22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KJMHURİYET'in TEFRİKASI: 1 S Eşkıya öğüdleri t Baban (Idfi gittl: Onun dos tu kim, yatağı kim kiınse bitaedi: l u ı yataklarını kimse, Allahtan boşka klnjse bilmiyecek: O kadar çok yatafın olacak ki... tkinci üçüfieü dördüncü derece yata İın, «MJ yatağın kim, herkea, hfikumet birbirîne karısacak: Bu ob» teoin: Basın sıkışınca •an» ulöşır: YüreğiiieM jüphe düsmesin bu obadan: Anladın BU dediğuni?» Çakırcalı basmı kaldırdı, bu yet mis beglik, uzua boylu. ak, alvrl •âkalh, yejil yaprak gözlü ihtiyann yüzüne baktı: t Sağol Ağa, anladnn,» dedl: •Anladim dediklerinl:» Yörük ağasl blr koyun keıtrr41: lyi bir ziyafet çekti onlara: Ora da, o obada dört gün kaidılar: Gün dfiz dağa çekiliyorlar, gece obaya gellyorlardı: Derken, Kâmil ağadan, Tevfik beyden, Halil beydea panlar geldi: Halil bey blr de mekrub yazmıs ti: Efe, diyordu biz burada dıırurken sen hiç çektnrac: Bir eiln İımirde, bir elin ödemişte, bir elin İstanbulda. PadLşahın «arayında eVmektir: Çekinroe, diyordu: Bu Halil bey esraftandı: Büyük tO ailfci: Dedesi müteaelllmdi: Aıle ti kuruldu kurulalı, o bölgelere hükmetmistl: Eıklyayla, parayia. kükumetie hüJunetml*, hükmetmis •Jlu hükmetmiîti; Eşrafın yaşama •lnı, gelifmesini aağlayan bir yandan hükumetsf. bir yandan da ej kiyaydı: Çakırcalı, vaıll jrörük. âjasının tlinl öptü: Yörük ağaa: < Oba cba ges,» dedl: cBlzbn •baları gez, tanı: Ger«k olur» Son ra dttsman obaları da BSyledi: «On lara da güvenme.» dedl: *#* Fejparmak dağımn doruğuna ya kıa bir pmarın bajiD* vardilar. ÇaJorcalı: € Had.:» dedl, « Biiiyornuuun Y5rük agatı •e dedi» Baei! € Billyorum.» Çakırcalı {afirdı: « Nerd«n biliyorrua?» Bacı: c Billrim: Dedl kl aana, yatak »eseleai eakıyanın canıdın Yatağı ftirük cskiya yasayamaz:» Çakırcalı: « Sana da nu »oyledl?» <lye kayretle sorduı H»cı: € Yok,» dedl, «baban çıktığın 4m. ena »üyleaiî: Kendlnden olan her eskiyaya aynı öğüdü verir: Y8 rügün dağda eakiyası olmazsa, bir kauadl klrık demektir: Yörük «skiyannı çok tutan Biz olmazsak •rdmda, yarm blr çahkakıeı jelir, •oyar. foğant çtvirir enu:> M«hm«d: < ç«Tİrlr,» dly« döjfindttı *** Mehmedbt ejkiya çıktıgını duyaa Hasan Çavuı, müfrezesüü dü«mU«, yaranda teğiEen Hüsnü efendi de olduğu hald» takib* {ikmiftu İkide blr: € Şu Çakırcalınm oğlun* bai» diyordu: «Şu kahpe döliln* hak! Adam olrnuj da dağa çıknus... Ba buını unutrauf. Onu «iaıdl k#klik =haberleri Âtom enerjismden faydalanma i ISTANBUL U^ETECİIİR gibl avlarım: Genç, tecrübesfa: tyl ki şımdi çıkü: Biras ya^laıup, u« tala^jp dağa çıksaydl. tutmak ror olurdu: YanmdakiİMr de aceml: Harldye Vekaletl NATO DairealBereket acemi... Blr müsademc nin yurdda atom enerjisinden rauhta.naaı: Keklik gibi...» telif cephelerde faydalaıunak üzere Koy köy, dağ dag anyor, bir tür bu husuıtakl cahşmalan lesvlk. ko«rlü izmi bulamıyordu: Bir hafta, dlne ve murakabe edecek, aynca bu bir ay... Yok yok! Ama Hasan Ç* sahada mütehassıs elenıan y«tiştirecek bir atom enerjisi komiayona kuVUJ urauduııu kesmiyordu; rulmssı lçin tegebbüse geçilmistir. Haa: Hazırlaımn k?nun tasansı muhtelif «Burada kalacağız bu fec*. üniversitcler, Vekâletler ve teşekkülHaa E?kiy*y» haber yollmdim. Ha lerin murahhaslanndan mütefekkil san Çavuftnn bir haber getiraedk. bir heyet tarafından Ankarada inceBir de başka bir işimiz var.