18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKÎ CUMHURtiTET l Mart 195* ATOM macerasiı ve askerleri lâboratuar kapılarından sokmaym!)) r ı i «Aman devlet adamlannı fSABAHİ 1 D E K N ır I i =haberleri Meclisteki Son Olaylar 1 •• O î> I E ıi I Derd bir değil ki... Fenmn kaydetuği ilcrlemeler, iki ' nlsn asistanları ile öğrencilerinin aara yakın trir zamandanberi, hep hemen hepsi askere çsğırılmış. me1» olmamak üzere bu istekler, her olacaktır. beşeriyetin rejahtnı sağhtmağı hedej «»' arkadaşlanndan en kebiliyetlisi Kurıımıın. hahk neslini imha o i a l i iki tarafın hakkıdır. Öyle olduğu hal Bu derece nazik ve ihtiyatlı dav tıumuftur. Halbuki, aynı hedefle Moseky, daha 1915 te. Çan;ıkde işin hareketli mücadele durumuna ranmayı gerektiren bir durum karettiğine dair iddialar işe koyulan bir âlimler zümresinin kat»'» ölmüştü. Rutherford'un atom gelişi, bu arzuların tamam izhar edil şısmda kararsız ve kanaatsiz kalmak çahşmalurı, be§er neslini tehdid tecrübeleri için muhtaç olduğu radıeddedilivor memesinden ileri gelse gerekir.z^aten da mümkün değildir. Madem bu müyum kaynağı bile. düoman roalı oleden tahrip vasıtalarmın en korbu hiddetleri şahsî münaferetlere "r essif olaylara sebep olan hiddetler oir duğu için, elinden çıkmıştı. kuncunu yarafmif oldu. F» ve Balık Kurumu balıkçılık ca etmek de imkânsızdır. Muhterem takırn birikmelerin sonucudur, o Bu nasıl oldu? HaTigi »artlar oîttn Harb başlamadan önce, Viyana araştırma merkeziıiin vasıtaları ile vekillerimizi böyle bir ruh halinden halde o birikmeleri bu şekilde değil da, haugı kararlarla bu neticeye u \ Kadyum Enstitüsü, Rulherford'a. ema avlaran iyi cins balıkların satışına uzak görürüz ve hepsini kendilerimiz de daha başka kanallardan buşaltmalaştldt? Bugün, bu neticc karftnnda neı olarak. iki yiiz elli miligram Kurumun mağazalarında devam edilgibi aynı vatanmın evlâdı. a\nı mille nuı çaresıne bakmak, millet ve memdehşel içinde bulundukları malum j radyum vermişti. Avrupanm yegâne mektcriir. Ancak balık avına çıkan tin teki bilir ve belleriz. Millete ve leketle alâkalı vatandaşlar için, bu kudrette olan yetkili vatandaşlarolan bu bilginler, bombanın sahip '•• büyük uranium maden ocakları olan gemi sık >ık ârıza yaptığından. bu kilük vasfı üstünde bulunan kendidan beklenilen hakîmâne bir tedbir olduğu imkânlar karjısında ne du Bohemvadaki Joachimstal oopkları. hal satısların dÜ7ensizlieine sebep lerine istisnasız bu sıfatları ile olacaktır. Bizden asırlarca önce deyuyorlardıj balık avına o tarihte. Avuyturya Macaristan olnU'.ktadır. Nitekim saygı besleriz. Bu derece sert çıkışmokrasi ve hürriyet nizpmını deneBu netıcenin dikkate değer bir j devletinin malı olduğu için 1914 ten tahsi« edilen gemi gene ârıza ysplar gösteren hiddetin sebebi olan ruh Son zamanlarda ahnmış iç inzibat mis olan milletler. bizim bugün yapbirikmelerine imkân vernıemek, on mâkta olduğumuz tecrübeleri çoktan neticeai daha var: Âlimlerin, evvelki Avustury?hlara bu ö tığından satışlara ancak önümüzdeki tedbirleri geçen sene mevcut olmatefkil ettikleri milletlerarası büyük ! dürç verme kolay bir işti. Ruther hafti devam edilecektir. dığı halde müzakereler sükunetle ge lardan beklemeğe haklı olduğumuz geçirmişler ve tek çare olarak hüraiieri* dağümif olman. İlk atom j ford. bu radyumun. kendi hükumeti riyetin neficesi nizamsızlıkları gene balıkçılar, Kurumun çiyordu da şimdi hayli toparlayıcı açık bir durumdur. ! cular, uzun müddet, hududlann «* tarafından musadere edildiğini hiç Görülüyor ki. cezai tedbirler, tah hürriyetle bertaraf etme yolunu bulavlama usulünün balık nesli mahiyette cezalar mevcut olmasına rağmen neden bu sert mücadeleler min edildiği kadar tesirli olmamakta muşlardır. İngiliz Avam Kamarasmtünden ajatı bir dostluk ve itimad \ bir raman öğrenemedi. İngiüz resimh? ettiğini ileri sürmektedirler. dır. Yalnız Meclis için değil, her top. dan bir misal vereyim. 1945 te, büiçinde yajamıylar, tlroi müfterek bir j mi mafcamlan, sonradan, bu kı>inetli ' Bu mevzu üzerinde görüştüğümüz ba meydana çıkıyor? tün bir harp devresini zaferle sona •nımet taymtjlar, rekabeti ancak ça j madeni. kendisine muvakkaten ter ! hkçıhk araştırma merke?i müdürü Bunda ruhi sebepleri aramak ve M lulıık için bu böyledir. Cezaya sebep L UCV CI>U olan tas " j ' . ",".. ' beraber ik Yüzme, en iyi denizin îçinde öğıeiujma lahastnda elde edileeek neti kettikleri zaman da tatmin edilmiş tîhan Artüz. bu iddiaların varid ola bakımdan bir tahlil yapmak yerinde u:u . hareketler gö?önüne almıp „,,„ !j erdırdıgı '1"',^. partisi , J:, „„„ , „, olan . . . , halde J : Churchill, Avam nilir. Bu demek. hiç yüzme bürniyen olur. sanırım. Her hiddet. ruhta oir hih edilmedikçe ceza konusu cenin tağlayacağı fan vt şerejtt art ohr*r{\. Çetinliği ve prensiplerine sı mıyacağını belirterek. Kurumun bat l d a r d a n du blrikmenin taşmasıdır. O halde ikti hareketler ortadan kalkmaz. Meselâ , 5en mışlardı. Bugün ise, devlet elinde k) K!d!ılığı ile tamnmış olan bilgin. lık ,vında kullandığı usulüa, daha Kamarasında hükumetin dış politika birinine elbettp. Atlas denizi ortasındar miUetvekillerinin ruhlarında le son dövüsme olayında suçluyu veya I hakkında genel konuşmaları ne za< da bir transatlantiğin güvertesinden sikı bir disipline, büyük devletltr Tun» boyundaki dostlarının kendisi ön<v>'pri de memleketimizde tatbik birikiyor, muhalefet milletvekiUerinın suçluları bulmak ne kadar güç ol I ne şahsan emanet ettikleri bu malı. edildiğini, bu usul zarar verecek ol ruhlarında ne birikiyor? Bu sorunun muîtur? .Bu veya buntar «ıçludur. man açacağını sormuştu. jIktidar söz dalgalar arasına kendisini fırlatıp ataranndaki rekabete enTdirler. ^ , . , Ba c Q , ü H e r f a e r t M o r r i s o masi demek değildir. 1839 ta sığ bir sa Halen Amcrikam tabiiyetinde bu I harb bittikten sonra. onlara bizzat sa. hOkîimetin önleyici tedbirler al cevabı, yalnız bize mahsus olmamak d,ve hukum vermek kolay m.d>r. j k demokrasi denizine girdik , olduğunu, gelince hilden lunan Robert Jungk, yirmi yüdan j iade hakkmı mutlaka muhafaza et ' masınır. tabii olacağını söylemiştir. üzere, her yerde yürür olmak şartile Çünki kesin hüküm. azası bellı bir j durumun incelenerek karar verilece türlü devirlerden, türlü tecrübelerlc fazl» bir zaman atomculartn devam, mek. iade edftnediği takdirde de j ^ ^ ^ ^ şudur: mahkeme tarafından değil, "vekillerini ğini söyleyince muhalefet lideri ta bueüne kadar polmiş Hulunuyoruz.A"'"" ettirdikleri müfterek çahftnayı, be | radyuTnu satın almak istiyordu. ' " ~ ^ Iküdardakıler durumlarını mu seçroiş olan millrt tarafından verile tilden sonra hükumeti tenkit eden radan 119 yıl geçti. Siyasî «ana'ıtini teriyet tarihindt fofc öncmli bİT yer • Hutherford'un resmî makamlara karhafaza etmek, muhalefettekiler ikti cektir. Umumi efkâruı kanaatine uy pir takrir vereceğini ifade etti. Mor j a^'^'amaktan çekinmiyen, terbiyeli işçal edecek olan atom faciasına na ' Ş takındığı tnetin durum. nihayet > dara gelmek isterler. Biriken, ancak nuyacak herhangi bir hüküm, veril rison, tenkiUerin ne gibi hususlara j b i r halkımız var. Bu imkânlar gözöj>ıl rürukUdıklenni, bu yazt arri ona hakkını kazandırdı. 14 nisan bu birbirini çelen arzulardr. mesinden beklenen müspet netieeyi dair olacağnı sordu. Churchill'in ce niindp tııtnlarak bu vadide ileri prtır 19?1 de. uzun serteler kendisile birMİndt anlatıyor. Bundan da daha tabii ne olabilir? hâsıl etmiyecektir. Hattâ aksi mahi vabı şu: lar atmaktan sakınmamalıyız. Kişilikte çalısmış olan meslekdası Stefan Birbirinden bir zerre eksik veva faz yette olduğu takdirde tesiri menfî Takrir müsveddesini henüz yaz şiler öliimlüdürler. Bugün varsa * * * İstanbu! Üniversitesinde sömestr tak Meyer'e bir mektup yazdı. O sırada d Fk madım. Fakat tenkit edileeek husus rın yokfurlar. Halbuki toplum. haBicir.ci Cihan Harbinin aon aeneenflasyonun en civcivli gün till dün sona ermls ve derslere ba».; lar arasında hükumetin tahakku yatına devam edecektir. Onu kendi riydi. Daha o tarihte »öhret yapnutf SENAİ OLGAÇ hayatımıza değil, kendi hayatımızı omüne, kendini beğenir oluşuna asıyordu. Mektupta, Ruther lamıştır. Hukuk FaküHesinde. Bafcane olan atom bilgini Ernest Rutherford, lık emrin» alınan Prof Hüseyln Nail Kadıköy Atliye Hukuk Hâkimi • nun ihtiyaçlarına ve arzularına uy beceriksizliğine temas edeceğim! söyle diyordu: «Viyana R dyum düsman denizaltüanna karşı muhteKubaliiıın okuttuğu derse öğrencilerin gerekmektedir. Her iki taraftan gülüşmeler »e malî durumu hakkında büyük blr kısmı girmemlştir. Öğrenci mel bir müdafaanın yeni usuUerini sükut!.. bilgi beni endişelendirdi. ler, gruplar halinde Büyük Millet Meclisindeki son o korldorlarda ve müzakereye memur Ingiliz mütehasHer iki taraf dedim de, tngiliz Par layları bu açıdan görüyoruz. Şüphe Akadpminin büyük bir cömerdlikle bahçelerde do'.aşmışUr ve Prof R u . sıslardan mürekkep komisyonun bir lâmentosunda iktidarla muhalefetin etmeden inanıyoruz ki. bunlar birer bana em=neten vermiş olduğu az bahyı beklemişlerdlr. Fakat bugün oturumuna katılmağı bir gün nasıloruruşu, dikkate değer. Toplann;» sa kardeş kavgasıdır. Fakat gene gö miktardaki radyumu satın alabilme Prof Kubalı bütün tahminler hllâfına sa unutru. Sonradan, bu kabahati lonu, uzunluğuna yapılmıjtır. Ikti nülden diliyoruz ki, milletin vekilleri mi sağlayacak parayı toplamsk ü Üniversiteye gelmemiştir. Ögrendlgiyüzüne vurulduğu zaman, Yeni Zedarla muhalefete birbirile vüz yüze kavga etmeden, hürriyet içinde mütere bütün gayretimi sarfettim. Bu mize göre Prof Kubalı parsrtesi günü VE İLGlLİ HUSUSÎ KANUNLAR gelecek ve paralel olarak şekilde yer cadele eden kardeşler olsunlar. Çünlandalı âlim. kendisine hâs pervamaasını almak U?ere Üniversiteye ge. radyum. araştırmalarımda bana çok verilmiçtir. Baskan, her ikt tarafı ki onlar. her hususta miHete önder ve sızlıkla şu cevabı vermişti: | lecektlr faydalı olmuştu.» görecek surette ve ralonun jrtasın örnek olmak üzere seçilmis muhte Acele etmeyin, lutfen! O tarihte dan geçen çizgi üzerindeki kiirsü rem vatandaşlardır. Bizi söyleten de Meyer. dünya piyasasında. radyuijtirak etmekte oldugum denemeler, Lüks ve Repetuarlı iki cild 54 Kanun 4592 Karar sünde oturur. Bu çizgi mühimdir.Iki onlara karşı beslediğmiz bu hürmet irısanıo, atomu parçalamağa mukte mun kckunç dereceöV pahalı oldu1926+32 Sahife Fjatı 72.50 Lira taraftan hiçbiri bu çizgiyi karşı t.'ira duygusu değil midir? Nasıl alâkasıı dir olduğu kanaatini verdiriyordu. ğunu bildirmişse de. Rutherfoıd bun fa doğru geçemez. Oturacak yerler kalabiliriz? Bu keşif, hakikat olduğu takdirde, dan ürkmemişti. Yüzlerce lira bulNOT: Birinci cüdin içerisindcki makbuzu ibraz edenler, İkinci kademe, kademedir. Önlerinde sıra Merkez Bsnkasının son bültenlne 44 lira ve kitabın baskısın dan sonra çıkan Kanun ve Tevhldi sizin bütün harbinizden çok daha du, Viyanaya gönderdi, Viyana Radyoktur, kapak vurulamaz. Üyçler. yum Enstitüsü de. bu sayede. para göre tedavüldeki para miktarı 3 mily»r İctihatlara ait Ek ' ini 2.50 lira mukabilinde alabilirier. önemlidir. girip çıkarken başkanı selâmlar'ar. 1919 da, Verrailles'da ve Paris ci düsükliiğünün en kötü yıllarını ge 204.712712 Hradır. Herhangi bir gürültü olduğ'J vakit AYŞİM TARHAN En.isyonda geçen haftaya nazaran l î varındaki daha başka yerlerde, dört çirebildi İ S M A İ L A K G Ü N baskan ayağa kalkınca herkes ot'irmilvon eksi'me vardır. ile »ene süren kanlı muharebeye muama?a mecburdur. * # * y i a t b a a c ı l ı k ve K i t a p ç ı l ı k Müesseseleri Akselülilerin IJulgur gecesi hedelerle son vermoğe çalışıldığı sıRutherford, harb esnasında bile, Bu basit gibi görünen tedbırler, IIALÛK FEYZİOĞLU lerkez Cağaloğlu Servilimescit Sok.24 Istanbul Tel. 22 09 68 İştanbuldaki AV.sek;iilerin. 3 m»rt rsda, Rutherford, Philosophical Ma Almanya ve Avusturya Macaı istanl asrrların kazandırdığı tecrübelero da19iS paz?rtesl gec»5İ Sehzaiebasındaki HAK KİTABEVİ Bcyazıl, üntvcraM* Cad. gazine adlı dergide, tecrübeleri hak daki dostları ve şakirdlerile, tarafsız yanılarak almmıstır. Demokr^sivi naNişanlandılar. Yeni Saray sineması salonunda bir >3tış verlerij1 kında izahlarda bulundu. Bilgin. bu memleketler vasıtasile mektuplaşmasıl kendi icadımız olmarlığı nald» ivi (Bulgar gecesi) tertib ettikleri öğrenll'• " " KİTABEVİ Vanılfaaraylar Sok. 18 İstanbul KavaklıdereAnkara 1.3.958 yazılsrında Âdem oğlunun en eski ğa devi.m etmişti. Eski. sadık asistanı ve doğıu buluo alıyorsak onun ıısulmiçtir emelleıinden birini gerçekleştirmiş Hans Geigeı'e, hududlardan aşarak, Domates: 12 huçuk lira! olduğunu, inandırıcı bir şekilde an bir çok defaUu' mcktup yazmis.li. Bu Df. IMIIALLA ERGl'N latıyordu. Rulherford, alfa zerrele Geiger, sonradan. radyoaktivitenin "Di'ın hîlde turfanda sebze'.erin fiatı ] NEZİHE TİKİTLER rini bomb?ıdıman etmek suretile, otçülmesınde zaruri bir cihaz haline şöyle idi: «e Domates 12.5 lira. taze bakla 6 ils ile azot.ı. oksijen ve idrojen olmak su gelen «Geiger sayacı» nın mucidi idi. 8.5 lira. bezelya 2.53 lira. taze pa. Yük. Müh. retile her defa başka çeşit unsurlar «Milletlerarası fizikçiler ailesi» bi tates 10(l170 kuruş. englnar 50120 Hâkinı NADİR CEYLÂN MEHMPT YILDIRAN halinde değis,tirmeğe muvaffak ol ribirleıini, kin dolu yazılarla bom kurus . bardıman eden edebiyatçılara filoNikâhlandılar. mıışlu. Nikâhlandılar. Salıkçılar, Etve Balık Kurumundan sikâvetşi! Bu yılın bütje müzakerelerj yıla nisbetle çok gürültülü geçti Gerek nıeselelerin tahiiü ve ortaya konuluşu, gerek müzakerelerin sükun eiçinde geçişi baJunundau 1957 yılı bütçe konuşmaları, parlâjnenlo tarihimizde mârtalı ve faydalı bir örnektir. Halbuki bu sene, yalnız dil tartışmalarmda kalmıyan iki taraf mücadelesi. muhterem vekillerimiz kadar bizleri ve •umumiyetle milleti de üzmüştür. Koskoca bir topluluğa vekâlet eden bu vatandaşlarımızın daha hazunlı, daha sakin olmalarını görme arzusu. her Türkün öz dileğidir. Şüphe götürmiyen bu lemenniyi hulus ile açıklarken <niye böyle oluyor!» di ye de düşünmekten kendimizi ala madığımızı söylernek. tabiî bir vatandaşlık borcu haline geimiştir. YAZAN HASANÂLİ YÜCEL lerini, kaidelerini, sartlaruıı ve zarflarını da aynı suretle çeki«ımeden alıp benimsemeliyiz. Nasıl bize göre elektrik, bize göre uçak, Dize göre silâh, bize göre ilâç yoksa bı^e ;öre de demokrasi olamaz. Tanzimafanberi bu «bize görecilik, her jşımizı baltalarrıştr. Atatürk'ün «biz, bızt bcnzeriz» öz deyişini «bize görecilik» mânasına almak, Atatürk,ü aalaıTia maktır. Atatürk, bu fözü ile bizim, özel vasıfları olan bir millet olduğumuza işaret etmek istemiştir. Kğer Atatürk. bize göreci bir ruhîd olsaydı Milâdî tarihi almaz, eski payyerj devirdeki Türk takvimini ileri sürei" 1 di: milletlerarası müşterek Kiyafet ' kabul ettirmez, eski usul giyıı.işi devam ettirirdi: Medcnî Kan'inu a l maz, dört kadın almayı da içine alan bir kanun yaptırırdı Yapmadı. Bir şeyi toplum hayatı için kabul edince tamam kabul etmelidir. Aksi takdirde «idarei maslahat» düşüiiceleri, o ahnan şeyi bozar ve öyle bir hnle getirir ki, geriye dönüp baktığımız zaman yapmak istediğimizüı tersine bir varlıkla k?r.<;ı karşıya gelmiş olduğumuzu görürüz. üniversilede sömestr tâtili dün sona erdi KAZAÎ vc İLMÎ İÇTİHATLARLA TÜRK KANUNU MEDENİSİ İki cilf ve ilâvesi bir arada satılnakladır. Tedavüldeki para 12 milyon eksildi Simyagerlerin asırlar boyu sürüp gelen hulyası da «transmutatio mate riaelt hakikat olmuştu. Fakal modern fizik ve tabii ilimlerin bu öncüleri, dünya telâkkilerinde, böyle bir keşfin doğuracağı maddî neticeleri düsünmekle kalmıyorlar, aynı z*manda, manevî sahadaki muhtemel akislerini de gözönünde tutuyoılaıdı. Gelecek nesillerin araştırıcılanna şu öğüdü veriyorlardı: cDevletlüerle a?kerleri lâboratuarlarınıza sokmayın. Çünkü onlar, bu mukaddes sırrı kuvvetin emrinde kullanarak, onun kutsallığını ihlâl ediyorlar.» Rutherford'un, azot atomunun istihalesine dair olan meşhur tebliğlerinde buna benzer bir ikaza rastlanmıyor. Böyle bir ikaz, yirminci asırda. yürürlükte bulunan bütün usul ve kaidelere aykırı hareket etmek olurdu. Yaşadığımız bu devirde, bilginin, keşiflerinin ikinci derecedeki tesirleri bahsinde felsefe j'ürütmeme si icap etmektedir: hattâ çalışmaları hakkında Philosophical Magazine'de izahh yazıları çıksa bile. İlim akademileri, onyedinci asırda siva?î. ahlâkî %re dini meselelerle ilKİli her türlü münakaşayı, oturumlarında söz dışı etmek kararına vardıkları zam ndanberi bu böyle olagelmisti. Esasen 1919 scnesinde. fennî arajtırmBİarın gizlili?i alelâde bir far>ziypden ibaret kalmıştı. H.ıb Rutherford'un lâboratuarma varırcava kadar tshribler yapmıstiOna babalan imiş gibi dört elle ıa' m s m «• «Şimdi. ışıklı iradyasj'onla uzvî C ~ cevherîeı vücude getirmeğe çahşıV ] e . 3 S 1 2 . : T : l S . ? 5 : i 8 . 0 1 19.30i 4.54 yoruî. Bu son aylar içinde, Rubens'i, Nernst'i ve Warluou ziyaret ettim. E ] 12U>3 6.2.T. 9.?4 12.00 1.31İ10.53 Beni hararetle karşıladılar. EUerinden gtlen bütün yardımı yapscaklannı vadettiler.» memuıları. profesör Niels Bohr'un Hududlann çok sıkı kapahhğı biraz en.^titüsünden verilen, kendileıinin gevser gevşemez. bütün dünya fi asla anlıyamıyacakları matematik for zikçileri. harb seneleri zarfında yap müllerile dolu meîajları İngiltereye, tıkbrı çalışmalaıın neticelerini bi Franssya. Holandaya. Almanyaya. ribirlerine bildirmek üzere yeniden Birleşik Amerikaya ve Japonyaya, temafa geçtiler. Norma! posta ser ] y?nlışsız olarak ulsştırabilmek için. visleıinden ayn olarak. bu ilmî mu I pek çok defalar. büyük güçlüklere habereler için. telgraf servisleri hiz j uğifidıîar. girdi. Copenhague telgraf Devamı varmete 1 Ikındl zoflar ailesinden çok daha tesanütlü kalmıştı. Harbden önce, bemler seuesj biribiılerile îayüah şekilde nıek tuplajmış. yahud lâboratuaılarda yan yana çalışmış kimseler, hükumetin alelâde bir emri üzerine biribiıleıine düşman kesilemezleıdi. İmkân nisbetinde biribirlerine yaıdım ediyorlsıdı. Meselâ, Ruıherford'un en | yakın mesai arkadaşı ve müstakbsl Nobel mükâfatı namzedi James Chadwick, harbin basuıdd, Beri.n civarındaki Ruhleben kampında. göz hapsinde bulunduğu sırada, Alman Üstadlan olan Nernst'le Rubens'den, bir küçük lâboratusr kurmak müsaadesini aldı, orada. daha başka esirleık beraber, ilgi çekecek bir çok tecrübeler yaptı. 1918 de, Fransamn şimalinde yapılan müthiş taarruzlar, İngilizlere olduğu kadar, Almanlara da ağır kayıplar verdirirken. Chadwick,« Rutherford'a şöyle yszıyordu: Fındık ınahsulii Fındık tlcareti i!e iîglü çevrelere gelen havadislere göre bugüre kadar fındık mahsulü için hava sartlsrının İyi geçtiği aıUaşılmaktadır. Eîasen ge. çen sene. mahsıılün az oîduğu bir yıldı. Punıınla beraber henüz iyimser ol. mak icln vakit ericendi. Nisan orta.arında mahsul hakkında kM'î bir fikir edinilebilecektir Ankara 1.3.1953 Istanbul 1.3.1958 BU HAFTA ÇIKAN Son 24 saalte yapılan ilıracat Son 24 sast zarfmda limanınıızdan yapılan ihracat yekunu bir milyon. 411 bir lrrayı bulmuştur. Bu meyanda Avusturyaya 349 ton tütün. tsraele 72 ton tuzlu balıtt. İtalyaya 29 ton taze balık ve 116 metrekiip cevl^ kiilüğü. Batı Almanyaya vaprak tütün. Yunanistana taze balık sevkedü MECMUÂSINDÂ * : istiklâl marşının kabulünün 37 inci yıldönümü : münasebetile tstiklâl marşı şairi MART 2 ŞABAN 11 I I ş M > ! MEHMET AKİF'İN Tablo halinde bir rcsmi,, Tiirk bayrağı ile süslü bir kompozisyon içinde iinkü s^zetlerdf okudı»» ııuz mu? Bir ıîng seferindcn dönen «Iskenderun» vapuru ile Aclrivatik seferindeıı avdet eden «tge» vapurunda ara^ tırma yapılmış, i^erde altmış, yetmif biıı ltra kıymerinde kaçak eşya bulunmuş. Llsievi soyie blr okudum Aman Allah neler jok: Kadın çorahınclan tabancaya, şemsiycden kravata kadar, bir dükkân dnlusu eşya! Bütün bu kaçak malları. nıaymııDun, avurdunn Uttiyat fındık saklaması Kibi, kanıara pfrvazlarına rit>lap uzeıîPriitdeki raflara, bacalardakl maoikHİarı> tlkiflırmışlar. Uene maymumın, musait bir zaman hulunca, fındığı avurdundan çıkarıp ~ yemesi ^ibi. ortalıU nıayna olunca rahat raiıat nhtima çıkarmak Hîn başka çare yok, tabii. Şimdi bu mallara kimse sahip çıknuyormuş. Çıkmaz zahir. Nasrrddin Hocaya izafe edilen uH'şhor hikâyeyi, si/in, benim kadar elbeıte ı.nlar da bilirler. Hoca merhunı, gu>a, bir bost.ına girmiş, lâhatıaları, ^^Igamlan snkmüş. getırdigi bir küfeye rlnldurmuş. Tam küfeyi sııtlayıp bostaııdan çıkacagı sırada, gürultüyü duyan bostancı, cllııde bir «opa İle ıızaktaıı go/ukmüş Ilmanın yanına kadar gelmiş, snmıus: Nedir bu senln yaptığın rezalct? llnca şasalamış, fakat hemen lıir masal nydurmuş: Sorma haşıma gelenlert. Biraz hava alayım diye bııraya geldiın. Müthiş bir fırtına çıktı. Beni oradan oraya savurmaga haşladı. Uçmamak için tutıınarak >rr aradım. elime lahaııalar. şahjamlar seçti. Ama. hansi sine yapıştımsa fırtınanın şiddetinden elimde kaldı. Bostancı bu nıasalı tabii, yutmamış ama, gene sormuş: poki, buııları k(.parlan fırtına İdi divelim. Küfevc kim doldurdu? Hoca, u>durdugu masalın ilk kısmını yuttıırmuş olmanın verdigi enınlyetle adama bakmış bakmış da: ben de onu duşıınüyorııııı ya. demiş Gemilerdeki kaçak eşya kıvırian kösedeıı mejdana çıkı çıkıverdikçı, onları oraya yerlfftlrenlerin de, kemali hayretle: Bunları da buraya kimler sokuş turdu? Dediklerinl göriir v* lşitir gibi oluyorum. *** Birkaç eün evvel, hlr haber du\»lmu^tu. Bilmem df.gru, bilmem yaıılış, Taksim caddesinin çiçek saksılarile süslenmesine karar verildiftiııe dair. Suadlyerfe oturan blr bayan hu projeye fena halde slnlrlenmiş. Suadiye neresl, Taksim neresi? dlyeeeksinlı. Orası öjie. Ama bu sinirlennıe keyfiyetl Si'adlye İle de alak.ıîı. Hattâ bana \a71Un mektubu okiırken, Bnce, Suadiye İle Taksim ar;ısında neden d(»la\ı saksı bakımuıdan fark eöyeilllyor; Taksime sak^ı yerleştırillyor da Suadiyr niçin b:ı süsten mahrum ediliyor demek iste. niyormuş Kİbi grldi. Çünki, malum ya. Takslradc sakır sakır stılar akıtan, susuzluktan şlkiyet edenlTl tekzip için kuıulmus su âbidesi Rİ'tl blr selsctıtl rardır Mefer Suadl.\e''<* de varmıs. Mektubun Suadiyedıki akar sulardan bahseden kısımnı oktıyııp bitirdlglm raman Içlmden: >tstanbıılun her sulak yrrine saksı >• • >•lestirmeje ka'.ksaki buııa ne *akı yetişlr, ne' sttkak. tiVy* düşündnnf. Bu şehirdo akar koknr.yerin haddl pa i yanı mı var? Ama sonra haktım. kazın aya*ı öyle de*il. Si'adi.ieli bayan şöy'e dert yanıyor: «Suadiye denllen savfiye köyiinde, blr çok eylerin pi^ «ulan sokaga nkar. Bunlan gtjnneş [p Istanbulun B'yoSl" semtiııe cif'> saksıları koynıak göz hn\ amakt.iıı haşk.ı nedtr? Kan.ılizasyf.nu nlmn.ııı bir sehlrde çiçek sak = ılannın mânasızlıgı acaba Köze bıtnıaz mı? r^'ciden boyie nı.înası/ süslrre «ayaijınflr» çarıgı yok, lıaşına fesllgen takıyor» derlerdi. Evet, lıanımefendl, biliynrıım. H»tta «her boyadan boyandı, fıstıkı\a dayandı», •Ayram jnk içmt^ge, t;ılıfıravanla sld<"r ge7meşp», «kel lu<t şlmşir tarak» «liften örtiisii» fllân gibi. daha haşka Ubirlerimlz de vardır. Şu anda aklımn geldi. Konıik Hasın Efentii nırrhumun bir oyununrf.i. uşak rulündekl llasan Efendi i'e rviıı beyl arasında şu mııhavere geçer: Hasan. git bana bir otıızluk tütün al, gel Tiiriin' bıtlamazsam, yogurt alayım nıı? O;lum, tiıtiin nererie yol^urt nered>? Efüiıdim. tütün uzakta, yoğurt şuracıkia, alması kolay da ondan. Va, h;iı}iınefeiHİic7?im işte hö^Ie. Suadiye uzakta, Taksim şuıaeıkta. Ilenı. bilecetsiniz, bizde hir kaide vardır: Katlım kıdemi üzer>? trrknlıı"'"•• Hamdi VAROĞLl' Bu hafta PAZAR 124.270 adet basıldı. Bugün bir P Z R almayı unaimayınız. AA dı. Onu biraz geçiyordu. santraldan teleion ettiler: İSTİKLÂL MARŞININ TÂN METNİ İki gün önce Hakkın rahmetine kavuşan bestekân Zeki Beyin hayatı, resimleri Mubassbeeiiere: Yeni kurulan cemiyet ve sendikamızm nizamnamesini 2. 3.1958 günlü Şehir gazeteîinde okuyunuz. (8708^ «Müdür bey? Ben Cass Tirnberlane Yarın sabah Chicago'da «Hâkim bey. siz misiniz? Teî olmam lâzım, Doğuya gidecek umektub var, Jinr.y irnzalı, Darien ' çaklardan birine yetişmek üzere. j | den. Okuyayım mı? Dınliyor mu ! Kanuna aykırı bir iş yapar mısınız? sunuz? Haylı uzun: Yardımcılarınızdan birini mi olur, j Meleğım, bu bana fjrsat oldu, has başkasmı mı. birini verseniz de b e i tabakıcımla Avis'in canlarmı sık [ ni ora;a son h:zîa götürse?» «Hay hay, Hâkim bey. Ben mak için onlar evde olsalar yazdırmaziardı ama yemeğe bir yere git | kendim kullanırım arabayı. Oraya tiler. İnsülin al, insüün al diye ba ! kadar götürürüm.» aıclııar. tatâ yaıuuaua, o u | sıvrı ba fcuıeK okü, zorla kalaırdı, şımın etini yiyen bu hastabakıcıMayıs sonlarındaydı, bırdenbııe «Minnettar olunım. Yalnız, j I zun uzun dişlerini kediciğın kabuı I gitti bahçede bir gülün dibine kedi dan bıktım usandım, sen de üste eminsiniz ya bizi yolda d u r d u r m l ; baba katili oldu, konağı sattı. İskandinavyah bir Luther kilise galarına geçirdi. Sonra hrlatıp ha tıin artık ufacıcık kalmış, tanınmaz lerdin ama bu senden daha beter yacaklarma? Yarrn sabah m u h a k j kurumuna sattı. «Düşkünlerevı» vaya attı. öteki köpek siçradı ya ölüsünü gömdü. İçeri girdi, yuka yavrum. onun için üç gün oluyoı kak orada olmaliyım.» j rı çiktı. Elbıse değiştirdi, kanb es iğneyi bıraktım, çıtir çıtır da şeker j yapacaklaiTruş. Konağı son bir defa kaLamaya. «Yarın sabah muhakkak orada Cass oielı gibi koştu. Kleo'yu ya vablar: ahp asağı ındi. Bn Hıgbee j yiyorum. New Yorkta iken. ne d e t dha göımeye gitti Bu işte pek his oîursunuz. Wisconsin polislerinden lerrce kapıldığını bile bile. yanına k<>İ£nıış bıiükmıyan köpeğı az daha ye verdi lilik, ettim, yeniden yatağa düştüm. haddine düşmüs Hâkim T i m ; Kleo'yu da aldı; şaşkına dönmüş boğuyordu. Hurdahaş olan kediyi uTemızlemeye götürür mü doktor endişe eder gibi, sen buraile Radisson Vilâyeti Polis : zavallı farelerin bu Viking biçimi ondan çekip aldı, bağrına bastısiinüz şunlan lutlen 9 Ba^tan aşağı da olsaydın da beni avutsaydın. d u r d u r m a k ! O»ı bird« ! cennetini son bir defa o da gezsin Kleo, ona bakmak ister gibi, ba kan içinde kaldı Köpekler Kleo'yu seninle beraber olduğum ramaTilaı eelirim, bekleyin.» istiyordu. Ama, Kleo bu sefer hoş şını biraz döndürdü. Sonra o ufa öldiirdü'.er. Kleo öldü. Köpekler böyle şeyler hiç olmadıydı, ama doğ Cass Chicago'ya telefon etti, n ö lanmadı oradatı. Yukarıda da, aşa cık yüzünü bir soğukluk kapladı, öidürdü Gömdüm.» ru söyle. dört köpük gekerlemesi I b e t ç J h â k i m e , Hâkim sör verdi: bir ğıda da, bodrumda da Cass'ın ya öldü. «Ah! Hâkim bey. nemiz varsa bir araba dolusu arsenikle bir mi y o l u ^ u b u ı u P i kabilse kitaba uygun nmdan hiç ayrılmlvordu. Cas ev Uzun boytu adam, bir Kızıldeıili Tanr: elimizden alıyor sanki!» dir. sevgiler sevgiler. yer ayırtacaktı, ersahibi olduğu kadar şairdi de: Ha reisi gibi, kaniar içindeki kedi ölüCass dinlemedi bile O şimdi bir Cass gülümsemedi Bir dakika an t e s j s aabah New Yorka kalkacak u yatında bir diha göremiyeceği ka sünü sıkı sıkı tutarak. otomobiline ' düşünceye saplanmıştı. Bu düşünce Hâkim Blackstaifa çpj^t,. dar güzel bir ?az finnı vaıdı da doğru geldi Sağır olmuştu sanki: pek saçma idi, biliyordu ama, elin cak düşündü. Bir yandan da hep Darien'e tel«bodruma onu bir defa daha gör yanayaklla özür dileyen çocukları de değildi: Kleo'nun ölümü ile J i n telefon etti: meye inmişti. rahatsiz ettim. f c n etmeyi düşünüp duruyordu. cAffedersin „. „ duymuyordu bile. Yürürken ağh ny'yi birbirine bsğhyordu Dayanamadı. te'.efona gitti. Darien e, Steve. Nevv Yorka gitmek t o r u n Kendi sesini duyar gibi oluyordu: yordu. Artık çıkıyordu. Cass kapıyı kidayım. hemen bu gece otomobılk ? k s i uşagı paylıyor, sonra Avis'e Arabayı süreıken. bir eii direksi Jinny'ye şu telgrsfı yazdırdl: lidliyordu. kedicik fırladı cimenleıe Sevgiü J i a . mektubun aecikti. yola çikacağım. Ölümkahm mese J m n y nasıl diye soıuyor. D o k u n a k yondaydı. bir eli de kedinin kuş doânı gitti. Bir havlama işitildi. Cass telâsla gibi hafit ölüsünü tutuyor, üstünü merak ediyorum, iyi misiıı, telle. lesi. George Hame'ye telefon erieı . lı bir kısa konuşma ile: «Yar'n öğmisin benim adıma, işleri üzeıinc ] e u z e r i oradayım» diyor. Avıs şadönüp bsktı: İki köpekle bir kaç başinı kan içinde bırakıyordu. Eve Sevgiler. , s a l ı y o r : «Hemen gelmenize lüzurn E>tesi günden önce karşılık ala alsın? Teşekkür ederim.» oğlan çocuk Kleo'yu çimenlerden ; geldiler: artık onun evim dediği o Vilâyet Polis Müdürü Alex » . ^ sanııurn...» doğm kovahyorlar Cass'ın bağır şatafatlı, sevimsiz yere. Yüzü taş cağmı hiç ummuyordu ama, o gei' Devamı vat ^ masına kalmadl. köpekler Kleo'yu gibi, otomobili garaja soktu. Sonra ce de evden bir yere kımıldayama Snowflower'e telefon etti; "IHURİYETi'n Tefrikası: 108 MEVLİDİ ŞERİF Vakitsiz ufulü ile yuvamızı öksüz bırakan: yüreklerimizı. yakan. yavrularımm sevgili annecikleri kıymetli eşim aziz ruhu için, ölümüp.ün 40 ıncı Süııüne tcfsdüf eden 3 Mart lf'58 pszartcc; gtnü öğle namazından sor.ra Şisli Camiindc okunacak olan Mevlidi Şerife akraba ve taoüftkatımızla vefakâr dOPtlannüzın ve arzu eden din kı:rcle?lcrirrizin teşril'lerini rica ederim. Ordu Saglık Bapkanı General Dr. GALÎP GÖKER AYRICA Türkiyede ilk defa olarak Parisin en meşhur moda evlerinden hususî surette getirtilmiş , AZİZE GÖKER'in t/azarıı SİNCLAİR LEVIS Çer/rerı.VAHDET 6ÜLTEKİN İLKBAHAR NODELLERİ Dört sahife halinde vsrilen bu modellerde mevsimin en yeni TAYYÖR Avrupa ve PARDESÜLERİNİ PEŞİN PARA İLE Kumaş Parlıları aranıyor. Tel: 22 38 40 mecmuaların dan çok evvel görmiiş olacaksınız.. Sîzî bir hafta zevkle meşgul edecek yegâne mecmuadır. GRAPH0EN6LISH İSTİKLAL CAOOESİ 2»4. BEYOİLU MEKTUPLA İNGİLİZCE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle