28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYCT «CUMHURİYET» in Tefrikası: 11» Eylul 193» KüçükAlemi Çevlren: Burnan FELEE (Sro JJMEMLEKET Balıkşılık Konseyium çahıınaları Üyeler bugün Mannarada bir tecriibe avuıa çıkacaklar Akdeniz Balıkçılık Genel Konıeyl İç ular Komitesi dun de Üniversitede toplanmış bazı kararlara varraıştır. Bu kararlar cümlesinden olarak iç sularda Istihsalin arttıfılması mevzuu bazı esas. lara bağlanmıştır. Memleketimiz.de inşa ve ifcnal ohınan barajların hasıl edeceği göllerde hangi dnj balıkların yetiştirlleceği. Et Balık Kurumu tarafından tesis edilmiş bulunan Balıkçılık Arsçtırma Mer j kezi uzmanlarımn bu hususta tetkikler. de bulunmaları da temenni edilmiştir. Kor.sey üyeleri, bugün Arar balıkçihk arsştırm» gemisile Marmarada bir tecrübe avına cıkacaklardır. MESELELERİ | R^ABAHTAN Zihinde uyanan sualler ld)ABAHA...l a yazın başında küçük bür heyet olarai lraka gıtmıstik. Gordüklerimi. duyduklannu bu sütuna yaımıştım. Fakat ortaokullardaki dio dersleri programı doiayısile evvelce rzettiklcrime bazı ilâveler yapmam gerekiyor. . kakta Sünnîlerin ve Şiılerın mabedlerini gezerken ibadet sekillerınm de a y n ayrı olduğunu kendl gözlerimizle gördük. En basit misall: Bizde imam efendl öne geçer; cemaate sırtını çevirir, cemaat de ona uyup farzı kılar. Sünnetler ferden kınır. Müezzin, keza, namaza uyar. Halbuki Alevaerde isin hiç de böyle olmadıgına, onlann namazınuı blzimkinden aynldığına şahid olduk: Bir büyük camide namaz kılınırken onlarda imam tek değiL Cemaat grup grnp ayrılıyor. Mııhtelif imamara tâbl oluyordu. Müezzinler dahi yüzlerln! kıbleye değil, cemaate levcih ediyorlardı. Diğer tâbir ile cemaatlerlle yüzyüze mevki alıyorlardı ve birükte namaz kılmıyorlardı. t stelik cemaatin arka taraflannda değil, ayyıldıza kıyasla yıldız gibi ortasında duruyorlardı. Benim dinî eğitimim hem aile, hem Osmanlı mektebleri ölçüsile tamam irin. evveî'e öğrendiklerlmle Kerbelâ. Necef ve Kufe mabedlerinde gördüklcrimi kıyasladım. İbadctin ve duanın bizde ve Alevilerde birilıirinden pek farklı olduğunu gördüm. Kıyamda İken el bağlamıyor, selâm verirken başlannı iki yana çevirmiyorIar; ilâh... * * * Müthiş bir rekabet Üniversite tazminatı Devlet Personel Kanunu tasansında üniversite öğretim üyelerine verilmekte olan tazminatm kaldırümış olduğu soylenmektedir. Bu tazmina tın kaldırılmasını gerektiren sebebler nelerdir, bilmiyoruz. Acaba bununla mübalâğalı bir üniversite muhtariyetine karşı duyulan tahammülsüzlük mü izhar edilmek istenmiştir; yoksa bu, üniversite hocasını devlet memuru gören zihniyetin mi eseridir? Hakikatte üniversite öğretim üyelerine tanınan tazminatm. üniversitenin muhtariyeti veya muhtar olmayışı ile hiçbir alâkası yoktur. Üniversite lerimiz muhtar olmadan önce de böy le bir tazminatm verilmesi gerekirdi. Bu, ilmin bir imtiyazı ve hakkıdır. Bu tazminat, maaşmı devletten alan üniversite hocasuıa memur clduğu çin değil. ilmi kuran, koruyan ve •aşatan adam olduğu için verilmekedir. Bununla, ilmin bu memlekette mümtaz bir mevkü olduğu ve onun bütün diğer sosyal faaliyetlerden daha imtiyazh görüldüğü anlatılmak stenmiştir. Medenî bir memlekette, ilmin ve ilim adamınm cemiyette imtiyazh bir mevki işgal etmesinden daha tabiî ne olabiîir? Medenî memekette sözünü yanlış söyledim; haır, bedevî ve iptidaî mcdoniyetlerde de ilim ve onun mensubları, züm relerin üstünde, hususî bir imtiyaz^ ahib idiler. İptidaî cemiyetlerle ilmi din adamlarüe, sihirbazlar temsii ederlerdi. Onların cemiyette hususi mtiyazları ve mevkileri vardı; btı mevki ne Eİyasî otoriteler ve ne de diğer hâkim kuvvetler tarafmdan kıs kanılmazdı; ve küçümsenmezdi. Hu susile bizim devlet geleneğimizde ilim adamlarınm değeri daima üstün tutulmuş ve onlara her türlü maddi mkân bol bol bahşedilmişti. CAHID TANYOL Bir üniversitede ehliyetsiz veya eh liyetli kimseler bulunabılir. Faknt bırnların hiçbirisi. ilme tanmması lâzım gelen imtiyazları ilga için bir sobeb teşkil edemez. Üniversite, bir iüm müessesesi olmak münasebetile imtiyazlı olmağa mecburdur. Ancak o zaman bu imtiyazlı ve fakat müte vazı meslek itibar kazanır. ilgi top lar ve feragati cezbeden manevî bir mihrak olur; ona intisab bir şeref ve gurur yarışı ha'ine gelebilir. Işte, üniversite öğretim üyeleıine verilen cüz'î tazminat, ilme karşı dev letin göstermi'; olduğti saygının sadcce bir nişanesidir. Bu tazminatm manevî ve terbiyevî ueceri maddi de ğerinin çok üstündedir. YAZAN Olanca kuvvetile çanı Ben de aynı fikirdeyim. Paranın miktarında da ihtilâfımız yok. Ancak 10 milyonun yedisi siıin halkevine, üçü de bizim çocuk bahçesi ve teneffüshanesine.. ben hakkımdan fazla bir şey istemiyorum k i Dört ipsiz aralarında fiskos ettiktan sonra Peppone söze başladı: : Eğer şu uğursuz silâh kolunun altında olmasaydı, teklifinin en alçak bir pazarhk olduğunu ispat ederdim. O pazar belediye reisi ve bütün hempaları Don Camılio'nun çocuk teneffüshane ve bahçesinin temelatma merasiminde bulundular. Hatâ reis bir de nutuk söyledi ve bir aralık fırsat bulup papazın kulağına: Su koyduğurauz taşı senin boynuna bağlayıp Po nchrine aUam ne ıyi olurdu! diye üsıldadı. Aksam Don Camillo tsaya rapoıinu vcrmek üzere kiliseye gitti ve olan biteni anlattıktan sonra: Ne buyurursunuz? diye Isanın fikrini sordu. Ne diyeyim. Ben de Peppone'nin dediğini tekrarlarım. Kolunun al'.ında o uğursuz silâh bulunmasavdı yaptığın pazarlığın kötü bir şey olduğunu.. üç Ama benirn elimde Peppone'nin milyonluk çeki duruyor. Iyi ya işte! Bu para ile sen fa/.a güzel şeyler yapacağın için de içeriiyorum ya sana! Bu muhavereden sonra Don Camil lo gitti yatü. Rüyada çocuklarla dolu bir bahçe ve bahçcdeki salmcapm üotünde Peppone'nin en küçük oğlu Libero Camillo Lenine'in kuş gibi öaügunü gördü. Rekabet Şchirden kasabaya mühimce birisi gelmiş, tabiî herkes onu dinlemt^e koşacaktı. Onun için Peppone toplantının kasabanın büyük meydanında yapılmasını münasib gördü. Üstelik meydanı yeşilliklerle, kızıl bayraklarla süsledikten başka üstünde dört tane boru bulunan radyo kamyonlarından birini de meydana getirtti. Böylece o pazar günü öğleden sonra kasaba meydanı halkla dolmuş. taşıyordu. O kadar ki meydanda yer bulamıyan halk, bitişik kilise meydanına kadar yayılmıştı. Don Camillo bu sırada kimseyi gbrmemek, bir şey işitip sinirlenmerrwk için kilisenin bütün kapılarını kilidlemiş, kendisi de tâ içeride S'jya d.posuna girip kapanmışü. Bu halıle uyuklarken birdenbire hatiften bir ses «arkadaşlar!» diye gürledi ve JuVfrlar kâğıddanmış gibi titredi. İlmin bir vasfı imtiyazdır; diğer vnsfı da hasbî bir faaliyet oluşudur 7 nd Tiirk Mikrobiyoloji kongresi Camillo! Eğer fikrinde hata eden, yaYani o bir ticaret mataı deâildir. Sabugün saat 10 ds İstanbul Üniversitesi nılan bir adamı bir kurşunda yere Hukuk Fakültesi 6 numaralı dershanesermek isterscn benim çarmıha gesinde calışmalarına başlayacaktır. rilmiş olmam neye yarar? Valiye vekâlet Don Camillo kollarmı açarak: tstanbnl Valîsi Profesör Gökaya se Hakkınız var. Artık bizi de senin ahatl esna?mda Vaü muavinlerinden gibi çarmıha germelerini beklemekCevad Çapanoğlu vekâlet edecektir. ten başka yapacak şey yok. Sultanhamam meydanı Isa gülümsedi: Don Camillo eğer sen önce konu trafiğe kapatıldı şup sonra düşünecek yerde önce düSultanhamam ve civarı yollan moşünüp sonra konuşmuş olsaydın, bir zayik p'rke olarak yapılmaktadır. tn. çok saçmalıklar yapmaktan kurtul şaatın bir ar evvel bitirümesl için dünden itibaren Sultînhsmam meydanı ve muş olurdun. Seyhüllslâmefendl caddesi de trafiğe Don Camillo basını Bnüne eğdi. kopatılmıştır. Hazıriık Heyetinden Dışarıda hatibin rüzgârla kuvvetleBankanın resmen kurulmasına başlanmıştır. Maaşlı nen: Asfalt yollarda demir tekerlekli tlim adamlarına tanınan bu imtiyaz arkadaşların Ekim ikramiyeleri düşi'mulerek kuruculuk . Haçın gölgesine sığmıp çatlak nakil vasıtalarının lmin imtiyazlı oluşundandı. Demokmüddeti 10/Ekim'1956 ya kadar uzatılmıştır. seslerle işçiler arasında anlaşmazlık seyrüseferleri yasak rssinin, eşitliğin nüfuz edemediği tek Kuructılar icin % 7."ı taahhüt mecburiyeti kaldırılmışçıkarmak istiyenlere gelince...» sözVHSyet Trafık Komisyonunca alınan saha ilimdir. O, mahiyeti icabı arisleri kilisenin mavi, kırmızı, san renk tır. Buna göre 500 lira yetıran doŞrudan döğruya kurucu blr kararla. şehirde ve belediye hudud tokrattır. Demokrasinin mânası halk. li camlannı sarsıyordu. olur ve bedelsiz olarak bir kuruculuk hisse senedi alır. arı dahilindekl asfalt yollarda demir eski tâbirile, avam idaresi demektir. Don Camillo büyük bir tunc şam tekerlekli motörsüz nakil vasıtalarının Her şey avamla idare edilebilir amBu sebebten, eski kurucular kuruculuk sayılarını arttıra<Janı kapıp kapıya doğru yürürkcn seyrüseferleri yasak edilmiştir. ma, ilim avamla ve avam usulile idabilirler. İsa bağırdı: Mnrafiat; îstarbul Çemberlitaş Yenlceriler CaH* 434 Yeni Belediye Yazı İşteri Müdürii re edilemez. Zira ilim, avamın tam zıddıdır. O halde, ilmin selâmeti ba Don Camillo! Dur orada! KalaTel: 27 39 35 terfı etti kımından. yapılacak en önemli Iş, balık dağılmadan kiliseden çıknuyaBelediye Yazı İsleri Müdüru Kemal üniversitelerimizde avam idaresine caksın! Mutluay, bir tierece' terfi etmistir. asla yer vermemek, onun yerine liDon Camillo uysallıkk: yakate, ehliyete, ihtisasa büyük bir Arabacılar da tek tip elbise Olur emrinize itaat ediyorum. imtiyaz tanımaktır. giyecekler Ve şamdanı yerine bıraktı, bir Bir üniversitede avam 'daresi ne Şoförler gibi, araba sürucülerinln de aşağı bir yukarı dolaşmağa başladı. tek tip elbise giymeleri uygun görüL demektir? Eğer ilim adammtn değeri Bir aralık gene mihrabm önünde dur müştür. Suriicülerin elbiselerinin ya avam usulile, yani reyle, parmak kaldu: kalarında ve sapkalarında sicil numa dırma ile taayyün edebiliyorsa, orada Peki, dışanya çıkmıyacağım; ralarını Rösteren işaretler bulunacaktır. ilmin asla sıâmamıyacağı bir hava ama burada istediğimi yapabilirim Bu husustakl karar, ay bajında tatbik teşekkül etmiş demektir. tlimde deedllecektir. mokrasi, ilim müesseselerini idare etdeğil mi? mek hususunda mensublarınm eşit Oto lâstiği ithal edilecek Tabiî. Sen kendl evindesin.. isönUmüzdekl ay içlnde 33 marka oto haklara sahib olması demektir. Yoksa, teciiğini yaparsın. Yalnız pencereden rm?k ?avısı ile ilim tnvin edilemez. lâstiği ithal edllecektir. Bunun İçin elâlemin üzerine ateş etmemek şar1.5 milyon llralık tahsisat ayrılmış İlimde ö ^ ü kprp.iyctte deC'il, keyfivettile.. t n dir. Halbuki ilim miies°c?elerinin tır. idaresinde ölçü ise bunun tam zıddıÜç dakika sonra, Don Camillo kedi Denizyollan vapurlannm nadır. gibi merdivenlere tırmanarak çan çalmafa başladi 7 nci Tiirk Mikrobiyoroji kongresi ) dadırlar. Şunu kabul etmek âzıın ' dır ki, bir üniversitede Fen ve Edebiyat Fakülteleri ne kadar kuvvetli ise orada ilim ve ilim zihniyeti o kadar köklü ve kuvvetli demektir. Hakikî üniversite ruhu, ancak bu fakültelerde temsil edilir. Diğer ilim likleri tacir sayılmazlar. İlmin ticareti dalları üniversiteye sonradan iltihak olmaz, olsa olsa sahtekârı olur. İlim etmişlerdir. Ancak bu iki fakültenin gclismesidir ki bizi Avrupaî mânada hasbî olunca ona ancak meraklıları in ilim zihniyetine, ilim terbiyesine katisab edecek demektir. O halde çok vuşturabilir. Faaliyetleri tamamile nadir olan bu meraklıları muayyen nazarî ve hasbî olan Edebiyat ve Fen bir refah seviyesine kavuşturmak il Fakülteleri bugünkü geçim standarmin selâmeti ve gelişmesi için zarudı içinde kendilerine lüzumlu kitab ridir. Yani, ilim adamı, geçim endiları almak imkânından dahi mahrum şesinden vareste kalmalı ve ilme sarbulunuyor. Halbuki bu fakülteler, fedeceği enerjiyi geçim kaygusile herahatça kitab almak imkânından mah der etmemelidir. Üniversiteye bağlı rum olursa, elbette ki kendi sahalabazı ilimlerin pratiği vardır. Tıb ve rında büyük bir başarı gösteremczler. hukuk gibi. Bu ilim dallanna mcn Bir ilim adammı geçim kayguların sub olanlar, bir taraftan ılmî faali dan uzak tutmak, ilme lâzım olan yetlerini geliştirirlerken, diger iarnf sükun, emniyet ve hürriyetin temel tan. onun pratiğile iştigal edwek ge şartıdır. Bir ilim adammı terfih et çim darlığını önliyebilirler. Fakat. E mek, en az bir üniversite açmak kadebiyat ve Fen Fakültesi gibi pvatıği dar önemlidir. İlim nadir ve nazlı olmıyan nazarî ilim dalları, geçim.e bir meyvadır; hiç zedelenmeğe gel rini ancak devletin kendilerine vev mez; daima teşvik ister. miş olduğu maaşla karşılamak l o n ı n Belki bazı kimselerin aklına söyle 1 TURKIYE Muaîlimler, Memurlar ve S^baylasr Bankası A. Ş. TÜMSUBÂNK Türkiye smırlan içinde Süııni ve iî ihtüuflarının tarihi erbabınca maBöyle bir iddia ancak. ilmin ve lumdur. Bu tarihî sebcblerden ötü» üniversitenin fonksiyonunu bil rü bir de Şiî (Alevî) ibadet şekillememekten doğan yanlış bir gö riııi Iraktaki rüzuhile seyir ve murüj eseri olabiîir. Hiç bir fa kayese edebilmemiz mümkün değllaliyet sahası İlim kadar çok fi dlr. Alevîler, ekseriya tflrikatlerin e vermez. Biz sanıyoruz ki, Avrupa gizüliijine sıçınarnk âyinlerhıi ve ibaüniversitelerini dolduran profesörler detlcrini icra etmişlerdir. A^ırlar bohep dünya çapmda insanlardır. Ha yunra ghlilik mıılıtefilik. an'ancleriyır, orada da sıradan bir çok kimse ne işîemi'jtir. Nadir fırsatlarla Alevîer profesör olmuşlardır. Her üniver erin harimine girilir. Vitekiın. ansite. kendi nesli icinde, dimyaya bir lattığim manzaraîan Kerbelâ mutaki tane isim hedive edebiürse va sarrıfmın refakatlnde. onun dclâlei zifesini yapmış demektir. Büyük çap ve iltimasile seyredebildik. ta ilim adamı dünyanm her TnemleAraf'n miihim «vrılıh vardır. kp*inde nadir yetişir. Bizim eamlle.imlzdc ( Allah ) Bir insanın ilme ve üniversiteye faydalı olması için ille keşifte bu hmması veya bfiyük si^tem'.ır Irurması lâzım gelmez. Üniversitenin orta derecede ilim adamı »İDİne de htiyacı vardır; ve hattâ üniversitenin gaye ve fonksiyonu baicınııından, bunlann finemi hiç de büyük âlim lerden asaâı deŞildir. İlmin mutavassıt zekMarı olmazsa, yaratıcıl.ır: yei'tinnpk Biic olur. Her s?ne. dünva üniveısitelfrinde yüz binl?cp riid eser yayınlanır; bunların <joâı ilim dünva^mda talebe nntları kadp' tf>«ir bırakmaz. Fakat bütün bu kitahlar. u sayısız npsıiyat, i l " ! n ••i.Tr'ni kurmakta ?mil olur. Büyük csotT âiim. kpndi c v r e ? ! icinde d:ihi bir sürprizdir. O. ilmin gelene?ini kurmsz, belki kendisi yeni bir peleneğe bnslangıç olur. Bu bakım dan üniverntelerimizde, üstün isti gram^k büyfik bfr tofrt^ıni f ? m bu bizi hic bir zar^an orta l?reT»dö bel'etieilprin. arastırıcılartn lüzum ^'URU fikrine Bötürmez. Üniversitelerimiz için lüzumsuz ve zararlı tipler sadece kendilcrini kü çük klik poiitikpsma kaptırarak. ilim rm)>ıitinde huzursuzluğa scbeb ola.i (Muhanımcd) iıhnlerinin yamhaşında (Ehubekir), (Ömer), (Osman). (AH), (Hasan), (Hilnyln) levhalan d», kubbeje yakın yüksckliklere hürmpt mevkiine asılır. Dört ilk HaliFenİD Oçfi be, Alevfleıre öyle ihtlram mevkilnde tasnlf rdümer malum. On'ann dini eörüs» leri Siinnüerinkinden çok ayrılıyor. Ontar EMbeVMI, Ömerli. Osmanlı eamilcrde namaz kılmafı istemlyorlar. Bn aynlık tfirlO tarflı! sebeblerle tiirlii miicisif hâdi«elere seheb olmustur. Koca Yavuz Sulton Sellm ?^Taks^dı aksayı Snhane» sinin tevbidl efkârı tslâmiyaıı. olduğunu söylemK fakat Caldıran raferine rağmen bu biiyök i'molinrie mnvaffak olamnmif. Hlkad ve ibadetto. me7heb farklnrı siirrniiş. gelmiştir. Atntiirk. mllli blrllftinıirl kıırabilmek kaysTTsile lAlkllği rcjimimizin temeltne koymnîtnr< • •. • »> ;• * * * Heyet Imlz Irakta dolasırktıı. Maarif VckHliln rivnse'inde diğer bir heyet de aynı memlekette incclemeîer bir soru gelecek: Türk milleti ve onun hükumeti her sene üniversiteleri mize oldukça kabarık bir bütçe tahsis etmektedir. ö y l e iken dünya çapmda kaç âlimimfa var? Bir yığm insan, bir yığın ünvan ve isim kalabaığı... Ortada parmakla gösterileepk bir iki isim, hepsi bu kadar; yalnız onları refaha kavuşturmalı. geri«inı tasfiye etmeli... kulesine çıktı ve olanca kuvvetile kampana çalmağa başladı. Bütün kasabadan işitilen bu kuvvetli çan i e s leri üzerino hatib sözünü kesip kasmdaki sırada yanyana oruran kızıl elebaşlanna tecavüze uğramış bir öfkeli adam edasile: Ama susttırmah.. durdurmab bu çanları.. diye seslendi. Peppone tasdik makammda başını salladı: Çok dogru! Bunun iki yolu var: Ya çan kulesinin temeline dinamit koyup uçurmalı, yahud topa tutmaU. Hatib. Peppone'den böyle budalaea lâflar etmemesini rica etti.. kilisenin kapısım zorlayıp içeri girmek pckalâ mümkün olduğunu söyledi.. Peppone: Ya olur, ya olmaı.. baktn, kulenin üst kısmındaki merdivenler iğretidir. Onları da herif çıktıkça çekip yukarı almış. Kulenin üst sahanlığının da aşağıya açılan kapağın kapamış. Merdivensiz kalan boşluğu nasıl çıkarız yoldaş? Herifin aşağı ile irtibatı kalmamış ki! kış seferleri Denlryoüarı Işletme MüdürlüJÜ J956 ve 1957 kış tarifesini on dört ayllk olarak tanzim etm'ştir. İşletmenin verdlğl karar üzerine bundan sonra tarifeler sertlik o!arak tanzim edilecek ve dış hatlara giden yolcular bu suretle seyahat programlannı ay~rlavablleceklerdir. KıJ aylarında Batı Akdeniz hattına 2 ekim tarihirden itibaren avda iki posta yapılac.k ve (Ankara) vapuru Marsilyaya kadaı '^'.eyccek'ir. Yazın lse Bitı de"i?. h?ttın'ia (Ankara) ve (Adana) vapurları işleyecektir. Güney Akdeniz hattı post^İRrı gecen sene olduSu gibi îstanbul. tzmir. Bey. rut, İskend?riye, Napoli, Cenovn ve Barselonaya kadar gidecek. dönilşte de avTH limanlara uSravacnktır. İlk sefer 22 evlu'.de b'.s'av?csktir. Rirg postaları e?çen sene olduğu gibi yaz aylarında Beyrut ile Marsilya arasında ayda dört defa yamlacaktır. Işte universitelerimiz ve Üniversi* teler Kanunu bu hakikati gereekleştirdiei nisbette onlar, cemiyet icind* imtiyazlı bir mevkie sahib olurlar. Bunun aVsi, bizi ilimde parmak, idarede imtiynz gibi komik ve hazin bir duruma düsüriir. ki ilme bundan drha bSvük bir suikpsd olamaz. Bununla boraber. üniversitonin fdaresi şu şekilde, bu şekilde olabiîir AÇIK TEŞEKKÜR Bay ve Bayan İznk Mer.r.şe, aziz ve sevgili çocuklarının hastalığı ve vefatı dolayısile der!n sçfkat ve fedakârhk. ları ile müzaharetlcrini esirgçmiyen bil ^sa Kuiuz Hasnnesi Baştabibi Dr. I ZEKÂİ ?.TUAMMER TUNÇMAN ve muavini Dr. ŞEFİK ALAGÜN. Anestezlst Dr. S.AIDİ SUN, Asabiye Mutehassısı Dr. JOZEF BENBANASTE, Anestezist Dr. SİMON BATMAZ. Fransız Pastör Has. tanesl başrahibesi ve hastancnin butün rahibe'.erile çiçek. telgraf, mektub yollayarak veya huzurları lle alâkalar'r.ı göste;en bütün skraba, tanıdık ve do«tlara sükranlarını ayrı ayrı bildirmeğe büyük «cıları mfini olduğundan, derin minrettarlık ifaflelerini burada bulmalarını rica ederler. 15000 Her 150 liraya bir kur'a numarası Fazla izahat için ajanslarımızın gişelerine mOracaat ediniz. 2 kisi ototnobü calarken suçüstü yakalandı gcldi. Isanm bulunduğu mıhrabın Don Camillo öfkesini yenmek önune Mel'unlar! Borularından birini muhakkak bilhassa bizim tarafa çevırdiler. Bu hareket meskene karşı açıkça bir taarruzdur. Buna karşı ne yapılabilir? Fennin terakkisi. Don Camillo! Önce umumî konular üzerinde konuşmug olan solcu hatib bu sırada dikenli mevzulara girip sert sözler sdylüyordu. Kanun dışına kimse çıkamaz. Biz de elimize silâhlarımızı alıp hv'k düsmanlarıru duvarlara mı mıhlayalım? Don Camillo hiddetinden at gibi kîşniyordu. Ey İsam. Işitiyor musun şu lâflan? tşitivorum Don Camillo, çok iyi i;iıiyorum. Öyle ise şu güruhun ortasına ned?n vıldınmlrr ysgıhnTüvorsun? Karıun haricine ç'kmtyalım Don Emnlyet 2 nci şube müdüril Ennın Gökdenlz. evrelki sece sabaha karşı Cihanîrfrde iki kijivi bir otomobll çaIpr'fen sucüçtO yskalamüttır. Errrfn G8V''PI!Z. eTTe'ki gece saba ha karst teT*I«ten dBnerten. Clhan^lr de Sevinç apartm?nı PntiTiıJe duran h\ı?\!«î bir o'omoblle İki kîşinin bin Smilzo: dl*!nt förmüş ve durumlarındaTi şüp Kulenin açık kısımlarına ate. he efmjctir edilebilir. OtOTOh'l hareket edeeeîi sırada Er Evet ama: eğer ilk kurşunu ısa srnn Gökdpnlz. mechul sahıslan cevir mlş ve hitvivetîerini so'Tnııstnr. Y»pı bet ettiremezsek o da ateş etmeğe lan »ahkikfitta eenrîerin birl T. !s baflar; o zamarı iş kötü olur. m'nie Mr memjr. c<f'erinin de telsiz Çanl=ir durunca hatib tekrar koc! OMUTU anlasılmıstır. num?ğa basladu Be^ikt^s maüvesinde calışan bir me Herifin ağzmdan kazarâ Don Ca murs a!d olan ototiobil. sahibine tes n.illo'nun hoşuna gitmiyecek bir söz llm edilmls. hır«ız!»r hakkında takl büta eecümlştir. çıkıncaya kadar her şey yolunda ı»ıtti. Lâkin böyle bir lâf işitince papaz EYLÛL 20 SFFER 14 tekrar çanlan çalmağa başladı. Böylece hatibin sczlerine çanlarile itir3? etmek suretile herifin tamamen vatanperverane mevzulardan uzakJaşmpmp?ını sagladı. V. | 5.45 12.07! 15.3." IS.11'19.451 4 05 O akşam Peppone, Don Camille\a rastladı: TEŞEKKÜR Oğlum Toğan Berkmanın ba. dcmciklerini büyük bir ihtimam ve hazaVatle ame'.iyat eden Gureba hastanesi kulak, burun ve boğiz klinipi doktorlarındsn YerAItı Kabloiars ve Vaatüâtör ARANIYOR Elinde Snvm VeklIIe birkaç defa buiuşup ve birîVte mesafeler kıtedip yukankl maru7atımtn cercevesi h^nde görüştn<*\ fır«;.ntını bu'dum. Bu şnrtîar mevruıl o'duğuna pöre, okt>"arda Sünnî itikad ve ibadetin bütün Tiirklye Miislümanlanna nasıl te«mil edî!erfğini. bnndnn faydn hâS'l olup olmıyacarını sorthım. Sayın Vekil de. ahlâkî teikinter» i dtn dersler'ııin a?"'ık noMnsına alacagını b?na taf»«âti!e anlnftı. Yeni tarifelor Fı'huk! ifîkad VP lhad»tte bütün Beledlye fotografçı ücretlerinl de tet mrzheh Mrik pdi'meksizln Mfisliibit etmlsiir. T?r!fpde fotografçılar ik man crw%n''iart»ia ders olarak B*r»Hrıf^ ayrılmışlardır. İPrekmlş. İ^fpmlyen ve!Uer. cocuklanBuna göre 35 miümetreilk filmlerln na din He»«i veriimem'ilnl yazi f o blrirci sınıflarda banvostı 150. ik' bi'dirmek hakkma sahib olacaklarsınıflrrda 1P0. eX9 rol filmin bryosu birinci sınıfiarda 75, ikincilerde 50 ku T"TUiv?de l?ae mHv«m Şiî lAlevî) rustur. Ayrıca pijama, don. fanila, rob(J8 vardır? Kfndi ev'^'l'anna Siinnl o su'inre i*!Vnd ve ibi^M öSrptilmi'üiş?mbr. kanadiyen ceket, gecelik ve ço cuk göırıleVleri dîkiş Ucret tarifesi de ne sıııpfa 'n7i o'«înİ3T hüp. yalnra emte^bit edilmiştir. rUSl;i«> her)7İven bu hal Atntii'k r">i«Î7nıind'<'i hir ndım Hnha gerileyişiıi''în f""kirti icin kâfiıiir. Ai'e m';<"sso«eç!, T;!rVj^p<le M'iv'iiEğer ilmi ve onun serefini koru mak ı's'^'orsak, kanunlarımızı bu tinierin iüm muhit'orine nüfuz edcmivncek seViide tahkim ve peri?ini terfih etTreli. onlara, hakları ol m'^'Iî ve manevî imtiyazları tanımalıyız. îiimde miisavat, cehilde »adaknt demekfir. MEVLİDİ ŞERİF Berkemal Yalınkılıc'a ve ameüy^tında yardım eden hem şire NEPTÜN PEKTAŞ'a gazeteniz vTîitasile teşekkürü bir borç bilirim. Babası: Necdet Berkman 165 metre 3X35 mm 2, + nötr NKBA 60 metre 3X25 mm 2, + nötr NKBA yeraltı elektrik kablosu ve Saatte 5000 rr.3. hava basan ve 50 sm. su sütunu basınç temin edfin bir hava vantilâtörü. bulunanlann Beyoğlu Havagazı Şirketi, Parmakkapı, İpek sokağı No. 6 ya bildirmesi. Telpfon: 44 74 00 (Arkası var) 5.56 9.23 12.00] 132i 9.53 kaldırarik: «Söyle, gelemiyece « Hadi hadi, Mary, anlamamazYeniden ağlamaya başladı. lıkt=n gelme. Bayan Alice Wilson ğim.» dedi. oBabam burada yokken Sally kendisine bunca altm verea ğ mı? Şimdi öldü mü? Çoktandır görüşemiyeceğimizi ben ona söylebir adama hiç de böyle kütü hava sag miştim.» dis götürmek niyetinde değildi. Ken habsr aldığım yok.» « Ama Mary, çok göreceği geldi kendine: «Yanlış yoldan yürü„ Bu mahallede ottırmuyor ar miş. Seni görmeyi ne kadar istiyor, düm,> diyordu. «Maîy'nin yüreği tık. . . bilsen acırsın. Pek perişan bir hal şimdi öylesine kEbarmış ki getirdiİkizler öldükten sonra, gelinımı de. Kaldı ki, baban buradaykm de ğim habere de, mektuba da gereği aSabeyisİT.in yanına gittiydi. Zaval onun h=beri olmadan buluşuyordu kadar değer verabilscek halde de ze belki bir faydam dokunur jiiye. h Jane pek perişan .haldeydi çün nuz. Şimdi gene eskisi gibi buluşup ğil.» kü. Hiç o!m;zsa. derdini paylaşirdı. görüşmekte ne zarar var?» Bu düşünceyle, üzerine aldığı si Onun için, o bodrum katmdaki oda « Vslhhi, Sally, söyliyeceğimi parisi yerine getirmeyi biraz sonra sım bıraktı, onlarrn yanına taşındı.» söyledim sana: gidemem dedim, gi S?'ly'ye de ayrıca: «Sen de ne da pek bittiler. Kadının halini hiç çm nasıi ağladığını. Yalnız, o se ya bıraktı. O zama'na kadar kullanSolly: «İyi etti,» dedi. demem.» y jıp y«p, kandır» diye tenbih etti beğenmedim. George onu da kay in için daha çok ağlıyor, bak bu dığmdan çok daha tatlı bir sssle: Sonra, birden bire: ıcBu mektub « Öyleyse söyUyeyim, kendisi Sı'ly, Harry'den aynldıktan son j bederse artık belini doğrultamaz.» nu da söyleyim.» «Peki. Mary, niye ağlıyorsun, söy kimden, biliyor musun?» diyerek, şelsin görsün seni bir akşam. Beni re. d?ha erken olduğuna göre. he Kadere bakın ki o zayıf, bitik lesene bana,» dedi. «Bilirsin, senin Mary, o güzel yüzünü yukarı koynundan Harry Carson'ırn mek araya koyacak ne var. Belki ona niç.ı Marv ye Sidip mektubu ver kadıncağız kalmış. sapasağlam ko doğru dikerek: «Ya, onun için ağ sğlamana ben hiç tahammül edetubunu çıkardı. karsı dah? ytımuşak davranırsm. cası gitmişti. Yalnız. George Wi;~ lıyorum» diye alay etti. n ': üzere vjîa koyuldu. mem.s Mary kıpkırmızı kesilmişti. Mary birden bire parladı: S.îlly kızcağızı pek kederli bul ion arkadaşınm korktuğu felâkete Mary, gözlerini bir an Sally'ye Sally kollanm iki yana açarak nBilmiyorum.î. dedi, «kimden « Babam yokken buraya ge!me du. Mar> babasının arkadaşı, Jem'in uğramamış, karısırun öldüğünü gör ya» dedi. «Günlerdenberi, terziha dikerek: «George Wilson bugün olursa olsun, merak ettiğim de ye kalkacak olursa, komşulan çağı \ >s', kendisinin de baba gibi sev memişti, nede çalışırken, elindeki işin üzeri birden bire düşüp ölmüş,» dedi nnm, dışan attınnm. İşi oraya var Mary, kadıncağlzi avutmaya git ne kapanıp nasıl iç çektiğini ben sonra önlüğünü yüzüne kapayarak yok.» diği, yakınlık duyduğu bir ahbabı Sally: «Haspam!» diye alay etti. dırmasın.> olan Geoıge Wilson'un birdenbire medi, çünkü Jem'le görüşmekten bilmiyor muyum sanıyorsun? Se gens hıçkırmağa başladı. Sally: «Allah Allah!» dedi. «Bir ö!"'üğünü h bsr almıştı. Ölüm lâ elinden geldiği kadar kaçıyordu. ni canı kadar seviyor, sen de onu Sally: «Ah! yavrucuğum benim!» «Saiki bilmiyor muyum: kimden kırdısı işitmekten, ölü yüzü gör] Hele böyle bir günde Jem'e karşı seviyorsun. Öyleyken görüşmemek dedi. «Ağîama. Bilirsin ki hepimiz olduğunu da biliyorsu'a, acaba ne erkekle konuşan ilk kız sen misin! yazıyor diye de merak ediyorsun.» Duymuyor musun bsşka kızlar neler mfkten kor!:utuhr?k büyümüş bit mahsus soğuk davranmak kendisi te inat etmek aptallık deği! mi? topraktan yaradılmışız. Bugün vayapı>orlar, gene de hiç sıkümıyor Mary, sabırsızknarak: «Peki ver için çok zor olacağı gibi çocuğu da Sövle bakavım ne kadar sevivor rız, yann yoğuz, İncil'in dediği gikimse değildi ama, şu son üç, dört lar.» «un, Mary? Bu kadar, değil mi, bi. Hem de yaşll bir adam; düny.aya bakayım,» dedi. aydır ölümün kendisi veya haî^eri pek üzerdi. Mary: «Yavaş konuş, Sally,> de Mary bu gibi düşünceler ve ke çocukların yaptığı gibi.» bu evden içeri çok sık girmişti. Taartık ondan ne hayir gelirdi ki! Ge Daha fazla konuşacfk halde değil di. «Margaret Jennings geliyor.» di, Sally'nin bir an önce çıkıp gitder içindeyken hiç de Salyy Lead Sally kollarıni iki yana açarak ri kalanlar arasında ondan çok da rudıklfrını, sevdikleri'ni böyle birer Biraz sonra Margaret içeri girdi. bitterle konuşacak halde değildi. işaret etti. birer kavbetmek pek acsydı. ha değerli kimseler var. Gevez^e bir mesini dört gözle bekliyordu. Odayı aydınlatan titrek ocak aydın Babasım hatırlıyordu. John Bar Onu görünce canı sıkıldı ama, ağ Mary, somurtarak: «Ne münase kardeşi vardı. evde kalmış bir kız. Sally mektubu istemeye istemeye lığında insanm derhal gözün« çarverdi. Yalnız, M'ryVıin okurken yü , y gid«"~p}i pünün ak lamakt^n îişmiş gözlerini gösterme bet!» dedi, «hatta hiç sevmiyorum ^=ı5 mı o halâ?» pıyordu: kızcağız, bütün körler gi zür.de parozeler belirdiğini. kızarıp ş mı. kendisin? gülegü!e demeye meye çalıçarak, kalktı, «Hos gel diyebilirim.» Sally: «Gördüğümde Mary, ters ters: «Kim o senin de bi, ellerile etrafı yoklaya yoklaya hozardıçını gördükçe pek seviniyor din,» dedi. geîenler gittikten sonra kızma dön. ona böyle söyliyeyim mi?» diye 'iğin anlamadım,» dodi. yürüyordu. Mary, Margaret'in büdu. Demek ki Mary de oğlana karSally, onun ağladığmı görünce: sordu. müs/ «Jane Wilson ne hale gelmiş. AT;laTHstı ama. o sevgili, saf A M yükbabası Job Legh'e rica etmiş: gördün mü?» demişti. «îkizleri «Güzel!» dedi, "yarından tezi yok, Mary: «îstersen söyle,» dedi ce'cikten böyle bahsedilmesme gele şı ilgisiz değildi. «Gelsin beraber yatalım, demiştL Mary. en sonunda başmı mektub kaybettikten «onra Jane de, George gidip Harry'ye söyliyeceğim onun «Şimdi hiç birşeye aldırdığım yok.» mezdi. (Arkası var) I 6 ™ Dahillye Mutehassısı ^ ^ Dr. Seyfullah Türe Hastalarım saat 1618 arası kabule başlamıştır. Ankara Cad., Vilâyet karşısı 47 Yavrularımız Ethem Cider, Ekrem Cider, ve Ahmed Şanerln sünnet cemivetlen dolayısi le fMnnlsa) da İbrahim Çelebi mah. Tuncer Sok. No: 47 evde 239958 pazar günü öğleden ev vel fstanbulun tiyuıetli duaha nı H. Tahva, Esklsehlr'i H. H. tbrahim Canp.kka'ell, H. Feyzt Mısır ve arkadaşlp.rı tarafından tilavet edilecek Mevlldi Şerife akraba ve dostiarımızla din kar deşlerimlz dâvetlidir Şukrü Cider . A. Rıza Şaner mndı? mevcu'i bnnn o'i"Trnasınn mSnl mi ol Rn kpsTf'f, Psma"'ı rtpvrinî ve baiman f'.': Vavi7 «'«an S b'r ok mi" .•'»ta'iirk nizamın('r,n n pv"'"is>m'z "i"<:!>et netice verecek midir? l«te mrscle. (VâNu) n da iistikı Lirahk Ikramiyeler Apartman Dairesı Para Ikramiyelen AylıM Geliner 20 Eylül akfamına kadaı Hetap aftırmayı unuimayınu DEMRBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle