22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ 27 Eylul 1958 v r Denizcilik Bahisleri !usıu ve = Preveze z Üniversiteye Yaıan: Gemaieddsn Saraçoglu Tig1 tslâraı çekip azmeyle kuffar üstüne. *** Tig1kahrınla bugun âdâyı makhur eyledin, Mü'minini şad edip duşmanların hor eyledin, Ilamdüllllah kâfirin cundunu meksur eyledin, TıgI Islâını çekip azmeyle kuffar üstüne. *** Ol mücahidsin ki srn. dedl senin çun ol Huda, Ol benim seyfim cihanda, eyle küffara cefa, Nice gez kıldı işaret vakı'ında Mustafa. Tlgi lsliml çekip azmeyle kuffar ustune. *** Ol mtıcahidsln ki sen. kuffara yoktur »efkatln. Yer yüzıinde ehli küfrün lef'inedlr nlyyetln, Hep ktllıeyl çu mescid kılmas»dır hlmmetin, T ;i tslimı Ç'klp aznjeyle kuffar üstüne. *** 8en e serversln kl verdl Hak Teâlâ nustan. Bulmadın tlemde kimse siyl İle devletl. Kıl ylne Hakka tevekkül fevt kılma fırsaü, TifI lıllmı çekip azmeyle Barbaros'un muliüru kuffar üstüne. *** Düp göğsümüıü kabartsak yeridir. j t'r kılıncı ehll küfre, «Preveze» zaferi «Traialgar» dan' yıkagör bflnyadım, da parlaktır, buhar devrinln «Skaje Ol lâlne bir lş et, uııuda rak» ından da üstündür. Son yıllard» krıırin adını, Barbarosun bu goı kamastıncı zafe Almağa kuffardan bir ehli rıne bırazıcık yaklaşan baaan, 1905 dinln dâdıai, yılında Japon Amiralı Togonun Ru» Tlg1 tslimı çekip azmeyle donanmasına karsı «Çoşima» boğaküffar ustune. zında kazandığı kesin zaferdir. Bir*** azıcık yaklaşan diyoruz. çünkü ÇoŞair Muradî Buyilk Türk Amiralı sıma'da karşılaşan Japon ve Moskof donanmaları sayı bakımından hemen Barbaros Hayreddin Pasaya bu nihemen eşıt idiler. Halbuki Preveze yazkarâne, hıtabından sonra savas •ulannın sahne teşkil ettigi kanlı ba?lamadan e\ vel dü?man dmsnma»avaşta Andrea Dorya'nın fcumandası nnın arzettigi mehabetli manzarayı altındald haçlı deniz kuvveti, Türk da tasvir ediyor ve azın çoga karji fılosuna nisbetle ezici bir Ostünlükte knzanriı^ı parlak zafrrı gozlrrile müldl. *** 1538 yılt Eylulünün 21 ncl fflnfl sabahı Preveze kbrfezinde Ayamavra ad.ısı açıklannda cereyan eden ba sanlı oldugu kadar da kanlı deniz cengimn bütün tafsilâtı, pek çok tekrarlandığı lçin, aziz denizsever okurlarımızca hemen hemen ezber bllinen bir Türk zafer destanıciır. Bu \ itıbarla bir tarafta, devrin baslıpa denızci devletler olan Venedik, Papalık. Crneve, îspanya, Portekiz, Napoli, M..lta ve Sicilya'nın bandıralannı taşıyan 600 den fazla harb gemisi, bi7im tarafta İse udccc 112 harb vahıdinden lbaret Osmanlı filo arasında geçen, lâkin azın çoga galebesıni, 60.000 haçlı gemiciye karaı 12.000 Türk levendinın muhteşem bir zaferini deniz tarihlerine altın harflerle h ıkketmiş bulunan bu parlak başannın safhalarını tekrarlamaktansa bu acnız cengini bir reis paştardasında, bugünkü deyimi ile bir Amiral geüarbaros'un saocağı mırinde bulunup bütün harb safhalarını bizzat takib etmiç bir Türk gahede eyledikten sonra Gazl Tüjk şairinin Muradînin lntıba v« lhtl Amiralına can vc gonülden . d *0a unutmuyor: s:«lannı sunaeağız. ZHmarumızın mahallinda yapılmıç bir Askerl'*£ıYirı g'SfÜji o'ldıı ' • • lulblm ' nevi roportajı diyebileceğimz bu manzumesini. Muradl zaferin »kabın Hak TeAlSya tevekkül eyleyip en namdar, de, sıcağı Bicağına gemide kaleme almıştır. (•* Bu itibarla menkulât Yüzün ak olsun bugün çok erltk ettln ajikir, kabilinden kulaktan dolma bir kolTlgI lslimı çekip azmeyle tuklama dfgil. her safhaunı gözlerile takib ile bütün heyecanını yasamı; kuffar fistüne. bır yazann bu muhteşem zafer hak*** kmdakı canlı müşahedeleri ve ihtiHak Teali her lşindp sana sasiarıdır. olur dpstlgil. Sair savaçta düşmamn 5000 gemi Hurrem oldu. ?uş rdip bu ci kaybetmıs oldugunu, buna mukafethinl Mirnvezir, bil Türk mürettebattan yalnız 50 kı Afitâbı devlrtin her ru7üseb şinin kaybedilmlş bulunduğunu kayolsun münir, dottikten sonra mar.zumesine şbyle Tig1 tslimı çfklp azmevle başlıyor: küffar üstüne. *** Hak Teal.1 eün ienl halk etU bu kar üstüne, Radıgam ol dalma. ulu g»?alar Askrrtn eem'eyl», ol her llhıa eyleyüb. efkir firtnne tall eltafınıt türlii atalar eyleyüb. Hak muinindfr duragel. düşmanın Canına Andrya Dorya'nın var ustünr, cpfalar pyleyüp, TIg1 Islaroı eekip azmpvle Tlg1 tslânıı çpklp azmeylp küffar üstüne. küffar üstfina. Ne rerldiT, ol lâin1 bedltka klra her ne(e«, Ccyşl Isllmt mukabll olmağa fyde heve», Kılmağa »lem gülistanıru âdtya kafea, Tıg1 t>lânı çeklp azmpyle kuffar ttstüne. *** Tlgt kahnnla adfiler her tarafta zâr Iken, Padişaiu rub'u meskun hazretlnle yâr iken, Dur yukaru ev Râdavend elde fırsat var iken, Tigi lsl.tn.l çekip azmeyle kuffar üstüne. *** Hak TealS verdl fırsat, eyledln cengü kıtâl, Eyleyüp âdayı dinin gülşenln pejmürde hâl. Hep firengistan serteser edincek paylmal, Kâflre vurflun kılıncı. kannı zir pvledln, Alemi Andrya Dorya ba;ına dâr eyledln. Jlrl Hak gibi bıiRiin merdane çün kSr eyledln. Tlgi tslimı çpklp azmpyle küffar östflne. Hazretlne vertcek bu nusratı Rabbürrahlm, Yazdılar tarthlnl «reıhün minallâhllkerlm», Arkast Sa 5. Sü 5 te I T I Z A R Osmanlı donanmamıza aid tefrikamız bugün konaıramıştır. Yarrndan itibaren neş ' rine devam edilecektir. Özür | dileriz. •> •!» *P Bugün Donsnma günümüzü kutluyoruz Her denizci milletin bir donanma günü vardır. Ingılzlerin, Amerikalıların «Navy Day» leri, debdebeli ihtışamlı kutiama rasimeleri bakımından, ön safta gelirler. Bizim «Donanma günümüz» ise bunlarla kıyas kabul etmıyecek bır azdmet ve parlaklığa sahıbdır Çünku bu kutlu gun aynı zamanda ünlü Barbaros Ha.vretklin Paşanuzın şanlı «Preveze» başka bir adile de «Körfez» zaferinın yıldonumüdur. O «Preveze» zaferi ki. parlaklık. kesin netice, ustdlıgın, teknik ve sevki idarenin ezici sayı üstünlüğüne galebesi bakımından dünyada başka bır ornegıne rastlanmıyacak kadar birıcıktır, muriteşemdir, deniz etratcjisinde bır denüm noktası teşkil etmış ve bugünkü derya cenklerinde h?lâ örnek sayıhp taklıd edilegeimiştir. Bu bakımdandır ki Türk cr^ınqnrrM friinü» ile T\P kadar övü kayâedilen öğrencüer 1 Şimdiye kadar yalnız Tıb Fakültesine 470 öğrenci kaydedildi Fransadaki referandum ve bizdeki yankıları Fransada yarın referandum yapılıyor. General de Gaulle hazırladığı anayasayı yarın Fransa milletinin oyuna sunacakür. Böylelikle de Gaulle ve anayasası etraiında koparılan fırtına pazar günü en şiddetli noktasına gelecektir. Ancak bundan sonra da fırtınanın dinip dinmiyeceği meçhuldür. «De Gaulle tecrübesi» şimdiye kadar ne taraftarlarını ne de kendine ümit bağlıyanları tatmin etmemiştir. Mil etin reyine sunulan anayasa projesi kabul edildiği takdirde Fransa için belki de yeni bir çığır açılacaktır. Ondan sonra De Gaulle'ün hakıkaten neleri yapıp neleri yapamıyacağı kesin olarak belirecektir. Fransa, bu haftalarda genç bir milet gibi bu referandum için yepyeni bir heyecan duymakta seçimlerde dahi görülmeyen sabırsızca bir taşkınhk memleketi bir uçtan öbür uca kaplamaktadır. Fransızların umursamazlığını, hattâ kamu sektöründe dahi ılgisizliğini bilenler için bu yepyeni hava ve heyecan elbet iyi bır sürprizdir. Ancak bu sürprizin gerisinde de başka çok şeyler vardır. Referandumdan sonra Fransadaki sosyal cereyanların nasıl bir isükamct alacağı meçhuldür. Generalin aşırı milliyetçi baskılara ve faşist eğilimli politikacılara nasıl ve ne kadar mukavemet edecegi de belirli defildir. Ve nihayet anayasa tasarısına cephe alan emekçi kütlelerin bundan böyle siyasal faaliyetlerini ne yönde organize edecekleri de bir endişe konusu olmahdır... ı f 1 I MEVZILAIH f I KSABAH] Yazık olayor eryüzünd* hiç bir dil gösterilemeı ki, şu türkçemlı kadar hırpalanmış olsun. Biçarenin üvey «vlâttan farkı kal madı. Kocasmuı, «k karısuıdan * n « kalmıs çocuklanna, açlıktan olmeyecekleri kadar kırıntı yemek ren, »oğuktan ölmeyecekleri nrba giydiren üvey analar g»»». O I Z de, ataİarrmızdan, dedelerimizden bize yadigâr kalan dili, hırpaniye çevirdik. Aklına «senin uydurdnğn kehmelerle yamalı bohçaya dönen lisanı, bu yamaların istilâsından ne zaman kurtaracağımut malum deB il. Bu yetmiyormus gibi bir de usule, kaideye, sarfa, nahva aldırış etmeyişimiz var ki, büsbütün hazin. Bir eski oyuncak vardı. Ustü cam örtülü bir resim. Resmin muh telif yerlerinde ufacık yuvalar. ") yuvaların sayısı kadar da minimuv zıpzıplar. Kutuyu sallamak, zıpzıpları o ufak yuvalara oturtmak bir hünerdi. Şimdiki türkçemizde, fiiller, failler, mefuller, o minicik zıpzıplara benzedi. Kutuyu sallıya sallıya her birini yerli yerine oturtahilene pek az rastlanıyor. Dili berbad etmekteki ikinci hünerimiz, kelimeleri birer ucube hâline getirmek. Şu bir kaç örneği birlikte okuyalim: Bir gazetede gördüm. Bir yerde define bulunmuş. Bu haber şöyle veriliyor: «Karayolları tarafından toprak kazılırken bir miktar Roma devrine ait oldugu tahmin edilen altın bulunmuştur. Ayrıca üç adet toprak sürahi kazı yerinden çıkmıstır.» «Bir miktar Roma de\Tİ > olur mu? ırRoma devrine ait olduğu t«h min edilen bir miktar altın» d?mek dururken, bir miktar Roma devri diye söze başlamak, sağ kulağını sol elile göstermek değil midir? «Üç tane toprak sürahi kazı yerinden çıkmıştır» cümlesine gelince, bahis tnevzuu olan şey zaten kazı yeri olduguna göre, üç tane sürahi elbette başka yerden eıknmazdı. Onun için «kazı yerinden üç tane de toprak sürahi çıkmışt>n» flernck icahederdi. Sonra, toprak sürahi ne oluyor? Sürahinin topraktan yapılanma fc« e^eldenberi testi adını vermtşiz. Sürahiye camdan testi demekle. tes tiye topraktan sürahi demek arasında fark yok. Bir baska yazıda, bir yanlıs düzeltiliyor. Nasıl biliyor musunuz? «Sehven yapılan yanhşlık» diye. DU lâübaliliğinin bu türlüsü pek çok. Yazlık sayfiyelere, tuz memlehalanna, yol lüzergâUarına tık sık rastlamaktayrz. ., ' : k Sayfiye zaten yazlıktır, memlehada tuzdan başk»,bir şey bulunmaz, güzergâh da, adı üstünde, geçilecek yol demektir. Demiryelunun geçtiği yeri anlatmak için eskidenberi, galat olarak başka tâbir de bulamadığımız içia «demiryolu güzergâhı» tâbirini kullanagelmişiz. Ama yalnız bu gibi hallerde. Yalnız yol demek Ltediğimiz zaman, yolla güzergâhı bir aray» getirmek doğru olmaz. Faillerle mefullerin ve cümleıün diğer unsurlarının sellemehiWselâm yer dcğiştirmeîeri pek acai'o. pek gülünç örneklerle karşılaşmHmıza sebep oluyor. Gene bir gazete haberinde okudum. Kızkulesi katilinin nasıl ifade verdiğini anlatan hu haberde viyle deniliyordu: «Katil, kısaca işlediği cin^ycti şöyle anlalmıştır:» Gerçi katil, bir çırpida üç cocukla bir ka'dını öldürmek suretile sahiden de kısaca cinayet islemiş sayılır ama. haherde kasdedilen. katilin. işlediği cinayeti, kısaca anlatması > olduguna KÖre, kısacanın >rri. cümlede, başka tarafta olmak icahederdi. Bir de. kelimelerin asıllarını bilmemek yiizünden yapılan yani<.lnr var. Onlara da sıkca sıkca rastlanıyor. Meselâ. intiba kelimesini <(h;nd;ba» gibi kullananlar var. Ciddi bir derçide, bir cümiejün içinde «edindiği intibaı. yernıe, «edindiği intihayı» diye okudum. Bu yanhşl?rın çoğıiRtia. büirisi^likten f?;dı iHTÎıaî "V^n*. '^*»>' ^ Ama sonunda H.iie varık oluvor. Hamdi VAROĞLU 15 eylulde başlayan lstanbul Üni. ı versitesıne kayıdlar devam etmektedir. Kayıdlar 4 ekim tarihinde sona erecektir. Bu hususta alınan ma lumata nazaran. 25 eylul akşamına kari..r Tıb Fakültesine 470, diş hekimliği okuluna 106. Eczacı Okuluna 200, Hukuk Fakültesine 253, Fen Fakultesı Kımya Mühendisliği dalına 188 ve diğer dallarına 240, Edebiyat Fakültesinın muhtelif dallarına 116, İktisad Fakültesine 454, Orman Fakültesine 80 aday yazılmışUr. Adaylarm esas kaydı, lıse mezu niyet durumlarına göre yapılacaktır. Bunun içın lise müdürlüklerınden öğrencilerin yalnu devlet lise bitir me yazılı ve sözlü veya olgunluk im tihanı notları istenmektedir. Mezuniyet durumları sebebile birinci derecede istedıkleri fakülteye almamıyanlaruı 2, 3 veya 4 üncü derecede istedikleri fakülteye kaydına, açıkta öğrenci bırakılnıamasına çalışıiacaktır. Aydemir Balkan j yeni bahaneler getirmişti. Son za : sadece başkan tarafından St manlarda karşılıklı devam eden söz 1 lerdir. Bütün alâmetler de gösterdüellolarmda bu konuya da temas ı mektedir ki, De Gaulle, trpkı Geedilmiştır. Her ne kadar Arap sa orge Washington gibi kendi ölçüçına dönen bu tartışmaların me lerine tıpatıp uygun bir anayasa tinlerınden bir mânâ çıkarmak hazırlamaktadır. Yalnız esaslı bir haylı güçse de yazımızın j.ıunda fark vardır. O da yedi senede bir b,u fasla da ilişmek istiyoruz. seçilen «başkan» ın genel seçirrilerle değil ikinci seçmenlerle se*** General De Gaulle'ün Fransız mil çilmesidir. Bu ikinci seçmenler dev letinin oyuna sunduğu yeni ana letin ve belediyelerin yüksek rneyasa tasarısı gervel hatlarile bir murları, hâkimleri vs. leridir. ButPresidentiel» rejim anayasasıdır. nun içindir ki Maurice Duverger Bu bakımdan Amerika Birleşik biry azısmda yeni rejimi «Eşraf Delvetlerinin meşhur 1798 Constitu cumhuriyeti» olarak vasıflanJırtion» una çok benzemektedir. Dev maktadır. Bir anayasa profesörü ve let ve hükumet başkanlığı aynı hakikaten beynelmilel bir otorite şahısta biıieşürilmektedir. İki ay ! olan Duverger, seçimin bu jaıtı rı meclis kuvvetler dengesini ya düşünülürse pek de haksız degilpacaktır. Bakanlar meclislere de dir. Ancak yeni tasarıda hâkim ğil de «başkan»a karşı sorumlu teminatı. seçim emniyeti. basın hür olacaklardır ve meclislerin dışmdan riyeti bizim yıllardır mecburen e YAZAN Et ve Balık Kurumundan bildirildiğine göre. Amerikadan ithal edil«n 4500 ton tereyağı ve peyniıin, piyasad>ki darlığı gidermek maksadile halka intikaline karar verilmişlir. Bu peynir ve yağlar pazartesi sab hından itibaren Et ve Balık Kurumu mağazalarında satışj çıkarılacaktır Peynirin kılosu 625, tereyağı İse 11 lirad'n satılacaktır. Ayrıca Et ve Balık Kurumu, sabun fabrikalarına dondurulmuş soya yağı tevziıne d« başlamış bulunmaktadır. Mutemet ler bu jcğUrı bu günden itibaren teslim aLmaya bsşlayaeaklardır. Diğer tarafun Amerikan istihscl fazlasından ithal edilen süt tozlarının da çocuk maması yapan fabrikalara tevri edileceği bildirilmektpdir. Amerikadan ithâl eclilen tereyağı ve peynirler satışa çıkarılıydr SENE SONUNA KADAR İKİ ÇEKİLİŞTE : Yazımızın birinci kısmmda D« Gaulle'ün geürdiği anayasayı genel çizgilerile inceleyerek lcazaruna şanslarını ve bu şansların kaynaklarını araştıracağız. Çeşitli siyasal gruplarm da bu tasarı karşısmda aldıkları durumu. liderlerinin politik eğrilerile karşılaştıracağız. Ancak hemen şunu söyliyelim VI Oe Gaulle'ün referandumunu, kazanma ve devam etme şanslannı alıGayrımeşru çocuğunu apartı şdagelmiş osiyasî aritmetik» kaimanın 3 katından aşağı atan delerinin dışında etüd etmek lâzımdır. Fransadaki bugünkü duruh : zmetçi Gayri meşru doğurduğu çocuğu Tak mu, partilerin siyasi strüktürü hasimdeki apartmanın 3. katından aşa ricinde, çesitli sosyal ve ruhî etkiğıya etan 18 yaşındaki hizmetçi, ta lerin ışığında incelemek elbet dabib raporuna göre, çocuk olü doğduğu h« gerçeğe yakm neticeler verecekiçin hastahaneye kaldırılmıştır. Ka tir. Bu bakımdan bizde siyasî yaniye rnütemadiyerl • rf<Wtivuştuımaya morg raporuna göre d»dıklarını ve olayları rijid ve dar vam «dilecektir. Tsksim İstiklâl caddesi,89 sayılı bir açıdan görmeğe alıçtıklarıru düGöksu apartmanınm 3. katında otu "şünürsek, bir dereceye kadar açıkran Fizanti'nin 18 yaşındaki hizmet lamış oluruz. De Gaulle tecrübesiçist Zehra Uçak, dün sabaha kar?ı nin muvaifak olup olmaması, redoğurduğu gayri meşru kız çocuğunu ferandumun kazanılıp kazarulmapencereden aşağı atmıştır. Çocuğun ması, bugün Fransada falan veya anası tarafından öldürüldüğü dügü filân partilerin veya gruplarm evet nülerek Zehre Adliyeye teslim edil veya hayır demesine bağh değildir. miş ve çocuğun ce:edi, ölüm sebebi Bu çok daha kompleks verilerin nin tesbiti için, morga kaldırılmıştır. içinde ve uzun vâdelerin geliştireBelediye tabıbi verdiği muayene raceği şartlara tâbi olarak belirecekporunda, çocuğun ölümünün doğumdan evvel oldugunu bildirmiştir. Nö tir... betçi Sulh Mahkemesinde yapılan yar gılanmadfl rapor nazan ilibara alınarak Zehra tevkif edibnemiş doğumdan mütevellit rahatsızlığı göriilerek Haseki Hastahanesine yatırılmışUr. Kavuşturma, morg raporundan sonra ta msmlpnacaktır. Son hafta içinde dıs piyasalardnn ihraç mallarımıza geniş ölçüde taleplerin geldiği bildirilmektedir. Ticaret odasma gelen bu tekliflerde Almanya halı. tsviçre fmdık, Belçika «•rîk. fındık, badem istempk»»dirler. De Gaulle'ün Fransada 5ş başma geîmesinden beri" memleketimizde hem Generale hem de hazırladığı kanun tasarılarına karsı muhtelif tepkiler olmustur. Bilhassa ilk ramanlarda hükumet çevrelerinae hayli purüzlü davranıslar olmus hayll falsolu sesler yükselmistır. Dctidarm; bilhassa dıs servislerimızin arük alışageldiğimiz bu acemiliklerine hayret etmiyoruz. tğer bu konu iç politika tartışmalarma da karışmasaydı sekiz yıldanberi devam eden bu acemiliklere gene de aldırmazdık. Ancak Fransada anayasamn değişmesi ve De Gaulle'ün şahsında otoriter bir rejimin yerleşmesi ihtimalleri bizim iç politika ileri gelenlerine de meklediğimiz konularda Fransız vatandaşlan geniş bir şekilde tatmin edilmektedirler. Siyasî partiler büyük bir çoğunlukla De Gaulle'ü desteklemektedirler. Ancak bu da büyük bir şey ifade etmez. Çünkü beş ay ev^el gene ayni siyasî partiler De Gulale' ün iktidara gelmesine mani olmak j içİB başbakan Pfimlin'e ezici bir çoğunlukla fevkalâde salâhiyetler vermişlerdi. Bugün yeni anayasaya hayır diyvenler komünistler, radikallerle sosyalistlerin küçük bir azınhğıdır. Fransanın yaman devlet adamı MendesFrance da bu azmlığın içindedir ki ilerde yeni rejim için en tehlikeli hasım elbet o olacaktır. Ancak De Gaulle siyasî partilerin kendisi hakkında tutumlarma hiç önem vermemektedir. On ikl yıldır inzivasına çekildiğindenberi bütün profesyonel politikacılan ıstihkar etmiş ve onlara rağmen isbaşına gelmiş o'an general, bütün kuvvetini milletinden aldığını bilmenin" emniyeti içinde hareket etmektedir. Çünkü kabul etmek g»rektir ki Fransada De Gaulle'ü iş başma getiren ordu değil; kötü parlemantarizmin ve profesyonel politikacıların mil'.etin şuurunda yerleştirdiği nefrettir. De Gaulle'ü bir avuç subayın desteği ile iktıdarda durduğunu sanmak Transız milletini hiç tanımamaktır. İıadîsine karşı gelindiği pün Fransız miîleti, ordularını da, De Gaulle'ü de bir hamlede süpürüverecek sosya! suura mâliktir. Fr,ansıziarm oüv'ık çoğunlugu (hattâ bir kısım komunist oy verenler de) De Giulle anayasasına «evet» diyecekler?e bu yı"arf1ır par'emantarizm fasadı Rerisinde kendüerine oynanan oyunu bildiklerindendir .. *** De Gaulle'ün iktidara ge'me arifesinde bazılarımız gentrah NA TO ve Avrupa teşkılâtları hakkında fikirlerini hatırlıyarak A merika ve İngiltereyi ikaz et mek istediler. Avrupadaki bır bü vük elçimizin çabukluğu sayesinde bu «yeni yanlış adım» vaktinde önlendiyse de yabancı çevrelerdetci müsamahalı tebesümlere tabiî mâni olunarnadı. Ne garip tecellklir ki vaktile De Gaulle'ü büyük rmittefiklerimiz nezdinde kötülemek isteyenler şimdi generalırl isrmni kendi iç politika gayretlerinde lehlerine olarak istismar etmek istemektedirler. Son derece muglâk demeçlerden gijçlükle çıkarabildiğimiz mâna şudur . «De Gaulle dahi Fransadaki hür j riyet anarşisine son verecek yeni I ve otoriter bir reiim getirmek ihtiyacındadır.» Fikirdeki samirniyetsizlik âşikârdır. Biz daha temel h;ir riyetler insan haklaıı konusunda bile bocalarken altı ihtilâl ve inkılâptan geçmiş Fransaya «Aierin o da bizim gibi yapıyor...» dıyecek duruma mı g^'dık? Unutmıyalım ve unutanlara hatırlatalun ki De Gaulle kanun tasanlarını ne millete hattâ ne de avucu içinde bulundurdugu î.Tcclise emooze etmiyor. MüMinin kendisi için beslediği sevgi ve jıivea; den kuvvet alarak, çekinmeden, rkilmeden. kendisini ve ikir!';rmi milletin direkt oyuna sunuyor. Yüdızda, Beşiktaşa çok yakuı mesafede yeni Boğaz yolu üzerinde, yeni yapılmış IBA apartımanlarında. beş oda, kaloriferli, boş teslim Boğaıiçine ve Marmaraya nazır APARTMAN DAİRESf 550.000 Lira para ikramiyesi İhraç mallarımıza talebler arttı İller Bankası Umtım Müdürlüğiine yeni bir tâyin Münhal bulunan Iller Bankası Umum Müdürlüğüne TürViye Emlâk Kredi Bankası BahçeVapı şubesl mü dürü bay Macit Kayta tâyin edilmiş tir. YAPI kltl BAINKASI Eylul 27 Rebiülevvel 13 Ü MR A N A K E R ile S A İ T A R G E Ş 0 Nişanlandılar. Çiftehavuzlar 25,'Sl'958 SATILIK Apartman Katı Cumartesi ve Pazardan maada günlerde 22 39 67 numaraya telefon. V. ] 5 53|12.05ı 15 26[17 59]19.32! 413 E. 111.53ı «05! 9.27J12 00 131,10.13 CUMURİYET'in Tefrikası: 15 Sna: Memduhu beMemeyelim, dl. Bu akşam pene Denizcilik Bi.ıkasır.da bir toplantısı var, geç gelec?1Doğru söylemiyordu. Kocasuun aile toplantılarından, şakalardan, Vuralm farfaralığından, Abdullah Savaştolganın böbürlenmelerinden, savaş hikâyeleri anlatırken kahramanlar arasma kendini de katarak «biz» diye konuşmasından hoşlanmadığıru, ailo toplantüarı olunca iş toplantıları uydurarak geç !caldığını biliyordu. Dogrusu onu ı!i kimse beklemiyordu. Babası bile ' ondan çekiniyordu. Gülmez yüzü ile odaya girip suratlı, suratlı oturdu mu, şakalar buz gibi donuyor, Vural "'ituyor, Abdullah Savaştolga alçak sesle konusuyordu. Refikle Spfik birer köşeye çeküiyor, ya da hemen odadan cıkıp gidiyorlardı. Gelmemesine C^PS'1 erken gelmesine şaşılırdı. Sifraya geçrnek için beklenen Olcaydı. cemlesini çekerek masadan 'îak kuruyordu. Gürültü, patırdı, bağıvabilecek yaratılışta değildi. Peri dak, sıkılmak'an avucunda kırıldı. laşmıştı. Perihan. yeni yeni konuş rışma, gülüşme, tabak, çatal şahan «aşk için» yaratümıştı. Meh Yalpalaya, > \ ılaya odadan çıktı, maya başlıyan Jülidenin de Vefık kırtısı, pikabm sesi artmıştı ki yetaplı gecelerde uyuyamaztiı. Ken sofraya, Sava./olgaya doğru gitti. Masaya oturulmuyor, herkes a gibi kendisine «Mamie» Jemesmi mek odasının kapısı açümış, Badisini anlıyacak erkeği bulsa, her yakt? tabağmı doldunıp yiyordu. istediğinden pasta kesilirken ken bür önünde önlüğü, iki elinde beşcyi «çocuklarını bile» bırakıp disine böyle söylemesi için Jülide şer şişle, çalımla, kurumla gözük«ona» koşardı. Fakat o er<ek ne Alman dadı Jülideyi yeni baştan ve öğretiyordu: «Mamie de kızım, müştü. Herkes yaşa diye bağırıyor, rede idi? «Ah% Perihan "\« çek ;iydirerek, patiklerini değiştirerek mamie de kızım.» Babürün ün salan ke^an'an için ti. Belki de pek yakımndaydı o er İetırmişti. Vefiğin uzatılmış kumraı saçîarını maşayla kıvırdığından Mac içkiyi su gibi içmeye başla büyük. küçük herkes el çırpıyor, kek! İnsanlar ne tuhaitı, bazan buçocuğun cinsiyeti değişmis gibiydi. mıstı. Kendine uysun diye Abdul Mac. icinden doğan bir açık görunlarmın dibini bile görmüyorlarnüllülükle tiz bir Texas nârası atıdı. Mac, üçüncü bardağı da bir yu AtrJullah Savaştolga sofranın ba lah Savaştolgayı da kışkırtıyordu. yordu. Küçük pastanın yanan muşmdF dadınm arkasından ayrılmı Zil zvırna olmak istiyordu. SavaşYazan: NECİP ALSAN dumda içti, dördüncü bardağı ken yor, başka yer yokmuş gibi hep munu Jülide bir kaç kere üflediktolgayı coşturmak, daha çok içırr r di doldurdu. ıUn orur. omuzu üzerinden masaya u mek için onunla boks, güreş, atı ten sonra ' " ^'''m'sti. Hatice Tuzcu konuşulanlan .ienl Hanım! dedi Abdullan için de bağırışılmış, el çırpılmu" zanıyordu. Dadı, masayla Savaştol ramanhk üzerine konuşuyordu. Çatolga, akşam dersleri bu saatl»re anlamıyor, hem de 'şitm'.yordu. ganın arasından çıkamıyor, kolalı Perihan. Vural, Mac, Saliha, İffet buk çakır keyif olan Abdullah Sa Savaştolga, Abdullah Savaşto'ga Genç karıkoca önlerine bdkı/Tkadar sürer mi? önlüğü sofranın örtüsüne sürtünSesini çıkarmıyan İffet Savaştol lardı. Hatice Tuzcu onlaıı sofrava mekten hışırdıyordu. Gevrek kol vaştolga da isteye, isteye ona uyu hep bir ası^d^n rarVvi ''•^mıştı: ga, Olcayı köşkün bahçesinde de§ çağırdı. Fakat onlar utanga?, 'lUn larınm üzerinde Savaştolganın a yor; ayakta sallanan Mac'a elense «Happy birthday to you nekle kovaladığı, odasına kilitlediği gaç karmlarmın tok oldugunu süy ğırhğı Artıyor, dadı kızarıyordu. çekiyordu. Alman dadının onlara baktığı sırada bir elense bir de çelHappy birthday to you lüyorlardı, yiyip de gelmişieıul Fa gençlik günlerini özlemle andı. Ensesinln üzerinde, topurundan ayHappy bithday to Juliiiiii» Olcayın arandığıru sezen Mac, kat Hatice Tuzcu onlan «ayıpür», rılmış, tel, tel san saçlarımn ara me ile Mac'ı yere yuvarlamayı da baştan aşağı kulak kesilmişti. Pe .darıhnm» gibi sözlerle zorlaya, sında sıcak blr ioluk dolasıyordu PROF N İ M B Ü S ' Ü B MACEFAUVB1: rihan onu kolundan tutup küçük zorlaya, çeke çeke götürdü. Herkes çatalmı tabağına vunıyor Mac, Perihana temiz çocuk, iyi salona götürdü, eline rakı bardabir ağızdan «Şiş kebap, şiş kebap!» ğını tutuşturdu. Olcay bsşka birini insan yüzile bakıyordu. Evet, ' 1 diye bağırıyordu. Fatma börekleri seviyordu. Mac bir yudumda su cay başkasını seviyordu. o da bili getirmiş, fakat Babür daha mutSUT rakıyı \Tittu. Perihan bardağı yordu. Vural da söylemışii faktan cıkmamıştı. Sinirlenen F yeniden doldurdu. Olcay sibi bir de büiyorc'u, belki bir rihana İbrahim Tuzcu: kız, Mac gibi oleun bir erkeği mut Vister S?vastolgaydı. Fakat Mac Be'1? kızım, dedi; kocan gellu edemezdi. Mac ikinci bardağı Olcayın beş yüz sevgilisi bile olsa bej yüz birincisi olmaya razı idi. sin. pastayı da yeriz, mumu d da boşalttı. Mac gibi olgun bir erkeğe olg\ın bir kadm ^erekti. Pe nOh, Mıstress Perry!» Aşk feda söndürürüz. Vural pikaba en yeni caz parçarihan iiriincü bardağı doldurup kârlık isterdi. Bir umut denizinden verdi. Gercekten birbirini anlıvj kendinde'bir damla bile kalsa Mac, 'arını kovmuş. sesi de aşağı vuku : l cak b ı er :ekle bir kadımn buUıs Olcayı beVivecekti O öyle güzel. sonuna kadar açmıstı. Herkes kr ması pek kıt gorülen mutluîu'ırlar övle PV7eldi ki Yervüzüncle Rez nuşurken birbirini anlamak :c: dandı. Perihan da a*ıla=;ılmarr>ış bir miş Olcayın gözleri gibi parlak ka bagırmak zorunda kalıyordu. Dad 1 kadındı. Kocası çok iyi bir adamdı. ra gözler görmemisti. «Oh » diye şiddetli bir kalça hareketile kendi ı bağırdı. Boşalttıgı dördüncü bar ni kurtarmış, Vefiğin tekerlekU M fakat Perihan gibi bir kadını anh Happy birthday to you!» VI Kapımn arkasına biri gizlenmış olsaydı, yazı odasından içeri giren Memduh Tuzcunun yüzünde eşıgi Nüshası 23 Kuruştur geçerken büyük bir değişiklık oldugunu görürdü. Abnne Şrralti Turkiye Haricl Gerçekıe bu oek La j ^^.» 3aSenphk 75 00 150.00 sma ben'em'vordu. evde ovle söyS aylık 40 (K) 80 00 3 ayhk 7100 44 00 lüyorlardı ama . Yazı masasıvn Basarı \e Yayan yerine bmada, üzerinde cüçıjük Gazetecılık Türk Anonim Şırketl bir torna, küçücük mengeneler, küCagaloflu Kalkpvı sckak No 3S41 çücük tornavidalar, kerpetenler, Sahıbı saatçi pertavsızları bulunan bir iş NÂZİME NADİ masası vardı. Masanm üstünde bir Yazı ıslenni fılen Iflare eden de parçalan birbirinden ayrılmış, Mes'ul Müdür didik didik edilmiş bir çakmak duÖMER SAMİ nıyordu. Üzerinde bir gemi maketi Gaz<"temızf gonderılen evrak v«ı bulunan kitaphğın yalnız bir rafın yazılar n>'?re<jjlsin edilmtsın Ude da bir kaç kitab vardı. olunmaı tlânlardan mesuliyet kabul (Arkası var) edilmez. CIÎMHORÎYBT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle