30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
öft CUMHURÎYFt 1 11» lıun SAMtB NAftZ TANSlı Son Osmanh Hükümdarı nasıl kaçtı? bancı, yerli nişanlann bir çogu vardı. Nazarlarını nsleyen, burnunaan ili?tirüiği duman gozlüğü ile, hi, jüphe yok göz yaslarmı saklıyordu. Sesi titrek, harekâtı çok mütereddid idi. Bu hüzün Malta kcşkünün önünds azami dereoeye vardı. Tereddüdünü izale eden mühim bir hâdise bir hafta evvel îstanbulda başlamış, Izmitte bitrmşti. Mustaia Kemalin Anadoluya geçtiği günlerde valiiere derhal tevkifini ilk defa emreden devrin Dahıliye Nazın, âyan azası ve haini vatan Mihran Efendinin (Peyam Sabah) adlı paçavrasırun başyazarı Ali Kemalin, Beyoğlundan gupegundüz kaldırılıp Izmite. kaçırılması, Sultan Vahideddini ıon derece ürkütmüştü. Şimdiki îpek sinemasınıı. antresmae o zamanlar bir pasaj vardı. Bu pasajdan meşhur Sercl D'orian kulübüne giriürdi. Solda bir R ım berber salonu vardı. Ali Kemal de ekseriya yemeklerini bu •cul'bde yer, buraya devam eden o devrin kcz nopolit ve saray menıubu devlet ric«lile hasbüıal ederdl. O gün ds yemeğini yemiş, sonra da Rum be herine girmişti. Saçını kestirmiş, monoklunu da gözüne yerleştirmiş, sakalmın bir tarafıru traş ettirmişti ki, gizli teşkilâtın adamları başlarında merkez memuru Cemi Bey olduğu halde bu dükkâna girmişler, "*ıiine tabancayı dayamışlardı. DükkânMaklleruı hiç birinin kıpırdanmaması ıhtar edıkniş, yarı traşlı, , rı tıassız Ali Kemal yerinden kaldırılıp sakalının sabunları ailinerek bir tck kelime »öyletmeden, kapının Lnünde duran otomobile bindıri]ınİ5'i. Bu otomobil, jehrin en kalabalık ve «gal kuvvetlerinin en hakim olduğu bir cemtten Ali Kemali alarak Kum; kapıya yol almi} ve oradan b r motörle Izmite nakletmişti. Burada Mureddin Paşa vardı. Ali Kemal, Divanı Harbe sevkedilmis ve heyîti hâkiıne huzurunda hiç çekinmeden ve sıkılmadan: =haberleri Tramvay seferleri arttınldı 20 yenl tip tramvay arabası servise girdi. İstanbul ve Anadolu yakasında günde yanm mUyon yolcu taşınıyor t E T. T. ldarest sehlrdt çalısan tramvây motrlslerinin vatman y«rlerinin kapatüarak. kapılarının oUımatik olarak açılıp kaparur hale getirilmesL nl kararlaştırmıstır. Bu suretle »ahanlıklarda seyahat eden yolcularla vatmanlar harıcl hava tesirlerınden ko. runmuf olacaklardır. Ayrıca bu >enl tlp arabaların kapıları otomatlk olarak açıldıklarmdan tramvaylar hareket hallndt iken lnlp binmekten mütevellld kazalar da onlenmıj olacaktır. Bundan başka bu arabalarda biletçüer oturarak çalışmakta ve yolcular tumlkelerden ııra Ue geçerek arabaya «rkadan binmekte bilet alarak ilerlemekte ve önden lnmektedlrler. Bu arabalarda bü» lstlsna bütün yolcular bu kaideye uyaral ax. kadan blnıp önden lneceklerdlr. Stmdiye Kadar 20 motris yukarıda bahsedllen yeni esaslar dahıllnde reviz. yona tâbi tutularak «ervise konulmustur Halen Şışli Beyazıd, Sişli . Sırkeci. Taksim Sırkeci. Taksım . Beyazıd hatlarında çalısan yenl tlp motrlsler yakında diğer haüara da teşmll edılecektır. Ayrıca Taksim Slrkecl •ras.nda l;liyen araba sayısı İle aefer adedıerl yenlden arttırılmıs ve bu hatlar takvrye olunmustur. Diğer taraftan tutulan istatlstiklere gore İ. E. T. T. vas:talarile İstanbul ve Anadolu yakasında günde 500 bin yolcu ta;ınm<ktadır. 1 I G Ü N Ü N M E V Z U tr ltN u 1 f İstanhulun seyrâsefer dâvası S. YAZAN Bazı imalâtçılara vergi muaüyeti tamnanıaz mı? ÂBÂ1 ABAHA.. Ben gene aynı kanaatteyim, Türk milleti felâkete •üruklenmi§tir. Zafer yalancıdır. Düveli itilâfi>e tonunda mütlaka galib gelecektir, diye fikirlerinde inadla ısrar etmisti. Muhakeme bir hafta sürmüş ve hükruün arifesinde halk «abırsızlanaraK, 'ki sua ningsilü askerin ortasmda götürülen bu iri yan, koca kaijlı, g c u ı de monokl olan ve etrafa meydan okuyan bajmuharriri, hücumla askerin muhafazasından alarak, a, topa ile milll kinin hıncmı almış, lınç etmek suretile onu öldürmüştvL B J haber, Vahideddini jaşkuıa döınürmüştü. Artık kaçmak sar; u V e bu sebeble cuma aelâmlığından bilistifade dikkati oraya çekerek larayın arka bahçelerinden perdeleri indirilmış otomobillerle Beşiktag kap> ıd..n Hoş geidlnlz, zatı fahanenln «Iz» çıkarak Do'rmbahîe Saray ıj p< ıve temsil ettiğiniz millî hükumete JPİ5.tL, lîaremjn «buy.uk; «aloaunda. selâmı sahanelerini lblâğa memuruz,' birat fahrahat e' • sakıt ı.»> 'jr, dedi'VH zaman Pa?a: •""" • * " • " buradan malyetile beraber rthtında•• Zah hilâfetpenahfleTme karşı kı mjtöre ^' " '• <mıi' duyduğum hürmet ve teşekkürü îut acı günlerini ldrak ettiği bu sarayı fen kendilerine arzediniz!. mukabe terkedip Malaya harb gemisme geçlesinde bulunpıuştu. Bu cümlede Va mişti. Geminın güvertesmde iki sıra hi^eddin, mukadderatmm bütün u olmuş tngiliz bahriyelileri, bar.donun zak ve yakıa neticelerini okumustu çaldığı Sultanî marşile, sakıt hükümBir kaç zamandanberi îngiliz işpaJ darı selâmlamışlardı. Bu marş herkuvvetleri kumandanı General Ha alde burada son defa çalınmış, Vahirinçton saraya gidip geliyor ve bii deddin derhal kendisine tahsis editfm maskelenmelere reğmen M. M. len kamaraya çekılmiş belki de orada Grupjı teşkilâü, «abık hükümdarla hı^kıra hı^kıra ağlamıştı. Genrralin bu görüşır.cleriTl îen habcrdar buhınuyordu. Muhıkkak olan nokta güzel bir firar plrnının Halife ile Geners] arasında hazırlanmı^ buhınması idi. tşte c g'jn cuma seîf.mlıstna ae!en!er, böyle bir firarın eereyan ettiği firada camiln önünde her şeyden habersiz bekle?iyorlardı Sultan Vahideddin, o gfln gabahtan hazırhSa girişmiştl. Kendisine refakat edeceklerin sayısı 12 kişi idi. Bunlartn başında son zamanlarda büyük bir aşk macerası yaşadığı Baray bahcıvanmın güzel ve genc kerimesi onunla beraber kadmefondi'erden bir baskası, ievgili oğlu Ertuğrulu, hususf doktoru Reşad Paşa, Seryaver) Çerkes Paça, veki'harcı, adamlanndan bir kaç mühimmi. esvabcıba^ısı tbrahim Efendi vardı. Firar, Earayın Malta kö'kü Sründen, ve bahçe kapı*indan yapılacak. üç otomobildcn birine Padiş?h, c|!'j ve refikaları, HiSerîerine yaveri, doktoru ve c vabcıbaşısı ile maiyetindekileT b^ıecekti Besiktasa açılan kapılardan Polma bahçe Sarayına kadar güzer':âhta. het cuma günü olduğu gibl, karsıhklı tngiliz askerleri bulunacaktı IVımabahçe Sarayının rıhtımlarında Ing!liz bayrağını taşıyan bir motör de. Marmarada dem'rli bıılunan Îngiliz zirhhsı Malaya'ya bu 12 ki^ilik firarî kafilesini ulaştıracaktı. VahidedHin haremde hazin bir ayrılıs yaptı. Üstünde resmî üniforma, göğsünde yaAğlamak neye yarardı? Vaktile Gırnatanın «on hükümdarı Üçüncü Abdullah da bir tepenin üstünden seyrettiği sevgıli Gırnatasmm elev alev yandiğını ve jehrin sokakiarından Ispanyol askerlerınin geçtiğml gördüğü zaman da ağlamıştı. Ağlaraıştı ama, yanı başmdakl annesinin ona söylediai sözler tarihe geçmişti. Ağla, a|la, sana şimdi ağlamak yakışır, erkekler gibi müdafaa edemediğin bu şehlr için kahbeler gibi ağla!. Evet, Sultan Vahideddin içln de aynı sey söylenebilirdi, (600) senelik bir hanedan, kahraman bir millet için yaphkları o kadar ağırdı ki, şimdi ne yar^a, ne kadar ağlasa bu cürmiinü temizleyemezdi. Zuhlı bir müddet sonra demir alarak ve arkasuıda dumandan simriyah bir leke bırakarak Mp"narayı terketti. Bundan sonra tarihler, vatanmı, milletini terkederek onun adaletinden kaçan bir Osmanlı hükümdarını kaydedecekti. Vahideddin acaba, hakkırâa ver^ecek her hükmün, firanndan doğan çerefsİ7İikten daha haftf olacağını, niçin kabui etmiyordu? Hâdise. tstanbul Vali vekili tarafınd?n millî hı"kumetin mümessili Refet Pa?aya bildirilmiş, o da telgrafla vaîiy»« o sırada Basvekil bulunan Rauf Beye haber vermişri. Gazi Î.Iustafa Kemal Prsanm riyasetinde top Arkast Sa 5 Sü 8 de İT teşrinisani euma günü, Yıldız canüinin önünde toplanan vüzera ve yuksek rütbeli zevat, cuma seLimhğına bermutad iştirak eâecck Halifeyi boşuboşuna bekliynrdu. Sarayın hassa askerleri renkli kıyafetleri, beyaz eldivenlerile. hassa kıt'alarının yaldızlı, kalpaklı, çizmeü zabıtanı gösterışli tavırlarile ner an Yıidız Sarayıaın kapısmdan gözukecek arabaya muntazırdüar. Ezan okundu, vakit bir hayli geçti, süvari beygirlf ri büe sabirsızlanıyor, yerlerinde tepimjurdu. Son Osmanh Hükumdarı Sultan Vahideddin 17 gündenberi yalnız Halife sıfatını muhafaza ediyor, sakıt bir hanedanın » n mümessili olarak, melul, mahzun, Yıidız tepelerinden Istanbula bakıyordu. «Yedi t.pe» olarak bütün dünyada guzellıği ve letafeti ile şühret almış bir şehrin her tepesinde gdklere yükselen minarelerin, binalan örten muhteşem kubbelerin altında ecdadından birinin yattığını Vahideddin, pek iyi biliyor ve onlann zaferleri, kâhramanlıkları üa kendisinin hiyanetini iki zıd tablo olarak hayalinde tasvir edıyordu.. Vahideddin, hiç jüphe yok, Türk milletine karsı islediği cürümlerin nihayet bir gün gelip hesabını vereceğini biliyor, milletinin adaletinden korkuyordu. Cenubdan inkişaf eden büyük taarruz on beş günde 450 kilometrelik bir mesafeyi kateda:tk düşmanı 9 eylulde Izmirden denize dökünce, jimalden yürüyen kuvvetlerle biraı fiddetll raukavemet karIisında ikl gün gecikerek 11 eyluld» Mudanyada aynı işi yapınca, ve biı kısım kuvvetler da Çanakkale Boğa7İarına ailâh omuzda ve trampetelerle yasıl olunca, bütün diiny» gibi. Osraanlıların ıon hükümdarı da hayret ve dehşet içinde hâdiselerin yıldırım süratile teakubunu büyük bir heyecan ve korku ile müşahede etmişti. Ceza laatl yaklaşıyordu. Sultan Vahideddin, tarihte 16 ncı Lui'nin giyotinle idam edildiğini ve lngilizlerin Kralı Birind Şarl'ın balta ile hayatma ion verildiğini okumuştu Fakat bunlardan hiç birinin cürmü, kendisinin kadar korkunc ve feci olmamıjtı. Bunlardan hiç biri düşmanla bu kadar işbirliği etmemiş v,t milleti millete kırdırmamı^tı. Bu se beble ona takdir edilecek cezanm belki bütün dünya tarihinde rni'hıe şem bir emsal teşkil edece^ini anlıyordu. Zaten saltanattnın lâğvedild'Ji 1 teçrinisani gecesindenberi huzuru rahatı münselib olmuştu. îstanbulda mülî hükumetin mümessili Hefet Pa?« vardı. Paşanın ayağı Kabataşta karaya bastığı gün, bu vaziyet Vahfderldine malum olmuştu. Seryaverı Padişahl, milll hükumetin mümessiline: Londra asfaKuıda dünkü trafik kazasında 3 Amerikalı kadın yaralandı DOn yenl yapılan Londra asfaltında fecl blr traflk kazası olmustur. AU Süren ldaresindekl 51589 plâkall taksl Londra asfaltını takiben Floryaya glderken blrdenblre lâstlklerden blri pat lamıj y» otomobil olduiu yerde durmustur. Bu «snada arkadan gelnıektc olan soför Ali Gürel ldar«slndekl S6432 plâkah hususl otomobil takslye blndir. mlj ve takla atmıstır. Kaza sırasında hususl otomobüde bulunan 3 Amerikalı ACI BİR KAYIB kadınl» fofSr ağır •urette yaraland.kOrkestramızda on tene gibl uzun blr lanndan tedavi altına »hnmışlardır. müddet muvaffakıyetle ve devamlı olaHâdls» etrafmda Bakırköy Jandar ak çalısmıs olup, daima dinleylcllerln ması tahkikat yapmaktadır. takdirini vt ırkada;larının tevgl ve ygısını kazanmıj olan kıymetU viyoEsnaf ve Sanatkârlar Birliği lonıst'miz Bundan evvelki bir yazımızda, Eeyrüsefer mevzuunda bazı prensipler bulunduğuııu ve bunlara riayet edilmedikçe muvaffakıyet Eağlanamıyacağuıı belirtmiştik. Bu yazımızda prensipler ve bunlann îstanbul seyrüseferine intibak derecesini bahiî konusu edeceğiz. Evvelâ: Traiikte muvaffakıyet mev zuunu bir cebir muadelesi şeklinde ifade etmenin mümkün olduğunu belirtmek isteriz. Muadele şöyle olacaktır: Trafik muvaffakıyetl ~ Yol işgal derecesinin kısalığı. Yol îşg. Der. Kıs. =. Yol genİ5UğiX Vasıta sürat benzerliğiXKesİ5me ve ptop azlığı. Şimdi mefhumlan izah edelim: Yol işgal derecesinin kısalığından maksadımız, bir yol üzerindeki vasıtaların gerek hareketleri, gerekse durmaları esnasında ana güzergâhı en az şekilde işgal etmeleri yani yolda indirme ve bindirmeyi asgarî hadde indirerek mümkün olan ve müsaade dilen azamî süratle yoldan akıp gitmektir. Yani her vasıta yolda, hangi sebebden ileri gelirse gelsin, zaruretten fazla kat'iyen durmamalı ve ağır seyir etmemelidir. Çünkü bir yoldan azamî verim elde etmek, diğer bir deyimle yoldan istifade derecesini yükseltmek, yolu daima diğer vasıtalara seyrüsefere âmâde bulundurmakla olur. Yol genişliğinin seyrüsefer muvaffakıyetindeki tesirini izaha hacet dahi yoktur. Aksine olarak yol ne kadar daralırsa muvaffakıyet de o kadar düşer. Vasıta sürat beraberliği: Sürat yakınlığı, sürat birliği şeklinde de ifade edeceğimiz süratte homogenitedir. Yani bir yol üzerinde ne kadar muhtelif süratte vasıta sefer yaparsa yoldan istifade derecesi ekseriya veya hemen tamamen en az süratli vasıtalaruı sürati ayarında olur. Hele yollar tstanbulumuzun yolları gibi dar olursa. Mevzuu misallerle daha iyi canlandırmak istersek bir yoida (meselâ Istiklâl caddesinde) tramvay, otobüs, otomobiller karışık olarak §efer halinde olurlarsa bir tramvayın arkasma takılan ve (bilmecburiye Bağa sola kaçamıyan) bir otobüs veya otomobilin tramvaylaşmakta, bir otobüsün arkasına takılan bir otomobil de otobüsleşmektedir. Yani daha A. süratli vasıtalann füratleri ve bunlardan istifade dereceleri düşmektedir. Çok iyi hatırlarım. Birind Cihan Rarbi bajlaruıda İdi. Her nasüsa Altıyolun yoku?unu çıkmaya başlamiş olan bir manda arabasınm arkasında, son model otomobiller dahil, bütün vesait (manda arabalasması) na ugramıs ve araba Gazhaneye sapıncaya kadar bu seyahat alay halinde ve aheste aheste ilerleyen bütün vasıtalar yolcuları için blr alay mevzuu olmuştu. Kesişme azhgı: Bu da gene pek malum bir keyfiyettir. Birbirini kesen yollarda vasıtalar, yolları kesen geçidlerde, yaya yolculardan dolayı durmalarda trafik akışını köstekleyen birer sebebdir. Kesişmeler ne kadar önlenebilir ve azaltılabilirse trafik muvaffakıyeti ve yoldan istifade derecesi o kadar artar. Stop azlığı tâbirinden evvela ana güzergâhta sık sık ve bütün güzergâh boyunca her noktada durarak mü?teri bindirme indirmeyi kasdeylediği miz gibi bundan yolun, güzergâh rahatlığını azaltacak şekilde park yapmayı da kasdediyoruz. Yol kenarlarında park yapılması yolun ilk sartı olan (genişlik) aleyhine bir unsur>!»•••:•:•:•:•:•:•:•: dur, yani bu durum yolu daraltır ve trafik muvaffakıyet derecesini azalbr. Muadelemizin iki tarafh unsurlarının Uadeleri böylece sarahat kesbetmiş bulunmaktadır. Şimdi herhangi bir cebir muadelesindeki ihtimalleri derpis edersek bu muadelede de aynı neticelere varum. Bir yol ne kadar genls, vasıta sürat benzerliği ne kadar büyük, kesişme ne kadar az ve stop ne kadar fasılalı olursa yani muadelenin bir tarafındaki bu unsurlardan müsbet olanlar müsbot sahada, menfi olanlar da menfi sahada ne kadar büyürlerse muadelenin diğer tarafmm kıymeti de o kadar büyür. Aksine clarak, yol genişliği küçülür (yani yol daralırl, vasıta benzerliŞi ne kadar azahrsa (yani bir yolda aynı süratte yalnız araba, valnız tramvay, yalnız motörlü vasıtalar gibi süratleri birbirlerine zarar vermiyecek vasıtalar yerine araba, tramvay, otobüs, otomobil, kam yon gibi birbirlerine benzemiyen güratlerde vasıta işletilirse); Kesişmeler ne kadar azahrsa, fyani lfizumlu veya lüzumsuzca yollar birbirlerinl geçidlerde yollan katetmezlerse); Stoplar ne kadar eksilirse fyanl u 9 d m A A • a ^ m A » • • • • • • CAĞALOĞLU Şubemiz bugOnden Itibaren hizmetinizdedir •*•*•*•"•*•*•*•*» mm Q i:i?xw. kongresl tstanbul Esnaf ve Sanatkdrlar Birüğl genel Itongresi dün saat 14 te EmlniSnü Ogrenel lokalinde yapılmıstır. Kongre başkanı seçimi yapıldıktan sonra, yıllık faallyet raporu okunmus ve dflekler faslın» geçllmistlr. Söz «Un üyelerden eksensl Milll Kortmma kanununa temas etmişler ve bari te. menmlerde bulunmuşlardır. Yen) ldare heyeti seçimlni müteakıb kongreye ıon verllmijtlr. uçar olduğu rahaUızlıktan kurtulama. • ıp vefat ttmif oldujunu teetsürle İSrendik. 27 81958 pazartesl rünü saat 5 30 da Beyogîu Balıkpazarı Oç Horan Eırrenl Jııl'seslnde yapılması kararlajırılan c«na« tflreninde «zlz arkadasımıza karjı r> edılecek son yiıltedt hazır Lulunmılarmı bütün orsejtra lerlnf'îri rtca ederil. t. B. K. Şehir Orkestrası Cemal Reşld Rey YETVART MARGOSYAN'ın ŞEKERBANK muml vesait durak yerlerl lflzurnsuzca ibzal edilmez, ayrıca park yerleri de mümkün mertebe ana güzergâhlardan uzaklaştırılırsa); trafik muvaffakıyeti o kadar «rtacaktır. Şimdi bu nazariyata biztm durumumuzu tatbik ede'.'r.: 1) İstanbul ÇOK eskl bir çehir olduğu için yollarmın bir çukları bugünkü trafik ihtiyacırıa göre dar, hattâ bazan çok dardır. 2) Vas:talarımızda BÜrat 'lenzevhk i veya beraberliği yoktur, blzde bir çok yollaıda beygir a.abası, tramvay, otobüs. kamyon, otomobil, motosiklet, bisik'.ct, bep aynı yol ve aynı güzergâh üzerinde seyrüsefer ederler. Bu hercümerc de trafık i;ini güçleştirmekte ve hattâ tehlikeli duruma sokmaktadır. Bu sürat benzerlik noksanma, tram vay gibi bir tek hat üzerinde Beyre mecbur, »ağa sola kaçma imkânından mahrum ve cüsse itibarüe de 'hele çift araba olursa) yolu her istikamette kaplayan bir bati nakil vasıtası da dahil olursa trafi?İ zorlaştırmak için ne kadar gayret Earfettisimiz meydana çıkır. 3^ Kesişmeler, bundan evvelki yazırrızda biraz temas ettiğimiz üıere, bizde lüzumundan fazladır. Bizim trnfîk prrbinrr.lerini hal isinde tranıvaya meclubiyetimiz v<! bu köhne vasıtadan (kâr mı, zarar mı ettiğimiz pek ince hesablarla tetkik edilme.lifı için> kâr e<Hyoruı zannile b»r tfJrîu vazçeçmememiz ve zararmı tahdid et mememiz ve nihayet bundan daha ileri vasıtaları bu geri vasıtaya kurban etmemiz d"layısile kesişmeleri arttırmaktayız. Buna îlâveten yaya geçidlerini "de bir türlü ilerl şekillerde balledemedi&irniz için de kesişmeler artarak trafiği zorlamaktadırlar. 4) Yollarımızm hemen her yerinde müsaadeli veya kaçak olarak yolcu indirme ve bindirmelerden ve hazı yerlerde 'îiTeselâ Karşıyaka tramvaylari"da^ her yüz adımda bir durak yaprrak «uretile vasıta süratini düşürmemiz de trafifti zorlamaktadır. 5^ Esasen dar olan »okaklann kenarlarını park yerl olarak kullanmaya müsaede etmekle yollan büsbütön dsrlastırmakta ve trafiğl âdeta felce u?ratmak Için her şeyl yapmaktayız. Do§nısu arpmrsa tabiat eşyadan do }an veya bizim icadlanmızla meydana gelen bu kadar zorluklar içir.de bizim bugünkü süratte dahi bir trafik sağlamamız büvük bir muva'fikivet ve bir fpatent) tir. Bunu pek âlâ kıvmetlendirir ve taliblerine «atabiliriz. Gelecek bfr yazımızda bu aksaVlıklan önleme * Jmkânlan üzerinde duracağız. enl MnsJan 1* fene raO*dctle verglden muat tuttuk.. Ziraatl topyekun gollr vergisinden muaf tutoyoruz... Acaba bun> benrer bir Ikramı snnayie de lâyık görtek doğm olmaz mı? Elbette topyekun sanayle degü. Bazı şubeler es.Tien fcalburüstüdür, mallaıi süriimlüdür. Ve kâr hadleri, sanayiin türlü subelerinde cbmerdce ayarlanryor. Fakat memlekette lstihsal ediimei mümkfin ve «arurt öyle nesneler var ki, bunlara ««rmaye yatırmak ve emek vermek lhtlmal mütesebblslerce yeter derecede fazlb değildir. Diyeîim kl vaktile milletçe tür'ü türlü âlât ve edevat alnaşız. Bunlann yedek parçaları artık getlrilcmiyor. Ve öyle yedek parealal var ki. muhtellf makineler Içln müşterektlr. İşte bunlan bulamamak yüzünden nice kıymetU eşyamız Stıl dırrroakta, çürümeğe malıkum bnlnnmrktadrr. İçİptHemiyen mnkineleri ve âletleri tekrar Isler hale sokan sanayi mamullerlni blze sağlayacak mütcşebbls elbette herhangi blr yenl trad sahibl dorecesinde olsun Ikramı ve llrlması hakketmiştir. Devlet, sanayiln ban eeşidlerml verfiden muaf bırakmak ınıretile kavbpdcceil varldah, riraattn baa fubelerinl gellr versisl smırlan lçine almakla her İkl «ektör arasında şimdaha elverMI h\r muvazen* kurabllir.. Keza, bundan sonrası lcin ancak mtıayyen evfaf arzeden binalan 10 sene müddetle vergiden mnai tutmak yerinde olnr. Meselâ, aynl sahlbe ald sayısız bitıalan vereiden muaf turmak, o «ermaye «aWbinl. rirant ve sanayi gibl lsHh«a! snbeierine değil. Iradcilık gibl ölü f>lı şubeye para gömmeSe sevkedlyor. Bn yüzden emlâk speknlâsyonu da, vergl r sl'temlle tPT» tk edilmlş olnyor. Sanayi, blzde ztraarl de destekleyecektir: sanayislz modem riraat olmaz, hattâ modern tnşaatrihk da olamaz: onun Içln vergl sllslleM lçlnde en tmrlvazsız mnameleyl sanayi görmemelldlr. Hangi çesld hnalârı teşvik lanmT 1 Devletin muayyen blr mflessese» sine sunularak proielerln Incelenme» sile pek favdalı olduklan anlaşılanIar: 2 Fuar ve panayırlarda mflkâfat alnnlar; 3 «Falanca clns ma!« lara Ihtiyaç vardır. bunlan matlub evsnfta ynpanlar verglden moaf olnr!» fnrandakl davetkâr Danlara Icabet ed<>n!er. Rıı ribl fanalftt fkıam ve flrbnaa görmeU. x • * * 3 geuç balerinimiz dün Londraya hareket ettüer » fene v« muvaHak balerlnlmlt. <M. İdff Kalın. Tenasüb Onad v« Kaya tlhan Kopuz, tngllterede Royal Academy'de tahsll ve ejitim gormek üzer» dün ögleden ( w e l uçakla Londraya müteveccihen sehr:mizden ayrılmı?lardır. Tahsil ve eğitim. Royal Academy lle Devlet Konservatuarı arasında n evcud bir anlajma gereğince mümkün olmaktadır. Balermlertolzln tahsll r . egltimlerl ı »ene devam edecektlr. Kahn. Kopuz ve Onad. Londray» mu vasalat «tmeden «nce, ıırasll. Romada *• Zurlch'te 2 ve Partst* de I gün kalarak muhtelrf bale resitallerindı h*zır bulunacaklardır. heryerde Rlnsinrda 16 sene maaflvet tanmma'n sihl. sannrldekl mnafivetlerl d« müddetle tahdid ermeiL miidderin hitimlnde bu muafiyerl icabma göre Beynelmilel tdari İlimler ka'dınp tcabına göre devam etttrmelldir. Kongresine giden heyetimiz tç İşlerl Bakanhğı Teftlj Heyeti Relst /iraattekl mnaftyerl de sflrgtt haRecal Türell. Tetk'k Heyeti Reisl Hayrl Hnden cıkanp zamanla takyld etrnek ORan ve Nüfus tşleri Umum MüdOr uy?nn olsa Kerekrlr.** Muavinl Şevkef E^er, dün sab'h tıçakls B'na'ar<îalcl muafijreH yahnı Tfca» M?dride müteveccihen tstanbuldan aymetenhlara hasretmeyio dükkSnlarm rılmışlardır. an teTnn etmek snrertle plya^aımzBu zçvat, 39 eylul tarlhlerî arasında iln dnrVarl ceken <**ttş yerl darlıği) Madrldde yapılacak oluı Beynelmilri Idarl tllmler Kongresine TUrkiyeyl tem. rnn Bnfine perme'ldlr. Hıılâsa. verMdpkl mtinfryrtlerl teksllen lstîrak edeceklerdlr. rar eörrten ırerlrlp bnnlara blr seyy*» liyet verebllmelL Teknik Üniversite 3 Eylüldr ba^ltyor Giriı Imtıhanlanna Hjzirlamj Kurslan * * * FaaHyetlnl tatil edecek ve IsçOert» ne yol rerecek derecede nkıştı^ı t « lıit edilenleri de. zamanla mukayyed oîarak vergiden muaf tutamaz mıi •vu'> I (VâNu) GÜVEN DERSHANESİ Beyoğtu A^acamii yan.nd» No 3 Fındık plyasası 'mdık pıyasasında h«ntt» hararetll »atıslar başlamarmstır. BumınL bermber lhracat İçin hazırt.klar devam e tmekt. ve Hiccar d.S p l y a s . , I a r l « . klkten geçirmektedlr. Dıı pazarUrd a n ^ n i , «eOd. itekler de ba, l a m . CÖIiA kufytnua kcnabUtmti içitt EYLÜL ÇEKfLİŞİNDE h a M e ! aafhaya mtikal edecektlr. k. tt ^ S Ağustos 27 Muharrfim V. | 5.22,12.15 15 59 18 5120^01 3.S4 E. 110.30, 5.24j 9.08J12.0O 1J7| 8.42 PAZAR değilim. Adım Doğan. Küçük câri hesablarda çalışırun. Fiş memuruyum. Şaşkınlıkla yuzüme baktı: Öyle mi...? dedi: Ferahlamıştım, rahattlm; Gülerek: Öyle ya.. dedim. OturduŞum koîtuğun yanındaki kitablıktan bir kitab çektim. Oku m?ya başladım.) sın Şimdi gerçekleri deminkinden daha iyi görüyorum, Sadece bir sevgi işi değil bu... Bir akıl, bir maîitık, bir sorumİTiluk işi. Her sıkıntıya katlanarak beni büyüten, yetiştiren annemle ablama kaifi sorumluluğumu biliyorsun. Onlar; rahata kavuşturmak zonındayım Bütün bunlan düşünebildiğime göre aşk, sandığımız kadar güçlü bir duygu değilmiş tneğer... Aşksa yaşanabilir, ama parasız 3raşanamazmış Ne olur, anla bütün bunları. Sadece kendimi düşündüğümü sanma. Bu düşüncemde senin mutluluğunun da büyük payı var. Evet, şimdi daha iyi anlıyonım. Bu vola girerken kendim kadar seni düşünmüş olmahyım, Gerçekten böyle... Beni bir yana bırak, hero seni, hem f>nnemi, hem ablamı yok sulluklar içine atmaya hakkım yok. Bitire'.im artık, bana yardım et...) Sen de susadm mıî Evet Öyle iae bir Umonata yapayım, üç tane limonumuz var. Kalkmaya davrandı, Doğan, tathbkla: Hayır.. dedi, »en otur. Ben yapanm. Becerebnir mlsinî Güldü: Denemeye değer... GflRflNTİ • BRNKRSI «rUMHHRtYFT» Doğrusu... Diye ekledi, kare as'a karşı floş royal çıkarmak buna derler 15te... Poker bilir misiniz? İnadıma: Bilmem... Dedim. Öyleyse rest'inizi görüyoruro lotum. Bu cıvık herifin suratını patlattıak, benim için, işten bile değildi Oysa Tülin böyle bir yerde işleyeceğim bu suçu ömrümce bağışlamazdı. Dayandım. Karşılık verme "len yanından ayrıldım: Kalabalığm arasına girdim. Tüli ni kolundan tuttum. Kulağına: dürü sanmış ohnalıydo. Kestirip attım: Hayır. Çok şaşmı? gibl: Yaaa... Dedl, bana flnanse ede ceğinizj söylemişlerdl. İçimden, her nekadar blr şeyler ediyorsam da, diye söylendim. ne haltettiğimi doğrusu ben de pek I bilmiyordum. Bozmadım: Öyle mi?.. diye karşıhk verdim. Başsnı sallayarak: Yazık.. dedi, çok para var bu i§de... Oysa bir türlü rahat blrakmıyor Tatlı tath güldüm. Gidelim... Dedim. lardı. Bartkanız... diyerek direnmeye Benimle beraber bir kaç adım Önümden konuşarai geçen ikl attı. Kaşları çatı'mı^tı: ya?lı adamdan biri durdu: Hemen kestim: Hayır... Dedi. Zâtıâliniz... Dedi, bankacım» Yanıhyorsunuz. Ben Tülinin Çok iikıldım. gitmek istiyonız değil miT babası değil, »rkadasıyım. Baska Karşımdaktni üsfltea bdr »oguk da memurum. Gidebilirsin. hıkia: Clni almna getflrdfl: lyice kumiftım: Ivet... Dedim. ÖZÜT dilerim... dedl, şlmdi an Pekllâ... Dedlra. Krom Içtol finaa» ediyor rau ladim Zâtıâliniz kambiyo şefl N«Omurama dok'indm sunuzT cati beyefpndisinlz. Otur... Dedl Adam beni bankamn Genel mfi Hayır.. dedim, Necati bey de Sonra, emrınin her ne pahasına olursa olsun yerine getirileeeğinden bir an bile şüphe etmeden. ar kasını döndü: Kalabahğa karıştl: Sinirliydim. Güçsüzlüğüm canıml sıkıyor, güçlenmekse elimden gel mivordu. Çıkıp gitseydim ne olacaktı sanki?... Herhalde o beni ara yacak değildi. Bunu bilmek de ay rıca yüreğimi acıtıyordu. Gene ben ona dönmek zorunda kalacaktım. Öyle bir yenilgiye uğramaktanit böylece yenilmeyi daha uygun bulu;#ordum. Kendi başıma, bir kö»eye çekildim. Karanlığa gizlene rek oturdum. feıci: înd: Bak... diy* bağlrdı, yağmur kuşağı çıktı... Doğan sılkindi. Ayağa kalktı. Pencereye yaklaştı. Yağmur dinmiş, m=«mavi göğü vedi renkli bir kuşak kaplamıştı: Birden bire par tayan güneşin kavurduğu topraktan ıslaklık tütüyordu. Çocuklar çülüşerek, bağınşarak yeniden ağacın altında toplanıyor lardı. Camrn benim.. diye sSylendl, bir de hanım hanımcık Umonata yapacaksnı ha... Şımartıyorsuri beni. Pencerenin dışmda blr gflrOltü koptu. Çocuklar, kaydıra» oynuyor tardı. 50000 75000 İnci, üstündeki örtüleri atmış, divanm ortasmda bacaklarını kenedleyerek bağdaş kurmuştu. Akşam oluyor... Hazırlanma Gece.. yemekten sonra. lıyım yavaş yavaş... İnci kollarıru uzattı. Gerindi. DuDoğan titredi. (Akşam mı oludaklannı büzerek: yor? Hecüz hiç bir sonuca vara Susadım... dedl. madan... Hayır, gitmemelisin, gl Şarab vereyim miT demezain. Daha konuşacaklanmız Hayır, Utemem. B«n de ıçvar. Bu hikâyeyi bitirmeliyiz bugun... Ama flzülmeni igtemiyorum. miyeceksln, aSs verdin bana.. >i*eNe olur, anlamaya çalış beni. Ge yi aaklayacaktık hanL, ne çabuk rekirse stna her seyl bütün açık unuttun? Doğan ^ülümsedl: lığile anlatacağım. Beri gercekten Pekâlâ. seviyorsan geleceğime engel olamaz Doğan mutfağa doğru yürüdü. (Yann sabah Tülin bankaya gelecek. Öğle yemeğini babasile be Hayır. erken daha. raber yiyeceğiz. Onlann karşısma Annenle ablan ne zaman dö bütün bağlanmı çözmüş, yenl doğmu? bir çocuk kadar hür, başım necekler demiştin? dik olarak çıkmalıyım înciyi unutarnıyacagımı, acı çekeceğimi bilivonım. Ama yolumdan dönmiyeceğim. Hem lstesem de dönernenı ki artık... Kaderimiz böyle cmlmls îkirals d* toümflzde açılan yollarda ayn ayn yflrümek zorundaMI.) Bardaklarm fu doldtrrdu, şeker koydu. 50000 Her 15O llraya blr kur'a numaraaı Izalut için aJansiarHnatB |r|«iarta« nOmaat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle