28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ft Msan 19SS I^IIIIIUUIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIlllllllllllllllllllllll^HIIIIIII IIIIIIIIIIIIIIIIIINIIIlllllllllllllllllllMIIIIIIIMIIIIIIIIIIIItllllllllllllllllllllllllMIMIMIIIIIIlH ıııınıı , IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIII IIMIIIHII lllllllllltl llllllllllllllllllllllll IIIIIUIIIIIIIIHIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIKT iAmerikada Âiom bankası ChurchilFin püroları viski ile dolu imiş | kurulduğunu biliyormusunuz? j = I Siyaset hayatından çekildiği şu {ünlerde Churchill'in uzun zaman »aklanan bir sırrı açıklanmıştır Çoktandır siyasetçileri olduğu kadar sigara imalcilerini de meşgul eden bu sır, büyük bir adamm küçük zaaflarından biıine, belki de göıüş itibarile en mühimmine aiüdir. Bilindiği üzere Churchill, puro tiryakisidir. Purosunu ağzından eksik etmez. Her göründüğü yerde dudaklan arasında kalın bir puro vardır. Sanki yaprak sigarasını, ihtiyar siyaset adamı kendine alâmeti faıika yapmıştır. Fakat bu sigaralardan ekseriya duman çıkmsz. Uçlarında yandıklarına dair bir emaıe yokîur. Dumansız puroların büyük ekseriyeti yanmadıkları ıçiu de bütünlüklerini muhafaza eder. İşte bu hal, herkesi ve bilhassa vütüncüleri yıllardanberi merakla bırakmıstır. İkinci dünya harbi senelerinde daha çok farkına vanlan dumansız puroların harbden sonra da Churchill'in ağzından düşmedıği görülmüştür. Yanmıyan puroya düşkünlük, son günlere kadar ihtiyar adamın sırrı olar?k kalmış. fakat yaşı ıcabı, Jİyaset sahnesinden çekilirken açığa vurulmuştur. Bu açıklamaya göre Churchill'in fimdiye kadar içtiği puro değil. puronun içinde bulundurduğu viskidir. Yaprak tütünile sanlı boş kılıfın iç: viski ile doludur. Churchill. hu şekikle halk tarafından farkedilmeden yudum yudum viskisini slmakta ve puro içer görünerek emdiği viskinin tadını çıkarmaktadır. Yaşlı adamın bu zaafını bilen dok torlar, işe müdahale etmemişler, hattâ içkinin sıhhati üzerinde vaptığı tesiri iyi karşılamışlardır. Çünkü viski, Churchill'i yıpratacağı yerde canlandınp neşelendirmektedir. Aralannda Churchill'in vis pirleşik Amerikanın bir senede atom bombaları imâli için milyarlarca lira sarf ettigine j | bakanlar bu paralarm harb çıkmazsa heba edilmîs olacağmı ileri sürü""0 \ | alâkahlar «hayır, bu aton\ enerjisini sulh icin kullanacağız» dediler | Atom bankası kurulmuştur ve işlemektedir. Bu bankanın sermayesi hergün artmaktadır! Bu iddia beik; ilk nazarda hayret uyandıracaktır. Çünkü böyle bir bankanın mevcudiyetine dair resmi bir açıklama yapılmamıştır. Fakat ilim adamlsrı bu hususda şu malumatı vermektedirler: " Birleşik Amerikanın stok etmekte olduğu atom ve hidrojen bombtları dünyanın ilk atom bankasını teşkil etmektedir. Bir tecavüze karşı hazırlanmış olsn bu atom silâhlarındaki atom enerjisi katiyen kaybedilmiş değildir. Bu enerji stok edilmekt t j : . . Dünya barışa kavuştuğu ve silâhsızlanmaya doğru gidildiği taktirde, yığılmış olan bu atom ve hidrojen bombclarmdaki enerji çıkarılacak ve bu defa sulh işlerinde kullanılacaktır. Eunun içindir ki, atom bankasırım kurulmuj olduğu ve işlediği kati bir şekilde sövlenebilir.» ^ :•; sj; Son 24 « a t larfınd» |*hrimlı Jandarma mıntakaUrında 4 kıı kaçırmı hâdis«»l cereyan etmlf faillerden Wçbiri fle gfçmtmijtir Bakırköy ka?sının Mahmudbey nahiyesine bajlı Yenlbosnı kövü halkın dan Yalrub Eserden, Jandarma karaZamanımızın ekseri büyük l i b c koluna bajvurarak 19 yasındakl kııı Sevim, Giine;ll çif1lif:ndo oîuran Ha. j raüeri gibi halkın bağrından çıksan Gebeler tarafından zorla ve ölüm I Jııyan bir büyük liberal daha vartthdidi altında kaçırıldığını iddia et ; dır. Adı, Roosevelt, Attlee, Stevenmiştir ; son, hattâ Briand ile Stresemann Bakırköyde Şenlik mahallesinde BaJ lar mevkiinde oruran Sphrive Uğur is isimleri yanında bu siyasi mezhemlnde 16 yaşında bir kızın da, F'.or bin öncüsü diye geçer. Lâkin onyada Cami ıoka{ında otııran Sakir lardan farkh snob ve müreffeh bir Dalcılar isminde bir genı,ie ksçtığı ailenin oğlu oluşundandır. haber »lınmıj. her iklsinin aranmasıKeyif ehli ve adeta İngiliz yetişr.a başlanmıstır Beykoza bajlı Ömerll kövj halkın tirmesi bir babadan kabiliyet ve dm Tiaımi Alberin de. İR yssıpdı Tr zekâsım almış olan oğulun Ingiltebay Bayar isminde bir kızı zorla ka redeki tahsili de kibsrlar sımfına çırdıjı, kızın babası tarafındsn janri=ır maya bildirilmij, bunların da arsn mensub kimselerin oğulları arasında geçmiştir. İngiliz zadegânı, bu masına ba;lanmı;tır Yalovaya b*{lı Çiftlik köyü saktnle Hind asilzadesile Harrovv ve Camrlnden Sükran Canıter Ismlnrle 20 >a bridge'de tanışmış. okul yıllan esIinda bir *ızın da. gpne aynı jeMld* nasmda ona istediğinden fazlasıru Müstecab Alpla arkadaşı joför Ramaran Aktürk tarflarından zorla kaçırıl vermiştir. dıjı, kızm babası Nureddinin müraLâkin yurda dönüş, İngilterede catinden anlajılmıjtır jandarma bun alınanın posasını çıkarıp attıktan ları da jiddetle aramaktadır sonra asıl kalanın Hind cevheri ol Nüfus sayımı hazırlıklan duğunu ispat etmiştir. İşte Nehru Dün <aat 15 t* Vlltyett* Vali Mua için İngilizlikten kurtuluş burada, vini Vefik Kltabcıgilin riyasetinde, bu cevhere kavuşmadan sonr» ba}nüfus layımı hazırlıklarım cpaniz» atmak v» numerota] lşlerinl görüşmek lar. üzere bir toplantı yapılmıştır. Gandhi'nin o cevheri işlemedeki Bu toplantıda vilâyetimiz kayma tesirini, yurdda kabaran milliyet kamları İstatistik Umum Müdürü, İsduygusile izah gerektir ve hakikaten tatisrlk Umum Müdürlüğü müşavirleri v« Nüfus Istatistikleri Müdtirü hazır de öyle olmuştur. İngiliz preştibulunmuşrur. jinden dişli bir düşmanlık doğmuf Hollanriucia Amsterdam şehrinde mahalli idarelere bağlı çöpçülerin zam taleblerinin reddetatatlstik Umum MUdürü Seflk | manevî silâhlann hepsi ile o düşdilmesi dolayısile yaptıklan grev üzerine, askeri birlikler yardıma çağrılmıştır. Inankur bir konujmı yaparak teknlk manlık beslenmiştir. lzahat vermiştir. Resimde, askerler Amsterdam sokaklarındaki çöpleri topîarken görülmektedir. 1929 dan 1940 a kadar partinin en Hazırlıkiarın hıılandırılacajtı. numerotaj ijlerinln haziran kadar tamamlanacajı bildirllmektedir. Malurc oldufu üzert aayım ekim ayında yapılacaktır. kisiz yaşıyamıyacağını dahi söyli den bir şey kaybetmemiştir. Onlara yenler vardır. Bunlar, viskinin şifah göre bu nikbinlik duygusu ona bir içki olduğuna inanan ileri gö viskili purolardan gelmiştir. rüşlü doktorlardır. Churcnill, vis Her ne olursa olsun, şimdi açıkkili puroya alışalı hayli zaman ol lanan sır, Churchill'e aid özellikler muştur. Hafızalarmın kuvvetile ö arasında hem pek sevimli ve hem vünenler. bu alışkanlığı harb önce de pek alâka çekicidir. Onun viski sine kadar götürmekte, diğer bir düşkünlüğü efkidenberi bilinmekle kısım meraklı ise başbakanın vis beraber bu kadan 80 inci yaşını ki tiryakiliğine, harbin sıkışık gün idrakten »onra öğrenilmiştir. lerinden kalma ıtiyad demektedirSabahları viski bardağına yapışler. ^ ' tığı bilinen Churchill'in bugün ne Fakat ikinci müşahedenin daha o bardağı elinden ve ne de purosuçok akla yakın olduğu anlaşıhyor. nu ağzından bıraktığı bildirilmeZira Churchill en badireli gün miştir. T. A. lerde dahi neşesinden, nikbinliğin Başkan Eisenhower lerde verdiği beyanatta, geçen Birleşik Amerikanın bir sene zarfında a nıevcut enerji buluı m<ıkta<tır.» sı inşa edilmektedir ve bursdan tom bombaları imali için 40 milYüz seneye kadar düny, nuiu hütün İngiliz fabrikalanna atomyar Türk lirası sarfettiğini açık sunun 6 milyarı geçeceği 'ahmin dan elde edilmiş elektr:k enerjilamıştı. Bazı kimseler bunun edılmektedir Dünyanıiı son ZÜsi dağıtılmsı beklenmektedir. «kaybedilmiş para» olduğunu id nı?iılard? enerji ihtivaçıar: son Bırleşk Amerikada da ilk atom diaya kalkışmışlardır. Harp çık deıece artmıştır. Yarjılan statis elektrık fabrik^sının temlleri 6 madığı taktirde bu bombalar için tiklet gösteı miştirki son üç tıe Eylül 1954:de Başkan Eisenhovver sarfedilen paranın hiç bir işe ya sil, evvelki y:rmi nesil kadar tarafından atılmıştır. ramıyacağmı kaydetmişlerdir. enerji sarfetmiş. kömür kulianAtom iptidai maddesi uranBunun tamamile yers:z bir id mıştır. Birleşik Amerikada 1920 yumdur. Fakat kömür ve petrol dia olduğu şimdi belirtilmekte den bu yana safcrlilen kömünin gibi bu da kısa zamanda bıtebiÇünkü stok edilmekte olj.n atom miktan dünya bilindiğinden beri lir mi? Eksperlerin yaptıklan ve hidrojen bombslarınd.ıkı a istihsal olunan kömür miktarı araştırmalara göre dünyada 6,000 tom enerjisinin tekrar kullanıla na müsavidir. 1940 yıhndan bu sene yetecek kadar utanyum bîleceği ve barış prog amıaıının y^na da sarfedilen petrolün mik mevcuttur! tstbikinde gelişme!>r'.n biylt! k tarı, petrol ilk defa kullanıHığı #** 1> elde edileceği iiâve erti'mek^e günlerden 1940'a * kadar istihsal Fakat şimdiden şu suali sorandiı edilen miktarın yüzde ellisinı larda yok değil: Atom demek uraııyum demek teşkil etmektedir. « Ursnyum geçmiş bir devtiı" Bir kilo uranyum neve yaDiyorlsr ki: Bu vaziyette 1957 rin madeni değil mi?» rar? Bunun cevabmı kısaca şöy senesine dosru yeni enerji kayNeden bu suali soruyorlar? le veriyorlar: naklannın bulunması elrcm ola Ek?perlere göre, bilhasâa h.cro« Bir sigara ^aketinl doldu caktır! jen bombasınm imahnde kulla• *» racak k?dar uratııum ile b ; r nılan Lithium pek yakın bir zaatom treni 5 defa dünyayı döneŞimdiden İngilterede ve Bir manda utanyumun yerini alabilir! Gene bu kadar uranyumla leşik Amerikada bazı evler ?tom caktır. Lithium madeni, Spodu100.000 nusuflu bir şçhir bir bu enerj:si ile ısıtılmaktadır Fakat men mdeninin icinde bulunmakçuk ay ısıtılabilir! Ya^ıİJin araş daha tecrübe safhası aşılmış de tadır. Spodumen madenlerine tırmalar göstermiştir ki bı'r kilo ğildir. Hlen İnpilterede CaHer ise B rlpşik Amerikada, Afrikauıanyumda, 2600 ton komiirue Hall'de bir atom ene:ji fabrika da ve K=tnad:da rastlanmakta dır. Bu zengin Spodumen maden lerinin Kanadsda bulıınduğu tesbit edilmiştir. Orada Lacorne eya leünde geniş bir sahada araştırm;iar yapmakta olaa (Quebec Lithium corporation) 15 müyon tonluk bir spodumen madeni rezervasma sah;p oldujunn gizlememekte ve aync» dertaılerde de araştırmalar yapmamı^ olduğunu lıatırlatmaJîtadır. Umumî kinaat şu merkezdedir ki. çok kısa zamanda uran\um da kömür ve petrol gibi eskimış, bir enerji kaynağı haline geiecek. yerini Lithium ve benzeri (harika) madenlere terkedecektirAtom bombası, daha sonra Hidrojen bombagı ve nihayet Kobalt bombası! Uranyum, Lithium ve Kobalt madenlerinin husule getirdiği bu silahknn yanı başında. dünya barısı ve medeniyetin Inkiçah için elzetn bir çok keşifler de mevctıttur. Tecaviiz tehlîkesinin tBmamile kalkraası ile bütün bu (harik» madenleri yalnız insanın refahı için vazife Hami S. liillllJltlllllllll1llllIIIIIMItllIlirillltllf]|ltt;i[MliriFMIIttl[îMlllllMlUtllll!ll11MlllfT1MtM)IMTTMirMIlliri11IIIMirMMtfl1MlllllltMltllIIIIMllllllMMIM<rFE 4ril)IIMI111lflltMMItllltllll>lttttllMIJttlMJi1IIMrMl]lllilIllllllltlliiritl|}tllllttlllllJ1IIM3IllflllIllitllllttttlilllflltlffllfTlllltlllllllllMtMMIUIİIIIIItiniFFİ 24saa!fe4kızkaçırma vak'ası oldu BEYNELMILEL PORTRELER PANDİT NEHRU düşünülen haytttan başka törlüdür. Fakat hiç bir zaman Gandhinin hayatı da değildir. Her tabah kalkar kalkmaz ıimnaîtik yapar. Bu gırada üç dakik» amude kalkarak başüstü durur. İşine yedi buçukta baslar. Lüks dütkünü olmaman, fakirlije özendiğini igpat etmez. Yani lükı aleyhtarlıftı özenti değil. samimî inanadır. Zaten sosyalist alridelere bsîlı bir hükumetin başkanı olarak höyle şeylere kıymet vermemesi tabiidir. Çok çalıjır. Sabarun T30 unda bafhyan iş öğlenin ikısine kadar devam eder. ÖŞle sonu faaliyeti d* ekseriya çece yanlannı bulur Gün de 120 »igara içtiği olur: f?kat bu »igaralann çoğunu bir iki nefesten sonra atar. Büyük kızı tndira ile torunlanıu anak tıraş olurken eörehilir. Ar«sıra İndira'nm onu sinemaya aötürdü&ü de vakidir Fakat Şarlonun filmlerinl hiç kacırmaz. 1936 da kansı Sldükten »onra tekrar evlenmek için niyet eöftermemiştir En yakın rfnstu kızkaHesi Kirshna'dır. Bayan Roosevelt'in dediği gibi zamanımızın en zeki ka'dınlarından olan Kirshna N^hru, siyagf temayülîeri itibarile biraz sağa doğrudur. Hindistand» bulunduŞu zam^n, larda Nehru'ya içtimaî vazifslerin, de yardınıalık eder. Gerek ev sahibeliği v« gerekse misifirliklerde Böıterdiği incelik dolayısile Lord Mountbatten'ta | u sözüne hak kazanmıjtır: «Zarafet ve kibarlık tim«li» Nehnı'yu bir tneiliz aristnkratma benzetenler ekseriva «u müşahedeyi gözönüne getirirler: Sofrada u»aklardar birinin corba kâseaini devirtnesi! ^nzara "1^n hâdise e tfin Nehnı'y= ^ " " i V '*r felâket Rfbi g8rünmO»tiir. Tıokı, Oscar Wilde'in sofr»l»nr.da görüîen kıyametler gibi... Gece geç vakit Baıbskanlıktan döndükten sonra dahi Nehru'nun işi bitmemiştir. Okumaya ayrılan zaman geceieridir. Bazan bu zamanm saat 4 e kadar sürdüSü olur. Uyku için ise üç ili dört saat kâfl gelmektedir: Siyasî veçhesini şu dört maddeda hulâsa edenler çoğunluktadır: 1 îdealist <3e&il. rsalisttir. 2 Kcmünist değil, soıyalisttir. 3 Ne Do*unun ve ne de Batmın düsmanıdır. 4 Millivetçiden ziyade Hind istiklâl hareketinir. müme??ilidir. Tolun Alptekin ileri safında rahşmıştır 1933 te Gandhi çekildikten sonra partı başksnlığma seçılen Nehru Hindistandaki İngiliz hapisanelerinin devamlı misafirleridendir. Sık sık tekerrür eden hapissne müdavimliği ne bir mazlum rolüne düşmek için sebeb ve ne de bsşına gelenlerden dolayı Britanyalılara karşı bilenen dişlerin can havliyle geçirilmesine vasıtadır. Vakıâ İkinci Dünya Harbinden Hind istiklâlini koparmak için faydalanmamış değildir ama her ?eye rağmen İngilizlerin ardından vurmak gibi bir fırsatçılığa da düşnvemiştir. Serbest bırakıldığı 1941 senesinde, genel vali Lord İrvin'in yerine geçen Mounbatten tarafından ken disine Hind hükumetini kurmak vazifesi verildiği zaman, bunun ve Pandit Nehru'ya şimdi «arabulucu» denmesinin sebebi de iki taraf ararilmiş bir vazife değil. alınmıj bir sındaki çekişmelere karfi takındıjı hak olduğunu biliyordu. tavırlar dolayısiledir. Şu sörü, bu Hindistan eğer bugün avantajla tavırlanna dokundugu nisbette m»rını kendi tarafında topladığı bir na kazanmaktadır: statüye sahibse, onu evvelâ Neh «Ben, Doğu ile Batının garib ru'nun basiretine ve sonra siyabir halitası oldum.' Doğu için hissetinde gösterdiği muvaffakıyete settiğimi, Batı için de hissediyoborcludur. Böyle bir işi, bahusus Hindistan gibi bir memlekette zararsız bir neticeye bağlamanın güçlükleri aşikârdır. Nehru'nun hustıst hayatı umumiHiç düşmanı olmadığı göylenen yetle idare ve »iyaset adamlan için Sirked . Küçükçekmece elektrifikasyon çalışmakn devam ediyor Dün bir sab«h fazetesinde, Sirkeci KUçükçekmece. elektrifikasyon tesislerinin imar plânına aykırı bulunriuğu ve bu sebebden isin gecikeceği bildirilmiştir Aldığımız malumala göre elek'rifikasyon tesislerinin ikmaline devam edilmektedir Amellyenin Imar plânına uygım'.uğunu »ağlamak amacile Belediye tmar müşavirleri ile D. D. Yolları mühendisleri arasında isüsareler müsbet sekilde neticelenmek üzredir. BU AKŞAM SÜNER SİNEMASINDA itina ile Uzun zamandır hasret kalınan müstesna aile dramlarından biri. Fevkâlade dublaj edllmi? TÜRKÇE sözlü bir film ASK UCRUNDA İtalyanların en kuvvetli dram san'atkârı ELIZA CEGANI Anne rolünde. Diğer baş rollerde: FAUSTO TOZZI, MARGOT HIELSCHER ve FRANCO FABRIZ1. Maceraperest bir evlat... bu genci şüpheü işlere sürüklemek isteyen azıh bir gangster, mütevazi aile ocağını beğenmeyen havayı fakat iyi kalpli bir gelin. Binbir entrika ara sında, evlâdının hayatını. saadetini korum ak için ölümü göze alan öir ANNE... Seyircilere unutulmaz anlar yaşatan MER HAMET filminden daha dramatik bu eseri kaçırmayınız. Ursula da döndü, ikisi de Oli suı bir tatlıhk gelmifti. Sonra Ur yordu. Kara ağsclarm alündaki şu ver'e şefkatle baktılar. Oğlan Ali sula'ya döndü: beyaz taş sırada kaç yaz oturmuşce'e sevgiyle gülümsedi. Ursula'nın «Bahçeyi görmek ister misin, tu! Kuşlar gelsin de yıkangın diye göğ?ü kabarır gibi oldu. Sevgisi, şekerim?» diye sordu, «Pek güzel yapılmış havuzu kaç bin defa dolsevinci, tesellisi hep bu çocuktu, leşti şimdi, Bakarsın yarm bu gü durmuştu! Ağaclara vuran şu berkendi çocukları değil. Anasmı .ba zelliği kalmaz.» rsk sonbahar güneşini küçüklüğünVjasını, kimin nesi olduğunu bilmiOliver hemen Ursula'nın yanına denberi görmüş, odasının pen:ereyor diye acımıyordu artık ona. Oyardım etti sinden şu yamaclara kaç kere bakliver'e karşı duyduğu yakınlıkta koştu, Kalkmasma mıştı! ncımanın payı yoktu. Başka oir Daha küçük bir çocuktu ama, bir kadmın yardımma koşan erkek haİçinden gene: «Evim!» dedi. «Beşeydi bu, gene sözle anlatılamıyali vardı. Ursula gülümsemekten nim evim burasıîi cak bir şey. Hayallere, kedere ve 'çindeki kendini »lamadı: ama. birinin böyUrsula, daha önce de belki bin le üzerine titremesi de hoşuna gi hasrete o kadar dalmıştı ki Alice defa yaptığı gibi, gene çocuğun ana ile Oliver'in kendisine baküklarıdiyordu. sı, babası üzerinde düşünmeğe baj Ursula'nın o pırıl pınl yanan nın farkında değildi. Arkasmda güladı. Bu uzun boyu, narin ve müzel bir elbise, parmaklannda parıl tenasib vücudü, yüzünün berrak mutfağından geçtiler. Tazecik, etçizgileri. doğuştan zarif hareketle rafına hasretle bakınıyor, eviııi. parıl yanan yüzükler, bsşında son ri, olgun görünüşü kime çekmişti mutı'ağını içi çekiyordu. Bahçeye moda ve pahalı cinsinden 'âciverd bir şapka vardı ama, üzerinden dur acaba? Cildinin şeffaf esmerliğinı, çıktılar, içine bir sızı çöktü. gunluk, yorgunluk. üzüntü ve bikes uzun kirpikli siyah gözlerini, o güYıllarca önce Alice: «Bahçe i?zel düz ve siyah saçlarmı annesin lerini Eugene çok iyi becerir,» de lik akıyordu. Onlardan ayrı duruyor ve kadma da. cocuğa da nek den mi almıştı yoksa? diği zaman Ursula pek inanmamıj zavallı, avutulamıyacsk ierecede Ursula içinden: «Oliver'ciğim! tı ımı, |imdi gözlerile görüyordu. kederli bir insan gibi görünüyorYavrum!» dedi. Kendisinin en hamarat günlerinde du. Bu içten gelme sevgiyi kendisinin bile bahçesi bu kadar güzelleşmeEtrafın pazar sessizliğinde U3uleti, kemiği demek olan çocuklarına mişti. Bu derece kahp gibi bir ca bir kapı açılıp kapaıHi. Kıjafne karşı niçın duyamıyordu? Onları bahçeden o pek hoşlanmazdı ama, de bahçeye eelmişti. Annesi. Urniçin yabancı ve anlaşılmaz birer olsun, gene de güzeldi. Her şeye sula, Oliver, durup onun gelişine mahluk gibi görüyordu? Onlarla baktılar. Artık kop?m>n bir deliuğraçmaktan niçin beziyor, usaru bir çekidüzen verilmişti. Her taraf derlitopluydu. Çimlerin dümdüz kanlı olmuştu. On yedi yaşmdaydı. yordu? O kadar çalıştığı halde neuzun boyluydu. Çabuk f?kat telâş den anlıynmıyordu onları; Tam bir veşilUğini bozan bir tek yabani ot nnnlık edeyim diye çırpınır'<en, i yoktu. Yaprak dökümü idi ama, ne sız bir viir'"""'''; •r/iı Düz, sjrı muhakkak ki onlara Oliver'den faz çitin yanında, ne de taş döşeli yo saçlarından bir perçem slnms düşlun üzerinde pek yaprağa rastlan müstü Bu saem altında yüzü de an!a emek vermişti. nesinin yüzüydü ama, erkekleşmiş Alice clini uzattı. Oliver'in saçı ınıyordu. r,ı hafii hafıi okşadı. Gözlerine sonBahçed» yüzlerca Urıul» dol*ji(AıküM vnri Linıanımızdan yapılan ihract ı arıs yakınlannda MaisonsLafitte'de yapılan Gcntlemen't. at yanşlarında Prenses ret'in sevgiliii Binbaşı Peter Townsend, Nimrod isimli bir atla birinci olmuştur. Resimde Feter Tovvnsend müsabakadan sonra görülmektedir. L'uınhurıyet'in Kdehî Tefrikası: fc Son 24 snat zarfında limtınımızdan yapılan ihracatın yekurm 42 bin liraİngiltereye lira Marga dü Bu aradaton acı badem1SC98 Maocğerinde on içi. caustana l?120 lira kıymet.rde 20 ton kccl kılı sevkedilmıştir. Aüce gene güklü ve Ursula'nın ğini şaşuırdı. Gene öyle olnıuştu. Lâf olsun diye; «Bahara bitirikendi fincanlanndan birine kaynar kaynar, mis gibi çaydan ko yor mektebini. değil mi? Sonra diye yup ona uzstırken: uKeşki bu ka Üniversiteye mi gidecek?» dar durgun olmasaydı,» dedi. sordu. Sormasile pişman olması bir ol«Kimi vakit adeta koi'kutuyor bani onun derslerine bu kadar düş du: ptavatsızhk etmişti! Alice'in ne kün oluşu. Seve seve çahştığını kadar parası olduğunu tam olarak bil sanmıyorum. Bence bir gayeye miyordu ama, pek az olduğunu varmak için tek yol olarak bunu tahmin ediyordu. Alice Oliver'e bir bardak süt vergörüyor da ondan bu kad.~r çalışıyor.» Bıraz durdu. sonra devam di ve. karşısındaki ssnki büyük aetti: nBirazdan iner aşağı. Se dammış gibi. kemali hürmetle çörek l»'nle görıisfînekten pek hoşlanı uzattı. Çocuk sütü de, çöreği de alıncaya kadar bekledi. yor, Ursula'cığım.» Sonra: «Üniversite meselesini Ursula içinden: "Hiç sanmam.» diyordu ama. yapmacık bir gülüşle konuştum onunla,» dedi. «Kendisi güldü Eusene'in y. nında üzerine tnrafUır değil. Başka tasaııbrı varbiı huzıır=uzluk geliyordu. Bu ço m:ş. Nedir, bilmiyorum .Ama, bacul: sırt yanında bulunmakla bıle sit, bü çocukluk hevesi değil, onu tedirgin ediyordu onu. Halbuki. biliyorum.') nezaket ve zaraiet nümunesiydi. Gözlerini Ursula'ya dikerek bakNe zaman Eııeene'in ' lâkırdısı tı ve başka bir şey söylemedi. Ursula bu bahsin üzerinde durolsa ne yapacağuu, ne söyiiyece artık hiç bir ilgisi yoktu, eski günlerini kafasından olduğu gibi silip atmıştı ve geçrruşe karşı hiç bir ılgi duymuyordu, bunu, gayet kibarca, ima ederdi. Şimdi onda dünyasmdan vazgeçip sakin ve vakur bir halde köşeye çekilmiş bir hal, göv desinden sıynlmış bir ruh hali vardı. Aralannda, oradan buradan, tath Ama, kimi vakit de ona öyle ge tatlı konuşuyorlardı. Ursula birden lirdi ki, aralannda lâfını bile et biıe gene neşesini kaybetti, durguıı medikleri bazı şeyleri sanki gerçek laştı. Üzerine bir bezginlik çökmüş, ten konuşmuşlardı. Sanki aralann içinde bir sızı belirmişti. Ama, oda, konuşmaktan korktukları şey nun bu hali gene, Alice'i kuşatan ler vardı sanki. Görüşmelerinin o o iyi kalbli ve müşfik lâkaydiye teahpabca hsvası içinde, sözle beliıt sir etmedi. mek islemedikleri acı bir şey kenUrsula aiizlerini önünden kaldırıp dini daimu hissettirir gibi olurdu. Alice'e dikti. Alire onu sakin s;ıkitı Alice'in eski ihpablurmın da hi;süzüyordu. Sonra, gene o müşfık adını anmazdı. Kadıncağız bunları tavrı ile, Oliver'e döndü: «Koca oğlan olmuşsun, mahiç sormazdı. Uvsula, boş bi'lunup. onlardan söz açacak olursa. o niç şalİBh.» dedi. «Az daha Uıuy«iiı.j bir şey söylemezdi. Eski hayaüle yordum.» madı. Birbirlerini ilgilendiren bahislerde fazla derine hiç bir zaman inmezlerdi. Ursula, eve dönünce, neler konuştuklarmı pek iyi hatırlamazdı. Zaten çok konuşmazlardı da. Çoğu vakit, Ursula bu evden ayrılırken içinde acayib bir eziklik, bilmediği bir şeye karşı hasret, karşılanmsmış bir istek, bir hoşnudsuzluk duyardı. Konsörvrtuvar tali: kabul edüdi Şehir Meclisl dün »aat 15 te avukmt Fer^n Arasm h»5kanlıjır.da toplanmıstır. İlk olarak, Gülhane parkında ve Üsküdarria Semsipaşada vapılacak B?har ve Çiçek bayr%mına ayrılacak sahanın tesbiti için Beledive baskan T iıeından jelen »rklıf imar komityonuna havale edümistir. Bu srada Çırağan Sar.yının turistik mel h?lme ge'irilmesi hakkınriaki »ekllf .1» aı»kalı encnrnrne tevdi ohınmaft'jr. Bnnri»n sonrı !«tanhul Helediye KoB» s»rvatıı?rı talim = tname proıet* müzakrre pdilmistir. Talima'namerln 5 lncl madrlesi. mnsiki ve Hyatro subelerini ih iva ert»r Beledive Konsc.rvdluarını, teskilat itibarile uç kixma «yirmakt» idi. Bunlar. idare. tedrisat ve unat faaliyetleri bölümier'Tii teşki! ertiyordu. Müteakıben di^er maddelerin okunmasına geeilmistlr. Ntifede !97 maddeden ibaret olan Kon=ervatuar tajimatnamefi kabul edilmistir. Şehir Meclisi. yarın saat 15 te toplanarak gündemdki dijer maddelerin müzakeresine devam »dcketir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle