22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
öd CÜMHURtYCT 17 Mayıs 1958 Mfl£ IV = Perde U.8AYHİİSAHETTİH ERTURK SAMIB MAFIZ TANSL Yıldız yağması Garblüarın bir ata sözü vardır. Kral öldüjaşasın kral» derler.Bu küçük sabrtia neler gizlidir bilseniz!. Ben de Yıidız yağması için bunu tekrarlıyacağım. Flhakika Abdülhamid tam S sene bu ınemleketin basında hukmetmiş, bir çok gençleri uzak diyar» «ürmü§, bir kısmını da ifna eylemisti. Fakat gonül isterdi kı, büyük bir fikir bağiüığuu temsil ettiklerinl iddia cden Ittihad ve Terakkiciler, istibdad idaresini tarihe karışttnrken, iktidarı ele alırken ve bir «a|t^nat değistirirken, o zamana kadar yokluğundan şikâyet etUKİeri, hürriyet, adalet, müsavat ve kaı deş ]ik prensiplerine sadık kalsmlar, oıze de örnek bir idare tarzı göstersuıier, ne gezer! Istanbulu mukavemetsız alaa, «Hürriyetiebediye» tepesi dıye lonradan adlandırdıkları yerde çadır kuran, ailah çatan, beli fişeklı, omuz ları tüfekli bu idealistler halka kendileriai tevdirecek, eski idarenın Yötülüklerini «üraüe ortadan kaldıracak lardı. Hayır, bilâkis devri sabıka rahmet okutaeak bir tarz tutturdular. Veni devrin resmi küşadım, Yıldız yagmasile eçtılar. Abdulhamid, bu 33 senelik «altanatında her taraftan kendiaine hediye olarak gönderilen binlerce tnücevherleri, altın, gümüs takımlarını, pırlanta, yakut, zümrüd, necef vt daha binbir renk ve ceşidde gözleri kamaştıran büyük bir serveti, Yıldu sarayında, büyük bir dikkat •• itina ile saklamıştır. Sonradan kendi iiadesile: Ben bu kıymetli hazineyi, Yıldız tarayında hususi surette ınşa cttırdigim bir dolabda demir kasalar içij de aaklardım! demişti. Işte Ittihadcılar bu kıymetli mücevher madenini keşfetmislerdi. Bunlar yağıı.a edılmistir. Kimin neyi aldığı du meydana çıkmamıstır. Bu hazinenin cül yonları aşan kıymeti üzerinde durulmaktadır. Sakıt Sultan Abdulhamid, Selâniktc Alâtini köşkünde arkada ıım Debreli Zünnun'a: Ne yazık ki, lttihadcılar,, bu büyük hazineden hiç olmazsa Meclisi Mebusanı haberdar edeceklerdi, onu da yapmadılar, ve bu muazzam sor vetin üzerine bir perdei nisyan oıttüler! demiştir. Halbuki hakikatt* yağma edilen yalnız mücevherat değildi. Sarayın kadife ipek perdeleri, göz kamaştırıcı avizeleri, Herekede hususî surette imal edilmif haldarı, aedef tablalan, oyma işlemeli kapıları. altın vazo ve gümüı famdan ve mangalları, ceviz ve maun ağacından imâl edılmış koltuk vt kanapeleri, kuştüyünden ya tak, yorgan ve yastıklan, gümuş mut fak takımları, bıçak, kaşık ve çatal koleksiyonları, memlekete yeni lir devir getirdiklerinl iddia eden kim•eler tarafından taksime uğratılmıs h. Diğer taraftan da saray bend>r5nı, yâverler, mabeyincüer. saraydan ekmek yiyen yüzlerce insan, orKck olsun, kadın olsun, onlar da ellerine geçenleri ceblerine atarak savuşmıışlardı. lşln en hazin tarafı, Abdülhamidln sevgüi k m Ayşe Sultanla, alelicele bir kat çamaşırla laraydan çıkarılıp Sirkeciye getirilmeleri, ora dan da ısıkları yBnmıyan bir vagon icinde şimendiferle Selâniğe gönde rilmeleri Jdi. Yolda. sudan başka bir şey verilmiyen sakıt hükümdarla kızı. Selânikte uztm zamandanberi kul lanılmıyan. bomboş odalan ile in^ann her şeyden evvel hüzün veren bir kfokte Ikamete merbur edilmislerdi. Bir çok geceler. çok ü?iiyen Abdulhamid, köskün kadife perdelerinden birini yorganmın üstiine örterek ısm rrmŞa çalışmıştı. Be'eketversin ki, lttihadcıların kalbine inen bir korku ! vardı: ! Bu hakkıdır gazanızın, evet o hak da elde bir! Doyunca, tıksınnca, çatlayıncıya kadar yeyin!., Fakat felek onlara da yar obnadu Parhyan ocak söndü,hepsi çilyavrusu gibi dağıldılar.kimisi uzak diyarlarda Eımeni kursunlarüe,kimisj yurdun içınde karıstıkları menfur bir mikasdin muhakemesi sonunda daragaçlarmda can verdiler. Başlangıcuıda büyük bir heyecan ve vecd ile girilen, tabancalar üzerine namus ve j e ^ yemini yapılan, bütün Türkleri bir arada toplama ülküsü ile mensublarını birleştiren bir cemiyetin, 9 senelik bir kısa devirden sonra tarihe gömülmesi, cidden hazindi. Raşta Enver Paşa, şu sözlerile gittikleri yclun ne kadar yanlıs bulunduğunu •onradan ifade etmişti: « DavaniLzı muvaffakıyotle neücelendırmek için önümüzde hiçbir m i ni yoktu. Kazanmanuza rantak kal mLştı. Eğer Birinci Cihan Harbinde muvaffak olsaydık büyük furan Imparatorluğu kurulmuş, Rus Çaılığı çökmüş olacaktı. Ne çare ki, talih yuzümüze gülmedi, viran olduk» hiç güphe yok Enver Paşa merd, dürüst, namuskâr ve idealistti. Fakat Ittihad ve Terakkinin roerkezi umumisi, hükumet Ulerine Sylesine karijtı ki, ortada partirin yüksek kademelerindeki şahıslardan baskası görülmedi. Ittihad ve Terakkinin en mühim simaları. Talât Paşa, Enver Paşa, Bahriye Nazırı Cemal Paşa, umumî kâtıb doktor Bahaeddin Şakir. dok tor Nâzım. Kara Kemal, Maarif Nazırı Sükrü, Ismail Canbolad, Prens Said Halim Paga, Bunlar ne oldu?.. Talât Paşa ki bütün hayatı müddetinee, hürriyet v« meşrutiyet uğrunda çalışnuf, lmparatorluğun en ağır yükünü omuzlarına almı? olmasına rağmen nihayet partizan bir idarenin varacağı kor kunç bir akıbetle karşüaştı. tmparatorluğun inhidamına şahid oldu ve memleketi bırakıp kaçmak zorunda kaldı. tltica ettiği Berlinde de «amijnî olarak, mağlubiyetin zar«rların) telâfi etmek, bir jün tekrar güzel >urdu kurtarmak diişüncesinde İdi. Fakat kahbece atılmıs bir &meni kurşunu ile, Berlin sokaklaruıa aerildi. Enver Paşa, bir denizaltı ile Odeaaya çıkarak Moskovaya gitmiş, ebedî dü§manımız Ruslarla zâhiren Ingilizlere karşı mücadele hususunda an laşmışü. Oradan Kafkasyaya gelerek Batum kongresinde Turk illerınin her tarafından gelen murahhaslaıa kapitalist devletlerin kötü niyetlerinden bahsetmij, bolşevik Rusyayı da bu ideal uğrunda yanlarında mücadele ediyor diye göstermişti. Başka yapacak şey de yoktu. Rutları füphelendırmekten çekinmisti. Batumda iken Türkiyeye gelmek arzusunu göstermiş, fakat Mustafa Kemal, haklı olarak dünyaya henüz başlamış olan Mil lî Mucadelenin bir Ittihad ve Terakki hareketi olduğu zehabuu vermekten çekınnüşU. O zaman Enver, MoskovayJMMftüs, bolşevik liderlenle insüızl^lHfcrjı Afganislanda, Türkısıandıjf' kabij olursa Hindistanda evvelce |önderdıği Teşkilâtı Mahsu sa mensıjbları ile işbirligi yaparak mücadeleyi kaıarla§tırn>ıştı. Fakat Riislar paşadan süpheleniyor, Enver Paşa da Ruslan aldatmağa çalışıyordu. Bir gün Moskovadan kaçtı. Doğu Türkistana geçti. Buhara, Se merkand ve Taşkendde teşkilât yapmağa koyuldu. Maksadı bu doğu ve bntı Turk iHerindeki Türkleri Ruslara, bolşeviklere karşı savaşa s c k idi. Fakat iki düşmanı, Ruslar ve In gıiızler birleşeıek Enver Paşayı Hkıştırdılar. Nihayet 1922 senesi ağu»| tosunda Kızü Ruslara karsı giriştiği savaşta bîzzat kumanda ettiği Türk raen süvaıüerinin başında vurularak şehid düştü. Makedonyada doğan. Türkistanda ölen ve bütün omrü boyunca (Turan> împaratorluğunu kur mak sevdasile çırpman Enver de böy'ece gurub etti. Sehir= =haberleri Faknltesi dâva açıyor Bir gazetenin komünistlik isnadına, Fakülte Dekanı dün cevab verdi ı Ya sakıt padişahı bendegânı veya ona hayran olan ccnebiler kaçırır da başunıza bir gaile açarsa"1.. lyisi mi. biz onu tekrar tstanbula getiririz. Hiç olmazsa Abdulhamid, gözümüzün önünde bulunur!., V« Syle yapmışlardı. Abdüihamidi Oç aene sonra tekrar Istanbula ge tirtmİ5İerdi. Fakat bu defa da hal' eBina vorafileri birinci taksHi dilmi| hükümdar, kardeşinden: Cemal Paşa, Umumf Harb seneleEvvelce de ilân edildiği gibi AIR Ö8rendiSimİ7e giire 1956 vı'ı birirc! Hiç olmazsa insan gibi yaşana rinde yaptığı bir çok hatalara rağ afcsit b'ra vereüerinir rnayıs ayı so FRANCE tSTANBUL PARİS cak bir köşk isterim!.. diie^inde bu Imen dürüst, namuskâr bir askerdl. una kadar ödfnme^i lazıın pelmekte hattında direkt Süper Constellalunrauş ve Sultan Mehmed Reşadm O da idealistti. Mağlubiyeti gördük dır. Ödpnmedi^i t?kdirde ver^i yüzde tion uçakiannı bugün servis» vaziyi kalbli oluşu da ona. ölünciye ka j ten sonra yurd dışında, fakat Türk 0 m ' ı olsrs't t.'h^'l e"î'lecektır zediyor. dar Beylerbeyi sarayında ikamet et ı memleketlerinde yeni teşkilât kurTürk Cerrahi Kongresi Böylece, AIR FRANCE Nationmek sansmı bahşetmişti. ' mağa, mücadeleye karar vermişti. Ikt senede bir defa toplanması muYüdu yağması menfi teslrini yalnız Bir müddet Efganistan ordulannm nd olan Turk Cerrahî Kongreltnnden ale Fransız Kompanyası şimdi, İsAbdulhamid ve Türk milleti üzerin j tensikinde. bir müddet de Kafkas muncusu 24, 25. 26 mavıı tarlhlerlrde tanbul ve Paris arasmda tepkill de yapmakla kalmamı?, tmparatorlu yada uğraştı. Fakat Tifliste bir gün Türk MorfoloJİ Enstitüsıinde yap;Iacak turboprop «Visaınt» uçaklan Yuğtın içinde ve dışında yaşıyan insan Taşnak çetesine mensub bir Ermeni ır. nanistan ve İtalya yolu ile, Mixte ları derin bir sukutu hayale düşür , kurşunu ile şehid oldu. Aynı akibet «Corstellation» uçaklan Munich müştü. Bu hissi bize, hâlâ dillerde bir Dr. Bahaeddin Sekiri Berlinde. Prenı MAYIS 17 ŞEVVAL «I yolu ile Super Constellation uçak »arkı gibi söylenen, idealist bir in ] •an, büyük sanatkâr Tevfik Fikretin Said Halim Paşajı Sanremo'da bulları Francfort yolu ile ve nıhavet S M şu mısralarında ne güzel anlatılmak muştu. Ermpniler her tarafa dağı!a« t İstanbul Paris arasmda Direki İ m 5 rak ve gönüllüler teşkil ederek, ırka tadır: c S > O Super Constellation uçaklarıyle B daslarmı Türkiyeden çıkarmıs olan Yeyin efendiler, yeyin bu hanı lşa iîPtihaba göre komple servisler vaz bu îttih?dcı şeflerini ifnaya yemin V. | 4 41 12 10 16.07 19.21 21 12 2 38 tiha slzin, zediyor. etmişjerdi. Teyin, yemezsenlz buçün. yann ka E. 9.20; 4 49, S.46|12fK)| 1 j l | 7.15 lır mı kimbülr1' Arkosı Sa &, 5 ü . lde Türkiye ile İran arasmda asırlar boyunca devara eden siyaset ve kültür nıünasebetleri bilhas&a son delstanbul Üniversitesl Edebiyat Fa virlerde müsbet bir jekilde geUşmi? külteai öğretim üyelerinden pek ço ür. Bir zamanlar aynı medeniyetin ğunun komünist oldukları hakkmda, mümessili olan iki memleketin lisan uzun zamandanberi, bir sabah gaze ve sanat sahalarınuaki yakınlıgı aitesinde neşriyatta bulunulmaktadır. ihtilafları ömürsüz bırakmıt ve Fakültenin bu neşriyata neden ce bazı harblerle bozulan mür.asebetjer vab vermediği ve haberlerin ne de ârızî olmuştur. receye kadar doğru olduğu yolunda Asırlarca iki memleketin sefaret Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Arif heyetleri birbirlerine bu köklü dostMüiid Mansel, gazetemize su beyaluk duygulannı taşıyıp durmuştur. natta bulunmuştur: Bu heyetlerin dışında ilk defa Türe Fakültemizin bazı öğretim üye kiyeyi bir dost sıfatile ziyaret eden leri aleyhine, son zamanlarda bir Jran hükümdarı Nasreddin Sah olgazetede, baştan aşağı isnad ve iftimuştur. îstanbul ve Bağdadı iyaret ralarla dolu bir sıra yazı çıkmıştır. Bundan dolayı, gazete aleyhine da [eden Nasreddin Şah her iki .ehirde va açılicaktır. Efkân umumiyeye. büyük bir misafirperverlikle ağırlanbu neşriyaun mahiyetini yeter de mıj, İstanbulda ikametine Beylerbeyi recede aydınlatır düşüncesile sunu sarayı tahsis edilmiş ve şerefine mükabuller söyliyeyim ki; bu yaıılara tık sık teaddid ziyafetler, resmi adı kansan ve esas muhbir olarak tertib olunmuştu. gösterilen kimse, türlü suçlarından Şahın 1871 de Bağdadı ziyaretinde dolayı 1950 yılında muvakkat, 1952 de program tstanbulca hazırlanmış yılında kati tard cezasına carptınl ve Sultan Aziz, iran hükümdarının mış bulunan, Edebiyat Fakültesinin mısaiireti müddetinee kullanması eski bir talebesidir.» için hazineden müteaddid murassa ve kıymetli eşya göndermişti. Ayrıca bir teşrifatçının emrinde oımak Ticaret Bakanı bu ay ve Saha hizmet etmek üzere Enşehrimize gelecck derun efendılerinden, hademelerınTicaret Bakanı Zeyyad Mancia'.incl bu den, Istablı Âmireden otuz beş kişi ayın yirmincl giinü sehrimize gelecektjr. Bakan Merkez Bankasu da meşgul kadar bir maiyet heyeti de bu eşya olaeak vt bilhassa Ticaret Oüaıı er ile beraber Bâbil vapurüe Bağdada hareket etmişti. ksnile temaslarda fculunacktır. Ahmed Ağaoğhımm öliim Hazineden çıkarılan ve bir kısmı yıldöniimîi murassa bulunan bu eşya arasmda; Ahmed A^aoğlunun olumünün on (inci ve sırma işlemeli tırtıl saçakh yedinci seneaı münasebetıle Maçkada kahve puşideleri, kapağı pırlanta elIhlamur caddesinde 29 numaralı evinde mas ile müzeyyen kuşlu yaldızlı I mayıs cumr.rtes: günıı taat 11 de bardaklar, atlas üzerine kılabdan i|opalmlarak mezarı ziyaret edilecek. lemeli sofra örtüleri, gümüş şamdan öjleden sonra saat fiçte gene eviade lar, gümüş leğen ibrikler, muhtelif mevlid olnırulacaktır. cins aynoz, büfe ve pırlantah kaşıkKaramürsel civarında 1000 kilo lar, pırlanta ile müzeyyen •»ltın zarfağırlığında kıhc balıp avlandı lar, altın çay takımı, gümüs kahve Karamürsel acıklarınja 1000 kıio atakımları, murassa çubuk takımları fiırhgında ve 4 5 metro uıunlupunda bir kıhc bahgı yakaianmıı, dün Ba ve nargileler, muhtelif porselen ve gümüş yemek takımları) bulunuyorıkhaneye getirilmlştir. Alakalılara Röre. denizlerimizde avla du. Şah için Bağdada ayrıca pek nan en büyük kılıc balıjı bııdur. süslü bır şekilde müteaddid eğerler de gönderilmişti. Sigara paketlerinde tasarruf tnhuarlar İdsresl, «igara paketlerınNasreddin Şahın, Bağdadı ziyare•« Usarruf makıadil» Bafra nevı altinden bir >nl sonra da biraderl Ab garalarda jeliıinl kaldırraıgtır. Böylece her pakette z paralık bir taurru? te bjs Han tstanbula gelmis ve burada O kendisi mutantan bir surette ağırmln edilmiştir . Bildirlldigine pore. Kulüb dgarala lanmıştı. Prensin İstanbulda kaldığı iDdaki kalay «ibakam da kaldırılacak saraya hazineden (elvan ipek işleve yerlne ince kâgıd konsraktır. meli seccadeler, canfes şilteler, kıBatan hyterin yeri lesbit edildi ı lâbdan ve pul işlemeli yorgrnlar. Bir müddet önce «Büyükada» vapu börüncük çarşaflar, işlemeli sofra runun çarpması netices! samondıraların örtüleri. pırlanta ve zümrüd ile müakmır.da batan 40 tonluk ltyterin ^5 zeyyen elmastıraş bardaklar, siyah kubç derlnllktc bulund'ijtu »esblt edil atlas üzerine inci ve sırma işlemeli mljtir. Layterin çıkarılm» hajırlıkları ' u^unlerde tamamlanacak v« derhal kahve puşideleri, pırlanta elmasla müzşyyen kajıklar) tfönderilmişti. .'aallyete geçllecektir. tstanbulu ikinci olarak ziyaret •S senede 800 bin ton krotn den tran hükümdarı Muzaffereddin eevheri ihrac edilecek Haber aldıgımıza göre bir ıırket Amtrikaya S sen* zarfmda 800 bin ton krom cevherl İhrac etmek Ü7ere mu;avele Imıalamıştır. thrae edilecek rcmların değeri otuı müyon dolar clrarındadır. Avrupa pivasalanndn fır.dık fiatlan yükseldi Avrupanır, muhtelf mfrke7İerinder. lyasamıza geien haberlere ıör« fındık i.t'arı yukfekllk arzetrr.tktec'lr. Evvelce 106 dolar olan f'rdığa jltn1i 136 dolar fi^t verUmektedlr. Eldeki stok ml|ar WM ton tahmln Hi;mektedir. Bjrlardan înoo tonluk btr ı?rfi bııgunierde Avrupav ı «tvk»diletSTANBUL PABİS ekt>. hattında Etrüsk \apurunda izdiharn Etrüsk vapurüe dün Ban.iınr.adar geDİREKT SUPER ?n yolculir. blrlncl mevki bılet aldıkCONSTELLATION UÇAKLARI L£rı halde îsk'îml* daM bıj'amadıklaSERVİSE GİRİYOE !rJtı şikâyet etrr.'«ledir. Türkiyeyi ziyaret eden İran Hükümdarları Haluh Y. Şehsuvaroğlu ı E V ZUL A R I j T ABAHTAN ABAHA... Kahır yüzünden lufuf Dünya eidden tersine dondü. Uani mejhur bir mura vardırı GÜlerU «cıanaeak tullnuMİ Aşağıki mektubn okuyunca tamamile aksini düşündüm: Aglarıa oynanacak lulhnlatl ' Haftalık Siyasî Gazete Bugün Çıktı RAPOR Büvlyett bizde gizli bir memur, Okuyucularla Başba^a sütunumuzda aofyayı gecmiı ve burada mihman neşrettnek uzere, bakınız bize nsual YAZAN: dan resaam Seker Ahmed Paşa ma bir raektub yoUanuş: bedin mozaikleri hakkmda ızahat vermiş, Şah buradan Dolmabahçe 125 lira kumaş! 250 lira dikiş parasarayına giderek orayı da ziyaret et sı. Bu ne haldir... mişti. O gece II. Abdulhamid maBen memurum ve İstanbulda otubeyin dairesinde Şaha İstanbuldaki ruyorum. Mecburî hızmetim olduğu Şahür. Muzaffereddin Şah 49 kişilik muş, yemekte Sultan Hamid M | ta yabancı sefirlerin de iştirak ettikleri için, maaieaef t sene daha memuıımaiyeti Ue 2» eylul 1900 günü Istan ' rafına tran Şahını, sol tarauua tran bir ziyafet vermiş ve 4 ekim 1990 yet yapmak zorundayım. Geyenierde bula gelmij ve Şale köşkünde ıniaafir Başvezirini almntı. Yemekt» bazj günü Sah, lstanbuldan ayrıiıaışU. karuua bir pardeaü uıkürmeK üıe edilmişti şehzadeler Şahın maiyetindeki zeİranda büyük memnuniyetsizlik dım. Kumaşıru 125 liraya aloık. BeAvrupadan hususî bir trenle gel vatla beraber protokola dahil Türk lere sebeb olan Kaçar hanedanından yoglunda bır terzıye oe, vmasratıarı mekte olan Şah, BakırköjTİnde tren ricali bulunmuşlardı. O gece ziyafet Mehmed Ali Sah tahttan uzaklaşu bize aıd olmak uzere) 250 lna sırl el den inmiş ve Istanbula tzzeddin va münasebetile sarayın parklan ve ei nldıktan sonra bir müddet istanbul emeğı parası verij'oruz. purile girmişti. Istanbuldaki iran var tamamen donanmn ve yemek e* da Buyükadada oturmustu. Bu haBır kadın pardesuiunu, bır terzi, tebaası kiraladıkları Neveser. Malte nasında da havaya mütemadlyen fl nedanın son mümessili olan Ahmed iki auiide, tyalnız o ı^le mesgui o l pe, Bosfors, Ayastafanos, Olga va sekler atıhnıştı. Evlerini, dükkânları Han 19 ağustos 1919 da mütenekkiren mak jdrtıle', raiıat bu şeKUuc dıKepurlarile Şahı Kumkapı açıklannda nı kı>Tnetli halılarla süsleyen iran İstanbulu ve burada oturmakta bu buecegme £ure, gunluk ernegını 12S tebaası o gece ayrıca donanma jen lunan pederile valideeini ziyaret et liraya getıruıeittedir. üenmı ıse, < ) karşı lamışlardı. M günıuk mesaınıın icarjuıgı 212 nracur. Şahın bindiğı tzzeddin vapuru Or likleri de yapmışlardı. mişti. Hem de 15 sene tahsüden soıııa, İran Şahı 1 ekim 1900 günü Cağaltaköy Snünde demlrlemiı ve Şah Ahmed Han Batumdan bir İngihz Acaba, salâhıyet &ahıbı resmi maburada da II. Abdulhamid namına oğlundaki İran Sefarethanesini ziya kruvazorile İstanbula gelmiş ve doğ kanıiaı, «yaüruniar semere veruıciye vapurda selâmlanmıs ve Şah milH ret ve burada Gst kattaki büyük s« ru Büyükadaya giderek pederile, marşların çalınmasını müteakıb Bey londa İran tebaasının tebriklerini ka validesini gördükten sonra İsplandid kadai', han^ııa elbıse dıktırmesen ne lerbeyi istimbotile ve maiyetindeki bul etmieti. Şah o gün burada şere otellne inmişti. Ahmed Şah 21 ağus oluı» nıu aı^ecekier? Yok^a •hajiit sevıyenun yukselmiş olmasından» mı zevatın ileri gelenlerile beraber Or fine verilen ziyafette bulunmuş, l tos 1919 perşembe günü Yıldu sabaiısedecekler? ranlı talebelerin okuduklan kaside rayında VI. Mehmed Vahideddini zitaköy camll yanında hazırlanan isİnsan, bu darum kaj}iiuıüa, hayatleri dinlemiş ve resmi geçidlerini yarette bulunmuş ve o gün şerefine keleden sahile çıkmışü. tan bıkıyor ve oturup ağlaınak ısti Sadırazam Halil Rifat Paşa ile II. seyretmiş, sonra Sefarethanenin ar bir öğle ziyafeü verilmisti. VI. Meh yor. Abdülhamidin oğullarından biri Şa ka cihetindeki bahçede maiyetindeki med Vahideddin yemekten sonra Dol Bır {ikmaza güdik ki, Ailaiı sohı burada selSmlamışlardı. Şah DUlerle beraber müteaddid fotograflar mabahee serayın» dönen Şahın zi nurrıuzu hayıriı eyleyel... Anıin. radan dört ath saltanat arsbasıns cektirmişti. yaretin! burada iade etmişti. Ahmed binmiş ve yanına iki sehzade Ue İran Muzaffereddin Sah o gün merasim Han 30 ağustos 1919 cumartesi günü Nereslnden tutsanız yanljş biı manBüyük Elçisi Mirza Mahmud Hanı dairesine döndükten sonra vukeliyı aynı kruvazörle Avrupa wyahatini bk'. ve İstanbulda bulunan yabancı dev yapmak üzere tstanbuldan almıstı. ayrüMemurlar ve diğtr orta kinıt nıenSaltanat arabasından sonra gelen letler sefirlerinl birer blrer kabul mıjtt. »ubiarı, evde boş boş oturan kaüın etmişti. ilk arabaya Sadırazam Halil Rifat Bugünkü tranın büyük müceddidi lan ve kıziarı için guııde 125 lira tran Şahı 3 ekim 1900 funü Aya Riza Han Pehlevinin Atatürke yapPaşa Ue, İran Başveziri Mirza AliUüzünmuk imftâF1! var dıye ağiüinaasgar Han binmişler ve bunu taklb Ugı ziyaret son devir tarihinin en ınalı, guimeü, oj uamaiıdular. Uevıet, eden diger on alb arabada da prounurulmaı hâtıralanndan birini teş kız »anat ınektebleri ve ensütulet ÖLÜM tokola dahil Türk îran siyas! sahkil etmiştir. İran Şahinşahı Riza uvnuşiır. Bunlar a o derecf tehacum Bayan VALONTİNO siyetleri yerlerini almışlardı. On fePehlevi 1934 haziranında Ankaraya oınıah ki, jenutrüıi açmak ve eskikiz arabadan müteşekkil olan bu muh gelmis ve Atarürkle beraber diğer | lerini ıslaiı etmek ihtijacı duyulnıa(Çan) Bllâk teşem kafile buradan Yıldu sarayuıa bazı şehlrlerimizi gezmiş, şereflerine I lıdır. Bu da kafi gelmemeli, kııian18/S/9M cttnu TtTat etmlftzr. D*nn j tnız ve kadmlanmız, bogaz tokjuğuhareket etmişti meraalmt 18/5/9M euma fQnn Bl«l! tertib ediltn g&terilerde, ataşeler da aa, hattâ ustune para vererek t e r II. Abdulhamid misaıirini Yıldız Rum mesarlığınd* ta*t ıs d« If» edl bulunmuştu. Atatürkle. Şah 26 haziran 1934 sah günü tstanbula gelmiş ziler jauında çıraklık, kalialığa talib sarayındaki Mabeyin dairesinde kar !ecekttr. buner oğrennıelidirler. !er ve İstanbulda benzersiz bir teza olraa lıdır, şılamış ve burada bir müddet mülâŞimdi ise, tcrzUer, ücretli çırak, kalhüratla karşılanmıslardı. kattan sonra Şah, saltanat arabasile U iuıjürlar, Türk kızlan ve kadınlaikametine tahsis edilen Yıldızdaki Sah, İstanbulda Oolmabahçe sara n araimda bulamıyorlar. ACI BİR KAY1B Merasim dairesine gitmişti. Bu esnada yında kalmış, bir akşam da şerefine Asıl ona ağlamalı, Trabzon esr.'.fınüna Hucı Oaıer mabeyin dairesinden merasim dalre Beylerbeyi sarayında hususi bir dazâd* B u a s efendl mabdumu Ne K u sanat mektebl mczunlan, sine kadar olan yolun her iki tarazahet Saydamm zevd müteahulı vet tertib edilmişti. Şah mümtaz şah titıi mezuıılan, evlenince kendi t * Ruhl T« öroer S«ydımm ağsbeyhnda askerler (saf bestei ihtiram) siyeti ile Türkiyeye karşı beslediği kuklerini büe dikmeğe yanaşmıyorlerl müteahhlt Şaklr Kıldınm olmuşlardı. muhabbetle gönüllerde büyük bir ortajı müteahhid lar. Vahud da, basit elbiseierini dikip Bir müddet sonra Sultan Hamid yer bırakmıjtı. beğenecck ve beğendirecek »eviyede HÜSEYtN SAYDAM merasim kasrına giderek Şahı riyaGeeen yıl Cumhur Başkarumız Ce olnıuyorlar. vef»t ttmlşUr. ret etmiş ve burada Şah maiyetinde lâl Bayar, tran Şahının unutuhnaz Ağlanacak hal budur. CeouMİ 17.S.IM perşcmbe gü bulunanları II. Abdülhamide takdim hâtıraUrile mütehassi» olan Türk nü Oglt a a m u ı u mUUaiıö B«Ve ağlanacak hal, ZU lira maaata etmişti. II. Abdulhamid basU tran mllletlnin muhabbetlerini oğlu Meh bir memurun ve zevcesinia Beyof7»cıd Ctraltndcn ktldınlarak Başveziri olmak üzere diğer maiyetKdlrnekspı Bakız agaa sehldlL med Riza Saha götürmüf ve Türk lıuıda 254 liraya terzi paran vermege ğln. defnedUteektli'. tekilere muhtelif rütbelerde nisanİran dostluğunda yeni bir safha a kalkı;masıdır. Uevlâ rahmed eylly». lar vermişti. çıbmştır. £ğer Turk luzlan ve kadınlan f«Saydam AUeal O gece Yıldız sarayında Şahın şetrantn gece ve kıymetli Şehin ni> olçude terziliğe hevealenlr, bunda refine büyük bir ziyafet tertib olun hı Ue Krallçenln bu defa memle muvaffak olurlarsa, terzi iıcretleri de ketimlzi ziyaretlerl bu büyük dost elbette düser. lugu ebedlleîtiren yeni ve mesud Bu bivareiiğijniz, becertkstzHglmiadendlr. bir hâdisedir. Bcceriksizllginılz de «flınJyetiıntıdendir. cezaevinden iki mahkum kaçtı (VâNu) RırsıHık «uçundan ] fer •en* h»pae mahkum DOndtr ç»tmk»ya T« Beklr Mes'ud Bir Doğum Tılmaz adlannd» lkl hırsır. Qlle cezaırlnde gardlyanrn lslnll oldugu gee» Yuruanur ve Murur Ozcengızin 11 •lsktrlklerln sflnmestnden Istlfade ed« ır,s\ıs 1956 tarüıinde bir kız çocuklaıl nk, narmtıncukl» eeneTt ktpısını dur.yays gelmistir. •çıp kaçmışlardır. Ayzıt Bnge adı verilen