29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKt yetiştiriyor muyuz? Öğretmenler, okul ile ev arasında îşbirliği lüzumu üzerindc duroyorlar ANKETİ YAPAN : HALÜK DURUKAL Ana, babalardan sonra konuşan çocuk doktorları, ailenin çocuk terbiyesi mevzuunda istenilen alâka ve dikkati, maalesef göstermediğine işaret ettiler. Şimdi çocuğun terbiyesindc bellıbaşh rol oymyan okul hayatına geçiyorum. Çocuğun yetistirilmesinde hocaya da, en az, anababa kadar mes'uliyet düşmektedir. Sözü; senelerdenberi çocuk ve çocuk terbiyecüeri hocaları nı yetiştirmekte olan Öğretmen O kulları Müdürü Kemal Kayayn bı rakalım: « Memleketimizde okul öncesi ça ğındaki çocukların terbiyesi lemen hemen ailelerin ellerine bırakılrmş^ır. Ailelerimizin büyük blr ekser'yeti, o yaşlardaki çocukların psikolojik iususiyetlerini, ihtiyaçlarını bilmedıklerinden, çok kritik bir durum hâsü olmaktadır. Bilgisiz ve anlayış sahibi olmıyan anababanm çocuk tizerinJe zararlı teslrler yapabileceği âşikârdır. Diğer taraftan yavrusunu şu veya bu sebeble sokağa sahveren anababaların sayısı da küçümsenemiyeeek kadar çoktur. Bütün bunlar da oıze gösteriyor ki çocuklarımızın okul öneesi çağında yetiştirilmesi meselcsi tesadüfe bırakılmış durumdadır. Halbuki iyi bir nesil yetıstırmc'c icin çocuğun görgüler, bilgiler, alışkanhk lar devresi üzerinde fpzlası ile dur tnak mecburiyetindeyiz. Ev, çok kere mekieble isbiriifi JEP mamaktadır. Meselâ, büyüğe hürmet düşüneesile tramvayda yaçlı blr kadına yer veren çocuk, annesi yanın da ise. azarlanmakta. hattâ: • Neye oturduğun yerden kalktın''» diye hırpalanmaktadır. Binaenaleyh mekteble ev arasında ahenkll bir anlayıs kunılmadıkça eoeuklarımızın İyi yeti? tlklerini iddia etmek mümkün dah! değildir!» *** B. Kemal Kayadan sonra fel?efe ve psikoloji hocası Mejvet Hun da *unları söylemiştir. • Mekteblerimizde çocuklarımı zın, pedagojik metodlarla yetişmcsine çalışümaktadır. Bütün gayretlere rağ men ilk okul evden. orta, ilkokuldan gelen çocukları beğenmiyor. Üniversite, lise mezunlarmı bir çok bakımterdan kifayetsiz buluyor. Çocuğun yetişmesinde. terbiyesm de en mühim devre, ilkmekteb vğıdır. Bu devir, aile ile mektebin Iş birliğini çok kuvvetl» yapması icab eden devirdir. Çocuk terbiyesi iyi alışkanhklar edinmesi demektir. Ço cuk lâftan ziyade etrafında gördüğü hareketlerie terbiye olur. Büyükler farkında olmadan çocuğun genç ve taze ruhuna ij4 veya kötü bütün teslrlerini aşılarlar. Ço<sık, birbirini sayraıyan, hürmet etmiy«n bir ailede huysuz, kararsız ve serkee olur. Ço cuklanmızı iyi yetiştirmiyorsak: ka bahati kendimizde aramamız icab eder. Çocuk üzerinde daimi bir kon trolun bulunması elzemdir. Bütün bu baknnlardan. yarına daha iyi vatandas yetiştirmeğe mecbur olduğurnuz da muhakkaktır.. *** Atatürk Kız Lisesi Müdiresi Bn. Adnan Eseniş ise sunları söylemektedir: c Çocuk evden mektebe. maalesef, hazır gelmemektedir. Belki de bu nun sebebini ev hayatımızı henüz cemivetin ihtiyaçlarına uygun bir ter tib ve düzene sokamamıs olmamızda aramak lâzımdır. Ev içinde aileyi meydana getiren ferdlerin birbirlerile münasebetleri henüz demokratik hayatın icablarile telif edilebilecek bir düzende değildir.tçerisinde iki hat tâ üç nesli bir arada barındıran evlerimizde görgü, alışkanlık ve ihtiyaçlar arastnda mevcud farklar huzursuzluk doğurmaktadır. tşte bu arada çocuk, ekseriya mağdur olmaktadır. Cemiyet, teskilâtlı değildlr. Bu ba kımdan çocuk üzerinde hazırlayıcı rol oynayamamakta, dolaysile çocuk fci yetişememektedir. Iste bu şartlar altmia en ağır yük mekteblere düşmektedir. deyiz. Tekâmül kaidesi icabı olan bu değişmeler, zararlı değil, bilâkis faydalı neticeler sağlıyacaktır. Okullarımızı buna göre hazırlarken, çocuk üzerinde en esaslı bir kaynak olan aileye çok ağır ve mes'uliyetli bir vazife düşmektedir; o da, «iyi huylar ve alışkanlıklar edinmi? evlâdlar yetistirmektir.> diyerek sözünü bitirmektedir. *** öğrâtmen Behire örücü de: çocukların evden iyi ve itina ile terbiye edilmiş olarak mektebe gelmedikle rinden fikfiyet ettikten sonra demiş,tir ki: • Bütün iş. ailenin en az mekteb kadar kendi çocuğu üzerinde meşgul olmasına bağlıdır. Aile, bu vazifeyi yüklendiği zaman, mekteble ev arasında çok sağlam köprüler kurulabi lir. Bilhassa disiplin mevzuunda evin en az mekteb kadar hassasiyeti ve mutabakati olmalıdır. Bu olduğu ahvaJde temel sağlamlasır. Aile, çocuk üzerinde en mühim ve kudretli bi rinci terbiye kademosidir.» *** Tarih öğretır>nı Hasan Senih Tongsir ise: Okul aile münasebetlerinin henüz kurulamadığına işaret etti ve dedi ki: « Okul Aile birlikleri maalesef kendinden beklenen neticeyi verm'yor, bu sebebden çocuklar hiç bir tarafın, yani ne ev ve ne de mektebin Istediğl şekilde yetijmiyor. Çocukların mekteb hiva'larında sade mekteb içi devresi değil. mekteb dışı devresi de kontrol altında olmalıdır. Mevcud şartlar bunun teminine imkân vermemektedir. Diğer taraftan çocuğun mekteb dışı faaliyetinde ona hizmet veya yardım edecek imkânlar da mevcud değildir. Meselâ: Kütiibhaneler. okurr.a salonlan çok mahduddur. Ayrıca. bugün yetişnıekte olan nesıllerin ana ve babalarmda da alakaiızlık, itme knrsı bir lâkaydi göze çarpmaktadır. Çocuk ev hayatında nadiren ana veya babasım ilmî eser okurken görebiliyor. Mademki çocuk her şeyden önce bir mukalliddir. o halde onun, evinde kitab okuma taklidi yapması bilc çnk is'isnaidir. Netice olarak çocuklarımızı ev ve cemiyet hayatı içerisinde lyl yetiitirmediğimize kaniim.» *** Eski bir ilkmekteb hoca*ı Hidayet Gürcan da şöyle konuşmuştur: «r ,Yarınki c.etııı hajat mi;cadelesine" sağlam fcaralrteröe; "aytîf ztfmanda terbiyeli bir nesil yetiştirm'vnnıy v ^^1^ havatomcg maalosef an'anesini kaybetm'i?" ır Çocuk tesadüfte"rin elindedir. Mekteb çağında sın:f kalabalığı yüzünden çocuk mektebde de kontrolsuzdur. Mekteb dışında ıs" sinema, eğlence yerlerinin talebeyt günün her saatinde serbest oluşu, onu büsbütün zıvanadan çıkarmaktadır. lçtlmal teşkilâtlara.. kontrol slstemlerine hattâ ve hattâ hükumetın bu meselede acele tedbirlerine muhtaci7Î Yoksa yarınki cemiyet buyük bir dava ile karçı karşıya kalacaktır Onun için ana ve babaları. hocaları, terbiyecüeri bugünden vazife banna çağırmak ihtiyacındayız • > Anketimize: çocuğun mekteb ile ol gunluk çağı arasmda suç işlemeye müsaid olduğu yaşlardaki devrede çocuklar üzerinde istatistikier hazırlayan hukukçularımızla konuşarak devam edeceğiz. Hukukçulanmızdan sonra son sözü terbiyecilere verecek. neticeye gideceğiz. e h i r = 1.nı EUI L E K E T v Çocuklarımızı lyı H haberleri CamhuriyeVin Anketi 1 • I CUMHUKİVET 14 Nisan 1956 »E L E L E R • Belediye bölge âmirlikleri ihdas olundu knkân bulacak Cemiyet ve Klik YAZAN Inküâbm yaptığı, kendi kendisini fi'len tasfiye etmis olan bir ölüyü resmen ilân etmesidir. Ortaçağ mü esseseleri dinamizmini muhafaza ede rek yeni dünya şartlarına intibak edebilseydi de inkılâb hareketi lüzum suz bir müdahale ile onu yaralasaydı o zaman ona bir suç yüklemek mümkün olurdu. Şu noktaya bilhassa dikkat etmek gerek: Bugünkü Batı medeniyetini, Ortaçağın payını hesaba katmadan i rah etmeğe imkân yoktur. Bu me deniyet, devamlı olarak Yunan ve Lâ tin kültürünün rüzgârına maruz kalan hırıstiyan medeniyetinin bir istihalesidir. Bu istihale bütün sosyal müesseselerde bir dinamizmin devamı seklinde görünüyor. Bizde öyle olmamış, Ortaçağ, ken di kendisini. bütün müessçseleri ile yiyip bitirmiş. Ne medrese üniversi teye, ne siyasî otoriteyi çevreleyen mukavemet kuvvetleri gelişerek modern siyasî partılere ve ne de «cemaat topluluklari'. cemiyet toplulukları» na inkılâb edebılmiş. Sosyal müesseselerde vukua gelen bu hal zihniyetimizde, ferdî ahlâkı mızda da aynen görülmektedir. Şimdi, iddianın ikinci kısmına geçelim: Inkılablar, bizim mazi ile bağ İDrımızı kesmiş, köksüz ve taklide da yanan bir takım müesseseler kurmuş I I c Arab memleketlerinıle ve bizde fiatlar skiden. değil memleketlerarası hattâ knmsulararası: «Su kaça? Bu kaça?» dcdikodusu yapılmazdı. Şimdi devir değişti: seJâmun ale> küm'den sonra ilk lâf bu oldu: Kaça? Evvelâ paramızdan bansedeyım: Bir Türk lirası. normal zamanda Lübııan liraslle omuz öpüsürdü. Şlmdi 100 Türk Hrasına karşılık 31 Lübnan lirası satın alınablll>or. Bağdadda ise. l İngiliz lirası verene 28 Türk lirası vermeğe lıerkes hazır. Resmi kura göre 20 lira fark! Haber aldığıma göre. 500 ve 100» Ilralıklanmız. Bagdad piyasasında dağ gibl toplannus. Gecenlerde f«lanca Urifteki 500 ve 1000 liralıklanmız geçmeyecek dlye blr haber ne»redildi ya; komşularda bir telâş! Tamamlayıcı tafsilât almak üzere etrafımızı sardılar. Ne >apıyorlar paralanmızı? Turlzme ve emlâk almağa yanyor Türk paraları . Arab seyyahı parayı sahsan üzerinde getinnemektedir. Öyle bir şebeke mevcud ki, haricde falanca ma£a/.aya parayı teslim edene, buradaki füânra zata hitaben riimuzlu blr mektub veriliyor. İhtimal duymuşsunuzdur: İkinci L'mıımi Harbdenberi her meilekte hilekârlar. sahtekfirlar zuhur etmiş ama. para karaborsanlan «naıııus \e istikametten kıl kadar sasmamıslarü» Zira itimad hir kere sarsılırsa mp^leU elden gidertk. hıı kaide gereğince. müsteri gidece»i niTnlekette parasını alaeağındau emiıı oluvor. Böylelikle. Arab memleketlerinin İnsanları Türkiyede vaz mevsiraini gecirmek ve emlâk almak inıkânını buluvorlar. Bİ7İın plyasamızı da ucıız sayıyorlar. Ancak bazi maddelerde bi?im burası gene pahalı. Dikkatimi ev\elce de çektiğinden baharntı ele alayım: zira inceledim: Karabiberin kilosu Beyrutta perakende 325 kurustıır. Bizde perakende 70 liraya. hattâ daha fazlaya satılıyordu. Dün telefonla İstanbullu hlr toptanrıdan sordum: Cuvnlla satılmak sartile kilosu toptan X lira. PerakenS decide ne hal aldığinı ev geçindlrenler daha iyi takdir ederler. tnsan Arab memleketlerinin earsı pazarını gezerken hayretler İçinde kalıyor: Köyden indün sehire Sa^ırdım birdenbirel ABAHTAN »ABAHA...^ Bu teşkilât, halk ve esnafla yakından temas ederek piya«ayı daimî kontrola Dün sabah Belediyede Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökayın Başkanlığında bütün Reis muavınlermin ıştirakile bir toplantı yapılmıştır. Belediye kadrolan tasdik edilinceye kadar Belediye teşkilâtmda muntazaman çahşılmasını sağlayacak tedbirler üzerinde durulmuştur. Günden güne gelişmekte olan belediye hizmetlerinln daha bariz mesuliyet ve sürat altında görulmesi için Belediye Bölge Âmirlikleri ihdas olunmuştur. Bölge fimirleri şube müdürlerine bağh olmak üzere nahiyelerde vazıfe göreceklerdir. Bu kuruluş Ünitesi halk ve esnafla yakından temas işlerini kolaylasüracak ve piyasayı daimi kontrola imkân bulacaktır. Belediye Müfettişleri de sube müdürlükleri mıntakalarını devamlı surette teftiş ederek her akşam Başkanığa rapor vereceklerdır. Çabşmalar Belediye Reisliğince sıkı bir surette takib olıuıacak ve sağlayaeağı faydalara göre lüzumlu tedbirlerin alınmasına devam edilecektir. Memleketimizde demokrasi hareketi başladıktan sonra vatandaşlar arasında geniş ölçüde her türlü, siyasî, içtimaî, ve meslekî dernekler kurmak iştıhası da başladı. Bu arada resmî hayu cemiyetleri dışında Dir takım hususî hayır cemiyetlerinin de kurulmuş olduğunu, arada sırada ellerinde bir makbuz koçanı ile kapılarımızı çalan şahısların yardım ziyaretlerinden anlıyoruz... Gerçi bugün modern dünya ve me denî vatandas ahlâkı, içtimai dayanışmanın kuvvetlenmesinı temın edecek olan bir takım meslek ve :.ayır cemiyetlerine dayanmaktadır. Ortaçağm ideal kıymeti, din rsaslarma da^ andığı için orada insanların yardım ve dayanışmalarını bir takım tarıkatler. cemaatler ve mezh'.'bler temin ediyordu. Çeşidli mezheb ve tarikatler insanları birbirine yaklaştırmRkta rol oynuyor ve aynı tarik;.te mensub olanlar arasında ger^ek'en de ğlam bir ksrdeşllk ahlâkı kurulu yordu. Tarikat deyip peçmiyplım. onlar bir devrin fikir. sanat ve ahlâk mektebi idi. Eğer günümüzım ıhti yaçlarından doğan yeni cemiyet ve dernekler bu tarikatlerin vaktile ferdî ve içtimaî hay atta oyna.mş o'duk ları rolü. ajnı kuvvetle ojTiıyTbilirse işte o zaman kendimizi yeni bir dünyanın in^anı olar>k görebiliriz. Ortaçağın meslek ve mezheb cemaatleri mistık karakterde idi. Cemiyet adım verdiğimiz modern teşekktiller ise tamamile lâik bir vasfa sahibdir Çağdaş medeniyetin hususiyeti. «cemaat» den cemiyet e geçmektir. Bu hâdise. bizde. tabit bir gelismenin re CAHID TANYOL ticesi olamadığı için bugun teşekkül eden siyasi ve meslekî cemiyetler. içtimaî hayatın bütünü üzerinde tesirli olamıyorlar. Medrese geliserek ünl versiteyi, esnaf ve lonca teşkilâtı geliçerek meslek cemiyetlerini, tarikatlerde kendisine zengin bir imkân bulan dinî musiki gelişerek lâik mu sikiyi doğurmamış. Halbuki, Batı dünyasında hâdise tam tersine olmus: temeli Ortaçağa kadar uzanan birçok müesseseler ve teşekküller lâik bir istikamette gelişerek modem ilim, sanat müesseselerini meydana getir miş; ve insan zihniyeti de aynı ge lişme zinciri içinde yepyeni bir dünya anlayışını idrak etmiş. Bizde yanlış bir kanaat daha var. O da şu: Bir kısım sözde aydmlara göre, Cumhuriyet inkılâbları, mazi ile toptan bağları kesmek gıbi cezri ve rasyonel bir istikamet takib etmek suretile içtimaî gelişmeyi baltalamış ve bövlece yeni kumlan müesseseler ve modern cemiyette mevcud bir takım şamalar sadece taklid üzerine ku rulan bir köksüzlüğe istinad ettiril miştir. Bu iddia, her iki bakımdan da yanıştır; ve hattâ irticaın bir iftirasıdır. Bir kere Cumhuriyet inkılâbları esasen tamamile çürümüş, canlılığuıı kay betmiş bir takım Ortaçağ müesseselerini bir yıkıntı halinde bulmuştur. Bir bar kadını kaçırılıvordu Ivrelki ?ece yarısı Beyoğhınd» curetkârane bir kadın kaçırma hâdises: o'mııstur. Mlîdde'umumTle intikal eden hâdise şudurBeyoglundn KitKat bırda çalışan 23 yaşmda Fatmn irminde bir kadın. bır kapanırraja kadar musteriierle Icm'S ve sarhns olmuftur. Saat 1 de b&rın kapTnmssını muteskıb bar sahıbı Hfitıdi Knq Fatma\a konsumasyon yaptığı mı^teri lle birllkte g]tme«ir,l söylemlştir. Fatma, patronun teklffln! reddedince Hamdi tberine yurumüs fÎ7ina bir mendil tıkayarak garson lîüsnu ErbdS.ı bir »aksi çağırms'inı emretmlştır Buntın üzerine garson şofor Kemai Menguc idaresmdeki takstyl çevırmıştir Fatma. feryadların» ra»men tak«iye bindlnlmi? ve hareket edı'm ştîr Otoinbil tstıklâl caddeilne c karken Fatma bacaginı camdan uzatm'5 ve Imdııd Istemlştlr Kadının se«ini duyan Beyoğlu Emnıvet Smırlıği «Iv'l komiî.'ri aahay cevirerek içind«ktt«rı i*rakola goturmuştur Suglular tımzirn olunnr evraUa Adalete tesllm cJ'lctl^lerdir. ^Seffaf « i*^» bir genç kız teni gibi tur, Buhranın sebebi burada. Bazan, sahte bir ilim perdesi altında söyle nen bu sözlerde hakikatin zerresi yok tur. Hâdise, tamamile tersinedir. K ^ ki, Cumhuriyet inkılâbları köksüz. münhasıran taklide dayanan bir takmi Batı müesseseleri kurmuj olsaydı; kâşkl cemaatçi» ruhun yerine, taklid seklinde dahi olsa, «cemiyetcilik> i ikame edebilseydik; bu. bizim için gerçek bir rönesansı olurdu. Çün kü, her taklid «yaratma» nın blr ba?langıcıdır. Taklidden korkmamak lâ zım. Işin feci tarafı, biz modem müesseaeleri taklid edemiyoruz. Gerçi medreseyi yıktık, yerine modem üniversiteler kurduk. Tarikatleri ka pattık. yerine lâik meslek cemiyetleri açtık. Siyasî otoriteyi dizginleyen Or taçağ kuvvetlerini tasfiye ederek yerine siyasî partiler kurduk. Fakat bütün bunların ruhu ve zembereği olan zihniyeti ve cemaatçi ahlâkı değiştiremedik. Zâhiren mazi ile bağ ları kestik: fakat modem müesseseler taklid müesse«eler olarak deŞil. eâ^eti olarak hByatımıza karıstı: ve halen de onlar bu raasum eğretilieini mu hafaza ediyor. Önemli olan, «cemaat> ten «cemiyet» e. «mürid» likten, >vatandaslık. a geçmektir. Avrupa terbiyesi, Avrupa ahlâkı, bunlara dayanır Cumhuriyet inkılâblarının masum bayrağı altında bütün müesseseler de ğişti: değişti değil, yeniden kuruldu Fakat bu müesseseler, Batı dünya smın bir takım formel şamaları idi. Bu şamaları, biz tarikatçi bir zihniyetle doldurduk; cemaat. ruhu, «cemiyet» şaması içinde devam etti. Bir farkla: Tarikate hâkim olan dini ve mistik duygu yerini menfaat düşüncesine bıraktı. Dünkü tarikatlerin manevt ve ahlâkî dayanısması yerine, kurduğumuz modern teşekküllerin ve cemiyetlerin içinde bir klik tesanüdü» vücud buldu, ve böylece tari kat, klik. şeküne inkılâb etti. Bu gün ilim müesseselerinden tutunuz da, siyasi partilere ve meslek cemi •etlerine kadar her teşekkülde küçük bir takım kliklerin o cemiyetlerin Ideallerini kemirdiğinl görürüz. Meslek tesanüdünün yerine klik tesanüdü kaim olduğu içindlr ki, sosyal mü esseselerimiz, ilim ve meslek teşekküllerimiz eski Ortaçağ meslek toplu luklarının siyasî otoriteye karşı oynadıkları rolü başaramıyor. MHeoroloJİ UTiıım Mı'ıdür Muaviır Sina?! Bsr'v, dun ııçakla Parise mute\crcıhen T^tanburdan avrıİTniî*'r. 4teUor«l«|i Umum Müclilc >Iııavini Dün 298 turist geldi Panama hadırah «Mediterraneann upıııu dım t.iat 18 de şehrlmbe 298 çe^., if, gPt rmı^tır Cemi bugun 18 de Yunan adalarına n^uîevecc'bei limrmm^dan avnlacaktır Bir evden 10 000 lira değerinde mücevher çalındı Tak«tmde CıiTihurlvet caddesinde Tan apartımanınm 2 nci diireslnde oturan Dimltrl Dimltrlvadlsln evlnclen dün 10 bin '.lra kıvmotinde mürevher, 3 bin lira da nakH para çalm miütır Po'.ts hırsızîan araTnktadır Bevko7da 1 numaralı askeri böltred» r»s!ra çekprken vakalanan ve Uze rincie bıcak vp tabanca bulunan ATUS İzmir ve Ege vapurlan Kıbrısa turva tebaalı cafus. dün emntyet 1 lnri =ube müdurlugunde soreuya çekll da işletilecek mift" Buradaki tahkikat ikmal fd'.IDenizjolları IşleUnesının yeni va d'.kfpn ?onra Ankaraya gönderllecek^urlarından aİzmir» ve «Ege* nin İzmir tir limanından sor.ra Antalya. Mersin, ve î^kenderuna kadar gıimeleri hususunda Bir İtalyan kız kayıb tetkıkler yapı'maktsdır. ^vusturra tet^alı blr mtlltecl kadın Akdeniz »cferln! yapan bu gemllerlıı dun emnlyet makamlarına muracaat Kıbrısa ljletllmeleri kuvvetle muhte eclersk Anlta lsmlnde 17 yaşında ^Umeldir. Bu mevzudaki tetkikler önü »el blr İtalyan kızının İki haftadan Şartlan çok süratle değişen blr de müzdeki hafta sonunda yeni prograjn berl eve gelmedlğlni ve akıbetlnden şüphe ettiftlnl blldlrmlştir. Polls, kızı virde yaşıyoruz. Okullar memleket şeküne girecektir aramaktadır. gençliğlni, bütün hayat problemleriFındık piyasası canJanıyor ni fıratik ve llmi bir zihniyetle çöz Doğu Almanyaya İki bin ton fındık me itlvadını kazanmış oiarak yetis NİSAN 14 •RAMAZAN 3 tirmek mes'uüyetindedirler. Bu ba satmak hususunda glrışllen teşebbuslekımdan, okullar. bu değişen çartlara rin snlaşma ile neticelenmesi piyasa• * > £ JB b müvazl olarak da daima tekâmül et mızda musbet bir tesır yapmıç'ır. Uzun B c müddettenberi durgun giden ışlerin ye3 meğe mecburdurîar. Bunun için eği nlden canlanması beklermektedir. C 3 tim ve öğretim hedeflerinMri gık sık tngıltere ve Batı Almanya fındıklagözden geeirip. zamanın iciblarına gö rımıza 112 dolnrdan fazla fıat vermeV. ] 5 23 12 14 5 58 8 48 20 23 3 36 re bu müesseselere millî bünyemize mektedir. Doğu Almanyaya satış 150 E. ]10 3G 5.28 9 11 12 00 1 37 8.49 en uygun veçheyi vermek zaruretin ' dolardan yapılacaktır. Askeri böl<»edc fotoğraf çekerken yakalanan AvusluryaJı ...bir cilde eahip olnıak ister•enız en pratik çare kreınli PL RO SABUNU kullanmaktadır. Güzelli£i ile nam salan filim yıldızı IVeclâ Iz "Puro cildinizin krera ihtiyacını karşılar, gençlik ve güzelliğinizi muhafaza eder.,, diyor GÜZELLEŞTİRİR A R bir sanatkârın düzgün pürüzsüz cildine... o sihirli guzelliğıne sahip olmak isterseniz PURO kullanınız. PURO cildi besler... korur... yumuşatır... sizi daha GENÇ, daha CAZİP yapar. 1 faal memleketimizin 1 numaralı tuvalet sabunu dalgalı ışıklar aksediyordu. Genc kız anahtan çevirip kilidi açtığı anda, fam döşambrin elinde elektrik fer.erile koridorun öbür ucuna seğirttiğini gördü. Haykıracaktı, haykıramadı. Çünkü başkası haykırdı. Başka bir kadın. avaz avaz, çığlık çığlık haykırdı. Koşan fam ddşambr, bu sesi işitince geri dönüp. koridorun en sonundaki odani'n önünde .durdu Her halde işitenler cok bu feryadi: Otelin kâtibi, garsonlar mumlarla, fenerlerle koştular. Ardından çığlıklar duyulan kapı. birdenbire açıldı. Kahvaltı masasında gördükleri İngiliz lady, yani Eva isimli kadın, saçı bir filenin içinde, şeffaf beyaz naylon geceliğinden vücudünün bü tün çıplaklığı teferrüatıle tecessüm ederek kapının eşiğinde ince uzun ayaklarile, yahnayak belirdi. Otelin kâtibi. telâş içinde soruvor: ^ Sizin odaya da mı tecavüz edildi. madam? Sanki bu sualin manasını kavramak içinmiş gibi, kadın bir müddet koridorun karmakanşık haline baktı. Sonra: Neydi o gürültüler?, Çok kork tum... dedi. Uyku sersemi kapıyı bulamadım Elektrikler de yanmıvor. Yangın çıktı zannettim. onun için bağırdım... Bu ne bıçim memleket? Bu ne biçim otel... Topunu URO «CUMHURİYET» in Tefrikası: Vazanlaı: Nüıal Karaıııağaralı ve VaNÛ Cemil otnu hırsla göğsüne bastırdı: Canım! Yavrum! Çocuğum! Ve o anda bile şaka yapmak kuv vetini kendinde buldu. Görüyorsun ya, mukadderat seni bana nasıl fırlatıyor! Başını göğsünde sıktı genc kızın. Saçlannı kokladı. öptü... Güler, bir kâbustan uyanır gibl, heyecan içinde sordu: Boğuşuyor muvdunuz?... Adam. bu odadan fırladı... Bir verini ze bir şey olmadı va. Cemil Bey?. YaralanmadiT.ız ya? Ah, Cemil Bey. Cemil Bey... Erkeğe karşı ilk defa bövle bir yakmlık gösteriyordu. Cemil Eren, hakikat âieminin dışına fırlamıştı sanki... Ne durumda bulunduklarmı unutmuş ?ibiydi. Şu anda Gülerden baçka gözünie bir şey yoktu, beîli... Genc kızın alâkasından büyük bir saadet duyarak onu hâlâ pöğsünde sıkıyor; saçlaruıı Spüyor, Spfiyordu. Merak etme... Yaralanmadını. Hiç bir yerime bir şey olmadı. Boğuştuk; ve herifi iyice belgeledim. Kımdi o adam? Kim olduğunu anlayamadım ama. muhitimizden biri ise, mutlaka yakalanacak... Zira iyice dam galandı... Güler, hâlâ kollarının arasında idi. Cemil Eren belki yorgunluktan, belki bu yakınhktan titriyordu. Genc k;z, erkekle ilgilendigl için. bir an dadısını unutmuştu. Anmzın onun fervadlannı hatırlayıverdl. Ve birdenbire gözyaşları bosandı. Hıçkınyordu: Bir tanem... Yavrum... Sinirle rin bozulmuş olacak senin... Kendine gel, Gülercığ.m... Cemil Bey.. Cemil Bey... Da dım imdad ışaıeti verirken sesi kesildi... Dadımm başına bir iş geldi... Kapısına da vurdum. cevab alamadım Halinde öyle bir korku ve yalvanşı vardı ki, Cemil, infilâktan sonra Gülerin bövle kollan arasmda hıçkırarak Hartmanı itham edişini hatırladı. Ve demin Hartmanla boğuşurken işittıği ganb feryadi... Hemen harekete geüp. terliklerını ayağına, rob döşambrım sırtma Dadım Ulâk! dedi... Dadım geçirdi. Ulâk! dedi... Sonuncu Ulâkı diye Gidelim, görelim... Yakalayamedi... «U> dedi, «lâkı> diyemedi lım... Herif nereye kaçtı. Cemil Bey! Ve Güleri belinden kavrayarak Cemil Eren, genc kızın bu »ar kapıya yürüttü. sıntılara dayanamayıp çıldırmasm Siz o kaçanı bırakın... Dadan kuşkulanmış, dehşete kapılmış dım... Dadımı belki de öldürdüolacak... Titreyen koüarile Gülerin ler... Dadımm sesi kesildi Ah danahif vücudünü göğsüne bastınyor. dıcığım... dadıcığım... Şakaklansı öpe öpe kulağına fıaılCemil kanadı açtığı anda, yoluna dryor: sed çeken dolabla karşüaştı. İtmeğe çabaladı, dolab sendeledi. Zorlasa devrilecek Güler. haykırıyor: Perceresinden girebOiriz... Zaten mütecaviz de pencereden gelmiş degil miydi? OBU taklid ettiler. Bu sırada otel birdenbire uyanmıştı. Alt katlerda bağırışmalar, koşuşmp'ar duyuluyordu. îsrael iklimi sıcak olduğundan, balkonlara Eira'anmış üç odanın per.cereleri de açıktı. Parmakhğı aşıp bitişik balkona geçtiler. Pervazdan içeri ilk dalan Cemil oldu. Güler, onu takib etti. Dadı!... Dadı! Dadının odasmda ölüm siikutü. Pencereden vuran ışık, yatakta yalnız bir kümbelti gösteriyor. Güler, karyolaya yaklaşmca, dehşeti büsbütün arttı. Dadmm yatağında yatan dadı değil. Ve dadının yatağmda vatan adamın gözleri açık Gözlerinta altı karanlıkta pınldıvor. Faka 4 ses çıkmıyor. Ölmüş mü bu adam? Hayır, ölmemiş bu adam, gözleri kımlldayor. Cemil bu insan külçesinin üstüne eğilirken: Şaşkınlıkla yanlif «daya girmiş olacaöız! dedi. Hayır, burası dadımın odası Ne arayor bu adam dadımın yataSiT.da? Ve dadım yatağında yok. Koridorda koşuşanlann ayak sesleri duyuluyordu. Kapının altından zun Allah belâsını versin! Cevab beklemeksizin. garsonun elinden şamdanı kaptı, içeri girdi. Kapıyı hışımla yüzlerine kapattı, kilidled'. Cemil, onu takliden. diğer bir şamdanı diğer bir garsonun elinden alm?ğı akıl etti. Anberbunun odasına tekrar daldıklan zaman, pek garib bir manzara tie karşılaşblar ^lamadadınm bozulmamış vatağında Mühtedi Hâdi yatıyordu Ağzında havludan bir hkac vardı. Yamyamlarm yemeğe hazırladıklan turist «ıbi. yahud da kasab dükk&nlannm vitrinlerinde teşhir edil hazır rosto gibi iplerle kıskıvrak bağlannns, kıskıvrak yatıyordu Hareket halinde yalnız gözleri idi Bakıslarle imdad istiyordu. Kapının önünde biriken kalabahğa onu işaret ederek. Cemil: Şu adamı kurtarın' dedi. Çözün! Ne vaparsanız yapın! Güler. ağnvan sol kolunu saâ elile tutmuş. yüzü korkudan, heyecandan bembeyaz. sayıklarcasma mütemadiyen aynı sözleri tekrarlıvordu: Bu adam dadımın yata|ında... Peki. dadım nerede? Cemil gene o otoriter tavnnı takınıp otel müstahdemlerinl emri altına almış. rehber kesilmişti Fam döşambra. bütün odalan aramak emriai verdi: (Arkası var) Klik., •tarikat. den daha tehlikelidir. «Tarikat. müşterek manevi de dlyecegl gellyor. O ne Iradlar. o ne ycnl bulu^lar. ne ğerlere bağh bir tesanüde ve kar deşlik duygusuna dayanan bir mü nefls mallar. ne tene\T«, ne zarafet! esse» idi. Onun bir ahlâkı vardı. lleri memleketler. değil sanavt maKlik ise bir •menfaat tesanüdü» dür. mullerini hnttâ 7İraat mahsullerini Ahlâkı yoktur; ahlâksızlığın tâ ken yanşırcasına buralara dökmüsler:Oıdisidir. «Tarikat* ile .klik» kapalı ol da tnaddelerl konsene halinde sebll... mak bakımmdan birbirine benzer. Fa Yok. yok!.. Ve ne manltalar! Hele Bevrutıı sorarsanız. iklncl Wr kat birincisi idealist, ikincisioportunisttir; ve menfaat bağları bitince lsvlçre halinl almıs: Kamhivo serbesf! klik mencubları dağılır, birbirlerine Kaç milyon toervn sok! Kaç mllymi yabancı olurlar. Bu gibiler için klik Istersen cıkar! N'ereden «elfrsen geV. menfaati, vatan. mıllet ve meraleket Nereve gidersen git! Ecnebiye de. menfaatinin üstündedir. Onlara mu yerllve de hudiıd<;ıi7 mflsaade.. AhvallmİT kıyaslaııdıgı takdlrde, halefet denaettir, şenaeJtir, hıyanettir. Bu demektir ki; Ortaçağ müesse ırıda mndHelcr] e e n e bir nisbet dahlselerini dejenere eden zihniyet lâik llnde hl»de mnknldtlr. Fnkat dflnva cemiyetlerin bünyesinde bir hastalıh sanaviinln llrrlemrslle bOfiin be»erl»««n istlfade ttt\&[ nimetlerin coolarak devam ediyor. îundnn mahnını vasıyoruz. Mevrud Eğer siyasî müesseselerlmizde ilirr olanlar da. knr farkmın rnriine blnen ve meslek tesekküllerinde kliklere, ih"Vâr f>rklle manr^Uah bu engerek yuvalarma karşı kâfi deK i r a h l W nıiwllnde oldujıı ırlblrecede tepki ve telâs gösterilmezse, Blher! Bib«r!. bu memlekette, içtimaî idealizmi kök leştirmeyen feragat ahlâkını ihtiraslarin yerine ikame etmeğe imkân yokTedavü'dokJ para 18 milyon tur. Unutmamak lâzımdır ki, bu men lira arftı faat tarikatçileri, bir milleti ve mem leketi tahrib etmek hususunda din Merke? Banka'irın bülten'ne göre tetarikatçilerinden çok daha tehlikeli • d.nvtildekl para miktarı 2 003 677 02S dir. Onlarm yuva yaptıklan yerlerde llradır. Bu hesaba göre emirvonda geçen hafiçtimaî vicdan kurumuş demektiı Klik, siyasi. ilmî ve mesleki cemiyei taya ni»bet> ]8 müyonluk blr artıs lerin bir nevi tümörüdür. Uzvî tümö %ardır. rün tahribatı ferdleredir. Fakat. bu Bir oteli dinamitle uçurmak sosyal tümör, eğer cemiyetin bünyeistediler si içinde dalbudak salacak olurETvelkl gece Maslak yolu üzerlndesa, cemiyeti de, devleti de toptan kl otel ve lokantalardan blrl dlnamlt yere serer. Çünkü o, feragatin, ahlâ le havaya uçurulmak istenmistlr. Bun kın ve fedakârlığın düşmanıdır. Hal dan blr ay kadar evvel bu pazlnod» buki bütün sosyal müesseselerin ga çıkan blr kavga sırasmda bıçakla ölyesi, insanları, içinde mahpus bıılun diırlılpn bir gencin arkadaşlan Mev* dukları bencil duygulardan ıızakla? lüt Topçu ve Osman Mertoğlu, lntU kam dinamitle berhava tırarak onların ruhunda feragat v* etmelcgftveslle otell de muvaffak ol»lstemişlerse idealizm tohıımlarını geliştirmektir. mamıjlardır. İnfllâk sırasrada gazlno Ferd, bunu bir takım cemiyetler feısmının arfea camları kırılmıştır. Sa de. siyasî. ilmî ve meslekî topluluk rıyer müddelumuml!l*lne verüen suçlarda arar. Orada vicdanını. kendi lular dtln tevkıf edilmlştlr menfaat ve ihtirasları dısmda. sosv'al ?ayelere yönelmiş olan ideallerle bes lemek ister. Bulamayınca me'yus o MEVLİDİ ŞERİF lur. Ya kendi icine kapanır; veya haPaşabahçe Ş.;e ve Cam fabrikaları yaruıı huzursuz bir mücadeleye atar. tah'ildarı Trablu&garblı (Fizanlı) Fakat bir cemiyeti ancak bu huzur Hacı Bey namıle maruf suz mücadele kurtarabilir. Me'yus olmak, bir köşeye sinmek, nefsini neme SÜNUSİ ÖZSENMEZ'in lâzımcılığa kaptırmak, cemiyetin vicebed yete intikalinln kırtcıncı danını zehirleyen klikleri teşvik et günü olan 15.41956 pazar günıı •];ırdı namrzını müteakıb Sış'mekten başka bir ise yaramaz. Camii Ser fmde memleketimizin Klik, gayrimeşru bir • menfaat hasmeşhur Mevlıdhanlarından Hafu talığı» du. Nasıl ferdi namusumuzu Cemal Bağcı ile Hafız K&ni Kakorumak hususunda titiz davranıyor raca tü'afından okunacak Mevlıd! sak. içtimaî iffetimizi zedeleyen bu Şerifs skraba. dost ve arzu edenlehastalıkla da mücadele etmekte titiz rln tesrifleri r'ca olunur. davranmalı ve onun kökünü kurut mak için tedbirler olmalıyız. tçtimaî müesseseleri menfaat grupACI BİR KAYIB ları eline dü«müş bir cemiyet pâyiKilhin tsn'nmış ailelerinden merhum dar olamaz. Bedreddır.3 de \bdulah bev oglu, Behıye TUJIU" eşı, Sureyya. N'ecmeddin. C'ıker Tümay ve Enife Tunca ile Yıldız Özkanın babaları Kllislı MEVLİDİ ŞERÎF Vpfatının onuncu senei de\Tİyesi münasebetile tstanbul Bîrosu arırdan merhum Flakkın ratnietine kavujmuştur. Cenazesı bugünkü ctnrartesi guru öjle namazım müteakıb i Beyazıd Camnnden alıraraV K"Tie!'=pı Seh'dlıâ're def NAZMİ TÜMAY hâtırasını anmak ve mübarek ruhuna ith f olunmak üzere 14 nisan 1956 cumartesi günü öğle namazını ınıiteakıb Tesvikiye Camii şerîfinde Mevlidi Serlf okunacaktır. Merhumun fkraba ve dostlarile irzu buyuran ihvanı dinl davet ederim. Oğiu Avukat Ziya Sofu Kıbnslı CFLÂL HACT SOFTJ 30.000 L l r a l ı k Para İkramiyeleri MAYISTA İSTANBUL BANKASI CUMHURİYET ABONE ŞERAITI Muddeti Senellk nttı tylık Ût tyhk 8b qylı» ME VLID 'vcık «evgılı annemİ7 İSMET ÇELEBİ'nin aziz ruhuna ithaf edilmek uzere olümunün 40 ıncı gününe tesadüf eden 16 nlsan 956 pazartesi günü öğle namazını müteakıb Kadıköy Osmsnsğa Camiinde manıf haf'"lardan Geredeli Esat tarafından Mevlldi Serif kıraat ve hattaı duası edileceglnden bütün akraba ve es dostlari"'zla arru edenierin tesrifini rica ederiz. Kızları: Rey'an Ardan Meral Bayramlıoğlu Nüshası 15 kuru^ltu Türkiye Lln S J Lln KJ 42.00 u.oe lM Uarle Lln ft*. U n &». S1O« MOO «•• U 1 K K A I #d!lmıı»tTi katnı) «dllm*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle