Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
aa «CUMHURTYÇT» fcg TcjfikMi: g CUMHUKTYKT 80 Ekim 185* on üTamülo Tftzan a. Ouanachl 1 KuçukAlemi Ç e v l n n : Burba% FELKK All ULVt Su altında çalınan çanlar Üniversitenin 503. açılış töreni =haberleri Haricî 1 | M E 91 L E K E T n ESEL EL ER e . 1 | 1, ABAHTAM ABAHA...1 Topla bir Osmanlı larihine ihtiyae var smanta devleü, Mllâdın 1300 yılında kuruldu denebilir. Çünkü • tarihierde Selçuk devleti inluraz etHgfaıden Omnan Bey mttstakU kalmıstı. Osmanlıhk, en müııasib bir İfade Ue, son padişah Mehmed Vahldeddin'm 17 ekim 1922 de Istanbuldan kaçmasına kadar devam etti denıe doğnniur. OsmanU rejlmi de 620 sene kadar «ürmüs aayılır. Elimizde toplu torilıi var mıdırT MeseU 1714 Ue 1855 arasında ya$ıyan Avuıturjah mustejrik Baron von Hammer, Osmanü Tarihini kendl devrinde, rasüıyabildiği Türk ve ecnebi kitablara ve vesikalara Utinad ettirerek 1774 Kaynarca muahedesine kadar olan kısmı 18 cild halinde yazmıştır. Kütübhanemde nıevcud fransızca nushasında, son iki cUd. fihristlere, Uâve vesikalara vesaireye dairdir. Asü metin 16 cild demektir. Bunun tercüme^ini, doktor Galib Ataçın ve muharrlr Nunıllah Ataçm babalan olan Ata Bey rahmeUİ ««•hih ve notlarla onuncu cilde kadar tamamlanusfa. Bunlar da Arab harflerile basüdı ama Arab harflerile bn eserin bltirilmesi raiimkiin olamadı. Lâtin harflerile bir nebza devam edUdi. Vaktile Akşam gazetesinde: Bu e«erin tereümesi bir heyet «arafından ve Ata Beyin esaslanna göre bitirilmeli ve neşredilmelidir. diye yazmıştıın. Doktor Adnan Adivar bana: Ata Beyin tercüme»t tamamdır. BanlamıyaB eUdler, re*ml eUerde sandıklar içinde duruyor. dedi. Doktor Galib Ataç da bunu tekid etmiştl. Fakat zamanlar geçri; ara yerde bunca iklnci ve üçüncü derere ebemmiyetU eaerler bgsıldığı halde Hammer tercümtıi tamamlannıamıştır. Hos, tamamlansa dahl, Oımanb tarihlnln 1774 ten 1*22 ye kadar 148 yıllık kısım gene açıkta kahr. ÜsteUk Baron von Hammer'den bu yana yenl yeni vesikalar elde edildi. Ilele genç müelliflerimizin •monoüMfi» tarzuıda tek mevzulu • etüdlerile tarih kürübhanemiz epey lenginleşti. Bunlann umumondan büyük, toplu, tamam bir eter meydana getlrmentn zamanıdır. Son snhifesi dahl kapanmif olan altı asıriık yüee tarihl yazmalı. Sonra bunun btr iki cUdllk hülâsasuıı da yapmalı. Neymlfiz, klm misiz, neler etmistz, neler eylemisiz, yftr da fiğrensin, »fyar da... BSyle blr ferefll Isl gene eenebt mttefliflere bırakmamalı. Zannımea bonu hera blrim vak'anflvislerin, hem de Hammerin asullinden aynlmayip kronolojlk eaaıa göre, • tıra Ue vak'alan zinelrliverek reallst blr sekilde kaleme «lmah. Hammer, gerçi objektiflnl bhdm aieyhlmlzdpki noktalara fazla eevirmis. Biz eesurane davranıp hem tleyhlmlzdekt, hem lehtmlzdekl noktalan cınlçıplak aydınlarmaktan korkmamalıyıs. Tarih anlayışmm rflrra temayfllleri vnr. Modrrn temııyflllere mensub •lanlar, sonra lleride, Isterlerse saray errnfmdn cereyan eden menkıbe ve hlkâyeleri bertaraf ederek, yahud ehetnmlyerinden dusiirerek. yalnu halk kiitlelerinl tigflendiraB, yalnn lktl«nd veva mallyeyl akserHren rihetlerl eserlerlnde bellrHrler. İlk yapıİBrak l<ı, mevcud malumafı a>man nragile Hld dld kötflbhanelerimlze koymak imkânını haruiamakht. Buna 4a Ata Beyin Hammer terrflmesinl kayıblara kanştırmamakJa baslamah. ticarette sıklet merkezi EPU mu olmalı, yoksa hariçtekiler mi? S. YAZAN: Törende kendilerine söz hakla tanınmıyan öğrenciler bu yıl da ayn bir toplantı tertiblediler lstanbul Ünlversltesl 503. der» yılına I k u ı m perfembe günü bajhyacaktır. Bu munisebetle o KÜn saat 10 da Ünivtrıitenüı konferans salonunda bir a ç ı h ı tör«nl yapılacaktır. Törenin tek hatibi bu y ı l <U Bektor olacaktır. Frofesör Fehim Fırat konuş. maıındâ. «n'aneye göre; Üniveraitenin bir yıllık faallyeö, bütçe durumu, ögretün kadrosu, yeni »çılacak Jtürsüler hakkında malumat verecektir. Onlversltenlc 503. açılısı İçin yapılacak bu tören»; protokoU mensub zevat, Ttknik Ünlversit* Rektör v e Dekanları, tstanbul Üniversıteji öğretim üy«lerl davetll bulunmaktadırlar. Toplantı salonu, ögrencüer içln d t açık o l m a ı u na ragmen, öfrencller bu törene lstlrak ttmeylp Uçüncü defa oUrak açılif içln Üniverslt«d«n ayrı bir toren yapacakUrdır. ÇUnktt: I. 0 . T. Blrlıllnın, «ehrimlzdtkl dlger Onlvertltc ve Y ü k u k Okulltrında olduğu (ibt, a ç ı h ı toplantııında öfc*rıell»r adına » z hakkı tanınması rolunda yapmif eldugu tekllt bu defa da Ünlversitece rcddedilmıjtir. Blrllk bu yüzden ögrenciler l(ln Mar. mara Slnemasında bir törer. hazırlamakUdır. ÜnivtrsKenlngl İle aynı saatte baflıyacak olan bu toplantıya; Bufbakan. mılletvoklllerl, Vali ve butUn bğretlm Uyelerile ögrenciler davtt edllmektedlr. Blrllk bu mevrudald bütün hazırlıklarını tamamlamn olup, dün bu hususta bir bulten yaymlamıştır. Bultende: Ün;versit«nin, talebeden gelen her türlü tekllfi reddetmeyi ltiyad hallne getırmış olduğu, bu Zihnıyetln memleket çapmda uyandıraığı teessür belirtllerek 50yi» denitmektedir: «Taltöenin sahsıytt ve mevcudıyettnl hıçe say«n btr zıhniyetın ortadan kalkma»ını temin edicreye kadar. yapmakta olduğumuz bu fiklr mücadeltsioe devam edeceğlz > Dığer taraftan. Istanbul Teknik Ünlversıtesl v e Yüluek Ekonoml Tıcaret Okuiunun yenl deı1» yılı açılış Uırtrlerı de 2 kasımd* yapılacaktır. ölüm bizi papaedan da ça buk birleştirir! Yüz sena evvel dere tajtığı zaman büyük bendl yıkıp Pioppi'ye kadar olan araziyi su basmıa, insanların ÜJ asırda elde ettiklcri toprakları bir anda istilâ ederek oralara yerlesmişti. O zamanlar Pioppi ile bend arasındaki çukur arazide tombalak bir çan kulesile küçük bir kilise vardı. Dere tasınca bu kilise de >u altında kalmısü. Bir kaç ay aonra köylülerden bir delikanh kilisenin su altında kalan çanını çıkarmak için elinde ucu çengelli bir lple tuya daldı. Gencin sudan çıkması gecikince karadakiler endise ettiler ve ipi çekmeğe basladılar.. çektiler, çektiler.. nihayet ipin ueundaki çengel sudan çıktı.. ne çan vardı, ne de delikanh! Bu sırada derinden derine boğuk çan sesleri laitildl. Bir saatta de bir çok | e y > a Pilabilir. Don Camillo bir, bildiginiz ni varî Nc bildiğim olacak benim? Pekâla! Ben bu uğursuzların size gelip kendilerine acındırdıklannı sanmıştım. Cehenneme de kadar yolları var. Haydln gidip yatalım .. Don Camillo kapıya doğruldu. Bütün ev halkı lhtlyar müıteana» «rdından yürüdüler. Büyuk bendin ttzerinde «*rt bir rü/gâr esiyordu; lâkin aki«>d agacbrının Btesi yaprak kı. uldanuya *k kadar sakindi. Kızla oğlan seisııce yürüdüler ve »uyun önünde duri 'lar. Mariolini, Tiearet Vekili »aa bevmoatuıda ithtl mallarının EPÜ vey» husuri anUfmalı memleketler m«njelerinden olmalarma göre ucuz veya pahalı olduklarmı; piyasalarda da ucuzun pahalıyı değil, pahalınm ucuzu sürüklediftlni ve bu halin netioede memlekette bir paballlık vesilesi olduğunu söyledi. Kanaatimizce mevzuda. pahalının ucuzu sürükleyerek bir pahalılık u'suru olması, üzerinde durulacak bır nokta ise de, asıl halli lâzırn ırelen mesele aynı malın menşe değışikliği sebebile (ucuz) yerine (pahalı) oîarak memlekete girmesi ve bunun na«l önlenm«sj gerektiğıdir. Fühaklka, TlcBret Vekilimizin dediği gibl piyaaada başhca iki nevı ithal yplu ve dolayısile iki nevi fiat vardır. 1) EPU memleketleri yolu, 2) Hususl anlaşmalı memlek'Üer yolu. İki nevi fiat da birinci'nin ucuz. ikinclnin pahalı fiaödır... • Malum olduğu üzere EPU, 19 Avrupa memleketinin mahsul ve mjmullerir.in mubadele kolsyhğınl saŞlamak üzere kurulan bir birll6irt ismidir. EPU remzi de ingilizce metinle Evropean Payment LTnion (Avrupa Tedıye Bırliği) keImelerinin bas harflerinden ibarettır. A. ketlerden ithalâi yapmıştır. Memleket ihracatının büyük bir yüzdesi riral mahsuller olduğu, bir kaç tenedenberidir de mahsul, flstüate gel«c kurakbklardan doiayı, çok kifayetsiz kaldığl için Türkiye borclarım Sdemede güçlfik çekmektedir. Hde ettiği mahsulü EPU aahanna lhrac ettiği takdirde bu Ihracat tamamen veya kiimen bore ların itfaıında kullanjlacağj için k«ndiskıe lüzumlu okn ithalâtı belki de yapamamak riakine mar.ız kalmaktadır. Bunun içln gıracatımızı daha ziyade borcumuz olmıyan EPU dı»ı memleketl«re yapmakta ve bu ihracata mukabil de lüzumlu maddeleri ithal eylemekAucak, (EPU) dahilindekl muamelelerde abcı ve satıcı bu birligin bütün azalarrnın mamulleri ve mah sulleri arasmda bir fiat kontrolu yapmak imkânını bulduğu için umumiyetle bu memleketlere olan ihracat (19) memleketin tejkll ettiği ve hemen hemen dünya piyasatı denecek piyasa fiatlan Ue muamete görmekte, bilmukabele itha!ât da gene aynı kontrol imkâlnı dolayısile gene dünya piyasa fiatlan seviyeıinde cereyan etmektedir. şeklinde ve yekunu muayyen bir meblâğın içüıde olmak üzere cereyan etmektedir. Bu vazlyette lse fiatlan baıke memleketler fiatlarile mukayese imkânı olmadığı içindir ki ticart muamelelerde sadece o raemleketlerdekl cart fiatta, hattâ bazan da bilhassa Demlr perde gerisi memleketler için hükumet kontrolundaki fiatlara ittiba mecburiyeti doğTiakta, bunun neticesl olarak da her iki tarahn fiatlan dünya piyasalan ile alâkanz olarak tekevvfin etmektedir Böylt rekabetsiz bir durumda iki taraf da, gavet tabif olarak, fiatlan daima yüksek seviyelerde tutmaya çalıjmaktadırlar. nazaran karaüıklı olarak yükseltilen flatlardan doiayı kârda mıyız, cararda mıyız? Evvelâ bunun tetbiti lârımdır. Diğer bir tabirle hususî ve pahah fiat tatbik etme tekniğinde hangi taraf. biz mi, yoksa karşımızdakiler mi daha marifetli? Bunu bilmek ve tesbit etmek hakikaten enteresan olacaktır. B6yle bir tesbit büyük bir güçlük arzetmez. Her hangi kapanmış bir anlaşma n«ticelerine nazaran hareket görmüf olan mal miktarlannı Wr de EPU fiatlarile kuruşlandırmak suretile EPU içi ve dışı bir muhasebe neticelerinl çıkarmak ve kıyaslamak mümkön olacaktır. Hangi netice memleket lehine Ue harici tiearet sıkleti tabil olarak o taraf a kaydmbr. Çünkü muhakkak olan bir şeyi memleketimizin bütün mah sulleri fiatlan dünya piyasalanna uygun olarak hiç bir satış güçlüğü arzetmemektedir. Cümbür cemaat hep oradalarSu altındaki çan seneler sonra Tol dır, dedi. Kız da: li adında birinln bir gece derede Çunın çaldığim işltirler öyla isf.. boğulduğu nrada bir kere daha lli Allah topunun b«lâ)«ını verıin! tilmişti. Bir üçüncü sefer da Fonte Lânet olsun. ^ u tediye birliği içlnde evvelâ ağasının kızı kendini suya attığı raGlna mjrılâ^ııdı: meml«k*tleT birbfrlerile olan ımıı man duyulmuştu. Bela okuma! tnsan Blecegl zamelelerlni klirtng tediye şekll Üe Hakikatte ise kimse bir sey işit man kim*eye lânet ok ımaz. Attl tajfiye etmekte, bu tasfiyeden sonmis değildi. Çünkü su içindeki çan lân^tkm» biziz. Çünku kendimızı Th kalan bakiyeîer blrlffin diğer Hususl anlaımalı memleketlerle dan aes çıkmazdı. Buna rağmen bu oldürttyoruz D' imizd» bu büy * bütün azalan arasmda gene bir olan muamelelere gelince; bu mem hustlftaki efsane aürüp gidivordu. bir cinayettir. k'iring yolu ile umum! şekilde kar leketlerle tiearet karşihklı olarak Can benim d e | ü ml? istediğirM tÇukur tarlalar» köylerinde cfsjneler şılaştırılmakta, bu yapıldjktan sonra tnuayyen maddelerin mübadelesi su İle gelir.. zaman zaman akıntı, yaparım. nihaf olarak bir yanda borclu, öbür hayâletler bile süriikler. Belki öbür dünyada nikâh jıyanda da alacaklı bakiye ver*n Bir baaka sefer sular taftığı zaman hidi olarak topal değirmenci llc ihmemleketler kalmaktadır. Gazete da, hâlâ derenin ortasında demirli tiyar kilise kayyumunu buluruz. sütunlarında arada tırada görülen duran ürerleri tiyah ve beyaı kaDareden gelen bir dalga, nları •:«tek baklyell cetveller lçte böyle relerle boyah ve <Yâ Hâfız» ibe nara doğru yürüttü. îkl geccln âCam silerken beçind kattan hesablaşmalar neticesinde çıkân resi yazüı duba değirmenlerdea yakları ıslendı. düşerek yaralandı r?kamlardan terekküb eder. birinl batırmıştı. K8tü bir herif olan Kız titriyerek: Ayvansarayda Ua fabrlkasmda çalı topal değirmenci de beraber boğu Amaan; ölüm kadar soğuk.. < » •Türkiye, bir müddetterberidlr «*n l»çllerden Tahsln Acar, 5 Incl larak canı cehenneme gitmiştl. '£di. iatta oanıları allerkeo yer* düşmıiı FPU memleketleri arasmda daima kin hayâleti sular üzerinde gezindl, Canım bir dakikahk •n«s«le.. nı Ve agır surette yaralanmıştır. Tatuın borclu ^örünmektedir Bu demekdurdu. Halk arasında dolajan nvhUerldekl derin yere kadar bera Aear, Omldsi» bir halde Bakıriöy ts. tir ki Türkiye bütün EPU memleyete göre bazı kıs gececleri değirmen ber yüzeriz. Oiada birbıruniii « çl Slgortalan hastaneslne kaldınimıs, ket'.erine ihraeahndan dahj fazla y sudan çıkıp derenin şurasına buıacaklar, SpüfUr, kendimizl bıraKit, cahklluu b&ıltamıstır kıymette olmak üzere bu memlesına demirledlği görülüyor, topal Dünkü trnfık kazalan boğuluruz. değirmenci de karaya çıkıp tarlalara Şofor Mabtoud Ajın, idarealadekt Onlar da kilisenin çanı çaldığıdökülmüj buğday tanelerini birer m ijitirler. nem de çok kuvvetü «ıl 20080 pUkalı otomoblll» Eyübde T o p . birer taplayarak torbasını dotduruçular Caddeslnden geçe.rken 2 ] ya?m dı*ım. Çür':u ''• 'ci kişiyız Birb'•' da Osman TlŞmen Isminde bir genImekll Eczacı Yarbay Osman Bayfllyor, sonra değirmene dönüp hunları mize sıkıca sarılır öpüşürüz. Kimse ce çarpmıstır Başmdan agır surette krn karde«l, Alty* Bayulken eft. Rlte öğüterek ununu rüzgarda savuruyorbir leycik dı. .mez. yaralanan Oiman, baygm bir halde Valfsl Hakkı Bıyülken. thtan, Fahrl. du. Bu un gayet sert bir kar oluyor, ölüm papazdan da, belediye re Guraba hastanetlne kslrtır:!.nış, jofbr Nurl Bayülkentn bııbaları Billr Em!»k o sene toprak mahsul vermlyordu. sahlbl Isp«rta!l Uinden de daha çabuk Dİrleşılrebl yakalanarak tahklkata balamsıattr. Bundan baska (ehirâe 2 trafli k a . NUMAN BAYULKEN Gerçi bunlar kimsenin inanmadığı lir btei. lEjı olmu}, 3 kt«l >ğır yar»lanmiftırbudaUca rivayeüerden ibaı^ttj; ama Hakkın rahmetlne kavusmuştur. Cenaze Kız cevab verroedi. Dere ve gece rnazı bugün, Iklrıd'yl müteakıb Fatlh kışın rüzgârh ve soğuk gecilerinde «Martı» şikpi yüzdüriildü Insanları çeker.. nice genc kular Camllnde l u l ı n a n k Edlrntkapı all» de herkesin aklına geüyordu. ve Halice alındı dere boyunda yürümtisler, sonra âeVbrlstamna defnedllecektlr. tşta bizim genc nijanlılann ge<eti Bir buçuk sene kadar önce Ahırkapı rede yüzmiiBİer; boğuluncaya kadar de topal değirmenci ve su içınde ki»shıllerlnde batmıı olan Falk Zeren gltmişlerdir. Ku mırıldandı: lise çanı efsanelerini hatırlatan geflrmasına aid <Martı> s'.lpl bir ay ka Merhum Hüsameddln Sanver T » V»l Elele yürüyelim. Ayağımıı dibl dar sUren drvamlı çalısmadan sonrs rra Sanverln kızı. Sadlye Sanver v« celerden biri idL kaybedince o zaman sarılıp dpüşü dun ögle vaktl yüzdurulrnüftür. Geml = di Sanverln kardesl. Kemal Erslnln Gece saat on bire doğru kapı ça rüz. nın ambarlarındaki su, der.izin sakln <l lınınea Don Camillo yatağından fııElele tutu?tular vt ölüm yürüyü olması haseblle tulumbalann devamlı HİKIVIET PERİHAN ERSİN çahjtırılmısile ttmamen boşaltılmıştır ladı. Gelen Filotti ailesinden blrisi jüne bajladılar. Dün ıırtına koptugu sıralarda «Nîartı» tutulduğu amaruız haıtalıktan kurtula. idi. Heyecanlı heyecanlı konustu: tehllkell anlar f«çirml|>e d« emnıyet m;yarak vefat etmlstlr Cenazesl 30 »klm Bizim Gina kayboldu. ihtiyar se Don Camillo, arkannda Filotti ka tedblrlerl alındıümdan amtllyeleT boıa : ' l ı günü (bugünI öğle namazı Beyazıd Cirniir.de kılmdıkten sonra Idirnekapı ni istiyor. bilesi olduğu halde çiftlıku?n çıktı gltmemlıtlr. Fakat fırtınanın dlnmfiınl aıle kabrlîtamna defnedllecektlr Mevlâ Papezın bUikleti kasabamn karan ve dereye giden yoU vardı. Dedi ki: müteakıb tulumbaları bir müddet daha rehmet eylly». bk sokaklarında uçtu. Don Camillo §u lâmbanm bulundugu çahftırmak icab etmıştır. Nihayet ge* * * vardığı zaman küçücük çoc'ik 'ira I y e r < j e jkjye ayrılacağız. Bir kısmunız ml, saat 17 raddelermde Llman Işletmesıne ald bir romorkorün yedeginde Neyylre Kaypakoğ'.unun eji. Dündar. kadar bütün Fjlotti ailesi büjük j a k l n t ı asağı bendin bu tarafını ara Sırkecl rıhtımına getırl'erek bağlantyımser Kaypajcoğlu, mutfakta toplanmıjtı. thtiyar anlat yacak.. diğer kısım da akmu yuka mıştır. Şllep, bugün sabaha kar|i, t». Tııran, Tufan. Gülüır.Mr Gokselın babası, tbrabira tı: rıy» tarayacak. Eğer çocuklar dereye mır edllmtk üzer» Halice gırmls ola Gokselln kayır.pederi Gina'nın penceresi rarptığmı gelmemişlerse bundan sonra «rtık caktır. Emekü Muhabere Albayı işittik. Antolna gitti baktı. Odada gelemezler. Bir köylü dördüncü kattan ZİYA KAYPAKOĞLU kimseler yok. Pencereden kaçm.j Kiminin elinde elektrık feneri, kidüşerek öldü 29 10 1356 pılnü vefat etmlstlr. Cenazesl Su mektubu bırakmıs. minin elinde lâmba, kimisinde mum Fatlhte Sofular caddesinde dün blr 30 10 1956 salı gür.ü iklr.dl namazıru Don Camillo okudu: olduğu halde gecenin sükuneti içinkaza olmuş, Inja halmdekl blr apartı mnteakıb Be;!kta; S nanDasa Caroltli«Bi* gidiyoruz. Ya htf htritttyan do her tarafı aramaga başladılar... nıanda «»h|an arkadaslsrım gormeğe de eenat* n a m a u eda edlldlkten totıra gibi kasabanın kilisesinde evlenece Daha yüz adım gitmemişlerdi... Baş gıoır Ismail isminde bir köylü dSrdün Terlköy mezarlıfma dernedllecekÖr. ğız, olmazsa su altındaki kilitedt t> ka bir kablleye, Bruciata ailesine c'l kattan d ışmüş. beynl pathyarak öl Cenabıhak rahmet eyllye. leneceğiz. O zaman çanın çaldığını j rastladılar. Onlarda da ıhtiyardan muştür. baıka herkes gelmişti. Bun.ia da saDenizde bir cesed bulundu ıjmrsınız.» c şılacak bir şey yoktu. Çünkü Don Üskudardj Selımıyede Havdarpaşa II. îhtiyar devam etti: Camillo ihtiyar hizmetçi«ıni o Bru m»n koyunda dün. J5 ya«lannda t e h \ TUccardan All Rıza v* Hemzl Bir saat oldu olmadı. Dokuz mln »dllen blr erkek c»jedl bulunmuş I buçuktan az sonra Antoi:.a lâmbaaını ciata olecak bol^eviklere de h«ber tur. Üzırind» hüvlyetlnl tesbite ya i İbrehimoSlu'nun Hatlce Hatıb. oglunun babalan, Dr. Nalme vermesi için Peppone'ye göndermİ5*i rar vesika bu'unamamış, ölüm şüphe götürmül. Gina odada imiş. Tanlıoglu, Nermln T« İbrahlm (Arkası var) II görüldüğünden cesed morga kaldu Don Camillo mırıldandı: Ibrahlmoğlunun T« Nahlde D e nlmıştır. Hâdise etrafında tahklkat» rsll'nln dedeleri, MUrteza Hatıb bişlanm^tır. oglunun kafin pederl, Trabzon • YENİ TELEFON NUMARALARIMIZ • Sürmene eşrafından Santral Y«dak parça v« Atelye Ekim 30 Rtblülevvel 25 Hacı tbrahitn İbrahimoğlu 29/eklm/95« tarlhlnde yefaı e t mlftlr. C»nazeai 30/10/958 aalı 3 V t srunü Beyazıd Camlinde öğle Olduğunu sayın müşterilerimlze arzederiz. 0 namazını müteakıb tç Erenköy ılle kabrUtamna defnedllecektlr. Me»la rahmed eylıye. V. ] 6 29 115S 14 49|17 08H8 42| 4 49 tbrahlmojlu allesl Davudpaşa caddesi No. 81, 83 Topkapı E. ] 120 6.49 9.40,12 00. 1.32 11.40 TÜRKİYE VAKIFUR B4NKASI T.A.O BİR YILDA TASARRUF MUDİLERINE\ Hulâsa, husuıt anlaşmaiı memleBu arada dikkate aluunaaı g«~ ketlerle olan ticarl mttbadelelerde rekli çok mdhim bir kaç aoktayı fiatiar dtinya ve bu arada EPU da belirtmek isteriz: mümasil fiatlarından daima daha 1) EPU memleketleri sanayii, upahalı v yüksek tecelli «tmektamumiyetle anlaşmalı memleketler dir. sanayilerinden daha ileridir. 2) Tiearet Vekilimizin EPU ve hu Memleketimi» piyasalan ve müs•ugt anlaşmalı memleketler mamul tehlikleri EPU memleketleri maleri ve bunların ucuz flatı, pahalı mullerine alışnuşlardır. 3) Kredi fiat diye ifade ettiği hususlar iste bulma şansı bu raemkketlerde daböyle meydana geîmektedir. ha fazladır. 4) Mal kaliteleri itibaVaziyeti böylece hulâsa ettikten rüe EPU daha ileridedir. sonra meselenin halli de galiba ken Hal böyle olunca yapılacak mudiüğinden ortaya çıkmaktadır. tzahına çalıstı&ımız aartlar için kayeeslerde bu hususların da nameseli biraz de yapılacak bir muha*ebe, bir mu zara almması ve vazene var. Acaba biı EPU yerine farkta ve müsavat halinde dahi husutt anlaçmalı meml«ketlerle EPU'ta tevcih edilmeai memleket yaptığımu ticarette, EPU fiatlarına hayrına olacaktır. EPU memleketlerile Türkiye ticaretind» memleketimiz şöyle bir şanıa da lahlbdir: Diğer memleketlerin hemen hepsi lanayicidir v« mamulleri birbirine rekabet halindedir. Halbuki Türkiye mahsullerinkj hemen tamarru bu birlik içinde rekabetaizdlr ve nihayet blrlik içindeki muamele ler büyük kolaylıklar aağlamaktadır. Bu lzahatrruzdan ankaılmaktadır ki EPU iBemleketleri ile olan durumumuıu ıslah ve borclara bir tasfiye seklini bulmak ve eski ticarct piyasalarımıza dönmek en öiıde yapılacak iştir. Kaldıki husust anlasmalı memleketlerle olan ticarette ihracattan doğan fiat farklanndan husust jahıslar Utifade ettikleri halde, ekseriyeti devlet te»ebbüı ve ihtiyaclanna tahsis olunan Ithalâta 8dene fiat farklarmdan hepimizin mah olan devlet bütçesi ve devlet teşebbüaleri rarar görmekte, v« belki de kalkınma harnlemiz pahahlanmaktadır. Bu mühim neticelerden doiayı da harict ticaretimizi norraal piyasalara yani EPU'ya taveih «tmek hatti bir «arurettlr. VE F AT **• o LİRA TUTARINDA • ••• Ahmed Bedevî Kuran'm yeni eseri lze vaktUe de koca koca rildler halinde yakın tarihiraize dalf eaerler vermif olan Ahmed Bedevî Kuranin bu kere 7M küuur büyük «ahifeli, resünli. vesaikll bb kltabt çıktı: Osmanh tmparatorlugunda lnkılâb Hareketleri ve Milli Miicadele>. Kitabda, inktraz devrimu tasvir edUdikten sonra padifah G«nç Ofmandan Itlbaren başhyan yenUeşma gayretleri hulâsa edillyor. Bilhasaa tarihimirin son devirleıi, emek ve özenle bâb bâb anlatılıyor. Yukanda bahsettigim tam teşekküllü Otmanlı Tarihini yazmakta mesned olaeak bir eser de kısmen budur. Herkese tavsiye ederim ama, bilhassa terakkiperver hareketleri freniemeğe kalknnlar buna ibretle okumahdırlar. Manevl dedelerinİB bn mUiete arbğı felâketler, blr sinema şeridi gihi. gözönünde canlanıyor. Maziperest ve muhafazakâr degil, terakki taraflısı olanlann daima hakh Ciktıklan belll oluyor. Ahmed Bedevl Beye, bn eserfle mlllî kütübhanemizi zenginlejtirdlgi için tegekkür borçluyut (VâNfl) Bir AVÜR BOYÜNCA AYLIK GELİR kadın havagazuıdan rehlrlenerek öldü Üsküdarda Bağlarbaşında 8ebllcl molla sokağmda 1 numaralı «Tde o t u ran Emlr.e Çağlar Isminde blr kadır çağaloglunda blr gazete ldarehanesln dekl temlzllginl bltlrlp yıkanmak U ı e re banyo dalresln* çıkmı;, yanlışlıkia açık bıraktığı havagazmdan zehırlenarek ölmüştür. Emlne Çağların c « . sedl morgs kaldınlarak bidlsa t t r » . fmda tahkikata baslanmıstır. B TEŞEKKÜR V E AT 'MESKEN KREDİSİ 21 39 21 21 39 22 21 32 02 YAKIN DOĞU MAKtNA Â.Ş. Tefrikası: 1 ş PARA İKRAAİİYELERİ DAĞITIYOR letine açmak, birbirlerine hatalannı anlatıp nedamet gözyaşlan dökmek iatiyorlardı ama, gene birbirlt rini daha fazla fizmekten korkarak, susuyorlar, hiçkınklannı boğadarında düğümlüyorlardt Sofraya oturdular. Mary, evfcıde ne varsa hepsini misafirine ikram ederek yuvarlak masanın üzerine dizerken odadaki tek mumu da onun önüne doğru koymuatu. Esther yüzüne yakından vuran bu aydmhkta, çok sıkıntı, acı ve acab çekmiş olduğunu anlatan derin çizgilerin görünmeslnden korkuyor, başaını hep önüne eğiyordu. Elinin titrediğini belU etmemek içln çayım bir kanstınp bir duruyor, ekmektea oabucak bir lokme kopanp ağzına aüyordu. En sonunda, gene o mevruu açtı Böylece, allkayı kendl yüzünden başka yere çekmif olaeakb. Bçtm: NADİKE İLYASOĞLU'nun ânl nhatsızlıt> tarlhlnden e b « . dlyete lntlkalme kadar devamlı alakalarını eslrgemlyen, vefat m d s n duyduğumuz derin acı. mızı cenaze m e n s l m l n e blzzat lştlrak etmek vera mektub »« telgraf göndtnnek suretll* acım w payiaşan akraba, doat ve arkadatlara ayrı ayrı tmlılo bulamad:ğımıa, teşekkür Te mlanet hİ5İerimizin iblâğına tavassu. nuzu aayfilanmla Hca edert*. Eşl: Hüacyln tlyitoglu re eTlâdlan. «C'L'MHLKİYFI» ın ş olmuş, hava kararmıştı. Esther, bir kiilçe gibi çöktüğü taşm üzerinden zorlukla kalktı. Gene tereddüd, korku, helecan içinde, »okak »okak dolaştı. En nihayet, eniştesinin evine geldi, kapıyl usulca çaldı. Cevab alamayınca, döntip gidecek gibi oldu. Sonra, titreyen elleri, içinden gel«n bir hisle, ycnıden kapıya doğru uıandı Bir daha çaldı, bire ihklerıne kadar «arışı gibitatl» bir ürpertiye boğdu. Üzerin* birdenbire kuvvet ve cesaret gelmisti. Kollan arasrna atllan kıza, hiç çekinmeden sanldı. onu kslbinde açrnadan kuruyan anoelik telkatile bağrına baatı. «Mary!» diye Inledl cBeoi ta«umadın mı? ben. teyzen. Bıther..» Mary, itkönoe uğradığı eajkınlıktan yavBş yavaş kurtularak, kaİçeriden bir avak sesi işitmifti. dınm kollan arasmdan blraz geriye Önce, gene korkunç bir heyecana doğru çeküdi. Onun yüzüne dlk* kapılarak, kaçmak istedi. Sonra, katlc baktı. kendini tuttu. Zateo. bacaklarmda (Ttysetı dlye haykırarak, y da blr »dım dsiu ataoak h*l kal niden kueağına atüdı. mamj»tx. Sonra, kollanndaa tutarak onu Marynio kapıyi nafU actı|Aı ve içeri doiru çektl, odaya fötürdü. Brther, etrabna bakmay* eeıaret karşjsında Esther'i görünce, annesme benzeterek, onun kollan ara «demiyordu. Etki günlerin tatlı hâtıralan birdenbire üzerine bofanip u m nasü atıldıgmı biliyoruz. Bu hiç beklemediği heyeeanlı opu boğuverecekmiş gibi geliyordu. karjılaniş Esther'in vüeudünü 8O Yalnız, içeri girerke»! gözüne ğuktan donan, katılan bir insanı ler ve şimdi, Snüne bakarken, aıc&k bir odadaki bAVAmo birden zünün kuyruğu ile gördükleri b.u evde büyük bir değişiklik olduğunu gösteriyordu. Yerde halı, kilim falan yoktu, odanın içmde ancak bir iki gandalye kalmıatl. Mary, geeelik kıyafetinin üzerine. klsa bir hırka almış, ocağı yakmaya çalışıyordu Bir yandan da, ev sahibeliği vazifesinl unutmuyor, lif açmaya bakıyordu: «Yıllardır »enden haber alamadık tevzeciğim .. Nasılsın?» Esther elinde olmadan, üstüne başına baktı. Oraya gelirken kıyafetini değiştiridiğir.i unutmuş, kendini o perişan kıhğı iie oturuyor aanıruştı. Oldukça orta halli bir giyinifi olduğunu görttnce, içi rahat etti, Artık, hiç korkmaduı yalan söyleyebilirdl: tlyiyim, Mary> dedi. «Görüşmeyeli çok oldu ya. Burada değildim çuckü. Yeni geldim, Sizi kaç gündUr areyacnktım. olmadı, Baban yok geiiha?» Mary, ateşin üzerin» çaydanlığı koyarken: «Yok» dedi. «Bir is için dün akşam Glasgow'a gitti...» Odaya derin ve soğuk bir sessizlik çökmüştü. İlk karsılaşmanjn, canlanan hâtlraların sıcsklığı s8nmüş, merakh düşüncelerin zihinleri iğnelemesi başlanuştı. Mary, bunca yıldaıi sonra ve böyle gece vakti teyzesinin nicin geldiğini neye yoracağını bilmiyordu. Esther de söze nereden başlayacağını kestiremiyordu. Oraya gelirken: «Beni tanımazsa, ben de kim olduğıımu söylemem, bir yabancı sıfatile, vereceğim haberi verir, dönerim» diye düşündüğü olmuştu. Fakat, kızın o hararetli ve heyecanlı sarıhsı karşısında, her şeyi unutmuş, kendisini içten gelen heyecanın eline bırakıvermişti. Yalnu, timdi yavaş yavas c*»aretini kaybediyor gibiydi. Kendini toparlamaya çallşarak, yeniden lâf açtı: «Sen nasılsm, Mary? Bir yerde çalıgıyor musun?» Mary nerede çalıştığını, evde neler yaptığını anlattı. Anneginin öItimttnden bahsetmeye dili varmlyordu. Bunu teyzesinin de aormaya eesaret edemediğiıü anlamıştı. Bab^sınjn son umanlarda pek aayib bir hal aldığtnı da sftylemeye 'üzum görmedi. Böylece, birbir'erine açılamiyaTi Tnsafirle QV sahıbi arasında konuşulacak şeyler çabuc~k tükend! En tonunda EstH«r. nicin biraz olsun anlatmak zorunda kaldı: «Bugün fena bir haber aldım. Eski ahpablarımızdan Wilsonlann oğlu Jem'i tevkif etmişler... çok üzüldüm. Sen de üzü'.Tnüs5Ündür diye düşündüm. Gideyım, kıteağızı elimden geldiği kadar avutmaya çthşayım, dedim. Onun için, tâ uzaktan, kalktım buraya kadar geldim...» Mary*nin sararac yüzünde yer yer kızarblar görülüyordu. Yalnız, bunlar oeaktaki alevlerin panltısı mı, yoksa içinden yüksel«ı bir heyecanın dalgalan mx, Esther bunu pek anlayamadj. Mary, çay hao ırlamakla meggulmü# gibi görünerek, yüzunü elinden geldigi kadar saklamaya gajışiyordu. cEksik olma, teyzeciğim» dedi. «Çok uzaktan geldin demek?Yoruunufsundiv, Kanun da açtır belki...» OSJHA RAN 50000 «Harry Carson'un öldürflldöğünü haber ahnea pek acımadıra, Mevzuu kapatmak lster glbl ko acıdim dersem yalan olur. Yalna, nuşuyordu. Esther zorlukla topla bu cinayetten doiayı Jeıa'in tevkif dığı cetaretini («na ktybetmiştl. edilmesine çok üzüldüm...» Yataız, o d« fU yorgunluk ve açlık Durdu. Korka korka ba«uu kalmevzuunun açılmasını istemiyordu. dı rarak Mary'y* bakk Kendisinin olmıyan tu atkı ve elMary gayet aakin gSrihıfiyordabise ile yanmyamalak örttügü haİçinde bir hsyecan fırtınaaı kopkikt büviyetinin ortayg çıkmaıından, sefil halinin belli olmaundan mus, kalbinl kasıp kavunıyorsa da yüzünde, ölumün aoğuk eü geçmi* korkuyordu. gibi, bir buı donukluğu vardı. \ Kaderin ayn ayn »illelerle bed(Arkaaı vmr) baht etUftl iki kadm. lcl«rini birbir 75000 Hm 100 ilraya blr kur'a u n n a n n t»0$ Inhat İçln ıjınıianmızın glşelerina mOracaıt $CMı