yavruyj uxun NSbetçl Jandarma «rlerl Hakkırtd» tabklkat yaNlmakta, reshkumlar ı n n ümurler dü«r. ann* vt babajrı tebrlh Mltru. alrtadır j K\ L^dyiA ^ ? m k GJUÎL Metreslnl yamlayan adam yakalandı Bıjranı» tiçüncü «rUrü S1(haned« Kuytu •okafmda. » f»nedm bert b<raber yaşadıgı metresl Zarlfe Öztürkü bıçakla ysralıyarak kaçan A'.l Demlrtaı, dan 3. ıube mtmurtan tarafından yaka'.anmıştır. Adalete tesllm olu can maznun, acrrrugunu müteakıb tev klf e<lllmi|tlr. Kamyon bir çoeuği» çarparak öldürdü Murai Hcrscklt ldorertndelrl Kırt. arell 137 plâkalı kamvon, Sll'.vrlden '»tanbula ?ellrken CSnlUce SSvü etvannda bir yolcu otobtt*Onden İnen i yaşında Aysan Ate^ Isrnlnde bir kiîîa carparafc diümttne sebeblyet Termlstlr. Soför Takalanarak kasa etrarında tRhklktta ba|lasmı$tır. MERAL BİROL Ue BÜLENT SOMEH nişanlandılar. Taksfan 14/5/1956 ÖLÜM Karj t liccarlannd&n Baeı Ke. rim Tasdemlr'ln MTca&l, »erhum Avukat Dr. Cebbar Tasdtmir, Avuiat İsa Ta^demlr, tüccardkn İbrahlm Tasdemlr T« BabU Tas demlr*ln aTinelert, Yuzbajı C*nSlz Tasdemlr'ln kaymT&ldeal, Ata lay Taçdemlr'tn büyük annesl IVIÂHÎ TAŞDEMİR Hanım veıat ejlemL; oiup cenaaasl 17 5.95« güntl 6gl* namaıırıl mü teakıb Bebek eamllndea alm»rak Rumellhtsar mezarlıgındakl ebedl lstlraiıatgâ.hına tevdi olu uacuktır. Uevik r&hmed «ylly» Haoı Kerlm Ti;demlx ACI BÎR KAYIB SevgıU babamıı; Cemal ÜlgünogHı. «cMcı Baha v« Mühendi» Zıja Orgüxün ağabeylerl, Günef AJtıaU vt Ali Can ÜrgUnün babaları, KUbank m«murlarından Said AJtlstînın kayınpederi i FÜRk TİCARET Kensra çekip todiler. Adresi sayeslnde bulduklan İçin Mamadadıyı bu sefer fazla tersliye mediler. Sen burada güzel güzel otur, bizi bekle, dadıcığım, Gecikirsek de merak etme... Ve onun cevap vermeslne vakit bırakmr dan, otomobiîin kapısını şarkkadak örttüler Arkalarına bak maksızın yürüoüler. Arkalarına baksalardı köpürecek lerdil Önünde durdukları bu arka bahçe kapısı, bir cümle Itapısından farksızdı. Cemil zile bastı. Ve zile, kim bilir nereden cevfp geldi. Eahçe kapısı otoruaük jekilde açıl dı. İçeri girdiler. Kanadı hafifçe aralık bııakıp ağaç lar arasındaki çakıllı bir yoldan an cak alt katında ışık görünen yayvan bir binaya doğru yürüdüler. İki tarai sık koruluktu. Koruluğun nihayetini, binadan itibaren, bahçenia yan sınırlanna kadar yüksek bir duvar katediyor du. Sanki Şarkvari bir saray: Harem ve selâmlık bahçeleri birbirlerinden ajTilmış bu jröksek duvarla... Bu kı sım meselâ harem de, selâmlık tara fı duvarnı öteslnde kalıyor, Ve kule de, binanm diğer kıamında yuksell yor Sa$ tarafta, yüksek duvarda ön bahçe ile irtibatı sağlayan küçük BANKASI «C'l MHtRtYET» In Tefrikası: 5"» Cemil. otomobilin süratini zaten azaltmışü: Evet Gelmiş olmalıyız ama, plâna uymuyor burası... Har.i karşı tarafta fidanlık?... Hani. sağda kulesi görünen villa? Yanlış gelmiyelimT... Geri dön sek, Cemil bey? Anberbunun küskün sesi duyuldu: Kanşmıyayun diyorum, şenemi rutamıyonım. Başmızı şevirse nize... Kuleli v:llâ solda ayo!... Şu görünen de bahşe kapısı olajak... Şatal sakalın arka kapısı olajîk. Gafletlerine kızıp bir lâhavle gek tiler. Hakkı var Anberbunun... İşte sol da, alaca karnlığa boğulmuş ağaçlarm ta ötesinde, bir kuleriin slloeti görünüyor. Güler mınldandı: Evet, arka kapısı olajsk burası . Çünkü. tarif ettikierine eöre ku leli villanın ön bahçesi göz alabildi ğine çim ve çiçek tarhı imiş... Ortasında büyük bir mermer havuzu varmış. Koruluk binanıo arkasındadır, demişlerdi... Vay vay! muaz zam malikâne burası.., laza njju: Nitıat Karamagaralı ve Va.Nu Berudon'dan eldıgımız tavsiye m«ktubunu okuyunca terslemez, çocuğum. Sen merak erme.... Hâlâl fikrimde israr ediyorum: Telefonla randevu isteseyd:k, bence daha münasip olurdu. Kaç kere söyliyeyim, Gülerciğim? Bu takdirde kendisine düşünme payı bırakmış olurduk. îhti mal hakkımızda tahkikata girişirdl. Ugağm düsmesiyle ve onu takibeden vakalaria ilgilendiğimizi öğrenir. bizü kabulden kaçınirdı. Otomobilin arkrsmda oturan Anberbu lâfa kanştı: Dur bakaü şu şatal sakala ben ne numara verejeğim? Güler kızdı: Sen çatal sakala numara vere mlyeceksn. Çünkü yüzünü BÖremi yecekgin. Sen sokakt» otomotilde bekliyeceksin, Anberbu, ondan daha eok kıadı. Seatoi yükseltti: üie, »yleyte beni ruşfc getir T BH fuall Cemfl cevaplandırdı: bulundurmak | Göz hapsind» çin... Güler, onun fikrml tamamladı: Çünkü sen neuzubillah bir şey oldun! Başını bir dakika boş bırakmsğa gelmiyor. Hemen bir pot kın yorsun. Mamadadı, avaz avaz bağırdı: Nar.kör şojuklar sizl!... GSzflnüze dizinize durajak, ayo!... Şatal sakalın izini benim sayemde ele ge sirmediniz mi? Emirin mektubunu H^jıva kopya ettiren kim? Profesörün hakiki şehresini de Kanşılar yada benim sunduğum mektub ay dınlattı. Cemil Eren, onun taklidiai yaptı: Sen bir mujize gösterdin, şekirge... Üç kere sıçradsı üçünde de ele geemedin. İşitme âleüni çalHın Hartmandan.., Raporlannı çaldın Mühtediden... Emirln «vrakaru hudud dısına kaçırttm. Amı artık kâfl yararlığm lenln... Telaüde sev keriildln. Dördüncu siçrayiftan aa ni menederim ki Bir lükriit oldu. Neden sonra Anberbu içini çekti: Şışrama hürriyeti insan haklan beyyannamesinde ajaba yazılı deği! mi? Güler, Cemil Erene bakıp asabiyetle söylendi: Konuşrurmayın sunu Allahıtuza seversenlz... Ukalâ ukaîâ sinirlerimi bozuyor. Düşünecek o ka dar mevzu var. Bir müddet daha yol aldılar. Ağaçlar arasmdaki dar asfalt dümdüz uzayıp gidiyordu. Hiç bir nskil vasıtası, hiç bir piyade geçmiyordu. bir demir kapı daha dfltkatlerine Çarptl. Onlar bu teferruatla ilgileoip ya} yavaf yurürlerken, mutfağa ben ziyen çıkıntının penceresmden bir kadın sesi duyuldu. Alto bir kadın sesiydi bu... Almanca sesleniyordu: Rabin daha dönmedi AJber.. Sen otur kanepade, bekle bahçede.. Cemil Eren üe Almanea cevap var di: Aifedersinia, madam.. Blı y bancıyıs... Slzden bh |ey •ormak i t Ah Zol» İçerde telâjlı bir hareket »ezildl Kepçe yahut tencer* kapağı nevin den madent bir nesnenin ta| zeml ne düjtüğü duyuldu. Sonra ince, be yas perderf* kadırun gölgesl... Va nihayet binanın kapıaı açıldı. Elli yaslarında Iri yan bir kadın, gizJemeğe çahftığı bjr hjsımla sonı yor. Kiml aradınız bay ve bayan?.. Yanlış yere gelmiş olacaksmu. Rabi nin kımueyle randevusu yok. Cemil, nazikâne oevap verdi: Hakikaten yanlış yere gelmif olacağız, efendim, ÇurJtO aradığı nuı Rabin değü. Bis profesör BlumenthaJ ile gflrufmak Iftiyorduk. Ker.dUir.e t, vsiye mtktubu gatirdik İkinci bir; (Ah Zo!» (Arfcaa T Doktar FAHRİ ÜRGÜN 16/5/1956 günü gabahı kısa bir rahatı.zlığı müteakıb Hakkıa rahmetin* kaKatarakt amellyatıım büyuk bir ha vuşmustur. zakat ve dikkaü« yapan saym Prof. KvUdlarl Nari Benglsuya; Cerrahpaja gör kliniginde Tittıgım müddetçe allka ve ihtimamlarını e&irgemiyen doktor asistac Neriman Soner. doktor asistan İrfan Başar, doktor asistan Muhiddin Yttksel, Bsşhemgire Meliha Taskm TC hemşire Eski Halı satın alır; yıkama Nahlde Ay ile tıastane personclinı sonve tâmlrat Karaköy Gümrük suz teşekkürlerimi bildlrlrim caddesi Tur Han: Te! 44 76 24 Sellm S ı m Aygtn TEŞEKKÜR TALAS HALI EVI 1 EMNİYET SANDSĞI'nın (VÂDEÜ, I YÂDESİZ, KÜÇÜK TASARRUF, ÖĞRENGİ veya HÂMİÜNE yazılı) her çeşif TASARRUF HESABLAR'ında en az (160) lirası olanlar UMUMÎ İKRAMİYE çekilişlerine katılarak ker (150) liraya bir kur'a alırlar. 2 600 Hra ve daha yukarı YÂDELİ hesabı olanların her (100) lirasına bir kor'a verilir. Güler, çantasından bîr kroki çıkararak dikkatten geçirdi. Profesör Biumenthal'io çalıştığ enstitüyü bir gün evvel ziyaret etmişlerdl. Fakat onu bulamarruslardı. ProfesSrün istirahatte olduğunu Hakikaten de koruluğu çevrele öğrenerek villasının sdreiini almi| yen bu adam boyu parmaklıkJı du lar, mevkilni de b!r kaflda çizdir var uzayıp gidiyordu. miflerdi. Cemil, tereddüt anları geçirdiğir Plân» bakılım ^elmlş olma den, otomobili kapıdan hayli öteye mız lâzım, Cemil bey, sürmüştü. EMNİYET SANDIÖI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle