06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MESHUR DAVALAR Tahkikat sırasında polise yardım eden şahid Yazan: Tevfik Sadullah «7Bunlardan bimi bayan 3: ın yeğenı, dığeri dc en «•*. v» en yakın arkadajı idi. Bu '. jplantıy» iştırak etmis. olduğunu söyi» nkleri üçüncü şahis ölü İsidorr Fis:h'ti Müdafaa vekilleri, ayrıca, vak'a gunü Lındbergh'ler.n malikânesi civarında Hauptmann'ın değıl de başka şüpheli şahısların görulmus, oiduğunu iddia ve ıspat yoluna gittıler. Bu hususta gosterdikleri §ahıdleroen birisinin ifadesne mukab'.l başsavcı tıpkı Van Hanke'ye yapmış olduğu gıbi hüviyet tesbui ile ıktıfa ettı. O gün, içmde derme çatma bir de merdıven bulunan bır arabada Hauptmann'a «asla benzemıyen» iki kisı gormus olduğunu »öylıyen bu }ahid ismi g.zli tutulan bir kadına tecavüı vt zorla tasallut *uçundan hükum giymij bir adamdı. İkinci şahid o gün Ford mark» bir »rabanın içınde uydurma bir roerd'ven görmüs, bu yüzden arab* ve şoförü dikkatmi çekmişti Arabayl kullanan adam Hauptmann değıldi. Bermutad bu şahid de polise hıç bır şey söylememış, gönüllü olarak »anığın lehıne fehadett talib 01muştu. Üçüncü jahid ise, müdafaa vekilleri çağırıp çağıracaklarına bın defa pışman olmuşlardır. Sebastıan Lucas :sımli bir öğrenci olan bu delikanlı, kendi ifadesine göre, Lindbergh'ierin malikânesi civarında oturmaktadır. Gene kendi ifadesine göre, Lupıca 1 mart günü, saat 17 den biraz sonra yol ü>tündeki posta kutusundan mektublarını almağa gıtmış ve o sırac» koyu mavı renkli New Jersey plâkalı bir Dodge otomobilinin gelip yolun ters tarafında park ettiğini görmıiEtur. Otomobihn içınde bir de merriiven vardır. Şofor mahalLndeki adam 3540 yaşları arasında tayıf sivri yüzlü bir adamdır. Basmda geni; kenarh bir şapka vardır. Şahid, bu aaamın Hauptmann olduğunu hıç bir zaman söylememış olduğu gibi hâlâ da <'bu adam Hauptmann» dı diyebilecek durum da değildir. Buna karsılık ertesı gobah Lindbergh'ierin malikânesmde görmüs olduğu merdiven, otomnhildeki merdivene ışikâr bir s.ekilde benzemektedir lonra mahallt gazetey* bır yazı ya otomobiH park ederek m>ıhabb«tt zarak: «Lindbergh'lerin tavallı yav dalmışlardı Mezarlık kapiM karrucuklan çalınıp katledilmezden jısında geçirdikleri iki saat nnasın hemen bir kaç »aat evvel, Lind da otomobil:n farlarını um'jmıyetle bergh'lerin malikânesint u.a^lıran sönük tutmujlar, ancak arada Ü yolun ağzında görmüs olduğum a rada etrafta ne var, ne yok? diye dam Bruno Richard Hauptmann'ın bakmak için yakmışlardı. faıların tâ kendisidir!» diye makale yaz pek kısa bir süre ile yanık o!o»ğu bu anlardan birinde saat ookuı bu mıj olan siz değil nüsinıı?» çuk sularmda Heier mezarlık du «Evet benim!» «Tesekkür ederim. Benim so varından atlamışa benziyen birini görmüştü. Bu adam iki, üç aım oracaklanm bu kadar!» tomobile doğru yürümüş, onra dur Wilentz jüriye Lupica'nın New muştu. Otomobilin farlarl, DnjekJersey garajında bulup da pouae: tör g.bi adamın üstüne lü^mekte "Gördüğüm araba tıpkısı tıpkısına olduğu için bu adamı mükstr.rr.elen buna benziyordu!» dıye göstermış görebilmişti. Gerek gazetede çıkrrış olduğu arabanm Hauptmann'ınki resimlerden. gerekse mankfnıerıe, gibi 1930 modelı bir Dodge oidu oracıkta, kendısme pösteril;n lotoğğunu ve gerek boya bakımından, raflardan istidlâl ettiğine v6\a. bu gerek diğer hususiyetleril» ger adamın lsidor Fisch olduğu husuçekten «tıpkısı tıpkısına» Haupt sunda en ufak bir şüphesi yokttı. mann'ın arabasına benzediğinı de Tabiatıle Wilentı bu şahidin yahatırlattıktan sonra diğer fahidlekasını kolay kolay bırakmadı. Yare geçildi nında olduğunu söylediği kadının Bundan sonra müdafaa vekilleri, kim olduğunu sordu, cevab alamasuçu inkâr etmiş olan hizmetçı kız dı. Hâkimin cevab vermek mecbuViolet Sharpe ile Almanyada ol riyetinde olduğunu hatırlatması ümüs olan lsidor Fisch'in üzerıne zerine Heier yanındaki kaoının son atmağa çalıştılar. Mahkemeye setırt radan ölmüş olduğunu ve ismini tikleri bir şahid güya 2 mart 19o2 ifşa ermek istemediğinı söyledi. Nisabahı araba vapurunda kucağında hayet Lstemiye istemiye bir isim grı bir battaniyeye sarılı sanşın b r söyledi. bu defa a<JrP?i vermek i.içocuk taşıyan bir kadınla onun ya temedi. Hâkim tarafından buna da nında iki kişi görmüştü. Fotoğraf mecbur olduğu ihtar edil:nee: «Ular delâletile de bu kadının Violet nuttum!.ı detii ve ancak gene ?orSharpe'a benzediğini, yanındaki a la kadının o zaman ne:ede çalışdamlardan biriîinin de İs!dor Fısch'i makta olduğunu söyledi tfazlasile andırdlğınm soylüyor.lu. Şahidin bu kaçarrakh ifadesi eLokanta sahibesi bir diğer kadın ^a?en jüri üzerinde hiç de ivi tt«ir da vak'a gec«si dükkânına elınde bırakmamıştı. Wilentz, ayrıca jagri bir battanıye tasıyan âsabi hsi hide sahtekârllktan mahkum olli bir kadının geldığin. soyleaı. Fo duğunu ve cerasının tecil edılm.ş toğraflarGan anladığına göre bu ka bulunduğunu da ikrar ettikten =onra mukabil sorgulamasına son verdın Violet Sharpe'di. Bas&avcı, bu ifadeler üzer 111de dur di. (Arkasi rar) mağj lüzum görmedi bile. O Violet Sharpe'in 1 mart gecesinı njsıl geçirdiğini kaf.yetle Ispat eaebılecek «Nevjehir» şiVepi 5 a^ustosta durumda ıdi. teslim alınacak Benjamin He er isminde diğer bir j Deni?cılık Bankasının Denlz TıırK müdafaa sahidi şöyle bır bikâye N'akılyat Şirketı için latın âldığı 4030 anlattı: 2 nisan cumarte.ı alc«an.ı I derveyt tonhık «Nev^ehlr» jiiepi 5 50 b.n doların mezarhicuı el ue , a&ustosîa leslım Rİınacktır. 1952 sene»:nde Norveçte insa *dılen gfmınln 8 ğijtirdiği g«ce yavuklusuna ıığra >olcu İçin luk< kamarası vsrdır. mıj ve beraberce otomooılıe fpz«Nevçehir» jilepi mazotla isi^mekte meğe çıkmışlardı. Bır mıiddîı Ho ve santte 12 5 mil yapmakudır. 35 »cısılaştılctan sonra St. Havmond nıe llk muretîebs'l «Nev|ehlr» 1 teslim ere RoMerddm a zarlığı civarına geimısler ve henen fllm?k u kontınat hattındanRidecek'ır Oemt tam hamuie mezarlığın girıs kapısı ıcaf4.snria yjk alrrak lımanımıza geetcekîır A«rın En Büyük Cînayetî Urfada anlatılan at hikâyeleri u Bir gün Sultan Ağa öldü. At 3 gün 3 gece mezarından ayrılmadı, sonra da dağlarâ düştü,, RÖPORTAJl YAPAN: YAŞAR KEMAL Kuğu boynu gibi. On beş. yaşı gün üç gece mezarından a>TilmadL Hiç kimseve rutulmadı lonra d«. güzel bir kız boynu g:bi. Sallı cakları ince, ceylân bacaklan gi Dağlara duşrü Gorenler var. Hei bi. Kulakları kalem gibi. Yürüyun gece mezara gelir, bajucunda babil ce ceylân sekişli. Ala jafakta bır şını sallar dururrnuş. Sonra pırıltı çağlayanı ortasında, şalağa, gün, bir kış gunü ölüsünu bulmuj ağaran dağlara karşı, anızların or lar mezarhğın kıyiEinda. Leşıne aktasmda, dalgalanan ekinın yanıba babalar konmuç. Kartallar parçalfc . ^3H gınria bacaklannı germis geriniyor. mı;.<ı Dün akşamdanberi hep at üsDevedikenln moru ovada bif "ü(jî tüne konus,uyoruz Arkaoa^ım Ur tan bir uca akıyordu. Şafağm ışık fanın en iyi atçısıymıs zamanında. çağlayanı ortasmda. doru at pırü En iyi binici imis de Geçmiş. Ken pınl, bacaklannı germıı gerınıyordi böyle diyor. Elinden eprv at geç du. miş. Bir atı vartnn, adı Güıtıüş «Ya Eenın al at?n dedi yandsJd kuyruk. Adını andıkça gözleri do gene, hiç konusmıyan arkadaş^ lu dolu oluyor. «Sattığın zaman, belki on kere a «Yeryüzünde insana bir tek köyden kaçü kactı senın eve geldi.» dost vardır o d» attır. Hayvanda «Ah yokluk. Kor olsun yok" olsun, lnsHnda oLsun; attan gayri , . •j ^ ı ı ; luk Her gelişınde. her gen çHtu» arkacaş, attan eayrı dost bulun, , , , , , lar gıbi oluyordum ama, çare nei ,s , .. . , . , .... ruluşunde, bır oglumu bogdilanuj« Fransaya tunst akınını kıs | karadır. Fransa bir çölden farksızmaz. Ama çarık çuruk at değıl ov Yokluk. Ah tayhktan buyütcceksin. kanıyorlar, bunu baltalamak ıçın mıs! Lyon garı batacak b r gemi le. Asil olacak. Asil hayvan asil O zaman dost olur. Sonradan, düşmanlarımız gen ş bir kampanya ımış! Oteller feci bir durumda imış! büyüttuğü atı sabn ,n.«andan çok daha asildır. Her Italyan çok ileri gitmistir. Bütun açtılar. Dikkat etmelıyız» şeyden insana kötülük gelebilir, otellerim z modemdir demiyoruz. Son zamanlarda bazı Avrupa gaevd« asil attan gelemez. Yüz kere. bin , kahr. Büyüduğü, doğduğu zetelerinde Fransanın (turistik de Fakat her halde bunlar Italyadaki kere tecrübe edilmiştir. Bizim Zey j kahr.» otellerden daha temiz ve modern ğeri) hakkında intışar eden makaKonuşmıyan gene konuştu. Ad] nunun oğlu vardı. Zeynunun oğlu leler, karıkatürler Fransızları son ihtıyaclara daha uygundur.» eşkiyayHı Çnk namlı bir eskiyaydı Hasandı aklımda kalmı^sa Koyo Bu turizm kavgası böylelikle soderece sınirlend.rmıştir. Yukanki ama. Büyük bir çetesi vardı. Çok bir Arab şıvesile konuşuyordu. satırlar bir Paris mecmuasından na erdi sanmayın. Italyan bahis «Ya babamın demirkırı? N« namuslu eşkiyayr.ı. Öyle can yamevzuu makalesuıde Paris mağazaahnmıstır. Wilentz bu şahidi ele aldığı zakanlardan değil, fıkara duşmanla dersın ağabey?» Fransaya gelen turistlerin sayi larına da çatmış ve demiştır ki: man, ona b:r müdafaa şahidi değıl «Heey atlar. hey eskı atlari < Modern hayatla alâkası ol FoliesBergere ile Moulin Rouge rından değıl, yol kesenlerden değil, si; diğer Avrupa memleketleune de bir âmme şahidi imiş. gibi ıfade eibı eğlence yerleri yalnız (aptal) ev basaniardan rieğıl. kimsenin bir Hey gidi atlar! Canım atlar! Ne elgıden runstlerden daha fazladır. mıyan bir sürü dükkân! Nerede İverdirmekte hiç de güçlük çekdu onlara? Soyları bitmedı ımt Işte diyorlar, bunu çekemiyorlar! taiyan Hukkânlarındaki hayatiyet! turistlerin sayesinde geçinebilmek kurusuna tenezzül etmezdi. Kan medi. Zira, delikanlı daha ilk tahçlkmıştı dağa. neredeler? Belki çekilmislerdır, bb Fransızlan en çok s;nirlendıren Lır Eğer Italyadaki dükkânlar Pariste tedir. İtaiyan diyor ki: Ze\'kı se'ım davası yüzünden kikat sıralarında polise en çok /ardağa, belki de bir daha hıç gelItalyan mecmuasında geçenlerde olsavdı. bunların her biri lüks ad sahibi kimse bunları seyretmege Duşmanları da çok kuvvetli düşdımı dokunmuş olan görgü jahidiegitmez. Çünku orada nazarı dikta manlardı. Yığit adamdı Zeynunun miyeceklerdir bizim aramıza. .^.Usdedılirdi.» çıkan bir makale olmuştur. rnden birisiydi. Hâdisenin hemen tı çeken yalnız renkli projektorleı. oğlu Erkek adamdı Kendisi kim müşlerdir Şımdi Ağalar beyler Aİtalyan diyor ki: Ona herkes pusu kurardı Kalleslik Bu Italyan turist.nin Pariste hoakabınde polise müracaatle içinde rab ata değil. benzin kokuiu otoeye f Lausanne'dan Parıse kadar şuna giden hıç bir şey de yok mu o kadar! Üst tarafı karmakarlşık eder^ipu.=u kurup ağa pusuya duşherkes Hiç bir merdıven bulunan otomobili .sıif ve göz boyamağa matuf bir dalamobile biniyorlar. Kadir kıyraei bir çöl görürsünüz! Kılometrelerce idı? medi Ze\Tiunun oğlu Ne sebebden etrms ve polisin de yardımil* civarvere!» kalmadı artık Dunya pis oldu. Brtek bir eve, tek bir köye rastlamadüşmpzdı. Bunu k mse bılmiyordu. dakı bütün garajlarda bir araştıınıa S İ Z İ R A H A T Ç A «Nerede İtalyanın bsrları, kah kek dediğin otomobile binmez Canİtalyan diyor ki: nız imkânsızdır. Yalnız sağda solda YÜ7 kere, hin kere pusu kuruldu yapılmışfı. New Jersey garaılarının vehdneleri, nerede Parifinkiler! A «İtalyan şehirlprinde Fol'es karanlıkta Zeyno oğluna. Hiç bir sıza arkadaş olmaz. Atın tsri giiv« ZEVKLE GİYİNDİRIR.küçük hayvan sürüleri var! Yıkık birinde bulunan bir araba için I.urada muazz?m fark var. Parisliler Beleere eıbi bir yer açsalar. oradazel, soluması. koşması güzel .. Atevler de görülür. İnsanı bir hayal para ermedi. Her pu>=uyu darmadapica: «Gördüğüm otomobil tıpkjsı bızımkilerıni goıdükleri zaman şaş ki gibi temsiller vcrseler lar küstüler de çekildiler. İyi sükutu kaplıyor. Fransa bu mu?» ğın ettı. Kendi pusuva du^ecukken Her beden için en son tıpkîfina buna benziyordu!» de>inkına donerler. Barlannda da, kîh gitmez.» tılar Bu kadir bilmezler:n, Italyan turistı Lyon garına inmiş, vehanelerinde de modern ıhtiyacpu'U kuranlan avladı Bu ca atı ce de otomobilin sahibi Tukmmus, mebıl delilerınin içinde ne yapFransız modellerine göre ha*** orasını da şöyle tarif ediyor: vüzündendi. At yarım saatlık verlara göre hiç bir değışıkhk yapılfakat bu defa Lupica: «OtomobilFransız basını ile İtalyan basını den pusu kokusu alıyor tür sd.m sınlar kardas!" zırlanmi} ev, şehir ve kokc Adi bir gar! Mimarî hiç bir mamış, Kafeekspresler de gaytt deki adam bu d°5ıldi. Bennn görSujtu. Gür. du=uk, kınalı bıyıkarasında hu (tunst kavgası) dcv'am daha ileri atmıyordu. O zaman 7ey teyl roplan Her cıns plâj takımlarıkıymeti yok. Insana, batmak uzere az. düğtım adamın yüzü. çenesi »iv ederken İngilizler de ortavg cık no oğlu attan iniyor. onun basjnı (;e larını sıvazladı. olan bir gemi hiss ni veriyor. Buriydi. Gözleri apacıktı!» demişti. Mayolar . Pardesülerdokar Tayyör Oteki arkadas: «.Paris sokdkîarında rastladığı mışlardır. Fransız Eaze'.p'erind=n kerek pusuva dnğru yuruyordu At radan bır otobüse bındık. Biz ItalWjlentz bu ifadeleri oatırlatarak nız erkeklerde, kadınlarda zarafet biri (fırsat kolluyorlardı, onlar ia bunun pusu olduğunu ne bilvordu? «Abdulkadır Afa at zengini. ve mantolar . Çocuk ve genç kız yan'ar boyle kohne otobusleri ansordu: dı\e bir şey d^ şöremezsıniz. İtal Fransaya gelen turıst'eri kıskanı Meselâ yolculara. çobanlara. 'ar dir. Abaulkadır Ağa bır çobanmu elbiselerı Döpıyesler... cak felâket senelerınde belki kul yanlar bunlard^n çok daha iyi gi yorlar) demektedir. <'Siz, eöıdüğünüî «damın lada kalmış çıftçılere aldırmıvordu Benchğınde. B.r dul karınm oğluylanırız. Işte boyle bır otobüsle ote yiniyorlar.» MARİLYN KONFEKSYON Hauptmann'a hcn^erliğ.ni bizzat söy İngiliz gazeteleri uzun zamandvı Kimse yokmuş gıbi onlann üstüne muş. Topladıjı yıllıklarla bir ta] limze gıttık. Ne otel! Her tarİF lemiş durumcia değil mis'niz?» Bu sözler bir başka Fransız ga berı. Fransava eiden İngiliz rurist yürüvorriu. Pusudakı insanların ko almış. Tav buvümü?. serpılmış... A En elverışlı, en zengın ve en yamalı, eskı hahlarla dolu. Asırdi "Evet söyledim. Hakikat buzetesınin âsabım bozmuş, şiddetle lerinin aldatıldıklarından, buniar kuları başka mıydı? Belki son modaya uygun hazır giyimı tebarut olmuş ki ne 3t!« de bir asansdrle sallana saliana çık cevab veriyor, İtalvanlarm nasıl ie dan fazla para koparıldığından şidur. O zaman söyledim, gene de Bıyıklarını sıvazladıktan =onrı tık, odarrfa gırdım. Bu otel odası, na giyindiklerir.den bâhsediyor ve kâyetçidirler. Bu defa misaller ve kokusu. mavzer yağı kokusu .. Yok mın eder. söylüyorum!.> sa atın kerameti mi vardı? Kimbi sözu azzından aldı. kendi astadi iptidaî rahathk kaıdeleııne bile uy diyor ki: riyorlar ve bilhassa Cote d'Azur'de O S M A N ŞAKAR Gıyim K.sm. «Ayrıca, Hauptmann tevkif elir, belli değil orası... Zeyno oglu "Akşam olur dağdan Sflir çomuyor, her taraf elektrik tellerı ile «Gecenlerde bir İtalyan filmi turistlerin ceblerini bosaltmak çın bir eün büyük hir Kervansaray altı Harbıye Istanbul dildikten sonra da ıfadenize n ümüsademeve ban, binermış atına Şöyle bir ko» do'.u, stıyu bile duvar üzerinde salsistemli bir seküde çalışıldıgını anseyrettik. İtalyanların nasıl giyinracaat edildiği zaman, Hauptnannlanan bonılarla naklediyorlar!» Iskele Caddesi No 6 Kadıköy Bilhassa Londranın tutuşur. Arkarlaslarından b;r KIS yün içinde dolanırmış 'Sizua m» diklerinı Fr?nsızlar orada çok iyi kUyorlar. ın 1 mart 1932 günü, Lindbergh !emı vurulur. Çunkü ddrt bır van hnız mülkunuz. her bu >e>aa Fransız otelcıler mecmuası Ital gördüler. Onlarda zarafet aradık (Punch) dergisinde çıkan bir karirin maükânesı civarında görmüş olMarilyn Konfeksyon • Buyük Sinema katür Fransızları sinırlpnrlırmıstir. dan sarılmış Zeyno oğlu. Bunun var Karılarmı». köleleriniz, ton yana cevab veriyor: ama bulamadık!» duğunuz adama fazlasile benzedığıüstüne bütün arkadaşları Kaçarıar. raklarınız var. Benim de arkası Adıl Han Pasajı <r Bu satırlan 17 nci asırda yaÖnumüzriekı haftalarda bu (tu Bir arkadaşı. Kel Alo kahr vanın var.» demıs. Her gim böyle.. İtalyan turistı Parısi yerın dibıne ni sdvtememis miydıniz?» Yenıjehır ANKARA zılmış sanmayınız. 1955 yılında batırmak azmıle ıthamlanna dev<ra rist kavga^ı) nın şıddetlenmesı bek "Evet söylemiştim!» da. Atı da yanına satmıç. U;ta at vin klzı â^ık olmu? cobaıra: . Fransp.ya gelen bir Italyan bunlan etmış ve kabarelerı eğ'ence yerle lenmektedir. "Dahası da var: Ekim 1934 te. lar, daha çok kaçakçı atlsrı mü*a mıs çobanla Bey ölmüs Ort'ar karalarrnştır. Gönlü de kalemi gibi rini de diline dolamıştır. Ona göre Hâmi S. deme başladı mı hemen yere va mişler bevın malları üstııae yani Hauptmann tevkif edüdikten vwwv tarlar. Bu da öyle Bu anda Kel muslar. Abdülkadir olmuş. Abditt mak lâzım. Yoo, hiç bir şey yok. Her iı Alo vurulur. Arkasından Zevno kadir Ağa. M sebeb oldu. Yok* ratlı, melâlli bir hayvandl; apar«CUiMHl'BİYET» in Tefrikası; nun oğlu. Oracıkta ölürler. Musa sumuklü çobaru Jkim sorur de âşı] Germaine, kuyruklu piyanonun yolunda... tımanda kasvetl. kasvetli dolaşır, yanına kadar şitmiş, Mgara kutuCharlotte, birden, Germsine'in deme kesilır tabiî. Ama karşı taraf olurdu. Abdülka< ir A;a ?imdi at \erlere sürünürcesine yürür, yüyaklaşamaz. At. ölüleri disile va lar icin deli o'ur Ne der A.r>diiLka rürken c'e, bana ne der gibi, omuz sunu almıs, Charlotte'un yanına gel yüztıne baktı: dır Ağa her =özün ba=ı? K mişti. îarını silkerdi. Peki, sen, hayatın korkunc şe kalsr alır kaçar. Kel Alonun ölü On senedir, ayıya söyluj'orum, kilde IÜ7umsuzluğuna, boşluğuna sünü orada hir dağa bırakır. ZeyCharlotte geldiği zaman, GerrHü. 5u dün"?da ne söHi'ivs» »İ diye hiç dikkat etmedin mi? Sabahları nonun oğlunu alır. altı saatlık >olmaine salonda. odun ateşinin kar şuraya bir asar.sör yaptır Gene sufhı Gene şür bryıklarii Ama, bm söyle! kendisi merdıven gözünü açtığın zaman. eününü ne dan, bir gece yarısı anasının evin= şısında oturuyordu. Mımar. bu salonda. estetik sebeblerle, odun a tırmanmaktan korkmadığı için... ile eeçireceeini h ç düşünmüyor eetirir. Ölüyü kapıya bırakır Sa sıvazladı. Yan:njzda uyumakta o baha kadar da basını bekler. Sabah lan en vaşlı arkadaşımıza Charlotte bir sigara almıştı, a musun? teşi yakılmasmı münasib görmüşolup, ev halkı kapıda öluvü sorün • D h ele uvan Hslıl. De kur •e tü. Odun atPSİ beiki 0 kadır i«=ıt te?e bakıyordu. Belki ÛP, hayattan çok fazla ce, at bsşını alır gider Bir daha Şömınen çok guzcl, dedı. A şeyler beklıyorsun... ban uyan hele can' De uyan bahi mıyordu. Fakat o pemhe tu.gl.ui atı kimse göremez. At orta!an kav Maurıce, üzüntü ile ona bskı .<uzum? İnsanın bazı zamanı var büyük bir daire halıne ge şömme. o oynaşan alevİT grze partımanınız rahat, doğru=u. Charlotte, sigarasından bil netes bolur trider. Ararlar tararlar at vok. Can kurban sana De aâtâ'.n Sonra Germaine'e HönHü: Öteki uyandı. yordu. Etrafında hasta insan gör dır, başını dinlemek ihtiyacını du aynalarla, dovme demirdcn kon çok güzel gozukujordu. Maampf h. çektı, lâfı değiştirdi: Kimbilir arkariaşınm ölümünden Mesud musun? diye sordu. 'De kardas. De atın rürküsiİ mekten hoş!ar;mazdı. Amelie ta yar, sen bunu anlarruyor musun? sollarla ve pahada ağır avızelerle köşeierde. siiklum püklüm kalori Peki, aen şjmdi benimle bfr» sonra ne olmuştur ona? Germaine, yaktığı çakmağı ona nü söyliyehm. De baba » bakları değıştiriyordu| Senin iyilığin için söylüyorum. süslü, tekerlek bir yemek 5alonu, ferler de vardı. ber gelmiyor musun? uzatarak: atölye biçimi büyük bir salon, siCharlotte: Bir ilâç istiyor musun? Sıcak yorum... «Ula sen ne delisin. Uykul «Bir de bizim köyde Sultan Ağa Hayır... Nereye gidıyorsun? Mesud mu? dedi. «Mesud» Biliyorum acanım! Biliyorum! rin döşeli odalar. zarıf banyo iaire birsey, filân... ı uvkulu türkü den.r mı?» Nasılsm? diye sordu. Ne ya Bilmiyorum... Belki ormana vardı. Onun da Sofi adında bir atı dan kasdın ne? Chalotte doğıuldu, bir göğüs Haydi, sen yemeğini ye... Benimle leri vardı. Lefebvre'ler bu evde ya pıyorsun? vardı. Sultan Aâayla Sofi bırbıri "Denir denir. Dele ıeV . » Yani, ölecek olsan eseflenir giderim. Biraz yürümüş olutum, ne âşıktl Her gün öpüsur koklaşıyorlardı. mesgul olma... geçirdi: Germaine. tembel tembel kalktı, Once kendiöi aldı. riasan da a] bir kadeh, şarab içerim... Ayı na şırlard;. Sultan Ağa turkü sovler, Maurice, bir dilim kızartma aldı, Lefebvre, alabros s>açh, kedi bı Charlotte'u kucakladı, ^hndflki misin? Havır, şimdi geçer, diye cedı. Ba^ladılar. Sonra Haliı a^ ba| yemeğe başlaaıyıklı, sivil gıyinmiş süvari subayı Revue de Paris mecmuasını kalkGermaine omuz silkti, gülümse sıl? Sofi kişnerdi. Sultan Ağa ?ek=e ladı uvkulu uvkulu vab verdi. , Uzun bîr hi Her zamanki gibi. Hep aynı ninde. Sofi yedismdevdi. Dehce bır Raoulxdudunun evindevediği tavırh, kuru bir adamdı. Onu KO tıftı koltuğa atarak: di: va Bır at usrune, vığ.tlıSi. Yemekten sonra ne yapacakmiz kızartmadan daha güzel! dedı. ren, topuklarım birbirine vur Olümü düçünmüyorum . SPB? sıkıcı adam. Geçen Rün, softada. adamdı Sultan Ağa. Binerdi Sofıye lugu ustüne atın Gorüyorsun ya. mocm'ia nUzun bacak sın? alaturka meselesi de övle. makla, kamçısile çizmelerini Jöv İ kuyorum. dedi. Charlotte gözlerinı gn\9 ate;e bilmem bir şey söylemişim diye rüzgâr gibi sürerdi çölde. Sofi u ları insan aıb dusunen ^öz'en üa Bpkle Gprmsinen Lefebrl'i çaV mekle, askerlerinin çıkınlarını ır.ua bır kavga çıkardı ki, sorma... Ta çardı. Kanadlanmış gibi Sofi. Sofi, tüne. Kulakları. yelesı, kuyruğı Demek. sen okuyabiiivorsun, dikti: ğınrım, ormanda birlikte gezmeğe Charlotte Lefebvre'lerin Bour yene etmekle vakit geçiriyor sanır öyle mi? Ben, }U anda, kötü bır cevre bağı kaptığı gibi kafama atmağa Sultan Ağadan başka kimseyi de kanadlanmlş gibi uçuşu üstüne; gideıiz... gogne sokağmdaki evine saat üçte dı. Karısile Charlotte. kendi arageçiriyorum. Yeryüzünde işını ne, hazırlandı .. Ha indi, ha iniyor d. bindirmezd: üstüne. En yavuz at Avağı yere değerse o verde gü>k Sen okuyamıyor musan? Sofrava kızartmayı getirmişlerdi geldi. larında konuşurken çekilmez ahlılar bile binemezdi. Binmeğe te acar. dediler O toprak bire yüz .5 Hayır, benim derdim var. Be bütün bu işler neye yarıyor san ye bekledimMaurice: ki? diye duşünüyorum Lefebvre ler, bütün evin sahibiy lâkından, mütemadî homurdarm.a raber gezmeğe gelir misin? şebbüs edenleri kaldırıp yerlere ça! rir. dediler. Nalları gelir pa'layt Bavulunu hazırlamak akiın Bır az et yemiyecek misin? diler; uansörsüz, eski bir evdi, on larından dolayı ondan. ayı diye bah mıştl Sofiyi Sultan Ağanın yavaş rak dediler . Seni çok meşgul zannediyor» Yoo! Bu havada gezmeğe çıdan geçmedi mi? diye fordu. sürdüğü Eörülmüş değildi. Hep dosene evvel satın almı^lar, tamir et sederlerdi. dum.. r kamam!... Hem yoıgunum .. /onra Nereye gideceğim? Bu nvada insan üstüne ne kadl Hayır teşekkür ederim. ludizgin. Ata atlar atlamaz, hıratirmişlerdi Zemin katını, birinci, Beni mi? f r Germaine Lefebvre, gevşek, re da, saat dörtte çamaşırcım ge e Emin ol, ben senin yennde kırdı atın basını .. Gözden kaybo ağı'L yakılmıssa. a üstüne 'e o kl Ama, öğleden sonra sokağa ikincı, üçüncü katlannı kirava ve havetlı, biraz yapmacıkh konu^arı, cck... Ne büeyım. yüzünü pordLisı;olsaydım .. Yahud da onu oıdurür lurdu. Geri gelirken de tam kapı daı ağıt vakllmıstır 1 çıVpca .: ıarı.. riyorlardı. Sigorta acentası olan l.e uzanıp yatmak için bahane arıj an. Charlotte kendini bir koituğa hı müz yok . Gün doğdu doğacak . Ovrda tî düm... Pataşu ne yapıyor? nın önündc çekcrdi atın başıru. Charlotte dönüp baktı: febvre, dördüncü katı kendine ida göz kapaklarını açık maviye no raktı, eldivçnlerini çıkarmağa başChnrlotte cevnh verm"; ince, Gei Germaine sesienrii: Sultan Ağa atla, çölde bir gün ik: kü. Devedıkeni moru akıyor ovad Maurice! mane onun karşı.sına geç'p otutdu. rehane yapmıştı. Beşinci katla, ul yıyan, uzıın boylu bir gene kadın ladı. Pataşu, buraya gel! eün bövle dolaşıHı. Uzatmıvahm. Şafağa doğru. atlar gerinıyoı NF var? Canını sıkan bır y.yler mi tıncı kattaki hizmetçi odaları, bir dı. En buyük iptilâsı köpeği H' Sİ7İn apptırrnn çnk Gun doğmadan atlara atlad Sen beni rahat bırakır mısın. mimann himmetile, modern >aiüe Bu kopek, Aberdeuı cın^i, asık ,u dedi Insanln kalbi çok saglam ol var? (Arkası var) Bir gün Sultan ASa öldü. At üc Doludız3İn sur'ük. Fransız Italyan Turizm kavgası Bir İtalyan mecmuasında çıkan makale Fransızları çok sinirlendirdi 6 Tu?min o yanlar olacak... O van köylerden bırin.n tarlaları... Eız dört atlıyız. Bır yanımız Ceylânpınar îifthği, bir yanımız Akçakale, bir yanımız Sunyc çölü. Uzakta Abdülazi7 Hağlan Bir sigara kâğıdı ınceliğinde ufka yapışmıs daclar. Dağlar mor olur. Abdulaziz dağ ları incecik. Sgara kâğıdl renginde. Suriyeyle bizim toprakları demiryolu bolüyor. Demiryolu da olmasa .. Çöl tek parça bir çöl. Demiryolunun o ceçe«inrie de. bu eeçesinde de kilometrelerce uzayan aevedikeni ormanliğı... Devedikenleri çiçekleri burada koskocaman. nanılmıyacak kadar koskocaman açmıs. Abdulaziz dağlarımn başı neredeyse ağaracak. Çöl şaiağı başka türlü oluyor. Bir yerlprden, sanki bir aydınlık hskırtıyorlar Bir top avdınlık eelip ovanın ortasınds 3ağıhyor. Daha doğru^u patlıvor. jik pare pare dökülüyor. Şafakta devedikeni ormanı daha mosmor. Mos mor bir renk sanki ovada bir yandsn bir vana akıyor. Uzağımızda dört at. En güzelı bir doru at. Safkan Arab. Çölün ortasında, «afağın bütün ışığını ııstüne çekmis. Pınl pınl Boynu uzun. KONFEKSYON \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle