giristi ise, Türk Bakanına göre lürecek şartları hazırlamamalıydı. ağzını. Enright'in basın temsilcisi Art hemen bavılmıştır. Mechul şahıs. bütün bunlar gayretlerimizi, bilhas Tahmin edildiği gibi, Türk Baazaltma kanın>n bu "îüdahalesi diğer küçük Franklin için bu iddialan çürüt çagırılan bir cankurtaranla hasta sa askeri tedbirlerimizi yolrla nlmüş malıdır. IJiinvanııı mek hıç de zor olmadı. Stempel'in neye götürülürken bazı bölgele <le\letler ve 4 kardinal memlebir akıl hastalıkları mütehassısı tiir. Henüz hüviyeti tesbit edilemi rinde eskisine nazaran «yumnsa ketleri üzerinde çok müspet tesir yen şahsın ölüm sebebi tahkik e ma» gürülmektedir. tarafından tedavi edilmis olduguFakat buna yaptı. «Büyük küçük her devletin nun ıfşa edilmesi, umumi efkârın dilmektedir. mukabil diğer bolgelerde gergin söz hakkı olmalı. fikri alınmalı* ; Ayrıca, polis dun. Avvansarav lik hîlâ hüUüm s irmektedir. Hattamamiyle Stempel aleyhine dönderken bilhassa Yıınan, ttalyan ve 73 ta bazı bölgelerde bu çok bârizmesine ve bu «deha seviyesinde daki Paşahamam caddesinde Norveç delegeleri Zorluyu jestleriv numararta Remzive Polat adlı k3 dir. Meselâ Ortadoğu'da gerginlizekâ» sahibıne zır deli eozüyle bale tasvib edivorlardı. (Sonradan dının nlümünü şüpheli görerek tah ğin azalması alâmetleri yoktur. Bikılmasına kâfi gelıverdi. Averof aynı noktava te'masla dilek elkovmu.ştur. Dün poli lâkis, muhtelif ga\retler, sızmalar NBC de Enright'in kısacık bir kikata lerini sıralarken Türk delegesi hak «yalan!» cevabını kâfi görerek res se celbedilen kadınm Ahmet ad veya kandırıcı faaliyet. Sovyet po kında çok sitavişkâr cümleler kul lı kocası, karısının dü«erek öldü litikası bu bölgede hayli aktiftir mi bir tebliğ yayınladı: «Yaptığılandı. Tabii, Zorlu da. mütaakıp mız genış tahkikat Stempel'in id Sünü iddia etmiştir. Ceset, Adlî ve emelltrinden de vazgermiş ifi eelselerde fırsatı karırmıyarak bu dialannın tamamen mesnetsiz ve TabiplLkre muayene edilmiş ve ösamimi Türk Yuııan görüş birli! bi görünmemektedir. hakıkate aykırı oldugunu katiyet lüm sebebi tam tesbit edilememişğirıi nâzik terkiplerle destekledi..) tir. üysa ki. sayın Zorlu'ya göre «yu le ortaya koymuştur.» Türk delegesi. ayrıca, Zirve Kon mu.anıa> olunca dünyanın her Remziyenın hir kazaya veya bir (Devamı var) feranslarından evvel ve sonra dacinayete kurban gidip gitmediŞi. bölgesinde olmalı, «globol» olmalı ima NATO Konseyinin fikrinin aMors rapnru neticesinde belli ola ki. mevziı dertlerin nüksctmesi veya yeni ihtilâfların meydana gel lınması Iiizumann israrla belirtti.. * * * tNCÎSER ve NEZtHÎ mesi tehlikeleri ortadan kalksın.. Silâbsızlanma konusuna temas Ratıda yumuşama. Atlantikte gevö Z DE N eden Türk Bakanının görüşü «ynşeme, fakat Doğuda ve Afrikada BABÜRÜN DOGUMUNU raussma» politikası hakkında söytahrip edici bir faaliyet beraber akraba ve dostlanna lediklerint mantiki bir sonuç teşyürüyemez.. Yürürse buna Batı kil ediyordu. Zorlu. silâhsızlanma müjdelerler. Dünyası kanmamaiıdır. nın da. her yerde ve beraberce olŞehrıır.ız poliM 14 sjı.Uenoeri, ! Ntantul 20/12/1959 Ancak, Fatin Rüştü, sözlerine <ie ması sartını ileri sürdü. Genel ve bir hindi hırsızını aramaktadır. Şehremininde Vezir Caddesinde vamla, bu ita/lardan dolayı Türki gerçekten bir silâhsızlanma olmaki Veysel adlı tavukçunun 4 adet yeyi «yunıusama» aleyhinde sanma dıkça tehlikenin azalmıyacağına hil cins hindisi kafes içinden çalın nın çok yanlıs olacagını, memleke has.sa artacağına işaret eden Zormıstır. Hindilerinin, dünyanın en tinin, dünyanın her kösesinde, eşit lu, sadece atomik silâhların tahricins hindileri olduğunu iddia e barış ve i\i geçinme şartlarını ,ır binin büyük hir muvazenesizlik anzu ettiğıni. ve bunu gerçeklestir suru olacagını sövjedi: Çünkü Sovden Vezir, hindileri bulunmadığı mek için bütün imkânların kul yetler klâsik silâhlarda çok üstüntakdirde «aile saadetinin bozulacalanılmasını istcdijini bilhassa be düler. Bu faktcr ise. süâhsızlanğuıı» söylemektedir. Polis, hindi lirtti. ' ' ! • manın mutlaka genel ve gerçek ol hırsızını aramaya devam etmektedir. ' S.tvaş sonrasından sonra Sta masını icab ettiriyordu öte ^andan dün şehrimizde iki lin'in politik kazançlarmı hep mnt N"ATOnun askerî entegrasyon'un hırsı/lık \ akası olmuş ve faiileri tefikler arasında esen gevşeme "?e dan bahseden Zorlu, Türkiyenin ya':alanmi'itır. vumuşama havasından istifade t müşterek kaderi ancak müşterek Beyoğlunda bir yaralanıa derek temin etmiş olduçuna işaret askeri gücle savunulabileceğinin eden Zorlu, bu defa da aynı ted inancına tercüman oldu. Bn bakım vakası TürkBakanınınikaziarı dan Fransızlarla baslıyan «milli savunma» cereyanlarına karsı du umumuzu belli etmiş olduk. Beklenildifi gibi daha dogrnsu D.P. çevrelerinde beklenildıği gibi • dış yardınılara temas eden Zor lu bu konoda müttefiklerin ve müşterek savanmaya istirakle iktisadî güclerini yıpratan dost memleketlerin elbet tarafsızlardan daha fazla yardım beklemiye hakları olduğunu belirtti. NATO bu konuda dikkatli ve âdil davranmalıvdı. Diğer heynelmilel teskilâtlara dahi kanaat ve tavsiyelerinı bildirirken bu noktaları unutmamalıvdı. Daha sonra Yunan Dısisleri Bakanı Averof tarafından hararetle desteklenen bu temennilerin diğer ortaklar bilhassa xengin ortaklar, nezdinde ne gibi tepkiler vaptığı meçhuldür... * * * Ortadoğu ve dünvadaki gerginlik şartları hakkındaki sözlerin her seye rağmen diğer ortaklar tarafından menfi tepkiler gördüçü iddia edilemez. Evet. gerçekten bütün memleketlerde Ssikâr bir i\ im ser ha vardır. Hemen hepsi eer ginliğin azalmasım altında ezildik leri askeri masraflann kısılmasını. battâ tamamen yok olmasını yürek ten özlemektedirler. Bunun için de her çareye iyi niyet ve ümitle sarrlmak arzusundadırlar. Ancak bıın lara rağmen, kanaatimizce, Türk delegesinin söyledikleri «yanlıs no ta» olmamıstır. Cünkü Türklerin scı tecrübelerini, hepsi iyi bilmek tedirler. Bu bakımdan «yoğurdn üfliverek vemek» politikalarını tâ bii karşılamaktadırlar. Kaldı ki hu sözlerin söylendiği celse «izli bir celsedir. sitemler ae mahrem dert leşmelerdir . Ingilizıerin Ortadoğu konusnndaki kanaatlerimize ne gibi bir tepki pösterdiklerini çok bilmek isterdik. Muhtemeldir ki Ingilizler ba konuda aşırı hassasiyeti iyi karşılamamaktadırlar. Evvelki yazılarımızda da işaret etti*imi7 gibi, hütün âlâmetler Ortadoiuda bir Ingiliz Sovyet «gentlemen agelement» durumunu göstermektedir. Tarihsel bir sonuc olarak da Avrupa güçleri tarafından (Alman Fran sız iktisadi ve siyasi ittifakı) Avrupa dısına itilen tngiltere, ya, Rusyaya yaklasmaktadır. Mac Millanın Moskova seyahatinden be ri bu âlâmetler daha soyutlasmıştır. Iraktaki siiknnet buna delildir. Pariste. çok eîirültülü ve çekismeli bir halde geren NATO Konseyi hemen hemen bütfin meseleleri Eisenhower'in Parise eelisivle baslıvacak olan «Batılı Zirve Konferansına» aktarmaktan baska çâre buiamamıstır. Kanaatimizce de nnümüzdeki bütün toplantılarda da yeni bir çâre bulunmıvacaktır. Ger ginlik, azalacak yumuşama olarak fakat Dotrn ve Batıyı bıçak gibi or tadan ayıran dâvalar halledilemivecektir. Bunun icin d'inyami7in, cemiyetimizin korkunc tezatlarına, strüktürel dertlerine deva bulmak lâzımdır. Bu ise meselelerin eok derinine ritmek demektir ki. politikacıların da harcı değildir. Zaten dünyamızın talihsizliği de bu değil midir? NATO tartismalarında AYDEMİR BALKAN Lüxumsux Israr ir telâş fıkrası vardır. Galiba şöyledir : Telâşa «talas» diyen bir zat varmış. Kelimeyi de pek faıla kullandığı için, ba yanhş telâffuı herkesin kula|ını tırmalar. ama kimse cesaret edip yanlışı düzeltemezmiş. Bir gön konakt» bir yangm baslangıeı olmuş. Kâhya efendi bnnn fırsat bilip nefe» nef*»«, efendinin haınrona çıkmış. Efendi sorınaş : Bu ne talas, kâhya? Kâhya cevap vermiş : BB telâş bir ş«y mi efendım? Si* biraz evvelki telâşımı görmeliydiniz. Bahçedekl talaşUr tutasto, yalnı» ben değil bii tün ev balkı telâş etti. Talasları söndürdük ama, telâşımıı yanımıza kâr kaldı.. Efendi dinlemis, sonra : Talas bn. demis, çabak tntnşur »ma çabnk söner. Boşn na talas etmis^iniz. Bir yanlıs üzerinde bile bile ısrar edenleri gördükçe hep bu fıkrayı hatırlarım. Baıı ses sanatkârlarımız, bn bakımdan, ha fızamı sık sık tazelerler. Evvelki aksam Ankara Radyosnnda «Neyleyim takdire ted bir uymoyor» mısraı, gene «Neyleyim tedbire takdir uyrnuyor» seklinde okonunca, fıkravı bir kere daha hatırladım. Dilde vanlıslar o kadar çogaldı ki, takdir'le tedbirin yerleri ni değiştirip sarkı sdylemek, çerçi banların yanındar hiç kalıyor. Ama mikro'onun basına geçen ses sanatkârının bütün memle kete hitabettiğini bilmesi de icabetmez mi? Ses sanatkârı, dil hatası vapmaması gereken kişilerin en basında gelir. Bir kere daha yazmıştım. Tedbire takdir uydurnlmaz. Tak dire tedbir uydurmağa çalışılır. Tersint söyleyince, bu bir di! uydorması olur. Bu vanlışU ısrar edenlerin yaptıklan yanlısı flizeltmek için benim bosuna çene çalmam da bir nevi «takdi • tedbir» uvduramamak oluvor işte. > • Şimdi hasımıza bir de Dibâ kelimesindeki telâffuı yanlı»' çıktı. Bu. Türkçede hiç kollanılmıyan, knlaklarımızın hiç alısık olmadığı bir kelime imis gibi, Sahın nişanlısına çoğumuz «Di ba» deyip geçiyoruz. Hele mikrofonda, bu kelimeyi bütün mem leUete vanlış doynrmak daha eirkin olmnyor mu? Radyo mik rofonnndan halka seslenmek, minareden ezan oknmak gibidir : )ikkatli olmağa mecbnrnz. Hamdi VAROGLl vakası Yılbaşından itibaren Hayat mecmuası 1960 cildine tekrar 1 numaradan baslıyor PoEis bir hindi hırsızını arıyor İLK DEFA iklFiatts Yılbaşı sayısında size birçok yenilikler takdim edecektir. Bunlardan bazıları: Renkli, reslmH ve yaldızlı büyük bir duvar takvimi Türkiyede ilk defa Renkli kapağı ile beraber 4 sahife ve ilâve halinde baştanbaşa resimli hakiki bir sinema romanı : BUYUK GUNAH OynıvanUr: Ava Gardner, Gregory Peek Rakipsiz Kiranlili gömlı'k ve piiamalarımızm trnzilâlll fiatlarından bazıfarı: Pazen çoeuk gömlegi 9 75 Emprime çızgiii gomlek 10.95 Divıtın pazrn gömlek 13 "5 Düz renkli p.ıplin gomlek 15.00 Beyaz poplın gömlek 18.00 Yün tipi gomlek 18.nn t Yünlü gcmlek . 21 75 ( • Markiz çizgili gömlek 25.00 f î iiet tipı gömlek 26.00 îtalyan Kantoni gömlek 33.20 Hakikî King gömlek 33.60 Kadife grmlek 36.00 Pazen pi.iama 19.00 Pazen pijama M.0© Ayrıca ıthal malı düz ve çizgili poplin gömlek ve pijamaiar, gömlfk tıpi montgomeryier. Avrupa kumaş yağmurluklar, trikotaj çtşitieri ve battaniyeler damping fiatmdan daha aşnğı satılmaktadır. Necip Samur adlı bir şahıs, evvelki gece, Beyoğlu Sahne sokağında kavga ettiği, Idris Manizadeoglu ve Rıza Yıldınmtası kama ile muhtelıf yerlerinden yaralâmıştır. Yaralılar, llkj'ardım hastanesine kaldırılmış. Necip Samur y'akalanmıştır. Tahkikata baslanmıstır. Avrupa ve Dunya Federasyonu Fıkrini Yayma Cemiyeti 21 aralık günü saat 17 30 da Parmnkkapıda bulunan Gençlik Teşkilâtı Merkezinde • Federaiizm» mevzuunrta bır konferans tertip etmiştir. Konferansı Profesör Arthur Macmahan verecektir. Prof. MacMahon'un konferansı ENCYCLOPAEDIA BRITANNICA SOM BASKI Atatürk'ün 5 renkli büyük bir tablosu Halide Edip Adıvar'm İstiklâl Mücadelesi hâtıraları Yerli bir röportaj serisi : «Taşlıtarlada 1,5 ay yaşadım» bn hayatın içine girmişlerdir. Hayat muharrirleri bir çdçmen httviyetiyle CİLTLİK BİLGİ HAZİNESİ Basın. Yayın ve Turizm Bakan vekili ve Çalışma Bakanı Haluk Saman dün öğleden sonra Bursadan sehrimize »elerek uçakla Ankaraya gitmiştir. Haluk Saman sehrimize çeldi ve gitti 2500 SAHIFEÜK LÛÛAT 1959 6ASKISI U 11i AMERİKAN NEŞRİTATI BÜROSU ANKARA Mutinfaa Caddtsı ISo. 4 Islıklal Cadıiesi Lion Mağ,azası yan, Tel WEBSTERS Tel 21318 44 24/4 E c z a c ı KÂMURAN GÜÇSAV ile DİNÇER Mağazası Su't.ınhimam. Rızapaşa Yokuşu * No. 99 t Arahk 21 1 Cenıazi. ahıı 20 lkiııdl A v u k a t ŞEMSETTtN TÜZMEN Nifanlandılar. Ankara 17/12/1959 c a a; C n 3 CS e tr. V. | 7 20 12 12 14.31116.43 18.22 | 2.37 7 29 9.48 5.30 ÎSTANBUL E 12.00 1.39 12.47 ACI BİR KAYIP Merhume Zehra Hanım ve merhum Sermet Beyin oğlu. Nuriye Arun'un eşi. Dildar Yalhı ve Saadet Saraç'm kıymetli babası. Cemal Arun'un kardeşi Sadrettin Yalhı'nın kayınpederî. Tapu ve Kadastro [ memurlugundan emekli | 20 XII 9">9 tarihinde Hakkın j rahmetine kavuşmuştur. Cenaze . si 21.XI1.959 pazartesi günü öğle | namazını mütaakıp Beyazıt Ca j miinden kaidınlarak Paşabahçedeki medfeni mahsusuna defnedilecektir. Nesillerin unutamadığı meşhur MAVİ MELEK filminin romanı Hayat okuyucularına hayat bilgisi (Faydalı bilgilerle deln iki sahife) Warwiçk Dtşeping'in eseri: « ;EVIRIN : HANDIV4HOALU Madem ki sıze kendimden bahsedpceğim, o halde kendi siaaramdan içejim. Düşünüyorum da. acaha beni hir parça sert mi hulm orsumi7"' Sert mi? Nasıl sert? Evet. etin serti avrdır va han'. onun gihi. Pi=me mesf'esi. tnsan ya sert o)ur. ya yumuşak. Vazivetiniz sîzi bazan sert olmıva mı zorluvor? Gerır Uız hayr<>tle sordu: Nereden a"'î"1UT7 hunı? B»"n kendim rte is havatında bulundum. Günün bir kıs•nınd3 sert davmpmiit içap ettiğ'ni iiİTne7 dcSi'im. Öteki kısmında '•'•mm.iik mı? Valentin güldü: Meiki, dedi. Anlatmıvı nereden basiıya yım? Nereden isterseniz! Peki övlevse. B.t^.ım bir sanayi sehrinde hekinıdi. 7.3nnederim. aşırı çalışmaktan verem oldu, otuz vedi yaşında öl îfEND] Bu^uııku sıenctik ne dereceye kadar serttir? Gerçi bugün kü gençlerın çoğu haşin insanlar. Fakat yaşadığımız devir onlara ideal olarak ne veriyor? Sinıdi ben otuz iki yasımdayım. Inanır mısınız, ötedenberi bönce bir hassaslığîm vardır. Nicin böyle diyorsunuz? Niçin demiveyim? Çiçek toplamayı sevmek bönce bir hassaslık değildir ki! Genc KIZ basını salladı, gülümsedi. öyledir! Çünkü benim bu seyahate cıkısım da, ilk defaya ve tek defaya mahsus olmak üzere. hassaslığıma bir hareket vermek icindi. Bir parça para biriktirmistim. nüşündüm. Vavrum, dedim. sekiz sene sonra kırk vasına ha^acaksın. Dudaklarım büzeceksin. hir daha îıeyecan istemheeeUsiıı. Bırak şu enayi kalbini. di!edi>':i gibi gezs'n. »oTsun, bir kadın ba?an olrtuâ gibi görünme'idir. 'şte şimdi bovleee, burada bulunuyorum. •î y '^ 6 du. bi?e bir kaç şilinden ıbaret bir mira> bıraktı. Annem müca d?!e kadını değiîdi. Memleketi olan Cornouailles kontlujunda bir küçük otel isletmive kalkıştı. Gözlerinizin rengj oralı ol du$ııni'7U zaten gösteriyor. Mcvzuu karıştırmıyalım. Oîe] iflâs e*ti. Annem de bu ba sar:?'7İı>a dayanamadı. Az sonra B'dü. Bunun üzerine ben 1 on<?^a'va gittim. Makinede yazı vazmayı, stenografiyi biliyımlum Maceramın esası budur. öyle mi sanıyorsunuz? Bana kalırsa bu sade dış görünüşü. Olahilir. ötesi de var Oıı on ii:i yerde sekreter olarak ç."l"st'm, Galib? bnndan dolavı k<T..':mi sert olarak tanımıya has'^rfım. Valnız kendi nefsim! e rtjps •Min: hiç hir hayalci t i n f m vol.tu. H'r de hövle detilsiniz. s h ' M sigarasının küliinü sil e keledi. Valentin. sigarasına bakarak biraı garip şekilde gülümsüyor du: Hepsi bu kadar mı? Zannederim. Her şeyi »öyledim. Ben sanmam. Sizde bir takım emeller, heyecanlar vardı ki tatmin edilmek istiyorlardı. Sert olduğunuzn iddia ediyorsunuz. Ama ben eminim ki içiniz bir çocuk kadar yumuşak. Sibylle bir an sustu. Dirsegini masaya koydu. çenesini ha fifçe eline dayadı, bir lâhza dik katle Valentin'e baktı, sonra gözlerini manzaraya çevirdi Çok hayalleriniz var mıdır? Sizden ne fazla. ne eksik. öyle mi zannediyorsunnz. sahi? Sustu. Sanki kendi kendine sorduğu suallerin cevabını bulmıya çalışıyordu. *?akışlan bir denbire tasalannuştı. Kendi kendine konuşuyormuş gibi, yavaş sesle. Hayatın bir yazı makinesine perçinlediği, halini kimseye belli etmiyen genç kızlar hakkında insanlar ne bilirler? Hattâ bu genç kızların kendi haklarındaki bilgileri nedir? Bunlar, kapana tutulmus fareler gibi değiller midir? Ot gibi yaşarlar, en yakın ahcı dükkâmnda karın dovururlar. şehir dolavmda oturmna meebnrdur lar, her akşam üçüncü mevkile evlerine s'derler. Ben kendi hakkımda ne biüyorum ki! Aşiiı lıice savdıkları halde, ilk göı kırpan erkeğe tutuluveren o zavallı mahlukUrdan biri olup kaiabilirdim. Ama kendi kendime şöyle dedim «Nasıl olup da ömrün bovunca hiç bir •»öyük sey, bir güzel şey gör«nedin? Dağları. ormanları ve Niyagara'yı görmedin? Sen J»ep bir kisinin el nlagı oldun, renksiz bir gölge oldon, hemen hemen hepimiz S'bi. Tıfın arasında bir sahlan mak içinden gelmiyor mu? Bu zamanda, bunca insanın kendi kendine inanmaması, vakitlerini ıvır zıvırla geçirmelerinden defiı mi? Asıl fenası hunun far kında bile olmamaları*. Valentin, dikkat ve muhabbetle onun yüzüne baktı: Sizi ben hiç de böyle gör müvorum. dedi. Sibvlle omuzlarını kaldırdı Oooh! Siz erkeksiniz, de di. Beni erkek gözü ile görüyorsunuz. Beni büyüleyici. esrarengiz. Allah bilir daha bilmem ne görmeniz için fazla çirkin olmamam kâfi! Sizi belki bövle görüyorum. Ama belki böylesiniz de ondan. ^Itifat ediyorsunuz. Valentin gülüms'yerek bakıyordu. Bu arada hassas kalbiniz ne âlemde? Ciçekleri daha görü görmez yiizünüz nicin avdınlandı? Su pü r âhenk manzarava, aâaclara. otlpra. su ma vi sıılara. bıttâ bu «irin dekor icinde \prf>rimiz vemete kavıtsız kaldoıız mı? Havır henüz heyecandan uzak de*ils:niz .. .(Arkası var) MAHMUT ARUN j Görgü Ansiklopedisi (Gündelik hayatın bilinmesı gereken âdabımuaşeret kaideleri) ve daha jirçok yeniliklerte Yılbaşında Dr. Ferit Paçscı. Hikmet Paçaoı. P"cacı'nın sfvsili anneleri V E F AT 20.12.1959 pazar günü Hakkın rahmetine kavuşmustur. Cenazesi 21 12. 1959 pazartesi günü fBugün) ikindi namazını mötaakıp Şisli Camıi Serifinden alınarak Zincirlikuyu mezarlığına defnedilecektir Mevlâ rahmet eylesin. Evlâtları NADİDE PACACI Hayat mecmuasmı oayiinize şimdiden sipariş ediniz. CUMHUfUYET J Nüshası Senelık « ayhk 3 aylık ATLAS'h 25 Kurus Turkiye Lira Ki Hartcl Ltra Kr 150 00 80 00 44 00 ASKA SUSAYANLAR 4 t ) t 4 4 75 00 40 0(1 B.ıîan vf yay*ırı (UNEMANCHEET LA BELLE) HENRt VİDAL MYLF.NE DEMONGEOT tSA HttRANDA Gördüğü rağbet ve alâka üzerine bu hafta dâ devam ederektir. | GazpU'L'iıik l'Urk An'nım Slrketl r.ü>l»irlu HalUcvl «..hak No '<» 41 Cumtıurtyet MatbMacılık ve SHhlhı NÂZİME NADİ V *z\ ışlırını ttılcn ı d » ^ ıfh n MIPUI Müriii! 4 4 4 i 4 SİYASAL BİLGİLER MEZUNU MALİ MÜSAVİR Aei çeşit ticarî ve sınai ışletme defterlerı tanzimi, musavere ıçın müracaat : Büro Tel: 49 14 50 Ev Tel: 48 38 94 NUYAN YİĞİT . , ımz. göndfrılcn «vraR v vazı> ;ır neşredılsin edümestn lade Hdılmet tlânlardan mesuliyet kabu! edtlm<"z
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle