14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUftlYR 22 Şubat 1957 İDAM SEHPASINDAH can veren 50 Derleyen:^ CŞMALEPDİN SARACUÇHJ Casuslar ve hain serseriler Aydmlar Fransız yüce mahkemesinin huzuruna bir çok emniyet müdür ve âmirleri de çıkarıldı. Meselâ Vişi rejiminde Başbakan Laval tarafından polis müdürlüğüne tayin edilnıiş olan ve mütarekenin imzalanması üzerine de yakalamp Paris yüoe mahkemesine gönderil^n Amedee Bussieres mahkeme huzurunda verdiği ifadede Laval tarafından emniyet müdürlüğüne tayin edUdiğinin doğru olduğunu, bu tayinden asla ho§lanmamış olmakla beraber bu memuriyeti kabul mecburiyetinde kalmış bulunduğunu. çünkü bu tayin Işini «redde cesaret edemediğinia söyledi. Neticede ömrü boyunca ağır hapse, mallarınm musaderesine ve Fransız vatandaşhğından koğulmasına karar verildi. Vişi hükumetinin Çalışma îakanı Hubert Lagardelle de yüce mahkeme huzuruna çıkarüan nazırlar arasında bulunuyordu. Mussolini'nin pek yakm bir dostu olmakla şöhret bulmuş olan Vişi bakanı yakasını idam eezasmdan kurtarabilenler arasındadır. Lagardelle'in idarn müfrezesinin kurşunlarile vücudü delik deşik olmadı ama kendisini mahkeme ömrü boyunca ağır hapse, mal ve mülkünün musaderesine karar verdi. milli şerefaizliğe mahkum etu ki, kendini bilenler için hiç olmazsa ölüm cezası kadar ağır bir töhmettir. Vatan haini bir profesör College de France'ın eski profesörle rüıden. Fransız millî kütübhanesi direktörü Profesör Bernard Fay da hainleri sorguya çekip yargılayan Paris yüce mahkemesinin huzurunda arzı endam eden vatana ihanet suçluları arasmda idi. Millî kütübhane idaresinde mesai arkadaşı Robert Labat ve diğer dört arkadaşile birlikte, Vişi hükumeti idaresi zamanında, yahudilere karşı çıkarılmış kanunlan tatbik işlerinde kullanılmışlardı. Bu suçtan dolayı sorguya çekilen profesörle yakın iş arkadaşı Lebat'yı mahkeme, ömürleri boyunca ağır hapse, mallarınm musaderesine, diğer dört suç ortağınr beş yıldan yirmi yıla değişen ağır hapis cezasına amhkum etti ki, bunlar da tatlı canlarmı kurtarmış sanıklar arasında sayılabilirler. Kustah ve cür'etkâr haiııler tdam sehpasında can veren Fran«ız devlet adamları, gazetecifcr;, general ve amirallan, profesör ve mebusları arasında acayib tavırlı, küstah edalı bir takım serseriler, casuslar da vaj ki hain bir nazır, yahud gafil bir askerî şef kadar yurduna zararlı olmuşlardı. Meselâ gene Paristeki Versay yüce mahkemesi tarafından sorguya çekilip ölüme mahkum edılmiyen Roger Calam, bu küstah olduğu kadar da cüretli hainlerden biri idi. Huzuru haktan gorünüp metresile birlikte, yurdlarını düşman istilâsmdan kurtarmak için hayatlarmı türlü tehlikelere atarak didinen Fransız çetecilerinin arasına karısıp bir takıın sırlar elde ettikten sonra bu gizli teşkilâtın esrarını Vişi Fransası emniyet teşkilâtına, hattâ Alman gestaposur.a bildirecek kadar yurda hıyaneti ileriye götüren bu Eoysuz mahluk mahkeme huzuruna arkasmda bir rob döşambr bulunduğu halde çıktı, yargıçların sorulanna küstahça cevablar verdi, hattâ bir soruya cevab olarak: «Düşmana mukavemet hareketlerine girişmiş çeteciler ve çetelerle =haberleri KUZEY AFRİKADA FRANSA f Şehir I MİLLETLERARASI MESELELER | KSABAH Zemzem kuyusu benim aramda amansız bir savaş açılmıştıl. diyecek kadar yüzsüz davrandı. Herif yüzüne vurıılan bütün alçaklıklarını iftiharla kabulleniyor, sırf Mareşal Petain'e karşı duyduğu Türkiye Muallimler Birliği, hayranlığın eseri olarak ihtiyar Verdun kahramanının düşmanlarile pen kültürel kalkınma mevzuçeleştiğini, adeta göğsünü kabarta unda bir anket açtı kabarta itiraf ediyordu. Tabiî bu vatansız cüretkâr da. Türkiye Muallimler Birliği, Türmahkemedeki sahte peygamber ta kiyenin garblılaşma davasına hizmet vırlarına. manyetizmeci hokkabaz etmek gayesile. memleketimiz aylıklarına, uzun saç ve sakalına rağ İ dınlan arasında bir anket açmış bumen ölüme mahkum oldu ve metre lunmaktadır. site birlikte kurşuna dizildL «Muasır medenî milletler camiasi içinde Türkiyenin kültür durumunu Canını kurtaran casus Kontes Şu kadar var ki, bu sergüzestçular tatmin edici buluyor musunuz, nearasında yakayı ölümden kurtaran den?», «Sizee, kültürel kalkınmanın lar da bulunmaktadır. Meselâ Nazi ilk adımı ne olmalıdır?». şeklinde Almanyasının esrarengiz başcasusu iki suali ihtiva eden anket hakkında meşhur Amiral Kanaris'in (1) met Birlik Başkanı Doç. Dr. tbrahim resi Kontes Von Einem 1938 yılında Kafesoğlu. şunlan söylemiştir: «Gebol rüşvetle bazı Fransız gazetecile riliğimizin sebeblerine ve onları girini ve bu arada âyan meclisi zabıt denne çarelerine dair takibi tavsiye kâtiblerinden birini elde etmeğe mu edilen yol ve ileri sürülen tedbirler farklar. vaffak olmuş ve Fransız nazırlar mec arasında mevcııd büyük lisi gizli müzakerek?rinden bir kıs medeniyet cehidlerimizin nazari cep mının zabıtlarını gizlice Almanyayh hesi ve tatbik şekilleri bulunmadan. göndermişti. Keyfiyetten haberdar henüz yeter derecode vazih fikirtere edilen ve Fransız emniyet makam sahib bulunmadığımızın alâmetidir. şartı ise, Dilindiîi ^arı bu casus kontesi tam yakala Muvaffakıyetin yacakları sırada bu maharctü kadın. gibi, görüş ve düşünüş âağınıklığı emrine daima hazır buUındurduğu yerine. yurd ve cemiyetimizin realihususî tavyaresine atlayarak kaç telerine uygun prensipler koymak mağa da muvaffak olmuş. Fransanın ve mille'.çe muayyen fikirler etraisealinden sonra da nazilerin Paris fmda toplanmaktır. Bü\ük davamızın süratle ^erçekelçisi Otto Abets'in mertesi sıfatile gene Fransada boy göstermişti. Mü leşmesi için lüzumlu fikirler ve tarekeden sonra Fransız toprakla prensipler nelerdir? Öğretmen kütrında yakayı ele veren kontes bir lesi ve aydınlanmız bu hususta ne Fransız askerî divanıharbi tarafın düşünmektedirler? Bunları öğıenip dan muhakeme edilmiş. fakat her | yaymak için anket açmış bulunuyonedense beraot etmişti. Vaktinde bu ruz.» haberi veren Fransız dergisi: «Galiba bu kadın bazı Fransız devlet adamlan hakkında pek çok şeyler biliyor ki. kendisini mahkum etmeğe cesaret edemediler». hükmünü vermisti (Arfcası varl Hazine hissesi olar;ık bir kiFim ithal mallarmdan altnması istenilen vergi henüz kanunlaçnıamışpa da bunun mart ayına kadar Meclis Umumî heyetinden gcçecoği tahmin odilırektedir. Tasarı esüsen ilgili komisyon tarafından kabul olunmuştur. Yeni verginin bir çok maddplerden e bu arada kauçuktan. madenlcrden, inşaat malzemesinden alınacağı biliıımektedir. Hef.ıb edildigine gBre taksilerin bu yüzden gündelik masraflan 300 kunıs kadar artacaktır. Bunun kilnmetre b.işına 3 kııruç olarak aksedeceği :ınlaşılmaktadır. Motorin ve mazutla işüyen vapur navlunl.'tnnda da bir yükselme olacagı tabmin edilmektedi.r Vetgl şümulüne glren diger ef=as ithal maddelerinde ise yükselmenin bazan yüzrie elliyi bulacağı zannedilmektedir. Kanun t.ısansında hazine hlssepinin bir mart 1957 den evvel açıhın akreditiflcrin mevzuunu teşkil etlrn ve o tarihten evvel gelmiş btılunan mallardan alır.mıyacagı yazılmıştır. Bu. marttan ltibsnn gümrüklere gelecek bu kabil emtiadan verginin slınacagı mânasma gelmektedir. Marttan sonra gelen mallar piyasaya çıktıkça b\:nlara yeni maliyet fiatlarına gore 6atış rayici tesbit edilecfği tabiidir. arasında bir anket Son zamanlarda Tunus ve Fasın Birlegmis MiUetlere kabulleri ve Cezayirde kanlı çarpışnıalar devam edip dururken Biıleşmi? Milletler umumî heyetinin ittihaz ettiği ortalama karar hep aynı davanın çeşidli tezahürleridir ve Fransanın kuzey Afrika ile olan irtibatı mütemadi inkişaf halinde bulunmaktadır. Harb sonrasının mühim meselelerinden birini teşkil eden kuzey Afrika davasını yalnız müstemlekecilik ve milliyet mücadelesi bakımından mütaloa etmek doğru değildir, meselenin içyüzünü meydana çıkarmak için arzettiği hususiyetleri kısaca hatırlatmakta fayda buluyorum. Evvelâ Fransanın kuzey Afrikada dünkü ve bugünkü vaziyetlerini göz den geçirdikten sonra yarınki inkişaflar hususunda tahminferimi realitelere dayamağa çauşacağım: Fransa Ondokuzuncu asırda tesis veya ikmal ettiği İTiıparatorluğa garbî Akdenizde bir stratejik durum vücude getirmekle destek olmak istemiştir. Filvaki Fransa sahillerinin karsısma gelen Cezayir ve onun ileri karakoiu vazifesini gören Tunus elde bulundukça bir çok sürprizleri önlemek Fransa için mümkün addediliyordu ve Fası ıstilâsı da gene bu bakımdan Atlantiğe yaslanan ikinci bir kale i.şini görüyordu. Orta Afrikaya doğru ilerlemekte Fransanın kuzey Afrikada birleşmiş bulunmasınm ro!ü mühimdir. Fransanın Tunus. Cezayir ve Fasa nasıl yerleşmiş olduğunu bir tarafa bırakarak bu üç memlekete ne esas lr.r dıiresinde hâkim olduğunu gözden geçirmek yukanda işaret ettiSim inkifaflan daha iyi takibe medar okır düşfincesindeyim. Tunusta bir himaye muahedesi akdile iktifa eden Fransa oradaki hükümdarın hukukunu nazari olarak mahfuz tutmuş ve fi'liyatta yalnız haricî ve askeri değil dahilî idareyi de yavaş yavaş tamamen eline gcçivmişti. Fasta vaziyet aşaşı yukarı aynıdır ve sultanm hükümranlık hakları İspanya idaresinde olan parçaya da şamil olmak üzere binnazariye mahfuz tutulmustur. Bu iki memlekelte Fransanın tam ve kâmil şckilde hüküm sürmüş olduğıı ve yerli halka söz hakkı tar.ımnmiş bulunduğu raııhakkaktır. Burıa mukabil Hiraf etmek lâzımdır ki Fransa gerek Tunusta gerek Fssta bir çok ııraran harekotlerine girişmiş ve tmnlarda yerli halk nefine olarak da esaslı muvaffakıvetler kaydetmiştir. Soviyeleri itiborile birbirinden hay farklı olan Tunus ve Fas idarelerinde de başka başka nizamlara tâbi tuiulmuştu. Tunusta ekilen tohumlar drha kolay neşvünema bulmuş millet. daha asrî bir zihniyetle kendine bir istiklâl ideali arayacak İthal mailarında yükselme yiizde 50 yi bulacak (1) Başlıbaşına bir âlem olan Yunan asıllı bu Alman Amirah hakkında Alman harb suçlulan bahsinde tafsilât vereceğim. Amiral Kanaris muhakkak ki İkinci Dünya Savaşının pek dikkate değer simslanndan biridir ve bu esrarengiz adamm oynadığı rolün gerçek içyüzü hakkında bugün bile kesin bir bileiye sahib bulunmuyoruz. Kendisini Naziler asmışlardı. C. S. Birinci Ağır Cezada üç mahkuıniyet kararı Dün 1. Ağır Ceza mahkemesinde üç mahkumiyet k a r a n çikmıştır. Dimitri ipminde bir şâ(fıs?fri evini soyan Mustafa Acar israinde bir hırsız 9 seneye. satarkPn ' yakalanan A13eadi[ı yüT^lP istrrintfe Wt kaeakçı da "0 sene hapse, 3 sene müddetle Boysbada sürgüne ve 2190 lira para cezaFina mnhkı'ım edilmişlerdir. Üzüm almak için bağa giren Haaan Cesuru çifteyle vurarak AldOren Halil Sen ismindeki konıcu da 6 Bene hapee mahlrtm edilmiştir. Bu gün bes renkli olarak çıktı II \ l 11)1 EDIB ADIVARMN N İ K Â H E5S! gazptecl arkada^larımızdan SaIShaddln Güngör'ün k'.zı Neclâ GünSÖT ile Eskl İstanbuı Müddeiumum'.si Kenan Or?r':n oSlu gene hulrultçulan^.ızdan Hasan Tosun Orer dün Beyoğlu Evlendirme Daire«inde nikâhlanmıslardır. Gençlere saadetlcr dileriz Türkiye Sanayi Bankası A.Ş. HAZIRLIK HEYETÎNDEN: Bankamızm devamlı hizmetleri iein yurdun her tarafında Mahallî Ticaret ve Sanayi Odasında kayıdlı (MÜMESSİL) arıyoruz. İsteklilerin en geç Şubat sonuna kadar • • P.K. (766) Galata İstanbul adresine müracaatleri. Yfiıi tioaret kanıınu gtreğince Sicilli Ticaretten verilen ilanlanr. dünden itibaren Ankarada Türkiye Ticaret SicılM gaz( te?i tarafından neşri genkmektedir. Sthrimiz Ticaret Odası 30 yıldır neşrdtiği gazettnin yayımını dündenberi durdurmııştur. Ancak. ilAnların ücreti Eakanhkça tesbit ediltoık tarifoye göre tüpc.ır tarafından gonderilmesi gerektiğinden. ticaret erbabı böyle bfr tarife yokluğu drlayıslle ne yapacağını pek btl emenr: ekted ir. Dün bu yüzden şehrimlz Tlcaret Odr.«ına bir çok mürac^t yapılmıçtır. Türkiye Ticaret Sicilli gazetesinde neşredilecek ilânalrın ücreü ski İngiliz Genelkurmay Başkanı Mareşal AlanBrooke, neşrettiği hâtıralannda, eski Başvekil Churchill'i fena halde hırpalıyor; oCezayir bu iki memleketten farklı [ nun, zannedildiği kadar Oüyük adam bir inkLşafa tâbi bulunuyor. Bir ke i olmadığını söylüyor; hattâ bu hâtuaa z a n : re velev nazarî olsun orada temsil ların bir yerinde «Churchill kof bir sıfatını benmsiyebilecek bir yerli adamdı» diyornıuş. Maresalın bu hâtıralan beni hayidare mevcud değildir. Cezayir bir Fransa toprağıdır. Sonra orada ya rette bırakmadı dersem yalan clur. Evvelâ, bütün dünyanın, Birincl şıyan ve bir milyonu Fransız olan Cihan Harbinde başlayan Churchill mertebeye doğru yavaş fakat emin iflâs etmiş olduğunu anlamış ve imAvrupalılar nesillerdenberi oraya hayranlığını bir anda yok etmeğe adımlarla yürümeğe başlamıştı. paratorluğuna yeni bir istikamet verleşmiş ve «Cezayirlı» olmuşlar kalkışacak kadar cür'etli iddialarla Fas bu hususta daha çok geri vermek gayesile (1946) anayasasma vaziyetini kendi basına değiştirebi «Fransa ittihadı» formülünü dercet dır. Bunlar ahdî garantiler ne olur dolu bir hâtıra kitabımn, Churchill'le lecek unsurları cemetmekten uzak miş ve Fransa Reisicurr.hurunu ayrı sa olsun bueüne kadar doğrudan tkinci Cihan Harbinde mesai arkabulunuyordu. Orada derebeylık ida ca Fransa ittihadı reisi sıfatını ve doğruya ellerinde tuttukları idareyi daslığı etmiş bir asker tarafından yaresi halkın en iptidaî haklarını çiğ rerek bir de ittihad meclisi tesis et yerli bir hükumcte devrederek ade zılmasma şaştıın. nemekten çekinmiyerek tam bir is miştir. Nakıs bir sistem iıa'le eden ta bir yabancı kafilosi haline düş! Sonra. Mareşal Alanbrooke'un, İntibdada yer vermiş ve Fransızların bu ittihad formülü şayed başından meği kabul etmiyeceklerdir. Fransa giltere Genelkurmay Başkanlığı maumran gayretleri «halk ile bera beri samimi ve ciddî olarak ele alı ise Cezayir halkına bir takım hak kamına yükselme liyakati göstermis bir şahsiyet olarak kalmağa, küçülber, halk için» nazariyesine uygun j nıp tatbik sahasına konmuş olsaydı lar ve salâhiyetler tamyan bir kom meyi tercih edişine şaştım. olarak değil. müstakil bir tarzda de belki Fransa maruz kaldığı sarsın j promiye razı olacak fakat son imkân Maresalın dediklerine bakılırsa, vam etmiştir. Fasta asayişsizliği ve tıları daha hafif geçirir kendine da larını tüketmedikçe Cezayir» istik Churchill geçimsiz, derd yaratan, ha salim istiknmetler bulabilirdi. lâl tanımağa yanaşmıyacaktır. Da harb taraftarı bir adammış. Tek mekaı>arsızlığı gidermek ve bütün Fasa lâyıkile hâkim olmak için esasen Bunun böyle olamayışında devlet hilde ve haricde şiddetli tertışmala ziyeti gene Mare*alın rivayetine göFransızlar da bu derebeylerini kul adamlannm oyalama ve aldatma ra sebeb olan mesele Tunus ve Fas re onu, her işde muhalif kalmasma lanmıştırlar. Berberî Arab tefrikası yolunu tutmuş olduklarınm hakiki la olduğu gibi Cezayirle de bir mü rağmen. yanından ayırmamak byükda bu yolda kendilerini takviye et sebebi teşkil ettiği zannedilmemeli zakere açılması ve yeni rejimm liiğiinü eöstcrnıcsî imis. miş ve Marakeş Paşası Elglavi Ber dir. Fransajı müttefiklerine aykırı müştereken tesbitidir. Guy Molet Eski Genelkurmay Başkanı: "İkinci berilerin bir kısmi üzerindeki haki bir yola sevkeden kanaatimce iki | hükumetini böyle uzun müddet ik Cihan Harbinin asil büyük adamı hemiyetile Fransaya değme generalle amil vardır: Bunlardan biri Fra^a tidarda tutan en mühim âmil Ce nim. diyor. Niyetim, hâtıratımı olrin yapamıjacakları hizmeti yapmış dahili siyasetindeki istikrarsızlık ve zayir işinin sosyalist idareli bîr ka meden evvel neşretınemekti.» partilerin «kompromi» arama mec bine tarafından sevk ve idaresini tır. Bu niyetindcn ke«ke \azgeçseydl buriyeti ile müstemleke işlerini de muhtelif partilerin en salim şekil de hâtıratını vârisleri neşretseydiler. Cezayire gelince, bu memleketi kullanmaktan çekinmemiş olmaları, Böylece, o büyük ndamhğını sene olduğu kanaatinde bulunmalarıdır. sımsıkı ellerinde tutmak istiyen ikincisi de: Cezayirde bir buçuk muhafaza etmiş olurdu. Fransızlar burada velev nazarî ol milyonu. Tunusta beş yüz bini ve Bu hükumet Cezayirlilerle görüşme*** sun bir hükümranlık. bir muhtari Fasta da iki üç yüz bin kişiyi bulan yi kabul etmekte ve ancak müzayet yoluna gitmiyerek anavatanın Avrupah kütlesinin Fransa dahilin kerenin temsil sıfatını haiz şahsiMaresalın. Churchill'i küçültüp kcn yetlerle vukunu istemektedir. Bubirer parçası vasfında vilâyetler ih de kuvvetli mesnedlere malik budini büyutnıesi bana şu mefhur LcyJ das etmişlerdir. Fransız. parlamento lunmasıdır. Bu «Colons^ lar istiklâl gün Cezayir kanlı hâdiseîere sahne batırlattı: dir ve bu kargaşalığı idare eden ve sunda mebusları ve âyanı bulunan değil. basit muhtariyet idarelerine Bt*nde Mecnundan büyük âçıklık ve «Sui generis» kendine hâs husu bile aleyhtar kimselerdir. Fransada maddî ve manevî kuvvetini haricistidadı var den alan müfritlerle müzakere yeni siyetler taşıyan Cezayir vilâyetleri ki mesnedleri de aynı kanaatle siyaAşık'ı sadık men'em Mccrunun bir çıkmaza girmekten başka bir neancak âdı var Fransız anayasasının hükümlerin sî manevralara girişirler. tice vermez. Guy Molet hükumeti Beşer böyledir. Hizmeti, ne kadar den diğer vilâyetler gibi müftefid isyanın durdurulmaFi sükun içindo büyük olursa olsun, çabucak ıınuolmazlar. Halk Fransızdır, fakat Malüm olan merhalelerden geçtikanavatana bile serbestçe gidip ge ten sonra Fransa Fasta Elglavi'yi ciddî bir seçim yapılması ve müza tur. Kusuru ise, velev minimiııi ollemez. intihab hakkma maliktir fa feda ederek ve sürgüne yolladığı k er elerin halkı temsil edecek şahsi sın. hâfızasııım en derin yerinde kat yüzden fazla mebusu olmak lâ sultanı tekrar tehtına cturtarak yetlerle açıhsı hususlarında musır muhafaza edcr. sahihinin yuzüne zım gplirken yirmiden aşağı bir Tunusta da gene yıllarca mahbus ve dır. Gene dahilden çözücü bir mü vurmak için fırsat kollar. Meşhur hikâyedoki köy imamını mümessil rakamile temsil edilmek menfa hayatı sürdürdüğü Habib dahale vaki olmazsa makul görün,=n hatırladım. tedir. Bütün bunlara rağmen Cezayir Burgiba ile teşriki mesai yoluna gir bu «processusı» Birleşmiş Milletler Biçare adam köyde seııeler senesi doğrudan doğru>a Fransız toprağı miş ve nihayet bu iki memlekete umumî heyetinin son kararile de imanılık etmiş. Giinün birinde kazasddolunur, ve beynelmilel muahede istiklâllerini vermeği ve onlan Bir kuvvetlenerek salim bir hal şekline ra bir ayıb işlemiş. Köylüler. o kalerde bu sıfatla zikredilegelmiştir leşmiş Milletlere aza olarak bizzat isal edebilir. | ramn işlendiği günü tarih başlsngıcı «Atlantik misakındaki sarahat gibi». takdim etmeği kabul etmiştir. Objektif bir zihniyetle tahliline | edinmişler. İçlerinden birinin çık:p, ehced hesabile tarih düşiirmed'ğl Harb sonrasında Fransa (1940) tan Fas ve Tunusun böylece Fransadan çalıştığım bu vaziyette biz, Türkler j kalnıış. O sene doğan çocuklar. yasevvelki müstemleke sisteminin artık ayrı birer teşekkül oluvermiş ol iki bakımdan alâkadarız: Evvelâ I ları sorulduğu zamaıı «imam efendiduklarını kabul etmek hatalı olur. istiklâli için çarpışan her milleti biz nin kabnhat yaptığı jnl doğmuşun» büyük alâka • YARIN AKŞAM l \ Nitekim aradaki münasebetlerin tan ederiz. Şüphe ve sempati ile telâkki cevabını verir olmuslar. yok ki istiklâl en tazimi hâlâ müzakere saflıasında buİmnmdnn kiiye kalaıı tek hâtıra bu lunmaktadır. Yalnız tahmin oluna biî bir haktır. Elverir ki bu hak olmus. Zavnllının o günc kadar kılbilir ki Mehmed bin Yusuf ve Bur idealin ifadesi olsun ve tehlikeli 'lırdığı nnm.izlar, gürül güriil okuduğu aşırlar. Indirdiğl hatim'cr. yanık i giba gibi liderler iktidar mevkiini demagojilere âlet ittihaz edilmesin. \ muhafaza ettikçE karşılıklı anlayış tkinci mülâhaza daha pratik bir yanık ettiği dııalar hepsi giime g't; bir gün daha semereli bir hale ge düşiinccye dayanır: Fransa şimalî miş. Saat 20.30 da i tirilebilecektir. Çünkü Tunusun da Afrikayı tamamen kaybederse zaMeşhur olayım diye zemzem kuyııyapılacak Fasın da Fransaya ıhtiyaclan bü yıflar ve siyasetini bir tjkım ivi suna abdest bozan. hura rağmen adl yüktür ve aldatıcı bir milliyet kisvesi caclara tâbi olmaktan kurtaramnz sanı unutulan «bevval'i çeh'i zem•« Af zem lâkahından başk» nami ni^anı altında bu menfaatleri feda etmek Boyle bir vaziyet ise kuzey hepimizin aley kalmıvüiı ndamcağıza da lıen oldum ve kuru kuruya Ortadoğu iğtişaşçı rikalılar dahil olası acınnı. larmın sağa sola kullanacakları bir hinedir \"e nihayet NATO müdafaaŞöhret bııdalasıymı». anlndık. Fakoz haline gelmek bu liderlcrin ko sını Cezayire de tesmil eUiğine gore kat zemzem kuyusunu kirletmeyl Kaçırmayınız. lay kabul edebilecekleri bir vaziyet bu ahdî vaziyet bizi bigâne bıraka düsüneceği güne kadar. haris olduğu teşkil etrnemektedir. maz. şöhrete ulaşmak Için. bu adam başCezayirlilerin haklarına biran ev ka hiç bir şey de mi yapmadı? Ama dedinı ya. beserin tıyneti bu. vel kavuşmalarını temenni ederken bunun en iyi yolunu Birleşnıiş Mil Büyük hizmetleri mükâfatlandırmak letler karannda tasrih edildiği gibi balıis mevzuu olduğu laman o hiz«muslihane demokratik ve âdilâne.) metleri inkâra yeltenir. en kiirük kusuru yakaladı mıydı. insamn adını bir şekli halli Fransa ile birlikte bilo unutturmağn uğraşır. aramasında münHemic gördüiîinnü Maresalın yazdığı hârıraiar kitabı ilâve etmek isterim. bir yandan kapısılıyormus ama, öte Uıraftan da. mijpllif aleyhinde büyük l>ir infial uyanmış. Galiba hu sefer de zemzom kııyusunu Mareşal Alanhrook kirlettü. KBprülO KütObhanesi eski Hafızı Hamdi VAROOMJ Numan Menemencioğlu İSTANBUL RADYOSUNDA Ozel Programı VEFAT En son >e cn gÜ7<»l cseri oltın ÂKİIF. IIAMM SOK,\C,I ndlı romaııı bu>ladı.. p,,, Kütüblorinden ve huzur hocalanndan merhum Mustafa Lütfi Efendi ve Vasfiye Hanımın oğîu Safraholulu Mehmed Çizmpcinin damadı. Nazmiye Imsmoğlunun oşi. Türker ve Berker îmamoğlunun babaları. Zehra Yılrtıztaç vre Fuad Güvenin agabc^.leri MEVLİD ÖiMmüyle blzlerl »onsuz a«lara earkederek e^edtyen aramızdan ayrı'.an eşlm. snnemlz Dr. HAKKI NEVİN İMAMOĞLU (Hakkı Hoca) 212.957 perşembe gürıü âni bir kr;z neticpFİ Hakkın rahmetinp kavuçmustur. CeTı.izesi ?2.2.957 bugünkü cuma günü oğle namazından sonra Kan'.ir:. Camiinden k.ildırılarak Kanlıca m.îkberesine defnedilpcektir. Köprtiden vspur saat 11 20 de BİLLÛR r KÖSK |1 Yeni servisle Ögle ve Aksam Yemekleri için kıymetli müşterilerinin emrindedlr. Emirsân Tel: 63 61 99 Yeşilköy Meteoroloji istasyonımdan cğrendiğimize ?öre. bugür. şthrimizde hava çok buhıtlu ve yağışlı olac3k, rüzgârlar batıdan orta kuvvette esecektir. Dün sühunet en çok 4 13. en az + 5 «antlgrad derere clarak kaydedilmiştlr. Bug'Jn termoterenin dflşmesi beklenmektedir. Bugün sühunetin düşmesi bekleniyor ÖLÜM K&mlle Arsal'm eşi. Âdlie Ayrta İle Naıie Turhan'ın bıbası Yilksek Mıihen.üs Reşld Avda lle Profesör Vahlt Turhan'm kayınpederl vefatııı:n k:rkmcı gunüne ır.üsadlf 124/2/957) pazar günü öğle namazmı mü'eakıb Şişli Ca mll Şprlfir.cîe merhumen!n azlz ruhuna ithat edllraek üzere Esad Geredell, Cemal Bağcı, Hü sey'.n Sçbtlcl. İbrahlrn Tazıcıgil. Kerira Özbakır ve kıymet'l Tev şihhanlar tarafıcdan Mevlld ve KMr'SLiükerlm okunaca^ından kendlsinl sevenlerin ve yakınlarım'zın gelnıelerl rlca olunur. Eşi: Nurl Sekban ve çoc'jMan EMİNE SEKBANın ŞUBAT 22 RECEB 22 Ord. Profesör SADRİ MAKSUDİ ARSAL Hakkın rahmetine kavu^muştur. Cenazesl 22. şubat. cuma günü Beyazıd Camiind* cuma namazını müteakıb kaldırılarak Zinclrllkuyu nıezarlığiDdakl ebedi !stlrf.hatgâhrna tevdl edllecektlr. Meviâ rahmet evlive. Satıltk Dükkânlı Apartıman Beyoğlu, İstiklâl caddesmde, 2 kat boş, mezkez mevkide, 9 metre cepheli, 172 metrekare sahalı. POSTA KUTTJSU 484 İSTANBUL « a 'J E. |12.57 q V 3» O o S s S (3 M 5 X V. ] 6.46 12.2rl 15.23 17 51 19.21: 5.07 6.38 | 9.38 12.0u) 1.31 11.17 VAKIFLAR Tramvayda giderken bilem pantalonunun paçasmı sıyinr, morfin yapardı bacağma, orospu çocuğu... Ey, sanra?? Esrar tekkesinde elden ele dolaşan bir kabak bana da geldi. Yüz binlik kişizadem nasıl çekeceğimi tarif etti. Ben o güne kadar böyle bir şey görmemiştim, Allah var yukanda! Çekince ne oldun? Dumanı alır almaz havaya gittim geldim, bey abi... Pilot oldum, uçtum... Evimi, ansmı, babamt. kardeşimi, hepsini, hepsini unutiiverJim... (Fikret düşündü: Yunanlı Omirosu'n dediği gibi, afyon yutanın önünde babasrnı, anasraı, kardeşini öldürünüz; gözlerinderj tek damla yaş akmıyacaktır! Esrar da öyie...) Biraz geçince, baktım sol bscağım yok ortada... Feryadı bastım: Ibne lan, diyordum yüz binlik kişizEdeme... Ne oldu benim bacağım? Tranvay mı kesti? Otomobil mi aldı götürdü? Hıçkııa hıçkıra ağlıyordum, bacağımı kaybettim dive... Sonrsdan buldum! AlUma alıp oturmuşum meğer .. Sonacığıma, bir bitiklik geldi üstüme... Gd'zlerimin önünde hayaller kıpırdaştı... Dalga geçmeğe başlamısız senln anlayacağın, bey abi.. Kus gibi uçuyor gördüm kendimi. Daha sor.ra sızmışım... BANKASI do muzikaya dönersin vallahi... Her tarafından ayrı ses çıkar... KorkuT.ç şey bu horain, bey abi... Apartımanım olsun, bir gramma imzslamazsam gözlerim önüme aksın... Yirmi sene önce on kuruşa ahrdık paketini... Şimdi otuz lira, bulabilirsen bul! Komiser: O d a lâktozlu, harman! dedi. Sefil kılıklı adam, peltek bir konuşma ile anlattı: Efendi abi benden iyi bilir, diye kaiasile başkomiseri işaret etti;katkılıdır bunlar... Kimisine nişasta karıştırır, deyyuslar... Kimistne pirinç unu, kimisine kireç, kimisine tebeşir tozu... Dirhemi bilem eksiktir, bey abim, dirhemi bilem eksiktir, ekmek kör etsin... Ellerinde yüksük, sözüm ona ölçerler... Kontrolu yok ki bu işin! Sahtekâr deyyuslar... Ahlâksızlar! AHedersiniz yani... Ne diyordum! bey abim?Han. apartıman, karl bir tarafa... Horam bir tarafa... İnsanın gözü yalnız onu görür, bey abi... Erkekte erkeklik, kadında kadınhk bırakmaz kâfir... Erkekîik hislerkıi. kadınlık hislerini de öldürür... Bir kere alışmaya gör... Bir ay sonra, bir paket yetişmez günde... tki pakete çıkarmak istersin... Çıkaramazsan krizler başlar. , Arfcası nx «CUMHURtYET» in Tefrikası: 4 6 Köy muhtan. köyüne gelen yabancının kaymakam olması ihtimalini düşünür; kuzu, hiç oimazsa tavuk kestirir şarefine... Köyün en iyi odası sana hazırlanır ve kaba bir döşek sererler altma... Nahiye müdürü, kaymakam kuşkulanır: «Belki bir müfettis.!» der. Nahiyenin. kazanin en rahat otelinde yer ayırtırlar senin için... Vali bile. belki bir müfettis, belki iktidar partisi kodamnlarından biri dive harekete geçer. Hattâ vilâyet müdiranmı teftişe hazırlar. Kıymetim artar hüviyetimi gizli rutarsam, kaymakamım... Bardan çıktıklan raman iklsi de «arhoştu. Doktor Reçid: Bu (fece misafırimsin, Fîkret, dedi: hem de bizim ve!«dleri görür•ün... Gen« kflrtç« konufuyorlar mı doktor? Sanasaryan Hamnıri ta» merdl»•nlerini tırmanırken, Fîkret, t>u basamaklörın onu bir başka âleme götürdüğünü biliyordu. Kaymakam lıktan Emniyet İkinci Şube Kaçakçılık Bürosu şefliğine düşüj, ona acı gelmişti. Sanasaryan Hsnının merdivenleri, koridorları, aceleci veya tık nefes adımlarla İTiip çıkan, dolsşan üniformah, sivil insanlarla doluydu. Üniformalılarda'n başka herkes birbirinin gözüne şüpheyle bakıyordu burada... EM üst katta sağa saptı. Kapısmda (6 ncı kısîm) yazılı bir koridoru yürüdü. Yarısı btızlu cam, tahta kapıyl açıp ıfirdi. Emniyet Müdürünün bir gün evvel onu tamştırdığı başkomis«r ayağa kalkarak selâmladı ve çalışacağı masayı gösterdi. Tahu bölmeyle koridordan çahnmi| küçük blr odaydı bura«ı... Ortada eski bir soba yanıyordu. Bir tarafta, ayn«sı sivah perrieyle örtiilmüs blr dolab vardı Dolabm gerisine kontrplâk bir kapıdan geçiUyordu. Sivil komiserin konuştııeu sefil kılıklı adam, dirseğine kadar sargılı eli'ni alnına götürerek bir selâm çaktı. Tıraşı uzamış san surat: sıskaydı. Sol kaşmın üzerinde bir yara izi vardı. Cek«ti yırtık pırtıktı. Başkomiser: Eski bir eroinman, dedi; küçük esrar satjrılannı yakalamakta bize yardım eder. Sefil kılıklı adam, yerden temennah edip kollarım bağladı: Eski bir horainci; yirml sene!ik! Komiser: Şimdi eroin bulamadığı için kriz ge!inc« afyon \iıtuyor! dedi. Sefil kıyafetli adam yerden temermah etti: San bomba olmasa halimiz duman, abi... Nedir bu ssnbomba? Sinema yıldızı sanşm bomba Marilyn Monroo mu? Komiser güldii. adam: Afyon! dedi. Fikret masasına oturdu. Demek yirmi sene kullandın eroini? dive sordu. Mukannen virmi sene içmişim, bey abi, dedi sefil kılıkh adam... N«3il başlsdınî Sevdaya kapılrruştlm, bey abi... Onun dalgasıylan ilkönce esrar içtiaı... Kadıköylü yüz binlik Murad Beyin r>51u eötürdü beni nargüleye. Murad Beyin oğlu morfm de kullarurdı, d>yyus.. Affedersiniz yanl. insanlar geldi. Bunlar, Siimer Türk leriydi; kendilerinden geçmiş bir halde şarkı söylüyor, raksediyorlardı.) Eroir.ci konuşuyordu: «Keyif» e o gün alıştım bey abi... İnsana cesaret veriyordu bu duman... Ne polisten korkuyordum, ne de Al'ahtan... Allah var yukanda. Çarpsm, yalanım varsa... Başkomiser; Ya sudan korkmaz mıydın? dedi. Eroinci güldü. Sargılı elini nezleli burnunun altından geçirdi. Başkomiser anlattı: Sudan nefret ederler. dedi; esrar tiryakilerinin hepsi pistir. Eroinci, yutkunarak başını sallsdı: Esrar beni maf etti, bey abi... «Nefes» uğrana vanmı yoffumu veriyordum... Kıçımdaki donuma kadar... Fikret: Eroin koklaymca ne olursun, anlat bakahm! diye sordu. Adam, sargılı elini terli alnında, yanaklarında doîaştırdı. Burnunun sümüğünü ona içirdi. Bir pasaklı mendile dondü sargı bezi... Ne mi olurum abi? Sen hiç koklamadm şaliba... Hele bir kokla! Sanırsm ki Sultan Süleymansır.dır! Ben koklaymca, kendimi (Fikretin gözleri önüne, yaktık sultan görürüm, gözlerim kör olları ateşin etrafında, ateşe attıkla sun... On beş türlü ineklik yapar n haş.haşiD duınarâle sarhos olac insamn üzerinde b\ı horain... Ban llll 6 MaynJ|tL.uUUUU = S Kasım « SO.OOO STemmuz > 75.OOO Ş 31 Araftk n 75.OOO H«r 150 Hraya blr kur*a numaran Fazlı Izahıt İçin ajansJarrmmn gl^larlnB möraeaıt edlnlr 'A NLI BANKASI OSMANLI BANKASI OSMANLI BANKASI <;nnnn= SEyl01 tL S0000
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle