Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IKİ »CUMHURJYET» tn Tefrikası: 3 9 CUMHUKTVET Ekim 1»5« KüçdkÂlemi Çerlrenı Burbav FELEK Sehir Reslmler: Ali CTLVt | BU ŞEHRİN MESELELERİJ ABAHTAN )ABAHA... .Sabret, Koca Türk ğlamıyan çocuğa meme vermezlermiş. yunanlı. lar ağladıklarım belli edip batı dünyasını ken. di ballerile ilgilendirmeğe çabalıyorlar. Gerçi ağlamakla da kalmayıp suna tekm#, buna musta, ötekine dil çjkarma, tedhişçilikten tehzilciliğe kadar her şekli tecrübe ediyorlar. İstiyenin bir yüzü k»ra, vermiyenin iki yüzü! Yunanlılar, kullandıkları taktika sayesinde, batı dünyMinın kan«»"», alacakh gibi pkabilraektedirler. Onlan ille tatnıın etmek siyaset icabıdır diye, dünya umumî efkânn» telâş içinde alenl raporlar vwilmektedir. İfte Le Monde gazetesinio MR nüshaUrına Bsy Mıre Morceau'nun Atinsdan yo*dlklan... Hulâwı tdijorura: *** ... Ynnanistanı, nazi istUâsmdan kurtulduğu devirlerde görenler, bu memleketin halen ne mükemrnel kalkmdığına hayran kalırlar. Bazı diyarl«rdaki kalkınraa ni»beti, anlafilmaisı güç istatistiklerle izaha kalkışılır. Yunanistandaki kalkınma ise, meşkuk rakamlara değil, göziın fahadetüie dayanıyor. Yollar şebekesi genişlemektedir. Nakliye süratlidir. Limanlar modernlesmUtir. Ziraat daha rasyonel hal almt$tır. Âlat. edevat daha iyi. mahiul daha verimlidir. Sanayi ile büyük bir petro] tasfiyehanesi artık birbirini tamamUyor. EhemmiyetU linyit madenleri ijlenebilivor. Türlü hidroelektrik barajları yapılmı«tır, Turünı tam gellşme halindedir; alınan netice eetarat vericidir. Piskoposun gelisi Kaçakçı turist Trafik derdini ortadan kaldıracak tedbirlerden yeni birkaç tanesi S. A. bi, gemi yanajmadan atlamalsra v« kazalara rnâni olacak, aynca seyir eanaiinda rüzgâr ve dalgadan da yoleuların kısmen olsun kerunmaBinı »ağlıyacaktır. 11) îzmlr körfe* vapurlarmda yapıldığı üzere, tek üeretli (Haydarpaşa Kadıköy, Heybeli Büyükada gibi) sefer yapan vapurlarda, bil»tl«ri vapur iclnde ve kontrol »snasında toplıysrek, çıkıgts s«rb*stlik temin i ve zaman kazanılması mürakündürU) Muayyaa semtlerde ve soksklarda, yeni yaptlan binaların alt katlarıni otopark eUrak yapmaya bina sahiblerini tcşvik etmejc ve bu hareket tavizler tanımak suretjle gittikçe ertaa bu jhtiyaem tahfifİ kablldir. Seyrüsefer mevzuunu incelerken, son altfian kararlarm bazı noktalarıpa da Işaret atmak ifteriz. Umurni yetle bir şahirdeki »eyrÜMferin gayesi, şehrin her semtindeki sakinlerini tek bir vasıta ile şehrin her »emtine götürrnek eJeğUdi». Nakil mavzuunda bu husus imktnlara göre âyarlanır. Fakat bu yapılamazsa yolcular mutlaka muhitlerden muayy«n kesafet merkeılerine kadar Uıınır. Yoleu o merkezden gideceği yere kadar mutlaka bir umumî nakil vasıtası bulabilir. Fakat muhitten bir kesafet merkezine iki vasıta iie yoleuyu aktarmak yanlıştır, hlç delilae noksan i|tir. Son alınan karara göra bir muhit olan Bebek hattı güzergâhmdaki yolcular kesafet merkezi olan Karaköy veya Eminönüne, biri Tophaneye kadar, öbürü da Tophaned.en Sirkeciye v«ya Köprüye kadar olmak üzera Uu vasıta ile getirilmektedir Ki 'bu, yukarıda verdiğimiz sakatlık ınlsaliqe tam intlbak eder. Tramvaylar, Köprü üıtünde niabl bir ııkısıklık verse dahi, Eminönüne kadar uzatjlmalı ve yoleuların iki üeret v«rmtleri önlenmelidjr. Diğer taraftan, lcı|IB, yağmurda, çamurda halkın Tophane tramvay yolundan vapur laktlesine veya mukabiline yürütülm»leri de ayrı ve mühim blr mahsur olacaktır. Kanaatimizee bu mahzur, udece Bebek hattı tramvaylarının Köprü den geçmelerinden doğaeak aıkıntı ile kıyas kabul etmiytcek kadar bfiyüktür. Parolamız malum: «Vakur bir alikaıızlık...» Hadi, hadl! Mürteci. Boş lâflarla Kıçma üçüncti tekıneyi ytyen Brusvakit geçiriyorsun. Halbuki senin co: zavalb ihtiyar piskoposun, yapyalıuz Millat için elden gelen yapılıyor, ve müdafaasız halde kimbilir hangi dedi. kızıl şeytamn karııandadır. Kasaba meydanına gelince piskoGerçekten de zavallı ihtiyar pis pos yeni yapılan çeşmeyi gördü ve kopos kjzılların |eytani tertibleri kar durakladı. şısında müdafaasız blr halde idi. Bu kurak yerlerde blr çesrne ha! Sabah saat yediden ltibaren kasaba Demek su var? nın dindar halkı pitkaposun geçeceBu teşebbüsün başüca alakalılarmti yol boyunca iki keçeli dizilmişler dan biri olan Bigio söze karıştı: heyeeanla bekliyorlardı. Peppone ise Su daima vardır. Marifet bulapitkoposun yoluna koyduğu nöbetçi bilmekte. Üç yüz roetreye kadar innin, otomobilin göründüğünü haber dik.. Allahm iznile su çıktı. veren tabaneası patlar patlamız, Bu sırada Bigio da hak ettiği tekboyunlarında kınnızı kaskollar ve k> j meyi yedi, Çefme halkevinin tam boyunlannda kırrmzı kaşkullar ve kı karşısında olduğu için piskopos oraravatlar olduğu halda yol ortalarına yı da görmeden geçemedi. döküldüler ve böyleca yarım kilo Bu güzel bina nedir? diye sordu. metre boyundaki güzergâhı adeta i;Bu sefer Peppone söze karıatı: gal ettiler. Piskopos bu noktaya gelin Burası Halkevidir. ce yolun kızıllar tarafmdan işgal ePiskopos: dilmiş, olduğunu, y«ni blr takım a Çok güzel.. cidden güzel, dedi. damların fütursuzca ve otomobildcki Peppone düfünmeden: adamın kim olduğunu bilmemezlık Ziyaret etmek ister misinız ten gelerek âvare âvare dolaşıp birbirlerila gevezelik etüklerini EÖriÜ. muhterem? derken kıçına müthiş bir Otomobil bu yüzden ilerliyemiyor *e tekme yedi. Bu sefer tekmeyi vuran ancak klakson çalarak güçlükle ken Don Camillo İdi. disine yol açablliyordu. Işte PepponeUfak tefek, gözlüklü ve cılız tir nin beyannamede yazdığı «vakur adam olan sekreter bu ziyaretin alâkasızlık» bu idl. Vaziyeti görünce münasib olmıyacağını hatırlatmak sevincinden yerinde duramıyordu. Üzere seyirtti iae de piskopos binaya girmlf bulunuyordu. Her tarafı ve Piskopos, şu bizim bildişimiz, beU bu arada kütübhaneyi gezerken (sibükülmüş. âesi kuyudan gelir gibi yasi eserler) kısmında bazı küçük konuşan ak aaçlı meşhur piskopos risalelerle propaganda kitablarmdan bu «vakur alâkasızlığı» görünce vazibaşka bir şey göremeyince içini çekyeti anladı ve arab»sını durdurdu. ti. Bunu farkeden Peppone: Otomobil açık bir araba olduğundan Bunlan kimsenin okuduğu yok zavalU ihtiyarın kapıyı açmak içın nasü uğraştığını herkes görüyordu. efendim. diye fısıldadı. Brusco mantara bastı. (Sonradan buthtiyar papazı yormamak için bünu Peppone'den yediği tekme ile an roları gezdirmediler; ama tiyatro ve ladı ama 15 işten geçmiş idi). Pisko kabul salonunu göstermekten Kenposun kapıyı açamadığım görünre dilerlni alamadılar. Burada piskohemen seyirtü; fakat ihtiyar kapıyı pos küçük gözlü ve pos bıyıklı, piaçmıştı. polu adam resmile karşı karşıya ge Merşi yavrum! Yolumuza yaya lince; Peppone gene pei perdeden devam etmek daha münasib olacak! konuştu: Malum ya ekıelâns. politika. dedi. Sonradan bir tekme de o yemiş, 0 Zaten sizi temin ederim, pek de içinde kötülük olan bir adam değıllan Bigıo lâfa karıştı: di. Ama kasaba epeyce uzaktır, Piskopos gülümsiyerek cevab ver AUah ona da hidayetini nesıb di: etsin. Bu ziyaret sırasmda Don CEmillo Zararı yok! Zaran yok! Siyasi toplantılarımzi ula eekteye uğrat nun durumunda ayn bir hususıyet vardı. Bir taraftan ihtiyar papazm mak istemem. Yeti|en Peppone somurtkan bir çeh iyi kalbliliğinden istifade" edeh Peppone'nin Halkevini ziyaret etmesine re ile eevab verdi: Siyasî toplantı falan yok! İşçiler fena halde kızıyor. öteyandan da pisaralannda işferîhe dair könıSçuyor koposun, halkın ve m#nlel*âin Se kadar ileri gittiğini müşahede etmiş lar. Binin arabanıza! Ama ihtiyar piskopos arabadan in olmanna memnun oluyordu. Hele kımişti. Bu sırada papazın dizleri tıt zılların ne kadar kuvvetli olduklannı rediğini gören Brusco yardım için görerek kendisinin onlara karşı vükolunu uzattığı sırada arkasından bir cude getirdiği «bahçeli sıte» nin hatekme daha yedi. Piskopos Brusco kikî kıymetini takdir edeceğme seviniyordu. Ziyaret bitince Don Camilya: lo piskoposa yaklagtı ve Peppone'nin Mersi, mersi yavrum! dedi ve işteceği kadar yüksek sesle soylearkasından gelen sekreterine kendi diği: sini yolda rahatsız etmemesini tenbih Efendimiz ne yazık ki; Mösyö .•»ttikten sonra yürüdü. 3aşlarında Peppone ve hempalari Peppone size silâh deposunu da ziyaoldugu hatde kızıllar tarafından ta ret ettfrmedi. Anlattıklarına göre bu kib edil^rek Don Camillo takımınm depo civarın en dehjetü silâhhansM bulunduğu mmtakaya geldi. Pep imiş. pone durumdan endişeli göruııüyoı Sözüne Peppone cevab vermek izeve her zaman soylediği gibi .ıptalm re iken piskopos vakit bırakmadı ve biri tarafından yapılacak bir falso gülerek: dan irticam istifade fırsatını kaçırmı Herhalde bizimkinden daha müyacağını biliyordu. Bunun için ya kemmel olmasa gerek, dedi. nındakilere muttasıl: Bigio bu söze: Parolamız malum: «Vakur bir Güzeeel. .diye ijtirak etti. alâkasızhk» diy« tekrarlıyordu. Brusco daha da ileri giderek: Piskoposu görür görmez Don Ca Efendim, bir tane 81 lik havan millo koştu. Son dereee heyeeanla topu bile ver,, dedi. bağırdı: Piskopos arkasına dönerek: Efendimiz, affınızı istirhrm ede Yeniden mi tedarik ettiniz? Bari rim. Vallahi günah benim değil. BüI iyi muhafaza edm! Size kaç defa 011tün cemaatle sizi burada bekliyorI nun tehlikeli olduğunu söylememij dum.. §imdi öğrendim ki.. j miydim? Piskopos gülümsiyerek cevab verPeppone suratını ekşiterek: di: Bizi böyle jeyler korkutmaz, Endişe etmeyiniz! Biraz gezinmek istediğim için arabamdan indim. dedi. Piskopos tekrarladı: Malum ya piskoposların da ihtiyarlayınca bir takım tiryakilikleri olur, Herhalde göz altında bulunduDindar halk pishoposu alkışlıyor, run! mızıka çalıyor, ve piskopos etrafına Don Camillo başmı salladı: memnunlukla bakıyordu. Yüriirken: Efendimiz! Sizin lâtife etmek Güzel memleket! dedi. Çok gü âdetinizdir; ama bu adamların ne zel memleket. İyi bakılmış. Vazife mal olduklannı bilemezsiniz. sinl bilen müdebbir idareniz var. (Arkası var) Belçikah bir turist, mektubla Bundan evvelkl üç yazımızda (1) YAZAN: çehrimizden Lübnana on bin üzerinde durduğumuz »eyrüsefer mevzuunun son zamanlarda sıkı sudolarlık çek yoltarken rette ele alındığını ve bazı tavsiye yakalandı lerimize de kıymet verildiğini görEmniyet 2. şube kaçakçılık masaşı mekle aevinmekteyiz. O yazılaxumzda seyrüseier rah»thmemurlan, taahhüdlü zarf içinde Lübnana 10 bin dolarlık çek kaçır ğının birinci şartının yol genişliği ol ma vesaire gibi çıkışlarda İstanbul nın bir yolunu bulmak lâzımdır. ! tarafına dolmuş arayan müşteriler 8 i Yaya geçidler, muayyen blr %*mak istiyen Belçikalı bir turisti suç duğunu ve fakat bunun pahalı bir tedbjr old.u|unu helirtmigtik. Beledi için muayyen bazı sokak başlarında nişlikten sonra daima y<r altından üstü yakalamışlardır, ye imkİPİarını eşan bu tedbirin hü Tarlabasından dolaşmak şar'ıle ve caddeye amud olarak dojil, mall Bir müddet eyvel memleketimize kumetin de büyük yardımlarile ta | dolmug yapılmasına müsaade edilme (oblique) olarak yapümalıdır. Böygelen Belçika tebaalı Azar Katri is hakkuk safhasına girdiğini görmek Hdir. lece amud olarak gerekli derinliğe minde biri, dün Büyük Postaneden Istanbul, Iırtanbullular ve Utanbulu 5> Köprü üzerinden tramvaylar kıfayet ârzetmiyen eadde geBİşliğ! Lübnana (Marko Novrabî Postr seven herkes için gonül açıcıdır. kalktığına göre de Karaköye geçen arttırılmış olur. kutusu 3916) adresinç 10 bin dolarUk 9) Koprüdeki Adalar v Boğaı üBu yazımızda artık teferrüat üze ve Taksime çıkacak olan otobüs ve bir çeki taahhüdlü bir mektubls rinde duracak ve trafiği kolaylaştırı otomobillerin PCaraköyden tramvay keleleri, Kadıköy iskelesi gibi ponyollarken suçüstü yakalanmiftır. eı addettijimi» bazı tavsiyelerde bu güzergâhını; Maçkaya, ve Bebek n tonlara tahvil edilrneli ve böylece tikametlne gidecek otobüa ve otomo yanaşma sathı arttırılmahdır, Maçkada Bajaran apartımarund lunacağız. 10) Vapurlara, yanaşmada uzatılan oturan turist hakkında takibata ge Biz, tramvaylarm dar boğazlarda biüer de nhtun yolunu takib etme. seyyar iskeleler, vapurların ertasıntrafiği zorladıklarmı gözönüne ala lidirler. çilmistir. 6t Otobuslerdeki gidiş istikame daki giri;, çıkış boşluğunun kenarına. rak birer dar boğaz veya dar geçid olan İstiklâl caddesi ve Bankalar tinde sağ taraf kanapeleri kaldı bir mil üzerine tesbit olunmalı, Becaddesini kurtarmak üzere tramvay rılmalı, böylece hem otobüsün için mi harekette iken bu mil üzerinde ların Beyoğlu tarafında Taksimde deki istifade sathı arttırılmalı, hem olarak dıkine kaldırılarak yincir tevkif edilmelerini tavsiye eylemış de inme ve binme kolaylaıtırılmalı veya herhangî diğer bir suretle baâlanmalı ve yanaşmada, çımaeı tatik. Halbuki son kararda tramvaylar dır. 7) Otobüs ve tramvaylarda müte rafından, bugünkü gibi iskelelerden Karaköye kadar inmekte, dolayısile gene tstiklâl caddesi ve Bankalardaki madiyen kulaeımıza bir ses gelir her vapur» göre de|i>en bofluğu araAmertka Blrleşik Devletlerl Akdenlt tıkanıkhk devam etmektedir. (100) (baylar ilerliyelim, arka tarat boş) ma müşkülâtı olmadan, kolayca in VI. filosuna menıub bif "lo Amlral otobüs geldiği takdirde tramvaylar diye. Bu bir türlü yolcularm boş o dirümelidir. Bu, her gün yoleulari Robert W. Cavenagh kumandajında dün tamamen kaldırümazsa bile herhal lan arka tarafa iltifnt etmemelerinin rahatsız eden (iskele verme' şeklini sabah saat 8 30 da limanımıza gelerek de Taksimde tevkif olunmalıdtr. Bu ilânıdır. Aıka tarafa iltifatı arttırma bugünkü iptidailikten kurtaracağı giKabata; ve Dolmabahçe önlerlnde de. takdirde l»e: mirlemi|tir. 1) Beyoğluna dolmuş çıkısları Çiş4 gün limanımızda kalacak olan filo haneye tırmanmadan evvelki ve Tüasağıdak! gemiltrden murekkebdir: Salem ağır kruvaıörü (Amiral ge nelin yanına çıkan yokuştan İstiklâl mu!). Machon kruvaıörü. Coral See caddesine ve Taksime çıkmalıdır. Keşideeine (uçak gemisi). Dyess, Fourse, H. R 2) Otobüsler, Şishane, Tepebaşı yoDickson, Purvise, (destroyer). lile tstiklâl caddesine çıkmalıdır. Ö|rendiğimi2e gore, mlsafir denlzel3) Taksimden Eminönü istikametiler fılonun limanımızda kaldıgı müd ne giden otobüsler Taksimden tstikIHBARSIZ EN A Z » 1 5 0 LİRALIK HESAP det zarfında nakil vaaılarında Ucretsiı lâl caddesi Tepebaşı yolunu takib «eyahat edeceklerdir. AÇTIRMIŞ OLAN etmeli; Atatürk Köprüsüne gidecek Türk ve İtalyan prodüktörieri otobüsler iıe Taksimden Tarlabaşı VE şehrimizde bir film çevirecekler yolile ve tngiliz konsolosluğunun ö22 EKİM AKŞAMINA KADAR Şehrlmizde bulunan Amerikan artiftl, nünden Beyoğlu yolcuları için buFrank Lattimaore dün gaıetecilerle ko rada bir durak tesis edilerek ŞişIHBARLI EN AZ 250 LİRALIK HESAP nu?mustur. haneden Atatürk Köprüsüne inmeli30 yosında olan ve ıbndtye kadar M dirler. AÇTIRACAK filmde rol alan artlıt uzun zamandan. 4) Otomobiller ve dolmuşlar Takberl İtalvada bulunmakta idt. BÜTÜN MÜŞT ERÎLERİMİ Z Frank Lattimoore. beraberinde George simden Tarlabaşı yolundan ve tngikatılacaklardır. Capitane adında bir rejisorle şehrimize İU konsolosluğunun arkasından do gelmiştir. Rejisörün yazmış oldugu laçarak Atatürk Köprüstine veya «Gecerin karanhgı» adlı eserl bir Türk Bankalar yolile Eminönüne gitmelişirketlle birlikte çevircceklerdir. Ital dirler. Gene dolmuşlar isterlerse ysnlar bu i; için 200 000 dolar yatır. Beyoğlu müfterilerini almak içjn Aynca dolgun para ikramiyeleri mektadırlar. tngiliz konsolosluğunun yanmda Fllmin mevzııu İstanbulda geçan ht. park yapabilmeli ve konsolosUı";un yecanlı bir polis vak'asıdır. Vak'a kah. Önünden, otobüsler gibi, tstanbul taramam rolünü İsveçli kadin artist rafıns geçebilmelidirler. Ayrıea sineMarthi Toren oynıyaoalıtır. Dün bir Amerikan filosu geldi CUMHURÎYET 8 Ekim BAYRAMI Kadar Akşamına KÂLAMSŞTA APARTIMAN DAİRESİ ÎSTANRUL BANKASI İstanbul Erkek Lisesi Aîle Birliği Genei Kurul toplanhsı İttanbul Erkek Lis*sinln 958957 dert yılı Aile Birliği v« Koruma Derneğl. nin normal Genel Kurul toplıntm 21 X. 1956 tarihıne rasthyan pazar gunO saat 9 30 da okul kltablık sslonunda yapılaeaktır. Soğan ve patates fiatlan Soâ»n V8 patates ply»sası yüksekll ğini muhafaza etmektedlr. DtVn pata tea ve »oğan nlspeten bullasmıştır F» kat flatlar 80, 90 kuruş clvarındBdır. Feıruh İHer Ankaraya gitti 'BelellTye Rel» Muavlnl Tenuh İlter Tloaret Baknnlıgınm divetl üzertne dün sabah uc&kln Ankaraya gitmişttr. Bu dâvetin, dnumuzdeltl günlerde neşredilecek ayakkabı (iütları karam» mealle llçlll oldu^u san:lmetttadır. Yeni yılı, sizin olan şirin bir bahçeli evde kutlayabilirsiniz... Emniyet Sandıjjı'nda 150 Liralılc bir hesap açtıraralc yılın en büyük ARALIK keşidesine . siz de katılın, bu çekilişte: Haztneye ald arsaların «atifi hasır lıkları tamamlanmıştır. H&len 48 par ça gayrlmenkul, tatılmalt Uzers ll&n edllmlştir. Bunların de^erl 700 bta Urayı aşmaktadır. Satışa çıkarılsn ar •alsnn »emt ve tahmln bedellerl Def. terdarlıkta aakıdadır. Ayrıca r»dyo İle l!ân edlleceitlr. İlk partl gayrlmenkullerln satısı ao na erdlkten lonra peyderpejr dlğerlerl •atısa cıkanlacaktır. Kaloriferler 15 kasimdan ltibaren yakılacak Havaların blrden blre soğuması üze rln« kaloriferlerln yakılması hususun da yapılan müracaatlert lneellyen Beledlye Daiml KomUvonu, şlmdlllk bu na lüzum görmemlştlr. 8uhunet derecesl daha fazla düsme dltl takdlrde kaloriferler İS kaumdan !*|hRren yakılscaktır. İnfilâk tahkikatı devam edlyor 4 kisinin filümünc ve 10 klsinln de yaralanmasına ıeb«b olan Aksaraydakl infilâk hâdisosmin tahkikatına Sav. cılıkca dev.ım edümektedır. İnfilâkın buhar kazanının patlamasından meydana geldiği anlaşılmışsa da, bu patlamarın hangi sebeblerden ileri geldiği henüı anl?5i!amamıştır. 1 Ekim 16 Rebiülevvel 11 | <5 Hazineye aid 43 parça arsa sati|a çıknldı Çiftehavuzlar'da D A H Ç C L I Bahçelievler'de CV •••'• • • (20.000 Liral.k ipotek kredisi ile birlikte) ( 2 0 . 0 0 0 ' e r Uralık ipolek kredisi Üe birlikte) 4 ARSA 8 2 . 0 0 0 4 0 0 .000 Uralık P R ikramiyeleri AA Uralık ipotek Kredileri Her 1 5 0 liraya bir kur'a numorası , Son para yatirma tarihi 5 K A S I M e 9.35 tn K â 19 01| 1 4.34 > V. | 8 13 12 00 1 5 04 7.28 E. |12.43 6 31 2.00 13111105 1 EMNİYET SANDIĞI «Bahçenin en güzel gülünü kendi koparmak ister. Bir yerde bir k»za bütün erkekler hayran mı, hemen j onun etraünda pervane kesilir, o j nunla sıkıfıkı ahpabmış gibi görünmey« çaliîir. Ötedenberi huvudur bu onun. Jane Richardson'a karşı gösterdiği alâkada da ben bundan fazla bir §ey göremiyorum.» Sophy: «Evet ama» dedi. «Jane onun bu hujrunu bilmiyor gibi geliyor bana. Bir daha sefere dikkat et bak. Harry'nin yanmda nasıl kızarıyor! Bence Harry de bunun farkmda; hosuna da gidiyor.» Helen güldü: «Jane Richardson gibi güzel bir kızın başmı döndürmek elbette hoşuna gider! Ama, bir kız ne kadar güzel olur»a olsun, Harry gene âşık olmaz. Jane'yi de sevdiğini hiç sbnmıyorum.» Sophy, kızrruş gibi bir tavır takındı: «A. 8yle iae, ayıb!» dedi. «Ağabeyimiz ama, gene de söylerim: Sevmediği halde böyle hareket ediyorsa hiç iyi yapmıyor. Kıza ümid veriyor... Hem de, mahsug ümid vermek istiyormuş gibi davranıyor. Ya bir gün onunla alâkadar olmaktan vazgec,erse...> Helen: «Ona hiç şüphem elmasın» dtye kardeşlnin sözünü kesti. «Daha güzel bir kızJ bulur bulmaz Jane'den yüzçevireceği muhakkak.» Sophy: «Onunla alâkadar olmak tan vazgeçerse» diye. sözünü yeni baştan aldı, «Kızcağıza bu çok acı gelir. Erkeklere güveni kalmaz. O da işi hafif meşrebliğe doker Onur.labununla düşüp kalkmaya başlar. Zavallı kız! Harry gibi bir çapkın...» Bu sefer de Sophy'nin sözünü Amy kesti: «Ağfbeyimden bu şekilde bah sedişin hoşuma gitmedi!» Sophy: «Ağabeyimden bu şekilde bahsetmek zorunda kalışım da benim hoşuma gitmiyor, Amy» dedi. «Bizim içi'n çok iyi kalbü, müşfik bir ağabey ama, bana sorarsan biraz kendini beğenmiş. Bu kendini beğenmişlık onun baştna ne bslâlar açabilir, ne felâketler getirebilir, farkmda değil.» Helen uzun uzun esnedi: «Of! Çay içsek ml, çocuklar? öğleden sonra biraz uyuyup da Uyanmca bana müthiş bir ağırhk basıyor.» Sophy hepsinden daha becerikliydi. «İçelim ya» dedi, hula zilin ipini çekti. Kapıda uşak görtir.ünce de: «Bize çabuk bir«r çay Parker!» diye emretti. Başkalansun yüzünden içlerini okumak âdeti pek olmadığı İÇİTI, Parker'in yüzündeki ifade gözüne çarpmadı. Halbuki, uşağın yüzü kireç gibi bembeyaz kesilmiş, dudaklan korkunç bir haberi ağzından kaçırmamak ister gibi sımsıkı kapanmıs.tı. Gözleri yuvalarında<n fırlamış, acayib bir hal almıştı Dehşet içinde kalmiş bir adamm yüzüydü bu. Kızlar, çaya hazırlanarak, ellerin den kitablarını, notalarmı bıraktllar. Biraz sonra kapı usulca açıldı, dadı girdi. «Dadı> diyorum, çünkü eskiden çocuklara dadılık etmişti, şimdi ise evde tuhaf bir dulumu vardı. Tenilik eder, kızların hizmetine bakardl; vekilharçlık da ondaydı. Yalnız, adl hllâ «Dadı» idi. Evdeki hizrnetçilerln, usaklann en eskisi idi, ev halkı da ona karşı daha jrumuşak davraturiardı. Beyin, hanınun birinl aramaya oturma odaıma sık sık geldiği olurdu; onun için, şimdi de içeri girişine kızlar hiç şajmamıjlar, başlarmı çevirip bakmamışlardı bile. Dadı, durmuş, onların bakmasını bekllyordu. Baksınlar da, yüzünden okusunlar istiyordu. Onun yüzü de «aptarı kesilmiı, dehşetten gözleri dönmü»tü. Kızlar hâlâ farkmda değUlerdi. Öksürdü: Dönüp baksınlar diye, zoraki bir öksürüf. Amy: «nen var, dadıcığım? ta mısırt?» diye tordu. «CIJMHllKÎyET» to Tetrikası^Ag 9/azatt:tuzABETHtGÂska İçindeki sıkıntıyı gidermek için eterler koklar, ilâçlar içerdi. Bunuîi yerine, her hafta hizmetçilerinden birinin işini üzerine alsa muhakkak ki daha çok faydasını görürdü. Sibahları yataklan düzeltir, masalan siler, halılan silker, sonra da çıkar, hava alırdı. O yor gunluktan sonra, güneşe uzanıp dinlenmek insatıa ne hoş gelirdi! O ise, evin içine kapanıp kalmaktan öyle uyuşmuştu ki, güneşli havalarda bile, gezmeye kapalı araba ile çıkar, atkılara, kürklere bürür.ürdü. Kızlar da boş vakitlerini nasıl geçireceklerini bilmiyorlardı. O şık, rahat, aydınlık odada oturmuş, çay vaktini beklerlerken canları sı kılıyordu Büyük kızla ortanca kıı bir gece önce da'nslı bir eğlentiye gitmişlerdi, uykus'.ızdular. Biri Emerson'un «Fikir Yazılan» nı oku maya başlanış, uyuya kalmıştı. Öteki de yeni şarkı notalarım ka iidün VAHOET ÜVLUMN da zaten gece çaymdan sonra başlar.» Helen: «Aman! her ne ise!> dedi. uDansîı toplaîîtıların, balolann saatlerini değiştirmek için kafa yoracak halde değilim. Sen ne kopya ediyorsun, Amy?» «Senin söylediğin çu İspanyol şarkısını. Quien qui«ra'yı.a Elen: «Niçin?» diye sordu. «Harry istedi. Richardson'lann kızma verecekmiç.» Sophy, aklına bir sev gelmiş gibi, birder.bire canlandı: «Jane Richardson'a mı verecekmiş?» diye alayh alaylı güldü Helen: «Harry'ınin niyeti ciddi mi acaba, ne dersin?» diye sordu. «Vallahi, ben de senden fazîa bir ley bilmiyorum. Sadece, olup bitenleri eörüyorum, o kadar. Sen ne diyorsua?» Helen umursamıyormuş gibi bir tavır takındı: «Harry'nin âdetidir» dedi. nştırıyor, bir türlü beğenip birini seççmiyordu. Aray, en küçükleri elyazm?sı bir notayı kopya ediyordu. Odanm içine yandaki limon' luktan çiçeklerin gece çlkardıkları ağır koku dolmuştu. Ocağin üzerindeki saat sekizi çaldı. Sophy uyuklayan birdenbire doğruldu. «Saat kaç?» diye sordu. Amy: «Sekiz» dedi. «Aman ne yorgunum! Harry gelmedi mi daha? Çay içirıce biraz açıhrım belki. Sen yorgun değil miskı, Helen?» «Ben de müthiş yorgunum. Gece dans ettikten sonra ertesi gün insanda hal kalmıyor. Gece eve erken dönseydik bari.» «tmkânı mı var! Çok kifi akşam yemeğüıi beşten. altıdan önce yemiyor. Toplantılar ancak sekizde, dokuzda başlıyor. Akşamın keyfi gelir.ciye kadar da bir iki saat geçlyor. Bu gibi jeylerln tadı Fakat bir de, madalyanın ters tarafı: Bütçe eskisi gibi hep müşkülât içinde. Ticaret muvazenesinin daha iyi olması mümkün olamıyor. Umurnl tartlar öyle ki. bu memleket, şimdikinden üstün seviyede yaşanan bir vatan olabilir. Ama, yeni yeni zorluklar, insanlan istikbalin parlaklığındatı şüpheye düşürüyor. Mesele yalnız yedi milyon nüfus içindeki iki milyon gayet fakir nüfusun bulunmau değil, koca bir ordunun «meteliksiz bir adamda kolalı yaka.ı mansarası arzetmesi de değil, işsiılik çeken amele, alrak ücretler, mahret bulamıyan mektebler; kimini çok zengin, kimini O) « ve 28 agustof, « eylul 1956. çok yoksul bırakan içtimai muvazenesizlik, ilh., Yunanistandaki nahoş dururau izah için kifayetsizdir. Bir Yunan tanker] «Nadir» Manevi sarsmtıyı anlatacak başka şilepine çarptı vardır. Sehrimlz armatürltrindm Falk Z*r*n E|er Amerikan sefiri, bu memlefirmasına aid «Nadir» $ileplne dün bir künhüne ermek istiyorsa, eski Yunan tankert çtrpmılttf. Yunan bandualı .Vrissi» tankerl akar. an'anelere .sahib olan Yunaniıtanda yalcıt yüklü olduğu halde dun aıat 5 maddt unsıırlann iklnci ehemmisıralarındı Ktradenll Botazmın Rumell sahiünl tikib ederek limana lrer. >ette olduğunu kavramahdır. Yukei) akıntıya kapılmış, önden ağır nanistana iki buçuk milyar dolar yolla gitmtkte al*B «Na<Jtr» şilepine harcamıj olan Amerîkalılar, bu kıçtan bindirmişttr. Müsademe neticeslnde «Nadir» 5İlepl milhimce bir hasar» yardımlannın yanına bir de psikouğramııtır. Hâdis«yl mütaakıb kau. lojik muzaharet katmadıkları içiıi, zecle f«ml Arnavudktjy Snterina drmlr parmakları arasından. Yunanist»lrmiftir. Yunan bandırılı tankcr İM nın, su gibi kayıp gittiğini görmek Haydarpaşa önlerinde durdurulnıuftur Bildlrildiğine gore, kaza «Vristi» tan. tehlikesiııe maruzdurlar. keri kaotanımn Boğ^z sularını bilmeİyi bir müjahid farkeder ki, tehdljl halde kı'avuı •lmarr.asındsn dog. like öyle yırtıcı. paralayıcı, saman muırur. Alâkalı Denlz makamları hldlsenin tahkikstns ve rarar ziyanın tes. ale\i beyhude ihtilâller tehHkesi değildir. Öyle ihtilâller gelir, geçer. bitine başlamışlardır. En fcnası, yavaş javaş, sindire sindire bir inkılâb fikri ralanti bir FİKRtYE DAYIGIL Inkılâb Yunanda yer etmektedlr. Adaletsiz nizam olmax: nizamsız ile Yüksek Mühendis da bir millette, yshud milletler araCANAN TEMO .ında sulh ve «ükun olmaz. İstc, Nikâhlandılar. Yunanistan konusu budur. Bu tstanbul 15.10.1956 memleket büyük haksızhğa ugTamıgtır. Acı act uyanman tehlikeni İıtanbul ve Ankara BadyoUn vardır. ile yaymlanacak Hür dünyantn hudııd bekçilijtinl fttlkten. nazilerln en yaman etrhlı Büyük MevlkK Şerif tümenlerine çSirüs gerdikten, Kop Esnafı Ttsanüd ve Koru. rede kan döktiikten sonra. artık ma Cemiyetinin mubarek Vılâdet kan. dıli münasebotile J610'9M sall gvınıi Yunanlılar, sinema salonlarında Suleyrnaniye Cjmii $ariftnde yatsı na. batılıların siya^et jeflerine yııha maıını müteakıh Haeı Hafıj Muzaffe» çekiyor. Mısır lideri Nâsırı »l'u«lxOzakın mevUesinden torıra Sakalı Şerıf yoplar. Şehrin varo'jlannda da, siipziyaret »dilıp uat 20,30 da ıtıemleketitjıizin medarı iftilurı en kıymetli thll hesiz en sevilen bir diplonıat haliKur'an ve Mevlidharlarından, okuyu; ne ge'en Sovyet sefiıine alkış tutıraiina göre: Haeı Hafız Haun Akkuş. tuîmaktadır. Zeki Altın, Fikrt Aksoy, Mecid Sesıgur, Bu memleket, bir dönlim noktaAbbas Nazaş. Esad 1Gerede, Kâni Kara. ca. Dursun Akteraz . Ali Gulses, Kenr1.! «nda buhınuyor. Yunsnistsn övie Erdağ. Azlz Bahriyell. Huseyın Sebilcı. lıir coğrafî noktadadır kl, tarafnz Fatihli Kardetler, Duılar İıt. Bİ. Me olamaı, O, an'anelerile batı.va bajcarlıklar MudiirHlğü Başimamı Duahan Haeı H»fu Nütret Yaıilcayın skuy». lıdır, batıyı bır?kmaz ama, batı cakları Kur'ını Krrlm ve Mevlidi 6erif« acaba Ynnanistanı yüzü'tii kovpr arıu »<j8p din kardeıl«rımUin tesr'ifle mı? Jstc Ynn»n!mın yüreğindeki nnı rıca edtriz. jüphe budur. Istanbul Kapalıçarşı Etnafı *** Tesanüd v« Keruma Cemiyeü Yunanlstanm psikoloilk ınnı < a 1 ne>miş? Mektebe baîlamıyan çocuklar bile hunH öğrendi: • Arabın İstedlği kırmızı papuç» fehvasınca Sevgili aile buyüğumüz Yunanın l«tedisri Kıbrıs! İlle blr manevi hedef lâzım ona Megalo FATMA OLCA¥ Idea dedi, olamadı, barl MIPTO Irtea mübttU olduğu hattalıkUn Inr. tulamıyarak 14 10 956 pazar gunu olsun . Beynelmllel cömerdlik lkHakkın rahmetıne kavuşmuştur. tizası ver suna blr hediye. Ama, Cenııul 16 10 9S6 ulı «ünü öğ«abırlı Türkiin hp.s^t>ıııa peçir. Glle namazmı müteakıb Kocamus. dls ?ene o gidis! Te!Vln gene o teltafapaşa Sumbulefendi Camiinden kaldırılarak Yadikule aile mczarkin! Tek Yunan kötü kötü düsiinlığına defnedilecektir. mesin! İçine atma^ın o mavi gö7İü Olcay ailesi çocuk! Hoı na kadar baiıran, cafrıran, vuran, kıranda röfulman olur mu? Ona dn psikoloji, soayoloji âlimleri cevab versinler... *** Sabık Olyarhakır ve Ankarı Valile. rindtn m«rhum Dr. Kefid Beyin eıl ve Şimdilik, K'hrı^taki Türk okullamtrhum tmekli Binbası Ziy» &döl«iin rına Rum müfertisi tayin rdildi. kı«. YükMk Makine Muhendiıl F«rdi Dnnvarauda «Mİrültüye papuç hıKrdölenln ablası. YükMk Mımar Sinasl Sahlngiray. Pakt»| şirketl uhıblerinden rakılm^«ı, cidden kötü bir âdet! Cezınl Sahingıray, Tıirkly» İs Bankan Koca Türke ^lâhavle» çekmek düUmutn Müdürluk müıavirltrlnder) Cahdl jtivor. A«ll bi» içimize atıyonıı: Sohlnglray, Nimet Bur«k. rikret Çshinglray v* t«m«t Endüttrinln annelrri, «Us blr! İıouıllahe maassabirin!» (VâNA) Htlk cazetcıi uhibi Resum Katlb Tıhlr Burak v* tzmlr Endüstri rnecmua»! ta. hibi Aydoğan EndUıtri, Lâmia 5ahlngiray, Tıyıı S'hlnginy v» Özel Şahin. giraym kayınvalldelert. Yükıek Mühendı» Turan Mu;kara. GUven Slgorta Qlr. Nttshasi İS ketl tzmlr MümeHlll Celâsin Mufkara, Erol, Ayje vt N«ılı Sthlnglray. Gül ABONE ŞERA1Tİ Burak. Ayla, Atlla, Cınglz v* Cem Müddeb MujktM, Refid. Nimet Sahinglrayın Türktye Harie büyük»nn«leri, TülİB Önl» ve SÜIÜn Un *J U» < U Erds)en<n halsları Ur» K Ur» «U* t»ıN «l«* MAZLÛME ŞAHtNGtRAY «M tta« Alt. tfh» ÖLÜM VEFAT Hanıme!«ndl Rakkın rattmttln* k*vu|mu|tur. C*ntSophy de teUflanmı;tı: Mtl 1» akbn 1*H ulı günü Öf1« na. «Annem mi hasta?» mazını müteakıb Sişli Camımden kaldırılarak Aırt mturlıkt* d«fnedjJ«ce)c. (Arkan rar) tlr. •M *m O İ I M I