Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rİDAM SEHPASINDAı DEVLETLiLER Perieyen: ÇEMALEPptN SAHACOfjLU can veren Mussolini'nin vasiyetleri Sukutunuz mu? dediniz. Şüphe mi var? Ben artık tükenmiş bir adamım. Yıldızım karardı. Çalışıyorum. kendimi toplamağa çabalıyorum, lâkin bütün bunların artık bir maskaralık olduğunu anlıyor, facianın »on perdesini bekliyorum. Tuhaf değil mi: size biraz acayib gelecek ama, öyle hissediyorum ki bu faciamn ben bir aktörü değilim de sanki oyunu uzaktan seyreden bir seyircisiyim. Belki de kendinizi hasta hissediyorsunuz?. Yıllardanberi zaten kendimi hasta hissediyorum; domuz etinden başka bir şey yedigim yok (italyancası: Porcherie) içki içmem. tütün kullanmam. Buna rağmen halen tamamile sıhhatteyim: Yüz yaşımı idrak edebilirim. Fakat bahis mcvzuu oian bu cihet değil. Yıldızım söndü. çünkü zamarunda. vaktinde çekilmek kudret ve eesaretini kendimde bulamadıın. Belki de milletime yolunu göstermeğe kader beni memur etmişti... Bu vazifeyi başarmak babında sağlam temelleri işaret edip goVtermekie > • >tinmeli ve fazla ilerisine gitmeraeli idim. Şimdiye kadar siz hiç ihtiyatlı ve ağırbaşh bir diktatör gördünüz mü? Hepsi de zamanla deliriyorlar. Daima alelâde insanların fevkinde dolaşa dolaja gururlannın çılgın ihtiraslarının esiri olarak. hakikat mef humunu kaybediyorlar. İşte bu çılgın ihtiraslardır ki onları bugün bulunduklan feci duruma düşürmüştür. Basit bir vatandaş, lâalettayin bir sokak adamı kendisini bu gibi ifratlara kaptırmaz. Nasıl oluyor da bu kadar feraset, bu derece derin bir anlayış ömeği verryorsunuı, lutfen izah eder misiniz? Şimdi bana ne sormak istediğinizi biliyorum. Cevabımı da tahmin edebilirsiniz. Siz de benim kadar hattâ bel ki de benden fazla bilirsrniz ki ben artık bir mahbusum, manasız ve ehemmiyetsiz bir jahıstan bajka bir }ey değilim. Ya akide, iman «lanında artık hiç bir şeye manmıyor musunuz? Hemen hemen hiç bir şeye inancım kalmadı, yalnız milletimin âtıfetine, ulüvvücenabma inanıyorum. 25 temmuzda olanlara ve belki de daha kötü olacaklara rağmen İtalyan milleti iyi, bir millettir. Bugün Italyanlann ruhu, mustarib, ayaklar altında çiğnenmiş bir ruhtur. Yalnız bugünkü durum nazarı dikkate alınarak bu nıh hakkmda bir karar verümemelidir. ttalyanlar iyi adamlar, asil ruhlu kişilerdir ve bu haslet bir gün gelecek gene onun kuvvetini teşkil edecektir. Milletimi sevmekien asla vazgeçmiyeceğim. îtalyanlan idare etmek hiç de kolay bir İ5 değildir. Çünkü İtalyaniar çok eski, çok rekL çok ferdiyet düşkünü bir ırka mensubdurlar. Görüşlerini savunmak hususunda ne derece inadcı olduklarmı tahmin edemez'sihiz. Ohlan itna'm' £tmiyorum, çünkü dünyada iftiradan daha çirkin. daha aşağılık bir sey olmadığmı farketmiş bulunuyorum. Bana ihanet etmiş olanlann bile nihayet insan olduklarmı düşünüyorum. Onlar bir jeyler kurtarabilsceklerini sanıyorlar, hatalannı çok geçmeden anlayacaklardır. Benim rolüm sadece lehte ve aleyhte olanı iyice ölçüp tartmaktan ibaretti. (Sükut) Mussollni'ye göre Almanlar Alman milletinin fedakârlık hislerinin feragat kabiliyetinin ve inaodmıyacak derecede engin azim kudretinin hayranıyım. Büyük bir millet, hattâ daha düşünceli ve ferasetli bir idare altında daha da büyük bir mirlet olabilir. Heyecanlanmağa hazır lâkin aksülâmellerinde mütehavvil bu milletin kendisini idare edecek emin ve metin bir ele şiddetle ihtiyacı var. Işte bu takdirde bugün Avrupanın umumi refahının kaynağı olabilir. Almanyastz Avrupa muadelesi asla SÖzülemez. Öyle samyorura ki. jayed Italyanın olduğu kadar Almanvanın da siyasetini bizzat siz idare etmiş olsaydınız, diğer taraftan Almanlar da sadece ve yalnız istihsal ve teşkilâtlan dırma meselelerinden başka bir şeye kançmamış olsalardı (Roma Berlin Mihveri) adı verilen sistem. dünyanın artakalan kıamları için hakiki bir n;met olurdu. Azıcık hüsnüniyet ve biraz daha keskin siyaset duygusile harbin önüne pekâlâ geçilebilirdi (Mussolini çevik bir hareketle ayağî kalkarı. Bu fikirde olan. böyle düşünen yalnız siz değilsiniz madam. (Odada bir aşağı. bir yukarı gezindikten sonra kütübhanesinin ötıünde uzun rnüd det durur, dalgın bakışlarla kitablan seyreder>. Okumağa vakit bulabiliyor musunuz'? Bakınıı: Kant, Şopenhavr, Goethe. Eichendorf! İşte jurada da pek hoşlandığım bir yazar: Angelus Silesius.. Ne iddialı, ne küstah bir herif! Bakm dinleyin (birkaç mısra okur) sonra işte Eflâtun, orada da Safo'nun nefis seçmeleri var... Ya Homiros, EşiL, Aristot... Demek yunanca biliyorsunuz? Evet, yunancayı öğrendim ve pek de iyi ettim. Bütün bu yazarlarla yakmda ahirette karşılaşacağım ve belki de (güler) benden bir iltifat nazarlarını esirgemezler. İnsanlığı daha iyi anlayabilmek için gözlerimizi eski devirlere çevirmemiz icab ettiğini sık sık düşünürüm. Eski Yunanlılar hayat ve ölüm hakkındaki son bilgilere daha o zamanlar sahiblerdi. Eserlerini yazarlarken de ilhamı tabiarten, güneîten. semadan, toprağın kokulanndan, asktan, iyi hasletlerden alırlardı. Onlan rahatsız edecek makine gıcırtıları yoktu. Siz sanıyor musunuz ki <Safo> o içli mıs ralannı tayyare motörlerinin uğultuları yahud da evinin önünden geçen bir motosikletin patırdıları arasmda yaratabilsin? Artık tek bir arzum kaldı: Okumak okumak ve kaderimin tecellisinî beklemek .. Kont Ciano'nun ölümü de kaderin bir cilvesi miydi? (Mussolini bu soru üzerine yerinden adeta sıçradı ve uzun müddet sustu, sonra yavaş yavaşi: Evet. dedi. Ciano'nun da ölümü bir kader cilvesi idi. Yapılacak başka bir şey yoktu. Mahud ocak ayı sabahmdanberi ben de can çekişen bir adamdan başka bir şey değilim. İhtizarım korkunc derecede uzun sürüyor (sükut). Fırtına ile sarsılan bir geminin kaptanı gibiyim. Gemim parça parça olmuş. Kudurmuş bir ummanda çalkanan bir enkaz parçası üzerindevim.. Oh bu hareket imkânsızlığı, bir çare bulmak imkan517.l1ğı!... Kimseciklere spsimi duyuramıyorum... Şimdiden derin bir sessi7lik etraftmı sarmış bulıınuyor... Fakat bir gün gelecek. dünya beni dinliyecektir!...» Arkası var FİGEN MIKELAY ile İZZET ORGÜL Nişanlandllar. 12/1/1957 =haberieri Eminönü inşaatı ilerliyor Harem Salacak Köprü seferlerini yapan vapurların yanaşacağı iskele yaza kadar bitirileeek Köprünün Emln&nü cilıetlnde yapılmakta o'.an ve rıhtımda 65 ınetre boyunda bir sahayı kap'.ayan iskelenin tnşasına hızia devam edl'.mek'.edir Bu armda İskele blna« olarak ku> lanılmasma karar verilen Ltman Içletmesine «ld ambarın ortadan böiünmeslnf lürum eörülmüstür. Taza lcadar iske'.eni'n MHrllmesine ça'.ışılacalt ve burası Harem Sa'.acak KOpnl »ef'rlerlnl yapnn Tapurlara tahsis edilecektlr. Anadolu vaküsvna lşletllen .Caddebo«t»nı. TP Bostancı» denlz otobüsierinln de bu lskeleye vana5tırılaca5ı söylenn.ektedlr. Diğer taraftan. DenlzciilS Bankası 11« İ«tanbul Beledlyeslnln SlrSeci ve Beslktasta lnşa ettlreceul lsîce'.elerin pro!e'.eri üzerlnde tetkik'.er devam etmektedlr. Sirkecide yaptınlrnası rrmhıenıel bliyü* yolcu Iske'esl !le Havreddln mevkiinde lcuruluıası Şehıı Haf.arı İs'ıetmpsl tarafından ilert sürülen l«kel<nin «imar plân> İle al&kalı oldugu anla^ılmaktadır. Sirkeci Florya asfaltram baslangıc •ahasının açılması İçin de. Denlzctllk Bankasına atd ambarlsrdakt malların Hallce taşınacaŞı blldlrtlmektedlr Ancak ambarlarda halen külllyetli mlkUrda emtia birlkmlş olduğundan Camlaltındakl «ahanra bu lşe tahsUt kuvvetle muhtemeldlr. Bu bakımdan. Slrkeclden Sarayburnuna kadar uaay«n aahllln temtzlenmesinl müteakıb Slrlceclde Inşası dOjünOlen İBkelenta jrert ve evsafı tayin edllecfktlr. Alâkalı'.arın ifadeslne göre. Anadolu yakasırdan gelen 1 sahiblerinln %W 1 5 İ»t*nbul. Te4O 1 l»e Beyoğlu semtlne çıkmaktadır. Slrkeciye ihtlyaca cevab verecek yenl bir Şehlr Hattı vapur iskelesinin lnşası zaruri görüimektedir. Örümüzdeki llkbahar aylarında İstanbul Belediyeslne devredilecegi tahmin olunan Şehlr Hatları İaletmeslnln i«kele lnşaatınra mal! portealnln de Belediyece tekeffiil edilecefi anlajılmaktadır. Emin Kalafat, Esnaf Kredi Bankası hazırhk heyeti ile görüştü Devlet Bakanı Bmln Kalafat. kuruluş halindekl Esnaf Kredl Bankası hazırlık neyetinden bir grup^a dün saat 1130 da vllSyette görüşmOştür. Esnaf Kredl Bankası. esnaf dernekleri ve kooperatlfler'. tarafından kuruımakta ve eermavesinin yilzde otuEU plyasadan tenıin edilmektedir. Banka, devlet «ektör'ine muvazl olarak kflçük Xredl sahssında calı^acak, eanaf ve küçük tlcsret erbab;nıa kaikınmasına yardıaı edecektir. Hava gene bozdu Birkaç gündenberi şehrimizde ve civarında hayli ısınmış olan havalar Dün. Balkinlardan inen hir eoguk cephenin tesirile bozmıış ve sühffiut ftü?mQştür. Ye?ilköy Meteoroloji Utasyonunun tahmin raporuna göre. bugünlerde kar yağması muhtemeldir. Rüzgârl.ır şimalden kuvetli.^am;.n z.tıvuın fırtına şiddftinde eseccktir. Dün silhunet en çok + 5. en az + 3 s:ınii«rad olarak tesbit etlilmiştir. Bugün termometrenin biraz dflsmesi bpklenmektedir. Yıırdda havalar kar yagışll ve kapalı gecmekteılir. j l K T İ S A D f 1 B A H İ S L E R rSABAH Allahın evi aştanbaşa ahşab binalarla dolu eski İstanbulda yangın, her seferinde, millî bir felâket halinde büyürdü. Kocamustafapaşadaki evinin mutfağında patlıcau kızartan bir kaduıın ocağından sıçtıyan bir kıvılcun, soluğu Fatihin cte başında alan bir ateş deryası < !uıdu. Hanümanlar söner. bfnlerce insan yuvasız kalırdı. O tarihte, kuşlann yenıine. yaya dağ yolcuîannın suyuna, jetimleıin bayramlığıııa vanncıya kadar düsunen ecdadımınn bize bıraktığı miikemmel teşkilâth bir Evkaf İdaremiz vardı. Ama beceriksizdik. ellmizden iş gelmezdi. Yangından çıkanlara el uzatamaz, onları bir verde barındıramazdık. Elleri böğründe, sokak ortasında kalan biçare harikzedeler. insanlardan fayda bulamajinca, Allaha sığınırlar. Onun evine Tann misafiri oInrlardı. Rumcliden muhacir akuıı olurdu. İki pılı pırtısını sırtına vıırup ana vatana iltica edsn yuvasız kahnış ırkdaşlanınızı hududdan karşılar, bağnmıza basardık. Ajna elimizden bir şey gelmezdi. Onlara da gene Alhıh evinin kapılan açıhrdı. Harb olurdu. Kışlalar adanı almazdı. Baraka yapmağı, çadır kurmağı bi!c akıl etnıez, askerleri de camilere doMururduk. Ezeldenberi. Allahın evini babamızııı evi gibi kullanır dururuz. Kira İ5t?meğe. füzuli Mgal dâvası nçmağa. tahliye talebinde bulunmata, icraya başvurmaŞi t«>nez7Ül k'tmiy»cek tek mal sahihi O oldoğunu l':ldiçimb k;in. başımiz dara ge'inee hemoîi Onun evine goz dikoriz. Huyumuzdan vazgeçemedüi >il;i. Kapalıçar^ı yangınından sor'a, Schzadebaşı camiinin avlusuııu, lıiç tereddiid etmeden rarşi yaptık. Kalâ lef>kilât<:ıı bir cemiyrt halindeyiz dcmek sibi bir mazeretimiz de bulunmamasına rağmen. *** Bir tarafta futbol oynıyan manni'e çocuklan, öte tarafta, kumar makinesini kurmuş. av bekHyen !ofar>arı. Bir kenarda. bes açpğı. b*î ynkan, kolkola piyasa eden sevdahlar: az ötede, simidçi. kozhelvacı, tavşanh ııiyetçi. Neredeyse. elinde değneği ile, ayıcı Çingene sokiin ederek. Hayır. panarır yerinden bahsetın!yorum. bir cami avlusunu tarif ediyorum. Müslüman kulaklan. cami avlulannda. artık. dem ceken kumrulann bir dua kadar huşulu. bir ninni kadar iı;li huhulanni: şadırvanlardan dökiilcn sıılann yfıreklere ruhani htr seriniik akıtan tatlı şıprrtılannı dnymaz oldu. Banlann yerini. şimdi murdar &U lencilerin zırıltılı seslerile. mahalİB futbolrııhırıııın gol nâralan. amatör hakemlerln rırlak düdük seslerl almı?. Catni. perdeli cömle kapısmdan değil. avlu kapısından başlar. Bunu kuslar dahi bildikleri iç'n orayı. hemriııslerini>i en munisi. insana en yakını olan güvercinlerlo kumnılara bırakmışlardır. Kul olarak vazifemiı. mabed avlulanııdan bu fiiztıTî" adam'an uraklnştırntaktı. B4r iisteitk. Allah evlnin »vlusuna. kul evine mahsas mo•)ilya satKilarını Jcrîestirdik. Hatndi VAROĞLU Dünkü fıkramı okuyup bana telefon eden birkaç sağlık memuru bir yaraya dokunduğumu söylediler. Bir eczacı arkadaşım da bana tarızde bulundu. Yszımı dikkatli okumamif olacak. Maksadım ne eczacılardan ?' k â yetti. ne de sağlık memurlarmdan. îğneci deniien izinsiz se Fnlâhiyetsiz iş gördüklerine emin rjldu5u:n bir sınıfın lâübaliliğinden sekv.ncıyım. H. v. Hayır ve sanatsever bir kadmın vakitsiz öHiınü Emekli Sahne Sanatkârları Yurdu Cemiyetinin kurucu^arıncan, idare heyeti azası ve cemiyet muhasebecisi Meri Tulpar vefat etmiştlr. Sahne hayatı olmadığı halde son 10 sene zarfında bütün vaktini eTnekli sahne sanatkarlarının terflhl gayesin* hasreden bu hayırperver ve sanatsever kadının vakitîiz öHinıü bütün sanst muhltlerirr.izde teessürle kaTŞilsnmıştır. Meri Tulpar'ın cen'ze töreni bugün saat 15 te Ferıköyünde Latir. Katoilk nıezarhğı içlndeki kilisede .yapılacaktır. Ailesi efradına ve Emekli Sahne Sanatkârları Yurdu Cemlyetlne tazlyetlerlmlzl bildlr;riz. Şehrimize 4000 ton demir verirdi Karabük Demir ve Çeiik fabrikası tarafından şehrimiz ihtiyacı için yeniden 4000 ton demir tahsisi yapılmıştır. Tahsis geregince dagıtıma enOmüzdeki günlerde başlanacaktır. Li?teler hr.7: rlanmaktadır. Bir veznedar 28 bin lirayla kayboldu Ciball Tütün Fabrika'inda uzun zam;,ndanberi veznedarlık yapan Mustnfa Pirinççi 3 gündür polis tarsfmdan aranmaktadır. Iddiaya göre Mustafa Pirinççi. 28 bin lirayı zimrr.etina gpçirerck ortadan kaybolmuştur. Hâdise etrafında müfettişler tahkikat yapmakta, veznedann âkıbotinden de endiçe edi'mcktedir. Mu=tafa Pirinççirin evli ve iki çocuk babası oldugu söylenmektedir. iskelesinin Bir kadın iniihar etti Erenkoyde Şenevierde Kocayolu »okafında 31 1 numaralı evde kardeşi Talât Tugayın yanında kâlan 40 vaşında Lermn Taylan. evvelki gtin B^stancı plaj yannasından kendisini donize atarak intihar otmi^tir. Kartal Müddeiumunıiliği hâdtse etrafında tahkikat yapmaktadır. Ticaret Odasına kayıdlı şirketler Taksim Gazinosu Müdürlüğünden: Yerli Türk danslarını hususiyet ve orijinalitelerile turistlere göstermek ve tanıtmak maksadile gazinomuzda bir dans ekipi kurulmaktadır. Bu mevzuda çalışmak istiyen haveskâr genç kızlarımızın her eün saat 18 ilâ 20 arası Gazino İdaresine müracaatleri bildirilir. Şehrimiz Ti< aret Odasından aldığımız maluırnta göre 1956 yılı içinde Odaya 348 aded anonim, kollektif. knmandit. limited ve kooperatif kaydclmustur. Bu »uretle. 1955 yılında 4952 olan Merhum Hasan Fehmi Pasa revcesi. odaya kayıd'.ı îirket sayı«ı 5300 e çık Emin Görk ve Mihrünnisa Görkün mıçtir. vaiideleri. Şevkiye Görkün kayınvaBatı Almanya memleketimizden lideei İRFAN GÖRK çilek alacak Allahın rahmetine kavuşmuştur. Batı Almanya önümüzdeki istihsal 13.1.1957 pazar günü öğle namazını mt'vsiminde memlekptim'zden külli müteakıb Teşvikiye Camiinde namazı yetli miktards çilek şatın a'.mak kılmarak Rumelihisarında sile makürpre te?ebbüse geçmiştir. berepine defneciilecektir. Batı Almanya Ticaret Bakanlığına mensub bir uzman, istihsal holgeleri••"itizyoloğ mizde temaslar yapmak üzer memlekctimize gelmiçtir. flâsyon durumunun mevcud olmadıİktisadî kalkınma dâvası bugün/ ğı Ueri sürülmekte, maddî refah seTürkiyenin karşılaştığı iki, üç haya • viyesinin mütemadiyen yükseldiği, isti dâvadan biridir. Denilebilir ki, tihsalin devamlı surette arttığı iddia memleketin istikbali, devamh bir edilmektedir. Nitekim 1957 bütçe geistihsal artışı için lâzım gelen şartlarekçesinde, yukarıdakine benzer iıarın tahakkuk ettirilmesine sımsıkı delerle a\"nı tezin tekrar edildiğini oağlıdır. Asırlardanberi bünyemizi kemiren atalet ve durgunluğu kat'î rafında az çok cereyan etmeğe baş gazetesinde çıkan bir yazısında ileri görüyoruz. Bu tezin doğruluğunu i=olarak üzerimizden aCmağa muvafiak Iami5 olan ve ileride inkişaf etmesi sürdüğü gibi, U53 senesindenberi kal pat etmek için kullanılan başlıca kısolamazsak, dev adsmlarile ılerlemekte mukadder olan münakaşayı hızlan kınma hareketinde hissedilir bir ya tas, millî gelirin 5S yıl esnasındaki olan komşu milletlere nazaran dırmak zevkli bir vazifedir. Bu me vajlama ve hattâ bir duraklama mü seyridir. Bu düşünce tarzı. bütçe geebediyen geri kalmağa mahküm o yanda ele almak istedigim mevzular jahede edilebiliyor mu? Bu noktanın rekçesinin aşağıdaki satırlarında ifalacağız. Kısacası iktisadi kalkmma dan bazıları şunlardır: Kalkınma ha anlaşılmasının ehemmiyetini izah et de ediliyor: meselesi bizim için bir hayatmemat reketi nasıl inkişaf ediyor? Kalkm meğe pek lüzum göroıüyorum. Filhâ• Memleketımiz millî gelirinin ık meselesidir. Dâvanın hallinin kolay manın seyrinde bir duraklama var kika Türkiyede t?kib edilmesi dognı tidarımızın 56 senelik kısa bir ;alışolacağı zannedilmemelidir. Yenilmesi mıdır? Varsa bunun sebebleri nedir? olan iktisadi siyaset, her şeyden nn ma devresinde .en az bir misli aıttılâzım geiocek çeşidli güçlükler var Kalkınma hareketine esas teskil e ce vaziyetin teşhiî=ine bağlıdır. Eğer ğı neticesine varmamak miımkün oldıı: Bu aıada zil.ııî. ruhî ve içtimaî decek bir plân veya program mevcud hiçbir aksaklığa uğramadan i'rrîe maz». Umid ederim ki bir çok defa sahalardaki güçlüklerin yjnilmesi, mudur? Kalkınmada plân fikrı za meğe devam ediyorsak, o >^aıde ^im tekrar edilmiş olan hükumet Kvini muaz7am olan maddî güçlüklerin rurî midir? Kalkınma ile gelir inki diye kadar takib edilegelmış [.ıılnJka yukarıdaki sat.riarda yanh§ aksettir bertaraf edilmesinden daha bile lor saını arasındaki münasebetler neler gayet isabetlidir, buna dev ım etn.ck medim. Noksanım varsa, bu olsa c'sa olacaktır. Dâvanın tahakkuku, her dir? Kalkınmanın fmansman tarzla lâzım gelir. Yok. esıer hakikî dun.m hükumet tezini kâfi derecede [.arlak şeyden önce, iktisadî zihniyetin yer ları ne olmuştur? Kfilkmma ve dış bu değilse. o zaman iktisadî siya bir ifede ile hülâss edemeyişimde buleşmesi, tatlı olan hayal âlemleri ter âlem arasındaki münasebetler nedir? «ette değişmeler yapmak icab edecek iunabilir. v kedileıek çıplak hakikatin olduğu Ve nihayct kalkınmanm felsefesi ne tir. Bu yazıda daha ziyade .ıu .iureŞüphesizdir ki. bir memlekette kaltin kalkınmanın gidişi hakkında rtk gibı kabul edilmesi. beraber çalışmak dir" kınmanm ve refahın seyrini en iyi ve tai nazannı tah'il etmrk •siiv'iruıfi. Sdetlerinin teessüs etmesi karşmızdaBugün ele ilmak istediğim mevzu en şümullü tarada ölçen miiş'ir millî kinin fikrine tahammül gösterilmesi kalkınma hareketinin seyridir. MeseAnlıyabildiğim kadar, resmi magibi esas itibarile ruhî ve içtimai va le şudur: Acaba Türkiyede birkaç se kamların tezi iktisadi kalkınmanın gelirdir. Yalnız çeşidli senelerin iksıflara bağlıdır. Bu taızda bir zihni ne evvel başlamış olan kalkınma ha arızasız ve inkıtasız devam etliğidir. tisadi durumları arasmda yapılan yet değişikliğine doğru bir adım ata reketi aynı hızla devam ediyor mu? Vukubulan darlıklar veya inkıtalar bütün mukayeselere şamıl olan çok bilirsek halen bize muazza'.n görü Yoksa bazı iktisadçıların ve bu me daima muvakkat veya sun'î olarak mühim bir nrkta üzerinde dumısk nen maddi meselelerin hallinin nis yanda doçent Aydın Yalçının Dünya vasıflandırılmakta. tehiikeli bir en icab ediyor. Meydana çıkarılınjık istenen cihet şüphcsiz iki scncnın fiapeten kolaylaştığı görüleceıc*ir. rumları arasmdaki hakiki fırktır. Kalkınmanın manevi, ve maddî Dikkat edilecek nokta şudur: Hara Doç. Dr. Halid Kemal ELBİR gartları üzerine her vatandajın l.enI ölçüsii ile ifade edilen kıymetler ner dine göre eğilmesini, bunlar hakkınzaman bu hakiki farkı aksetıirı>ı<L?:ier. de düşünmesini beklemek, fazla oAhnıcdın geliri 1950 senesinde 5K ) (K lursa da hiç ounazsa bu mevzu ile j lira iken, 1956 enesinde bu gelir 10.600 nazarî veya pratık bakımdan ilgisi o J liraya yükselmis ise, Ahmedin durulanların fikir veya tecrübelerini topmunun bu müddet zarfında bir misli lıyarak bunlar 1. yazı, makale, etüd düzeldiğini soyliyebilmek iv'in, aynı geklüıde ifade etmeğe çalışmaları doğ müddet zarfında Ahmedin satın alru olur. Böylece mevzu etrafında çedığı egya fiatmda hiç bir değişme vugidli düşüncelere yer veren bir müku bulmaması lâzundır. Şayed h>nı nakaşa, bir fikir teatisi başlamış oYeni Ticaret Kanununun eski kanun hükümleri, diğer müddet zarfında e?ya fıatları % Î U O lur. Memleketimizde iktisadi kalana kanunlar ile hususl mevzuat ve kendi maddeleri den yüksek bir nisbette arttı ise, Ahkınmanın esaslı olarak kök salmasını medin durumu düzelmek şoyle duıarasındaki rabıtaları gösterir metni Mer'iyet ve Tattemin edecek esaslı yollardan biri busun, fenalaşmıştır. Aynı hakikat milbikat Kanunu Bütün bunların Gerekce ve Adalet dur. Bu satırları yazarken, bundan lî gelir mukayeseleri bakımmdan vaEncümeni Mazbataları Mufassal İndeks ve Fihristler. takriben iki sene evvel memleketimiriddir. Milletin refah seviyesindeki Rtpertuar cildH 874 sahife Fiatı 20 IJra li ziyaret ederek Ankarada iktisadi değişiklikleri meydana çıkartmak kalkınma hakkında iki konferans veiçin, carî fiatlarla» millî gelir ra İ S M A İ L A K G Ü N ren Avrupa Jktisadi Komisyonu Gekamlarmı kullanmak doğru olma?. nel Sekreteri lsveçli iktısadçı GunZaten fiat değişmelerinden ileri gelen Matbaacılık veKitapçılık Müesseseleri nar Myrdal'i hatırlıyorum. Konfe mahzurları bertaraf ;tmok 'çin ve Merkez: Cağaloğlu Servilimescit Sok.24 Istanbul Tei. 22 09 68 ransların birini müteakıb şerefine mukayeseleri kolaylaştırmak iç:n isHAK KİTABCVİ Bayazrt. üniveralt* Cad. İstan. verilen akşam yemeğinde. kendisile tatistikçiler <sabit fiatlarla millî geHAK KİTABEVİ (Babı«lt) Ankara Cad. 4 İstan. kalkınma mevzuları üzerinde konulir» ismini verdikleri vjni kiy.netler HAK KİTABCVİ Vanıkmaraylar Sok. 18 Istanbul şuyordum. Türkiyedeki kalkınır.a hahesablamaktadırlar. Bu ::ıyne'.ler, reketi mevzuubahis oluyordu. Bir amuayyen bir seneye aıd sabit fialliıra bana dönerek •Bilirmisiniz, dedi. rın diğer senelerin istihsal miktaılaTürkiyede en çok hayretimi mocib rına tatbiki suretile elde edilir. bu olan şey nedir? Kalkınma .n^seleleri hesablar diserlerile birlikte ınemle etrafında memleketinizde ılmî hiç bir ketimizde de îstatistik i'mum Müdür münakaşanm cereyan etmcmesidir!» lüğü tarafmdan yapılmaktadır. Bir kaç senedir büyük yatınmlara girişen, büyük sos>al dâvalarla karşıIlmî icabın bu olduâuna ve mem laş^n bir memlekette, bu meselelere leketimizde de 1950 denberi bir fiat aid uzun boylu tartışmaların cereyan yükselişinin «mevcud olduğu neticeetmemesi İsveçli âümin havsalasına sine varmamak mümkün olmadığına» s:aıfuyor<Itj.! Myrdanri TeşhFsînde hagore cari fratlarla millî gelir "fcıymet» kikaten isabet vardı. Belki fikir haleri esas ittihaz edilerek yapılan mureketleri onun zannettiği kadar ölü kayeseler ciddiye alınamaz. Bülçe pedeğildı. fakat. buı^afin ^aolamnasma rekçesinrte Tnilîf» geirrin en az' nii' büyük ihtiyaç vardı ve hâlâ da varmisli arttığına dair iddia 1949 '«ne dır. Hakikaten, şu veya bu şekilde finde carî fiatlarla millî gelir ile bir fikir münakaşasına zemin ttşkil 1955 senesinde carî fiailarla millî geetmiyen bir kalkınma hareketi, birlir kıymeti arasmdadır. çok bakımlardan noksan ve tek tatstatistik Umum Müdürlüğü tara raflı kalacağı gibi. esas itibarıle kökfından neşredilen 30 numaralı aylık süz kalmağa mahkum olacaktır. îk bültene bakarsak. «câri fiatlarla» milli ti.sadi kalkınma ile yakından veya gelirin bu müddet zarfmda 9?S1 n iluzaktan ilgisi olan her münevveıin, yon liradan 20.559 milvon lirava çıkbu mevzu etrafında düşünmesi ve fikirlerini ifade etmesi, muvaffikıye mıs olcluöunu görürüz. Hakikaten câtin başlıca şartlarından birini tejkil ri fiaîlarla millî gelir bu müddet zarediyor. fında bir mislinden fnzla yükselmiştir. Fakat hültcnin bir kaç sahifesini Şansın Zaleri Şansın Zaferi Bu kanaate dayanarak birkaç maçevirerek 1948 sabit fiatlarile yapılan kale halinde memleketimizde kalkınmillî gelir cet\çline bakprsak göriima ile ilgili olan meselelerden riiz ki, bu hesaba göre. 1949 da 897Î bazıları hakkında düşüncelerimi ifamilyon lira olan gelir 1955 te 14.349 de etmek istiyorum. Bu mevzu et milyon liraya yükselmiştir. Şu halde bu iki tarih arasında mecrnu gelirde hakiki artış yüzde 59 nişbeiindedir. Kalkınma hareketi aynı hızla devam ediyor mu? | OSMAN OKYAR Türk Ticaret Kanunu İLE TATBİKAT KANUNU GEREKCELİ NOTLU SİSTEMATİK 1 HANIMLARIN HANIMLARIN KAZANMA KAZANMA ŞANSI ŞANSI OLÜM İKİ MİSLİDIR MİSLİDİR s.Türk Ekspres Bank'ta hesabı olan hanım müşteriler Boğa*ziçindeki ınuhteşem Apartman Dairesi ile çeşitli ve zengin para ikramiyeleri çekilişine katıldıktan başka 15.000 liralık hanımlar arasındaki çekilişten faydalanırlar. Yeni gelen TeknOt Kitaplar LLstesi ile Bütün mecmuaJarının, normal kurla Türk Lirssı fiyatlannı 5 numaralı kataîoğumtızu isteyiniz. Dept. 3 D. Atatürk Bulvarı 245 Ankara Tel: 27318 Arnerikan gösteren V. E. tklndl Amerikan Neşriyatı Biirosu Ocak 13 Cemazi.velâhır 12 MUTLU ATAGÜN Çekili; Tarihi: 30Mart1957 her 100 liraya kur'a numarası § J 7.24 ] 2.23 c I 5 M n 2.22 14.48 17.02 18JSİ 5,13 , 7.21 9.4« 12.0C; 1.37|12.28 . Göğüs Hastalıklan ihtisasını Amerikada yaparak yıırda dönmüş ve hastalannı kabule başlamıştır. Kadıköy Kadıköy Palas 5'17 Her gün saat 1418 arası Tei: Ofis: 3G.3?.4S Ev: 55 23 42 TÜRK EKSPRES BANK işde emniyet oe sür'at ff1 yaşları farkettiler. Kadın daha kuv vetli vuruyordu mızrabını tellere... Açlıktan geberir de oynamaz! Diye fısıldaşıyorlardl. Aiı al' çak herif. ah... Birden, Osmanın, boş pantalon paçaları üzermde dikildiğini, kollarmı havaya kaldırdığını gördüler. S?rhoş. tıpkı köpeğine aport der gibi ekmek dilimini fırlattı. Osman, tipkı bir köpek gibi bu dilimi yakaladı ve bir iki lokmada yuttu. Kadın, Osmanın öz anası, daha lcuvvetli vuruyordu mızrabmı tellere... Fikretle Necib bakiştılar. Gözleri yaşarmıştı. Oradan süratle uzaklaştılar. Arsada, dibek tışı yanında gene haykırdılar: Osman uvayaaa! Osman uvayaaa! Biraz sonra Osrnan, kuvvetli kolları üzerinde pandüllenerek geldi, tahtına oturdu. Bereket ay bulut altına girdi ve gözlerindeki ıslaklığı, acılığı göstermedi. Başına gelenleri öğTendiklerini bilse, camna kıyardı. Öylesine mağrurdu. Balıkpazanndan yüz dirhem pasrtırma aldım, dedi Necib; bu akşam bizimle yersin, değil mi Osman? Cevabını beklemedi. Elbet yersin! Diy», evine doğru «eğirttl. Aıkatı var Kaldı ki mukayesenin başlangıc senesi olarak 1949 tarihinin seçilmesini izah etmeğe imkân yoktur. Yanıhnıyorsak Demokrat Parti 1950 senesinin mayısmda iktidara geçmişür. Şu halde Aydın Yalçının belirttiği gibi. «iktidarın kısa çalışma devresi» bakımından bir mukayese yapılmak isteniyorsa, bütçesi daha ev\'Pİki îktidar zamanında kabul edilen 1950 senesini degil, bütçesi Demokrat hükümeti tarafından tanzim edilen 1951 ser.esini başlangıc yıb olarak almak mantıkî olur. Bütçe gerekçesinde mukayese esası olarak 1949 senesinin seçilmesinin sebebini olsa olsa o yılda mahsulün çok kötü olmasma ve lolayısile milli gelirin fevkalâde düşük olmasına atfedebiliriz. Netiee olarak yukarıdaki delillere istinad ederek kalkınmanın fasılasız ve inkıtasız devam ettiğine dair resmi tezi kabule imkân yoktur. Başka istatistiklerden böyle bir netiee yıkarılabilir mi bilroem. Fakat, yukarıdaki millî gelir mukayesesini ciddi olarak münakaşa etmek dahi güçtür. Gelecek yazımda. millî gelir ve diğer istatiçtiklerin yardımile Kalkmmadaki duraklama mesetesini tahlil etmek istiyorum. «CUMHURİYET» m Tefrikası: balık dolmuş balıkçı gibi ip'leri kulaçlardı. Burnunun ucundan şıpır sıpır ter damlar, eşek tıraşı saçlanrun arasından bir buğu kalkardı. Uçurtma düşünce, iplerini kapışlrlardı. Kalambura edilmiş uçurtmalar Osmanın olurdu. Evlerir.in tavan arasında bir uçurtma mezar" lığı vardı onun... gider gelirdi adeta... Onun pazılarrr.a, a cı kuvvetine imrenirlerdi. O yıl uçurtma mevsimi, Topal Osman. kuvvetli pençelerile epey uçurtmanın başını yedi. Uçurtnıa da, binicisinin kudretini, maharetir.i hemen anlayan at gibidir. İpleri Topal Osmanm ellerine geçince bir uysallasır, bir uysallaşlr kâfir! Osman, uçurtma uçururken de «tırık» taki kadar becerikliydi. U" çurtmasım, komşu mahallelilerin TOnlara düşnıan derlerdi uçurtmalan altına sokar, kuyruklannı öyle bir tıraşa alırdl ki sormayın. Gokyüzünde sarı, yeşil, kırmızı, mavi kuyruğile sülün gibi süzülen uçurtma, tüyü yolunmuş tavuğa dönerdi. Renk renk kuyruk kâğıdları havada dağılırken zafer naraları atarlardı. Osman büsbütün sevke gelir, kolunu sağa sola salîar, kuyruksuz kaİTnıs olan düsman uçurtmavı afallatır, onlarmkinin ürerlne düsürürdü. Bundan sonra. agına İki aiskete» tutuldu ökseye... Beyhude kanad çırpıyor uçmağa Ufraşıyorlardı. Yapışmıştı ayakları... Bircenbire. Osmanm. otur" duğu yerde hüngür hüngür sğladığını gördüler. Ne oldu lan? Dizlenn mi sızlıyor yoksa? Osman, gözyaşlarını ceketinin yenlerine içirdi. Yazık kuşcağızlara, dedi; bırakm şunlan... Uçsunlar göklere... Uraklara uçsunlar... Alabildiğine.. Akşam riizgân, dibek taşından sarkan boş pantalon paçalarını ipe asılmış ıslak birer çamaşır gibi sallıyordıı. tyi sürsün, kuwetl«nsin diye fidanın dallannı kırarlar ya, bacaklan biçildikten sonra Osman da serpiliverdi. İrileşen pençeleri tuttuğuTu koparıyordu. Bazan gömleğinin kolunu omuzuna kadar si" var, pazısım gösterirdi arkada^larına... Onuzile dirseği arasmda iri, sert bir yumurta afağı >ukan paç çevirir, lâf atarlardı. Bir gece onu yerinde bulamadılar. Dibek taşı fosforlu bir beyazhkla bomboştu. Hasta mıydı oğian? Tıpkı onun gibi, avuçlarmı ağızlarına boru yapıp haykırdılar: Osmaaarmn uvayaaa! Aşağı gidiyoruz; işe girdik. Kulak kabarttılar. Osmanlann Diye kabara kabara konuştular. evinden bir ud sesi geliyordu. Az Ekmek parası kazanacağızi buçuk ud tımbırdatan Osmanın aOnun öyle içten bir: nası, arasıra Osmanın sarhoş ba" Kandil geceleri, mahalledeki Yaaa! bahğını eğlendirirdi. «Tezveren Baba» ya dikilen mumDeyişi oldu ki, tüyleri dikenleşti. O tarafa yüriidüler. Ayak uçlaları çalarlardı. (Osma<n, Tezveren Sabah rüzgârı, boş pantalonunun penceresine Babanın kerametini tez verem di paçalarını is'ak çamaşır gibi sal rtia basa basa evin ye sarakaya ahrdı. Gerçekten de, hyordu. Köşeyi kıvrılırken hıçki" »okuldular. Gözlerıni kafeslere uydurdular. Perde aralıku. Osmanm babaya mum diken bir kaç komşunkh bir feryad duydular: babahğı sedire hağda? kurmuştu. nun mum gibi eriyip yataklara Fikret uvayaaa! Önünde küçük bir tepsi, bu tepsidüştüğünü, hastar.e kapılannda Necib uvajaaa! de bir rakı şişesi. bir pilâki tabağı, öldüğünü, çıplak bir tabutla Topbeyaz peynir, ekmek vardı. Osmakapıya taşmdığını görmüşkrdi.) Adam olmuşlardı. Necib, göğsü nın anası, udunun kafhına başmı Çaldıklan mumlan kâğıd fenerlere kunduracı önlüğünü, elle dayamış. gözlerini sımsıkı yummuş, yerleştirir, varlıklı mahal'.eleri karindeki iş kirini çıkarmadan; Fik kırmızı kurdelâ bağh mızrabını ha pı kapı dolaşırlardı: ret üstünde başında kumsş ve ip bire teller. üzerinde dolaştırıyordu. «Yag parasl, rnum parası AkkoltuklaPerde oynadı. Osman odanm tam şam oldu. kandil parası Merdi lik kırıntılarile fakat, venden iniyor, bize para veriyor rrnda birer okkahk ekmekle yaf ! orta yerinde, yırtık kilimin üzerinde hacıyatmaz gibi sallanıyordu. On para olsun, yanı kırık olsun, sıyın dönerlerdi mahalleye... Osman, dibek taşında, mahzun Bir ara, sarhoç adamm elinde o da bizim olsun.* Bir çoğundan «defolun v«led bakışlarile onları karşılardı. Ah o bir dilim ekmek gördüler. «Aport» îer» diye kovalanırlardı. Bazılarm kaza oimasaydı, bacakları biçiime der gibi Osmana uzattı ve homurdan üç bes kuruş koparılırdı. Son" i seydi! O da şimdi onlar gibi «aşa dandı: Haydi oytıa, kârata... tnad ra. Osmanı«n tahtma (dibek taşına) ; ğı» da Sirkeci ve Eminönüye maOyyakm bir yere kınk kiremitlerden halle halkı böyle derdi" i? bula etme, açlıktan geberiyorsun. fınn vapılır, içinde çah çlrpı va eaktı. O da evîne okkahk ekmeğile na da vereyim, eflendir benl... Duvarda asılı lâmba is çıkariyorkılırdı. Ceblerinde birjktirdikleri dönecekti. du. Aynası kapkara idi. düğmelerle «çirko minko teteresOsmanm gözlerindeki Mke klko» oynarlardı. Aylı gecelerde. ls yorgunluğuna biriken Ekmek kavgası erken baslar bu rağmen arsaya çıkar, Osmanla to vılcımlarmı, kirpiklerinde mahallede... Fikret ve Necib, bir gün işe yerleştiler. O gün, dibek taşınm yanmdan geçerken, Topal Osman tahtmda biraz daha küçülmüş göründü gözlerine... Haclyatmaz gibi sallanıyordu. Şirketimiz statüsünün 9. maddesinde kayıdlı bulunduğu veçhile, üç taksitte tahsili kararlaştırılmış olup, sermayenin ikinci % 25 inden birinci taksit olarak ve taahhüd edilmiş sermaye miktarının % 10 unun 31 Ocak 1957 akşamına kadar aşağıda adresleri yazılı bankalar nezdindeki hesab numaralarımıza havale olunması, bu müddet zarfında tediyede bulunmayan ortaklar hakkında şirket statüsünün 10. ve müteakıb maddelerinin tatbik olunacağı tebligat makamına kaim olmak üzere ilân olunur. Türkiye Garanti Bankası A.O. Galata Şubesi 1885 Türkiye Emlâk Kredi Bankası Bahçekapı Şubesi 379 Yapı ve Kredi Bankası Beyoğlu Şubesi 1279 Akbank Bayazıd Ajansı: 4273 Hektaş Ticaret T.A.Ş. . İdare heyeti Sayın Doktor ve Eczacılara • HEKTAŞ TİCARET T A . Ş . İdare Heyefinden: AMBRAMYCINE LEPETITİ (Tetracycline Hydrochloride) 6 Kapsül X 250 mg. Ecra depolarına tevzi edflmistlr.