07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
âtm CüMHURjTET & Tenunns 19Sİ Cumhuriyet Koçak 800 metrede de şampiyon oldu! Beklenmiyen futbol maçı Cumhuriyet Cumhuriyet Prenses Margarethln Sevgitis. Peter Tovnfend'îıı Hikâyed X Ekrem bîrinciligi kazanırken yeni Akdeniz ve Türkiye rekorlan tesis etti . Barselon 24 (Hususî surette gön tderdiğimiz Haluk San bildiriyor) Millî basketbol takımımız, Ikinci Akdeniz oyunlarındaki ilk galibiyeti bu sabah Suriyeyi 6849 (3024) yenmekle kazandı. Böylelikle grup maçlarmda Sunye karşısında uğradığımız sürpriz mağlubiyetın revanşım almış olduk. Bu maçta takımımızın 68 sayısını su oyunculanmız temin ettıler: Turan (15), Şevket (9), Yavuz 0), Tuğrul (6), Tunç (11), Güney 8), Tomaidis (10), Haşim (5), Hiknet (3), Ertem (0), Ertan (1). Bugünkü basketbol maçlannda Yansa da Lübnan karşısında sür>rize uğradı. Lübnanlılar kuvvetll ıkiblerinj 5948 yeniverdiler. İspanya Yunanistan maçı da >üyük bir çekişme içinde cereyan •tü. Neticede Ispanya, son saniyedeki bir favul atışı ile maçı 5857 kazanarak sampiyonluğu garantiledl Günün diğer maçında da Italya, Mısm 6560 yenmeğe muvaffak oldu. Atletlerimiı Bugün yıplan atletızm müsabaka larında genç dömifondçumuz Ekrem Koçok, parlak bir muvaffaki yet daha elde etti. Büyük bir h«yecan içinde cereyan eden 800 met re finâlinde Ekrera Koçak yeni Ak denız ve Türkiye rekorlan tesis ederek şampiyonluğu kazandı ve bayrağımızı bir kerre daha şeref direğine çektlrdi. Deparla birlikte öne fırlıyan Ek rem yanşı önde götümveğe başladı. Son 300 metrede Fransız Djian ile aralannda omuz omuza müthiş bir mücadele başladı. Ekrem bu öl dürücü çekişmeyi lehine çevirmeyi bildi ve Fransız rakibmi atlayarak birinciliği aldı. Eknemin bu galibiyf/ »*ada dolduran büyü; blr seyircı kalabalığı tarafından bü yük tezahürata vesile oldu. Fransız Djian ikinci. Yunanlı Depastas üçüncü, Fransız Fegicite dördüncü, tspanyol Garcia beşinci, Fransız Dupoux altıncı. İspanyol Barria yedind Cahid ÖneJ ise sekizinci oldular. Ekrem Koçak bu mükemmel yan şını 150 gibi mükemmel bir cerece le süslemesini bildi Müsabakadan sonra .vapılan 800 metre seremonisinde bayrağunız şeref direğine çekilirken İstiklâl marşımız bir kere daha çalındı. 10 bln metre yanşında Fransıt Mfanoun 30.23.6 ile birinciliği kazanırken, Mustafa Özcan da 3153.2 ile Akdeniz dördüncüsü olabildi. Harlem takımı ve basketbol Bır acenta, Harlem denen siyah, beyaz renkte bir karışık kafile getirdi. Spor, Sergi Sarayında spor namı altındt bir takım cambazhklar gördük... Fransız merhum Leman zamanında Taksim bahçesinde bu nevi sirk artistlerıni çok görmüstük.. Hele bu çeşid akrobasi Avrupada heyecan, sırası geldiği zaman ortalığı kahkahalara garkederdı . Biz nerelerde cambazhaneler görmedik. uzun seneler evvel Taksim (.Talimhane) de Ben Amar sırk bızi heyecana sürükledi, hiç nese mi de vermedi .. Bal gibi. I$te bızim Spor ve Sergi sarayım bilmiyorum kaç liraya kiralamış olan Harlem, bize hiç bir yenilik vermeden ortalığı kırdı geçirdi.. Calman muhtelif parçalar arasmda akrobatların gösterıled büyük alkıs topladı... 12 topla salona gelen siyan beyaz bır takım, basket aüsı yaDtılaı Tombul hakem bir cokey kıhğında sahada oyuna başla. düdüğünü çaldı... Oyun, tam manasile (basketbol nizamlan haric) cümbüşlü ve gfllünçlfl oyun oldu. Meselâ, 36 numarau slyahi ber devrede hakemin »uratın», Kafasına topu attı. Buna ofsayd derler. . Oyun •snuında, askerf şapkayı giyen oyuncıı, bizim devirde birdirbir dediğimiz oyun gibi b'risi kale önüne iğildl, ıırtına biri çıkıp aldığı topu sepete atta. Hakemin kafasına atılan sönük top söndfl. Lâstik ile bağlanan top yerden yere sıçradl... Salonda, ve dışarıda konuşuyorlar: Biz değil, dunyada bunlan «imse yenemez. Fakat onların oynadığı basketbol değil kl... Amerikalılar kendi 6z sporlannın bu hale geldiğini göıseler bir daha lâfmı bile ağızlarına almazlar... Memleketimizde basketbolu kısa zamanda birdenbire yurda yayan Federasyon arkadaşlarımızın lşi bu kadar gülünç hale getirenlere artık izin vermemesini rica ederiz, Bizde, basketbolu bu şekilde oymyamıyoruz kanaati gellrse Barselondaki müsabakaları tenkid hak kımızl kaybederiz... Ömer BESİM İlk karşıîaşma .a • Dtinkü maçtan önce Fenerbahçe ve ColumbU (akım Un bir ar»da F. Bahce, Colombiayi 1 • 0 yendi Sarılâciverdliler bu maçı genç bir kadro ileoynadılar Nasıl «misafir bulduğunu y«rse» biz de dün Fenerbahçe stadında um duğumuzu degil, bulduğumuzu seyrettik. Sanlâcivertlilerin, beklerıme dik misafir Avusturyamn Columbia takımı karşısında genç oyunculan denediği maç iki sezon arasında bo* calıyan oyuncularm ve bir takımın maçıydl. Sayısız gol pozlsyonuna gi ren Fenerbahçeliler bu maçı ancak 10 kazanabildiler. Misafir takun ise zayıf bir ekip hissini bıraktı. Maçuı c«reyam Tevfik Parlanın ldare ettiği bu karşılaşmaya kırmmbeyaz formalı Columbia takımının arkasından Fenerbahçe şu kadro ile çıktı. (rŞükrü Fuad. (eskı Vefalı) Avni Gürkan, Melih, Necdet (ss kikasımpaşa) Ali, Can, Nihad Niyazi, K. Nıyazi» Maça Fenerbahçe hızla başladı. Columbia sahasma yerleşen sarılâcıvertliler 6 ncı dakikada maçın yegâne golünfi çıkardılar. Sağhaf Gürkana gelen topu Gür kan sağ ayağından sol ayağına ak tardı onsekiz dışından çektiği güzel bir şutla kaleciyi mağlup etti Bu golden sonra oyun karşılıklı, neticesiz akınlarla geçti. Misa fir takımın sol açığı tehlıkeli oluyor sa da Fuad yerinde müdahalelerle akınlan kesiyordu. Devre sonuna doğru sağ açık Ali'nin ortasına çok güzel bir kafa vuran Nıyazinin şutu kalecide kaldı. tkinci devre Necdet çıkmış yerine gençlerden Ayhan almmıstı. Fener bahçeîiler ve Avusturya takımı bu devre çok dağmık oytıadı. İlk yarım saat içinde Fenerbahçeliler yüzde yüz gollük hrsatları avuta attılar. Columbia takımının kalecisl ve sağbekinin gollerin önlenmesinde rolleri büyüktür. Maçm sonuna doğru misafir forvet sanlâcivert kaleye birkaç şut attıysa de bunlar netıce vermedi v« maç 10 Fener bahçenin lehlne bitti. Dünkıi maçta Columbia kalecisinin bîr kurtan^ı Erdoğan ARIPINAR Towroend'in kutuya attığı mektubu postacı yere düşürmüş v« iistündc Clarence Hanse'Dn adresini förünce, gözleri faltaşı gibi acılmıştı Londra jakuundaki Sussex'de bir müddet kaldıktan sonra, Townsendler Somersette Crc»vcombe köyü ana caddesinde üzerindeki Old Forge'a tasındılar. Tek katb olan bu bina leylâklarm gerisine gizlenmişti. Gayrimuntazam pencereleri vardı. Burası, yedı çocuklu aile için dar geliyordu, bu yüzden annesi tatilleri o şekilde ayarlıyordu ki, hiç bir zaman hepsi birden evde olmuyorlardı. O zamanlar Peter 19 yaşındaydı ve Cranwel'deki Kraliyet Ha va Kuvvetleri Kolejine kaydoldu. Erkek kardeşi Francis de aynı oku la girmek üzereydi. Ağabeyi Michael ise, donanmaya geçmişti. Pbilip de asker olacakü. Yani, Peter'in üç erkek kardeşi de askerdi. Audrey, Julie ve Stephanie isira lerindeki üç kızkardeşi de «vlen mişti. Crowcombelular Towsendleri gayet güzel hatırlamaktadırBob Lark adındaki bir CrowcombİU Peter için şöyle diycr: «Kardeşlerinin içind» en ualvuu oydu. Bu tepeleri çok severdi. Bkseriya yalnız baştna dola^ırd:.» 1935 senesinde, Townsend mezun olduktan bir kaç gün ?onra v;<zife ile Singapura doğru yola çıktı. On sekiz ay sonra döndü ,ve bu defa Filistine gönderildi.. 1939 mayısında İngiltereye geldi.. Dünyı durumu karışmağa başlamıştı. İkinci Dünya Harbi patlak verdi. T;wnsend, filo komutanlığına getırüdı Bu sırada filosuna sayısız ^aio. l'azandırdı. 1940 şubatında, Ingihere üzerine gelen ilk Alman îyysrem öüşürdü. İki ay sonra, iki ac • daha kazanarak terfi etti. 1940 k">ıkulu senesinin sonunda Townsend. İngilterenin en tecrübeli ve r... tfak havacılarından biri olmustu göre, Townsend hiç de hulindea memnun görünmüyordu. Townsend evlendikten sonra. eskisi gibi çok uçmamağa oaşladı. Ha va kumandanı olarak çeşrili htva meydanlarına tayin edildL Townsend 23. hava birııg.ne i»umanda ederken, Buckingham saıayına davet edildı. O zamankı Kal VI. George, harbde 'tanr<ım3Qlık göstermiş üç subayı kenii hizmetinde kullanmak istediğini oildiımı; ti. Hava bakanlığı tarafından verilen ufak listenin başında Peter'ıa adı vardı. 1944 ocak ayında b.r gün, ea süslü elbiselerini giymiş olan Townsend, Kralln huzuruna çıkanldı.Rral, odasında, mahagon ağacından yapıhnıs masasının basında oturuyordu. Be$ dakika sonra, iki erkek birbirlerini çok iyi anlamıştL Bu konuşma yanm saat sürdü. Peter dısan çıktığı zaman, koridorda 13 yaşında bir gene kızla karşılaştı. Kral şöyle dedi: Kızım Margaret Margaret, onu tepeden tarnaj» kadar süzerken 29 ya^ındaki hava komutam sinirli parmaklarile «lcüvenini didikliyordu. Margaret, yenl yeni tuvalet yapmağa MŞİanmtı. Kral ailesinln «Korkune çocuğu» mevkıindeydi. Tawnsend için bu değişme. sasırtıcı derecede kolay jldu. Kralıa yanından aynhnıyordu. O da işinin ehli ve mütevazı hava subajını seviyor, hayata artık daha baska gözle baknordu Kısa btr zamanda Townsend krahn gözbebeğı mevüine yukseldı. Townsend'in işi basitti. A*n bir odası ve masasında biri harıcl diğen doğru kralın odasma olmak tt zere iki telefonu vardı. Pandevuları o tesbit ediyor, kralın asker! yerleri ziyaret programlanm e bazırlıyordu. Hava kuvvetlerıie aıd meselelerde kralın sekre Sı'gtni yapıyordu. Saraya geliji arasından henüz üç hafta geçmişü ki, kral onun için mühim bir meseîeyi halletti. Windsor Great Park yakımndaKİ seMmll bir ev Townsend'e *ahsis edıldi. Bu, Rosemary ile Peter'in lk hakikf evi sayılabilirdi. 1952 senesinde boşanıncaya kadar burada ituriu'sr. (Arkası rmr) Telefoto CUMHURİYET: Barselon Loadn Frankfurt Istanbul Yuksek atlama serenomisinde ,Çe(in Şahiner mükâfatını alıyor K. Ayasofya Yalovada tnağlub Yalova, 24 (Telefonla) Bugün Yalova Kayaspor ile İstanbul Kü çükayasofya A takımlan maçını, Yalova takmıı 51, B takımlan ma çını ise gene Yalova takımı 3 0 kazandı. Turhan Acar İdman Türkiye şampiyonu oldu Bursa 24 (Telefonla) Türkiye futbol şampiyonası final maçı bugun şehrimiz Atatürk stadında Anadolu şampiyonu Bursa Acar Idman ile Karagümrük takımlan arasında oynandı. Ankaralı hakem Zülbahar Sağanağın iyi 4>ir idare gösterdiği ve 15 binden fazla s.e yirdnin bulunduğu maça takımıar şöyle çıktılar: Acar İdman: «Gündüz Selçuk, Fıkret Ahmed. Orhan, Hulusi Muhtar, Tamer, Ismet, Kemal. Halid (K.) ». Karagümrük: «Zühtü Fehmi, Osman İzzet, Nevzad, Reşad «CUMHLRİ¥ET» in Tefrikası: Fethiye, Avustarya lakımını yendi Bursa takımı dünkü maçta Karagümrüğü 1 • 0 yenerek kupayı aldı Fethiye, 24 (Telefonla) Memleketimizde küçük bir kasaba kulübü. ilk defa bir yabancı takım getırtmistır. Bu. Fethiye Gençlik kulübüdür Viyana ikinci Hgine mensub misafir F. C. Olsbahn II. Wien takımı bugün şehrimiz Fet hive Genclik kulübü ile karşılaştı Bütün Fethiyelilerin ve Fethiyeye gelenlerin seyrettiği bu maç çok Agob, Rıza. tsmail. Ahmed, Şük heyecanh geçti ve Fethiyeli gençler, karşılaşmayı 43 kazanmağa rü.s muvaffak oldular. İlk devresi mütevazin ve golsüz ge çen maçın; ıkınci devresı bıraz sert cereyan etti. Aear İdman. takımı. 32 Bursa 24 (Telefonla) Bugün nci dakikada muhtarırr pası ve İs metin şutu ile yaptığı bir golle ma şehrimizde bölgelerarası saate karçı 10 kazanmağa muvaffak oldu şı bisiklet yanşı yapılmıştır. Geçid Boylece Acar İdman Yurdu 195455 ile Mudanva arasında yapılan 10 kilometrelik yarışa 32 müsabık lşTürkiye Amatör futbol şampiyonu tirak etmis, Ankaradan Nezih Sooldu. | nakın 13 d 30 s. de birinci, EskiMaçtan sonra Futbol Federasyon şehırden (Enver Osmak, Necdet De Başkanı Hasan Polat şampiyon ta mırsoy) ikinci, İstanbuldan Emilis kım kaptam Halid Deringöre bır Saidıs üçüncü olmuşlardır. şilt ve şampiyonluk kupasını verNetice alanlara Atatürk stadında di. törenle mükâfatlan verilmiştir. 3 iincü kiime gül ı İstanbul Atletizm Ajanbğının ter tib ettiği 1955 İstanbul bölgesi Gül kupası atletizm müsabakalanna dün de Mithatpaşa stadında devam edilmiştir. Müsabakalara kablan Beşiktaş Fenerbahçe Beyoğluspor Kurtuluş Galatasaray ve Vefa atletleri, oldukça heyecanb yanşmalar yapmışlardır. Puan tasnifinde Beşiktaş, 67 puanla buinci, Fenerbahçe 30 puanla ikinci, Kurtuluş 28 puanla üçüncü, Be yoğluspor 22 puanla dördüncü ve Galatasaray 1 puanla beşinci olmuş lardır. Bisiklet yarışı Gayrifedere maçlar Yeni kurulan Fatih İdman Yurdu, dün Paşabahçe sahasında Ko camustafapaşa kulübünün A ve B takımı ile karşıîaşma yapmıştır. B takımlann da 21 yenilen Fatihliler, A takımlan maçını güzel bir oyundan sonra 21 kazanmağa muvaffak olmuslardır. her zamankinden daha fazla küf kokuyordu, dedi. Charîotte, mütereddid ellerle, ağır ağır, çorablarını çıkanyordu. Siyah saçları gözlerinin üstüne düs müştü. Kuzum, bana içecek bir şey vermiyecek misin? diye sordu. Maurice tekrar gülümsedi, omuz silkti. Vereceğim. san* içecek bir şey vereceğim... Pol Roger*den mi? ' Pol Roger"den... Maurice koridora çıktı, seslendi: Amelie, Pol Rogers nerede, bilıyor musun? Evet efendim... Peki, bize bir şişe ondan getir, iki de kadeh... Buz kovasile buz da istı\oram .. Bu emri verdikten sonra vatak odasına döndü. Charîotte tekrar yatmıştı. Kocasına yatağm ayak ucunu gösterdi: Gel, şuraya otur, dedi' Maurice oturdu. Charîotte devam etti: Sen fena adam değı.sin dedi. En iyi tip insansın, en geçımh cınsten. Ne yazık ki bu kadan kâfı değil. Maurice, alaycı bir tevırla sordu: Ya! Neyim eksik» Belki de erkek olmayısın .. Maur ce: Ne sacmalıyorsun, kuzam' sonra kalktl buza tu? ka 1941 senebaşında kendisi de vuruldu. Uçağının ateş alması uzerıne, 5400 metreden paraşütle atladı ve Kent'e indi. Surrey'deki bir hastanede sol bacağmdaki şarapneller çıkaruldıFakat, on beş gün sonra, ooktorların tavsiyesıne rağmen, o ayakları sargı içinde olduğu halde, filosunun başmdaydı. Hunsdon'da bulunduğu sırada, Peter, Rosemary Pawle ile tanıstı. Rosemary, General Timothy Pawle'nin kızıydı. General, pazar günleri evinde. subayların şerefine kokteyl partileri verirdL Peter de bu toplnatılardan bır kaçma gittı. Sonra, bir pazar günü sabahı, f avle'ye kıziyle evlenmek istediğıni belirtti. 1941 temmuzunda diığün merasimi yapıldı. Merasime. Town Telefoto CUMHURİYET: Barselon Londra Frankfnrt İstanbul send'm elli arkadaşı iştirak e;nı"^tiDüğünde bulıuıanlann söylediğine Türkiye • Fransa basketbol maçından bir an rıştırroamasını Amelie'ye «eabih etmeğe gitti. IX Geceleyin Charîotte, bn arajjk uyandı. Başucundaki lâmDay» yaktı Maurice uyuyordu. M çıl mışll uyuyordu, yiızünün her tarafını hafif bır tebessum Kaplanuş gibıydi. Charlotte bir lâhza onu seyrettı. Sonra birdenbire, hayat hakMzlık dolu, budalaca bır şey, ba»bad bir şey diye düşündü. Şurada, şu yatakta niçin yatıyordu saakı? Kocasile arasmda ne vardı ki? Kendısinde, ona karşı dostluk bile yoktu... Ne diye bu adama varrn!ş*ı? Sorsalar soyliyemezdi bile Evıenmeyi ehemmiyetsız bir şey zannediyordu, bır hayat meseı< sinden ibaret zannedıyordu da onüün... Hayat da öyle uzun değildi \(aurice iyi çocuktu, eğlenceyi »vıyordu, o sırada, kendisinin ırad.,",ı da bundan ibaretti de ondan.. Maurice'i hiç sevmemışti. onıw~ cpsi onun ufacık burnunu, hafif ruhunu sevebileceği bir dakika bile ak'tndan geçmerrıştı Maurice onu, aşk diye bir şeyin mevcudiyetini unutmağa sevketmişti. Charlotte onun telkini ile, mademki iyi yiyoruz. iyi içiyoruz, bayırlan iyi brmanan bir otomibilimz var, kış sporlarma gidiyoruz, haftada bir üri gecevi pek fena giyınmiyen, pek can sikıcı olrrnvn nanlarla birlikte eğlence verlerinde geçir'yoniî bundan iyısi can sağlığı diye düşün meğe alışmıştı Maalesef zaraan'ar akıp gitmiş. günün bırinde. Char lotte, hayattan, daha başka şey beklemeğe başlamı^tı O güa onlamışö ki, o beklediğı başKa şeyi kendisine verebılecek alaa kımse asla Maurice'cik değildir. Zavallı Maurice'cik! Ne iyi bir yüzü vardıl Herhangı bir heyecan duy.ııası ne kadar ımkânsız bir adaındı! Maıuf tabirile, elaini sıcaS «udan soğvk suya sokmuyor, hiç bîr iş görmüyordu Elinden hig bır iş gelmezdi. Birkaç ay evvel, borsada iş yapmak istemış, üç hafta içinde seksen yedi bın fıank kaybetmiş*ı. Vakfcni gezip tozmakla, şunan bjnuıı evine misafir gidip çene çaımakla, içsız fikir adamlan yaranna, FrarjfaPolonya dostluğu, '"'•ansa 3rezilya dostluğu yaranna eçıentiier tertib etmekle geçiriyor; LasCases sokağında bır salonda meç ta'tmi yapıyor, onu da beceremiyor, fakat orada kibar, süslü, boş kafa» zatlarla yavan yas sohbetler nkt4»n haz duyuyordu... Karl koca, çosltn iflâs ederlerdi, bereketversin, Motırir>';»ı ^a=erlenmiş Meksika haydudu suratlı babasınm boya ve ciT tKaretme . RAUF ÜLGEN ENVER (Hissi iptâ' anestezi lokal) suretile 40 saniyede acısız sünnet yapar. Adres: Samatya: Nazlı Ebe çıkmazı No. 12 Tel: 11863 ten isteyiniz. Hsy Allah müstankını dedi. Sizde de aksilik var La!. Geçen sefer de baska bir jev çıkınug tı. Madam Caussonel. nyajcâr bir eda ile: İyi ama Renee, dedi, Charîotte ı hastalandıysa ne yapsmlar?... O da nesi? Benim lâfımda, Charlotte'un hastalığını tenkid eder gibi bir mana mı vardı? Topuklarının üzerınde döndü. bır iki adım yürüdü, döndü, gene dolaştı. Madam Caussonel: Hastalığını merak etmıjor n u sunuz? diye sordu. Maurice: Hayır, hiç merak ettiğim yok, dedi. İki üç güne kadar bir şeyi kalmaz... Ama bu fcadmlar, deli, öyle bir giyinışleri var ki... Silkinir gibi yaptı. Haydi. şimdi hastahk lâfmı bırakalım, dedi. Sıhhatinize bir iki kadeh bir şey içelim. muhterem madam .. Caussonel, birden döndü: Yok, ben içmem, dedi. Haydı gıdelim. Emma. Mademki karısı hasta ımi^. bakması lâzım. Maurice: Aman azizim, diye mukabeîe etti, hasta ise ölüm halinde değü ya. Böyle hoppadak g'dilir mi? Cau^sonel'in bakışı ciddileşmişti. Bize telefon etmehydiniz... Ettim efendim. Evden çıkmış,tınız, Gelmeyin mi demek için telefon ettiniz? Charîotte hastalandı, belki keyfcniz kaçar demek için... Madam Caussonel, boynuna siyah tülünü bağlamıştı. Kalktl. Haydi, ehemmiyeti yok, dedi. Ama Renee haklı, gidelim, daha iyi... Maurice: Ama, böyle yaptığınız doğru bir şey değil, diye itiraz etti. Caussonelie karısı çıkıp gittiler. Maurice yatak odasına döndüğü za man, Charîotte yatağa oturmus, çorablarını giyiyordu. Maurice: Ne yapıyorsun/ diye sordu. Giyiniyorum... Giyinip de ne yapacaksm? Caussonel'lere. safa geldiniz diyeceğim... Yatmana bak . Onlar gittiler... Ne çabuk! . Yüz vermedin galıba... Belki... Herhalde. gittiler. bir daha da yüzlerini görebilirsek şaşarım .. Öyleyse şampanya da açmadın, ha? Hayır... Ben de içerdim .. Hararetim var... Hem de kabilse, Pol Roger markadan. Maurice başını sallayarak ona bakıyordu. Bu Charîotte da amma acayib numara, Sacha Guitry'nin komedilerindeki eşhasa benziyor, der gibi bir halı vardı. Sanatln bu şeklini sevdiği için, herseyin, daima kolaylıkla, neşe içinde, genclik içinde, güle oynaya bittiği bu piyesleri sevdiği için, gülümsedi. Bu akşam. Madam Caussonel, treden mantosunu aldı, dönüp gel yumruk iriliğinde yıldızların al di, sert, geniş adımlarla, • tp^d»n tında, adalarla dolu bir denızde konsola, konsoldan edıre ^ı ı.p gel süzülebilseydi!... Hulyasında hiçbır meğe başladı. Salona girdiği zaman çirkin şey yoktu. Hiçbir fena dütavandaki avizeyi, konâ>hın şömi şünce yoktu. O halde, her tarafını nenin. piyanonun ıâmoa.arını yak saran bu engeller nedendi? İnsa mıştı. Sedirin yanıada, bodur bir nın bir tek hayaü vardı, ufacık masa üstünde duran KÜÇÜK .âmba .bir hayab; onu da yalan içinde, yı yakü, ötekilerin l.epsini söndür her seyden feragat ederek yaşamak dü, bir kaç dakika dalıa 'ıır aşağı zorunda ldi. Niçin? Netice itibaribir yukarı dolaştnctan sonra, >uteği bezginlik ve öfke dolu, kendinı le sizi kalt bile almıyan, kendilesedire attı. Otuz üç vaimdaydı, çir rine saadet getirdiğinizi düşünmek kin değildi. Raoufat dünyanın Ma teseffisine bile sahib bulunmadığıdam Ponthienc'nmkiler gibi nız bir takım biçarelerin itiyadlaher tarafta görülen neviden lağıl, rını bozmamak için... acayib, benzeri olmıyan gözleri var Charlotte kalktl, iki pencere adı. Üstelik, aşk denilen bir şey var rasmda, LouisPhilippe stili bir kü' dı. Çoğu kimseler, aşka kulak *s çük mımamn üstünde duran gra mıyorlardı, yanından sıyırtıp çeç mofonun yannıa gitti, yere çömelükleri halde aşkı özlemiyorlar, hat di. Plâklann arasında, kendi ruhl tâ onun varlığml tahmin bile etmı haletine uygun olanmı aramağa yorlardı. Madam Ponthieıx, aşktan. koyuldu. Bir tane buldu. Bu, Schu gtilünç bir şeymiş gibi, aktörleri, bert'in Ungoduld şarkısı idi, Marsahnede don paça dolaşan bir vod ta Eggert okumuştu. O plâğı ç e vilmiş gibi bahsediyordu... Charlotvirdi, çabucak durdurdu. Bu şarte, aşkm bu demek olmadığını, inkıda hiç bir şey, hiç bir ihtiri» sanlann lâhuti cephesi olduğunu yoktu. Başka bir plâk koydu. O da biliyordu. gene Schubert'in bir şarkısı idi. Yastıklan düzeltti, küçük masa Onu da gene Marta Eggerth oku Charlotte kocasını uyandırmamak nin üstünden bir tigara aldı, yak mustu. Gramofonu işletti, derhal, için, yavaş yavaş kalkü,robdöşam o, sırtüstü uzandı. Oda gayet gü kendi kalbinin sesini işittiği intibrını giydi, kapıyı açü, biı paı^a zel, yer yer gölgelerle dolu i d ü ü bamı duydu. Güzel, ıztırablı, y e yürüveofk saha bulmak için sa na çük lâmbanm abajuru, duvarlar isli bir şarkı idi. Charlotte. diz çök geçti. Maurice, V»n>=ı ü^tüne kapa dan birinde ve tavanda, direkleri müş, başınj eğmiş, dinliyor, kal nan yatak odasında, aynı mışıl ro< le, yelkenlerile, kocaman bir kotra blni, kanını, hayatını ventıek için şı] uykusuna devam ediyorlı. Hİ7 sekli çizryordu. Bir geminin başta delice bir arzu duyuvordu metçi kadm, pencerelerd*» bı.ıni rafında olabilseydi, oradan suya (.Arkası var) aralık bıraknuştı. Onu kapadt, a sarkabilseydi, güneşltr batarken,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle