27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKÎ TEŞKJlknMAHSUSA *MH6URV8U8AŞKANI ALBAY HÜSAMETTİN ERTÜRK 6O t a u n : SAMtH NAfiZ TANSt Msıstafa Sagîr ve Yunus Hür. P. Gençlik ocaklarının Nadi arasında bir kotıuşma tngiliz casusu Hindli Mustafa Sagir, miyor, konuşmalannı kelimesi kellİneboluya ayak atınca karşısında mesine zaptediyordu. Biz de vaziyeti mihmandar olarak erkânıharb kay ; şüphelerimiz tam ve katl delillere makamı Kemaleddin Sami Beyi (pa dayandığı zaman Erkânıharbiyei Uşa) bulmuştu. Şehre çıkınca büyük mumiyeye mufassalan bildirmistık. bir merasimle karşılanmış olan bu Mustafa Sagir bu mülâkatta Yuıııu profesyonel casus, maiyetine Kemaled Nadi Beye şöyle bir sual tevcih etmis din Sami Beyi alarak o'omobılle ü: Beyefendi, zannedersem AnkaKastamonuya gelmiş ise de orada kumandan bulunan Muhiddin Paşa, rada pek az gazete çıkıyor. Ooğrudur efendim, baskımız da kendisine fazla yüz vermemişti. Hattâ bu sebeble de kaymakamla kuman pek yüksek değildir. Burada gazete dan arasında bir tartışma olmuş fa çıkarmanın ne kadar müşkül oldukat kafile yollarına devam etmişti. Sunu takdir edemezsiniz, evvelâ kâÇankında fevkalâde bir karşılanma , ğıddan pek büyük süunü çekiyoruz. ve mükellef ziyafet lngiliz casusuııu I Kaçak getirttiğimiz kâğıdlar bize » k beklemekte idi. Türkçe bilmesıne | pahalıya mal olmaktadır. Diğer taralrağmen bahriye mülâzimi sanisi ! tan baskı makinelerimiz de pek ba.it v Mehraed Ali Bey, Mustafa Sagirin I e eski makinelerdir. Bir vilâyet mat tercümanlığını ve husus! hizmetlerıni j baasında daha iyi gazete basılması aa ifaya roemur edilmişti. 'mümkün değildir. Mustafa Sagir, son derece memnun ! Hindli casus, muhatabının burada kaldığı bu sehirden aynlarsk ancak sözünü keserek: Halbuki bendeniz, zatıâlinizden hava karardıktan sonra Ankaraya varabilmiş ve burada da büyük bir bir kaç bin Yeni Gün gazetesi satıo merasimle karşılanmıştı. Mustafa Ke alarak Hindistana gondermek fikrinmal Paşa namına Maraş mebusu Kı de idim. Malum ya, dindaslar arasnhc Ali Bey başta olmak üzere Anka da ne kadar fazla propaganda yapıra Valisi ve Polis müdürü, bir çok lırsa, yardım nisbetl o kadar artar. mebuslar, Mustafa Sagiri Çankırıka Ankarada çıkan bir gazeteyi görmek, pısında beklemekte idi Bıı, büyuk Ankaranın mukaddes havasını tenefkafile ile Hürriyet oteline jtelen ln füs etmek demektir. Ben daha başka giliz casusu, kendisine tahsi» edilen ve esaslı bir şey düşünüyorura Yunus otelin üst katındaki daireyi işgal et Nadi Beyefendi. bızim yerli dılimız, mis ve bütün dostlarına teşekkür Ordu lisanile Ankarada bir gazete çıHind Hilâfel ederek o gece istirahate çekihuijti. karmak fıkrindeyim. Ertesi gün Mustafa Sagiri, Büyük komitesî. bunun için icab eden tebMillet Medisinde riyaset odasında sisatı derhal vermeğe hazırdır. Eu kabul eden Mustafa Kemal r*aaa takdirde propaganda işi cidden müHazretleri, Hindlinin getirdiği gayet essir olmus olacaktır. kıymetli canfes kumaştan sırma ile Yunus Nadi Bey bu teklif karşısınişlenmiş ve üstüne (Lailâhe Ulâilah da saşırmış ise de, Mustafa Sagirin Muhammeden Resulullah) yazılı san seytanl hislerinden hiç şüpheleıımecakı şerifi alarak öpmüş ve bohçası^rnijti. Mustafa Sagir, muhatabında bu nın içine gene hürmetkârane bir la alâkayı uyandırdıktan sonra: vırla bırakmıstır. Mustafa Sagir, Bü Yeni Gün matbaasının yerini yük Meclisin Reisine: bilmiyorum, bir gun bilhassa ziyare Paşa Hazretleri demişti, bu mu tinize gelmek ve sizinle bu hususu kaddes sancağı size Hindistan riilâ etrafhca göriijmek istcrim. fetj İslâmiye Cemiyeti reisi ulemayi Yunus Nadi Bey de misafîrine:: benamdan Ebülfazl Hazretleri takdım Her zaman sizi bekliyeceğim, ne ediyor, Hınd müslümanları, zaman matbaamıza gelirseniz, bızt niz milll dhada tamamen ıştirak e<Jı şeref vermis, bizleri sevindirmiş olayor, manen maddeten ellerinden ge caksınız beyefendi demişti. leni sizden esirgemiyeceğıni vadedıO gün aksama kadar mebuslarla, yor ve bendenizi bu kararın tebliğine Ankaranın ileri gelenlerile konu^an memur ediyor ve zab devletleri nez Hind fevkalâde murahhası, gece yjldine fevkalâde mümessil olarak gön nız kaluıca, eczalı mürekkeble Miradermiş bulunuyor. lay Nelson'a 'işgal kuvvetlerıııın IsMustafa Kemal Paşa, bu sözlerden tanbuldaki istihbarat fetiı bir mektub memnuniyet duyarak Mustafa Sa yazmıs, Ankarada gordüğü lıüsnü kagire ilüfat etmiş, ve meşhur Hind bulden ve Yunus Nadi Be^le tanışlinin Büyük Millet Meclisinin he masının ve teklifinin derhal hüsnü yeti umumiyesine, içtima esna n e t i c c y e eriçüğinden bahsetmiş. Ansında takdımıni maiyetlerüıe em karadaki havayı anlatmıs ve yp.kında Hindli casus, bu arzusuna da askeri kuvvetler hakkında pek kıynail olmuş, Mecliste alkışlarla karjı metli bilgiye sahib olacağını müjdelanmış ve genij mikyasta tezahüı.^ta lemişti. Bu ecza ile ve jifreli yi'zılan vesile vermisti Hürriyet otelinin üst kâğıdm üzerinde, tabü mürekkeble katındaki dairesinde hergün sabahıan ancak üç satırlık bir yazı okunmakta akşama kadar bir çok mebuslar, ule idi. Bu yazıda da Hindli Mustafa Sama ve üdeba ile görüşen, büyük bir gir, Ankarada dostların içine düştühünnet gören Mustafa Sagir, bilhaxsa ğünü, gösterilen misafirperverlikten gazetecilerle tanışmak istemis ve bu minnettar kaldığını, Mustafa Kema! sırada kendisini ziyarete gelen 'Hu Paşa Hazretlerinin iltifatlarile Yunus kimiyeti Milliyel gazetesınin bir mu Nadi Beyefendinin gösterdiSî anlayışı habiri işine pek yaramıştı. Mustafa izah etmekte idi. Bu mektubun ' a ı n S>gir muhabire şöyle sormuştu: lstanbulda Ramiz Be\e vazılmışrı. Ankarada kaç gazete var? Ramiz Bey. Hindistanın İstanbul jıu Üç efendim, resmî bir gazete olan messili imiş. Hakikatte bu Ramiz Bey, (Hakimıyeti MiUiye) haftada iki defa Miralay Nelson'un ta kendisi idi. çıkıjor. Bir de yevmî gazete (Yeni Mektub İleri gazetesi muharrirlerinGün) vardır ki sahibi mebus Yunııs den Cavid Beye gidecek onun delâNadi Beydir. Bundan başka e ene letile lstanbulda gizli çalışan Hind gunlük çıkan ikinci gazete, (Yeni Hılâfet komitesi cemiyetıne mensub Dunya) gelmektedır. j Ramiz Beye verilecekti. Cavid Beye Bu görüîme sırasında idi ki odaya | gelince, o da tngiliz Entellicens Servis bir mebus grupu daha gelmış ve bun hesabma vazife ahnış bir casustan lann tçinde ortaboylu, biraz şişman baska bir şey değıldi. Teşkilâtımız ca, ba;ında siyah kalpağı ile Yunus Mustafa Sagirin, Dahiliye Vekili AfiNadi Bey de gorünmüştü. Mustafa | nan Beye bu mektubu nasıl tevdi Sagirin yanındakiler, | ettiğini ve Istanbula gondermek ıste İçte Yeni Gün gazetesınin sahibi ı diği mektublann ve muhteviyatımn ve başmuharriri Yunus Nadi Bey de , nelerden ibaret olduğunu öğrenmişti. karşınızdadır. Size bu hususta en çok . Bunun için de Adnan Beyden meksalâhiyetle malumat verecek zat, yal tublar alınmış ve gizli usullerle, ecnız odur. zalı mürekk r ble yazılan kısım ayne*ı Mustafa Sagir ayağa kalkarak yeni çıkanlmıştı. Cavid, takib edilm:.ç, gruptakilerin ellerini sıkmış, Yunua mektub gotürdüğü adam ve girdıji Nadi Beye çok hürmetkârane bir eda yer tesbit edilmişti. ile: Bir kaç gün sonra Mustafa Sagir, Müserref oldum beyefendi, sizden Ankaradaki matbuat hakkında malumat almak istiyorum demişll Yunus Nadi Bey kalpağuıı çıkaıarak, terliyen alnını silmiş ve Hindlinin yanına oturarak: Buyrun beyefendi, eğer mzı memnun edebilirsem cidden baht'yar olurum demişti. Bütün bu görüşmelere şahid olan gizli teşkilâtımızın en mutemed adam lan, bize günü gününe rapor veriyor, Mustafa Sagiri bir an gözden kaybft! Yunus Nadi Beyin mütevazı Yçni | Gün idarehanesini ziyarete geliyordu, Yunus Nadi Bey o zamanlar matbaada kendisinin oturduğu yegâne koltuğu da bu misafirine ikram etmekte kusur eylememisti. Mustafa Sagir sozü gene Ordu dilile çıkarüacak eazetey intikal ettirmis, Böyle bir gazetenin çıkanlması için lâzım gelen masrafı öğrerıebilır rnhira Yunus Nadi Beyefendi, demıs Sehir= =haberleri gayeleri CUMHURİYET 29 Haziran 195S f JPARİS ı M E K T U B L A R I J Bu sabah: Fazla mal Yazan: H. V. mesi yeni spekülâsj onlara yol aça bakanlıgı esnaanda, 7 «y ve 7 gün, MendesFrance, «dünya siyaset sahcaktır.. Cumhuriyetçi cephenin sonu mu? nesınden bir «meteor» gibi geçmiştı. MendesFanrce ve Cumhuriyetçi Bu yedi a> zarfında doğu da batı da blokun macerası bu yılbasından evvel Fransanın ertesi gün ne istikam^te gideceğini sorup durmuştu. Fransanın demokrasi prensiplerine v e sıyası A ^ . ^ m e S e l e s i sanıldığından çok da baslamıştır Meclisin feshedilmesinden göziinde «barışın adam» olarak besonra, seçimlere alelâcele ve hazırlıkmeselelerkı bilgiye v e genis düşün ha sıkı bir şekilde bir çok hayp.ti sız olarak girmeğe mecbur kalan liren Mendes, Cenevredeki patetık 1 me tarzına dayanan usuller içinde ( bej nebnilel davalara bağlıdır. Ku7cy MendesFrance, idaresini yeni elıne haftalık bart} yarışmasile. Hindiçini münaksşa ve müzakeresine alıştır \ Afrika NATO'yu, Doğu Batı münaaldığı Radikal partiyi sosyalistierle hakkında hazırlanan plânları altüst maktır) der. Memleket meselelerini , sebetlerini ve Uzak Asya gelışmeleriri işbirlığıne sevketmişti. «Cumhuriyet etmişti. Bu 7 ay za rfında Fostcr [ yeni sevkiyatla cevab verildi. Üç her hangi b'r siyasi istikametin t e doğrudan doğruya alâkadar etmekte çi blok» adı altında seçimlere giren Dulles'dan Malenkov'a kadar bütün sınrf silâh altına çağırıldı. Cezayırli çarpıntılar geçirmişlerdi. ı müslümanlara vadedilen politik ve sirtoden azade, tamamile akademik dir. Fransanın Kuzey Afrıkada bir bu cephe aşuı sağcı partilerin bilhab liderler unutulmaktaydı. olarak inceleyeceğiz. Vatandaşlann çıkmaza girmesi Batı blokunun pro sa MRP nın bütün suikasdlerine ağ CED nin de suya düşmesınden sonra iktisadl reformlar muayyen bir kültürel seviyeye vük paganda alanmda tesirinin azaln»o»ı men 150 den fazla mebus çıkarmağa Batının gozünde bozguncu, Londra j Kan ve ateş Cezayirdeki her iki milşeklinde tecelb edecektir. 2 nci blr muvaffak olmuştu. Fakat bışarı tam aniaşmalarından sonra doğunun 30 letin de arasını tehlikeli bir suretıe selmelerı sivasî eğitim. demokratik Bandung konferansımn hazırlanaiKi olmaktan uzaktı. Mecliste mutlak ek zünde Alman silâhlanmasuu sağhyan | açmağa başladı. Görüşme ve anlasma ruh ve bılgi ile mücehhez olmaİEn §u haftalarda Batı blokunun her za seriyeti elde etmek için bır o kadar adam olarak belirdi. > ıhtımalleri büsbütün suya düşmeKte, zaruret ne inanıyoruz.» mandan f&zla moral desteğe ihtıyacı daha yere daha ihtiyac vard'. Buna MendesFrance'ın başbakanlıktan j Cezayırdeki feodalıtelsr ve basın hüFikir ocaklarına Hürriyet Partisi vardır MendesFrance'ın Fransız lıü rağmen Cumhuriyetçi blok hükumeti itilmesinde bu eski çekingenliği ve itı ' kumeti kendi siyasetlenne sürüklemensubu veya bağunsız, yaşlan 22 kumetinde devlet bakanlığından çe kuran grup oldu. madsızlığın rol oynadığı muhakkaktn. i mekteydiler. Fransa savaşa gömülüile 30 arasmda gencler kabul edi kilmesi bu desteği sallamaktadır.» Fakat başbakan kim olacaktı? Bü Bu güvensizliğı Fransa çapında ifade yordu... lecektir. Bu ıstifanın Fransa iç politikasında tün gözler MendesFrance'a çevr : l edebilmek için MRP partisi kullaınlBu sırada Fransız basmınm oynadıFikir ocaklannın Hürriyet par da kuvvetli tepkiler ve çeşidli ıhti mışti Fakat onun arkasında 50, sos dı. MRP Mendes'in ne başbakanlığa | ğı rol insan münasebetleri bakımmtisi ile olan münasebeti üzerinde maller yaratacağına şüphe yoktur. yalist liderin arkasmda 100 mebus ı'.' ne de dış işleri bakanhğma gelmesine I dan tetkike şayandı. Fransız basınıdurulmuş ve ocklann muhtar mii Bir taraftan aylardanberı tekrarlanan dı. Mendes'in başbakanlıktan «itilme müsaade etmiyecekti. Bütün diğer nın aşırı sağcı çoğunlugu Cezayir hâesseseler olduğu bilhassa belirtil «halk cephesi» rivayetlerinın şiddet sindeki» zâhiri sebeb buydu. Fakat sağcı partiler de aynı fikirdeydiler. diselerine dair haber ve resimleri lenmesine, diğer taraftan «Cumhuri herkes bilmekteydi ki hakikî sebebıer Kuzey Afrikanın karışmasile Mendes umumî efkârı tazyik ve tehyic edecek miştir.» yetçi blok. a bel bağlayanların ümid başkaydı. MendesFrance'ın asıl düş France'ın aynı Hindiçinide olduğu »ji mahiyette idi. Maksad da buydu. lermin gıttikçe azalmasına sebeb ola manlan meclis içindeydi. Memiekct barış ve «terk» politikasuıa baş Cezayir vatanseverleri kısa zamanda caktır. Yunan, Avusturya ve Italjan sathında bu kadar geniş prestiji olan vuracağından korkuluyordu. caniler ve vahşi tethişçiler olarak vaseçimlerden sonra da «halk cephesi* bu liderden mecliste «tehlikeli adam» Yeni hükumette devlet bakanlıgı sıflandınlarak her türlü görüşme ve çoğunluğunun eski yıllara nazaran diye bahsediliyordu. Muayyen bu rolü ile yetinmek zorunda kalan Men | anlasma teşebbüslerinin yok edilmesi önemli bir şekilde artnıasj, Mendes çoğunlugu olmadığı gibi, yeni polıt'k des, Kuzey Afrika davasında işin b» siyaseti mahirane bir şekilde güdülFrance'ın hükumetten ve «Cumhuri çıkışlannuı neler olabileceği hakkın şındanberi tuttuğu yoldan aynlmadı. dü. Bunların arkasında Fransanın bü yetçi blok» un mesuliyetinden çekil da kımsenin tam bir fikri yoktu. Baa Kanaatince Kuzey Afrikada askcıî yük patronası olduğu biliniyordu. fakat «Cezayir Fransadır» sloganı o kaTablb odaları birliSl kongreslne <}Qn devam edllmiş, başkf.n bir gün önce dar yaygara kopanyordu ki sağ duyu Uyeler tarafmdan Uerl sürülen muhte ile hareket edip, bir anlasma zemmi !if tmlttcJlerl cerablandırmıştır. Başaramak istiyenler hemen «bozguncu kanm kornısrmsını nv»Tkıb b'r ?ün olarak vasıflandırılıyordu. Böylelıkle 6r,ce tenkitllerde bulur«n doktorlar tekrar »oz almak lstemi;Ier Te başkaher türlü banş ihtimali yok edildi. nıu vcrdlıii lzahatm kmdllerinl tatCezayirde banş, fimidl min etmedl*inl lleri »ürmüşlerdir. Fa kat kendllenr.e söz verl'' emlş, bu se kabnamış mıdır?. beble başkanla tçltrar EÖÎ !s»tvenler MendesFrance'ın artık bu siyaseti •rstında mOnakişa olmustur. Netlcegüden veya yapılanlara göz yunuuı de İdare heyeti ibra cJilnrr«*ır. Kon" reye yarın devam oiunacaktır. Yarın bir hükumet içinde kalnvunna mâna düekler ve teklifler gbrusıılccektir vermek gfiçtu. «Cumhuriyetçi blok» hareket edip, seçimlerde destek1341 Harhiye mezunu subay leyenler (bu sonuclar için mi mucatoprantrîi dele ettik?) diyorlardı. Gazetelerine 1341 yıIınclB fîa^'ev» bttlren subay [elen okuyucu mektublarımn çoğa larmız, mtruniyetleırıiD 31. yıldonubu minvalde olup gelecek defa diğermOnO kutlanıak Ozf». 1 temmuz pa Jerine tey varmekten başka çare olzar ırflnü mat 19 dn Harblyedekl Ordu erlnde toplanaeaklardır. madığmı tekrarlamaktaydılar. MenYurclun mııhtellf bolçeıerhıde buluFrance Fransanın çoğunluğunun nan svnı devreve menaub aubaylarımız infialini biliyordu. Buna rağmen k«da k»')di aralannd<» toplanar^Stbu mebinede kaidı. Fakat her hükumet toptvd ftin!erinl kutluvacaklardır. uında ya Guy Mollet ya da CÖMuamele kursrmn bitiren zayır umumî valisi Robert Iicoşte subaylar ile çetin tartışmalara girişiyordu. Üç ? ncl dönem muame'e memur'.an aylık bir iç mücadeleden sonra artık kursunda bzsan gösteren eubayların MendesFrance çekilmij bulunuyor. dlplomalan bueün saat 14 30 da Orciıı erlnrte yapı!acak bir torenle tevzi edl MendesFrance'ın istifası «Cumhulecektlr riyetçı blok» un çozülmesi demektir. Subav'nr. 7 ncl dönem kursunun blr Mollet kabinesi artık ya aşırı sağcı hAt.raaı olmak u?ere 1 1 defa olarak 1c bir de albüm ha2irlmı«!.ird!r. unsurların ya da komünıstlerin inssfına kalmıştır. Daha önemlisi FransaIVvziat işleri esnaf teşekkülfenın çoğunluğunun artık Cezayirde bır rine verilecek hal çaresine varılmasından ümid kesTevzl?tı tanzim eden 11 numara'ı mesidir. MendesFrance'ın Jesti bu sirkülerin yerine Ankarada yeni bir hissi kuvvetlendirmiştir. Paris, h^ziran Fransanın ve dünı ya politikasının 1 numaraü adamı Hürriyet Partisi genclik teşkilâU ı Mendes France hükumstin mesuBkir ocsklan idare heyeti dün sa \ liyetine iştirak edemiyeceğini bildiat 14^0 da bir basın toplantısı ya rerek çekildi gitti. MendesFrance'ın parak, programları, faaliyetleri ve ı ıstifası sadece Fransız politikasında ve Hürriyet Partisi ile münasebet Wr dönüm noktası oünıyacaktır. MendesFrance'ın Fransanın bu «tehhkeleri hakkında şu izahatı vermtştır: c Talimatnamemizin ikinci mad lı adamı» nın hükumetten çekilmesi, dünj'a siyaset konjonk+üründe y n i desi, genclik fikir ocaklannBi ga ihtımaller belirtmektedir. ÇünkO geyesinden bahsederken (Genclen M İ g j d i ş j n i t a s v i b e t m e d i g i K u z e y IKin yapılan bir basın toplantısında fikir ocakrannın nasıl çalışacağı izah edildi Cezayir Hadiseleri ve Fransız Poiitikası YAZAN Aydemir Baihan 1 e oluyoruz, Allah aşklna? Sel önünden kütük kapar gibi, yangından mal kaçınr gibi bir halimiz var. Kaç gündenberi. sokaklar her zamankindetr daha kalabahk, otomobiller her zamankînden daha doln. Diikkân önleri ana baba günü. İfce atsanu yere düşmiyecek. Bir kapışmadır, bir kakışmadrr gidiyor. Polis, dükkânlara hücnm edenleri önlemekte güçlük çekiyor. Nerede ise itfaiye yetişip hortnmla s a sıkatedbirtere paralel olarak siyasî re cak. Daha düne kadar, lüzumunu hisformlartn yapılması farttı. Kuzey Afrika mütegallibe kolonlardan ve setmediği malı bugün hemen alalanayi feo lltelerinden ve kontrolları bilmek için sabahtan akşama kaaltında olan adli ve idarî clebasıla dar knyrukta beklemeği göze alarrrından temizlenmedikçe raüslüman lar var. Düne kadar, bir liralık malı balka itimad vermek kabil olanny* on liraya saüp kasasını tlklım tıkcaktı. Mendes'in tezi ve Guy Mollet Iım dolduran dükkâncıdan kuyruk hükumetine ısrarla yaptırmağa çalış acısı çıkarmak istercesine. tığı bunlardı. Fransanm yeni hükuGerçi, kanundan sonra, kuyruğu metine ve «Cumhuriyetçi blok» a inatava sapma dönen muhtekirin a | nanlann da ümidi buydu. iamakh suratını görmek için kuyFakat Guy Mollet zayıf çıktı. Menruk yapmağa katlanmak bir parra des hariciyeden itildi .. Cezayirde yeni bir baskı ve şiddet rejirai bas a da zahmete değer doğrnsu. Ama bu dı. Kıyamlara yeni misillemeler ve kadar tehalük de biraz fazla. İki üç gürrdür, etrafımı ibretle seyrediyorum. İstanbul halkı. y a ı başmda y n valanndan dışan fırlayıp, kıslık erzak tedariki için etrafa yayılan kanncalara döndü. Kırda dolaşırken. yahod bahoen'zde gezerken, >azlık faaliyetlcrine koyubnuş. hanl hanl çalısan kanncalan elbette cörmiişlüğünüz vardır. Çoğu. cüssesine göre, bir pirinç tanesi, bir dan tanesi, bir çöp kırıntısı yukleınniş. tıpıs tıpıs. rahat rahat yuvasına gider. Bazıları da. ufak tefek şejle gözfi doymıyanlar, bakarsınız, vücudünün on misli büyüklükte bir Mİkü, bir ucuııdan yakalamış, sürüklemeğe uğraşır. Cüsseleripe uvçun yüklerini rabatlıkla taşıyarak yanından sel gibi akıp giden öteki karuıcalann arasmda. onun hali göriilecek şeydir. Yükünii bir ucundan çeka ccke götiirmeğe uğraşırken, dorur, yan tarahna geçer, oradarr yakalaçekmeğe baslar. Bir miiddet yampiri yampiri gittikten sonra. bakar ki olmuyor. bu sefer, yükiin arka tarafına geçer,onu ite ite götürmığe yeltenir. O da olmaz, g e ne eski vaziyete gelir, bir ucundan tutar, bn sefer geri geri gitmeğe uğrasır. Hasılı, yükile attalta, üst iiste. öyle bir didisir ki. bu miniroini ha>vanın azmine bir yandaB hayran kal.rketr bir yandan da halirdeki komikliğe fiuersiniz. İstanbul sokaklan. bogünlerdc, işte bu iki türlü karınca insanla doldu. Diikkân önleriırde bekleşen kalıbalıklar, gördükçe. aylardanberl et yüzü Könniyen fakir çocu|unuB, kasab dükkânı önünden geçerken, çengellerde asılı etleri aanesine g3s terip. rurfanda bir yemişi haber verircesine: Arme! Bak, et çıkmıs! Müjdesini vermesi aklıma geHyor. Fazla mal göz çıkarmaz. Anladık, ama her şeyin bir haddi var. Bovle çiderse. bir çok evlerin iel belki lâzım olur kutusu» na dönerek. Bilirsiniz, değil mi? bu «belki lâzım olur kutusu» hemen hemea her evde vardır. Muhteviyatua t a rif etmek güctür. Evine göre. sahibine eöre değişir. Bu kutunun içinde. eve gelen p«ketlerden cözühnüş sicim parçalan v«rdır; pash, iğri büğrü çlviler v ı t drr: anahtarı kaybohnuş, gagan kapah kalmış, köhne asma kilidler; i kınlmıs bir eski çatalın u p ı ; tutulacak tarafı kaybolmus bir tornavidanm uç kısmı; parça parça bir jartiyer teki: kadinnem zamamndan kalma. kollsn birbirine kaynjmış bir mum makası: bir idare kandilinin karın kısmı; bir kaç tane kmk mnsluk: dişleri dökülmüş blr eskî tarak, bir sürü bos kibrit k u tnsu; on sene evvelinden kahna i l i ç şişeleri; teneke, hap kutulan... ne yoktur ki! Tabib Gdaları Birliği Kongresinde münakaşalar ÇEKILIŞINOE APARTIMAN DAIRESI Bıın» e«re tevziat Nlerl Vüâyetten al'arak esn>f teşçkkullerıre verilecektir. Bu husum görü«üp ecnaf der'•eitlerlnın fikrlni alrna': üzere Esnst Knnfed«'a»>'ora Başkanı Sa!âh?<îd.n Sxier dür şehrim'îe pelmışt'r trtanbu' Tekmker Okulu ve Vapı rnMi<ıısünde. Yapı ErrtitüsO son sımf ta^cı o=*enclerinin mcmerden ha?rladıpı Atatürk büstü varın saat 16 da •orenle açılpc^ktır. 1955 Dirinç mahsu'unun bakıve^i fazlr oîmadığından fiatlar rutunmaktadır. Fakat 1956 yılı ekimlerl rormsl olmustur. Havalar müsaid gı'tıği takdirde plrinç bo! olacaktır. Bu vaeivette flatların per!l«neîi ve mılrtahsilin plyasara daha ucuz mal arzermesi beklerebilir Tekniker Oknlunda Atatürk büstü Pirinç bol otacak Dünya başını bu çekilmeyi muhteüf şekillerde karşılamıştu:. Bütün dostluk ve yakınhklara rağmen Alman ve tngiliz başını a tehlikeli adam» ın muhalefete (veya bır bekleme devresine) geçişini endişeyle karşılamaktadırlar. «London Times» e göre Mendes'in bu «ihtiyarî inzivası» boşuna değildir. Mendes daha çok sıçramak için geri cekümektedir.s. Die Welt'e' göre btı çekilme meclisteki istikran bozacaktır. Fakat liberal Manchester Guardian'a göre MendesFrance Cezayir meselesinin halli için daima tek ve... son adam olarak knlmaktadır. HAZIRAX 29 ZİLKADF 20 TURK TICARET BANKASI ayakta durmakta, kıza bakmakta devam ediyordu. Sedat bir koltuk çekti. Fahir bey birden döndü ayaklannı makarah bir masayı ön lerine doru iterek. tSize hemen bir içki vereyim, Herhalde üşümüş sünüzdür.» Dedi. Hülya cNe uzun boyu var. Diye düşündü. Bir doksana yakın bu adam.» Fahir beyin eline tutuştur duğu içkivi ne olduğunu fark bile etmeden içmeye basladı. Fahir be yin üstündeki gri kostum kalm \ür.lüden v e bolca olmasma rağ men vücudunun güzelliğini kapıya mıyordu. Uzun bacakh , çökük ka rınh. dar kalçalı. çıkık göğüslü ge vlş omuzlu olduğu belli idi. N i hayet oturdu. Uzun parmaklannın arasmda : çki bardağını yavEş yavsş çevirmiye haşlsdı. Kız onun oturu sundaki. her h5İirıdeki zarafete hayran bakıyordu. Yüzünün hatlan biraz Sedadl andınyor gibi geldi ona. Lâkin çok daha güzel oyulmuştu. Fahir bey: rebilirmiyim? Kız çar.tasmdan çıkardı. Adama uzatti. O kadar şaşırmıştı ki, hele canını dahi hissedemiyordu. Adam küçük kuranı eline alısca bir deişiklik oldu. Hülya gözünü dikmiş bakiyordu. Fahir beydeki değişikli | e bir mana vermek istedi. Fakat birden bir kapak inmiş gibi idi. Adanun yüzünden bir şey anlama ya imkân yoktu birden adeta sert kuru bir sesle: Şu halde? Sedad bir şeyler söyliyecekti. Son ra vazgeçti. Fahir Bey sözünde devam etti: Sen Cavidanın yirmi beş y a şındaki halini haürlamazsın tabü... Senin göziinün önünde kalan çok ıstırab çekmiş, olgu, yorgun bir kadındı. Çok gene v e çok güzeldi. Dayı ile yeğen bakıştılar, Bu bak'.sışta kızm kavrayamadığı bir şey vardı. Fahir Bey başını çevirdL Elindeki Kur'ana bakmaya başladı Birden yonılmuş gibi idi. Şimdi biraz daha yaşlı görünüyordu. Fakat bu kuvvetli adamın yüzünde öyle hoş, öyle cazib bir şey vardı ki kız kendini tutmasa «me kadar güzelsiniz. Otnrüınde sizin kadar yakışıkh adam görmedim!> diyecekti. İnsanın içinden bu adama adeta tapmak, sen ne istersen o olur, demek geliyordu. ü. V. \ 4,31112.17,16 1819.4a 21.4gj 2 11 t J 8.« 4J2lTİ3jr2!ÖÖjTÖ3 6 28 Arkası Sa. 4, Sü. S dt ' «Cl MHIJRtYET» in Tefrikasi:27 Kanaatimce en doğru görüş de budur. Hındiçinj bansmın kahramanı MendesFrance ötıünde sonuoda Cezayir davasının halli için başa geçecektir. Ancak o zamana kadar çok Kutunun adı «belki lâzım olur kanlar akacak, fakat çok keseler de kutusu» dur. Ama içinde bulunan dolacaktır. bütün bn rvır z m n n hir birisi, hiç MendesFrance"ın jesti siyasî ahlâk bir zaman, hiç bir işe yaramaz. bakımından, makam koltuğuna oldutTcuzlamış, aman alaİım diye ihğundan fazla kıymet verenler ve 1^ tikan aletine vanncıya kadar kapıkilmiş bir devlet bakanının her anşılan buçünkü mallann çoğu «belki lamda düşkün olacağını sananlar için lâzım olur kutusu» nun içindeld de bir ders olmahdır. mUmasebetsiz şeyler gibi, evlerde, Bütün parlamanter filkelerde ha hic bir ise yaramadan, sittin sene, kikî devlet adamı kuvvetini meclisten olduklan yerde pineklerlerse s a ş değil halktan alan insandır. Bu kuvmam. vetin motörü de prensipieri ve siyasî kanaatleridir... İKBAL, KAKADUMAN ile DEMİB 28.6.956 : VEKMANZOPLU Oi'ukça.. Fakat bütun bunlar dan oldukça yüksek eski bir du uzun senelerin mahsulü. Hem tekvar göründü. Arkasmdan birbirine miı aile oradt yaşıyor. Ayrılan, bö saldırarak, sanlarak göğe ulaşmağa lünen hir şey yok. kalmış gibi yüksek ve vahşi görü Ne de olsa çok büyük bir mas nüşlü ağaclar. Otomobil rengi atraf. mış bir demir kapının önirnde dnr Muhakkak.. Çok güzel koşu dt. Sedat önden atladı. Şöfore git mesini söyledi. Kıra eliîii uzatti. Etları vardır. Hülya bunu görmemiş gibi otomo Koşulart iştirak eder mi? Hemen hemen daima kazanır. bilden tladı ve yürüdü. Sedat da En büyük zevki.. Hayır. en büyük ilerledi. Kapryı itti. Tatsız asap bo 7^'ki diyemem. O her şeyden zevk rucu bir gıartı ile koca kapı açıldı aimasını bilen bir adam : ar tyi bir Öerleniye basladılar. Rutubet top is damı. iyi bir binici ıvi bir pvcı rak ve yeşillik kokan serin bir ha olmssma rağmen arHst ruhludur. va. Kız üşüdü. İçine ?arip. soğuk Hıiiya hayretle başını çevirdi, Se bir his doldu. Nered* ise kendini bütün dünyadan uzak, meçhul bir dadiL yüzüne dıkkatle bak:rak: Siz daymıza hayransınız. De aleme dalmış zannedecektî. Sedat özür diler gibi: di. Sedadın yüzünde biraz mahçup, bircZ karışık bir tebessüm belirdi. Otabilir Dedi. Sonra şöföre ses iendı Arif efendi, bizi arka kap da bırak. Otomobil yumuşak bir virajı dön dü hafif bir yoktrç çıkm'ğa boşl^Hı Bu düzgün toprak bir yoldu. Za ten asfalt çoktan brtmişti. Karşı Bu tarafların serın olduğunu size söyletneye unutmuştum. Tay vörle üşüyex;eksiniz. Dedi. Tayvörüm vünlü. Fakat ince. Neyse dayım her halde ates vakmıştır. Baharın ortasında ateş. Kıza bu ateş S5TÜ tath ge!cH. Adımlsrnr sıklastırdı Tek katlı damı kırm z tuğlalı kahve reng bir kotajım ününde durdular. Kapıyl çalar çal maz açıldı Onünde çok uzun boy lu bir adam göründü. Bu adama in sanm içi yaslı değil yaşlanıyor de mek bile istemezdi. o kadar dinç ve o kadar yakışıkh idi. Gri saçll ve koyu gri, kurşinî rengi g ö z ^ ri vardı. Bu gözler iri derin ve par laktı. Hstta çok parlsktı. Bir an kızla bakıştılar. İkisin { n gözlerinöe de hayret vardı Bilhassa adamda. Sonra adam kendini roplayarnk yol verdi. MAH3IUD Beyoğlu evlendiler. Gazetemiz yazarlarmdan Ceza Huku» ku Profesörü Nurullah Kunter arkadîşımızın bilfıil avukathğ» basiadıgını oğrenmiş bulucuyoruz. Kendisın» başarılar dileriz. Prof Nurullah Kunter avukatlığa başladı AÇIK TEŞEKKÜR Eşimuı iki senedenberi çekmekte olduğu rahatsızlığı teşhls ve tedavısinde buyuk ihtımam g6steren Gureba hastanesl üçüncü dahiliye klicik sefl O!... Dedi. Benim hediye etti ğim Kur'an. Zaten bu Kur'an kurana da lüzum yoktu. O kadar benziyorsunuz ki... Kız yavaşça, bir şey söylemif olmak için: Sedad benzetmiyordu pek, dedi. Demek Sedad büyük dostunu unutmuş. Veya aklmda başka tür Buyurunuz, dedi, sizi beklilü kalmış. Hakkl var. İnsan çok yordum. Geldiğinize çok memnugencken her şeyi olduğu gibi 3 e num. ğıl, istediği gibi görür. Her halde Adam yavaşça başını kaldırdı. U İçeri pirdiler. Bu çok büjük bir onun için bir kadrn desalondu. Karşıda beyaz bir ayı pos ğildı Büyük bir abla, bir arkadaş. zun uzun kıza baktı. O parlak gri Sedat bana sizden bahsetti. hayranlık, hüzün v e tu Ve rahat yumuşak iki koltuk. Dedi. Bazı şeyler anlattı. Ben bi bir sığınakb. Onun yüzü kaşı gözlerinde şefkat vardı. Zaten bütün odayı dolduran eşya raz ümitlenmistim, fakat. Pek inan mevzuu bahis değildi. insana rahat hissi veriyordu t ç mamıştım. Bilmezsiniz, tasavvur edemezSedad dayısmın lâfını kesti ve mek, okumak radyo dinlemek, se Kız birden hayret etti. Ses. Ses, Fahir Beyin biraz evvel sesini ha siniz, n e kadar memnunum, dedi dirde uzanıp uyumak veya tüfeği Sedadınkine ne kadar benziyordu. tırlatan kuru bir sesle: Ben sizi ölmüş zannediyordum Vani sırtlayıp çıkm=k Btı odada her) Bu belki dsha olgun, hatta biraz Çok Rüzel oldutuntJ hatırhyo lideniz de öyle zannetmişti. Öyle d mümkün. Bu oda insana deha dolçun hayır biraz, biraz yor rura, dedi. Fakat Hülyanın dediği tehnvn etmiştik Çünkü... bulmak •^nki ne isteraen onu yap •îun bir ses... dofru. Ben sizin gıbi büyük bir için çok uğraştık. Gazetelere ilânHadi sıkılma, çekinme. rahat diyor. umidimizi müşabehet görmemiştim. lar verdik. Nihayet... Adam devam ediyordu. Kız sdamın göstediği koltuğa şö NPSII benzemiyorlar mı? kestik... S > i görifoce şaşırdım. Çok minenin karşısma oturdu. Fahir j benziyorsunuz. Çok. Şu Kur'anı gö {Arkası var) Benzivorlar. Ord. Prof. Dr. EKREM ŞEBİF EGELf ile Doçezıt Dr. İlhan Magay, Basasislan Şeref Inciman, Asistan Dr. Tekin Basruğ, Dr. Gungör Ertem, Bashemşire. hemsire ve hastabakıcılara alenl tejekküril insanl bir borç bilirün. Zihnl Gürpınar TEŞEKKÜR NATİ MİSTRAL 17 leneden beri «ekmekte oldugum r» bataızlığımdan beni kurtaran Te amellyatımda bulunan Doç. Dr. Er cüment Bora. Doç. Dr. Samim Mostar, Dr. Necla Nuhoglu, Dr. Suad Kıyan. Dr. Fazıl İnanç, Dr. Talna Yücel'e ra yatmış olduğum 13 gün zartmda aefkat Te merhametlerlnl eslrgemlyen Baf bemslrc Stlne Türauı Te hemsire AUye Çamlıbel'e teşekkürü lnsani borg Ayşe Cıvgıa Prof. Dr. NAŞİD EREZ Halen Avrupanın en büyük t s panyol santözfl v e fihn yıldızı Nati Mjstral'ı 1 t'nmnzdan itibaren Taksim Belediye Gazinosu Varyete Baheesi v e teras paviyantnda dinliyeceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle