03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUR1VE* fGÜNÜN MEVZULARIJ Milli Hâkimiyetin mânası = | l î J | 1 Q r | Q r j Yazan: Cahid Tanvol Milletlerin tarflıinde, çeşidli kıymetlere karşıkk olarak çeşidli bayramlar vardır. Bunlar içinde en Snemlisi, dinî bayramlarla millî bayramlardır. Millî bayramlar arssında, sosyal bakımdan, ön plân da buiunanı Milli Hâkimiyet bsyramıdır. Bir çok bayramlar zamanla klişeleşir ve bir merasim haline iakjlâb eder. Hattâ, niçin kutlandığının farkına vanlmadan tamamen âdet ve geleneğe karışmış bayramlar da vardır. Fakat, Millî Hâkimiyet Bayramı sadece bir merasimi değil, bir d'ijünceyi, bir içtimaî şuuru ifade eder. Gayesi de, çevresinde düşünceyi dernleştirmek, şuuru uyanık tutmaktır. Türk tarihinde, Millî Hâkimiyet Bayrammın bütün diğer bayramlara üstün bir taraâ vardır. Çünkü o kurtulus. hareketinin ruhu Cumhuriyet Bayramının temeli ve şuurudur. tr Cumhuriyet, nihayet rejimle 11gili bir meseledir. Halbuki Millî Hâkimiyet, halk iradesinin rakibsiz olarak siyasî otoriteyi tayia*etmeeidir. Ne garibdir ki, milli hâkimiyet fikrini ana prensip olarak fhtilâle bayrak yapan Fransız Ihtilâlinde cumhuriyet mefhumu, ne ihtilâld filozofların ve ne de ıhtilâle önderlik eden liderlerin ön plfinda gördükleri bir feydi. Gerd Rousseau,, ccumhuriyet» rejiminden bahseder. Fakat, bunun ancak kttçük şehir hükumetlerinde tatbtk edUeceğinl söyler. İhtilâlin hedefi, krallığı yıkıp cumhuriyet rejimini kurmak değildi; sadece milli hâkizoiyeti gerçekleştirmekti. Fransız umuml efkârında cumhuriyetçilik filrrîntn gelişmesini inceliyen bir Fransız yazarı, 1790 yıllarında cumhuriyetçi bir hareket kat'iyen mev cud değildi, der; ve ilk cumhuriyet fırkası kuranlar hakkmda |U dikkate şayan bilgUeri verir: «Bir kadın muharrir ve bir de yflksek tahsil görmüş bir zatla, bir avukat ve bir kaç maceraperest yazardan ibaret olan cumhuriyetd fırka, On Altıncı Louis'nia fjrarından sonra popüler bir kıymet kazanır» ve memleketin Fransız olarak idare edilebileceği gerçeğini zihinlere yerleştirir. ••»# SOHBETLER ABAHTAN ABAHA... Mobîlyalı ev 1939 danberi, hayat en asağı bef misli pahalılanmıştır. Buna karşılık, ev kiralannın üç misli artmasını hedef tutan bir kanun lâyihası hazırlanıyor. İhtimal: (Gayrimenkul fiatlarnun anonnal artışı sayesinde, mal sahibi, kendi aleyhindekl bn terazi kefesini denkleştirir) diye düşünulüyor. Belki de: (Çalışmanıa bedeli 5 misli artmamışken kiralan fazla yükseltmek bir içtimaî haksızlık olur) deniyor. | H u U u l İUİI lerin gösterdikleri namzedlerin hep si halkın istemediği kimselerden teşekkül edebilir. Böyîe bir durum karşısmda; halkın hür seçme imkânı azalnuş demektir. Halk, organıze bir kuvvet olmadığı için, bir üçüncü hal şeklinde birleşemez. Veya birleşmesi güç olur. Bu gibi hallerde, halkın yapabileceği tek bir hürriyet imkânı kalmıştır, o da seçime iştirak etmemek, Fakat seçimi boykot etmek menfi bir tavırdır. Yani bu, hâkimiyete iştiraki red demektir. Rousseau, hak iradesini istismar eden bu nevi halleri önlemek için şöyle bir mütalea ileri sürtiyor: Seçenlerle seçilenler teşkilâtsız ferdler halinde birbirinin karşısmda bulumjrsa, rey verilirken hususl menfaatler kendiliğinden kalkmı^ olur. Hususî menfaatlere imkân verilmediği zaman, «umuml meniaat» düjimcesi kendiliğinden ortaya çıkacakbr. Bn bakımdan namzedler tek bagına ve müstakil hareket etmiyerek sınıfİErın, mesleklerin ve pwtilerin mümessilleri şeklinde ortaya çıkacak olurlarsa, kaçuulmak istenen tehlike başgösterir; ve o vakit bu reyler, arzu oluaan neticeyi vermekten uzak kalır. Zira, hususî bir zümrenin menfaati ve «umuml irade» si ekserıyet kazanmıj olur. Bu durum, haricde kalanlann, yani ekseriyet kazanamıyanlarm iradesini tazammün etmez. Yani cumuml irade» yerine sadece «ekseriyetin iradesl» kaım olur.» Boussenau'ya göre, devlet İçinde devlet teşkil eden her türlfl birlikler ve cemiyetler kaldırümahdır; devlet bir tarafta, ferdler bir tarafta bulunmalıdır. Demokrat devletin asü hedefi: «Devlet benim» diyen hiç bir hususî zümrenin olmamasıdir. Modern demokrasflerin peygam beri olan Rousseau'nun bu fikirleri, «hâkimiyet kayıdsız şartsız milletindir» düsturunun tfcm bir şuur ve mevcudivet kazanmasıdır. Fakat, Rousseau, bü düşüncelerini ortaya atarken içtimaî realiteleri düşünmez. Cemiyeti, teker teker ferdi iradeler toplamı olarak düşünür. Halbuki cemiyetler, ister igtemez, bir takım menfaat gruplann dan ibarettir; ve demokrasi bu men faat gruplannın bir muvazenesidir. Fakat, bu menfaat gruplanndan brri çoğunluk teskil ederse ne olacak? O zaman kendiliğinden bir zümre diktatörlüğü vücud buiacak ve «umuml irade», yani hâkimiyei kayıdsız şartsız mıllette olduğu» prensipi gerçekleşemiyecek. cek. Gerçj bunlan nazarl olarak halletmek mümkündür. Meselâ, Rousseau gibi, umuml iradenın seçim suretile hiç bir zaman miUet<*ekilierıne geçmij olamıyacağını, onların sadeee vnumt' ifaSeyi 'zharlâ** mükelîef muvakkat memurlar olduğunu söyliyebüiriz. İyi ama bütün bunlar bir şehir devleti için mümkündür. Çünkü ııtrnınıt iradeye muhalefet eden bir milletvekili halkın refersndumuna müracaat mecburiyeLnde bu^kılabilir. Fakat nüfusu büyük bir toplulukta bu mümkün degildir. Görülüyor ki, milli hâkimiyet prensipi tarif edildiği kadar kolayca gerçekleşemiyor; ve o bir utopia oluyor. Demokrasilerin, bir türlü içinden sıyrılamadığı buhran, onun bu güç gerçekleşir karakterinden ilelri geliyor. O halde, millî hâkimiyeti mümkün olduğu kadar gerçekleştirmek için ne yapmak lâzım. Bunun için ıdeal formüller bulmak yctmiyor. Bu ancak, her cemiyetin kendi &os yal şartlarına göre bir takım çareler araroasile mümkündür. Memleketimizde, demokrasinin, yani millet hâkimiyetinin gerçekleşmesi için 1950 seçimier.nde iyi bir adım atılmıstır. Fakat jtmun kuvvetlenrnesi için, nisbî seçim usulüne başvunnak, böylece hütüc vstandaşlarm kismen olsun iradesini temsil etmek mümkün o!u\ Bu da yetmez müstakil namzedlerin kazanm?smı frenliyecek bütün kayıdlan ilga etmek gerekir. Bu da yetmez, hür bir basmm, umuml efkâna aktüel temayüllerini aksettirmek suretile, hükumeti koııtrol etmesi lâzımdır. Bunlardaa baska cemiyetin ferdlerini perakerr'elik A r f c o s t S a . 7, S ü . l d e İİniversitede lisan imtihanları Talebe Birliği, bu mevzuda Universite Rektörlügüne bazı tekliflerde bulundu ve okudukiarı Osmanlı imparatorluğunda padisahJann okuduklan, yazdıklan hak kmda mevsuk maluraat azdır. Bazılannm divanlan vardır; onlar müstesna. Fakat ne okurlarmış ona pek iyi bilemeyiz. Hele son asır padişahlannın esasen bir şey okuyap okumadıklanm da bilmiyoruz. Yalmz tkinci Abdülhamidin zamanma yetişenler işitirlerdi ki padişahm en ziyade rağbet ettiği okuma kitablan polis romanlandır. Bu söylenti padişahm vefatını müteakıb Yıldızdaki kütübhanesinin tetkikile hakikat şeklini aldı. Bugün matbu poromanlan ;öye dursun yahıız el yazısile yazılmıs tercflme romanlarm adedi bu padişah kütübhanesinde iki bini bulduğunu anlamak pek kolaydır. Bu tercümeler bugfin Üniversite kütübhanesinde muntazam bir kataloğa bağlı olarak bulunmaktadır. Şimdi mesele bu gSlgesinden kor kan ve her köşeden bir katil çıkıp kendisini öldüreeek zanneden padişahm bu polis romanlanna merak sarması ecaba neden ileri ^eliyordu? Öyle rivayet ederler ki yatağınm bir tarafındaki paravanartm arkasında oturan ve padişahm emniyetmi tam değilse bile çünkfl e tipte yarablan insanlar hiç bir şeye tam olarak lnanmazlar en çok kazanmış bir saray memuru bu tercume romanlan okurken padi^ah nyurmuş. Bunu nakledenler efsane olmadığmı temin ediyorlar. Vefetmda nâşını muayene idn glden heyete ben de dahildim. O vakit yatatınin etrafmda bir paravana olcKıgunu bizzat gflrdüm ldL Fakat haTmdan sonra gene paravana erkasmdan bir memurun ona kitab okuyup okumadığmı kimseye soramamrstım. Zemia ve zaman müsaid değildi. Herhalde malum olan bir sey varsa o da ne siyasete, ne felsefeye, ne flme, ne de edebiyata dair eserlerle başı hoş oîmadığıdır. Zaten son asnn padişahlan Içinde böyle çeylerle iştigal edenleri de isitmedik. Fakat bu alâkasızhk yanında döğüşen horoz, tos vuran koç beslemek bazılanmn başlıca merakı olarak naklolunurdu. tşte bu arada Abdülhamld IL in de DOlis ve cinayet romanltrma alâkası pek basit blr tesadüfe hamlolunsbilirse de kendislnin çok vehham bir khnse olduğunu yakından bilenler, "ina A. ADNAN AD1VAR ğini anlarsınrz. Elbette böyle güç dnayetleri, entrikah cürümleri evvelâ padişah bilecek, halk bun lardan bihaber olmak liznn gelecekti. Belkl bu padişahın hafiyeler kullanması ve bu hafiyelere vükelâsından ziyade itimad etmesi bu romanlan okuyup Sğrenmiş olmasından ileri geliyordu. İnsan kendisinden beklediği haberi kendi düşüncesine muvafık olarak getiren kimseye elbette ki en ziyade emniyet eder. Bu okudufu daha doğrusu okutup dinlediği polis romanlamdan hulâsalar çıkanp orada gördüğü dnayet keşfini, metodlarau kendi polis memurlaruıa bizzat veya bilvasıta talim ettiğinl de işitmişizdir. Eserleri kim tatihab ederdi? Bunu da bilmiyoruz. Fakat görunfişe bakılıraa eserler okumadan sedlmişe benzemiyor. Esasen öyle üstünkörü yapılacak tercflmelere de «ihsan» çıkmadığı içm bu husnsta azaml dikkatin •arfolunduğtınu kabul etmek lâzım gelir. Lâzım gelir ama gene eserler fnnsızca ve ingilizce kötüleri olmaktan eserlerin kurhılaniMnıstır. Maamafin bunlann arasına tngilizlerin meşhur muhayyel pelis hafiyesi Sherlok Hobns'e izafe edilenler de yok 1eifldlr. Abdülhamldl bu meraka sevkeden saiklerin başında hiç şüphesiz nefsi müdafaa yani bir katilin han M. T. T. Birliği, lisan dersinin univetsite öğrencileri için müskül durumlar meydana getirdiğini ileri sürerek, Rektör Fahir Yeniçayla bir görüşme yapmiftır. Rektör. mevzu üzerinde Birliğin tekliflerini yazüj olarak vermesini istemis. tir. M. T. T. BirUği, Rektörlüğe pı tekliflerde bulunmaktadır: 1 Lisan derslerinin seklzind sömestre kadar mecburî bir ders olarak tutulmaması, fakülte bitirümesinde esas olarak aranması, 2 Yazüı ve »özlü olarak yapılan lisan imühanlaruun birleştirihnesi ve öğrencilerin tek imtihatâbi tutulması. 3 İmtihanlann yazılı ve sözlü olmasında ısrar ediliyorsa, kazanılan Imtihan mükteseb hak tanmsın e sözlüyü başaramıyan tekrar yazılıdan imtihan edilmesin. Birlik bu teklifleri muvakkat olarak ileri sürmekte ve ideal sekü İçin lisan imtihanınm Oniversiteden kaldınlmasını 4stemektedlr. Alâkalılar son şekli daha ilerisi için normal bulmakta; fakat jimdilik bu usulün tatbik edilemiyeceğini, liseleria bitirilmesinde lisan bilmenin esas olarak ele ahnmasından sonra mümkün olacagını söylemektedirler. Bildirildiğine g5re, flnhrersitedt lisan lmtihanlan bilhassa cFransızca» larda randıman çok dflşuktür ve dunımun düzeltUmesi için, 'isan müdflrlüğü sebeblerl ortadan kaldınnağa çalışmaktadn*. VaM tsviçreye gidecek olan Migros heyetinl kabul etti Vall Prof. Gökay diin Vüarette Türk MigrM İdare medld ReljJ Turgud Bayar ile Mlgro» tMİslerinde tetkLlt v» çalçmaLarda buhınmak üzere bugün tsviçreye hareket edecek olan heyeti kabul ebnlgtir. Bn kabırlde Beledlye ReU Muavlnl I*errufa httr de hatır bulunmujtur. Vall. heyed bajrılar dnerals ve her |eyl İyi öfrenrr.elerinl sOylemijtir. Bu »absh «aat 10 da Türk Migros'una ald blr kaptıkaetı İle yola tıkacak heyet. atlı kl}lden ibarettir. Bunlar Isviçrede lkl ay kalarak Migroı'un muhtellf bran^larınds vazlfe gftreceklerdlr. Heyet Isviçrell mUtehamalarla WrUkte (ehrimize dSnecek ve müjtahslll teskilâtlandıraeaktır. yetlerin nasıl lcra olunabileceğini tesbit merakınm bu işte büyük dahli olduğunu kabul ediyorlar. Şimdi bu cinayet romanlan kataloğunda saraydan dışan ruhsatı mahsusa ile tercüme edilip bastınlmış olanlan enteresan bulmak lâzım gelmez; asıl enteresan olanlar el yazısile yazılıp «Kütübhanei Htimayuna» konulanlardır. EvvcU bu işin acele ile basa çıkanlması padişahça pek matlub olduğunu söyîiyenlere inanmak lâznn gelir. Çünkfl öyle yazmalar vardır ki bir kaç kitib tarafından oldukea kötfl yazılarla kenan yaldızlı nefls kâğıdlara alelâcele temize çekilmişe benzerler. Ekseriya kltabtn ba;langıcı ve sonu padigaha mutad duadan sonra «müterdm... kullan» diye biter. Bu mütercim Kulları arasında pek meşhur revat vardır. Meselâ Sadnazam İbrahim Hakkı Pasanin elyazısile bir kaç roman gSrulmektedir. tnsan tbrahîm Hakkı Paşa gibi bîr hoeayı rafitereim o. larak kuüanabüecek bir kuvvetin ona polis romanı gibi sudan kitablar yerine dddl siyasî eserler tercfime ettlreceğini beklersek bn intizsr tamamile beyhudedir. Böyle jrazma romanlan biraz daha kanştınrsanız en ince fikirli d nayet vakalan, yapılamazmı» gibi gözüken cinayetlerin hlkâyesi olduğunu görürsunüz ve bu eserlerin asla tab'ına müsaade edilmedU çeri önünden kurtulmak değilse de o katili o menhus fiie teşebbüsten menetmeğe yarayacak tedbirleri bulup çıkarmağa muvaffak olmak .arzusu gelmek iktiza eder. • I SaltanaUnm sansürü o kadar sxkı olmadığı ilk devrrlerinde basılmış Fransız İhtilâlini zemin olarak Bu cihetler, mevzuumnn dışınaJan romanlnr olmasından anlaşıhdadır. yor. Onlarsa Yıldız kütübhanesinin Zaten ev sahibi de, kiracı da öyraflannı doldurmuştur. Fakat son. j ™lan devlete karşı ihtllâl yapıla lesine asabî ki, aralanna girip çifte i bilirmiş fikrini bile uyandıran eser mnşteya hedef olmayı istcmetn. Baleri basmak değil, oktrmak bile şun gözüm Allaha emanet... Büyük Millet Meclisinden memlegüçleşmişti. İşte o zaman emniyet ettiği kimselere böyle e ketin hayrına bir kanun çıkmasını; serleri okutup tercüme ettir ve her türlü fiatlann mütemadî armek ve ancak türkçeye çeviren tışını durdutmayı hedef tutan çareile lisan bilenlerin ve bir de ken Ier bulunmasuu; ga>petin o yöne dismln malumat edineceği eserleri olmasmı bu münasebetle de dile. azim bir kıskanclıkla halktan sakyerek sadede geleyim: lamak yolunu tutan Abdülhamid, Mobilyeli ev meselesL kendi idare usulü, yani diktatSrKanun tasansını gazetelerde gölüğü bir rejim gibi kabul eden her kestn tuttuğu yoldan başka bir yol rünce, bu nektaya zihnim gene tarutmuş degildir. Ancak tercüme kıldı. Binaya tesbit edilecek kiranın ettirdiği bu müthiş dnayet eserleri azaml yüzde yirmisi mobilyeli evler Bİ yırtıp yakaoağı yerde oldukea için nizaml kabul ediliyor (1). Yumuntazam bir kütübhane raflarına kansını şu veya bu şekilde alanlara dizdirmesi belki haleflerinin t>öyle para ve hr.pis cezalan var. bir kolaylığa mazhar olmalan içinSebebi anlamak çok kolaydır: dîr. Çönkü müstebidler daima birBazı kimseler, «boş ev vermem!» birinin yardımeısı olmuştur. Hattâ diye, hele sayfiyelere, iki kınk isikisi de ayn ayn maksad peşinde birbirine nd vaziyette bulunsa'.ar kemle ile iki kınk somya ve bir bile esas gayede birleşmiş oldyklan dingildek masa koyup gene analare takib ettiklsri rejimin muvaf nnın nikâhını isteyecekler. Lâyihafakıyetle devam etmesi hayatlan yı hazırlayanlar bu gayrişer'î hüejl nm sigortası demek olduğu için bu önlemek üzere, işte, ilk bakışfa yüzde 20 tedbirino rrrfitekabil yardım pek mantıkî bir haklı olarak hâdisedir. Fakat şunu da itiraf et başvurayorlar. melidir ki Abdülhamid II. bu cinaHalbuki, Imyafm bambaşka lcabet ve polis romanlarmı halefi Sultan Reşada pek okutamamış olsa ;erektir. Çünkü onun tercüme romanlar okuyacak yerde MevlânaMesnevisirri okuduğunu işitirdfk. Mesnevî ile katil ve cinayet romanlan arasındaki mesafe tse hayli umndur. Şu kadar ki Sultan Mehmed V. de Abdülhamid gibi her an kendisini tehlikede görse Mes. neviyi rafa koyup polis hafiy?leri romanlarrnı okumaz mıydı acaba? O padişah gibl ölümü ile dlrimi arasında devlet idaresince hiç bir • r görülmiyen kimseler esasen ak böyle katil tehlikesine tarihin hiç bir devrinde maruz olmamışlardır. lan var. Bu hile delifin: tıkarken başka bir gedik açmıyalun. Eminönü Vergl Dalresi Afüdörfl Rtcep Tttrgay'tn. Muamele vergisi kaıtann v« tatbikalı adlı kitabı intişar etmlçtir. Kitapta kanunun metni, kanunu tadil eden diğer kanunlar, Vergi Usul Kanununuıı muamele vergisile ilgili hükümleri, umuml tebliğler, Içtihatlar, muaf mâmuDere aid cedveller, iptidal maddeler tenzilât cetveli yer almaktadır. Fiatı bes liradır. ' tstanbulda Ankara caddesinde Üniversite Cihan, Hilml ve Inkilâb kitab evlerinden temin edUir. ir ît Bizde ise, millî hâkimiyet fikrinin Cumhuriyet rejlmi ile erişüıde suurlu bir düşunce hâkim. HâdUelere dikkatle bakılınca, d'ha ilk hamlede bu görülür. Millî Mücadele hareketi, doğrudan doğruya millet iradesinin organize edilmesi esasına dayandığı için, Bttyük Millet Medisi hükumeti ilk teşekkül anından itibaren, «Hâkımiyet kayıdsız sartsns milletindir» sözfi ile Cumhuriyetten gayri rejimlere kapısıru kapamışür. Fakat, bununla beraber, gerek Millî Mücadelenin «Heyeti Temsiliyesi» ve «Büyük Millet Medisi Hükumeti» ve gerekse Cumhuriyet mefhumile sona eren idare şekli daima «Hâkimiyet kayıdsız şartsız milletindir» sözünü temel prensip" olarak alnuştır. Rejimle ilgill mefhumiar insanlan aldatabilir. Yani, bir memlekette idare şekliain adı Cumuriyet, Meşrutiyet, Büyük Mil let Medisi Hükumeti, ju veya bu şekilde formüle edilebilir. Bun ların hiç birisi demokrasiyi jart koşmaz Adı cumhuriyet olduğu halde mahiyetı itibarile diktatarlük olan rejimlere her devirde sık tık rastlanmıştır. Fakat hâkimiyetin millet iradesine bağhhğı gerçekleşmiş olan topluluklarda rejimin adı ne olursa olsun hâkimiyet halktadır. Millet iradesl ne demektir? Bunu açık olarak cevsblandırmak mümkün. Bu, «hâkimıyet kayıdsız jartsız milletindir» sözünde toplanır. Fakat, güç olan milletin bu hâkımiyetini gerçekleştirmesidir. Bütün demokratik memleketlerde, halkın kendisini idare edecekleri seçmesi ana prensip olarak kabul edilmiştir. Fakat, helkın reylerine müracaat ederek, onların seç tikleri kimseler vasıtasile halk iradesinin hemen tecelli edebileceğini düşünmek de bizi bataya düjürür. Güç olan, seçme hakkına •ahib olmak degildir. Güç olan, hiir bir seçme şartlanna ve imkânlarına sahib olmakbr. Halk ktmi seçecektir? Kendi istediğini mi, yokea siyasî partflerin gösterecekleri namzedleri mi? Çeşidli siyasî parti Bedelsic ithalât hakkındakl ^karar ve Ticaret Odası Bdelslı HhaUt hakkında verilen «on karar üzerlna> gehrlmiz Ticaret Odan hassasfyetle durmaktadır. Bu cümleden olmak ttzere aalâhl» yetli ve mütehassı» blr heyet Ankarada miltemmJm malumat aldıktan sonra piyasamızdakl akislerbıl Ticaret Vekâlctine srzedecektir. Ticaret Odası İdare Vecllıl E«Uİ Said Ibrahim Esinln riyasetlnde Kâzım Vurdakul ve Nabl Susmu?lan mürekkeb blr heyet yarın tksam Ankaraya glderek Ticaret Odasırın > u lurar hak> k.ndakl (örüîünü Vekâıete bildırecekür. PBRİHAN RECEVtK. ile HÜSAMEDDtN RECEVİK evlendiler Park Otel 21/4/955 MEVLİD 24 nisan paxar 021e namanndan sonra Sartyer Camimde esH Ma•ril Vekaletl Orta TedrUat Müfettijl. Darülfünun Me kanik profesörü, tstanbul Erkek Litesi ve Daruşsafaka MOdürü Batı Almanyada tahsilde buhman talebelertaijan kendlleriae verilen 337.50 marklık ddvizle cecinnnediklerlnj, bu taleoelerden bazılartntn lladelerlne tstinaden >azmi}tık. Çehrimizdrkl Alman Konsotoslugundan aldığımız bir mektubda, 337.50 markm bir taleheyl geçindirebilecegl. Alman öğrencilerlnin 200 marktan aşağı blr meblâg ne tahsil ve getimJerinl temin ettikleri bildlrlhnekfedlr. Batı ATmanya tstanbnl Konsoloslnğunun bir izahı Hasan Fehml Çayköy'ün 5 iod ölüm yılı nünasebetUe Mevlldl Serlf kıraat olunacaiından arkadaf. akraba ve dln kardeflerimizln teşrifierl rlca ohınur. Kjl: Suad1 Çayköy. Kırfarı: Asude Çayköy ve Azade Çaykoy KıymetU ^ ölümQnün kırkıncı gününe tesadüf eden 24 nisan 1955 pazar gOnü öğle namazını müteakıb Kadıköy Iskele Tedavüldeki para 29 milyon Camiinde ruhuna Mevlidi Şerif okunaKra eksildi caktır. Hısım akraba. dost ve arzu buHerkez Bankasının son bCltenlnc göre yuranlann tesrifleri rica olunur. tedavüldeki param.zın miktan 1 uilyar Esi: Nilüfer Golem, K m : Denlz 617.637.632 üradır. Başman, Dam'fh Saîâhaddin Bu hesaba gore, emlsyonda gecen Basman haftaya nazaran & milyon llralık blr ektilme rardır. Dr. SAİD BİLÂL GOLESrin Türkiye, nice Arab rtıemleketinin tabiî sayfiyesidir. Ötedenberi böyle olieeldî, ilerde, başka ecnebileri celbetme>1 de umuyoruz. Keza, türlü misyonlarla bnraya gel<>n ccnebilerin hususî bedestenler dol* duracak kadar gümrüksüz Amerikan eş\csır.ı memleketimize taşıjıp, sonra bunlan barat mezad bize sa. tarak ve kâr ederek gitmeleri normal degildir. Normal olan. haricdcn gelen ecnebüerin Törkiyede istedilc leri kadar iyi döşenmiş ev bulmalan, ba;ka mcmleketlerde olduğu gibi, bunlan değerleri kar^ılıtında Sendika ve İşveren mümessille tutmalandır. Bizim kaznnmamız erinin topiantısı sastır, onlann kazanmalan esas deIKm rabab saat 10 da Vlliyette Vall gildir. Şayed memleketimizde ev Prof. Gökayın rlyasetinde Sendika ve tefrişi an'anesi henüz kâfi stanrlar(*a Isveren mümessillerinin istirakile bir yükselmemişse, ailelerin namııskâ. toplantı yapılmıstır. Toplantıda Vali Muavinl, Bölge Ça rane pansiyoner kabul etmeleri yayııjma Müdurü ve E. T. T. Umum Mü Kinlaşmamışsa, sel>ebi, mnbilye>e dür Muavini de hazır bulunmujlardır. Resmt ve hususi mılesseselerin işve gereği kadar özca veremcdiğirtizdir. ren mümessilleri ile sendika temsilcüerl. Otel ihtiyacı kadar mobüyeH evkl saat kadar devam eden toplanlı tınasında ötsdenberl sralarında ihtilai ilıtiyacı aynen iç turizmde de ehcm* mevzuu olan mese'.elerl ortaya koymus)»r. kaışıhklı gbrüşmeleTİe bunla miyetiidir. in halledileceğinl röylemişlerdlr. Meselâ Ankaradan tatilini tsfan. Şehir Hatlan İşretmesi yolcular bulda geoirmeğe gelenler, yazd^a gidenlerin telefun!u ve türlü mııtearasında anket açıyor Sehlr Hatları Isletmesl vaptırlarının na eşjalı, konforlu cvlerine lıcp çıkıyorlar. Eğer yuzde 20 esasefer tarifeleri hakkında yolcuiarın ! şikâyet ve dilaklenm tesbit etmek ı sına saplanırsak, kimse mobily esiuzer* bir anket uanrlamıştır 25 nlsandan İtibaren yolculara dagı nin harab olmssma mcydan ver. tılacak anket fişleri yolcular tarjhn miyccek, bu âdet oriadan kalkadan doldtınılacak ve Işletme Mıiiur caktır. lOğü halkın isteğme imkân nısbetlndc Hele tam ieşkilâth kiralayışlann uygun eefer programları hazır.ıjacHStarihe kanştı^uu göıeceğiz: Kadvu~ yoyu, pikapı, buz dolabını, çamaşır «Zan> ağa» nin kızma taksi makinesini, elgktrik süpürgesiııi çarptı Zaro aganıa kızı 70 Tasında GüUü bozarlarsa netice neye vanr? Fu Saygun, dün sabah Eminonünden geçer fikir, yeni kuruimaya başlayan aken blr taksinin çarpmasına maruz detleri baltalayacak. kalara'K hafrf şekilde yaralanmıştır. ŞeBni kaybeden bir münevver Kazazede tedavl altına alınmış, şoJör yakalan^rak tahkikat başlanmıştır. ailenin geçimi, çok dcfa. iyi döşenMilK Piyango bugün çekiliyor miş evini mutcna eşyasile kiraya Milli Pıyangonun 23 nisan çek;!i;i vermek ve meselâ bahredeKi sen'is bugun saat 13.30 da Anksrada yapılakemeri kıs p cak. lkramıye kazanan numarlar bu kısnuna çekiimek, (ece saat 23 te Ankara radyosu ile ya tiylece yeşamak suretiledir. Bunun yınlanacaktır. pek çok örneklerini biliriz. Büyükannesini yaralıyan çencin duruşmasına başlandı NtSAN 23 ŞABAN 30 \ V. | 5.09|1212:i6.01]18.S7l20J8| 3.18 "İ. J10.13; 5.17| 3.0512 00] 1M)\ 8.22 BtLSEN ERSÖZ ile Müh. SITKI PEKTEZOL evlendiler İstanbul 22/4/1955 Dün ysğmur yoktu, dedi. Dün de mi geldindi bu tve? Beni suallere boğm'ğa kalkışma şimdu Zihnimi karıştırıyorsun. Dikkatten kaçıraeağun Lir teferrüat yakayı ele vermemize sebeb olabilir. Sen şimdi ilıtiyatla sokck kapısını arala. Sahanuktoki saksüardan birini al, kanadı arkasma dayayıp önane ko/amn ki, rüzgârla kapanmasın kapı... Güler, eldivenll elile bahçeye çıkan kapıyı açtı. Soksklan gorünmemek için iğilerek adımıru ataı atmaz duraladı. Üst katın cumbasile y£gmurdan bir dereccye kadar masun kalan bu sananîactı bir şey dikkatini çekmiştL Ayakkabı altı temlzlemeğ* mahsus demirltrd«n birinin altuut düamüa kulp» halind* bir çamurda, kauçuk bir trkck iskarpininin topuk izi... Kahp ıcklind* yaa dönmü» luruyordu. B»k, AdBtal Bundpn blr muddet evvel Şehremiııicde büyüksnnesı Rukıyenin başına sert bir cislmle vurarak bayıltan ve 1700 lirasını alan Namık Kemal Pürcanın duru$masına dün 1 ıncl Ağır Ceza mahkemesind*! Da;iar,mi5t;r. Düniü ctısede mau'unun büyOk^rnesi torunur.dan davacı ol^.adıSını tm'şse de. suçun mahıyetine Mr3en âmme davası scı'oığından duruşmaya devam ed'hrirtir. Dava, şah'd'erin dinlenmeil ltln başka bir g>j"p bırakılmiîtır. Yanîış bir madde ile bu geçim kapısı da kapanacaktır. Onun için, mobüyeli ev kiralanm yalnız iki kınk iskemle, iki çökük somya ve blr dingildck m: ı a zaviyesinden hile şektinde mutal^a etmemeli. Dcha geniş diişünmek kanüatimi tekrarlanm: •'"••'. Eşyanm değerini de aynca tesbit elmeli. burîun bazan e v l kirasıır'a üstünde olacp^inı kabnl etmeli, madde ona göre değiş.tiri'n'Iîdir. Cilıangir İryascelebi Camii ibadete açıldı vermiyor. Peki ne yrpalım? Çare olarak aklıma gelen şu: Sokak kspısını açLk bırakalım. Bu adamın evine sucu mudur, ,ütçü müdür, ekmdîçi midir elbette uğrıyanlar vardır. Kapıyı açık oulımca ktışkulanır, harekete geçerler. Adnan şöyle bir ferttı: Tenkikatım rahatça devam ettirmek ve katili yakahyjbilmek için bu cinayeti zabıtanın geç keşfetmesi işine gelıyordu. Fakat nişanlısına da hak verdi. Bu gayrikanunl riurumu, kendince kanunî diye lefsir cdemedi. Evet, muhskkak M, zabıtanın haber almasını sağlamaü... Pekâlâ, dediğin gibi olsun. Kapıyı açık bırabru. Fakat once kendi ayak izlerimizi yok ıramdlyiz. Sofada, tam sokak kapısunzt k8şesine doğru bir saplı süpü'ge bul du. Bu lüpürgenin alt tarsfı ulak bir bezle kundaklanmı$tı. Ve toz lu sofada, sokak kapısınt Va'tar yol halısına benziyen silinti izi vardı. $. \ * t Süpflrgeyi bizfan lcullanaeağjmız maksadla katil de kullann,ıç dedi. Toz krldırmadan izlerini yok etsin diye ucuna bezi âarmn. Bak işte böyle SÜEÜJ. Mendili ile sapma yapışıp süpürgeyi muşambada, kendi çiğncJikleri kısunlarda gezdirdi. Sonra bir an tavan» bakarak düşündüj . . (VâNu) CUMHURİYETİn TEl'KİKASI: 4 * "HACİ Kendi aralıktan baküğı zaman, belli ki, Adnan, bu saatte bıraktığı parmak izlerini sJmekle meşgulmüş. Kışanlısının korka korka mendile daldığını farkedince, gene adam, izahat vermek mecburiyetini duydu: . . Saati tuttuğum için Izlerimi yok etmeğe çabşıyordum. Aksi gibi eld.venlerimi evde, pardüsümun ce binde bırakraışrm. için kendi kendine kızarak yüksek sesle: Dövüşmüşler burada, dedi. Bu oda ysman bir mücadeleye sahne olmug. .. mı dersin. sevgilim? Oyle görünmüyor rmı? Görüniişe göre öyle... Fakat sen etrafcna daha d kkatli bir göz at hele... Hiç bir gayritabiîlik farkedemedin miT Gene kız: « Bize ne? diyseekti. Bir an evvel buradcn azaklasahm.» diyecekti. Fakat, Adnanm markj>h mendıl nev'inden başka bir delil bırakmış olması ihtimalj aklına yim .. Bak toz izine... Kenarlarda çizgi halinde duruyor. Bu seccade yerinden tepreşmemiş... Bana öyîe gelir ki, Gülerciğim, boğuşma olmamış da olmuş gibi gösteriliyor. Peki, sebeb ne? Sebebi keşfetsek, krtili de keş federiz. diye Adnan, şu anda bu mevzuun üzeıinde daha fazia durmak istemedi. Katili polis keşfetsin. Biz buradan bir an evvel gidelim. Çömeldiklerı yerden kalktıkları sırada, gene kızın dikkati gene ölünün göğıündeki saate takıldı. Sonra sobrnın yanındaki kırık saate baktı: İkisi de üç buçuğu ikl geçe durmuş, dedi Bu odadaki mücadele o anda olmuş. Olmuş da saatler kırılmış. Tuhaf! Nesi tuhaf bununT Bilmiyorum. Bir şeyler seziyorum. Fakat şüpheleıimi dile getıremiyorum. Zihnimi top^rhyamıyorum. Çünkü... Devam etmedi. Aklından geçen bir ihtimale omuz silkti. Ya, mendilıni burada unutsaydın? Kenannda mfrkan da var. Al şunu yerden, hemen gidelina.. Başka bir ız bıraktınsa, onu da bozup gidelim. Adnan, saatin yanından mendi gelinee boktu Bilhassa bu sebeble, ona daiı ızler arıyarak etraf lini aldı. •<.).3^ &A: • göz gezdırdi. Gülcrin bakışlan gene kara sa Iki sa tin birden kırılışı dedi kallıya çevrilmiştı. Ölünün astün O da ehemmiyetb bir nokta de de müc dele ızlerı vardı Işporta razh. kravatı sola çarpılmıe ya.. Asıl seccade . Seccadenin dusiyah caketinın sol yakaa yırtü rumuna bak Bu odada. bütün bu eşyanın devriimesine, iki saatin mıştı. korıimasın sebeb olacak bir müGülerin aklından geçti: « Adnanm üstünde mücadele cadele geçmış de. seccade yerinden oynamamış. Muş«mbanın üstünden izi yok.» Sonr», hâlâ ondan şüphelendiği kaymamıs.. Çömel yere göstere Sen buraya k:çta geldin?... Dakikası dakikasına hatırlıyabiliyor musun? Dört buçuktu. Mademki öyle, cinayetten ancak bir saat sonra geldin demek? Öyle otecak, diye Adnan gene müphem bir cevab verdi. Adnan! Bu edam daha evvel ölmüşe benzemez mi?... Kan kurumuş, kahvereng leşmiş bile... Bunlan sonra düşunürüz. Son ra konuşuruz. Arük burada oyalanmıyalım. Aksi bir tesadüf olur, başımız belâya girer. Haydi... Dışarıda fırtınayla kanşık sel halinde yağmur yağdığını işitiyorlardı. Güller, kahverengi perdeyi usulca araladı, kıyısından baktı. Hava da kararıyor. Böyle bir hengâmede kim dikkat «der onlann buradan çıkışına... Gidelim ama, Adnancığım, bu cinayeti kim haber verecek polıse? Tabıî biz veremeyizGene adam, dokundugu eşyanuı üzerindeki muhtemel parmak izlerini mendilile temizlemeğe uğr^ırken a£abiyetle cevab verdi: Elbette veremeyiz. «Herifin kapısına anahtar yatırmıştık» diye bilir miyiz? «Zaten peşindeya.k Bodrumlznnda cirid arbk.» denir mi? «Bugün gene gelip cesedini keşfettik.» demek olur mu? Diyemeyiz ama bunlan, biz haber vermezsek bu cinayet ihtimal uzun zaman meydana çıkmaz Kapıyı çekip gitmeğe vicdanim el Bakımsızlık yüründen yıkılmağa yOz tutan Cıhangir İlyasçelebi Camii, Anıt(1) Okuduğum metinden bu malar Demeğinln ve Cîh^n^ir balkının nayı çıkardım. Şayed maksad moyardımları ile tamir edilmis ve ibabılye kıymetinin %20 si ise bile, dete açıhnıştır. Camiin yeniden tamlr ve ihyası mü ecrebilerin beş yıl kullanacaklaıi nasebetlle dün blr merasim yapılmış. ] mobilyeden havır kalmıyacağma g ö . VaU ve BeJediye Reis VekiU Gokay | ve adına Beyoğlu Kaynnkamı Hayredam Nakiboğlu kordelâyı kesmiştlr. Camiin ve kiraya verenin çok zarannadrr. açıhşını müteakıb bir Mevlid okuttunıtouştur. Fetbi tnaler 3 liraya mahkum OİdH ÖLÜM 1335 aenes! mezunlirmdan emek lzlnsll olarak Türk Dedektlf Bürosu li Muhabert Alaçmak «uçu ü» Adalet Vekaleti tarabayı fından, Fethi Inaler aleyhine Eminonü Akif Teiçeken 2. Sulh Ceza mahkemesinde açılan dara nihayete ermlstir. kısa bir hastalıgl müteakıb Hakkın Mahkeme, büroyu açtnakla Emniyet ranmetine kavuşMüdürune karşı geldiği lddlasını yemujtur. Cenazek rinde buldugundan, Fethl Inalerin 3 23.4 955 buffOnktt llra pera eazajı U* ı»l»ndınlmı»ına eumartesl fünO karu v*rml«ttr. Göztepe KaylfdaJU retfat lnaler, tanru (îyabında vecaddml 10* mıma» rildltlnl v« mOud*nln Emnlyet MUdürOndCB *«J11 Adliye Vekâletlnden alı ralı haneden kaldmlarık iktndl nanua nacağıoı tddU »derck k u a n temylı Beyaııd Camiinde eda edlldikten maa% Eyüb mezarlı£ındnki haıırUnan all* •taektcdtr. kabrine defnedllecekttr. Adnan da ijilerck famur kalıbı Ahnanyanın istanbul Başkonsoloslumuayene etti: tuna tayta e<Blen Von Graevenitz «alı EhemmiyeÜİ bh de'ıfl, dedi. günO ıTarsua vapuru İle şehrimlze geNüshası 15 kurujtuT lecektlr. Tenl Bajkoruolo», esklden Bugfiafin çamuru... SaJcaUının a uzun mOddet TUrkiyede bulunmut oiup Abone seraltl Tfirkly» Hartt yağında mett var. Bu u onun de lyl türkça konusmaktadır. Llra Ki. Lln K* ğil. Bırakalım yerinde, polis istifaTugoslavyadan bir bak •enelîk 42.0t n.M de eder bu çamur kalıbından... Ka heyeti geliyor Altı «ylık tt.j« pınm da bu şekilde açık bırakıhYugoslavyamn Spllt jehrl operasına Üç «yük 12.00 UM bağlı 35 ki»İUk klasik bale heyeti İM Btr ayhk M* şmı ne şekilde tefsir ederse etsin. Güler, nebatı kurumuş toprak M. T. T. Birllji tarafından fehrimlze D İ KK A T davet •dilmiftir t mayırta orke«trajı dolu bir sakaıyı alarak *çık kana 11* lttanbula «elccek olan bale heyetl. Gtatamim fönderilen e m k T» Tuılat dın Snün* yerlestirdi. I tehrlm<»rl«« aoeım Ankara v taâlrd* nesndllsbı »dUmesln Ud« ohuuuf (Arkan var) ' da UtatSOm reıecekUı. tUnlardan mesuiıyet kaiul eaılmefc Abztittıyanm tstanbu] yenl Başkonsolosn CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle