Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtvn" 13 Nisan 1955 SİMLİ ROMÂNIMK Bir Doktorun Macerası Vazan: SOUBtRAN CJf Çevtren: MAZHAR KUNl YUNUS NADl GÜZEL FİKİR YAZISI 19544955 = Resimli Romanımız I lMı GtüB 8MKNÜN r Gangsierler Yatağs f.'*£A*ryrz...s/z t ŞSVL Oİ.UH, Be/y ŞUKALAKI B Inkılâblarımızı nasıl koruyabiliriz ? Yazan: Niyazi Karakâhya (Ankara) PROF NİMBUS'UN MACERALARI: İnkılâblarımızı korumak bahsin yolu açmaîıdır, bu yold?n gidilirsı de tamamen sosyal ve kültürel me belki de bir asır içinde başarılamı selelerle karşılaşıyoruz. Bu proble yacak inkılâblar yapılfbilir. Nitemi halletmek için gerçek realite kim bizde böyle olmuştur. Ancak leri gözönünde tutarak onlar» uy böyle bir gelişimle ferdden başlıyan gun hareket etmeliyiz, ancak bu gelişim arasında farklar vardır şekilde en doğru hükme varabi Birincisinde ferdlerin yükselen küllir:z. Her yenilik buradaki inkılâb türü ile bu seviyeye uygun inkımanasma gelmez, belki de müspet lâbbrı bırbirini tamamlamaktadır, ölçülerine vuıulduğu zaman 'dcal İnkılâblar yaşama, gelişme zeminioldukları kabul ve ispat edılen ni çokça bulmuş demektir. İnkılâb yeniliklerdir. müesseselerini yaratmaktaki hizİnkılâblar, ferdler ve onun top met, ferdlerine ve cemiyete yaygın l?mı olan cemiyet için yapüırlar ve vaziyettedir. İkincisinde, yani bizim onlara bir çok müesseseler kazan mkılâblarımızda olduğu gibi, yudırırlar. Bunlar ıster ferdleri, ister karıdan aşağı gelişimde inkıiâbla yolu hiç bitmez, ilerleme yolunun herhangi bir noktasına ulaşmak topluluğu daha çok ilgilenriirsın, rın tutunması ve yaşaması daha ideal olmak şartlarını teşıdıktan çok güçlük arzediyordu. Çünkü ferd artık inkılâblarımız korunuyor, insonra ilme dayanan kültürün synı ler ve cemiyetimiz inkılâbları an kılâbçı seviyeye de geldik denezamanda meyvalarıdudenebilir. lıyacak kültürel seviyede değildi. mez. Şu halde inkılâbların korunBunun içindir ki ırk, din, d.l gö Şu halde inkılâbîar kimin için ya ması, gelişmesi için tutulan yol ne olmalı, nasıl olmalı? Cemiyet ozetmeden ayrı ayrı cemiyetlerde pıldı ise onları, yani ferdleri ve nun ayrı ayrı toplamı, ferd olunca, kabule mazhar olmuşlardır. Buna cemıyetimizi vakit geçirmeden il cemyeti meydana getiren ferdlerin şaşmamak lâzımdır, çünkü hakikat insanoğlu karşısında birdir ve me dayanan kültürel sahada iler«< vasıf ve kalıtesini yükseltmeğe çadeğişmez. Kaldı ki insanların muş letmek ve inkılâbların yaş,amasına llsmalıyız. Bu da kültürel inkişafla terek vasıf ve karakterleri vardır. uygun zemini hazırlamak lâzım ge olur. Ferdler kültür »ahasında o inkılâb müesseseleri zaman ıçınde liyordu. Böyle bir zemin hazırlan şekilde yetiştirilmelidirler ki ontekâmül ederler, bugün son şeklı madığı takdirde ferdlerde ve ce ar inkılâb müesseselerine yabancı yaşıyan kalmasınlar. Onların kendilerinden ni almışlar, zamanm seyri içinde, miyette o zamana ksdar evrimleşerek gelecek zamanlar için teokratik inançlar ve güdük mü olduklarına inansınlar ve samimî de de son şekillerini alacaklardır. esseseler zaten, doğruyu bulmakta olarak onlara bağlansınlar. Onlar, Şu halde inkılâb müesseseleri don ki kültür noksanlığının itmesi ile Ime dayanan kültür nebzeciklerini durulmuş müesseseler değildir. 01 de, bir demagojinin etrafında top aldıkları nisbette gelişecekler, onlar azife baskısı olmadan girdab ve m?sı lâzım gelen hedefe doğru te lanabilrlerdi. Bu hareket inkılâblar kâmül ettirirler; hatta cemiyet, için çok zararlı olurdu. Bunun için irtınalar içinde tek olarak kaldıkyenılerine SEhib olabilır. Bu netice dir ki bizim cemiyetimizin önder arı zaman da iyiyi, doğruyu, güilerleme yolunun normale giden inkılâbçısı ve onun safında yer » zeli bulma yolunda hataya düşmiahlâk yoludur. Büyük Atatürkün, ccmi lanların tedbirleri sayesinde baş yecekler, en başta gelen yetin en dinamik bütünü olan genc langıçta kara kuv\retin üst men vazifelerinin neler olduklannı bileliğimizin inkılâbçı yetişmesini. ın faatler uğruna ortadan kaldırılması cekler ve bu neler içinde inkılâbkılâbçı olmasını ıstemesi bu sebeb ve doğum sancıları içînde olan ce arı korumak bahsi de zaten bulunacaktır. Nihayet inkılâbların kenden ileri gelmektedir. Acaba cemiyetimizin yenilerini doğurmasına disinden olduğunu hissederek ü>miyetimiz, bu neviden inkılâblara mâni olunması ve sindirilmesi müm kılâblara yabancı kalmayıp onlara sahib midir ki bunlarm yok oimasını, yıkılmasını önliyecek tedbir kün olabilmiştir. Bu tip cemiyet arılacak ve bu ihtiyacı makul düler ve menfaattar olamn, yeni ferd lerde inkılâb müesseselerini yarat ünce kararında bulacaktır. Feıdle cemiyetin yenüerinı doğurmdsı maktaki hizmet ferdlere ve cemi er, bütün cephelerini yetiştırmek na mâni engellerin kaldırılmasmı yete yaygın olmaktan ziyade mu mkânını kültür kaynağında budüşünebilelim, cemiyetimiz böyle ayyen şahsa veya şahıslara mün unca, cemiyet de onhrın datngainkılâblara sahibse bunlar yapıl hasır kalmaktadır. Meselâ bizde ilk ını taşıyacaktır. Nasıl ki bir bidıklan zamandaki sosyal bünvede öncülerle birlikte inkılâbları teksifi lanın tuğlaları, harcı ile bir yapı getıriyorsa ve yapının nasıl karşılsndılar, o zamanki sos bir şekilde bütün şümulü ile icraat meydana yal bünyenin durumu ve gelişımi alanına koyan ve mıllî bir cemiyeti iağlamhk derecesi tek tek tuğ'.aUbağlı ile inkılâblar arfsmdaki münasebet batmaktan kurtaran Atatürktür. O ın ve harcın sağlamhğına derecesi nedir? Bu gerçekleri göz nun üstün zekâ, bilgi ve görgüşü, 5e... Cemiyet yapısı da upkı buun gibidır. Ferdlerımizin ilme önüne serebilsek cemiyetin bün bu hâdiselerin doğruyu bulmaktaki İngıltere birinci liginde Chelsea ve Wolwerhampton takımları şampiyonkık ıçın muca^.ele etrnekt?ayanan kültürel sahada vetişme dirler. Geçen cumartesi günü yapılan karşılaşmada, penaltıdan attığı gol ne CheLsea, Wol\verhampton'u yesini, za'flarmı da öğrenmiş o mahareti, çaresini âdeta bu yolda lunız ve bu işin ilk başlangıcı o bulnu. Bazan bu da yetmez; ha inde iki şarta fazlaca dıkkat et 10 mağlub etmiştir. lan ınkılâblarımızı nasıl koruya yatiarını, omurlerini bu gaye için meliyiz; genisjiğ ne: Meselâ bütün Resimde, çekismeli geçen maçtan bir sahne gör üimektedir. biliriz, meselesini de halletmiş o sarfettikleri görülür. Bu jahislarm erdleri önce ilk tahsil, oonra da ıaha yüksek tahsil kadetnelerine luruz. Cemiyetlerin ilk nüveciklcri dâhilik mertebesine yükjelmesi bu ferdlerdir ve cemiyet ferdlerin trp nun içindır. İnkılâbların yerleşmesi etirebilmek. Burada bütün ferder ve çoğunluk esastır. Ağırlık lamından meydsna gelmiştir. Ferd ve yfşaması için bugüne kadar ya loktası bu çoğunluktadır. Derınlıolmaymca cemiyet de yoktur. Ferd pıl=n müspet hareketlere yeter diine: Ferdlerin eğitiminde kültür lerin bütün cepheleri ile en gen.ş yemeyiz. İnkılâblar geliştirilmek lahasmda derinleşmesıne, ıhtisaslaş manasında ilmî, kültürel sahasında ilerlemeye başlaması iledir ki bu ister, onları donup Kalmak tehlike masma, bu istikamette derinlere korumamız ve yenilerini iden bir kültür bilgislne vasıl na muvazi olarak onlar köndileri sinden lmasına çalışmak. Denebilır ki biiçin cemiyet namına inkılâblaria katmamız icab eder. İnkılâbçı olmüesseseler kabul etmişler veya mak o seviyeye gelmekle olur. Za inci şartın tfhakkuku inkıîâo ve ettirmişlerdir. Kültürel sahada ileri ten inkılâbçı seviyeye gelmek mev müesseselerinin hâkimıyet çoğuncud olanlan evleviyetle korumak uğunu sağlamasına yardırn eder. demektir. Şu halde mevcud ınkı Ikinci şaıtın tahakkuku, ink'lâblacemiyetlerde inkılâbların doğmjsı lâblarımızı korumak ve yenilerini ın gelişmesinde ve yenıierın'n elbu yolla olmuştur ve olmaktadır. e edilmesinde rol oynar. Bu yolla sahib olunmuş inkılâb yaratabilmek için bizim cemiyetiBu eğitim hareketlerinın baş!»nmüesseselerinin hâkımiyetı, ferıile mizin gelişim bünyesine göre ne gıç ve devamı hangi müesseîelerde rin zaferini teşkil eder. Görül'üyor yapmahyız? Cemiyetimiz de inkılmahdır? Ferdin ilk tâbi oiduğu ki burada ilk hareket ferdlerdpn lâblardanberi gelişmekte olan kül müessese, ailedir. Ferd, aı'enin ve başlamıştır. Neticede diyeoiıiriz ki tür hareketleri, şüphesiz ilk bâdi :emiyetin ilk mahsulü ve njvfr.ferdlerin büyük çoğunluğu inkılâb releri, yani inkılâbların kolayca ir. Şu hslde ilk eğitim ve tajim, müesseselerini anlıyacak ve koru yıkılma tehlikesini bertaraf etmişyacak kültür seviyesınde bulunu tir. Bizim cemiyetimizde inkılâbla erbiye aileden başlamalı; aile'er yorlar demektir. Bir de başka tip rın değer ve manasını anhyacak, bu hususta vazifelerinı yapmalıdır. cemiyetlerde ve bizde teokratik kültür seviyesire ulaşmış bir kütle İkincisi, en mühim müesseseıer inançlar ve güdük müesseselerin vardır, gün geçtikçe hem sahasını mekteblerdir. Bu müesseselerin çohâkimiyeti o kadar fazla idi ki bi genişletmekte, hem de ihtisaslaşma ğaltılması ve tahsil imkânlarnm dayette kültürün ilk öncüleri (bız ğa doğru ilerlemektedir. Zaman sağlanması ve kolaylaştırılması h.'T onlan bazan hürrıyet kahraman'.arı zaman ve yer yer bir takım inkışeyden önce âmme makfmlar'm. diye de anarız) bütün uğraşmaları lâb düşmanı zümrenin sesini yükResimde, tepesine yerleştirilmiş bir atomla çalışan makınenin infılak halinde 500 kadem yüksekliğinsonra da yersel topluluk ve fericemiyetimizde anca kufacık geaik seltmesi pek ehemmiyet verilecek ierin vazifesi olmalıdır. Üçüncü dekı bir kuleyi ne hale getirdiği görülmektedir. Geriye ktlan birbirine geçmiş hurda çelik ve beton yığıler açabilmiştir. Zaten bunun için vakıâlar olmsmakla beraber ceminıflır. Tecrübe, Nevadada Yucca yaylasında yspılmış tır. müesseseler daha çok tatbıki hsideal ve olması lâzım gelen mü yetimiz, için üzüntü vesilesi de olyatın zarurî ve ihtiyarî müess'e dan ve uygun vasıta ile meselâ esseseler zamanın seyri içinde böy maktan geü kalmazlar. Buna benleıidir: Askerlik ocakları, me;'pki radyolar ve basınlarla yetiştirüncle cemiyetlerde gelişememekte, zer düşmanların cemiyetin ve onun ve sosyal cemıyetler bu vazıfeyi leıinde ilk kalkmma hareKetleririn hattâ mevru olarak ele alınama bütünluğünü temsil eden devletin yüklenebilmelidirler. Nihayet ie temellerı atılabilir. Bu yoiia mumaktadır. Ferdlerin ilme dayanan haricî ve d&hüî sebebler yüzünden din kendi kendini yetiştirmesini vaffak olunduğu nisbette ancik kültür seviyesı çok garibdir. Bu zayıf bulımdukları ve kritik anlar kültürünü pekleştirmesi ve ihti yükselen vatan ve millî topluluk yüzden cemiyette kendi kendine geçirdiklen zamanlarda bir mikrop saslaşması için gayret sarfetmesi karşısında bulunuyoruz divejilıriz gelisim yolu kapahdır veya çok ya gibi üreyip inkılâblsrı çökertebile kendıni cemiyete faydalı olacak şe Bu durumlar karşısında 'nktlâb!*vaştır. Bu tip cemiyetlerde gelişim cekleıini veya gelişimtni önliyebi kilde yetiştirmesini vazife bilmesi. rımızın tehlikeye düşme=i endişes: Ayda 46 saat ders ücreti 20 Liradır. hareketlerini ferdden beklemek fay leceklerine bir ihtimal payı ayır Bu haller dışmda zaman, mexân, ortadan kalkmakla beraber onları Iyi derecali mezunlara iyi şartlarla iş bulurur. riasızdır. Şu halde böyle cemiyet mak zarureti vardır. Kültürel sa yaslılık ve imkânsızlık j'üzünden geliştirmek ve yenilerini i'âve etAAres l.â'p'î Kpmalna*n Ainh Anaı,nlcı>n C ari Vo. lere yuka.ıdan aşağı bir gelişim hada bütün cepheleri ile ilerleme nüfuz edılemiyenlere. en iolay .cl mek mümkün olur. 1 Ertesi gün saat 9.30 da hastanede idim, Maryan staji)] yerlerin arasıns karışmı? bana gülümsüyordu. Fakat tuhaf değil mi, kalbim fazla atmıyordu. Endişem zail olmuş, rahatlamıştım. Hemen M. Teze'nin yatağına koştum; başkası yatıyordu. Teze ölmu}tü. Buna da hayret etmedım. Sanki bu adam benı Maryania tanıştırmak için orada bulunuyordu. Artık vüc u d ü n u n Tnan&m VaİTTtamıgfr ^iinün $esimleri I 9 Yoklamadan sonra Maryan yanıma geldi: Hastanenin raorguna gitmek istiyordu. Gidip gördük. Teze'nin cesedi orada idl Bu adam ölümü Ue bile bana son bir iyilık etti: Ağlayan Maryanl tes»lli etmek fırsatızu verdL 3 Yukarı çıktığımız zaman her günkü harekete kapıldık... ' Patron viziteye başlanus, v» Teze'nin yerini alan hastanın ya'nına gelmi$ti... Benim aklrm başka taraflarda idi. Daima MarI yan'a bakıyor ve onun hüzünle gülümsediğini görüyordum. 4 Teze'nin bir gün bana söylediklerini işitir gibi oluyorl Idura. Bana demisti ki: «Bazı insanlar çamurda yürüseler bile | üstleri kirlenmez Maryan onlardandır. Onda sahte hiç bir taI rai yok. Heride ikiyüzlülük ve bayağılıkla karşılaştığınız zaman anlarsonız...» Patron, öteki hastaya gider gitmez Msryan'ın ya' nına yaklastım Ne kadar mesuddum... Bütün hayatımı böylece I yanınd» geçireceğimi biliyordum. (Arkası var) ve SEKRETER KURSLARFnda Türkiyede neşri hakkı yalnız'gazetemize aiddir. «CLMHURİYET» in Tefrikası: Hususî uçaklan için. Burada hiç bir ithalât ve :hracat şirkeünin, kendi ihtiyaclarında kullandığı hususî uçağı bulunduğunu işıtmemiştim. Paket postanesi necihk? Yoksa bu şirket. rak'blerinden daha modern çahşıyor da ondan mı? Mac Pherson, elini yanağmda gezdirdi, bir yudum cin içti, açık mavi gözlerinin üâtüne jzkapaklarınj hafifçe indirerelt sordu: Bu Van Long'u tanıyor musunuz? Kım olduğunu bıliyor musunuz? Ne gezer!... Yeni patronum. Kendisini bir akşaro. evinde gördüm 'ipr>ı bu kadar! Bu sdam, Portekizli bir ana • ile Çinli bir babadan dünv^va ffelmiş b'r melezdır l'zun zaman Formoza'da va=^nıktan sonra, 3947 de HongKong'a verlp«~ri'<:ti'" Fir^r^tle maliyeciliği. Çang Kai Şek'in Maliye Nazui ve kayınbiraderi olan hayh sermayedaıların sığınakları ! burasıdır Bu yadigârlar, HongKong'u bize urub eksiğine bağışlayan Nankin muahedesine, mal bulmuş mıgribî gibi sevindıler. Yıldaşlar ikt:dan ele aldıkları zaman, bunlardan niceleri HonşKong'a sığ:nmağı nimet bildiler. Bugün Pepulse Bay güneşinde van gelip keyü çatan nice kodaman milyoner var ki; barsakları deşılÇevıren: HAMDİ VAROĞLU miş halde yırtıcı kuşlara yem diye atılmış bulunacaklsrdı. T V. Soong'un maiyetinde küçük ile yapnıak durumundadır. Peki Mösyö Van Long? bir kâtib olarak çahştığı sıralarda Yoo! bu muhakkak degıl... Siz Mösvö Van Long ha? Şu sizin öğrenmiştir. de dikkat etdmişsinizdir, burada, Çang Kai Şek adını duyunca, her ne mal üzerine olursa olsun. habac?n Mösyö Van Long... Bizim Francis kulak kabarttı. Mösyö Van her kimle olursa olsun .ılışverış. bara devam etmez ama onu bir Long'un mazisi ile, kendisüıe sor dünyamn başka her yerinden daha gün eörmüştiim. Hattâ bab^ini çok duğu. siyasî kanaatleriniz faşizm fazla nisbette yapılır, dostum. Pa dinlediğim için. mendeburun secied°Hilivorum!... lehinde midir yoksa komünizm le ranm kokusu olmaz. bir gram al vesidni tahayyül İşini bilii" bir tüccar oldıığu muhakhinde midir yollu sual arasında bir | tınm kıymeti bir maşrapa kanın kak .. Fakat öyle pezinliyorum ki, münasebet aradı. Mademki patro 1 kıymetinden fazladır. nu vaktile Formoza'da yaşamış ve ' Biz bunu Avrupada, iki cihan asrî Çinlilere ceb feneri ve saç Soong'un emrinde çaliEmı^tı, belki | harbinde de gördük. Tnrafsız mem mas=M satan bir tacirden dahi ileri de bu adada sürgün yaşıyan mare ] leketler, muhasımlsnn her ikisile bir adam. Mademki simdi onun maivtt'ne cirdiniz. b=Vkında çabuşalm sadık adamlarından biri jlade gizli gizli alısveriş ederek t:ka cak kanaat edinirsiniz. tılirdi. basa doydular, ceblerHi dövızle * *• Francis daha ağzını açmağa vakit \ doldurdular. Sıhhatlerine geberip Fr=ırcis HarnoH otuz beş yaşınbulamadan, Mac Pher=on. onun sor giden zavallı buHpİRİar'n k™mikleri da idi. Fransanin kurtuluşundsn mağa hazırlandığı suale cevab "er üstüne servetlerini bina ettiler! snnra, iyi aileye mensub olduğu di: HongKong, bir bakıma, As söylenen bir genc kızla evlenmiş Van Lcnt. r'cisan rivayetlere yanm İsviçresidir. Bizler burada, ti. Tayyare subayı üniforması ve çore. Mao Tse Toung'dan ziyade Taipeh milHvetçilerile Kanton kı gösterdiği yararlıklar, kızı cezbetÇang Kai Şek taraftarıdır. zıllan arasında tarafsızız; bezir mişti. Genc kız, Georges Ohnet'nin O halde, bu adamm siyasî ka gânların, kaçakçıların, casusların roman kahrpm?nlarmdan biri gibi. naatlferi ticarî menfaatleri üzeıinde barındıkları •elâmet limanı; malla Dinae aHını ta^ıvnr^n T'' 1 : *;T a müessirse. tahmin ederim ki, alış rile canlarını İnşiltere tacuıın saye pabları onu Didi diye çağmyorlar verişlerini Pekin'le değü Formoza sinde barındırmağa gelmış Şang dı. Diane, on beş yaşındanberi bütün ' fantezilerini hoş gören zengin, dul bir fabrıkacımn şımartılmış çocugu idi. Büyük mirasa konacağını bi en, kibar muhite mensub aile kızı olarak, cazibesine bir de gurur ekliyordu. Francis ile evlenmeden evvel iki âşıkla düsüp kalkmış. ıkisini de çabucak kâr ve zarar hanesine kaydetmişti. Francis'nin uzun süren gaybabetleri, hiç baskıya gelemiyen. hele kocasmın ucuş saatlerine ve ?ık sık ypptıcı seyahatlere hiç tahammülü olmıvan Didi'nin hosuna gıtmemişti. Sık sık kavgalarla geççn iki sene evl'lik hayatı va?adılar. 3u kavgalar, Francis'yi çileden çıkartıyordu. «Ya tayvaren, ya ben'» diye hulâsa edilebilecek ültimatom larla biten bütün bu kavaalardan sonra. boşanma mukadderdi. Did: sevçili kocasım. bulutlarına ve uçuslarına iade etmişti. Francis. bekâr kslınca. denizcilerin klasik formülü gersğince: «Her hava limanmda bir kadın!» la oir çok maceralar yaşamıştı. Rahavetli Hindicinî kızlarile, Singapur'da Malezyalı Üniversite kızlarile, şair ruhlu daktılo kızlarla, arttıranın üstünde kalan kocadan boşanmışlarla gönül eğlendirmişti. Bunlar, maddî hislerini tatmin eden. kalbini do\"urmıvan. yarını olmıvan gecıcı br ve?IerHen. net cesiz k=ilmağa mab kurt) sevda oyunlarından ıbaretti. Francis, Asyada, yan a; yaıı tok Darling, hoşuma gidiyorsunuz! yaşamakta olduşu dört aydanberi. ce bir dansingde Laxigirl olarak gönlünce bir maşuka değilse bile, çalışmış, namusile fakat fakir ya Ben henüz kızım .. Bekâretimi size sefaletine acıyan bir genc kız arka şamıştı. Avrupa veya Asyalı yaban fedaya hazınm... daş bulmuştu. Kızın adı Nina Wong cı erkeklerle çirkin maceralara «iüFrancis, ondan daha aşağı kaldu. Yakında ölen babası, Mançurili ıüklenmesine ötedenberi gururu mıyan bir açıksözlülükle mukabele bir münevverdi; annesi de, Nina mâni olmuştu. Bir yandan baba etmişti: mn altın bir nadalyon içinde, boy sının iradesine, tahakkümüne, oir Darling, teklifiniz beni son nunda taşıdığı fotografa bakılırsa yandan da Rus asıllı annesinin köhne romantizmine ve duygululuğuna derece mütehassis etti. Ne yszık ki çok güzel bir Pus mültecisi idi. Asben, gelinlik bir kıza lâyık erkek yalı ve Slav kanlarınm bu halita tevarüs etmiş bulunuyordu. kayalıgında Nina'yı. kalantor, zengin tüccarlar değilim. HongKong sından, çok güzpl bir kadın örneği baştan çıkarmak istemisler. ona ev karaya vurmuş bir enkazım. Doğmeydana gelmişti. Nina. babası gibi uzunca boylu açmağı teklif etmişlerdi. Fakat o, rusunu söyliyeyim. siz benim gibi annesi gibi esmerdi. Gözleri gök bu teklifleri hor görüp reddetmiş bir biçare uğrur'la, hayattaki kayakut renginde idi; iğri kaşlan. ti. Ben ancak sevdiğim erkeğe tes zanc imkânların'zı feda mevkiine yüzünün şarkkâri hüviyetini art lim olurum, bu erkek ister prens düşmekten çok dsha fazla değer tınyordu Çok kıvrak, çok narin olsun, isterse dilenci olsun, diyoı ifade eden bir in=9nsınız. Ben, sizin vücudlü idi. el ve ayak bilekleri du, bu adam, Francis olarak kar parmsğmıza ni'âh yüzüğü takmağl gayet ince, elleri fevkalâde güzel şısına çıkmıştı. Francis ne prens teklif federsem, size hakaret etmiş di. Francis'nin, bir görüşte ona â ti, ne dilenci, ama kıtkanaat ya^ı olurum. şık oluşunda saşılacak bir şey yok yan bir kadın için de ideal ta'.ib Nina. Francis'nin elini okşayatu. Nina, HongKong'un bonmar değildi. Francis, Nina'yı akşam yemeğine çağırmıştı. Biriblrlerıne bir rak, cana yakın bir tebessümle son şesi olan bayük sincere mağazalasözünü söylemişti: rında çalışıyor. Avrunakâri esvab havli sırlarını açıp derdlerini döktükten sonra, yemeğin sonunda, Ni Parmpğıma yüzük takmaktan lar, iç çamaşırları. daha başka gibahseden var mı size? yim eşyaları satın almak istiyen na şöyle demişti: Münasebetleri, kolelikten, aldaÇinli bayanlara, tavsivelerde bulu Manen ve maddpten hoşlanmanuyordu. Orada tanısmıslaHı. dığım bir erkeğin bir milyon tael ' tıcı vaidlerden âzade. dört aydanNina, Mukden'da doğmuştu. Yir de verseler. koynuna giıemem Sa beri devam çdiyorHu. Nina, Çinli mi dört yaşında yetim kalınra. rı benizli, maymun surath bir şiş bir dul kadının evinde vatıp kaltahsilini yaptığı Pekin'den ayrıl ko ile debdebe. dârat içinde yaşa j kıyordu. Kadın. onu evinde barınmış, cenuba, Kanton'a gelip yerleş mdğa, sefaletimi tercih ederim; be i dırdıktan başka, kend sine ana gi mişti. Vaktile, Kwang Tung yerlı ni nadide mücevherlere, pahada a bi de bakıyordu. Francis, Van Long lerinden olan dadısından Kanton ğır ta«!ara garkedecek ds olsalar! la konustııshıiun ertesi günü, SİFraıvis. Ninfe'nm si'.niünü ilk an1 na'ya tpl»fon etmiş, sevmcle haber dilini öğrenmiş olchıçu icin. orsvı tercihinde bu da bir sebeb teşkil da ce/betmışti Genc kız. ın^anı şa I vermi$u: etmişti. sntan bir samimiyetle ona şoyle (Arkası Kimsesiz, himaywiz, parasıt, ön demijti: