Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
on «CUMHURIYET» in Tefrikası: 5 7 CUMHUKTYn 5 Kasun 19U Yozar.: G Guareschi KüçükAlemı ©atmılo Ceviren: Burhan FELEK I Dehşetli bir inanc =haberleri Kızılay Haftası kapandı V E R G İ N E S E L E L E R İ J c c^ABAHA... I Kızılay ve son hâdiseler ızılay haftası, sessiz sadasız, reklâmsız ve propagandasız mı geçti... Acaba? Meşhur şair Mayakovski'nin blr beyti akhnıa geliyor; tercüroe edeyim: Susunuz, ey hatlbler! Söz »enindir Mamer arkadaf... ^ABAHTAM] Çocukken mektebe cebinde kur Evet evet! Yanlıs değil... Bans bağalar ve küçük kuşlarla gelen Pep Bilotti söyledi. Gazeteleri okuyor, pone'yi bir türlü affetmemışti. Hattâ radyoları dinliyor.. bir gün bir öküzün sırtında yanında | Peppone kukredi» da Brusco seyislik ederek mek Bu namussuz mürtedln yann tebe geldiğini unutmuyordu. ağzını burnunu dağıtırım. Don Caîhtiyar öğretmen pek seyrek soka millo.. bari sen söyle bu rivayetin ya İrk ve ertaokul öğrencileri anu ğa çıkar, çıkınca da kimse ile ko lan olduğunu.. sında yapılan miisabakamn nuşmazdı. Çünkü dedikodudan nefDon Camillo ihtiyarın yatağına yak ret ederdi. Lâkin bir gün Peppcme laştı: neticesi yakında üân nin belediye reisi olduğunu, belediye Size yanlış malumat vermişler. edilecek « emirlerini yazdığını haber verdikleri Bunlar hep uydurma şeyler. Ne ıszaman sokağa çıktı. Kasaba meyda sız ada var, ne de açiıktan ölenler!. «Klzllay Haftası», kompozisyon nına gelince bir belediye ilânının Ttmin ederim. Hepsi yalan. müşabakası ile dün aksam kapanönünde.durdu. Gözlüğünü taktı. Ka? Peppone: mıştır. Cemiyet, 28 ekimden itibaları çaük olarak sonuna kadar oku Ne ise.. diye nefes aldı ve devam ren devam etmekte olan hafta için. du. Sonra çantasından kırmızı renkli etti: de, Kızalayı tanıtmak ve sevdirmek bir kalem çıkardı. İlânda ne kadar ...Hem kralı tahtından indiren yanliş varsa çizdi. Altına da «4» nu biz değiliz ki.. oya vurdular.. kralı gayesile bir çok faaliyette bulunmara attı. Ve yanına «eşek» diye tutmıyanlar, tutanlardan fazla çıktı. muştur. Bu arada memleketimizdeyazdı. Onun için tahttan uzaklaştırdılar. ki ilk ve ortaokul öğrencileri araKasabanın ileri gelen komünistleri Demokrasi bu.. böyle işliyor naapa emda açılan kompozisyon yarışması, dün sona ermiştir. bunu asık çehre ile ve çenelerini sı lım?. İhtiyar adeta çıkışarak: karak seyrettiler, fakat ses çıkaraMüsabakaya şehriraiz oknllarl madılar. Ne demokrasisi?. Krallar tah büyük alâka göstermiş, kompozisMadam Kristina'nın bahçedeki o tından indirilmez! diye belediye re yonlarm hazjrlanması, saat 14 ten dunluğu daima dolu idi. Çünkü bah isini azarladı.. o da mahcub bir ta17 ye kadar her oktılun kendi saçenih çitini aşıp ihtiyar öğretmenirı vırla: lonunda yapılmıştır. odunlarma bir kaç parça ağac veya' Affedersiniz! diye özür diledi. bir demet çalı ilâve edecek hayır saBaşka da ne diyebiürdi?. Müsabaka neticesinin en kısa zahibleri daima bulunurdu. Lâkin o thtiyar kadın biraz kuvvetlenmek manda allnabilmesi için çalışllmakBene kış pek soğuk ve şiddptli oldu. için, sustu.. dinlendi. Sonra tekrar tadır. Bilindiği gibi bu müsabakada Üstelik kadınm çok yaşlı oluşu, dışa konuştu: gruplann birinciliğini kazanan öğrı çıkmasma da mâni oluyordu. O Sen buranm belediye reisisin! rencilere bütün tahsil masTaCarl nun için şiddetli soğuklarda Madam İşte vasiyetnamem şurada!. Ev benim Kızılay tarafından ödenetektir. AyKristina çıkamadı ve çok zayıf düş değildir. Ufaktefek giyeceklerimi tü. Hattâ kendisine üç yerine altı muhtac olanlara ver. Kitablarım se rıca, yarışmada ikinci ve üçüncüyumurta gönderdiklerinin bile farkı nin olsun. Çünkü senin okumaga ih Iük alan öğrenciler seyahatlere ve na varamıyordu. Nihayet bir akşam tiyacın var. Tahrir denemeleri yap, kamplara iştirak ettirilecektir. üzeri Peppone meclis toplantısında fiillere de iyi çalıs.! iken, Madam Kristina'nm kendini Peki madam. istediği ve ölmek için de fazla bek Mızıkasız bir cenaze merasimi Atatürk Kız Lisesl Öğrencaerini lemeğe vakti olmadığı haberini getir istiyorum. Çünkü ölü gömmek ciddi Konıma Derneğinin kongresi diler. bir iştir. Medeniyet devirlerinde olAtatürlt Kız Llsesl ÖJrencllerinl KoDon Camillo'ya daha evvelden duğu gibi arabasız bir cenaze alayı ruma Dernefii yıllıtt kongreslnl. dürı hab?r gelmisti. Kadınm akşamhk sa istiyorum. Tabutumu adamlar omuz saat 14 ten Itlbaren okul blnajında y«p. bahlık olduğunu bildiği için, koştu : da taşısınlar.. üstüne de bir bayrak mıstır. Kongrede. okul 8ğTencl1erIn« y«pılgitti. Büyük beyaz yatağında bir ço saracaksıruz. ır.akta d»en sağlık ve içtuna! yardımın Peppone cevab verdl: cuk kadar kalmı? küçücük bu ihtiyar arttırılması, okul ihttyaclarının tesbltl kadm buldu. Lâkin henüz kendini Peki madam! için okul ldaresile dalmt nırttte temas kaybetmediği için Don Camillo'nun Benim bayrağımı saracaksınn edilme»! luzumu bellrtllmlstlr kara heyulâsmı görünce gülümsedi: Şurada dolabın yanında duran bay Şimdi size günahlarımı sayıp rağı. Üstünde kralın arması olan bay Tramvay, tünel ve otobüslerde dökeceğim için memnunsunuz deSil rak. bulunan eşya Ve sonra nurıldandı: mi? Ama boşuna ümidlenmiyelim Ekim 1956 ayı lçinde tramvay. tünel muhterem Papaz efendi! Kat'iyyen gü j Bolşevik olsan da olmasan da... ve otobüslerde muhteüf c!ns eşya bucah çıkartmıyacp§ım. Yalnız vicdanım ! Allah günahlarını affetsin oğlum... lur.muşrur. Bunlar arasında 82 çeşidli rahat olarak ölmek istiyorum. Sar [ Dedi.. ve gözlerini kapadı. .bir daha çanta, 38 kadın, erkek ayakkabl v« açmadı. çocuk patlkleri bulun:n pakeüer. 24 dunya saksımı kırmış olmanızrîsn j aded gapka. bere ve kasketler, 17 yün dolayı sizi affettiğimi söylemek isin İ çağırdım. Ertesi sabah Peppone bütün partilı atkı ye eşarplar. 4 kol saati. 33 sefert.sı. S kitab, O kalem, gozlük. sorumluları topladı ve Madam Kris 22 eldiven, 8 14 dolma ve 275 9mnhtelif Don Camillo: şemsiye tir.a'nın öldüğünü, nahiyenin kendi c!ı?er eşya bulunmaktadır. Ben de sizi bana bolşevik papaz sine karşı olan minnetini ödemek için decüeinizden dolayı affediyorum. Bu ejya sahiblerinln t E. T. T. Idsre. Teşekkür ederim. ama buna pek tantanalı bir cenaze alayı tertib ede sinin 3'şll Otobüs garajı yanmdaki ceğini söyledi. Hareket Dalrcsine müracatlerl lcab «tlüzum yoktu... Çünkü... böyle hsremektedtr. Ben belediye reisi olarak parti ke'lerde niyete bakılır. Benim size bolşevik deyişim, hakaret maksadile farkı gözetmeksizin bütün kasabılı>ar Küçükayasofya D. P. ocak dcğil. Peppone'ye eşek deyişim gibi namma konuşuyorum. Sonra kendi kongresi başma hareket ettin dememeniz için bir şeydir. Küçükayasofya D. P. ocak kongresi şimdiden reylerinizi almak istiyorum Don Camillo. ölüm döşeğindeki ihjapılmıç. idare heyeti seçlminde reisllğt tiyara her türlü hırs ve gururdan Madam Kristina tabutunun elde 40 Hamld Efgiir. İkinci re!s!!?e Çahab Basıyrılma zamanının geldiğini tatlı türülmesini ve kralın arması olan kır. kfit!bl§e Celil Göymen, ınuhaEÖ7İerle uzunuzadıya anlattı ve cen bayrağa sarılmasını istiyor. Herkes sıbliğe Muhiddin Umar Intlhab olunnete gitmek için... derken kadın sö fikrini açıkça söylesin. Tabil irtioa muştur. partilerinin temsilcileri böyle bir zünü keserek: Arkadaşını ağir yaraladı ve şeyden memnun olacaklardır. Ben cennete gideceğimden emlcebniden 1000 Hrasını çaldı Kral aleyhtarı partinin mümessili nim, diye bağırdı. Osküdarda otursn Dursun Gül 11« konuştu ve güzel konuştu. Çünkü Don Camillo Helâgatle cevab verMuhidin Felen Çamhcada gezerken kavmektebden mezun bir adamdı: I gaya tutuşmuşlar. Muhiddin elinı gedi. Bir ölünün Eon arzusunu yerine ç'rdiğl bir taşla arkadaşını başından Gene günaha giriyorsunuz. Ce getirmek için, uğrunda yüz binlerce ağır surttet yaralarmış, iddiaya göre nabı Hakkın ne yapacağını siz ne bi can verilmiş olan cumhuriyetin ru cebinde bulunan 1000 llrasını alarak leceksiniz? Hiç bir fani cennete gi huna ihanet edemeyiz; yalnız.. kaçmıştır. deceğinden emin olamaz. Dursun Haydarpaşa Nümune hastaneFalan filân.. dedikten sonra Mıİhtiyar tekrar sözünü kesti: dam Kristina'nm krallık devrinde: jir.e yatırılmış. suçlu yakalanmıstır. Pohs, bir buçuk yıl önce aynı yerde Madam Kristina müstesna' Çün. fakat vatan için çalışmış bir kadın kü bu gece Hazreti İsa Madam Kris olması hasebile tabutunun bayrakla, bir adamın taşla BldürüldüSünü düîü. nerek, meçhul kalan cinayet falllnln tina'ya «Cennete gideceğini» söyleme mcmleketin bugünkü bayragı ile sa Muhiddin olması lhtlmalile tahklkatı değe geldi. Onun için Madam Kristina rılması fikrini ileri sürdü.. rinleştirmiştlr. cennete gideceğinden emindir. Ama Marx'tan ziyade Marksist olan sos5 trafik kazasında 6 klşi siz Hazreti İsadan daha iyi blldiğinizi yalist Begollini lâfa karıştı: yaralandı iddia edivorsanız ona diyeceğim yok. Doğrudur. Artık hissiyata kapılBir gOn lçlnde sehrimlzde, lklsl oto. Böyle dehşetli bir inanc önünde mak, geçmişe hasret çekmek devri Don Camillo'nun dili tutuldu. Bir geçti. Eğer tabutunun kral bayrağına büs. blrl taksl, blrl hususl otomobll, kenara çekildi. Dua okumağa başla sarılmasını istiyor idiyse Madam Kris blrl kamyonla olmak üzere bej trafik kazası olmuştur. dı. tina kral devrinde öleydi. Şoför Halid Vural Idaresindekl EmlnO sırada Peppone geldi. Buna karşı <gel«nekçi cumhuriyeto önü Kocamustafapaşa otobüsü Mustafa İhtiyar kadın ona da: partisinden olan eczacı şu cevabı ver Aydın ismlnde bir arabacının göğsünden, Yusuf Türktekin idaresindekl Be. Sımfa kurbağa, solucan... türlü di: pisükleri getirmiş olduğundan dola Budala gibi konuşuyorsunuz. lediye otobüsü, M. All Yurdışıgın bayı seni de affediyorum. Seni tanınm.. Buna karşı yapılacak asıl itiraz su jmdan. Ahmed Kurtuluşun kolundan, Salâhaddin Gökler İdaresindekl taksl irinde kötülük yoktur. Senin de bü dur: Eğer tabuta kral bayrağmı sa j dört yasında Veysel Karakurdun basmyük cinayetlerini affetmesi için rarsak bugünkü şartlar altmda bir dan, bir hususî araba garson Hüseyln A;lrha dua edeceğim. takım tepkiler yaratır. Hürmet edil Hasanın muhtelif yerlerlnden ve Kemal mesi lâzım gelen cenaze merasimini Ozçellk İdaresindekl kamyon AU K. Peppone: Ozbeyin muhtelif yerlerindm ymralan Madam.. ben cinayet işlemedim siyasi gösteri haline getirir. (Arkası var) malarına sebeb olmustur. ki.. diye kekeledi. Yaralılar hastanelere kaidırılmı?, t*. İhtiyar dürüştçe cevab verdi: nıklar yakalanarak haklarında taklbat» Sus, yalan söyleme! Sen ve sebEşlanmıjtır. nin gibiler kralı ve ailesini bir ıssız Dr. Ahmet Rasim Onat Kasım 5 Rebiülâhır 2 adaya sürdünüz, orada açiıktan olDünya Tıb Birliği kongresine düler.. 1 iştirak ettikten ve Birleşik Aİhtiyar mua'lime ağlamağa başladı. t £ merikada meslekî tetkiklerrle 3 Böyle küçücük kalmış bir ihtiyar X O 1 bulunduktan sonra dün şehrikadmın ağladığını görünce Peppone mize dönmüş ve hastalarını ka6.36 1158; 4.43|17.01 18.35! 4.56 , v hüngür hüngür ağlamamak için kenbule başlamıştır. dini güç tuttu. Yalnız: E. , 1.34, «56. 9.42.12.00 1.33J11.53 | Yanliş, böyle bir şey olmadı.. GeçerJerde Malatykiun bir nahiYAZAN y» merkezinde oturan bir okuyucumuzdan blr mektub aldlk. Mektub sahibi, gelir vergisi tatbikatmda aksak gördüğü bir iki nokta hakkında jikâyette bulunduktan sonra hemen hemen aynen şöyle vermemek gerekir. iradı, asgarl geçim haddinden aşayazıyor: (Çiftçi, kanunda himaye Mektubunda i«çi olmadığını, fa ğı olanlar gelir vergisi vermez. Faedilmiştir. İşçiye göre nisbcten ten kat işçi haklannı savunduğunu kat kazanc v« iradı bu haddi asan gin olan esnaf, yeni kanunla hima söyleyen okuyucuyu, çiftçi ve es her vatandaşm mükellefiyete girye edilmektedir. Esnaf ve çiftçiler naf vergi bakımından himaye edil mesi gerekir. Vatandaşlann gelir den bu memlekete daha çok lü diği halde iflçilerin düşünülmediğı vergisine tâbi tutulup tutulmamazumlu ve himayej'e daha çok muh yolunda bir anlayışa götüren sebe sinda ölçü, bu iken büyük mükellef tac olan sanayi işçisi düşünülme bi fazla izaha lüzum yoktur. Ger kütlesi arasından yalnız esnafı aylmektedir. Yeni geçim indırimi ka çekten çiftçi, Gelir Vergisi Kanu raraJt onlardan mühim bir kısmını, nun tasarısı, komisyonlarda dola nunun kabulünden, yani 1949 se kazanc ve iradları işaret ettiğimlz şırken meselâ beş liradan aşağı bir nesindenberi gelir vergisinden mu hadden fazla olmasına rağmen ı.engündelikle çalı^an bütün işçileri aftır. Esnain da yür binlercesi dilerini vergiden muaf tutmak doğmuaf tutmak çok mu güç bir me 1 eylul 1956 da kabul edilen 6838 ru olamaz. Asgarf geçim indirimiseledir?). Vergi mevzuunda çiftçi, numaralı kanunla gelir vergisinden nln miktan malumdur. Mükellefin i§çi ve esnaf gibi zümrelerden her iitisna edilmiştir. Esnaf vergisi de evli olup olmamasona ve aileıün sahangi birinin kendisine müsavi kaldırıldığına göre bu yeni kanu hib olduğu çocuk miktarına göre muamele yapılmadığıru ve şu ve nun muaf tuttugu esnaf, ticart ka senede (540) lira ile (1440) lira araya bu rümrenin himaye edildiğini zancından dolayı hiç bir vergi ver smda degismektedir. Buna göre en duşünmesine yer verebilecek bir rniyecek demektir. Hem de bu mu az geçim indiriminin azaml miktan durumu, jüphesiz kimse gö'nül hoç aflık esnaf m isteği üzerine de ka senede (1440) lira ve toparlak raluğile karşılayamaz. Çünkü herhan bul edilmis. değidir. Esnaf, sadece kamla 1500 lira ve ayda (120) liragi bir vatandaş rümrcs inin ve hattâ defter tutmak külfetinden şikâyet dır. Bütün mükellefler, ancak bu tek bir vatandaşin içüroa! mükel emıişti. Bu şikâyet üzerine kendi kadar bir kazancdan ötürü o elir lefiyetleT bakımından kendisine leri vergiden de affedilmiştir. vergisüıden muaf tutulmaktadır. müsavatsız ve adaletsiz muamele Halbuki esnaf için yeni kanunla Esnafin gelir vergisi muaflığını kabul edilen muaflık haddi yılda yapıldığı hissi altında kalması, o zümrenin veya ferdin maneviyatı genişleten kanun tasarısı 1956 ocak gayrisafî kâr olarak (7500) iiradır. üzerinde de tesir yapabilir ve her syında hükumetçe Meclise sevke Bunun yarısı masrafa gitse geriye kes ruhî metanet sahibi olamıya dildiği zaman bu tasarı ile teklıf cağı için, bazllarınin içtima! vazi edilen hükümlerin mükeilefier ara (3750) lira safi kazanc kalır. Yanl fosinin ifasına bile halel getirebi sında yaratacağı musavatsızlığı et ayda (312) lira. Esnaftan başka, lir. Bu sebebden gerek külfet, ge rafile açıklamı^tlk. O uzunca izah ayda (312) lira kazanan hiç bir rekse nimet hususunda vatanda? lann hulâsası ju idi. Esnaftan mükellef zümresi bu derece bir zümreleri veya ferdleri arasmda vmaada bütün gelir vergisi mükel muaflıktan faydalanamlyor. Çünnıüsavatsızlık düşüncelerine mahal 116061111111 istisna haddi asgarl ge kü söylediğimiz gibi diğer mükelIçim indirimidir. Sadece kazanc ve lef'.erin azamf muaflık haddi ay Vergilerimizde prensip ve müsavat meselesi Esad Tekeli 1 da (120) liradan ibarettir. Bu sebeble müsavatsızlık aşikârdır. Hele nakil vasıtaları işletenler hakkında kabul edilen muaflık haddi büsbütün geniştir. Yeni kanunda yazılı aded ve istiabı aşmıyacak derecede nakil vasıtası işletip de bu işlerden dolayı bir takvim yılı içinde aldığı ücret (15000) ürayı asmıyanlar vergiden muaf tutulmaktadır. Bu (15000) lira gayrisafî kânn (13500) lirasuıın masra fa gittiğini ve nakil vasıtası sahibine asgarî geçim payın a tekabül etnıek üzere sadece (1500) lira saf! kazanc kaldığını kabule imkân var mıdır? Çiftçilerin muaflığına gelince: Prensip bakımından çiftçilerin vergiden istisnası hususu müdafaa edilemez. Ancak tatbikat güçluklerinc.en ve başka memleketlerde de zira! gelir vergüerinden fazla verim alınamamasından ötürü, biz şahsan çiftçilerin şimdilik mükellef tutulmasına taraftar o'amamıştık. Fakat çiftçiler arasmda yükîek kazanclı olanların da vergiden istisnasınm âmme vicdanı üzerinde iyi tesir bırakmadığuıı görerek bu meselenin yeniden mütaleasını lüzumlu görmekteyiz. Bu Krzılay haftası «arfında faıla bir şey yazılamadı. fazla bir şey konuşulamadı; hatibler sustular, muharrirler daldı'ar. Zira. bütün dikkatler, başka yere, kuzeyimizdeki ve şrüneyimizdeki tanklı. bombardımanlı hâdiselere çevrildi. Ve hâdiseler lisanı hal ile anlatrmş oldu ki. kara günlerin en büyük vefakâr dostu «Kızılay Kızılhaç» tır. İşi fazla miktar cümle oyunlanna getirmeksizin tabiatin ve cemiyetin yetmis yedi belâstna karşı kcndimizi milletçe Ki7ilaya sigortalamalıyız. î}C îjC *ı* Türkçenin altın çağında değiliz! /*• erfclerden aldığrmız mektub^ ^ larııı coğunda «herkes» kelimesi «herkez» tarzmda yazılmaktadır. Önümde üç mektub açılı. Ücünde de aym mücevher! Ve daha neler de neler... « Bİ7 böyle söyleriz, söylediğimiz gibi de yaznnz!» dememeli. Cünkii neslimiz, geçmis. (ve in«allah gelecek) nesiller arasında türkçeyi en iyi bilen nresil değildir. Ne münasebet! Onun ne telâffuzu, ne de dar lugatçesi yazı türkçesîne temel olabilir. Kırk fırm ekmrk yemeli. Şu anda ağzımizdan çıkanı hemen kaletne davranıp «işte mükem mel türkçeîo diye zaptedecek ve bu mürevheratı yazı dilimize mal olacak bir altın çağda bulunmuyoruz. Tarihl ve coğrafi ölçüslle türkçevi öğrenip öcrctmek zorundaytz. Evsafı bizimki kadar yüksek olmıyan nice milletlerin sarf lisarflanna dikküt edişleri v« nesilîerce payret eyle>işleri sayesinde ayakta dimdik durduklannı gözden kaçırmamaliynz. Türkçe, bugün başlamanustır ve türkçe kendi dar muhititnlziır vsm n yumru ağzmdan ibaret değildir. Evvelâ bunu kabul edelim. *** mMWMwm YAPI KREDI BANKASI ARALIK AYINDA Aparrman Dairesi söylemeğe lüzum yoktur ki verpinin de bazı prensipleri vardır. Bunlardan birisi de vergi karşısında müsavattır. Vergi kamnüannın velev ki bazı şikâyet sebeblerini gidermek maksadile olsun bazı zümreîeri diğerlerinden farkh duruma getirmesi, bu esasa aykın düşer. Gerçi asgarî geçim haddinin yükseltilmesi icin Meclise verilmiş bir kanun teklifi vardır. Bununla bu haddin bir misil artınlması istenmektedir. Fakat öyle anlaşıhyor kl hükumet aneak yüzde elli nisbetinde bir artışa muvafakat etmektedir. Şayed hükumetin istediği ka bul edılirse asgar! geçim paymm azjmi haddi ayda (120) liradan (180) liraya çıkaeak demektîr. Ssnaf için tanman muaflık haddi ise, yukarıda işaret ettiğimiz gibi 312 Hra olduğuna göre. gene diğer mükelleflerinkindeın farklı olacakbr. Vergi sahasında prensipten aynlmak, hatalı bir şeydir Acmarak söylemeHviz ki son çikar iki vergi kanurıunda prensiple Uigili bazı noktalar Ihmal edilmiştir. Bu iki kanundan birisi, bahsetmekte olduğumuz esnaf muaflığına taalluk eden 6838 numaralı kanundur. İkincisi de 13'7'1956 tarihinde kabul edilip 1 mart 1957 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6802 numaralı girîer vergileri kanununmı istihsal vergisine taalluk eden kısımbndır. Gerçekten muamele ver gisinin yerine geçecek olan ve umum! istihlâk vergisi mahiyeti taşımssı pereke^ı istihsal vergisinin aslî mahiyeti unutularak istih'âk mevzularından bir kısmı, vergi dıçında bırakılmak suretile verginin prensipi ve mantığı bozulmuştur. Meselâ pamuk ve yün iplikleri vergiye tâbi tutulduğu halde ipek ipi vergiden istisîia edilmiş. gene kereste ve deri sanayii vergi mevzuuna almmamıştır. Vergilerimizde prensiptenv ayrllarak başka mülâhazalara temayül ettiğimiz gün, bir temeli sarsmış ve ıslahı güç düzensizliklere yer vermiş oluruz. Bu sebebden yeni fırsatlarla vergi mevzulan veniden ele almdığı zaman gerek hükumetin, gerekse Büyük Millet Meclisinin, vergi prensiplerine uymadığını arzettiğimiz noktalann ıslahma himmet etmesini temenni ve ümid etmeketyiz. Bedava oto parklar! D t r çok hususî otomobiller, şehrin tnerkezinde, şoförsüj; olarak saatieıre ve hazan da üstlerine »rtii nrtülerek eiinlerce bekleriUyor. (Meselâ Ycnipostanenin arkasındn.) Halbuki, medenf, ,?ehir?erde böv!e b»klemeler. Beledivenln kestjei i'Tetlere tâbidir. Londrada, otomobilinl muayyen noktaiara bırak»n, kamesindeıt bilet kopanr, durma saatini üstüne vazar, cama yapıştırlr. Böyle hiletsiz bırakılmış otomobilin sshibinden fazlaca cex« alınır. ParV yerlerinde bakıcı roemıırlar bekletilir, biletleri onlar keser. Bizde belediyoler. nlçin bn gelirder» mahrum bırakılıyor? Netiresini görüyoruz: Yenlcarnl kemerinden son günlerde geçtiniz Pivadenin yiiriiveceğl geçtd, ?!î30 sanlimc indirilmîs. öte yanlar fyaya knldırımlan dahil) sıvırya otomobillerle doldunıhnaş<ur. Bu sehircilik namma Wr ncnbedir. Mecmua kspaklanna resml yanıls«ı âlem bize Büler ve acır. Bu sfidUle veni açılan meydanlar dq hirer bedava oto park halini alacak. Bekleme şayed para ile olsa, eovra vatandaş, hususî arabasını awrak mıkul ve mecbnr! ahvalde kulbnarak. Teoebasındaki evinden Sirkecideki işine dolmusla gidecek, hem kendi tasarnıf edecek, hem yollar, mevdanlar sababtan akşama kadar tıkarrmıyacak. Tahud da Belediyeye gelir >=f<"lanacak. *** Lira Çeşitli Para Ikramiyesî Senenin bu en büyük çekilişine hesabında en a/ 200 lirası bulunan eski cüzdan schipleri ile 19 KASIM 1956 TARİHINE KADAR Yeniden 200 liralık hesap açtıranlar iştirak ederler Her 100 liraya bir kur'a numarası 1i i' Fiatlara dikkat \Tanfm nev'inden halkı îşgal •dep felâketler zuhur edince, fırsat ıiüskiinü hırsızlar, namuslu vatandisları soymağa kalkışır. Şimdi de. dünvanm kanşıklığına dürfyamn dikkati celindiği su sıralarda. fiatlar aîab'Idicine yükselir oldu. Helc her gün kullandığımıı zaruri maddeler. MiHî Korunma savretinden evvelki hadleri aştı IVtijsd perveran dikkatini çekerlz! efendilerimizin CVâNu) ı « C l M H U K İ Y K l » in Telrikası: «P Job Dede dudak büktü. Olmlyacak duaya âmin dıyeceklerden değildi. «Olabilir ama» dedi, «bence Jem'in katil olmadıgını ispat etmenin en kestirme yolu asıl katili ortaya oıkarmaktir. Çünkü Harry'yi biri öldürdü, değil mi ya? JeTi değilse kim? Bunu bulmalı ki Jem'in üzerinden şüpheler kalksnı... Evet, asıl katili bulmalı...» Mary'nin bütün vücudünü kızşın bir buhar dalsası sarar gibi oldu. Asü katil kim? Harry'yi kim öldür dü?. Jem'in suçsuz olduğunu düçünen bir iki kişi varsa ki elbette vardı: umesi, halas:, belki onu çok iyi tanıyan bir kaç arkadaşı jimdi bu sualin çözülmez bilmecesi içinde kıvranıyorlardı Bu ölüm sorusiinun karşıhgiTtı Mary biliyordu ama, söylevemezdi... Bunu bildiginin bakışlarmdan belli olmasmdan korkarak, basını önüne eğdi. sofra örtüsünün püs kiıllerile oynt,maya başladı. Fakat, Kızın, başkalarile konuştukça, Job bunun üzerinde onun korktuğu meselenin ne kadar zor olduğunu kadar durmadı. Jem'in suçsuz ol nlayıp Jem'i kurtarmak fikrinden duğuna inarımıyordu ki başka bir vazgeçeceğini düşünüyordu. kati! arssiTi! Mary, birdenbire aklına bir sey Mary'nin Jem'i sahiden suçsuz gelmiş gibi, Margaret'e döndü. sandığına da inanmıyordu. Ona «A, sen bilirsin, Margaret!» göre, bu kötü ruhlu, sinsi kız. Yap diye adeta haykırdı. «O gece sen tıklaruıa şimdi pişman olmuş, ken Wilson'larda idin... değil mi?> di yüzünden elini kana bulayan Margaret önce gene cevab verdelikanhyı kurtarmaya çalışıyordu. medi. Sonra, istemeye istemeye ko Bir ara sessiz geçti. Margaret, nuşmak zoranda kalmış gibi bir hâlâ hiç bir şev söylemiyordu hal aldı: Mary buna çok üzülüyor, en yakın KBilmiyorum» dedi. «Ben Aarkadaşmın sevgisin] kaybetmi$ lice'nin yanmda idim. Jem evde olmak ona çok acı geliyordu. miydi, değil miydi, bilmiyorum.» Sonra, Job Dede, bu bahsi kaMary'ye artık konuşacak blr ş«y patmak ister gibi: «Hasıh* dedi, kalmıyordu. Bir Margaret'* baktl, «zor iş. Vakit de yok. Sahya mu bir dedesine. Eskiden kendisini o hakeme başlıyormuş... O zamana kadar seven bu kızla ihtiyar adamkadar, Jem'in cinayet gecesi oere cagızın sevgisir.i artık kaybetmişti. de olduğunu bilen birini bulur bunu biliyordu. Yalnız, Jem'in suç san... Meselâ. annesi. Git konuş BÜZ olduğuna ne kadar eminse, bir onlarla. Sor bakalım: Cinayet ak gün olup kendisinin de kaybettiği evd« miyrais...» scvgileri yeniden eld» •deceğini düşünüyordu. Hany Carson'la o \ Bunu düşünmek bile istemiyorlan n"6cerasınsı sade bir genclik du. Bu öyle bir şeydi ki ne akıl hevesinden ve fazla İleri gitmiyen ve münakeme ile çözülebilirdi, ne bir tkonuşma» dan ibaret olduğu de kalb ve duygularla. Facia deanlaşilınca muhakkak ki bir çok dikleri buydu işte. İki korkunç hekişi onu hoş gb'rürdü. Hele, Jem'i yulâ sağdan, soldan yolunu kesene kadar sevdiği, onu kurtarmak, cek, onu âciz bir halde, kıskıvrak. suçsuz olduğunu ispat etmek için bağllyacaktı. ne kadar uğraştığı anlaşilınca bu Mary, zihninden kovmak istediği se\'giye takdir ve hayranlık da ka bu düsünceye ikidebir esir olunşacaktı. yordu. O iki korkunç devin araKalktı, Margaret'e allahaısmar Binda kalmış da boğuluyormuş. elsdık dedi. Job Legh'e teşekkür et ziliyormuş gibi üzerine ates. baslyor, nefesl tıkanıyordu. ti, aşağı indi. O gün işe gitmiyecekti. Jerni Giderken giderken birdenbire kurtarmak için giriştiği bu savas duraladı: Nereye gidiyordu? Niçin ta her bir dakikasini'n büyük de gidiyordu? ğeri vardı. Gerekirse hayatını veWilson'lara, Jem'in annesile korebileceği gibi bütün vaküni ona nuşmaya gidiyordu. Yalnız, kadınhasredecekti. Sonunda, ya beraber cağu onu nasıl karşılayacaktı acakurtulu» vardı, ya beraber mahvo ba? Oğlunun uğradığı felâkete bu lus. kızın sebeb olduğunu düşünen Jane, son görüşmeîerinde, onun • ** Mary şimdi sokakta giderken yüzünü bile görmek istemediğini, kalbinin hızh hızlı çarplfi ile kvı açıkça değilse bile, sözlerile anlatlaklannm ronkladığmı hissedi mıştı. yoıdu. Mary: «Ya şimdi beni yanmdan tçinde büyük bir sır gizliydi. Bu kovarsa, haylurarak üzerime yunu ne kadar saklayabilecekti aca rürse?» diye korkuyordu. ba? Bir yandan, sevdiği adamı kur Asıl korktuğu da, kadınm a a tarma isteği, 5te yandan babasını sözleri karjısında, katilin babasl ele vermemek düjüncesi birblrile olduğunu söylemek zorunda kalçarpıjırken o, bunlardan ancak bi rtasıydu, rini seçmek lorunda kalacak Bu düşünce ile, kendi kendine: mıydl? «Her ne olursa olsun, bunu söyBöyle bir duruma sürüklenirse lemiyeceğim!» diye and ediyordu. ne yapacaktı? Babasını mı feda •Yalnız, her ne pahasına olursa decckti, ievgiliiini miT olsun Jem'i kurtarmaya da karar vermiş değil miydi ? Kendine yeniden cesaret vererek, yola koyuidu, hızlı hızlı gitmeye bssladı... Jane Wilson'un gözleri ağlamaktan şişmişti. Bir güîiün içirde yillarca ihtiyarlarr.ış gibi, eararıp solmuş, çökmüştü. Yalnız, bakıslarmda bir tathlık, bir rahatlık vardı: Kadere boyun eğen ineanlann iç huzuru ona da yavaş yavaş geliyordu. Mary'yi görünce, birdenbire öfkelenir gibi oldu: Oğlunun felâketine yol açan bu ahlâksız kız şimdi gene ne istemeye gelmisti? Gözletinde parlayan sert ışıklar çok sürmedi Artık kızıp bağıracak, hattâ konuşacak haH kalmamıştı. Dudaklan: «Hoş geldin» der gibi kimıldadı, elile yer gösterdi. Mary, gösterilen yere, korka korka ilişti. Önüne bakıyor, bir şey «orcnaktan, lâf açmaktan korkuyordu. Uzun bir sessizlikten sonra Jane Wilson, derkı derin içini çekti: fMahkeme sallya imiş> dedi. Kendi kendine konuşuyor giblydi. Bunu söylerken, göılerine juurunu kaybetmit klmselerin donuk bakışı gelmisti. Mary, kadıncağızın bu »cıklı halini görünce, yüreği s^zladı ve, her şeyi unutarak, onu avutmak isteğile atıldu (Arkası *ar) "Makyajlı manzarası gösîermedeo" ŞAYAN1 HAYRET BİR T E N ıaze ve cazip harıkulâde bir ten Makiyajı hatırlatan hiç bir sey olmadan ... O kadar ınce ve haiif bir pudradır ta hakikaten cild üzerinde görunmez. Güzelliğinızın temamen tabil olmadığını kimse ıddiB edemez. Bunun sırrv, Tokalon pudrasının yeni bir Havalandırma» usulü sayesinde bazırlacmış olmasındadır. Artık parU\an buruna rastlanmayacak ve sık sık pudralanmak ihtiyacı his olunmayacaktjr. « Havalandırılmıs • Tokalon pudrasını hemen bu günden itibaren tecrübe edıniz. Teruruz terütaze kalacakUr MESUD BİR DOĞUM Kemal Aksel lle Tuliln Akselln blr kız çocu&u düryaya gelmlstlr. Ana ve bnbayı tebrik eder, yavruya uzun ve ud bîr ömür dilerlz. NURAN ŞEN ile Üsteğmen TtîRGUD YALÇIN Evlendiler. îstanbul 4/UA956 NURAN USANMAZ Ue NAZMİ KOÇAK AYFER GEZGtNAT ile HAYRİ USANMAZ Nikâhlandılar. îzmit 4 Kasım 1956 SSVtM ATAK il« Vuk. Müh. Mimai' TOLON DEMlKLEK Nişanlandılar. Îstanbul 4/XVl»S8