> lenmi? ve NATO Ds:re«min takdıre blr reallıt g8rü;le hsnrladığj Sustu, Epeyi bir caman düşünrık, uzeruıde bazı değişiklıkler dü. Pınar, yosun tutmuş, eski bir çam oluktan, cığü «ğıl aluyo», t4 yapıUrak kabui tdilmiştir. Ankarada yapılan toplantılar» t$tlaşa?ılara fcadar blr BÜMÜ5 |erid gıbl iniyoıdu. Kıyıları koyu, taze rak eden Jstonbul üniversitesi fizik profewrlerlnden Fahtr Yemçay bu bir çimenin örtülüydü. Yarpuz, sahususta ju açıklamada bulunnıuştur: leb, sarı çiçek »Imışte yanyı ya« Atora Fnerjiîi Koralsyonu Bajbanî. Çamlann a!tı pürden döşek vekaiete bağiı okeak ve mütehassugıbi omuşUı, Piirlerin aresmdan ların teşkil ettikleri bir istişare kuyejil otiarın udarı fcşkınnııü, Yaz rulu kendisine yardım edeceği gibl, bitti bitccek. güze doSru, Vaktt bir ger.el sekretorlık bflrosu, kom!«ikindi. tncede'i b ^ yel esiyor. Bir yon kararîiırinı tetbık mevkıin* kokuş daldan daU kor.uyor. Başkaca yacaktır. Daha çok haıırlayıci ve tanzimlecan eseri yok ortada. Çoban Memed, tâ aşağıda tüfegl yiel blr îa«ılivet arzeüocek olan atoır. ru kucağına almif, agn ajagı, çl enerjift komlsyonu, dller momleketlerdekl benzerierlnln geçirdikleri «af menlerin üstüne yatmif, akan suya halara bakılaeak olursa, hâdisatuı balayordu. Ortalıkt* ln»am dell t gellçmesine göre hükml lahsiyetl halz den bir koku vardj. Yarpuı, yosun, blr t««ekkül halina getirilmeM a çan, ıu, çünen kokusu. Tar», nülebilir^ ince... Çoban çtık iri, unm boyiu, guzel bedenli, 26 sında blr genodi. Hiç mi hlg a£zmı açıp, konu«Migrros eklpleri isühsal mazdl. Sesi güztidi. Hablre ttlrkfl bölgelerinden döndüler s8yl«rdi. Agzını bir, «6yle olnın Httstshsıll* teır.M» fefaıek Ozert efern» demek içln açardı. Bir Ue UtlhMİ bölge'.erine glden MİRTO* «klptürkü töyîemek icln... Bir dul ka lerl »ehrtatM dönmüstUr. önümüıdelü tUnltrd» lyl evfafta nn;n oglu ldi. Yedl yaşmdan bu mtyva v» ubztyi daha ueU2 fUUarU yana, Haa Eçklya onu ksçakeılıja ntıa «îmcr.ın mumkUn olıeaiı Mlfn» almeıya kadar, blr aganın kapuın Idırefürlnet temln »d!lm«lrt«dir. Dlter taraftan M!ero*>a baa «nuf ia boğaı tokluguna oobarüık «tmişti. BOtün kaçakçıhfmda filAhı tejEkkülUrlnc» yönelUlen hücumlar «vabsır. bırskılmıyaeaktır. ile blrlikte, kavalı da yanmdaydı. ör.ümüı.ütttl hafta blr ba*ın toplantıaı Babaa Yemene askere glunl* blr t«rtıbleame»l T« Uert iürül»n iddlalara rakam v» Ttslkalan dayanan btlslltrl doha donmemi$Ü. Karal çalar, türkü sBylerken tn •çıklamak Mmtllc errab ••rtlmMİ muhtemeldlr. »anın yüregi ağ7;ıng gellrdl. KBHJ «Constitutlous» transatlantiğİ hujru, koruşmazdı. Blr de ktırşiîn bujrÜJi eidijor sıksrdı kl, jajıbr. Metslf») ruranrvvelkl gtln Beynıttaa lücanJinııa lardandı. Beîki bn daŞlar cnun jribl gfbr.l» olin Ameı'kan b3iıd!r»;ı «Conzpüzel, «akio, güvtnl», h!ç oralı d« liti'.ioni» UsnM'.'antiîi bugun aaat 10 glÎTdîçesın» krçun at&n blr kıztn A* PUtye mUtevtcclher. hartkat *deeektir. görmemlştl. Gra! bîlâhtrt Veııedik Ntpclî, Cfit» Haa Mustafa ba?mı kaîdırdı, d'Azur •• Pab&a'y* uSrsdıktao toon Çobana baktı. Çoban uyur ffibl kı NtwYork'ı dBnfcfkt'r TurKtler. Urlhl âbld«I*r< T« Dataumüdamficlan yatıyordu, Gulfimiedl, ''«hçe Sarayın; fKmlçl«rdir. Yukıek ses'ı»; M1J11 cyur.Urımüi »on deree» orljlaal «Bu köpogiu da btr pıaar başı biJdıiK'arını «bvllven turîrtier rıhtımbuîmasın, ell aysğı keiilir, ya yatar jızlık doiayuile kcr«y» «ıkıp dttnmtktr »"1 d»rece rojşk31ât ç«!ct!)derlıü de böyle, ya k«val .çalar, ya jja, 1 öl Yüksck Denİ7clKk Okuhmd« Çoban ajır ajır, ffllömslyerek dc^uklu. ^,^~sr. .JKI ^ » • ust^^v. balik glinü £ .... • • • Dfeı Yüksc* DerİTeimt ©feuhrad» Mustafa: «Çoban gel buraya» dedL «Işl Talsbe Cemlyeti Urafından an'anevl Balık £i.nü kut!ar.ınısttr. Vali ıdına Bemiı var. Sonra çene glder yatar Îe3!ye R >« Kujvlrlcr'ndcn Dcktor *f sm. Ulan gara dinnl, uyku aenln Lu'rl |l» Is4*nbu! Deniı Komutar.lığt JmeKÜl, Drtlrclltk Batıknaı flerl (»• anan nuî> Çoban gülüreMyerek geldi, ba .rjlerl, armatörlcr v» d'Jer davetHlertB lftiıak «ttigl toyla.tıyı okul müdüru aççında durdu. n)'.?. nkulun kurvcuru Han'i Naclnin Hacı Mustafa sorchıt hâürstını »aygı !ie annoiîtır. «Tüfegin dolu mu?» tstanbul tzmlr yolculuğunu Çoban dolu drreMİne baıım «alyanm güne îndirecek vupnr ladı. Gülümsüyordu. Der.Izeülk Baikajmın tstonbul lx(Arkası rar) mlr denlz »olruluSupu yanm fün» lndlrmek maksadti» yaptıracagı (emlnln lllt pro]e!eri ttzerinde çahgcıalar dcvası etmektedlr. BİR İSTÎFA 7009 ton olarak 'r?a ettlrtlmesl dOjuMal)7« Hessb Uzmanı Ştref Ç»Ien !;tlfa ehnlj ve Bahçekapı t. TJ. SSgorta nClen feml »aa'*« 22 mtl «üratl» ieyıeH.imla «(1 avukat Mergub* Çeien lle djecektlr. Daha «iyade y>\~a nskllyatı ic!n yapfıacak pemld* I Inel, IT c d ve birli'Kt* a«rb«st elarak m ilncü tnevU kamaralar bu!unaea|J mıştır. gib! gür.daı yo^nıiuju (U rarırl ltlbara alınarak talon v* ofrjrma yerlcrinm (azla oimaaına Mlbaau dlkkat »dll««ktlr GeminİB Almanra »eya ftaîyaya Kparit »düeceil an!«5!İmaktadır. «Araba sevda»» KaraEOmrCkte Kırtay »oijajında 11/1 nıunîralı e\>de oturan K!ya C»''l» »ld 33529 pUlralı huas! etomobll, evvelM fee» «aat 23 (ularıtda evlniıı kapın öl*nden çahnmiîtır. Otomobîlle blr müddet dolasan hırsırtar, arabayi Fa« tihe btrakarak kaçmışlırdır. Polis, hır»ızlan artmaktadır. M A R T 4 • Bunlardan birl fransa, bH Tllrk. tki lamplyon! Ne boksta, ne futbolda, ne güreşte. Yumruk atmasuu bilmeden, gol yapma kudretleri olmadan, birbirlerinin kurdkapanına alroadan <jf'le bir i« gormüşler ki, b«nlm dlyen pehlivanlar veya sporcular onlann himmeüni gösterip yaptıklarmı yapam&zlaf. B&şanlaruun konusumı söyleyince okuyucularımdan şajacaklar çok olacak, Proiesör J»an Deny, Osmanlı lchceaini el« alarak blr tTürk GramerU yazmış, Tabil fransuca olarak; Ali Ulvi Elov» d« bunu tOrkffcyt tercümt etml*. Kitab, 1142 «abife. Allah, yazana da, tercume eden» de ne kudret, ne sabır vermis? Kıtaba g&çmeden 6nce bu &İ himmct lempiyonunu tanıtayım. J. Deny, Sİmdi yetmişlik olmu], yanm aaırdır Tıirk dıline bütim dıkkat ve ömriınü verrnij, bizi yakından tanıyan ve bllen blr Fransız bilginidlr. Sorbonne'a bağlı Türk Şark Dilleri Okulu profesörudür. Tevaıuu, mahvıyeti, devamlı ve »abırlı ealiîmalarile diümlze nü/uı etmi|tir. Eski eamaslıca metinlerinl, Veysüer, Nergisiler, Naimâlar dahü, Ö9 1 Z bir gayretle inİÜÜ celeylp ögrenmiı ve yıllardanberi Fransız genclerine öğretıniîtir. 1350 da Fraıvsaya gittiğim zaman orada Talebe MüfetUfi oian merhum Salih Zekl Beyln yanına aldığı M. Grizar lamlnde ve |ark dilleri öğrendlerlnden olan genc Fransz kâtibi lle konugub da onu Bâki'den, Mesihl'den uzun manzumeleri ezberden okur görünce hayretler içlnd» kalmiftım. Şlmdl konsolosluklarda geten bu tiirkçe meraklm Frannz, bizim edebiystımın şajüacak kadar lyl blllyordu. Hocnn, dostumuz J. Deny'dir. Ali ülvl Elöveye gelince, tevazu ve mahviyette eser Mhibinden geri lcalmıyan, kendM de yanm asırlık d|retmen, bu kıymetll ve faziletli lnıanı eoeukluğumdan, fakat gıyabtndan tarurım. Daha biz rüîtlye nralannda iken terkibU, çetrefil (iirler okutulup ezberletildiği günlerde onun terniz ve açık turkçe yanlmi} manzumelerinl okuyup kendi kendimlze ha J. Deny, Âli Ulvi » 1 K Ö E M D E N 1 ABAHTAN ABAHA... MariM va IHifat «rukh nlleleri tenkid edl» duruyorut: • Analan bes yüx Ua Uralık, biualan iki yus bln Ucabkl £»;alan Ud yuz bia lirauk! Gardrobiannuı muhteviyatı yuı bin liralık... Boylece milyonun ustfine otunnuşlar... Ba değtrmenln dön nıesi için de ajrıca nulyon, yahud milyonlar lânm .. Halbuki kitaba para vermezler... Şatolarda kutübhane salonian bnlunur... Malikânelerde kutübhane dolsblan vardır. Eski Türk evlerinde de kitab raflan, rahleleri me\*cuddu. ZengLnlerimlzin evine günde tek gazete, haftada tek mecmua ya gireı. ya girmez... Marifet Uttfata tâbidir. Kitaba Utlfat etmediklerlnden turkçe kitab da geşmiyor^ Türkiyede kitab baskıîan 1000 üa 2000 arasuıda yalpalıyor... Çok meshur, yahud pek âmiyane kitablar bo rakamlann üstjine örmannuştır. tkiııct t'muml Harb nrasında ga»ete sahlfelerl tahdld edilince ok»yucuyu oyalamak için hiç değilse hafif romanlar oîsun basılmıştı. Şimdl kâğıd yoklugn mudur, al&ka yokluğu mudur, o eı!u devrin rekorunu bile kıramıyoruz. Yerli romanlann pek müsıesnalarında grado yüksek. Tercüme roman Ue, mütehassıs muharrirlere deği], evde kalmı?, bira» İnsilizce öğrenmiş, fakat tiirkçe bilmiyen baldızlara yaptırıldigı lfta mânası anlagıbnas derekelere düştıi. O dahl rajbetini kaybettt Pcki, rnmaıılar dıjuıda nesrlynt? Maarifin klâ»lkleri? Onlan da dil Inkılâbınm meddtieezrl önelemfU mi? Kaç tane satılmaktadırlar? Esasen bunlar daha ziyade ecnehi dil bilmeyip de edcbiyata hevea edenlere nıahsuf değil midlr? Ve doğru»u: Buıılann zevkine, bilhassa ernebi dil bilenler ve edcblvat thtt^as cdenler, mukayese yolüe varmaı mı?. Mttnhastran riirkçe ycUle ba klesiklerin mahiyetinl anlnyabllraek İçln klâıik terbiye li'clere, hattâ orta tnekteblere girmi' olmalı değil mi? Asıl mesele: Kitab, yalmz rotnfina ve edsbl>ata taallOrk etmeöiğine göre, hanl 8bür şubrlere dalr halk ncgriyntı? Orta seviyell adamı manen geli«tlrmek leüı eser yok. Üniversitenin gene harb içlnde «Üniversite kon feranrian» diye bir serisi vardı. Profesörler eklp haünde viiâyct vilâvet gezerler, halkevlerlnde meraklı dlnleylcinln gözünü, gonlünü ararlan rnhnnB ve maiAmatım yıiksehlrlordl. Sonra bn anlattıklan Kitab halinde bnsıhrdı. Menıklılar, yaalı olarak okuyabllirlardi Şimdl ne halkevl kaldı, ne de o dns üntverslte konferanslan.™ Ünlverstte tnunnzaralan «alon OTann hafifllgfne fndlrlMİ. Gene ıklncl Umnmî Harb ırojinda radyoda doktor Oalib 4taç nıerhumun «Evimin saatl» diye öğretld blr sertri vardı. O kovvette faydah neşrlyat |imdl yok. Carpfcier usıl tfly sjklet Amerikan tuhaflkianna kendllerlnl verd!'»r»e. radvoinr da Isi öŞretlctlllrteB •laalaheyrillğe dökrtiler. Törkçede ne okuyayımT Kendi. ml na«ıl yüksclteyim? Enıpb! dil öğren. Genelerfmize bu eevabı verm*k ae an. Do|rnsa, evinde kOtühhanerf ha. lnıunıyan yeni zengioi.aV dedflprininkl küdar kitab rafım sahib olmıyan ortahalliyl de ayıblamağa pek yüzümüz yok... Adı müstp<ma Türk trhile»inl, pok çoğu ıiaMI Türk müeninerlnl, Türk «nüterclmlerlni. a. mumlyetle Türk dpvlet tesebbüsterint, bulabilinek Türk hususi gay. retlerlnl kabahatli •avma'ıyn. Münerverier, vB7İfe'<>rlnl yapse. H « ÜXat belki marifete tâbi olur. (VâNÛ) YAZAN: A c^aâ*^A •% • " • m HASAN ÂLİ YÜCEL I fcıalanmuta Bakjederdlk. Vletoor Hu basüma emri verildi On fle yü *ongo'dan tercüme bir »iirl #6yle bajlar: ra baskısı bitti vc jimdi önumde duran bu>ük cildin üstünde «Maanf Merhum ptder güler yüzlü, taüı fözlii kahraman, Vekâleti> nin, ortasında meşaleei jnnan kitab amblemi gözlerfani nurlanRtM eenffM onlahrd», zabit imi« dırmaktadır. Bizler ona ve müellifine borçlu «1Senelaree tatanbul ögretmen Okulunda ,ıonra Bursada binlerc* ve bia dujumuı halde sayın Ali Jlvi, kitalercs gesıc meslckdaştru yetistirmekle bın tısa hikâyesini anlatbktan *onra Türk maariflne hizmet etmlş bu de jöyle diyor: t Bu kere eaeıkı dilhniz lçin olan ğerli hocajT Ankaı» Gazi Terbiye Enstltüeü türkçe ve edebiyat dgret kıymeti ve bilhaasa gramer ihtiyaamenliüne tayin ettiğim laman, onun mıı bakunmdan eheramiyeti Maarif bize eocukluğumuzda ettiji gıyabi Vekılliğince itibara alınarak, bir an rehberlığin karjılığmı hiç değilse bm evvel tabı ve ne;rl temin edilıni} bude bir ödemig olmanın zevkinl duy lundugundan, vaktila bu hususta T*rmuştum. Kimsedea bir jey istemek diğım emeklerin neticesiz kalmamave herhangl blr şeyden aikayet etmek sından doğan derin sevinç ve minaetsunmayı âdetl olmıyan bu ihtıyar hoca, bir tarlığunm îükranJannı gün bana geldi ve çok emek vererek kendimcî bir borç blürim.> Vay tbir an 6nce» vayl. Yazümatercüme ettlği, ilâveler yapügt bu eser müsveddelerlnln on yıldanberi sından sonraki bekleme devri, tam evrak mshzeninde çürümekte oldu 25 yü. O da bln derd, bin belft Ue... gunu ve müteaddld mflracaatlerine Sabır buna derler, lyimserlik aneak rağır.en buldurulmadığını, çocuğu bu kadar olur. Emekli meslekdaşur.ıı kaybolmuı bir baba ürüntüsile anlat ne kadar ömldsiz blr duyguya döçü. £»er bulundu ve 1941 aeneıinde mlls kl, yalnn baslman 13, meydaAVÜKAT REŞtT ÜLKEB na eıicnrıhnag 10 yd sürmttş bu gayret eserinl cildli halü» eline almadan bulundu diye bunlan soyleyebiliyor. Geçen tene kitabı lutfedip evime getirdiğinde gdzlerini dolduran •evlnç panltuuu buraya ak*etürme imkânun olsa slz de benim kadar Eserin sahibi J. Deny, tercüme İÇİn diyor: • Her feydea evvel Ali Ulvi Beyi bu tercümeyl yaparken gösterdjgi inoe dikkatten dolayı Ubrik ebnelijim. Kitabunda kullandjğım ban terbnlerin ve Arab harflerüe bazı tekrtik yazj şekiliarinin türkçeye eevrilmesindeki güçlük gözonüne alımr»a, mütorelm fikjimce hakiki bir kuvvet harnlesi göstermlştlrj Kitaba acele bir KÖZ atan herkes, bu sözlere hak verecektir. Bence ««rin ehemmiyeti iki Mtmeti ve rehberliği bir arada görmesindedir. Birir.cisi kendi düunize aiddir. Osmanlı lehçesinia arab ve farut gramerlerindan aldığı kaidelerle asil Türk dillnin Sz kurallan burada bütün tafsilâtı ve misallerile gösterilmiftir. Dilimizi anlamaja ve öğrenmeğe hevasli olanlar blraz tahraetli olmakla beraber bu kitabuı »ahifelerinden pek çok bllgi toplayabUirler. Lisanlann tasnıfl .e bunlar arasmda rürkoa haktandaki dalumattan »onra dilimizln gramerfne ve aentaluana aid mufasıal tocalemeler vardır. ftonM {ayda, frannzeayı derinleftirme hususundadır. Kitabuı asims aiınnuı olan osmanlıca cumleier, franaızcaya tercüme edilmiftir. MaMIA Mehmed Efendi Sefaretnamesinden alınnu* tu eümleye bakinız: Flatı 8 lin «Sen kemâyenbağ! bu cevherler.» tasarrufuna roalik elamaznn, t ki & haddl büluğa yetişip başına Uç giylp müstakil olmadıkça...» Bunun Bilumum Matbaacılık ve Kitapçıhk l?leri fransızcasını kitabda bulursunuB. NaMerkez: Cagaloğiu Servilimescit S. 24 IstanbulTel. 22 09 68 mık Kemallere. hattâ Cenab gahebeddlnlere kadar an çetrefil türkçeler HAK KİTA8KVİ 8eya*rt, 0«lv«f»ü« Cad. Iıtan. 5 doğru franezcalarile bu kitaba geçy HAK KlTABeVİ (Babıail) Ankara C»4. • Uta« J mifltlr. Tereüme flrişkenllkleri boyKlTABeVİ (Babıail) Ankara C»4 • Uta«. Satış yerleri HAK K l T A B t V İ Vanıksaraylar f«k. «• UttnbıK lece okurken yapdacak denemelerle pek faydalı bir «urette ve kolayca Birenilrniş «lur. Tercümeler o kadar dlkkatll yapıbnıştr H, bazan kellme kellme frannzea kan'üfı olan cümle Terildflrten «onra üslub ve tfade elarak da aync« frenkçeye uygun telen ?ekli yazılmıştır. Damğa Resmî Külliyaü! MÜESSESELERİ Mufa«al Alfabetik Fihristli ve Cetvelli JSMAİL AKGÜN İ KREDI BANKASI %*, DAVETEDER r V. ] 6 30 12.26 15.37 18.04 19 32' «51 E. ]12.2T| 6 22 9.aa 12.00; u o ; ı o « c 1 T RECEB 21 1 § 1 CLTHHTJHtYFThı TEFRİKASI; Iriançıç Yuvmı ttLZit) TAYLOB rAi.nwıCT.ı çevirea Henri evden çıkmıj gidiyordu. Celeste peneereden onun arkasmdan bakıyor. Yerdeki gölgesüun kavak ağaclanm birer birer geçişini seyrediyordu. Henri gitmiş, gitmiş, sonra onun kendisjıe baktığını sezer gibi olarak, dönüp son bir defa bakıp güiümsiysrek el gallamıştı. İjte o anda Geleste camı açıp seslenmek: »Dur geliyorum!» diye bağırmak Utemiştl. Koşa koşa gidecek, boynuna aarılacak: «Gitme'> diye haykıracaktı. Bunu yapsaydı yapabilseyd:şımdi beiki onun karısı idi. Ne yarık ki o adımı atamamış, sevdiği adamın arkasmdan ruhn avaz avaz haykınrken kendisi bir tas gibi «ert ve soğuk orada mıhlamp kalnoijtı. Şımdi bunlan dfifttnurken: tKor kakl:ğjmdan» diyordu. tKata ettira» demek eesaretini gOsterenıedım. Ondan. aoora da hep bu korkaVlık, manasız çekingenlik tuttu beni. sYeniden Henri'ye dönersenı herk%« ce derT» dly* korktum. VAMUS1 UtTLrKKtN Celeste şimdi kendene kmyor, lel içjnl yiyordu: Agnea, ne güzel, urun uzun aniatacaktl, kendisi ne aptallık etaıiştı de dinlemek Istememi?, araya lâf karıştırmışU »ankl! Yalmz, bir bakuna bajka turlü de davranamazdı. Agnea «Annette boşarönaya karar vermlş> deytnce adeta bir gümbürtü kopmuj, kaJbi yerinden oynamış, kulakîan uğul» damiftı. Bu halde iken o babis ülerinde ne daha teşka bir jey duymaya dayanabil rdi, ne de aormaya cesaret edebilirdi. Şimdi bunu düşünüyor da kendi kendjne; «Ben de tıe korkağım!» diyordu. «>7e zayıf iradell insanıml Duygularana kapılarak ortaya geMrdiğinı durumu görmeye, onu aofukkanlıhkla karştlamaya gelemljrorum. Bütün ömrttmee de b6yfcydirn. Zor durumlsrdan kaçtım. BSylt yapmakla da hem kerdinıe tefa ettiro, betn baskalarma.» Birdenbire o gün Peterle evknmeden 8nre, Henri'deu ayrıldığı gftn gözünün Bcünd* tYa gülerlerse?» diye korktum. Henri üe ndşacımı bozup Peter'ie nişaalaıuiimı gazeteler uzun uzun yazmışlardı, «Şimdl yeniden beni düleıine doîayacaklar!» dıye korktum. Küçük, manasız şeylerdl bun iar ama, ben işte bunlara bile omuz si'tkecek kadar ceaaret gösteremedım. Bu korkakhğtm yüzünden kendimi, hayatımı da mahvettim, başkaîannkinl d« > Bu düşünceler OBU daha başka düşüncelere gürükleyordu: «Henri dönüp bana gelmlyecek belki. Hakkı da var. Benim gibi bir insana nasıl güvenebilir! Ne kadar korkak olduğumu billyor. Ben 8yle bir tasaeum ki durmam lâzımken kacıyorum, kosınam lâzım gelirken duruyonım. Beni blr daha aremazsa hle »aımam. Hak etüra bunu.» Üzerindek, bu miaklnligi. korkak hgı silklp atmak için eıypındjgı anlar da oluyordu. O laman, gidip Henri'yi bulmak, kollanna atilarak ağlaya içim dökmek UÜyor Ba«m°t>ey1ıud Osman B«yin toram. Salm fakbasanm v» Paklz* tlkbaıanın ojlu, Prerne» Emin» Nerrain Ükbaıanı» eşi, Fırdev», Seniaa v» Zehranın kardeji ve Hu5eyin Kıroğlu. Kemal Ergın ve mertıuın Kemal Ayraiın kayınblraderl. Cavad. Jal», Hal», Mettn, Yılmaı ve Narınfln dayıaı, Osnanbey Matbaaa »ahiW OSMAN SAtM İLKBASAN Scnenîn İfk feki Z 3 S56 curaa guna vofat etmtjtlr. Cena» resi 5 8 9M pazariesl (rünfl Slşll Camiinde 8ğ'e namaıını mütea'îib Sul'an 17 Maytsto tS Mflrilo Mahmud ttirbeslndeki aile kabristanına bllmeMdlrler. ArH UfOere bu kadar defnedilecekur. Uîu Tanrıdan mafthrvt Işaret klfldir, aanınm. Fransız zekl dlleriı. ve tneeliSinin yeni Mr örneğlni gBr •••••»•••••••••••••»••»< mek arzusundan kendimi alamadığımı Zelzele va eel baskmı felâketzede. söylemeliyim. lerine blr Amerikan Lâboratuarmnı teberrna Geçer. gün NewYork menşeli bir ACI BİR KAYIB ajaru telgrafmda bildirildiği veçhila t DUriy» Ofl»zjB esl, Reıid mühim miktarda Antibiotik ve VINlgar Oflazıa babalan. Hldayet tamın Lederle NewYork LâboraKayacanın damadı, Nafi Heper ve Betigül Ofiâim kayınpedtrl, Z*h I tuarlannm Türktye mümessinerl ra, Münide, Oıman ve gazetemlz tarafından Kızılay merkezine tesarkadaşlarunndan Nuri Kayaeanır; lim edilmlftir. enljtelerl Mühim miktar «Achromydn» r« tHSAN OFLAZ «Aureomyckı» gibl antibiyofckler 3 mart 9S« cumaıteal guna nat %re «Vimagna», «Lederle» gibi mul 15 tt Hakkın rabmttlne kavuşmuftUT. Cenazesi 4 3 958 paıar gftaö I üvitaminlerden mütesekkil olan bu ChrlıtopheT taaınp kalnantu du. Evet, Bmründe llk defa eesaret «Ya çocuk hastalandı, ya ba«ka blr Firuıaga Türkgücü »okagında 52 1 teberru Eskisehir zelzele feiâket «O da nereden çıktı!» diye numaralı evinden kaldırılarak F»gösterecek, ooun ve ba?kalarıniD şey...» diyordu. İçeri glrip de onu rlköy Camiind» oğle namazını mü ! zedeler Ue yeni vuku bulan ıu » ne diyeceklerinl göze alacaktı ama, gayet aakin bulunca hem aaıırdı, haykırdı. «Kim »öyledi?» teakıb Feriköy mezarlığına def , baskını felâketzedelerine tabsis eCeleste; »Agnes söyledi> dedl şimdi de başkalanndan değilse hem de kızdı. 1 dilmiştir. nedüecektir. Mtvlâ rahnet eyllye tBaşkasından duysam tnanmazdırn bile kendindea utaeuyordu. Korku Celeste ağabeyismi gulümseyerek ama, bilirsin, Agneı dedikoduyu ve ürperti içlnde kaçıyor, odasına karnladı: •evmez, gelisigüzel duyduğu »eykapanıyordu. tHoş «eldta!» dedl. «Yolculu leri söylemes. Her halda bir atü O kadar da vapayalnu kalmı^tı âun nasıl geçtı?» diye aordu. var ki...» ki! İçini açabıleceği kimsesi yoktu. Chrirtopher kendini tutamadı: AgabeyislnİB birdenbire rengtoln Christopher ağabeyisi Windsor'da «Bana bak, yavruxn> dedi. pek durmuyordu. Arasıra görüş «Sen benimle alay mı edıyorsun? attıSuu, sapsan kesildiğini görüntükleri raklt Celeste kaç kere ona Sankl ev yanıyormm glbi bir te ce, sözunü yanm bıraktl. ChriıAk^amına kadar açılmayı düşönmü», »onra gene o lâj, blr kıyamet... Beni çağınyor topher, olduğu yere mıhlanıp kalheaabınızı açtırarak korku ve çekingenliği yüzündea, sun... Sonra da kartuna geçip gtt mıs gibi idi Göderinde pek korvazgeçmiştl. En sonunda, daha fazla lüyorsun... Yoldan yeni geldim, kırnç blr tsık yarjp tönüyordu, Kendi kendme konusur gibi dayanamadı, bir gece «aat dokuzda yorgunum. Artık yaş da ilerledi... «Henri bana söylemedi» diyordu. Endur köşküne telef'jn etti, ağabe Yann görüşsek olmaz raıydı?» Sonra, dönüp ^»gi" kagBi karyisinin o aksam sekizde gcleceğiai Kaflideslne katılıru* Celeste ağabeyisinin böyle paylar deşine baktı: Edith'ten SgrenmişÜ. Bu kesidede gibi konuşmasKU, gözlerini ona, dlk «Niye bana »SylemediT» Christopher kızkardeşlnln kendl mis, hiç kımıldamadan dlnîiyordu. Celeste: «Bilmem> dedi. «M» bisini neden csğırdıgını anlayama Onun bu hali üzerine, Christohper leyim ben!» mışü, birdenbire telâşlandi; Sesi de yavaş yavas duruldu. KardeşiKarsılıklı bakifblar. Christopher kulagma pek tert ve boğuk gel nin, sakln görünmekîe beraber, bir karsınnda aanki Henri vardı da derdi olduğunu anlamıştı: Gözleria miştl. ofkeli öfkell ona bakıyordu. «Nec var, Celeste? Allah aş de, uzun zaman içten bir atesle yaSonra Celeste, değisik Hr aasl» nıp donuklaşmış bir baku vardı. kma söyle, ne oldu?» diye tekrar «Belki de doğru değildir» dedl Uzanıp elini tuttu. tekrar »ordu. «Haydi söyle bakayım, n» «Yahud, öyle blr sey aklından geçOnun: «Bir »eyim yok, afabey..» var?» dedl. kolundan tutup blr kol miştir ama, Armand agabeylmln deraesiae inanmadL vajryetnamesi adlmeıya kadar mah cPekl, «imdi geliyorum» diye tuga oturttu, kendi da yakınma kemeye basvurroaz.» oturdu. telefonu kapadı. cEvet. Oran öyle Tabus Celeste. eTlerinl keltugun kenarEve geleli daha bir saat olmadan, Apartıman lan&a koyarak dimdflt durdu, lıasa söylemedi? Nlye sana «6yl yol yorgunluftunu çıkanp karısile medi?> Christopher'in ağzından bu (Hesabınızdaki b«r 190 llrtya bir Iştlrak hairkı) Ikl çift llkırdl.etmeden kalkıp gi Chrlstophere' dtedü: Sana bir *ey «oraca|ııa, afa sdzltr birer çıflık, birer aaneı dişi Edlthi deli etti ama, tesinl pbey» dedi. «Çok nerak ediyorum kırnı gibl cıkıvordu. Sonra aed alkErmadl. îaldı: «Hiç geldıjl var mı aana?» Christopher kardejinl çok peci$an ve bümek isHyorum. Henrl sahlden drye aordu. CArkan rar blr halda bulacaSıoı aamyordu. Annette'yi boeayor muT» MeeelA csuya aabuna dokunmakmnn> sozünü kellme kelime {rannzcaya tercüme edersanut buudan Franaız ne anlar? «sans toucher a eau ni •avon» cümlesinln gerçek manası, I r a n u lcin gülunç bile değildir. Buna benzer ve daha muhim aöyleylşler kitabda etraflı olarak yer almıştır. Bu bakundan fransızcasını ilerletmek isteyenler içln de çok verimli olacak bir kaynaktır. Tercümeler türkçeden fransızaaya olduğu Için bizim lfade tarrımızm o dil» çevrilmeaindekl lne*Uklw çok »çık kavranabamektedlr. Uzun zaman Frangada kaln j | olup da bu huatularla mejgııl efanıyan, fakat Transıs dlUni pek gürel okuyup anlayarlarda ve hattâ yazabllenlerde gflrduâumuc türkçeye rjrl nakledememe durumu, bu kitab yardımiie az zamanda düzeltilebllir. Dil lneelemelerüe ugra?anlar ve frannzeasını veya franozca bilip tflrkeeslni ilerletmek isteyeniere taymetli Wr araştırma hazined olan bu kitabı yazan profesBr Jean Deny*ye ve eseri yenl baştan yanyormuj kadar emek vererek ve katmalar y«. ırek dtlimlre eevlren profesür Ali Ulvi ElSveye bu htanetlerteden doteşpVkur etmek, blze borctur Tiîrk Fransız kültflr mürss»beM«rinln tanzlml île ugmspnİRnn, bu bakımdan esere ve mfleliifHe mötercimlne dikkatlerinl eekmek lsterlm rSrOldüSünden seklz, on dakika sonra unutubn fOmlcrle deSfl, bSvle Bbneı eserlerle her flc! miTletin ruhtınu ve sekismı mflnnsebete »oVinara Kene her 1 mîlerln W ACIBIROLUM 4 Baliçcli Ev 100.000 Lira 4 Bahçcli Ev 100.000 Lira para ikramlyesl para • fkrami^esi 8 MART 31 MART NİŞANTASI KALAMIŞ'ta 2 İSTANBUL BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle