07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 Ocak 1956 BE9 Denixcilik Bahisleri Amiral Beaty ve Piyale Paşa Yazan: A. Büyiikfuğrul On krtınci asırda savaşan büyük Türk amirali Piyale ile yirminci anrda savaşan büyük Ingiliz amirali Beaty arasında ne münasebet vardlr? Bu ikı amiral ayrı ayrl a«lrlarda yaşaımş olmakla beraber eesaret, atılganlık, sonuna kadar dövüşme mevzuunda mh birliği yap mışlardır. yalnız Piyale Paşa hedefine varacak! amiral Beaty ise, büyük bir talıhjizlik eseri olarak muradma eremiyecektir... Birınci Dünya Harbinde Alnnanlar, ne zaman denize açılsalar, muhakkak. karşılarında Ingüizleri bul maktadırlar Onlara göre, İngiltere ile Alman suları arasında ballkçıllk yapan tekneler, düsmanı, Alman hareketlerinden haberdar et mektedirler Şu halde gidip bu tekntleri batırmak çart olmuştur: En modern ve .ftrHtlilerinden dört Alman ıırhl'.ı idip Dokerbank bölvgesinde İngiiiz balıkçı gemilerini yakalıyacak ve batıracaktır... Fakat evdeki hesab çarslya uymıyacak; Dokerbank bölgesine gelen Alman filosu, balıkçı gemileri yerine, kendisinden çok kuvvetli olan bir İngiliz filosuyla karşılaşacaktır: Amiral Beaty kumandasınd» 6 eemi .. Bu karşılaşma, Alman maksadlllln birdenbire değiştirilmesine veaile oldu. Artık Aimanlar, İngiliz takibinden kurtulup bir an evvel Alman limanlarına dönmek azmindtdirler. Amiral Beaty de kendilerini çok yakından takib etmekte ve attığı mermilerle b;r havli rarar verdirmektedir... Görünüşe göre Almanların kurtulmasına imkân yokrur. İşte bu esnada talihsizlik yetişip Amiral Beaty'nin sırtına binecektir. Amiral Beaty'nin bindği Lion «rhhsı ald ğı bir isabetle hareketten sakıt kahr. Amiral, derhal. filonun ikinci amiraüne emir verir: Düşmanı takibe devam edîniz... Aradan yarım saat geçtiği zaman Alman ve ingiliz gemileri, Amiral Beaty'nin gözünden uzaklaşmıştır. Bu esnada Alman hattınm son ge' Plucher de bir isabet alarak hareketten sakıt kahr. Filoya kumanda eden ikincı amiral, böyle bir geminin kendi eline düşmüş olmasından sevinc içindedir. Derhal nıtı saatlik bir mücadeleden sonrs batırır. Mürettebat kazanılan zaferi tes'id etmek üzere şampanyaları hazırlarlar ve tam içecekleri flrad», bir muhribe binerek muharebe jahasına kosan Amiral Beaty. lçki meclisine yptişir ve sorar: Ne vactmız? Limanda yalnız 30 gemi kalmıs; ve denize açılamamıştır. Piyale Pas,a iki karardan bir tanesini verecektir: Düşmanı kovalamak veya limanda kalan gemileri imha etmek.. Maiyeti kendisine teklif eder: Limana girip düşman gemilerini yakalım... Kaçanlar ne olacak? 30 gemi oldukça büyük bir kuvvettir. Bunları batırmak zafer kazanmak demektir. Piyale Paşa hiddet eder: Zafer kazanmak demek büyük bir düşman kuvvetini batırmak demek değildir. Ne kadar düşman eemisi varsa hepsini batırmak lâz mdır. Bir kısım gemiler limanı göAmiral Beaty zetlesin ve düşmanı denize çıkarmaşın; ben g.dip kaçan lüsman ge Düşman gemisı Blucher'i bamilerini yakahyaeağım. tırdık... *** Diğer Alman gemileri ne oldu? Piyale Paşanın bu icaranrıcUn üç Tabi! biz Blucher'le uğraşır gün üç gece devam eden jir koken onlar gittiler; onları batıracak valama muharebesi doğar; tüyük zaman bulamadık... amiral, kaçanları imha ettiktan sonBeaty fevkalâde hiddetlenir: ra tekrar Cerbeye gelir ve ümînda Yaralanmış ve denizin orta yatan düşman gemilerini de batırır slnda kalmış bir gemiyle neden bu Düşmanın zayiatı 14 kalyon. 27 kakadar uğraştınız... Onu kendi ha dırgadır. Bundan başka 12 kalyon line bırakıp diğer Alman gemi ve 20 kadırga da yedeklenirek 7ihk lerini de sakatlayıp batıramadınız filosuna mal edilmiştir. Cerbe iı;uharebesi tarihin en V>nMk deniz mı? Bu konuşmanın neticesi, ikinci imha muharehesi olmustur. Üstelik Akdeniz seferinden dönen K«tpİngiliz amiralinin aztedilmesi oldu; tanıderya. hazineye büyük bir serfakat Amiral Beaty de, tekmıl harb vet de getirmiştir. içinde eline geçmiş olan yegâne fırPiyale Paja ve dolayısile Türk satl kaçırmışti: İkinci İngiliz amiralinin yapacağı iş hemen Blucher'i milletinin talihsizliği bundan sonra batırmak değil, diğer gem:leri ta baslar. İngilizler Dokerbank muhakibe devam etmek; onları da ya rebesinden sonra Amiral Beaty'yi raladıktan sonra geri dönmek ve kaptsnıderyahğa kadar yükseltmisyaralı gemileri teker teker batır lerdir; fakat Sokollu Mehmed Pamaktı. Amiral Beaty, tam zamanm şa, Piyale Paşaya kara memunyeti da Lion gemisinin yaralanmasından verecek ve kaptanıderyahğa Pertev •=a ve Müezzin oğlu Ali Paşa gibi, dolayı bizzat takib muharebeiine deniz bilgisi olmıvan iki zat tayin kumanda edemediği için talihine küstü. Hususile bu muharebeden edecektir. Piyale Paşanın kazandığı Cerbe muharebeşile memlekete yap kurtulan Alman gemileri, meşhur tığı hizmet ne kadar büyükse; Perİskajarak muharebesinde iki İngiliz tev Paşa, kaybettıği Lepanto muzırhhsını batırdılar... harebesile o kadar zararlı olmu$tur. Bereket versin ki düşman fi*** losu, Lepanto'da kazandığı deniz 14 Mayıs 1560... Maltaya sefer zaferini inkişaf ettiremiyecek ve yapan Piyale Paşa kumandasındaki tekrardan kaptanıderya ^lan PiyaTürk donanması, Cezayir beyler le Paşanın İtalya sahillerine akın beyinden Ispanyol amirali kuman yapmasma imkân verecektir. Buna dasındakı müttefik bir filonun, Af rağmen, donanmaya, denızden anrika sahillerindeki Cerbe adasına lamıyan kimselerin kumanda etmesi geldisjini haber almıştır. Tesadüf bu Osmanlı İmparatorluğunun bir anya; Piyale Paşanın yaklaşmakta ol anesi haline gelecek ve Jo'.ayısile dueunu gören düşman amirali, ge Barbaros zamanmdanberi Üsmnnll milerine demir aldırmağa bile vakit hazinesine akmakta olan Akdeniz bulamıyacak. demir ve zmcirlerini serveti birdenbire duracaktır. Beiki denizde bırakarak, Afrika sahilleri de O.manlı fütuhatmın tersyüzü boyunca kaçmağa başlıyacaktır... dönmesinde birinci sebeb budur... Uçan denizaltı yapılıyor ! Bir Âmerikalı mühendis, ihtira beraetini aldı ve teşebbüse girişti, havada tepkili motörlerle! uçan tayyare deniz sathına iniyor, denize daîıyor ve sonra tekrar su yüzüne çıkıp müthiş bir süratle yukseliyor j İ I Jules Verne, bunu hayal edeme|di: «Nautilus» u uçurmak aklı' na gelmemiş olabilir. Fakat çoğu | hayallerıni, sağ oLsaydl hakikat olgörecekti. s muş k Wright kardeşler de bunu düşüsnemezlerdi. Uçan aletlerini deni| z i n dibine daldırıp yüzdüremjzier* di. Şimdi bir Amerikab mühendij | bu iki hârikayı birleştirip hem deJnizin altına ve hena de havaya sal' mak üzeredir. | Mühendis Donald Doolittle, bir S tepkili uçağı o şekilde suya indirip | daldlrıyor ki icabmda denizaltl gibi > denizin dibinden, gerekirse tayya| re gibi havadan seyrettirebiliyor. J Yazılanlara ve neşredilen resimI ere bakılırsa uçak suyun yüzüne I indikten sonra husust tertibatı ile J deniz tayyaresi ve daldıktan sonra | da dipte periskoplu bir denizaltı ' olabiliyor. Makinenin şu numara | ile ihtira beratı aknmıştlr: S 2.720.367. | Mühendis Doolittle'e göre blr DeJ \ ta uçağı olan yeni cihaz su yüzüne I inerken bir sandal salmakta, bu £ sandalm üzerinde bir müddet sey\ rettikten sonra dalma tankları rasıtasile dibe inmekte ve nihayet üst klsımda yatık duran perskopunu dikle^tirerek su sathını tarassud etmektedir. Bu sırada arkaoaki pervanenin işlediği ve geminin oldukça süratli bir gidijle yol aldığı görülmektedir. Diger taraftan sudan çıkış, denizaltılarının tâbi olduğu prensipe göre cereyan etmekte olup sudan temasmı kesme anile tepkili motörün çalışması bir olmaktadlr. Sudan çıkışı takib eden havalanma, tıpkl bir tepkili uçağın sarletini, hızlı bir yükseüşin hususiyetlerini gostermektedir. Yeni makinenin teferrüatı resim de de görüleceği gibi şöyledir: 1 Tepkili motör: Yalnız uçuş esnasında çalışır. 2 Elektromotör: Suyun altında iken merbut pervane ile birlikte uçağın seyr;ne yardım eder. Klç I taraftaki pervane gemi p«rvanele J rinin aynıdır. | 3 Akümülâtör bataryalarl: E ' iektromotörünü çalıştırmafa mah | suıtur. s 4 Dalma tanklan: Adındaa da | anlaşılacağı üzere dahşa hizmet e J der. I 5 Otomatü tertibatlı sandal: Suya yanaşırken uçaktan bırakılmakta ve suyla teması bu sayedej hafiflemektedir. 6 Gene otorr.atik şekild» dik |j lesip bftırılabilen periskop. S 7 Pilot kabinesi: Her ahval| le pilotun muhafazasma yarar. Ay J nı zamanda uçan denizaltımn Ware * mahallidir. J 8 Torpil kovanı: Su alhnda J hücuma geçildiği zaman pilotun em | rindedir. J Deniz altında yüzen tepkilinink kanad tertibatı üç köşeli, iki yan ' larda uçak gövdesine raptedilırüş. I bir müselles şeklindedir ki su a] S tında dahi kapanmadan uçağın 5ek | li aslisini bozmaz. ^ Tolun ALPTEKİNİ S IMIİİIIIIIIIIIMIMÜM ANKARA MEKTUBLARI Beynelmilel Portreler ı Ankarada $ üncu Devlet Tiyatrosu Yazan: Suad TAŞER \Uu\UU\u\\U\nni\ Eden^in rakibi ve Ingilterenin yarınki Başbakanı Gaitskell Hugh Gaitskell, şu anda sadece Ingiüx İ^çi Partisi lideri değil, Britanya İmparatorluğunun müstakbel Başveküidir. İngilterede iki esash parti vardır ve münavebe ile, ikisi de iktidara »eçmektedir. Muhafazakârlar, iktidar#a fazlaca kalmak suretile 1841 senesindenberi ilk defa rekor kırmıs bulunmaktadırlar. 1960 seçimlerini de kazanmaları muhtemeldir Fakat. 1964 seçimlerini almalan âdeta ımkânsızdır. En geç 1964 senesinde Gaitskell, Başvekilliğe geçecektir. (Gaitskell o tarihte 58: ya ni. Eden'in aynı yaşında iktidara gelmiş olacaktır.) ekseriyeti temin edememiş, ancak ikinci turda kazanmıştı. İşçi Partisinin en büyük hususiyeti, liderlerine sadık kalışıdır. Bu yüzdendir ki, Gaitskell büyük bir hata işlemedikçe kat'iyen liderlikten düşürülmiyecektir. Halihazırda iki rakibi partiden uzaklaşmış bulunu yor; Morrison ve Bevan. Gaitskellin, diğerlerinden çekinmesine lüzum yoktur. Yaşlıların gelecekten bekledikleri iktidar değildir; gencler ise, ona müstakbel Başvekil gözüyle bakmaktadırlar. Gaıtskell'de, diğer İşçi Partisi liderlerinde olduğu gibi, Muhafazakâr Partinin sosyal adaletsizliğine karşı bir muhalefet hissi fazlaca ge lişmiştir. Bu yüzden onun, Attleenin aksine, ekseriyeti teşkil eden sağ kanadçllara değil, bütün partiye bir istikamet vereceği tahmin ediliyor (Attlee bu iki kansd arasında muvazeneyi temine çahsırken, sağ tarafı daha çok tutmuştur.) Gaitskell, partiye girdiği ilk senelerde, başdöndürücü bir süratle Maliye Vekilliğine kadar yükselmiş, 1951 de partisinin seçimi kaybetmesi üzerine muhalefete geçmiştir. Muhafazakârların 1945 tek: büyük mağlubiyetlerinden sonra, hiç kimse Churchill'in yeniden ik tidara geleceğini ümid etmiyordu. Fakat, onun aczinden istifade eden Butler, Muhafazakârlara zafer kazandırdl. Gaitskell, âdeta İşçi Partisinin son konferansma kadar uyumuştur. Fakat, bu seneki konuşmajile, uyandığını da ortaya koymuştur. Son nutuklarında, esaslı hücumlard» bu lunduğu noktalar, sosyal adaletsiılik ve işsizliktir. Bu bakımdandır ki, gelecek seçimler b r Eden Gait skell mücadelesi olacaktır. Gaitskell, liderlik vasıflannı bajz, serinkanlılıkla hareket etmMİni bi!en azimkâr bir insandır. Muhafazakâr Partiyi düşürmek o nun eündedir. Geçen seçimlerde Butler'in partisini zafere götürdüîKi esaslardan hareket ederek, Gaitjkell bakahm ne zaman Britanya Baışvekili olabilecektir? 1960 geçimlerinde mi, 1964 seçimlerinde mi? N. KESİM Geçen sene şehrimizde 12.111 çift evlendi İBtanbu! Belediyesi hududlın dthl linde 1955 yılı İçinde 3262 sl Beyoflu, 2839 u Fatih, 1066 aı Emlnönü. 1049 u Kadıköy, 699 u Beşlktaş, 671 1 Üıküdar. 652 sl Baiırkfy. 637 si Şis'.i 575 i Eyüb 287 si Beykoz. 285 1 Sarıyer ve «9 u da Adalarda olraak üzere cem'an 12 111 çiftin evlpnme akidleri yapılmi|tır. 1954 yılında erlenen çif'.lerin sayı»! 11657 löl. Âhi buna bâyıhnmL >Bol SANAısürülmöş bir dilim ekmeğin' üstünde "bir sosis!» Işte bu çok lezzetli ve besleyicidir f Çocuklarınız, bütün gün. hatta büyük insanlardan çok fazlo enerMektep dönüşünde, bu lezzetli ^ f Ji sarfederler. Bunun Içindir kl Ikindi kahvaltısmı hazırlayarak, \' onlara sıhhî ve besleyici gıda çocuklarınıza hoş bir surpriz yatâzımdır. Bütün bu vasıfları SANA" pınız. Iştahla yiyeceklerdir... Ve da bulacaksınız; fazlc olarak da, neş'e içinde oyun oynadıktan son ^ocuklarınızın büyümesi için lüta, büyük bir arzu ile mektep zumlu olan A,D vitaminleri, güneş vazifelerini yapacaklardır. şuaının vitaminleri vardır. Devlet Tiyatrolan ile Operasl ye yatroyu 1947 aralığmda uyandırıp ni yıla, Küçükte, Cevad Fehmi Baş dirilten, ona adını, sevimiiliğini, kut'un «Harputta Bir ^.merikah», canlılığını kazandıran sayln Muhsin Büyükte, Noel Coward'ın •«Ruhlar Ertuğrul, 1956 yılının ocak avında Gelirse» isimli komedileri, Opera da aynı gayret ve hararetle «Uçünsahnesinde de Gaetano Donizetti cü Devlet Tiyatrosu» nun perdele nin «Don Pasquale» si ve Franz rini açacak. Yeni bir »ahne oyun Lehar'ın «Paganini» operetile gir cularımız, seyircilerimiz i;in oldu di. Bunlara bir de çocuk piyesi ğu kadar yazarlanmız için de yeni Mavi Kuş» u ilâve edersek, eser bir ımkânlar, fırsatlar alanl dcmeklerin yekununu tamamlamış oluruz tir. Yaratıcl, icracı, her '.ürlü ele Kolayca anlaşılabileceği gibi Anka manlarile Türk tiyatrosunun gelişra sahnelerinin perdeleri haftada mesinde bu nevi imkânlarla fırsatbe? ayrı eser üzerine açllıp kapan ların ne derece hayati önemde bir İngiliz Işçi Partisini idarenin ne maktadır. Bu durum, temaşa sana değer taşldığını takdir, cdersiniz. kadar güç bir iş olduğunu kimse tının zevkine susamış öteki yurd Vaktile tek tiyatrosu olmıvan bir inkâr edemez. Hele, her sene yeniköşelerini ne kadar imrendirse ye şehirde şimdi üç tane tiyatro harıl den oy vermek suretile lider seridir. Bölge tiyatrolan imdada ye harıl dolup boşalmaktadır. çilmesi fikrinin ileri sürüldüğü şu tiştiği şün. evet ancak o gün bu günlerde... «Ankara, yirmi beş seneye V'km, susuzluk giderilebilecektir. O güFakat Gaitskell, büyük bir eksenün de 1956 yılının günlerinden bi tiyatrosuz yaşadl. Ne zaman bura riyetin reyile liderliğe getirilmiştir. da bir tiyatro kurmak bahis konu İşçı Partisine 20 sene müddetle liri olmasını dileriz. i İki aydır tıklım tıkhm bir salon su olsa, (Ankara, daha bir tiyatro derlik eden Attlee bile ilk turda. la oynanlp seyredilen «Harputta Bir yu besliyecek seyirciye ?ahib değilAmerikah» komedisi şu asık surat dir) itirazı ile karşılaşırdık. Küçük lı, çatık kajh günlerde ieyircilerin Tiyatro>oı ilk açtığımız zaman bİ2^. duracak kadar gelisti. Yainız t u ruhlarmdaki buzlann çözülmesine, (Köşeba^ı) ndan sonra hemen ikin ] topluluk değil, layın seyircılerimi gülnnenin, gülüşmenin huzurunu ci bir piyes hazırlamamamızl, çün zin adedi de arrhkça arttl. İki ti payiaşmalarma, hani diyebilirim ki, kü Ankarada bir piyesin <*n çok İki yatro az geliyor artık Bu ne bü doyasıya fırsat verd:. Altmışı aşan hafta oynanabileceğini iöylüvorlar yük değişiklik.» (1). temsil sayısmdan sonra «Harputta dı. Halbuki ilk piyes iki >.y arka Ne diyelim, darısı öteki şehirleriBir Amerikalı» bu aym onuncu sa arkaya oynandl. Ondan »onra Dev mize. lı gecesi yerini Luigi Pirandello let Tiyatrosu yeni oinaya kavuştu. nun «Dördüncü Henri» piyesine Bugüne kadar iki binada çaıışan top (1) Devlet Tiyatrosu Dergisi, s«yl terketti. Büyük Tiyatroda temsi! luluk. şimdi bir üçüncüyü de col 25, Muhsin Ertuğrul. edilmekte olan ..Ruhlar Gehrse» ko medisi de aym on ikinci perşembe gecesinden itibaren, Celâl Musahiboğlu ile Mehmed Şükrü Erden'in Cazibemi borçlu olduğum sabun^ birlikte yazdıklarl «Genç Osrr.an» piyesine sahneyi bıraktı. Ge çen yıllarda temsil edil«n 'Konsolos» operası ile seyircilerimizden üs tün bir ilgi gören çağımızın ünlü opera bestecilerinden İt«lo Amerikan Cian Carlo Menotti'nin .Telefon ve Medium» Lsimli eserleri de 11 ocak çarşamba gecesi perdelerini açtılar. Bunlardan başka, 14 ocak cunnartesi, sahne hayatımızın önem li bir tarih başlangıcı olacakbr. Çüakü o günün gecesi «Üçüncü Devlet Tiyatrosu» hızmete girecek. Nicedir gücenik. küskün halile bir kenarda unutulup gitmiş olan eski Türk Ocağı sahne?i o gün şenlenecek, canlanacak, gücenikliğüıden, küskünlüğünden silkinip /anacak; Garson Kanin'in «Dünkü Ç(wuk.ı piyesile seyircilerini lcarşiılyscak. Boylece, yeni yılın ikinci haftasın da seyircilerimize yeni eserlerle oir likte yepyeni bir de tiyatro sunmuş olacağız. Türk Ocağında ..Üçüncfl Dtvlet Tiyatrosu» nun açılması, bilhassa tiyatro mensublÜarı arasında Ϋ vinç uyandırmıştır. Bu da tabiidir. Çünkü, 1415 yıl önce Devlet Konservatuan tiyatro ve opera bölümlerî ilk mezunlarını verdiği zaman onları ilk bagrma basan içte bu Türk Ocağı sahnesi olmuştur. Şimdi, bunca yıl sonra tekrar o sah nede seyirei karşısına çıkabiltnek, ksybolan çok sevgili bir dosta unın hasretler ötesinde tekrar kavu«manın sevincini veriyor. Yıllar yılı torlu, erümeckli bir depa rlarak uyuyup giden bugünkü Küçük Ti Profesör Sadi Irmak Ordiaaryüs oldu Haber aldığımıza göre Tıp F j k u l ' n i profesorlerinden Sadı Irmak Falcülta kurulunun kararile ordlnarvü» Mçllmls Te bu karar yüksek tasdikten »tî mişdlr. Boylec* Tıp Fakültesinln h t men bütün profesorlerinln ordinaryü» lüğü ikmal edlîdieinden yakında aynı Fakülteye baelı Dlşçi ve Eczaeı ekul larının öğretim üyelerine aid terfi me selelerl ehemmiyetle cle almac«ktır. Cüzellik Metodunu muntazaman tatbik ediyorum.. diyor. Siı de özcanın tav?iyelerine uyunuz. Puro sabunu kullanarak daha cazip ve daha güzel olunuz. PURO Tsrklbtnde krem hasıaları bulunan Puro Tuvalet Sabu Sabunlan 100 d» 100 »aftır •u eildl btslv, jumuatk w U » yıaar... Cıılfte ««
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle