23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
bd CUMHURlı», UOeakltM I I Trafiği kolaylaştırmak 3000 lâstik var, için tedbirler alınıyor 14.000 kişi Memur ve Randıman ME ML E KET MESE L EL ER 1 7 yol kavjağma Ingiltere »isteminde işaret lâmbalan konacak, caddeler beyaz boya ile şeridlenerek iki kısma aynlacak, Karaköy ve Eminönünde yeraltı geçıdleri yapılacak 1956 yılı ıçerisinde şehrimizdeki fcrafik faaliyetleri hakkında Altıncı Şube Müdürü Orhan Eyüboğlu şu izfthâü vermiştir: c Istanbulda motörlü vasıta miktarı geçen senelere nisbetle çok artmıştır. Evvelce günde 40 Uâ 50 kilometre yapan bu vasıtalar bugUD 150 kilometre yapmakta ve mütemadıyen şehrin ana trafik yol lannda nng haiınde dolaşmaktadır. Bu durum karşısmda trafik şubosi alâkah makamlara âcil tedbirler almması için tekliflerde bulunmuştur. Dığer taraftan yeni yılda sehnn trafk müşküllerini halletm*k üzere teşebbüslere geçümijtir. Şimdiki halde îstanbul dahilind« vasatl sürat otuz kilometredir ev aşağıya düsmemektedir. Meselâ tanha caddelerde vasıtalar 5 0 6 0 kilometre luzla seyretmekte, bazı kavçak noktalannda ise bu sürat 10 a kadar düşmekte, neticede vasa tiai 30 kilometreye irca olmaktadır. Bazı çevrelerde seyrüsefere daha müsaid şartlar sağlamak için tramvay kanallarj yol kenarlarına çekilecek ve trafiğe bir »erid açılması tamin edilecektir. Hürriyet Partisi İstanbul teşkilâtı Kttrriyet P«rti»l ü te«kilâtı hMirtıklan aona «nnls. mütesebbij heyete dabü olacak »ahıılar tespıt •dilniftir. Blna da bulurur.us oldufundan bugün T«ya yarın re&ml makamlara mtiraeaat «Ulecegl tahmin olunmalrtadır. Sirkecide yeni bir otel btaleri Hüseyln olan Izmirll İki otelci «Hüseyinler.! adile Sirkecide iıtasyoo vanmda bir ote! ve lokan'a nçmıjlar. bu münasebeüe dün ak$am bir kokt"vl vermlslerdir. Vilâvet tl Gene! ne bugün ç*sin!n M bütresi 20 milyon Hra Metllal büte» mürakereier'ba>!ayacalrtır. Vüâye* bCtmllvon Urayı bulduSu blldl 1 •,1 , ÂBÂH7AR 'ABAHA..3 Törkiyenin kalkınması, bütün dünyanın şini ilgilendirir ransrdann Le M«od* gazetesinde 6 «cak nüshasında «Sovyetler, Alrikanın ortasına kadar sradi) «Atlantik sahilindeU Atrika memlekeüerini bile iktisaden desteklemeğe kalkışıyorlar» mealinde bir başmakale var. Dikkatle okuyan münevverierlmiz olmuştur elbette. Ve elbette şu cihet dikkatiea kaçmıyor ki, Fransızlar bizinJ yaşadığımu bu bölgelerde tngiliı tesirinin Bağdad Paktı yohıyla kuvvetlenmesine muarızdırlar. Meselâ neşriyatlarında, Hindistamn Sovyetlere mülâyim bir siyaset takınmasını Paklstanın Bağdad Paktına Ijtirakinden hasıl olma bir tepki sayıyorlar. Meselâ bazı Arab memleketlerindeH Batı ve Türkiye aleyh tarlığmı da aynı sebebe bağlamak isti\orlar. Nitekim şimdi de. So»yetlfri. Mısıra davanarak Afrihaya sızmıs yolunda ifösteriyorlar. Bu başmakale belki sırf Ortadoğudaki İngiliz tesiriıre muhalefet kaygusuyla yazılmıştır. Fakat tasvir edilen manzara tamamen hayal mahsulü değildir. Tarafsız memlektlere Sovyet l i tisadî sızısları var. Gerçi harita üzerinde, Bagdsd Paktı devletleri, tarihte benzerl görülmemiş pek kalın bir mudafaa kemeri manzarası arzetmejrtedir. Lâkin ikinci umumî harbde tankların ve zırhll btrliklerin ıtice istihkâmlan arkada bırakarak cok ileri dalmaları kabilinden şimdi de iktisad birlikl»ri, masallardald »ihirli hahlara binmiş intıbaını nyandıraraktan Bağdad Paktı hududlanndan aşıyor: «yardım» larını. ıkalkınma programlan» uL tâ nerelere, kara Afrikalara kadar götüriiyorlar. Tarih gösterdi ki, en sağUm askerî istihârnlar muhasarada kalahilmiştir. Sovyet iktisadî hareketi. harîce doğru bu derece dinamîk tken, değil kendi siyasi dostlanna hattâ Fransızlara bile, hattâ iddiaya göre halen Batı müstemlekesi olup yakında istiklâline kavuşacak mcmleketlere bile nüfuz etmeğe <ah«ırken, zenfrin Batı tnemleketlerinin bu derece kendilerine kapılarını açnm fedakâr TürHyeye karşı iktisadî desteklemede ağır, miitereddid. hattâ miistağni davranması, çare^iz, uzak yakın milletlerin rihinlerinde bir kıyaslama uyandınyor. Biz kendi aramızria nııinakaşa ederken, bugün içinde bunaldığıtnız darhğı. şu partinin. bu şahsın. beriki programın hatası sayabiliriz. Belki bövledir de. Fakat hiç olmazsa bazı taraflarile bu halimiı. sırf b'*e laalluk etmekten çok uzaktır. Bizim günden güne icine düytüğümüz sıkıntı, taraÎMZ meroleketlere, kendi idaresizliğimiz. başarısızlığımız olarak değil. hütiin partilerinıizce aksatmadan takih cdilen sij asetimizin tabü bir neticed olarak gösterilecektir. A«jada. Afrikada. bu lıö} le ilân edilecektir. Pıopagandi bö>1e j üviitülerektir. Onun için kara Afrikanın hiie Doğu âlcmi tarafından kalkındirılmak ısteırmesi, Tıirkijenin tnutlaka beyneimiiel vnllarla ve şimdiye kadar takih edilenin üstiinde layrctlerle kalkındırılmasını serektirrm ktedir. Bu dönen büyük kavga oıtasmda satanımızın muhasa'a ediimiş kıtlık içinde hir kale eıbi kelmama^ı lâzımdır. Türkijenin kalkınması, Türkbe kadar, belki daha ziyade dünvnmn umumi gidişini ilffilendirir fVâVu) sıra bekliyor Bir Tnünnzara tehir ediidi C.HP Beyoglu llçesl genellk koluI>HB »Unloo Françıl»» «altmlannda t«rtlb ettlSl münartra 23 ocak rünUn* tehlr ed!lml?tlr. Yenî Almanya sergisi 41m»n Baskonsoloeu ve Gürel Sa «uıtUr Akademlal Müdürü bu aabah VUJyete gelerefe. Altademlde 18 oea.kta «çjlacak ol»n Ytnl Almanya. S«gial > ne Val! Prof. Göfcay'ı dâret etmlştlr. i 1 F 0 TO Amatör islerinizde Lâstikçller bugüa bir topkmtı yaparak lâstik ithali için verilen bir milyon iki yüz bin dolarhk tahsisin tevriini görüşecekler Aynca bu sene 17 yol kavşağına Ingiltere sisteminde işaret limbalan konması ve caddelerin beyaz Evvelct de yazdığımız gibı İstanboya ile jeridlecerek İki kısma ay buls tahsis olunan ihtiyaç madde nlması için trafik şubesi harekete leri, Vilâyet Tevzi Bürosu taratın geçmiştir. dan müracaatçilerin eski sıra nuYeni yılda yeraltl geçidlerine bas maralan takib edilmek sureale dtlanacak ve Karaköy Eminönü ğıtılmaktadlr. Son şekle gör«, bunçevresinde bu geçidlerto ilki yapıla dan sonra, Ticaret ve Sanayi Oda larile Esnaf Birlikleri ve iiğer uıes eaktır. Bu sene bilhassa trafik eğitimln» lek dernekleri tevziat yapmıvacakehemmiyet verilecek, vatacdaşlann lar, sadece meslek gruplanna göre toplu bir jekilde bulunduğu yer ihtiyaçları tesbit edeceklerdir. Son blrkaç gün içinde Vilâyet lerde, kahveler, «inemalarda trafik eğitimi ile ilgili filmler gösterilecek, Tevzi Bürosunca. eski müracaat taradyo konuşmalan yapılacak ve rihi ve sıra numarası gözönünde tutularak ihtiyaç sahibi motörlü vasıbroşürler dağıtılacaktır. ta sahib ve şoförlerine 1500 kadar Şehirde her gün artan nakil valâstik dağıülmıştır. Öğrendiğimize »talanna rağmen geçen senelere göre, şehrimize tahsis olunan lâstik nisbetle kazalar azalmıştır. 1949 da miktan 3000 civarındadır. Fakat bu 7383 vasıtası bulunan Istanbulda na mukabil, Büroya yapllan müra1854 trafik kazası. 1952 de 13760 caat ve alınan sıra numarası 14 b n vasıta 1570 kaza ve 1955 yılında ise dir. Bu durum karşısmda tevziat, 23,300 vasıta bulunmasına mukabil hakikl ve acele ihtiyaç sahibleri 1447 kaza oLmu$tur. tercih edilmek suretile vapıîmaktaAlınacak tedbirler ve yeni imkân dır. Bu maksadlt, müracaatler Bü lar ile 1956 yılmda bu miktann roca tahkik olunmaktadlr. Lâstik tevzüne dair bir açıklama çok daha azalacağını ve şehir traLâstik tevzi işleri üzerinde Vüâfiğinin halkın hizmetine daha da elverijli olacağını Umid etmekte yette yetkili bir zat, dün fu açık lamayı yapmlitır: viz.» ı» Lâstik tevzi işlerinin siratle yürütülmesi İçin Vilâyette Ticaret İtalyan parlamento heyeti Vekâleti, Ticaret ve Sanayi Odas: Ankaradan döndü Türklye Büyük MUİet Mfcllalnln di le Şoförler Cemiyetleri •nüme<«ille»etllal olarak memlelcetljıılîdt bulu rinin iştiraki ile yaoılan fiolantıda, nan İtalyan parlâmectoau lklcd rc biran evvel harekete geçilmek özelsl Clno Macrelll relallğlndpki parli re ror durumda bulunanlarm listemonto heyetl Ankarada yapf.klan tet klk ve temaslan bltlrerek dün saat leri Cem:yetten istenmlştir. 12 23 te uçakla İstanbula gelmlştlr. Diğer taraftan da Vilâyet Tevzi Mlsaflr ptrl&mento beyetl. Hllton Otellnde lkamet etmekte olup kendl Müdürlüğüne vuinbulan müracaat lerlce Büvült Mlllet Mecllsl ldare ft gırasına gSre Dîtivaçları tesbit edimlrlertnden BalıkMlr Mebuau Ahmed lenlerin lâstiklerinln tevziine ba? Kocabıyıkoglu refakat etmektadlr. lanmı^tır. Üsküdarda et fiatlan 4 Kraya Eski Şoförler Cemiyetlen hu hususta bir ?ey söylemezken yeni te indirildi jekkül eden Cemlyetler, her gün Vaünin lhtarı üzerine Oaküdar ka«ablan et fiatlannı 4 Uraya tndirmlı bir Wsın toplantısı yaparak şoför vatandaşlan lüzumsuz yere telâça lerdir. riatların yeniden yükselmem«Rİ re düşürmektedirler. Esasen ^eni? mik diger semtlerde de 4 hra>a et satılması yasta lâstik siparişi yapıldığı için ıçm aramî eavret «arfçdilmektedir. bu rr.evzu, kısa bir zamanda müs pet b!r şekilde halledilecektlr Bir Alman firması Op«ra inşaatuıı tamarnlamak istiyor Lâstikçiler bufrün btr toplantl yapıyor Büyui: bir Alman flrması. dtlTj Vllâ "ete müracaat ederek Op*ra lnsaatuu Kamyon ve otomobil lâstü aeen • •«mamlamak latedlğlnl blMlnnlsUr. Şehrlmİ7<le bajka lnçaat da yapmak talan derneği. dün ssat 10 da top Istejlnde olan flnna mümeıslllerlne lanarak dieer de'neklerde d«î üye Vall, Ankarada Hükumetle temaata bu bulunarj otu? kadar azasmın bura lunmalarını tavslye etmljtlr. lardan istifa etmeleri için veıdiği mühletin sona erme<i ize^ıne du rurrtu gözden geçirmiştir Diğer taraftan $<.tikciler, bugün bir toplantı vapaınk lâstik lthall için verilen bir m lyon ik; yür bln dolarlık tahsisin Isvzi ijini görüçeceklerdir. Bir memurun verimli oiabilmesi, fazla i? çıkarabilmesi, kısacası, b&sanlı olabilmesi için her şeyden önce yaptığı işi içinden benimsemesi, gerçekten sevmesi lâzımdır. Meslek bağlıbğının türıü, çeşidli sebebleri vardır. Bu sebeblerden biri de kabilıyettir. Çalışağı işın istediği kabiliyetlerle dünyaya gelm : bulunan bir insan iyi neticeler aiır, ba^arı gösterir. Başaruun insan üzerindeki tesirlerini hepirriz biliyoruz» Gerçekten, her bajarı öz varhk güvenini artbrır. Hayst sevgdsini kuvvetlendirir. Yeni ve daha önemli ijler yapmak arzu^unu yaratır. İnsanı kendisine, çevresine, başkalanna biraz daha yaklaştınr, bağlar. Ferd plânında öz varhk ahenginin, topluluk hayatında da sosyal düzertin kurulmasmda IEÜessir bir rol oynar. Bu psikolojik gerçeklik son yıllarda Batı dünyasında yayılmağa başladı. Herkesm kabiliyetlerine en uygun, elverişli i$e ginnesi fikri Avrupada, Amerikada esaslı bir şekilde yerleçti ve benimsendi. Bu memleketlerde bir müddettenberi klâsik memur altna sıstemlerine eskisi kadar itibar gösterilmemektedir. Devlet dairelerine, hususf müesseselere memur aknırken geçmişteki gibi hareket edilmemektedir. Yalnız diplomalara, dıpİDT.alardaki derecelere bakılmamnktadlr. Daha ziyade işe göre adam »ranmak tadır. Kabiliyetler üzerinde ourulmaktadır. Yapabilecekleri i^lerde imkâmnı bulamıyan, «irf geçınmek zoruyla buldukları işlere girenler kendilerıni bütünlüklerile, kabiliyetlerinin ve zekâlannın tamanu ile Ulerine veremezler. '/eremedikleri için de kabiliyetleri, zekâları derecesinde if yapamazlar. başarı elde edemezler. Bunun neHces olarak da kınhrlar. Kendihrıne, hayata küserler. Günden ?üne oaha verimsiz bir duruma düşerler. İjtemiye istemiye çaliflirlar. Bu yüz den çalıştıklan müesseselerin işlerini aksatlrlar YAZAN: Dr. Halis Öxgü ğini düsünür. Bundan ürîcer. Ücretin azlığl veya azlığı hakkuıdaki inanıs da memurun randımanını düşürür. Aldığı ÜTetin, emeğinin gerçek bir karşıhgı olmadığını düşünen bir memur ı$intie fazla verimli olamaz. Çün<ü; kcndisini fazla yormak arzusunu duyamaz. Daha doğrusu, sadeee aıdıgı para kadar i^ yapmak ister. Bu istek, onun kapasitesınıa, eneriısinin sadece bir kısmını faaliyete sev keder. İş imkânlarının önemli bir kısmını hareketsiz bırakır. Enerjilerin bölünrcesi memuru kendlsinden beklenen ve beklenebilecek baçarıdan mahrum ader. Diğer taraftan, çallştığl nisbette tatmin edilmediğini, emeğinin karşılanmadığıru düşünen b»r memur, bağlı olduğu müesseseden, daıreden memnun olamaz. Kendisini memnun etmiyen yere fazla faydall olmak Uteğini duyamaz. Zaman zaman bu müesseseyi, daireyı zarara sokacak işler yapmaktan uzak kalamaz. Vakit vakit i$ini ihmal eder. Yanlış yapar. Vapuru. treni, otobüsü kaçırır. İşine zamanmda yetisemez. Hattâ, hastalanır. Yairoz bütün bu içleri bile bile yapmaz. Neden işini eksik yaptığmı, ihmal ettiğini, yarıra bıraktığını, niçin arada sırada veya sık sık vapuru, treni, otobüsü kaçırdığını, saatini yanlış ayar ettiğini, hastalandığını bilınez; çünkü. onu bu şekilde hareket etmeğe, bu davranış, sistemlerine zorlıyan sebebler juur atbnda gizlidirler. saklldırlar insan, kendisini sarmıyan, memnun btrakmıyan yerde gönül rizası leri birbirlerine yaklajtınr. Hayat anlayı^ında benzerlik jaratır. Fikirlerde, duygularda, davranl^lırda yakınlıkların doğmasına yol açar. Kuvvetli ve şuurlu işbirliğinin mey dana gelmesinl kolaylaştırir. Fandımanın yükselmesinde rol oynar. Yetişme ve kültür bakımuıdan birbirlerine benzemjyen kimseler birbirlerine kolay kolay alısamazlar, ısınamazlar. Birbirlerine Varsı az veya çok yabancılık duyarlar. Bunun sebebl onların kendi'erini birbirlerine eşit saynıamalan, aralarmda ayrılıklar bulunduguna uıan malarıdır Bu hal bir arada iş yaomak, beraber çallsmak. vard'.mda bulunmak imkânlannı azalbr, memurun başansuıda veya başarısızbğında rol oynıyan başka sebebler de vardır. Bu sebeblerden biri de ij emniyetidir. İnsan, yaşı, kültür sevijesi ne olursa olsun kendin: Jaima pmniyet içinde görmek, emniyet icinde yasadlğını duymak ister. Mesleğinde, isteği dışında değişıklık o!mamasını arzu eder. Yerini. isnü kaybetmek endi^esi, şüphe, kararsızlık ve haksızlığa uğramak korkusu onun iç dünyasında, bu r"ünyanın en içli ve özlü kısmıru meydana getiren hisler âlemlnde Karışıkhklar yaratır.' Zekârndan hydalanmagmj zorlaştınr. İnsan yahnız kendisine yapılan haksızkklardan müteesglr Ba^kalaruun karşılaştıklarl rorlvklan da paylasırlar. Tanıdıklarına karşı reva göriilen haksızlıklarrtı>n kendisine pay çıkarır. Günün bir^n de aynı akıbet lle yüzjrüze pelece ATİKAÜ BU AJANSIMIZ Bütün bunlardan *nltşıl»:ağı gibi, herkesin kabıliyetlerine cevab veren. zekâ tipine uyaa Ijlerde çallşması hayati bir 7ar'.ırertir Kayatî bir zarurettir; çünkü. '*le kabiliyet ve zekâ tipleri arasmdaki ahenk ferdin ve cemiyetin kaderile doğrudan doğruya ilgilidir. Bununla beraber, bir insanm ijinde tmm olarak başarıh olabilmesi için onun, sadece yaptığı Lsi eörebileoek kab'liyette olma.M kâfi degildir. Bu isler Ugili meslek kültürüne de gerektiği derecede sahib olması ieab etmektedir. Bilgi her yerde ve her i§te güven yarabr. Yapılan işin öze.liklerinı kavramak imkânını verir. Bas,ka bir deyisle, iş hâkimiyetini, mes leğe kolayllkla intibak imkânlannı sağlar. Boş yere emek harcanmasını önler. Lüzumsuz yorgunluklara yer vermez. Yapılan Için gelişrresine yardım eder. Bazı meslekleHe Hr ahenk unsuru rolünü oynar. Fet1 18 Ocak Pazarted açılıyor AJANSIMIZDA 200 TL. VADELİ Heaap açaalara yeni yı] lOOTL.VADESİZ. HATIR ALAR! Bn ajansunu Içtn 10.000 Uralık BCSUSt İ 9 T İ R A K il« bulunamaz Kendisine sıkınü veren yerden uzaklaşmak, uzak kalmak' ister. tsteğini gerçekleştirmek için çeşidli çarelere idşvurur. Çalıştığı yerden memnun olmiyan memurun vapuru, treni, otobüsü kaçırmasırun, gece yatarken sat tini yanlışlıkla geri almasırun, hastalanmasının sebebi budur. Aynı şekilde, insan, kendisini sevindirmiyen, sevindiremiyen künseyı, müesseseyi güldürmek arzusunu kolay kolay duyamaz. Kendisini memnun bırakmıyan müesseseyi daireyi başanh yapamaz. O sadece, kendisini sevindireni, mem nun edeni bütün kalbile sevindirmek, memnun etmek imkânını bulur. Bundan başka, çahştığı yerden memnun olmjyan bir memur arkadaşlarile, üstlerile ve iş s.ıhible rile anlaşamaz. Kendisine verilen işleri doğru olarak ve zamanında yapamaz. Bunun sebebi, fena niyet değil, isteksizliktir, ı^ yapmak, çalışmak isteksizliğidir. Meslek hayatında rol oynıyan difer psikolojik bir faktör de eşit lik prensipic r. Bütün insanlar gibi memurlar da bu prensipe karşı büyük bir hassasiyet gösterirler Herkese hakkımn, hak ettiği şeyin verilmesini arzu ederler. Bundan dolayı, eşitlik prensİDİnin beşkaları lehinde çiğnenmesi onlnrin ruhlarmda, dolayısile, işlerinde çok zararh tesirler meydana getirir. Keyfî hareketler, insarun çok bağlı bulunduğu güvenlik duygusunu sarsarlar. Huzursuzluk yaratlrlar. Aynı şeylerin her zaman tekrarlanabilecekleri inaneını yara tlrlar. Keyfi hareketlerden faydalananlara karşı bir soğukluk, mukavemet arzusu başgösterir. Adam kayırma ve iltimas usuUerinin jer aldığı memleketlerde islerin iyi gitmemesinin, aksamasırun sebeblarinden biri de budur. Her memur mesleğinde yükselmek ister. Bunu gayet tabii görmek lâzımdır. Çünkü, insan bütün çağlannda her an değişmek, yenileşmek, daha mükemmel bir varhk halinde ortaya çıkmak arzusunu duyar. Bu arzu onun yaradıhşına karışmıştır. İnsan dünyaya bu arzu ile jfelmi^tir ve daima bu arzu ile beraber yasamıştır. U veren müesseselerin, laıre>tın bu gerçeği kabul etmeleri. meruurlarına hak ettikleri şeyleri vern.plerl, yukselme imkânlannı .ağlamalan lâzımdır. Aksi haffle, memurlarından istediklerinl alamaz•te. KE 9 t DE H A K K 1 • • • »« .. ,•• ZENGtN ve DEVA MLI lKRAMlYELERE s A B A H1 Emrinizdedir. ! açtırarak ! DOĞUBÂNK Teiefon: 21 U 38 LANA TURNER JOHN ^AYNE'in görülmemiş harika fümJ fstiklâl Caddesi 142 144 BU GÜN AKŞAMA KADAR Heaabmız! Kahve tsvriı Şehrimizin aylık htıyatinj kar sılamak üzere Vı'âyet emrine 2800 . çuval kahve tahsis edilmistir. Bayi j lere aid tevziat listelerl dün komisyonca hazırla^m'ştır. Bugün tev ziata baslanacaktır. Ocak 12 Cemazi.ve1*e\ve1 28 Bütün dünyanın taptığı 2 başartist •••^•^^•••^•ı MART Katılmayi KEŞİDESİNE ihmal etmeyiniz V. E. i j 7 25 12.22 14 47 17 M 18 37 S.39 | 2 25 7.21) 9.46 12.001 1.37 12.39 KALAMIŞTA NiŞANTASINDA Konforlu VE BU KEStDROE 2 APARTIMAN DAÎRESİ ikramhje TÜBK EKSPRES BANK yanamamıs gibi, aa bir çığlıkla, olduğu yere yığıhverdi .. Henri çığlığı duymuş, birdenbire geri dönmüştü. Onun yerde yathğını görünce, yamaca doğru yeniden sıçradı, koşa koşa gelmeğe başladı. Celeste, daha o gelmeden, kollanru uzatmış, bekliyordu. Açılan kollar üzerine eğilen gövdeye sarıldı, Celeste kendini yukan doğru çekti. Henri'nin boynuna atüdı. hüngür hüngür ağlamaja baçladı. Henri onu yatıştırm'ağa çahşmıyor, yalnız kolları arasında gittikçe daha kuvvetle sıkıyordu Onun kalb atışlarını kendi göğsünde. gözyaşlarmı yanaklannda hissediyordu Onun hıçkınklarüe o da sarsıhyor, duyduğu heyecanı o da duyuyordu. İlk kendine gelen gene Henri oldu: Celeste'nin çığlığını etraftan işitmis olabilirlerdi; yanla .rına biri gelebilir, onlan böyle birbirlerinin kollan arasında görebilirdi. Bu düşünceyle, kollarını çözdü. O zaman Celeste daha yüksek sesle at'.amağa başladı Çığhğmı duymadılarsa bile şimdi bu ağlayışını duyacaklardı. Henri telâşla onun ellerine yapış «Suı, Celeste...* dedi. «Duyan olur...»" Celeste sesini yavaflatb. Baçını kaldırıp ona baktı. Gözyafları fimdi sanki «essiz sessiz, lctne aJayor gibiydi. Kısık bir »e«le: «Henri! > dedi. tı: ÎSTAHMJI, CUMHURİYErin TEFRİRASli IMangıç Yuvası . TAlfLOH CALDVVEU. Henri devam etti: ı «Ben seni makul bir kadm aaBirdım. Bu düşünceyle, ileride yapacakîarımızı konuşalım, şimdiden bir karara varalım istedim. Halbukı sen karşıma şairane düşüncelerle. bir talnm hayallerle çıktın.D Bir, iki adım uzaklaşü, yamacın eteğijie, arabasının bulunduğu ve* re doğru baktı, sonra gene dönüp geldi. «Kadın pejinde koşan erkeklerden değil imdir ben, dedi. «Şımdiye kadar hiç bir kadınm peştnden koşmamışımdır. Hattâ, doğrusunu istersen, kadmlara düşkün de değılimdir. Yalnız sevdim seni. B«şrün seviyorum diyeyim «ma, ileride gene sevebilirim.» Celeste onun söylediklerini gene pck güç anlayamıyor, anlayama<tğı için de bu sözlerin gizli mana«ından korkuyordu. Gözleri bu maaayı seemek ister gibi ooun tizerinden aynbruyordu. Henri de gözlerini onun göslarliçinden geçen duygrr ları anlanuığa çalıııyordu. Biraz durdu. Sonra: «Evet,» dedi, «seni sevdim ve gene de sevebilirim. Sen de beni sevdin ve gene de sevebilir sin. Eğer, se\Ttjek ve sevilmek senin için bir şey ifade ediyorsa, üe ride buna ihtiyaç duyacağını düşünüyorsan benim şu anda uzattığım eli geri çevirmezsm.» Elini kaldırdı, parmağını blr hanoer gibi salladı: «Ben gidiyorum, Celeste... Ajafıya üıip otomobilime bininoeye kadar beni cağırabilirsin. Ondan sonra ne kadar seslensen dönüp gelmera... Bir dsha dönmemek ü zere hayatmdan uzaklaşınm. Benden artık blr şey bekleyemezsin ..<• Henri burada Celeste'nin taklidini yapıp: «Asla... Asla!» Biraz durup bekledi. Celeste'da hiç bir krpırdanıa, davrams görülmedi. Henri aa acı gülürnsedı. Döndfi, istsmiye İstemiye, kendinj forlayank ve aju •tsr yamaçtaa asaiı doğrn yörtt meğe başJadı. Celeste onun arkasından, kımıldamadan, durmuş, bakıyordu. Arabasının yanına yaklaştığuıı görünce, içinden «Gidiyor...» dedi. «Gr diyor. Arkasma dönüp bakmıyBcak... Dönüp gelmiyecefe.» Henri, yamacın eteğindeki yüksekçe bir yere, taşlann üzerine çıkmıştı. Orada durdu, hız alır gibi yaptı. Oradan atiadı mı, arabasının yanıbasına inecekti. O noktada yolu bitecek. arabasına gîrip uzaklaşacaktı... Celeste'nin kalbi sanki bütün vücudünü kaplamışt!. Göğsünde, boynunda. kulaklarında, şakaklannda damarlan a>rı ayrı birer kalb kesilmiş, hızlı hızlı abyordu. Bir an böyle geçti. Henri de, o ânı biliyormuş gibi ,ta»uı üzerinde durmuş, bekliyordu. Sonra, birdenbire aşağ: atiadı. Elini cebine soktu. Arabasının anahtannı çıkardı. Celeste bütün vüeudünfi «aran halecanm sarsıntısına d&ha fazla dfl kardeşımi'. es'ro. annetn SÜHA UNGAN'ın ölttmü dolayısile ugradıfımız bü>ük acımı» gerek evımlze gelerek ve cenaze m»rasimlne Iştirak ederek \e ge Yalnıı E L H A M R A Sinemasmda rekse telefon. te!gr3f ve çelenk görd«rmek suretile paylasmak lutfunda bu!u İlâve: En son (WARNER PATHE NEWS) n»n akraba. dost ve büyükleriırrze ve tedavisi sırasında yardım'arını eslrge Dünya Haberleri mlyen sayın profesör Te^'f^k Berkman. Dikkat: İkramiye numaraları son haftasıdır. profesör Muhterem Görkmen doktor İe Ö L Ü M mail Cebesoy'.a Radyolojl Enrtltüsu memur. baehemsire, hemslre ^e müstah Glresun Hacı Mıktat camlt Imamı v« d*mınîne şükran ve mlnne'ler'mîzin hatıbi jrazetenlz \asitafile iblâğını r^ca edeFEHMİ KONAL TİZ. Ay»« ülufer. Melek Ulufer. Kadri Hakkın rahmetlne kavuşmuç*ur CenaUlufer. Necmeddin Un?3n. KeTial 7esi 12'1'1956 persembe pjnu Bevarıd camunde oğle namazını müteakıb MerUnşran. kezefendideki aıle mezarlıgma goHirülecektir Zühhj ve A7mi Konal MEVLİD Oğlu ve damartı Merhum annatör Rlza Kalka'aBin reflkası, İbrahlm. İsmall. Na MEVLİD zım Kalkavan ve Ayşe Tannnın annelerl. »aUhatı nlsvan^'ın Topkapj Faklrlere Tardım TurduZEIJHA KALKAVAN'ın mın Müesslsl merîıum ruhuna lthaf edilmek (izere 14 Doktor GALİB ÜSTÜN'ün o^k 1956 cumartesl cümi ofile refatının onse>lzlncl yıl d&nürsü olan namazmt müteakıb, Bevlerbeyl 13 ocak pıma gurO saat ıkıds Tnptakele Camll Çertflnde oku*ulaBlytt W lüfrt Kapı Ahmedpsşa Camllnde okunacalc cak mevllde. dost, akraba Te armevllde kendisini »even akraba dost zu eden thvanı dlnln hur'arlan ve arzu eclenleri davet eder. rlca olunur Oğlu Kemall Üatün «Gitmiyecektin, değil mi? Dönüp j leneklerine uyularak* Windsor'da 3jî îjî îft geleeektin... Mahsue gidiyor gibi' ki küçük bir kilisede Aya Mariya Ö Alleralzln kıymettl büyügü merhum kilisesinde kıyıldı. Bouchard'lalrm yaptrn...» MEHMED EMİN GENCER'in SADEDDİN ERİSEN çoğu bu kilisede evlenmiş, oocukHenri onun blleklenni bıraVtı: Çektlfl uzun bLr hastalıktan sonra vefanmn feael devrlyeslne rastlıvan «Hayır, gidiyordum...» dedi. larının çoğu gene burada vaftız 11 ocak 1956 tarlhlnde vefat etmlştlr. 13 ocak cuma guru. oğle namazını edilmişti. «Sahiden gidiyordum » Cenazesl 12 cca* 1956 perşembe gii ır.ıteaKib Beyazıd camllnde merlid Sonra, sanldı, onun içten içe hıçAntoine'nin iyi bir kız seçtiğuıi nü ögle namazını müteakıb cenaze k:raat edl'.eceflntien, akraba. doet ve kuıklarla sarsılan başıru göğsüne j b ü t ü n gik k a b u ] edjyordu. Zaten nam»zı ed» edlldlkten »onra Teşvtkl bllcümle Ihvanı dlnln teşnf'erlnl Istlrham ederlz yasladı: içlerinden hangisi dengi olmıyanla ye camllnden kaldırüarak Ferlfcöy »İle Merhum Mehmed Eınla , .,^111 ı • j ı i fcabrtstanma defn edllecektlr. Tann ı<Celeste,» dedi, «Bu son olGencer allesl lun. Bir daha böyle konusma be evlenmıştı Jd. Erkekler hep iyi aıle r a h m e t e r U j . e . kızlannı almışlardı. Mary Boland nimle...» Elele tutustular. Yamaçtan asağı da zengin ve kibar bir ailenin kızıydı. Pek güzel sayılmazdı ama, indiler. Şimdi ova birdenbire renk 'eğiş şirindi. Oldukça kısa boylu, tomtirmiş gibiydi Günesin porlak ay bul bir kızdı. Yuvarlacık bir yüzü, dınlığı tuhaf bir sise Hürünmüş, et süt gibi bembeyaz bir teni vardı. raft donuk bir ışık sarmıştL Rüzgâr Eli, ayağı da minnacıktı. Dolgun kesilmiş .ağaclar uzaktan uzaga ge göğsu, incecik beli, geniş kalçası len esrarengiz bir ses dinler gibi, ona olgun bir kadın hali veriyorsa kımıldanmadan korkar olmuşlardı. da iri siyah gözlerinde, ufacak duCeleste arabasına binerken dönüp daklannda bir çocuk gülümseyisi Henri'ye baktı, BÜlümsiyerek el sal vardı. Kırmızı hâreli koyu kumral saçlan bembeyaz boynuna mermer ladı. üzerine atılmıs al bir sal gibi inim 1939 eylulünde, bir dünya ylkılıp yordu. Yirmi yaşındaydı. Namubir yenisinin acayib ve korkunc sunu lekeleyecek bir j«y hayabnbir dünyanın başladığı gün, An dan değil, aklından bile geçmemiştoine Bouchard ile Mary Boland ti. Üstelik Antoine'ye hayrand) da. Mary babasının tek evlâdıydı. evlendiler. Düğün pek şatafatsız oldu. Bir Bay Boland, onun annesini almaçok gazetelerin de yazdığı gibi, B. dan önce, iki defa evlenmiı, kiAntoine Bouchard daha geçenler sinden de çocuğu olmadığı için bo Her a y de babaannesi Bn. Jules Bou şanmıştı. Nihayet üçüneü kansmchard'ı kaybetmisti; Bn. Mary dan Mary dünyaya gelmisti. Bay tkramlye cekillsi ve her ay 15 talihliye Boland*ın annesini kaybedeli de Boland oğlan bekliyordu, çocuğu kız olunca canı sıkıldı ama, aoniki ay ancak oluyordu. Nikâh, gane jazetelenn ttep bir radaü avunmaıuıı yoluztu buldu^ .......i.. BE& (ViNu) ymzdüdan gibi, caile ge (The Sea Chase) JOHN WAYNE LANA TURNER DAVİD FARRAR Hakikl RenkH Sinemaskop Bu Akşamdan Itibaren CASUS AVI Memuru, kabiliyetleri alsHet.nde baaandan uzaklaşbran >eoe'>leraen birisi de çahşan ve çahş,aııy^n rremurlann synı derecede ultîe rae imkânlarına malik olmalarHır. Çallçmıyan veya az iş çıkaran bir memurun da kendisi gibi mııayjen bir zaman sonunda terfı >tti|ini gören ve çalıskanlığı ile tanıı ın hı memur vavaç vavas arkada?ı p bi yapmağa, kendisini fazla vorman.ağa başlar. Bu hali vadlreamamak iâ zımdır. Çünkü, insan daima çevresinin tesiri altında kahr. İşe varamıyan gayretlerini azaltmak temayülünü duyar. TEŞEKKÜR Kızım I DEMIRBANK Aylık Gelir. L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle