20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Uii CUMHURÎYET 11 Kasım 1959 Hapaletleti Diişman himayssinde 14 • SOS torpedoed by nıbma den yana yattı. Alârm düdüklen rioe posıtıon 35 south 24 east = nİT çalmasma bile fırsat kalma SOS • bir denizaltı tarafından tor mıstı. Tabnben ıki dakika ıçınde pılleı dık Durum 35 derece funey, koskoca gemı sulara gömuldu. Bu 24 derece doğtı'» | sefer Schneıdewınd'ın hivleleri de Bunu bır suru anlasılmaz raors para e^memıç*! Torpillendıklerını ısaretı takip ettı Birkaç dakıka anlar anlamaz Doggerbank'la b'rsonra $u ıbare telsızci taraiından lıkte denizin dibini boylamışlardı tespit edildı: Yokohamadaki infilâktan kurtulan «Struch mine K mayına çarp Fı^cher ise bu defa hayatını kurtık!» tarKmamıştı Bır caat içinde tam yedi tane Süphesiz ki bu büvük hatada gemı majına çarparak yaralanraış Alman denı?a1tı filosunun hıç bir tı Bu durum tam bır ay devam et kabahati voMn Bütün kabahat ti Ve Kap onunde mutemadıyen Dogperbank'ın haberleşmeden vomayına çarpma hâdiselen oldu. la çıkışinda ve 14 gün önce OkyaBu esnada Doggerbank'ta cMi : nusa açılmasmdaydı Halbuki yoehel» isımli Alman yardımcı krü la çıkmadan önce ufak bir sinyal vazoru ve «Charlotte Schliemann» Alman asker! makamlannı ikaz eı«tmh Alman tankenvle buluşmuş decek ve denizaltılara torpilleme ve luzumlu maddelerı tedarik e yasağı konacaktı derek yoluna devam etmişt». 28 gün sonra bir îspanvol tanSonra Cava'nm Batavıa lırnanı keri 30 derece kuzev ve 21 derece na gidildi. Oradan afyon, lâstik, batıda bir kazazedevi denizden bakır, yağ, toprak madenlerı ve kurtardı. Bu, Dogşerbank'tan kur. kereıte yüklendi. Sonra Yokoha tulan tek kazazedevdi Bitkin ve ma'ya gıdıldi Burada bir müddet yarı ölü denizden çıkarılan tavfa önce vukubulan feci infılâk hâdt bilâhare Dogerbank'ın hazin masesi oğrenildi Uckermark ile Thor, cerssını anlatmıştı Jıavaya uçmuştu. Thor'un ikinci ROGGE'NÎN SON HtYLESl kaptanı Fischer, izninı geçirmek Doggerbank'ın batısından sonra İÇİB Almanya'ya gitmek üzere Dog biz gelelim gene Anlantis'in magerbank'a bindı. Şubat ayında yo ceralanna. 22 kasım 1943 te Anlanla çiinldi tis Ascension'un kuzey batısında DOGGERBANKİN HAZtN sevredivordu. Saat sabahm »eki'i AKIBETÎ idi Kumandan muavini Mohr kap Yılnıı yöla çıkılırken Alman tan köprüsünde ufku geyredlyorDeniz Kuvvetl«ri Kumandanlığı du. Birden bağırdı: ile teraasa geçilmemiştı Schneide«Ufukta üç bacalı bir gemiU wmd m»mlekete dönmek jçin aceAtlantiste büyük bir heyecan ule edıyordu. Doggerbank, gon t& yandı. Görönen gemi bfr tngiliz ratle Almanyaya doğru yol alı krüvazörüydü. Ağır bir krüvazör yordu. Okyanugun ortasında bir Bu, Atlantis'in naşmı yiyebilecek gftn Doggerbank'ın guvertesinde bir tehlikeydi. Bakalım bu sefer hoparlor çınladı: Rogge'nin hilesi muvaffak olabile«Dikkat! Bir Ingiliz tiearet fi cek miydi? losunun içine düştük Onlarla aynı tngiliz krüvazörünfln kumandanı rotayı takıp edıyoruz Şımdiük on Oliver de aynı ânda Atlantis'i lara uymaktan başka çare yok. fark etmiş ve hemen güvertedeki îlk ftrsatta da yavaşça filodan ay keşif uçagının havalanmagi emrini niır ve geldığımız gibi kaçarız. vprmisti. Bes dakika sonra uçak tngiliz fıloıundaki gemiler, Dog havalandı. gerbank'a benzer tıpte idiler. EsaAtlantis'in kumandanı Rogge bir sen Dopgerbank, bır fngilız vapısı takım plânlar kuruyordu îngiliz olduğu için fıloya mersup gemi krüvazöründen kaçmavı düşünmülerin kaptan!an en ufak bir şeyyordu. BiUkis 15 em. lik toplarını den {uchelenmemi'ler, hattâ Dogkullanabilmek Için yaklaşması lâgerbank'ın kafıleye katıhşını fark zımriı. Zira bu toolann menzili kıetmeiıiçlerdi. sa idi Fakat yegâne korkusu ÎngiBovlece çok enteresan bir du liz krıivazorünun menzile girdı*i rum hâsıl olrauftu. İkinci Dunya anda Atlantis'in bir dusman gemiSavaşı tarıhinde bir Alman gemi si olduğunu anlamagıvdı. Efter krü «inın fngıliz gemilen ara>=ında ve vazörü ovalayıp istediŞi tarafa süonların himayesinde seyahat etti rükliyebilirse onu pek uzaklarda ği gorülmus, işitilraiş şey defîldi. olmıvan Alman denizaltılarının 4 mart 1943 gecesivdi. Etraf çok torpillerine hedef vapabilirdi. karaniıktı. Mehtap değil, bir tek Fakat şu mendebur uçak olmayıldız bile yoMn Do»£fpTbanfc'ın sa Rogge "kamuflâjın kuvvetlenfüodan nynlıp kaçraası için en mü dirilmesini emretti. Bir tngiliz şinasıp zamandı. lebı intibaını uyandırmak istiyorFakat bu karanlık gece" aynı" za dtf Bu sırftda tepedeki uçaktan manda Alman denızaltılarının hü telsız geldi: cumu için de çok musaittı Bu de«SOS Alman denizaltıları tehnizaltılar, günlerdenben Ingılız lıkesi var!» fılnsunu bir kdpek balığı gibi ta(Arkası var) kip editorlardı Harekete geçme' nin tam nrasıydı. Denizalhdaki Tanınmış bır amatöre ait periskop subayı, kumandana |u HARÎKA STtL EŞYA mesajı verdi: <Ö muzayedesı «Tipik bir BankLiner filosu. {2 15 kasım pazar günü Beyoğlu Tam 12 gemi var!» (A Istıklâl caddesı LUVrt Apt. Aradan beş dakika geçmışti kı » PORTAKAL şiddetle sarsıldı. Birîf^^ AÇIK DE N I Z =haberterı dikilecek heykeüer Kurulan komisyon heykelleri dikilecek tarihî şahsiyetlerin isimlerini tesbit icin incelemelere basladı Beledıje ve Vılâyetın yetküi .şah sivetlerinın de ıştirakiyle teşkıl edılen bir komisyon şehrm muhtehf meydan ve buvuk caddelerine konulacak tarihî sah^ıvetlerin heykellerını tesbit etmek uzere ın celemelere başlamıştır. Tuık tarıhıne intlkal etmış ve mıllete buyuk hizmetleri dokunmus askeri ve sıyasi şahsiyetlerin isımleri tesbit edıldıkten sonTa hiikumete, heykellerınm yapılması yolunda teklif yapılacaktır. Hükümetin tasdikinden sonra, heykeller hazırlanarak yerlerıne dıkıleceklerdır. Heykeller Edırnekapı, Topkapı, Aksaray, Dolmabahçe meydanı, Vatan Caddesı, Saraçhane parkı, Levend ve Beşıktaş meydanlarında müsait görulen yerlere konulacaktır Prensıp olarak, Fatıh, Yıldırım, Kanuiî gibi büyuk Türk hükümdarlan ile Ataturkün bu arada Turgut Reis, Barbaros Hay rettin Paşanın heykellerinin konul ması ilk plânda öne alınmıştır. Hevkellerın, Turk sanatkârlan tarafından yapılması konusu üzerinde durulmaktadır İKTİSADl MESELELER HEM NALINA MIHINA Atatürküm» Amerika, kendi ithalâtmı tahdit yoluna giderken Y azan : Le Monde gazef^** tesi, Başkan «Ei f senbower»in (Biz, f dunyanın yfikünü 1 kaldıran Atlag %\ I bı telâkki edilme W^»*«^*fe*% mizj istemivoruz) geklindeki bir Gerçekten gümrük resimleri arttısözune telmih yoliyle «Atlag raiis rılırsa yabancı memleketlerden külât içinde» başlıgı aliında dik • i vaki jtha'ât azalacak ve hu da ti • kate değer bir yazı yayımladı. Bi' earet mnvazenesini bir dereeeye lindiğj gibi Atlas, Tnnan mitolo kadar düzeltmiye yanvaeaktır. Tljisine göre gökleri başının üstiin ne gelişmemiş memleketlere 8de taşımna mahkum edilmis bir riünc para vertnek icin 1957 genesinvarlıktır. Bundan kınaye olarak de kurulmuş olan Kalkınma Fonndunyanın külfetini başının üstün nun bnndan sonra yapacafı ikrazde tasımak durumnnda olana da larda gerekli malzemenin Birleşik Atlag denir. Bugün yeryüzfinde Amerikadan satın alınmasının »art Atlas durumnnda olan veya o na kosolması kararlastınlmıstır. Fakat asıl kayde deger olan zarla bakılan bir memleket vana o da Birlesik Amerikadır. Hür nokta, Amerika hükümetinin bir dünya memleketlerine askeri yar taraftan dolar sahasına karşı dım, iktisadi yardım yökö, onun pıian farklı muamelelerln kaldınl omnzlanndadır. Bu katmerli yar masını isterken. öte yandan Japon dımlar, Birlesik Amerikanın ikti yadan gelen paslanmaz çelrkten sadi muvazenesinj bozmngtnr. A mamfil sofra takımlannın kontenmerikan Hazine Nâzın «M. An jana tâbi tutulmasına karar verderson» an açıkladıgına göre bn se miş olmasıdır. (Amerikan malı al) neye ait tediye muvazenesi açıfı politikasına yeniden başlanmaaı dört milyar doları geçecektir da başka bir kaygn sebebi gayıl(Türk parasiyle 36 milyar lira). maktadır. Bu açık iki sebepten flerî geliyor: Hesap muvazenesi açık veren 1) Yabancı memleketlere yapılan memleketlerin, açıfı kapatacak yardımlardan; Z) Husnsi sermaye döviz ve altınlan bulunmadığı vevatırımlanndan. 1958 senesine ka' ya kifayetsiz oldngu takdirde ihdar tiearet muvazenesi ve besap , racatı çofaltmaktan ve ithalâtı muvazenesi (azlalık verdiği için akısmaktan başka yapacak bir seyçık bn fazlalık sayesinde kapan1 leri olmadığına göre Birleşik Ame makta idi. Fakat ge«en senedenbe' rikamn ithalâtı kısmak için gflmri dıs tiearet fazlaları çok kifayetrük himayesine ve batti itbalat siz oldnğa için açık kapanamıyaBzerindeki (ırlamalano en sıkıeısı caktır. olan kontenjan osnlflne kadar fitAmerika bu durnm karşısında mesini zarnri gaymak gereklr. açıgı azaltmak için tedbiler araş Gerçi Birleşik Amerika, bu kontırmaktadır. Ihracatı arttırmak, tenjan nsulfînfi. valnız Japonyanın yabancı memleketlere yapılan as bir nevi mamullerine tatbike kakeri ve iktisadi yardımlan azalt rar vermiştir. Fakat kendisi, güm mak. bn tedbirler arasında yer * rük himayesi tedbirlerini büsbüIır. Ihracatı arttırmak için, dolar tün bırakmamakla beraber, bütün sahasından gelecek mallann itha dünyada liberal esaslann ve serlini tahdide tâbi tutan Avrupa bett mübadelenin hararetll müdamemlcketleriyle, umumi snrette fii olan Birlesik Amerikanın kısmî dolar sahası ihracatına karşı fark de olsa kontenjan usulttne fitmelı muamele yapmakta olan mem si kavde defer bir olavdır. leketler, bu farklı mnameleleri MILLİ İSTİHSAL VE kaldırmıya dâvet edilmiştir. Bu aGLMRÜK HIMATESÎ yırma kalkarsa, Amerikanın ihraAvrupa müsterek pazanna katıl catı artacak \c dış tiearet ödeme muvazenesi az çok voluna girecek mak hususundaki tasavvur ve teüzerine memlekette tir. Öte >andan ihracatı teşvik | şebbfisfimüz için kurulmus bir banka ojan th • scrbest mübadele ve gümrük hima , racat • Ithalât Bankası da ihracatı ] vesinden sıyrılmış dış tiearet kokolaylaştıracak tedbirler almakta' nuları üzerinde münakaşalar cereve sanaviciler dış sflrüm verlerinl [ yan ettifi ve himayeciliğin bazılan genisletraiye teşvik edilmektedir. tarafından muhte\asinı kaybetmis nazariyeler ve incimat etmiş kanaBtRLEŞtK AMERtKA atler diye vasıflandmldıçı bir «• KONTENJAN USULÜNE Mt rada Birlesik 4merikada kontenGİDİTOR? jan gibi sert bir takyit usulüne Bu muvazenesizliğin Birlesik A baş vurulmakta bulunması, bizim için ikaz ve ihtar teşki! edetek götürmesinden de korkulmaktadır. bir mahiyet taşımaktadır. "Benim ESAT TEKELİ 60 bin ton seker ihraç edilecek Haber venldıSıne gore bu yıl 60 bin ton şeker ihraç edüecektir. Bu miktardan 48 bin 500 ton İçin anlaşma yapılmış, bâkiyesi için gö rüşmeler devam etmektedir. Diğer taraftan içinde bulunduğu muz kampanya zarfında Alpullu şeker fabrıkasının ıstıhsalınin t:l bin tonu aşacağı anlaşılmaktadır. Aynca ekım ayı içinde yapılan umumî ihracatın yekunu, 19 maddeye taksim edilmek üzere, 33 mıl yon 322 bin dolardır. Afustostan beri yapılan ihracatta fmdık J4 milyon 368 bin dolarla basta gelmektedir. Bunu 14 mılvon dolara pamuk, on mılvon dolarla kuru üzüm takip etmektedir. \\rupada oldu ğumuz için, Avrupanın iktisadi entegras>onuna katılmamız >cap ettifi ve Yunanıstan müsterek pazara girdikten gonra bizim de iltihakımız zarurı olduğu yolundaki düşüncelere de biz iştirâk edemıyoruz. Çünkü müsterek pazara Avrupanın yalnız altı memleketi (yani Almanya, Fransa, Belçika, ttalya, Lüksemborg ve Hollânda) dıhildir. Küçuk serbest mübadele bölgesine dabil yedi memleket, yani lngiltere, Igveç, Norveç, Danimarka, Avusturya ve Portekiz, müsterek pazara girmemiştır. Dahagı var. tspanya da girmemıştir. Fakat bu memleketler, müsterek pazara dahil olmamakla, Avrupa manzumeli dışında kalmıs değillerdir. Bunlar, kendi memleketleriniıı ıktisadî menfaatlerini her geyin üstünde tu tarak Avrupa tktisadi Entegrasyonuna (iktigadi bütünlüfüne) katılmamışlardır ve böyle yapmakla pek mâkul bir davranışta bulunmuşlardır. Ote yandan müsterek pazar, yalnız sınai igtihsale imtiyaı tanıyan. yani gadece, bir nevi igtihsallerin gömrügünü kaldıracak olan ve zirai iştihsal için henüz bir politika tegpit edememiş bulunan bir rejım kurduğu icin Yunanistanın müsterek pazara girmesi. bizim ziraı maddelere münhagır olan ihracatımız üzerinde şlmdilik esash bır tesir \apamaz. Biz sanaviimizi..iyi kaliteli ve maliveti ucuz istihgale sevk için gum rük hima>esini kaldırmaktan zıyade kıgmen bu himayeyi hafifletmive. kısmen de dahilde rekabeti ve tanayiimlıin ivi çalışmasını gaç Iıvacak başka tedbirler alma yoluna gitmeliyiz. ün, üzerinden yinni bir yıl feçen karanlık bir günun yıl dönüniiinde idîk. Her yıl.n un kasımmda oldugu gibi. dün de. bütün vurd, kad'nı erkeŞi, genci, ihtiyan, çocuğu ile, büyuh ^tanın mâne\i huzı.runda birlesti. O matemlı çünun vıl dönümlerinde, benim zihnımde daıma t,ır soru helirir. Yir«ni bir vıl evvel bütün memleketi saran ma tem havasını. o tarihtp henüz pek kücük oldukları için teneffu^ tmemis olanları. bu derin acı ile <>ürekleri janmadı»! ıçın ban tıyar mı; yoksa du>arduğu mâtem kadar büvük olan o yuce m <anı havAtta iken îörmek. tanımak, onun bütün memlekete ^ Mlan ısınıan ile .sınmak fırsatını bulamadıkları için bahtsız m  t a t l f r u y a k ı n d a n veya uzaktan görüp tanımış, o ; nu memıeket evlâdından bin olmak saadetini ıdrak etmıs bu ,ük küçüu her fernm onun için nasıl yanmıs olduğunu. bugun oıle o ııâursuz günün yıldönümlerinde hâlâ o gunu yasıjor rıuscasına kalbinde nasıl kapanmaz bir yaranın acısını duyd ı inna görmek. bu soıunun çevabını vermiye kâfı gelıvor. Yalmı bir tesellı noktası var. Atatürk'ün ebedivete mtıka unden sonra dünvava gözlerini acanlara Ata'yı, yaşarken gor müs olanlar nesli, 4ta sevgisini övlesine asılıyor kı, busun en iüçük vıstaki Tür^ vavruları bile, Atatürk'e, onun dızının dı oinde büı'ümüs o /amanın miniminileri kadar âsıktır. Bu ba .ımdan, tr.utlu bir kitlp oldugumuza süphe yok. Su *nda, elimde bir Atatürk çocugunun «benim Atatürküm» ^dlı kitabı var. Bu Biüm yıldönümünde, Atatürk'ün ruhuna ar mafan olarak vavınlanmıs bir giir kitabı. Çocuklufunu ve ilk .'ençliginı Atatürk Ankarasında geçiren ögretmen Muallâ Uz •nay'ın, *ıatürk'e ı»i intibalarını bir arava toplayan bu kitan ,ıtuz küsur sahifeliU miıtevazi bir esercik. Fakat Atatürk ruhu le, Atatüık canlılıçı İU öyle dolu ki, bn mâtem gününü bile Atatürk havativetiv'p canlandırabilivor. Bir sıir kitabı Ama siiriyeti, daha ziyade samimilifinde Matürk askı ile çaoan bir kalbin bütün atesini bize duvurabıl mesinde. Sair. kita^ının önsözünde, Atatürk'ü kendi se\digi gibi •evdirmek kendi flıvdugu gibi dnvurmak isteğini, baslı basma ıir olan şu özlü tasvirle anlatıyor: «Tıpkı sonbahar yaprakla ivle doli bir aSacı sarsar gibi hâtıralarımı kımıldattım. Bu sal lanısta düsen vaprnklar kendi istedikleri. kendi sectikleri yer lere serpildiler. Y.rli versiz, hepsini düstükleri yerlerde bırak 'ım. ilismedim.» Muallâ üzmay'ın etrafa serptigi bu hazan yapraklarında. nemlekete vakfettıfci ömrünü, gene tıpkı bu hazan yaprakları .ibi yurdun her bııeagındaki her sahaya dağıtan havat, hare \et ülkü dolu bir ^tat>ırk buluvoruz Atat'irk'ün öliim vıl dönümünde bu kadar canlı bir Ata uırk'ü bu kadar candan ve içli tasvirlerıyle memlekete sunm3k \tatürk''in ölmeılıîıne bir kere daha inandıran mukaddes bır hİ7met. Atatürk'ün tüzünü görememis olan çocuklarımızı Ata e\çisivle vetistirirl.en bövle özlü eserlere çok ihtiyacımız var Hamdi VAROGLH MEVLİD M E V L İD Ofulıvle kalblerimizde büvük acı hırakan kıvmetli aıle reislmz emekı P T T Müfet)?i vefatının kırkmcı gününe tesadüf eden 12 ka=ım la^ (v.ırınkı) persembe gilnü dğle npm?7inı mıttrakıp Bakırkov Çarçı Camiinde azız ruhuna Ithnf edl'mek «zerp Meviıdl Şenf okun ıcaktır. Akraba, dost ve arkadaşlarıvle arzu eden din karde?lerimızin teşriflerini rlca ederiz Eşl ve çocuklan Bssan ve yayan Cumhurlyet Matbaacılık ve Gazptecilık Türk Annnım Şırketl Sahibl Vefatının 40 ncı gijnüne tesadüf eden 11/11/959 bugünkü çarşamba günü ıkindi namazını mütaakıp Şişli SELİM SABİT TULGAR'ın Gazeterilik Enstitüsünde konferans Bugun saat 16 da Gazetecilik Enstitusü dershanesınde, Pans Ünı ersitesi Siyasî îlimler Akademisi Ptofesörü Andre Blanchet, «Afrı'" ka ve Fransız camiası meseleleri» konulu bir konferans verecektir. ruhuna ithaf edilmek üzere Hacı Hafız Hasan Akkuş, Kafız Hacı Abdurrahman Gürses, Zeki Altın, Mecit Sesigür. Kâni Karaca, Aziz Bahriyeli tarafından Mevlid ve Kur'anı Kerim okutulacak ve Duahan Yahya Eskişehirli tarafından duası yapılacaktır. Arzu eden akraba ve din kardeşlerimızm teşriflerı rica olunur Aüesi AHMET MERT1 TEHİR EDİLDI NÂZİME NADÎ Vazı lslırlnl flMen ldare eder Mes'ul MildüT Cinayet dâvasında yeni bir ihbar Zeytinburnunda oğlunun dostu Nezihe Çetin'i balta ile parçahyarak öldurmtkten sanık Remziye Bıvıkh'nın duruşmasına, dün 3. A9ır Ceza Mahkemesinde devam edilniştir. Dâvaya müdahil olarak katılan maktüliin kızkardesi Saffet etin, mahkrmere bir dilekçe veerek, kaatılin Remziye olmayıp, Remziye'nin oğlu Vahıt Estel olduğunu ve bunu ispat edeceğini bıldırmiştir. Durusma iddianın tetkiki ve tanıkların çaÇınsı için başka gune bırakılmıştır. ÖMFK SAMİ Gazetemlz« göndtrılen tvralt ve yazı tlânlardan mesullypt kabul ndılmez lar nesredilsin edllmeain lade edllmez 10 ve 11 kasım 1159 salı ve çarşamba çunleri Istanbul Teknık Üniversıtesı Taşkışla bınasında saat 17 30 da ve 12 kasım 1959 persemtle"'gana'iren»;fey<rı sfatte Güzel Sanatlar Akademısinde Profesrir Myron B Smith tarafından verılecek olan 3 konferans, Profe=orün sıhhi durumu ndan öturu mayıs 1960 a tehir edılmıştır Kat'i konferans tarıhı ılerıde bıldmlecektır. Amerikan Haberler Merkezı durumu teessurle bıldırir. r • . %. IHRACATÇîlARIMmN NAZÂRI DİKKATİNE BİLÜMUM İHRACAT İŞLERİNİZ İÇİN BANKAMlZlN SAĞLAMAKTA OLDUĞU NAKDÎ KREDİ KOLAYLlKLARlNDAN İSTİFADE EDEBİLİRSİNİZ. MALÜMAT İ Ç t N BANKAMIZ DIŞ İ Ş L E R İ MÜDÜRLÜĞÜ E M R İ N İ Z D E D İ R . AKİS AKÎS 1 YAPI ve KREDİ BANRASI Bir anne beraet etti 78 ay önce Çırçır'da kapıyı üstune kapavıp gıttiğı 3 avlık o*lunun, o esnada evde çıkan vangında yann.ası üzerine hakkmda tedbnsizlik ve dıkkat^ızle olume sebebıyetten dâva açılan Hatice Evren, dün beraet etmiştır. 3. A6ır Ceza Mahkpmesı yaptığı vargılama sonunda sanık annenin her turlu tedbin almıs olmasına rağmen olavın mevdana gelmiş ol duftu sonucuna varmıstır ARTIK HER HAFTA ÇARŞAMBALARI ÇIKYOR BUyük ikramiyeler çekilişı APARTMAN DAİRESİ YIRCALI HÂDİSESİNDEN SONRA D. P. Yİ ANLATIYOR Kasım 11 Cemaziyelevvel 9 DOĞÜBANK T.fl.S. Umum Müdürlük V E. ] 1 44 CH.P. GENEL MERKEZİNİN PLÂNLARINI AÇIKLIYOR o 7 02 9 42 12 00 J 1 35 12 00 ] 6 40 11 58 14 38|16.55U8 30) 4.56 itet'Cammfal AKİS yordu: briyantinden \ıcık vicık, sivah saçlannda hir tek kıvnm bile yoktu. Haddinden fazla ince avak bileklerinin flzerindeki dençesiz vücudu, vürürken. çüHinc sekilde valpalanıyordu. Çenesi gibi karnı da sivrijdi. Bettv'nin. madenî. sert bir sesi \ardı. Bilmediçi şey voktu. Binsi kendisine bir haber verecek olsa va onu daha evvelden bildiSini sövler, yahut imalı bir söz'e muhatabını sustururdu. Kocası bazan bu kadar fazla gururunu bu derece zekâ \e incelik voksunlugu ile nasıl birleşebildiğine hayret ederdı. Bettv ac3ba kendi hakkında ne çihi mazeretlpr bıılabilivordu? Yoksa bu tip kadınların hepsı kiistahlıiia mı istidatlı oluyoriardı? Bu tip dediği, gururla dolup şişmiş balon tipiydi. l'nuttun mu? \>M unuttum mu? Masoniar yemeğe gelecek ler, briçe de kalacaklar. Saat de yedıvi virnıi geçiyor. l'nutmusum! Bett\ hnmurdandı. Tabıi ! Bir kaç sündıır sende bir hal var. Mason'lar hep saatinden e\vel gelirler. Eve gir de elbise degistir. Valentin kalktı. yeleŞinin uçlarını çekiştirdi. karısının avak bıleklerine bakarak ce\ap verdi Bunun o kadar fazla ehemmiveti yok, zannederim. Bettv çocuk bnrnu kadar ufaeık burnnnu ona dogru kaldırdı, gözlüfünün csmları istibfaf kıvıVımları sacıvor çibivdi. Yok deijil, var, ehemmiveti var. tçkiler ne olacak? Mason koktevl bahginde ne kadar müş kilpesenttir. bilirsin. Bizim yeni hizmetçi kadının da bu ise biç aklı ermivor! Kocası dudaklannın ucu ile eülümsedi. Koktey] hazırlamanın havati bir mesle »avıldıçı bu cemiyet, ne çe«it cemiyetti! H'arwick Deeping'in eseri: i ASK ECELI. ÇEVIRtN Valentın'ın kasvetlı duvçularını artıran «e\ galiba jaşınsn ilerlempsi>dı. Hendinı tamamen ba^tan savulmus hir insan gibi gjrmesı de belkı bundan ileri gelhordu. «Yiiksek Bacalar» da artık hir tufevliden baska bir sev olmadıâı zannında idi. Ora da vevip içivor. orada yatıp u yuvordu. Ama orada. afzı vat dili vok bir kimse rolünü gitgi de dzha fazla oynuyordu. Bettv ile biribirlerini arama maga alıstıkları tarihtenberi oflu ile İJizı, nazarlarmda hic ten bır insan olduitTinu kendisi ne uluorta dn'vundurmağa bas ladıklsnnianberi o orada artık hic >>irnse"in ilrilenmedigi ha ya'et bır b^badan ibare<ti. Tim C.>mbr:d?e'dP!i cıkmıs. hir kam bivo acentp^inin vazıhanesine firmistı. Sabahlevin ilk trenle sehre imvor aneak aksama dö n'nrHu. ' m j h<>' <esi dalıa i\ı idi. {'<inkü haha.ntulon birihir lerivle konııs»"3k spıleri ^ok tn. Tım temhel l e siislü bir çocnktu; kâh su dilhere gönül verirdi. kâh hu dilbere. i.jm Valentın afaçlan temaşaya devam ediyordu. Nıçin bir ha rekette bulunmadığını, niçin kazaklık etmedigini düşünüyor du. «Yüksek Bacalar» ın bütün yükü altında ezildigine göre bö>le vapması zahmete değer miydi? Valentin çapraşık işlen sevmezdi. Güneste oturmaktan. hayatın akısını sevretmekten düsüncelerine gönıülüp jçitmek ten, hattâ hic bir şey düştinme mekten baska emeli yoktu Evet. gerçekten ihtivarlıyordu Sn afaçların bayatına benzer bir nebati havat sürmekten bas ka bir gaye gütmüyordu. Ne azar isitmek istiyordu, ne tes\ik. Yeni veni mesuliyetlerle karsı karsıya gelmekten kaçını yordu. Dere kenannda duvdnğu ]nti ha nevınden garip bir sükun bıitün varlıgına «aMİdı. AJacların manzarasından haz duw vordu. Gnzierj, kavın agaçlan nın vükspkteki vapraklarına. pümiisi rövdeierine, ulu giirgenlerin tepelertnden asağı sar 5fEND] kan dalsralı \eşıllıklere takılı yordu. Bu kaygan gövdelerde o ne ihtisamdı! Kurumuş vap raklar hakır rençi bir halı gibi \erlere serili^or, üzerlerinde bir ısık ci'mbüsü dalgalanıvor du. Bu ağaclar, kimsevi tedir cin etmivoriardı: zaman mef humu nedir, bilmi\orlardı. Valentin de zaman mefhumu nu kavbetmiş bulunduğu bir anda ktıia£ına bir ses geldi : Val! Val! Ko^u jeşil vaprak yığınları arasından, bir ala karganın cırlak ötüşünü duynyormuş gibi oldu. Val! Val! Orada mısın? Ne yapıvorsun? Valentin sesin geldiği tarafa doğru eçıldi. N'e mi yapıyordu? Doçrusunu sövlemek eerekirse hiç bir sev \aptıçı *oktu! Karısının ^aklastıimı Eiördü. fn«af>:ız hir cözle onu tepeden tırnaîa süzdii. Kısa hoılu. tı'(nazdı. K171 çibi onun da sis, peltemsi bir yüzü vardı; gözleri gözlügünün altında kırpı«ı 1 kişiye 1 O O . O O O lira 1 kişiye 1 kişiye 5 O . O O O lira 5 O . O O O lira n O.^le ufak tefek işler vardır ki bazan, mânalı bir önem alırlar. Kolalı gömlek meselesi, Valentin Brown için böyle oldu. «Yüksek Bacalar» da süslü ce miyeti icaplarından olan «kolalı gömlek» meselesi ihmale gelir işlerden değildi. Kclalı göm lek orada bir kibarlık alâmeti idi, kutsal bir semboldü. Betty Brown, kocasının, Maifair'e yahut Berkley'e günlül. kıyafetle girdifini gönnektenge mateminj taşımıya razıydı. «Kalplerinizi yırtın, esvaplannızı deçıU düsturu gOderdi. Betv Brown'm hiç bir yırtıktan korkusu voktu. Içten de dıştan da kapitone idi. Fakat tuvalet odasında çamaşır deeis tirmeklp meşgul kocası, aşırı derece lp kolalı, kaskatı bir gömlekle penvelesi^ ordu. Gömlegin tas gibi s<rt knllıık'ar"!dan, altın kol diiimclerini ge çirmije imkân ;oktu. .(Arka&ı var) 3320 kişiye 5 O O . O O O lira ÇEŞİTLİ PARA İKRAMİYELERİ YflPI ve KREDİ EANKfiSI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle