12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İK1 Doktor Jivago 27 Çrvlren: M. KENAN HAN CUMHUBmET I iventiîskilerde Noel Bugüne kadar çıkmış olan kısımlarin hülâsası Sene 1906 .. Yuri Andreyeviç Jivago henüz on yaşındadır. Annestni mezara tevdi ettikten sonra, rahtbliği kendiliğinden terketmiş olan dayısı Nıko^ayevıç'le btıhkte Duplyanka'ya gider. Yuri dayısıle Kologrivov'lann malikânesmde \ken saat beş ekspresi, hiç beklenmedık biT zamanda ova ortasında duruverır. Bu trende Yurı'niiı senelerdenberi eıini terketmtş, sefahei âlcmlerinde servetini tüketmekte olan babası Jivngo, onun avukaU Komarovski ve ket'ii babasile beraber Moskovaya gelnıekte olan bir yahudi çocuğu Miia Gordon vardır. Mişa avukatın alkolik Jivogo'yu kendmi trenden atacak derecede sarhoş olmağa teşvik efttğınin şahididir. Nıkolay Kikolayeviç bir ara Moskoskovaya gehp yeâenint akrabnlanndan Gromeko'lnnn yanxna yerlefttrir. Çocuk tahstlıne deram eder. En ynkvn arkadaslan Mi?a ile Gromeko'lann fctzt Tanya'dır. Moskovada, aynı nıuhitlerde dolaşan bir terzihant «ahiberi Madam Gişar'ın Jan Lara. onun yalcjn orlcadajt, babası sürgün Pâ$a Antipov gene babası sürgün Niki Dudorov vardır. Pâşa, baban sürgüne göderildtîcten sonra detnirı/olu tsçtlerinden Tiverzin'lerin himayesine girmistir. Yuri'nin babastnın ölümüne sebeb olan avukat Komarovski de Mozkonadadır ve eefcâlerini haiz olduğu Madotn Gişar'ı metres edinmis olduğu gibi çünün btrinde metresinin ktz\ Lara'yı başian çıkanp iğfal etmif, pençeti altma almıshr. Bö)iUce 1911 yılma gelmiş bulunuyoruz. Yura o »ene dofctor çıkacak, Tanya avukat olacak, Mi*a da felttfe tahsilini bifirecefctir. (Roman detHin» »diyor) ltmden kaba işden başka bir şey gelmez diye düşünürsnnüz ama, aslını isterseniz, mobilyacılık esas işimdi benim. Mobilyacılıkla hayata atıldımdı ben. Dolabıydı. büfesiydi, lâkesi, cevizi, maunu, elimden geçen mobilyenin sayısını söylesem inanmazsınız. Hani. söz temsili, aşna fişnelik ettiğim hali vakti yerinde. genç hanımcıkların da sayısına inanmazdınız. Hepsi sır o' gözümftn önünde sır oluverdi, hani söz temsili. Sebep hep içki. hammefendi, sert a" ' • Markel bir koltuk çekti ve onun da yardımile Ama homurdana homurdana, çürüklerini uğuştura uğustur koltuğa gömüldü. . î V •! » de gardrohu yeni baştan kurmaŞa koyuldu. Üst parçayı da verme yerleştirdikten sonra: tBir kapaklar kaldı» dedi. «O oldu ..ıu sergilik bir parça y ıkacak orİ3\a.r> Anna her şeye rağmen gardrjbu hiç sevmedi. Şeklinl, enini. boyunu bir lâhde ya da bir kral mozarına V>pn»etivnr "e bâtıl >'nam=;a benzer bir korku duyuyordu çardroptan. T(ir de ' " ' ' ~"~*ı do'aba: A^'"''J"'in mezarı (t\ l'yordu. Fakat, her ha'de. efendiîinin Oleg*in (2) Atı dese daha yerinde olacaktı. Ama. karma karısık okuma huyu yüzünden Anna'nın pek acaib tedaileri olurdu. Bu kazadan kısa bir zaman sonra Anna'da ciğer zafiyeti teşhis edüdi. 2 Anna 1911 yılı kasım ayını ciğer iltihabile hep yatakta geçirdi. Müteakıb ilkbaharda Yura, Mişa Gordon ve Tcıiya'nın ta^sillerini t jnîamalan bekleniyordu. Vv a doktor olacak, Tonya hukuku bit.<recek, Mişa da felsefeden mezvın ol^. ::tı. Yura'nm kafasmda her şey karısık ve daŞını'''tı fakat her sevi f : kirleri, itiyatları, temayülleri kesiı. olarak kendirr" " '1*1 • « " '• tü hassastı ve görüşlerinde harikulâde bir tazelik ve yeni'.ı vaıdı. Sanat ve tarih onu fazlasile îekmekle beraber mp<'°ft:ii «" ' 'n en ufak bir tereddüd göstermemisti. Kanaatince, içten gelme neşe ya da keder nasıl mes'ek ed ; ni'emezse sanat da bir meslek sayılamazdı. Fiziğe, tabiî ilimlere merakı vardı ve ıV==mn i= '••ıyat'nrla faydalı bir şeyler yapması lâzım geldiğine inanıvordu. Onun için de tıbda karar kılmıştı. Dört senelik tıb tahsilinin ilk yılında bir bütün, sömestrini tesrihhanede geçirmişti. Teşrihhaoe üoiversite bodrumunda, yer altında idi. Helezonî bir merdivenden inmek gerekiyordu. Teşrihhanede, kimisi kendi köşeciğinde, kemikler arasında, sahlfeleri yıpranmış. kitaplarma kapanarak hani hani çalışan ya da sükunetle önündeki uzvu parçalıyan. kimisi de nükteler savurarak ya da tas zemin üzerinde sürü halind^ telâşlı telâşh koşuşan fareleri koğalıyarak dalga geçen bir hırpani talebe kalabalığı olurdu daima. Morgun yarı karanlığmda suda boğulmuş kadınların ve hüviyeti meçhul genç müntehirlerin iyi muhafaza edilmiş. tefessühe uğramamış çıplak cesetleri fosforlu gibi bembeyaz parddardı. Devamı var (1) Askold Rus devletinin kuıucuîanndan biridir. Kiev'e hıikn:etmekte idi. Mezarı da oradadır. (2) Oleg diğer bir Kiev prensi dir, en gözde atırun kafa tasında ı çık. bir yılanın sokmasile ölmüştür. Uzun müddettenberi Pariste bulunan =lısberieri Taksüerin saatleri âyarianıyor GÜMÜN MEVZULARI rŞABAHJ 2 Kasım 1958 Üoüncü Böliim Bir kış günü Aleksander Aleksandroviç karısı Anna'ya antika bir gardrop hediye etti. Kıymetli parçayı yok pahasına satın almıs. olduğu için pek memnundu. Dolap abanozdan yapılmıştı ve öylesine kocamandı ki hiç bir kapıdan olduğu gibi geçmesi imkânsızdı. Bu yüzden de eve sökülmüş olarak getirildi ve bittabi nereye konulacağı meselesile karşılasıldı. Ma hiyeti itibarile alt kattaki büyük kabul salonlarından birine uymazdı. cesameti bakımından ise yatak oda'arından birine sığmazdı. Şu halde ne yapmalıydı? Eninde sonunda, en iyi yatak odası gardrop için temizlenip açüdı. Parçalan yerleştirmek üzere Mar kel usta çağırüdı. Adam, altı yaşındaki kızı Marınka'yı da beraber getirdi. Marinka'ya bir nebat şekeri parçası verdiler, kız da yapışkan parmaklarile snnsıkj tuttuğu şekeri eme eme, burnundan soluya soluya, babasını seyre koyuldu. Başlangıçta her şey yolunda gitti. Dolap Anna'nın gözleri önünde şekil almağa başladı. Bitene yakın sade en üst parçanın yerine yerleştirilmesi kalmıştı Anna Markel ustaya yardım etmek hevesine kapıldı. Dolabın içine girdi, alt rafa bastı fakat nasılsa ayağı kaydı ve sadece erkek geçme parcalarile tutturulmuş olan yan tahta üzerine yıkıldı, Markel ustamn gardron etrafına gevşekce sardığı ip çözülüyordu ve Anna tahtalarla birlikte sırt üstü yere düştü. Fena halde canı yanmıştı. Markel telâşla üzerine eğilmiş: «Oh, hammefendi, neden yaptınız bunu kuzum?» diyordu. tBır yeriniz filân kırılmadı ya; baknı, yoklaym kem'^'erinizi. Mühim Olan kemiktir. Yumuşak etin ehammiyeti yok. Et, Tanrınm iznile, fbucak düzelir. Zaten, söylediklerine bakılırsa, et keyiften başka bir şeye yaramazmış.» Sonra, ağlamağa başhyan Marinka'ya çattı: «Zırlayıp durma, veled sen de. Sil bumunun sumüğünü de bas git ananın vanına AS. Gosr>oja, su <?olabı sizin yardunimz olmadan tamam edeceğime inanamadımz ın.'' Hani, doğrusunuz, bana bakınca eCUMHURÎYET'in Edeb! Tefrıkaaı: Dr. Oya Kesimoğlu Dpr.Dr. Fuad Kesimoğlu Deri Cerrahisi «estetik» Yurda dönmüşler ve hastalarını kabule başlamışlardır. Taksim. Aydede Cad. No. 4 Tel: 47 52 68 Dahiliye Miitebassısı çıkarmak gibi büyuk bir hassaya Bir tel kopar ahenk ebediyen Jtestlir YAZAN ır.alikti. Y. K. Yahye Kemal Avrupalıydı Ihtiyar Doğrusu istenirse bu çoktanberi imparatorluğun o kadar çalışıp da korktuğurruz şeydi. Onun akşam yapamadığı şeyi kendisinde yapmıştı. gibi, gece gıbı, bazı mevsimler gibi Duşüncesi garblıydı. yavaş yavaş yaklaştığını, bu çok se. vilen adamı tek zayıf tarafır.dan. yaBu taBiraz »onra Nıhad Reşad Bey ile kâsında kırk sene fcsılasız süren tek Trafik Şubesi Müdürlüğü dün ni bütün maddesinden yakaladığmı vefakâr dostu Asım Bey gittiler. Biz bir gün yaşadık. Şu hâdise oldu, bu rihın her adımı miUi hayetın ve bizi bîr köşesini ayrtınlatan, bir tebliğ yayınladı bilıyorduk. Hele son günlerde sa basbaşa kaldık. Sonra bir başka dost, hâdise oldu; fakat tabiate aid bir dü mazimizle, onun sesile, yeniden bararmış yüzü, ağırlaşan dıli, daima Satvet Lutfi Bey geldi. Kapı bir kaç ren gibi. cemiyetimizin ve hayatımı rıştıran. her lâhza kendi kendimız Yeni taksi tarifesine göre taksi sa ihtirasla ve coşkunlukla yaşamağa defa açıldı. kapandı, içeriye bir çok zın bir tarafmda onun aydınlığı de olmağa davet erien adamds vaziyet1 atlerinin ayarlanmpsı için Trafik alışıLmış ruhile hiç uyuşmıyan ve insan girdi ve çıktı. O, ölüm, isten leri açık olarak görmenin dehası varvam etti. Şubesi Müdürlüğü hazırltklarını ta bizi hastalığından fazla ürküten uy. miyen varlık gıtmedi. Damarlarma, en muht»c olduğumuz i d l Ganbdir ki bu S t rahat ve recliKendisine manılamış ve bu h'jsusta bir tebliğ j sallığı. şaşırmaz avcmın eşikte bek bizim için elli sene üstüste baharlar te dehasım Yahya Kemal şiirinde hazırlanmıştır. Tebliğde şöyle deniL lediğini iyıden iyıye anlatıyordu. yaratan kanına yerleşmışti. Ancak bir devirde ve belki de biraz gecik yalnız destan tarafından aldığı terıh miş olarak geldi ve gelir gelmez bif mektedir' Bununla beraber henüz maddesi onunla beraber bu odadan çıkacaktı. edebiyatımız, bizim olan bir edebi. di iplini ile yapmıştı. «1 Taksimetrelerin pjarlanrrası. kendismin ve zekâsının emrmde idi. Nihayet bu sabah ıkısını beraber yatımız, şiirimiı »e dilimix teşekkül Çok defa onunL konuşurken veya na 3 kasim pazartesi günunden iti. Henüz sadece adı ve eseri olmamıştı. gördüm. Ölümü ve kendisi birleşetti. Bir yığın masal hayatımızdan ondan ayrıldığım zaman, bu edam, baıen başlanacaktır. Zekâsı, güneşten yeni koparılmış mişler, bir hastane odasının yatağın1 v çekildi. Milli hayatın her kösesinde bu kadar sarahatle ve bu şaşmaz re2 Taksimetreler, 60 lira mukabi gibi n "'" '^' <r»i"1 B"v> Hinr. da beyaz örtünün altında sönmiyen onun tesirini hissetmemek kabil de alıte duygusile nasıl oldu da bıze linde ayarlanacaktır. bir yıldız. soğumu; bir gune; gibi ğildir. Pek az ins°n onun kadar yap bu h«yal ve şiir âlemini yaratabıldi, | yatıyorlardı. 3 Taksimetresi ayar için tatığını bilerek ve doğru olarak v n hattâ nasıl oldu da bu duşünce de | * mirhaneye bırakılan vasıtalar, sag miftır. Ve gene pek az insan asıl dü vajn edebıldı, diye düşünürdüm. Pek Burada güneş kelünesini bütün ön camİRrına Trafik Şubesi mühüsüncesinde onun kadar az aldanmış az şair bir cemiyet tarafından onun mânasını bilcrek kullandım. Hakiki rünü taşıyan pembe renkte ve cem.L gıbı kryıdsız \e şartsız kabul edilUT. sanatkâr, Yahya Kemal cinsinden san yetlcrinden alacakları vesikayı yaGerçeği şu ki düşünce dünyamızın miştir. Vakıâ Ikinci Dünya Hıfrbınin pıştumak suretile dolmuş şeklinde alkâr daima güneşe benzer. Günes r getirdigi değişikliklerle onun da eseçalışabileceklerdir. gibi doğ' r. ömrünün her merhalesinde ve bilhassa sii imizin kendisine ı gençlerde aksülâmel pek *z tanıdığı meziyetlerle doğmuş i *'*>* karşı b şka başka feyizler coşturarak gü4 Gününde taksimetresini ayarbaşladı. Sanat dü:ıyası da haystın tltimas mektuhıınn neş gibi devrini yapar, ve bir güneş tu' Ölçü fikri ve realist görüs. latmamış vasıtalar hakkında Ölçü ve kendisi gibıdir. Hiç bir niıemı, hiç idi. pevniri, elinizle koymuş gibi gibi bize yokluğunun gecesini bıraHususi hayatında galiba herkes giAyarlar N izamnamesi hükümleri tatbır saltanatı olduğu gibi kabul etmez. bıı'ursunuz. karak çekilir gider. bi, o kadar enfusi olan bu şair. habik edilnıekle beraber. bu vasıtalar Sanatın ds. acı. haris ve kıskananı Canınız pirzola mı istedi? Biz Yahya Kemalin ererinde ve M yatın her arızasını Hüfünce plânına seferden de menolunacaklardır. vardır. Fakat buiM rağmen aydın Etin iyisini bulmakla «öhret ka5 3/11/1938 ile 10/11/1958 günle. kütlenin hemen hemen bütünü şair zanmıs bir başka dostunıızdm. »ari arasında günde yüzer vasıta ol j kelimesıni onun adile birlestirdi. Bir hnf «>osrunuTtın dosrnndan kasabımak üzere 50 binden 50600 plâka nu sanatkâr için mesud olduğu kadar marasma kadarki vasıtaların taksina hitaben mi olur, hiç münıs«Vti ds tehükeli olan bu sevgi bile Yahya metreleri ayarlanacaktır. Ayar işine o'mıyan ba^ka bir esnafa hitaben Kcmali ç şırtmadı. bu usul daiıesinde devam olunacak^ mi, yarılmıs diğer bir iltimasn^meO ?anatında ve adında mumyalan1 tır. Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur. mağa razı olmıyan ndir insanİT vi cebinİTe koyac?k«;ıniT. ^f" '"!6 Ayarlanacak vasıtaların plâka dandır ve bunu ancak o kadar mü nız pirzola bir saat sonra devlethaYaprak, çicek ve kuş dağılır, târümâr olur. sayıları ve tarihlerı Trafik Şubesinkemnrcl şekilde sahib olduğu ölçü fik ne^edir. den, cemiyetlerden ve muhtelif maMevsim boyunca kendini hissettirir vedâ; Yeni iktisadl nsnllerin, irtimaî rile yapabilirdi. hallere asılacak listelerden öğrenileâdetiere tesiri böyle bövle ?enişle* bilecektir. Artık bu d^ğdağayla uğuldar deniz ve dağ. Kendısinden. k ybettiğim dosttan, mekte, yavılmakta, büviimekte. Cumhuriyet Bayramında Trafik bütün gençliğira boyunca ömrümün Dostunuz size. hakkalına çaUkaYazdan kalan ne varsa olurken haşir neşir: Şubesi ekipleri şehirde kontrollarına her dönemecinde rasltadığım ustadan. Ima hitaben yazdıfı tavsiye mektudevam etmişlerdir. Bu kontrollar Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir; bahsedecektim. Eserinden bahsettim. bıınıı verirken: neticesinde taksi duraklarında olduHrlbuki eser elimizde. O insan hağu halde yolcu almıyan 23, yolcudun Kimseye söyleme, diyor. adanı Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere. yatının ebedî çehrelerinden biri ola cağiT. bana bn peyniri hatır irin fazla para alan 19, müşteri almak Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere. rak devam erlecek 'lesiller gelip ge veriyor. Biraz pahalı ama. ne yaistemiven 10 ve müşterilere kaba muamelede bulunan iki soför cezacectk. Boğaz kıyıl rınd âşıklar onun pacaksın! İdare etraiyor ki dahı cüstadun> diyorduk. o cevab verilandırılmıştır. şiirlerind^ tegnnni et'isi şekilde seasajfi versin! E<se dosta el altındar yordu. Mecalsiz olsa bile o tatlı ve vecekler, ıstırab çekecekler. özliyecek. Ayrıca 14 vasıtanm da fren ve diDünyânın ufku, gözlere gittikçe târ olur, v^majhi mecbur. hafıf şüpheci gülümseme zaman za hatırhvacsklar. Halkımız günlük yor reksiyonlan bozuk görüldüğündpn Kasabma tavsiye mekrubu verer man yüzünde dolaşıyordu. Ahmaklıguilujunu ve ıstırpblarını dinlendirHer gün sürüklenip yaşamak ruha bâr olur. plâkaları sökülmüştür. Dün de muh. ğı, zevksizliâi. dırayetsız'iği, tektük d)> Hövle diyor, aktanna veren de di?i akşam saatlerinde ellerindeki telif suçlardan 22 şoför cezalandırıl. sözlerle ve sozlerinin üslubunda baİnsan duyâr yerin dile gelmiş sükutunu; İViniz arasındaki hn sır, brrai mıştır. k d»hi onun rubilerini okuyarak kışlarile gene teşhir ediyor, gene kalHiracaklar, tstanbul fonbaharlarını sonra. si^inie esnaf arasında ikinc Bir başka musikiye geçiş farzeder bunu; kırbaçhyordu. Ve bu sözler gene o. onun siirWindeki içe gömülü'ler'" Wr sır d^^uruyor. nun ağzmdan işite işite alıştığımız Böyle bövle. birbirine sırlarlı Teslım olunca va'desi gelmiş zevâline, seyred»eekl?r. ölenlerini. onun sessiz sözlerin benzeri idi. Zekasmın ve gfm'":! vey? baska şiirlerini hatırlıya b»»lanmn dostluklar pevda oluyor hizmetinin, yahud sovgisinin mahreBenzer cihâna gelmeden evvelki hâline. n"k içlenecekler. Gizli şeyin tadı başkadır. Bn srizkinden kızgın alev parçalan gibi, Y h y Kema! cinsinden bir şair. li alıs verişlerin tadmı da almıyaı yahud en tatlı okşama'ar gibi geliSon haftalar içinde şehrimiz Ti. j onun eseri cinsinden bir eser dil caret Odafma dış piyasalardan ya yorlardı. Ve bakışları en keskin re. Yaprak nasıl düşerse akip kaybolan suya, dfvom ettikçe devam eder. Kimseye ahıro dökmeden bakka alizmle hakiki şair ruhunu, ürkek pılan iş teklifleri artmıstır. Fakat insan' .. O konu^an. çülen düUkânına firip, göğsüraüzii gcn ve tatlı çocuk ruhunu beraberce, Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya. Venezüelladan bir firma memleke. insan nerede? O muazzam zekâ, o ?ere: timizden beyaz. kırmızı sek şarab elele yüruten bakışlardı. Hepsi onun gitti. Eüvük sulara düşen aksam ısığı Duymaz bu ânda taş gibi kalbinde bir sızı; Bir kilo beyaz peynh! istemektediı. Firma aynı zamanda üslubuydu. Sukutumuz bile onun ' B:bi sadece bir h tır° oldu. Odasına elinden çıkmış bir mimari eseri gibi badem, fındık, ceviz ve incir gibi Dediğimiz de\nrler meğer pri Farketmez ?nne toprak ölüm mâcerânvzı. e>ıer »irmez «izi k=r?ılayan o ince kuro meyvalarımızdan da nüniürıe büyük ve mânalıydv ' tebesçüm. o eenis acılan kolVr. o vavan fünlermiş. Son defa ziyaretine gitüğim gun istemiştir. Alış veris hevecanlı yapıhrsa da <n;zel ih'ivarlıâır^a ve hastalığmda Marsüyadan da battaniye isten çok halsızdı. Yeni kan vermişlerdi. K'<» gürel ve varab cevlân bakı^ı. ger ha zevkli oluyor. O, oda'slnm ortasında yatmayı sev. mekte<î1r. cV «»ir brkrtı. o rTS^et. o medPnl • Talnıs, benim anlıysmadığım hi mezdî. Koltuğunda, aziz dosSon 24 sa<te limannnızdan ,e\ cpvivoşi bir «avzer gibi durfa şev var. Alış verisin bn kada tu doktor Nıhad Reşad Beyle, ben Artık demır almak günü gelmişse zsmandan, yapılan ihracat rf'n fıskıran niik*». vc nese. hİ7İm füçleştiği, bu kadar garip şartUr karşısındaki kanapede oturuyorduk. Son 24 saat zarfında limanımızdan Fakat aramızda bir başkası vardı. Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan, Hn b»n>i lf>ihol''ıı • r«'V. A'iz Y hya haçlı kald'ğı, bn kadar külfetler Amerikaya 28 bin liral'k 8128 kilo ıç Bir ba^kası her an konuşmamıza kamal olduğu bugrünlerde. esnaf n K=mal, ivi ve < W1 VaV,va W Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol, fındık. Bitı Almanyaya 26.700 liralık rışıyor. bizi onun realitesini bütü. sativor da para kazanabiliyor aca sana veda eım»k ne kidar güç. 40 ton mercimek, 9500 liralık 10 ton nıle kabulden, ona kendisini ve dost ba? Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.. haşhaş, 40 bin liralık s »cade; Çe larına bütünile vermekten menediHamdi VAROĞL1 koslovakypya 244 bin lirahk 387 met yordu. Rıhtımda kalanlar bu seyahâtten elemli, reküp ceviz kütüğü: Ingiltereye 147 Bunu hissetmemize rağmen gene Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. bin liralık 27 ton üzum. 10 bin li. Ö ırru ile butun sevenlerin ümidliydik. 'Olamaz. Bu zekâ soneralık çalpara; Italyaya 35 bin liralık Bn. MUKADDER CAN talblerlnde gider'lm»z acüar bımez. diyorduk. Halbuki hepimiz de Biçâre gönüller! Ne giden son gemidir bu! 116 metreküp ceviz kütüğü ihrac emucizelerin ümidsızhğimizin çocuk. ile dilmiştir. Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu! ları olduğunu bilecek kadar yaşlıyMECİT MECDET Başak'ın P r ÎSMET SOYDAN dık. Olamaz...» diyorduk. Kend:sı NATO yiiksek rütbeli Kijuı aolavısıle ac.larımızı pay. Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler, sı îasnrpk yükîek alâka'arı il« biısııbaylar grupu geldi Nışanlandılar. de öyle diyor, yahud öyle olmasını Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler!.. lerl kendiler'r>« minnet hisl«rile NATO Savunma Kolejinde staj yap istiyordu. Bu sessiz. sadasız hasta, 29.10.958 baâlayan çok kı^meüi buyuğümakta olan fi2 yüksek rütbelı suh.ıy hayata bağlıydı. Yakın bildiği olüBir çok gidenin her biri memnun kı yerinden. rr.u, S i y n Sıtr.et Aâaoğlu ve mPmleketimizde ddrt günlük bir tet munü geciktirmek için her bir tedkık gezısı yapraak uzore dün sabah biri almak şartıle razı olmuştu. Te. \Saoğ)u a 'esıtie. T.urk Tıcaret Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. uç k!a Istanbula gelmişlerdır. Bark^^T Unrım Müdürü ve men. davi içm Avrupaya gitmeyi düşunüNATO yüksek rütbeli Bubaylar sunlm? TiT \S câmiasına, Se. grupunun başında bir Turk olan Ko yordu. Nıhad Reşad sade dostluk ve lüloz K»6;t Fabnkaları Içletmesi îe j Kumandanı Korgeneral Tekın bağlılık yüzünden beraber yapacakUTium Mücu'iı ve Memurlanna. Nüshası 25 kuruştur Anburnu ilf Amerikan Tümamlraîı ları bu seyahatin şart ve imkânlarmı Tıcaret Odasına. Komur Satış Davis, îngıliz Hava Tuğgenorali Ma ikimize birden anlatıyordu. Ve YahABONE ŞERAİTİ Tevı Moess«=e5İ Mudurluğune, rehbank ve Amerikan Dış îçleri Ba ya Kemal hakikî dostluğa karşılık Hartc Toprak MahsuUeri Ofisine, AnkaTurkiye kanhğından Mr. Hulick bulunmak verdiği Muütlcu zamanlardaki çehresile ve r» v» Anadolu Sigorta Şirketler' Lira Kr Lira K tadır jestlerile ona cevab veriyor, onu ö Müdurlçnne. tstanbul Adliyes' Memleketirnizin aziz evlâdı, Şirketimizin pek değerü NATO Savunma Kolejt 1951 yıhnda vüyor, okşuyor, seviyordu. Yarab150.0< 75.00 Senelik mpnsuDİarına. Cen~7s merasimirıe boş yıldızh General Eisenhower ta bim bu adam. kalbini konuşturmaya İdare Meclisi Âzası 80 (K 40 00 « aylık bızîat işt'râk ederek. çelenk gon. rafından yüksek rütbelı Fubî'yiîin fırsat verdiğıniz zaman ne büyük 44 (K 22 00 3 aylık dermek t?l«rraf'a ve evimiîe gel. NATO işlerinde bilgili ve salâhiyetii bir mahrerr iyet ve sevgi havası kuryeti?tirmek için kurulmuştur. Maltamek «uretile bi7!eri teselll etmeV Basan vr y a y a n dan gelen NATO grupu Ankarayı da masmı biliyordu. Diyebilirim ki pek isteyçn aziz do^tlarıtnıza şükran tedavi edilmekte olduğu Cerrahpaşa Hastahanesinde 1 TUrk Anonlm Ş ı r k e t az kadın onun kadar sevmesini biziyaret edecektir. hislerimizln bi'zat lblağına teev Kastm 1958 tarihinde dünyaya gözlerini kapamıştır. Cag^lnglu Ha'.kcvı sııkak No 3 4 U lir. n'"leTHrıiJ manl olduSundan. (» Cenazesi bugün öğle namazını müteakıb Fatih CamiSshıb, zeWnİ7ln tava&sutlarını rıca edeti7 Kasım 2 Reb iülâhır 20 Bununla beraber korktuğumuz o. inden kaldırılarak Rurr>elihisarı mezarlığındaki ebedl isNAZİME NADİ Esl : Lütfiye Baş*k rada idi. Bu aziz çehreyi benimsetirahatgâhına tevdi olunacaktır. Ynzı ısltrlnı fi'len ıdrfrı eden Çocukları : Nilüfer BaşaK mişti. Bizim için otuz sekiz sene şıiS MP« UI MtldüT Bu elim haberi derin teessürlerimizle bildirir kendiSelçuk Kısakurek % e rin, zekânın, çok sağlam düşünce\ a sine Allahtan mağfiret dileriz. Gultekin Ba»ak ÖMER SAMt M nin bütün olan başı, daisa şimdiden i < o Damadı: Alâeddln Kısîktirek Gazettıiıiz* gt,n;u ı m n ı VMK VC va Milli Reasürans Türk Anonlm Şirketi karanlık suya iğilmiş, orada hâtıra, ar ne^redilsin «*dılmp=ın \»üf niunn> V. ] 6.3? 11.58 14.46'17 04118.38' 4.52 İdare Meclisi isim ve ebediyet olmağa, oradan tlânlardan mrsuUypt kabul Priıîm* E. | 1 27 6.53 9 4 1 l 12 00 1.33U147 parlayıp tutuşmağa hazırlanıyordu. Yahya Kemal için. Ahmed Hatndi Tanpmar 1 f Yeni usuller aşayışunızm yeni icaplan, alış veriş işlerinde, yeni yeni usuller doğurdu. Bu usuller sayesinde yeni yeni ahbaplıklar kuruluyor, cemiyet hayatı yeni gelismeler kaydediyor, dostluklar çoğalıyor. Birbirinin yüzünü hiç gönnemiş, göreceği de hiç aklından gecmemiş insanlar. bu yeni usııller sayesinde sıkı fıkı dost ohıyorlar. Eskiden âdetti. Bakkaliye bakkaldan, attarive aktardan. et kasaptan. Rİyim kuşam tııhafiyeciden alınırdı. Simdi bu usul değisti. Araya bir komisyoncu koymadan, ne bakka'dan bakka'ive, ne tı+.afi, yeriden mendil. çorap. Eve beyaz peynir mi lâzım? Paralan sıvayıp, önce. lıeyaz 'peynirin hangi do^t evinde. yahut hanei d"stunu7.un dostunıın o\irıde iyisi bulunuyor, onu tahkik edeceVs'tıİT. Tahkikat sona erdi de, peyniri yakaladınız mı. hemen ise eiriseceksiniz. Bevaz peynirin iyisini tedarik etmekte usta olınıı<s o dn«.<unuzdan. hnkkalına hitahen mi o'ur, aktanna hitaben mi, yazılmı; bir tavsive tnektııbunu hâmilen vola * Ikı şıırı ••••••^••••^•~w»«*g» SONBAHÂR Marsilya Türkiyeden battaniye istiyor SESSİZ GEMİ , I TESFKKÜR I CUMHURİYET Büyük Kayıp YAHYA KEMAL BEYATLI ° indi 1 Or<î. Prof. Dr. ZEKİ ZEREN g GMK ederim. Madem benim verdığımi Belli soıu: t.Bitirdmiz mi?» pek sevmediniz, bu sefer kendiniz Eelli cevap: «Bitirdim.v) seçın!» « Nasıl buöunuz? » Iloppala1 i Böyle açık yürekli bir çağınnm Kız önjne bakıp susar. Oysa hiç kötülük neresinde? Adam, sanki, sormazdı. Besendim dese bir çe ruhunun saklı yanını açmış da or şit, beğenmedım dese bir çeşit. Ne nu çağırıyor. Baksın, seçsin diye. Çağırısında bir kötülük bulmak desin peki? «Bazı yerlerini okuyamadun ben için insanm hiç değilse biraz yaşamıshğı, o da yoksa bozuk bir yübunun.9 reği olmalı. Kuşkulansın. Çekil«Niçin efendim?» sin. Ama Fatmada ne o, ne öteki. i «Şey.. çok açık.» Fatma yeniden yutkunur. Kapa Adama duyduğu yakınlık. inanmış ğı dışarı atmak için davrarur ama, lık cabası. Gene de nasıl davrana asıl ondan utanır. Kaçılacak ne I cağını çaşırmış kaskatı durmakta. ; ya'Dtı ki adamcağız? Hiç. Sordu. Durdukça adamın üzüldüğünü gö«Nasıl buldunuz?» dedi. O söze rüp üzülmekte. Genç kitapçı, kurşun renkli perkarşı tutuD saygısızca kaçsa. kendi içind"kileri dışarı vurmuş ol ı deyi elinden bırakmadan, açık tutarak, tatlı tatlı eriyen bir sesle: maz mı? «Buyurun, kendiniz seçin efenÖf şu sıkılıp utanmaktan, öf. Bık tı usandı Fatma. Söz'im ona İstan dim.» diyor. «Ben burada beklebu'lu kızı olacak. Adam da sanır rim. Dışarıda, camın önünden gelip ki. taşradan yeni eelmiş. Hem bak, e''îe kursun renkli perdeyi kaldır eecen göleeler. Hiç biri durmuyor ; mıs, dertodsVi V »aplara kendi bak Fatma oraya girsin mi «cirmesin mi? Girse n'olur. girmese n'olur? masinı söylüyor: «Buyurun buraya, buyurun rica Bir karar venneli. ır.. olmaz!» diyor. Kaç para eder. Yapmacık bir direnme çözmez her seyi. Erkeğe uysallık j a r t Öyle ki, kitapçı geri çekileyim derken Fatmanın kolları onun boynundadır. Nasıl da, far» kına varmaksızın oraya değin gittiler? Yalvarıp yakarıyor daha: «Size olmaz diyorum, n'olur bırakın beni!> Göğsü sıkışıyor. En sonunda, oBir de bakıyor ki, asıl sarılan kuyacağı kitabı kendi elile seçmek kendlt.. Yerin dibine geçiyor. Eliçin o bölmeye girmeyi göze alı lerini tezce çekip yüzünü örtüyor yor. Alıyor ya, yüreği göğsünü de utançtan. Hıçkırıyor. Kaygılı, titlecek neredeyse. Bu halile, hem rek sesi duyuluyor: inancmı, hem de zaafını ele vermiş «Ah Yarabbi. Şimdik n'olacak?» sayılır. Anlamıştır kesenkes. Bundan sonra ne olacağı bilinır Adam, orada yığılmış karışık ki mi? Olanlar olmuş, partiyi kitapçı taplarm adlarını bir bir okuyor. kazanmıs. tTöırv, korunmak DO Ayrı ayrı gösteriyor. Doğru, Fat şuna. Şurada, ileride. de\Tİlmiş kimanın yüreği yoktan yere çarp taplar sayıfaları açılmış duruyor. makta, her yanı zangır zangır tit Kim düşürdü, ne zaman düçtüler? remekte. Düştü düjecek. ŞakaklaKitapçı, üstünlük kendinde, ten zonkluyor. peden konuşuyor: Eğilip doğrulurken ateşli bir so«Dondurma ister misin?» luk ensesine değiyor. Şöyle üstünDondurma mı. eh, belki, kötü olkörü yalayıp geçiyor. Tüyleri di maz ama niçin? ken diken kızın. Bayılmak isteğ İki dondurma ısmarlamağa ?iveren bir heyecan. Artık adamın der adam. Fatma bekler. Ismarlar nerede olduğunu bile bilemiyor. ö gelir. Dondurmalar çilekli, kavunnünde mi, ardmda mı? Bir kör dö lu, vişneli, sade. Önüne bakarak ğüşü ki, kim kime değdiği belli de yer. Teşekkür edip dükkândan çığil ilkin. Kusur kendinde mi, ki kar. Kafası kazan.Adam. kendisitapçıda mı? Genç kız onu yanına ni, yan^ından mal kaçırırcasma öyçok sokmamak için dirpnivor. A le çarçabuk öptü, sevdi ki, bir şey pansız o direnişin içinde. Ellerin oğrenmeğe vakit kalmadı. Üstünde [ sonra kollarını kullanıyor. Bir ara ancak şimdi durup düşünecek ya, j ayaklarını da. Kesik kesik: sersemliği geçmedi. Yolda bir yan'i «Yo, olmaz, rie« ederirn ama. H < dan yürümekte, ötc yandan da akIma takılan her soruyu kulak arkası etmekte. Sonra tonra... Bir şeyler olmasına oldu elbet. Ama hiç bir jey »çıklanmadı. N« adam konustu, ne Fatma. Yokusu inerken tam fucunvm 6nünde duralar. Aklına takılan bir tek sorucuk daha. Karşılığmı almak için Fatma geri döner. Kızarmış yüzündeki çiller v'^M daha çok bellidir. Güneje bakarcasına miyop gözlerini kıaar. Genç erkeğin kumral sakallı değirmi yüzüne bakıp büyük bir cesaretle der ki: «Demincek siı beni öpünce, ben de size simdi n'olacak diye sormuştum. Ne eevap vereceğinızi öğrenmeğe geldim!» Kitapçı: «Öâhi Fatmanım.» lerini tavana kaldırır. Numara mı yapıyorsun kuam? «Evet, demincek sizi öptüm. tâkin kötü bir maksatla öpmedim!» c » «İki gözüm kör olsun kl, hoşuma gittiğinizden öptüm. Öpünce de daha çok hoşlandım, yemin ederim.> Kız bundan olağanüstü «afirıp sevinirken inanmaz gözlerle Je bakar kalır adama. Kitapçı konusurken ağzmdan tük rükler saçılır: •Ya sen beni ne sanıyonun? Madema ki öpüftük, yekdiğerimizi sevdiğimiz anlasıldı; hiç durmadan evleniriz!» Fatma az kalsın küçük dilini yutacak: Devamı var diyerek göz A NA T 0 M İ erimlerl 950955 OxtordP»rlı Kongrelerl Kararına göre tertlblenmi! B İ R C İ L T T E (KEMİKB4LİM, OYNAKBİLİM, KASBİLİM, DAMAR SİNİR, StNDİRİM, SOLL'NUM Sisteınlerile URO • GENİTAL Sistem ve İÇSALGI BEZLERİ) BÜTÜN SİSTEMLER BİR KİTAPTA M a t b a a c ı h k v« K l t a p ç ı l ı k M ü e s s e s e l e r i Mtrkez: Cagaloğtu Servnimescit Sok.24 Istanbul Tel. 22 09 68 ı . . 1 1 I HAK KİTABEVİ (BabıSlt) Ânkara Cad. 4 Istan. KİTABEVİ V««ıK»ar«ylar Sofc. 18 IstanbtH İ S M A İ L A K G Ü N PROF. NİMBÜS'ün MACERALARI:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle