Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKJ !.*• rİDAM SEHPASINDAn can veren Derieyen: CEMAIEDDÎN SARACO( J.U Msıssolini'nin veda mektubu Şu kadar var ki, bu adamı aldığı emirleri yerine getirmiş alelâde bir «cellâd» olarak telâkki etmek yar.hş bir hareket olur. Devrimizin herhalde çok dikkate şayan bir simasıdır bu Albay Valerio...» Mussolini'nin son dakikalan Şimdi de ayn: Ibay «Valeno nun Itemada çıkan «L'unita» adlı gündelik gazetede intişar etmiş hatıralarından Mussolini'nin son dakıkalarına aid olan satırları alalım: Albay maiyetindeki on üç partizan çeteci ile r.asıl «Milâno» dan bir kamyonla çıkıp «Dongo» kasabasma gelmiş olduğunu, yolJa gelirken nasıl türlü tehlikeleri atlattığını. z:ra bu bölgenin kuzey İtalyaya doğru çekilmekte olan Alman ve İtalyan faşist birliklerle dolu bulunduğunu uzunuzadıya anlattıktan sonra «asıl vazifesb ni. yani MusscIiniVi ve onunla birlikte bulunan diğer faşist şeflerini nasıl idam ettiğini şu yolda anlatıyor: «Mussolini'ye kendisini idama mah kum eden hükmü okumaşa başlsdım. ve «Hürriyet gönüllüleri kıtası genel kumandanhğı, tarafından ölüme mah kürn edilen harb suçlusu Benito Mııs solini'nin idam hükmünü Hzzat infaz edeceğimi. çünkü bu işe memur edilmiş olduğumu söyledim. Sanıyorum ki Mussolini bu sözleri anlamamış. manasını kavrayamamışh bile: Haddinden fazla açılmış gözlerile göğsüne tevcih ettiğim mitralyöze alık alık bakıyordu. Yanındaki metresi »Klara Petacci» küstah bir eda ile: Mussolini ölmemelidir! diye haykırdı. Halbuki Mussolini tek kelime telâffuz edemıyor, meselâ bir evlâdının. anasmın, karısının adı gibi sevgili bir isim bile zikredemiyordu. Rengi. irin gibi sapsarı kesilmiş. korkudan tir tir titriyor, kalın dudaklanndan yalnız şu sözler dökülüyor; hep b u n . ları tekrarlayıp duruyordu: Lâkin albayun!.. Lâkin albayım!... Ben tek bir şeyi düîünüyor, duvara yaslanmış şu hantal vücudü düşünüyordum. Tetiğe bastım, fakat silâh tıkanmif olacak ki, ateş almadı. Silâhın kuyruk manivelâsını hareket ettirerek tetiğe yeniden dokundum, «ılah tekrar ateş almadı. Bunun uzerine ; ükfek sesle 52 nci liva komi«enni yanıma çağırdım; o da bana elinde «MAS» el mitralyözünü verdi. Tekrar Mussolini'nin karşısına geçtim. O, küçük bir harekette bile bulunmamıştı. Abuk sabuk cümlesini tekrarlıyor: Lâkin albayun!. Lâkin albayım!. kelimelerini sıralayıp duruyordu. Sadece korkudan sapır sapır titriycn hantal vücudünü kurtarmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Bu vücude beş kurşun sıktım. Katil herif dizleri miş; duvara dayah kalmıştı. Henüz 61 üzerine çöktü. başı göğsü üzerine diiş müş, lâkin vücud yüzükoyun düşmememisti. Yeniden tlört mermi savur{| dum... Mussolini hâlâ nefes alıyordu. Son defa olmak üzere kalbe n i şan alıp son bir mermi sıktım. 1945 yılı nisanının 28 inci günü akşamı idi. saat de on altıyı tam on dakika geçiyoıdu.» Şelıir | T A R İ H İ B A H İ S L E K f KSABAH H haberleri Istanbul san'atkârlarımn T I » ' " " " ' " " ' " ' ' " " " " ' • " " ' • " • " " " ' " ' " • • ' l tik. Sen, çocuklarla birlikte İsviçre hududuna ulasmağa çalış. Orada yeni bir hayata başlarsınız. Hududu aşmamza müsaade etmiye." • . m sanmıyoıum. Aksi tskdirde Müttefiklere müracaat ediniz. Sana «Anna yı. «Romano» < 1 > yu, bilhassa »Anna.. yı emanet ediyorum. Rahmetli yavruHukuk Fakültesi Talebe muz «Bruno^ da bize ahretten yardım edecektir. Çocukları da seni de Cemiyeti kongresinde bazı öperim. Senin «Benito» n. 27 nisan konuşmalar «yuha» 945». * * * tîte Bayan Donna Raşel Mussolini» nin haüratından aldığım bu ibret verici mektubla bu hazin bahse bir vesika daha ilâve ederken dün> anın geçici saltanatına güvenip milletlerine zulmetmeğe kalkısacak geleceğin diktatörlük heveslüerine de tat İ V levhasımn bir ders tcşkil edip etmiyeceğini bir türlü kpstiremıvoorıım. Mussolini'ye ölümii tnalum olmuş Ölümunden üç hafta evvel, 1945 yılı nisanının beşinci günu. Mussolini «Garde» gölü kıyılarmda iken. Madam «Mndeleine Mollier» admda tanınmış bir gazeteci ve futografçı kadını kabul ederek kendisile görüşmüştü. Duçenin bir gazeteciye verdiği son müiâkat diyeceğimız bu hasbıhal esnasmda İtalyan diktatörü. ölümü adeta sanki kendisine malun; olmuş gibi konuşmuş. feci akıbetini tevekkül ile beklediğini söylemişti. İsviçrenin en ciddî dergilerinden «L'İllustre» nin 9 ekım 1947 tarihli ve 47 sayılı nüshasından aynen aldığım bu «son mülâkat» hem siyaset bakımından, hem de Mussolini'nin ölümünden yirmi gün evvelki ruh hale;;ni belirtmesi cihetinden pek mühimdir. Kadm gazeteci İtalyan diktatörile şöyle görüşüyor: Boş ve manasız suallerle sizi yormak istemem: Sadece bir kaç resminizi çckmeme müsaadenizi rica edeceğim. Maamc'ih türlü fel;>ket1er tatmış, acı tecrübeler geçirmiş bir devlet reisi sıfatile son hâdiseler kar şısındaki intıbalarınızı da öğrenmek isterim. Son hâdiselçr demekle hezimeti. çözülmeyi. çokmeyi kasdediyorsunuz değil mi? Pek nazik, hattâ lüzumundan fazla nazik davranıyorsunuz. Nezaketi bir tarafa bırakalım da açık konuşalım madam: Gszetecıleri şeytan icad etmiştir. Affınızı dilerim. ben de gazeteciyim. Sessiz, sadasız söyleneni dinlemeği bilen gazetociyi takdir ederim; bugün size söyliyeceklerimi ancak ölümümden sonra neşretmeği vadediniz. Ölümden çok bahsediyorsunuz! Çok mu? Hayır. Ölümle artık dost olduk. İnanın bana: Ölüm bcni ürkütmüyor. Olüm. çok ıstırab çekmiş olanlaî. ig'n. Tanrının bir lutfudur. (Uzun bir sükut^ Bu sabah küçük bir kırlangıc kusu yolunu şaşırıp odama girdi. Ümidsiz çırpınışlarla bir ha>li uçuştuktan sonra, takatsîz bir halde yatiipıma düşlü. O zaman hayvancağızı ürkütmemek için yavaşça yakaladım. bu minimini sevimli fakat korkudan da tir tir titriyen hayvnncîeı elimHe tutarak tamamile sakinle=inceye kadar okcTdırıi. sevdim. Nihayet pesarpfi artıp ba'irı kalriırdı, yüzüme baktı. O zaman pencereye yaklaşıp avcumıı açtım. Kırlagıc yavrıi'vı. yarı s e r ^ m bir hal de evvelâ durumu derhal kavrayamadı, etrafına bakınmağa bnşhıdı: «onra küçücük kar.adlnrım sçtı. Bir neşe fery a dı kopararak hürriyete doğru uçtu. gitti. Benim için hürriyet yolu ancak ölüme doğru açıian yol olacaktı. Bunun bö\le olması da hnkiı bir şey olacak. Çünkü yanıldım, binaenaleyh cezamı hayatımla çekmeliyim, şayed sefil hayatunın hâlâ bir kıymet ve mnnası kalmışsa. . Ne zaman sevki tabiime ııyarak hareket ettirmse ,asla yanılmadım da mantığıma güvenerek hareket ettiğim ; vakit hatalar işledim. Kpr"^ "i''"n bas ka kimseyi itham etmiyorum. kimseyi ayıblamıyorum. fiaşardığım iyiliklerden de bütün dünya bunu inkâr edrmez kusurlanmdan ve ııihryet sukutumdan da sadoce bcn mesulüm. Arkası var Mussolini'nin veda mektubu îtalyayı yıllarca diktatörce idare etmiş. bu memlcketi. o zamana kadar tarihinde göımediği bir satvet ve şevket çahikasına çıkardıktan sonrd Almanlarm safında harbe sokmak suretile de zilletten zillete s ü r u k l i y rek yerin dibine geçirmekte gecikmemiş bir müstebid olan «Mussoiirıii böyle muhakemesiz, sorgusuz suaİFİz metresile birlikte bir komünist çet*1 cinin sıkt'ğı kurşunlarla delik desık olurken asıl karısı. meşru eşi Bayan «Donna Raşels acaba ne yapıyorduT. Mussolini'nin kırkını geçtiktcn s ra saz çalmağa başlamak kabilinden fer.a halde rutuHuSu. ad^makıllı ' olduğu fettan «Klaretta» yı. en tehlikeli dskikalarda bile yanındarı ayırrnadığı bir hakikat olmakla beraber fedakâr ve meşru eşini de unutmajığı bir gerçektir. ı M'jssolini. genc, körpe m?tresine delice âşıktı airn çocuklarının ak ' saçlı anasma da büyük bir hürmet | ve hattâ derin bir sevgi hissetmekte olacak ki. ciümünden bir gün evvel «Kome» den karısına şu mektubu gör.dermişti: I (1) «Mussolinb nin iki erkek, ık. «Aziz Raşel. hayatımın sonuncu ı ki7. çocuklarından soırjncuları büyük safhasına, kitabımm son sayfasna iş oğlu «Bruno» harbde ölmü^ büvük te gelmiş bulunuyorum. Belki de bir kızı «Edds» da Hsriciye Nazın Koni birimizi artık niç göremiyeceğiz. bu «Cianoa ile evlenmişti. r.un için de sana bu mektubumu gönderiyorum. İs'emiverek sana yapmıs Mes'ud bir doğum olduğum bü+ün fenalıklardan dolayı Balıkpsir Valis! Hl'm' İncesulu'nun senden af diliyorum. Biliyorsun ıii b:r oâlu dunyaya eelmlştir Nevzada hep birlikte «V,.]telin<?» ye e i d r c k uzun ömurler dlleriz Asırlardanberi İstanbulda el sanatının en güzel örnekleri vücude gea z tirilmiş ve sanatkârlar bunlardac bazılarını muhtelif vesilelerle saraya hediye etmişlerdir. Bu suretle Osmanh sarayının hazineleri harblerden alınan ganimetler, I dünyanın her tarafından gelen hedi k a î Abdülfettah bir munekkaş sanseslerile kesildi! yeler ve nihayet Türk sar.atkârları d l k nakkaş Abdülhalik bir münakkaş t Ü T.B. Hukuk Fakültesi Talebe ce I nin eserlerile zen«inleşmisti. Esaslı k a devat ve münakkaş yelpaze. nakH a " Mir bir musavver sandık. mlyetlrrn. bundan bir nuddfct evvel | bir meslek nizamına bağlı olan ve el j $ hiziplerın çıkardıkları gürultü'.er yu ! emeklerini iyi bir şekilde teşhir et ' nakkaş Mansur Bey bir münakkaş zünden baslanamıyarak talik edilen mesıni bilen Istanbul sanatkârları kubur ve bir münakkaş tabak. nakkaş yıllık kongresi. d'in Err.ir.f.nü Öirenci geçmiş asıılarda bazı muhteşem ge Ali Bey iki munekkaş tabak. bir ağaç lokalinde '. apılmıştır dan münakkaş mum sofrası nakkaş K*sif blr sigara dumanı içinde. *a çid resimleri de yapmışlar ve bu ge Mirza bir münakkaş tabak, usta Aii labalık bir öğrenci kütlesinin Iştirakile j çidlerde her neviden tiır'ü er»rlerle. yabancı bir murassa' at bazubendi. kazancı yapıl&n kongTede bazı konuşmalar hükümdarlann. vezirlerin «yuha» larla kesilrr.iş tenkidler yerine sefirlcrin ve halkın gözlerıni kamaştır Hoca bir leğçn ibrik. kazr.ncıbası bir gümüş kalemkârî hokka, kazancı Nec tavslyeler kaira olmuştur. mışlardı. meddin bir gümüş hokka. yaycı MusÖğrenciler arasındakl gruplar altıİG. asırda ve onu takib eden devirdan üçe mfniş olmasına rağmen kontafa iki nakışlı yay. takkeci Yunu c gre. zaman zaman cıkarılan gürütlü. lerde yapılan bu alay gosteıilerinin bir kadife kavuk Kâtib Abdullah lerie. şiddetini kaybetmemlstlr. en meshurlarından birini III. Mura; bir en'am. nskkaş Ali Sultan iki naj Raporlar üzPrinde soz a'.an 23 talebe. dın oâlu sehzade Mehmedin sünnet kışlı ney, bir nakışlı ayna. bir sahife Hoca Öfrenci munascoetlerinin d.i düğünü münasebetile Istanbul esnahat. kuyumcubaşı abanoz üzerine zenîeneniemsi. munazaraLara gerekli fının geçişi teşkil etmiştir. zerefşan murassa bir hançer sapı. ehemmiyetn verilmeme^i. yoneîmelik Bu geçiş yirmi bir gün devam et nakkaş Evrenos iki nakışh tabak. kâmeselesinin halledilmemesl konularınmiş ve bu müddet zarfında 148 çesid tib Kasım bir en'a'm. Kıncı Mustafs da tavslyelerde bulunmıışlirdır Seçimlerde: istikamet prupu. mMtedi! sanata mensub olanlar hünerlerini ve bir çift balık dişi,, siyah ssğrı kmlı gnjp ve bızim grup adı altındaki uç eserlerini göstrrmi^lerdi Bu 148 san bıçak. çilingir Sinan dört kilid, nakat koiu mensubları ara = ipHi tikketi kaş Sarmaşık Mustafa bir nakıslı grupun listesi çarpıjmıştır. lor. terziler. çizmeciler. camcılar, gü tabak. bir devekusu yumurtası. bir muş ve sırma işleyenler. çiçekçiler. nakışh jTay, mühürcü ustası Ali bir yorgancılar. bıçakçılsr. okçular. çın : altın levha bir pulâd üzerine kazılmış C. H. P. ocak kongrelerine satanlar. kaftancılar, sandıkçılar. fa mühür, kâtib Hayreddin bir en'am. başlatıdı flç ay devam edecek olan C. H. P atçiler. şamdancılar. sekercilfr. Filâh çilingir Sinan üç kilid. bir mum ocak teşk.lâtı kongresine, dün akşam çılar. kumaşç:lar. serguççular. sarraf makası. tanburacı Mudihiddin bir saat 18 dr yapılan Samatya ocağı kon lar. kuyum»ular ve diğer esnaf bu tanbura. kılıccı Mir Şeyh bir kılıc. kazancı Karagöz iki.gümüs hokkı. lunmaktaydı. gresi ı\e baştanmıştır. Kongrede okunan faaliyet raporu ve Alay gösterisi kadınlsr için ayak zerefşancı Ali Bey bir sopa zerefşan tenkidlerden sonra. İI idare kurulu u kabı ve baş kisveleri yapanlarla baş sapı murassa') (1). yesl Oğuz Öran uyelerin isteği üierlne İstanbul 18. asrın birinci yari'^nd' konuşmusrur. Kıbrıs mesele«lne temas lamış ve bunlar bir çok renkte sıred«ı Oğuz Öran ezcümle junları söy malı. klapdanlı kumaşlardan imal da III. Ahmedin ogullannın sünnet edilmiş, bayraklar ve Bağdad kuma düğünterine sahne olmus ve bu m ü lemiştir: • Hükumetin Kıbrif meseleslnde şından bir sayeban açrmşlar, sırma iş nasebetle eski dcvirleri hatırlatan arota deeiştirdlği görülmektedir Son lemeli meşinden bir bü/ük ayakkabı laylar, eslenceler. tertib edı'lmişti. Bu basın toplantısmda Menderes, dünya içinde sırma elbiseli genc bir şakirdi münasebetle İstanbul esnafınm sarasulhu uğruna fedakârlık yapacağımızı padisaha takdim etmişlerdi. bildlriyor. TUrk mllleti seve seve katPamukipüği bükücüleri pamuktan Unır. anc&k blr şartla: Yunanlıların da en az bizim kadar fedakârlık yap masnu' aslanlar. deniz canavarları ve mış olduftunu görmemiz ve bıma lnan topuzlar getirmişlerdi. Ayakkabıcılar mamız lâzımdır. Yoksa.. tek taraflı IH. Murada meşinden bir büyük Ivaz olur. asla fedakârlık sayılmaz t kundura ve sarı pabuclar vermişler, kumaşçılar. en ince mensucatlarım, Hırsızlık yapan Uç çocuk debbağlar üzeri sırma işlemeli meşinvakalandı dcn yapılmış sofra örtüleri ve meşinBakırköyde Yenimahallede oturan den dikişsiz somaklar tskdim etmişErol Tekcan, Sabahaddin ve Eni» Erol adlaında 3 çocuk. Tashan caddesinde lerdi. Saraçlar, altı tekerlekle yürü92 numarslı evde oturan Orhan Fe* yen seyyar bir dükkân içinde saraçdicerin. kapısı önüne bıraktığı 30695 lığa aid isler yaparnk gecn.isler. kafplakalı hususl otomobllinden radyo tancılar. kırmızı sarı bir bayrak açanteni ile tekerlek kapaklnrını çalmı1; mışlar. mücellidler, renkli kâğıdcılarsa da polls tarafından yakalanarak lar, kâğıddan bayraklajla ve rengâadalete teslim edilmişlerdir. renk elbiseler giyinmiş olduklan halde göıünmüşlerdi. Bunlann da seyPendik Tuzla arası da yar bir dükkânlan bulunuyor ve çift hat olacak Devlet Demlryolları Isletmesr ger\ dükkânın alt katında bir çocuk kâğıd dik ile Tuzla arasındaki tek hattı çift hazırhyor, üst katında da üç çocuk hatta tahvil etmeğe karar vernıij. bu ÎKuran okuyorlardı. Yorgancılar. sırma maksadla gerekli Islimlâke baMan eİbiseleri, sırma yatakları ve sırma Rf nııştır '. • yorganlarile büyük bir alâka toplaSokğa terkedilen çocuk mışlardı. Aynacılar, ayna parçalarile Beyoğlunda Kıiçıikhendek sokağında süslenmiş elbiseler Rİyinmjs olduklan 25 nıımaralı Falk apartımanının ka halde camlar üzerine resimler yapapısı önıınde 4 gunluk blr erkek çocıı rak yürümüşlerdi. gu bulıınnmstur Yavru Danılâcezeye kaldırılmış. «nasının aranmasına başBu düğünü takib eden devirlerde. lanmıştır. sanatkârlar el emeklerinin en güzel «Kanıyon faresin tevkif edildi parçalarmı saraya takdim etmişlerdir. Y^kalanışından en gec bir î.afta son Bazı eski kayıdlar bu eserleri ynpanra k?çan Kamyon faresi namlle marııf ları isimlerile beraber bildirmekteSahsbedd.n Fırat nobetçi 1. sulh ceza dir. mahkPTn»ıne verllmlş ve sorgu.'unu (Nakkaş Abdülhamid, bir küçük muteakıb tevkif edilerek Cezaevine ve bir büyük münakkaş tabak. nakgonderilnıist r. Gurultulu bir öğrenci kongresi Sara/a hediyeleri Hatuk Y. Şehsuvaroğiu .ENİ YILIN İLK ÇEKİLİŞİ MART AYINDA 75.000 Lira arih. ne kadar aç gözlü. ne kaıl.ır gözu doymaz şey! Yuttugu azametler. şehametler. dâstanlar yptmiyormuş Ribi. bunlann >anı gıra çurçur sayılacak kadar ufacık tefecik şpjlerl de mideye indirmekte tereddüd etmiyor. Öbür dunyayı bu taraftan gormege lmkân olsa. bplki de kursuncu Hafrbe mi'llayı. Cinoi Hoca İle ılız dize. Basurcu Âgâhı. Nopcleon Bonaparte'la karşı karşıja. hacamatçı Hürmüzü, Kuyucu Murad Pasa ile hembezm furi kâse. 6 maşrapa, 6 gümüş kahve gormık mumkun nlurdu. j tepsisi, 6 gümüş surahi, 6 donluk Vean Nerede o sülukçü Ferruhlar. o çı| nedik dibası, 7 donluk telli hatay. kıkçı Şahnazarlar. o hem dlsçi hem 6 donluk taraklı atlas, 6 donluk çi sünnptçi berber Âdiller! Hepsi. koyun kr\ una, tarihin koyçekli kadife, 6 donluk sade hatai, 6 donluk kadife. 6 aded destar. balmum nunda! Hppsi verini bir tek Insana bıraktı. cular dört aded varaklı kâfurî mum, . Ifcneciye! ya takdim ettikleri hediyelerin ekse8 aded sade kâfurî mum. kâğıdcılar | Rahatlıöına rahat. Romatizman mı risi gözalıcı bir güzellikteydi. rugan nakışlı hokkası. bir yakutl'J | tuttu? Vur igneyi. Soğuk mu aldın? Eski bezestan esnafı (zamini ayna, üstü gümüş çekmece devatı, nakışlı V'ıır ijııcvi. Böbrek hastalıgın mı var? ortaları kırmızı minakârî küçük \"e rugan zirmeşk. iki adet üç saplı kâ ' S n e c l n m i carpn? Gene igne: k. sapl: hurda yüz elli elmas, orta on üç züm ğıd sineklik. bıçakçılar h=lık dişi kab Ama. ah o igncci! rud ile sürme bir kuşak. iki çift hoîjî îjC 5f! zah tuti burnu altın zerefşanlı güşaf tabağile. Şişhane fağfuri kâse hemüş kemer bendli demirı üzcriııde diye etmişlerdi. Çadırcılar (içi İsHastam vardı. Hnstımın ateşi vardı. tanbul dibası. dışı yesil ve al ipek Sultan gadri yazılı usta Mehmedkâri Düştüm Yola. Vakit akşam. Eezabir aded gümüş kılıç, üç aded tahta lıelerin. bakkal gibi. zerze^ atçı çibi. dört aded yaldızlı top ve dört nakışl' sütunla süslü mükemmel bir sayeban) | kılafl Şım demiri, kılıc. dört aded I hattâ tutuncu gibi. mezeci ?ibi. meyayakkabıcılar bir çift inci ve züm j balık dışi sapı mercan tepeli kalem hanecı gibi /arııri maddPler satmadlklarına gore erkfndpn krppklerinl rüldü çizme, bir çift sarı çizme, 295 traş. dort tvaldızlı tırnak bıçağı. ka indirdikleri blr selfird» vaşadıjhını dirhem agırlığında bir aded gümüış laycılar gümüş buhurdan ve giı}âo hıldiginı için. e\dpn soluk soluga fırtepsi. 140 dirhem ağırlı^'nda dieer bir dan. kürkçüler 6 kakma kürk 3 bı ladım. itk ec?anr\e koçtum gümüş tepsi > Kavukçular dört düz çaklı samur kürk. 4 bıçaklı kakma Aman. drdim. evde basta var. elvan kadife donluk. yorgancılar. 2 kürk. okçular nakışlı usta İbrahim lînc yanmak lâzım. tğnrcinizi derhal aded frenkî atlas üzerine ziimrüdlü ve usta Hüseyinkâri 2 keman. 2 des gönderebilir misiniz? Ifnpcinıiz y"k. dcdtler. yorgan pirincin üzerine iki aded zer te altın tirkeş ve nişan bendi. ku Nedrrı? dpdim. duzlu yorgan, gümüş leeen ibrik. ka yumcular (tarafeyni ortalarında bi Eh. malüm ya. jjjnecl. dedtler. Bu pakh gümüş tas., gümüş tepsi. yeni rer tahta zümrüd vesair on altı h u r rada lıulunnıaz. evindedir. Bezeztan mensubları nakışlı dimi di da elmas ve otuz tahta yakut ve on Adrrs verdller, gittik. lgneci evde bası gümüş surahi. bir gümüş tepsi, sekiz tahta zümrüd ile ve hurda inci yok. iki aded diba ile müzeyyen kus tas ile müzeyyen çiftkârî altın ve kab Nprrdp bulunur? dpdik. Tramvav caddestnıiPki büyük viri, hallaçlar iki aded pamuk ile zası sade bütün altın bir yelpaze. eldolu telli Bursa yastığı. bezazlar ise mas ve yakutlu mücevher çalar saat, kahve var ı a Orada bulıırsunut. Adbir aded şalkârî kılabdanlı seccade, 2297 dirhem gümüş tepsi, IO^D dirhem re< bırakın. hempn gellr. Kahvpye ftittik. Adres bıraktık. bir aded sırmalı kadife, dört aded gümüş şamdan ve makas. 985 dirhem Sonra fakirhinprie sabaha kadar bekhünkârî destar, iki top kenarlı bez gümüş leğen ve ibrik. kapaklı gümüş Ifştik. N P Kplpn \ar. ne piden. bir adet nişan makremesi, bir aded Sabahle\ın Prkenden. ver ellnJ kâse, gümüş leğen ibrik. eümüş maşkılabdanlı atlas bohça. kazancılar eene tranıvay caddesindeki büyük rapa. frendkârî gümüs kihve ibriğı kahve. 1200 dirhem bir gümüş tepsi. 1200 dirve askısı. gümüş buhurdan ve gü ffrıpci diın akşam gp!m*"1!. riphem üç gümüş masrapa. gÜTiüs budlk. hurdan ve kılabdan, bazirgânlar on lâbdan) hediye etmişlerdi (2). Evet, drdiler, buraya da gctdonluk Venedik dibası, on donluk Bundan başka diğer İstanbul esnafı medl. flozetin atlas. dört telli som Mardin da birbirinden güzel armağan takdim şilte. beş âlâ destar. iki donluk çi eylemişler ve bunlann hepsi bütün * * * çekli şal, bir aded gümüş hoşaf t e p vasıflarile defter edilip hazineye koBugünkiı hPkimlik lğne hekimli»! sisi, gümüs leğen ibrik, on aded bü nulmuştu. haltne prldlcrinp göre. lgnpcl demck, yük fağfuri tomak, 5 aded orta fağİstanbul sanatkârları her devirde artık blr npvi eczacı demek "ldu. Erzanenin kapısını çaldı^ınlı zadeğişen zevklere, üslublara göre maharetlerini göstermişler, isimlerini man. eczacının: Kalfa evinde. çırak tlyatroda; söylemeden. imzalannı atmadan nice ben buradayım ama slz gene yokmuşaheserler vücude getirmişlerdi. şıım farzedin. hastanızın hayatını yarın sahah Inşallah ktırtannz. Azraile (V (Ehli sanat tarafından padUaha benden srlâm sByleyin. yirmi dört gelen bayramlıklarm defteri) Top saat beklesin. yann hlr zahmet edip tekrar uSrasın' kapı Sarayı Müzesi 3878 ljpmpsi ne İse. Hnpclnln de, aran(21 Topkapı Sarayı Müzesî arşivi dıSı yerde hulunmaması o demektir. 9561. Dünkü kurşunrı: Habhe mollaM, haramatçı Hürmüı'ü. Basurcu Aeahı, h.Ttalar cat kapı. rvindp bulurlardı. tSnpclvi de şa>rd elindp lene > apSalıpazan tesiskrinin Liman mak ruhsatı var«a pczanpdp, bileişletmesinc devri npdiniz evimlp bulalıllsek. igneye deTecrübe mahiyetind« lşletilmekte o gll. ha\at kıırtarma hakımından çulsn Saiıpazarı llman tesıslerinin Ll valdıza razıyız. Ama nerede o. c'ivalriızı haska<ına man İşletmesl Mudürliienne devri peydsrpey devam etmektedir. Bu arada batırmatlan evvel Ignevl kpnrii tcnlndün de Utif maklneleri teshm alın d» dcmnıek kahramınlıtını eo^teren nustlr. Devlr muamelesinln üç ay ka ignrri \atandaş! dar devam edecefi vt fnîaMın' 1«fmaHamdi VAROĞLU men ikmalini miHeakıb tesislerin açılacağı sdylenmektedir. ACI BİP KAYIP . 831 MUŞTEB1YE MUHTELİF PARA İKRAMİYELERİ Tedvüldeki para Merkez Baqkasının son bültetıine gore te^avuldekl para rrlktarı 2 milyar SBO 12:! 541 1radır. masından sorra antrepo inşaatınü ge. Merhum Ismail Bedri Paşa mahduçîlrcektlr. mu Isınet öz ve Belkıs Ererin ağabtyleri. Nesteren Kakmatının eşi, \ ır.il K:ıkm:uı .Ünal Kakmacı, Ören! gül Gürçay, GUlengül Girayın baba! ları. Fatoş Kakm;ıcı, Neclâ Kakmacı, i Eıırhan Gürçav. Adil Girayın kayınTEŞEKKÜR ! pederieri, eskt Slnob ve Kırşehır meGııreba hastaneslnde yattıŞım i busu. 13 uncü fırka müfrttişi. Istanmüddet zarfmda sıhhatlmle faz j hul Bnrosu avukatl.ınndan la llglîenen Profpsör. | REFİK İSMAİL KAKMACI İHSAN ŞÜKRÜ AKSELe cbediyete intİKal etmiştir. Cenazesl Doçcnt A>hr.n Songay'a. Asi^lan 12 Gcak Cumartesi günu oğle namaCHiye Staner'e mlnnettanm. zını muteakıb Şişli Camünden kalÖiretmen dırıiarak. Ferikoydeki aile kabrtftaŞükran Özdemlr nına defnedllec«ktlr. Mevla rahmet eyk'sin. Çelenk gönderilmemesi rica olunur. DP. Beyazıd merkez bııcak kongresi. diin saat 20 den ltibaren Beyazıddaki Beyaz Snray salonunda yapıl. mıstır Kongrede. 1 idare kurulu üyelerl ve 1 kalaha!ık blr partili grupu haızr bulunmustur. Divan seçiminden sonra. idare kurulu faalivet raporu okıınmuş, suz alan üyelerden bir kısmı. yıllık faallyeti yet»rsİ7. mılduklarıtjı snvlpmistir. Muteakıben tahmlni hesab raporu okunmu; eskl İdare heyett ve mura. kıblar ibra edllnı'stır. Yenl idare kurulu ve llce kongresine Karaeşımız Iitanöul ErKek I.lsesl gidecek delegelerln secimlnden sonra. Coğrafya ogretmenl merhum kongre nihajete ermiştir. D P. Beyazıd bııcak kongresi dün yapıldı Her 150 liraya bir kur'a numarası Sayın Doktor ve Eczacılara SYNTHOMYCETINE LEPETIT SYNTHOMYCETINE LEPETIT Siispansiyon Kapsül Ecza depolanna tevzi edilmiştir. Ocak 12 Cemaziyelâhır 11 a E C 13 «â O CS V. , 7.25 12.22 14 47 17.01 ıa H7 Yotsı c 519 ieıamın dördüncü sene1 deTriyeslne rastlıyan 13 ocak 1957 yarınkî pa73r günü oğle namazını muteakıb azlz ruhuna ithaf edllmek üzere. Lâleli Camılnde Mevlldlıan Hifız Mecld Seslgür tarafından okunacak ^ e v l l d l Şerirte dost, akraba ve arzu eden dlnd??larımız;n bulunmalarını rlca edeIİ3. SADEDDİN TOKCAN'ın 1. E. T. T. Işletmeleri M *raur ve Müstahdemleri Yardım Cemiye ti Başkanlığından: Cemiyetimizin yıllık normal kongresi 19/1/957 cumartesi günü saat 14.00 de ŞisÜ otobüs sarajı istirahat salonunda yapılacaktır. Çoğıınluk sağlanamadığı t a k d i r d e konçrenin 26 1,'1957 günü ayni yer ve saattc yapılacağı üyelerimize duyurıüur. 12/1/1957 İclare Heyeti ] 2 25 7.21 1 9.46 [ 12.0(1 1.37 12. "!l tmsak Kardeşlerl yor. beddua ediyordu: Hay kör şeytandarı bulasın... Abdestimi de bozdurdun bana, hergele... Caneriği, ayva, nar, incir tırık seferlerini Osman idare ederdi. İncir ve hele ayva tırığ:nda çok maharetliydi oğlan... Sağlam bir sici" me baçlı taşı daldaki ayvaya niT şanlardı. Taş, ay\ a ile dal arasmdan geçer ayvaya takıhrdı. Osman, sicimi yavaş vavaş koyverirdi. İki uctınu eline geçirince. şöyle usturuplu silkelerdi. Armud piş, ağzıma düş... Tüylü, limcm srnsı ayvayl, nöbetleşe kabak çeken esrarkeşlcr gibi, sırayla dişlerdiler. Bazan, düşürdükleri ayva ekmek av\Tası mı olmazdı, yoksa haram da ondan mi, boğazlarında kalırdı. Nefes alamazlardı. Habire birbirlerinin sırtını yumruklardılar. O eti'n epev incir tırıklamıslardı Yedikule bahçelerintle... Öylepine ki, yediklerinden çoğunu duvar diplerine bırakmağa mecbur kaldılar. Dönüşte trsmvay safası yapmak istedıler. Keşki yapmar olaydılar. Römorkun gerisindeki hortuma ta" kılafi Osman. biletçinin kutusunu kafasına yememek için kendini aşağı attı ve ters vönden gelen trsm vayın altına düstü. İki bacağı diz kapakîarmdan biçiliverdi. Haftalarca h=stanede vattı oğlancık... Ve, arkadaşlan haftalarca yas tuttu. Ama, doğrusu. Hatçe kız hepsir.den çok yandı ona... Araları açık olmasına rağmen... Hötce, Osmana sevgilisiydi. On iki yaşında fettan bir yumurcak... Rahmetli balıkçı Azizin kızı... Güldükçe esmer yanağmda bir gamze açılırdı. Denizdeki burgaçlara berızerdi bu eamze... Fikret de, Faik de, Necib de, bu girdabın i/nünde Osman efti serseTiIesırdi. Osmanla mercimeği fırma verdiğini anladıkları zaman ellerini eteklerini çektiler. Hatçe, aftosile çene çalmağa. fingirdeşemeğe bayılırdl. Dibi delik kovafarmı kapınca. lsır" yaaa! S:bah rüzşân, dibek taşından sarkan psrıtalon paçalarını, ipe asîlmış ıslak çamaşır gibi sallıyor" du. Fikretin göz çapaklan yumuş:dı; pözyaşlarile birlikte yanaklarına aktı. «CUMHURîYET» in Tefrikası: S Bir Türk fılozofu, Marks'ın din düsma'.îğını reddedp'ken safsataya sapsr: İr.sanlar dinî itikadları uarunda hayatîarını fedad?n çeklnmczlermiş. En büyük kahra" tr.arylıkları ve cür'etleri gösterirlermiş. Dinlerin afyona ber.zetilişi hats imi». Din, insanlan uvuşturm.:z, tam tersi coşturur, taşırırmış. Bu hareketlerin altmda da maddi bir menfaat bulu^ımazmış. | sıskaydı. Onlar da etrafa şaşkm I şaşkm bakıyorlardı. Manzarada bir jfark vardı: j Kırm:zılı, yeşilli, mavili teneke çemberleri olan tahta sandığın üzerinde «hürriyet, adalet, müsavat» ydzılıvdı. Fikretin anasa, kocasınm evine çeyizini bu süsİü sandıkla götürmüştü. Gümbür giimbür meşrutiyet topları atılıyordu o gün... İnFıkret gülüvordu: «Kahraman sanlnr sokaklatda «hürriyet, adalıkhra, eür'etlere sevked^n din, let, mÜLsavatn diye sevinçten haykı insanların dsmarîarına enjekte e" rlyor, bayram yapıyordu. Doğduğu diîmiş, coşturaîi, taşıran bir kim zaman, Fikreti, anasının «hürriyet, yevî formüldür öyleyse... Uğrunda adatet, müsfvat» sirdığından çıkacanlannı fedaya kışkırttığı insan rılan kundak b«zlerile sarıp sarmaüra cennet vadettiğine göre, isin lamışlardı içK.e rnenfaat de karışıyor! SürüEskisehir dönüşü, uzunca bir zanürcesine vasadığl bir dünvaya kar man misafir kaldıklan dayılarmm şı huriler gı!manlarla. türlü yiye ei'inden kaçıyorlardı. cek ve içccekle dolu bir başkfc Ebüssuud caddesinde, frengiü »ir âlcm!» adam kadar bitkin «Cennet palas» Birden, haya'ande. bu tahta san otelivin {reneili bir insan eibi ısdığın üzerine biri or. (Fikret), biri tırabla inleven harab raerdivenleyedi vasında (Bekir) iki o«lan yer" rini çıkarken 0hürriyet, adalet, leşti. Onlarm da suratlan san ve müsavat> sandığı eözleri önünden bir türlü çitmiyordu. Geceyarısmdan sonraya kadar, hep «hürriyet, adalet, müsavat» sandığını düşündü. Bir illüzryo" nistin sandığı gibi, çocukluk günleri birer birer bu sandıktan ortaya çîktı. GozlerİTıin önünde Osman... Bir yaz sabahı idi. Osmanın davudî sesile gözlerini açmıştı. Fikret uvayaaa! Diye haykırlyordu. «Tırık» günüydü. Yedikule bahçelerine gidip incir tınklayacaklardı. Birbirine yapısmış göz kapaklarını aralamak için ağzır.ı bir karış acıp suratmı gerdi. İşaret parma" ğile çapaklan şöyle bir ayıkladı. Anası çoktan işbaşı etmişti. Tütün fabrikasmda sigara sarıyordu. Sediıin üstünceki gazete parçasmda anasının ayırdığı iki dilim kuıu ekmekle on zeytinden yarısmı beş lokrrads tıkıştırdı. KalaTiı Bekirindi. Bir gün evvelinden hazırladığı «Iâle» yi kaptı. (Bu lâleleri yapmayı Osmandan öğrenmişlerdi. Kamıştan, ucu bir inciri alacak şekilde çatallaştırılmış aletti bun" lar...) Osman hâlâ haykırıyordu: Faik uvayaaa! Necib uvayaaa! Küçük kaıdeşi ve büyükana uyuyorlardı. Sokağa çıktığı zaman. Osmanı minaredeki müezzinle ağız dalaşında gördü. Adam ezanı bıraknu*. koyu koyu küiiir «avuru Bütün oyurıları bu dibek taşının etrafındaydı artık... Osmsfl. oturduğu yerde topaç çeviriyordu. Arkadaşlan uzun eşek, kaydırak oynsrken el çırpıyor, kahkahalar ati" yordu. «Tırık» seferlerine çıkarken Osmanı nöbetleşe sırtlarında taşıyorlardı. Onu mahallede tek basma bır^kmaâa icleri razı deganh arsanın kenanndaki alırdı soluğu... Osmanın arkadaş ğildi. Bu hali ile bile incirlerin, ları, Hatçenin asıası yakalaiıasın ayvaların en olmuşlarmı seçip düdiye gözcülük ederdi. (İçin doğru şürmekte onlardan ustaydı. su yaldızlardılar! Arkadaş hatırı...) Bir ilkb3har akşamıydı. Necibin Hatçe erken gelişmişti. Çoğu, anasının kombinezanunu entari diye ; Yemister; satın aldığı ökseleri, bir konağın sırtına geçirirdi. Paslı, iri çenge1. ] mahalle ötedeki şirnsirli hırsızlama kesilen i^nclerle yırtıklarmı tuttururdu. | bahçesinden Meraeleri Yafa portakalı gibi fır~ j dikseye yerleştirmişler, kuş geçilardı bu kombinezonuın altından.. şini beklivorlardı. Osman her zamanki gibi dibek taşına oturmuşBir sabah: tu. Hepsn'.in gözleri havadaydl. Ne Fikret uvayaaa! cib, kısık bir sesle. komşunun küSesini duyunca rüya görüyor mesinden aşırdığı yumurtalan sasandı Fikret... Gözlerinin çapağını tıp ökse parasını nasıl buluşturduğunu anlatıyordu. Faiğin küçük ayıklamadan sokağa fırladı. «saka», gükyüzünde Oydu: Osmandı. Kenan kınk kafesindeki Bir dibek taşına kıçını yerleştirtniş, her uçan kuşa sesleniyordu. avucî^rını boru yapmış, haykın ara. üzerlerinde bir küme dolaştı. Gö'zieri diksede, nefeslerini kestiler. yordu: Arkası var Fikret uvayaaa... Faik uva Hemenbirftesap acftrınıı! TORhTlCARETBAIMKASI Her 150 liraya bir kur'a numarası Taksim Gazinosu Müdürlüğünden: Yerli Türk danslarını hususiyet ve orijinalitelerile turistlere göstermek ve tanıtmak maksadile gazinomuzda bir dans ekipi kurulmaktadır. Bu mevzuda çalışmak istiyen haveskâr genç kızlanmiMn her gün saat 18 ilâ 20 arası Gazino İdaresine müracaatleri bildirilir.