19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
aa YURD DIŞINDA TÜRKLER: 3 Esnaf Sanateı Dost Batı m«mleket!erlnden bl. rindeki elçiiiğimizde varif» gören dosrumla . karşı karjıya geçmlş ko. nusuyorduk. Odada blr kaç ahpab daha vardı. Bir ara gözum duvardakl tabloya ilişti Bu, Anadoluya aid o'.duğu anlaşılan bir harman manzarası ldi. Klmin? dlye sordum. Adını dahi duymadığımız meş. hur bir genc ressamımızın... Adını dahi duymadığın halde nasıl m«şhur diyorsun? Kendlnden rlvayet .. Günün bl. rinde «Ben taninmış bir Turk ressamıyım» diye çıkageldi. Sefir be. yin küçuk oğîunun resmiri yap. maya tallb oldu. Sefir bey de resim bıtınce «Boyle ger.cleri himave etmeli» d«di. Bu işaret uzerıne burada bir sergi açrr.asma önayak olduk. Bizl pek seven diplomatlar bir kaç tablo satm aldılar. Bız d« dort beş tane mübayaa edip duvarlara astık. Benim payıma bu manzara düştu. Bunu duvara asalı bir kaç saat ya ohnuş, ya olmamıştı Iti genc ressam kapıda gene goründü. Sizden büyük bir rıcam vart dedi. Buyurun. Sergiyl gezen bir ecnebi diplo. mat bu tabloyu beğerımiş. Sorradan bana haber yolladı. «Satıldı» dedlm. cllle onu isterimı> d:ye tutturdu. Eyyy şimdi ne olacak? Bu tabloyu bana İki saat iein verirsemz bir aynmı yapıp kendi. sine 5atacağım. Demek aynı lmzayı taçıyan bırblrinm tıpatıp eşi iki tablo vücude gelecek... Boyle şey elur mu? Muşteriniz diplomat duyarsa ne der? Sağ eli ile boşlukta daireier çtze. rek: Adam siz d«, aldırmayın, nere. den duyacak? dedl ve duvardakı tabloya uzandı. Onu iki saat deg*l. tam bir saat kırk beş Gakika sonra gerl getirdifini de ehemmiyetle kaydetjnelıyım... Bu şaheserıh ay. nını vucude getırmek lçln bir saatın kâfi geidiğinl iftlharla söyledi.» Hikâye heplmizın hoşuna gitmiştı Katıla katıia gulduk. Cevat Fehmi BAŞKUT Sehir = 1 =haberleri 1 İ •cusunjı t Âğustos İ9Sİ cezalandırıldı Ayrica fren ve direksiyonlar, ârııalı arabalar.n da plâkaları söküldü İslanbul Trafik şubesi müdüılüğü sivıl ve resmî eüipleri. trafik kontrollama devam etmektedirter. Dünkü kontroll rda taks>i durakl?.rında saatleri kapah bekleyen 25, müşteriden fazla para istiyen 5, yolcu almaktan ımtin^ eden 11, yolcuya kaba mU'=melede bulunan 10 şofor ceıalandırılmLşîır. Ayrica fren ve direksiyon tertibatı kl ârızalı arabaların plâkeları sökiılmüştür. 24 saatte 51 şoför .1. Milliyet tekel de bir hak değildir K E •• O SÜ I M D 1E N Evvslâ can ••• lr kısnu kaflye hatın lçln, bazMi da lâf olsun diye öyle yanlnuş farkı mısralanndaki böburlenmeler mu» tesaa, Ker lanun «can cümleden aziz» dir. * Âşık, caııını, sevdahsının uğrunda, ancak şarkıdan şarlnya, şiirden şiire feda eder. Ilham perisinin kanatlarma binip, •usraların esîrî dizisi içiııde dolaşuken. canını «bir dostltık ka!c!ı!» det gibi. sevgilisinin yolunda. önune gelene ikrama âınade. avucunda gczdircn âşık, şiır seınasından reaüte zeminiııe onu koynuna saklar suja erdiği için iner innıez, ayakları .hele •owVorfc'|»fcirdottMitü feâtıralari 1 GÜLGEDEKİ ADAM Korkımc ıslâhhane GlR İŞ, kaptsına geldim. «Sosyoloji mi? Bırakın bu zevzekliği Allahaşkuıa!..» Bu bina beni bir an titretti. O derece sert ve soğuk bir manzarası vardı ki kendimi 16. asrın bir kalesi karşısında zannettim. Fakat sonra müessese müdürünü1 görünce, bu binanın one nazaran çok daha romantık olduğunu anladım. Gerçekten 60 yaşkrında olan müdür Edward C. Barber'in sesi, bakıslanndan da soğuktu. İlk nazarda insana çekingenlik veren bir tipi vardı. Niçm geldiğimi anlatınca gayet soğuk bir tavırla «peki ama» dejdi «niçin burada çalışmayı arzu ediyorsunuz?» «Şunu itiraf edeyim ki Sir» diye cevab verdim, «müessesenizin çok sert kaidelere tâbi olduğunu isittim ve bunun benim için çok iyi bir başlangıç olacağını düşündüm.» «Hımm . Bunu kimden işittiğinizi de öğrenebiKr miyim?> Göalerjmi bafifçe yumarak başımı salladım ve «Profesörüraden» dedim, «Boston Üniversitesindeki Sos yoloji Profesöritrnden». Birden yüzünde müstehzi bir ifade belirdi: «Sosyoloji mi dediniz? Hayır! Buradakı hoyvan surulermı, oîrendığiıuz nazariyelerle zaptedemezsiniz. Onun için Sosyoloji denen bu zevzekiiği unutmağa çalışın. Gerçekten müessesemizde çalışmak istiyorsanız, kebul. Fakat işe gardiyanlıkla başlıyacaksınız. Hem de bu gece. Ancak üç ay sonra size bir gardiyan elbisesi verilecek ..». Müdürün söylediklerini hemen kebullendim. Tam çıkmak üzere kapıya doğru yönelmiştım ki birden akhma bir §ey gibi döndüm ve «Pardon» de%im, «niçin gardiyan elıbisesini ancak üç ay sonra giyebileceğim?» Müdür soğuk bir gülüm.emeyle «niçin mi?» dedi, «gayet basit! İ.E.T.T. Umum Müdiirii ayrılıyor mu? öğrendigimlıe göre, 1 E. T T nin teknık işlere bakan Umum Müdür Muavlnt Sürhay Cevan^ir emekliye sevkedılmlştlr Bu vaıifeye Gaz Dairosi RMsi Süleyman Seden getirilmiştir Diğer taraftan haber «Idığırmza göre Umum Mfldüı Kâmran Görgüniln de dıırumu naziktir. Kendisinin bugünlerde tMıfaya meebur edilecegt israrla soylenmektedir. IS3035 yillarrmda Amerika Birlefifc devleüerınde ifltnen tuçlar btr hayh artmıştı. Ustelik bunların faılleri de kolay kolay bulunamıyordu. Gizli eller, memleketi kasıp kavuntyordu. Bilhau* Neu> Yorktm bu yuzden dehşetli btr panık vardı. Yer alt\nda bwnnan bir takun ftrtrler bonka loyma, çocuk kaçvrma, fantaj vt daha btr ıtıru mçlar işleyip durnaktayiuar. Ijte bu nralarda Neıo York savcıhğına genç ve enerjifc bir detektıf alınmışH. Ona, tavcının sağ fcoiu diyorlardt. Gerçekten Harold Danfort ismindeki bu genç, çok faal vt idealistti. Yularca New York savcıltğvm yapmif olan meşhur politika adamı Thomas Deuıey, en çetrejil işlt rin takibini onu veriyordu. Zekcun, kiiltürü bir hayli lcuvvetü olan Danfort, kenditine devredilen igleri büyiık bir başanyla »onuçl&ndmynrdu. Bu sayede New York adliyesinin en güvenilir adamı olmuçtu. Burada okuyuculanmıtB. onun JVete Yorfc'tofci yeralu haydudlarile olan lertni ve dramatik hayatvm nakletmeğe çaltgacağrz. BİRİNCİ Kisrvi: Bir ada Zillet ve alçakbfm merkezi Amerikan adliyesindeki çıraklık devreme çok aşağı mertebeden başladnn. Bana verilen ilk vazlfe gardiyanlıktı. New York'un Randall adasında genç suçlulan ıslah etmek : üzere bir terbiye müessesesi muştu. 192S yılında burada bir iş. üzere müessese müdürlüğüne müracaat ettim. Gerçi burada bana gösterilecek iş tahminımce küçük bir ifti. Amma ben kendimi hak ve adeletin hizmetkân addettiğim için buna kulak astığım yoktu. Nitekim bugün bile mesleğe bu şekilde atılmış olmama zerrece esef etmiyorum. Zira bu başlangıç, benim bir hayli ğözümü açmıs Ve hayat hakkında bana çok şeyler öğretmisti. Ben» DU sayede, caniyet için tehlikelilik arzeden unsurların insana yakışır şerefli bir hayata zamanla nasıl kavuştuklaruu ve bunu temin etmek için neler yapmek gerektiğini müteaddid denemelerle öğrendim. Esasen beni bu iş* teşvik edenler aynı noktaya ısrarla işaret etmişkrdi. Uzatmıyayım,, bana yapılan tavsiyeleri ehemmiyetle gözönünde tutarek kararımı verdim ve soğuk bir' kasım sabahı Randall adasma gittim. Kendime güvenim vardı. Boston Üniversitesinden aldığım Felsefe ve Sosyoloji diploması cebimdeydi. Gerek benim Üniversitede kabp profesörlüğe yükselmemi istiyen annemin, gerekse Fakülte Dekanmm sözlerini kukğımın arkasına atmıştım. Nazariyattan kaçıp, daima gerçek haj'at olaylannl yekmdan ineelemçk arzusunu taşımıştım. Şimdi bu benim için büyük bir fırsattı. Hattâ Dekan benim bu arzumu biraz garib karşılamış w demişti ki: «Öyle mi Danforth. bu öğrenmek için Randall adasına gidebir Rum tevkif edildi rek sana' verilecek küçük bir işi Propsi isrr.inde bir Rum. Turkluğe kolayca kabul edecek misin? Bu se hakaret ettigl lddiasüe dun nobetçi nın için çok güç olacak. Değil mi? mabkemesin» verilmis ve Ben «Evet Sir» diye cevab vermiştim. sorgusunu muteakıb tevkif edilerek «Benim istediğim da bu ya zaten!..» Cczaevine gönderilmisttr. Türklüğe hakaretten sanık Bunkn düşüne düşüne müessesenin Esnaf Dernekleri Birliği idare Yeni «eçılen îstenbul Esnaf Dernek'erl Blruğl (dsre hevetl çalısnalann» başlamıştır. Bu cümleden o ar«k. İdare heyetl Blrllîe ba*h dern»Klertn thtivaçlannı tesbtt e'Tiekte. tev. zi v* lahsls huausuBda genlş bir rapor haeır'amaktadır. H^nr'anan raporlar 6r.iımüzdeVl sunlerde 1U111 heyetr* rahşıpalanna başladı türü bakımından, uzun zamandanberi Fransız tesiri ve nüfuzu altında bulunan Lübnan, diğer Arap meraleketlerine, hattâ Mısır'a seviyece ü«tündü. Fakat nüfus ve kudret potan! siyelı azdı. Kütle olarak önder ola™a iht.lâiin Tanh, oniar;,yuk«k lunü ve şahsiyetıni bu açıdan be I nıat'tan da önce kurmaya ça;ıştığı mazdı. Üç çeyrek asırdanberi ecnebî baskısuıa direnen Mısır, kalabalık v e k o l k u otorlte m a s k E 1 • verdi.b uNalmlarn çüstünde boyldrını brtmeye çalışnııştım. Benim bu in ' ilcrleme cereyanı' Kahire.'yi kendısi bir topluluk olarak ve yerlı, \ahdnci i nı»» aydınuzattıran, gene odur. O günlerin cıi ziva koşemden çıkmış kmk sesimi nin de habersiz oldugu bir Aıap okullarırida yetişen uyanık celeri, artık cüce değillerdır Bu kim duyacaktı? Zaten böyle bir şey kültur merkezi haline getirdi. Bu ;ti larının teşvıklerıne uyaıak Arap âlegün de tarih, yeniden yaratıcı oltiu.. bekletneğe ne hakkım olacak'' Te barla Arap uyanışının saban ezanını minde milliyetçiliğin lideri oldu François Mauriac, bu özlü sözleri sadüf kabilinden kulağı deük üç beç okuyan, gene bir Türktur. Faruk'un Araplığı birleştirmede iki ırühim kendi memleketini ve memleketinin insan işitsin, o da bir kazanytır. D ş babâsı Fuad'a gelinceye kadar Muır ve hazır unsur vardı: Din ve dil şimdiki hâlıni düşünerek soylviyor görünüşile Garbın büyük zımam saraymın dili Türkçe idi. Soyunu Kuran, Arapçadır. Bu bırleştirici ve Charles De Gaulle'ü • Gun.in darlarının hataları ve onlar ıraim unutarak asıilarıriB . bile bile göı unsurlara mukabil ayırıcı oidnları da şartlarma b v ç l u olmıyan adam» di daki menfaat ıhtilâfı, Nâsu'ı buçün yummuş olan ve kendilerinı Arap mevcuttu: Arap memlekeUe.ı araye vasıflandırarak o türlu de^ hali ku duruma yükselttı. zannedılir Bel göstererek hükümranlıktarını muha. sındakı mesafeler ve tabiî . ıktıssdi ne gelen cücelerden ayırıyor. Ben ki bu etkenler, birer vesile: occat'on faıa edebileçeklerini zann?den bu ıki menfaat kaynakları. Osmanlı jmpajse Figaro Litteraire'de DU »atırları olmuştur. Fakat asıl sebeb, süyledi gafil Türk, ailelerıni memleKetiera ratorluğunun çözülmesinden sonra okuduğum zaman Fransa'yı umuup ğim şeydir; yani özü halktan fc'en den kovdurmak suretile eru'etleri teşekkül eden, daha doğrusu tc", il jj nin cezasını çektiler. Hele lıilâfet id Ortadoğuyu ve bilhassa Arap dün Arap müliyetçiliği ruhudur. Bu ruh, biraz evvel dedigim gibi, diasına kadar riyâsını ileri götürmüş ettirılen devletleri birer bütün oiayasmı gdzümün önünde buldum .1914 rak kabul etmek yolile bu konfededen önce ve sonra Osmanlı impa önce Misırda doğmuştur. Esasen A olan Kral Faruk, ihtil&lcilerın '•'• le ratorluğu üstünde Türkletden ayrıl rap kültücü bakımından Mısır. bü açılıp içi görünen sefil mahremiye rasyon kurmak, bu ayrılma sebe^l^rimak kasdile harekete, geçmiş, nvıs'ü tün diğer Arap memleketlerir.d»n tile bütün dünyaya sefahatınm utan ni akıllıca ikinci plâna ^çirrMş oiuyordu. îkinci Dünya Haılunin bıtiman olan ve olmıyan milletler ıç'n daha kııvvetli idi. Ne Basra, ne Ku dırıcı manzarasını açmıs Irak'da, SuriyekJe okunan mektep mini takıb eden devrede Fbruk Ade günün ?artları üstüne çıkmış bir fe, ne Şam, ne hattâ Mekke ve Melider görülmedi. Arap âlenv.nde de dine, bu yöııden ona üstün olama ] kitapları, Mısır'da basılıp buralara rap Brliğine Mıtır'ı önd T yapmaea islâm tarihinin ilk çağlarında te«a mışlardı. Hele aslı Türk Mehmed Alı geliyordu. En büyük *'ap yazarları çalıştı. Mısır. kaışısında Irak'ı ^ulGarp kül du. Bilhassa Mısır'da krallık aevrilJüi edilen büyük çaptaki poiitika, nin Mısırda giriştiği ve bizun Tdiıri , ve edipleri Mısır'd» | dikten sonra Arap dünyasma iki şah l.srb ve ilim adamlerı âyarında kimsıyet çıktı: Nâsır, Nuri Said. Biri sr cıtaya çıkmadı. Çıkanlar. nıhaI « M Ord. Prof. Dr. Ferit H. SAYMEN halktan geliyordu.' biri' halkı litediei j'et orta formada kişilerdi yere getirmek istiyordu. Haiktaı^ geö y k idi aırm, tıpkı 1793 İh'ilâlinlen, halkı baskı ile sürüm"k üted^ olauğu gibi, «Araplık r;uıu> diyeni yendi. yfbileceğimiz bir devrin unsuru. bu tüyük bölgede, bu kalabolık K'i'Le Bugün artık raucadele !.anae;.nden ıradesı dısında vc ebedî olaıa.t çekil içınae önayak olanlara tabiî çjnisrnı mış olan Nuri Saıd, Lıfe dergisine don çok daha yüksek bir büyükiük verdiği ve Oıtadoğu ahvalındekı Averdı. On dokuzuncu asraı son vılmerikan siyasedni şjddetle tcnkid l&ıında Mısır'da çıkıp ba$nrı«u biettiği son demecinde şunlaıı söylüten Arâbî olayını ne bbim o ieviryor: , deki Osmanlı ricali, ne de îngiıiz Venilenmis 4 ba<=ı Repertuarlı 2 cild 1212 sahife Fiarı 45 lira politika adamları anlıyabildilı1 Bu işin tamamlanması, tendisı de bir halk aya*lanmasıydı. Zdğîul. o Mısırdaki yabancı kötü muuınelsiİ S M A İ L A K G Ü N .V,,, H^vım p*<rmisti. A'odün^â^ır, ' nin bir tepkisi olan Cemal AbaünMatbaacılıkv«Kitapçı«ıkMü«s*es«lerl bu ruhun çocuğudvır. Aodülkerim I nâsır ın kı ılık. hareketi yapmasınJan Kasım, onun yeni doğan, kü(,ük karbaret oldu. Nâsır, kabule şayan şart Nlerkez: Cağaloğlu Servilimescit V Sok.24 İstanbulTel. 22 09 68 K larla, silâh temınini reddeden Batı ' T A B E ' (BabıAH) AMcara Cad. 4 Istaa. H A K K İ T A B E V İ Yanıksarayiar S»««. 1» istaıtbul Beş yıl önce. gene bu rü!ıınlarda :arafınrtan •itelentîigi* mazeıeıtle Satış Mısır olayları ve Albay .^âsır ıçm 1955 sonbaharınrla Sovyetlerden silâh yazdığım bir yazıda onun iarthf rosatm alıverdi Ne o zaman, ne de şimdi hic bir Arap, onun bu harekfinin arkasınHaki ırânevi lazytk' inkâr edcmezdi.» Mauriac, blr yezısında şöyle der: «Çok defa, politika alanındaki adamlarm kendilerinden gelme bir üslupları yoktur. Günün şartları onlarm gidişini tayin eder. (93Tin devlerı', kuçük boyutta kimselerdı. A r YAZAN HASAN ÂLİ YÜCEL Sistematik TÜRK İŞ HUKÜKl' MEVZUATI biraz daha düşüneyim» der. Her hayalaiMsta. her faıi^te bu boyledir. Evvelâ cân, sonra câaân! Ne japalım, hayat boyle kurulmuş. Bir kac gün evvel. yaya yürüyemeyeceğim kadar uzak bir yola gitmek icabettiği için binmek lorunda kaldığım otobuste. bunları düçıındiinı. Birbirlerine bakışUn. birbirlcrine karşı davranışlan, sessiz bir baçını gibi: .evvelâ can . • diyen otobüs >ol culannı bir (arafa bırakın. otobıiMin kendi halinde bile. aynı hikmeti haykıran bir ifade vardı. Otobüs, otuıacak yer bulmuş olanlann bir tıisline yaklaşan ayakta yalcularüe. nasıl tıklım tıklımdl, tahnıin edcrviniz. Oturmağa nazaran ajal.ta buııalmaU. bilet parası ödemekten ziyade. idtveden bir i^kence tazminatı Aİırı.<s;ı icaSettirecek kadar acaib bir :>al oldııüu halde. idarenin böyle >erııı. de bir cömertlik etmesi. elhet aklından bile geçmezdi. O. yolcusunu. olurduğu >erde rahat rahat taiimnkla mükeliefti ama. yolrudan evvel. tabii. keııdini diişünccekti. Evvelâ cân. sonra câııjıı! Hayatta her şey bu kaideyc day.ımr. Sular Idaresi. sİ7İnle snzlıi vcya yazılı bir mukavele yapmı^tır. <) size. her medeni insanın mıthlar ol duğu suyu verecektir. sit de ona bu su>ıın parasını vereceUsinİ7 Suyunuzu verir. Verir ama U *ndi billtÜ eihi. kidır kı>mik! Ben ile sana. paraııı ttnliik börcük verereğim dediniz miytii. için re»gi değteir. Çünkü tnusluk oııupı elinKvvelâ rân. sonra cânân, der. nkaıı sular da durur! Beledi>eye vergi verirMnir. cöp P«rası verirsiniz. aydınlatma parası >eHrsiniz. Bu paralar karşılığı »larak. Relediyeııin size •lisan'ı hâl» ile evvelâ cân. sonra cânân demektc oldntıı.ıu, kaldmmlardan fenerlcre. kapı öıılerinde birikip günlerce çop arubası bekli>en tenekelcre kadar her »ey gereçi gibi anlalmaktadır. Sİ7. hiç. nohut oda. bakla sofa. ev bazması apartmanını. hiiKiıı akarna kokarına rağmen. tam hakkı olan para ile kiraya vermeğe razı ev 6ahibi gerdünüz mii? Aylık kazancuıızı meteliğine ka dar ev kirasına yatırnu^a meebur olacakmışsmız; evin miıııcik odalanna sıgmıyan eş>*anızdan dola'yı koltukçu dükkâmnda oturuyormu; gibi •iacakmtşstmz: bitişik evin yan«ıa duvarı sizi gupegündüz lâmba yak. raağa meebur edecekaus. bunlar, ev sahibine vız gelen şcyierdir. Çünkü. evvelâ cân. sonra cânân kaIdesi var! Balıkçı. başmdan de|il hattâ kuyrufundan kokmus h«hğı mutlaka dM verir. kendi evine götiirmez; teraıili esnaf. tartıda yanlışlığı kendi zararına değil. sizin zarannıza yapar. Hep. önce cân, sonra cânân bikâyesi! Dtinya tersine döndü. dfyorlar. Kıyamet alâmetleri belirdi. diyorlar. Bunlar kuruntudan ibaret. Düııyanın tersine döndüğiine beıı, ancak, önce cân. sonra cânân kaidesl tersine donddğıı zaman inanınnı. Hamdl VAROĞLU 29 Mayıs '1SH taihir.de hatkın ıiy«retine açılan tarih' Rumelıhisan vatandaşlar tarafından ilgi ve takdlrle «iyaret ciunmaktadır Rumelihisan paıartesl (rtinu haric haftanın difcer gilnleH gat 16 ilâ 12 ve 13 ilâ 19 arasırda açık bulundurulmaktadır. Dtlhulive flcreti olarak 50. a*ansBre blnenlerdrn ve rrüzeleri rivaret ed«"nlerden aynca S.i er kuruç alınmaktadır • BilindiSi tîzrre Purp.etihisan açıldıkt.ın sonra bir müddet üoretsîz olarak zivaret edilmiptir Düfıulive ücreti alınmağa barl&diffmdanberi R. Risannı 1<F47 ki«i etmistir. Bu arad;ı okullar ve di*er rosml tcplu olarak yapıla. cak riyaretlerder! Ucret alınmamakt»dır Kema} M n s ^ f a „ . . , , . .. , , , , y*"adlgl tesekkur mektublari Mustafa Kema! DerneSi. Atstürlc çlllşmslart menuunda göeterdlklen maddî Te manevî yardımlsrdan dolaTi Mlliî EŞltlm B?îîar.l:gj Vtüsteşan Oeman Faruk Ver^ner, Tstanbu! ttifcarlanndan Saml Vel^o*lu Te Dermrvolları İ5.'.etme Müdiir'erlnden Hüstü Sarpa birer *ese\kür mektubu jönrtprrfTP ^p*aT vermi^ti' R. Hisarını 14X47 riyaret etti Ltkaata • Pastıkım Raef Bar. Bütün odalar banyolu telefonlu ve her türlü konforuyja: Sayın müşterilerinin Ijizmetine girmiştir. Tera* Otel <J<:i rs^r sş a^; 23 5 8 7 1 " " " ' 1 T Ne olursa olsun. bu sözlerile rakib lideı Nuri Said. muarızı N?sır'=ı hak •eımışlır Fakat demecinin alt tarafındaki tenkıdleri, bu haıeketı zararlı ve abdalca bulduğunu aösteıı yor Halbuki zarar meselesi bir ans konurfia sıyafi'e kmıinin nfcdpl o] duğu. umulm?yan bir anda vaki olın k»nh sürprizle ortaya çıkm*ştır Nuri Saıd in Irak'da kurduğu sıkı idareyc rağmen içeride oian bi'enden ne derece habeısız bulunduğu. savunulmaz bir gaflet olarak meyd;md*adır. Ayrica halk dışında dayandığı siyasi desteğin de zavıflığı kesin olarak tahakkuk etmiştiı. Pek uzakta olmıyan işaretlerden m*m*4<ğmn vm* kx*tb& »jicvire» şimdiki Irak hukumetinı G>roiı devujgu.i haıeketinı pek tabıi buluruz. İktidar, muhalefetin ikaziaruı^ e'bette bir ıstıfade kayneğı bilecek.ir. Bu işdc bizim için Bağdad P?ktı tneseiesınden dahi mühinı tU» riokta. komsumuz Irak'daVi yar'm milyortden fazla soydf sınT'dır. Eâer ve.ilen haberler dnğru is°'yenı Irık hükumetınin muvakkat anayasssında Irak devletınin «Arap ve Kürt» halkmdan, müre.kkep olduğu zikrediliyormuş. Yoksa veni hükumet. Irak nüfuçunun 6tşte biri olan Tüık'eri kendınden ayn mı ka'ıul etmek;edir. Yi'rdls pndan ecPmpmek şaılıle bu çörüsü fül:r«nla karşılarız. Kâer böyle değilse aslen ve hâ'.en Tuık olan bu Irak'lı vatandaşlarının millî hüviyetlermi Kurtlerie beraber beyan etmeyi=ine. milliyetciliği'iı tabiî ve haklı gördü^ümüz yeni hükumet karsısında. es"f dııymamak elirîÜ7dpn gelmez. Çünkü milliyetçiiik, ynlnw bazı milletlerin değil, her milltin hpkkırîır O h^k':ı kend^ei'îne alıvak istıyenler. başkalanna da veımesıni bilmelirlirier. ' •"•••• İstanbul Bayazıt TüRKiYE TURiZM BANKASI Florya Turistik Tesislerinden kelırsanız buna çok hayret edecePolıs nez^retinde Pendıkten Istanğim. Söylediğim üç ay sizin için bir bula getirilen b'.r sanık, dün kendlsınl deneme devresi olacak. Bu imtihanı Köprüden deniz€ atarak intihara kalda, etraftan :araatlatırsanız elbise gıymeğe hak ka kışmışsa kurtarılmış veyetışen er altına ıından tedavj zanırsımz. Şimdi gardiyanlara ayrılan alnmıştır bölüme gidin ve hemen vezifeye baş Muammer Gürcü lsnıiîidekl bu salayın. Geceleri çalışacağınızı da u n:k, suç ortağmın yakaîanması Kin bir polls nezaretinde Pendikten İsnutmayın...» Sessizce odayı terkettanbula getırilmiıse de, Galata koptim. Kapıda Tony ismindeki 'gardiyan rüsune lner inmez kendısinl denıze beni bekliyordu. Benim böyle hevesle bu işe girmeme saşmış gibi bir hali ar.Timer hakiında tahklkat yapılmâk. vardı. Yolda bana işîn icabfanru ve ta<Jır. nasıl hareket etmem gerektiğini dili döndüğü kadar anlattı. Müesse^ede Ağustos 3 Mııharrem 17 ' 500 hükümlü genç varmış. Bunlann ortalama yaşı 1820 imiş. Tony'yi dik I katle süzdüm. Oldukçs iri yapılı veyakışıkh bir adamdı. Yabıız konuş j malarından kafasmın boş olduğunu V. ] 4 M 1?»r) !6 15 19 2? 21.13 S.57 | anlamakta gecikmedim. Maamafih Eğer burada kendi arzunuzla bir ay t n t i h a r a tesebhüs eden samk Mecıdivekcunde O"a sokasmda 6 numara. ı evde oturan Mustafa icızı 1 5 yaşında Meral lsmlnde b!r vavru. anTiesinl,, odada bulunmadığı bir sırada kcmodin ü?er*nde duran D T T. fişeslnl a'.srak Içm'.ş <e zehl'leneiTk ölmu5t"ur Hâdise eTafında Savcr.ık tshkıkat vapmaktadır D. D. T. den zehirlenerek öldü İNCt ERDER ile . MEHMET EREL Evlendiler Nışsntaş 181958 I1 I 1 1 J : 1 kadar yüksek tahsil yaptıktan sonra. | iyi kalbli bir insana benziyordu. ı~E~] 9.C4 4.5 î « S l 12.00 1.48 sırf cezakrm nasıl infaz edildiğini Arkası var . ıui!uuıi[i!uwnuıuuiui!'i<ı;i)iHi:u:<iiitiııinı ıHiıtcıifiHtfiBnıııtnıııttıuııiCT;!» utiitııaiNiaıııımiMiıiMiifliiJiiiııtiiiıııııııiiiımıtiHiıtıtHuiiittıiMiıı.ıtm muitii» ||||Wm'!l'lt1Hlflımi'll|l|l.|nl»'' liyor. Cafer onbaşı habar salmış. B e l I ler. "Boş durdu mu kotülük düşüCUMHRİYET'in Tefrikasu 22 «Ister kurusun, ister kuruınasın! k i m y a r m ö ğ l e y e burda olacak Ha| tıfir.,, Onun için, bir yer gösterirler ra toplayıp acala tedarik g ö r e c e H e r "Kaz burasını,, derler. Kazdırır kaz Ne fark eder? Ne fark eder?• Sen bilirsın ana.» dedi Sayrsm. Ortaköy'e adam salacaklar ırakı ş a dırırlar. Tam yemek zamanı geldi rap g e t i r m e ğ e . Hadi, açın baKilun mi, başka türlü bif emir: "Do'dur!,, «Sen nerde, ben orda. Karar vordun k e s e n i n ağzını.» •• ^ •• gayri, kendi kendime. Sen nerde, O hesap Haceli'ninki. Kazctr doldur, •Kaç para, veriyoruz?» dedi B a y ben de orda ..» kazdır doldur ..» «(Çapalar, kürekler, diş, tırnak, ram. | «Kazdırsm.» dedi Irazca. «Elli gün •İki lira.»* | kazdırsm, elli gün dolduracagız.» İçi diısek, topuk... Uyku! .. İyi *erpiçin «Herkeş iki lira mıT» ' çalkanıyordu. Uzun «avakiar, selvi çamuru kerpiç olmadan önce bir gün «Yoook. B o y boy... Ü ç b o y a ayıruyumalı. Içine de bol çavdar iamakavâklar, selvi de kavaklar . Kadılar k ö y ü : Bir lira, bir b u ç u x . >ki vaklar kadar uzun oir srjpa aüşü nı katmalı. Uyku...)» lira...» Bekçi Mustafa: nüyordu. Kaldırıp Hocelinıı. beline «Bizi birinci b o y d a n mı saydiıor «Bayraaam!» diye seslendi birdenindiriyordu. On bin sekız" yaz otuz «Birinci b o y d a n saydılar.» sekiz! Sekizler bir sepet yumurta bire, avlu kapısmdan. Dolduracağız.> Fatma kağnıya binip yürüdü. «(Kör , mişler... Susadım su isterur». anam!. gibi yuvarlanıyordu önünden. HaceBayram silkindi. Irazca belinledi: ıDögüş kavga luzum ederse? şeytanından bulasıca! Her şeyin bi j Bana pınar gösterüı anam! Ben pı«Elimde liste yok emme kafam 'isli'nin kağnısı, Haceli'nin ölüsünü • Kalk da bi bak şuna'.» dedi. • Edeceğiz.» yolu yordamı var. Düşünmeden da | nardan kanmam anam! Bayrsm'ın teden»daha kavimdir. Muhtar : ki de kendiliğınden kaldırıp götüriiyordu. Bayram doğruldu: nışıradan geldin kazma vurdun elin j tatlı göl balığı gibi parlak gözleri «Kardaşlarıyla gelüse?» fa okuttu, ben de belledim t<aşaa Taşlar yas tutmuyor, ama kerpiç çu«Gelsene Mustafağa!» evınÜT önunde. Karmcanm bile canı j v a r . Bayram'ın diri kolları... Bol 6U>Biz de hepimız vara;sğız. Hep kurunda ala kurumuş kerpiçler %ğıt Isim acala , Bayram. Koca ki>ü aşşa. Evet, iki lira vereceksin iCar var. Elin insanı bırakır mı seni ken lardan isterim anam'.)» Bayram bir beraber. Ahmed. Osman, Şerie. • düzmüyordu. Sıcaktan çatlanwmak hır bir dolaşacam akşam akşam İş Bayram.'Birinci boydan oldun g*yı y «Olmek var ana. .> di feyline, nâlet herif? Kalksbilir isteseydi onu Bayram? Bayrarıi ıstebuğünkü günden itibaren.» için ırmağa koşuyordu çaresız uşiar. var gene . » Bir uçtan da kapıyı asen kalk bakalım bu belâııın a'tm se, Hatice de istese, olurdu. O itter•Salmayı hep üçüncü boydan vetrc... donmek yok!...» Ve dev boyunlu zebellâ b bir k'prü çıp içeri girdi. «Davran b k l bakalım k kelâ kü dan şimdi! Yanıbaşlarmdh gözel yı di Hatice'yi. Kulu köpeğı olardu. «Ana?» üstünde Irazca, korkuluklara tutun seye. Bu sabah salma saldılar. Yâım dik buğüne kadar?. kılar var. Nasıl olsa para veriyon. «ıHatice merimdir. Hatice... Hati Arkası v»r «Suussss!... Eşşek herif in dölü. sus! rnuş, pekmez tükürüyordu. Çayır çi ' yahut öbür gun köye kaymakam geBuraya vereceğine oraya ver Gözel ' ce'nin ne günahı var?)» Sus baba devıre3İce! Suss!» men bir bahçede Fatma... Bavrarr.'n XI. ce temizlet. Kazdır temelini, isıedi l PROF. N İ M B Ü S Ü B MACER ALABIt Habire «Sus!» diyordu. Bi;' ırmak götürdüğü bulamaçtan içiyor, kugğ Ala Kerpiç ğin gibi yaptır bir ev. Kavgaya ne | geliyor ateşi söndürüyordu, çorü çö laklarmı ısuıyor, etini, orasını bıııaIrazca gene merdıven başında. Tohacat. kırgınlığa ne hacat?>» Sövpü silip süpürüyordu içinden. Tutup ' ">*"«"""."""'•'*"',7 ' & «uibi lendi gitti. «(Alnımın kara yazı?ı bu rnnları iki yanında. «Haceli'nin ev ırmağı Haceli'nin ,••„..,.,„ .;,v.;«ı , s ı n l dışlıy°r<lu oglanın. Kurşun g;bı ..s .»!:•„;„ üstüne püskürtü bir at, rüzgârda kayboluyor. Ahmed benim. )• Akşam olup da ıslak cdaya yeri» nden gözünü ayırmadan bakı yordu. TI İçersinden gök gürlemeleri Önjndeki kapandığmda, kara çalı gibi ellerı, yor, düçünüyordu: Yasılmağa gel gibi bir şeyler yuvarlanıp geîijordu. koşar adını büyüyordu. çapa sapı', tavuk tüylerine Karışmışmezdi köylük yerinde. Bu nullet. dekurumuş bedeniyle Haceli üstüne Geliyor geliyor, bir el yüveğmı sı tı, görünmüyordu. Gözleri îörınüyen çullandığı zaman duyduHiı sıkmtıyı ğil illetti. Bir sezdiler mı adamıu kıyoıdu. Göğsünde bir azmaıı körük. pembe bir kedi, et istiyordu. Hacelibinerlerdi Juyuyordu şimdi içinde. «<Bi; koku yasıldığını. binerler de Bir ses, "Kalk bağır, kalk!,, diyordu. nin ala kurumuş kerpiçleri kervar bu Haceli'de. Kötü. Çüı i « biber gayri daluıa. Bir daha belıııi doğ Dizleri yaylanıp duruyordu. Gözleri piç çukurunda bulutlara selâm duNe yapıp kukusu gibi hir koku. Ağzımı l.ur rultamazdı o müslüman Haceli'nin işçilerde. Gozleu onlarm ruyorlardı. Kerpiçler. Ker... piç .. numa çaput dıkamışlar gibi bun.lı yapmalı, Hacelı'yi söküp atmalıydı kollarıyla inip onlaıın kollauya kal ler... Piç oğlu piçler! Kerpiç oldıığuburadan. yorum. O kendi işınde calınıp ç'rkıyordu. Kureğı onlarls birlıkte dol na pişman kerpiçler. Taş o'unnyı. «Nişledin a^a1*» dedi Bayram. pınırken, titrerken, ben "Kui't»r Alduruyor, onlaıla birlikte boşalüyor toprak olmayı severlerdi... • H^yır.> dedi Irazca, kısaca.' lahım beni!,, diye bağırmak istiyodu. «Haceli'nin kerpiçleri kurudu mu i cDemek gene açtırıyor ha?» rum. Mapus gibiyim. Daracık bir Bayram: acabola'» •Actırıyor.» demir sandıkta kapalıyım. Havamı «Habarım yok ana.» dedi Bavrpnı. • Askeriyede bir usul vardır.» di•Bu gece de dolduracak mıyız kesmişler. Yanıyorum. Yelimi kes«Anan Allah belasını versin!...» yordu. «"Asker boş durmasın.,, derns.» l HALK TATİL Güııde l O lirav? Çocuklarile bir ana baba için duşiu, tuvaletli, efisli feniş aiie odalan Nüshası 25 Kuruştur Abnnc Mii.ııi Sene'.ık 6 aylık 3 aylık Turklye Harlcl 75.00 40.00 22.00 150.00 80 00 44.00 LJcuz büfeUcıız lokaııta Hususi plâj Dikkat: Yer ayırtmış olup da gelme>en!es \>;>n bu^ün son mvi^acaat günüdür. Mensucat Fabıikası A.Ş. Memleketimizin en eski ve en büyük halı firmasıdır. Istanbulda Sarıs Yeri: Harbiye Cumhuriyet Cad. 315/A tkindi 1 Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecilik Tüık Anonım Şırketl Cagaloglu Halkevı sckak Nn 31j 41 Sahibı Yazı ışlerını fıien tdare eden "îes'ul Miidüı GazPtemue gocderılen evrak ve yazılar neşredüsin edilmesin lade olunmaz tlânlardan mesuiiyet kabul p dilmez Basan ve Yayan NÂZİME NADİ ÖMER SAMİ EPÜDu Ö Ç Ü RIENSüCAT FABRIKASI A.Ş. den: Sonbahar ve kış icin hususi surette imâl ettiğimiz kadın ve erkek kumaşlanmız perakende mağazalarımızda satışa arzedilmiştir. İstanbul Harbiye Cumhuriyet cad. 315 A İzmir 1. Kordon Atatürk cad. No: 138 İzmir Fabrika dahilinde satış mağazası I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle